You are on page 1of 22

ANAYASA HUKUKU

27. HAFTA
YARGI
 Yargı da tıpkı yasama ve yürütme gibi egemenlik yetkisini kullanan bir organdır.
 Yargının yapılandırılmasında iki farklı sistem bulunmaktadır:
 Yargı birliği sistemi (tek bir yüksek mahkemenin bulunduğu)
 Yargı ayrılığı sistemi (her bir yargı kolunun yüksek mahkemesinin bulunduğu).
 Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı tüm hukuk düzenlerinde geçerli olan hukukun
genel ilkesi olarak kabul edilmektedir.
 Yargı içerisinde de Anayasa Mahkemeleri modern anayasacılığın en önemli
kurumu haline gelmiştir.
 Anayasaya uygunluğun tüm mahkemelerce denetlendiği sistem «genel mahkeme
sistemi»; Anayasa Mahkemeleri şeklindeki sisteme ise «özel yetkili mahkeme»
sistemi adı verilmektedir.
 Yargı birliği sisteminde, ilk derece mahkemeleri konularına göre farklılaşır ancak
hepsinin bağlı olduğu tek yüksek mahkeme bulunur.
 Yargı birliği olan ülkelerde anayasa mahkemeleri ayrı bir yargı olarak değil, özel
mahkeme olarak yer almaktadır.
 Yargı teşkilatlanmasında, hukuk geleneği ve hukuk sisteminin yapısı etkilidir.
Örneğin, Anglo-sakson hukukunda etkilenen Amerika kıtasında yargı birliği esas
alınmıştır.
 Kara Avrupası’nda ise yaygın uygulama «yargı ayrılığı» sistemidir (Birleşik
Krallık, Danimarka, İspanya hariç).
 Devlet ideolojileri ile yargı sistemleri arasında doğrudan bir ilişki bulunur.
Sosyalist sistemlerde yargı birliği; liberal ve Müslüman ülkelerde ise yargı ayrılığı
(veya yargı birliği) sistemleri uygulanabilmektedir.
 Hükümet sistemleri ile yargı sistemi arasında doğrudan bir ilişki yoktur.
 Yargı ayrılığı sisteminde, yargı konusunda göre farklı kollara ayrılmakta ve her
yargı kolunda bir yüksek mahkeme bulunmaktadır.
 En yaygın ayrım, «adli yargı»- «idari yargı» ayrımıdır. Bazı ülkelerde «askeri
yargı» da bulunmaktadır. Yine İslam ülkelerinde genel yargı sistemi yanında «şer-i
mahkemeler» de ayrı bir yargı koludur.
 Yargının kollara ayrılması, Kara Avrupası’nın yaygın uygulamasıdır.
 Bu ayrım Roma hukukuna dayanmaktadır.
Yargı Yetkisi ve Özellikleri
 Yargı yetkisi, bir egemenlik yetkisi olduğundan, liberal sistemlerde millet
adına bu yetki, bağımsız mahkemelerce kullanılır.
 Anayasa’nın 9. maddesine göre:
 Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
 Yargı aynı zamanda, bir görevdir. Zira Anayasa’nın m. 36/2 hükmüne
göre
 Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan
kaçınamaz.
 Yargı, uyuşmazlıkları «kesin» olarak karara bağlamakla görevlidir.
 Bir merciin «mahkeme» olarak kabul edilebilmesi için (AİHM’e göre):
 Belli bir usul izleyerek ve hukuk kurallarına dayanarak,
 Gerektiğinde devlet zoruyla yerine getirilmesi mümkün olan kararlar
verme yetkisini elinde tutan bir organ olması;
 Dava konusunu bağlayıcı bir şekilde sonuçlandırma yetkisinin
bulunması;
 Uyuşmazlığı esastan ve kesin olarak çözme yetkisinin bulunması;
Gerekir.
 Anayasa Mahkemesine göre yargı yetkisi, hukuki uyuşmazlıkların kanunla
kurulan, bağımsız ve tarafsız nitelikte mahkemeler tarafından kesin hükümle
sonuçlandırılmasıdır.
Yargıya İlişkin Temel İlkeler
 Anayasa’nın 36-40 maddeleri, hakların korunmasına ilişkin yargısal ilkeleri düzenlemiştir.
Yine, «yargı» bölümünde, mahkemelerin bağımsızlığı, hakimlik teminatı ve duruşmaların
açık ve kararların gerekçeli olması ilkelerine de yer verilmiştir.
 Temel ilkeler:
 Adil yargılanma (AY m. 36)
 Hem maddi bir hak hem de diğer haklardan yararlanmada usuli bir güvencedir.
 Mahkemeye başvuru hakkı, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız mahkemede
yargılanma hakkı, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı, aleni yargılanma hakkı,
makul sürede yargılanma hakkı, masumiyet karinesi, tanıkları sorguya çekme
hakkı, savunma hakkı ve gerekçeli karar hakkı gibi haklardan oluşur.
 Kanuni Hakim Güvencesi (Tabii Yargıç İlkesi)
 Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne
çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir
merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü
merciler kurulamaz .
 Bu ilke, olağanüstü mahkemeler kurulmasını yasaklar. Ancak özel/ ihtisas
mahkemesi kurulmasını yasaklamaz.
 Olağanüstü mahkeme, genel mahkemelerden daha geniş ve daha farklı bir
yargılama usulünün benimsendiği mahkeme anlamına gelmektedir.
 Somut bir davayı etkilemek üzere yargılama usulünün değiştirilmesi,
doğal yargıç ilkesinin ihlalidir.
 Suç ve Cezalara İlişkin İlkeler (Anayasa m. 38)
 Aleyhe ceza kanunlarının geçmişe yürütülmesi yasağı,
 Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi,
 Masumiyet karinesi,
 Suçların şahsiliği ilkesi,
 Susma ve tanıklıktan çekinme hakkı,
 Kanuna aykırı delile dayanma yasağı
 Borç için hapis yasağı,
 Ölüm cezası verilmemesi ve genel müsadere yasağı,
 İdarenin kişi hürriyetine sınırlayan müeyyide uygulaması yasağı,
 Vatandaşın suç nedeniyle yabancı ülkeye verilmesi yasağı.
 Yargı Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı İlkesi
 Hukuk devletinin bir gereği, adil yargılanma hakkının da zorunlu bir unsurudur.
 Anayasa m. 138 hükmüne göre:
 Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak
vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.
 Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere
ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde
bulunamaz.
 Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması
ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
 Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu
organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine
getirilmesini geciktiremez.
 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kararlarında "öznel ve nesnel” tarafsızlık ayrımı yapmaktadır.
 Öznel tarafsızlık, hâkimlerin bireysel olarak mevcut davadaki kişisel tarafsızlığını ifade
etmektedir.
 Nesnel tarafsızlık ise kurum olarak mahkemelerin tarafsız bir kurumsal yapıya sahip olmasıdır.
 Anayasa Mahkemesi de verdiği kararlarda yargı bağımsızlığının bireysel ve kurumsal yönü ile
iç ve dış boyutuna işaret edilmektedir:
 “Hukuk devleti ilkesinin temel bileşenlerinden olan yargı bağımsızlığı, insan haklarının ve
hürriyetlerinin başlıca ve en etkin güvencesidir. Mahkemelerin bağımsızlığı ilkesi,
hâkimlerin görevlerinde bağımsız olduklarını ifade etmektedir. Hâkimlerin görevlerinde
bağımsızlıkları ise onlara tanınan bir ayrıcalık olmayıp, adaletin dolaylı dolaysız her türlü
etki, baskı, yönlendirme ve kuşkudan uzak dağıtılması amacını gütmektedir. Yargının bir
karakteri olan bağımsızlık, hâkimin, çekinmeden ve endişe duymadan, Anayasa'nın
öngördüğü gereklerden başka herhangi bir dış etki aaltında kalmadan, yansız tutumla,
özgürce karar verebilmesidir».
 Anayasa m. 140 hükmüyle «yargının kurumsal bağımsızlığı»;
 Anayasa m. 140-144 hükümleriyle «iç bağımsızlık»;
 Anayasa m. 139 hükmüyle «hakimlik teminatı»;
Düzenlenmiştir.
Hakimlik teminatı; Hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe
Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya
kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından
yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar,
görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya
meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki
istisnalar saklıdır.
 Anayasa m. 140 hükmüne göre:
 Hakimler ve savcılar adli ve idari yargı hakim ve savcıları olarak görev
yaparlar. Bu görevler meslekten hakim ve savcılar eliyle yürütülür.
 Hakimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre
görev ifa ederler.
 Hakimlerin statüsü özel bir kanun ile düzenlenir ve hakimler hakkındaki «adli
işlemler nedeniyle denetleme yapma» yetkisi HSK’ye aittir.
Türkiye’de Yargı Teşkilatı

 Yargı ayrılığı sistemi esas olup, yargı kolları ve yüksek mahkemeleri şu şekilde
belirlenmiştir:
 Adli yargı- Yargıtay
 İdari yargı- Danıştay.
 Adli ve idari yargı uyuşmazlığı- Uyuşmazlık Mahkemesi
 Anayasa yargısı- Anayasa Mahkemesi.
 Yüksek mahkemeler, belli koşullarda, ilk derece mahkemesi olarak davaya
bakabilmektedir. Ancak temelde, bir yargı kolundaki karar ve hükümlerin son
inceleme (temyiz) mercii olarak görev yaparlar.
 1982 Anayasası’nda yer verilen yüksek mahkemeler:
 Anayasa Mahkemesi,
 Yargıtay,
 Danıştay,
 Uyuşmazlık Mahkemesi.
 Sayıştay, yargı bölümünde düzenlenmekle birlikte, yüksek mahkemeler arasında
sayılmamıştır.
 Sayıştay, bir hesap mahkemesidir. Anayasa Mahkemesi, Sayıştay’ın bir
«mahkeme» olarak kabul etmiştir.
 Sayıştay Başkan ve üyeleri TBMM tarafından gizli oyla seçilir.
 Sayıştay TBMM adına bütçeyi denetler.
 Sayıştay,
 Merkezi yönetim bütçesini,
 Mahalli idarelerin hesap ve işlemlerini,
Denetler.
 Sayıştay, sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak yetkisine
sahiptir.
 Sayıştay’ın «denetleme» görevi kapsamındaki kararları «idari» nitelikte
iken; «sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlama» görevi
kapsamındaki kararları «yargısal» niteliktedir.
 Sayıştayın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren
onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde
bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idari yargı yoluna başvurulamaz.
 Vergi, benzeri mali yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay
kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.
 Sayıştay’ın kuruluşu, işleyişi, denetim usulleri, üyelerinin nitelikleri, atanmaları
vs. konular kanun ile düzenlenir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu
 Yargı bölümünde düzenlenmiştir ancak bir yüksek mahkeme değildir.
 Hâkimler ve Savcılar Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına
göre kurulur ve görev yapar.
 Hâkimler ve Savcılar Kurulu on üç üyeden oluşur; iki daire halinde çalışır.
 Adalet Bakanı Kurul’un Başkanı, Adalet Bakan yardımcısı ise doğal üyesidir.
 Kurul’un:
 3 üyesi adli yargı hakim ve savcıları, 1 üyesi idari yargı hakim ve savcıları arasından
Cumhurbaşkanı tarafından;
 Üç üye Yargıtay üyeleri, bir üye Danıştay üyeleri, üç üyesi öğretim üyesi ve avukatlar
arasından (en az 1 avukat ve 1 öğretim üyesi olmak kaydıyla) TBMM tarafından (2/3,
3/5, ad çekme, gizli oy usulüyle) seçilir.
 Üyeler dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler bir kez daha seçilebilir.
 Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki otuz gün
içinde yapılır. Seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin
boşalması durumunda, boşalmayı takip eden otuz gün içinde, yeni üyelerin seçimi
yapılır.
 Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı üyeleri, görevlerinin
devamı süresince; kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar veya
Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler.
 Kurulun yönetimi ve temsili Kurul Başkanına aittir.
 Kurul Başkanı dairelerin çalışmalarına katılamaz.
 Kurul, kendi üyeleri arasından daire başkanlarını ve daire başkanlarından birini de
başkanvekili olarak seçer. Başkan, yetkilerinden bir kısmını başkanvekiline
devredebilir.
 Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve
nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma,
meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası
verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığının, bir
mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki
tekliflerini karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri
yerine getirir.
 Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun ve diğer mevzuata (hâkimler için idarî
nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme;
görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve
eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve
gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin
teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanının oluru ile Kurul
müfettişlerine yaptırılır.
 Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak
olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir
 Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı
yargı mercilerine başvurulamaz.
 Kurula bağlı Genel Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter, birinci sınıf hâkim ve
savcılardan Kurulun teklif ettiği üç aday arasından Kurul Başkanı tarafından atanır.
 Kurul müfettişleri ile Kurulda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve
savcıları, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir.
 Adalet Bakanlığının merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında geçici veya sürekli
olarak çalıştırılacak hâkim ve savcılar ile adalet müfettişlerini ve hâkim ve savcı
mesleğinden olan iç denetçileri, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet
Bakanına aittir.
 Kurul üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu ve işbölümü, Kurulun ve dairelerin
görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve esasları, dairelerin karar
ve işlemlerine karşı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ile Genel
Sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.
 HSK idari bir organ olup, kararları yargı kararı niteliğinde değildir.
 Kurul’un kararları, bütünüyle olmasa da yargı denetimine açıktır. 1961
Anayasası'nın ilk halinde Hâkimler Kurulu'nun kararlarının tümü yargı
denetimine açıktı.
 1971 Anayasa Değişikliği sonrası hem hâkimler hem de Savcılar Kurullarının
kararlarının yargı yoluna kapatan değişiklikler yapılmış, ancak, Anayasa
Mahkemesi değişiklikleri iptal etmiştir.
 1982 Anayasası ile HSK kararları tümüyle yargı yoluna kapalı hale
getirilmiştir.
 2010 Anayasa Değişiklikleri ile sadece "meslekten çıkarma kararları" yargı
yoluna açılmıştır.

You might also like