You are on page 1of 24

İLETİŞİM BİLİMİNE GİRİŞ

DR.ÖĞR.ÜYESİ ELİFNUR TERZİOĞLU

Melis SABAHOĞLU
İletişim Fakültesi – Radyo, Televizyon ve Sinema
Bölümü 2. Sınıf
222301027
ÇAY VE KAHVE KÜLTÜRÜ

 Çay ve kahve, dünyanın hemen her yerinde tüketilen, ancak farklı kültürlerde farklı anlamlar ifade eden
içeceklerdir. Bu içeceklerin toplumlara göre farklılık gösteren tüketim biçimleri, bireysellik ve paylaşımcı yaşam
açısından değerlendirilebilir.

 Çay kültürü, genel olarak paylaşımcı bir yaşam biçimini yansıtır. Çay, genellikle bir grup insanla birlikte, sohbet
ederek içilir. Bu durum, insanların bir araya gelmesini, sosyalleşmesini ve dayanışma duygusunu geliştirmesini
sağlar. Örneğin, Türkiye'de çay, misafirlere ikram edilen bir içecektir. Bu sayede, misafirperverlik duygusu
pekiştirilir. Ayrıca, Türk kültüründe çay, dostluk ve arkadaşlığın sembolü olarak görülür. Bu nedenle, arkadaşlar
arasında çay içmek, ilişkilerin güçlendirilmesine katkı sağlar.
 Kahve kültürü ise, bireyselliği daha ön plana çıkarır.
Kahve, genellikle tek başına, sessizce içilir. Bu
durum, insanların kendi iç dünyalarına dönmelerini,
düşüncelerini toparlamalarını sağlar. Örneğin, Batı
kültüründe kahve, genellikle ofislerde ve kafelerde
tüketilir. Bu sayede, insanlar iş veya okul gibi
konulardaki düşüncelerini paylaşmak için bir araya
gelirler. Ayrıca, kahve, yaratıcılığı ve konsantrasyonu
artırmaya yardımcı olduğu için, bireysel çalışma
gerektiren durumlarda tercih edilir.
 Bireysellik ve paylaşımcı yaşam açısından
 Tabii ki, çay ve kahve kültürleri, bu genellemelerin
değerlendirildiğinde, çay kültürü, daha fazla
dışında da farklılıklar gösterebilir. Örneğin, bazı
paylaşımcılığa ve sosyalleşmeye, kahve kültürü ise,
kültürlerde çay, bireysel olarak da tüketilir. Ayrıca,
daha fazla bireyselliğe ve yaratıcılığın
bazı kültürlerde kahve, gruplar halinde içilir. Ancak,
geliştirilmesine katkı sağlar. Bu nedenle, bir
genel olarak bakıldığında, çay kültürü, paylaşımcı bir
toplumda hangi içecek kültürünün daha yaygın
yaşam biçimini yansıtırken, kahve kültürü,
olduğu, o toplumun sosyal yapısını ve değerlerini
bireyselliği daha ön plana çıkarır.
yansıtabilir. geliştir
ELİSABETH NOELLE-NEUMANN, SUSKUNLUK SARMALI VE
MAHALLE BASKISI

Elisabeth Noelle-Neumann'ın Suskunluk


Sarmalı kuramı, bireylerin toplumdaki
çoğunluğun görüşünü tahmin ederek
düşüncelerini ifade etmelerine veya
etmemelerine dayanan bir iletişim
kuramıdır.
Bu kuram, bireylerin dışlanma veya
yadırganma korkusuyla, toplumdaki baskın
görüşe uymaya eğilimli olduklarını öne
sürer. Mahalle baskısı, bireylerin yaşadığı
mahalle veya toplumdaki baskıcı ortamı
ifade eden bir kavramdır. Bu baskı,
bireylerin düşüncelerini ifade etmelerini
zorlaştırabilir ve hatta engelleyebilir.
 Noelle-Neumann'ın Suskunluk Sarmalı kuramı ile mahalle baskısı arasındaki ilişkiyi düşündüğümüzde, mahalle
baskısının bireyleri çoğunluğun görüşünü benimsemeye yönlendirebileceğini söyleyebiliriz. Mahalle baskısı
altındaki bireyler, çoğunluğun görüşünü destekleyen düşünceleri ifade etmeye daha meyilli olabilirler. Bu durum,
toplumun baskın görüşünün daha da güçlenmesine ve çeşitli görüşlerin ifade edilmesinin zorlaşmasına neden
olabilir.

 Örneğin, muhafazakar bir mahallede yaşayan bir genç, çevresi tarafından kabul görmek istiyorsa, muhafazakar
görüşleri benimsemek zorunda hissedebilir. Farklı bir görüş ifade ettiği takdirde dışlanma veya yadırganma
riskiyle karşılaşabilir. Bu durumda, genç, çoğunluğun görüşünü destekleyen düşünceleri ifade etmeye yönelebilir.
Bu, mahallede muhafazakar görüşlerin daha da güçlenmesine katkıda bulunabilir.
 Mahalle baskısı, sadece bireysel düzeyde değil, aynı
zamanda toplumsal düzeyde de önemli sorunlara yol
açabilir. Mahalle baskısı altındaki toplumlar, baskın
görüşün egemen olduğu, farklı görüşlerin ifade
edilmesinin zor olduğu toplumlar haline gelebilir. Bu
durum, toplumsal kutuplaşmaya, çatışmaya ve hatta
şiddete neden olabilir.
 Mahalle baskısının etkilerini azaltmak için, bireylerin düşüncelerini ifade etmekten çekinmemeleri için
cesaretlendirilmeleri önemlidir. Eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşları ve medya, farklı görüşlerin saygıyla
karşılanması ve ifade edilmesi için ortam sağlamak adına önemli bir rol oynayabilirler. Bu, toplumda çeşitliliğin
ve açık iletişimin teşvik edilmesine katkıda bulunabilir.
LASSWELL MODELİ VE GÜNÜMÜZ

 Harold D. Lasswell'un geliştirdiği iletişim modeli,


iletişimi bir süreç olarak ele alır ve bu süreci temel
olarak beş ana bileşen üzerinden açıklar.
Lasswell’un modelindeki temel sorular şunlardır:

Kim? (Who):
İletişimi gerçekleştiren kişiler ya da topluluklar.
Bu, iletişimin kaynağını ifade eder.
Ne (What):
İletişimin içeriği ya da mesajı. Bu, iletilen bilgi
veya duygu durumunu ifade eder.
Kanal (Through what channel):
İletişimde kullanılan araç ya da ortam. Bu, mesajın
nasıl iletilmeye çalışıldığını ifade eder.
Kime (To whom):
İletişimin hedef kitlesi ya da alıcıları. Bu, mesajın
kime yönlendirildiğini ifade eder.
Ne şekilde (With what effect):
İletişimin sonucu ya da etkisi. Bu, iletişimin
amaçladığı etkinin değerlendirilmesini ifade eder.
Lasswell Modeli, basit ve doğrudan bir iletişim modeli olup, iletişim sürecini temel bileşenlere ayırarak anlamaya
çalışır. Ancak, bu modelin ele aldığı faktörler oldukça genel ve yüzeyseldir.
Günümüzde, lasswell'un modeli gibi basit ve doğrudan modeller yanında daha karmaşık ve
etkileşimli iletişim modelleri de bulunmaktadır. Bazı önemli günümüz iletişim modelleri şunlardır:

1. Shannon-Weaver Modeli: Bilgi teorisine dayalı bir


modeldir ve iletişimi bir sinyal iletim süreci olarak ele
alır. Lasswell'un modeli, günümüz karmaşık iletişim
2. Schramm Modeli: İletişimi bir etkileşim süreci olarak modellerine kıyasla daha temel bir yaklaşım sunar.
gören bir modeldir. Alıcı ve gönderici arasında karşılıklı Modern modeller, diğer faktörleri de göz önünde
etkileşim vurgulanır.
bulundurarak, daha çok etkileşim, geri bildirim, ve
3. Osgood-Schramm Modeli: İletişimi kodlama ve çözme çoklu kanalları ele alır. Ayrıca, dijital iletişim
süreçleri üzerinden açıklayan bir modeldir. Mesajın
anlamının nasıl oluştuğunu vurgular.
teknolojilerinin etkisi ve kültürel faktörler gibi
unsurlar da günümüz modellerinde daha fazla
4. Berlo'nun Modeli: Bu modelde, kaynak, kodlama,
mesaj, kanal, alıcı, çözme ve geri bildirim unsurları
vurgulanmaktadır.
bulunur. İletişim sürecini daha ayrıntılı bir şekilde ele
alır.
MCLUHAN’IN KÜRESEL KÖY KAVRAMI VE
TEKNOLOJİNİN KÜLTÜREL ETKİSİ

Marshall McLuhan'ın "Küresel Köy" kavramı, iletişim


teknolojilerinin evrimini ve insanların dünya çapında
birbirine daha yakın hale gelmesini ifade eder.
McLuhan, iletişim teknolojilerinin toplumları ve
kültürleri bir araya getirerek, bilgi ve etkileşimi
hızlandırdığını savunmuştur.
Bu bağlamda, yeni iletişim teknolojilerinin günlük hayatımıza etkisi şu
şekillerde tartışılabilir:

 Küresel Bağlantı:  Kültürel Etkileşim ve Çeşitlilik:

Yeni iletişim teknolojileri, internet ve mobil iletişim İnternet, insanları farklı kültürlerle daha fazla
araçları aracılığıyla insanları dünyanın dört bir yanındaki etkileşimde bulunmaya teşvik ediyor. Sanat, müzik, film
olaylarla anında bağlantıya geçiriyor. Haberler, sosyal ve diğer kültürel ifadeler, sınırların ötesine geçerek
medya ve diğer platformlar sayesinde, günlük kültürel çeşitliliği artırıyor. Bu da bireylerin farklı bakış
yaşantımızın her anında küresel gelişmeleri takip etme açılarına maruz kalmasına ve kültürler arası anlayışın
imkanımız oluyor. gelişmesine katkıda bulunuyor.
 Sosyal Medyanın Rolü:
 Çevrimiçi Ticaret ve İş:
Sosyal medya, bireylerin kişisel ve profesyonel
İnternet, ticaretin küresel bir boyuta taşınmasını sağlar.
ilişkilerini kurmalarına, paylaşımlarda bulunmalarına ve
İnsanlar ürünleri ve hizmetleri çevrimiçi olarak satın
görüşlerini paylaşmalarına olanak tanıyan bir platform
alabilir, küresel pazarlara erişebilir ve hatta uzaktan
sunar. Ancak, bu aynı zamanda özel hayatın kamusal bir
çalışabilirler. Bu durum, iş dünyasında ve ekonomide
şekilde paylaşılmasına da neden olabilir, bu da gizliliğin
önemli değişikliklere neden olmuştur.
sorgulanmasına yol açabilir.
 Dijital Bağımlılık:
 Hızlı Bilgi Akışı:
Yeni iletişim teknolojileri, günlük hayatımızı
İnternet ve mobil teknolojiler sayesinde bilgiye hızlı kolaylaştırırken, aynı zamanda dijital bağımlılık riskini
erişim mümkündür. Bu da günlük hayatımızda kararlar de beraberinde getirebilir. Sürekli olarak telefon, tablet
almayı, öğrenmeyi ve bilgi paylaşmayı hızlandırır. veya bilgisayar kullanımı, zaman yönetimi ve sosyal
Ancak, bu hızlı bilgi akışının doğruluğu ve güvenilirliği ilişkiler üzerinde olumsuz etkiler bırakabilir.
konusunda dikkatli olunması gerekmektedir.
Marshall McLuhan'ın Küresel Köy kavramı, iletişim teknolojilerinin dünyayı bir köy gibi küçük ve
bağlantılı hale getirdiği fikrini temsil eder. Ancak, bu bağlamda ortaya çıkan sonuçlar karmaşık olabilir ve
teknolojinin etkileri bireyler, toplumlar ve kültürler arasında değişiklik gösterebilir.
KAYNAKÇA;

 Çelik Varol, M., & Varol, E. (2019). Kavram ve Kuramlarıyla Marshall Mcluhan’a Bakış: Günümüzün Egemen
Medya Araçları Ekseninde Bir Değerlendirme
 Çetin, Adnan (2010). Bir Kavramın Kısa Tarihi: Mahalle Baskısı
 Çoban, Onur (2012). Kitle İletişim Modelleri
 Elisabeth Noelle-Neumann, ‘Suskunluk Sarmalı: Toplumun Görüşü - Bizim Sosyal Kılıfımız’, Chicago
Üniversitesi Yayınları, 1993
 Elisabeth Noelle-Neumann, “Suskunluk Sarmalı: ‘Kamuoyu’ kavramı üzerine bir teori”, Journal of
Communication, 24, 43-51, 1974
 Güçlü, Faruk (2016). Mahalle Baskısı

You might also like