You are on page 1of 8

10.

BÖLÜM
TÜRKÇENİN SÖZ VARLIĞI
Bir dilin sözvarlığı, o dilin tarihine geniş ölçüde ışık tutmakta,
yüzyıllar boyunca ortaya çıkan ses, biçim, sözdizimi ve anlam
değişikliklerini yansıtmakta, hangi dillerin etkisiyle, ne türden
değişimlerin gerçekleştiğini göstermektedir. (Aksan, 2018: 19)
• Köktürkçe döneminde Türklerin göçebe bir yaşam tarzını benimsemiş
olmaları sebebiyle söz varlığı bu yönde gelişme göstermiştir. Göçebe yaşam
tarzının gerektirdiği, binicilikle, atçılıkla, doğaya bağlılıkla, bitki örtüsü,
hayvancılıkla ilgili sözcüklerin çokluğu bu dönemin kültürü ile ilgilidir.

• Uygur dönemine geldiğimizde ise Türklerin yerleşik hayata geçtiğini ve bu


hayat tarzının getirdiği tarım, hayvancılıkla ilgili terimlerin kullanıldığını ve
bunun yanı sıra değişik kültürlerle ilişkilerin kurulduğu bir dönem olduğunu
biliyoruz.

• Karahanlı Türkleri döneminde İslamiyet’in kabul edilmesiyle birlikte bu


inanç sisteminin getirmiş olduğu sözcükler söz varlığı içindeki yerini almıştır.
• 13-15. yy arasında yeni bir yazı dili olarak ortaya çıkan ve bugün bizim
konuştuğumuz dilin yani Türkiye Türkçesinin atası olan Oğuz Türkçesinin
kullanıldığı döneme Eski Anadolu Türkçesi Dönemi adı verilmektedir.

• 16-20. yy arasında kullanılan Türkçe oldukça karışık bir dil olarak karşımıza
çıkmaktadır. Arapça, Farsça ve Türkçenin karışımı olan Osmanlı Türkçesi
diğer adıyla Osmanlıca olarak adlandırılan bu dönemde Türkçe yoğun
şekilde yabancı dillerin etkisi altındadır.
• Ana dilimizin yaşadığı bu olumsuz gelişmelerden sonra Türkçenin aslında
yeniden hayat bulduğu dönem Dil Devrimiyle başlar. Türkçenin bu
yenileşme ve sadeleşme hareketi yeni yazı sisteminin kabul edilmesiyle
başlamış, 1932 yılında Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin (bugünkü adıyla Türk Dil
Kurumu) kurulmasıyla da sistemli bir zemine oturtulmuştur.

• Günümüz Türkçesine geldiğimizde kelime türetme, ağızlardan derleme


yapma, tarama çalışmalarıyla sözcükleri canlandırma, birleştirme ve
diğer dillerden kelime alma Türkçede bugün en çok kullanılan sözcük
kazandırma yöntemleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkçenin söz varlığının nitelikleri
1. Türkçenin yapısından gelen güçlü türetme ve birleştirme yeteneği, ona
somut ve soyut, çeşitli kavramları kolaylıkla oluşturma, ayrıntılara inen
bir kavramlaştırma gücü vermiştir.

2. Türkler, değişik toplumlarla kurdukları ilişkiler sırasında yabancı etkiye


büyük ölçüde kapılarını açmış, çoğu zaman yabancı öğeleri kendi öz
sözcüklerine yeğlemişlerdir. Bunun sonucunda birçok yerli öğenin
kaybolup unutularak yabancılarının yerleştiği görülmüştür.
3. Kavramlaştırma sırasında Türkçe en çok somut nesnelere, doğaya
dayanmakta, böylece kavramları daha canlı olarak dile getirmektedir.

4. Türkçede ikilemelerin kullanışı, anlatıma güç veren bir yol olarak çok
yaygındır. Bu nitelik ona, tek tek sözcüklerin yanı sıra ayrı bir “kalıplaşmış
öğelerden oluşmuş sözvarlığı” kazandırmıştır. Eşanlamlılarla kurulmuş
ikilemelerin unutulan öğeleri ikilemelerde yaşamlarını sürdürmektedir.
5. Daha Köktürkçe döneminde Türkçe sözcüklerin geniş bir çokanlamlılık
gösterdikleri göze çarpmakta, bu durum, dilin bir yazı dili olarak çok
daha eskilere uzandığına tanıklık etmektedir.
6. En eski belgelerde bile eşanlamlıların sayıca çokluğu dikkati çekmekte,
asıl ilginç olan, bunların bir bölümünü, birbirine anlamca çok yakın
eşanlamlılar oluşturmaktadır.
7. Bugün Türkiye Türkçesi yazı dilinde unutulmuş, yitirilmiş birçok öğe –
başka dillerde de benzerleri görüldüğü gibi– Türkçenin değişik
lehçelerinde ve bugünkü Anadolu ağızlarında yaşamlarını
sürdürmektedir. (Aksan, 2018: 51-52)
1. DEYİMLER: Deyim, belli bir kavramı, belli duygu ya
da durumu dile getirmek için birden çok sözcüğün
bir arada, seyrek olarak da tek bir sözcüğün yan
anlamında kullanılmasıyla oluşan sözdür.
2. ATASÖZLERİ: Bir topluma özgü olan atasözleri, o
toplumun uzun yüzyıllar boyu belirlenen
deneyimlerinin, dünya görüşünün, yaşam biçiminin
ve anlatım gücünün sergilendiği sözlerdir.
3. İKİLEMELER: Türkçenin zenginliğini, yaratma ve anlatım
gücünü gösteren bir diğer sözcük öbeği de ikilemelerdir.
Genellikle anlamı pekiştirmek, zenginleştirmek ve kullanıldığı
yapıya daha etkili bir anlam kazandırmak için çeşitli yöntemlerle
yan yana gelen sözcüklerdir.
4. İLİŞKİ SÖZLERİ (KALIP SÖZLER): İlişki sözleri ya da diğer adıyla
kalıp sözler bir toplumu tanımamız açısından en önemli
sözcüklerdir.
5. TERİMLER: Terimler; çeşitli alanların –bilim, teknik, sanat,
tarım, spor, ekonomi, edebiyat, tarih, matematik…vb. gibi–
içinde var olan birtakım kavramların karşılandığı sözcükler olarak
tanımlanabilir.

You might also like