You are on page 1of 47

KENTSEL MEKAN KAVRAMI

MEKAN TANIMLARI
Mekan en basit tanımıyla bir kişi veya gurubun yeridir.
Mekan insanın, insan ilişkilerinin ve bu ilişkilerin gerektirdiği
donatıların içinde yer aldığı sınırları kapsadığı
örgütlenmenin yapı ve karakterine göre belirlenen bir
boşundur (GÜR, 1996).
Mekan kavramı farklı disiplinlere ve
uzmanlık alanlarına göre çeşitli ifade ve tanım çiftleriyle
anlatılabilmektedir. Moholy-Nagy ve Muck’a göre;
• Objektif Mekan : Mekan üç boyutu ile ölçülebilmektedir
ve bir gerçeklik olarak vardır.
• Subjektif Mekan : Mekan aynı anda ölçülemeyen
boyutları ile varsayılabilir, duyularla kavranabilir ve
subjektif olarak gerçekte var veya yoktur.
Bu tanımların yapılmasından sonra mekan kavramı,
objektif/subjektif, iç/dış mekan, doğal/yapay mekan,
demokratik/antidemokratik mekan, geleneksel/çağdaş
mekan gibi iki aşamalı olarak ele alınmaya
başlanmıştır.
•İç Mekan: Özel ve yarı özel mekanları anlatmak için
kullanılan bu kavram kapalılık hissi uyandırır.
•Dış Mekan: Kentsel ve toplumsal mekanı anlatmak
için kullanılır ve açıklık hissi uyandırır.

Gür’e göre mekan tiplerini mekanın fonksiyonu belirler,


mekan türleri ise mekanın sınırlarının esnekliği ve
katılığı ile ifade edilebilmesidir.
• Doğal Mekan: Doğada var olduğu haliyle mekan özelliği taşıyan mekanlar.
• Yapay Mekan: İnsan eliyle yapılmış mekanlar.
• Demokratik Mekan: Parça/bütün uyumunun organik süreçlere bağlı olarak
ortaya çıktığı mekan düzenleridir.
• Antidemokratik Mekan: Merkezi yönetimlerin katı hiyerarşik yapısını
içinde barındıran mekanlardır.
• Geleneksel Mekan: Mekan düzeninin geleneksel kültür ve sosyal
olgulardan ortaya çıktığı hissini uyandıran mekanlardır.
• Çağdaş Mekan: Çağdaş tasarım kuralları çerçevesinde oluştuğu hissedilen
mekan düzenleridir.
• Temsili Mekan: Biliş üzerine düşen mekanı ifade eder.
• Sensori-Motor Mekan: Duyu organları ile kavranan mekanı ifade eder.
• Matematiksel Mekan: Boyutları verilen bu boyutlarla kavranan mekandır.
• Olgusal Mekan: Boyutları verilen mekanın kullanıcı biliş farklılıkları ve
farklı bakış açıları ile farklı boyutlarda algılanan mekandır.
• Durağan Mekan: Mekanı oluşturan mekan bileşenlerinin sabit olduğu
algılanan mekandır.
• Devingen Mekan: Mekan bileşenlerinin hareketli olduğu algılanan mekan
düzenidir.
İki aşamalı olarak yapılan bu mekan tanımlarından sonra,
Norberg-Schulz 1963’te mekanı 4 ana başlık altında
toplamıştır.
• Bireyin algılamasına bağlı olmayan ve gerçekliklerle
sınırlanan mekan
• Bireyin bilinçli olarak edindiği deneyimlerle algıladığı
mekan
• Mimari yapısal mekan
• Soyut geometrik mekan
Norberg- Schulz’un 1963’te yaptığı bu tanımlamalardan
sonra Relph 1987’de mekanı bu tanımlamalara dayalı olarak
beş ana başlıkta irdelemiştir.
• Yararlanılan mekan
• Simgesel mekan
• Hissedilen mevcut mekan
• Mimari yapısal mekan
• Soyut geometrik mekan
Relph’in bu mekan tanımları şöyle ifade edilmiştir (Gür 1996).
• Yararlanılan mekan: Fiziksel çevreyi kendi gereksinmeleri
doğrultusunda kullanan ve değiştiren insanın yaşama, çoğalma ve
üretmeye ilişkin sürekli kullandığı davranış modlarının yer aldığı
ekololojik ve operasyonel mekandır.
• Simgesel mekan: Bireyin doğrudan algısal boyutları içinde olmayan
siyasal, ekonomik, kültürel, toplumsal sistemler ve bunların
simgesel yapısına bağlı olan, toplumun biliş, dugu ve
değerlendirmeleri ile yordanan bireye nüfuz eden mekandır.
• Hissedilen mevcut mekan: İnsanın duyu organlarıyla algıladığı
fiziksel mekanın ilişkiler, anılar, beklentiler gibi örneklenebilen, bilişe
dayalı öznel yorumlarla tanımlanmasıdır. Varoluşsal bir gerçeklik
olan bu mekan pasif olmayıp insanın eylemleri tarafından sürekli
olarak yeniden yaratılan ya da biçimlenen mekandır. Varoluşsal
mekanı zihinsel yapı ve süreçler belirler.
• Mimari mekan: İnsanı barındıran zaman dahil dört boyutu olan
sınırlandırılmış örgütsel ve örgütlü boşundur. Coğrafyasal
mekandan binaya kadar çeşitli düzeyleri kapsar.
• Soyut geometrik mekan: Mimari mekanın soyutlama yolu ile elde
edilen geometrik kurgusu ve kompozisyonudur.
«Yer» ve «Mekan» kavramlarının anlaşılmasında ve
mekanı örgütlemede en önemli oluşum insanın
varoluşsal gerçekliğidir. Hissedilen ya da yaşayan
mekan insanın çevre ile etkileşimini başarılı bir şekilde
sürdürme amacıyla geliştirdiği imgeyi gösteren tinsel bir
kavramdır. Bu anlamda mekan algılanmayı bekleyen
pasif bir mekan olmayıp, insanın eylemleri tarafından
sürekli olarak yeniden tasarlanan ya da biçimlenen
mekandır.
Tümüyle insan tarafından oluşturulan kentler, köyler,
evler ya da peyzaj düzenlemeleri böyle bir mekan
kapsamında kalan sistemlerdir. Bunlar varoluşsal
mekanın alt bileşenleri olarak düşünülebilirler. (Öksüz,
2004)
KENTSEL MEKANI OLUŞTURAN ÖĞELER

Mekânı oluşturan çeşitli bileşen ve öğeler, mekânsal


örgütlenmede çok farklı roller üstlenmekte, mekânın
tüm etkisi üzerinde son derece önemli olmaktadırlar.
Mekân bileşen ve öğeleri mekânsal örgütlenmede
SINIRLAYICI, BELİRLEYİCİ, YÖNLENDİRİCİ,
ODAKLAYICI, SÜREKLİLİK SAĞLAYICI,
ANLAM TAŞIYICI, BİRLEŞTİRİCİ, AYIRICI
roller üstlenirler. Bu roller gözlemciye o mekanın
kavranabilmesinde önemli ipuçları verir. ( GÜR, 1996)
KENTSEL MEKANIN ÖZELLİKLERİ
Açık alanların özellikli bir tanımı olan kentsel mekan, mekanın
somutlaşmış şekli olan mimari mekanla doğrudan ilişkilidir.
Geçmişte kentsel mekan ve mimari mekan arasındaki
süreklilik, modernizm ile birlikte yapısal ve algısal olarak
yalıtıma uğramış ve birbirlerinden bağımsız binaların mekanı
karakterine bürünmüştür. Bağımsız binalara gösterilen ilgiye
karşın binalar arasında kalan mekanların nitelik ve
organizasyonu ikinci derecede ele alınmıştır.
Kentsel mekan kavramına farklı tanımlar, tanımı yapanların
uzmanlık alanları açısından bakışı da ifade ettiğinden az çok
değişiklikler içerebilirler. Birkaç «Kentsel Mekân» tanımı:
"Sokaklarda, alanlarda, parklarda, bahçelerde özetle insan
yapıtlarının arasında kalan ve bunlarla sınırlanan mekandır.»
KENTSEL MEKANIN ÖZELLİKLERİ
"Kentin insan yaşantısının öznel ve psikolojik süreçlerinin
geçtiği, duygusal algı ve deneyimlerin bilince, kişiliğe ve
anılara dönüştüğü yerdir". (Eşkinat, 1992).
"Kentsel yapıların dışında kalan, kent arazisi üzerinde kurulu,
kentlilerin kullandığı, kentle ilişkili olayların yer aldığı alanların
tümüdür" diye ifade edilmektedir. (Konuk, 1987)
Kentsel dış mekan, mekan olmasından kaynaklı olarak
sınırları olan ve bu sınırı yaratan öğelerin bütününü ifade eder
ve bu özellikleri ile de iç mekan kavramını oluşturan,
sınırlandıran öğeler yönünden benzerlik gösterir.( Şekil 2.1. ,
Şekil 2.2.)
Şekil 2.1. İç Mekanı Sınırlandıran Elemanlar Şekil 2.2. Kentsel Dış Mekanı Sınırlandıran
Elemanlar
1) Kentsel dış mekanın eni, boyu, yüksekliği vardır. Yani üç
boyutludur.
2) Üzerinde kentsel olaylar, aktiviteler geçer.
3) Kentliler mekanı kullanır, ondan yararlanır.
4) Kentsel mekan duyular ve duygular yoluyla algılanır ve
kavranır.
5) Kentsel mekan kişiye has ve subjektif yorumlanır,
değerlendirilir. Böylece kentsel mekan ile kişi arasında
duygusal bir bütünleşme kurulur.
6) Bu özellik kentsel mekan kavramını kentsel alan
kavramından ayırır; kentteki boşluklar kentsel alan olarak
değerlendirilir, oysa bir kent meydanı ancak kentsel
mekan olarak değerlendirilir.
7) Kentsel alan kavramı 3 boyutludur, kentsel mekan
kavramı ise içerisindeki, ekonomik, sosyal, kültürel,
politik, dinsel, eğitim, spor gibi etkinlikler nedeniyle çok
boyutludur.(Öksüz, 2004)
KENTSEL MEKAN TÜRLERİ
Kentsel dış mekanlar özel yaşamın aksine toplu yaşamın tüm etkinliklerinin
sürdüğü mekanlardır. Bu mekanlar her yaş, cins ve meslek grubunun
yararlanmasına açık, kentsel strüktür içinde yer alan mekanlar olarak
tanımlanabilir. Bunlar mülkiyetin ortak olduğu mekanlardır. Ortak çıkar ve
kullanımlar için düzenlenmiş ya da oluşmuştur. (Öksüz, 2004)
Kentsel Mekan Türleri:
– Özel Mekanlar: Belli bir grubun ya da kişinin özel kullanımına açık olan ve
yalnızca o kişi ve gruplarca kullanılan mekanlardır.
– Yarı Özel Mekanlar: Herhangi bir kişinin mülkiyetinde olan ancak toplum
tarafından da gözlemsel olarak algılanabilen mekanlardır. Bu mekanlar ait
olduğu kişiler dışında kullanıma açık değildir ancak özel mekanlarda olduğu
gibi kapalılık hissi yoktur.
– Kamusal Mekanlar: Her kentlinin serbestçe girebildiği, gezebildiği,
kullanabildiği mekanlardır. Yapılanmış veya yapılanmamış olabilir. Kent
sakinlerinin kullandığı binalar ya da meydanlar olabilir.
– Yarı Kamusal Mekanlar: Bu mekanların mülkiyeti bazen kamuya bazen de
kişilere ait olabilir. Ancak kamusal mekanlardan farkı, belli bir statü
oluşturarak her kullanıcının kullanabilmesini önlemektedir. Kendi içerisinde
bir otokontrol mekanizması vardır.
KENTSEL DIŞ MEKAN ORGANİZASYONU
Kentsel dış mekan tasarımı, tasarımcılar açısından en az iç mekan
tasarımı kadar önemlidir ve hesaba katılmak zorundadır. İnsanlar
evlerinde yaşadıkları zaman kadar da dışarıda yaşarlar. Bu nedenle dış
mekanlarda olabildiğince hoş ve rahat olmalıdır.
Yapılar arasındaki boşlukların oranı insanların duyularını etkiler.
Özelliği itibarı ile çok geniş-dar, büyük-küçük, yüksek-alçak, olan
mekanlar, insanlar üzerinde değişik duygular uyandırabilir ve onları
etkileyerek izler bırakabilir.
Başarılı kent mekanlarının çeşitli karakteristik özelliklerini inceleyip,
bunları üç düzeyde toplayan Trancik’e göre;
1)- Üç Boyutlu Çerçeve: Kapalılık, sınırlayıcı elemanların tanımlılığı,
ölçü, oran, saydamlık, açılmalar, yüzey dekorasyonu;
2)- İki Boyutlu Çerçeve: Yer düzleminin biçimlenmesi ve çok parçalı
olarak düzenlenmesi;
3)- Mekan İçindeki Nesnelerin Yerleştirilmesi: Ağaçlar, heykeller, su
elemanları, kentsel mobilya, çitler/ parmaklıklar/perde duvarlar vb.
Bu gruplamayı yaptıktan sonra Trancik iki tür kentsel açık
mekandan söz etmektedir.
A)- Yumuşak Mekanlar: Doğal çevrenin egemen olduğu
mekanlardır. Kentsel çevrede rekreasyonu mümkün kılabilen
parklar, bahçeler ve doğrusal yeşil eksenler bu kapsama
girerler (yeşil alanlar; işlevsel tanımlama) (Şekil 2.3).
B)- Sert Mekanlar: Büyük ölçüde duvarlarla tanımlanmışlardır.
Genellikle etkinlikler üreten ana mekanlar olarak işlevlerini
sürdürürler (kentsel açık alanlar; mimari/fiziksel tanımlama)
(Şekil 2.4).

Sitte mekansal tasarım ilkelerini belirlediği çalışmasında, en


önemli ilkenin “Kapalılık” olduğunu belirlemiştir. Meydanların
bir kısmının kısmen kapalı olduğunu ve çevrelendiğini, bir
kısmının da açık mekân ilişkileriyle kapalı mekânlar arası bir
geçiş oluşturduğunu anlatmıştır.
Ashihiara’ ya göre kapalılık ile ilişkili olarak kentsel
mekanlar genelde iki ana grupta incelenebilir:
1)- Negatif Mekan: Belirli bir biçimi olmayan, binalar inşa
edildikten sonra geriye kalan hacim olarak değerlendirilir.
2)- Pozitif Mekan: Belirgin ve kesin bir biçimi olan mekan
olarak tanımlanır.
Bu iki mekan türünde plan geometrileri tümüyle farklı
değerlerdedir.
Pozitif mekan ile negatif mekan arasındaki en önemli
farklılık işlevlerindedir. Öyle ki, pozitif mekanlar insanların
kendilerini içinde rahat hissettikleri ve kullandıkları, negatif
mekanlar ise göreli olarak rahatsız hissettikleri ve kullanma
eğilimi göstermedikleri mekanlardır.
Kapalılık, mekansal biçimlenmenin tanımlanmasının
ötesinde "Kapalılık Hissinin" oluşması ile açıklanabilir.
(Öksüz, 2004)
Yumuşak Mekan ( Soft Space) Sert-Güçlü Mekan ( Hard Space)

Negatif Mekân Pozitif Mekân


KENTSEL DIŞ MEKANDA KAPALILIĞIN BOYUTU

Kentsel dış mekanı sınırlayan çevredeki yapıların


boyutları, mekanın boyutları, ve algılanan boyutlar
arasındaki ilişki, kullanıcılar üzerinde farklı psikolojik
etkiler oluşturur. Kentsel dış mekandaki yatay ve
düşey boyutlar arasındaki oranlar, mekanın
algılanmasını ve mekan içerisindeki kullanıcı
davranışlarını belirler. Greater London Council’ e göre
açık mekanda, «Ortada Kalma – Açıkta Kalma» hissi,
atmosferin her türlü etkisine maruz kalma, canlanma
ve hareketlenme isteği oluşur. Kapalı mekanda ise;
kapalı mekandan korkma, yalnızlık hissi ve
mahremiyet duygusu oluşur.
KENTSEL DIŞ MEKANDA KAPALILIĞIN BOYUTU
Kentsel Dış Mekanda Kapalılığın Derecelenmesi
Kapalılığın derecelenmesinde 3. boyutta yapı yükseklikleri
etkili olurken, 2. boyutta, bina kitlelerinin plan düzlemindeki
organizasyonu önem kazanmaktadır. Bu çerçevede yapılacak
düzenlemeler yine, insan üzerinde değişik etkiler bırakan
kentsel dış mekanların oluşmasına neden olur.

Greater London Council’de “güçlü kapalılık etkisinin; etkili bir


mekan hissi verdiği, yerini tariflemenin kolay olduğu,
Vandalizm etkisini azalttığı, kullanıcılar arasında sosyal
ilişkileri geliştirdiği belirtilmiştir. Buna karşılık, mekanlar arası
karşılaştırma yapmanın güç olduğu, köşe binalarda
mahremiyet ihlali olduğu söylenmektedir.
KISMİ KAPALILIK

KAPALILIK HİSSİ ÇOK AZ

GÜÇLÜ KAPALILIK
Kentsel Dış Mekanda Kapalılığın Elemanları

Kent mekanındaki kapalılığın elemanları; mekanı sınırlama özelliğine sahip


her türlü doğal ve yapay elemanlar olabilirler. Bunlar, sahip oldukları
özellikler ve mekanı sınırlamada üstlendikleri öneme göre birincil ve ikincil
mekan elemanları olarak ayrılmaktadır.

Birincil mekan elemanları, bazen bina duvarları, büyük ağaçlar olabildiği


gibi, bazen de köprüler, geçitler veya yapı gurupları olabilir. Elemanların
etkisi, içinde bulundukları ortam şartlarına ve kullanıcı algısına göre güçlü
ya da zayıf olabilir. İkincil mekan elemanları, mekanı sınırlandıran ama
aynı zamanda en az bir boyutuyla çevresel algıyı kesmeyen elemanlardır.
Perde duvarlar, küçük bitkiler, yer düzenlemeleri olabilir.
İKİNCİL MEKAN ELEMANLARI
KENTSEL MEKANDA KAPALILIK
Kapalılığın derecelenmesinde 3. boyutta yapı yükseklikleri etkili olurken, 2. boyutta bina
kitlelerinin plan düzlemindeki organizasyonu önem kazanmaktadır. Bu çerçevede yapılacak
düzenlemeler yine, insan üzerinde değişik etkiler bırakan kentsel dış mekanların
oluşmasına neden olur.

Kapalılık Hissi Çok Az

Kısmen Kapalılık Güçlü Kapalılık


GÜÇLÜ KAPALILIK ETKİSİNİN

AVANTAJLARI DEZAVANTAJLARI
* Etkili bir mekan hissi * Mekanlar birbirine benzediği için
* Yerini tarif etme kolaylığı karşılaştırma yapmada güçlük
* Vandalizm etkisini azaltma * Köşe binalarda mahremiyetin
ihlali
* Yaşayanlar arasında sosyal ilişkinin
kurulmasına ve gelişmesine neden olma

Kent mekanındaki kapalılığın elemanları; mekanı sınırlama özelliğine sahip her türlü
doğal ve yapay elemanlar olabilirler. Bunlar, sahip oldukları özellikler ve mekanı
sınırlamada üstlendikleri öneme göre birincil ve ikincil mekan olarak ayrılmaktadır.
MEYDAN MEKANINDA KAPALILIĞIN ETKİSİ

Meydanların kapalılık etkisi, meydanı çeviren yapıların yüksekliği ile yapılar arasındaki mesafenin oranı ile ifade edilmektedir.

Kapalılık etkisinin bir başka ifade biçimi de; meydan mekanının merkezi ile, meydanı çevreleyen binaların en üst noktaları
arasındaki bakış doğrularının, meydan zemin düzlemiyle yaptıkları açı ile verilmektedir.
SOKAKLARDA KAPALILIĞIN ETKİSİ
Cadde ve sokaklardaki mekansal kapalılık
etkisi, yoğun bir sosyalleşmenin oluşmasında
önemli bir rol oynar. Kapalılık etkisi,
meydanlarda olduğu gibi; sokağın iki
yanındaki binaların yüksekliği ile, binalar
arasındaki mesafenin oranı ile ifade
edilmektedir.
KENTSEL KAPALILIK TÜRLERİ
3. BOYUTUN YOL MEKANINDAKİ ETKİLERİ
Yol mekanını çevreleyen yapıların fiziksel özelliklerine (renk, yükseklik, biçimlenme özelliği vb.) göre yol
mekanı, olduğundan farklı algılanabilir. Bu tür özellikler, tasarım aşamasında, elde edilmek istenen mekan
özelliklerinin daha da vurgulanması ya da etkinin artırılması/azaltılması için araç olarak kullanılabilir.
MEKANSAL KURGUNUN TASARLANMASINDA
DİKKATE ALINABİLECEK İLKELER
1) AVLU/SOKAK KARIŞIMININ BİRLİKTE KULLANILMASI

Bir konuttaki koridor ve kapılarla birbirine bağlanan odalar dizisi gibi bir düzen sözkonusudur. Böylece
mekanı
kullananların görüşleri sürekli değişiyor bu da görsel çeşitliliğin, ilginin artmasına neden oluyor. Bu tür
düzenlemelerde güçlü mekan etkisi oluşuyor ve süreklilik sağlanıyor.
2) ALT MEKANLAR OLUŞTURMA
Bir mekan daha küçük boyutlardaki alt mekanların bütünü olarak ele alınabilir.
Böylece kullanıcıya, değişik amaçlarla kullanacağı, çeşitli sosyal aktivitelerin
yer alacağı, değişik atmosferdeki mekanlar sunulabilir. Ayrıca, bu yöntemle
açık mekan hissi veren bir mekan, parçalanarak kapalı mekan hissi oluşturacak
bir yapıya (mekanlara) dönüştürülebilir.
3) IZGARA SİSTEMİ
Düzenli bir doğrusal ızgara sistemi, kuşbakışı olarak kolayca kavranabilir ve
tam olarak algılanabilir. Ancak içinde yol alırken kavranıp algılanması güçtür.
İnsanların bu tür yerleşmelerde kent mekanı içindeki yönelimlerini
kolaylaştıracak genel bir anlaşılırlık gerekir.

BOFFIL’İN CEZAYİR’DE BİR KÖY PLANI


4) GELENEKSEL SİSTEMLER
Geleneksel kentlerin ya da kasabaların karakteristiği olan düzensiz, anti-ızgara
tipi mekan organizasyonları, yukarıdan bakıldığında anlaşılır bir düzen
göstermemelerine karşın, içlerinde hareket edildiğinde yerel farklılıkların sürekli
olarak genele ilişkin görsel veriler sunmaları nedeniyle iyi düzenlenmiş etkisi
yaparlar.

İtalya’da Toskana Bölgesinde


Montecatini Alto Yerleşmesi

Fransa’da Var Yöresinde Bir


Kasaba Yerleşmesi
5) İNSAN ÖLÇÜ VE BOYUTLARININ ÜSTÜNDEKİ KİTLELER
A) Bu tür yapılar kavranabilirlik oranları düşük yapılardır ve belirli sayısal gereksinmeleri
karşılamak, zaman ve maliyetlerde karlılık sağlamak için yapılabilirler. Ancak bu tür
yapılarda dış mekan organizasyonları, sosyal ilişkiler ve insan-yapı-doğa ilişkileri
bakımından sakıncalıdır ve kopukluklara neden olur.
B) Çok katlı büyük yapı düzeni, dış mekan düzenlemelerinde kontrol edilebilir ölçekte, özel
niteliklere sahip mekan birimlerinin kurgusuna olanak sağlamamaktadır. Ayrıca bu tür
bloklarda sağlıklı bir yönlendirme de gerçekleştirilememektedir.

Helsinki’de Bocksbacka
Mahallesi
C) Çok katlı, çok konutlu yapı bloklarının kullanımıyla gruplar oluşturmak ve rasyonel bir
düzen kurgusunu gerçekleştirmek olasılığı da azdır. Gruplamalarda konut birimlerinin
güneşlenme, manzara vb. koşullarda eşdeğer yararlanma düzeninin kurgusu zordur.

Kitagata Evleri (Japonya)


6) ÇOK KATLI YAPI BLOKLARININ OLUMSUZ ETKİLERİNİN AZALTILMASI
Çok katlı yapı bloklarının olumsuz etkileri, doğal veriler ve diğer az katlı yapı birimleri birlikte
değerlendirilerek, karma bir düzenleme ile azaltılabilir. Ağaç kullanımı veya boyutları
insan ölçeği ve boyutlarına uygun birimler, çok katlı büyük yapı gruplarının tekdüze
etkisini azaltarak zengin, çeşitli ve ilginç yerleşme gruplarının kurgusuna olanak sağlar.
Böylece ölçüsüz, oransız dış mekan kademeli olarak daha küçük, sınırları kavranabilir
mekan düzenine dönüştürülebilir.
7) BİNALARDA ÖN / ARKA AYIRIMI
Tüm yapıların girişleri ve en fazla kamusal değer taşıyan eylemler için, kamusal mekana
bakan bir “ön” ve en özel eylemlerin gerçekleştirilebileceği bir “arka” planı olmalıdır.
Özellikle konut bölgelerinin düzenlenmesinde bu önemlidir. Bentley, bu düşünce
doğrultusunda “çevresel blok strüktür” olarak adlandırdığı avlulu yerleşme düzenini ideat
bir çözüm olarak sunar.
8) KAVRANABİLİRLİK YARATMA VE SINIRSIZLIĞIN GİDERİLMESİ

Yapı birimlerinin aynı doğrultuda uzayıp gitmesi, Yapı birimlerinin birbirleri ile, belirli ölçülerde
kavranabilirliğin yok olmasına ve bir sınırsızlığın kenetlenmesiyle kavranabilir bir açık mekanlar zinciri
oluşmasına neden olur. elde edilebilir.
9) MEKAN FARKLILAŞMASI YARATMA

Yapılar arası açık alan, koridor gibi uzuyor. Mekan Yapı ve yol arasında uygun bir hareketlilik sağlanmış.
farklılaşması yok.
10) YAPI / YOL BÜTÜNLEŞMESİ

Eğimli alanda üçüncü boyutta


düzenleme.

Düz alanda bina cephelerindeki


hareketliliğe göre düzenleme.
11) RİTMİK DÜZEN YARATMA
Bir sokak/cadde mekanının, mekanlar zinciri olarak, birbiriyle kenetlenen, birbirinden farklı
mekan birimleri olarak düzenlenmesinde; belirli oranların kullanılması olumlu sonuçlar
verir. Altın ölçü oranı, ritmik bir düzen yaratmada önemlidir.
YAYANIN HAREKETİ
Yaş gruplarının hareket özelliklerinden bağımsız olarak kentsel alanlarda yollar binaların köşe ve duvarları
arasında biçimlendiğinden buna uygun dik açılı veya açılı yönelmelerle oluşur. Kırsal alanlarda ise
ağaçlar, ağaç grupları, çimenlik alanlar vb. alanlarda oluşan yol, daha çok gezinti amacına yönelik
olarak eğriseldir.
Çocuklar, bir yol güzergahını kullanmada genellikle yol üzerindeki nesnelerle ilgilenirken, yetişkinler belli bir
amacı gerçekleştirmeye yönelik olarak direkt yürürler. Yaşlıların ise yetişkinler kadar etkili amaçları
yoktur, yavaşça ve dinlenmek için durarak yürürler.
KENTSEL DIŞ MEKANDA YEŞİLİN BİR TASARIM
ÖĞESİ OLARAK KULLANIMI
Yeşil öğesi rengi, boyutları vb. yapısal ve doku özelliklerinden ötürü kentsel dış mekanlarda
tasarım elemanı olarak kullanılabilir. Özellikle bir sokak girişinin vurgulanmasında, ya da
benzer şekilde yapı girişlerinde, girişi belirleyen ve diğerlerinen ayırt edilmesini sağlayan
bir eleman olarak kullanılabilir. Benzer şekilde tek bir mekandaki konumu belirleyerek yön
bulmada yardımcı olabilir. Birbirleri ile ilişkili sokak ve meydan düzenlerinin oluşturduğu
süreklilik içinde kaybolmadan, güvenle dolaşmak mümkün olabilir. Mekanların
algılanmasında kapalılık etkisi yaratabilir, mekana sınır ve yükseklik getirir. Ayrıca
meydan, avlu gibi mekanlarda mevsimin algilanmasına, iklimlendirmeye yardımcı olur.
Sokaklarda süreklilik sağlama, sokak mekanının konforlu ve kapalı algılanmasını
sağlama gibi özellikleri vardır.

You might also like