You are on page 1of 50

KLASİK DÖNEM

GYMNASIONLARI

Lisans 1221205007
Yüksek Lisans 1238203102
Hasan ŞAHİN
Gymnasion Nedir?

 Gymnasion kelimesi Grekçe gümmüş (Γυμνός) yani “çıplaklar” an lamına gelen


çoğul sıfattan türemiştir. Kelime, önceleri bu şekilde (çoğul anlamda)
kullanılırken daha sonraları tekil olarak gymnasion (Γυμνάσιον) şeklini alarak
belirli bir formdaki yapılar için kullanılmaya başlanmıştır.
 Antik Sparta kültüründen kaynaklanan eğitimlerini çıplak yapma ge leneği, yapı
için kullanılan terimi de etkilemiş, tüm antik çağ boyunca bu şekilde anılmıştır.
Yani gymnasion yapısının orijinal kullanım fonk siyonu, kelimenin etimolojisine
de yansımıştır.
Birçok antik yazar ve düşünürün belirttiği gibi; antik Grek kentleri için tapınaklar,
agoralar, nymphaeumlar ne kadar önemliyse, gymnasion yapısı da bir şehir için o
kadar vazgeçilmez unsurlardan biridir. Bu ne denle özellikle şehir planlamacılığına
dair bilgiler aktaran Grek düşünürleri kenti gymnasionsuz düşünemez.
 Antik çağda gymnasionların bir kurum olarak ilk kez Dorlar tarafından
kurulduğunu ileri süren Oehler, ilk gymnasionların M.Ö. VII. yüzyılda yapılmaya
başladığını söyler.
 Gerçekten de bugüne kadar arkeolojik verilerden ve antik kaynaklardan
saptanabilen en erken gymnasionların Atina’da (Akademia, Lykeion ve Kynosarges)
saptanmış olmasına karşılık, gymnasion Girit ve Sparta kökenlidir.
Gymnasion fikrinin ilk kez kent meydanında veya agora ortasında,
gençlerin sportif mücadeleleri ve onları izleyen kent vatandaşlarının
organizasyonu ile doğduğu sanılmaktadır.
 Antik gymnasion yapılan gelişimi bu konuda çalışanlar
tarafından genellikle dört evrede incelenirler:
1. Yalnız dromoslu (Δρομοζ) yapı,
2. Atina’nın üç eski gymnasionunun dahil olduğu Arkaik
Evre,
3. M.Ö. IV. ve II. yüzyıllar arasındaki Hellenik ve
Hellenistik Evre,
4. Grek ve Roma evresi,
 Schneider de Fougeres gibi dört evrenin varlığını
savunur;
1. Sparta’daki dromoslu yapılar
2. Yunanistan’ın öteki bölgelerinde Pers Savaşları’na
kadar inşa edi len gymnasion ve palaestralar
3. Pers Savaşları’ndan Büyük İskender’e kadar
jimnastik çalışma okulları
4. Hellenistik ve Roma Çağı’nın jimnastik okulları
 Oehler ise yapının organik gelişimi açısından değil,
kullanım iş levinin gelişimi açısından, dörde ayrılır:
1. Çalışma alanı olarak gymnasion (şenlikler için
hazırlık ve pratik alanı)
2. Jimnastik alanı olarak
3. Öğrenim kurumu olarak
4. Açık şenlik alanı olarak gymnasion
 KlasikÇağ’da çok kesin hatlarla ayrılmasa bile, kendine özgü mi mari bir
karakter kazanan gymnasionlar, Hellenistik Çağ’da sosyal yaşamın
merkezi ve buluşma yeri haline gelmesiyle gymnasiondaki eğitim
metodlaıı da değişmeye başlamıştır.
 Bu çağda varolan Sophistik ve Sok- ratik dersler, gymnasiona entellektüel
bir boyut getirdi. Böylelikle gymnasionlar, yalnızca jimnastik alanı
olmaktan çıkıp, bugünkü batılı an lamda, akademi kimliğine büründü.
Her mekan belirli bir işlevi yük lenmeye başladı. Bu şekilde
gymnasionlann çok gösterişli, planlı yapılar haline geldiği gözlenir.
Klasik gymnasion yapılarında hiç kuşkusuz en
önemli yeri palaestra kaplar, özellikle geç
dönemlere doğru gymnasion ile palaestra
kavramları o kadar iç içe girmiştir ki, çoğu
zaman aynı yapı için her iki terim de
kullanılmıştır. Fakat kısaca şu söylenebilir;
gymnasion kompleksleri, etrafında bazen dört,
bazen üç, bazen de iki yanını çeviren sütunlu
portiklerle çevrili palaestrasız düşünülemez.
Palaestra

 Gymnasiumun en önemli bölümü palaestra’dır.


Palaestra, basit anlamı ile üstü açık avludur.
 Gymnasiumlarda, dövüş sporları ve atlama
karşılaşmaları palaestra’da yapılırdı. Özellikle geç
dönemlere doğru gymnasium ile palaestra
kavramları o kadar iç içe girmiştir ki çoğu zaman
aynı yapı için her iki terim de kullanılmıştır.
 Palaestra sözcüğü geleneksel olarak
PALAESTRA gymnasiumdan daha küçük yapılar için
kullanmıştır.
Ephebeion
• Ephebeion, palaestra gibi gymnasiumun önemli
yapı ögesidir.
• Delorme’ye göre. Ephebeionlar genellikle
gymnasiumun kuzey kanadının ortasına
yapılıyordu; güneye bakan cephesi açık olup
değişik sayılarda olabilen destek sütunları üst yapı
elemanlarını taşır, bu şekilde ephebeionun hem
aydınlanması hem de palaestrayı görmesi
sağlanırdı; diğer üç duvarın önünde taş, mermer
veya ahşap banklar bulunurdu.
• Ephebeion, gymnasium’un en merkezi ögesidir ve
burada öğrencilere spor dersleri ve kültürel eğitim
verilmiştir.
Apodyterion
 Apodyterion, gymnasiumun kuzey kanadına
sıralanmış önemli bir diğer mekandır.
 Apodyterion, gençlerin silah ve giysilerini
çıkarıp giydikleri bazen de sadece
dinlendikleri alanlardır.
 Apodyterionların erken dönemlerde
ephebeion işlevi gördüğünü iddia edilmiştir.
 Fiziksel eğitimin ağırlıklı yapıldığı
dönemlerde, palaestraya ek yalnız
apodyterion vardı. Daha sonraki dönemlerde
ephebeion yapılmış olmalıydı.
Loutron
 Loutron, soğuk suyun aktığı
banyo yapılan mekanlara
verilen isimdir.
Konisterion

 Konisterion, güreşçilerin
antrenmanlarını yaptıkları diğer bir
deyişle pudralama işleminin yapıldığı
mekanlara verilen isimdir.
Elaiothesion

 Elaiothesion, güreşçilerin yağlanma


işlemini yaptıkları mekanlara verilen
isimdir.
Korykeion

 Korykeion, boksörlerin kum torbalarıyla


çalışma yaptıkları mekanlara verilen
isimdir.
 Soğuk çamaşır odası
• Fırın Odası
• Sauna
Laconicum

 Kuru terleme odası, caldarium veya sıcak


odaya bitişik pozisyonda bulunurdu.
Spartalıların kabul ettiği tek sıcak banyo
şekli olduğundan ona bu isim verilmiştir
• Sıcak banyo
 İlk gymnasionlar' antik düşünürlerin
ve dönemin eğitim anlayışıyla, kent
surlarının hemen dışına yapılmıştır.
 Bundaki amaç gençleri kentinsosyo-
ekonomik yaşamındaki
çirkinliklerinden uzak tutmaktı.
 Genellikle kutsal alanlar, su
kaynaklan, ağaçlıklı alanlar ve kente
giden ana yollann üzerine yapılmaya
özen gösteriliyordu.
 Arkaik ve Klasik çağlar boyunca kent dışında
yapılan gymnasionlar, Hellenistik Çağ’da
değişen eğitim anlayışıyla birlikte, kent içinde
yapılmaya başlandı.
 Bunda eğitime, entellektüel açıdan önem
verilmesi büyük rol oynamıştır.
 Gymnasionlar bu dönemden itibaren
kentteki sosyal yaşamın odak yerlerinden biri
haline geldi.
 Hellenistik Çağ’dan sonra kent içine inşa edilen gymnasion yapıları, açık
formdan kapalı forma geçmek zorunda kalmışlardır.
 Bundan dolayı da koşu yolu gibi geleneksel bazı mimari öğelerin nerelere
yapılacağı problemleri ortaya çıkmıştır.
 Bu nedenle gymnasionlar belli bazı ya pılarla çok amaçlı kompleksler
halinde düşünülerek yapılmışlardır.
 Başlıca Herakles ve Hennes gibi tanrı kültlerine yakınlıkları da ilgi çekici
bir başka noktadır.
 Gymnasionların büyüklüğü veya anıtsal planlanması kentlere göre değişiklik
gösteriyordu.
 Rhodos, Pergamon, Antiochia, Aleksendria gibi büyük kültür
metropollerinde ve kutsal yerleşmelerde doğal olarak ol dukça büyük inşa
edilmişlerdir.
 Kentin topografık konumu gymnasion kompleksinin şekillenmesinde büyük
rol oynuyordu.
 Kentintopografık konumu gymnasion kompleksinin şekillenmesinde
büyük rol oynuyordu.
 Genelde düz alan tercih edilirken Priene gymnasionlan, Miletos
Hellenistik Gymnasion; teraslama yöntemiyle farklı katlarda yapıldığı da
görülür Pergamon Gymnasionu.
PRIENE AŞAĞI
GYMNASIONU
MILETOS
HELLENISTIK
GYMNASION
PERGAMON GYMNASIONU
UĞRAŞILAN YAYGIN SPORLAR GÜREŞ, KOŞU, ATLAMA,
DİSK ATMA VE JİMNASTİKTİ. BU SPORLARIN
BİRÇOĞUNA MÜZİKLER EŞLİK EDERDİ
 Yapılan yaygın sporlar güreş, koşu, boks, atlama, disk atma ve jimnastikti.
 Bu sporların birçoğuna müzikler eşlik ederdi.
 Savaş için yararlı olan sporlar arasında okçuluk, cirit, atış talimi ve mancınık
kullanımı vardı.
 Bu sporlar bir eğitmen veya paidotribe denen büyük Yunan oyunlarında
deneyim kazanmış yaşlı atletlerin gözetiminde yapılırdı.
 Üyelerin yağlanması ve masajından bir aleiptes sorumluydu.
 Her yıl, Hermaia'da, gymnasium üyelerinin bir meşale yarışına katıldığı ve üç
etkinlik kategorisinde yarıştığı bir yarışma düzenlenebiliyordu: Kuvvet (euexia),
disiplin (eutaxia) ve dayanıklılık (philoponia).
 Gymnasia sadece spor oyunlarıyla ünlü tapınakların ve sitelerin değil, aynı zamanda sıradan şehirlerin de
ortak bir özelliği haline geldi.
 Örneğin Atina'da Platon ve Aristoteles'in Akademileri bir gymnasiuma sahipti.
 Bu örnekler, gymnasiumların sadece spor ve gençler için değil, her yaştan erkeklerin kullandığı bir yer
haline geldiğini ve vatandaşların boş zamanlarında gündemi tartışabilecekleri bir yer olduğunu
göstermektedir.
 Bu nedenle gymnasiumlar, bir antrenman alanı işlevinin ötesine geçen, ancak hiçbir
zaman asıl kimliğini kaybetmeyen entelektüel uğraş merkezleri haline geldiler.
 Klasik Atina'da gymnasia, aslında, üyelerin konferans ve konuşmaları
dinleyebilecekleri günümüzün modern üniversiteleri gibiydi.
 Helenistik dönemde tekrar değiştiler, daha çok ortaokullara benzediler, ancak
gençlerin günlük fiziksel olarak eğitildiği asıl amaçlarını asla kaybetmediler.
 Gymnasium edebi kaynaklarda, özellikle Platon'un diyaloglarında sıkça bahsedilir.
Ünlü filozof, onları Yunan toplumundaki önemli ilişkilerin geliştiği kilit bir yer
olarak tanımlar.
 Çünkü bu, gençlerin (eromenos) ve eğitmenlerin (erastes) sıkı bir ilişki kuracağı,
ve genç olanların tecrübelilerin özel eğitimlerinden ve yaşam deneyimlerinden ders
çıkardığı yerdir.
 Helenistik Döneme gelindiğinde gymnasium gelişmiş ve çok sık ziyaret edilen bir tesis
haline gelmişti.
 Bunun nedenlerinden biri de yeni topraklar fetheden ve yeni şehirler inşa eden
Helenistik yöneticilerin, çeşitli Panhellenik Oyunlarında başarılı olmaları için
sporcular göndererek Yunan kimliğini yeni kazanımlarına damgalamak ve şehirleri
için prestij kazanmak istemeleriydi.
 Helenistik gymnasium halk tarafından atanmış olan, gymnasiarch denen özel bir yetkili
tarafından yönetilirdi. Beroia'da bulunan ve MÖ. 2. yüzyıldan kalma bir taş olan stela,
gymnasiarchın görevini daha ayrıntılı olarak açıklar.
Gymnasium'un genel yönetiminden ve muhasebesinden sorumluydu,
ayrıca kuralları ihlal eden üyeler için para cezası hatta kırbaçlama gibi
fiziksel cezalar uygulama yetkisine sahipti.
 Stela taşı, gymnasiuma kimin katılabileceğini – 30 yaşından
küçük erkekler – ve kimin katılamayacağını – köleler, azat
edilmiş köleler, tüccarlar, erkek fahişeler, sarhoşlar, deliler ve
fiziksel olarak uygun olmayanları (apalaistroi) - açıklar.
 Kesinlikle bahsedilmesi gereken bir diğer konu ise kadınların
listede adı olmamasıdır fakat onların da gymnasiumlara
alınmadığı bir gerçektir.
 Romalılar gymnasia fikrini devam ettirdiler ve geliştirdiler.
 Bazı alanları öğrenme merkezleri olarak değiştirirken, antrenman yapmak,
yıkanmak ve çalışmak için kullanılan, aynı orijinal Yunan işlevine sahip devasa
hamamlar inşa etmeye devam ettiler.
 Çok daha büyük bir ölçekte inşa edilen bu hamamlar, şehir hayatının odak
noktaları haline geldi ve sıcak hamamlardan, yüzme havuzlarından,
kütüphanelerden ve dekoratif sanatlardan payını aldı.
 Yine de Gymnasia hamamlardan ayrı olarak varlığını sürdürdü ve birçok
yönden Yunan şehirlerinin Roma dünyasında kimliklerini korumalarını
sağlayan bir odak noktası haline geldi.
 Hadrian ve Antoninus gibi Philhellene imparatorlarının hükümdarlığı
sırasında Gymnasia yine kabul gördü ve halk teşvik edildi. Tabii ki, tesis
bugün hala varlığını sürdürüyor.
 Entelektüel kullanım çoktan sona erdi, ama nasıl başladığı göz önüne alındığında zaten
antik Yunanistan'ın zeytinlikleri arasında yalnızca fiziksel amaçlar için kullanılan bir
alan haline geldi.
KAYNAKÇA
 PLUTARCHOS, Plutarch's Lives, Themistochlcs and Camillas Aristiedes and
Cato Major Cimon and Lucid us (trans. B. Perrin) Loeb, 1959.
 STRABON, Coğrafya, Anadolu XII-XIII-XIV (çev. A. Pekin an) Istanbul, 1987.
 VITRUVIUS, Mimarlık Üzerine On Kitap (Çev. S. Güven) İstanbul,1990
 YARAŞ Ahmet, Antik Çağın En Önemli Eğitim Kurumu ; Gymnasionlar, Dergi
Park Akademik, Sayı:51, 01.01.1997, Sayfa: 237-253,
https://dergipark.org.tr/tr/pub/turkarkeolojidergisi/issue/67330/1050002
 https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-14276/gymnasium/ (Erişim 14.04.2024)

You might also like