Professional Documents
Culture Documents
ÖZET
Motor silindirlerine daha fazla hava gönderilmesi, motorun tabii emişi yerine
dışarıdan havanın pompalanması yoluyla sağlanabilir. Doğal emişli motorlarda silindir
hacmi içerisine normal bir emme stroku sırasında, normal emilenden daha fazla hava
vermeye, aşırı doldurma denilmektedir.
Turbo kompresörlü bir dizel motorunun çevrim analizi yapılarak, Tabii emişli
dizel motor ile turbo dizel kompresörlü motorun karşılaştırılması yapılmıştır.
Aşırı doldurmalı dizel motorlarında ara soğutma sistemleri ilgili yapılmış olan
çalışmalar incelenmiş ve ara soğutuculu bir dizel motorunun performansının önemli
ölçüde etkilendiği grafiklerde görülmüştür. Ara soğutma ile motor gücünde %10-15’lik
bir artma tespit edilmiştir.
TEŞEKKÜR
İÇİNDEKİLER DİZİNİ
Sayfa
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil Sayfa
ALT İNDİSLER
AS Arasoğutucu
ç Çıkan
d Dolgu
g Giren
h Hava
K Kompresör
T Türbin
ü Ürün
y Yakıt
SEMBOLLER LİSTESİ
Verim
d
Doldurma verimi
1.GİRİŞ
Aşırı doldurma uygulaması ile silindir içerisine daha fazla hava alınarak, daha
fazla yakıtın yanması sağlanmakta ve motor gücünde önemli bir artış elde
edilmektedir. Aşırı doldurma uygulaması ile, aynı çıkış gücü için bir motorun hacmi
küçültülebilmekte veya aynı motordan daha fazla güç elde edilebilmektedir. Aynı
zamanda kontrollü bir yanma sağlandığı için, daha temiz egzoz emisyonu değerleri
de elde edilir.
80’li yılların başına kadar, daha çok dizel motorlu ticari araçlarda, iş
makinelerinde ve yüksek performanslı otomobillerde kullanılan aşırı doldurma
sistemleri, günümüzde hemen hemen her büyük üreticinin dizel veya benzinli
motorlarında bulunabilmektedir. Ancak benzinli motorlarda vuruntu temayülünden
dolayı, motor verim ve gücünün en önemli faktörlerinden biri olan sıkıştırma oranını
düşürmek gerekir. Bu da benzinli motorlarda aşırı doldurma uygulamasının cazibesini
gölgeler. Bu yüzden benzinli motorlarda aşırı doldurma uygulamasına pek sık
rastlanmaz [2].
Güç 150 HP den 185 HP ye çıkması oldukça zordu. Ancak 1958 yılında TD96
motorunun gücü l95 HP(144 kW) yi aştı. 1963 yılında ise gücü 240 HP (144 kW) a
ulaştı. 1965 yılında TD96 motorunun yerine TD 100 motoru konuldu. Bu motorun
gücü 260 HP (190 kW) idi. Aynı motorda daha sonra 310 HP (228 kW) güç elde
edildi.
Dizel motorlarda, aşırı doldurmayı cazip yapan diğer önemli bir neden de
normal emişi bir motora nazaran daha temiz bir egzoz gazına sahip olmasıdır. Aşırı
doldurmalı bir dizel motorunda, daha fazla bir güç için yakıt miktarı arttırılırken, yine
aynı motorda hava artış oranı yakıt artış oranının çok çok üstündedir. Bir dizel
motorunda tasarı sırasında güç artışı en emin ve en güvenilir yol olan aşırı doldurma
ile elde edilmesi planıdır. Aşırı doldurma ile motorda büyük hava kütlesinin geçmesi
düşünülürken (normal emişli bir motora nazaran) yakıt miktarı da hava artış oranına
kıyasla düşük bir oranda arttırılır. Bu artış örneğin hava artışı normal emişli bir motora
nazaran 1.5/1 veya 1.75/1 oranında planlanırken yakıt artışı 1.2/1 veya 1.3/1
oranında düşünülür. Sonuçta da yakıt-hava oranı normal emişli bir motora nazaran
oldukça düşerek daha yumuşak bir yanma ve genişleme daha temiz bir egzoz gazı
(dumansız egzoz ve silindir içinde daha az karbon birikintisi) meydana gelecektir. [4]
2. Kompresörün tasarımına,
a. Harici aşırı doldurma: Harici bir güç kaynağı ile (yardımcı motor, elektrik
motoru).
a. Pozitif yer değiştirmeli tip: Düz veya döner pistonlu (roots tipi üfleyiciler veya
vida tipi) kompresörler,
b. Akış tipine göre: Radyal, aksiyal veya karışık akış tasarımlı aerodinamik
kompresörler, olmak üzere iki ana grupta toplanabilir.
Aşırı doldurma sonucu basınç, sıcaklık ve yoğunluk artar. Ancak dolgu havası
silindire girmeden önce soğutulursa yoğunluğu daha da arttırılabilir. Bu da
“intercooler” olarak isimlendirilen bir ara soğutucu ile gerçekleştirilir. Böylece aynı
doldurma basıncı için daha fazla havanın silindir içine alınması sağlanmış olur. Şekil
2.1’de turbo doldurmalı ve ara soğutuculu bir dizel motorunun çalışma şeması ve
Şekil 2.2’de ise aşırı doldurma uygulamaları görülmektedir .
Şekil 2.1 Turbo doldurmalı ve ara soğutuculu bir dizel motorunun çalışma
şeması
Şekil 2.2. Aşırı doldurma uygulamaları [4].
(a) Mekanik aşırı doldurma, (b) Turbo doldurma, (c) Motordan hareketli
kompresör ve turbo kompresör, (d) İki kademeli turbo doldurma, (e) Turbo
kompresörlü ve ikinci kademe türbin destekli motor, (f) Ara soğutuculu turbo
kompresör. K-Kompresör, M-Motor, AS-Ara soğutucu, T-Türbin [4]
a- Pistonlu Kompresörler
d- Vida Kompresörler
e- Santrifüj Kompresörlerdir.
Pozitif yer değiştirmeli bir tip olan roots tipi kompresörler krank milinden bir
dişli veya kayış ile hareket alırlar. Bu kompresörün iki rotoru dişliler aracılığı ile
birleştirilmiş durumdadır. Şekil 2.5 de görüldüğü gibi. Motordan tahrik edilen tahrik
rotoru motorla aynı yönde dönerken ikinci rotorda ters yönde döner. Emme
kanalından gelen hava rotor kamları ve gövde arasındaki hacimde sıkıştırılarak
basma kanalına sürüklenir. Basma kanalına gelindiğinde daha önce içeri basılan
havanın geri kaçacağı bir yer olmadığından dolayı basılan hava basınçlı hava
sistemine dahil olur. Bu tür kompresörler, küçük basınç oranlarının talep edildiği
yerlerde kullanılır. Bu tür kompresörlerde volümetrik verim; rotor genişliğine, dönme
hızına, rotorlar ile gövde arasındaki boşluklara ve basınç oranına bağlıdır [2, 4].
Şekil 2.6 da görüldüğü gibi, vida tip kompresörlerde, tatminkar bir performans
için, dönen ve sabit parçaların beraber çalışan yüzeylerinin yüksek toleransta
işlenerek, aralarındaki hassas boşluğun titizlikle elde edilmesi gerekir. Bu
kompresörlerin çalışma hızları, 3.000-30.000 dev/dk arasında değişmektedir. Yüksek
volümetrik ve izentropik verimlere sahip olan bu kompresörün çalışması esnasında,
rotorunun dahili olarak soğutulması gerekmektedir [7].
Comprex doldurucularda da Şekil 2.8 de aynı şekilde aşırı doldurma amacı ile
gaz akış huzmelerinin basınç titreşimlerinden yararlanılır [8].
Egzoz gazı hücreler içine akar, orada bulunan taze dolguyu sıkıştırır ve rotor
dönerken hücre, dolgu penceresine erişir erişmez taze dolgu dolum kanalına itilir.
Şekil 2.9. Şematik olarak comprex doldurucunun çalışması [8].
Hücre içine giren egzoz gazı hücrenin diğer ucuna ilerleyen bir basınç dalgası
oluşturur. Doldurucunun devir sayısı öyle ayarlanır ki, basınç dalgası hücre sonuna
eriştiğinde, hücre de tam o anda dolum penceresi hizasına gelir. Açık hücre ucunda
basınç dalgası yansıtılır ve emme dalgası olarak, egzoz yoluna doğru geriye hareket
eder. Egzoz gazı hücrenin yaklaşık dörtte üçünü doldurduğu zaman hücre egzoz
hattı tarafında kapanır arkasından biraz sonra da doldurma tarafında kapanır.
Böylece egzoz gazının dolum hattına akması önlenir. Dönme esnasında hücre egzoz
penceresi hizasına gelir gelmez egzoz gazı genleşerek egzoz hattından dışarı atılır.
Böylece hücre basıncı düşer ve o arada açılan emme penceresinden taze dolgu
hücre içine dolar. Egzoz ve emme taraflarındaki pencerelerin açıklığı o derece büyük
yapılmışlardır ki, egzoz gazları, hücre içerisine dolan taze dolgu tarafından
süpürülerek yanık gaz kalmayacak şekilde dışarı atılsın. Bu esnada rotor da aynı
zamanda soğutulmuş olur.
Şekil 2.11 ve Şekil 2.12’te görüldüğü gibi değişik hızlar için diğer bütün
çalışma noktaları belirlenir. Şekil 2.11'de, pozitif yer dört zamanlı bir motorun akış
haritası görülmektedir. Motorun maksimum hız karakteristiği n ve bu noktadaki
kompresörün hız karakteristiği Nk=n*R’nin kesilmesi ile belirlenen tam yükteki
çalışma noktası, içi boş küçük bir daire ile gösterilmiştir [4]
Şekil 2.11. Pozitif yer değiştirmeli bir kompresör ile mekanik aşırı doldurma
uygulanan dört zamanlı bir motorun akış haritası.
Şekil 2.12. Krank mili tarafından döndürülen radyal tip bir kompresör ile
mekanik aşırı doldurma yapılan bir motorun akış haritası [3]
2.6.4. Turboşarj
3. TURBO KOMPRESÖRLER
Motorun hızı arttıkça egzoz gazlarını hacmi ve buna bağlı olarak ta hızları
artar, böylece türbin üzerindeki etkisi de artmış olur. Turbo kompresör milinin 20.000
d/d ile 120.000 d/d arasında dönebilmesi mümkündür. Böylece hız arttıkça
kompresörün bastığı hava miktarı ve buna bağlı olarak da motorun verimli beygir
gücü de artmaktadır. Egzoz devresinde meydana gelebilecek basınç
dalgalanmalarına önleyebilecek aynı anda egzoz yapmayan iki veya üçer silindirden
oluşan gruplar oluşturulur. Böylece basınç dalgalanması önlenmiş olur.
3.3. Turbo Kompresörün Yapısı
Doldurucu egzoz gazlarının enerjisiyle çalışan bir türbin tarafından tahrik edilir.
Santrifüj doldurucuya benzer olarak türbinde radyal veya eksenel tipte olabilir. Ancak
doldurucuların, aksine radyal tipin yanında eksenel tip türbin oldukça sık
kullanılmaktadır. Eksenel tipte çap küçüldükçe kanatlarla gövde arasındaki boşluk
toplam kanat alanına göre göreceli olarak büyümekte ve kaçaklar arttığı için verim
düşmektedir. Bu bakımdan 150 mm’den daha küçük çaplarda eksenel tip kullanılmaz
[9].
3.3.1. Türbin
Şekil 3.4’te egzoz gazları, çevreden merkeze doğru daralan bir yoldan geçer
böylelikle egzoz gazlarının hızları artmış olur. Artan bu hızla türbin kanatçıklarına ve
bulunduğu mili döndürmeye başlar. Egzoz gazlarının itme enerjisinden tam
faydalanabilmek için türbin gövdesinde bitişik iki A-B giriş kanalı vardır. Egzoz
manifoldu da iki çıkışlıdır. 1-4-5 silindirler gazları A girişine 2-3-6 silindirler gazları B
girişine gönderilir.
Böylece, düşük türbin çarklar iki zamanlı motorlarda 400-500 °C, dört zamanlı
motorlarda 800-1000 °C de egzoz gazları ile çalıştığından mutlaka özel alaşım
çeliğinden yapılmalıdır. Bu malzemeler, çok sert olduğundan işleyerek imalat yerine
döküm daha ucuz olmaktadır. Eksenel türbinlerde, yalnızca kanatlar sıcak gazlar ile
temasta olduğundan, kanat ve ara disk farklı malzemelerden yapılıp, daha sonra bir
araya getirilebilir.
3.3.2. Kompresör
Şekil 3.5’te kompresör çevresel akışlı merkezkaç (santrifüj) tip olup, türbin
miliyle dönen çarka sahiptir. Kompresör gövdesi genelde dökme demirden yapılır.
Fakat alüminyum alaşımlı gövdeye rastlamak ta mümkündür. Kompresör bir çark ve
gövdeden ibaret olup, helisel ve çevresel bir kanalı vardır. Kompresöre hava girişi
kanatların merkezden havayı kapması ve çevresel aşırı bir hızla çıkış kanalına
fırlatılması ile türbin çarkının her devrinde devam eden havanın helis kanalda bir tur
yapıp çıkışı sırasında, genleşen ağza gelmesi sonucu hız düşer, buna bağlı olarak
basınç yükselir. Bu kanal yapısı bu olayı gerçekleştirmek için şekillendirilmiştir.
Tahliye valfi turbo şarj sisteminin bir parçasıdır. Turbonun egsoz manifoldunun
üzerine takılmıştır. Egsoz gazının miktarındaki artış, türbinin daha hızlı dönmesine
dolayısı ile basma havasının aşırı şekilde artmasına neden olur. Sonuçta hava
basıncı kontrolsüz bir şekilde artar ve aşırı miktarda hava silindirlerin içine sokulmaya
çalışılır ve motor zarar görür. Tahliye valfi böyle bir durumu engeller. Hava basıncı
belirli bir değere ulaştığında bir miktar egsoz gazının türbin kanatları arasından değil
de doğrudan bir kanal vasıtası ile egzoz sistemine kaçması sağlanır. Böylece türbinin
aşırı derecede dönmesi engellenir. [10].
Şekil 3.7 Tahliye Valfinin Şematik Resmi [10].
Tahliye valfinin herhangi bir nedenle çalışmaması durumunda emniyet valfi (F)
devreye girer. Burada emme manifoldunun (C) bölgesindeki basınç aşırı bir şekilde
artarsa motoru korumak için (F) emniyet valfi açılarak fazla basıncı tahliye eder. Bu
sırada boru patlaması gibi ses duyulur [10].
Bu sistemde, büyük hacimli egzoz manifoldu ile birlikte bir de egzoz gaz alıcısı
kullanılır. Türbin egzoz gaz alıcısının hemen çıkışına bir nozulla birlikte bağlanır.
Sabit basınçlı turbo kompresör sisteminin yapısı oldukça basit ve maliyeti düşüktür.
Fakat bu sistemde egzoz gazlarındaki enerjinin tamamından yararlanmak mümkün
değildir. Çünkü, A.Ö.N. dan çok önce açılan egzoz supabı, silindir içerisindeki yüksek
basınç ve sıcaklıktaki egzoz gazlarının dışarı çıkmasına neden olmaktadır. Eğer bu
gazlar geniş hacimli bir manifolda ve egzoz gaz alıcısına verilirse, egzoz supabının
açıldığı andaki egzoz gaz basıncının büyük itici etkisinden yararlanılmamış ve boşa
harcanmış olur. Bu sistemin basit ve ucuz olmasının yanın da, egzoz gazındaki
enerjinin, bir kısmının boşa gitmesi dezavantaj oluşturmakta ve sistemin etkisini
gölgelemektedir.
Bu durumda egzoz supaplarının toplam açık kalma süresi 230 ile 240°
civarındadır. Şayet silindir adedi fazla olan bir motorda tek manifold kullanılmış ise,
silindirler arasındaki egzoz bindirme süresi kadar, iki silindir aynı manifolda egzoz
yapar. Fakat, silindirlerden biri egzoz başlangıcında, diğeri ise egzoz sonundadır.
Pratikte, kısa bir süre egzoz bindirmesinin olduğu görülmektedir. Çünkü, egzoz
supabının açılması ile manifolddaki basıncın yükselmesi arasında daima bir gecikme
vardır. Bir de, egzoz başında olan silindirden, egzoz sonunda olan silindire kadar
basınç dalgasının varması belli bir zaman alır. Şekil. 3.9 da dört zamanlı ve dört
silindirli bir motora, Şekil 3.10 da ise dört zamanlı, üç silindirli bir motora ait zaman
bindirme diyagramları görülmektedir.[3]
Şekil. 3.9. Ateşleme sırası 1-3-4-2 dört zamanlı ve dört zamanlı bir motora ait
bindirme diyagramı[3].
Şekil 3.10. Dört zamanlı, üç silindirli bir motora ait zaman bindirme
diyagramları [3].
Bir silindirden diğerine olan ateşleme zaman aralığı, dört zamanlı motorlarda
240, iki zamanlı motorlarda ise 120 derece olursa, bu silindirler aynı egzoz
manifoldunu kullanarak, ideal bir darbeli turboşarj sistemi oluştururlar. Buna göre üç
silindirli bir manifold gereklidir. Örneğin, altı silindirli bir motor iki ayrı egzoz
manifolduna, dokuz silindirli bir motor ise, üç ayrı egzoz manifolduna ihtiyaç
gereklidir. Şekil 3.11 de, dört zamanlı, altı silindirli, darbeli turbo doldurma sistemine
sahip bir dizel motoru, bölünmüş egzoz manifoldu ile birlikte görülmektedir.
Şekil 3.11 de, dört zamanlı, altı silindirli, darbeli turbo doldurma sistemine [3].
Önceleri, darbeli doldurma sistemi çok üstün kabul ediliyor ve hemen hemen,
sabit basınç sistemi hiç kullanılmıyordu. Bunun sebebi de, düşük verimli türbo
kompresörler ve düşük kompresör basınç oranları idi. Zamanla, gelişen teknolojiye
paralel bir biçimde, daha mükemmel turbo kompresörler yapılarak, verimleri
yükseltildi ve kompresör basınç oranları da arttırıldı. Kompresör basınç oranları ile
turbo kompresör verimlerinin artması, sabit basınç sisteminin üstünlüklerinin, daha
net olarak gözle görünür hale gelmesini sağladı. Sabit basınçlı turbo kompresör
sistemi gün geçtikçe daha geniş bir uygulama alanı bulmaktadır.
1. Daha basit ve sade bir manifold tasarımı, dolayısıyla daha ucuz bir
konstrüksiyon, özellikle V tipi motorlarda, sabit basınç sistemi manifoldlarının
yerleştirilmesi kolaydır.
2. Egzoz zamanında daha düşük piston pompalama işi (daha düşük negatif
işi). Silindir içindeki basınç kolayca tahliye olur ve egzoz gazlarının pompalanması
için harcanan piston işi azalır. Darbeli turbo doldurma sistemindeki gibi egzoz
zamanındaki geri basınç bu sistemde daha azdır. Buda sonuçta, daha yüksek
ortalama efektif basınca ve daha düşük özgül yakıl sarfiyatına sebep olur.
Sabit basınç turbo doldurma sisteminin, motor açısından sakıncaları ise şöyle
sıralanabilir.
2. Kompresör çıkış basıncı ile egzoz basıncı arasındaki fark, tam yüklerde bile
çok azdır. Çünkü manifold da, ortalama bir egzoz gazı basıncı her an mevcuttur,
Egzoz zamanının sonunda da, silindir içindeki egzoz gazı basıncı, ortalama değerin
altına düşmez. Halbuki, darbeli turbo doldurma sisteminde, manifolddaki basınç
anında türbin tarafından yutulduğu için egzoz zamanının sonlarına doğru geri basınç,
önemli miktarda düşer. Eğer, darbeli sistem ile sabit basınç sisteminde eşit miktarda
supap bindirmesi olduğu farz edilirse, sabit basınç sisteminde hava tüketimi azalır.
Çünkü, supap bindirmesi zamanında, sabit basınç sisteminde, silindirlerde akan hava
debisi azalır.[3]
3. Sabit basınç turbo doldurma sistemi kullanan motorlarda motorun ivmesi iki
sebepten dolayı düşüktür;
a) Düşük yüklerde, egzoz supabı açıldığı anda, silindir içindeki egzoz basıncı
düşük olduğu için, basınç darbelerinin türbin üzerindeki etkisi zayıftır. Keza, büyük bir
egzoz manifoldunu doldurmak için, ilave, zamana ihtiyaç vardır. Sürücü, gaz
pedalına bastığında, silindirlere püskürtülen yakıt miktarını hemen arttırır. Fakat, bu
yakıtı yakabilecek düzeyde hava miktarının türbin ve dolayısıyla kompresör hızlarına
bağlıdır. Türbin ve kompresör hızlarının artması egzoz gazlarındaki enerjiye bağlı
olup sabit basınç sistemine sahip bir motorda, bunun yükselmesi için zamana ihtiyaç
vardır.
4. Daha düşük özgül hava sarfiyatı egzoz gazı sıcaklığının artmasına neden
olur. Sabit basınç sistemi ile çalışan turbokompresör daha yüksek verimli olmasına
karşın 2. maddede izah edilen önemli mahzuru vardır. Turbokompresör açısından
ise, sabit basınç sisteminin hiçbir mahzuru yoktur.
Tatbik edilen motor gücünün hareket ettirilen kütleye oranı azaldıkça aracın
ivmelenmesi önemini kaybeder. Çünkü, araç kütlesi büyüdükçe, aracın hızlanması
için geçen zaman oldukça uzun olur. Bu zaman, motorun hızlanması için gerekli olan
zamanla mukayese edilirse, motorun hızlanması için gereli olan zaman önemini
kaybeder. Dolayısıyla sabit basınç turbo doldurma sistemine sahip bir motorun
ivmelenmesi için uzun zaman gecikmesi büyük araçlarda bir problem teşkil etmez [3].
1. Çevrimde kullanılan hava her noktada ideal gaz kabul edilir, yani P.V = mRT
denklemini sağlar.
3. Çevrimde yanma odasında kalan art (yanmış) gazların etkisi ihmal edilir.
Şekil 4.1’de teorik P.V diyagramı görülen çevrimde hava filtresinin direnci
ihmal edilirse çevre basıncı, kompresör giriş basıncı olarak kabul edilebilir.
Kompresöre çevre basıncında giren hava, adyabatik olarak p 1 basıncına kadar
sıkıştırılır.
Şekil 4.1. Turbo kompresörlü motorun teorik P-V diyagramı
P0 = Pçevre
4.1
T0 = Tçevre
P1 = Ak .P0 4.2
4.3
4.4
4.5
Bir önceki çevrimden silindirde kalan yanmış gazlar, silindire dolan taze havayı
kirletir.
4.6
4.7
4.8
4.11
4.12
şeklinde ifade edilebilir. 3 noktasında sabit hacimde yanma ile elde edilen
değerler;
V3 = V 2
4.16
4.17
P4 = P 3
4.18
4.19
4.20
V1 = V 5
4.21
4.22
4.23
ifadeleriyle hesaplanabilir.
Buna göre;
4.24
4.25
4.26
4.27
ifadeleri yazılır.
P7 = P 0
4.28
4.29
4.30
buradan;
: Gaz sıcaklığı
4.31
Yanma odası silindir kapağı alanı ile piston yüzey alanı yaklaşık silindir kesit
alanına eşit kabul edilebilir. Pistonun hareketine bağımlı olarak değişen silindir yan
yüzey alanı,
4.32
4.33
4.34
yanma odası silindir kapak yüzeyinin Ü.Ö.N dan yüksekliği göstermektedir.
r: Krank yarıçapı
4.35
Doldurma verimini;
4.36
eşitliği ile ifade edilir. Yukarıdaki ifadelerden ortalama efektif basınç için;
4.3
Aynı strok hacminden daha fazla güç almak veya belirli bir çıkış gücü için
motorun ağırlığını ve hacmini düşürmek, aşırı doldurmanın temel mantığıdır. Bu
durum, kompresör tarafından silindire yüksek basınç altında daha fazla hava
gönderilerek yakılabilecek yakıt miktarının arttırılması ile sağlanır. Böylece aşırı
doldurmalı motorlar, tabii emişli motorlara göre daha hafif ve küçük hacimli olurlar. Bu
ise, birim çıkış gücü başına daha az maliyet demektir [3].
Aşırı doldurmalı bir dizel motoru bütün bu üstünlüklerin yanında, artmış olan
gaz kuvvetlerine karşı dayanabilecek kuvvetlendirilmiş bir dizayna ihtiyaç duyar.
1. Daha küçük bir hacim ihtiyacı (az sayıda silindir ve daha kısa bir motor)
2. Daha hafif bir motor, birim çıkış gücü başına daha küçük bir özgül ağırlık
4. Özellikle büyük motorlarda birim çıkış gücü başına daha düşük maliyet,
5. Daha küçük bir radyatör, normal emişli motorlardan daha az ısı kaybı,
Ara soğutma sonucu, aynı doldurma basıncı için motora emilen havanın
miktarı arttığından, ulaşılan ortalama efektif basınç da büyümekte ve hem mekanik
verim göreceli olarak büyüdüğü ve hem de düşen sıcaklıklar ile ısı kaybı azaldığı için
motor verimi de artmaktadır. Ara soğutucular ağır yük ve yolcu taşıtlarında,
gemilerde, demiryolu araçlarında ve yaygın olmamakla birlikte, otomobillerde
kullanılmaktadır.
1- Hava kazanları
3- Kanatçıklar (Finler)
Hava kazanları, giriş ve çıkış kazanı olarak iki kısma ayrılır ve genellikle
peteklerin sağ ve sol taraflarına yerleştirilir. Bu kazanlar havanın tüplere eşit
dağılımını sağlayabilmek için giriş ve çıkış noktalarına doğru genişleyen bir şekilde
yapılırlar. (Şekil 5.1.)
Tüp üzerindeki ısıyı iletim yolu ile alarak havanın soğutulmasını sağlayan
elemanlara ise kanatçık denir. Kanatçıkların yüzey alanı arttıkça, hava ile temas
eden yüzey de artar. Ancak kanatçıklar içerisinden havanın akarak geçebilmesi için
bir boşluk bırakılması gerekir. Bu nokta, kanatçık yüzey alanını sınırlayan bir
faktördür.
Ara soğutucu malzemesi olarak genellikle alüminyum alaşımı kullanılır.
Alüminyum alaşımının tercih edilmesinin sebebi olarak; alüminyumun ısı iletim
katsayısının fazla olması, ucuz ve hafif olması sıralanabilir. Ara soğutucuda kazan,
tüp ve kanatçıklar aynı malzemeden yapılır ve ısı altında noclock breyzing yöntemi ile
birleştirilir.
Ara soğutucunun bir diğer kontrolü ise, birleştirme noktalarında veya herhangi
bir noktada kaçak olup olmadığının tespit edilmesidir. Bu kontrolde ara soğutucu
içerisine basınçlı hava gönderilir. Basınç değeri bir manometre ile okunur. Aynı
manometrede bir basınç düşümü olup olmadığı gözlenir. Kaçak var ise, sabunlu su
ile kaçağın hangi noktada olduğu tespit edilir.
Bir ara soğutucu dizaynı yapılırken bir takım değerler ve sınırlamalar göz
önünde tutulur. Bunlar kısaca:
5. Kompresör verimi
Hava soğutmalı ara soğutucuların tip-türbine adı verilen değişik bir dizaynı da
mevcuttur. Böyle bir sistemde ara soğutucu radyatörden ayrıdır ve bir fanı vardır. Bu
sistemin avantajı, motorun ihtiyacı olduğunda çalışmasıdır. Bu sistem diğerinden
daha kompleks ve pahalıdır.
Yapılmış olan deneysel çalışmalarda turbo şarjlı ara soğutuculu Phaser 180 Ti
(AS 950) kompresör çıkış havası hava soğutmalı bir ısı değiştiricisi kullanılarak 30 0C
civarına indirilmiştir. Motorun teknik özellikleri aşağıda verilmiştir.[11]
Silindir Sayısı 6
Yukarıda belirtilen her bir ölçüm aralığı için motor devri, yük, H/Y oranı, yakıt
tüketimi miktarı, ara soğutucu giriş ve çıkış sıcaklıkları ve moment değerleri
kaydedilmiştir. Moment değerleri ölçüldükten sonra her bir devir için güç,
matematiksel olarak hesaplanmıştır.
Şekil 5.5’te ara soğutmanın yakıt tüketimine etkisi görülmektedir. Ara soğutma
ile özgül yakıt tüketimi azalmaktadır. Yükselen devirlerde özgül yakıt sarfiyatı daha
da artmaktadır [15].
Şekil 5.5. Tam yükte ara soğutmanın özgül yakıt sarfiyatına etkisi[15].
Şekil 5.6 ta motor indike gücünün devir sayısı ile değişimi görülmektedir.
Görüldüğü gibi ara soğutma ile indike güç artmaktadır. İndike güçteki bu artış yine
artan devir sayılarında optimum seviyeye ulaşmaktadır [15].
Şekil 5.6. Tam yükte ara soğutmanın indike güce etkisi [15].
Ara soğutma ile motor gücünde % 10-15’lik bir artma olduğu görülmüştür.
Bununla birlikte yakıt ekonomisinde sağlamaktadır. Performanstaki bu iyileşmelerin
özellikle yüksek yük ve devir sayılarında daha belirgin olduğu görülmektedir. Bu
sebeple, düşük yük ve devirlerde ara soğutucunun devreden çıkarılmasını sağlayan
bir sistem geliştirilebilir [15].
Bir çok üretici bir uzlaşmaya varabilmek için her iki ideal durum arasında
ortalama bir büyüklükte turbo yapmaktadır. Aşırı besleme durumunu minimize etmek
için egzoz gazı akımının fazlasını dışarı veren emniyet supabı eklemektedirler. Bu
yaklaşım işe yaramaktadır. Ancak yine yüksek devirlerde geri basınca neden olmakta
ve düşük devir operasyonu için ideal olandan daha büyük turbo kullanımı
gerekmektedir.
Değişken geometrili turbo şarj ise bu soruna daha iyi bir çözüm getirmekte ve
egzoz kısmı içerisinde gazın akışına göre ayarlayabilmektedir [16].
Motora iki ayrı turbo şarj bağlandığı sistemde kompresörlerden ilki (primer)
motorun düşük devirlere daha çabuk cevap vermesi amacıyla 3000 d/d kadar
görevini sürdürmekte, verimliliği sona ermeye başladığı noktada (3500 d/d) ise ikinci
devreye girmektedir [16].
Seri üretim motorlarda ilk sequential turbo uygulamasını Mazda başlatmış olup
Cosmo Coupe modelinde kullanılan üç rotorlu Wankel motor farklı egzoz gazı akışı
özelliğine sahip iki adet küçük Hiachi turbo kompresörle donatılmıştır. 5.5 cm çapında
11 kanatçıklı türbinden oluşan primer kısmı darbeli turbo olarak ta tanımlanmaktadır.
5 cm’lik sekonder türbin ise egzoz gazının rahatça geçmesine olanak veren yüksek
akım tipi olup 9 adet kanatçığa sahiptir.
Bu tip turbo sisteminde önemli olan tek turbo kullanımından ikili uygulamaya
yumuşak olarak geçisin sağlanmasıdır. İkinci türbinin devreye girmesinden meydana
gelecek bir gecikme güç kaybına neden olacağından, bu sorun sekondere giren
egzoz gazını kontrol eden supabın tam açılmadan önce bir miktar akım almasına izin
verilerek çözümlenmektedir.
Sırayla devreye giren ikili turbo sistemi tek turbo uygulamalarına göre 1500
devirde düşük devir torku %36 artırmaktadır. Mazda RX-7 veya Nissan 300 ZX
modellerinde kullanılan kompüter kontrollü sequential turbo ünitesi ile elde edilen
performanstan daha fazlasını sağlamaktadır.[16]
Yani geçiş tepkisi küçük türbin yutma kapasitesinde daha küçük A/R ile iyi
duruma gelmektedir. Diğer taraftan daha küçük A/R daha geniş gaz akışlarında
boğulmaktadır. Bu hassasiyetle yutma kapasitesi seçimi, toplam ekonomi ve yüksek
hızlarda güç artımı dışında yapılmaktadır. Herhangi bir şekilde mekanik türbinin geçiş
tepkisini geliştirme açısından oldukça etkili olduğu görülüyor. Seramik türbin geçiş
tepkisini geliştirmektedir [17].
Seramik rotor mili iki açılı tip bilyalı yatakla desteklenmiştir. Mil titreşimlerine
gidermesi için yatak yuvasının iç yüzü ile dış yüzü arasındaki çok ince bir yağ filmi
oluşturulur. Burada çalışan manşon yağ damperi olarak adlandırılır [5].
7. SONUÇ VE TARTIŞMA
Aynı strok hacminden daha fazla güç almak veya belirli bir çıkış gücü için
motorun ağırlığını ve hacmini düşürmek, aşırı doldurmanın temel mantığıdır. Bu
durum, kompresör tarafından silindire yüksek basınç altında daha fazla hava
gönderilerek yakılabilecek yakıt miktarının arttırılması ile sağlanır. Böylece aşırı
doldurmalı motorlar, tabii emişli motorlara göre daha hafif ve küçük hacimli olurlar. Bu
ise, birim çıkış gücü başına daha az maliyet demektir.
Ara soğutma ile motor gücünde % 10-15’lik bir artma olduğu görülmüştür.
Bununla birlikte yakıt ekonomisinde sağlamaktadır. Performanstaki bu iyileşmelerin
özellikle yüksek yük ve devir sayılarında daha belirgin olduğu görülmektedir. Bu
sebeple, düşük yük ve devirlerde ara soğutucunun devreden çıkarılmasını sağlayan
bir sistem geliştirilebilir.
Normal metal rotorlu türbinler yerine seramik rotorlu türbin kullanılarak dönen
parçaların atalet momenti azaltılmış ve böylece ivmelendirme geliştirilmiştir. Seramik
türbinli rotor kullanarak istenen emme basıncına % 30 - % 40 daha kısa sürede
ulaşılmaktadır.
KAYNAKLAR
5. BORAT, O., BALCI, M., SÜRMEN, A., 1994, İçten Yanmalı Motorlar, Cilt 1,
G.Ü.T.E.F, Ankara,.
6. METİN, U., BATUR, O., SARIOĞLU, M., 1996, Dizel Motorlarında Aşırı
Doldurma, G.Ü Teknik Eğitim Fakültesi”, Ankara
8. KUŞHAN, E., B., 1999, Otto ve Dizel Motorları, Selmat Matbaası, İstanbul
11. AKICI, S., 1999, Ara Soğutucunun Dizel Motorlarına Etkileri, Marmara
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul
12. ERGENEMAN, M., MUTLU, M., ARSLAN, H., 1998, Taşıt Egzozundan
Kaynaklanan Kirleticiler, Birsen Yayınevi, İstanbul
15. SAYIN, C., KILIÇASLAN, İ., AKTAY, F., 6TH International Combustion
Symposium, İstanbul
ÖZGEÇMİŞLER