You are on page 1of 9

PSKL340

İnsanlar benzer kişiliklere sahip bireylerle evlenme eğiliminde


midir?

AYBERK KURT 19000291 SİLAY SATBER ÇETİN 22000659

KAAN GEDİKLİ 19330553 SEVİM SELENAY ERKEK 22000667


OKAN LEBA 19000293 RÜMEYSA EBRAR KARAGÖZ 22000680
Sunumumuzun önemi

 Bu makalenin önemi ilişkisel tarama modeline dayalı ve uygun örnekleme yöntemi kullanılarak katılımcıların seçilmiş
olmasıdır. Bu araştırma ilk olarak nedensellik ve sorumluluk olarak iki kategori altında incelensede ilişkilerin cinsiyete bağlı
olduğu görülmektedir. Fakat söz konusu ilişkilerin birinden birine değişip farklılaşması da görülmüştür. Buna örnek olarak
TEZER (1986) çatışmanın nedenini kadınların eşlerine sorumluluk yüklemesi erkeklerin de bu sorumluluğu kendilerine
yüklemesi ve bu durumun kadında evlilik doyumunu azaltması erkekte de arttırması yönünde olmuştur. CURUN (2006) bu
sonucun tam tersi bulgularına ulaşmıştır. Bulgulardaki bu farklılıkta kişilik özellikleri gibi değişkenlerin var olduğu ispatını
sunmuştur. Özetle evlilik uyumu ve bağlanma türleri arasında önemli ilişkiler bulunmakta erkek ve kadın arasında bunların
dereceleri farklılık göstermektedir.
Araştırmanın Amacı

 Bu bahsettiğimiz makale özelliklerine göre evlilik uyumu ve kişilik özellikleri arasındaki genel bir ilişkiyi açıklama amacı
taşıyor. Bu makale kişilik özelliklerine, bağlanma sitillerine, evlilikte anlaşma uyumuna bakarak bize bilgi veriyor.
 Okuyucuların bu faktörlerin ilişkilerinde nasıl etkili olduklarına dair farkındalık oluşturmasını hedefler. Bu sayede kişiler
ilişkileri daha iyi anlayabilir ve ilişkilerini nasıl güçlendirebileceklerini öğrenebilirler.
 Aslında bu tür makalelerin genel amacı kişilere evlilik hakkında bilgi vererek daha sağlıklı ve mutlu bir ilişki amaçlamaktır.
Araştırma yöntemi

 Araştırmanın yönteminde,araştırma modeline,katılımcıları,veri toplama araçları ve verilerin çözümlenmesindeki bilgiler yer


alıcaktır.
 Bu araştırma ilişkisel tarama modeline ilişkin yapılmıştır.İlişkisel tarama modelinde iki ya da daha fazla sayıda değişken
arasında birlikte değişim varlığı ve derecesi belirlenmeye çalışılıcaktır.(Karasar,1999;Büyüköztürk ve Çokluk-Bökeoğlu,2008)
 Katılımcılar;
 Araştırmaya Ankara şehrinde 2009-2010 yıllarında,özel ve resmi kurumlarda çalışan 124 evli birey katılım
sağlamıştır.Çalışmada uygun örnekleme tekniği kullanılmıştır.Katılımcıların 67’si(%54) erkek olup,57’si(%46) kadın olup,23-
53 arasında da yaşları değişmektedir.
Veri Toplama Araçları

 Kişisel Bilgi Formu:Bilgi formunda evli bireylerin,yaşı,cinsiyeti,çocuk sayısı gibi sorular yer almıştır. Evlilikte Uyum
Ölçeği(EUÖ)=EUÖ,Wallace ve Locke tarafından geliştirilmiştir.EUÖ’de genel uyum sorusu,anlaşma alanlarını ölçen altı soru
bulunur.Katılımcılar”Aile bütçe kullanımı”,”Boş vakit etkinlikleri” gibi makaleleri okuduktan sonra altı tane maddeden
kendilerine en uygun olan seçeneği işaretleyip cevaplarlar.Ölçekten 43.5 puanın altında olanlar evlilik uyumu düşük,43.5 üstü
olanlar yüksek kabul edilir.Bu araştırmada EUÖ’nin güvenirlik katsayısı .72 dir.
 İlişkilerde Yükleme Ölçeği(İYÖ)=İYÖ ile ölçülmesi hedeflenen dört olumsuz hipotetik eş davranışı ile değerlendirilmekte ve
her davranış altı farklı ifadeyi bulundurmaktadır.İfadelerin yarısı nedensellik diğer yarısı sorumluluk boyutuyla
ilgilidir.Katılımcılar”Eşim bu davranışı bencilce düşünerek yaptı” gibi yazılı maddeleri okuyup,uygun buldukları”tamamen
katılıyorum,tamamen katılmıyorum” şeklindeki ölçeği işaretlerler.Benzer ölçekler kapsamında erkek ve kadınlar için belirtilen
her yükleme boyutu ile evlilik uyum puanları arasında korelasyon katsayıları negatif şeklindedir.İYÖ’nin güvenirlik
katsayıları sorumluluk alt boyutu için .92, nedensellik içinse .84 olarak olarak
hesaplanmıştır. Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri(YİYE)=Bağlanmanın iki ana
boyutunu ölçer:yakın ilişkilerdeki kaygı ve başkalarından kaçınma.Toplam 36 maddeden oluşan envanterde her boyut 18’er
madde ile ölçülür.Katılımcılar “birlikte olduğum insana kolayca yakınlaşırım” şeklinde yazılan maddeyi,”Tamamen
katılıyorum,tamamen katılmıyorum” şeklindeki 7’şer maddeden birini işaretleyerek yanıtlar.Ölçekteki puanın
fazlalaşması,bireylerin ilişkilerinde kaygı yaşadıkları ve başkalarından uzaklaştıkları şeklinde yorumlanır.YİYE’nin
güvenilirlik katsayıları kaçınma alt boyutu için .86,kaygı içinse .84 olarak hesaplanmıştır.
 Sıfatlara Dayalı Kişilik Testi(SDKT):SDKT 40 maddeden oluşur.Her maddede zıt sıfat çiftleri verilmekte ve
katılımcılar”Delidolu-durgun”,”Sakin-sinirli”yazılan maddelere,kendilerine uygun yanıtı “çok uygun-uygun değil” olarak
işaretler.SDKT,dışa dönüklük,deneyime açıklık,yumuşak başlılık,duygusal dengesizlik ve sorumluluk olmak üzere beş kişilik
boyutunda oluşur.SDKT’den alınan puanların artışı bireyin baskın kişilik özellikleri olduğu anlamına gelir.SDKT iç tutarlılık
Verilerin Çözümlenmesi

 Bu çalışma,evli çiftlerin yüksek veya düşük evlilik sınıfına ait olma olasılıklarını ifade etme yollarını incelemektedir.Bağlanma
stilleri ve kişilik özelliklerindeki farklılıklar incelenmiştir.Bu nedenle çalışmanın amacı grup üyeliğini tahmin edecek bir model
oluşturmak olduğundan verilerin istatistiksel çözümlemesinde ayırma analizi kullanılmıştır.Bu tekniği seçmenin altında evlilik
uyumu farklı her iki cinsiyettede regresyon denklemlerinin aynı olmayacağı varsayımı vardır.Bu varsayıma dayanarak,veri
çözümleme sürecinin ilk adımında,eksik noktalar gözden geçirilmiş sonra da evlilik uyum puanları,kümeleme yöntemiyle iki
cins için yarıya bölünerek uyum düzeyi yüksek-düşük,kadın ve erkekler olmak üzere 4 grup olmuştur.Tartışmalı bir şekilde bir
ayırma analizi,kategori sayısının nispeten eşit büyüklükte olması koşuluyla,en az beş kat daha fazla yordayıcı değişkene ve her
biri en az 20 gözleme sahip olmalıdır.Poulsen ve French(2009),en küçük örneklem büyüklüğü kategorisinin değişkenlerden
daha fazla katılımcıya sahip olması gerektiğini,bir analizdeki maksimum bağımsız değişken sayısının n-2(n=örneklem
büyüklüğü) olabileceğini ve daha küçük örneklemlerle çalışırken bile bunun mümkün olabileceğini öne sürmüştür.En iyi
tahminin genellikle bağımsız değişken sayısının 4-5 katı gözlemle yapılabileceğini ifade eder.Bu çalışmada analizler öncesi 130
gözlem bulunmakta ve araştırmanın bağımlı değişkenini oluşturan 4 bölümde yer alan sayısı 28-35 aralığında değişkenlik
gösteririr.İkinci aşamada her değişkenin aykırı gözleme sahip olup olmadıklarını Z testiyle,bileşimleri Mahalonobis uzaklık
testiyle gözden geçirilmiş.Sonuçta altı aykırı gözlem bulunmuş ve veri setinden çıkarılmıştır.Üçünçü aşamada ise yordayıcı
değikenler arasındaki çoklu bağlantı sorunu incelenmiştir.Analiz sonucunda 0’a yaklaşan tolerans ve 5’ten büyük varyans
şişme değerlerine rastlanmamış böylecede değişkenler arasında çoklu bağlantının bulunmadığı sonucu ortaya
çıkmıştır.Dördüncü aşamada varyans ve kovaryans matrisinin eşitliği BOX’ın M istatistiği ile incelenmiş ve homejenliğin
sağlanmadığı görülmüştür.BOX’ın M istatistiği puan dağılımlarının normalliklerinden etkilenmektedir.36 dağılımdan
bazılarının normalden saptıkları fakat bunun orta seviyede olduğu görülmüştür.Her ne kadar kategori büyüklükleri arasında
önemli fark olmasada aynı grup varyanslarının kullanıldığı karesel ayırma analizi kullanılmıştır.
Limitasyon

 Araştırmanın gidişatı ve sonuçları ele alındığında araştırmanın seyrini değiştirebilecek birkaç unsur bulunmaktadır. Örneğin
bu araştırmada evlilik uyumu araştırması yapılırken bağlanma tek olarak ele alınmıştır. Bunun yerine bu konu üzerinde
yapılabilecek gelecekteki araştırmalarda çiftlerin karşılık bağlanma stilleri ele alınabilir ve etkileşim modellenmesi bu stiller
arasında kurulabilir. Buradan yola çıkılarak diğer değişkenlerin bağlanma ile uyum arasındaki rolleri göz önünde
bulundurulabilir.
 Araştırmalardan elden ettiğimiz verilerdeki tutarsızlığın nedenlerinden biri de araştırmada bulunan grupların farklı olması
olabilir. Örneğin Heene, Buysse ve Van Oust tarafından yapılan çalışmalardan birinde evlilik uyumu incelemesi için depresif
bireyler seçilmiştir. Uygun örnekleme tekniği kullanılan bu çalışmaya 124 evli birey katılmıştır. Katılımcıya ulaşma
zorluğundan dolayı kullanılan bu teknik, olasılığa dayanmayan örnekleme yöntemi olarak geçmektedir. Çalışmanın büyüklüğü
ve rastgele seçilememe durumu göz önünde bulundurulduğunda bu ve bunun gibi çalışmalarda elde edilen sonuçların
birbiriyle uyuşmadığını görebiliriz. Bu sebeple gelecekteki çalışmalarda bir meta-analiz çalışmasının planlaması gerekebilir.
 Araştırmanın başka bir sınırlılığı ise yapılan araştırmada eğitim düzeyi en azından lise ve sonrası olan evli kişiler seçilmiştir.
Düşük eğitim düzeyinde olan çiftler araştırmaya dahil edilmemiştir. Varsayımsal olarak eğitim düzeyi düşük çiftlerin testi
kendi başlarına çözemeyebilecekleri daha doğrusu anlayamayabilecekleri düşünülmüştür.
 Bunun dışında aynı zamanda çalışmaya yeni evli çiftler dahil edilmemiş, en az bir senedir evli olan çiftler dahil edilmiştir. Bu
etkenin dışında bir yıldır evli olan çiftlerde ise uzun süreli bir evlilik olmaması göz önünde bulundurulduğunda evlilik uyumu
yüksek bir sonuç verebilir. Bu sebepten dolayı kendini anlatma tekniğinin yanı sıra bilgi toplamak için başka yöntemler
kullanılabilir ve dahil edilen grup skalası genişletilebilir.
Sonuç

 Yapılan analizler sonucunda birincil fonksiyonda evlilik uyumu yüksek erkeklerin , evlilik uyumu düşük kadınlara kıyasla
daha fazla nedensel yüklemelerde bulunurken kadınların erkeklere göre daha fazla nedensel yükleme yaptıkları anlaşılmıştır.
Nedensel yükleme; herhangi bir problemden dolayı birini suçlamaktansa, sorunun asıl kaynanığını bulmayı hedeflemektir ve
bu yüzden evlilik uyumu düşük olan kadın bireylerde nedensel yüklemenin daha az kullanılıyor olması, sorun çözme
becerilerinde yetersizlik olduğu şeklinde düşünülebilir.Bir başka anlamda evlilik uyumu yüksek erkeklerin problemleri birine
bağlamak yerine sorumluluk alarak nedensel yüklemelerde bulunmaları, onların sorun çözme becerilerinin iyiliğine dikkat
çekmiştir. Analizin ikinci fonksiyonunda ise sorumluluk yükleme ve deneyime açık kişiliğe sahip olma durumunda evlilik
uyumu yüksek kadınların evlilik uyumu düşük erkeklere kıyasla daha düşük olduğu bulunmuştur. Araştırmanın bulguları
daha önceden yapılmış olunan bazı çalışmalarla benzerlik göstermiştir.
 Madden ve Janoff-Bulman (1981) uyumsuzluk yaşayanların eş davranışlarını daha kasıtlı olarak değerlendiklerini; Fincham ve
O’Leary (1983) eşlerini suçlayan kadınların evlilik doyumlarının azaldığını; Kyle ve Falbo (1985) uyumsuzluk yaşayanların
olumsuz davranış gösterdiklerinde eşlerini fazlasıyla suçladıklarını belirtmektedir. (Özer, Cihan-Güngör,2012, s.18)
 Bu sonuçlar ışığında evlilik uyumu düşük erkeklerin , evlilik uyumu yüksek kadınlara kıyasla daha fazla sorumluluk yükleme
yapmaları görülen bir durumdur. Yapılan bazı farklı araştırmalarda bu sonucu destekler nitelikte ilişkilerde yaşanan
problemlerde kadınların sorumluluğu eşlerine yüklediklerini gözlemlerken, erkeklerin sorumluluğu üstlendikleri görülmüştür.
Evlilikte çiftlerin uyumunun arttıkça kadınların sorumluluk yüklemesinde azalma görülürken, erkeklerde herhangi bir
değişiklik söz konusu değildir.
Kaynakça

 Özer, A. & Cihan-güngör, H. (2012). Yükleme Tarzları, Bağlanma Stilleri ve Kişilik Özelliklerine Göre Evlilik Uyumu . Mersin
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi , 8 (2) , 11-24 .

You might also like