Professional Documents
Culture Documents
Hâkim İlkesi
• Eşitlik İlkesi KAVRAMLARI
• Hak Arama Hürriyeti ve
Kazanılmış Hak
• Sözleşme Özgürlüğü Prof. Dr. Ersan
• Dürüstlük ve İyi niyet
• Eşitlik İlkesi
ŞEN
• Mülkiyet Hakkı
• Adil Yargılanma
• Masumiyet Karinesi
14
• Ceza sorumluluğunun esaslarını
öğreneceksiniz.
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Hukukun Temel İlkeleri
Yargı Bağımsızlığı ve
Hâkim Tarafsızlığı
Eşitlik İlkesi
HUKUKUN TEMEL İLKELERİ
Sözleşme Özgürlüğü ve
Güvenliği
Kazanılmış (Müktesep)
Hak
Kusur Sorumluluğu ve
Ceza Sorumluluğunun
Şahsiliği İlkesi
Mülkiyet Hakkı
Suçta ve Cezada
Kanunilik İlkesi
Masumiyet Karinesi
Sözleşmelerin Nispiliği
İlkesi
271
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Hukukun Temel İlkeleri
GİRİŞ
Pozitif hukuk tarafından göz önünde bulundurulması gereken ilke ve esaslar,
esas itibarıyla ulaşılmak istenen daha iyi hukuk kurallarını elde etmeye hizmet
ettiklerinden, bir toplumda ulaşılmak istenen daha iyi hukuk sisteminin oluşmasına
yardımcı olurlar, hatta benimsenmiş olmaları hâlinde de iyi bir hukuk sisteminin
varlığını sağlarlar.
Hukukun temel ilke ve esaslarının bilinmesi, benimsenmesi ve anlaşılması, bir
toplumda yürürlükte bulunan hukuk kurallarını şekillendirir, keyfilikten uzaklaştırır
ve o toplumdaki hukuk kurallarının temel ilke ve esaslar üzerine inşa edilmesini
sağlar. Bir toplumu ve toplumun yönetim biçimini kuran, şekillendiren anayasaların
özellikle içermesi gereken düzenlemeler, hukukun temel ilke ve esasları olmalıdır.
Kişi hak ve hürriyetleri, ancak bu ilke ve esasların kabullenilmesi ve güçlendirilmesi
yoluyla korunabilir. Otoritenin keyfi tutum ve davranışlardan uzak tutulabilmesi, o
otoritenin isteğine bırakılamaz. Otoritenin sahip olduğu kamu kudretini
kullanmasındaki sınırı ve ölçüyü, toplumda öne çıkan hukukun ilke ve esasları
belirler. Bir toplumda hukukun ilke ve esasları ne derece önemsenir hâle gelmiş ve
ne derece anayasa metinlerine yansımışsa o toplumdaki hukuka bağlılık, saygı ve
toplumun düzeni o derece güçlenmiş olur.
Pozitif hukuk kurallarının oluşturulmasında ve yürürlüğünde, bu ünitede
bahsedeceğimiz ilke ve esaslar vazgeçilmez özellik taşırlar. Elbette pozitif hukuk
kurallarının temel alması ve bağlı olması gereken tüm ilke ve esaslara yer verebilme
iddiasında değiliz. Bu bakımdan sadece anayasal temele sahip olan veya önemleri
evrensel nitelikte kabul edilen bazı ilke ve esasları açıklamayı uygun gördük. Her
hukuk dalının içinde kendine özgü prensip ve esaslar vardır. Örneğin, ticaret
hukukunda basiretli tacir olarak hareket etme mecburiyeti (tacirin kendisinden
beklenen özen ve dikkati gösterme yükümlülüğü), vergi hukukunda verginin
kanuniliği (vergi yükümlülüklerinin kanunda gösterilmesi mecburiyeti), uluslararası
hukukta mütekabiliyet (karşılıklılık) esası, medeni hukukta hakkaniyet (hak ve
nasafet) ilkesi (somut davada hâkimin durumun ve tarafların özelliklerini, taşıdıkları
şartları takdir etmek suretiyle hâlin icabına göre karar vermesi, adalete uygun
düşecek şekilde dengeleme yapması) gibi ilke ve esaslara aşağıda yer vermemekle
birlikte, bu ilke ve esaslar da pozitif hukuk dallarında benimsenmiş temel kaideler
arasında sayılırlar.
Her ilke ve esasın, pozitif hukukun tüm dallarını ilgilendirmesi beklenemez.
Bazı ilke ve esaslar tüm hukuk dallarını kapsarken, bazıları da özel olarak belirli bir
hukuk dalına hitap edebilir. Bir ilke ve esas, ister tüm hukuk dallarını ilgilendirsin
isterse ilgilendirmesin, o ilke ve esası ilgili olduğu hukuk dalı çerçevesinde
değerlendirmek ve sonuçlar çıkartmak gerektiği unutulmamalıdır.
Bu ünite kapsamında bahsedeceğimiz ilke ve esaslara aykırı yapılabilecek
pozitif hukuk kurallarının hukuka uygunluğu ileri sürülemez. Belki bu ilke ve esaslara
anayasalarda düzenleme getirmeyerek çıkartılacak alt normların şekli anlamda
hukuka uygunluğu sağlanabilir, ancak gerçek anlamda ve evrensel nitelikte hukuka
272
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Hukukun Temel İlkeleri
Polis devletinin karşıtı Polis devletinin karşıtı olan hukuk devleti; bireylerin ve toplulukların, siyasi
olan hukuk devleti; otorite karşısında güven içinde bulundukları devlet sistemini ifade eder. Hukuk
bireylerin ve devleti sayesinde; kişilere sadece kâğıt üzerinde temel hak ve hürriyetler
toplulukların, siyasi verilmemekte, aynı zamanda bunların kullanılabilirliği sağlanmakta ve ayrıca bu hak
otorite karşısında güven ve hürriyetlere ilişkin tüm sınırlandırmalar hukukilik denetimine tabi tutulmaktadır.
içinde bulundukları
devlet sistemini ifade Anayasa Mahkemesi’ne göre hukuk güvenliğinin sağlanması, hukuk devleti
eder. ilkesinin esaslı unsurlarından biridir. Hukuk devletinin sağlamakla yükümlü olduğu
“hukuki güvenlik” ilkesi; hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm
eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal
düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli
kılar (AYM, 22.06.2016, 2016/13 Esas 2016/127 Karar; AYM, 07.04.2016, 2015/94
Esas 2016/27 Karar).
Hukuk güvenliğinin sağlanması bakımından belirlilik ilkesi de özel bir öneme
sahiptir. Anayasa Mahkemesi’ne göre belirlilik ilkesi uyarınca yasal düzenlemeler
hem kişiler ve hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer
vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olmalı hem de kamu
otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermelidir. Hukuk
güvenliği ile bağlantılı olan belirlilik ilkesinin gereği olarak birey; hangi eylem ve
Hukuk güvenliği; olguya hangi sonucun veya hukuksal yaptırımın bağlandığını, bunların hangi
normların öngörülebilir müdahale yetkisini doğurduğunu bilme imkânına sahip olmalıdır. Birey ancak bu
olmasını, bireylerin tüm
durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını belirleyebilir.
eylem ve işlemlerinde
devlete güven Hukuk güvenliği; normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve
duyabilmesini ifade işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu
eder. güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerektirir.
Hukuk devleti, hukuk kurallarına önce kendisi uyan, keyfi yetki kullanımına
izin vermeyen, işlem ve eylemlerini hukukilik denetimine tabi tutulmasını
273
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Hukukun Temel İlkeleri
Hâkimin bağımsız “Hâkimin tarafsızlığı” kavramı, sübjektif nitelik taşır ve “hâkimin bağımsızlığı”
olması, her zaman esasından farklıdır. Hâkimin bağımsız olması, her zaman hâkimin tarafsız olduğu
hâkimin tarafsız olduğu sonucunu vermez. Tarafsızlık, karar verme makamında olan hâkimin davaya bakışı,
sonucunu vermez. soyut ve somut anlamda onu etkileyebilecek durumların bulunup bulunmadığıyla
ilgilidir.
274
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Hukukun Temel İlkeleri
EŞİTLİK İLKESİ
Tüm hukuk bilimini ve hukuk dallarını kapsamına alan en önemli ilke ve deyim
yerinde ise, hukukun olmazsa olmaz esasıdır. Kamu kudretinin herkese aynı
mesafede olmasına, yaklaşmasına ve davranmasına “eşitlik” ve bu hususun bir
hukuki zorunluluk olarak kabul edilmesine de “eşitlik ilkesi” denir. Diğer bir ifadeyle,
tüm insanlar her bakımından eşittir ve hukuki statüden kaynaklanan farklı
uygulamalar, ancak zorunlu hâllerde ve somut durumda duyulan ihtiyaçla sınırlı
olarak yasa ile öngörülebilir.
Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. maddesine göre, “Herkes, dil,
ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle
ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara
sahiptir. Devlet, bu eşitliğin hayata geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye,
aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları
bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek
zorundadırlar”. Eşitlik ilkesi, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 14. maddesinde de
Hukuki durumları farklı “Ayırımcılık yasağı” başlığıyla düzenlenmiş ve uluslararası alan-da demokrasinin
olanlar arasında keyfi vazgeçilmez bir ilkesi olarak kabul edilmiştir. 14. maddeye göre, “Bu Sözleşmede
değil, fakat ihtiyaç beyan edilen hak ve özgürlüklerin kullanılması cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya
hâlinde farklı sonuçlar başka bir inanç, ulusal ya da toplumsal köken, ulusal bir azınlığa mensup olma,
doğurabilecek mülkiyet, doğum gibi gerekçelerle veyahut başka bir nedenle ayırım yapılmaksızın
uygulamalar
güvence altına alınır”.
yapılabilmesi
mümkündür. Belirtmeliyiz ki Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen kanun önünde eşitlik
ilkesi, hukuki bakımdan eşit olanlar arasında eşitlik olarak kabul edilmektedir.
Hukuki durumları farklı olanlar arasında keyfi değil, fakat ihtiyaç hâlinde farklı
sonuçlar doğurabilecek uygulamalar yapılabilmesi mümkündür. Hukuki durum
farklılığı, kişinin bulunduğu konum, taşıdığı sıfat, işlediği suçun türü gibi sebeplerden
kaynaklanabilir, ancak bu kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet gibi Anayasa’nın 10.
275
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Hukukun Temel İlkeleri
276
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Hukukun Temel İlkeleri
yüksek bir duvar inşa eden kişi, mülkiyet hakkını kullanmakla birlikte,
bu hakkını dürüstlük ilkesine aykırı kullanmakta ve sonuç olarak bir
başkasına, yani komşusuna zarar vermektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun “İyi niyet” başlıklı 3. maddesi, iyi niyet (hüsnü niyet)
ilkesini düzenlemiştir. Bu maddeye göre, “Kanunun iyi niyete hukuki bir sonuç
bağladığı durumlarda, asıl olan iyi niyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine
göre, kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında
bulunamaz”. Burada aranan iyi niyet, bir kimsenin, bir hakkın kazanılmasındaki fiili
veya hukuki bir engelin varlığını, geçerli bir mazerete dayalı olarak bilmemesi ve
bilmesinin gerekmemesi anlamına gelir. Elbette burada geçerli mazeretle anlatılmak
istenen, hakkı kazanan kişinin somut durumun özelliklerine göre kendisinden
beklenen çabayı göstermiş olması, yani herhangi bir kusurunun bulunmamasıdır.
277
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Hukukun Temel İlkeleri
hak (ipotek, geçit hakkı veya intifa, yani yararlanma hakkı gibi) elde
eden kimsenin bu hakkının korunacağı açık bir şekilde ifade
edilmiştir.
278
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Hukukun Temel İlkeleri
Örnek
ettiği sürücü belgesi veya okul diploması ya da bir ruhsattan
kaynaklanan hakları, mevzuatın değişmesi ve yeni şartların
eklenmesi hâlinde ortadan kalkmamalıdır.
İşte kazanılmış, yani elde edilmiş hak ve bu hakkın korunması, bir hak hukuka
uygun şekilde elde edilmiş olduğu takdirde, o hakkın daha sonradan geri alınmaması
ve kullanımı süresince önceki şartlar değişse bile yeni şartlara uymaya bireyin
mecbur bırakılmaması demektir. Bununla birlikte, elde edilen hakkın belirli bir süresi
olup da o süre dolmuşsa, bu hâlde elbette yeni şartlara tabi olunacaktır. Yine,
toplumun düzeni, güvenliği ve esenliği bakımından alınması gereken tedbirler var
veya konulmuşsa, bu tedbirlerin gereklerini yapmak, kazanılmış hakka müdahale
edildiği anlamına gelmeyecektir.
279
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Hukukun Temel İlkeleri
MÜLKİYET HAKKI
Mülkiyet hakkı, Anayasa m.35 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1. Ek
Protokolü’nün 1. maddesi ile güvence alınmıştır. Anayasa m.35’e göre, “Herkes,
mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla
sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz”. Avrupa
280
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Hukukun Temel İlkeleri
281
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Hukukun Temel İlkeleri
MASUMİYET KARİNESİ
Bu karine, günümüz ceza yargılaması hukukunun temel taşlarındandır.
Suçluluğu kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit oluncaya kadar sanığın, hazırlık
tahkikatı aşaması dâhil masum kabul edilmesi ve sanığa bu karine çerçevesinde
muamele yapılması vazgeçilemez bir ceza yargılaması hukuku prensibidir.
Masumiyet karinesinden yararlanmasına rağmen sanığı suçlu gibi gösteren, özellikle
hazırlık tahkikatı aşamasında kamuoyuna sanığı suçlu gibi sunan adli kolluk
faaliyetleri ile yine sanığı toplum önünde suçlu gösteren yayım ve yayın
faaliyetlerinin önüne geçilmesi ve ayrıca hazırlık tahkikatının gizliliğinin bozulma-
sının da önlenmesi gerekmektedir.
Anayasa’nın 38. maddesinin dördüncü fıkrası, “Suçluluğu hükmen sabit
oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.” hükmünü kabul ederek, suçsuzluk
karinesini anayasal güvence altına almıştır. Ayrıca Türkiye’nin bağlayıcı olarak taraf
olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/2. maddesinde, “Suç teşkil eden bir
fiil ile suçlanan herkes, hukuka göre suçlu olduğu ispatlanıncaya kadar suçsuz
sayılır.” esasına açıkça yer vermiş ve böylelikle masumiyet karinesinin sanığın
vazgeçilmez haklarından olduğuna işaret edilmiştir. Bu hüküm sebebiyle,
sözleşmeye taraf olan devletler bu hükmün gerektirdiği şekilde yasal düzenlemeler
yapma, ceza yargılamalarını gerçekleştirme ve bu hükmün aksine olan düzenleme
ve uygulamaları ortadan kaldırma yükümlülüğünü üzerlerine almışlardır.
282
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Hukukun Temel İlkeleri
283
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Hukukun Temel İlkeleri
gereken bir prensiptir. Ancak ceza yargılaması hukukunda kişi hak ve hürriyetlerine
yönelik sınırlamalar ön plana çıktığından, dürüst yargılanma hakkı ilkesinin en fazla
tartışıldığı yer ceza yargılaması hukuku alanı olmaktadır.
284
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15