You are on page 1of 366

T.C.

SLEYMAN DEMREL NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS Temel slam Bilimleri Anabilim Dal

RAK FLOZOFU SHREVERD MAKTL VE ESERLERNDEK SLUP VE BELAAT

(DOKTORA TEZ)

Danman Prof. Dr. smail YAKIT

RFAT OKUDAN

ISPARTA 2001

NDEKLER

NSZ KISALTMALAR

VIII-XI XII-XIII

GR XII. YZYILDA SLAM DNYASI I.SYAS DURUM II.DN VE SOSYAL DURUM III.LM VE FKR DURUM 1-19 4 8 14

BRNC BLM SHREVERDNN HAYATI, AHSYET VE ESERLER I.HAYATI VE TAHSL A.Ad, Knyesi, Lakab ve Yetimesi 1.Doum Tarihi ve Yetitii evre 2.ocukluu, Tahsili ve Seyahatleri 3.Shreverdnin lm B.Hocalar ve Talebeleri 1.Hocalar 1.1.Mecduddin Cl 1.2.Hasan ez-Zahr 1.3.eyh emseddin 20-99 21 21 24 29 40 48 49 49 51 52

II

2.Talebeleri 2.1.bn Refa 2.2.mduddin Karaarslan 2.3.Nsruddin Berkiyrefah 2.4.Emir Kemleddin Kmyr 2.5.Safiyyuddn Halil bin Ebil-Fadl Ktip ve Hakm Ibrahim bin Ebl-Fadl bin Sadaka 2.7.Ziyuddin bin Sakar 2.8.emseddin II.AHSYET VE ESERLER A.lm ahsiyeti 1.Ahlak ve Seciyesi 2.Simy ve Shreverd B.Eserleri 1.Neredilen Eserleri 2.Yazma Halindeki Eserleri

52 53 53 54 55

56 56 57 58 58 59 71 74 75 86

KNC BLM SHREVERDNN ESERLERNDEK MUHTEVA VE SLUP I.SHREVERDNN ESERLERNN MUHTEVASI A.Gnmze Kadar Eserlerinin slup ve Muhteva Bakmndan Yaplan Tasnifi B.rke Tesir Eden Fikirler ve Shreverdnin Kaynaklar 1.Me Felsefe ve rkiye 103 110 111 100-179 103

III

2.rak Felsefesinde Eflatun ve Yeni Eflatunculuk Tesiri 3.Shreverdde Eski ran Felsefesinin Tesiri 4.slam Filozoflar ve raklik 4.1.Kuran ve rk Tasavvuf 4.2.Gazlnin Miktul-Envr ve Shreverdnin rk II.SHREVERDNN ESERLERNDEK SLUP A.Kelamda slup ve eitleri 1.lm slup 2.Edeb slup 3.Hitab slup B.Shreverd Maktlde slup 1.Hikmetul-rakin slubu 2.Heykilun-Nrun slubu C.Shreverdnin slbunda r Tefsir Metodu D. Shreverdde slup Olarak Sembolik ve Metaforik Anlatm

118 124 131 136

144 151 151 152 154 155 157 159 163 166 172

NC BLM SHREVERDNN ESERLERNDE BELAAT I.ANAHATLARIYLA BELAAT A.Dil ve Felsefe B.Arap Dili limleri ve Belaat 1.Belaatin Unsurlar 180-303 182 182 190 192

IV

1.1.Kelime ve Kelamn Fesahati 1.2.Kelamn Belaati 1.3.snad ve Ksmlar 2.Belaat limleri 2.1.lmul-Men 2.1.1.caz ve Beli Kelamdaki Yeri 2.2.lmul-Beyn 2.2.1.Tebh ve Tebhin Belaati 2.2.2.Mecz ve Ksmlar 2.2.3.stire ve Ksmlar 2.2.4.Kinye ve eitleri 2.2.4.1.Tarz, Telvh, Remz (: Sembol) ve m 2.2.5.Emslul-Arab 2.3.lmul-Bed II.SHREVERDNN BELAAT A.Shreverdnin Fesahat ve Belaati 1.Fesahatini Bozan Mbhemlerin Tevili B.Beyn Bakmndan Shreverd 1.Shreverdye Gre Lafzn Manaya Delaleti 2.Shreverdde Mecaz ve Ksmlar 2.1.Nur; Hakikat ve Mecaz 2.2.Mecaz ve Tebih 2.2.1.Shreverdnin stiareleri 2.2.2.Shreverdnin Kinayeleri

195 196 197 198 199 201 203 203 205 207 210 212 215 218 221 223 224 227 228 233 237 246 249 255

3.Sembolik Din Dil ve Beynn Unsurlar 4.Shreverdnin Eserlerinde Sembolik fadeler ve Kssalar C.Shreverdnin Eserlerinde Bed 1.Beretul-stihll 2.Tevriye 3.Tbak 4.Mukabele 5.Murtun-Nazr

256 266 295 297 298 299 301 302

DRDNC BLM R VE SHREVERDNN R I.R VE EDEBYAT A.iirin Gizemi umd B.Shreverdnin Yaad Dnemin iirinin zellikleri C.Shreverdnin Asrnda randa iir ve Edebiyat II.KASDE GELENE VE SHREVERD A.Kaside ve Shreverdnin Manzum Eserleri 1.Shreverdnin iirinde Tasavvuf 2.Didaktik Eserlerinde Naklettii iirler B.Kasidetu Ebeden Tehunnu leykumul-Ervhu 1.Kasidetu Ebeden Tehunnu : Metin ve Tercme 2.Konu, ekil ve Sanatlar Ynyle Kasidetu Ebeden Tehunnu 304-361 307 308 312 317 319 319 321 325 328 329 337

VI

C.Bnet Sud (: Kasde-i Brde) Kasidesi ve Shreverdnin Tahmsi 1.Bnet Sud (: Kasde-i Brde) Kasidesi 2.Tahmis ve Shreverdnin Tahmsi D.Shreverdnin iirlerinde Vezin ve Kafiye 1.Fuz bin-Nami Kasidesinin Vezin ve Kafiyesi 2.Kul li-Ashb Raevn Meyten iirinin Vezin ve Kafiyesi 3-Kasdetu Ebeden Tehunnu leykumul-Ervhunun Vezin ve Kafiyesi 4. Bnet Sud Kasidesi ve Shreverdnin Tahmisinin Vezin ve Kafiyesi

343 344 345 349 349 353

355

357

SONU BBLYOGRAFYA SUMMARY

362-375 376-399 400

VII

NSZ

Tarihte iz brakan ve gnmze kadar eserleri ulam, kendinden sonraki takipileri iin fikirleri dstur olmu ilim adamlar arasnda, ilminin ve ahsiyetinin gerektirdii ilgiyi belki de yaad ksa mrnden dolay grememi ilim ve fikir adamlarnn en nemlilerinden biri de eyhul-rk ihbuddin Shreverd Maktldur. Byk Trk-slam filozofu eyhul-rak ihabuddin Shreverd Maktl, Mool istilasndan hemen nceki asrda, btn slam aleminin siyasi alkantlarla sarsld, ilim ve fikir dnyasnda taassubla hrs ve hasedin kol gezdii, dn frka ve mezheblerin isbt- vcd davasna derek slam aleminde terr rzgarlar estirdikleri dnemde, VI./XII. yzylda yaam; hayattayken ilim ve fikriyle olduu gibi, ldrlmesinden sonra da eserleriyle btn slam aleminde tannan ve dnce dnyasnn tmnde fikr ynden tesiri grlen hakm, fakh, mantk, usulc, edip ve air bir filozoftur. Arapa ve Farsa elliden fazla eseri 36 senelik mrne sdran eyh ihabuddin Shreverdnin daha iyi tannabilmesi, hi phesiz eserlerinin tannp anlalmasyla dorudan alakaldr. Aratrmamzn snrlar erevesinde, onun felsefesinin temelini oluturan ve neredeyse kendisiyle aynleen Hikmetul-rk ve Heykilun-Nr adl didaktik eserleri ve hikaye tarznda kaleme ald Kssatulurbetil-arbiyye adl risalesi bata olmak zere, Arapa telif ettii eserlerini inceledik. Shreverdnin bugne kadar hep felsefesi ve dnceleri zerinde durulmu, slup ve belaati ise incelenmemitir. te biz bu almamzda onun bu ynn ele aldk. Dile ait malzemenin kullanlmasnda, edeb trn, evrenin ve dilin kazand zenginliklerin ve edeb sanatlarn dikkate alnmas ve deerlendirilmesi gerekir. Szl veya yazl metinde kan her unsuru, gramer ve belaat kitaplarndan ve lgatlardan hareketle izah edemeyiz. Ayrca bir edeb unsurun ya da bir kaidenin ibare iinde kazand deeri iyi anlayabilmek ve izah edebilmek iin dilbilimin sahas dna kmak; en azndan metnin varlk sebebini ve tamamn dikkate almak gerekir. Ancak unutulmamaldr ki kullanlan malzeme dildir. Metin, malzemenin kendine has kurallarnn verdii imkan lsnde bir sistem hviyeti kazanr. Bu sebeble de

VIII

inceleme ve deerlendirme iine dilden balamak yerinde olur. eyhul-rakin imdiye kadar zerinde allm felsef eserlerinin daha iyi anlalabilmesi ve izah edilebilmesi de, kulland dilin slub bakmndan deerlendirilmesi, belaat bakmndan incelenmesiyle yakndan ilgilidir. Yaptmz alma, onun bu yn hakknda bir ilk olma zellii tamaktadr. phesiz, bir filozofun bu ynden aratrlmas, hem felsefesi, hem felsefesini zerine bina ettii dier unsurlardan mstani olamaz. Dilbilimin snrlarndan klmas gereken yerlerde, onun felsef ve kltrel deerlerinin dikkate alnmas gerekmektedir. Bu amala yaptmz almamzda, yukarda bahsi geen eserlerin tamamen tercmesi veya kelime kelime erhi sunulmamtr. Bilakis o eserler temel alnmak zere, yeri geldiince btn eserlerinden; kendisinden hakm, suf, mtekellim, fakih ve usulc olduu kadar edib ve air olarak da bahsedilen Shreverd Maktlun belaatndaki slup ve eserlerinin anlalmasn kolaylatracak zellikler gsterilmeye allmtr. Bunu yaparken, rak felsefesinin ayrntlarna inerek bir btn halinde ele alacak, prensiblerinden balayarak felsef seyrine, tekevvn gelimesine ve ulam olduu sonulara tam bir sistem halinde ve btn zellikleriyle temas edecek de deiliz. Biz, rakiyye felsefesinin aratrmasna bir nclk olarak, genel anlamda eyhul-rak ihabuddn Shreverdyi, zel olarak da onun slup ve belaatini aratrmakla balayacaz. nk bir felsef doktrini aratrmann, ancak onun temsilcilerini birer birer incelemek ve bu felsefenin ifade edildii slup ve belaati anlamakla mmkn olaca kanaatindeyiz. Aratrmamzn giri ksmnda, Shreverdnin yetitii ilm, siys, dn ortam genel hatlaryla ortaya koymaya alrken, Abbas hilafetinin ve slam toplumunun en kark yzyllarndan olan VI./XII. yzyln fikr ve sosyal ortamn ortaya koyduk. Tarihiler asndan olduka zor bir yzyl olan o devri, tafsilini tarih sahasna brakarak, genel hatlaryla belirtmeye altk. Birinci blmde, Shreverdnin ilm ve fikr hayatn, yetitii evreyi ve hayat tarzn, hocalarn, talebelerini, ilm ahsiyetini, ahlak ve seciyesini anlatmaya altk. Son olarak eserlerini verdiimiz bu blmde, tarihsel olarak ona en yakn kaynaklar veya en yakn rivayetleri nakleden eserleri esas aldk. almamzn ikinci, nc ve drdnc blmlerini, kendi ilerinde mstakil olarak, bir btn halinde ortaya koyduk. Bunun neticesinde, ikinci blmde Shreverdnin eserlerinin slup ve muhtevasn ortaya koymadan nce farkl zellikler arzeden eserlerinin aratrmaclar tarafndan yaplm deiik tasniflerini belirtmeye altk. Edeb sluplar ve onun didaktik eserlerinden bazlarnn sluplarn gstermeye altmz bu blmde, Shreverdnin slubuna fikir ve metod olarak tesir eden faktrleri inceledik. Bilindii gibi, sluba ait zelliklerin bir ksm mellifin psikolojik durumundan ve iinde yaad artlardan kaynaklanr. Metnin slubunda, daha baka, ok eitli faktrlerin de etkisi olacaktr. Mellif, anlatmak istedii konuyu kendine

IX

has ifade biimiyle ortaya koyarken, slubuna bu faktrlerin hepsinin tesir etmesi tabiidir. Ancak dile ait unsur ve onlarn kullanlmasyla ortaya kan bu deerlerden bazlar, dile ait gelenee, edeb tre ve devre baldr; bazlarysa, eseri telif eden mellif tarafndan kendine has olarak kullanlmtr. Bu sebeble, biz de, slup bakmndan ele aldmz Shreverdinin ibarelerinde, yaad devre ve edeb tre ait olan ifade biimleriyle, ferd olanlarn i ie girdiini gzden uzak tutmadk. Onun slubuna tesir eden fikri oluumlar ve bunlarn kendi slublarnn Shreverdideki yansmalarn belirttik. nk slup, bir bakma fikr muhtevann eklini oluturur. Yaz veya ifade ise, bir estetik anlayn, bir inann, bir ekoln, bir doktrinin uyduu, kendini uymak zorunda hissettii kaide ve asllar btn olarak dnlebilir. Dolaysyla, ibarelerde ortaya konulmak istenen mesajn eklini aklayabilmek iin mellife ba vurmak gerektii gibi, tre ve edeb evreye ait zelliklere de mracaat etmek gerekmektedir. nc blmde ncelikle, dil ve felsefe ilikisine, belaatin kaynaklarna ve unsurlarna ksaca temas ettikten sonra, Shreverdnin eserlerinde grlen edeb sanatlardan rnekler vererek aklamaya altk. zellikle sembolik ifadeleriyle tannan eyhul-rakin kssa tr eserlerinden bazlarn mstakil bir blmde zmlemeye altk. Bu blmde genel anlamyla dile ait malzemenin metinde kullanl ve tanzim tarzn esas aldk. Buna ifade tarznn incelenmesi veya eserlerin dil ve belaate ait unsurlara arlk vererek tasviri demek mmkndr. Belaatte, beyan ve bediin konusu, dile ait malzemenin doru ve gzel kullanldr. almamzn bu blmnde, Shreverdinin zellikle beyann unsurlarn eserlerinde nasl kullandn ve bunlarla felsef disiplini ierisinde neyi anlatmak istediini ortaya koymay amaladk. Drdnc ve son blm, Shreverdnin edeb kiiliine ayrdk. iirlerinden ve onlardaki edeb sanatlardan rnekler verdiimiz bu blmde, mehur Kaside-i Hiyyesinin eitli kaynaklarda nakledilen beyitlerini biraraya getirip tamamlamaya altk. Kendisinden bir filozof olduu kadar, edib ve air olarak da bahsedilen eyhul-rakin iirdeki kuvvet ve dehasn; ve onlarla ifade etmeye alt anlamlar gstermeye gayret ettik. Ayrca, btn zikrettiimiz iirlerinin vezin ve kafiyelerini de tesbit ettik. almamz esnasnda alnt yaptmz eser ve kaynaklar, her sayfann dipnotlarnda ilk getii yerde tm knyeleri ve sayfa numaralaryla; daha sonra, tekrar getii yerlerde o ilk kullanld referansa bal olarak ksaltma prensibine uyarak vermeye dikkat ettik. Okuyucunun kaynaklarn isimlerini, geriye dnmeden hatrlamas amacyla, her sayfada ksaltarak tekrar ettik. Baz nemli grdmz aklamalar, metinde sreklilii kaybetmemek iin dipnot referanslaryla o sayfada izah etmeye gayret gsterdik. Hayat ve seciyesiyle alakal olaylarla ilgili kaynaklara bavururken, zellikle Shreverdye en yakn tarihte yazlm eserleri deerlendirmeyi esas aldk. slup ve belaatini incelediimiz blmlerde, almamzn snrlandrd ereveye sadk kalarak, rnekleri oaltmaya altk. Bunu yaparken, bu aratrmann, ilk defa, rk bir filozofun eserlerinin edeb tenkidi olduu gereini dikkate aldk. Belaatla ilgili

terimlerin bugnk karlklarn, Prof. Dr. M. Kaya Bilgegilin Edebiyat Bilgi ve Teorileri adl eserini esas alarak belirledik. Felsefeyle ilgili terimlerin karlklarn Felsefe szlklerinden tesbit edip, slam Felsefesi Tarihi Profesr, danmanm ve hocam Prof. Dr. smail YAKIT Beyin grlerini alarak parantez iinde belirtmeye altk. Gcmz lsnde, doru ve isabetli bilgiler vermeyi amaladmz bu almamzn, Shreverdi ve rak felsefesinin daha iyi anlalmasna katkda bulunacan umuyoruz. almann konusunu belirlerken, multi-disipliner bir inceleme olmas nedeniyle, bizde meydana gelen ekintiyi destek ve himmetleriyle gideren; kaynak temininde ahsi ktphanesini aarak destek olan ve her aamasnda yardmlarn esirgemeyen kymetli hocam, Sayn Prof. Dr. smail YAKIT Beyefendiye teekkr bir bor bilirim. Ayrca belaatle ilgili olan ksmlarda, tavsiye ve grlerini bizden esirgemeyen Prof. Dr. Recep DKCye ve aratrmamz okuyup inceleyerek, eksikleri konusunda bizleri uyaran ve en dorusuna muvaffak olabilmemiz iin yardmc olan Prof. Dr. Hseyin ELMALIya kranlarm sunuyor; yine tezin tamamlanmasndan sonra okuma zahmetine katlanan deerli mesai arkada hocalarm ve dier fakltelerden kymetli edebiyat ve Arapa uzmanlarn da minnetle anyorum.

Isparta, 2001

Rifat OKUDAN

XI

KISALTMALAR

a.g.d.t. a.g.e. a.g.m. A.K.D.T.Y.K. A..B. A...F.D. A...F.Y. Bkz. c. ev. D.E..Y. D..B.Y. edit. E.F.B. G.A.L. haz. .A. .F.D. ..E.F.Y.

ad geen doktora tezi ad geen eser ad geen makale Atatrk Kltr, Dil ve Tarih Yksek Kurumu Ankara niversitesi Basmevi Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Yaynlar Baknz Cild eviren Dokuz Eyll niversitesi Yaynlar Diyanet leri Bakanl Yaynlar Editr (Yaynlayan) Edebiyat Fakltesi Basmevi Geschichte der Arabischen Literature Hazrlayan slam Ansiklopedisi lahiyat Fakltesi Dergisi stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar

XII

M.E.B.B. M.E.B.Y. M.E.B. M...F.V.Y. . Supp. s. T.D.V.Y. T.T.K.B. T.T.K.Y. tah. terc. trhz. vd. vr.

Milli Eitim Bakanl Basmevi Milli Eitim Bakanl Yaynlar Milli Eitim Basmevi Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Vakf Yaynlar lm Supplement sayfa Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar Trk Tarih Kurumu Basmevi Trk Tarih Kurumu Yaynlar tahkik eden tercme eden Tarihsiz ve devam varak

XIII

XIV

GR
VI./XII. YZYILDA SLAM DNYASI

Medeni bir varlk olarak insan yaad zamann aynasdr. nsanlk tarihi boyunca ilm ve fikr gelimeler, yaadklar zaman iinde kendilerine miras kalan bilgileri gelitirip ilerletmek ve insanln balangcndan itibaren ftr olarak mevcud hikmet sevgisiyle, yaradl ve varln kaynan bulmak arzusundaki hakmlerin, filozoflarn eserleri sayesinde olmutur. slam felsefe tarihinde hret kazanm olan eyhul-rk ihbuddn Shreverd Maktlun yaad devir, siys ve askeri bakmdan olduu kadar kltr ve ilim hayat bakmndan da hareketli gemitir. VI./XII. yzyln en nemli simalarndan olan ihbuddn Yahya b. Habe b. Emrek Shreverd (550/1155 - 586/1191), Dou slamnn felsef ve mistik (: tasavvuf) geleneinde, kurucusu sayld teozofik-filozofik rk ekolden sonra, eyhul-rk olarak bilinen, byk slam filozofudur. slam dnyasna, bizzat tercme hareketinin banda bulunarak Aristotales ve Eflatunu tantan, ayn zamanda bu filozoflarn eserlerini erh eden Kind (. 259/872)den sonra, slam corafyasnda felsefeyi kuran ve gelitiren iki Trk filozofundan bahsedilir. Bunlar, Frb (. 339/950) ve bn Sn (. 428/1036-7) olup, slam Felsefesinin en tannm simalardrlar. Bu felsefe, yedinci (onnc) yzylda Arapadan yaplan tercmelerle Bat dnyasna girmitir. Aristotales Felsefesi, Hristiyan Bat aleminde ok glendii zamanlarda, slam dnyasnda, aklc yn

XV

mutasavvf ve kelamclarn tepkisini ektii iin gcn kaybetmiti122. Bunun yerini eyhul-rk ihabuddn Yahya b. Habe b. Emrek es-Shreverdnin Hikmetulrk ve kendisinden sonra gelen bn Arab (. 638/1240)nin doktrinel sufizmi ald. bn Snnn felsef metodunu kullanarak bn Arabnin doktrinel sufizminin temel prenseplerine nclk eden Shreverd Maktlun, felsefe ve tasavvufu birbirine yaklatran rk Felsefesini anlayabilmek, onu ve eserlerini tanmakla mmkn olacaktr. Bunun iin de, ncelikle Shreverdnin yaad dnemi eitli ynleriyle ele alarak, onun yetitii ortam anlamaya almak gerekmektedir.

122

Nasr, S. Hseyin, ihabeddn Shreverd, slam Dncesi, edit: Mustafa Armaan, ev: M. Alper Tusuz, stanbul 1990, c. I, s. 41.

XVI

I.SYS DURUM Shreverdnin yaad devir, Dou ve Bat arasnda en byk mcadelelerden birine sahne olan bir devirdi. Bu devirde mslmanlar, kltr bakmndan stn olmakla beraber, bir danklk ve geveklik ierisindeydiler. Ayn zamanda, o dnemdeki btn mslman devletlerin en zayf taraflar da, etnik ve siys ynleriydi. slam hukuku gibi, toplum dzenini salayan bir hukuk sisteminin bulunmasna ramen, henz bir siys hukuk, tam anlamyla teekkl etmemiti. Devletin birliini ve istikrarn salayacak messeseler henz yerlememiti. Bu keyfiyet de, bataki liderin dirayetine balyd; dolaysyla o zayf olunca birlik zayf, kuvvetli olunca birlik de kuvvetli oluyordu123. Shreverdnin yaad dnemde ran toplumu sosyal tabakadan oluuyordu. Yksek tabaka; hakimler olan emirler, vezirler, komutanlar, beldelerin valileri ve devlet adamlarnn byklerinden olumaktayd. Orta tabaka; divanlarda grevli olanlar, tccar ve sanatkarlarn orta hallileri, hkm ve kazaya bakanlar iine almaktayd. Alt tabaka ise; devlet ilerinde alanlar, iftiler ve hizmeti olarak bakasnn yannda alanlardan ibaretti. Ehl-i zimme ise, altklar ilerine gre, son iki tabakaya dahil olurlard. Birinci tabaka, nimetler ve zenginlikler iindeydi. Bu tabakann en st basamanda ynetim ve hkm ellerinde olan amirler vard. Onlarn kleleri, hazineleri, birok mallar ve bunlar iin de yine birok kaynaklar vard. nsanlarn ve toprak gelirlerinin bir ounu bunlar topluyordu. Mal ve zenginliklerde zel bir sistem vard; zekat sistemi. Yine, her ehirde bir divan bulunurdu. Buna Harac Divn denirdi. Bu divan devletin veya emirliin mali hazinesi yerindeydi. Orduya verilenler, beldelere
123

Dayf, evki, Trihul-Edebil-Arab, 5, Asrud-Devleti vel-mrt, Drul-Marif, et-tabatusslise, Kahire trhz, s. 498.

XVII

harcananlar buradan alnrlard. Birikenler Harac Divnna veya devlette bir kurum olarak oluturulan Beytulmala devredilir, Emir orduya ve emirliin ihtiyalarna buradan harcard. Bu devirdeki savalarn okluunu da gz nne almamz gerekir. Emirlikler bazen zayf der ve mesela, ya Bveyh veya Gazneli Sultannn ya da Smn veya Seluklu Sultannn hakimiyeti altna girerlerdi. Bu durum Tatar istilas zamanna kadar devam etmitir.124 Shreverd, Abbas hilafetinin zayflad bir devirde yaamtr; hatta o zamanki halifelerin isimlerinden baka bir eyleri kalmamtr. Onun yaad srede (550/1155 - 586/1191) hilafette olan Abbas halifeleri yle sralanabilir: Muhammed Muktef li Emrillah b. Mstazhir (530/1136 - 555/1160) Yusuf Mstencid Billah b. Muktef (555/1160 - 566/1170) Hasan Musted bi Emrillah b. Mstencid (566/1170 - 575/1180) Ahmed Nsr li Dnillah b. Musted (575/1180 - 622/1225) 125 Bu zayfln ve karkln sonucunda, birok mslman devletler ortaya kmt. Bu devletlerin en nemlisi, hi phesiz slam dnyasna hakimiyetlerinin ilk devri XI ve XII. yzyllar olan Seluklulardr. Shreverdnin doduu sralarda Halife olan Muktefye hilafet makamn, Seluklu Sultan Sultan Mesud vermiti. Halifelik topraklar zerinde Seluklu hakimiyeti, Abbs halifesi Kim bi Emrillah zamannda 447/1055den itibaren balam ve Nsr li Dnillah zamanna (590/1194 ylna) kadar

124 125

Dayf, Trihu-l-Edebil-Arab, 5, Asrud-Devleti vel-mrt, s. 498-499. Suyt, Celluddn , Trhul-Hulef, talik: Mahmud Riyad el-Haleb, Drul-Marife, Beyrut 1997, s. 368-395; Hasan, brhim Hasan, Trhul-slm es-Siys ved-Dn ves-Sekaf velctim, et-tabatul-l, en-Nehdatul-Msriyye, Msr 1968, c. IV, s. 35; Hudar, Muhammed, Muhdartu Trhil-memil-slmiyye (ed-Devhatul-Abbsiyye), et-tabatur-rbia, Mektebetut-Ticriyyetil-Kbr, Khire 1353, s. 432-450; Hitti, Philip K., Siys ve Kltrel slam Tarihi 3, ev: Prof. Dr. Salih Tu, M...F.V.Y., stanbul 1995, c. II, s. 755.

XVIII

srmt126. 529/1135 - 547/1152 yllar arasnda tahtn muhafaza eden Sultan Mesudun, devleti toparlama gayretlerine ramen, siys iktidar fiilen 521/1127de mduddn Zeng tarafndan kurulan Musul Atabegleriyle, 546/1146da l-deniz ile balayan Azerbaycan Atabeglerine gemiti. 590/1194e kadar devam eden karklk ve iktidar mcadelesinden sonra Reyde meydana gelen bir savata Sultan Turulun Cemaziyelevvel 590/Mart 1194de ldrlmesiyle Seluklular dald. Prof. Dr. Osman Turan bunun neticesindeki oluumu yle zetlemektedir:
Bylece Mikil oullar elinde bulunan Seluk devletleri Suriyede, Horasanda, Kirmanda ve Irakda yklr ve yerlerini kendilerinden doan yeni devletler alrken Trkiyede Kutalm oullar kendi devletlerinin en parlak devrine giriyor ve Anadoluda kurduklar yeni Trk vatann ykseltiyorlard. Bununla beraber deien, sadece Seluk hanedan olup onun yerine Atabeg, Emir ve Trkmen beylerinin kurduklar devletler, tekilat ve messeseleri, ananeleri, hatta devlet adam ve ordular ile hep Seluklularn birer devam idiler Msr-Suriyede kurulan Eyyb ve Memluk devletleri bile Byk Seluklularn, Anadolu beylikleri ve Osmanllar da Trkiye Seluklularnn devamndan baka bir ey deildiler127

Shreverdnin katlini emreden Sultan Salahaddn Yusuf Eyyb, Sultan Nureddn Zengnin salnda Msrda nibi olarak hkm sryordu. 567/1171 ylnda Fatm hilafeti kaldrlnca Abbas halifesi Mustaz, elisi madeddn Sandal ile Nureddn Zengnin am ve Msr zerindeki hkmranln tanyan bir takld ile
126

een, Ramazan, Salhaddn Devrinde Eyybler Devleti, ..E.F.Y., E.F.B., stanbul 1983, s. 55; Hitti, Siys ve Kltrel slam Tarihi 3, c. II, s. 754. Turan, Osman, Seluklular Tarihi ve Trk-slm Medeniyeti, Trk Kltr Aratrma Enstits Yaynlar, Ankara 1965, s. 187.

127

slam dnyasnda Abbas halifesi adna hutbe okunan lkelerin gerek sahibi halife saylyor, hkmdarlar ve sultanlar onun adna hakimiyet hakkn kullanyorlard. Hilafete bal topraklardaki bir hkmdarn hakimiyetinin meruluk kazanmas iin, halife tarafndan onun hkmdarlnn tannmas gerekiyordu. Halife bir hkmdara bir yeni mlk edinme salahiyetini (takldini) verirse, bu takldin halk zerinde ve o yerin zabtnda byk bir rol oluyordu. Bu sebeple hkmdarlar Halife ile olan ilikilerine byk nem veriyorlar, kendilerini onun hizmetkar sayyorlard.

XIX

hkmdarlk alametleri gndermiti. Salahaddn Eyybye de Nreddninkinden biraz daha mtevazi hilatler ve hkmdarlk alametleri yollamt. Salahaddne gnderilen hilatler ve hkmdarlk alametleri, 10 Receb 567/8 Mart 1172 tarihinde Kahireye ulamt. Nureddn Zengnin lmnden sonra, 570 yl Ramazan aynda (Nisan 1175) emseddn b. Ebil-Mada Balebekyi Halife Mustazye gndererek Nureddnin varisi olarak tannmasn isteyen Salahaddn Eyybnin bu mracatn halife olumlu karlad. evval 570/Mays 1175 tarihinde halifenin elilik heyeti, Hamaya Halife tarafndan gnderilen Nureddn Zengnin sahip olduu topraklarn takldi ile hkmdarlk alametlerini getirdi. Melik Nsr da nvann tasdik etti. Bylece, Salahaddn Eyyb resmen Nureddn Zengnin varisi olarak tannm oldu.129

129

een, Salhaddn Devrinde Eyybler Devleti, s. 55.

XX

II.DN VE SOSYAL DURUM Shreverdnin yaad yzylda slam toplumu birok rktan olumutu. Bunlarn en nemlileri, Arap, Fars ve Trk rklaryd ve onlarla birlikte yaayan, baka rktan insanlar da vard. Bu insanlar ehirlerde, kylerde yerleik, adrlarda gebe olarak, deiik kabile ve topluluk isimleriyle yaamaktaydlar. Toplum deiik seviyedeki statler zerine kuruluydu. Aralarndaki hayat dengeleri birbirinden olduka uzakt.130 slam, bu dengeleri eitliyordu. Yahudi ve Hristiyan aznlklarda bir huzursuzluk yoktu. Onlar hrriyet ve emniyetlerini salamlar, eman almlard; adet ve geleneklerini devam ettirmekte, devlette yksek makamlara gelmekte, ticari hayatlarnda ve benzeri baka ilerinde yeteri kadar serbesttiler ve huzur iindeydiler131. slm olmayan adet ve ahlakn yaygnlamasyla birlikte toplumu bozucu eitli frka ve mezhebler de ortaya km, bunun neticesinde frka mensublar arasnda, dinler etrafnda, kelam meseleler hakknda ihtilaflar oalmt. Bu da fitne ve skntlara yol amt. Bunlarn en garibi, ehl-i snnetin kendileri arasnda meydana gelen, zellikle Hanbeller ve Erler arasndaki fitnedir. Ayr dinlerin mensuplar arasnda atmalar kt gibi, mutaassb fakihlerin tahrikiyle snn mezheblerin mensuplar arasnda da zaman zaman atmalar kyordu. 132 Nfusun byk ounluunu tekil eden mslmanlar, gerek tikd, gerekse amel bakmdan ok eitli mezheblere ayrlmlard ve aralarnda devaml bir birlik kurmak olduka zordu. amda halkn ounluunu iler oluturmasna ramen hakimiyet Snnlerin elindeydi. Btnlie kar mcadelelerden sonra Msrda ilik tamamen ortadan kalkacak, amda btn mezheblere mensub olan Drzler, Nusayrler
130

Ahmed Emin, Zuhrul-slm, Mektebetu Nahdatil-Msriyye, et-tabatus-slise, Khire 19521371, c. I, s. 3. een, Salhaddn Devrinde Eyybler Devleti, s. 401. Ayn yer.

131 132

XXI

ve Hahler varln devam ettirecektir. Bununla beraber amda Seluklularla birlikte Haneflik yaylmaya balam olmasna ramen, am ve Msrda en yaygn snn mezheb filikti; Hanbeller ve Mlikler aznlktayd. Eyyblerin iktidara geliiyle Msr, am ve Hicazda mezheblerden amel olarak filik ve tikd olarak Erlik kuvvetlendi.133 Kaynaklar, Shreverdyi de er bir fi usulcs saymlardr. Muhtemelen yaad ilm ve kltrel artlarn tesiriyle ve usulde mtekellim mesleine mensup olarak kaleme ald eseri nedeniyle byle olduu zehabna kaplm olmaldrlar. Bu dnem ilim ve kltr hayat bakmndan, insanlarn baz mutaassp yanlarna ramen, canl ve hareketli bir devirdir. Din ilimleri, edebiyat, dil ilimleri, sosyal ilimler, fen ilimleri sahalarnda byk ahsiyetler yetimitir. Gerekte Seluklu devletinin gerilemesiyle, siys buhran ve genel sarsnt ile birlikte ilim ve fikir hrriyeti zerine de baz akisler grlmekte ve hatta dnce hrriyetinin bir takm basklara uradn ortaya koyan olaylar meydana gelmekteydi. Nitekim Abbs halifesi Mstencidin devrin kadlarndan Muharremi yakaladktan sonra ktphanesindeki hvnus-Safya ait eserleri ve bn Snnn Kitbu-ifsn yaktrmas134 fikir hrriyetine kar bir tehdidin baladn gstermekte ve bunun halife tarafndan yaplmas meselenin nemini artrmaktadr. Bu devirde cemiyete yn veren din olduu iin felsefe ve felsefeye bal ilimler medresenin byk basks altndayd. Bu baskya ramen Kemluddn b. Ynus (. 639/1242), Ms b. Meymn Kurtb (. 605/1208), Abdullatf Badd (. 629/1231), Seyfuddn mid (. 631/1233) ve aratrmamzn asl konusunu tekil eden eyhul-rk ihabuddn Shreverd Maktl gibi slam dnce tarihinde nemli yer tutan fikir adamlar genellikle devlet adamlarndan himaye grmlerdir. Bunlardan

133 134

een, Salhaddn Devrinde Eyybler Devleti, s. 401. bnul-Esr, zzuddn Ebul-Hasan Ali b. Muhammed eybn, el-Kmil fit-Trh, Drus-Sadr, Beyrut 1399-1979, c. XI, s. 258.

XXII

eyhul-rk Shreverdnin ldrlmesiyse tarihiler tarafndan istisnai bir durum olarak grlmektedir.135 Toplum fkh (: slam hukuku) prensipleriyle idare edildii, hkmdarlar batnlie kar fakihlerden byk destek saladklar iin, medreselerde hadis ve fkh sz sahibi olan ilimlerdi. dr ilimlerde faydal olduu iin edebiyt, in sanat ve matematie de deer verilirdi. Din tarafndan tevik edildii iin tp ve astronomi de himaye gren ilimlerdi. Nureddn ve Salahaddn, daha ziyade selefe uygun tarzdaki slamiyeti benimsedikleri iin felsefeye, kelama, manta, felsef tasavvufa, eitli maddeleri altna evirmekle uraan simyya iyi gzle bakmazlard. Bu ilimlerle uraanlar, onlara gre, makbul kiiler deildi. Bu itibarla Sultan Salahaddn Eyyb, rkiyye felsefesinin kurucusu ihabuddn Shreverdyi fakihlerin tevikiyle idam ettirmiti. Buna karlk, ondan daha sapk olan Msa b. Meymun Kurtub gibi adamlara birey yaplmamt. Prof. Dr. een, bunun sebebi olarak, Salahaddne gre bn Meymnun bir musev olmasn; Shreverdnin ise slam kisvesi altnda felsefesini yaymaya almasn ve bu nedenle onun halk zerinde menfi etkisinden korkmu olmasn ileri srmektedir.136 Salahaddnin bu tutumuna karlk Hama Eyybleri, Melik Kmil, Melik Zhir ve daha sonraki Dmek hkmdarlarndan bazlar felsef ilimlerle uraanlar himaye etmilerdir. Hatta Salahaddn devrinde felsefeyle ok uraan ve bu konuda birok eser yazan Abdullatf Badad bile Salahaddnin ve oullarnn byk himayesini grmtr. Bu srada Shreverdnin durumu gerekten bir istisn tekil eder. Bu konuda Brockelmann unlar syler:
Salahaddin, Msrda Fatmlerin i eilimlerini tamamiyle silip ortadan kaldrmaya yardm eden ehl-i snnet ilhiyatlarnn da hamileri oldu. Sadece bir defa bir engizisyon mahkemesi kurmak zorunda kald. Olu Melik Zhirin hkmdar yardmcs (vice-roi) sfatyla kendi yerini ald Halebde, Kk Asyadan hicret etmi olan ranl Shreverd, Aristo ve Eflatun felsefelerini
135 136

een, Salahaddn Devrinde Eyybler Devleti, s. XIV. een, Salahaddn Devrinde Eyybler Devleti, s. 251.

XXIII

tetkik ettikten sonra Yeni-Eflatunculua dayanan gnosa tevecch etmiti; o vaktiyle kendisinden nce slam ve Hristiyan filozof ve mutasavvflar tarafndan aklanm olan ve manev bir nur, ulhiyetin etrafa nur samas gibi ve btn mevcudatn asl varl olarak btn dnyay dolamas eklinde tasavvur edilen akideyi, kendisi tarafndan daha evvel Kk Asyada tesis edilmi olan derviler rgt ierisinde yaatmakta devam eden rkiyye Felsefesi ekline soktu. Bu gibi fikirler, onu, devlete hasm olan Karmatlarn doktrinini telkin etmekle itham eden snnliin kukusunu tahrik etti. Bylece, licenaplna ramen, Salahaddine, 1191 ylnda onu lme mahkum eden engizisyon mahkemesinin kararn onaylamaktan baka bir ey kalmad.137

Daha sonralar Hama Eyyblerinden Melik Mansrun yannda ulmulevil ile uraan 200 kadar alim olacaktr. Bunlar arasnda Seyfuddn mid de bulunuyordu. Bununla beraber hadisciler ve fakihler tarafndan bu kiilere daima pheyle baklmtr. Daha sonralar mehur olan byk air bnul-Frd (. 632/1234), tasavvuf felsefesini iirlerinde iledii iin Ksm b. Askir (. 600/1203) tarafndan dinsizlikle itham edilmitir.138 Bununla beraber, Salahaddn devrinde felsef ilimler Eyybler lkesinde siys himaye bulamamasna ramen, batda bn Rd deerinde byk felsefeciler yetiebilmitir. Dier ilimler ise byk himaye grm ve o sahalarda gerekten yeni bir uyan devri balamtr. Farkl kltrlerdeki insanlarn ortak diline yani, Arap dili; -ki, o zaman toplumda en stn saylan dil,- aralarnda slam olmayan det ve ahlakn ortaya kmas gibi deiik zellikleri olan farkl milletleri bir emsiye altnda toplamaya

137

Brockelmann, Carl, Geschichte der Islamischen Volker (slam Uluslar ve Devletleri Tarihi), ev: Prof. Dr. Neet aatay, A.K.D.T.Y.K., T.T.K.Y., T.T.K.B., Ankara 1992, s. 190. Askaln, ihabuddn Ahmed b. Ali bn Hacer, Lisnul-Mzan, tah: Adil Ahmed Abdulmevcd, Ali Muhammed Muavved, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1996-1416, c. IV, s. 362.

138

XXIV

vesile olmutur. Bu asra gelinceye kadar Fars iirinin ve ran geleneklerinin gelimesine ramen, Arapa nesir iin tercih edilen bir ara olarak kalmtr. 139 Bu devirdeki retim metodlar slam aleminde ok eski devirlerden beri devam eden krat ve sem metodlardr. Birinci metodda talebe dersi okur ve anlatr, hoca onun eksik taraflarn tamamlard. kinci metodda ise hoca okur ve anlatr, talebe onu dinler ve kitabdan takip ederdi. Her iki metodda dersler mudlerin (: asistanlar) nezaretinde mzakere edilerek bir nevi seminerle tamamlanrd. Btn ilimlerde klasik devir melliflerinin eserleri revatayd. Bir alim, otorite kabul edilen alimlerden bu eserlerden ne kadar ounu okur ve okutma izni alrsa talebeler tarafndan o derece rabet grrd. Bu eit mderrislere er-rivytul-aliyye sahibi denirdi. Bu rivayet hakk kraat veya sema yoluyla elde edilir, bylece kitaplar tahrife uramadan ve yazarn dncelerine uygun olarak sonraki nesillere aktarlrd. Baz ilim sahibleri ise buna pek ehemmiyet vermeyip kitaplarn muhteviyatna deer verirlerdi.

139

Hodgson, Marshall G. S., Entellektel Gelenekler Arasnda Dialog, slmn Serveni, Bir Dnya Medeniyetinde Bilin ve Tarih, ev: Birol etinkaya, Muhammed eviker, z Yaynclk, stanbul 1993, c. II, s. 172-173.

XXV

III.LM VE FKR DURUM slam aleminde nceleri her trl sosyal faaliyetlerin merkezi camilerdi ve retim de buralarda yaplyordu. Zamanla, mslmanlar arasnda felsefe, matematik, tp, heyet, fizik, kimya gibi eski milletlere ait olan ilimler yaylmaya balaynca, dini evrelerce bir ksm bidat kabul edilen bu ilimler iin yeni retim ve renim kurumlar almaya baland. Abbsler devrinin balarnda, bu ilimlerin merkezlerinden biri olan Cundiapur Akademisi hala faaliyetteydi140. Abbslerin balarnda tercme faaliyetlerinin hzlanmasyla eski milletlerden alnan bu ilimler (ulmul-evil) mslmanlar arasnda yaylnca, bu ilimlerin en byk tevikcisi olan halife Memun devrinde (198-218/813-833) Badatta Beytul-Hikme adnda bir ilim merkezi kurulup buraya ulmul-eville (: eskilerin ilimleri) ilgili pek ok kitap konarak byk bir aratrma merkezi meydana getirildi. Bir mddet sonra, Mtevekkil devrinde hadisilerin kar tepkisi ve devlette itibar kazanmalar zerine bu merkez kapatld. Bunun yerine Huneyn b. shak (. 260/873) ve arkadalarnn faaliyyet gsterdikleri daha kuvvetli bir tercme ve telif okulu kuruldu. Bu mektep Ben kir ve Feth b. Hkn gibi byk devlet adamlarnn himayesini grd ve varln IV. (X.) yzyln balarna kadar srdrd.141

Bu konudaki faaliyetler bylece kesilmedi. ok gemeden Beytul-Hikmenin yerini alacak Drul-lm adl messeseler kuruldu. lk Drul-lm IV.-V. (IX.-X.) yzyllarda Musulda tesis edilmiti. Fakat Drul-lmler arasnda en mehur olanlar Fatmler tarafndan kurulanlard. Fatmler felsef sembollerle ifade edilen btn
140

Hodgson, Entelektel Gelenekler Arasnda Dialog, slmn Serveni, c. II, s. 190/dipnot: 10.

Ulmul-evil veya ulm-i dhile denilen, daha nceki medeniyetlerden alnan ve gelitirilen ilimleri; felsefe, tp, hesap, hendese, cebir, astronomi, fizik, kimya, msik ve benzeri ilimler tekil etmektedir.

XXVI

tevillerin propagandasn yapabilmek iin ulmul-evilden faydalanmaya ehemmiyet gsteriyorlard. Bu sebeple camilerdeki retimin yannda Halife Hkim bi Emrillah devrinde, 395/1005 ylnda Kahirede Drul-Hikme adyla bir ilim akademisi ald. Saraydan ve dier yerlerden buraya her konuda deerli eserler getirilip byk bir ktphane kuruldu. Beytul-Hikmeden farkl olarak burada dini ilimlere dair eserler de vard. Fatm bakads ve badisi bu merkezin tabii bakanyd. nceleri snn alimler de burann yesiydiler. Burann ileriyle uraan ve kitap istinsah eden zel memurlar vard. limler buraya giderek istedikleri konudaki eserleri okuyorlar veya istinsah edebiliyorlard.142 ok gemeden Darul-lmin kk rnekleri skenderiyye, Haleb, Kuds, Dmek ve Trablusamda kuruldular. Fakat bu messeseler yine ok gemeden btnliin birer propaganda merkezi haline geldiler. Mutezile kelam ve Yunan felsefesinden istifade ile snn akideyi bulandrmakla megul olmaya baladlar. Bu messeselerde felsefeye dair mnakaalar yaplyor, bundan siysler de huzursuzluk duyuyor, bunlar toplayc olaca yerde blc oluyorlard. Bu yzden zamanla zayfladlar. Sadece Kahiredeki Darul-lm faaliyette kald; 510/1116-1117 ylnda vezir Efdal b. Bedrulceml siys bir bahaneyle bu son Darul-lmi de kapatt. Ondan sonra vezir olan Memn Bath 1517/1123de saray yaknlarndaki baka bir binada, Darul-lm el-Ceddi at. Eskisi kadar kuvvetli olmayan bu yeni Darul-lm Fatmlerin sonuna kadar devam etti.143 Douda ise retim messeselerinde yeni gelimeler oluyordu. Hakim olduklar blgelerde Fatmler tarafndan Darul-lmler alrken Horasan ve randa camilerden ayr olarak renim yapmak ve talebenin barnmasn salamak amacyla medrese adyla tannan messeseler kurulmaya baland. Medreselerde Ear ve Maturid kelamyla, hadis ve fkh retiliyordu. Bunlar gerek snn slam
141 142

een, Salahaddn Devrinde Eyybler Devleti, s. 253. Hitti, Siys ve Kltrel slam Tarihi 3, c. II, s. 1008-1010; een, Salahaddn Devrinde Eyybler Devleti, s. 253-254.

XXVII

niversiteleri idiler ve ilik propagandasna kar snn fikirleri savunma ihtiyac ile domulard144. Makdis IV./X. asrda starda bulunan medreselerden bahseder. Nisaburda ise IV. asrda Si Nsbr (. 349/960), Ebu Ali Huseyn (. 393/1003), bn Frekin (. 406/1015) ders okuttuu medreseler vard. Bunlar 437de (10451046da) kurulan Kueyriyye ve bundan biraz sonra alan Beyhakiyye medreseleri takip etti. Bunlardan sonra, Nizamulmlk tarafndan Nisaburdan Shreverdnin ilim senedinde drdnc tabakadaki stad olan mamul-Harameyn Ebul-Mel Cuveynnin (. 478/1085) ders okutmas iin kurulan ilk Nizamiyye medresesi ald. Bundan sonra, afi mezhebinde tedrisat yapmak iin eitli yerlerde Nizamiyye medreseleri kuruldu. Bunlarn arasnda en nls 458/1066 ylnda Badatta renime alan Nizamiyye medresesidir145. Nizamulmlkn afi mezhebinin retimini tevik etmesine karlk, zamann Sultan Alparslan, Hanefi mezhebini tevik etmek maksadyla Hanefi medreseleri ina ettirdi. Badattaki Ebu Hanife trbesi yannda bir Hanef medresesi ina ettirip bugnk Azamiyyenin temelini att. Bundan sonra snnler arasnda medrese inas yaygnlat. Zamanla Mlikler ve Hanbeller iin de medreseler ald. Baz medreselerde ise iki mezhebin tedrisat yaplyordu. Eyyblerin sonlarnda ise drt mezhebde tedrisat yaplan medreseler kuruldu146. Darul-lm ile medrese, her ikisi de hem ilmi, hem ideolojiyi yaymak maksadyla kurulmutu. u farkla ki, medreseyi kuranlar Darul-limlerin felsef ve akidev mnakaalarla siys birlii sarstna inanyorlard. Bu nedenle medreseyi kuranlar bu yeni retim kurumuna ulmul-evili sokmadlar. Medrese eitiminin esasn dil eitimi ile, Kuran, hadis ve fkh ilimlerine dayandrdlar. Medreseler devletin kontrolndeydi; mtevellileri ve mderrisleri devlet tarafndan tayin

143 144 145

een, Salahaddn Devrinde Eyybler Devleti, s. 254. Sunar, Cavit, slam Felsefesi Dersleri, A...F.Y., A..B., Ankara 1967, s. 27. Hitti, Siys ve Kltrel slam Tarihi 3, c. II, s. 1062; Hodgson, Marshall G. S. , Uluslararas Siys Dzenin Oluumu, slmn Serveni, Bir Dnya Medeniyetinde Bilin ve Tarih, ev: Alp Aker, Birol etinkaya, z Yaynclk, stanbul 1993, c. II, s. 49. Hodgson, Uluslararas Siys Dzenin Oluumu, c. II, s. 49-51.

146

XXVIII

olunuyordu147. Bu sradaki medreseler Drul-Kurnlar, Drul-Hadisler ve mezheblere mensub medreseler olmak zere balca ksma ayrlyordu.148 Yine bu devirlerde medreselerin yannda camiler ve mescidler hala birer eitim messesesi olarak varlklarn devam ettiriyorlard. Tasavvuf eitim ise hnkhlarda ve ribtlarda yaplyordu. Bu dnem ayn zamanda tasavvuf hareketlerin sistemli olarak messeselemeye balad ve tarikatler devrinin balad dnem olarak bilinmektedir. Salahaddn Eyybnin babas Nureddn ve Salahaddinin zhd tasavvufu himayelerinin de tesiriyle, bu devirde tasavvuf byk gelime gsterdi, halk arasnda yayld. ran ve Endlsten gelen felsef tasavvuf ise fakihler ve hadisilerin tepkisiyle karlayordu. Mutasavvflarn barnaklar olan hnkhlar ve ribtlar yaygn hale geldi. Hkmdarlarn da katld sema ayinleri tertib edilmeye baland.149 Tp ve ulmul-evil dersleri iin zel medreseler kurulmamt. Bu ilimler hastanelerde, evlerde ve baz medreselerde okutuluyordu.150 Hi phesiz VI./XII. asr, fikir hareketlerine msamaha ve ihtiram gsterilen bir asr olmamtr. Bilakis, felsefeye sava almasndan sonra, doudaki slam corafyas bir felsef meslein akca ortaya kmas iin hi uygun deildi. Fakihler, felsefe ve batinlie saldrrlarken, fikir hrriyetine kar yaygn bir sava balatmlard. Bunlardan bazlar yakld, kitaplar paraland, talebeleri kovulup datld. Hallc (. 310/922)n bana gelenler, kendi grn haykran ya da taassub sancan tayan fakihlerle mnakaaya cret eden her hr mtefekkir iin cereyan eden bir misal saylabilir. te bu tavrdaki fakihler, felsefe ve onun gzellikleriyle dolaanlara akca dmanlk iindeydiler. bn Teymiye (. 622/1225)yi okuyup inceleyenler fakihlerin ve ehl-i hadisin taassubdaki duygularn; filozoflara ve sufilere kar irkin saldry hissederler.
147 148 149 150

Ayn yer. een, Salahaddn Devrinde Eyybler Devleti, s. 256. een, Salahaddn Devrinde Eyybler Devleti, s. 397. een, a.g.e., s. 256.

XXIX

Btn bu olumsuzluklara ve taassuba ramen Eyybler devri ilim ve kltr hayat bakmndan verimli ve parlak bir devir olmutur. Himye gren din, dil ve tp ilimlerinin yansra, taassup altnda ezilen matematik, fizik, astronomi, mhendislik ve hatta tasavvuf, felsefe ve mantk alanlarnda kymetli ilim ve fikir adamlar yetimitir. Birbirine kar olan fikr dalgalarla skntl bir hal alan, hal savalar ve iFtm hareketinin kertilmesi nedeniyle sren siys skntlarla kabaran bu havada Shreverd, yaad zamann alkantlarna aldr etmeden bir yerden dierine gerek yaad. nce sfehana, sonra Badada, daha sonra da Halebe gitti ve orada ldrld.

XXX

BRNC BLM
SHREVERDNN HAYATI, AHSYET VE ESERLER

XXXI

Aratrmamzn bu blmnde asl konumuz olan Shreverd Maktlun eserlerindeki slup ve belaati daha iyi anlayabilmek iin eyhul-rkin hayatn, yetitii ve yaad evreyi, ahsiyetini ve genel olarak ilim dnyasna kazandrd eserlerini inceleyeceiz.

I.SHREVERDNN HAYATI VE TAHSL Dnce dnyasnn her alannda derin tesirler brakm, kelam, tasavvuf, felsefe dallarnda olduu kadar, takipileri vastasyla Bat dnce tarihinde de izleri grlen byk Trk-slam mtefekkiri Shreverd Maktlun hayat, onu anlamak iin en nemli kaynaktr.

A.Ad, Knyesi, Lakab ve Yetimesi Shreverd tarihte eyh-i Maktl veya ihbuddn Maktl diye tannr. smi, Yahya b. Habe b. Emrek; knyesi, Ebul-Futh; lakab, ihbuddn; nisbesi, Shreverddir. ehrezr (. 780/1378), felsefe tarihinde, Shreverd Maktlu yle tantr: Byk Rabbn hakm, erefli filozof, Rabbn eyh ve Ruhn Mteellih, lim, ilmiyle amel eden, faziletli, kemal sahibi, Milletin, Hakkn ve Dinin yldz, lh srlara muttali, nrn alemlere ykselen, fetihlerin babas Shreverdli Emrek olu Yahy.151
151

Yrkan, Yusuf Ziya, Heykilun-Nr Tercmesi (baslmam doktora tezi), 20 Kanun- Evvel 1338, Konya Seluk niversitesi lahiyat Fakltesi Ktphnesi, ET2325, s. 5; ehrezr, emseddn Muhammed, Nzhetul-Ervh ve Ravdatul-Efrh, Trhul-Hukem, tah. ve tak:

XXXII

Filozofumuz Shreverd Maktln lehinde ve aleyhinde ifadeler ieren birok hal tercmesi yazlmtr. Bunlar iinde, salahiyetlisi kanaatimizce kendisinden hrmetle bahseden eceretul-lhiyye ve Nzhetul-Ervh Trhul-Hkem mellifi emseddn ehrezrdir. Ancak ehrezr, Shreverdnin ismini tesbit ederken Yahya b. Emrek demise de kaynaklarn tamamna yaknnda bu Yahya b. Habe b. Emrek olarak kaydedilmitir.152 Hatta bn Hallikan (. 681/1282), Vefeytul-Ayn adl eserinde Shreverdden bahsederken sze, fetihlerin babas, Shreverdli Dinin yldz, ldrlm hakm, diye lakablanan Emrekin olu Habein olu Yahy153 diye baladktan sonra .. bazlar ismi Ahmed, bazlar da ismi knyesidir, yani EbulFuthdur demitir. Fakat Ebul-Abbas Ahmed bn Eb Useybia Hazrec (. 668/1269) Tabaktul-Etibbda eyhin ismini mer olarak kaydetmi ve babasn sukutla gemise de154 dorusu benim zikrettiimdir demektedir.155 Shreverdnin knyesinin Ebul-Futh, lakabnn ihabuddn ve nvannn el-Meyyed bil-Melekt (: Melekt alemiyle desteklenmi) olduunda btn mellifler mttefiktir. Yrkan, eyh-i Maktl vasf da herkesce kabul edilmitir156

Muhammed Eb Reyyn, Menrtu Merkezit-Tursil-Kavm vel-Mahttt, Drul-MarifetilCmiiyye, et-tabatul-l, 1414-1993 skenderiyye, s. 600-601. bare u ekildedir:

.
152 153

ehrezr, a.g.e., s. 600. bn Hallkn, Ebul-Abbs emseddn Ahmed b. Muhammed b. Eb Bekr, Vefeytul-Ayn ve Enbu Ebniz-Zamn, tah: Dr. hsan Abbas, Drus-Sdr, Beyrut trhz, c. VI, s. 268. bare u ekildedir:


154

bn Eb Useybia, Ebul-Abbas Ahmed, Uynul-Enb fi Tabaktil-Ettib, Menrtu Dru Mektebetil-Hayt, Beyrut trhz, s. 641.

155 156

bn Hallkn, Vefeytul-Ayan, c. VI, s. 268. Yrkan, Heykilun-Nur Tercmesi, s. 5.

XXXIII

demesine ramen baz tabakat kitablarnda kendisine, sevenleri tarafndan eyh-i ehd veya e-ihb e-ehd denildiine de rastladk157. Aslnda Uynul-Enba mellifi bn Eb Useybiann, Shreverdnin ismi konusundaki hatas, eserinin ehemmiyet ve kymetine glge drr. nk, bunun dnda tm felsefe tarihlerinde ve sufilere ait terceme-i hallerde Yahya b. Habe olarak kaydedilmektedir. Ayn ekilde, filozofumuzun en ok dolat yerlerin Seluklu beldeleri olmasndan dolay, Seluklulara ve Atabeklere ait tarihlerde de isminin yine Yahya b. Habe olarak kaydedildii Yrkan tarafndan nakledilmektedir. Nefeht158 ve Mirtul-Cinn159 gibi eserlerde de kendisinden Yahya b. Habe diye bahsedilmi olmas bu gr kuvvetlendirir. Buna bal olarak da, rk yolunda onun fikirlerini sonraki asrlarda izleyen Allme Kutbuddn irz (. 710/1311)nin eyhul-rkin ismini mer b. Muhammed; ehrezrnin -babasnn ismini atlayarak- Yahya b. Emrek; tarihi nemi olan kymetli eserinde bn Eb Useybiann, -zellikle Shreverdnin birok talebesiyle grtn ve bir ok olay talebelerinin azndan naklettiini kaydettii halde,- mer olarak nakletmeleri bir hatadr160. Ancak bu hata, zamann artlarnda kendilerine ulaan kaynaklar nda, kk bir kasaba olan Shreverdde V. ve VI. asrda yetien byk mutasavvf kartrm olmaktan kaynaklanmaktadr. Bunlardan ilki 490/1097 - 563/1168 yllar arasnda yaam olan eyh Ziyuddn Ebun-Necb Shreverddir. kincisi bu zatn kzkardeinin olu olan ve
157

Mnavi, Abdurrauf, el-Kevkibud-Driyye f Tercimis-Sdetis-Sfiyye (Tabaktul-MnvilKbr), tah: Dr. Abdulhamid Salih Himdn, el-Mektebetul-Ezheriyyeti lit-Trs, Msr trhz., c. III, s. 714. Cmi, Abdurrahman, Nefehtul-ns min Hadartil-Kuds, ter: Lmi elebi, Marifet Yaynlar, (ofset) stanbul 1980, s. 659. Yfi, Eb Muhammed Abdullah b. Esad b. Ali b. Sleyman, Mirtul-Cinn ve IbretulYakzn, nair: Halil Husur, Darul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1997-1417, c. III, s. 329. bn Eb Useybia, Uynul-Enb, s. 641; ehrezr, Nzhetul-Ervh, s. 601.

158

159

160

XXXIV

Shreverdyye tarikatnn kurucusu eyh ihbuddn Eb Hafs mer Shreverddir (539/1144 - 632/1235).

1.Doum Tarihi ve Yetitii evre Shreverdnin doum tarihi hakknda kaynaklarda ok deiik rivayet ve nakiller vardr. Onlarn doruluunu, Shreverdnin kendi eserlerinden faydalanarak tesbit etmek zorundayz. Shreverd, Hikmetul-rk adl eserinin telifini, 583/1188 senesinin Cemziyelhir aynn sonunda yedi yldzn Terazi burcunda toplandklar gn leden sonra tamamladn kitabnn sonunda kaydediyor161. el-Mutraht adl eserinin ba tarafnda, eserin Hikmetul-rktan sonra telif edildiine iaret edildii halde162, son tarafnda yam otuza yaklayor163 deniliyor. el-Mutraht gibi byk ve kymetli bir eserin bir yl iinde yazlmas mmkn olmasa da notlarn nceden hazrlamas ihtimaline gre, Hikmetul-rk adl eserini tamamlad zaman 29 yana yaklam olur ki, bu durumda doum tarihinin 553/1158 olduu grlr. leride incelenecei zere, bu durumda Shreverdnin yann, 586/1191de ldrldnde 33 olduu anlalyor. Ancak hemen hemen btn tarihiler eyhul-rkin 36 yanda ldrldn kaydederken, bir kanda ise ldrldnde daha yal olduu nakledilmektedir. Bizim kanaatimize gre, eyhul-rk 550/1155 ylnda domu ve 586/1191 ylnda ldrlmesine kadar 36 yl yaamtr. Yusuf Ziya Yrkan, Shreverdnin 33 yanda vefat ettiini naklettikten sonra, daha fazla yaad iddialarnn Shreverdnin dehasn ve elliden fazla eserini bu kk yaa
161

Shreverd, ihabuddn Yahya b. Habe b. Emrek, Kitbu Hikmetil-rk, uvres Philosophiques et Mystiques de Shihabaddn Yahya Sohrawardi (Opera Metaphysica et Mystica II), edit: Henry Corbin, Institut Franco-Iranien&Librairie dAmrique et dOrient AdrienMaisonneuve, Teheran&Paris 1952, s. 258. Shreverd, ihabuddn Yahya b. Habe b. Emrek, Kitbul-Meri vel-Mutrahat, Opera Metaphysica et Mystica, edit: Henricus Corbin, Maarif Matbaas, stanbul 1945, c. I, s. 194.

162

XXXV

sdramamaktan mtevellid olduunu syleyerek unlar sylemektedir: Hatta ehrezur iin eyhin 33 yanda vefat rivayetini tedkik etmeyip de alay ile zikredii cidden manaszdr. Hele emseddn Sami Beyin, Shreverd 549da (1155) domutur, demesi bsbtn indi bir hesaptr.164 eyhul-rk Shreverd, nisbetinden de anlalaca gibi Shreverdde dnyaya gelmitir. Bu ehir, onun yaad devirde Azerbaycan snrlar ierisinde bir beldedir. Yakn zamanlara kadar Sultaniyye adyla bilinen ehrin yannda nahiye halinde olduunu Cihannmnn kaydettiini Yrkan sylemektedir.165 Semnnin el-Ensb166, Sultan mduddnin Takvmul-Buldn, bn Havkal ve bnul-Esrin el-Lbb167, emseddn Dmeknin TavdhulMtebehi168, bn Hacer Askalninin Tabsrul-Mntebehi169 Shreverdi Zincan yaknnda, Zincan da Azerbaycan iinde gstermektedirler. Evdahul-Meslik mellifinin, Zincann Cibalin, yani Irak- Acemin kuzeyinde bulunduunu; Shreverdin de Cibalde kk bir kasaba olduunu kaydettii kaynaklarca nakledilmektedir. Yakut el-Hamev, Irak- Acem tabirini sonradan ortaya km bir yanllk olarak grmektedir. O, dorusunun Cibal olduunu sylerken, bu blgenin Irakla hibir ilgisinin bulunmadn kaydetmektedir170.

163 164

Shreverd, a.g.e., s. 505. Yusuf Ziya, (Yrkan), slam Filozoflar I, Mihrab, Sene: 1, 15 Tern-i Sn 1339, Say: 1, Evkf- slmiyye Matbaas, 1339-1923, s. 32. Bkz; emseddn Sm, Kmsul-Alm, Mihran Matbaas, stanbul 1311, c. IV, s. 2703. Yusuf Ziya, slam Filozoflar I, s. 32. Semn, Abdulkerm b. Muhammed b. Mansr Temmi, el-Ensb, tah: Abdullah mer Brdi, Darul-Cinn, et-tabatul-l, Beyrut 1988-1408, c. III, s. 340. bnul-Esr, zzedn Cezer, el-Lbb f Tehzbil-Ensb, Dru Sadr, Beyrut trhz, c. II, s. 157. Dimek, emseddn b. Muhammed b. Abdullah b. Muhammed Kays, Tavdhul-Mtebeh f Dabti Esmir-Ruvti ve Ensabihim ve Elkbihim, tah: Muhammed Nam Arkass, Messesetur-Risle, et-tabatul-l, Beyrut 1414-1993, c. V, s. 373. Askalani, ihabuddn Ebul-Fadl Ahmed b. Ali bn Hacer, Tabsrul-Mntebeh, nair: Ali Muhamed Becvi ve Muhammed Ali Neccr, Mektebetul-lmiyye, Beyrut trhz, c. II, s. 373. Hamev, ihbuddn Eb Abdillah Ykut b. Abdillah, Mucemul-Buldn, tah: Ferid Abdulaziz Cnd, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut trhz., c. II, s. 115.

165 166

167 168

169

170

XXXVI

emseddn Smi, Shreverdin randa Irak- Acemin kuzeybat kesinde, Zincann yaknnda bir kasaba olduunu sylerken171, Zincn yahud Zencn da randa Azerbaycan ile Cibal, yani Irak- Acem arasnda, Ebher ile Kazvinin ortasnda Sefd-i-Revde bal Zincan- Revd zerinde bir ehir olarak tarif emektedir172. Cibal ise, rann Irak- Acem ismiyle bilinen bu byk blgesine Araplar tarafndan verilen isimdir173. Irak- Acem veya Irak- Acem denilen bu blge rann ortasnda geni bir blge olup, asl Iraktan, yani Irak- Arabden Huzistan ve Luristan blgeleriyle ayrlmtr. slam corafyaclarnn terminolojisinde Cibl adyla tannr, Irak- Acemi ismi sonradandr174. Gnmzde bu Zincan ismiyle randa byk bir eyalet bulunup, merkezi mehur sfehan ehridir. rann en byk ve en mehur ehirleri Tahran, sfehan, Hemedan, Kum, Kn, Kazvin ehirleri bu blgededir. Shreverdnin soyu hakknda birok iddialar ileri srlmtr. EvdahulMeslik f Marifetil-Memlikte Shreverdde Krdlerin ok olduunun kaydedildiini Yrkan naklederken175, Mucemul-Buldanda
176

ise

Azerbaycan

beldelerinde

bakalarnn anlamad Azerce konuulduu

kaydedilmektedir. Yusuf Ziya

Yrkan, bu grlerle beraber, nceleri bu ehir ahalisinin ounun Krdlerden ibaretken, ilk istila devrinde Araplardan baz ailelerin de bu ehirde kaldklarn, daha sonra deiik Trk ynetimlerinin idaresine gemi olduunu belirtir177. Bu durumda Shreverdnin soyu nereye dayanmaktadr? eyhul-rk Shreverdnin Azer Trklerinden olmas en kuvvetli ihtimaldir. nk kendisinin Arab ve Krd olmadna eserlerinde ipular olduu gibi, Prof. Dr.

171 172 173 174 175 176 177

emseddn Smi, Kmusul-Alm, c. IV, s. 2703. emseddn Smi, Kmusul-Alm, c. IV, s. 2422. Ayn eser, c. III, s. 1765-1766. Ayn eser, c. IV, s. 3137. (Yrkan), slamFilozoflar, Mihrab, Sene: 1, Say:1, s. 32. Hamev, Mucemul-Buldan, c. I, s. 156. (Yrkan), a.g.m., ayn yer.

XXXVII

Nihat Keklikin de belirttii178, Trkmen obanla aralarnda geen olayda halkn konutuu, belki de leheye dayal Trkeyi -muhtemelen Hamevnin bakalarnn anlamadn kaydettii Azer lehesi olmaldr- konuarak anlaabilmesi de bunu teyid etmektedir179. Shreverdden nakledilen olaylarn en mehur ve mtevatir olan, iaret ettiimiz, Trkmen obanla aralarnda geen hadisedir.180 Prof. Dr. Keklik diyorki: Byle bir olayn dndrd nokta udur: Acaba nece konutular? Bir Trkmen oban Arapa ve Farsa bilemiyeceine gre, kabul edilecek gerek, Trke konumalardr. Kald ki Trkler, nerede hkim olmusa, onlara Trkeyi retmek gibi bir zorlamaya bavurmazlard. Bu duruma gre, Shreverd (ancak ana dil olarak) Trke biliyordu diyebiliriz.181 Aslnda, Shreverdnin Trk olduuna tarih

178

Keklik, Nihat, Felsefe, Mukayeseli temel bilgiler ve kaynaklar, ar Yaynlar, stanbul 1978, s. 296. Hilmi, Muhammed Mustafa, Talken Shreverd ve Hikmetul-rk, Diretul-Merifilslmiyye, ntiretu Cihn, Tahran trhz, c. VII, s. 302.

179

180

Shreverdden bahseden btn eserler eyhin Trkmen obanla aralarnda geen olay anlatrlar. Bu olay bn Eb Useybia, Acem fakihlerinden biri bana anlatt, diyerek yle naklediyor: Biz Dmekten sefere ktmz bir srada Kbn (Kbn, Halebe doru ynelen kimsenin yolunda, Dmek kapsndaki kenar yerleim yerlerinden bir kydr. Bkz: bnul-md, ezertuz-Zeheb, c. IV, s. 290.) yaknnda eyh ihbuddin ile beraberdik. Bir koyun srsne rastladk. eyhe dedik ki: Ey efendimiz, bu koyunlardan yemek iin bir tane istiyoruz. O da bize, yanmda 10 dirhem var, onu aln ve onunla bir koyun satn aln, dedi. Trkmen oradayd, biz de ondan bir koyun satn aldk ve yrdk. Trkmenin arkada bize yetiti ve o koyunu geri verin, daha kn aln nk size sattn bilememitir; bu csseli koyuna sizden aldndan daha fazlasn verirseniz denk olur dedi. Biz onunla tarttk. eyh bu durumu anlaynca bize koyunu aln, yryn, ben onu raz edeyim, dedi. Biz ayrldk. eyh onunla konumaya balad. Biz biraz uzaklanca Trkmeni brakt ve bize doru yrd. Trkmen arkasndan bararak yrmeye balad. eyh ise bakmyordu. eyh konumaynca Trkmen sinirle onun yanna gitti ve Beni brakp nereye gidiyorsun? diyerek sol elini ekti. Bir de baktk ki, eyhin eli omuzundan kopmu, Trkmenin elinde kalm ve kanyor. Trkmen dehet iinde kald, eyhin bu yaptna ard ve korkarak eli att. Ardndan eyh dnd, o eli sa eliyle ald ve bizim yanmza geldi. Trkmen de olduu yerde kald. Biz kayboluncaya kadar bize bakyordu. eyh yanmza gelince sa elinde mendilden baka bir ey olmadn grdk. Bkz: bn Eb Useybia, Uynul-Enb f Tabaktil-Ettiba, s. 642-643; Cm, Nefahtul-ns, s. 658; bn Hallkan, Vefeytul-Ayn, c. VI, s. 269-270; Zeheb, Siyeri Almin-Nbel, c. XI, s. 208-209; bnul-md, ezertuz-Zeheb, c. IV, s. 290-291; Yfi, Mirtul-Cinn, c. III, s. 329; Takprzde, Mevdutul-Ulm, c. I, s. 327; (Yrkan,) Yusuf Ziya, Shreverdnin Hayat, Mihrab, Sene:1, s. 149. 181 Keklik, Felsefe, Mukayeseli temel bilgiler ve kaynaklar, s. 296.

XXXVIII

kaynaklarnda da rastlyoruz. Bahsi geen olay hakknda Lmi elebi, Shreverdnin Trkmence (: kelimt- Trkmn ile) konutuunu kaydetmektedir.182 Ayrca nemli bir husus da, Shreverdnin fkh usulnde Gazzlnin elMstesfsn zetledii bir eser olan et-Tenkht kaleme alm olmasdr. ranllar i olduklar iin, snn mezheblere iltifat etmedikleri bir gerektir. Bu durumda, Shreverd, nasl ran asll olabilir? Kald ki o, neredeyse btn eserlerinde ilerin hi sevmedikleri ve kullanmadklar mer ismini kullanmaktadr.183 Her ne kadar Shreverdnin eserlerini, zamannn ran hkmetinin yardmlaryla nereden mehur Fransz arkiyats Henry Corbin ve Shreverdyi onun almalaryla tanyanlar ranl (: Fris) olduunu ileri srseler de, zikrettiimiz olay ve o blgede ranllarn nadir olmas, Trk olmas iddiamza kar bu ihtimali daha da zayflatmaktadr.

2.ocukluu, Tahsili ve Seyahatleri eyhul-rk Shreverd Maktlun ksa hayatn blme ayrmak mmkndr. ocukluu ve Shreverdde ikameti safhas, seferler ve tahsil merhalesi ve yerleim ve sonu dnemi.. Yukarda belirttiimiz gibi, ilk merhale olarak saydmz, Shreverdnin hayatndan herkesin bildii Shreverdde doduu ve doum tarihinin, kaynaklardaki ihtilaflarla beraber, 544/1150 ve 550/1155 seneleri arasnda olduudur. Hayatnn ilk yllarn Irak- Acemdeki Azerbaycan blgelerinden Zincana yakn bir blgede geiren Shreverd, hem slm, hem slm olmayan, dn, akl ve zevk mistik

182

Keklik, Nihat, Trk-slam Felsefesi Asndan Felsefenin lkeleri, ..E.F.Y., stanbul 1987, s. 147; bkz: Lamii elebi, Fth el-Mchidn, Marifet Yaynlar, stanbul 1980, s. 658. 183 Keklik, ayn yer.

XXXIX

kltrlerle ilk olarak burada karlam ve bu kltrlerin hayatnn geri kalan ksmnda nemli tesirleri grlmtr. kinci merhalede Shreverdnin bir yerde sabit durup uzun sre kalmadn gryoruz. Bu merhalede karmza seferleri seven, bir beldeden bakasna gen, ulema ve hukemnn biroklaryla gren, onlardan ilim ve hikmet renen, sufi merebindekilerin sohbetlerinde oturan; bylece kendisini tecrd etmeye balayan, riyazet ve mcahade yoluyla mutasavvflarn yolunda yryerek kef ve mhedeye ulaan bir ahsiyet kmaktadr. eyhul-rk Shreverdnin hayatnn ikinci merhalesinin hangi ekilde getiini, ehrezr, bize yle anlatyor:
O, -Yce Allah ruhunu takds etsin,- beldeleri ok gezen ve dolaand, ilgili olup nem verdii ilimleri renmeye ar itiyaklyd, fakat bu olmad. el-Mutharatn sonunda demitir ki; ite yam otuza yaklat ve mrmn ou seferlerde, haber aramakta, muttali olduum ve ilgi duyduum ilimleri aratrmakta getii halde yce ilimlerden bir haber verecek ve kendisine gvenilecek bir kimse bulamadm.. O, -Yce Allah rahmet etsin,- gayet

Tecrd, tasavvuf stlahnda ska kullanlan ve Shreverdyi sufi sayanlarn onun hayatndan ve teellh usulnden hareketle delil olarak sunduklar bir kavramdr. Tasavvuf stlahnda tefrd kulun halleriyle teklemesi, yaptklarnn yalnz Allah iin olmas, o fillerinde kendisini grmemesi ve Allahn rzasndan bakasn istememesidir. Buna ulamak iin tecrd gerekir. Tefrd sahibi, Allahla beraber (: meallah), Allah iin (: lillah) ve Allahta (: fillah) bk olandr. te tefrd, hibir kimsenin malik olmad, tecrd ise, hibir eye malik olmamaktr. Bu manayla tecrd, dnya ve iindekilerden tamamen ayrlp yz evirmek, bunlara nem vermemek, ne hemen ne de sonra, hibir mal ve bedel istememektir. Tecrd ehli olan kii, Hakk tanmaktan baka bir ey iin ve Allahtan baka bir sebep ve illet iin bunu yapmaz. Tefrd, Allahn ifrad, yani Zat ve sfat olarak tekletirilmesiyleyken; tecrd, salikin beer pisliklerden Allaha saflamasyla, kalblerin yaratlanlarn hepsinden tecerrd, yani yalnlatrlmasdr. Tecrd, tefrd ve tevhd sufilerin stlahnda tek bir mana iin, vecdlerinin ve iaretlerinin hakkatinin derecesine gre deien farkl lafzlardr. Onlara gre, mminlerden muvahhidler oktur, muvahhidlerden mferridler azdr. Bkz: Kelbz, Eb Bekr Muhammed, et-Taarruf li-Mezhebi Ehlit-Tasavvuf, s. 133; Serrc, Ebun-Nasr Ts, el-Luma, s. 425; erkv, Hasan, Mucemu Elfzis-Sfiyye, Messesetu Muhtr, et-tabatus-sniyye, Kahire 1992, s. 81.

XL

tecriddeydi, dnyay son derece kk grrd, Diyarbakrda ikamet etmeyi severdi, baz vakitlerde amda kalr, bazen de Rumda (: Anadolu) kalrd.184

ehrezr bize, eyhul-Hakm Shreverdnin felsef ve tasavvuf kltrlerini oluturan baz unsurlar gstererek; kklnde ilim ve hikmet renmek iin Meraaya gittiini, Mecdddn Cl (. 584/1153)den hikmet rendiini; sonra sfehanda, bn Sehln Sv (. 450/1058)nin bir eseri olan el-Besirun-Nasriyyeyi okuduunu; bundan baka birok yerlere sefer ettiini, sufi taifesi ile sohbet edip, onlardan istifade ettiini ve nihayetinde kendisinde fikri bir istiklal oluunca hakimlerin makamlarnn en zirvesine, evliyann keiflerinin nihayetine ulancaya kadar nefsiyle megul olduunu sylyor185. Kaynaklar, Shreverdnin son derece zeki olduunda ve ibaresinin de akl ve fasihlii konusunda mttefiktirler186. Hatta Hafz Zeheb, onun parlak zekal bir kimse olduunu sylerken187, bazlar da onu Adem olunun en zekilerinden biri olarak vasflamaktadr188. Mtekaddimlerin ilimlerinde reis, hikmet ilimlerinde zamannn en nde olan, kelam ve usl-i fkh ilimlerinde stn, mantk, zahid grnl olan189 Shreverd, bazlar tarafndan dn yaay zayf veya dine olan dknl az diye vasfedilmektedir190. Kehhle hayatn yle zetliyor: Irk-
184

ehrezr, Nzhetul-Ervh, s. 605; Bkz: Dr. Hilm, Muhammed Mustafa, Hakmul-rk ve Haytur-Ruhiyye, Mecelletu Klliyetil-Adab, Cmiatul-Kahire, Kahire 1950, c. II, s. 61-62, ehrezr, a.g.e., s. 603-604. bn Eb Useybia, Uynul-Enb, s. 641; bn Hallkn, Vefeytul-Ayan, c. VI, s. 272; snev, Abdurrahim Cemaluddn, Tabakatu-fiiyye, tah: Kemal Ysuf Ht, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1987, c. II, s. 242; Takprzde, Ahmed Mustafa, Mifthus-Sade ve Misbhus-Siyde fi Mevdtil-Ulm, Drul-Ktbil-lmiyye, et-tabatul-l, Beyrut 1985-1405, c. I, s. 276; Yfi, Mirtul-Cinn ve Ibretul-Yakzan, c. III, s. 329. Zeheb, emseddn Muhammed b. Ahmed b. Osman, Siyeru Almin-Nbel, MesseseturRisle, tah: Dr. Ber Avvd Maruf, et-tabatus-slis, Beyrut 1986-1406, c. XI, s. 207. bnul-md, Ebul-Felah Abdulhayy Hanbeli, ezertuz-Zeheb f Ahbri Men Zeheb, DrulIhyit-Trsil-Arabi, Beyrut trhsz, c. IV, s. 290; Askaln, Lisanul-Mizan, c. III, s. 184. bn Eb Useybia, ayn yer; bn Hallkn, a.g.e., c. VI, s. 269; Yfi, ayn yer; snev, ayn yer; Takprzde, ayn yer; Kehhle, mer Rza, Mucemu-l-Mellifn, Dru hyit-Tursil-Arab, Beyrut trhz, c. VIII, s. 189. Zeheb, ayn yer; bnul-Imd Hanbel, ayn yer.

185 186

187

188

189

190

XLI

Acemdeki Zincan kylerinden Shreverdde dodu, Meraada ortaya kt, sfehanda, sonra Badadda, daha sonra Halebte yaad..191 eyhul-rk Shreverd Maktl, hikmet ve usl-i fkh ilimlerini, Fahreddn Rznin de hocas olan eyh Mecdddn Cli Hanbelden, yine Azerbaycan beldelerinden Meraada okumutu192. Bu ilimlerde stn ve benzersiz oluncaya kadar yannda kald193 ve mezun oldu194. Hocasnn sohbetinden de istifade eden Shreverd, hocasnn rettii ilimlerde imam (: nder) olmutu195. Meraada Mecdddn Clden196 fkh ve hikmet ilimlerini renip mezun olan Shreverd, sfehana giderek tahsiline orada devam etmitir. sfehanda HasanuzZahrden197 mer bn Sehln Svnin198 felsefe ve

191 192

Kehhle, ayn yer. bnul-Imd, ezertuz-Zeheb, c. IV, s. 290; Yfi, Mirtul-Cinn, c. III, s. 329; Takprzde, Mifthus-Saade, c. I, s. 276. Yafi, ayn yer; Takprzde, ayn yer. bnul-md, ayn yer. Ayn yer. 584/1153de vefat eden, Muhammed b. Yahyann talebesi olan Mecdddn Cl, Meraada yaayan bir filozoftu. lim senedini Muhammed b. Yahya Nsabrden, o da Gazzlden, o da mamul-Harameyn Cveynden almt. Bkz: zmirli, smail Hakk, slamda Felsefe Akmlar, haz: N. Ahmet zalp, Kitabevi, stanbul 1995, s. 382-383; Kevser, Muhammed Zhid, Makltul-Kevser, Mektebetul-Ezheriyyeti litTrsi, Kahire 1994-1414, s. 577. eyh Zahid Kevser ayn zamanda rk akmn takipisi olan filozof ve kelamc Celleddn Devvnnin icazet zincirini u ekilde zikrediyor: Devvninin senedine gelince; o babasndan, o Seyyid eriften, o Muhammed Mbrek ahtan, o Kutbur-Rziden ve Ali b. mer Ktbden, o ikisi de Nsrut-Tsiden, o KutbulMsr brhim b. Aliden, o Fahrur-Rziden, o Mecdul-Cliden, o Muhammed b. Yahya Nsbrden, o Gazzlden, o da mamul-Harameyndendir. Allah cennetteki yerlerini ykseltsin ve bizi ilimleriyle faydalandrsn. Zeyneddn mer bn Salh, el-Kds-Svi diye tannan filozoftur. Rey ve Hemedan arasndaki Seve halkndandr. Nisabura yerlemi ve orada ders vermi olan Svinin, Shreverdnin de okuduu el-Basirun-Nasriyye adl tamamlanmam bir eserinden baka el-Hisb adl bir eseri, ilerinde Risletut-Tayr adl bir risalesinin de olduu risaleleri vardr. Yaklak 450/1058de vefat eden Svinin vefatndan sonra eserlerinin yaklm olduunu Zirikl kaydetmektedir. Bkz: Kehhle, Mucemul-Mellifn, c. VII, s. 285; Zirikl, Hayruddn , el-Alm, Kms ve Tercim, Drul-lm lil-Melyn, Beyrut trhz., c. V, s. 47; Brockelmann, GAL. Supp., c. I, s. 830.

193 194 195 196

197

XLII

manta dair el-Basirun-Nasriyye adl eserini okumutur199. Shreverdnin yaad devirde alimlerin zel toplantlar tertip etmeleri ve ilmi meseleleri karlkl mnakaa etmeleri adetti. Meraadaki ve sfehandaki tahsilleri srasnda, Shreverd bu meclislerde ilmi kudretini gsteriyordu. Daha sonralar Halepte, amda oralarn alimleri ve fakihlerine kar, hatta emirlerin huzurunda zellikle kurulmu imtihan meclislerinde fkhi meseleleri tartrken kazand baarlar Meraadaki tahsiline baldr. phesiz eyhul-rk, usl-i fkha dair yazd et-Tenkiht adl eserini ya kk de olsa, o zaman Meraada yazm olmaldr. nk daha sonra usul-u fkh ile megul olacak bir vakit bulamam, daima felsefe ve riyazetlerle uramtr. Shreverd, felsef ve irki terbiyesini de, sfehanda Hasanuz-Zahr diye bilinen, Zahruddn Frisden el-Besiri okumasndan itibaren mkemmelletirmitir. Nitekim, onun birok eserinde el-Besir zerinde hayli dndn gsteren emareler vardr. nceki sayfalarda getii gibi, ehrezurnin tabiriyle, buradan itibaren fikri istiklal ve infirad melekesini kazanm ve yine bu safhadan itibaren bir filozof olarak ilim dnyasna kmtr. Bize gre ise, belki de artk sfehanda felsefe ve tasavvuf okutan stadndan felsefeyle birlikte tasavvufi terbiyesini de tamamlamtr. nk bu devrede ve bunu takib eden zamanlarda eyhul-rk Shreverd gerek Azerbaycan ve gerekse Acem ehirlerinde bir hayli dolamtr. zellikle
198

el-Besiri Shreverdye okutan, Hasanuz-Zahr diye mehr olan Zahruddn Fris, 547/1152 ile 598/1202 yllar arasnda yaam fakih, lgat, nahivci ve ayn zamanda kraat, tefsir, kelam, edebiyat, mantk, hesab, heyet, tp, aruz ve tarih ilimlerinde sz sahibi, sfehanda felsefe ve tasavvuf okutan bir alimdi. Bkz: zmirli, slamda Felsefe Akmlar, s. 383; Kehhle, MucemulMellifn, c. III, s. 222; bkz: Hamev, ihbuddn Eb Abdillah Ykut Rm, Mucemul-Udeb, rdul-Erb il Marifetil-Edb, tah: Dr. hsan Abbas, Drul-arbil-slm, Beyrut 1993, c. VIII, s. 100-108; Suyuti, Celleddn Abdurrahman, Buyetul-Vut f Tabaktil-Laaviyyn ven-Nuht, tah: Muhammed Ebul-Fadl brahim, Drul-Fikr, et-tabatus-sniye, 1979-1399, c. II, s. 502-503; bn Kutluboa, Zeynuddn Ebul-Adl Ksm, Tcut-Tercim, tah: brahim Salih, Drul-Memn lit-Turs, et-tabatus-slise, Dmek-Beyrut 1992-1412, s. 84-85; Kure, Muhyiddn Eb Muhammed Abdulkdir b. Muhammed, el-Cevhrul-Mudiyye f TabaktilHanefiyye, tah: Abdulfettah Muhammed Huluv, Drul-lm, Riyad 1978-1398, c. II, s. 52-53. 199 Hilmi, Talken Shreverd ve Hikmetul-rk, s. 302; zmirli, a.g.e., ayn yer.

XLIII

mutasavvflardan tannm zatlar ile sohbet etmek arzusuyla bu seyahatleri oaltmtr. Bu srada tasavvuf ehlinin bykleriyle konumak frsatn bulmu ve onlardan bir hayli istifade etmitir200. Shreverd bu seyahatlar srasnda, ayn zamanda halk ile de bir araya geliyor ve onlarn ruh hallerini inceliyordu. Hayatn aratranlar Onun Azerbaycan ve Cibal taraflarnda seyahat ettii yerleri kaydetmemilerdir. eyhul-rkin Anadoluya gemeden, yani Frat nehrini gemeden nce uzun zaman oralarda kaldna eserlerinin deiik yerlerinde iaret edildiini grmekteyiz. nceki blmde zikredildii gibi, genel kanaat olarak, eyhul-rk 550/1155 ylnda domutu. lk renim devresini 15 yanda tamamlam olduunu, iki sene Meraada altn ve bir yl sfehanda okuduunu kabul eder; iki yl da seyahatler ve grmeleri farzedersek 570/1175den nce eyhul-rk Shreverdnin Anadoluya geme ihtimali yoktur. Bu durumda 20 yanda seyahatlere balam olmaldr. O zamanda Anadolu Seluklu Devleti hkmdar Sultan II. Klarsland. Shreverd Konyaya geldii zaman, -ki bu 570/1175 veya bu tarihten sonra olmaldr,hsn kabul grm ve sarayda byk bir deer kazanmtr. Sultan Klarslan ve oniki olu, zellikle ehzde Berkyrefah (veya Berkyruk) ve vezir Emir Kemaleddn Kamyr, felsef eitim almlard. Gerektii kadar fikri hazrlklar bulunduu iin Shreverd bunlar zerinde tesir etmitir. eyhul-rkin hayatnn en ekici taraf Azerbaycan ve Acem beldelerinden Fratn dier tarafna getii andan itibaren balayan dnemdir. Yukarda naklettiimiz satrlarda ehrezr, Shreverdnin Diyarbakr taraflarnda amda ve Rum (: Anadolu) taraflarnda oturmay sevdiinden bahsetmiti. Gerekten eyhul-rkin Frat nehrini getii zaman Ben bu toprakta kalacam, dedii nakledilir ve bu sz Halepte ehid

200

Yrkan, Yusuf Ziya, eyh Shreverdnin Hayat, Mihrab, Sene: 1, 15 Knun- Evvel, Say: 3, Evkf- slamiyye Matbaas, 1339-1923, s. 74-75.

XLIV

edileceini nceden haber verdii eklinde yorumlanr201. Bu ifadeden, buralara, bir daha geriye dnmemek niyetiyle geldii de anlalmaktadr. Burada akla gelen en nemli husus, eyhul-rkin, mutlak olarak bakldnda, Trklerin ahlak ve seciyelerini sevmi olmas, onlarn misafirperverliinden, ulemaya hrmetlerinden etkilenmi olmasdr. nk hem fikr tekmln gelitirmek, hem mereb ve mesleine taraftar bulabilmek iin adeta kendine bir dou arar durumdadr. Hissettii duygulardan Shreverdnin Trklerden olduu sonucunu karmak hi de zor deildir. Nitekim Yrkan, ... gerekten eyh buralarn halkn severdi ve bu memlekette yaamay tercih ederdi. htimalki Trklerin arasnda yaamay sevdii iin eyhin Azeri olduu sonucunu istidlal, hatta Ouz Trklerinden bulunduunu istihrac edebiliriz, demektedir202. Kanaatimize gre o, Irak ve Anadoluya geerken baka hisler tayordu, kendine takipiler, taraftarlar bulacan; saraylara girip hkmdarlara tesir edeceini umuyordu. Daha sonralar bunlarn hepsi olacaktr. Hatta kendisine Hlikul-Berya (: Mahlukatn Yaratcs) ad verilecek, ehrezrden nakil edilecei gibi, peygamber diyenler de kacak, hatta ve hatta ldrlmesinden sonra, o lmemitir ge kmtr, ayialar yaylacak, Halep kalesinden lm cesedi karlarak tehir edilmek suretiyle muhtemel bir isyann nne geilecektir203. eyhul-Hakm ihbuddn Shreverd Frat getikten sonra ilk olarak peygamberler vatan diye bilinen, Kuds ve am taraflarna ynelir. Kendisinin nbvvet iddiasyla ldrldn syleyenler bunu bir rastlant olarak grmyor olmaldrlar. Buralarda birok talebeleri ve sevenleri olur. Hatta am taraflarnda baz zamanlar bunlarla beraber seyahat ederdi. Dostlarn saatlerce zevk ve nee iinde, baka bir alemde, alglar, danslar (rakkaseler) arasnda yaatt, arkadalar ayldklar ve kendilerine geldikleri zaman bu hazz unutamadklar rivayet edilir. bn
201 202 203

Yusuf Ziya, (Yrkan), eyhul-rk Shreverdnin Hayat, s. 121. Yusuf Ziya, (Yrkan), Heykilun-Nr Tercmesi, (baslmam doktora tezi), s. 16. Yusuf Ziya, (Yrkan), eyhul-rk Shreverdnin Hayat, s. 121.

XLV

Eb Useybia, Shreverdnin simya bilgisine delil getirirken Hakm (: filozof) brahim b. Ebl-Fadl b. Sadakadan byle bir olay nakletmektedir. am, Dmek taraflarnda uzun sre kald anlalan eyhul-rk Shreverd daha sonra Diyarbakra oradan da Harputa geer. Harput emiri, mduddn Karaaslan adna el-Elvhul-mdiyye adl felsef eserini yazar. Bundan, orada da bir hayli kald anlalmaktadr. Bu arada eyhul-rkin Dmeke giderken phesiz Musul ve ehrezurdan gemi olduu da unutulmamaldr. Buralardan baka, bn Eb Useybiann eyh Sedduddn bn Refadan naklettii olaydan, Shreverdnin Mardine de uradn reniyoruz. eyh Sedduddn b. mer, bn Eb Useybiaya unu anlatyor:
ihabuddn Shreverd, eyhimiz Fahreddn Mardni (. 594/1198)ye gelmiti; zaten baz zamanlar urard. Aralarnda dostluk vard. eyh Fahreddn bize, bu gen ne kadar zeki ve fasihtir (: ak ve net konuan), zamanmzda bunun gibisini grmedim. Ancak korkarm ki aldrszl, arya kaan sz sylemesi, sylenilen szlere kulak asmamas, kendini korumadan taknlklarn az gizlemesi, onun telefine sebep olacak, demiti. ihabuddn Shreverd dou tarafndan ayrlp bize veda etti, ama yneldi ve nihayet Halebe varnca orada fakihler ile mnazaraya girdi; onlardan hibiri ona yetiemedi. Onun lm haberi eyhimiz Fahreddn Mardniye ulanca, bize bunu nceden sylememi miydim, Onun hakknda bundan korkuyordum, dedi.204

bn Refann bu szlerinden Shreverdnin amdan nce Mardine uradn ve buralarda bir mddet kaldn anlyoruz. Shreverd, Anadoludaki seferleri ve seyahati srasnda da hkmdarlara ve onlarn etrafnda bulunanlara tesir etmitir. Seluklu Sultanlar yannda da itibar kazanmtr. Sultan Klarslann oullarndan ilim ve fazilet a, iir ve felsefeye
204

bn Eb Useybia, Uynul-Enb, s. 641-642; Zeheb, Siyeru Almin-Nbel, c. XI, s. 208.

XLVI

tabi bir ilgisi olan Nsruddn Berkyarefah Kolhisar ve Niksar emiri iken kendisine Shreverdyi srda ve stad semitir. Bylece eyh-i Hakm, Sultan Berkyarefahn yannda makbul ve yakn olmu, Sultan da, Ona olduka balanmtr. Shreverd Pertevnme205 adl Farsa eserini Berkyarefah adna kaleme alm, Sultan da bu eseri okuyup ezberlemiti. Eserde bulunan btn remz ve iaretleri renmi ve felsefede maharetli olmutu206. Daha sonra Shreverd, Konyaya gelmi ve burada da Sultan Klarslann mehur veziri Emir Kemaleddn Kamyr, felsefe ve dier ilimlerde Shreverdnin talebesi olmutur. Tarihler Emir Kemaleddinden bedenen kuvvetli ve kahraman, rhen zeki ve filozof olarak bahsederler. iir ve edebiyattaki gc, Yunan felsefesindeki bilgisi, belaat ve ibaredeki mahareti ok stn olarak bilinen Emir, eyh-i Hakmin ilm kudreti karsnda akn kalm ve ou zaman aralarnda karlkl tartmalar, iirle atmalar olmutur.207 Shreverdnin Konyada bulunduu sralarda, Sultan Klarslanla da oka grm olmaldr. Onun Sultan ve idareciler zerinde, devleti idare etmeleri hususunda felsef terbiyesinin tesir etmi olmas muhtemeldir ve bunun ayrca incelenmesi gerekir. Biz konumuzun dnda olduundan buna girmiyoruz. Anadolu Seluklular ve Anadoludaki dier emirlikler nezdinde kazand yksek eref ve hrmete ramen Shreverd seyahatine devam ederek, byk bir ihtimalle tekrar Mardine gelmiti. Orada dostlarna, -yukarda bn Refadan naklettiimiz, Fahreddn Mardnnin huzurunda geen olaydan anlalaca zere205

Pertevnme, el-Elvhul-madiyye ve Heykilun-Nr tarznda farsa yazlm felsef bir eserdir. Dierlerinden farkl olarak bu eserin birinci blm felsef terminolojilere ayrlm, kitabn nsznde de, eserin sznden klamyacak bir irfan a gencin arzusunu yerine getirmek iin yazld kaydedilmitir. Yusuf Ziya, (Yrkan), Shreverdnin Hayat, Mihrab, Sene:1, 15 Knun-u Sni 1340, say 5, Evkf- slamiyye Matbaas, 1340-1924, s. 145. Yrkan, bu bilgilerin Farsa yazlm elEvmirul-Aliyye adl Seluklu tarihinde de bulunduunu sylyor. Nshasn Ayasofya ktphanesi; Emr Efendi ktp. Frsi Tarihler Defteri, numara 1 olarak gsteriyor. Bkz: Yusuf Ziya, (Yrkan), Heykilun-Nr Tercmesi, (baslmam doktora tezi), s. 17.

206

XLVII

ama gideceini sylemiti. Giderken 579/1183 senesinde Halebe urad; Hallviyye medresesine indi, orann eyhi erif ftihruddinin derslerine katld, bu zatn talebesi olan ve olmayan fakihlerle tartmalara girdi, ilmi kuvvetini ve derecesini gsterdi ve Halep Emiri Sultan Melik Zhirin son derece hrmet ve sevgisini kazand.208

3.Shreverdnin lm Shreverdnin lm zerine ok ey sylenmitir. Kaynaklar Onun ldrlme ekli ile ilgili olarak ihtilafl bilgiler vermektedir. Bu kaynaklardan, eyhulrkin hayatnn byk blmn kendisinden rendiimiz bn Eb Useybia, Onun ldrlmesi olayn eyh Sediduddn b. mer bn Refadan yle naklediyor:
eyh Sediduddn b. mer bana yle anlatt: ... ihbuddn Shreverd, bizden (eyh Fahreddn Mardn ve talebelerini kasdediyor) ayrlnca, ama yneldi, Halebe geldi. Burada fakihler ile mnazaraya girdi. Hibiri ona kar koyamad; bu sebeple aleyhinde irkin iftiralar oald. Bunun zerine Melik Nsr Salhuddn Yusuf b. Eyybun olu (ikinci oludur) Sultan Melik Zhir Gzi onu huzuruna ard. Mderrislerden, fakihlerden, mtekellimlerden en ileri gelenleri de, onunla fakihler arasnda geecek olan konu ve konumalar dinlemeleri iin toplad. eyh, onlarla uzun uzun, detayl ve derin bir tartma yapt. lim ve fazilette bykln ve gcn isbat etti. Melik Zhirin yannda daha gzel bir mevki kazand ve yaknlarndan oldu. Sarayda kendisine zel bir daire tahsis edildi. Bundan sonra, o ahslarn eyhin aleyhinde irkin iftiralar daha da oald ve onu kfrle itham etmeye altlar. Hazrladklar bir tezkereyi Dmeke Melik Nsr Salhaddine gtrdler. yle dediler: Eer burada kalrsa, Melik Zhirin itikadn bozacak. Ayn ekilde, serbest braklrsa, beldelerden hangisine giderse gittii
207

Ayn yer.

XLVIII

taraf bozacaktr.209 Bu szlerine daha bir ok eyler ilave ettiler. Bunun zerine Salahaddn Halebteki olu Melik Zhire Kd Fdln hattyla eyh hakknda bir mektup gnderdi. Mektupta yle diyordu: Bu ihb Shreverdnin katli hemen icra edilmelidir. Hibir ekilde serbest braklp sa kalmasna yol yoktur.210 Bu ihabuddn Shreverdye tebli edilince, ldrleceine kesin olarak inand. lmden hibir kurtulu yolu yoktu. Kendisi Allah Telya kavuuncaya kadar yemekten imekten men edilerek tek bana bir yerde terk edilmeyi seti. yle de yapld. Haleb kalesinda, beyz seksen alt senesinin sonlaryd ve ya da otuz alt kadard.211

Melik Zhir, bu olaydan sonra Shreverdnin aleyhinde olan alimlere son derece sinirli ve iddetli davranyordu. Onlar hakknda hapis, srgn ve mallarn msadere etmek gibi muameleler yapt.212 ehrezrnin de kaynak gstermeden zikrettii213 bn Eb Useybiann bu naklinden, Haleb alimlerinin Shreverd aleyhinde bir mektup yazdklarn ve bunun zerine Sultan Salahaddinin ihabuddn Shreverdnin ldrlmesi iin emir vermi olduunu reniyoruz. Mektupta hangi tarafa giderse oray bozacaktr denilmi olmas, idam emrinde ldrlmesi gerekir, braklmas iin hi bir yol yoktur denilmesini aklamaktadr. Bununla birlikte, zamann ileri gelenleri bu olay irkin bir hadise olarak grm olmallar ki, Prof. Dr. een, hadisenin siys olduunu ve
208 209

Hamev, Mucemul-Udeb, c. IV, s. 2807. bn Eb Useybia, Tabaktul-Ettiba, s. 642.

: , .
210

Ayn yer.

. ,
211 212

bn Eb Useybia, Tabaktul-Ettiba, s. 642. Yusuf Ziya, eyh Shreverd, Mihrab, Sene: 1, 1 Haziran 1340, Evkaf Matbaas 1924-1340, Say: 13-14, s. 462. ehrezr, Nzhetul-Ervah, s. 605-607.

213

XLIX

Salahaddn Eyybnin eyhul-rk ihabuddn Shreverdyi ldrtmekten, sonradan pimanlk duyduunu kaydetmektedir214. Shreverdnin ldrlmesi hadisesini tam olarak, bir tek Salahaddinin muasr olan mduddn sfehnden reniyoruz:
588 senesinde, Fakh ihbuddn Shreverd ve talebesi emseddin, Halep kalesinde ldrld ve gnlerce orada brakld. Halep fakihleri, zellikle iki fakih (Chebbelin iki olu), ona kar taassup gstermilerdi. nk onlar yle dediler: Bu fakih bir adamdr, kalede mnazara etmesi gzel deildir. Camiye iner, fakihlerin hepsi toplanr ve ona kar olan ihtilaflarn delille ortaya koyduklar bir meclis kurulur. .... Usul ilminde hi biri onunla konumay beceremediler. Ve ona dediler ki: Sen tasnif ettiin kitaplarnda Allahn bir nebi yaratmaya kadir olduunu sylemisin, halbuki bu imkanszdr. O da onlara, Onun kudretinin snr yoktur; mumteni (: aklen imkansz) olmayan bir eyi istedii zaman, ona kdir deil midir, diye sordu. Onlar evet (kdirdir) dediler. Tekrar yleyse Allah her eye kdirdir, deyince, ancak bir nebiyi yaratmas mstesna, nk bu imkanszdr, diye cevap verdiler. Bunun zerine u halde, bu mutlak olarak imkansz olur mu, olmaz m, diye sorunca kafir oldun dediler. Onun ldrlmesi iin bahaneler uydurdular. nk, genel olarak, ilmi deil ama akl azd. Hatta szlerinden birinde kendini el-meyyed bil-melekt (: melekt alemiyle desteklenen) diye adlandrmt.215

Eb Reyynn aktard bu metnin mellifi mduddn sfehnnin (. 592593/1196) Shreverdnin muasr olmas nedeniyle tarih bakmdan byk bir deeri vardr. sfehnnin anlatt bu olay yle deerlendirilebilir:

214 215

een, Salahaddn Devrinde Eyybler Devleti, s. 361. Eb Reyyn, Muhammed Ali, Uslul-Felsefetil-rkiyye, Drul-Marifetil-Cmiiyye, skenderiyye trhz, s. 65-66; bkz: sfehn, Imduddn, el-Bustnul-Cmi li Tevrhiz-Zamn, Bulletin detudes orientales, edit: Claude Cahen, tome VII-VIII annes, 1937-1938.

zetle, o fakihler, Hazreti Muhammedin peygamberlerin sonuncusu olduuna iaret eden din nasslarn lafzna tutunmulard. Shreverd ise, akl ve nakli, tarih imkanla akl imkan birbirinden ayrmaktadr. nk orada ilh kudretin tatili anlamna gelen mutlak bir muhal olma sz konusu deildir. eyhul-rk ihabuddn Shreverd, din nassa kar durmuyor, ancak ilh kudreti, kendisine gelebilecek nakslklardan koruyor ve yeni bir peygamberin yaratlmasnn imkann ortaya koyuyordu. Bu imkan, Aristotalesin sand, kuvveden fiile kan imkan trnden deil, bilakis ebed olarak fiile kmayacak saf kuvve (: kuvve-i mahz) manasndadr. te Shreverd, bir taraftan din nassn doruluuna itiraz etmezken, bir taraftan da mutlak imkan yoluyla ortaya kan bir probleme akl zm bulmakla, ilh kudretin tatilini engellemi olmaktadr. Hatta dn nass bizatih ilh kudreti desteklemektedir. Bu durumda ihtilaf, ilh kudretin mutlak olarak yapabilecei eyle, bilfiil kim olan dn nass arasndadr ve hibir ekilde iki taraf arasnda tenakuz yoktur. Fakihlerin, Melik Zhirin meclisinden uzaklatrarak, Shreverdnin

aleyhinde olmalarna bu mesele sebep olmutur. Bu sebeple ldrlmesine fetv verdiler ve lm emrini veren Sultan Salahaddine bunu ulatrdlar. ehrezr, Shreverdnin lm hakknda deiik rivayetlere rastladn naklederek, bazlarnn eyhul-rkin lmn, haps edilerek yemek verilmemesi, bazlarnn ise eyhul-rk Shreverdnin kendisinin yemek yememeyi semi olmas eklinde, bir ksmnn boularak, dier bir ksmnn klla boynu kesilmek suretiyle hayatna son verilmi olmas, bazlarnn da kaleden atlp yaklmas eklinde naklettiklerini sylemektedir216. bnul-md ise bunlarla birlikte, bnul-Ehvelin aslarak ldrld syleniyor, dediini nakletmektedir217. Molla Cm olarak tannan byk sf, Abdurrahman Cm, Nefehtulnsnde eyhul-rk ihabuddn Shreverdnin kendisinin yemek yememek
216 217

ehrezr, Nzhetul-Ervh, s. 606. bnul-md, ezertuz-Zeheb, c. IV, s. 290.

LI

suretiyle ldrlmeyi setiini naklederek, nk riyazeti adet edinmiti, lnceye kadar yemek yemedi, demektedir218. Yrkan da, eyhul-rk ile Halep Sultan Melik Zhir arasnda dostluk olmasnn, ehrezrnin naklettii rivayetlerden, ldrlme eklinin eyhul-rk Shreverdnin seimine braklm olmas ihtimalini kuvvetlendirdiini sylemektedir219. Kaynaklarda zikredilen ihabuddn Shreverdnin hayatnn son anlarnda talebelerine hitaben inad ettii u beyitler, hem a braklmak suretiyle ldrlmesi fikrine bir delil, hem de eyhul-rkin son anlarnda bile fikrinin savunucusu olabilecek kadar metin ve ecaatli, uruna kendini adad davasnn da nezdinde ne kadar yce ve mukaddes olduunu gstermektedir:

* * * 022 * * * *
218 219

Cm, Nefehtul-ns, s. 659. Yusuf Ziya, (Yrkan), eyh Shreverdnin Hdise-i Katli, Mihrab, 1 Temmuz 1340, Evkaf Matbaas 1924-1340, Say: 15-16, s. 485. Kasidenin buraya kadar olan ksmn emsedin Sm de iirinden bir rnek olarak Alamna almtr. Sm, emseddn, Kmsul-Alm, c. IV, s. 2886.

220

LII

* * * * 122 *

Beni lm olarak grp, hznl olduumu sandklar iin bana alayan arkadalarma yle syleyin: Beni l sanmayn! Allaha and olsun, l olan ben deilim. Ben bir sereyim, bu da kafesimdir. Ondan utum, bylece o rehin olarak yalnz kald. Ben ise bugn dolmu olarak kurtuluyorum ve burada apak Allah gryorum. Nefisleri cesedlerinden kartn, Hakk Hakk olarak apak grnsnz!. lmn sarholuu sizi ynlendirmesin. nk o, sadece buradan naklolunmaktan baka birey deildir. Bizdeki btn ruhlarn unsuru bir tekdir. Ve yine ayn ekilde, cisimler de amcalarmzn cisimleridir.
221

Kasidenin tamam sadece bn Eb Useybia tarafndan nakledilmitir. bn Eb Useybia, Uynul-Enb, s. 645-646.

LIII

Ben kendimi sizden bakas olarak grmyorum. nancm odur ki, sizler de ancak bensiniz. te ne zaman bir hayr vuku bulsa bizim lehimizedir. Ne zaman da bir err vuku bulsa bizim yzmzdendir. Bana merhamet ediniz, kendi nefislerinize merhamet edersiniz. Biliniz ki, sizler bizim izimizdesiniz. Kim beni grrse, kendisini kuvvetlendirsin. Dnya, ancak yokluun boynuzu zerindedir. Size benim szmden bir cmle gerekir: Allahn selameti vgdr ve yceltmedir.

Shreverdnin, bazan savunduu fikirlerini dile getirmi olmaktan pimanlk duymu olmas ve talebelerinden bazlarna verdii ulv srlarn kendisinin lmne sebep olacan haber vermi olmas anlamna gelen u beyitleri ou zaman tekrar ettiini baz kaynaklar nakletmektedir222:

*
Ayam gryorum, kanm akt halde... Ah, bu pimanlm; kanm heder olup gitti.. Grld gibi, buradaki beyitler, Shreverdnin grlerinden deil, bunlar anlamaktan aciz ve uzak insanlara sylemi olmaktan piman olduunu ve kendisinin bana gelecekleri sezdiini gsteriyor.
222

Yusuf Ziya, (Yrkan), eyh Shreverdnin Hdise-i Katli, Mihrab, Say: 15-16, s. 486.

LIV

Nihayet eyhul-rkin lmnden sonra, bn Eb Useybiann ve ehrezrnin nakillerine gre, Haleb ehrinin dnda olan kabrinin zerinde u beytlerle balayan bir mektup bulunmutur:

* *
Bu kabrin sahibi (burada yatan), Allahn, erefini ortaya kard gizli bir cevherdi. Fakat gnler (zaman), o erefin kymetini bilmiyordu ve o cevheri sedefe evirdi.223 Bu ifade, o devrin alimlerinin henz Shreverdnin grlerini anlayp deerlendirecek bir dzeye ulamadn; yani, Shreverdnin anlalamadn gsterir.

B.Hocalar ve Talebeleri Bilim ve dnce tarihinde isim yapm her byk ilim ve fikir adamnn yetimesinde onu yetitiren hocalarnn inkar edilemez rol vardr. Shreverdnin yetimesine katkda bulunan, devrinin nemli ilim ve fikir adamlar da almamz esnasnda dikkatimizi ekmitir. Ancak, bizatihi, yanlarnda ders okuduu ve seyahatleri esnasnda karlat ilim adamlarnn tmn tesbit etmek mmkn olmad gibi, erken yata ldrlmesi nedeniyle talebelirinin kimler olduunu da belirlemek imkansz gibidir. Bununla beraber, onun hayatndan ve tesirlerinden bahseden kaynaklardan tesbit edebildiimiz hocalarn ve talebelerini zikrediyoruz.

1.Hocalar

LV

eyhul-rk

ihabuddn

Shreverdnin

yetimesi

ve

fikirlerinin

olgunlamasnda etkili olduunu sandmz hocalarndan sadece n tesbit edebildik. Bunlardan nc olarak zikredeceimiz ahsiyetin bugn isminden ve talebesine tesirinden baka bir bilgiye sahip deiliz. eyhul-rkin hocalarn onun yetimesi srasndaki tarihi srecindeki sralamaya riayet ederek anlatacaz.

1.1-Mecduddn Cl Muhammed b. Yahyann talebesi olan Mecdddn Cl, hocasnn stad olan Gazzlden miras kalan anlayla Aristotalesci felsefenin karsnda yer alan, kuvvetli eserleriyle kendini tantm ve n zamanndaki btn filozoflardan daha ok yaylm, Meraada yaayan bir filozoftu. 584/1153de vefat etti.224 cazetini Muhammed b. Yahya Nsabr den, o da Gazzlden, almt225. rk akmn takipisi olan filozof ve kelamc Celleddn Devvnnin icazet zincirinde Mecduddn Clnin adn da buluyoruz:
Devvninin senedine gelince; o babasndan, o Seyyid eriften, o Muhammed Mbrek ahtan, o Kutbur-Rziden ve Ali b. mer Ktbden, o ikisi de Nsrut-Tsiden, o Kutbul-Msr brhim b. Aliden, o FahrurRziden, o Mecdul-Cliden, o Muhammed b. Yahya Nsbrden, o Gazzlden, o da mamul-Harameyndendir. Allah cennetteki yerlerini ykseltsin ve bizi ilimleriyle faydalandrsn.226

o da mamul-Harameyn Cveynden

Bu zincirde iddia ettiimiz iki hususa delil buluyoruz. Birincisi, Shreverdnin Fahreddn Rz ile ayn staddan ve Gazzl senediyle okumu olmalar, belki de ayn
223 224 225 226

bn Eb Useybia, Uynul-Enb, s. 644; ehrezr, Nzhetul-Ervah, s. 612. zmirli, slamda Felsefe Akmlar, s. 382-383. Kevser, Makltul-Kevser, s. 577. Kevser, Makltul-Kevser, s. 577.

LVI

dnemde ksa sre de olsa, ayn ortamda bulunduklardr. kincisi ise, daha sonra rk ekoln snn temsilcileri olarak grdmz, ayn zamanda Hikmetul-rkn arihi olan Kutbuddn Rz, Seyyid erif Crcn; yine Heykilun-Nr arihi Devvn gibi alimlerin, belki de senedlerinde olmasa bile, ilimlerinin temelinde eyh-i Maktlden istifade etmi olduklardr. Bu ayn zamanda eyhul-rkin snn olduunun bir delilidir. Biz onun gen yata vefat sebebiyle talebelerinin eitimini istedii gibi tamamlayamad ve baka stadlara havale ettii iin icazet zincirlerinde rastlanmadn dnyoruz. fi mezhebinin usuln ieren eser de kaleme alan Shreverd Maktl, hikmet ve usul-i fkh ilimlerini, Fahreddn Rznin de hocas olan eyh Mecduddn Cli Hanbelden Azerbaycan beldelerinden Meraada okumutu227. te, Shreverdnin felsef formasyonu bu srada olumu olmaldr. nk, Shreverd ile ayn dnemde ders arkada olan Fahreddn Rznin de Hikmetul-rk adnda bir eser yazm olduuna ktphane kaytlarnda rastlyoruz228. 1.2-Hasanuz-Zahr Shreverdye el-Besir adl eseri okutan Hasanuz-Zahr ise 547/1152 ile 598/1202 yllar arasnda yaam fakih, lgat, nahivci ve ayn zamanda kraat, tefsir, kelam, edebiyat, mantk, hesab, heyet, tp, aruz ve tarih ilimlerinde sz sahibi bir alimdi. Knyesi Eb Ali olan, ez-Zahr Fris diye tannan Hasan b. Hatr Fris, Badatla Vst arasndaki Numaniyye kyne nisbetle Numn nisbesini de

227

bnul-md, ezertuz-Zeheb, c. IV, s. 290; Yfi, Mirtul-Cinn, c. III, s. 329; Takprzde, Mifthus-Saade, c. I, s. 276. Rz, Fahreddn, Kitbu Hikmetil-rk, Konya Yusuf Aa Ktphanesi, tasnif no: 5544/2.

228

LVII

almtr229. sfehanda felsefe ve tasavvuf okutan230 Eb Ali ez-Zahr Fris, Kahirede vefat etmitir231. Edebiyat, dil ve iirde eserleri olan Eb Ali ez-Zahr Fris, zellikle dil, nahiv ve aruzda sivrilmi, Arab iirleri ve tarihinde ravi idi232. Kendisinden, Ben Numan b. Mnzirin evladndanm. Numaniyye diye tannan kyde domuum. Ebu Hanfe rahimehullahn mezhebini beenip intisab ettim ve ictihadmn muvafakat ettii eylerde ona yardmc oluyorum, dedii rivayet edilmitir233. irazda okuyup yetitii iin Fris denilen234 Eb Ali ez-Zahr Fris, nahivde el-zh adl eserin sahibi Eb Ali Fris diye tannan Hasan b. Ahmed ile kartrlmamaldr235.

1.3.eyh emseddn Bu zat yalnzca ems-i Tebrzden naklen Abdurrahman Cmnin Nefehtinde rastladmz ve Shreverdnin tasavvuf yolunda -sufilerin stlahna gre de,- kmil olduuna ahadet eden satrlarda yle gemektedir: ...H ki o kafir olsun, nk tam bir sadakatle gelip, eyh emseddnin hizmetinde kmil oldu. Ben sadk niyazmendlere kesin mtevziyim. Mtekebbirlere ise kesinlikle kibir ederim. Onun

229 230 231

Kehhle, Mucemul-Mellifn, c. III, s. 222. zmirli, slamda Felsefe Akmlar, s. 383. Kehhle, a.g.e., ayn yer; bkz: Hamev, Mucemul-Udeb, c. VIII, s. 100-108; Suyut, BuyetulVut, c. II, s. 502-503; bn Kutluboa, Tcut-Tercim, s. 84-85; Kure, el-Cevhrul-Mudiyye, c. II, s. 52-53. Kure, a.g.e., c. II, s. 53. bn Kutluboa, a.g.e., s. 84-85 Suyt, a.g.e., c. I, s. 502. Badd, smil Paa, Hediyyetul-Arifn Esmul-Mellifn ve srul-Musannifn min KefizZunn, Drul-Fikr, Beyrut 1982-1402, c. I, s. 272.

232 233 234 235

LVIII

ilmi aklna galibdi. Akln ilme galib olmas gerekir. Akln yeri olan hkim dima zayf olmutu... 236

2.Talebeleri Gen yata ldrlmesine ramen ilim ve fikir dnyasnda derin ve kalc eserler brakan, dmanlar tarafndan bile ilmi takdir ve gbta ile karlanan eyhulrk Shreverd birok eserle birlikte ok sayda talebe de brakmtr. Ancak, ldrlme hadisesinden sonra kanaatimize gre, Shreverdnin vasiyeti ve iaretiyle talebeleri, Onun ilmine kymet verdii baka hocalarn yanna gitmiler ve renimlerini tamamlamlardr. Bugn, iinde eyhul-rk ihabuddn Shreverdnin de bulunduu bir icazet zincirinin elimize gememesi, bununla beraber eserlerinin erh ve taliklerinin yaplmasnn yan sra, fikirlerinin ehemmiyetle takip edilmesi bu sebepten olmaldr. Kaynaklardan Shreverd Maktln talebesi olduunu tesbit edebildiimiz baz ahsiyetleri zikrederken, bu bilgileri ihtiyatla karladmz da belirtmek istiyoruz.

2.1.bn Refa bn Refa diye tannan bu zatn asl ad, Sedduddn Mahmud b. merdir. Bizzat Shreverd Maktlun talebelerinden ve Fahruddn Mardn (. 594/1198)nin mridlerindendir. Shreverdnin zel hayat ounlukla bu zattan nakledilmitir. bn Eb Useybia, Tabakatul-Ettibada bu zatla grtn syler. Bundan dolay bize eyhul-rk hakknda en yakn ve en doru bilgiler ondan ulamaktadr. Ancak, bn Refa hakknda, bn Eb Useybiann verdii bilgilerden fazlasna rastlayamadmz belirtmeliyiz.
236

Cm, Nefahatul-ns, s. 659.

LIX

2.2.mduddn Karaarslan mduddn Karaarslan, Artuklu hkmdar ve Diyarbakr meliklerinin efendisi olarak Harputtayken Shreverdye talebe olmu, O da el-Elvhul-mdiyye adl eserini bu srada Emir iin kaleme almtr. Eserin dibacesinde Emirin tam adn mduddn Karaarslan b. Davud b. zbek olarak kaydeden Shreverd, eseri onun istei zere veciz ve anlalabilir olarak kaleme aldn sylemektedir237.

2.3.Nsiruddn Berkiyrefah (Berkyruk) Sultan Klarslann oullarndan ilim ve fazilet a, iir ve felsefeye tabi bir ilgisi olan Nsruddn Berkyarefah, Kolhisar ve Niksar Emiri iken kendisine Shreverdyi srda ve stad semitir. Bylece eyh-i Hakm, Sultan Berkyarefahn yannda makbul ve yakn olmu, Sultan da, ona olduka balanmtr. Shreverd Pertevnme238 adl Farsa eserini Berkyarefah adna kaleme alm, Sultan da bu eseri okuyup ezberlemitir. Eserde bulunan btn remz ve iaretleri renmi ve felsefede maharetli olmutur239.

237

Shreverd, el-Elvhul-mdiyye, s. 2; Turan, Osman, Seluklular Tarihi ve Trk slam Medeniyeti, Trk Kltr Aratrma Enstits Yaynlar, Ankara 1965, s. 334. Pertevnme, el-Elvhul-madiyye ve Heykilun-Nr tarznda farsa yazlm felsef bir eserdir. Eser hakknda bilgi, daha nceki sayfalarda verilmitir. Yusuf Ziya, (Yrkan), Shreverdnin Hayat, Mihrab, Sene:1, 15 Knun-u Sni 1340, say 5, Evkf- slamiyye Matbaas, 1340-1924, s. 145. Yrkan, bu bilgilerin Farsa yazlm elEvmirul-Aliyye adl Seluklu tarihinde de bulunduunu sylyor. Nshasn Ayasofya ktphanesi; Emr Efendi ktp. Frsi Tarihler Defteri, numara 1 olarak gsteriyor. Bkz: Yusuf Ziya, (Yrkan), Heykilun-Nr Tercmesi, (baslmam doktora tezi), s. 17. Btn aratrmalarmza ramen Sultan Berkyarefah hakknda, zikredilen tarzda ilmi ve fikri durumunu gsterir bir kaynaa rastlayamadmz gibi, Klarslann olu olarak 24 Aralk 1104 (4 Rebulahir 498) tarihinde 26 yanda hastalktan len veliahd Sultann Shreverdyle karlamasnn tarih bakmndan imkansz oluu bilgilerin doruluktan uzak olduu kanaatini uyandrmtr. Ancak Seluklu tarihinde geen Sultan Berkyarefah (veya Berkyaruk) hakknda zikrettiimiz lm tarihi ve Shreverdyle karlamasnn imkansz oluu, Prof. Dr. Osman

238

239

LX

2.4.Emir Kemaleddn Kamyr Konyada Sultan Klarslann mehur veziri Emir Kemaleddn Kamyr, felsefe ve dier ilimlerde Shreverdnin talebesi olmutur. Tarihler Emir Kemaleddinden bedenen kuvvetli ve kahraman, rhen zeki ve filozof olarak bahsederler. iir ve edebiyattaki gc, Yunan felsefesindeki bilgisi belaat ve ibaredeki mahareti ok stn olarak bilinen Emir, eyh-i Hkmin ilm kudreti karsnda akn kalm ve ou zaman aralarnda karlkl tartmalar, iirle atmalar olmutur. Bunlardan birinde Shreverd;

* *
Ey dostum, ortaya kan pheleri grmedin mi? Bir anda cokuyla kalbleri yakmtr, onlar... Cotuu zamandaki kalblerin yla (yakmtr) onlar ve yine dndrm, gze grnmez olmu, yzn evirmi ve gizlenmitir, diye syleyince, Emir Kemaleddn Kamyr da ayn vezin ve kafiyeyle,

*
Turann bn Bbden yapt nakille elimektedir. Prof. Dr. Turan, .. Kltr ve edebiyatta yksek mevkii olan Berkyarukahn eski ran efsanesi Hr-zd u Peri-zd kssasn nazma almas edebiyat ve iirdeki mevkiini gsterir.. Mehur rkiye felsefesi kurucusu ahabeddn Shreverd (. 1191) Pertevnamesini bu Seluklu melikine ithaf etmitir, diyerek konula ilgili bilgi verirken, Sultann ve Shreverdnin yaadklar zamann uyumamasna deinmemitir. Bkz: Turan, Osman, Seluklular Zamannda Trkiye, Boazii Yaynlar, stanbul 1993, s. 247/dipnot: 31.

LXI

*
Ey dostum, parlayan imekleri grmyor musun? Karsnda durduunda akllar hayrete drmtr, onlar... Grnm, yaklam, yakm ve son bulmutur; grnm, temizlemi, sslemi ve geip gitmitir, diye karlk vermitir240.

2.5.Safiyyuddn Halil b. Ebil-Fadl Ktip ve Hakm brahim b. Ebl-Fadl b. Sadaka Ad geen bu iki ahs da, hibir teracim ve tarih kitabnda bulamadk. Kanaatimize gre her iki ahs da ayn babann oullar olup, bn Eb Useybia ile grmler, ancak herhangi bir eser brakmadklar iin trih seyirde dikkati ekmemilerdir.

2.7.Ziyuddn b. Sakar eyh Ziyuddn b. Sakar, 653/1255 senesinde vefat eden Ziyuddn Eb Muhammed Sakar b. Yahya b. Slim b. s b. Sakar Kelb Haleb olmaldr. afilerin by (: Kebru-fiiyye) lakabn almtr, imamlarn byklerindendir. Bir mddet Halebte ders vermi, dindarl ve takvasyla tannmtr. 559/1163 senesinde doduu

240

Yusuf Ziya, Heykilun-Nr Tercmesi, (baslmam doktora tezi), s. 17. Prof. Dr. Osman Turan, Emir Kemaleddn Kamyar hakknda ksaca bilgi vermektedir. Sadece yaad zaman bilebildiimiz bu bilgide, kesin tarihlere rastlyamamaktayz: Kemaleddn Kamyar, kalem ve kl sahibi mstesna bir insan olup ahlak ve fazilet ile, eitli ilimlerde ve Yunan felsefesinde geni bilgisi ile herkesin hrmetini kazanm; Alaeddn Keykubad devrinin ykseliinde ok hizmetler yapm ve bu Sultann da ok fazla tevecchne nail olmutu. Byk ilim ve iman sahibi Nizameddn Hasrden fkh renmi; rkiyye felsefesinin mehur kurucusu ehabeddn Shreverdnin felsefesinden faydalanmt. Bu Maktl filozof iin yazd Arapa bir kta bize kadar gelmitir. Prof. Dr. Turann bahsettii kta, muhtemelen Yrkandan naklen zikrettiimiz beyitler olmaldr. Bkz: Turan, Seluklular Zamannda Trkiye, s. 411.

LXII

tahmin edilen Ziyuddn b. Sakar 94 yanda 653 senesi Safer aynda/Mart 1255 vefat etmitir241.

2.8.emseddn emseddn, Salahaddn Eyybnin muasr olan maduddn sfehnden rendiimiz ve bize lakabndan baka birey ulamayan, eyhul-rk Shreverd ile birlikte Halep kalesinde ldrld rivayet edilen talebesidir. sfehn, u szlerinde bu zattan bahsetmektedir: .... Fakh ihbuddn Shreverd ve talebesi emseddn Halep kalesinde ldrld ve gnlerce orda brakld... 242 Hocalarndan biri olarak zikrettiimiz eyh emseddn ve birlikte ldrld talebesi emseddn, iki ayr ahsiyettir. Bize tanyabilmemiz iin her ikisinin de lakabndan baka bir bilgi ulamamtr.

241

Zeheb, Siyeru Almin-Nbel, c. XIII, s. 206; bnul-md, ezertuz-Zeheb, c. VII, s. 261; Subk, et-Tabkatu-fiiyyetil-Kubr, Tcuddn Ebu Nasr Abdulvehhab b. Ali b. Abdulkfi, tahkik: Abdulfettah Muhammed Huluv, Mahmud Muammer Tanhi, Dru hyil-KtbilArabiyye, Kahire trhz, c. VIII, s. 153; bn Kesir, Ebul-Fida Dmek, el-Bidye ven-Nihye, Mektebetul-Maarif, et-tabatus-slise, Beyrut 1980, c. XIII, s. 186. Eb Reyyn, Muhammed Ali, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 65-66; bkz: sfehn, el-BustnulCmi li Tevrhiz-Zamn, tome VII-VIII annes, 1937-1938.

242

LXIII

II.AHSYET VE ESERLER Ksa sren hayatndan sonra, eserleri ve talebelerinin yan sra, ahlak ve seciyesiyle de kendinden sz ettiren ihabuddn Shreverdnin ahsiyeti hakknda lehte ve aleyhte konuanlar olmutur. Onun ldrlme olayna da k tutacana inandmz ahsiyetinin tannmasnn, geen asrlar boyunca nakledilen haberlerden baka bir kayna yoktur. phesiz bu kaynaklar, ister lehte ister aleyhte olsun, taraf olmaktan hali deildir. Biz burada, her iki gr de ele alarak tarafsz ekilde ortaya koymaya alacaz.

A.lm ahsiyeti Shreverdnin ilm ahsiyeti, hayatnn ilk yllarndan itibaren karlat ve seyahatleri boyunca mrnn sonuna kadar aramaya devam ettii slm ve slm olmayan dni, akl ve zevk mistik ve felsef kltrlerle ve bu kltrlerin hayatnda meydana getirdii nemli tesirlerle ekillenmitir. Shreverd bir yerde uzun sre ikamet etmemitir. Onu seyahat etmeyi seven, bir beldeden bakasna gen, ulema ve hukemnn bir oklaryla gren, onlardan ilim ve hikmet renen, mutasavvflarn sohbetlerinde oturan; bylece kendisini tecrd etmeye balayan, riyazet ve mcahade yoluyla sufilerin metodunu uygulayarak kef ve mhedeye ulaan bir ahsiyet olarak grmekteyiz. ehrezr onu, beldeleri ok gezen ve dolaan, merakl olduu ilimleri renmeye ar itiyakl bir ahsiyet olarak tantmakta ve yle sylemektedir: elMutrahatn sonunda demitir ki; ite yam otuza yaklat ve mrmn ou seferlerde, haber aramakta, muttali olduum ve mreket ettiim ilimleri aratrmakta

LXIV

getii halde yce ilimlerden bir haber verecek ve kendisine gvenilecek bir kimse bulamadm..243 eyhul-Hakm Shreverdnin felsefe ve tasavvufa dair bilgilerinin bir ksmn, kklnde ilim ve hikmet renmek iin gittii Meraada Mecdddn Cliden, sonra sfehanda ve ilim iin yapt seferlerinde urad yerlerde okuduu, birounu tesbit edemediimiz hocalarndan elde ettii kanaatindeyiz. Bilindii gibi, sfehan, Shreverdnin yaad dnemde ve daha sonraki zamanlarda, tasavvuf felsefenin merkezi gibidir. Muhtemelen oradan balayarak, sufilerle sohbet edip onlardan istifade etmi ve nihayetinde kendisinde fikri bir istiklal olumutur.

1.Ahlak ve Seciyesi Btn ilmi ve fikri aratrmalarndan ve seyahatlerinden ald derslerin sonucu olarak eyhul-rk Shreverd kendinde yeni bir ufuk aldn grmeye balaynca riyazete ynelmi, halvete ekilerek tefekkre dalmtr244. te, mukaefe gc bu andan itibaren balar ve artk o baka bir ufkun adam olmutur. Shreverdnin ahsiyetini, onun lmnden sonra fikirlerini benimseyip ardnca giden talebesi ehrezr veciz bir ekilde yle zetler:
eyh Shreverd, filozoflarn makamlarnn zirvelerine, evliyann mukaefelerinin nihayet derecelerine ulamtr... Amel hikmet bakmndan nceki ilklerdendir (: sbikn-i evveln). ekil olarak meshi, vasf olarak kalenderidir. Onun yle riyazeti vardr ki, zamann yetitirdii insanlar o ekilde riyazetten acizdirler: Her hafta bir defa iftar ediyordu. Yiyecei elli dirhemi gemezdi. Filozoflarn btn tabakalar arasnda bundan daha zahid ve daha
243

ehrezr, Nzhetul-Ervh, s. 605; Bkz: Dr. Hilm, Muhammed Mustafa, Hakmul-rk ve Haytur-Ruhiyye, Mecelletu Klliyetil-Adab, Cmiatul-Kahire, Kahire 1950, c. II, s. 61-62, Yrkan, eyh Shreverdnin Hayat, s. 75.

244

LXV

faziletli kimse bulunmaz.... Dnyaya iltifat etmezdi, ona ehemmiyeti azd. Giyeceine ve yiyeceine nem vermiyordu. Ba olma erefine kulak asmazd. Baz zamanlar ceket giyinir, bal krmz ve uzun olurdu. Bazan da bana yamal bir hrka paras rterdi, sufi kyafetine girdii zamanlar da olurdu. badeti ou zaman alk, sabahlamak ve ilahi alemleri dnmekten ibaretti. Halkn riayetine az iltifat ederdi, susmay tercih ederek kendi nefsiyle megul oluyordu. Ahengi, cmb ve musiki namelerini dinlemeyi severdi. ok keramet ve delil sahibiydi.245

ehrezrnin nceki ilkler (: sbikn-i evveln) kaydndan, Eski Yunan filozoflarn, Pisagoresi, Eflatunu ve Hermesi; ranllardan Bezemcerher ve dier dou bilgelerini kastettiini sanyoruz. ekil olarak meshi (: meshiyyu-ekil) kayd ise, sufilerin stlahndandr. ehrezr, rk eyhinin fikir ve ahlakn takip etmi bir talebesi olarak, Shreverdnin simya bildii hakkndaki rivayeti safsata olarak grmektedir. Ancak bu konuda nakledilen olaylar, neredeyse tevatr derecesindedir. Hatta eyhul-rkin kendisinin de, yaptklarna simya dedii bilinmektedir. Nitekim o, Halep Emri Melik Zahiri bu gibi eyleri benden isteme diye uyarm ve sonunda Emrin arzusuna boyun emitir246. Bu konuda ehrezr unlar sylemektedir:
Halkn alimlerinden ve onlarn gerek ilimlerden pay olmayanlarndan bir ksmnn onun (Shreverdnin) simya bildiini sylediklerini iittim. Bazlar da onun hilekar, gzboyayc (illzyonist) olduunu zannediyorlard. Fakat bunlarn hepsi hurafedir, hvn- tecridin (tecrid ehlinin) makamlarn bilmemektendir. Halbuki eyh, onlarn makamlarnn en ykseine ulamtr.
245

ehrezr, Nzhetul-Ervh, s. 604.

Sufilere gre; bazan salik istirak halinde kendinden geer ve kendisinin sa ile bir olduunu hisseder. Bu haldeyken, sa gibi hastay iyi eder ve nefesiyle hayat verir. Meshiyyu-ekl olanlar kalender mereb ve hazmkar olurlar. Sabrl ve tahammll, ayn zamanda iin iin cokun bir haldedirler. Yine, sufilere gre Mseviyyu-ekl olanlar sinirli ve azimkar, daha maddi ve ciddi olurlar. Bununla beraber bu tabirlerin lafz ve zahiri olduklar unutulmamaldr. 246 Yrkan, Heykilun-Nr Tercmesi, (baslmam doktora tezi), s. 18.

LXVI

hvn- tecridin bir makam vardr ki, o makamda onlar hangi sureti isterlerse icda (oluturmaya) muktedirdirler. Eb Yezd Bistmi, Hseyin b. Mansur Hallc ve dier ihvn- tecridin ulat makam budur. Ben (ehrezur, kendisinden bahsediyor), bir zaman bu makama zaten inanrdm, nihayet Hak Tel bana tam bir yakni ihsan etmek suretiyle yardm etti. Eer bu, saklamas gerekli srlardan olmasayd eyhin halinden bir nebze size aklardm. Allah ruhunu takdis etsin, eyh, ehirleri ziyaret etmek hususunda, ok dolar, gezerdi. .. Elbiseye nem vermez, dnya ilerine rabet etmezdi. ... bn Refa247 yle naklediyor: Bir gn eyhle Maya pazarnda birbirimizden ayr olarak yryorduk. O, mavi boyal ksa bir cbbe giymiti. Banda bklm bir futa248, ayaklarnda zerbl249 vard. O srada beni bir dostum grd ve yanma geldi. Bu adi adamla ne geziyorsun, dedi. Ben de; Sus, yazk sana, bu, zamann efendisi ihbuddn Shreverddir, dedim. Adam szmden dolay ard ve yoluna devam etti.250

Birok ehirleri ziyaret etti, dedikten sonra ehrezur, eyhul-rkin bu ziyaretlerindeki amacn yle zetliyor:
.. Buralarda kendisi gibi bir arkada kazanmay ok istiyordu. Maalesef arzusu yerine gelmedi. el-Mutrahtn sonunda unlar sylyor: Yam otuza yaklayor, mrmn ou seferde, u ilimlere vakf bir arkada aramakla geti. Fakat bunlardan haberdar, bunlara yakni salam birini bulamadm. Bu sznde kendisinin de ne kadar hayrette olduuna baknz! Zikredilen eyh, tecrid hususunda son zirvede, dnyay atmak hususunda son derecedeydi. ou

247

bn Eb Useybia nceki cmleden itibaren, ehrezurnin naklettii olay ayn ekilde bn Refann azndan nakletmektedir. Bkz: bn Eb Useybia, Tabaktul-Ettib, s. 244.

248

Futa; bir i ilerken veya hamam ve benzeri yerlerde bele balanan petemal. Bkz: Sm, emseddn, Kms- Trk, kdm Matbaas, Dersaadet, 1317, s.1008. 249 Zerbl; eskiden hristiyan Bizansta giyilen yksek keli ayakkabya Araplarn verdii addr. Bkz. Hava, J. G., el-Feridud-Duriyye, Catholic Press, Beirut 1915, s. 286 ve 906. 250 bn Eb Useybia, Tabaktul-Ettib, ayn yer; ehrezr, Nzhetul-Ervh, s. 604-605.

LXVII

zaman Diyarbakr taraflarnda, bazan amda, bazan da Anadoluda oturmay severdi.251

ehrezriden

aynen

naklettiimiz

yukardaki

satrlarda

anlatlan

Shreverdnin inanlmas g gelen riyazetinde, haftada bir defa yemek yiyip, yemeinin elli dirhemi gememesinde, btn tarihiler mttefiktir. Hatta Cm gibi tezkireciler bu konuda srar ederler252. Yusuf Ziya Yrkan, Shreverdnin muasr eyh Ebul-Hasann Tetimmetu Sivnil-Hikmenin Zeylinde253; zamanmz filozoflarndan bundan zhid hi kimse yoktur. Onun kendine mahsus yle riyazeti vardr ki, zaman benzerini getirmekten acizdir. Her hafta bir defa iftar ediyor ve yemei 50 dirhemden fazla olmuyordu, dediini naklediyor254. Shreverdnin ahengi, cnb, musiki namelerini dinlemeyi sevmesi Onun estetik ve engin bir ruh halini gsterir. Bugn bile baz tasavvuf yollarnda kullanlan msiki ve raksn o devirlerde, farkl da olsa muteber olduu tarihlerde nakledilmektedir. Nitekim, ayn eyi Mevlna Celleddn Rumde de grmekteyiz. Mevlevlerin sayg ifadesiyle Hazret-i Pr, Fhi m Fh adl eserinde namaz ve semy birbirine benzeterek, semda muann, saltda imm gibidir; ve ehl-i sem ona ittiba ederler. Eer muann ar teann ederse, onlar da ar raks ederler; ve eer haff teann eylerse, onlar da haff raks eylerler. Bu hal emir ve nehyin mndisi olana, btnda onlarn mutbaatlarna timslen vki olur,255 derken, namaz ve semann her ikisinin de aslnda emir ve nehiylere uymann bir sembol olduklarn ifade etmektedir. Bu bize, Shreverdnin, varlk ve olu hakknda sembolik ifadeler kullanmasnn yannda,
251

ehrezr, a.g.e., s. 605; bkz: Yusuf Ziya, (Yrkan), Shreverdnin Hayat, Mihrab, Sene:1, Knun-u Sni 1340, say: 4, Evkf- slamiyye Matbaas, 1339-1923, s. 119-120. Cm, Nefehtul-ns, s. 659. Bu zat, Meribut-Tecrib ve Avriful-arib adl tarihin mellifidir. Eb Sleyman Muhammed Senceznin Sivnul-Hikmesini ksaltm, Zhiruddn Beyhaknin Tetummetu SivnilHikmesini ad geen zeylle tamamlamtr. Yusuf Ziya, (Yrkan), Shreverdnin Hayat, ayn yer. Rm, Mevlana Celaleddn , Fhi m Fh, ter: Ahmed Avni Konuk, z Yaynclk, stanbul 1994, s. 126.

252 253

254 255

LXVIII

kendisinden sonra gelen ve tbii saylanlarn da oluun btn fiillerine sembolik anlamlar verdiklerini gstermektedir. Bizce asl nemli olan, ehrezurnin, eer bu eyler, saklanmas gereken srlardan olmasayd size bir nebze bahsederdim szdr. Aslnda bu tasavvuf ehlinin dsturlarndandr ve hi phesiz ehil olmayanlarn elinde kt dncelere dme ihtimalinden dolay sylenilmemitir. Gerekte tecrid ehlinin hangi sureti isterlerse icada, yapmaya muktedir olmalarn anlamak ve anlatmak gtr. Ama bu srlar eleveren Hallac- Mansur, -ki eyhul-rk Shreverd ondan vgyle bahsediyor ve nakillerde bulunuyor,- tecrid ehlinden gsterildii halde ceza grmtr. Bundan dolay ehrezrnin de bu srlar aklamadn dnyoruz. Shreverd, grnen hayatnd, btn bilim tarihlerinin ittifakyla filozoftu. Eserleri de buna ahittir. Srekli Mei filozoflarna hcum etmesi ve birok konularda kendine has fikirler aklamas felsefedeki gcn gstermektedir. Bununla beraber O, ayn zamanda simyagerdi. Dolaysyla birtakm garip ilimleri de biliyor olmaldr. Biraz da simya ilminin kadm manasndan anlalabilen lmu Esrril-Huruf (: harflerin srlar ilmi) sanatn biliyordu. Bunu da fasih bir kimse olduunda phe olmamakla beraber, Hara, Keyanhura, Hrh gibi anlamsz kelimeleri kullanmaktan ve ibarenin anlalmasna zorluk ve kapallk verecek harfleri dizmekten zevk aldn grerek sylyoruz. Zamannda ilm-i esrr- huruf son derece popler haldeydi. Nitekim kendisinden biraz sonra gelecek olan eyh Muhyiddn bn Arab bu ilme byk lde deer vermi ve hatta eserler yazmtr256. Shreverdnin sihir bildiini bn Teymiyeden baka iddia eden yoktur257. Btn bunlara ramen eyhul-rk Shreverd, sradan bir adam deildi. Herkesin
256

bn Arab, Muhyiddn, Kitbul-Elif ve Huve Kitbul-Ehadiyye, Kitbul-Mmi vel-Vvi ven-Nn, Kitbul-Y, Resilu bnil-Arab iinde, Dru hyit-Tursil-Arab, Beyrut trhz. bni Teymiyye, Ebul-Abbas Takiyyuddn Ahmed b. Abdulhalim, Minhcus-SnnetinNebeviyye, tahkik: Dr. Muhammed Read Slim, Mektebetu bn Teymiyye, et-tabatus-sn, Kahire 1989-1459 , c. VIII, s. 25.

257

LXIX

tevecchn kazanmt. Klk kyafetine nem vermedii halde toplantlarda, saraylarda itibar vard. Bize ikinci bir ahsiyet olarak grnen bir takm halleri de yok deildir. Bununla beraber bu ahsiyetinde Onun, riyazet ehli olduunu gryoruz. Nitekim haftada bir kere 50 dirhemi gememek artyla yemek yemesi, simyagerlii konusunda sylenilenlerin tmn ykmaktadr. Bunun neticesinde, acaba bu ekilde bir riyazete devam etmesi nedendi, sorusunu aratrmak kanlmaz olmaktadr. Grnen hayatnda Shreverd, filozof, simyager, zahid ve riyazet ehli gibi birbirine zt zellikleri kendinde toplam bir insan olarak karmza kmaktadr. Grnmeyen btn hayatndaysa, ilahi itikadl ve suf tabiatldr. Sonu olarak Shreverdnin grnen hayat hakknda belirli bir ekil izilemedii gibi, btn hayat iin de kesin bir ey sylenemez. ehrezr ve Cm gibi hsn-i zanla hareket etmek isteyenler, onu veli saymlar; hal ve hareketlerine bakanlarsa, onun baka maksatlar peinde olduunu ileri srmlerdir. Bu ikinci ksm, bn Teymiyye bata olmak zere, onun zndk olduunu ve Eski Mecslik gibi yeni bir din oluturmak fikrinde olduunu iddia ederler258. Hatta bn Teymiyye, koyu bir taassupla, hibir sened gstermeksizin Shreverdnin; Bana

kalk ve korkut259 denilinceye kadar lmeyeceim, dediini syler260. bn


Teymiyyenin bu iddias baka hibir kaynakta nakledilmemitir. Ancak ldrlmesi konusunda anlatacamz bir olayda Shreverd, kendisine yneltilen. Allah, Hazreti Muhammedden sonra baka bir nebi gndermeye kdir midir? sorusuna verilecek en gzel cevabla, Onun kudretine snr yoktur, karln vermitir261. Aslnda sorulan

258 259 260 261

bni Teymiyye, Minhcus-Snnetin-Nebeviyye, c. V, s. 334 ve c. VIII, s. 24. Kurn- Kerm, Mddessir Suresi, 74:2. bn Teymiyye, a.g.e., c. V, s. 330. Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 65-66.

LXX

sorunun maksadl ve onu ldrtmek iin sorulduu ve cevabn bundan daha veciz olamayaca aktr. ehrezr bu olaylar, eyhin ldrlmesine sebep gsterseler de, bunlar sebep deildir, diyor ve sonra da Shreverdden u olaylar naklediyor: eyhe, hemen bir anda birtakm acaiblikler ortaya kard iin Hlikul-Bery nvan veriliyordu. Bir zat eyhi ryasnda grd, eyh ona Bana Hlikul-Bery nvan vermeyiniz dedi.262 Yine, eyhul-rkin peygamberlik iddia etmesi rivayetine kar da byle bir iddiada bulunmaktan beridir, demesine ramen biraz sonra arkadalarndan bazlarnn Ebul-Futh Rasulullahtr dediklerine dair bir sz bana ulat, diye sylemektedir263. Yrkan, Shreverdnin yaad asrda yazlm bir eser olan SivnulHikmede ona iftira ediyorlar, peygamberlik iddia etti diyorlard, eklinde bir ibarenin, aslnda meselenin bsbtn baka bir ekil kazandn gsterdiini sylemektedir.264 Vefeytul-Ayn ve dier kitaplarda Seyfeddn Amidden nakledilen eyhulrkle aralarnda geen konuma da dikkat ekicidir. Seyfeddn Amid yle sylyor: Shreverd ile Halebte biraraya geldim. Bana, yeryznde malik (sahip) olmam elzemdir (muhakkaktr), dedi. Ben de ona, bu sana nereden malum oldu, diye sordum. Ryamda sanki kendimi btn denizin suyunu imi grdm, diye cevab verdi: Ben de bence bu rya ilminizin mehur olacadr, dedim ve buna uygun eyler syledim. Fikrinden dnmediini grdm. Onu ilmi ok, akl az olarak grdm.265

262 263 264

ehrezr, Nzhetul-Ervah, s. 603. Ayn eser, s. 605-606. Yusuf Ziya, (Yrkan), eyh Shreverd Hayatnn Sonlarnda, Mihrab, 15 Nisan 1340, Sene:1, Say: 11, Evkaf Matbaas, 1340-1924, s. 350. bn Hallkan, Vefeytul-Ayn, c. VI, s. 272; Zehebi, Siyeru Almin-Nbela, c. XI, s. 211; Takprzde, Mevduatul-Ulum, c. I, s. 328.

265

LXXI

Shreverdnin ldrlmesinin ardndan insanlar iki ksm olmulardr. Bir ksm Onun bozguncu, eriate muhalif bir adam, ayn zamanda zel bir din veya meslek kurucusu olarak siys bir karklk karma amacnda olduunu iddia ederek garip tavrl bir adam diye vasflamlardr. Salhaddn Eyyb ve etrafnda toplananlarla, Kd Fdl bu grtedir. Bunlardan kanaatleriyle hareket edenler olduu gibi, bizce hased ve taassupla bu ekilde davrananlar ounluktadr. Hatta her halukarda ldrlmesini, zira srgn edilecek olursa nereye giderse oray bozacan ve toplumun ve devletin selameti iin vcdunun ortadan kaldrlmas gerektiini savunmulardr. Dierleri ise, o ldkten sonra bile yine onu kalblerinde bytmler, bazan ifrat derecesinde gklere kararak, o lmemitir, semaya uruc etmitir, demilerdir. Nihayet onu Kutbul-Aktb veya Sertc- Evliy saymlardr. Burada kendisine ehrezrnin Meshiyyul-mereb demesi hatrlanrsa, halkn arasnda byle bir sylentinin kabilecei aklen daha kabule uygun olarak grnmektedir. Ancak avamn anlayn etkilemi ve yanl inanlara sebep olmu olmasna ramen onu ycelten alimler, ona Mesih dememi, merebini yle tasvir etmilerdir. te, ehrezr bu ikinci ksmdandr ve Shreverdyi en iyi aratranlardan biridir. eyhul-rkin ahsiyetini o da, yle tasvir etmektedir:
O asrlarn yetitirdii yle tek bir adamdr ki, zevk ilimler ve bahs felsefeyi kendisinde toplamtr. Evet, onun zevk ve hiss hikmet ve dier ilimlerdeki yksek derecesini o aleme ykselebilenler idrak edebilirler. Bunlar Allah yoluna suluk edip, birbirini takip eden fikirler ve kesintisiz mcahadeleri kendine ho grr ve bu zulmni alemle megul olmay bir tarafa atarak yksek himmeti ile ruhni alemin peinde koarlar. yle bir dereceye ykselirler ki, orada mcerred olan manalara birbirini takip eden kesintisiz ve hrsl bir gidile, perdeleri yrtarak ularlar. Kendi zlerini bilmek zaferini ve aklyla er-RabbulMtel (: Akn Tanr) hazretlerine nazar etmek erefini kazanrlar. Ancak byle kimseler eyhin szleri huzurunda hrmetle durmak yetkisine sahiptiler. O zaman eyhin Rabbni mkaefelerinden bir delil, ruhni mhedelerinden

LXXII

bir sonu olduunu ve onun derecesine pek az kimsenin ulam, vgsne ancak ilimde kuvvetli olanlarn erimi olduunu anlarlar. ... Onun zn anlamak, srlarna vakf olmak; o yola gitmeyen, onun ahlak ve adetine uymayanlar iin gerekten zordur. Zira o, felsefesini kefi usuller ve zevki ilimler zerine bina etmitir. Usuln kuvvetlendirmeyenler furunu bilemezler, dnya ve ahiretten tecerrd etmeyenler (: soyutlanmayanlar), bunu tadamazlar. Onun szlerini anlamak, kitaplarn ve rumuzlarn halletmek, kendini bilmeye baldr. Halbuki alimler ve hakmlerden ounun bundan haberi yoktur. Evet, bu hakkatlere vakf bir takm nadir insanlar vardr, fakat bunlar her asrda bir tane bulunur. Ben ok zamanlar sefere, seyahate ktm, bir ok mklleri tercih ettim, bu byk haberi ok aradm, ok sordum. Maalesef kendinden haberi olan bir kimse bulamadm. Artk bunun stndeki mcerred alemden haberi olan nerde...266 eyh mezheb olarak fi idi. Fkh, hadis ve usul ilimlerinde ihtisas vard. Son derece zekiydi. Gvenilir bir kaynaktan unu rendim; eyhe Fahreddn Rzi hakknda sorulmu, o da cevabnda, zihni vgye layk deildir, demitir. Fahreddn Rzye de ihabuddn Shreverd hakknda ne dedii sorulmu, o ise, onun zihni, zeka ve fetanet sayor cevabn vermitir. una da vakf oldum ki, Shreverdye sen mi stnsn yoksa bn Sina m, diye sorulmu, o da cevabnda bahse dayal konularda bn Sina ile ben ya eitiz, ya da ben ondan daha byk olacam. Fakat kefe ve zevke dayal ilimlerde ben ondan ok stnm, demitir.267

ehrezr gibi Shreverd hakknda samimi olarak ayn kanaati tayan biroklar, eyhul-rki tedkik edip anlayabilmenin, kitaplarn ve sembolik ifadelerini zebilmenin; tasavvuf bir yaklamla, ancak nefsini bilmek ve tanmakla, yine baka bir ifadeyle, onun gibi olmakla, yani onda fn olmakla; bu ekilde mhedelerine erimekle mmkn olabileceini art komulardr. Onlara gre, birok
266

ehrezr, Nuzhetul-Ervh, s. 601-602; Yusuf Ziya, (Yrkan), eyh Shreverd, Mihrab, Sene 1, Say: 13-14, s. 457-458. ehrezr, a.g.e., s. 607; (Yrkan), a.g.m., s. 459.

267

LXXIII

alim ve hakimin pek ender meseleler dnda onun kitaplar ve sembolleri konusunda hibir haberi yoktur; nk her asrda onu anlayacak bir kii gelir268. bn Halliknn Shreverdnin katlinden 50 sene sonra Halebe giderek yapt tedkiklerin neticesinde kaydettikleri, eyhul-rk hakknda insanlarn nasl dndklerini zetlemektedir: Haleb halk, eyh hakknda deiik szler sylerler. Bir ksm ilhad ve zndklk erbabndan olduunu, bir ksm da kef ve keramet ashabndan bulunduunu kabul ederler. kinci ksmdakiler, eyh ldrldkten sonra bir ok harikulade olay ortaya kt itikadndadrlar. Fakat ou kimsenin, Onun bozuk itikad ve ilhadda olduu kkn kabul ettikleri grlmektedir.269 Cm, Nefehtul-nste, ldkten sonra da Shreverdden bir ok alametler, kerametler ortaya ktn kaydederek, ldkten sonra ortaya kan olaylarn asla hokkabazlk olmasna ihtimal olamayacan hatrlatyor ve ems-i Tebrznin, Shreverd hakkndaki grlerini naklederek eyhul-rki yle mdafa ediyor: eyh emseddn Tebrz kuddise srruh, buyurmutur ki: Dmek ehrinde eyh ihbuddn Maktle aktan kafir derlerdi. Onlara H ki o kafir olsun, nk tam bir dorulukla gelip, eyh emseddnin hizmetinde kmil oldu. Ben sadk niyazmendlere kesin mtevziyim. Mtekebbirlere ise kesinlikle kibir ederim. Onun ilmi aklna galibdi. Akln ilme galib olmas gerekir. Akln yeri olan hkim dima zayf olmutu. Ruhlar aleminden bir eit zevk meydana getirdiler. te onda inip yerletiler ve Rabbni alemden sz sylediler. Halbuki Rabbni alem sandklar, Ruhlar alemidir. Bundan kurtulmalar iin ya ilhi fazl yetie, yahud cezbelerden bir cezbeye veya bir merd barna basp ruhlar aleminden Rabbni aleme eke, dedim.270 Shreverd hakknda bize ulaanlardan Onun iki deiik ynden

deerlendirildiini gryoruz. Birinci yn, eyhul-rk ihabuddn Shreverdnin


268 269 270

ehrezr, a.g.e., s. 602. bn Hallikn, Vefeytul-Ayn, c. VI, s. 273. Cm, Nefahatul-ns, s. 659.

LXXIV

ilim ve fazileti, felsefesinin ve kalemindeki gcn esas alnd; ikincisi ise, zahirdeki ahlak ve seciyesi ile garip hallerinin dikkate alnd grtr. eyhul-rk Shreverdnin ilim ve fazileti bakmndan tartmasz kabul edildiini btn kelam ve felsefe kitaplarnda Onun takdirle nakledilen fikirlerinden anlyoruz. Ancak, ahlak ve seciyesi sz konusu olunca kendi zamannda yaayanlarn bile iki zt grte olduklarn gryoruz. Ama bize gre bu ayrl, temelde ilmi anlaytan kaynaklanmaktadr. Aslnda, Shreverdnin muhalifleri tarafndan, ahlak ve tabiat bahane edilerek, ilmi taassup ortaya konulmaktadr. Nitekim, eyh Sediduddn bn Refa ve eyh Fahreddn Mardn, eyhul-rk Shreverdnin ldrlmesi olayndan derin bir ekilde etkilenmelerine karn, Haleb fukahasndan byk bir ksm ve bunlardan katlinin gerektiine dair fetvay hazrlayan Chebbel oullar Zeynuddn ve Mecduddin; ve fetvay yazan Kd Fdl gibi ahsiyetler, Onun aleyhinde hareket etmilerdir.271 Bu fikr ayrlk ve ilmi taassup her zaman devam etmi ve Shreverdden sonraki yzyllarda da Onun hakknda farkl grler ileri srld grlmtr.

2.Simy ve Shreverd Simya272 lafz brancadan gemi, muarrab bir lafzdr. Asl, Allahn ismi manasnda branca, Sm Y kelimesidir273. Takprzade, eyh Eb Ali bn
271 272

Takprzde, Miftahus-Sade, s. 940. Simya, er riyazetlerle meydana gelen sihirden bir ksmdr, dedikten sonra bu konuda bn Haldun, Mukaddimesinde unlar sylyor: Olular aleminde tasarruf, insanlarn iki snfna mahsustur. Bunlardan birinci ksm, Allahn kendilerine ilahi bir kuvvet verdii enbiyalar, dier ksm nefsani kuvvetle sihirbazlardr. Bazan da, evliyalar iin klli imanla kazandklar tasarruf hasl olur. Bu ise tecridin neticelerinden biridir, onlar bunu yapmak istemezler, kendiliinden onlara gelir. Onlardan sabit ve yerleik bir makam sahibi olan zatlara (mtemekkin olanlara) arzedildii zaman, ondan yz evirirler ve Allaha snrlar. Sihirde ise kuvvetten fiile gemesi iin, zorlua katlanarak yapan kimse de riyazet arttr. Bazen zorlamakszn, alarak meydana gelir ki, bu da zorluksuzdur. Bunda riyazet, ilkinde olduu gibi manevi bir uygunluktur. Bu sihre ait riyazet bilinen riyazettir. Bunun eitlerini ve keyfiyetini Msellemetul-Mecrti Kitbul-Gyede, Cbir bin Hayyan risalelerinde zikretmilerdir. Sihri renmek isteyenlerden bir ou bu riyazeti kullanr, bu riyazetin kurallarn ve artlarn uygularlar...... Bu yola da sihir isminden kaarak simya dediler.

LXXV

Sndan bile bu ilme ait baz olaylarn nakledildiini, eyhul-rk ihbuddn Shreverdden nakledilenlerin daha nceden kaydedildiini sylemektedir274. Bu yzyln balarnda Shreverd hakknda ilk ciddi aratrmay yapan deerli bilim adam Yusuf Ziya Yrkan bu konuda unlar sylyor:
eyhin bakalar zerine telkin gcnn neticeleri ve simya olaylar hakknda tarihilerin grleri kendilerine gredir. Bir ksm bunlar simya olarak kaydederken, dier bir ksm keramet sayarlar. Ancak olaylar eitlidir ve ou da kerametle izah edilebilecek gibi grnmemektedir. Bundan dolay Molla Cm gibi zatlar yalnz keramete benzer olaylar, biraz da benzeterek nakletmiler, dierlerini susarak gemilerdir. ehrezr ise byle bir zan altnda kalmasna tahamml edememi Shreverdnin simya bildii hakkndaki rivayeti hurafeden saym ve bu konuda phe dourabilecek hibir olay nakletmemitir.275

eyhul-rk Shreverdnin simya bilgisi hakknda bn Eb Useybia da, Hakm brahim b. Ebil-Fadldan naklen unlar sylemektedir:
ihbuddn Shreverdden, onun simya ilmini bildii ve kendisinden bu ilimden nadir grlen hadiseler meydana geldii anlatlr. Bu konuda bana Hakm brahim b. Ebl-Fadl b. Sadaka, onunla beraber olduu bir gn BbulFerecin dnda, talebelerden ve bakalarndan oluan bir kalabalkla beraber byk meydan tarafna yrrlerken, aralarnda bu ilmin ve inceliklerinin bahsinin getiini, eyhin sadece onlar dinlediini sylemitir.276

Bkz: bn Haldun, Abdurrahman bin Muhammed, Mukaddime, neir: Dr. Ali Abdulvhid Vfi, Dru Nahdati Msr, et-tabatus-slise, Kahire trhz, c. III, s. 1164-1165.
273

Takprzde Ahmed Efendi, Mevdtul-Ulm, terc: Kemaluddn Muhammed Efendi, kdam Matbaas, Birinci Bask, Dersaadet 1313, c. I, s. 366. Ayn yer. Yusuf Ziya, (Yrkan), Shreverdnin Hayat, Mihrab, 15 Knun-u Sni 1340, Sene: 1, Say: 5, Evkf- slamiyye Matbaas, 1340-1924, s. 147. bn Eb Useybia, Tabaktul-Ettiba, s. 642; Zeheb, Siyeru Almin-Nbel, c. XI, s. 208.

274 275

276

LXXVI

Tarihiler, Shreverdden simya olaylar nakletmilerdir. Fakat bu nakillerden, Melik Zhir ile Shreverd arasnda geen olaylarn birinde eyhul-rkin simyay hem faydasz, hem gnah olarak vasflamas gzden kamamaktadr. TabaktulEttiby zetleyen Tabb Hasan b. Ahmed b. Zfer Erbl (: 780/1378) adndaki zatn naklettii olayn banda ve sonunda Shreverdnin simya hakknda zikrettiimiz kanaatini bulmaktayz.277 Olay karlkl konuma eklinde yle naklediliyor:
Melik Zhir, eyhul-rk Shreverdye hitaben: Simya ilmi hakkndaki faziletinizle beni neelendirmenizi arzu ederim. eyhul-rk Shreverd: Bu ilim hayal ve hokkabazlktr, faydasz bir eydir.
(Melik Zhirin srarlar zerine Shreverd, onun gerek sand bir olay gsteriyor. ehrin elden gittiine, ocuklarnn katledildiine inanan Melik, sonunda bunun bir hayal olduunu anlyor ve..)

Melik Zhir: Artk byle bir elencenin, byle bir zevkin bir daha tekrar edilmemesini arzu ederim. Shreverd: Ben de bu ilmin hallerinden bir ey sorulmamasn rica ederim. Zira bu ilim hep hayaller ve vehimlerdir. Ayn zamanda yapmak gnahtr.

B.Eserleri Ksa mrne ramen, Shreverdye nisbet edilen eserlerin says olduka fazladr. Teracim ve tabakt kitaplar onun eserlerinin saysn farkl farkl kaydetmilerdir. Ancak genellikle zikrettikleri, tannan ve herkese bilinen eserleridir.
277

Yusuf Ziya, (Yrkan), eyh Shreverd ve Simygerlik, Mihrab, 1 Mart 1340, Sene:1, Say: 8, slmiyye Matbaas, 1924-1340, s. 245/dipn: 1; (Yrkan,) Heykilun-Nr Tercmesi, (baslmam doktora tezi), s. 21.

LXXVII

Bununla birlikte nadir de olsa, nakillerinde tek kaldklar eserler vardr, hi phesiz.. Biz bunu, eserlerinin birden ok ismi olabileceine veya bir eserinin ksmen istinsah edilip ayr bir esermi gibi kaydedilmesine ya da baka bir mellifin eseriyle kartrlm olabileceine balyoruz. Her ne olursa olsun, inkar edilemez olan gerek, eyhul-rk ihabuddn Shreverdnin velud bir mellif olduudur. Onun takipileri arasndaki talebelerinden ehrezr, Shreverdye uzun bir blm ayrd Nzhetul-Ervh adl eserinde, stadnn 46 eserinden bahsederek, bu saydklarm Onun musannefatndan bize ulaanlar, mellefatnn isimlerinden bizim ulaabildiklerimizdir. Onun bize kadar gelmemi baka eyleri de olmas mmkndr,278 demektedir. Burada Shreverdnin eserlerinin listesini vermekle yetindik. Eserlerinin tasnifini ve genel olarak ihtiva ettikleri konular tekrardan saknmak iin slup ve belaatini inceleyeceimiz ikinci blme brakyoruz. Ancak eserlerine yaplan erhleri ve talikleri imkan lsnde zikretmeye altk. Bizden nceki btn almalarda olduu gibi, biz de ehrezrnin listesini esas aldk. Shreverd, eserlerinin ounu Arapa yazm olmakla birlikte Farsa eserleri de mevcuttur. mkan lsnde bunlar da belirtmeye altk.

1.Neredilen Eserleri lmnden sonra eserleriyle ilim ve fikir dnyasn aydnlatmaya devam eden eyhul-rk Shreverdnin eserlerine erh ve haiyeler yazlm, bunlar zerine talikler de yaplmtr. Bugn, bunlardan bazlar onun eserleriyle birlikte yaynlanmken, byk bir ksm, tpk Shreverdnin eserleri gibi, ilim dnyasna kazandrlmay beklemektedir.

278

ehrezr, Nzhetul-Ervh, s. 608-609.

LXXVIII

1.1.Hikmetul-rk ( ;) Shreverdnin bayapt olan bu eser, irk ekoln temellerini ve prensiplerini iermektedir. Sembolik ve mecz ifadelerin arlkta olduu eserde, Me ekolnn metoduyla (: kyas) rk ekoln hads ve zevki birletirilmeye allmtr. Eserin birok erhi yaplm ve baslmtr: a) Kutbeddn b. Muhammed b. Mesd rznin (: 710/1310)

erhi, Tahranda 1898 ylnda Sadruddn irznin Talki ile birlikte tabask olarak baslm,279 Pariste 1952 ylnda Henry Corbinin nerettii uevres Philosophiques et Mystiques iinde yaynlanmtr; b) Keful-Kunz,280 c) (Farsa)
281

Muhammed b. Mahmd ehrezrnin erhi, Hallur-Rumz ve

Muhammed erf b. Nizmiddn Herevnin erhu Hikmetil-rk

, Seyyid erif Crcnnin erhi282, Talkt (Necmeddn Hc Mahmd Tebrznin Sultan Ahmed

d) e)

Bahadrhann olu Vezir Nasruddn Seddin istei zerine Hikmetul-rkn bir ksmna yapt taliklerdir)283, f) Mull Hd Sebzevrnin erhi,284

279 280

Brockelmann, GAL., Supp., c. I, s. 782. Brockelmann, GAL., c. I, s. 565. 281 Ayn yer.
282

Ktip elebi, Hac Halife, Kefuz-Zunn an Usmil-Kutubi vel-Funn, tah: erafettin Yaltkaya, Rifat Bilge, M.E.B.Y., stanbul 1943, c. I, s. 685. Ritter, Hellmut, Philologika, IX , Der Islam, 1937, c. XXIV, s. 285.

283

LXXIX

g) h)

Mevlna Abdulkermin erhu Hikmetil-rk (Farsa)285, Sadreddn irznin Talki ilk olarak Tahran 1898de Kutbuddn

irznin erhine haiye olarak baslmtr, tabaskdr; daha sonra Pariste 1952 ylnda Henry Corbinin nerettii uevres Philosophiques et Mystiques iinde yaynlanmtr; i) Henry Corbin, Tahran-Paris 1952de uevres Philosophiques et

Mystiques, Opera Metaphysica et Mystica II iinde neretmitir.

1.2.Heykilun-Nr ( ;) Bu eserinde Shreverd, vcib (: zorunlu), mmkin, mmteni (: imkansz) gibi baz me esaslara dayanarak, cismin zelliklerinden, nefsin vcdu (: varl), kuvveleri, tabiat ve sudrundan bahsetmektedir. Eserin erhleri ve tercmeleri de vardr: a) Gysuddn b. Esad Devvnnin (: 907/1501) erhi, evkilul-Hr f erhi Heykilin-Nr (Bu erh, Madras 1953de baslmtr), b) Gysuddn Mansr b. Muhammed Huseynnin (: 949/1542) erhi, brku Heykilin-Nr li-Kefi Zulmti evkilil-Gurr (Bu erh, Devvnnin erhi olan evkilil-Hra talikler ve istidrakler ihtiva etmektedir),286 c) Nev Efendinin Devvnnin erhi zerine Taliki, d) Mr Zhid b. Kad Eslem Herevnin erhi,287

284 285 286

Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 53. Ktip elebi, a.g.e., ayn yer. Brockelmann, GAL, c. I, s. 565; Brockelmann, GAL., Supp., c. I, s. 782.

LXXX

e) Mahmd Hoca Gahann erhi, evkilun-Hr, Asaf Efendi 1208 (Bu erh Devvnnin erhiyle ayn ad tamaktadr, ancak Brockelmanna gre baka bir erhtir)288, f) Muhammed b. Mahmd Alevnin erhi,289 g) smil Ankaravnin zhul-Hikem erh-i Heyakilun-Nru, stanbul niversitesi Merkez Ktphanesi 611, 3282, 3389, 7027, 317 (Trke), h) Hasan Krd Zbarnin Heykilun-Nrdan, erhinden eklerle beraber semeleri, Sleymaniye Yazma Eserler Ktphanesi, Laleli, 2486, (Bu semeler Hikmetul-rkten bir ksm semelere eklenmi olaraktr),290 i) Muhyiddn Sabri tarafndan, Msr 1335te yaynlanmtr, j) Dr. Muhammed Eb Reyyn, Kahire/Msr 1355-1957de HeykilunNru neretmitir, k) Yusuf Ziya Yrkan, ihabeddn Shreverd ve Nur Heykelleri adyla 1924te stanbul-Evkf- slmiyye Matbaasnda Trke tercmesini yaynlam, ayn tercme stanbul 1998de A. Kamil Cihan tarafndan sadeletirilerek gnmz Trkesinde neredilmitir, l) Saffet Yetkin tarafndan yaplan tercme, Nur Heykelleri adyla Milli Eitim Bakanl tarafndan Ankara 1986da yaynlanmtr..

1.3.Kitbut-Telvht ( ;)

287 288 289 290

Brockelmann, GAL, ayn yer. Brockelmann, GAL., Supp., c. I, s. 782. Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 54. Brockelmann, ayn yer.

LXXXI

Bu eserinde Shreverd, Hikmetul-rk adl bayaptnda icmlen anlatt rk Felsefesine ait meselelerden bir ksmn aklamaktadr. Eser, tpk bayapt gibi, Mantk, Fizik ve Metafizik (: lhiyt) blmlerinden olumaktadr. Daha sonraki irkler tarafndan erh de edilmitir: a) kaytldr)291, b) olmaldr),292 c) Izzuddevle Sad b. Mansr Hasen Hibetullah bn Kemmne bn Kemmne (. 667/1268)nin erhi erhut-Tenkht, British Muhammed b. Mahmd ehrezrnin erhi, Mantkut-Telvht, et-

Tenkht (ehrezrnin kendi hattyla -mellif hatt- Kprl Ktphanesi, 880de

Museum Or. 6348 (Muhtemelen bu eser ehrezrnin eseri zerine yaplm bir erh

srlnin erhi et-Tenkht (Yukarda bahsettiimiz erhten ayr, muhtemelen ayn isimde ikinci bir erhtir),293 d) iinde neretmitir. Henry Corbin, stanbul 1945de Opera Metaphysica et Mystica I

1.4.el-Mukvemt ( ;)

291 292 293

Ritter, Der Islam, c. 24, s. 285; Brockelmann, GAL., Supp., c. I, s. 782. Brockelmann, ayn yer. Ayn yer.

LXXXII

Bu eser Shreverd tarafndan et-Telvhtn zeti olarak telif edilmi bir eserdir. Henry Corbin, stanbul 1945de Opera Metaphysica et Mystica I iinde neretmitir.

1.5.Kitbul-Lemeht (: el-Lemeht fil-Hakik ;) Me felsefe ekolnn temel prensiplerini, zellikle Mantk ilminin konularn kapsayan bu eser, Shreverdnin dncesine gre me prensiplerin aklamalarn iermektedir. Btn didaktik eserlerinde olduu gibi, bu da Mantk, Fizik ve Metafizik blmlerinden olumaktadr. Eserin erhi de yaplmtr: a) Nizamuddn Mahmd b. Fadlillah b. Ahmed Td Hemedn (. 6501252)nin erhul-Lemeht, stanbul Sleymaniye Yazma Eserler Ktphanesi, Saray, III. Ahmed no: 3251,294 b) Emil Malf, 1969da Beyrutta neretmitir. Bu eserin ikinci basks yine Beyrutta, 1991de yaplmtr.

1.6.el-Elvhul-mdiyye ( ;) Shreverdnin, talebesi Harput Emiri mduddn Karaaslan iin kaleme ald bu eser, tpk et-Telvhttaki gibi, baz irk meselelerin daha geni aklamalarn iermektedir. Bu eserin de erhleri yaplmtr:

294

Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 55.

LXXXIII

a) Vedududdn b. Mahmd Tebrz (. 930/1524)nin erhi, Misbhul-Ervh f Kefi Hakikil-Elvh295 (Bu erhin el-rk adyla da anldn Dr. Eb Reyyn kaydetmektedir296), b) Mellifi bilinmeyen el-Elvh erhi (Farsa),297 c) Necef Ali Habb, Tahran 1977de Se Risle ez eyh-i rk ihbeddn Yahya Shreverd iinde neretmitir.

1.7.el-Meri vel-Mutraht ( ;) Bu eser, kll (: tmel), cz (: tikel), vcib (: zorunlu), mmkin, mmteni (: imkansz), vcd (: varlk), adem (: yokluk) gibi baz me ilkeleri kapsamaktadr. Dr. Eb Reyyn, eserin tamamnn tabasksnn yaplm olduunu ancak erhlerinin bulunmadn kaydetmektedir298. Henry Corbin de, eserin lhiyat blmn stanbul 1945de Opera Metaphysica et Mystica I iinde neretmitir.

1.8.Makmtus-Sfiyye ve Men Mustalahtihim (

;)

295

Ritter, Der Islam, c. 24, s. 285. Brockelmann, bu eserin adn ...f Kefi Hukkil-Elvh olarak zikreder. Bkz. Brockelmann, GAL., Supp., c. I, s. 782. Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 55. Ayn yer. Ayn yer.

296 297 298

LXXXIV

Eser, baz tasavvuf stlahlarn ve sufilerin seyr u slktaki makamlarnn Shreverdnin bakyla izahn iermektedir. Emil Malf tarafndan neredilmitir. Bu eser Brockelmanna gre Kelimtut-Tasavvuftur299.

1.9.vz- Per-i Cebrl (Farsa) ( ;) Bu, taliblere rk yolunun anlatld hikaye trnde yazlm sembolik bir eserdir. Eserde ukl-i aere (: on akl) ve onlarn irkleri (: sudr) sembolik olarak anlatlmtr. Eserin erhinin yansra Arapaya tercmesi de yaplmtr: a) ehid Ali Paa, 2703te kaytl mellifi bilinmeyen erh,300 b) Henry Corbin, bu eserin Farsa metnini ve Franszca tercmesini Risle vz- Per-i Cebril adyla Tahran 1935de Journal Asiatique iinde (227, I/82) neretmitir301. c) Poul Kraus, eseri Arapaya Esvtu Ecnihati Cebrl adyla nakletmi ve yukarda ad geen derginin ayn saysnda neretmitir302.

1.10.Kssatul-urbetil-arbiyye ( ;) Shreverdnin, bn Snnn Hayy b. Yakznn, kald yerden devam ettirdiini syledii eseridir. Bu eser de, sembolik olarak yazlm ve irk retileri

299 300 301

Brockelmann, GAL., Supp., c. I, s. 783. Ayn yer. Bkz: Corbin, Henry & Kraus, P., Le Bruissement de laile de Gabriel, Journal Asiatique, Juillet Sept. 1935, T. 227, s. I-82. Bkz: Ayn yer.

302

LXXXV

anlatlmaya allmtr. Eserin orjinali neredildii gibi, Trkeye tercmesi de yaplmtr: a) Brockelmannn el-urbetul-arbiyye adyla zikrettii Hayy b.

Yakzan Kssasn andrmakta olan bu risale Henry Corbin tarafindan 1952de uevres Philosophiques et Mystiques, Opera Metaphysica et Mystica II iinde neredilmitir303. b) Bu eser bn Sn ve bn Tufeyle ait olan ayn isimli risalelerle birlikte

Ahmed Emin tarafndan Hayy b. Yakzan adyla neredilmitir (Msr 1966ta nc basks yaplmtr). c) Eserin Trke tercmesi Prof. Dr. smail Yakt tarafndan stanbul

1987de Ruhun Yolculuu adyla Felsefe Arkivi iinde yaynlanmtr304.

1.11.Risle f tikdil-Hukem ( ;) Bu eserinde Shreverd, filozoflarn uymas gereken temel dsturlar ve onlarn inanmalar gereken zorunlu ilkeleri aklam ve kendince isbat etmeye almtr. a) Bu risale Henry Corbin tarafindan 1952de uevres

Philosophiques et Mystiques, Opera Metaphysica et Mystica II iinde neredilmitir. b) Bu eserin Trke tercmesi Prof. Dr. smail Yakt tarafndan

stanbul 1987de Filozoflarn nanlar adyla Felsefe Arkivi iinde yaynlanmtr305.

303 304

Brockelmann, GAL., Supp., c. I, s. 783. Shreverd, ihabeddn , Ruhun Yolculuu (Kssat el-Gurbet el-Garbiyye), Felsefe Arkivi, ev.: smail Yakt, Say: 26, E.F.B., stanbul 1987. Shreverd, ihabeddn , Filozoflarn nanlar (tikad el-Hukem), Felsefe Arkivi, ev.: smail Yakt, Say: 26, E.F.B., stanbul 1987.

305

LXXXVI

1.12. Safr-i Simurg (Farsa) ( ;603) Shreverdnin sembolik risalelerinden biri olan bu eseri, Henry Corbin 1939da Rvue Hermes (Eptre de la modulation du Simorgh et Eptre de la langue des fourmis), 3me Serie III iinde neretmitir307.

1.13. Lut- Mrn (Farsa) ( ;) Sembolik risalelerden biri olan eseri Henry Corbin 1939da Rvue Hermes (Eptre de la Modulation du Simorgh de Eptre de la Langue des Fourmis), (3me Serie III) iinde neretmitir308.

1.14. Munisul-Uk (Farsa) ( ;) Bu eser de, Shreverdnin sembolik ve ksa risalelerinden biridir. Eserin bir erhini Otto Spies, Delhi 1932-1933de Mecelletul-Ebhsil-Felsefyye iinde neretmitir.

1.15. Akl- Surh (Farsa) ( ;) Bu eser Tahran 1332de neredilmitir309, ancak Shreverdye nisbetinin doruluu phelidir.

306 307

Van Den Bergh, S., Shreverd, .A., M.E.B.Y., M.E.B., stanbul 1979, c. XI, s. 88. Corbin, Henry, Rvue Hermes (Eptre de la modulation du Simorgh et Eptre de la langue des fourmis), 3me Serie III, 1939. Ayn yer.

308

LXXXVII

1.16. Risle-i Yezdn- Snkt (Farsa) ( ;) Eb Reyyna gre bu risale Aynul-Kudt Hemednye ait iken yanllkla Shreverdye nisbet edilmitir310. Eser Tahran 1316da baslmtr.

1.17. Tercme-i Risletut-Tayr (Farsa) ( .113) Shreverdnin, bn Snnn Arapa olan Risletut-Tayr adl eserinin Farsaya tercmesidir.

2.Yazma Halindeki Eserleri Shreverdnin buradan itibaren zikredeceimiz eserleri, ktphanelerde yazma halinde bulunanlar veya sadece isimlerini bilebildiklerimizdir. Bunlar arasnda, baka bir mellife ait olup ona isnad edilmi olabileceklerle, kendinden sonraki irakler tarafndan eserlerinin belirli blmlerinin mstakil bir telif olarak adlandrlm olabilecek olanlarnn bulunma ihtimali, katalog hazrlayanlar arasnda ihtilaflarn ortaya kmasna neden olmutur.

2.1. el-Munct veya Mnct- ihbeddn Shreverd ( ;)

309 310 311

Yrkan, ihabeddn Shreverd ve Nur Heykelleri, s. 40. Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 59. Brockelmann, GAL., Supp., c. I, s. 783; Ritter, Der Islam, c. 24, s. 285; Van Den Bergh, Shreverd, s. 88.

LXXXVIII

Bu eserinde Shreverd, baz irk prensipleri aklamaktadr. Ayn zamanda, isminden anlalaca Eser gibi, irk sembollerle yldzlara ynelik erhinin seslenileri bulunduu iermektedir. zerine Ebl-Muzaffer sfernnin

bilinmektedir.312

2.2. el-Esmul-drsiyye ( ;) Yazma halinde, biri Sleymaniye Ktphanesi, Esad Efendi, 3430da kaytl el-Erbenul-drisiyye, dieri yine Sleymaniye Ktphanesi, Ayasofya, 3358de kaytl erhul-Esmil-Erbenil-drisiyye nvanyla iki ayr eser bulunmaktadr. Muhtemelen birinci eser isim farkllyla beraber bizim zikrettiimiz eser, ikincisi ise buna yaplm bir erhtir. Ancak Dr. Eb Reyyn, Kahiredeki Drul-Ktbde Mecmuatu Mahtttin fil-Hikmenin iinde grd ve ismini verdiimiz bu eserin mellifinin adnn bulunmadn sylemektedir313. Brockelmann da, el-Erban smeldrisiyye adyla, Berlin 4143, Kahire VII, 259, Gotha 717, Paris 2644de kaytl nshalar Shreverdye isnad etmektedir.314 Ayrca eserin erhul-Esm

adndaki bir erhinin erhul-Esmil-Husn adyla kaydedildiini sylemektedir.315

2.3. el-Erben Esm ( ;)

312 313 314 315

Brockelmann, GAL., c. I, s. 565. Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 56. Brockelmann, GAL., c. I, s. 565-566. Brockelmann, GAL., Supp., c. I, s. 783, dipnot: 1.

LXXXIX

Brockelmannn zikrettii bu eser316 de, yine Sleymaniye Ktphanesi, Ayasofya, 377de kaytl olan el-Esmul-Erbn minel-Esmil-Husn adl eser olmaldr.

2.4. et-Tearruf lit-Tasavvuf ( .713) 2.5. Pertevnme (Farsa) ( .813) Farsa olan bu eserini Shreverd, zamann Seluklu Sultan II. Klarslann olu, talebesi Berkiyrefhn (: Berkyruk) isteiyle, onun iin kaleme almtr.

2.6. Bustnul-Kulb (Farsa) (.913) 2.7. el-Kelimtuz-Zevkiyye ven-Nukti-evkiyye (Risletul-Ebrc) (

;)
Bu eser zerine Al b. Mecdiddn ehrdnin, erhun li Risletil-KelimtizZevkiyye adl erhi bulunmaktadr.320.

2.8. Beky Telhsi rti bn Sn ( ;123)

316 317 318 319 320 321

Brockelmann, a.g.e., c. I, s. 783. Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 55. Brockelmann, ayn yer; Ritter, Der Islam, c. 24, s. 285. Brockelmann, ayn yer; Ritter, ayn yer. Brockelmann, GAL., Supp., c. I, s. 783; Ritter, Der Islam, c. 24, s. 285. Ritter, ayn yer.

XC

erhul-rt adyla bilinen Farsa eserinin Ritterin kaydettii bu eser olduunu sanyoruz. Ancak Dr. A. Kamil Cihan tarafndan gnmz Trkesine kazandrlan Yusuf Ziya Yrkann Mihrab dergisinde yaynlanm makalelerine editrn eklemi olduu blmde, bu eserin ehrezrden erhul-rdt olarak nakledildiini gryoruz322. Bunun sehven meydana gelmi bir hata olduu kanaatindeyiz. nk Devvn, Heykilun-Nra yapt erhte Shreverdnin bn Snnn el-rt zerine telif ettii erhten alntlar nakletmitir323.

2.9. el-Vridt vel-Takdst ( ;423) Yunan felsefesi tarznda yldzlar ve onlarn kutsall hakkndaki bu kitap, Fahreddn Rznin es-Sirrul-Mektm f Muhtabtin-Nucm ve Mahrtnin GyetulHakm adl eserlerini andrmaktadr325. Eb Reyyn, bu eseri Henry Corbinin Takdstu-eyhi-ehd adyla zikrettiini sylemektedir326.

2.10. et-Tenkht ( ;723)

322

Yrkan, Yusuf Ziya, ihabeddn Shreverd ve Nur Heykelleri, ev: A. Kamil Cihan, nsan Yaynlar, stanbul 1998, s. 43. Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 57. Brockelmann, GAL., Supp., c. I, s. 783. Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 57. Ayn yer. Ayn yer.

323 324 325 326 327

XCI

Katip elebinin Tuhfetul-Ahbb adyla kaydettii ve fkh ilminde Gazzlnin el-Mustesfsnn328 zeti olan eser bu olmaldr. nk et-Tenkht, eyhul-rkin fkh usulnde hazrlad tek eserdir.

2.11. Tahmsul-Burde ( ;) Brockellmannn ayn isimle zikrettii bu eserin unvan olan ismini Ritter ve yine Brockellmann, Mnl-sf vel-sd f Tahmsi Bnet Sud olarak kaydetmektedirler329. Eser, Kab b. Zheyrin mehur kasidesinin tahmisidir.

2.12. Risletut-Tayr veya Terceme-i Lisnul-Hakk ( ;) Shreverd, Esvtu Ecnihati Cebril adl risalesinde bn Snnn RisletutTayrn Farsaya tercme ettiini sylemektedir. Kaynaklarda iki ayr eser olarak grlse de bu esere Terceme-i Risletut-Tayr nvan daha doru olacaktr330.

2.13. Keful-t li hvns-Saf ( .133) 2.14. Risle fil-Cismi vel-Hareketi ver-Rubbiyyeti vel-Medi velVahyi vel-lhm ( .233)

328 329

Ktip elebi, Kefuz-Zunn, c. I, s. 361. Brockelmann, GAL., Supp., c. I, s. 783; Ritter, Der Islam, c. 24, s. 285. Ayrca bkz; Furat, Ahmet Subhi, Arab Edebiyat Tarihi (Balangtan XVI. Asra Kadar) I, ..Y.-E.F.Y., E.F.B., stanbul 1996, s. 132. Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 21. Brockelmann, ayn yer. Brockelmann, ayn yer.

330 331 332

XCII

2.15. Risle f Vasfil-Ukl ( .333)

2.16. Risle f Huddil-Hukem ( .433) 2.17. Risle f Zemmid-Dny ve Medhil-Fakr (

.533)
2.18. Sekentus-Slihn ( .633) 2.19. Dvnus-Suhreverd ( ;) Tek nshasnn Zhiriyye Ktphanesi, Tasavvuf blm 5576 numarada kaytl bulunduunu ve ondan da 7 varak halinde bir parann kaldn tesbit edebildiimiz bu eserinin, Shreverdden sonra talebeleri tarafndan biraraya getirilmi olan iirleri olmas mmkndr. Divann eyhul-rkin en mehur kasidesine nisbetle, ayn ad tayan eseri Kasdetu Ebeden Tehunnu ileykumul-Ervhudan farkl olmad kanaatindeyiz. Divan, bu kaside zerine dier iirlerinin eklenmesiyle oluturulmu olmaldr. nk ulaabildiimiz kaynaklar Divann da

* beytiyle baladn kaydetmektedir337.

333 334 335 336 337

Brockelmann, ayn yer. Brockelmann, GAL., Supp., c. I, s. 783. Brockelmann, ayn yer. Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 59. Fihrisu Mahttti Dril-Ktbiz-Zhiriyye, et-Tasavvuf, edit: Muhammed Riyad Mlih, Matbaatul-Hicaz, Dmek 1398-1978, c. I, s. 561-562.

XCIII

2.20. Havssu Esmillhil-Husn ( .) Bu eser, Sleymaniye Yazma Eserler Ktphanesi, Esad Efendi, 3704 kayt numarasnda, Shreverdnin bir eseri olarak grlmektedir.

2.21. Havssul-Hurf ( ;) Bu eserin Shreverdye nisbet edilen el-Hikem f Hurfil-Mucem unvanl eserle ayn olduu kanaatindeyiz. Ancak hangisinin eserin asl ismi olduunu tesbit edemedik. Havssul-Hurf unvanyla Ayasofya, 1863 numarada; el-Hikem f HurfilMucem adyla da Laleli, 3745 numarada kaytl iki eser bulunmaktadr.

2.22. Hikmetun-Nsik fil-Mensik ( ) Ayasofya, 1136 numarada kaytl olan eser, hac ibadetini ve bu ibadeti yerine getirirken yaplmas gereken vecibelerin asl anlamlarn anlatmaktadr. Sembolik olan fiillerin hakk manalar ve hikmetleri zerinde durulan, bir eit ibadet fenomonolijisini ihtiva etmektedir.

2.23. Kavnnul-Hikme ( .) Eser, Esad Efendi, 3642 numarada kaytldr. Risle f tikdil-Hukem ile ayn eser olmaldr.

2.24.eceretul-Futuvve li Ehlil-Muruvve( ;)

XCIV

Ktphane kaytlarnda Ayasofya, 2049 numarada eyhul-rke nisbet edilen Kitbul-Futuvve adl eserle ayn eser olduu kanaatindeyiz.

2.25.el-Lhtiyye f Envril-Melektiyye(.) Shreverdnin bu eseri, Hac Mahmd Efendi, 2300 numarada kaytl olarak bulunmaktadr.

2.26. Mericul-Elbb f Kefi Mudveletil-Efrd vel-Aktb (

;)
Ktphane kaytlarnda yukardaki isimle geen bu eserin Ktip elebinin 981/1573 senesinde vefat eden eyh Nreddinzde Muslihiddn Mustafaya nisbet ettii338, ehrezrnin Risletul-Mirc diye zikrettii339 eser olduu kanaatindeyiz. Eser, sufiler arasnda olduka yaygn olan, ebdl, evtd, kutub, nkeb, nceb terimlerini ve zelliklerini rk felsefeye gre anlatmaktadr.

2.27. Muhtasarul-Ervh ( ;) Ktphane kaytlarnda ehid Ali Paa, 2841 numarada ayn isimle bulunan bu eserin isminden el-Elvhul-mdiyyenin zeti olduu anlalmaktadr. Ancak bu zetin bizzat Shreverdnin kendisi tarafndan m, yoksa talebelerinden biri tarafndan m telif edildii tam olarak bilinmemektedir. Bu eserin eyhul-rke ait olduuna dair kaytlardan baka bir bilgiye rastlanlmamaktadr.
338 339

Ktip elebi, Kefuz-Zunn, c. I, s. 892. ehrezr, Nuzhetul-Ervh, s. 613.

XCV

2.28. Risletun fl-Fakr ve Mekidun-Nefs ( .) Koca Ragp Paa Ktphanesi, 521 numarada Shreverd adna kaytldr.

2.29. Risletul-Hiril-Vcid iles-Siril-Mcid (

.)
Kprl Ktphanesi, 1589 numarada Shreverd adna kaytldr.

2.30. Risle-i Tecrd (Farsa) ( .) Farsa olan Shreverdnin bu eseri, Sleymaniye Yazma Eserler Ktphanesi, Fatih, 3170 numarada kaytldr. 2.31. Sfatul-Halve ve dbih ( ;) Bu eserin de ktphane kaytlarnda, Hac Selim Aa, 1271 numaradaki Shreverdye nisbet edilen Risaletul-Halve unvanl eserle ayn olduunu dnyoruz. Hatta muhtemelen Nru Osmaniye Ktphanesi, 4445 numarada kaytl olan Risle fitTecrd adl eserin de, ismi farkl olmakla birlikte ayn eserin farkl nshas olabilecei kanaatindeyiz.

2.32. erhul-Ebyt ( ;) Sadece iki varaktan ibaret olan eser, hibir kaynakta zikredilmemekle birlikte, Sleymaniye Yazma Eserler Ktphanesinde eyhul-rke nisbet edilmi olarak mevcuttur. Ancak, ihtiyatla karlanmaldr.

XCVI

Bu saydmz eserlerin iinde ehrezrnin de zikrettii eserler olmakla birlikte biroundan bahsedilmemitir. Muhtemelen daha sonraki zamanlarda ortaya kt veyahut ehrezrnin haberdar olamamtr. Ancak bununla birlikte, baz eserler de, Nzhetul-Ervhta kaydedilmi olmasna ramen, hibir aratrmac tarafndan rastlanmam, tesbit edilememitir. Bu durumun, o eserlerin ya Shreverdye eitli nedenlerle nisbet edilmi, fakat zaman iinde ona ait olmad anlalm veya Nuzhetul-Ervh yazarnn yaad zamandan bu zamana kadar ulaamam olduu iin meydana geldiini dnyoruz. Buraya kadar neredilen ve yazma halinde bulunan Shreverdnin 49 eserini zikrettik. Artk aada yalnzca isimlerini sayacamz eserler, ehrezrinin zikrettii, zerinde eitli ihtilaflar bulunan ve Shreverdye nisbeti kesin olmayan risalelerdir. Ona nisbet edilen eserlerin tamamnn saysn doru olarak tesbit edebilmek iin, sadece ehrezrinin naklettii eserleri dierlerinin zerine ekleyerek veriyoruz:

50- Risletu yetil-Mubted, 51- Tesbhtul-Ukli ven-Nufsi vel-Ansr, 52- Risletut-Tesbht, 53- Edyyetun Muteferrika, 54- ed-Davetu-emsiyye, 55- el-Vridtul-lhiyye, 56- es-Sircul-Vehhc,

XCVII

57- er-Remzul-Mm, 58- el-Mebde vel-Med (Farsa), 59- el-Brikatul-lhiyye ven-Niamtus-Semviyye, 60- Levmiul-Envr, 61- Kitbus-Sabr, 62- Kitbul-Ik (veya Risletul-Ik), 63- Risle-i Rr b Hamide (Farsa), 64- Muktebtun ilel-Mulki vel-Meyih, 65- Deavtul-Kevkib, 66- Tebhrtul-Kevkib ve Tesbhtuh, 67- er-Rakmul-Kuds, 68- Risletu Tefsri ytin min Kitbillh ve Haberin an Raslillh, 69- Tavrikul-Envr, 70- en-Nefehtus-Semviyyetul-lhiyye, 71- Heykilul-Frisiyye, 72- Risletu Gazaretul-Arabiyye, 73- Kitbut-Talkt.

XCVIII

Son olarak, Bat dnyasnda Shreverd otoritesi olarak bilinen Fransz oryantalist Henry Corbinin Opera Metaphysica et Mystica adyla ayr cilt halinde nerettii Shreverdnin eserlerinin isimlerinden bahsetmek istiyoruz. Opera Metaphysica et Mysticann I. Cildi Shreverdnin u eserlerini ihtiva etmektedir: 1-Kitbut-Telvhtul-Levhiyye vel-Ariyye, 2-Kitbul-Mukvemt, 3-Kitbul-Meri vel-Mutraht. Opera Metaphysica et Mystica II ( uvres Philosophiques et Mystiques I ) ise u ekilde dzenlenmitir: 1-Kitbu Hikmetil-rk, 2-Risle f tikdil-Hukem, 3-Kssatul-urbetil-arbiyye. eriklerini verdiimiz iki cild Henry Corbin tarafndan neredilmitir. Shreverdnin Farsa kaleme ald ksa risalelerini ihtiva eden Opera Metaphysica et Mysticann III. Cildini, Seyyid Hseyin Nasr ve Henry Corbin 1970 ylnda birlikte neretmilerdir.

XCIX

KNC BLM
SHREVERDNN ESERLERNDEK SLUP VE MUHTEVA

Son yzylda slam aleminde slam felsefesine doru samimi bir yneli meydana geldi. Birok ilim adam slam felsefesini aratrdlar. Mtekellimler hakknda mstakil olarak uraanlar, Meaiyye filozoflarn birer birer tetkik edenler, tasavvufa ve baz mutasavvflara dair eser yazanlar oldu. Fakat, yalnz rkiyye felsefesine deinenler pek grlmedi. Halbuki bu eklektik felsefe dierlerinden daha ekici ve cazibeli, daha kymetli ve tamamen kendine zg grnmektedir. nk rk felsefesi, bir bakta cokun bir mutasavvf ruhunu andrrken, dier bir bakta da derin bir filozof zihniyetini aksettirmektedir. Biz, bu blmde, mutasavvf ruhuyla filozof zihniyetini meczetmi eklektik bir felsef ekol olan rk felsefesini tamamiyle kuatp bir btn halinde ele alacak, prensiplerinden balayarak felsef seyrini, tekevvn gelimesini ve ulam olduu sonular tam bir sistem halinde ve btn zellikleriyle gsterecek deiliz. Bu almamzda, genel anlamda eyhul-rk ihabuddn Shreverdyi ve dil-felsefe ilikisini, zel olarak da onun slup ve belaatini aratrmaya alacaz. nk zelde bir felsef ekol, genelde herhangi bir akm aratrmak, ancak onun temsilcilerini birer birer incelemek ve o felsefenin ifade edildii slup ve bela zellikleri anlamakla mmkndr. ncelikle akl retilere dayanan bir ekoln geliiminin renilmesi, dayand ilk temel fikir tohumlarnn aratrlmasn ve ulat son dallardaki parltlarn tamamna varncaya kadar geliiminin seyrinin belirlenmesini gerektirir; bu reti bir grup mtefekkirin fikirlerine mi, yoksa ilerinden birinin fikrine mi dayanmaktadr? Gnlk hayatta cereyan eden tarih verilere dayal tenkid metodunun bizi yanlttn dndmzde, fikr aratrma metodunu kullanrz. te biz de ncelikle, Shreverddeki rk mezhebini renirken Onun eserlerinde, bu fikri aratrmaya

CI

yneliyoruz: Shreverddeki dnce, telif ettii eserlerindeki grler, kendisinden, hi bir geliim sz konusu olmakszn ortaya km; organik, birbirine bal, tek bir fikir saylabilir mi, yoksa Ondaki dnce, kitaplarnda izleri grlen fikr bir geliimin tasarrufu altnda mdr? Bu sorularn cevab, Shreverdnin dncesinin oluumunda ve anlalmasnda bize nemli bir alm salayacaktr.

CII

I.SHREVERDNN ESERLERNN MUHTEVASI Shreverdnin kitaplarnn tasnif edilip snflandrlmas, dncesini tam olarak anlamakta bizim iin olduka faydal olacaktr. Telif ettii kitaplarnn etraflca incelenmesi neticesinde ise Shreverdnin; fikr yapsnda, kesin hatlarla izilmi akl bir geliimin tasarrufu altna girmedii; eserlerinde de, bu geliimin, -btnlk gstermesi bakmndan,- tek bir fikir tabir edilebilecek bir konumda tasavvur edilen fikir lsnde grlmedii kanaati uyanmaktadr. Bu ifademizle, tamamen sabit ve daima ayn fikirde olduunu sylemiyoruz. Ancak, en azndan, eserlerinde, zamannn harici artlarnn neticesi olarak meydana gelebilecek bir yenilenme eseri grlmediini ifade etmek istiyoruz.

A.Gnmze Kadar Eserlerinin slup ve Muhteva Bakmndan Yaplan Tasnifleri Shreverdnin kitaplarnn tasnifi konusuna, ilk defa bu konuda alan Massignonun tasnifini deerlendirerek balamann daha uygun olaca kanaatindeyiz. Massignon, eyhul-rkin kitap ve risalelerini guruba ayrmaktadr: 1-Genlik dneminde, yani Massignonun tabiriyle rk dnemde ortaya kan gurup, el-Elvhul-mdiyye, Heykilun-Nr ve tasavvufa ait risaleleri kapsamaktadr. Muhtemelen o, burada, ehrezrnin, eyhul-rk ihbuddn Shreverdnin, sufiyyeye ait risaleleri genliinde kaleme aldn sylemesini340 esas alm olmaldr. 2-kinci gurup Me dnemde ortaya kan eserlerdir:

CIII

1-et-Telvht, 2-el-Lemeht, 3-el-Mukvemt, 4-el-Mutraht, 5-Mncatlar. 3-nc gurup son dnemde ortaya kanlardr, ki bu dnem, Shreverdde Yeni Eflatunculuk ve bn Snnn tesirinin grld dnemdir. Massignon, bu dneme Priode Avicenno Platonicienne (: bn Sn Eflatunculuk Dnemi) demektedir: 1-Hikmetul-rk, 2-Kelimetut-Tasavvuf, 3-tikdul-Hukem.341 Massignonun bu tasnifinden, Shreverdnin eserlerini, yukardaki gurubla, merhaleye ayrd grlmektedir. Birinci gurup, tamamen rk devirde yazlm olanlar; ikinci gurup, Me dnemde yazlm olanlar ve nc gurup, Shreverdde bn Sn ve Yeni Efltunculuun tesir ettii dnemde yazlm olanlardr. Aslnda, Massignon, bununla eyhul-rkin dnce yapsnda merhale geirdiini sylemektedir: Birinci merhale, tamamen rklik, sonrasnda Melik, daha sonra bn Sn tesiriyle beraber Yeni Efltunculuk.. Ancak, Massignonun tasnifinin kabul edilebilir olmad ortadadr. nk, elElvhul-mdiyye genlik dneminde yazlmtr ve hicri 581 (1185) ylnda tahta
340 341

ehrezr, Nzhetul-Ervh, s. 604. Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 61.

CIV

geen Harput Emiri mduddn Klarslana hediyedir. Halbuki, Shreverd hicri 586 (1191) senesinde vefat etmitir. 581/1185 -586/1191 aras Shreverdnin Hikmetulrk telif ettii dnemdir. nk, Massignon, bu kitab nc merhalede saymtr. Buna ek olarak, el-Elvhul-mdiyyede Hikmetul-rka atf ve iaretler de bulunmaktadr342. Heykilun-Nrun altnc ve yedinci heykelleri de Hikmetul-rktaki temel fikirlere erh ve izah eder niteliktedir. Bu sebeple, iki kitab, yani Heykilun-Nr ve Hikmetul-rk, Massignonun Heykili birinci dnem, Hikmetul-rki son dnem eseri saymas gibi, kesin bir ayrmla ayrmamz imkanszdr. Tasavvuf merebine ait risaleler ise, fabl tarznda veya sembolik ekilde telif edilmitir. el-urbetul-arbiyye, Esvtu Ecnihati Cebril ve Mnisul-Uk gibi risaleler, rkyye yoluna katlmaya bir davet ve n hazrlk mesabesindedirler. Bu risalelerin ierdii fikirler, rkiyyenin temel prensiplerini ieren Hikmetul-rka ynelmenin zorunluluuna iaret eder. Bu nedenle, Hikmetulrkn yazlmasndan nceki dneme ait saylmalar imkansz olduu gibi, yine bunlarla Hikmetul-rk arasn tamamen Me dnemle ayrmak da imkanszdr. Massignona gre onun eserlerinin tasnif incelemelerinin neticesinde ortaya kan en nemli sonu, Shreverdnin kitaplarnn bize, rh geliimi iin ikna edici bir tarihi seyir sunmaddr. Mesel, Shreverdyi biz, btn kitaplarnda Hikmetulrka iaret eder gryoruz. Halbuki Hikmetul-rk, eyhul-rk 33 yandayken tamamlanm, el-Mutraht da otuza yaklat sralarda bitmitir. Grld gibi, bu izahlar, Massignonun Hikmetul-rki erh eden Kutbeddn rznin grlerinden olduka etkilendiini ortaya koymaktadr. nk rzye gre, mistik tarzdaki risaleleri genlik dneminde yazlmtr. Ancak, biz bu

342

Corbin, Prolgomens, Opera Metaphisica et Mystica, s. 7.

CV

risalelerin Hikmetul-rkte tafsilatl olarak izah edilen metafizik esaslar zerine kurulmu olduunu biliyoruz. Yine, rz ve Massignona gre, Hikmetul-rke ak iaretler olmasna ramen el-Lemeht ve et-Telvhtn
343

yazmna

da

Hikmetul-rkin

tamamlanmasndan nce balanmtr

Henry Corbin ise Opera Metaphisicaya yazd mukaddimede Shreverdnin eserlerini u ekilde tasnif etmektedir: a) Byk eserler: Bunlarn her biri, rkiyye yolunun anlatmnda bir tek fikir ihtiva eder ekilde telif edilmi drt kitaptr. et-Telvht, el-Mukvemt, el-Mutraht ve Hikmetul-rk. b) Kk eserler: Bunlar ise, biri dierini tamamlayan ve hepsinde birbirine yakn fikirler bir tek gayeye hedeflenmi olarak izah edilen, felsef esasn ilk drt byk eserde bulabildiimiz kitaplardr. Ayn amaca ynelik olarak kaleme alnm olan bu eserler, benzer konular ihtiva etmekte olup, birbirini tamamlar niteliktedir. elElvhul-mdiyye, Bustnul-Kulb, Heykilun-Nr, tikdul-Hukem, KelimetutTasavvuf, Keful-t ve el-Lemeht. c) Risaleler: Bunlarn hepsinin, Arapa olsun, Farsa olsun, tek bir katagoride deerlendirilmesi mmkndr. Bu risaleler, saliklerin yolunu n hazrlk eklinde dzenleyerek rk dnceyi sembolik olarak anlatrlar. Akl- Surh, Asvtu Ecnihati Cebrl, el-urbetul-arbiyye, el-Kelimetuz-Zevkiyye, Lut- Mrn, MnisulUk, Tercemetu Risletit-Tayr, Safr-i Simurg. d) Kitbul-Vridt vet-Takdst ya da talebelerinin adlandrdn

sandmz ismiyle, Takdstu-eyhi-ehd: Bu, rkiyye yolundakilerin haftalk

343

Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 64.

CVI

dua ve tesbihlerini ieren, salikin rh geliimine yardmc olan dua ve virdlerden oluan bir risaledir.344 Seyyid Hseyin Nasr, Corbinin yapm olduu yukardaki snflandrmadaki n gurubu ayrarak, Shreverdnin Farsa yazm olduu tercme ve erhlerini ayr bir gurup olarak deerlendirir. bn Snnn Risletut-Tayrn tercmesi ve elrtna erhi bu gurubtan saylabilir345. Aslnda btn bu tasnif abalarnn tesinde Shreverd bizzat kendisi, eserlerinin nasl ve hangi sra ile okunmas gerektiini el-Mutrahtnda anlatmaktadr. Ona gre, et-Telvhtn el-Mutrahttan nce okunmas gerekir. Bu ikisinin arasnda da rk konularnn zetlendii bir eser olan el-Mukvemt okunmaldr. Hikmetulrkn okunmas, eyhul-rkin tavsiye ettii sralamada, ancak bu kitabn tamamlanmasndan sonra gelir346. Ayrca kk eserler, bu drt byk eserin usulne dayanmaktadr ve bunlarda zikredilen temel kaidelerin bir ksmn aklarlar. te, grld gibi, Corbinin tasnifi, Shreverdnin birbirine bal btnleyici dnce ekline daha yakn grnmektedir. Ancak, bu tasnifte de eyhulrkin eserlerinin yazl tarihleri dikkate alnmamtr. Prof. Dr. Eb Reyyn, bu konuda unlar sylemektedir: Shreverd, bizzat kendi ibarelerinde, nce Hikmetul-rk yazmaya baladna, daha sonra, seferlerinin onu tamamlamaktan alkoyduuna ve bu esnada el-Lemeht, et-Telvht, el-Mukvemt, el-Mutraht ve Heykil gibi kitaplarn yazdna, fakat bu arada Hikmetul-rkn yazmna devam ettiine; tamamen brakmadna iaret etmektedir. Bu sebeple onun, Hikmetul-rk yazmadan nce, dier kitaplarn yazd esnada fikr meslei hakknda dnm, hatta kk retici risalelerinde rkiyye
344 345 346

Corbin, Prolgomens, Opera Metaphisica et Mystica, ss. XVI-XVII. Nasr, ihabeddn Shreverd, slam Dncesi, s. 41. Shreverd, Kitbul-Meri vel-Mutraht, s. 195.

CVII

mesleinin

eitli

ynlerinden

bir

ksmn

ortaya

koymak

istemi

olmas

mmkndr.347 Gerekten, Hikmetul-rkn tek bana tetkiki, bize Shreverdnin ekol hakknda tam bir fikir verir. Dier kitaplar ise, Hikmetul-rkte zikredilenlerin, elMutraht ve et-Telvht gibi eserlerindeki rkyye ile dier felsef ekoller arasnda mukayeseli iliki ve farkllk retilerinin cazn aklayan, itirazlarn savunan ve ona hazrlayan erhler ve tafsilatlar niteliindedir. Mesela, et-Telvhtta, Shreverdnin Aristoyu grd ryada, mslman Melere kar iddetli bir saldr, Eb Yezd Bistm, Eb Muhammed Sehl b. Abdillah Tusterye taraf olma ve mdafaa etme hali buluyoruz. nk Bistm, Hallc ve Cneyd, aratrmaya dayal hikmet deil, zevk ve vecde dayal hikmet yolunu tutmulardr348. el-Mutrahtta, kadm filozoflarn grlerini serdeder ve onlar rkiyye metodu zere rtr. el-Lemehtta da ayn tarzdadr. Sanki Shreverd, Hikmetul-rki ve zellikle onun ncesinde okunmasn tavsiye ettii eserlerini, rk salikinin zihnine gelebilecek ve onu rh ykseliinden alkoyacak felsef fikirlerin bo ve anlamsz olduunu isbat etmek, zamanndaki felsef akmlarn tesirini ortadan kaldrmak, salikinin akidesini tashih etmek ve istidlal imann olumasn salamak iin kaleme almtr. Nitekim, bundan sonra, riyazet ve tecridle nurlarn mhedesi iin almay nermektedir. Heykilun-Nrda da, nceki eserlerinden farkl bir metodla, hi bir mnakaaya girmeksizin, en ak yolla rk ekolnn temel fikirlerini sunar. Riyazet ve tecriddeki salikin mhede ettii nurlarn kategorilerini ve zelliklerini, karlaabilecei elikilerin zmleri iin temel dsturlar ortaya koyar. Aklamalarn ortaya koyduu gerek, eyhul-rk Shreverdnin

kitaplarnn tasnifinde nasl bir dnce geliimi geirdiini brakp, eyhul-rkin kendisinin de iaret ettii retiye dayal sralama zerinde durmann gerektiidir.
347

Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 66.

CVIII

Okumalar, riyazet ve mcahadelerle sona erer. Sufiyye risaleleri bu safhada faydaldr. Sonra, rke yol gsteren (eyh, Mrid, el-Kim bil-Kitb), senin Hikmetul-rk okumana izin verir. Artk, sana hakkatler ak ak gsterilir ve sen khir nurlar mhede eden, ilh parltlar iktibas edenlerin (onlarn yla parldayanlarn) yolunu tutarsn. Bu kitabn, -yani el-Mutrahtn,- Hikmetu-rkten nce, et-Telvht isimli zet eserin tahkikinden sonra okunmas gerekir... Aratrc bu ekil ve dzeni tamamladktan sonra, rke yol gsterenin hkmyle, parldatan riyazetlere balasn. Ta ki, rkin baz temel prensipleri belirinceye, sonra asl iler tamamlanncaya kadar.... Hikmette ilk balang, dnyadan syrlmak, ortas, ilh nurlarn mhedesidir. Sonuna son yoktur.349

B.rke Tesir Eden Fikirler ve Shreverdnin Kaynaklar Medeniyet tarihinin en nemli ksmn oluturan dnce tarihi, adeta medeniyetin uuru demek olduundan, medeniyet tarihinin zdr350. Felsefeyi, dncenin tekaml nazariyesi olarak tanmlamann doru olduu351, var olanlar zerinde bilinli ve planl bir dnmeden doduu352 kabul edilirse, felsefenin muayyen hadise gruplarn konu alan ve bunlarn sebeplerini mhede etmek ve kendilerine bal olarak ortaya kan kanunlar ifade etmek gayesi gden ilimlerden farkl olarak, u soruya karlk vermek istedii sonucu ortaya kar; niin bu alem

348

Shreverd, ihbuddn Yahya b. Habe, Kitbut-Telvhtil-Levhiyye vel-Ariyye, Opera Metaphisica et Mystica I, edit: Henricus Corbin, c. I, s. 70-74, 55. fkra. 349 Shreverd, Kitbul-Meri vel-Mutraht, s. 195-196.
350 351

Hilmi Ziya (lken), Trk Tefekkr Tarihi, Matbaa-i Ebuzziya, stanbul 1935, c. I, s. 3. Yakt, smail, nsz, bn-i Sina Felsefesi ve Ortaa Avrupasndaki Etkileri, (A. M. Goichon, terc: smail Yakt,) tken Neriyat A. ., stanbul 1993, s. 9. Gkberk, Macit, Felsefe Tarihi, Bilgi Yaynevi, nc Basm, Ankara 1974, s. 25.

352

CIX

vardr ve nasl meydana gelmitir? Varlk (: lEtre) ve olu..353 Bu sonu bize, felsefenin ve dolaysyla dnce tarihinin en eski konularndan birinin varlk problemi olduunu gstermektedir.

1.Me Felsefe ve rkiye slam aleminde ortaya kan felsef akmlar Memun devrinden balayarak, zellikle hicri V. ve VI. yzyllarda olgunlamtr. Tabiatlar sz konusu etmeksizin, tasavvuf ve kelam sistemleri hari tutarsak bunlardan balca iki oluumun, Meaiye ve rkiye sistemlerinin kar karya yer aldklarn grrz354. Prof. Dr. Keklikin metaforik izah erevesinde slam dnrlerinin bulunduu binann nc kat sakinleri arasnda en kalabalk aile, Meiyyun (: Meiler) ismini tamaktadr. Mei kelimesi, yryene mensub demektir. lk a filozoflarndan Aristotales (M.. 384-322) derslerini yryerek yapyordu. Bu anlamda Peripathosuluk denilen felsefe teekkl etmitir. Bundan anlalaca gibi, slam Meileri, prensip ve metod bakmndan Aristotalesten hareket ediyorlard. Ama onlar zerinde Eflatun (M.. 427-347) ile Plotinosun (M.S. 204-270) da etkileri vardr. Bununla beraber mslman Mei filozoflar, ad geen btn grlerden, yepyeni ve orjinal grler karmlardr.. Bunlar arasnda bn Sinann (. 428/1037) eserleri, kendinden sonraki Hristiyan dnrlerini etkilemi ve bylece Avicenisme (: bn Sina taraftarl) ismiyle mehur bir ekol ortaya kmtr. bn Rdn (. 594/1198) fikirleri de ayn etkileri gstermi ve Averroisme (: bn Rd taraftarl) deyimi ve ekol olumutur. Btn bu filozoflar, zellikle mantk ve metafizik kanunlarna arlk vermilerdir355.

353 354 355

Weber, Alfred, Felsefe Tarihi, ev: H.Vehbi Eralp, Devlet Basmevi, stanbul 1938, s.1. Sunar, Cavit, slam Felsefesi Dersleri, s. 35. Keklik, Felsefe, Mukayeseli Temel Bilgiler ve Kaynaklar, s. 32-33.

CX

Grld gibi, Meaiye (: Peripateticien) felsefesini, Aristo felsef okulunun dorudan doruya devamndan ibaret sayarak, Aristonun felsefesini aktarp tekrarladklarn zannetmek byk bir yanlgdr. Fakat, bunlar metod ve ileyecekleri meseleler bakmndan Aristoyu benimsemilerdir. u kadar ki, bu devam, dounun dnceleriyle ssl, slam elbisesi altnda, slam enisi ve dou scakl ile ierik ve zenginliini artran bir zellik gsterir. Meseleler hakknda ulatklar sonu tamamen farkl olmutur. Bu meslekte Aristo felsefesinde bulunmayan akllar ve felekler nazariyeleri gibi baz ynler ilave edilmi olmasna ramen, yine Aristonun mant ve Aristonun prensipleri esas alnmtr. te bu prensiplerle Meaiyye filozoflar, kendilerini mstakil bir zmre saymlardr. Metafizik, siyaset ve ahlak alanlarnda Eflatundan ve Yeni Eflatunculardan esinlenmilerdir. Bu filozoflar bir taraftan mesela alem kadimdir, birden ancak bir sudur eder, illetin, sebebin bulunduu yerde malulun tahakkuku zaruridir gibi bir takm temel prensiplerle kelamclarn fikirlerinin karsnda yer alrken, dier taraftan unsurlar aleminde tasarruf eden onuncu akldr, eyann hakkatleri akl ve nazar ile bilinir, cismin mahiyeti, ilk madde ile cism suretten ibarettir, bu alemin stnde nur alemi veya misal alemi iddias batldr gibi bir takm esaslarla da rkiyye sisteminden ayrlrlar. Ksaca, Kind ile balayan Me felsefe, Farab ve bn Sn ile en yksek derecesine ulam ve bn Rd ile Avrupada tannmtr356. Bunlara kar rkiyye (: Illuminisme : Aydnlanmaclk) felsefesi, prensibini kef ve ilhamdan, hads ve vicdandan alarak alemi nurdan ibaret grmeye ve eyann hakkatlerini nurun zuhuruyla ortaya kan ualar demek olan alt kategorideki nurlarla ve Eflatunun idesine benzeyen misal ile izah etmeye alr. Bunlar, felsefe bak asndan, birok ynden Meaiyye ile birleerek kelamclara kar bir cephe oluturduklar halde mantk ve metod itibaryla
356

Keklik, Nihat, Felsefenin lkeleri, Felsefeye Giri I, Dou Yaynlar, stanbul 1982, s. 69; Bayraktar, Mehmet, slam Felsefesine Giri, T.D.V.Y., Ankara 1997, s. 102-103; Ziai, Hossein, Islamic Philosophy, The Oxford Companion to Philosophy, edit: Ted Honderich, Oxford University Press, Oxford-New York 1995, s. 419-420.

CXI

Meaiyyeden ayrlrlar. Meaiyyeden ayrldklar noktalarda mutasavvflar ile birleirlerken mutasavvflardan ayrldklar noktalarda da Meaiyye ile birletikleri grlr. Bu meslek, Aristodan daha ok Eflatun felsef akmna yaknlat gibi, zuhur, rucu, tecelli nazariyelerinde kaynaklarn skenderiyye (: Neo-Platonisme : Yeni-Eflatunculuk) ekolnden alr; nur ve zulmet, hayr ve er meselelerinde Zerdtn tesiri altnda grlr. Btn bunlarla beraber, bu felsef ekoln takipileri, sistemlerine kendilerine has bir ekil vermi, slami prensiplerle tashih etmi, mistik felsefelerinin seyrine yaadklar
357

evrenin

ekiciliini

ve

dou

toplumunun

scakln

aksettirmilerdir

rk felsefenin ilk prensip ve esas, Allahn nurlarn Nuru ve btn varlklarn kayna olduudur. Madd ve rh alemi ayakta tutan dier nurlar Onun Nurunun mazhardrlar. Mufark akllar (: el-uklul-mufrika), ancak felekleri hareket ettiren ve onlarn dzenlerini salayan bu nurlardan birer ferddirler.358 Delalet ettii en derin mana ile rk, kef demektir. Yani, nefislerin tecerrd zamannda akl nurlarn ortaya k, parldamas ve o nefisler zerine doularla (: irkt) akdr. Aslnda aratrmamzn kendisine dayand ve rkiliin kurucusu saylan Shreverdden nce bn Sinnn da irk hikmet diyebileceimiz bir felsefesi vardr. Hayy b. Yakzan hikayesinde bunu grmekteyiz. nk bu hikayede nefsin Allaha ulancaya kadar nasl terakki ettiine ve Allahn nasl nefse yol gsteren ilh bir sr gnderdiine; bylece nefs ve hiss olan ehvetler aleminden srf akl alemine ykselttiine ahid oluyoruz359. Baz aratrmaclar ve bilhassa msteriklerin byk bir ounluu, eyhulrk Shreverdnin rk felsefesinin Yunan felsefesi ve Eski ran (: Pers) felsefesiyle
357

Keklik, Felsefenin lkeleri, Felsefeye Giri I, s. 75-76; Bayraktar, slam Felsefesine Giri, s. 104105. Bkz: Shreverd, ihbuddn, Heykilun-Nr, tah: Muhyiddn Sabri, Matbaatus-Sade, Msr 1335, s. 28, 29, 32. bn Sn, Huseyn b. Ali, Hayy b. Yakzan, tah: Ahmed Emin, Drul-Marif, et-tabatus-slise, Msr 1966, s. 39-122.

358

359

CXII

bizzat

birletii,

bn

Sinnn

Shreverdden

nce

bunu

ortaya

koyduu

grndedirler360. Aslnda Shreverdnin ve tasavvuf felsefesinin karlatklar ortak eletiri olmas bakmndan, Yunan felsefesi kaynakl olduklar, zellikle Yeni Eflatuncu felsefenin tesiriyle ortaya ktklar iddias nemlidir. Calman Heward da, Hikmetul-rk Yeni Eflatuncu tasavvufun bir tr sayarken, bn Sin zamannda ortaya kann dou felsefesi (: el-felsefetul-merikyye) olduunu, bn Sinnn bu konuda el-Hikmetul-Merikyye adnda bir risale tasnif ettiini ve bundan sonra ayn konuda birok eser yazldn iddia etmektedir361. Bu durumda, ncelikle u soruya cevap aramak gerekmektedir: rkiyye ile bn Snda bulduumuz Hikmetul-Merikiyyeyi birbirinden ayrabilir miyiz? eyhul-rk Shreverd, kendisi bu soruyu kesin bir dille cevaplayarak, yle sylemektedir:
.. te bunun iin, eyh Eb Ali (bn Sn), Merikiyyna nisbet ettii el-Kerrste basit olanlarn haddle deil, resmle tarif edilebileceini syleyerek yakn olmayan bir farkllk bulunduunu aklamtr. Bu el-Kerrs, her ne kadar merike (douya) nisbet edilse de, o aynyla Melerin hikmetinden ve genel hikmetten (genel felsefe) bir ksmdr. Ancak, belki (eyh Eb Ali bn Sn) ibareyi deitirmi ya da baz ksmlarnda, dier kitaplarndan ayr olmayan, Horasanl alimlerin zamannda takrir edilmi Merik asla (Doulu temellere) uymayan bir tasarruf yapmtr. nk bu byk bir mkldr. Biz bu kitabmzda (el-Mutraht kasdediyor) ancak aratrmaclar hedefliyoruz, her ne kadar iinde aratrma metoduna dayal, ancak yce ve farkl nkteler olsa da.. Byk mkl, Hikmetul-rk adl, yce asllar ihtiva eden kitabmzda sembolletirilmitir.362

360 361 362

arkv, Muhammed Abdullah, et-Tasavvuful-slm, Drul-Fikril-Arab, Kahire trhz., s. 200. Heward, Calman, Hikmetul-rk, Diretul-Marifil-Islmiyye, c. VIII, s. 14. Shreverd, Kitbul-Meri vel-Mutraht, c. I, s. 195.

CXIII

eyhul-rkin bu ifadesinden, merik (: gnein douuna mensub) lafzn, irk (: hakkatin ie douuna mensub) lafzyla mradif olarak kullandn anlyoruz. Buradaki kullanllarnda, gerekten de, iki lafzn arasnda anlam benzerlii ve hatta sanki bir eanlamllk bulunmaktadr. Buna bal olarak rki, Merikiyynun, yani corafya olarak Douda yerlemi Doulularn hikmeti ve felsefesi diye anlamak mmkndr. aret edilen bu manayla da eski Pers beldeleri kasdedilmektedir. nk Hikmetul-rkin mukaddimesinde Kutbuddn rz, O, kef demek olan irk zere tesis edilmi hikmettir, ya da Pers ehli olan ie dou sahiblerinin hikmetidir. Yine, o da birinciye dner; nk onlarn hikmeti zevke ve kefe dayanr. Bu sebeple, akl nurlarn zuhuru, parldamas ve nefislerin tecerrd annda, rklarla, onlarn zerine ak demek olan rke nisbet edilmitir. Hikmette Persliler, zevk ve kefe dayanyorlard. Aristo ve ardnca gidenlerden baka, Eski Yunanllar da byleydi. Aristo ve ardnca gidenler aratrmaya ve delile dayanyorlar, bakasna deil..363 demekle buna iaret etmektedir. Doulu olan Pers hakimlerinin felsefesi kef ve mhede zerine kurulmutur, yani nefislerin tecerrdnden sonra, akl nurlarn zuhuruna dayanr. eyhul-rkin ou yerde telmih ettii, Doulu hakimlerin felsefesinin ilh kaynakl olduudur. slam aleminde dou hikmeti, hikmetin beii ve kayna; ilk tesisi de, nbvvet esasl olarak izah edilmektedir. Hatta, slam kaynaklara gre Eski Yunan hikmeti, dou hikmetinin bir devamndan baka bir ey deildir. Daha sonra ekoller ve metodlar ayrlm; hikmetin z saylan rk ve mhedeleri ihmal edip, srlarn ifasyla bahs ve nazar aratrmalarn ksr dairesinden kamayanlar yeni bir metod meydana getirmilerdir. Bu ayrm, iki felsef metodu ortaya koymaktadr. Birincisi, Meler ve ikincisi, onlarn karsndaki rk filozoflar..

363

rz, Kutbeddn , erhu Kitbi Hikmetil-rk, -Mntehabeh ez Her D erh- Opera Metaphisica et Mystica I, edit: Henry Corbin, c. I, s. 298.

CXIV

Me felsefe, manta dayal akl deliller ve aratrmaya dayal bir metod izlerken, rk felsefe, sfilerin zevk ve kef metoduna dayanmaktadr. rz szlerinin devamnda bunu yle ifade eder: Bilakis rkler, ilerini, nurlu parltlar, yani akl olan nurlu ltlar olmakszn dzenlemezler. Doru olan asllarnn kayna, rka ait kaideler olur.364 rk felsefe, aratrmaya dayal bahs hikmetin reisi olan Aristo dndaki Yunan felsefesi, Babil, Hind ve Eski Msr felsefelerine ek olarak Eski Pers hakimlerinin retileri zerine tesis edilmi olur. Yine, msterik De Boure da, rkiyyn hakmlerdir dedikten sonra, onlarn Hikmetul-rk ya da el-Hikmetul-Merikyye fikrinin takipileri olduklarn ve bu ismin zel olarak Shreverdnin rencileri iin kullanldn belirtir365. De Boure, devamla unlar syler:
Bu hikmet, Yeni Eflatunculuk, Hermes ve bunlar gibilerin kitaplaryla douya intikal eden, Perslerin ve bakalarnn kitaplaryla karan Yunan felsefesindeki tevfk ekolnden ibarettir. Bu, marifet nazariyesinde sf ekolne sahip rhn bir felsefedir. Allah ve akllar alemini (: alemul-ukl) nurla tabir eder.... Bu ekolde insan marifet en yce alemden bize, feleklerin akllar (: uklul-eflk) vastasyla ulaan ilhamdan ibarettir. Bu ekoln en nde gelenleri Hermes, Agazisimon, Empedokles, Pisagores ve bakalardr. Eflatun bu ekole, Aristodan daha ok yaklamtr. Bu filozoflar, ou zaman nebiler, hakmler, kendilerine ilham edilmi ahsiyetler olarak vasflanrlar. slam felsefesi, ortaya kndan gnmze kadar, bu ekolden ok byk lde etkilenmitir. slamda Me ekoln taraftarlar, rk felsefeye uygundurlar.... u kadar ki, onlarn bu ekolden en az etkileneni Filozof bn Rd idi.366

rk

felsefesinin,

-derinleildii

zaman

kaynaklanan,-

baz

ekollerle

birlemesiyle beraber Shreverd, ncekilerin grlerini kefinin, zevkinin ve


364 365 366

rz, erhu Kitbi Hikmetil-rk, c. I, s. 298. De Boure, T. J., el-rkiyyn, Diretul-Marifil-Islmiyye, c. II, s. 212. Ayn yer.

CXV

vecdlerinin potasnda eritmi, onlar ruh, hikmet ve felsefe diye tabir edilen tertemiz bir ekle brndrmtr. te bu da, bu felsefeyi kendi ismiyle nitelemeyi gerektirmitir.367 rk hakmler, Meaiyye filozoflar gibi, ekolleri iinde kendi ahsiyetlerini ortadan kaldrm deil, bilakis her biri kendi orijinal zelliini her noktada korumulardr. te bunun iin, bu mutasavvf filozoflar, rkiyye adyla bir zmre sayldklar halde, bunlarn kimlerden ibaret olduklar konusu aratrlnca, mesleklerindeki zellik dolaysyla isimlerinin belirlenmesi mkil hale gelmitir. rk hikmeti, herbiri kendi zevk ve mhedeleriyle aklamaya alm olmalar ve sluplarndaki farkllk, bunlarn hepsinin bir ekoln erevesi ierisinde anlalp belirlenmesini imkanszlatrmtr.

2.rk Felsefesinde Eflatun ve Yeni Eflatunculuk Tesiri rkiyyn, reisleri Efltun olan bir taifedir, diyor, kendisi de bir rk olan Seyyid erif Crcn (. 816/1413), et-Tarftnda368.. Bu tarif, Shreverdnin kendisinin, Hikmetul-rkin mukaddimesinde Efltundan bahsederken Hikmetin mam, Reisimiz Efltun ifadesiyle benimsedii gre de uygundur369. Tercme ve aratrma yoluyla slamda felsef dncenin domasna tesir eden kaynaklardan bir ksm, hi phesiz Klasik Yunan ve Hellenistik felsefeleriyle, ran ve Hind felsef dnceleridir370. Gnmzde ada felsefe, klasik felsef dnceden hayli ayrlmtr. Varlk teorisi (: ontologie) denilince bugn, eskiden

367

Haffc, Muhammed Abdulmunim, el-Edeb fit-Tursis-Sf, Mektebetu arb, Kahire, trhz., s. 131. Crcn, Seyyid erif Ali b. Muhammed b. Ali, et-Tarft, tah: brhim Ebyr, Drul-KitbulArb, et-tabatul-l, Beyrut 1405, s. 123. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 10. Bayrakdar, Mehmet, slam Felsefesine Giri, A...F.Y., Ankara 1988, s. 52.

368

369 370

CXVI

kendisine sylenilen adyla metafizikten371 farkl bir felsefe disiplini anlalmaktadr372. Eski felsefede metafizik, btn maddi varlklar iine alan, en mcerred ve en kll varla ait ilkeler saylrd. te bylece Yunan felsefesi, biri kendiliinden yaratma, dieri pheci dnce ve tekrar devri olmak zere iki devrede gelimitir373. Birinci devreye hakim olan mesele, eyann balangc meselesidir. Aslnda daha nce Ioniallar ve Eleallar olmak zere iki fikir a grlr. Bunlardan Ioniallara gre ki bunlar Milet mektebini oluturan filozof (Tales, Anaximandros, Anaximenes) ve Efesli Heraclitustur- btn eylerin ortak bir asl vardr: Madde, ruh ve hayat bu ortak asldan meydana gelmitir ve deiiklik halindedir. Bunlardan Talese gre o asl su, Anaximadrosa gre ince bir madde, Anaximenese gre ise havadr. Milet mektebi filozoflarnn fiziki grlerine ve ilk cevher, daimi hareket gibi temel kavramlarna, sonraki filozoflarda, bizzat bu kavramlar hakknda dnce ve metafizik eklenmi ve olu nedir, sorusu sorulmutur374. Aslnda eski Yunanda kk din, meyvesi felsefe olan bir panteizm ekli grlr. Ionia mektebine mensub filozoflar, alemin ilk oluumunu materyalist
371

Metafiziin balca ilgili olduu konular, (1)mantk ve felsef mantk, (2)dil felsefesi, (3)zihin felsefesi, (4)fenomenoloji, (5)din felsefesi, (6)bilim felsefesidir. Metafizik de iki temel balkta incelenir: Konular ve eitleri. Metafiziin konular alt balk altnda toplanabilir: (1)Monizm ve pluralizm, (2)ontoloji, (3)hviyet, (4)sebeb olma, (5)uzay ve zaman, (6))grn ve gerek. Bunlardan sebep olma ve uzay ve zaman ayn zamanda bilim felsefesinin de konusudurlar. Hviyet konusunun altnda kiisel kimlik konusu bulunur. Metafiziin konularndan ontoloji de kendi iinde be konuyu kapsar: (1)Mcerred objeler, (2)kategoriler, (3)maksatl objeler, (4)akl ve beden, (5)Tanr. Akl ve beden konusu hviyetin alt konusu olan kiisel kimlikle yakndan ilgilidir. Tanr ise, ayn zamanda din felsefesinin asl konusudur. Kategorilerin altndaki kadiyyedeki hkm ve isnad konusuysa, nce dil felsefesinin, o da mantn asl konularndan birini tekil eder. Metafiziin eitleri ise, tasvir (descriptive) ve tashih (revisionary) olmak zere ikidir. Bkz: Lacey, Alan R., The Oxford Companion to Philosophy, edit: Ted Honderich, Oxford University Press, Oxford&Newyork 1995, s. 934.

372 373 374

lken, Hilmi Ziya, Genel Felsefe Dersleri, A...F.Y., Ankara 1972, s. 95. Weber, Felsefe Tarihi, s. 3. Weber, Felsefe Tarihi, ss. 11-12; lken, Genel Felsefe Dersleri, s. 97; Pazarl, Osman, Metinlerle Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul 1964, s. 19-21.

CXVII

prensiplerle aklamaya alrken, ilk metafizik aklamalar Elea mektebinde grlmektedir. Bu da, Xenophanesin, yalnzca bir tek Tanr olabilecei ve bunun dnyayla birlikte bulunduu fikridir375. Temelde, oluun ne olduu sorusuna sistem cevap vermeye alyorlar: Bunlardan Eleallar, varlk hereydir, deiiklik grnten ibarettir, derken; Heraclitos, deiikliin her ey ve; varlk ve devamn ancak vehim olduklarn ileri srer. Pythagoraslar tarafndan idealist bir biimde, Leukippos ve Demokritos tarafndan materyalist bir biimde, Anaksagoras tarafndan da dualist bir farkla ortaya atlan atomcu sisteme bal monadclar ve atomcular, bu birbirine zt iki sistemi uzlatran bir doktrin ileri srerek hem devam ve hem de deiimin olduunu; devamn varlklarda, daim deiimin varlklarn mnasebetlerinde meydana geldiini sylerler. Pythagoraslardaki adede dayanan yahut ideal olan birlik (: unite), atomcular tarafndan fizik ya da maddi birlik olarak tasavvur edilir376. te almamzn zerine bina edildii Shreverd Maktlun fikirlerinin en byk messiri olan Eflatun, bu iki gr, Ionia ve Elea mekteplerinin grlerini birletirmitir. Ona gre, aklla kavranan (: intelligible) ideler aleminde, deimez ezel cevherler, duyularla kavranan (: sensible) olu aleminde ise, deimeye ve bozulmaya elverili eyler vardr. Eyann hakkatine muttali olabilmek iin, akl yoluyla ferdlerde mterek ve deimez olan ey aratrlr ve zihin, kesretten vahdete doru sevk olunur. D dnyadaki, yani olu alemindeki hakkatin ferdlerinden bir ksm hislerle bilinebildii iin, aklla mukayese edilerek, mterek ve deimez olan ynlerine baklp; mstakil ve bizatihi kaim olan bir sebebe nisbet edilir. Bu sebebe ide, yani misal denilir377. Eflatun, idelerin yetkinlik halinde varlklar olduklarn, cevher olup deiiklie uramadklarn; buna mukabil eylerdeki kesret, deiiklik ve oluun sabit

375

Geden, A. S. , Pantheism, Encyclopedia of Religion and Ethics, ed: James Hasting, Charles Scribners Sons, Newyork 1951, c. IX, s. 611. Weber, Felsefe Tarihi, s. 13. Ayn, Mehmet Ali, Tasavvuf Tarihi, sadeletiren: Hseyin Rahmi Yananl, Kitabevi, stanbul 1992, s. 145; slam hakimleri Ide Platoniquesi Misl-i Efltuniyye diye tercme etmilerdir.

376 377

CXVIII

ve bir olan Ideden, yani Misalden km olduunu ve yine ona dneceini syler378. Misal ne cins, ne de nev deildir. Hem cinsin ve hem de nevin duyular st, yani makul (: hislerle deil, aklla idrak edilen) sebebidir. Neticesinde, Eflatuna gre alem, ne Protagorasn iddia ettii gibi duyulardan ibaret, ne de Elea filozoflarnn syledikleri gibi sabit ve srekli varlklarla kaim deildir. lim, makulu vastasz idrak eden ve konusuyla ayn ey olan akldr ve dolaysyla misaldir379. skenderiye Yeni-Platonculuk okulundan Plotinos, Eflatunu yorumlarken, onun ruhuna baka arihlerden daha iyi nfuz etmitir. skenderiyede onbir yann zerindeyken almaya balam, sonra Roma ordusuyla Douya sefere katlm, Persli ve Hindli filozoflardan renimine devam etmitir380. Elli yandan sonra Greekte denemeler serisi ve ksa pasajlar yazmaya balayan Plotinos, ardndan ellidrt felsefe kitab brakm ve bunlar talebesi Porfyrios, dokuz metinden oluan alt grup iinde (Enneadlar) toplayarak yaynlamtr: Ahlak ve estetik, fizik ve kozmoloji, psikoloji, metafizik, mantk, epistemoloji381. slam aleminde sagoci adl eseriyle tannan Porphyriosun, hocasndan kendisine kalan ve yaynlad Ennadlarn ana fikri, alemi bir ak, ilah hayatn derece derece bir yaylmas gibi; ve yine varln niha gayesi olarak, onun Tanrda yeniden erimesi gibi dnen sudurcu bir panteizmdir. Akn dereceleri ise, mnevlik, hayvanlk, cismanliktir. Yeniden dirilmeninkilerin de, hislerle idrak, istidlal, mistik sezgi (: hads) olarak derecelenir382. Ik gneten, scaklk ateten, sonu tarif edilen mukaddimelerden kt gibi, diyor Eflatun, kainat da mutlaktan gelir. Allah iyiliktir, her eyin varln

378 379 380

lken, Genel Felsefe Dersleri, ss. 96-97; Pazarl, Metinlerle Felsefe Tarihi, s. 32. Ayn, a.g.e., ayn yer. Kirman, Christopher A., The Oxford Companion to Philosophy, edit: Ted Honderich, Oxford University Press, Oxford&Newyork, s. 689. Kenny, Anthony, A Brief History Oxford&Massachussetts 1998, s. 96-97. Weber, Felsefe Tarihi, s. 101. of Western Philosopy, Blackwell Publishers,

381

382

CXIX

isteyen Babadr.383 Ancak Eflatuna gre, Ondan kan her eyde, yeniden ona dnmek iin belirsiz veya uurlu bir arzu vardr. Plotinos, Eflatunun bu grnn erhi saylabilecek ifadelerinde, rke neredeyse tamamen benzeyen feyz nazariyesine, Saf Bir (: el-Vhidul-Mahz), btn hereyin illetidir, herey ondan akm (: feyz) ve domutur (: irk), diye iaret etmektedir. Ona gre, Gerek Birden lk Akl (: el-aklul-evvel), lk Akldan da nefisler sudur etmitir. Ak devam etmi ve nefislerden de sanem, yani putlar yaratlmtr384. Plotinosun sanem dediine eyhul-rk Shreverd heykel diyecektir. Aslnda asrlarca Aristo sanld Ethologiada en yksek hakkatin -Mutlak Mevcutdnmekle deil, ancak vecd halinde yaanarak kavranabileceini ifade etmektedir: Nefsimle babaa kaldm zaman, bedenimden syrlr, o anda ilim, alim ve malum hep ben olurum.385 Genel durumunu veya Yeni Eflatunculuun ontolojik plann bir yana braktmzda, Plotinosun eserlerinin, Shreverdnin felsef dncesinin kendisine dayand temel prensipleri ierdii grlr: 1-Shreverdnin felsefesini zerine bina ettii en erefli olann imkan (: imknul-Eref) prensibini Plotinosun eserlerinin ounda bulabiliriz. 2-Madde ve surete delalet eden, Eflatunculuun mehur meczlarndan olan fakirlik (: fakr) ve zenginlik (: n), Shreverdnin nurlarn mertebelerinin aralarn ayrmak iin nuran varlklarn derecelerini ifade etmek amacyla kulland iki isimdir. Nurn varlklardaki kuvvet (: iddet) ve eksiklik (: naks) de byledir.

383 384

Platon, Timaios, 29 E. Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 94; (Gnaltay,) M. emseddn , Felsefe-i l, haz: Nuri olak, nsan Yaynlar, stanbul 1994, s. 215. De Boer, T. J., slamda Felsefe Tarihi, ev: Dr. Yaar Kutluay, Balkanolu Matbaaclk Ltd. ti., Ankara 1960, s. 21.

385

CXX

3-Kahr ve sevgi (: muhabbet), Empedoklesin iki prensibidirler. Plotinosda stnlk (: alabe) ve sevgi olarak adlandrlmlardr. Bu iki prensip de yine rklerin prensibidirler. 4-Bire yaknlk (: kurb) ve uzaklk (: bud) da nrn varlklarn kuvvet derecelerini belirleyen iki prensiptir. 5-Derecelenerek tenezzl srasyla varlklarn akllarnn yaratlmas. Grld gibi, Plotinosun eserlerinden ve bilhassa Aristotalese nisbet edilerek neredilen Ethologia (: Kitbur-Rububiyye : Aristo Teolojisi) adl eserinden slam felsefesi oldukca etkilenmitir. Hatta Frb, bn Sn ve Shreverd de grlen byk tesirle slam filozoflarnn genelinde bu kitabn baz blmleri deitirilmeden aktarlm gibidir386.

3.Shreverdde Eski ran Felsefesinin Tesiri Shreverd Maktlun dncesinde tesir eden faktrlerden biri de Eski ran felsef sistemleri olmutur. eyhul-rk, bunu kendisi de itiraf etmekte, tevhd ehli olarak vasflad ran hakimlerinin fikirlerini ihya ettiini sylemektedir. Bilhassa Shreverdnin doup byd ve yetitii ran, ncelikle iki nemli dinin, Zerdtlk ve Maniliin (: Manichaisme) doduu yerdir. M.. XV. yzyllarda krallarn Pers ismini tad grlr. M.. 570 ylnda doduu tahmin edilen Zerdt, tektanrl bir inan telkin etmitir. M.. 55de ise Zerdt olan ran kral Kuruun (Cyrus) Medleri yenerek randan Babile kadar uzanan bir imparatorluk kurduu kaynaklarda zikredilmektedir.387 ran oktanrcln ortadan kaldrmak iin Zerdt tarafndan giriilen bir slahatn sonucu olarak grlen
386 387

Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 95; De Boer, slamda Felsefe Tarihi, s. 21. Tmer, Gnay ve Kk Abdurrahman, Dinler Tarihi, Ocak Yaynlar, Ankara 1988, s. 77.

CXXI

ve nceki dinler arasnda Kitb- Mukaddese en yakn ilgisi olan din, Perslerin dini olarak bilinen Zerdtlktr. Bu dinden Kitb- Mukaddeste ismen sz edilmemekte

ise de, Zerdt olan ran krallarnn adlar Eski Ahidin sekiz kitabnda gemekte, Yeni Ahidin ilk kitab da yeni doan say ilk grmeye gelenler arasnda baz doulu bilge kiilerin bulunduunu belirtmektedir388. Zerdtlk, Kitb- Mukaddesin lanetlemeyip, aksine vg ile karlad tek zmredir. Nitekim Zerdt krallarndan yukarda bahsi geen Kurua (Cyrus) Yahova obanm ve Mesihim eklinde seslenmektedir.389 Zerdtln kutsal kitab Avestann ana blmnden, bizzat Zerdt tarafndan yazld kabul edilen Gthlarda Zerdt, hem hakkat insanlara nakletmek zere Tanr tarafndan seilmi olmann bilincinde biri olarak, hem de hakkat dostu ve kutsallk yolunu bizzat semi biri olarak konuur. Onun grevi adalarn, ounlukla kanl kurbanlara yol aan oktanrya ibadetten Bilge Tanrya ibadete armaktr390. Ancak Zerdtlkte zetle, bir tek kll hakkat olan uluhiyyetin iki mazhar vardr. Bu iki mazhar, iyi ruhlar topluluu olan Armezd ve kt ruhlar topluluu olan Ehrimndr. Yani, burada varln iki prensibi ve balang noktas bulunmaktadr: Hayr mebdei, er mebdei. Bu iki asl daima birbiriyle mcadele ederler. Galibiyet, sonuta hayr prensibinindir. En azndan sonu itibariyle, dini bakmdan teklik saylsa da, bu iki prensibin hakkati birok gurup tarafndan aklanmaya allmtr. Bir ksm, iki prensibi hayr ve er yerine, aydnlk ve karanlk olarak evirmilerdir. Baka bir ksm ise, Manilikteki gibi, ikisini tamamen mstakil kabul etmi ve din ve felsef adan sabit olan bir ikilik (: dualisme) tesis ederek, duyular alemini karanlk tanrsnn yarattn
388 389 390

Yurtaydn, Hseyin Gazi ve Da, Mehmet, Dinler Tarihi, Ankara 1978, s. 94-95. Kitb- Mukaddes, aya, 44:28. Yurtaydn ve Da, Dinler Tarihi, s. 98; Tmer, ve Kk, Dinler Tarihi, s. 77.

CXXII

sylemitir. Bu durumda, yleyse, bu alemden kurtulmak gerekir, nk erdir. nc bir gurup da, karanl lk Prensip olan Aydnln zatnda oluan ekk (: blnme) olarak aklamlardr391. Maniheisme (: Manilik) ise, Mezapotamyada doan ve II. Behram tarafndan ldrlnceye kadar Perste aktif olan Mani adnda biri tarafndan kurulan gnostik bir dindir. Aslnda, ileri srld gibi gerekte o, ran dini bir temele dayanmaz, ancak daha nceden varolan gnostik (: irfniyye : bilinirci) sistemlere dayand sylenebilir392. Zerdtlk ve Manilii ayn ey saymak grld gibi, byk bir yanlg olacaktr. Manilik, madde ve ruhu esas alan bir ikilik savunur. ncelikle zulmet ve nurun karm olarak dnd dnya fikri, kainat tesi iyimserlii ve sert ilecilii (: ascetisme) ile karakterize edilebilir. Manide, madde tamamyla kt, ruh ise tamamyla iyidir. Onun bu dualizminin Zerdtln dualizminden fark, Zerdtlkte iyilik ve ktlk ikiliinin esasnn ruhani alemde bulunmas ve maddi alemin srf ktlk lkesi olarak grlmesidir. Maniye gre iyilik ve ktlk, aslnda birbirinden ayr ve birbirine kar olan esaslardr. Bu iki zt esas, ktlk esas aracl ile bu alemde birbirine mezcolunmu, karmtr. Kurtulu, iyiliin serbest braklmasnda ve ktlkten ayrlmasnda yatmaktadr393. Manilikte, nurun (: aydnlk) bir ksm zulmet (: karanlk) tarafndan istila edilmitir. Bu nurlu blge, onu evreleyen madde tarafndan boulur ve kendisi mahiyetini unutur. Madde giderek bu yutulan aydnla katlr. lk insan nurun yanndadr. Onun aydnlk lkesine getirilmesiyle kurtuluu, kaybedilen aydnlk ve kiinin kurtuluunun semboldr. Yutulmu olan aydnln lekesiz olan ksmndan gne ve ay, biraz lekeli olan ksmndan da yldzlar meydana gelir. Yaratma faaliyeti,
391 392

Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-Isrkiyye, s. 76. Eliade, Mircea ve Couliana, Ioan P., Dinler Tarihi Szlg, terc: Ali Erba, nsan Yaynlar, stanbul 1997, s. 86-87. Yurdaydn ve Da, Dinler Tarihi, s. 103.

393

CXXIII

bu biimdeki anlatmla devam eder. Aydnlk unsur insan, eytanlardan gelen karanlk unsur da bedenlerini meydana getirir. Beden ehvet, agzllk, kin gibi eytan unsurlarn kaynadr. Daha nceki gnostik sistemlere nazaran Maniliin tek yenilii, dnyann yaratl faaliyetinin, Run denilen, yaayan bir iyi tanrya maledilmi olmasdr. Manilikte bedenin karanlndan kurtulu ve ruhun aydnlna ulamak iin en kat erdem, alemden el etek ekmi bir hayat gerektirmektedir. nk insann hapsedilmi aydnla zarar vermekten ne olursa olsun kanmas gerekir394. Tarihi vaka u ki, slam Felsefesi, bir din felsefesi deil, medeniyet dnyasnn iindeki felsefe hareketlerinin btndr. Bu medeniyetin hakim unsuru ise slam Dinidir. slam medeniyeti, her dalda ve her alanda, nasl mslman olup slama giren ve hatta yer yer slam toplumu iinde kalan, fakat mslman olmayan unsurlar tarafndan oluturuldu ise, slam Felsefesini de slam snrlar iinde yer alan eitli rk ve milletten unsurlar oluturmutur.Bu nedenle De Boer, gerek anlamyla bir slam Felsefesinden bahsedilemeyeceini, tarih boyunca, ortaya getirilmi grleri kendi iinde eritici bir yol takip etmi olduunu sylese395 de bunun indi bir gr olduu kanaatindeyiz. Genelde eklektik bir felsefe olan slam Felsefesi, Yunancadan tercme edilen eserlere bal olarak gelimi olmakla birlikte, medeniyetinin scakl ve genilii ile, msamahac ve mukayeseci bir zihniyetle o eserlerdeki fikirleri kendisine mal etmitir. Dolaysyla din, Araplar kadar Arap olmayanlar zerinde de hakim rol oynamtr. Felsef dnceyi ortaya koyan kii, evresinin artlar ve kendi ahsi kabiliyeti yannda, mensubu bulunduu milletin fikir ve dnce mirasn da aksettirmi bulunmaktadr. Ekol ayrlklarnn ve dnce inceliklerinin temeli, buradan kaynaklanmaktadr. Bu dncelerin, medeniyetin ortak dili olan Arapa ile ifade edilmi olmas, aradaki farklar ortadan kaldrmaya, incelikleri yok etmeye; bunun neticesi olarak, ayn meselede Arabn, ranlnn ve Trkn tavrlarn ayn seviyeye getirmeye yeterli olmamtr.396 te, Shreverd Maktl de, genellikle Arapa olmak
394 395 396

Yurdaydn ve Da, Dinler Tarihi, ayn yer. De Boer, slamda Felsefe Tarihi, s. 23. Olguner, Fahrettin, Trk-slam Dncesi zerine, Akademi Kitabevi, zmir 1993, s. 28-29.

CXXIV

zere hem Arapa ve hem de Farsa eserler vermi, ran topraklarnda doup bym, Trk asll bir mslman filozof olarak dnce tarihindeki kendi yerini almtr. Shreverdnin eserlerinin birok yerinde, eyhul-rkin, Pers, Babil, Hind, Yunan ve Eski Msr hikmetinden etkilendiine iaret eden ifadelere rastlanmaktadr. Ancak, kendisinin de sarahaten ok yerde syledii gibi, bu etkilenmeyle o, saydmz medeniyetlerin filozoflarnn Allaha ulamak iin yaptklar nefis mcahedelerini ve riyazetlerini kasdetmektedir. Shreverdnin felsefesinin Pers medeniyetinin fikrinden etkilenmesi daha ak ve belirgin olarak grlebilir. Hatta baz msteriklerin iddia ettikleri gibi, Shreverdde de dualist bir felsefe vardr, denilebilir. Bunun cevabn Kutbuddn irz, Hikmetul-rkn erhinde yle vermektedir: Musannif (eyhul-rk Shreverd Maktl), eitli yerlerden Pers kitaplarn elde edip, onlarn uhuda dayanan kef hallere uygun olduklarn grnce beendi, nur ve zulmette odaklanan Dou kaidesi olarak tekmil etti. Bu kaide, ilk iki prensip olarak zahir olan; nur ve zulmettir, diye iddia eden Mecs kfrnn kaidesi gibi deildir. nk onlar tevhd ehli deil, mriktirler.397 Bu cevaptan anlalan, Shreverdnin nur ve zulmet fikrini Manilerin ve Zerdtlerin dedii gibi kabul etmediidir. Onlara gre nur, varlkta zulmete elik eden prensiptir ve aralarnda daima kavga vardr. Shreverd, bunu kabul etmez. nk nur ve zulmet, ona gre zhir deil, batn olan hakkatin iki mazhardrlar. Nur, bu kamil olan akl hakkati ifade eder, dile getirir. Zulmet ise, nurun ademidir; nurun zevali ve gzden kaybolmasdr. Bundan dolay, vcd olarak, bir prensip saylmas imkanszdr. Halbuki, Zerdtler ve Maniler erre, ahlak olarak kabul ettikten sonra, ontolojik bir anlam da kazandrmlard. Shreverdde ise, her ne kadar zulmet (: karanlk), ahlak manayla erre elik ediyorsa da, ancak hangi halde olursa olsun varln yokluudur (: adem-i vcd),
397

rz, erhu Kitbi Hikmetil-rk, -Mntehabeh ez Her D erh-, s. 302.

CXXV

hakk varlkta eksikliktir, nuran parltlarn solmas ve kaybolup gitmesidir, ya da nuran hakkatin hayali ve serabdr. rk hikmet Zerdtln veya Maniliin yeniden ihyasndan ibaret deildir. Gerekten Shreverd, Zerdt sembollerinden faydalanmtr, fakat bundan dolay onu Zerdt saymak, Hermetik sembolleri kulland iin Cbir b. Hayyn eski Msr dinine mensub olarak nitelemek gibidir398. Kald ki, Kuranda da nur ve zulmetten bahsedilmektedir. Bunlarn hakkat mi, meczn bir tr olan sembol m olduu kesin bir ifadeyle ayrlmam, bugne kadar her iki trl tevil ve tefsirler yaplmtr. En nemli unsur, slamda imann lsnn ehadet olduudur ve buna gre, dnceleri ne kadar garip olursa olsun, Shreverdnin slam dna kt sylenemez. Aratrmamzn esasn tekil eden filozofumuz Shreverdnin orijinallii, semv dinlerin ve onlarn kitaplarnn hepsinde ortak olarak mevcut olan varln hakkatinin nurla sembolletirilmesini ortaya karmas; ilh kaynakl olduklarn gstererek tahrif edilmi hakkatleri tashih etmesidir. Bu, ayn zamanda bugne kadar yanl yorumlanan tevhd ehlinin mirasn da ortaya karmay gerektirmektedir. te onun dayand ilk kaynak olan Dounun Hermesinin slam kltrnde dris peygamber olarak tantlyor olmas bunun en belirgin rneidir. Eflatun hakknda ise, Shreverdnin en byk takipilerinden ve arihlerinden Celleddn Devvnnin mdafaa amacyla syledikleri, kltrmzde, dayanlan kaynaklarn slmletirilmesi abasnn varln akla getirdii kadar, gerek olma ihtimalinden de uzak deildir: Ben, bu tarihten drtyz sene nce yazlm, slam felsefeden bahseden bir tek hatla yazlm bir kitap grmtm. Onda Aristotalesten naklen, bir adamdan baka btn felsefenin alemin kdeminde ittifak ettiklerini yazyordu. Devamnda o kitabn musannifi, Aristotalesin bu adamdan muradnn Eflatun olduunu, bu nedenle Ondan nakledilen hudsun huds-i ztye hamlinin mmkn olamayacan sylyordu. Sonra
398

Nasr, ihbeddn Shreverd Maktl, slam Dncesi, s. 416, dipnot: 14.

CXXVI

ondan nakledilen huds-i zaman de, yine onun mehur, insan nefislerin kdemi ve bud-i mcerredin kdemi grne sahip olmasna muhaliftir.399

4.slam Filozoflar ve rklik Aratrmamzn ana konusunun kendisi ve eserlerine dayand byk Trkslam filozofu ihabuddn Shreverd Maktl, Prof. Dr. Keklikin yapt kategoriye gre, fikir hareketlerinin olduka zengin olarak grld, hikmet binasnn nc katnn sakinleri olan slam filozoflarndandr. Hi phesiz kendisinde, Me filozofu saylan ilk ve en nemli hocas Mecdddn Cl vastasyla Me felsefesi, zellikle bn Snnn slup ve metodu, ems-i Tebrznin zikrettii son hocas eyh emseddinin yannda kamil olmasyla400 da mutasavvflarn grleri nemli lde etkili olmutur. slam filozoflarnn arasnda bir yandan sufiler denilen ahlak ve dindar dnrler vardr ki, bunlarn dnce sistemine Tasavvuf denilir. Sonralar kendilerine Eski Yunan ve Hind felsefesinin tesiri isnad edilecek olan ilk sufiler, Antikan filozoflarndan henz haberdar deildiler. Onlarn gayesi, samimi bir dindarlk ve ahlaka hizmettir. Onlardan rivayet edilen hikmetli szlerden anlald zere, onlara gre akl yoluyla gereklerin elde edilemiyecei aktr. nk Antika ve Hristiyan Ortaa filozoflar buna ok gayret ettikleri halde bir zme ulaamamlard. slam filozoflar arasnda bir ksm saylan sufiler, o halde inan yoluyla, sezgi metoduyla ve kalblerimizi her eit maddi alakalardan temizlemek suretiyle bir takm srlar elde

399 400

Devvn, Muhammed b. Esad Sddk, Mukayyed Cell, Servet-i Fnn Matbaas, 1321, s. 8. Cm, Nefehtul-ns, s. 659.

CXXVII

edebiliriz, demekteydiler401. Dier ilimlerden farkl olarak subjektif yn arlkl bir ilim olmas402 nedeniyle bir ok tarifi yaplm olmasna ramen mahiyeti tam olarak ifade edilemeyen403 tasavvufun tariflerinden birinde, tasavvuf; Allahn zatndan, sfat ve isimlerinden, bunlarn tezahrnden, ilmin hakkatlerinden ve bunlarn tek bir hakkate -ki bu da zt- ehadiyyettir- dnnden bahseden ilm-i Billahtr,404 denilirken, Shreverd de sufiyi yle tarif etmektedir: Mekansz olarak (: bil mekn) Allahla beraber olandr.405 Sufi bir kadn olan Rabiatul-Adeviyye (. 135/752), fakir bir ailenin kzyd hi evlenmemiti, sadece Allaha akt. brahim b. Edhem (. 167/783), aslnda zengin bir ailenin ocuuyken hereyi terkederek fakir bir hayat srd ve gzel ahlakyla evresini aydnlatt. Menkabeleri gnmze kadar ulaanlardan biri olan Fudayl b. yaz (. 186/802), nceleri ekiyalk yapyordu, sonradan iyi bir insan olarak yaad ve iyiliiyle mehur oldu. Hatem Esam (. 226/841), bir terbiye numunesiydi; aslnda sar olmamasna ramen insanlara kar edebi ona Esam (: sar) lakabyla hret kazandrd. Ayn zamanda kuvvetli bir mant ve herkesi kolaylkla ikna edebilecek kabiliyeti vard. Hris Muhsb (. 243/857) zellikle slamiyete kar olan fikirlerle savaan bir sufi idi. Zn-Nnil-Msr (. 247/861), nceleri kimya ile ilgilenmi, mant ve gzel nasihatleriyle evresini etkileyen mehir bir sufiydi. Bayezd Bistmi (. 260/874), fena ve beka ad verilen bir tasavvuf nazariyesi ortaya atm, zhd dneminden tasavvuf dnemine geite nemli rol oynamt. Seyyidut-Tifeteyn Cneyd Baddi (. 297/910), Hallac- Mansur ehd (. 310/922), Ahmed Yesev (. 562/1167), Abdulkadir Cl (Geylan) (. 561/1166), Ahmed Rufi (. 579/1183) ve Yu
401 402

Keklik, Nihat, Felsefe, Mukayeseli Temel Bilgiler ve Kaynaklar, s. 33. Cebeciolu, Ethem, Prof. Nicholsonun Kronolojik Esasl Tasavvuf Tanmlar, A...F.D., A...F.Y., A..B., Ankara 1987, c. XXIX, s. 387. bn Haldun, Eb Zeyd Abdurrahman, e-ifus-Sil li-Tehzbil-Mesil, ner: Muhammed b. Tavit Tanj, A...F.Y., stanbul 1958, s. 49. Kam, Ferid, Vahdet-i Vcd ve Panteizm, nsan Yaynlar, stanbul 1992, s. 73. Shreverd, ihabuddn Yahya, Kelimetut-Tasavvuf, Se Risle ez eyh-i rk, tah: Necef Ali Habib, Tahran 1397, s. 94.

403

404 405

CXXVIII

nus Emre (. 721/1321) gibi sufiler, slam filozoflar arasnda belli bir keye ekilmi fikir adamlaryd406. Bunlardan, felsef tasavvufun ilk kurucular saylan Zn-Nn, Bistm, Hallc gibi sufileri, eyhul-rk ihbeddn Shreverd Maktl de, kendi stlah ile, gerek mteellih hakmlerden saymtr. Bu, nazar hikmetin kef ve uhudla birlemesiyle hikmete ulalabilecei anlamna gelir. Yani, Shreverd, tasavvufu yaad asrn artlarna gre, felsefeye kar adeta felsefenin aralaryla savunmutur. Kendisini takip edecek olanlara da mteellih hakim (: ilahiyat filozof) olmann gerek manada kef ve uhudla mmkn olacan, ancak kemaliyetin bahs ve nazar felsefeyi de ikmal etmekle elde edileceini ikaz etmitir. Bize gre, aslnda rk felsefesi ve Hikmetulrk ama ve hedef olarak ite bu ekilde zetlenebilir. Bununla birlikte, Shreverd, felsefeyi dier sufi filozoflardan daha ok kullanmtr. Her iki gurup da, zellikle Yeni Eflatunculuktan olduka etkilenmi olmakla ve bu sebeple slm olmamakla eletirilmekle birlikte, rkler bunu itiraf etmekte, Eflatunu imamlar (: nder) ve tevhd ehli, muvahhid bir mmin saymaktadrlar. Byle olunca, yitik mal istiresi altnda Eflatun hikmetini almak, slmdan kmak yerine; Allaha kavumak yolunda, nazar ve bahs felsefenin yaygnlamasyla ortaya kan tehlikeli vehim ve akmlara kar koruyan en emin yoldur. Yine, Prof. Dr. Keklikin metaforik ayrmyla, ayn slam filozoflar katndaki bir grup dnrler ise, Kelamclar adn tamaktayd. Onlarn kurduu sisteme, Kelam ismi veriliyordu. Amalar, akl ve mantk yoluyla, slam inanlarn, baka akmlar karsnda savunmakt. Metodlar felsefe olduu iin, felsefe meseleleriyle de uramak zorunda kaldlar ve birer filozof oldular. Bunun iin de cedeli (: mantk) kullanyorlard.

406

Keklik, Felsefe, Mukayeseli Temel Bilgiler ve Kaynaklar, ss. 33-35; Kara, Mustafa, Tasavvuf ve Tarikatler Tarihi, Dergah Yaynlar, kinci Bask, stanbul 1990, s. 102-106.

CXXIX

te bu sebeple batl msteriklerden bazlar bunlar slamn rastyonalistleri saymaktadrlar.407 Yine bu nc ksm slam dnrlerinden bir guruba Dehriyyun ismi verilmekteydi. Bunlar sadece ezel-ebed Zamana (: Dehr) inanyorlard. Ne Allaha, ne peygambere, ne de cennet ve cehenneme iman ediyorlard. Tam manasyla materyalisttiler. Ancak aralarnda, sadece Allahn varln kabul eden bazlarna da Z ndklar ismi verilmekteydi. nc ksmdakilerden baka bir gurup da, Tabiyyn (: Naturalistler) ad verilen, pozitif ilimler ve zellikle fizik felsefesiyle alakadar olan ksmd. Bunlar Allahn varln kabul etmekle birlikte, peygamberlik, cennet ve cehennem gibi kavramlara iddetle hcum ediyorlard.408 Shreverd, el-Lemeht adl eserinde bu ksm reddetmekte ve zel bir blmde bunlara cevap vermekte ve yle sylemektedir: Tabiatlarn Mezhebinin btali ve Calinusun (: Galen) Yalanlamas Hususunda Bir Fasldr: Sana insann bouna yaratlmad ve Har gn Allah Telya dnecei belli olunca, tabiat ve btn (: el-haiyye vet-tabyiiyye) mezhebinin batlln bildin, cahili hukema zanneden Calinus (: Galen) ve takipilerinin yalann kavradn. Onlar tuyanlarnda armlardr. Allahn neblerini yalanlarlar ve Ahiret gnne de mit balamazlar. te onlarn dndrlecei yer Azab yurdudur.409 Binann nc katndakilerden bir gurup ise, yukarda izah ettiimiz kanaatlerimiz dorultusunda, felsefeyi tasavvufun kef ve uhuduyla birletirenlerdir ve rkiyyun adyla anlmaktadrlar. Bunlar Aristotalescilie kar sert klarla doludur
407

Keklik, Nihat, Trk-slam Felsefesi Asndan Felsefenin lkeleri, ..E.F.Y., stanbul 1987, s. 84; Keklik, Felsefenin lkeleri, Felsefeye Giri I, s. 64. Keklik, Trk-slam Felsefesi Asndan Felsefenin lkeleri, s. 87; Keklik, Felsefenin lkeleri, Felsefeye Giri I, s. 66-67. Shreverd, ihbuddn, El-Lemeht, Se Risle ez eyh-i rk ihbuddn Yahy Shreverd, edit: Najaf Ali Habb, Tahran 1397-1977, s. 113.

408

409

: , . , , . , ,

CXXX

ve zellikle Eflatun ile Plotinosun etkileri altndadrlar. Bu ekol, aratrmamzda grld gibi, reisliini Shreverd Maktlun yapt orijinal bir felsefedir. slam dnce tarihinde nemli bir yer tutan ihbuddn Shreverd Maktl, aslnda kendinden nceki sflerin tarznda bir sf olmad gibi, tamamen felsefe yapma yolunu tutmu, halis akl ve nazar kullanan ruhu (: spirtualist) bir filozof da deildir. Onun Hikmetul-rkte mkemmelleen sistemi, zevke dayal bir tasavvufla, nazar ve dnceye dayanan felsefe arasndadr.410 Aslnda kendisinin ifadesiyle, rk yolunun salikinin; balangta akl nurlarn mhedesine engel olacak bahs ve nazarn engelini ortadan kaldrmak iin felsefeyi kullanp, nihayetsiz olan parltlara ulamak ve devamn salamak gayesiyle de artk tecerrdle nefsin terbiyesi metodunu kullanmas gerekmektedir. Bu felsefenin slam aleminde yegane temsilcisi ve ilk kurucusu eyhul-rk Shreverd ve en ok ilgi gstereni de emseddn ehrezurdir. bn Kemmne (. 683/1284), Allame Kutbeddn rz (. 710/1311), Muhakkik Celaleddn Devvn (. 907/1502) Emr Hseyn Meybd (. 904/1499), Vedd Tebrz (. X.yy./XVI.yy.), iyseddn Mansr rz (. 949/1501), Necmeddn Mahmd Tebrz (. XI.yy. balar/XVII.yy. balar), Molla Sadrann stad da olan Mr Dmd (. 1040/1631) ve nihayet Molla Sadra diye mehur olan Sadreddn rz (. 1050/1640) bu zmreye mensublardr. Endlste yetien bn Sebn ile bn Tufeylin eserlerinde de rkiyeye doru derin bir yneli grnmektedir.411 rk felsefe dncesi Anadoluda Muhyiddn bn Arab (. 638/1240), yannda yetitirdii talebesi Sadreddn Konev (. 673/1273), Necmeddn Kbr (. 618/1221), Mevln Celleddn Rm (. 672/1273) vastasyla sf ekoller iinde devam etmi, Sadreddn Konevnin mridi olan babas Hamza Efendi vastasyla Molla

410 411

Keklik, Felsefe, Mukayeseli Temel Bilgiler ve Kaynaklar, s. 35. Nasr, ihbeddn Shreverd Maktl, slam Dncesi Tarihi, c. I, s. 434; Sunar, slam Felsefesi Dersleri, s. 168-169.

CXXXI

Fenr (. 835/1431)412, smail Ankarav (. 1042/1632) ve nihayet smail Hakk Bursev (. 1135/1725) araclyla zamanmza kadar varln srdrm, izleri gnmze kadar ulamtr.

4.1.Kuran ve rk Tasavvuf Shreverdye gre, Kuran bizatihi kendisi, Nr suresinin aadaki 35. ayetiyle rk felsefe ekolne temel olmutur:


Allah, gklerin ve yerin Nurudur. Onun Nurunun misali, iinde k

bulunan bir kandil gibidir. O k billur bir fanus iindedir, o fanus da sanki inci gibi bir yldzdr; douya da, batya da ait olmayan, ya neredeyse kendisine ate demese bile k verecek, zeytin (adyla bilinen) mbarek aatan tututurulan (bir yldz). (Bu temsil edilen Nur,) nur stne nurdur. Allah diledii kimseyi nuruna ulatrr. Allah insanlara misaller getirir. Allah hereyi bilendir.413 Bu gibi ayetlerin ak tesiriyle birlikte Shreverdde, bu ayetlerin tevil ve tefsirinde, Bistm, Hallc ve Zun-nn Msrnin fikir ve ahsiyetlerinde temessl eden sufi ruhunun kuvvetli dalgas da tesir etmitir. Bu sufi fikri rk ekoln merkezini

412 413

Uzunarl, smail Hakk, Osmanl Tarihi I, T.T.K.Y., T.T.K.B., s. 532. Kurn- Kerim, Nur Suresi, 24:35.

CXXXII

oluturmutur. zellikle, tasavvuf yolundaki sufilik mertebeleri konusunda Eb Tlib Mekknin, Ktul-Kulb adl eseriyle, Shreverdye tesir ettii grlr414. Nitekim Shreverd, en nemli eseri olan Hikmetul-rkte, Eflatunun ve mhede sahiblerinin itikadnn iknaya dayanmadn syledikten ve Eflatunun yaad mhedelerden bazsn naklettikten sonra, hadisleri ve ayetleri ahid olarak gstermektedir. Arab ve Acemin rii yle buyurdu:

Gerekten Allaha mahsus nurdan


yetmiyedi perde vardr. ayet Onun zatndan (perdeler) alm olsayd, mutlaka Onun zatnn heybetleri, gznn idrak ettii hereyi yakard.415 Ona

Allah gklerin ve yerin nurudur,416 diye vahyolundu. Yine Allah, phesiz ar benim nurumdandr, buyurmutur.
Nebevi dualardan devirilenlerden biri udur: Ey nurlarn Nuru!

Mahlukundan gizlenip rtndn. Bu sebeple hibir nur Senin Nurunu idrak edemez. Ey nurlarn Nuru! Senin Nurunla gklerin ehli nurlanm, Senin Nurunla yer ehli aydnlanmtr. Ey her nurun Nuru! Senin Nurunla btn nurlar vlmtr. Mesur olan dualardan biri de; Senden, arnn rkunlarn dolduran Zatnn Nuruyla isterim (ey Allahm)! eklindedir. Ben bu eyleri delil olsun diye getirmedim, bilakis bunlarla iyice uyardm. ahidler (kutsal) sahifelerde ve saylamayacak kadar ok olan kadm hakimlerin szndedir.417
414

Mekk, Eb Tlib Muhammed b. Ebil-Hasen Ali b. Abbas, Ktul-Kulb f Mumeletil-Mahbb ve Vasfi Tarkil-Murd il Makmit-Tevhd, Matbaatul-Meymniyye, Msr 1306, c. I, s. 110113.

415

Shreverdnin zikrettii bu hadisin benzeri olan baka bir rivayeti Gazzl Miktnda zikretmektedir. Hadisin tahrici ve deiik rivayetleri iin bkz: Zebd, Muhammed b. Muhammed Huseyn, thfus-Sdetil-Muttakn bi-erhi Esrr hyi Ulmid-Dn, el-MatbaatulMeymeniyye, Msr 1311, c. II, s. 72-74. 416 Kurn- Kerim, Nur Suresi, 24:35. 417 Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, ss. 162-165.

CXXXIII

Hikmetul-rk arihleri bizim heybet olarak tercme ettiimiz lafzyla; mukarreb meleklerin, grdkleri zaman, Allahn celal ve azametinden dolay, muhteemlikleri sebebiyle, tesbih ettikleri Zatnn ezeli nurlarnn kasdedildiini sylerken, nurani perdelerin de akllardan ibaret mcerred nurlar olduu grndedirler. nk, Nur suresi 35. ayetteki, gklerin ve yerin Nurunun anlam, baz mfessirlerin Allah hakknda en-Nur ismini sylemekten imtina ederek syledikleri gklerin ve yerin mnevviri (: aydnlatc, nurlandrc) eklinde deil; bilakis O saf Nurdur (: mahdun-Nril-Baht) ve dier nurlar, Onun Nurunun yaylmasndaki dalgalardr, manasndadr.418 Shreverd, alemdeki her eyi Allahn nuru ve o nurun akna (: feyz) dndryor. te bu nur rktr. Alem Allahn rk ve feyzinden ortaya ktnda, nefs de bylece feyz ve rk (: ak ve dou) vastasyla kendi nee ve sevincine ulayor. Ona gre, biz de cisman lezzetlerden soyutlandmz zaman, zerimize bizden yardmn hi kesmeyen ilh nur tecell eder. Bu nurun bizdeki yerinden, kaynandan ortaya k, tpk insan tr iin baba ve en byk efendi misali gibidir ve o her sureti verendir.419 Grld gibi, eyhul-rk ihbuddn Shreverd, btn hayat boyunca Allaha ulamak ve nurlar mhede etmek gayesiyle, her eyden yz evirerek, rkle megul olmutur. Dua ve niyazlarnda bile rki felsefesinin izlerine rastlyoruz:

. ! . ! . ! . . .
418 419

Bkz: Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, ss. 163-164/dipnotlar. Keyl, Sm, Shreverd, Drul-Marif, Kahire, trhz., s. 23.

CXXXIV

. , . , . , ... . . .
rk, Senin yolundur, ey Allahm; ve bizler Senin kullarnz.. Seninle yceliriz biz; ve Senden bakas iin alalmayz.. nk lk Balang ve en Son Gaye Sensin.. Sendendir kuvvet; ve Sanadr tevekkl ve itimad.. Emrettiin eyler zerine bize yardm et.. Ve nimet olarak verdiin eyleri bizim zerimize tamamla.. Ve bizi seveceimiz ve raz olacamz eylere muvaffak kl..420 te rk, ulv feyze ulatran, Onun kendi yoludur. Bu feyz, kalbine hikmet sevgisini dolduran kimseden bakasna tecelli etmez. Shreverd de, hikmeti sevmi ve nefsini hikmetle doldurmutur. Hatta Hakm diye lakab almtr. Ona gre hakm lakab, sadece kendisinde ulv hallerin mhedesi

420

Shreverd, Kitbul-Meri vel-Mutraht, c. I, s. 196.

CXXXV

bulunan ve bununla beraber bir tat ve teellhe sahip olan kimseye sylenilir. Yukarda getii gibi ona gre, hikmete; 1- lk balang, dnyadan syrlp ayrlmak, 2- Ortas, lh nurlar mhede etmektir. 3- Sonuna son yoktur.421 Kanaatimize gre, Shreverd, felsefeyle tasavvuf arasn bulmu ve byle olan filozofa el-hakmul-mteellih (: ilahiyat filozof) lakabn kullanmtr. Onun fikir ve nazarnda mteellih olan hakmin zevk alan sf ile bir irtibat olmaldr. Buna Hikmetul-rk adl kitabnda iaret eder. Bu kitab, teellh ve bahsin (: aratrma) ikisini de taleb eden iindir. Bunda, teellh etmemi ve teellh taleb etmeyen aratrc iin nasib yoktur. Biz bu kitapta ve remzlerinde (: sembol), yalnzca mteellih olmaya alan ya da teellh taleb edenle birlikte aratryoruz. Sadece aratrma isteyen kimseye Melerin yolu gerekir. nk o, aratrma iin salam bir barnaktr. Bizim irk kaidelerde onunla ilgili szmz ve aratrmaya dayanan bir anlatmmz yoktur. Bilakis rklerin ileri, nurn fikirler olmakszn dzenlenmez.422 Bu fikrini ok ak bir ekilde ifade ederek yle syler: ...zetle, mteellih olan hakm, bedeni gmlek gibi olandr; bir kere onu karr, baka bir kere giyer.. Hukema arasnda mukaddes tohuma muttali olmayan, karp giymeyen insan saylmaz. nk insan, isterse nura ykselir, isterse istedii herhangi bir surette ortaya kar. G ise, kendisine aydnlanan nurla meydana gelir. Grmedin mi, kzgn demir, ate kendisine tesir ettii zaman atee benzer; k verir ve yakar? te nefs de kuds bir
421 422

Shreverd, Kitbul-Meri vel-Mutraht, c. I, ss. 195-196. Shreverd, a.g.e., c. I, s. 196.

, ... , ,

CXXXVI

cevherdir. Nurla etkilendii ve aydnlann elbisesini giydii zaman (onun) etkisi altna girer ve (o gibi) yapar: aret eder, iaretiyle o ey meydana gelir; tasavvur eder, tasavvuru hasebince olay vuku bulur... Deccaller olaanst eylerle kandryorlar; nurla aydnlanm, faziletli, erden ber olan nizam seven kimse nurun desteiyle tesir eder, nk o kudsiyetin neticesi ve sonucudur. 423 el-Meri vel-Mutrahtnn, kk lme (: el-mevtul-asar) neden olan feri snk nrdan (: en-nrut-tmis) bahsettii blmde Shreverd, yakn zamanda slk nurlarnn (: envrus-slk) Pisagorculardaki mayasnn kalem sahibi kardeim (: ah ihmm) dedii Zn-Nnil-Msrye424 ulatn, ondan Tuster ehrinin seyyah (: seyyru Tuster) diye iaret ettii Sehl b. Abdillah Tuster425 ve takipilerine indiini; Husrevniler dedii ran hakimlerindeki sluktaki mayasnn ise, Bistam ehrinin seyyah (: seyyru Bistam) dedii Eb Yezd Bistmye426, daha sonra Beyd ehrinde doan Hseyin b. Mansur Hallaca427 iaret ettii Beyd ehrinin yiidine (: fet Beyd), bunlardan sonra mil ve Harrekn ehirlerinin seyyah (: seyyru mil ve Harrekn) dedii Ebul-Hasen Harreknye indiini sylemektedir428. Btn bu zikrettii isimlerdeki ortak nokta, hepsinin tasavvuf tarihinde mehur ve felsef tasavvufta iz brakm ahsiyetler oluudur. Nitekim, ona gre, bedenlerinin heykellerinden syrlp, -khir nuru mahede eden, bata slam literatrnde dris peygamber olarak bilinen Hermes, it peygamber olarak bilinen Agasezimon olmak zere, Empedokles, Eflatun ve bunlarn takipileri

. , . , ,
423 424

Shreverd, Kitbul-Meri vel-Mutraht, c. I, s. 196 Bkz: bnun-Nedm, Ebul-Ferec Muhammed b. Eb Yakb shak, Kitbul-Fihrist, erh ve tah: Dr. Yusuf Ali Tavl, Drul-Ktbil-lmiyye, et-tabatul-l, Beyrut 1996, s. 322. Massignon, Louis, Recueil de Textes, Concernat lHistoire de la Mystique en Pays dIslam, Paris 1929, s. 39-42. Brockelmann, GAL, c. I, s. 199; Brockelmann, GAL Supp., c. I, s. 353. Massignon, Louis, La Passion dal-Hallj, Paris 1922, s. 14. Shreverd, Kitbul-Meri vel-Mutraht, c. I, ss. 502-503.

425

426 427 428

CXXXVII

olan Hind ve Pers hakimleri gibi,- mahede etmek gerekmektedir. nk bu khir nurun akl delille isbat mmkn deildir. Shreverd, bunu da tasavvuf irada benzeyen bir yolla mmkn grdn ve mhede iin sanki bir mride bal olmak gerektiini, felek ilerde hkm eden bir veya iki ahsn gzlemine itibar ettikleri halde, hikmet ve nbvvetin sz sahipleri olanlarn ruhani gzlemlerinde mhede ettiklerine nasl itibar edilmez, sznn akabinde, kendisinin Rabbinin burhan olmasayd, Me yolunda, bu gibi eyleri inkar eder halde srarc kalacan; bunu tasdik etmeyen ve bu delille ikna olmayana riyazet ve mhede sahiblerine hizmet etmesini art koarak ifade etmektedir429. eyhul-rk Shreverdnin felsefesi, temel prensiplerini yksek sf ruhundan salamaktadr. Shreverd, kendisi de, hakm olan mistikten, nefsinin derinliklerinde hikmet, tecerrd ve ilh zta ulamak iin dnyay terketme zelliklerini toplayan el-hakmul-mteellih olmasn ister. et-Telvhtn 55. fkrasndaki Aristo ryasnda Shreverd, karlkl rk prensiplerden konutuktan sonra Aristoya, o asrda yaam, aratrmaya dayal bahs felsefe olan Meiyye felsefesine tabi olan mslman filozoflar saymaya balar. Aristo buna hi iltifat etmez. Bilakis eyhulrk, Bistm, Tusteri gibi tecrid ehli olan sufilerden bazlarnn isimlerini syleyince Aristo onlar ver430. Bu Aristo, bir ksm Aristo Teolojisi olarak Trkeye tercme edilen, uzun yllar Aristotalese nisbet edildikten sonra Plotinusa ait olduu anlalan Ethologicann mellifi olan Aristo olmaldr. Bununla, eyhul-rk Shreverdnin hem Me merebini ve Meleri tenkid edip hem de Aristoya, grd ryada, stad diye hitab ve szlerine verdii kymet de anlalmaktadr.

4.2.Gazzlnin Miktul-Envr ve Shreverdnin rk

429 430

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 156. Shreverd, Kitbut-Telvht, ss. 70-74.

CXXXVIII

Shreverdnin Miktul-Envr yoluyla bizzat Gazzlden veya Gazzlnin tesiri altnda kalan zamanndaki sufi filozoflardan etkilenmi olmas mmkndr. Gazzlnin akl hayatn anlatt el-Munkzu mined-Dall adl eserinde kendisinin izah ettii gibi, fkh ve kelm retilerle uzun sre urasndan sonra tasavvufa meyletmiti. Tasavvuf yolunda yrmeye balaynca; kalb, vecd ve zevke dayal idrak gibi konulardan bahsetmeye balad. Sonu olarak da, marifetin yolu olarak sufi zevkini tercih etti431. Miktul-Envr, Gazzlnin son dneminde yazd nemli eserlerinden biridir. O bu eserini ksma ayrr. Eserin mukaddimesinde

...

En gzel vgler, nurlar aktan


Allaha mahsustur..... Rahmetler nurlarn nuru olan Muhammedin zerine olsun diye balar ve sonra bu eseri telif edi sebebini zikreder. Mikt, ilh nurlarn esrarnn aklamasn isteyen birine cevap olarak yazdn syler. Nur suresinin 35. ayetinin tefsirini ve

phesiz Allahn nur ve zulmetten yetmi bin rts vardr. Onlar am


olsayd, Ztnn (nurlarnn, cellinin ve azemetinin) parltlar, gz Onu idrak eden herkesi mutlaka yakard,432 hadis-i erifinin erhini yapt eserinde, bu ilmin kapsnn ancak arifler iinden ilimde derinlemi olanlara (: er-rsihn) alacan belirtir ve kendi ifadesiyle, muhtasar iaretler ve icazl telvihlerle yetinir433. Nitekim, daha sonra Shreverd, risalelerinden birinin adn et-Telvht koyacaktr. Bu sebeble ncelikle, Gazzlnin, irkin temel prensiplerinden biri olan nur kavram hakknda, MiktulEnvrdaki grlerini ortaya koymak yerinde olacaktr.

431

Nicholson, Ronald, Fit-Tasavvufil-slm ve Trhih, terc: Ebul-Al Aff, Lecnetut-Telf vet-Terceme ven-Ner, Kahire 1956, s. 146. Hadisin tahrici ve deiik rivayetleri iin bkz: Zebd, thfus-Sdetil-Muttakn, c. II, s. 72-74. Gazzl, Eb Hmid Muhammed, Miktul-Envr, Mecmatu Resilil-mm el-Gazzl IV, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1414-1994, s. 3-4.

432 433

CXXXIX

Gazzl, birinci blmde gerek nurun (: en-Nrul-Hakk) Allah olduunu beyan eder. Nur ismi, Allahtan bakas hakknda kullanlmas tamamen meczdr. Bu faslda nurun avama gre mefhumu, havasn anlay ve nc olarak hssul-havsa gre mefhumu anlatlr434. Grld gibi Gazzl, Nr isminin aslnda Allah hakknda kullanldn, dier aydnlk varlklara mecz olarak sylenildiini iddia eder. Shreverdnin de, nurun hakk ve mecz olarak kullanlmasn izah ederken, bu fikri benimsedii grlecektir. Bunun bir neticesi olarak kendinden sonra vahdet-i vcdun sistemlemesinde etkili olmu ama ne yazk ki, btn vahdet-i vcdu benimseyenler tarafndan Gazzlnin Mikt esas kabul edilirken Shreverdden bahsedilmemesi onun farkl anlalmasna sebep olmutur. Gazzlye gre; avam, nurun zuhura iaret ettii grndedir. Nur, bizatihi grlen ve bakasn gsterenden ibarettir; gne, ay, k veren ate ve kandil gibi.. Bu, duyularla hissedilen nurdur435. Bundan dolay idrak nura baldr. nk grme kuvvesi olan ruh (: er-rhul-bsire) nura denktir veya nur diye adlandrlr. te bu da, havasn anlaynn esasdr. Hssul-havas ise, akln nur diye adlandrmaya, gren kuvveden (: el-bsire) daha layk olduu grndedirler. Hikmet nurunun akln zerine irk, insan bilkuvve grc olmasndan sonra, bilfiil grc yapar. Burada iki alem vardr: His alemi ve akl alemi.. His alemi grlen alem (: lemu-ahde), akl alemi grnmeyen alemdir (: lemul-melekt). Grnmeyen aleme nisbetle grlen alem, nura nisbetle zulmet gibidir. Bu sebeple grnmeyen melekt alemi ulv alem, rhn alem, nrn alem; mukbilindeki alem de sfl alem, cismn alem, zulmn alem diye adlandrlr. Bir hadis-i erifte phesiz Allah, mahlukunu karanlkta yaratm, sonra onlarn zerine nurundan bir ksm

434 435

Gazzl, a.g.e., s. 4. Gazzl, Miktul-Envr, ayn yer.

CXL

aktmtr,436 buyrulmaktadr. Grlen alem (: lemu-ahde), grnmeyen alemin (: lemul-melekt) glgesidir. Neb Muhammed, vastasyla marifet nurlarnn mahlukun zerine akt nebev kuds ruhtur, nurlar bakalarnn zerine akan aydnlk veren kandildir. Nebilerin hepsi kandillerdir. Alimler de yledir fakat, derece derecedirler. Bu kandiller, nurunu ulv nurlardan alrlar. Nurlarn yeryz nurlar zerine aktan gkyz nurlar, biri dierinden nurunu alarak dizilir ve sralanrlar. lk kaynaa en yakn olan, nur diye adlandrlmaya en layktr. nk, rtbe olarak en yksektir. Bil ki, diyor Gazzl, zetle anlattklarmzn ardndan, phesiz, basiret sahiplerine melekt nurlarn ancak bu tertip zere bulunduklar kefolunur. Yakndaki, en yksek nura en yakndr.... lerinde, nurlarn hepsinin kayna olan rububiyyet hazreti derecesine yaklaan en yakn da vardr, en uzak da vardr. Aralarnda saymaya g yetmeyecek kadar dereceler bulunur. Bilinen, ancak bunlarn okluu ve sralarndaki tertipleridir.437 Nurlarn zel bir sras vardr. nk, sonsuza kadar teselsl devam etmez. Bilakis ilk kaynaa kadar ykselir ve orda son bulur. O ilk kaynak da, Zatna bakasndan nur gelmeyen ve nurlarn hepsinin, tertipleri zere, Kendisinden doduklar, Zatyla nurdur (: li-ztih ve bi-ztih). Asl nur, btn nurlarn kaynadr, cevherinde ihtiyaszdr (: el-an) ve hakik nurdur. Ondan bakalar, Kendisinden msterun minhdir, dn olarak nur ismini almlardr, yani Ona nisbetle bizatihi muhtatrlar (: el-fakr). dn alan muhtatr, ihtiyasz olan dn verendir. te nurun bir ksm, asl nur gibi, bizatihi varl (: el-vucd) olandr. Bir ksm da, bizatihi varl olmayp, asl nurdan sadr olan nurlar gibi, varl bakasna dayanandr. Varlklarn (: el-mevcdt) bir ksm da, ne kendisi iin, ne de bakas iin var olanlardr, ki bunlar zulman varlklardr. Zulmet nurun karldr ve yokluktur (:
436

Hkim, Eb Abdillah Muhammed b. Abdillah Nisbr, el-Mstedrek ales-Sahhayn, tah: Mustafa Abdulkadir Ata, Drul-Ktbil-lmiyye, c. I, s. 84; Fris, Aluddn Ali b. Belbn, Sahhu bn Hibbn bi Tertbi bn Belbn, tah: uayb Arnat, Messesetur-Risle, c. XIV, s. 4345. 437 Gazzl, Miktul-Envr, s. 5-10.

CXLI

adem)438. Sanki, Gazzlnin buraya kadar anlattklarn Shreverd tasavvuf-felsef bir disiplin haline getirmitir. Baka bir deyile, ikisi arasnda ifadeler ve anlamlarndaki benzerlik, Shreverdnin Me metodunu kullanarak Gazzlnin fikir ve itikadna dayal, felsef bir tasavvuf sistemi ortaya kard kanaatini uyandrmaktadr. Miktul-Envrn ikinci blmnde Gazzl, temsilin srrndan, metodundan ve manalarn ruhlarn; misallerle ruhlar, grlen alemle grnmeyen alem arasndaki ahenk ve benzerliin kalplaryla belirleme konusundan bahsederken Eflatunculuun misallerini sunar. Sonra sfl alemde ortaya kan nurlar ve grlen alemdeki, yani duyular alemindeki misalleri ortaya koyar. Buradaki misal, Eflatunculuun rnekleri anlamnda deil, grnmeyen alemdeki misali zere olmas gereken ruha tebih etme manasndadr. Grlen alemle grnmeyen alem arasndaki ba, ykseliin devam ve ilah huzura (: el-hazretul-ilhiyye) ulamak iin zorunludur. Gazzl, daha sonra nuran beer ruhlarn mertebelerinden sz etmeye balar: 1-Biri hisseden ruhtur (: er-rhul-hasss = (kandil) .) 2-Hayal eden ruhtur. Bu ruh duyularn kendisine getirdiklerini tesbit edip yazar (: er-rhul-hayl = (billur fanus) .) 3-Akleden ruhtur. Bu da, duyunun dndaki manalar idrak eder (: er-rhulakl = (k) .) 4-Sonra dnen ruhtur. Bu ruh ise, akl ilimlerden marifetleri karp sonulandrr (: er-rhul-fikr = (mbarek aa) .) 5-Son olarak, nbvvete ait kutsanm olan ruhtur. Nebiler ve baz velilere zeldir. Bunda bilinmezliin (: el-ayb) levhalar tecelli eder (: er-rhul-kuds ennebev = (neredeyse tutuacak ya) .)
438

Gazzl, a.g.e., s. 11.

CXLII

te bu ruhlar nurlardr ve kendileriyle varlklarn trleri ortaya kar.439 nc faslda Gazzl,

phesiz Allahn nur ve zulmetten yetmi bin rts


vardr. Onlar am olsayd, Ztnn cell ve azametinin parltlar, gz Onu idrak eden herkesi mutlaka yakard,440 hadis-i erifinin manasn erhetmeye ynelerek unlar syler: Allah Tel, Ztnda, Ztna, Ztyla (: f ztih, li-ztih, bi-ztih) tecell eder. phesiz rt, rtlene nisbetledir. Yaratlanlardan rtlm olanlar (: elmahcb), ksmdr: Bir ksm, yaln zulmetle rtlm olanlar; bir ksm, yalnz saf nurla rtlm olanlar; bir ksm da zulmetle birleik olan nurla rtlm olanlardr. kinci ksmdan bazs Perslerden putperestlerdir, duyularla hissedilen atee tapanlardr. Bir ksm yldzlara tapanlardr, bir ksm yalnz gnee tapanlardr. Baka bir ksm, nurlarn hepsini kuatan mutlak nura tapanlardr. Sonra bunlar, alemde erleri ve erlileri grdler ve onlar karanlklara nisbet ettiler. Karanlkla nuru ayrdlar, alemi nur ve zulmete hulul ettirdiler. Belki de o ikisini Yezdan ve Ehreman diye adlandrdlar.441 Gazzl, onlar ekler. Kanaatimize gre, Gazzlnin mahcb olanlardan zikrettii nc ksm Shreverd, asl tevhde dayanan semav kkenli bir inanken, sonradan gelenler tarafndan tahrif edilmi bir din sayar. eyhul-rk, bu dini Eski ran dini ve o dinin ilk muhatab olarak da Zerdtt grmektedir. Belki bu yzden hem Eski ran dinini ihya etmeye altn itiraf etmekte, hem de Mecusileri mrik sayarak tevhd ehli olarak kalabilmektedir.
439 440 441

bu

fasln

sonunda

nurlarn

makamlarndan

ve

saliklerin

mertebelerinden bahsettikten sonra, rtlm olanlarn (: mahcbn) nc ksmna

Gazzl, Miktul-Envr, s. 17, s. 23-24. Hadisin tahrici ve deiik rivayetleri iin bkz: Zebd, thfus-Sdetil-Muttakn, c. II, s. 72-74. Gazzl, Miktul-Envr, s. 27-30.

CXLIII

Burada naklettiimiz ynleri itibaryla Miktul-Envr, rk ekoln nemli bir kayna saylr. nk Gazzl, eserde nrn vahdetlerle varl (: el-vucd) dolduran nrn ak (: el-feyz) fikrinden bahsetmekte ve bunun doruluuna Kurandan ayetlerle delil getirmektedir. Sonra yine, zulmet alemi olan duyular aleminden ve nrn misaller alemi olan melekut aleminden bahsetmektedir. Bu misaller yce meleklerdir. te bu, Shreverddeki fikirlerin yneldii asl temeldir. Daha sonra, Gazzl Mikatnda, Pers kltrne; nur ve zulmet konusunda Zerdtlk ve Manilie, yldzlara ibadet konusunda yldza tapanlara ak bir ekilde iaret etmektedir. Btn bu benzerlikler iki ihtimale delil olabilir: Ya, Gazzl, Shreverdnin ulat ve etkilendii kaynaklara ulam ve etkilenmitir veya Shreverd, Gazzlnin Miktul-Envr adl eserini okumu, tesiri altnda kalm ve birok fikri ondan almtr. kinci ihtimal, Shreverdnin direkt olarak Gazzlnin fikirlerini kendi felsef slubuyla ortaya koyduunu gsterirken; her iki ihtimalin ortak sonucu, Shreverd ve Gazzlnin ayn fikirlere inanm ve benimsemi olduklar eklindedir.

CXLIV

II.SHREVERDNN ESERLERNDEK SLUP ihabuddn Shreverdnin daha iyi tannabilmesi hi phesiz eserlerinin tannp anlalmasyla dorudan ilgilidir. Aratrmamzn snrlandrd erevede eyhul-rkin Arapa olarak telif ettii eserlerinden, felsefesinin temelini oluturan ve neredeyse kendisiyle aynileen Hikmetul-rk ve Heykilun-Nr adl eserlerini inceleyeceiz. Burada ad geen eserler bata ve temel olmak zere, yeri geldiince btn eserlerinden, hakm, suf, mtekellim, fakih ve usulc olduu kadar edib ve air442 olarak da bahsedilen eyhul-rk Shreverd Maktlun eserlerindeki slup ve onlarn anlalmasn kolaylatracak ayrc zellikler gsterilmeye allacaktr.

A.Kelamda slup ve eitleri Bir duygu veya dncenin szden faydalanmak suretiyle heyecan ve hayranlk uyandracak ekilde ifadesi olan, nazm veya nesir trnde yazlm bir edebiyat eseri; unsurun o eserin sanatkar tarafndan bireyler ortaya koymann cazibesi iinde meydana geldii zel bir terkiptir. te, terkip halindeki bu eser, muhteva, yap ve dil unsurlarndan teekkl etmektedir. Muhteva, yap ve dil lsnn terkiplenip bir btn halini almasnda ihtiya duyulan sentez, eserin vazgeilmez unsuru olan slupta kendini gsterir. air veya yazarn, eserini tekil eden yukardaki unsurlar bata olmak zereher trl unsuru, kendine has ve tamamen orjinal bir tarzda, belli bir terkibe kavuturmasndaki tavr ve yntem, slubunu oluturur.443 Her sanatkarn kendine has slubu olmasnn yan sra, inceleme ve eletiride (: en-nakd ) esas olabilecek, eserlerin

442 443

Kehhle, Mucemul-Mellifin, c. III, s. 189. etili, smail, Edebiyat Dili/Edeb Dil, Trk Yurdu, ubat-Mart 2001, c. XXI, Say: 162-163, s. 116-117.

CXLV

muhteva, yap ve dil unsurlarndan hareketle, slubun tarif ve tasnifini yapmak gerekmektedir. Kelamdan kasdedilen gayeye en yaklatrc ve iitilenleri daha tesirli bir surette maksada ulatrc; telif edilmi lafzlardaki manalar demek olan farkl sluplarn, slup tahlilinden nce bilinmesi gerekir. air veya edibin; dncesini, duygusunu, tefekkrn, hissettiklerini, hayal ettiklerini kendine has bir ifade tarzyla anlatmas iin, szl veya yazl cmlelerinin btnne ayrc keyfiyet kazandran zelliklerin tmne slup denilir. Bu da onun, maksadn anlatabilmek ve sylediine zellik katabilmek iin dille ilgili kural ve imkanlar kendine has llerle kullanldr.444 Muhteva, yap ve dil unsurlar esas alnarak yaplacak bir tasnifte slubu e ayrmak mmkndr.

1.lm slup sluplarn en kuvvetlisi; salam bir manta ve doru bir dnceye en ok ihtiya duyan; iire ait olan hayal ve tebihlerden en uza ilm sluptur. nk bu slup akla hitab eder, dnceyi akla kavuturur ve kapal olan ilmi hakkatleri izah eder. Bu slubun en belirgin zellii vudhdur (: aklk). Bu nedenle, nce ilm slubun kuvvet ve gzelliinin ne olduunun ortaya konulmas gerekir. Kuvveti, izahnn yksek olmas ve delillerinin salamlndadr. Gzellii ise, ibarelerinin kolayl ve kelimelerin seimindedir. Zevk-i selim ve kelamn serdedilme yollarnn en yaknyla dncelerdeki manalarn ifade edilmesi de, bu slubun gzelliini belirleyen unsurlardr. te bu sebeplerden, ilm slupta mterek manalardan arnm, ak lafzlarn seilmesi, bu lafzlarn da kolay ve ak olarak telif edilmesi gerekir. Hatta
444

Thirul-Mevlev, Edebiyat Lgat, haz.: Kemal Edib Krkolu, Enderun Kitabevi, stanbul 1994, s. 177-178.

CXLVI

lafzlar kastedilen manaya effaf bir elbise gibi olmal; zanlara imkan, tevcih ve tevile mecal brakmamaldr445. lm slubun amac, iaret eden lafzla iaret edilen mana arasnda tam bir uygunluk kurmaktr. Bu sebeble bu slup, muhatabnn dikkatini kendi zerine ekmeden, iaret ettii eye, ak ve kesin bir biimde gtrr. Bunu yaparken ilim dilinin kulland kendine has stlahlar vardr ve ifade bu stlahlarn dorultusunda varlk bulur.446 Dolaysyla ilm slubun alt kategorisi sayabileceimiz felsef dilin de kendi stlahlar vardr. Ayrca her felsef ekol, kendi stlahn bunun altnda retmi ve felsefesini kurmutur. lmi slupta, -herhangi bir temel prensip veya ayrc zellikle karmamas artyla, istisna olarak gelmesi durumunu hari tutarsak,- mecz ve bedi gzelliklerden kelam tecrid edip temizlemek, slubu onlardan koruyup uzak tutmak gzel grlmtr. Ancak, bununla birlikte; hakkatleri zihinlere yaklatran, bir eyin benzerlerinin zikredilmesiyle daha ok aklanmas kastedilen tebih ise, ilm slupta makbuldr447. Bu balamda, Shreverdnin didaktik eserlerindeki slubuna, -tahsis ettiimiz blmde grlecei gibi,- mantk ve felsefe konularn ve bunlar metod olarak kullanarak rk kaidelerini anlatt iin, ilmi slup, denilebilir. Bununla birlikte, bu slubun zellii olarak zikredilen gayeyle ve bilhassa -btn felsef metinlerdeki gibi,makuln mahsus yerine indirilmesi kasdyla, beyan ilminin unsurlarna yer vermitir.

445

Him, Ahmed, Cevhirul-Belaa fil-Men vel-Beyn vel-Bed, et-tabatus-sniyyeti aara, Dru Kahraman lin-Ner vet-Tevz, stanbul 1984, s. 43-44; Vardar, Berke ve heyet, Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Szl, T.D.K.Y., Ankara 1980, s. 57.

446

etili, Edebiyat Dili/Edeb Dil, s. 119; bkz. Wellek, R.-Warren, A., Edebiyat Biliminin Temelleri, ev: A. E. Uysal, Kltr Turizm Bakanl Yaynlar, Ankara 1983, s. 23-26. 447 Him, a.g.e., s. 43.

CXLVII

2.Edeb slup Sanat, onu var edecek olan malzemenin ilenmesiyle ortaya kar. Bu yzden sanat; sanatkarn, elindeki malzemeyi zek, beceri, gayret ve sabryla yenmesi; duygu, dnce ve hayallerinin ifadesi haline dntrebilmesidir. Edebiyat da, bir dil sanat olarak, sanatkar olan yazarn, dil malzemesini ileyebilmesi, eserini duygu, dnce, hayal ve mhedelerinin en gzel ifadesi klabilmesidir. Bu da cidd bir dil kltr ve zevk-i selimi gerekli klmaktadr. Yazar, byk bir duyarllkla, zihnindeki manay veya ruhundaki duyguyu en iyi ifade edebilecek kelimeyi seebilmeli; setii kelimeleri cmle iinde en uygun biimde yerletirebilmelidir. Edeb slupla yazlan bir eserin, okuyucuyu sarveren derinlii, zenginlii, ahengi ve gzellii, dil unsurlarnn en st derecede kullanlmas ile elde edilebilir. Byle bir eser, ilk kelimeden son kelimeye kadar, kullanlm btn dil unsurlarnn meydana getirdii bir terkiptir. Byle bir metinden bir kelimeyi karmak veya yerini deitirmek eklindeki herhangi bir mdahale, btnn terkibinde gizli olan gzellik ve ahengin bir anda bozulmas ve yok olmasna neden olacaktr.448 Lafz ve manada gzellik, edeb slubun en bariz sfat ve onu dierlerinden en ak ekilde ayran zelliidir. nk bu slupta parlak bir hayal, ince bir tasvir, konu olan eyler arasnda uzak benzerlik ynlerinin tekrar, manalara hissedilmi olann elbisesini giydirmek ve duyularla hissedilmi olan mnev surette aklamak, izhar etmek gibi gzellikler vardr. iir ve edeb nesir, bu slubun temel kaynak olarak kullanld trlerdir. Edeb slub bunlarda ortaya kar ve rn verir; nk bu tr eserlerde asl maksat, sanat ve gzelliin zirvesine ulamaktr449. Shreverd, kaynaklarn ittifakyla edip ve air olmasna ramen, zellikle didaktik eserlerinde, sanat ortaya koymay veya lafz ve manada bedi gzellii asli maksat edinmemi olarak grlr. Bununla birlikte, kssa trnde yazd eserler ve
448 449

etili, Edebiyat Dili/Edeb Dil, s. 120. Him, Cevhirul-Belaa, s. 44.

CXLVIII

iirleri ise, birer edebiyat aheseri saylabilir. Muhtemelen bunlar sebebiyle, kendisi edip ve air diye vasflanm olmaldr.

3.Hitab slup Ferdin, toplumun bir paras olabilmesi; sosyalleebilmesi iin gerekli olan gnlk hayat ierisindeki iletiimlerinin vastas dildir. Byk lde fertler aras iletiimi salama amac etrafnda ekillenen hitb sluptan beklenen, hatibin muhatabna iletmek istedii mesaj, en salam ve salkl bir biimde iletmesidir. Bu sebeple hitb slubun dili, muhatabnn dikkatini, iaret edilen mana zerinde younlatrr. Konuann ya da konuma slubuyla yazann- duygularn yanstmann yannda, dinleyeni etkileme fonksiyonu iinde kelimeler, asl manalarnn dna taan bir mana yklenip, edeb sluba has bir takm sanatlarla sslenebilirler. Buna ramen, hibir zaman hitb slup, edeb slup seviyesine ykselemez.450 Bu slupta, manalarn ve lafzlarn kuvvetiyle birlikte huccet, delil ve burhann; ufku geni olan akln gc grlr. Genelde hitabet sanatna ait olan bu slubu kullanan hatip, dinleyenlerin kararlln ve gayretlerini harekete geirmek iin, onlarn isteklerine gre konuur. Hitab slubun gzellik ve aklnn, dinleyene tesirinde ve nefislerin derinliklerine ulamasnda byk bir pay vardr. slubun tesirini artran eylerden bazlar yle sralanabilir: Hatibin dinleyenlerinin yanndaki yeri, konuyu arzetmesindeki kuvveti, delillerinin akl ve anlalrl, sesinin vurgular ve tonu, hitap tarznn gzellii ve mimiklerinin uygunluu. Bu slubu dier sluplardan ayran en bariz zelliklerden bazlar ise; tekrarlarn, mradiflerin (: e anlamllar) ve darb- mesellerin (: ataszleri ve vecizeler) kullanlmas, konunun gerektirdii duruma gre kelimelerin seilmesidir. Burada, ihbardan istifhama, taaccubdan, istihkara kadar btn tabir eitlerinin birbirini takip
450

etili, Edebiyat Dili/Edeb Dil, s. 119.

CXLIX

etmesi, nesir veya hitap tarzndaki kelamn duru yerlerinin yeteri kadar ak ve belirgin olmas gzellii artran faktrlerdir.451 Edeb sanatlar ortaya koymay amalayarak eser verenler; bu slupta meczlarn, hayal ve tebihlerin okluunun slubun gzelliini artrdn sansalar da bu san yanltr. nk mecz ve tebihlerin ok zor anlalabilir olmas, yani anlalmasndaki zorluun iddeti, slubun gzelliini giderir ve slubun kendisine ait olan tabi gzelliini bozar. Bu da ancak, zevk-i selimle bilinebilen bedh bir haldir.452 Shreverdnin eserlerinde, hitab slup her ne kadar bu slup, zellikle hitabet sanatna ait olsa da,- grlmektedir. rk yolunun saliklerine hitab eklindeki vasiyetlerinde, nasihatlerinde ve Allaha mnacaatnda, neredeyse tamamen hitabi slup kullanlmtr.

B.Shreverd Maktlde slup slup, hangi eserde olursa olsun, yazarnn gizli kalm maksadlarn ve nefsindeki kapal kalm zellikleri yanstp gsteren bir aynadr. Biz de, ekolnn hakkatini gizlemeyi esas alarak sembolik ifade yolunu seen, filozofumuz Shreverd Maktlun ahsiyetinin baz ynlerini ortaya karacana inandmz slubunu aratrrken vardmz sonular ortaya koymaya alacaz. Ancak slubu hakkndaki mlahazalarmz genel olarak yle sralayabiliriz: ncelikle beyan edilmesi gereken gerek, Shreverdnin slubunun sanatsal gayeyle yazlm eserlerdeki gibi, edeb gzelliklerle vasflanmaktan uzak bir slup olduudur. Hatta eyhul-rkin baz kitaplarnda mzekker sfatn mennes mevsufa veya mennes sfatn mzekker mevsufa hamli, saylarn temyizlerindeki kaidelere uygunluun ihlali gibi nahiv hatalarna bile rastlyoruz. Ancak unu sylemek
451

Him, Cevhirul-Belaa, s. 44.

CL

zorundayz: Bugn elimize ulaan eserlerinin, ister yazma olsun, ister bu yazmalar esas alnarak baslm olsun, hibiri onun kendi nshas deildir. Bu hatalarn mellif hatas m, yoksa istinsah hatas m olduu hakknda, zikrettiimiz sebeple, kesin ve doru bir hkm veremiyoruz. Bu yzden eserlerini sarf ve nahiv ynnden deil, mana ve mefhum olarak inceleyip tenkid etmek gerekir. kinci olarak, eyhul-rk Shreverdnin eserlerindeki blmlendirmesinde, kesin hatlarla izilmi bir metoda uymadn mlahaza ediyoruz. zellikle kk ve alt blmlere bal olan yerlerde bu aka fark edilmektedir. rk retileri ieren kitaplarnda ise, genel anlamyla eserin tmn kapsayan bir icaza meylettii grlmektedir. Hatta neredeyse baz konularda, yaz sluplarnda temel esas olan, devam ve irtibata riayet ilkesine uymayan kesik ibarelere rastlyoruz. et-Telvht adl eserinde grdmz gibi, zel iaretler kullanmas da, kitaplarndaki slup zelliklerinden saylabilir. Burada hatrlamamz gereken bir baka nokta da, Shreverdnin yaad ksa mrnn neredeyse ounun, seyahatlerle gemi olmas ve muhtemelen bu durumun onu kendi eserlerine ikinci bir kez dnp slubunu kontrol etmek, konularn gzden geirmek ve genel olarak eserlerini bedi sanatlarla gzelletirmekten geri braktdr. Saydmz bu tesbitlerimiz sonucunda, eyhul-rk Shreverdnin birok ibaresinin, talebeleri ve izinden giden tabilerinin erhlerini okumadan anlamann imkansz olduu ortaya kar. Bununla birlikte, eyhul-rkin felsef mesleinin retilerini ortaya koyduu ve daha nceki sayfalarda kendisinden naklettiimiz tavsiyeyle sralad didaktik eserlerinden baka, hikaye trnde yazd, semboller zerine kurulmu felsef risalelerinde ve iirlerinde, baz lafz ve manev edeb sanatlara da rastladmz sylemeliyiz. Biz Shreverdnin didaktik eserlerini yolunun saliki, bahsi ve nazari felsefeyi teellhle birletiren talebeleri iin kaleme almken; sembolik ve tasavvuf452

Him, Cevhirul-Belaa, s. 44.

CLI

felsef risalelerini, hereyden nce geni halk kitlelerine hitap etmek amacyla, halkn anlayaca slup ve dille kaleme almtr. ounlukla Farsa yazlm olan bu ikinci gruptaki risalelerde kanaatimize gre, amacn gerekletirmek, halka ulaabilmek iin dayand hususlardan biri de, mecz ifadeler kullanarak tebih ve temsiller getirmesidir. nk byle bir slup ekli, mcerred meseleleri mahhas misallerle anlatmay mmkn klmaktadr.453 te bu sebeple, bir ok hikmet ehli gibi, o da dncelerini ve felsef mesleini halka ulamak iin yazd risalelerinde mecz ve istirelerle dile getirmitir. Ancak biz bu blmde didaktik eserlerindeki slubu, zellikle iki temel eseri Hikmetul-rk ve Heykilun-Nrun slubunu inceleyeceiz. Bu iki temel eseri, birincisi bu tr eserlerinin ve ekolnn temel kitab, ikincisi de ayn tr eserlerinden en ok erh edilen olduu iin ele alyoruz. Ancak, aratrmamzda Shreverdnin btn eserlerinden faydalanarak, yeri geldike onlara da iaret etmeyi ihmal etmeyeceiz.

1.Hikmetul-rkn slubu eyhul-rk ihabuddn Shreverd Maktlun dier btn eserlerinde iaret ettii, bayapt olan bu didaktik eseri, kitabn yazlmasnn sebebini zikrettii bir mukaddime ile balar: Biliniz ki, ey kardelerim! Sizin Hikmetul-rkin yazlmas iin tekliflerinizin okluu, benim bundan imtina edip kanma konusundaki azmimi zayflatt.454 Kitabn ierdii konular ve bunlar ifade eden semboller ise, eyhul-rkin kendisinin de belirttii gibi, akl olan nazar ve bahse deil, zevke racidir. nk
453

Keklik, Nihat, Mevlanada Metafor Yoluyla Felsefe, Felsefe Arkivi, Say: XXVI, E.F.B., stanbul 1987, s. 25, 30. 454 Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 9.

.....

CLII

eyhul-rk Shreverd, rubbiyet aleminde apak grdklerini isbat etmitir, bu eserinde.. Ona gre kitap, mnakaa ve mantk kaideleri zerine kurulu delillerin ortaya konulduu bir yer deildir. Bilakis eserdeki nermeler, isbatlarnn hakkatini ieren zevk ve kef hkmlerdir. Bu sebeple kabulleri de, ancak ahsi tecrbeler ve gayretlerden sonra tamamlanabilir455. Hikmetul-rk iki ksmdan oluur. Genelde hitab slupla yazlm olan eserin, mantk ilminin llerini anlatarak doru dncenin kaidelerini ieren birinci ksmnda,456 ayn zamanda ilm bir slup gze arpmaktadr. Kendi iinde makale adn verdii blme ayrlan bu ksmn birinci makalesinde Shreverd, tarifle bilinen eyler ve tarif konusunu anlatrken,457 ikinci makalede deliller (: el-hucec) ve prensipleri,458 nc makalede de mugalatalarn zmlenmesinin keyfiyetinden ve kendi ifadesiyle, baz rk harflerle baz Me harfler arasndaki hkmlerden bahsetmektedir459. Grld gibi eyhul-rk, eserinin ilk blmn Melerin usul ve prensiplerini bildirmeye ve buna bal olarak, rklerin iddialarn isbata ayrmtr. Tamamen mantk konularn ihtiva eden bu ksmdaki makale adn verdii ilk iki blm, kendi iinde yedi kesin kaideye (: davbt) ayrlrken, nc makale blmlere (: fusl) taksim edilmitir.

455

Shreverd, Kitbul-Meri vel-Mutraht, c. I, s. 401.

... . . .
456 457 458 459

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 14-124. Shreverd, a.g.e., s. 14-21. Shreverd, a.g.e., s. 22-46. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 46-105.

CLIII

Eserin muhtevasnn bir zorunluluu olarak, nermeler yoluyla konularn anlatm tercih edilmitir. Bunun sonucu olarak da, eserin genel grnmnde, ilm slup gze arpmaktadr. Yukarda deindiimiz gibi, cmlelerin temel kurgusunda, okuyucuya hitap esas alnmken, cmleyi oluturan elerin terkibi ve cmleler arasndaki irtibat ilm slup zellikleri tar. Bu arada, temsil yoluyla meseleleri daha anlalr biimde ortaya koymak istemesi, mellifin edeb sluptan faydalanm olmas, eserin edeb slupla yazld anlamna gelmemelidir. Eserin ilh nurlardan bahseden nur nazariyyesinin sunulduu ikinci ksm,460 her biri blmlere ayrlm be makaleden oluur. Birinci makale, nur ve nurun hakkati, Nrul-envr ve Ondan sadr olan eyler hakkndadr461. kinci makale, varln (: vcd) tertibi;462 nc makale ise, ilk mevcud (: el-mevcdul-evvel) ve ilk zhir (: ez-zhirul-evvel) olma vasfyla Nrul-envr ve khir nurlarn fiillerinin keyfiyeti; ve ulv haraketlere hkmn tamamlanmas hakkndadr463. Drdnc makale berzahlar, berzahlarn mahiyetleri, terkip edildikleri eyler ve baz kuvvelerinden bahsederken464, beinci ve son makale de med, haberler (: nebevt) ve uykular (: menmt) konusundadr465. Itnabdan uzak, tamamen cazla kaleme alnm eserin her satr rkin bir prensibini anlatmakta veya akl olarak izh etmektedir. Bu son makalede, belki slubunu genel olarak akladmz satrlarda da iaret edildii gibi, slup ve muhteva bakmndan tamamen mstakil saylabilecek, varidat olduunu syledii ve semboller zerine kurulu bir blme balar. slup bakmndan, eserin geri kalan blmlerinden farkl olarak, edeb ve hitb bir slup zellii tayan bu ksm, ayr bir makale olmak bir yana, mstakil bir blm olmaldr. nk varidat, artk rkin, felsef tasavvuf yolunu tutan salike, kendi hads ve kefiyle anlayabilecei,
460 461 462 463 464 465

Shreverd, a.g.e., s. 106-260. Shreverd, a.g.e., s. 106-124. Shreverd, a.g.e., s. 125-170. Shreverd, a.g.e., s. 171-186. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 187-216. Shreverd, a.g.e., s. 216-260.

CLIV

Nra vuslat yolunu gstermektedir... Belki de, bugne kadar yaynlanmam, yazma halde ktphane raflarnda sakl kalm, Shreverdye nisbet edilen el-Vridt adl risalesi, eserlerindeki bu ekildeki blmlerin bir araya getirilmesiyle, kendisinden sonra oluturulup ona nisbet edilmitir. Hikmetul-rkin sonunda eyhul-rk Shreverd, yine varidat gibi, son makaleden (ikinci ksm, beinci makale) ayr bir blm olarak ayrmad halde, artk rk yolunun salikine, yolunun ve retisinin tamamlanmas iin gerekli olan dsturlar, kazandraca halleri sayar ve eserine vasiyetiyle son verir: ... lh nurlar bir insann zerine oka geldii zaman, ona izzet ve heybetin elbisesini giydirir, nefisler ona boyun eer. Hayat suyunun talibleri iin Allah yannda byk bir yer vardr. Hi mlk ve melektun sahibinin nurunu kiralamak istiyen var m? Hi cebertun kapsn almaya itiyakl olan var m? Hi Allahn zikrinden dolay kalbini korku kaplayan var m? Hi kendisini hidayet etmesi iin Allaha giden var m? Onun cenab tarafn maksad edinen kimse zayi olmaz, Onun kapsnda duran kimse heba olmaz. Size Allahn emirlerini muhafaza etmenizi, yasakladklarn terketmenizi .... vasiyet ediyorum, ey kardelerim! ...466 Grld gibi Shreverd, hitb slubu kulland yerlerde de, hitabetin gereklerini yerine getirmi; bu misalde, hitb ifadelerinin tesirini arttran bir faktr olmas iin, istifham metodunu kullanmtr. Genel olarak, tmne bakldnda, eyhul-rk Shreverdnin felsefesinin bayapt olan ve ismiyle o felsefeyi zetleyen eser, okuyucuya hitap eklinde muhatab sigasyla, ancak muarzlara cevab olabilmesi iin ilm slubla kaleme alnm olarak grlmektedir. Bununla birlikte, vridttan itibaren de hitb slup, edeb slupla
466

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 257.

. .

CLV

iiedir. Buradan itibaren Shreverd, temsiller, tebihler, istireler ve edeb sanatlarla birlikte saliklerine, sembolik olarak, felsef tasavvufun vuslat yollarn ortaya koymaya almtr.

2.Heykilun-Nrun slubu eyhul-rk Shreverdnin Heykilun-Nr adl bu risalesinde, her ne kadar Me ekoln esas ve prensipleri zerine kurulu bir dibace ile balyor olsa da, ak ve belirgin bir rk reti grlr. Ey her ey kendisiyle kaim olan! Bizi nurla destekle, nurla sabit kl, nurla haret! steklerimizin en sonuncusunu Senin rzan; maksadlarmzn en stnn, Sana kavumamz iin bize vadettiin ey kl! Nefislerimize zulmettik; Sen ise, feyz zere cimri deilsin!467 te bu balang, bir ok merebe iaret ederek, rk ekoln zetlemektedir: Nazr hikmet ve amel hikmet; yani, metafizik konusunda nazar ve bahse dayal hikmet yn ve tasavvuf taraf.. Shreverd bu eserinde, Hikmetul-rkin ikinci ksmnda yazd tarzda bir slup izlemi, ilm slupla beraber, felsef mesleine has, kendi stlahn kullanmtr. Yine, didaktik eserlerinde grld gibi, tnabtan kanarak, eserini son derece cazl bir ekilde kaleme almtr. Yedi heykelden oluan bu eserinde Shreverd Maktl, heykelle, yldzlara tapanlarn tapndklar heykeli kasdetmektedir468. Aslnda O, heykelle ne kasdettiini baka eserlerinde haber verir. Kanaatimizce heykelle, el-Elvhul-mdiyye adl

.
467

Shreverd, ihbuddn Yahya b. Habe, Heykilun-Nr, Heyakilun-Nur Tercmesi, terc: Yusuf Ziya (Yrkan,) (baslmam doktora tezi iinde,) s. 132.


468

Eb Reyyn, Uslul-Felsefetil-rkiyye, s. 127.

CLVI

risalesinin nefs ve kuvvelerine gizli bir iaret baln tayan ikinci levhasnda, Hallactan naklettii, nefsin halinin ve nurunun rububiyete ait olduuna iaret eden beyitlerde geen heykeli kasdetmi olmaldr. Tabii ki, bu da ilk sylediimiz manay desteklemektedir: .. (Hallc) aslmas anndaki sz (udur): Birin onu bir gstermesi Bire yeter. (Nefsin) varaca yere de u szyle iaret etti: Ey gvendiim dostlarm, beni ldrn! nk benim ldrlmem, hayatmdr. Benim hayatm lmmdedir, lmm de hayatmdadr. u szyle de onu kasdetmitir: Cisim olarak heykeldir, z olarak nurludur, ruh olarak ihtiyaszdr, herkesin borlu olduudur, her eyi bilendir. Ruhuyla ruhlarn erbabna dnd, heykel ise toprakta rm halde kald.469 Birinci heykel, cisim ve zelliklerini470; ikinci heykel, nefsi, nefsin kuvvelerini, tecerrdn ve prensiplerinden sudurunun keyfiyetini anlatmaktadr471. nc heykel, vacib, mmkin ve mmteni olmak zere akl cihetten, illet ve malulden bahseder472. Drdnc heykelde be blm vardr. Bu blmler, Vcibin vahdniyeti; Birin vcdunun isbat; sudur nazariyesi zerine bir sz; mevcutlarn terkibi; alem, alemin ezelilii ve ebedilii

469

Shreverd, ihbuddn Yahya b. Habe, el-Elvhul-mdiyye, Se Risle ez eyh-i rk ihbuddn Yahya Shreverd, tashih ve mukaddime: Ali Habb, Tahran 1397, s. 19-20.

: ... : * * : * *
470

Prof. Dr. Eb Reyyn tarafndan mukaddime ve talikatla neredilen eyh Shreverdnin Heykilun-Nr adl eserine btn uralarmza ramen ulaamadk. Ancak Yusuf Ziya Yrkann baslmam kendi el yazsyla yazd doktorasnda, stte Heykilin metni, altta tercmesi mevcuttur. Ayrca eyh smil Ankaravnin evkilul-Hru neredeyse bir erhten daha ok Trke bir tercme niteliindedir. Biz Heykilden yaptmz atflarda aslyla mukayese ederek elimizde bulunan bu iki tercmeyi esas aldk. Shreverd, Heykilun-Nr, HeykilunNr Tercmesi (baslmam doktora tezi) iinde, Yusuf Ziya Yrkan, 20 Kanun- Evvel 1338, Konya Seluk niversitesi lahiyat Fakltesi Ktphanesi, ET2325, s. 148. Shreverd, Heykilun-Nr, ss. 224-290. Shreverd, a.g.e., s. 324.

471 472

CLVII

zerine bir sz diye sralanmaktadr473. Beinci heykel de, hareket, felekler, feleklerin nefisleri ve hayr ve erri ierir474. Altnc heykel, nefs ve nefsin ebedilii, akilerin hali, saidlerin durumu hakkndadr475. Yedinci heykel de, haberler (: nebevt) ve ryalar ihtiva eder476. Olduka veciz bir tarzda kaleme alnan eser, isminden balayarak, btn bir alemi ve oluun safhalarn sembolik olarak izah etmektedir. Bu ynden bakldnda, son derece edeb bir slupla kaleme alnm gibi grlse de, sembolleri, Shreverdnin -ve Onun tabiriyle, btn filozof, hakim ve nebilerin hitap ve irad- metodu olarak, ayr dnlmek zere bir tarafa brakldnda, ilm bir slupla kaleme alnmtr. eyhulrkin Heykilun-Nru, mantk sahasnda yazd el-Lemeht fil-Hakik adl eserinde ortaya koyduu, slam aleminde hakim olan, Aristo mantnn btn gereklerini yerine getirerek yazlm bir eser olarak karmza kmaktadr.

C. Shreverdnin slubunda r Tefsir Metodu Tasavvufun kurulu safhasnda, muhtelif ayetler zerine yaplan ve genellikle ifahi yolla nakledilen tefsirlerde, balangta yalnz baz ayelerin i manalar aranrken, gittike her ayetten nice manalar karma yoluna gidilmi ve Kurann manasnn nihayetsiz olduu hkm hakim hale gelmitir. Bunun sonucunda, Kuranda hereyin mevcud olduuna hkmedilmitir. Nitekim Shreverdnin vgyle bahsettii ve fikirlerine deer verdii Sehl b. Abdullah Tsteri, de ki: Rabbimin kelimelerini yazmak iin deniz mrekkep olsa, Rabbimin kelimeleri tkenmeden deniz tkenir. Bunun bir mislini daha getirmi olsak (yine Rabbimin kelimeleri tkenmez)477,
473 474 475 476 477

Shreverd, a.g.e., ss. 348-380. Shreverd, Heykilun-Nr, s. 390-408. Shreverd, a.g.e., s. 413-416. Shreverd, a.g.e., s. 420-450. Kuran- Kerim, Kehf Suresi, 18:109.

CLVIII

ayetinin tefsirinde eer kul, Kurann her harfine bir mana verse, yine Allahn o harfte bulunan ilminin sonuna varm olamaz. nk Kuran, Allahn kelamdr. Kelam Allahn sfatdr. Nasl Allahn sonu yoksa, kelamn da sonu yoktur. Ancak Allah, vekillerinin kalblerine ne kadarn amsa o kadarn anlayabilirler. Allahn kelam yaratlm deildir, yaratlanlarn anlay ve akllar onun sonunu bulamaz, demektedir478. Kendisine nisbet edilen tefsirde Sehl, genellikle kendi grlerini syler. Grlerine uygun den baz hadisleri ve sahabi szlerini nakletmise de, bunlar azdr. Genel itibarla, onun tefsirinde insan kainata benzetilmekte, kainattaki olaylar insana tatbik edilmektedir. Bu bize, daha sonra gelien bn Arabnin, nsha-i sura ve nsha-i kbr meselesiyle, Kurandaki afki ayetleri enfse tatbik etmesini hatrlatmaktadr479. Biz, bn Arabde grlen Tuster tesirinin direkt deil, Shreverdnin Tusteryi kendi felsefesine gre yorumlamasyla aklanabileceini dnyoruz. vz Per-i Cebrl adl risalesinde eyh-i Maktl, Hakk Subhneh ve Telnn nrn kelimelerinden, gnderilmi birok byk kelimeleri olduunu syledikten sonra, bu sembolik ifadeyi, o kelimelerin Onun Kerm olan Zatnn simasnn ualarndan gnderildiini belirterek aklar. Shreverdye gre, o kelimelerden bazs bazsndan stndr. Bylece, Hakktan yle bir yce kelime iner ki, ondan daha byk bir kelime olmad gibi, o kelimenin, nurunun ve tecellisinin kymet ve lsnde, dier kelimelere nisbeti, gnein dier yldzlara nisbeti gibidir. te bu kelimenin uasndan da baka bir kelime gnderilir. Bu durum, btn kelimeler tamamlanncaya kadar, birden sonra bir eklinde devam eder. Bu kelimelerin sonuncusu da Cebrildir. nsanlarn ruhlar da bu son kelimeden gnderilir. Tpk Ademin ftratndan bahseden

478

Tuster, Eb Muhammed Sehl b. Abdullah, Tefsrul-Kurnil-Azm, Drul-KtbilArabiyyetil-Kbr, Msr 1329, s. 59-60; Serrc, Eb Nasr Ts, el-Luma, tah: Dr. Abdulhalim Mahmud, Taha Abdulbaki Srr, Drul-Ktbil-Hadse, Msr 1380/1960, s. 107. Ate, Sleyman, r Tefsir Okulu, A...F.Y., A.. Basmevi, Ankara 1974, s. 66.

479

CLIX

sahih hadiste geldii gibi: Allah bir melek gnderir; o melek de ruhu fler.480481 Shreverdye gre, insanlar hepsi bir tek trdr. Ruhu olann kelimesi de vardr. Ruh ve kelime, insanda bir tek hakkate iaret ederler. Bu anlamla, byk kelimelerin en sonuncusundan, snrsz sayda kk kelimeler ortaya kar (: zuhur). Rabban Kitapta buna iaret edilmitir: Allahn kelimeleri tkenmez,482 ve Mutlaka, Rabbimin kelimeleri tkenmeden nce denizler tkenir,483 ayetlerindeki kelimelerin tm, o zikredilen byk kelimeler topluluunun en sonuncusu olan kelimenin ualarndan yaratlmlardr. Tevratta da zlem duyanlarn ruhlarn nurumdan yarattm, eklinde varid olmutur. te bu nur, Ruhul-Kudstan bakas deildir. Yine bu manayla ilgili olarak, Kuranda kelime, bazan da sr manasnda kullanlmtr. 484 Aslnda Shreverd, Sehl b. Abdullah Tuster gibi, hulul ve ittihada kardr. Sehl, hulul ve ittihada taraftar olmadn yle ifade eder: Kalbi mevlasna bal olana, yakn ilminden doan yakn nuru alr ki, bu da Allaha kavumasdr. Bu kavuma hulul, cem ve ittisal anlamnda deil, fakat kulun tevhdi, Allaha ve Rasulne itaati bakmndan Mevlasna balanmas (: ittisal) anlamndadr. Shreverd de, elMeri vel-Mutraht adl eserinde, hulul ve ittihada iddetle kar kar. Felsefesinin yanl anlalmasnn nne geen ifadelerinde eyhul-rk, bazlarnn Onun btn bu felsef eserlerinde szn ettii nurlarla, nefsin ittisalini ve ilk yaratcyla (: mbdi) ittihadini kasdettiini sandklarn syler. Halbuki kesin bir ifadeyle, ittihadn muhal olduuna delil getirildiini belirten eyhul-rk Shreverd, eer ittihadle, beden bir
480

Buhr, Eb Abdillah Muhammed b. smail, Sahhul-Buhr, tah: Dr. Mustafa el-Bua, Dru bn Kesr, Beyrut 1987, c. III, s. 1174, Kitbu Bedil-Halk, hadis no: 3036. 481 Shreverd, ihbuddn , Asvtu Ecnihati Cebrl, Shreverd Maktl, tah: Yusuf bi, DrulHamr, et-tabatul-l, Beyrut 1990, s. 11.
482 483

Kurn- Kerm, Lokman suresi, 31:27. Kurn- Kerm, Kehf suresi, 18:109. 484 Shreverd, Asvtu Ecnihati Cebrl, ss. 11-12.

CLX

ittisal ve karma anlalmakszn, farkllklara yakan ruhan bir hal murad edilirse, bunun istisna olduunu zikretmektedir.485 Sehle gre kul, Hakka Hakktan gelen bir latife olan nur ile bakar. Bu latife, Rabbin Zati vasflarndan olduu iin yaratlm mahluk deildir. Allaha ne bitiiktir, ne de ondan ayrdr. Bu da srdan srra srdr, gaybden gaybe gaybdr.486 te, Shreverdnin felsef mesleinin zn oluturan bu ifadeler, slup ve muhteva olarak ekillenmi ve rk ekol olarak ortaya kmtr. Ayrca, Shreverdnin zellikle el-Elvhul-mdiyye adl eserindeki baz ayetlere yapt ir tefsirleri, eyhul-rkin, fikir ve grlerinin yan sra, Tusterinin slubundan da etkilendiini gstermektedir. zellikle felsefesinin temelini tekil eden ayeti nasl tefsir ettiini zikretmek, Onun Tusterden olduu kadar, Gazzlden de etkilendiini gsterecektir. Shreverd, grlen ve maddesi olan nurun (: en-nrul-crm), madde aleminde bir heyet olduunu; bakasnn zuhuru, bakasnn nuru iin bulunduunu syledikten sonra, eer kendisiyle kaim olsayd, zat iin nur ve zat iin zahir olup hayy (: diri) olacan ekler. Ona gre, her bizatihi hayy olan, mcerred nur; ve her mcerred nur da, bizatihi hayydr. Birinci ksm Nrul-envrdr. nk O, her hayat ve nurluluu verendir; zat iin zahir, bakasn muzhirdir. Nitekim Kuranda yle varid olmutur: Allah gklerin ve yerin nurudur.487 Onun nurluluu Zatn zuhuru ve Zatndan bakasn izhardr. nk nurlarn Nrudur. Nurlu grlenlerin nurluluu, Onun nrunun glgesidir. O, Nuruyla gkleri ve yeri

485

Shreverd, ihbuddn , Kitbul-Meri vel-Mutraht, Shreverd Maktl, tah: Yusuf bi, Drul-Hamr, et-tabatul-l, Beyrut 1990, s. 73; Tuster, Tefsrul-Kurnil-Azm, s. 13. Kurn- Kerm, Nur suresi, 24:35.

486 487

CLXI

aydnlatmtr. Bunu, Onun sz destekler: Yer, Rabbinin nuruyla aydnland.488 489 Onun el-Elvhul-mdiyyedeki son kaidesi Nr suresi 35. ayetin devamn ir olarak aklar tarzdadr: Fikr kuvve (: el-kuvvetul-fikriyye), ruhan hallerle tutuup, hakk marifetlere yneldii zaman, ite o mbarek aatr (: e-eceratul-mbreke). nk o, kendisiyle yaknin nuruna vasl olunan, fikirlerin dallarnn sahibidir. Tpk vlen Tenzilde geldii gibi.. O da udur:

( O, sizin iin) yeil aatan ate yaratt490. Aa,


fikirdir. Aacn yeillii; fikrin, nazarn (: tmevarm) yollarn tututurmas ve altrp huy haline getirmekle kuds aleme evirmesidir. Onun u buyruu bunu ifade eder: Kvlcm kardnz atei grmediniz mi?491 Yani, ilklerden ibaret, kendisine ulalan ilmi hitaplar ve kudsi nefesleri... (kvlcm kardnz atei grmediniz mi?)492 Konunun devamnda, Tr-i Sndan kan aac akl ufukla, ya makltn yayla tefsir ettikten sonra; u denilen ayette493 bu aaca iaret edilmitir, diyerek yle devam etmektedir: ( o ya) mbarek zeytin aacndan yaklr. (Bu aa) douya da ait deildir, yani saf akl de deildir; batya da ait deildir, yani halis heyln de deildir. O aa, ayn, Musann niday

488 489 490 491 492 493

Kurn- Kerm, Zmer suresi, 39:69. Shreverd, el-Elvhul-mdiyye, s. 67. Kurn- Kerm, Ysn suresi, 36:85. Kurn- Kerm, Vka suresi, 56:71. Shreverd, el-Elvhul-mdiyye, s. 72. Kurn- Kerm, Nr suresi, 24:35.

CLXII

iittii aacdr. ayet ona bir ate (kvlcm) demi olsayd.. Bu ate, Mukaddes Babadr - Ruhul-Kuds -. Nefislerimiz, bu byk mukaddes ateten tutumu ralardr (: mesbih). te bu sebeple Yce Hitap bu mukaddes atee iaret eder. Yce Hitap, Musa aleyhisselam hakknda yle gelmitir: Atei grnce ehline oturup durun, ben atei grdm, dedi.494 Yine hitap, ehlini, yani zahiri ve btn hislerini terke iaret etmitir. Tpk, iki ayakkabn da kar,495 denildii gibi..496 D. Shreverdde slup Olarak Sembolik ve Metaforik Anlatm Shreverd tarafndan kendisinden sonrakilere braklan almalarn, drt ana kategoride guruplandrlabileceini, eserlerini taksim ederken izah etmeye almtk. zetle, eserlerinin en nemlileri, rk doktrinin tekaml ve teekkln tasvir edip gsteren drt byk felsef almasdr: et-Telvht, el-Mukvemt, el-Meri velMutraht ve rkliin muazzam ifade ve izah Hikmetul-rk.. kinci kategori, felsef ierikli dokuz ksa risaleden meydana gelir. nc kategoride mistik ve felsef ieriklerle karm on ksa sembolik risaleye rastlanr. Son olarak, Shreverdnin bir dualar ve niyazlar kolleksiyonu vardr.497 Bu son kategori onun mistik fikir ve inanlarnn gstergesidir. Shreverd, eserlerinde fikir ve hayale geni yer vermi, ruh duygularda derinlemi, dolaysyla kef ve hadse dayanmsa da, ince bir felsef metod ve dzgn bir ilm tahlili esas almtr. Hi phesiz O, kendisinden sonra takip edilen bir felsef mezheb sahibi ve ekol oluturmu bir filozoftur. Fakat, tahlil yntemi olan akl
494 495 496 497

Kurn- Kerm, Th suresi, 20:15. Kurn- Kerm, Th suresi, 20:12. Shreverd, el-Elvhul-mdiyye, s. 73. Thackston, W. M. Jr., Introduction, The Mystical and Visionary Treatises Shihabuddn Yahya Suhrawardi, The Octagon Press, London 1982, s. 4.

CLXIII

metodunu ihmal etmeksizin, tabirlerinde, hayal slubuna dayanan duygusal tasvir, sembol ve iaret metodunu esas almtr. nk, zevkle teyid edilmeden idrak edilmesi akla imkansz olduu kadar; sembolik olarak ifadelendirilmeksizin de srlarnn aklanmas dil iin mmkn olmayan meselelere girmitir. Ona gre akl, yalnz bana yakne ve nefsin onunla mutmain olaca hakkate ulamaya yararl deildir. Dil de, yalnz bana, ulaldktan sonra o hakkatin tabir edilmesine faydal olmaz. Bunu, Shreverdnin, kendisini eserlerinin muhtelif yerlerinde kaynak gsterdii Eb Tlib Mekknin, Sehl Tusterden naklettii ilmin eitleri hakkndaki szleri zetlemektedir: Alimimiz Eb Muhammed Sehl (b. Abdillah Tuster) rahimehullahu Tel demitir ki: Alimin ilmi vardr. Zahir ehline yayd ilm-i zahir, ehlinden bakasna izhar edilmesi caiz olmayan ilm-i batn ve Allahla alim arasnda sr olan ilim ki; ite o ne zahir ehline, ne de batn ehline izhar edilmeyen imann hakkatidir.498 Grld gibi Mekk, naklettii ilim eitlerinden ncsn anlatlmayan hakkat olarak deerlendirirken, Shreverdnin, dilin hakkatin tabir edilmesine faydasz oluu hakknda sylediklerine yakn manalar ifade etmitir. Balangtan itibaren sufilerin ve filozoflardan bir ksmnn bilgiyi, biri akl ve duyularla elde edilen zahir, dieri kef ve ilhamla elde edilen hakik bilgi olmak zere iki ksma ayrdklar bilinmektedir. Aslnda kef, bilgi kayna olduu kadar, ayn zamanda anlama ve idrak etme yntemidir de. fadeye ve ibareye dayal anlama, lafzmana, asl-fer ilikisi zerine kurulurken; irfana ve ilhama dayal anlama yntemi, zahir-batn, ruh-ceset ve akl-kalb ilikisi zerinde durmutur. Bu ikinci metoda gre anlama tazmine dayanr. Bu durumda, lafzn, ibaresinin tesinde ve derinliklerinde sakl ve gizlenmi asl mana olan mazmunu bulunmaya allr. Bu bulma da, yine kefe ve ilhama dayanr. Hads ve kefin meydana gelebilmesi iin, mutlak olanla aramzdaki btn varlk perdelerinin (: hucubt) kalkmas gerekir. Lafz da mazmunu rten perdelerden biridir. Perdelerin kalkmas iin en gzel yol, riyazet ve mcahededir.

498

Mekk, Ktul-Kulb, c. II, s. 90.

CLXIV

Shreverdnin eserlerinde tarif ettii ve vasiyetinde vd mteellih hakim de bu yollardan gemitir. Genel olarak bakldnda; ifade ettii mana iin, lafzn da bir sembol olduu dnld zaman, ibarenin dar kalplarndan syrlmak iin ortaya km gibi grlen bu metodun, insanlkla beraber var olduu anlalr. u kadar ki; geen zaman iinde lafzlarn manalarla ilgileri oalm, bir lafz, deiik yorumlarla birok manalar ihtiva eder hale gelmitir. Bunun zorunlu bir sonucu olarak, zikredilenin hangi manay iltizam ettiini bulmak kanlmaz olmutur. Bylece, yazlan ve ifade edilen bir manaya pek ok ibareler karlk gelebilecekken, maksadn ehil olandan bakasna ulamamas iin, gizli sembollerle, her ilim ve sanat dalna iaret eden, ayr stlahlar ortaya kmtr. Ancak, gizlilik amac bir yana, ou zaman mcerred hakkatleri izah edebilmek amacyla ortaya ktklar da sylenebilir. nsann baz hakkatleri sembollerle ifade etme gereksinimini, onun tabiatyla izah etmek mmkndr. nsan, tabiat gerei, sembol kullanmaktan veya bir hakkati sembolletirmekten kendini kurtaramaz. Bir felsefeci ise, mcerred hakkatlerin tam anlamyla aklanamamasndan dolay sembolle ifade etme yolunu setiini syleyecektir. nk makrokozmik ve mikrokozmik alemler birbirlerini rterek sembolletirmektedirler. Semboller de, bir taraftan bilinaltndaki gizli kalm olanlar aa karrken, dier taraftan zihni ve hayali ekillerin temsillerini vermektedirler.499 Siys olan i irfann sufi irfanyla kartrmamak gerekir. nk i irfan zahir-batn ilikisinden ok, velayet-nbvvet ilikisi zerinde durur. Biz Cbirnin, genelleme yaparak siys ve sufi irfannn her ikisinin yntemini bir saymasn ve slama dardan girmi bir fikir olarak iddia etmesini kabul etmiyoruz. Bunu, ZnNn Msr (. 245/859), Kueyr (. 465/1073) gibi sufilerin ve filozofumuz Shreverd gibi felsef bir tarzla sufilerin yolunu ifade edenlerin szleriyle, Antik Yunan

499

Yakt, smail, Yunus Emrede Sembolizm ve niversel Deerler, (ktm Erik Dalna.... ve erhlerinin ncelenmesi), Yunus Emre Sempozyumu (Bildiriler), 2-5 Mays 1988, Milli Ktphane-ANKARA, haz. Suzan Grelli, Milli Ktphane Yaynlar, Ankara 1990, s. 146-147.

CLXV

dncesindeki Hermesin szleri arasnda irtibatlar kurarak gayr- slam saymas500, gemi kavimlerdeki tevhde dayanan fikir ve inanlarn bize gelen slama ve tevhd inancna aks ve nakz olmad srece kabul edilebilirliini reddetmektir. Bu da, dnce ve inanta gereken dinamizmi kaybettirip, statik ve duraan bir slam ortaya karr. Kald ki, Hermes slam kaynaklarnda dris peygamber olarak kabul edilir. Her kavme peygamber gnderilmi ve hikmetin de peygamberlere verilip onlardan btn insanla yaylm olduunu ifade eden nasslar ve bunlar teyid eden haberler, bu kabuln akl ve nakil bakmndan delili saylabilirler. Bununla beraber, byk slam hakimlerini, Hristiyanla veya Mecusilie doru ekmee almak, hi phesiz byk bir hatadr. Maalesef oryantalistlerden bir ksm, bazan kendilerini bu eilimden kurtaramamlardr.501 Nar ile nur arasndaki fark kadar, bu iki mereb arasnda fark vardr. Bunlar arasndaki byk fark ve lnn ne olduunu Nefeht sahibi Abdurrahman Cm u veciz beytiyle aklamaktadr: Yunan felsefesi, nefis ve hevadan mlhem haberlerdir. man ehlinin hikmeti ise, Peygamberin emirleridir.502 phesiz, Shreverd, dier filozoflar gibi varln tabiat (: ontoloji)

konusunda ekol sahibi olan; fakat, sufilerin slubu olan kef ve hadse nem veren, sembollerinde ise, kadim filozoflarn tabirlerini kullanan bir filozoftur. Asvtu Ecnihati Cebril olarak Arapaya tercme edilen vz- Per-i Cebrl (: Cebrilin Kanat Sesleri) adl Farsa, diyalog eklinde kaleme ald sembolik eserinde eyhul-rk, Cebrilin kanadnn eklini soran kimseye, Eb Ali Farmednin yle sylediini

500

Cbir, Muhammed bid, Bunyetul-Aklil-Arab, Merkezu Dirsetil-Vahdetil-Arabiyye, Beyrut 1990, s. 371. Garaudy, Roger, slam ve nsanln Gelecei, ter: Cemal Aydn, Pnar Yaynlar, ikinci bask, stanbul 1991, s. 41.

501

502


Yetkin, Saffet Kemalddn , Muhyid-din-i Arab ve Tasavvuf, .F.D. M.E.B., stanbul 1952, s. 28.

CLXVI

nakleder: Ey akl sahibi! Bu (zikredilen) eylerin hepsi, sadece birer semboldr. Eer sen, onlar manalarnn zahiri ile bildinse onlar, neticesiz birer hayal olmulardr.503 Nitekim, Hikmetul-rkin mukaddimesinde Shreverd, nurlar ilmi diye sylemi olduumuz ve ilim temelinin zerine bina edildii eyler ve daha baka huccetler, Allah Azze ve Cellenin yoluna sulk eden herkese yol gstermem iin bana yol at. te o (ilim : nurlar ilmi), hikmetin imam (: nderi) ve reisi, eller ve nurlar sahibi Eflatunun zevkidir. Ve yine, ayn ekilde (bu ilim), hakimlerin atas Hermesin zamanndan Empedokles, Pisagores ve ikisinden bakalar gibi, hakimlerin yceleri ve hikmetin atalarnn zamanna kadar ondan (: Eflatundan) ncekilerin zevkidir. ncekilerin (: Evveln) szleri sembollemitir...504 diyerek filozoflarn szlerinin sembolik olduunu ifade etmektedir. Bu durum, kitaplarnda, zellikle Hikmetul-rkte karlatmz zorluk ve kapallk sebeplerinden biridir. Kendisinin vasiyet ettii mteellih okuyucu, Hikmetulrkte tamamen felsef bir dnceye kaplacakken, nazarnda, tedrici olarak, manalardaki o ana kadar kapal kalan, sembolik ifadelerin rtleri altndakiler kefolmaya balar. Sonra bu rtnn tesinde, nazar ve fikir ehline deil, zevk ve vecd erbabna hitaplarla baka bir yere kar. Bu sebeple Shreverd, bilhassa mteellih (: ilahiyat) olan bahs (: aratrma) ehlini ver. Ona gre nazar ve fikirle beraber vecd ve kef de gereklidir.505 Bunun bir sonucu olarak, onun kitaplarna tafsili olarak deil, icmalen bakmak gerekmektedir. Shreverdnin eserlerinde sembolik ve metaforik dili tercih etmesi, her eserinde ayn ekilde grnmez. slubu ve slubunun neticesi olarak ortaya kan anlalabilirlii cihetiyle, rk eyhinin eserlerini ayrca tasnif etmek gerekmektedir. Bu konuda Prof. Dr. Nihat Keklikin ayrm, Shreverdyi anlamak isteyen aratrc
503 504

Shreverd, Asvtu Ecnihati Cebrl, s. 13. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 10-11. 505 Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 11-13; Shreverd, Kitbul-Meri vel-Mutraht, ss. 195-196.

CLXVII

iin yol gsterici olacaktr. Shreverd, baz eserleri bakmndan, son derece kolay, fakat dier baz eserleri cihetiyleyse, olduka zor anlalacak filozoflar arasndadr. eyhulrkin eserleri, anlalmasndaki zorluk srasna gre, yle snflandrlabilir:
Zor anlalan eserlerinin banda el-Telvht (Levhalar) gelmektedir. Bu eser ksma ayrlmtr. Mantk-Metafizik-Fizik. Bunun gibi zor anlalan eserlerinden biri de, el-Mukvemt (Kar Koymalar, tirazlar) adn tamaktadr ve bu eserde daha ok notlar ve hiyeler (ekler) bulunmaktadr. Ayn ekilde, zor anlalan eserlerinden ncs de, elMutraht ismini tamaktadr. simleri geen bu eser, bir seri tekil ediyor. En mehur eseri olan Hikmetl-rk (Aydnlanma Felsefesi) dahi ok zor anlalan eserleri arasndadr. Burada, rklik (Aydnlanma = Illumination) ad verilen felsefesini anlatmaktadr. Bunun yan sra, tikdl-Hukem (Filozoflarn nanc) isimli kitab bir de, Kssatl-Gurbetil-Garbe (Garip Yolculuk Hikayesi) adl eserine gelince: Bunlar ok kolay anlalmaktadr. Bu kitap da, bir seri tekil etmektedir.506

rk felsefesinin terim ve tabirleri, eski hakmlerin geleneindeki gibi semboliktir.507 Sembolik ifadelendirme (: symbolism) hem felsefeyi uygunsuzluktan korumu, hem de aratrmacnn zeka ve anlayn keskinletirip bilemitir. Kitbu Hikmetil-rkin hitap ettii okuyucu, yukardaki ifadelerden de anlalaca gibi, ilahiyatn ve var olan eyler zerine fikir yrtmenin aratrmacs; ilahi n zerine indii ve Aristotalesci (: Peripatetic) felsefesinin asllarn iyice renmi

506

Keklik, Nihat, Felsefede Metafor, Felsefe Problemlerinin Metafor Yoluyla Aklanmas, ..E.F.Y., E.F.B., stanbul 1990, s. 98-99. Prof. Dr. Keklikin bahsettii eser, 1987 ylnda Prof. Dr. smail Yaktn, Trkeye tercme ederek yaynlad, Shreverdnin Kssat el-urbet elarbiyye (Ruhun Yolculuu) adl eseri olmaldr. Bkz. Shreverd, ehbeddn , Ruhun Yolculuu, (Kssat el-urbet el-arbiyye), Felsefe Arkivi, ev: smail Yakt, Say: 26, E.F.B., stanbul 1987. 507 Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 10-11, 17-18.

CLXVIII

kimsedir.508 Bundan baka, stelik Shreverdnin eserlerindeki sembolik formasyon, gerekten bir ifadenin gizli olan i manas olmaldr.509 rk eyhi filozofumuz Shreverdnin, slup ve muhtevasn mstakil bir blmde anlattmz Heykilun-Nr adl eseri ise, gayet veciz bir ekilde kaleme alnm, cmleler halinde okunduunda kolay anlalr gibi gzken, fakat btn itibariyle zor anlalan bir eserdir. Cmle kurgular gayet ksa ve anlalabilir olduu halde, tek tek cmlelerde kasdedilen anlamlar ve bunun sonucunda, konu olarak anlalmas olduka zordur. Saffet Yetkin tarafndan Trkeye tercme edilen eser, zikrettiimiz sebeble, Shreverdnin, zerinde en fazla erh yazlan eserlerinden biridir. Shreverdnin sembolik ifadelerinin yannda, tamamen istireye dayanan (: allegorik) eserleri de vardr. Genellikle Farsa yazlm olan bu eserlerin anlalmas sembolik olanlara nazaran daha kolaydr.510 ehrezr, filozoflarn kapal ve sembolik ifadeler kullandklarn;

Shreverdnin de, aslnda eserleriyle, eski filozoflarn doru fikirlerinden bozulanlarn slahna; geen devirlerin ve asrlarn gizlediklerinin zharna; yine, onlarn icmalen sylediklerinin tafsiline; iaret ve sembollerinin aklamasna; kapal ve mkil olarak sylediklerinin zmne yneldiini belirttikten sonra, onun btn kitaplarnn faydal olduunu, ancak zellikle Kitbu Hikmetil-rk adl eserinin, birok garip nkteleri ve faydalar ihtiva ettiini kaydetmektedir.511

508 509

Shreverd, a.g.e., s. 12-13. Shreverd, a.g.e., s. 17-18. 510 Keklik, Felsefede Metafor, ayn yer. Prof. Dr. Keklik, bunlardan 15 tane kk risalenin LArchange Empourpr (Krmz Melek) nvanyla, Henry Corbin tarafndan Franszcaya tercme edildiini kaydetmektedir. Bkz. Corbin, Henry, Shihaboddn Yahy Sohraward, Shaykh alIshrq, LArchange Empourp; (Quinze Traits et Rcits Mystiques, traduits du Persan et de lArabe par Henry Corbin; Librairie Artheme Fayard), Paris 1976. 511 ehrezri, emseddn Muhammed, Mukaddimetun li emseddn Muhammed ehrezr al Kitbi Hikmetil-rk, uvres Philosophiques et Mystiques de Shihbaddn Yahy Sohraward, (Opera Metaphysica et Mystica II), edit: Henry Corbin, Teheran-Paris 1952, c. II, s. 6-7.

CLXIX

NC BLM
SHREVERDNN ESERLERNDE BELAAT

CLXX

Abdulkadir

Badd

Hiznetul-Edebte;

Endlsnin,

bn Cbirin512

Bedatul-Umyan adl eserine yazd erhte yle dediini naklediyor: Edeb ilimler altdr: Lgat, Sarf (: morfoloji), Nahiv, Men, Beyan ve Bedi.. lk ne Arap kelamndan bakasyla istihad edilmez. Halbuki son byle deil. nk son ne, manaya raci olduklar, manada da Arapla Arap olmayan arasnda, -mana akla ait bir i olduundan,fark olmad iin Araplardan bakalarnn kelamyla istihad edilebilir.513 Biz bu almamzda Shreverdnin belaatini incelerken, Farsa eserlerinden rnek vermeyeceiz. Fakat, edebiyattaki slubun dillere gre deimedii ve hangi dilde yazlm olursa olsun, bir mellifin slubunun, onun akli, ilmi ve fikri geliimiyle alakal olduu ak bir kabuldr. ncelikle belaat hakknda sz syleyen edebiyat tarihilerinin szlerine iaret etmekle balamak gerekir.

512

Eb Cafer Ahmed b. Yusuf b. Malik Ruayn Endls (. 779/1377) ve Eb Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Ali, bn Cabir Hevr (. 780/1378) ikisi de nahivcidirler. lki el-Basr, dieri de edDarr olarak tannr. Badad, Abdulkadir b. mer, Hiznetul-Edeb ve Lbbul-Lbb Lisnul Arab, tah: Abdusselam Muhammed Harun, Mektebetul-Hnc, Kahire 1409, et-tabatus-slise, c. I, s. 5.

513

CLXXI

I.ANAHATLARIYLA BELAAT Bir ilmin gerek tarihinin, kitaplarnn daha anlalabilmesi, o kitaplardan hakk manada faydalanlmas iin, o ilmin, tarihin eitli devirlerinde geirdii merhalelerinin aklanmas son derece zaruridir. Edebiyat tarihileri, beyan hakknda telif edilen ilk eserin, Eb Ubeyde Mamer b. Msennnn (. 211h./826) KitbulMecz; bed hakknda telif edilen ilk eserin, Abdullah b. Mutezz (. 310h./922) in Kitbul-Bedi; men hakknda yazlm ilk eylerin de, Cafer b. Yahy, Sehl b. Hrn ve Chz gibilerden farkl farkl paralar olduunu sylemektedirler.514 Biz bunlarn hepsini, ayrntl edebiyat tarihlerine brakyoruz ve asl maksadmza geiyoruz; dil ve felsefe...

A.Dil ve Felsefe Dil felsefesi hakknda Dan R. Stiver unlar syler: Genel dil felsefesi, gelenekte btnlemitir. XX. yzyl dile bavurmasna ramen, bizler dille uraan ilk yzyl deiliz. Baz fikir ve felsefelerde, ayet siz arzularsanz, dil btn erken devirleri ap inkiaf ettirmi ve yzyllar boyunca harikulade bir tesir ve nfuzu kullanmtr. Dile temel yaklam, XX. yzyla kadar ykselen hakim rnek olmaya devam etmi olan ve ok manal olmaya devam eden Eflatun ve Aristoda kklemitir.515 M.. V. yzylda, Atinallarn devleti Greek ehrinde, felsefenin balangtaki geliim ve zuhuru, evvelce dil hakknda bir modern-seslilik phecilii (: modern-

514 515

Hl, Emn, Menhicu Tecdd, el-Amlul-Kmile fin-Nahvi vel-Bela, el-Heyetu lilMerebil-mme lil-Kitb, 1995, c. X, s. 114. Stiver, Dan R., The Philosophy of Religious Language, Sign, Symbol & Story, Blackwell Publishers, Oxford 1996, s. 8.

CLXXII

sounding skepticism) tarafndan tehdid edilip yldrlmt.516 Metafizik dnemden, su (Thales), hava (Anaximenes) ya da ate (Heraclitus) gibi, verasetle asl gerek tabiat bildiren pre-Sokratiklerin tabi-ilm dneminden sonra meseleler, ldomu felsefeyi brakp terketmeye varan ylgnl yeniden diriltmiti. htilafl grler, -zellikle Parmenidesin hareket bir hayaldir, ve Heraclitusin skun bir hayaldir, grleri arasndaki mukabiliyet,- zihn, tasavvur (: speculative) felsefeyle birlikte uyana biraz yol gsterip, nderlik etmitir.517 Felsefenin, asl konumuzu oluturan belaatin douunda iki ynden tesiri vardr: 1-Mantk (veya Genel Felsefe) yn, 2-Kelam (veya zel olarak slam Felsefesi) yn. Manta ait olan yn, felsefenin anlalmas iin sekiz kitaptan oluan Aristotalesin Mantknn (: Kategoriler) tercme edilmesiyle ilgilidir. Biz burada zellikle yedinci ve sekizinci ksm zerinde durmak istiyoruz. bn Nedm, el-Fihristinde yedinci kitap olan Retorikaein (: Hitabet), Arapaya nceden nakledildiini sylemektedir. O, shak b. Huneynin (. 298/910-11) Arapaya tercme ettiini, Farb ve bakalarnn tefsir ettiklerini kaydeder.518 bn Nedmin, bu kaydndan, Eb Ubeydenin Kitbul-Meczndan sonraya rastlad anlalmaktadr. Aristotalesin sekizinci kitab Poitikae (: iir) ise, Retorikaeden daha sonradr. Poitikaey, Eb Bir Matt b. Yunn (. 328/940) Arapaya evirmitir.519 Bugn,

516

Bu konuda baknz: Copleston, Frederick, A History of Philosophy, Image Books, New York 1985; Jones, W. T.; The Classical Mind: A History of Western Philosophy, II. Edition, Harcourt Brace Jovanovich, New York 1970. 517 Stiver, The Philosophy of Religious Language, s. 8. 518 bnun-Nedm, Kitbul-Fihrist, s. 406-407. 519 bnun-Nedm, a.g.e., s. 407

CLXXIII

Aristo felsefesinden bn Sinann Kitbu-ifda zetlediklerinin yannda, eitli dillerde Hitbet ve iirin zetlerinin mevcut olduunu biliyoruz. Aristotalesin Retorikaeinin tam nshasna bakldnda, belaate dair birok konuya rastlanr. Bugnk kabul edilen tasnifiyle, belaatin dalndan belki ok az bulunmamaktadr. Mesela, belaatin mukaddimesi olan konulardan; fesahatten, arabetten, mutabakattan, ibarelerin ak olmasndan; men konular olan, isimlerin mterek, mterdif ve cem olarak kullanlmasndan, cmlede ve slupta cz ve itnabdan; beyan konular olan, istire, istirenin artlar, kelamda istirenin faydas, Homeros, Efltun, Empodekles gibi ediblerin szlerindeki gzel tebihlerin oluumundan, kinyeden; bed konular olan, taksim ve cem, mbalaa ve irak, seci ve farkl iaretlerden bahsetmektedir.520 Bu konular ve benzerlerinin tmn, Arap Belaatini renenler hicri II. yzyln sonlarnda Mantk adyla aldklar derslerde reniyorlard521. Bu durum, renilen Mantkn, belaate ve sanatlarnn douuna tesir ettiini aklamak iin yalnz bana yeterlidir. Belaatilerin eyhi saylan Abdulkadir Crcn de, mecz ve meczn mana ve hakkatinden, menkulden, mterekten, mecz- mrselden bahsettii yerde, zikredilen mantk dersinin belaat sanatlarnn iinde geen hitabet ve iire tesirini ortaya koyacaktr: ..nk, bu blmde benim kasdm, diyor Crcn, Esrrul-Bela adl eserinde, meczn istireden daha genel olduunu ve bu konuda her istire meczdr, her mecz istire deildir hkmnn doru olduunu beyan etmektir. Bu durum, biz ariflerin kelamn bu ekilde grdnzdendir; yani hitabet ilmini ve iir tenkidini.. Kitaplarnn bed ksmlarnda, istireyi ismin asl olan manasndan baka bir manaya, son derece mbalaal bir tebih iin nakledilmesi olarak

520

Aristotales, Retorik, ev: Mehmet H. Doan, Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Ticaret ve Sanayi A. ., 3. Bask, stanbul 1998. Aristotalesin bu eseri eviren tarafndan Modern Librarydeki W. Rhys Robertsin ngilizce evirisinden dilimize kazandrlm, metnin d kenarnda August Immanuel Bekkerin hazrlad Yunanca basmnn (Berlin 1831-36) sayfa ve satr numaralar verilmitir. 521 Hl, Menhicu Tecdd, s. 118.

CLXXIV

belirttiler.522 te grld gibi, stlahi olan belaat yolunu, hitabet ve iir tenkid ehline nisbet etmekte, hitabet ve iir tenkid alimlerini de bu bel durumun arifleri olarak tabir etmektedir. Dou belaatiyle, bat retorii arasnda konu bakmndan byk geiler, benzerlikler olmakla birlikte, tasnif ve ayrntlarda phesiz baz farkllklar olmutur.523 Hitab manalarn esaslar hakknda ilk konuanlar Yunan hakmleridir. Ancak, tpk, ftraten bedev olan bir tabiate zel bir hassa olarak tahsis edilemeyecei gibi, manalar yerli yerince getirme melekesi de, bu kll hasrla tesirlenemez. Aslnda, belaatin temel esasnn zevk-i selim ve nazar- slim olmas, bunun insanlkla beraber var olduunun da gstergesidir. Bylece, bedev Araplar hakknda, srf Yunanllardan ilim renmek vastasyla, edebiyatlarndaki bela durumun oluaca tasavvur edilemeyecei gibi, slam ediblerinden bedev olmayanlar iin de tasavvur edilemez. Bununla birlikte, phesiz, Yunan edebiyatnn ve felsefenin Arap edebiyatna tesiri; felsefenin kadm beer uura genel tesiri veya beer uurun hitabet ve iirden etkilenmesi eklinde vuku bulmutur, denilebilir. Bu alma hibir anlamyla felsef bir inceleme deildir. Ancak felsefe her zaman belaatle iiedir. Metnin mana dnyasn idrak etmek, varlk sebebini anlamak iin de belaatin snrlarndan kmak gerekir. Yine de, metnin malzemesinin dil olduu ve manann aktarlabilmesi iin belaate ihtiya duyulduu unutulmamaldr. Akln rn olan felsefe, ifadelenirken, dilin ve belaatin kendine has kaidelerinin verdii imkan lsnde, bir hviyet kazanr. Bu sebeple de felsefeyi, nce onu ifadelendiren felsef metinden, onu da dil ve dilin ifade ettii belaatten incelemeye balamak yerinde olacaktr. Weberin dedii gibi, felsefe olmasa ilimler, birlii olmayan bir kme, cansz bir bedendirler; ilimler olmasa felsefe, bedensiz bir ruh kalr ve iirden ve iirin ryalarndan hibir suretle ayrt edilemez. lim, felsefenin temeli ve onun kuma gibidir; ilim, Aristotalesin diliyle, kuvve halinde felsefedir; dier taraftan felsefe ise,
522 523

Crcn, Abdulkhir, Esrrul-Bela, Tabatut-Terakk, 1319, s. 326. Bilgegil, M. Kaya, Edebiyat Bilgi ve Teorileri (Belgat), Enderun Kitabevi, stanbul 1989, s. 24.

CLXXV

fiil halinde ilimdir, alimin en yksek fonksiyonu, ilm zihniyetin ve onun her eyi birlie gtrmek isteyen tabi temaylnn en birinci bir tatmin eklidir.524 Muhammed Reid Rza da, insan ilimle stn olur, ilim de ancak renmekle; renmek de dilledir,525 demektedir. Hakkatin hangi yn mit ve endiemiz iin ya da arzu ve irademiz, fiil ve icraatmz iin nemli grnyorsa, bir isim ile belirlemek suretiyle bir mefhuma dnr. Baka bir deyile, bu mefhumun, dile ait zel bir vurgu ile sabit hale getirilmesindeki kalp, isim dediimiz eydir. Aslnda, biimsiz olan mevcudiyet yuma zerine insan akl snrsz izgiler ekmi, onu kkl bykl ksm ve paralara ayrmtr. Bu ekilde hakkat alemi, dile ve mefhuma ait ekillenmenin damgasn yemitir. Kelimeler ve bunlarn temsil ettii manalar, birok tecridden meydana gelen kompleks bir dzen olutururlar. Nesnelerden oluan tabi dnya, kendine ait tecrid ve blmleriyle, nizam ve intizam iinde ve btnyle dzenli olarak gz nndedir. Yaplann, son derece basit olarak bu dzenli alemi alglamak, zihinlerde, tabiattaki ksmlar adedince mefhum oluturmak, bunlara isim vermek ve bu ekilde kelime hazinesini meydana getirmek olduu sanlr. Halbuki, kelime daarc halinde hazr bir sistem, her zaman kendimizden nceki atalarmzdan miras olarak mevcuttur ve biz bunu ocukluumuzda anadilimiz olarak renirken zmleriz.526 te ilimlerin, felsefenin, onlardaki belaatin ve dilin dayand ilk ve en temel nokta isimdir. Tpk Kuranda denildii gibi; Ve (Allah) Ademe btn isimleri retti..527 Tabii olarak, insanlar kelimelerle dnrler. Dolaysyla kelimeyle ifade edilmemi bir ey, insan iin hi bir zaman var olmam demektir. Zihn ve hiss olan btn her ey, ancak kelimeler iine sktrlnca, yani kendilerine bir isim
524 525

Weber, Felsefe Tarihi, s. 2. Reid Rza, Muhammed, Takdim, Esrrul-Bela f lmil-Beyn, Abdulkahir Crcn, talik: Muhammmed Reid Rza, Drul-Marife, Beyrut 1402, s. 4. Izutsu, Toshihito, Kuranda Din ve Ahlak Kavramlar, Pnar Yaynlar, kinci Bask, stanbul tarihsiz, s. 27-28. Kurn- Kerm, Bakara Suresi, 2:31.

526

527

CLXXVI

verilince gereklik kazanrlar. Aslnda her kelime, balangta dnmek iin vad edilmi olmasa da, sarfedilen her kelimenin sihirli bir gc vardr. nk her hangi bir eyin ismi bilinmiyorsa, onu kavramak imkansz olmaktadr. Sanki isim, o eyin mahiyetinin bir paras olmu ve ona karm gibidir. Herhangi bir eyin ismi, onun mahiyetinden ayrlmayan bir varlk olarak grlebilir. Bu durumda isim, sanki bir iaret ve sembol deildir528. Varoluun ilk anda alglanan hakkati ne olursa olsun, bizim fikr faaliyetimize varolu, asl ve tabi ekli ile deil, daha ok kelime daarcmzda kaytl bulunanlar yolu ile ulamaktadr. Bu semboller, sadece bir taklitten ibaret ya da asl hakkatin sadece bir kopyas olmad gibi, hakkatin biimleri ile tam bir uygunluk halinde de deildir. Bunlar daha ok, bizim fikr faaliyetimizin eseri olan biimlerdir; herhangi bir eyin bizim zihn idrakimize konu olabilecek hakk bir nesne haline gelmesi, sadece bu biimler aracl ile gereklemektedir. Her toplumun ksm ve birim tecridinde kendine has bir yolu vardr. En nemlisi, bundan dolay sz konusu ksm ve birimlerin ilgili topluma has olduklar deil, kendi aralarnda bir sistem oluturduklardr. Bunlar son derece kompleks ama olduka dzenli bir btn tekil ederler. Bir araya gelileri ve birbirleriyle alakalarnn belirleni tarz, ksmlarn kendi tabiatlar kadar sz edilen topluma da hastr. te her toplumun kendine has olan kelime daarc bu btndr. Her dil, hakkatin artl bir tahlilidir. nk dil, tabiat farkl bir biimde bler. Ayn tr sradan bir tecrbe bile, genellikle farkl diller tarafndan farkl ekilde ksmlandrlmaktadr. Bylece her dilin kendi kelime hazinesi oluur. zetle ifade ettiklerimizin neticesinde, her kelime hazinesi, yahut iaretler sistemi diyor Toshihiko Izutsu, ham deneyim malzemesini anlaml, tefsir edilmi bir dnya haline getiren belli bir dnya grn temsil ve ihtiva eder.529
528

ok, Necip, Genel Dilbilim (Lengistik), A..D.T.C.F.Y., Sakarya Basmevi, Ankara 1947, s. 31. Izutsu, Kuranda Din ve Ahlak Kavramlar, s. 30.

529

CLXXVII

ncelikle, dile ait malzemenin kullanlmasnda; edebi trn, evrenin, dilin kazand zenginliklerin ve hitap sanatlarnn dikkate alnmas ve deerlendirilmesi gerekir. Burada da hareket noktas, nazm veya nesir olan metnin eklidir. ncelemenin gayesiyse, metinde dil malzemesinin nasl kullanld, bu malzemeye ait farkl unsurlar arasndaki ilikilerin ne olduu ve niin kullanldn cevaplamaktr. Bununla birlikte her eyden nce diyor Fowler da, dilbilimin alma sahas cmleyle snrlandrlmtr. Yani bu sahada ele alnabilecek en geni birlik cmledir. slup incelemesi ise, bir metnin zerinde gerekletirilir.530 Nazm veya nesir, herhangi bir metinde karlatmz btn unsurlar gramer kitablarndan ve lgatlardan hareketle izah edemeyiz. Ayrca herhangi bir dil unsurunun veya kaidenin metin iinde kazand deeri iyi anlayabilmek iin dilbilimin dna kmaya ihtiya vardr. En azndan metnin tamamn ve varlk sebebini dikkate almak gerekir. Bu da, metni meydana getiren dil malzemesinin, sz konusu metin ierisinde yklendikleri, kazandklar grevleri ve muhatabda uyandrd tesirleri dikkate almak demektir. Bununla beraber metinde yer alan malzemenin karlkl mnasebeti de unutulmamaldr. slup incelemesi, dilbilimle iie yrmekte, bu ilmin idrak ettii gelimenin grlts iinde bazen kaybolmaktadr diyor, Prof. Dr. erif Akta.531 te buna gre, bir metnin slup bakmndan deerlendirilmesi, edebiyat aratrmasyla dilbilimin stste akt bir sahada yer alan, bamsz bir disiplindir. Felsef bir metnin veya bir filozofun ifadelerinin aratrlmas ise, ancak bu disiplinle beraber mmkn olur. Shreverdnin hikmetinin temelini oluturan irfan ekolnde; -daha nce iaret ettiimiz ve; kendisi ve en nemli takipisi ehrezrnin de belirttikleri gibi,eserlerinin anlalabilmesi, ancak onun gibi olmakla mmkndr. Yani, tevil ve anlay irke baldr, metinlerin erh ve izah, ancak ruhun inirahyla tamamen doru olabilir. Metinden karlacak mana, mecz deil, hakkattir. Bu durumda, lafz ve
530

Fowler, R. Linguistik Theory and the Study of Literature, Essays on Styl and Language , Roudledge Kegan Poul Llt, 1966, s. 17. Akta, erif, Edebiyatta slup ve Problemleri, Aka Yaynlar, Ankara 1993, ikinci bask, s. 13.

531

CLXXVIII

lafzla ifade ettiimiz ibare, fikrin ve fikirde anlatlmak istenilen asl manann meczdr. Metnin zahiri ise, grnen anlamdr, beyandr.

B.Arap Dili limleri ve Belaat En genel anlamyla; Lgat ilmi, kelimelerin -isim, sfat, fiil- manalarn bilmek hususunda; Sarf, lafzlarn binalar ve itikaklar hakknda; Nahv de, o lafzlardan terkiblenen eyin irb konusunda dikkatle dnmek iin ortaya konulmu, Arapaya mahsus olan ilk ilimdir. Beyan da, bu terkibin halleri hakknda dikkatle dnmek iin tayin edilmitir ve ilimdir. lmul-Meni, lmul-Beyan, lmul-Bedi. Beyn oluturan ilimden birincisi; mtekellimin, iitenin zihnine ulatrmay istedii manay eda etmesinde, hatadan saknlp korunmann prensiplerini bildiren lmul-Meni532; ikincisi, takd-i mneviden, yani kelamn murad edilen manaya delaletinin ak olmamasndan, korunulup saknmann yollarn gsteren lmulBeyan533; ncs de, kendisiyle kelamn gzelletirilmesi murad edilen lmulBedidir534. Bu nc ilim, ilk ikisine tbidir. nk men ve beyanla kelamn zti olan asl gzelletirilmesi bildirilir. Kelama da, bu ikisi itibaryla fasihtir ve belidir, denilir; bedi itibaryla fasihtir veya belidir, denilemez. nk bedi, kendisiyle sadece kelamn ekl gzelletirilmesi arzulanan haric bir itir535. Ksaca, fesahat ve halin muktezsna riayet belaatin zatna aittir; bunlardan sonra gelen bed tezynt arazla ilgilidir, denilebilir.536

532

Teftezn, Saduddn Mesd b. mer, Muhtasarul-Men, Krml Abdullah Efendi Matbaas, birinci bask, Dersaadet 1308, s. 28. Ayn yer. Ayn yer. Hm, Cevhirul-Bela, s. 4-5. Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s. 22.

533 534 535 536

CLXXIX

lmul-Beyan, nceki belaat imamlarnn stlahnda, btnn bir cznn ismiyle adlandrlmas kabilinden mecz olarak bu sanatn tmne sylenir. Ancak sonrakiler bu ad, mecz, istire, tebih ve kinyeden bahseden ilme tahsis etmilerdir. Bu ilmin, yani beyann gayesi, mtekellimin nefsinde olan maksatlarn aklayan ve murad ettii eyi, iitenin nefsine ulatran bir yolla kelamn oluturulmasdr537. Muhammed Reid Rza diyor ki: nsan ilimle stn olur, ilim de ancak renmekle; renmek de dilledir. Diller hakkatlerinde ve cevherlerinde beyanla birbirlerine stn olurlar. Beyan da, var olan manann kabule en yakn ve tesire en ekici olan ekliyle, tastam ed edilmesidir.538 Emin Hl ise, belaatin konularn toplayan birok kaynaa iaret ederek, unlar kaydetmektedir: Sen, Arap Edebiyat vadisinde eitli yerlerden kaynaklanan birok nehirler grrsn.. O kaynaklardan bir ksm dn menzillerdir; kelama ait olsun, usule ait olsun; bir ksm edebi menzillerdir, yazarlarn ve airlerin menzilleri ve rivayet ehliyle lgatilerin menzilleri gibi... Bu nehirlerin hepsi tek bir noktada buluup karlar. te o nokta da, gzel kelamn idrak edilmesi yollarn bilmektir. Gzel kelamla irkini arasndakini fark etme, ya da ister manzum bir kaside, ister akc bir nesir olsun, fasih kelamn oluturulabilmesine g yetirme nasl olur, sorusunun cevab, belaat tarihinin ortaya koyduu belaata dair derslerdir. Deiik unsurlar bundan domu ve tedrici olarak gelimitir.539 Bu, douundan itibaren telif edilmeye balanan birok belaat eserine dnmekten, onlarn ierdii beyana ait konulara vakf olmaktan ve srf belaat telif edenlerden bahsetmekten nce gereklidir.

1.Belaatin Unsurlar

537

Kazvn, Celleddn Eb Abdillah Muhammed b. Abdirrahman Hatb, Kitbul-dh, urhutTelhs, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut trhz., c. I, s. 151. Reid Rza, Takdim, Esrrul-Bela, s. 4. Hl, Menhicu Cedd, s. 260.

538 539

CLXXX

Beli kelam, fasih mtekellimin, muhatablarnn hallerine (: durumlarna) uygun bir surette tasvir ettii kelamdr540. Bu sebeple, belaat tanmadan nce, bu durumlar renmek, kelamn btn durumlarda, kendisiyle tasviri gerekenleri bilmek gerekir. nk her makam iin bir makl tayin edilmitir. Belaat (: rhtorique), lgat olarak kkndendir ve bir eyin nihayetine varmak, idrak etmek, ulamak anlamndadr541. Belaat, fesahatle aklanrken, beli adam da, kalbin srlarna ve muradnn en derinine fasih ibaresiyle ulalan, gzel szl adam, demektir542. Fesahat (: loquence) ise, aslndan mtak olup, ak sz anlamndadr ve ocuun ilk konutuunda, ne syledii anlald zaman ocuk fasih konutu, denilir543. Sabahn aydnl ortaya kp, belirginletii zaman sabah ald, denilir544. Fasih olan kimse, kelamn iyisini ktsnden ayrt edebilecek sz dilinden dklen kimsedir545. u halde fesahat, kelamn ses ve mana rzalarndan kurtulmas yollarn gsteren bir disiplindir. Beyan ise, Arapada ayrlmak ve kavumak manalar olan zd iki anlama geldii iin zdlardan (: el-ezdd) saylan beyn kelimesinden mtakdr546. Beyan, delalet ve benzerleri gibi bir eye, kendisiyle ulalan veya o ey kendisiyle fark edilip
540

Kazvn, Cemaluddn Muhammed b. Abdurrahman, Telhsul-Mifth, irket-i Sahfiyye-i Osmniyye, Dersaadet trhz., s. 9; Teftezn, Muhtasarul-Men, s. 22. bn Manzur, Ebul-Fadl Cemaluddn Muhammed b. Mkrim, Lisanul-Arab, ne: Emin Muhammed Abdulvahhab ve Muhammed Sadk Ubeyd, Daru hyit-Trsil-Arab, Beyrut 1416-1996, c. I, s. 486; Zebd, Muhibbuddn Eb Feyd Seyyid Muhammed Murtaza, Tcul-Ars min Cevhiril-Kms, tah: Ali r, Drul-Fikr, Beyrut 1414-1994, c. XII, s. 7; Esfehn, Rb Ebul-Kasm Huseyn b. Muhammed, el-Mfredt f arbil-Kurn, tah: Muhammed Seyyid Keyln, Mektebetu Mustafa Bb Haleb ve Evlduh, Msr 1381-1961, s. 60. bn Manzur, Lisanul-Arab, c. I, s. 487; Zebd, Tcul-Ars, c. XII, s. 8. bn Manzur, a.g.e., c. X, s. 269; Zebd, a.g.e., c. IV, s. 154-155. Esfehn, el-Mfredt, s. 381. bn Manzur, a.g.e., c. X, s. 270. bn Manzur, a.g.e., c. I, s. 559; Zebd, a.g.e., c. XVIII, s. 76; Esfehn, a.g.e., s. 381.

541

542 543 544 545 546

CLXXXI

bakalarndan ayrlandr. Bu manadan olarak, bir ey beyan bakmndan aklandnda, kendisinden baka dier eylerden ayrlr547. Istlahta ise beyan; bir manann o manaya akl delaletinin belirginliinde, birbirinden farkl yollarla serdedilmesini bildiren kaideler ve esaslardr. Mana dediimiz ise, kendisine delaletin belirginliinde, lafz olarak, deiik sluplarla sylenilmesine g yetirilen, zihinde veya kalpte olan maksattr548. Bu zikrettiimiz lafzn lgat manalar, aklk (: vudh) ve aa kma (: ibne) anlamlar etrafnda younlarlar. Cahz, el-Beyan vet-Tebyin adl eserinde bela at iin birok tarifler getirmitir. Bu tariflerden biri de Klsm b. Amr Attb (. 219/834)nin beli kimse hakknda syledii, sana tekrarsz, zorluksuz, skntsz, yardmsz ihtiyacn anlatan kimse, belidir, szne talik olarak kaydettii tariftir: (Attb,) mvellidlerden ve beldelerde yaayan toplumlardan, bize maksadn ve demek istediini, belaatle hkmedilen doru szden evrilmi ve lahn vuku bulmu kelamla anlatan herkesi kastetmedi. Bu nasl olsun ki? Attb, fasih Araplarn kelam erevesinde ihtiyacn anlatan Arab kasdetmitir.549 Cahzn pek ok tabirler arasndan setii belaatn u tarifi, bu meseleyi sonu landrmaktadr: Herhangi bir kelam, manas lafzn, lafz da manasn geinceye kadar belaat ismini haketmi olmaz. Lafzn manasn gemesiyse; bir eyin lafznn kulana, manasnn kalbine geliinden daha nce olmasdr.550

547 548 549

bn Manzur, a.g.e., c. I, s. 562. Him, Cevhirul-Bela, s. 4. Cahz, Eb Osman, Amr b. Bahr, el-Beyn vet-Tebyn, tah: Abdusselam Muhammed Harun, Drul-Cl, Beyrut trhz., c. I, s. 113. Cahz, a.g.e., c. I, s. 115.

550

CLXXXII

1.1.Kelime ve Kelamn Fesahati Lugatlara gre kelam, maksad eda etmede kendi kendine yeterli olan, bakasndan ihtiyasz olan szlerden ibarettir.551 Biz buna cmle diyoruz. Nahivcilere gre ise, soru sorma ihtiyac hissetmeksizin, her trl susmak gzel olan, bir fayda ifade eden, tayinle belirlenmi, terkip ve telif edilmi lafzdr552. Cmle de, maksad olmasa bile, bir fayda ifade eden isnadl terkibdir; eer kelam, bizzat maksada dayandrlmakla kaydedilirse, cmle bundan daha genel olandr553. Kelama fasihtir denilmesi, onu oluturan elemanlar cihetindendir554. nk fesahatte bak, manasz sadece lafzadr. Beli olmasysa, lafz ve mana birlikte, mukted-i hale mutabakatna itibar etmekledir555. Bu ise, belaatta her iki tarafa bakld iindir. Bu durumda, beyandan nce fesahat ve belaatn manalarnn bilinmesi gerekir. Meni alimlerinin stlahnda fesahat, ak ve belirgin, hemen anlalan, gzelliinden dolay yazarlar ve airler arasnda kullanlmas allm olan lafzlarla kelam ortaya koyma yollarn gsteren melekedir556.

551 552

bn Cinn, Ebul-Feth Osman, el-Hasis, tah: Muhammed Ali Neccr, el-Mektebetul-lmiyye, Msr 1371-1952, c. I, s. 32. Emn, Nureddn Ebul-Hasen Ali b. Muhammed, erhun al Elfiyyeti bn Mlik, Dru hyilKtbil-Arabiyye, Msr trhz., c. I, s. 20-21; bn Akl, Bahaeddn Abdullah Akl, erhu bn Akl al Elfiyyeti bn Malik, tah: Muhammed Muhyiddn Abdulhamid, Drut-Turs, et-tabatul-rn, Kahire 1400-1980, c. I, s. 14. Nekri, Ahmed, Mevsatu Mustalahti Cmiil-Ulm, tah: Ali Dehrc, Mektebetu Lbnn, Lbnan 1997, s. 334. Teftezn, Muhtasarul-Men, s. 12; Kazvn, Kitbul-dh, urhut-Telhs, c. I, s. 70. Teftezn, a.g.e., s. 12-13; Kazvn, a.g.e., c. I, s. 73.

553

554 555

CLXXXIII

1.2.Kelamn Belaati Belaat, lgatta ulamak, nihayetine varmak anlamndadr. Kii maksadna ulat zaman denildii gibi, kervan bir yere vard zaman da

diye ifade edilir557.


Istlah olarak ise belaat; fasih ve doru bir ibareyle, ak olarak manann ed edilmesi, yerine getirilmesidir. Bu stlah, Araplarn gayeye ulatklar zaman demelerinden alnm, manay iitenin kalbine ulatrd, bylece mana anlald iin belaat ad verilmitir. Bu durumda, men, beyn, bedi ve bunlara tabi olan disiplinleri iine alan ilmin addr. Belaat, fesahatten farkl olarak, sadece kelama ve mtekellime vasf olur. Yalnz bana kelime, mtekellimin maksadna ulamasnda eksik kalmasndan ve tek bana dinlenilmemesinden dolay bununla vasflanmaz. Mehur olan szde denildii gibi; belaatn snr; her makam iin bir makal (: sz) tayin edilmesidir. Bu durumda icazn gzel olduu yerde icaz, tnbn gzel olduu yerde tnab yaplr; tekid yerinde tekid getirilir; sze uygun, niyete mnasib grldnde takdim veya tehir yaplr. Bylece, zeki kimseye, ahmak ve saf birine konuulandan daha baka bir ekilde konuulur. Her hal ve durum iin, ona uygun bir kavl ve sz tayin edilir; fasih ibareler, seilmi manalar iin de.. Buna bal olarak ulema, belaati; kelamn, ibarelerinin fesahatyla beraber, durumun gereine (: mukted-i hle) tam uygunluu (: mutabakat) diye tarif etmilerdir. Bu ifadelerin nda fesahat ve belaat arasndaki fark yle zetlenebilir: Fesahat, lafzlarn sfat olmakla snrlandrlrken, belaat, manalarla beraber lafzlara da sfat olur. Fesahat, kelime ve kelamn sfat olurken, belaat, kelimenin deil kelamn

556 557

Teftezn, Muhtasarul-Men, s. 12. bn Manzur, Lisanul-Arab, c. I, s. 486; Zebd, Tcul-Ars, c. XII, s. 7; Esfehn, el-Mfredt, s. 60.

CLXXXIV

sfat olur. Yine, kelamn fesahati belaatinde arttr. Her beli kelam, ayn zamanda fasihtir, ancak her fasih kelam beli olmayabilir. Fesahati bozanlardan olan harflerin tenfuru, zevk-i selim ve hiss-i sdkla bilinir. Muhalefetul-kyas (: kaideye aykrlk), sarf ilmiyle; telifin zayfl ve lafz takid ise, nahiv ilmiyle anlalabilir. arabet (: yabanclk) de, Arap kelamna ok fazla muttali olmak ve kullanl yaygn, allm kelimeleri tanmakla, yani lgat ilmiyle fark edilir.558 Belaati bozan mnev takid, beyan ilmiyle; maksad yerine getirmek iin olan haller ve bunlarn gerektirdikleri meni ilmiyle; tam uygunlua riayetten sonra letafet ve rikkatle kelam ssleyen vecihler de bedi ilmiyle bilinebilir559. Bu nedenle, belaati bilebilmek iin, lgat, sarf, nahiv, meani, beyan ve bedin bilinmesi gerekmektedir. Bu ilimlerle beraber kiinin zevk-i selim sahibi, Arap kelamna ok fazla muttali olmas arttr.

1.3.snad ve Ksmlar Cmlenin iki rkn vardr. Msnede (: yklem); mahkmun bih (: kendisiyle hkmedilen) veya muhberun bih (: kendisiyle haber verilen) denilir. Msned-i ileyh (: zne); mahkmun aleyh (: kendisine hkmedilen) veya muhberun anh (: kendisinden haber verilen) diye adlandrlr. kisi arasndaki nisbet (: ilgi) ise, isnaddr (: ykleme)560. ncelikle isnad, hakkat-i akl (: akl gerek) ve mecz- akl (: akl mecz) ile vasflanr561. Yani, hakkat ve mecz ilk olarak isnada sfat olurlar. Lafz ise ikinci
558 559 560 561

Teftezn, Muhtasarul-Men, s. 27. Teftezn, a.g.e., s. 28. Teftezn, Muhtasarul-Men, s. 37. Kazvn, Kitbul-dh, urhut-Telhs, c. I, s. 224.

CLXXXV

olarak, isnaddan sonra, arazi bir ekilde bunlarla vasflanr. te bu nedenle, hakkat ve meczn, gerektirdikleri duruma mutabakat kendisiyle meydana gelen, lafzn hallerinden bahseden men sanatnda zikredilmeleri uygun grlmtr. Ancak biz, Shreverdnin edeb tenkidini yaptmz yerde, isnada vasf olan mecz ve hakkati deil, lafzn manasna delaleti bakmndan bu iki vasfla vasflanmasn inceleyeceiz. Baka bir ksmlandrmayla, yine hakkat isnadn iki taraf itibaryla -ki, bunlar msned (: yklem : dayandrlm olan) ve msned-i ileyhdir (: zne : kendisine dayandrlan)- drt ksma ayrlr. nk bu iki taraf, ya her ikisi de lgat olarak hakk manalarnda veya her ikisi de mecz manalarnda kullanlrlar. Yahut da, msed-i ileyh hakk manada, msned mecz manada veyahut bunun aksine msned-i ileyh mecz manada, msned hakk manada kullanlr.

2-Belaat limleri Kelamdaki gizemle, buna bal olan durumlar ve haller hakknda konuurken, eyhul-rk Shreverd Maktlun hem muasr ve hem de ayn halkada onunla ders alm olan, ayn zamanda byk bir kelamc, usulc ve mfessir olan Fahreddn Razi unlar sylemektedir:
Kelamn letafine gelince; ite nefs, maksadn tamamlanmasn elde edince, o maksada asla bir evk kalmaz. nk tahsil-i hasl muhaldir (meydanda olan bir eyin meydana getirilmesi dnlemez). O maksattan hi bir eyi elde edemedii zaman da yine bir evk meydana gelmez. Ama, sen ona bir ksmn brakp dier baz ynlerini tarif ettiin zaman, malum olmayan eyin bilinmesine, malum olan miktar onu tevik eder. Bylece bildii miktardaki ilmin lezzeti ve mahrum olduu geri kalann elemi sebebiyle evk meydana gelir. Burada, birbirini takip eden lezzetler ve elemler oluur. Lezzet, elemin akabinde meydana geldiinde daha kuvvetli, nefsin onu anlamas da daha mkemmel olur.

CLXXXVI

Bunu bildiin zaman, deriz ki; bir eyi hakkat yoluyla, ona delalet eden lafzla ifade ettiinde, o eye tastam bir bilgi meydana gelir ama, kuvvetli lezzet olumaz. Bundan dolay, nefsin hareketlenmesi ve heyecanlanmas gibi bir hal meydana gelmesi iin, zikredilen manalar meczi ibarelerle ifade etmek, hakk lafzlarla tabirden daha lezzetlidir.562

te halin ve makamn gerektirdiine uygun fasih kelam serdedebilme melekesinin belaati oluturan ilimle birlemesi, Fahreddn Rznin zetledii latif kelamn meydana getirilmesi iin arttr.

2.1.lmul-Men Mana, lgatta maksad demektir. Beyan alimlerinin stlahnda, zihinde tasavvur edilen eyin lafzla tabir edilmesi veya lafzdaki maksad olmas cihetinden zihni surettir. Zebd, bu izahtan sonra l olarak Munvnin et-Tevkf adl eserinde yle sylediini nakleder: Zihni olarak hasl olan suret (: es-suretul-hsla), lafzla kasdedilmesi bakmndan mana; o lafzdan dolay aklda olumas (: husl) bakmndan mefhum; o nedir, sorusunun cevabnda sylenmesi bakmndan mhiyet; harici alemde subutu bakmndan hakkat; dier grnen eylerden ayr ve farkl olmas bakmndan da hviyet diye isimlendirilir.563 lmul-men, mtekellimin, muhatabn zihnine ulatrmay murad ettii manay eda etmesinde, kendisiyle hatadan saknlan ilimdir. Beyan alimleri, mukted-i hle kendisiyle mutabakat edilen Arapa lafzlarn durumlarn bildiren ilmi, Men ilmi diye adlandrmlardr. zetle bu ilim, bahsedilmi gayeye muvafk olacak ekilde,

562

Rz, Fahreddn , el-Mahsl f lmil-Usl, tah: Th Cbir, Feyyd Ulvn, c. I, s. 251-252; Cbir, Usfur, es-Sretul-Fenniyye fit-Tursin-Nakdiyyi vel-Beliyye ndel-Arab, Drut-Tenvr, Beyrut 1983, s. 326. Zebd, Tcul-Ars, c. XIX, s. 711.

563

CLXXXVII

mukted-i hle kendisiyle mutabk olunacak Arapa kelamn durumlarn bildiren kaideler ve asllar ierir. Hal (: durum), mtekellimi, kelamdaki herhangi bir zellii getirmeye sevkeden itir. Bu zellik mukted-i haldir. Mesela, mtekellimle muhatab arasnda belli olan bir ey varsa, bu belli olma, szn marife olarak getirilmesini gerektiren bir haldir; marifelik de, halin gerektirdiidir. nsanlarn akllarnda, tasavvur ettikleri, zihinlerinde bitiik halde bulunan manalar gizlidir. nsan arkadann kalbini, kardeinin ihtiyacn, dostunun isteini, iindeki yardmcsnn hal ve durumunu, ancak tabirlerle bilebilir. Tabirler, durum ve hali anlaya yaklatrr. Onlarla gizli ak, uzak yakn olur. Bylelikle karklklar giderilir, dmler zlr, gizli mutlak bir ak, bilinmeyen bilinen, yabanc allm olur. Manann akl; delaletin akl ve iaretin doruluu lsndedir. Akl, kalbindeki manalar giydirir, sonra gzel sslerle sslenmi lafzlarla ortaya karr. Bylece eref ve sekinlie ular, itibar ve sayg grr. Cahil, manalar maksatlarla sslemeden, gzelliklerle tamamlamadan nce ortaya karmakta acele eder. Bu nedenle de, yerilir ve syledikleri kabul edilmez; dinleyenlerin gznden der, ilim sahiplerinin yannda bir kymeti olmaz564.

2.1.1.caz ve Beli Kelamdaki Yeri nsan iindeki maksatlarn ve hatrna gelen manalar, ancak yoldan biriyle tabir edebilir. Birincisi; ayet tabir edilen lafz, kasdedilen manann aslna denk olmas cihetiyle mana kadar olursa, musvttr (: eitlik). Musvt, ou kelamn sureti ve ayn zamanda kendisi mihenk ve l olan dsturdur.

564

Him, Cevhirul-Bela, s. 157-169.

CLXXXVIII

kincisi; tabir, bir faydadan dolay, manann lsnden fazla olduu zaman, itnabdr (: sz katma). ayet bu fazlalk bir fayda iin olmazsa, bu durum da hav (: fazlalk) ve tatvldir (: uzatma). ncs ise; tabir edilen lafzn, manann miktarndan eksik olmasdr. Buna caz (: sz ksaltma) denilir. Hazreti Aliden yle dedii rivayet edilir: Hi bir beli adam grmedim ki, manalarda uzunluk olduu halde, sznde icaz olmam olsun!565 Mtekellimin zihnine gelen manalardan her birini tabir edip sylemesinde mutlaka bu yoldan birini semesi gerekir. Fakat, sadece bu yollardan biriyle getirilen kelam beli saylmaz. Kelamn belaati ancak, muhatabn durumunun gerektirdiine (: mukted-i hl) uygun olduu ve hitabn yerli yerine getirilmesine sevkedildii zaman meydana gelir. Mesela, makam itnab olduu ve itnabdan icaz veya msavata dnld zaman kelam beli olmaz. caz; birok manalarn, ak ve kolay anlalr olmakla beraber, maksad ifade etmeye yeterli olarak, kendisinden daha az miktarda lafzlarda tayin edilmesidir. Beli lafzn kastedilen manadan daha az oluu, maksad ifade etmeye yeterli olmasyla cereyan eder. ayed yeterli olmazsa, bu durumda icz, ihll ve irkin bir hazf (: hazf- redi) olur ve kelam da sahih saylmayarak kabul edilmez. Kurn- Kerm, icaz konusunda idrak edilemeyecek derecede stn bir yere sahiptir. Hazreti Alinin, Kuran hakknda, ite bu belaattir, dedii nakledilir566. Him, Cevhirul-Belann haiyesinde kelamdaki gzelliin sebebinin fesahat ve a klkla birlikte, az lafzlarn ok manalara delaleti olduunu belirttikten sonra, bundan dolay Muhammedul-Emn, size icaz gerekir; nk onda anlay, itlette mbhemlik

565

Mehur Arap airi Hutayann kz babasna, neyin var ki, ksaltmalarn uzatmalarndan daha ok, diye sorunca, babasnn da ona, nk bu hal kulaklara daha girgin ve azlara daha yakandr, dedii rivayet edilir. Yine bir aire niin iirini uzatmyorsun, diye soru yneltilince air, sana gerdanlk olarak, boynunu kaplayan yeter, cevabn vermitir. Him, Cevhirul-Bela, s. 223.

566

CLXXXIX

vardr, demektedir, diye kaydetmektedir567. Yine, darb- mesel haline gelmi veciz bir szde, yeterli olan az lafz, faydasz olan ok lafzdan daha iyidir, denilmektedir. Bakllnnin btn belaati on ksmda hasredip, caz bu on ksmn ilki olarak saymas cazn nemini gsterir568. 2.2.lmul-Beyn Belaati oluturan ilimlerden ikincisi, takd-i mnevden (: mana bakmndan dm ve kapallk), yani kelamn murad olan manaya delaletinin ak olmamasndan, kendisiyle saknlan, korunulan ilimdir ve ilmul-beyan diye adlandrlr. Lugat olarak beyan, nceden ifade ettiimiz gibi, aa karmak, izah etmek anlamndadr. Beyan, manann izahn aa karan hereye isimdir. Aslnda stlahta ise, bir manaya akl delaletin belirginliinde, o manann birbirinden deiik olan yollarla getirilmesini bildiren kaideler ve asllar iine alan ilimdir.569

2.2.1.Tebih ve Tebihin Belaati Tebih (: comparaison) lgat olarak, benzetmedir (: temsil)570. Istlah olarak, mtekellimin murad ettii bir sebepten dolay, bir sfatta mtereklikleri kasdedilen iki veya daha ok ey arasnda, edatla benzerlik kurulmasdr571. te tarifini verdiimiz bu tebihin (: benzetme) drt rkn vardr.

567 568

Ayn yer. Baklln, belaati on ksmda snrlandrrken, bu ksmlar da yle sralar: caz, tebih, istire, telm, faslalar, cinaslar, tasrf, tazmin, mbalaa ve hsn-i beyan. Bkz: Baklln, Kd Eb Bekr Muhammed b. Tayyib, czul-Kurn, talik: Muhammed erif Sukker, Dru hyil-Ulm, ettabatus-sniye, Beyrut 1411-1990, s. 332. Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s. 125. bn Manzur, Lisanul-Arab, c. VII, s. 23; Zebd, Tcul-Ars, c. XIX, s. 51. Teftezn, Muhtasarul-Men, s. 279-280.

569 570 571

CXC

Birincisi, bakasna benzetilmesi istenilen hal veya madde olan mebbehtir (: benzetilen). kincisi, mebbehin kendisine benzetildii ey olan mebbehu bihtir (: kendisine benzetilen). Bu iki rkun tebihin iki taraf diye adlandrlr. ncs de, mebbeh bihteki mebbehte olandan daha kuvvetli olduu halde, iki taraf arasnda mterek vasf olan vechu-ebehtir (: benzerlik yn). Belaatlarn stlahnda, istirede vuku bulduu zaman el-cmi de denilen572 vechuebeh kelamda bazen zikredilir, bazen de hazfedilir. Drdncs ise, mebbehi mebbeh bihe balayp irtibatlandrarak tebihe delalet eden lafz olan edat- tebihtir (: benzetme edat). Bu da, vechu-ebeh gibi tebihte bazen zikredilir, bazen de hazfedilir573. ekil olarak rknleri itibaryla ksmlara ayrlan tebihin trlerinin bir ksm, delaletin akl ve mbalaa bakmndan dier bazlarndan daha kuvvetli olur. En stn ve en belii kendisinde vechu-ebeh ve edt- tebih hazfedilip zikredilmeyen tebihtir. Sanki bu tebihi yapan kii edat hazfetmekle farkl iki eyin bir ey olduklarn, birletiklerini (: ittihad); vechi hazfetmekle de sanki her eyde (konu, durum, hal v.s. ) benzetiklerini iddia etmektedir. Bundan dolay, bu tebihe tebh-i beli denilmitir574. Ali, cesaret ve ecaatte arslan gibidir, misalinde, tebihin zikredilen rkunlarnn hepsi kullanlmtr. Bu misaldeki Ali lafz mebbeh, arslan lafz ise, mebbeh bihtir. Trke olan cmlede, gibi lafz, tebih edat; cesaret ve ecaat, farkl derecelerde de olsa, mebbeh ve mebbeh bihte mterek olarak var olan tebihin yndr. Bu misalde, Ali, cesaret ve ecaatte arslandr, eklinde tebih edat
572 573 574

Kazvn, Kitbul-dah, urhut-Telhs, c. IV, s. 75. Crcni, Esrrul-Belaa, s. 70-72; Him, Cevhirul-Bela, s. 247-248. Him, a.g.e., s. 277.

CXCI

hazfedildiinde tebihin kuvveti artar. Ali, arslandr, ifadesinde ise, sanki mebbeh ve mebbeh bih aynilemi gibidir. Bu sebeble, son cmledeki tebih, tebih-i belidir. Tebih bulunan kelamn, grlen sureti bakmndan, lafz olarak belaati derece derecedir. Buna gre, belaatteki mertebesi bakmndan tebihlerin en d rkunlarnn hepsi zikredilen tebihtir. nk tebihin belaati, mebbehin mebbeh bihin ayns olduunu iddia etmek zere kurulur. Edatn ve vechu-ebehin birlikte bulunmalar bu iddiay ortadan kaldrr. Tek bana edat veya yalnzca vechu-ebeh hazfedildiindeyse, belaat olarak tebihin derecesi biraz ykselir. nk edat ve vechten birinin hazf, mebbeh ve mebbeh bihin birlemeleri, bir ve ayn ey olmalar iddiasn az da olsa kuvvetlendirir. Tebihin eitlerinin en belii ise, adndan da anlalaca gibi, tebih-i belidir. nk bu tebih, mebbeh ve mebbeh bihin bir ey-i vahid olduu iddias zerine kurulmutur.

2.2.2.Mecz ve Ksmlar Mecz (: trope); manann aka bilinebilmesi iin, tabiatn srkledii, beyan vesilelerin en gzellerinden biridir. nk bu yolla mana, hissi bir sfatla vasflandrlarak, neredeyse iitenin gznn nne getirilmi olur. Bu sebeple Araplar, kelamdaki genilie ve lafzlarn ok manalara delaletine meylinden dolay mecz kullanmaya sanki aktrlar. Bu hal, meczdaki tabirin, ifadenin inceliinden dolay, nefste bir rahatlk ve mutluluk oluturmasndan dolaydr. Daha bu gibi bir ok sebepten dolay Araplar kelamlarnda mecz ok kullanmlardr. Hatta btn kymetli ve yksek manalar meczla getirmiler, hitabelerini ve iirlerini meczla sslemilerdir575. Mecz, tayin edildii asl manann murad edilmesine engel bir sebeple (: karne-i mnia) birlikte, bir alakadan dolay, konuma stlahnda (: stlhatut-tehtub),

575

Him, Cevhirul-Bela, s. 290.

CXCII

asl manasndan baka bir manada kullanlan lafzdr576. Alaka ise, hakki mana ile meczi mana arasndaki ilgi ve mnasebettir. Bu bazen iki mana arasndaki mbehet (: benzerlik) olur, bazen de bundan baka eyler olur. Alaka mbahet olduu zaman mecz, istire (: eirti : allgorie); aksi takdirde mecz-i mrseldir (: mtaphore). Karne (: sebeb) de, hakk manann murad edilmesine engel olan eydir. Bu da bazen lafz olur, bazen hli... Mecz, mutlak olarak, herhangi bir kayt olmakszn kullanldnda mecz-i luv anlalr. Halbuki meczn birok eidi vardr ve en nemlisi mecz-i mrseldir ki, bizzat kastedilen budur. snadda cereyan eden mecz ise mecz-i akldir577. En genel manasyla meczn birok eidi vardr. Temelde drt ksma ayrmak mmkndr. Mfred mecz- mrsel, istire yoluyla mfred mecz (: kelimede cereyan eder), mrekkeb mecz- mrsel, istire yoluyla mrekkeb mecz (: kelamda cereyan eder). Mfred mecz- mrsel, dier bir tabirle mecz- luav, lgat olarak belirlenmi manann murad edilmemesine delalet eden bir sebeple beraber, mbehetten (: benzerlik) baka bir alakadan dolay, asli manasndan baka bir mana kastedilerek kullanlan kelimedir. ki mana arasndaki mabehetten baka olan mnasebet ok eitli olabilir: Sebebiyet, msebbeb olma hali; klliyet, cziyet; lazmyet, melzumiyet; alet olma durumu; takyid; umumluk, hususluk; olan eye itibar; hal olma, mahal olma; bedel olma, mbeddel olma; mcaveret; tremeye balanmak gibi eitli mnasebetler saylabilir. Kye sor veya evden ren ifadeleri, bunun en belirgin misalidir. Aslnda, ky ehline sor, ev halkndan ren demek olan bu cmlelerde, ky ve ev lafzlar, mahal olma alakasyla ky ehli ve ev halk anlamlarnda mecz- mrsel olarak kullanlmlardr. Dier alakalarn misallerini, maksattan uzaklamamak iin, asl amac bunlar aklamak olan konunun temel kitaplarna brakyoruz.

576 577

Kazvn, Kitbul-dh, urhut-Telhs, c. IV, s. 22-25. Him, Cevhirul-Bela, s. 291.

CXCIII

Meczi akl ise, fiilin veya fiil manasnda olan herhangi bir mtkn, tayin edildii manaya isnad edilmesini engelleyecek bir sebeple birlikte, bir mnasebetten dolay, mtekellim tarafndan bilinen ve zahir olan manasndan baka bir manaya isnaddr. Bunun en mehur mnasebetleri ise yle sralanabilir: Zamana, mekana, sebebe, masdara, malum olarak bina edilenin mehule ve mehul iin bina edilenin maluma isnad.578 snaddan anlalaca gibi, bu mecz tr cmlenin ve cmleye benzeyenlerin isnadnda vuku bulur. Kalem yazd, ifadesinde, eer mrekkep veya baka bir sebeple daha nce yazmayan bir kalemin tekrar yazmaya balamas kastedilmise isnad hakk; bir edip veya mellifin kalemle yazmas anlamnda kullanlmsa, alet olma alakasyla, isnad meczi olarak getirilmitir.

2.2.3.stiare ve Ksmlar Tebihin, muhatabn bilmedii bir ii, durumu, hali kyas edebilmesi iin, bildii bir baka eyi zikrederek izah etmek maksadyla yapldn syledikten sonra; bu ifadenin sonucu olarak kelamn terkibleri iinde baka benzer durumlara da rastlandn ifade etmeliyiz. te, bazan kelamda sadece mebbeh bihin (: kendisine benzetilen) zikredildii grlr. Bu durum da istire (: allgorie) diye isimlendirilir. stiareli terkibler, sadece tebih bulunan terkiblerden daha beli ve ayn zamanda muhataba daha tesirli olmas gayesiyle gelmitir. nk istire, hayal dnyasndaki zenginlik ve oluumlara sevkettiinden nefiste tesiri daha kuvvetli olduu gibi, belaat olarak da yeri daha yksek olur. Tabiri caizse kelamda sz sahibi olanlarn ilk defa kullandklar, kalblerde toplu bir kabul grmeye balar; okuyan ve dinleyenlerin zihinlerinde, yreklerinde yerleir. te bu istirenin belaatinin srrdr579.

578 579

Him, a.g.e., s. 298. Him, Cevhirul-Bela, s. 301.

CXCIV

Mecz- mrselle arasndaki fark alakann mabehet olmasndan ibaret olan istire, mbehet (: benzerlik) alakasndan dolay asl manasna benzetilen baka bir manada kullanlan lafzdr, diye tarif edilebilir. Ancak ou zaman konuann yapt fiile; yani, mebbeh bihin (: kendisine benzetilen) ismini mebbeh (: benzetilen) hakknda kullanmasna istire denilir. Buna gre, cmlede mebbehin yerine mebbeh bihi kullanma eylemi istiaredir. Bu durumda mebbeh bih, msterun minhu (: kendisinden istire yaplm olan); mebbeh ise, msterun leh (: kendisi iin istire yaplm) olandr. Konuann istire iini yapt lafz, yani mebbeh bihin lafz da msterdr (: istire yaplm olan). nk bu lafz, -kelamn btn iinde,- birinden ire (: dn) alnm elbise gibidir580. Alakas mbehet olan mecz diyebileceimiz istire, Sekkki dndaki kadim alimlere gre musarraha (: ak) ve mekniyye (: kapal-kinyeli) olmak zere iki ksmdr581. Onlara gre istire-i musarraha, mebbeh yerinde kullanlan, zikredilen mebbeh bihin lafzdr. Mekniyye ise yine ayn ekilde mebbeh bihin lafzdr, fakat zikredilmemitir. Mesela lm trnaklarn filan adama geirdi dediimizde, mebbeh olan lm mebbeh bih olan yrtc hayvana benzetilmi, sonra lm yerine yrtc hayvan lafz kullanlm, fakat zikri terkedilmitir. Ancak zikri terkedilen mebbeh bih yrtc hayvana, lazm ve hassas olan trnaklarla iaret edilmitir. Burada tayin edildii kendi manasnda kullanlan trnaklar lafz hakk manadadr. nk, asl olan istirenin kendisinde vuku bulduu, zikredilmeyen yrtc hayvan lafznn manasnn gerektirdii ve ondan ayrlmayan, onunla dnlen bir zelliidir. Dolaysyla mecz deildir. Fakat mecz olan, onun, yani trnaklar

580 581

Dusk, Hiyetul-Muhtasar, c. II, s. 339. Sekkk, Eb Yakb Ysuf b. Muhammed, Mifthul-Ulm, tal: Nam Zerzr, Drul-Ktbillmiyye, Beyrut 1987, s. 373-374; Sekkknin taksimi iin ayrca bkz; Teftazn, Saduddn Mesud b. mer, Kitbul-Mutavval erhut-Telhs, Drut-Tbatil-mire, Dersaadet 1309, s. 286-404.

CXCV

lafznn lme isbat ve isnaddr. Kelamn grnen yznde, bu isbat da istire-i tahyiliyye (: hayale dayanan istire) diye adlandrlr.582 Bu durumda istire-i tahyiliyye, istire-i mekniyyeden ayrlmayan bir arttr ve tayin edildii hakk manann dnda kullanlan lafz demek olan mecz-i luaviden mfredlerdeki, lgatta vuku bulan meczdan- bir ksm deildir. Musarraha olan istire ise iki ksmdr. Birinci ksm mfreddir. Musarrahann tarifini belirttiimiz lafz, mfred olarak dnmemiz bunu anlamak iin yeterlidir. Yani, mfred olan istire-i musarraha, mfred bir mebbehin yerinde kullanlan, zikredilmi mfred mebbeh bihin lafzdr. Yukarda misal, mfred istire-i musarrahadr. kinci ksm ise mrekkebdir. Ayn zamanda bu ksm, istire-i temsiliyye (: rnekleme yoluyla istire) diye de isimlendirilir. te istire-i temsiliyye, mrekkeb olan mebbeh bihin lafzdr. Buradaki mrekkeb (: terkiblenmi lafz), birok durum, hal, olay v.s. nin bir araya gelmesinden meydana gelen bir heyettir. ok mehur bir misalle, Araplarn, fetvalarnda tereddt eden kimseye ben seni bir ayan ne atar, dierini geri eker olarak gryorum demelerindeki sahne (: heyet-i hasla) istire-i temsiliyyedir.583

2.2.4.Kinye ve eitleri Kinye (: allusion); lgat olarak, tasrhin zdddr. Yani, aklamay terketmek ve gizlemekle bir fikri kapal sylemektir. Istlahta ise, hakk manasnn (tayin edildii gerek mana) murad edilmesi mmkn olmakla beraber, kendisiyle o manasnn lazm (: art ve onsuz olmad ayrlmaz manas : mny- lazmsi) kastedilen mana
582 583

Teftazn, Kitbul-Mutavval, s. 381-382. Teftazn, a.g.e., s. 280.

CXCVI

demektir. Daha anlalr bir ifade ile yle sylenebilir: Kinye, hakk (: gerek) manas anlalabilecek ekilde konuulan lafzdan, bu mana kastedilmeyip, bu hakk manasnn lazmnn murad edilmesidir. Ksaca, hem hakikat, hem mecaz manas anlalabilen lafzdr. Yukardaki manann lazm ifadesiyla kasdedilen, mutlak manada bir mnasebet ve irtibattr. Bu irtibat akl olmasa, rf olsa da yine kinye iin yeterlidir. Kinaye olan lafza mekn bih (: kendisiyle gizlenilen), delalet ettii manaya mekn anh (: kendisinden gizlenilen) denilir. Mesela, bir ahsa ak gz denildii zaman; bundan hakk manas olan, o ahsn azas olan gznn ak olduu anlald gibi, mecz manas olan, onun zeki olduu da anlalr. Asl kasdedilmi olan mana da bu ikinci mana; yani mecaz olandr. Bu misaldeki ak gz lafz, kinayenin vuku bulduu lafzdr ve mekn bih denilir. Kasdedilen zeki anlam ise, kinayenin manas olduu iin mekn anhtir.584 Kinyede, lafz iki manay birlikte kuatr. Ancak bu durum, onlardan birinin dierine tabiyyeti (: uymas) eklindedir. te lafzn lgat manas olan hakk mana, lzm olan mecz manaya tbi olarak, onunla beraber kastedilmitir. Lafzn lgat manasnn lazmnn mecz- murad edilmesi asl, hakk manann murad edilmesi, lazmn murad edilmesine tebiyyetledir585. Mesela, filan kiinin eli uzundur cmlesi, hem hakk manasyla, o ahsa ait olan elin, yap bakmndan uzun oluuna; hem de ahsn hrsz oluuna delalet edebilir. Bu cmlenin, ikinci mana kasdedilerek kullanlmas kinyedir.586 Bu durumda, ahsn hrsz oluu anlamndaki lzm manann murad edilmesi asldr. Birinci mana olan, gerekten yapsal olarak, elinin uzunluunun murad edilmesi ise, ikinci manaya bal olarak dnlebilir. Sekkk, kinyenin birden fazla ksmlar olduunu sylemektedir.587 Ancak unu unutmamaldr ki, bunlar birbirinden kesin izgilerle ayrlan ksmlar deildirler.

584 585 586 587

Thirul-Mevlev, Edebiyat Lugat, s. 88. Teftazn, Kitbul-Mutavval, s. 412-414; Dusk, Hiyetul-Muhtasar, c. II, s. 478. Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s. 174. Sekkk, Mifthul-Ulm, s. 403.

CXCVII

Bazen biri dierine dahil olabilir. Hatta bylelikle, kinyenin deiik itibarlarla, bir tek suret altnda toplanmas da mmkndr. Tariz (: insinuation), telvh, remz (: sembol) ve ima (: iaret) da kinyenin eitleridirler. Bu isimleri, kinaye yaplan lafzn lazm olan mecaz manann, melzumu olduu hal ve durumun ismiyle adlandrlmas ynnden alrlar. Bu durumda kinye olan bir lafz, o lafzn hakk manadan bakasna sylenildiini siyakyla anlayan bir dinleyiciye nisbetle tariz; arz olunan anlamayp anlay iin birok vastalar gereken baka bir dinleyiciye nisbetle telvih; lazm olan mecz mana (hakk manann lazm), kendisine gizli ve kapal gelen bir baka dinleyiciye nisbetle remz olur588.

2.2.4.1.Tariz, Telvih, Remz (: Sembol) ve m Kinyenin tariz olarak adlandrlmas, o kinyenin zikredilmeyen bir mevsufa bir sfatn (: vasfn) isbat (: isnad) iin sevkolunmu ynlendirilen kinye olduundandr. nk bu kinyede kelam zarif bir ekilde ve maharetle lafzn delalet ettii manadan, maksada delalet eden baka bir tarafa imale yaplm, ynlendirilmitir. Kini mana, kelmn siyaknda hedeflenen asl maksad olan, kendisiyle tariz yaplm manadr. Buna arz da denilir.589 Hakkat, mecz, kinye ve tariz arasnda u ekilde iliki kurulabilir: Tariz, yalnz hakkatn anlamndan biri de deildir, meczn da, kinyenin de deil... nk hakkat, asli manasnda kullanlan bir lafzdr; mecz, yalnz o manann lzmna kullanlandr; kinye de asln murad edilmesi caiz olmakla beraber lzm manada kullanlandr. Tariz ise, lafzdan kendisinde asl olan manann kullanlmas maksat edilmeksizin, karineler ve siyak vastasyla baka bir manann anlalmasdr. Bundan dolay tarizin lafz, bir yerde hakkat olur, bir baka sefer mecz olur, baka bir yerde
588 589

Dusk, Hiyetul-Muhtasar, c. II, s. 496. Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s. 177.

CXCVIII

de kinye..590 Tarz, kinyeden daha gizli olur. nk kinyenin delaleti lafzla, tarzin delaleti mefhumladr.591 Kinyenin bundan itibaren bahsedeceimiz eidi, yani telvih, remz ve ima, tariz dndaki, itibarla bilinen kinyelerdir. Bunlarn her de kinyeyi bir tarafa yneltmekten (: tariz) bakadrlar. Yani, tarizi hatrlayarak, bunlar zikredilmeyen mevsufa bir sfat isnad etmek iin sevkedilmi ve ynlendirilmi olan kinyenin dndaki kinye eitleridir, denilebilir. te bu ekildeki kinyede, lazmla melzum lafzn kullanld hakk manas, kinye olarak kullanlan lafzla kullanld mana arasndaki vastalar ok olduunda telvihtir (: uzaa iaret). nk telvih, uzaktaki bir eye iaret etmektir. Vastalarn okluu ise, ou zaman anlalmas gerekenden idrak uzaklatran bir unsurdur. Bu nedenle, lafzn kullanld hakk mana ile lafzn kinye olarak kullanld mana arasndaki vastalarn okluu, kinye manasnn idrakten uzaklamasna sebep oldu undan telvh (: ok vastal kinye) denilmitir. Karl gnde filan ahs arabasnn kapsn akama kadar ak tuttu, cmlesinin, filan ahs, her isteyeni arabasna ald, onun arabasna ok yolcu bindi, dolaysyla o zat, iyilii seven bir insandr manalarna gelmesi ve ilk cmlenin, aradaki vastalarla son cmle yerinde kinye olarak kullanlmas telvh yoluyladr. Bu konuda Manastrl Rifat Bey unlar syler: Telvh, maksd ile gayr-i maksd arasnda vesit-i intikliyyenin mteaddid olduu nktelerdir: Anlarn her biri Beyden saylrsa da lk Birinin hnesi mefth, birinin ceybi delik, beyti iki beyin zikr olunduu srada rd olunsa birinin hnesi mefthdan ziyretilerin okluuna ve ondan yedirip iirmesinin okluuna ve ondan o Beyin ikrmc olmasna ve ceybi delikden o Beyin

590 591

Dusk, a.g.e., c. II, s. 494-496. Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s. 179.

CXCIX

cebinde bir ey duramadna, ondan da paraszlna, ondan da cimriliine intikal olunduu gibi.592 Remz de kinyenin bir eididir. Telvihten farkl olarak bunda, lazmla melzum, yani lafzn kinye olarak kullanld mecz mana ile kendisine tayin edilmi hakk ve asl manas arasndaki vastalar daha azdr. Bu azlk hi vasta olmamas anlamna gelebilecei gibi, vastalarn ok olmamas manasnda da olabilir. Ancak remzin en nemli zellii, kin manadan baka bir ahsa veya eyaya ynlendirme (: tariz) veya lafzn kinye olarak kullanlan manas ile tayinle kazand hakk manas arasndaki vastalar idraki uzaklatracak oklukta olmamasna ramen, lafzn kullanld mana ile asl manas arasnda gizlilik ve kapalln bulunmasdr. Ksaca remz, gizli bir yolla yakna iarettir veya uzak ve yakn manalar arasndaki mnasebetin gizli olmasdr. Lgattaki hakk manas da dudakla veya kala iaret etmektir ve kala gzle iaret de ancak gizlilik maksadyla yaplr. Bunun iin vastalar az olmas artyla, gizlilikle yaplan kinyeye remz denilmitir. Bir ksa, bir uzun demle tark-d oldum rif anlar ki bu yolla nelere d oldum, beytinde olduu gibi, ksadan fitneci; uzundan ahmak demek istenildii remz yoluyla anlalr.593 Kinye eitlerinden im, kinyenin en kolay anlalandr. Remzle imann fark, remzin (: gizlilikle yoluna iaret) gizlilikle olmas, imada gizliliin ve kapalln bulunmamasdr. Vastalar az olan kinye, anlalmasnda gizlilik ieriyorsa remz, gizlilik yoksa imdr ya da baka bir deyile iarettir, denilebilir.

2.2.5.Emslul-Arab

592 593

Thirul-Mevlev, Edebiyat Lgat, s. 161. Ayn yer.

CC

Gzellii yaygn olan benzersiz tebihleri, esiz istire-i temsiliyeleri, hikmet ve mevzalar, bedi kinyeleri, icazl kelimelerin bir araya gelmesinden oluan nazm kuatan beli kelama da mesel denilmitir. Meselde mrekkeb istire olmas art koulmaz, ancak mecz olmas arttr594. te Arap kavminin meselleri (: emsl-i Arab), eserlerinde okca kullanlr ve telifleri nadir hale getiren unsurlardan biri saylr. Aslnda mesel eklinde telaffuz edilen, mislle ayn anlama gelen bu lafz, benzer ve nazir manasndadr. Bir eye intisab demek olan muslden mtaktr. Daha sonra gzellii kabul edilmi beli kelama sylenilmitir. Bu manayla, kendisine mesel denilen kelam, benzersiz bir tebihi ya da ok ince ve parlak bir istire-i temsiliyyeyi ve baka istireleri veya hikmeti ve faydal vaaz yahut bedi olan kinyeyi veyahut da icazl kelimelerden oluan nazm kuatr595. Arab dilinde mesellerin (: emsl) nemi hakknda sz syleyenlerin ou, onlarn gizemlerinden, hedeflerinden ve zellikleriyle ayrcalklarndan, bir de ekil veya mana ya da her ikisine bal meselelerden bahsetmilerdir. Bir ksm, cahiliyyede ve slamda Arap kavminin hikmetidir; bir baka ksm, halis Arap olanlarn fesahatinin saraylar, zl yksek manalar toplayan cevamiul-kelimleri, hikmetlerinin nadir ve az bulunanlar ve nihayet belaatlarnn zdr, demitir. Bir ksm da, mesellerin en beli hikmet olduu sonucuna ulamlardr. Hangi milletten, hangi dili konuuyor olursa olsun, meseller, o milletlerin hepsinin tecrbelerinin hlasas, geliim ve deiim safhalarnda grlen adetlerinin, ahlaklarnn, fikirlerinin ve dier grnen hayatlarnn aksettii aynalardr596. Meseller, edeb ynden belaat ve fesahatte bu kadar stn olduktan sonra, hi phesiz en yksek dereceye ulam olan Kurn mesellerin neminde hibir garabet
594 595

Teftazn, Kitbul-Mutavvel, s. 280. ls, Ebul-Fadl ihabuddn Mahmd, Rhul-Men f Tefsril-Kurnil-Azm ves-SebilMesn, tah.: Muhammed Huseyn el-Arab, Drul-Fikr, Beyrut 1417-1997, c. I, s. 263-264. Feyd, Muhammed Cbir, el-Emsl fil-Kurnil-Kerm, el-Mahedul-lem lil-Fikril-slm, Virginia 1993/1414, s. 17.

596

CCI

yoktur. nk bedii tasvirler ve dakik tabirler ieren Kuran, hayat boyu insann yolunu aydnlatr, nnden cehalet ve sapkln karanlklarn giderir. Kuran meseller de, Kuran- Kerimdeki fikirlerin izah ve aklamasna vesilelerdir. Bu sebeple onlar, insanlarn kendileriyle azgnl doru grten, hidayeti sapklktan, pis ve irkini iyi ve gzelden ayrdklar bir nurdur. Onun yardmyla eyann hakkatlerine (: hakikuleya) ve tabiatlerine muttali, ilmine muvaffak olurlar597. Her ne kadar Kuran hkmlerin, apak bir ekilde emretmek veya yasaklamak olduunu ileri sren grler reddetse de, aslnda Kuran meseller hkmlerdir. nk, Kuranda misallendirme eyay tasvir olsa bile, mcerred tasvir veya tehise rabet olsun diye getirilmi tasvir ya da tehis deildir. Misal getirmekle, hakkn hak olarak gsterilmesi, batln kaybolup giderilmesi, eyann bulunduklar mahiyetleri zere ortaya konulmas ve lehlerinde, aleyhlerinde hkmetmek murad edilmitir. Allah, kullarna kendi nefslerinden misaller getirmitir; Kendi zatndan deil. Bu getirilen misaller de, onlardan uzaklap kaybolmu eyleri idrak etmeleri iindir. Yerde ve gkte olan herey kendisine gizli olmayan iin misallere ihtiya yoktur. Dolaysyla, phesiz misaller Allah tarafndan, Kendisi iin deildir. nk misaller hikmetin rnekleridir. Allah kullarna dnp idrak etmeleri iin, gerek duyduklar misalleri getirmitir598. O misalleri dneni de, alim olarak adlandrmtr599. Nitekim mam afii, mctehidin bilmesi gereken Kuran ilimlerini sayarken Kuran misalleri ilimlerini unutmam,600 Maverdi de Kuran ilimlerinin en nemlilerinden saymtr.601 te, Shreverdnin rk felsefesinin dayand Nr Suresinin 35. ayeti de, Allah tarafndan kullarna dnp idrak etmeleri iin getirilmi misallerden biridir.
597 598

Feyd, el-Emsl, s. 18. Hakmut-Tirmiz, Eb Abdillah Muhammed b. Ali, el-Emsl minel-Kitbi ves-Snne, tah: Ali Mahmud Becv, Mektebetu Drit-Turs, Kahire trhz., s. 1-2. Kuran- Kerim, Ankebt Suresi, 43. Zerke, Bedruddn Muhammed b. Abdillah, el-Burhn f Ulmil-Kurn, tah: Dr. Yusuf Abdurrahman Maral, eyh Ceml Hamd Zeheb, eyh brhim Abdullah Krd, DrulMarife, Beyrut 1994, c. II, s. 117.

599 600

CCII

Gazzlnin mstakil bir eser halinde ele ald bu ayet, Allah tanmak (: irfan) iin rk yolunda temel kabul edilmitir. Emslul-Kurndan olan yukarda zikrettiimiz ayeti felsef disiplinine dstr edinen Shreverd, mesel ve misalle ayn kkten mtak; onlarla anlam bakmndan da mnasebeti olan misale de en genel anlamyla deinmekte, misal ve mahiyetin alakasn ele alarak deerlendirmektedir. Bu deerlendirmeden nce bir mukaddime olarak, rkin kaidelerinden birini zikreden eyhul-rk, kendini idrak eden zatn, mcerred nur olduunu syler. te zatyla kaim, zatn idrak eden ey; zatn zatndaki zatnn misaliyle bilemez. nk bilgisi misalle olursa, - ki, iniyetin misali, kendisine nisbetle misalin ve idrak edilen eyin misal olmas zaruretinden dolay iniyet - bizatihi iniyetin idrakinin, o eyin mahiyetinin idraki olmas ve bizatihi zatnn idrakinin de, bakasnn idraki olmas gerekir. Bu ise harici dnyada meydana gelen hadiselere hilafla muhaldir. nk bu durumda misal ve misalin kendisi iin olduu ey, ikisi de ayn eydir. Yine, eyin bilgisi misalle olursa, bu durumda kendisinin misali olduu bilinmezse kendisi de bilinmemitir; kendisinin misali olduu bilinirse de kendisi bilinmi, misalle bilinmemitir602. Bununla beraber Shreverd, rkin baz kaidelerini misallerle aklama yolunu da ihmal etmemitir. rk Kaidesi zere Allah Telnn lminin Beyan Hakknda olan fasln sonunda eyhul-rk, bil ki; herhangi bir sathta siyah ve beyaz renk olduunda, beyaz daha yakn, siyah daha uzak grlr. nk beyaz, yakna daha benzer olan zahire daha benzerdir. Siyah da, bu sylediimize mukabildir. te mesafe uzaklndan mnezzeh olan saf nur aleminde (: lemun-nril-mahz), illetlerin mertebelerinden en yce olan herey, zuhurunun iddetinden dolay en aa olana daha yakndr. En uzak, en yakn, en yksek, en aa olan tenzih ederim! O, en yakn olduu zaman da, btn zatlarda ve onlarn kemallerinde tesir etmeye en elverilidir.
601

Knnevc, Sadk b. Hasen, Ebcedul-Ulm, tah: Abdulcebbr Zekkr, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1978, c. II, s. 492-493. 602 Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 111.

CCIII

Nur yaknln mknatsdr,603 demektedir. Bu anlamda eyhul-rk Shreverd, eserinin baka bir yerinde, eyay aratrdn zaman, uzak ve yakn olan da tesir eden eyin nurdan bakas olmadn604 sylemektedir. arih ise bu nurun, varl zorunlu olan saf nur olduunu beyan ederek, onu varln kayna (: menbeul-vcd) olarak tanmlamaktadr605.

2.3.lmul-Bed nc ilim, kendisiyle kelamn gzelletirilmesi murad edilen ilimdir ve ilmul-bedi diye adlandrlr. Bu ilmul-bedi, daha nceki iki ilme, meni ve beyana tbidir. nk zti olan asl gzellik o ikisiyle tannr. Bedile ise, araz olan gzellik bilinebilir. Bundan dolay, bedi itibaryla kelama fasih veya beli denilmez. nk bedi, kendisiyle kelamn gzelletirilmesinden baka bir ey murad edilmeyen harici bir itir. Bedi lgat olarak; daha nce bir benzeri olmamak zere var edilmi, ortaya konulmu ey anlamndadr. Arablarn bir ey esiz olarak ortaya kt ve

onu esiz ve rneksiz yapt, szlerinden alnmtr.606 Istlahta ise bedi,


mukted-i hale uygunluundan sonra, delalete aklk vasf bulunan kelamn gzelliini ve holuunu artran, ona esizlik ve sekinlik elbisesi giydiren meziyetler ve yollara ait bilgiler topluluudur.607 Gzelletirme yollar ise, kelamn sslenmesi ve zinetlenmesi iin tayin edilmi bilinen sluplardr. Kelamn men ve beyan ilimleriyle gzelletirilmesi zat iken,

603 604 605 606 607

Shreverd, a.g.e., c. II, s. 153. Shreverd, a.g.e., c. II, s. 196. Shreverd, a.g.e., c. II, s. 196. bn Manzr, Lisnul-Arb, c. I, s. 341-342; Zebd, Tcul-Ars, c. XI, s. 8. Teftezn, Kitbul-Mutavvel, ss. 416-417; Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s. 181.

CCIV

bedi ilmiyle gzelletirilmesi arazdir. Araz olan bu gzelletirme vecihleri de ya manevdir, veya lafzdir.608 Manev bedi; lafza deil, manaya riayet gerekli olan ve lafzlarn deimesiyle hl kalan bedidir. Lafz bedi ise, gzelletirme vecihleri manaya deil, lafza dayanan ve lafz deitii zaman eklinin kalmad bedidir. Bununla beraber, bedi sanatlar arasnda, manev ve lafz diye kesin snr koymak pek mmkn deildir. Zira, baz sanatlar, mana sanat olduklar kadar lafza ait gzellikleri de tarlar. Buna karlk baz lafz sanatlarnda da manev gzellikler gze arpar.609 Bu tarifleri yle zetlemek mmkndr. Mnev gzellikler, gzelletirmeyi, lafz gzel olsa bile,- ncelikle ve bizzat manaya dndrenlerdir. Lafz gzellikler ise, mana ona bal olarak gzel olsa bile,- gzelletirmeyi aslen lafza dndrenlerdir.

608 609

Him, Cevhirul-Bela, s. 4. Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s. 182.

CCV

II.SHREVERDNN BELAAT slamn ilk asrnda fesahatte en ileride olanlar belli bir kaynaktan gdalanyordu. slam ve Kurn, dolaysyla Arapa, Irak ve Endlste yerleince, Badat ve Kurtuba, airlerin kblesi, ediblerin yneldikleri yerler oldular. Buralara, halifelerin ve sultanlarn glgelerinde yerlemek iin gelmeyenler, necat ve imtiyaz iin geldiler, buralarda kurulan devletlerde, her sanatta, zellikle de iirde zirveye kmak iin yartlar. Hicri I. yzyln ilk yarsnda (VII. yzyl) yeni bir dinin, slamiyetin verdii iman ve inanla llerden kan Araplar, az bir zamanda ran batan baa fethettiler ve Ssni devletini, muazzam tekilat ve ordusu ile birlikte ortadan kaldrdlar, tabii sebeplerden ele geiremedikleri yerler dnda btn ran mslmanlara boyun edi. Mslman Araplar, diyor evki Dayf, ran topraklarna yeni bir dinle, yeni bir hayat tarz ile ve bu dinin dili ile beraber geliyorlard. Yeni dini kabul edenler, onun farzlarn eda edebilmek iin en az yetecek kadar ayet ezberlemee mecbur kaldklar gibi, dinin mukaddes kitab olan Kurann manasn esasl bir ekilde anlamak iin de, Arapay mkemmel bir ekilde renmeleri gerekiyordu. nk Kitap ve snnetin gerekten bilinmesi, ancak hatay dorudan ayran irab ilmi; mecz ve istirelerden fasihlemi ibarelerin hakkatini aklayan lgat ilmi ve kendisiyle -Allah Azze ve Cellenin kitabnda ve Onun elisi sallllhu aleyhi ve sellemin garip haberlerindeistihad edilen olduu iin ear (: iirler) ilmiyle gerekleebilirdi. Mslmanlarn, fethettikleri lkelerin birok nemli yerlerine yerletirdikleri aileler, kabilelerde bu dini yayorlar, renmek isteyenlere kolay faydalanlabilecek imkanlar sunuyorlard.610

610

Dayf, evki, el-Fennu ve Mezhibuh fin-Nesril-Arab, Drul-Merif, et-tabatut-tsia, Kahire 1980, s. 121-122.

CCVI

Bu, ran topraklarnn tmnde ayn ekildeydi. Btn ran, halifeler tarafndan tayin edilmi, ounlukla Arap rkndan valiler tarafndan idare ediliyordu. Bunlar resmi dil olarak Arapay kullanyorlard. Sonunda Arapa rann konuma dili olan farsa yannda dini, resmi ve ilmi bir dil haline geldi. ranllar bu yeni sosyal durum iinde bir yer edinmek istediklerinde, zaruri olarak Arapay reniyorlard. Ancak onlar bu dili sathi bir ekilde renmekle kalmayp gramer, edebiyat ve dier sahalarda da saysz nemli ahsiyetler yetitirmek suretiyle Arapann gerekten yksek bir ilim ve edebiyat dili haline gelmesine yardm ettiler. yleki yeni ran edebiyatnn domaa balad III.-IV. yzyllarda randa yetien airler, her ynden hilafet merkezi olan Badaddakilerle rekabet edecek durumda idiler.611 Arapann edebiyat sahasnda hakim bir halde kalmas, uzun mddet devam etti. Fakat Abbs devleti, ok geni hudutlarnn her noktasnda hakimiyetini ayn kuvvette devam ettirmekten aciz kald zaman yani hicri III. yzyln balarnda eitli yerlerde mstakil devletler kurulmaya baland.612 Tabii ki, bu devirdeki savalarn okluunu da gz nne almamz gerekir. Her ne olursa olsun, bundan sonra, artk Arapa ilim dili olarak kabul edilmiti. Mstakil devletler kurulmasyla, o devletlerin kltrleri de olumaya balad. Bu durum, farkl dillerin kullanlmas suretiyle edebiyat alannda eitlilik ve ahenk meydana getirmi olsa da, din birliine dayanan ilim dili, Kuran ve hadisin naklolunduu Arapayla devam etti. eyhul-rk ihabuddn Shreverd de, ilminin temelini ve hatta mrne kyasla ounu ran toplumu iinde alm bir mistik filozoftur. Felsefesinde olduu kadar, phesiz dilinde ve dilin ifade tr olan slubunda yaad evrenin tesiri olmutur.

611 612

Dayf, a.g.e., s. 122. Radyni, Kitbu Tercmnil-Belaa, s. 1-2.

CCVII

A.Shreverdnin Fesahat ve Belaati Kelimenin fesahati, u drt temel arnm olmasna baldr. Bunlar, harflerin tenfuru, arabet, sarf kaidesine muhalefet ve kulaa irkin gelmesi eklinde sralanabilir. ncelikle, Shreverdnin eserlerinden ounun, kendisine nisbetinde pheler olduunu hatrlamak gerekmektedir. Ancak, eyhul-Maktlun, tasavvuf felsefesini ortaya koyduu Arapa kaleme alnm, kendisine ait olduu kesin olan eserlerinde de, bir mellifin beli olmakla vasflanabilmesi iin ncelikli art olan fesahatin gereklerini tamadna ahid olmaktayz. Eserlerinde fesahati bozan unsurlardan saylan, baka bir deyile fasih kelamda bulunmamas gerekenlerden olan telifin zayflna az rastlasak da, Arap kelamndan olmayan lafzlar kullanmas sebebiyle arabeti okca grmekteyiz. Shreverdnin bugn elimize ulaan ve kendisinin olduu kesin olarak bilinen eserlerinin bile, hibiri kendi istinsah deildir. Mzekker sfatn mennes mevsufa veya mennes sfatn mzekker mevsufa hamli ve saylarn temyizlerinin kaidesine uygun olmamas gibi, bugn elimizde bulunan eserlerinde rastladmz, telifin zayflna sebep olan nahiv hatalarn ihtiyatla karlyoruz. Hi phesiz bunlar, ister eyhulrkin kendisinin ve isterse mstensihlerin hatalar olsunlar, bize rk felsefesini ortaya koyan eserlerin sanatsal gayeyle edeb gzellikler amalanarak yazlm olmadklarn gstermektedirler. Bununla birlikte Arap olmad gibi, Arap dili sahasnda mtehasss olmayan bir topluluun, dnce ve grlerini ortaya koyduklar eserlerinde Arap dilinin kaidelerine uygunluu ifade etmek gerekmektedir.

1.Fesahatini Bozan Mbhemlerin Tevili

CCVIII

Shreverdnin eserlerini, ilm veya edeb adan tenkid ederken ncelikle gz nnde bulundurulmas gereken husus, onun kendine has bir stlahnn olduudur. Bu sebeple, belaat sanatlarnn hangisi asndan olursa olsun, tenkidin salkl olabilmesi iin, stlahlarna dikkatle ynelmek ve kavramaya almak gerekmektedir. Bunun sonucunda, ilm tenkid olarak, Aristonun ve tabilerinin aksine, Eflatuncularn delillerinin okca kullanlmasna; suret ve misallerde Eflatunculuu tenkid etmeye varlr. Mesel, eyhul-rk Shreverdnin fesahatini bozan, Arapa olmayan ve kapal anlaml kelimelerden birinde, onun khir nurlarn ualarn, Farsa bir kelime olan minuviyyet ( ) lafzyla ifade ettiini grmekteyiz613. Bu lafz, eski ran dilinde, kainatn tmn gkler (: mainyava) ve yerler (: gaetya) olmak zere iki ksma ayran olular alemindeki iki byk alemden; ruhani olan nurani alem ve cismani olan zulmani alemden ilkinin, yani ruhani olan nurani alemin, faziletli hakim, kamil imam ve nebi, Azerbaycanl Zerdtn Kitabuz-Zendinde haber verdii ismidir614. Yine, ayn yerde Shreverd, ad geen nurani alemin klarnn hurrenin pnarlar olduunu sylemektedir. rk yolunun anlaynda, nurani alemden feyezan edip, teyid ve gr verilen nefisler zerine akan nurla nefisler parldar ve gnein douundan daha mkemmel bir doula doarlar (: rk). te, nefislerin douundaki ualarn kendisinden kaynakland nurun ad Pehlevce hurredir ( .) Zerdtn hurreyi (: Xwarnah) Allahn zatndan yaylan, kendisiyle mahlukun bazsnn bazsna stn olduklar ve her birinin ii ve sanatna onun yardmyla g yetirdikleri nur diye sylemesine dayanarak, Shreverd de, bu lafzlar kullanmtr615. Ona gre, Pers hakimleri, her trn, semav gezegenlerin, basitlerin ve mrekkeplerin hepsinin nur aleminde bir terbiye ve tedbir edeni olduunda; ve o tedbir edenin de mufark bir akl
613 614

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 157. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 157, dipnot; Bedev, Abdurrahman, ahsiyytu Kalika fil-slm, Vekletul-Matbt, et-tabatus-slise, Kuveyt 1978, s. 105. Shreverd, a.g.e., ayn yer.

615

CCIX

olup, o trn zerine gzetici olduunda mttefiktirler. Hatta, o Pers hakimlerinin grnde, suyun ruhan alemde hurdad ( ) dedikleri ilk rnei; aalarn murdad ( ) dedikleri; atein rdibeht ( ) dedikleri ilk rnekleri vardr616. Arapa kaleme ald btn eserlerinde, az-ok Farsa lafzlar kullandna rastladmz Shreverdnin, onlar kendi felsefesinin stlahlar olarak belirlediini gryoruz. Deilse, eyhul-rkin bu stlah olarak kulland lafzlarn dnda anlamsz kelimeler kullanmas ok sk rastlanlan bir durum deildir. Zaman zaman melekut aleminden ahid olduklarn anlatt kef ve hadslerinde (: sezgi), o alemin lkelerinin isimlerini sylemitir. O isimler bize anlamsz gelmi olsa da, kanaatimize gre, bu durum yine, stlahlarndaki gibi deerlendirilmesi gereken bir haldir. Shreverdnin, Arap belaati asndan, lafzlarndaki takide sebep olan ucmet (: Arapa olmayan lafzlar) kullanmas sebebiyle, her ne kadar fesahati bozulmu olsa da, aslnda belaatin en yksek derecesi saylan her makam ve halin kendine has kelamn kendi yerinde kullanmak bakmndan son derece beli saylmaldr. nk, hitap ettii ve yetitii toplum asndan, ana dilleri Farsa olan bir toplulua, srf fasih ve beli olma endiesiyle daha az anlayacaklar bir dille ve slupla irad ve tebliden, onlarn anlayacaklar stlahlarla yol gstermek daha belaate uygundur. Belaatin, mukted-i hle uygun kelam serdetmek olduu hatrlandnda bu daha iyi anlalacaktr.

616

Ayn yer.

.... , > < . , . , > < > < > < .

CCX

et-Telvht bata olmak zere, Shreverdnin eserlerinde geometrik iaretler kullandna da rastlanmaktadr. Aslnda bu durum, Onun sembolik dil kullanmaktaki mbalaasndan kaynaklanmaktadr. O kadar ki, Kitab tayan (: kim bil-Kitab) zatn Hikmetul-rk kitabn rettii herhangi bir talibine telkin yoluyla ancak anlatabildii, baka bir ekilde anlalmayacak ekiller, iaretler ve resimler kullanmtr. Kulland bu iaret ve ekillerle Cbelik ( ,) Cberis ( ) ve Hrkalya ( ) isimleri, tasavvuf ehlinin kullandklar iaret ve isimleri hatrlatmaktadr617.

B.Beyn Bakmndan Shreverd Bilindii gibi, belaatle ilgili temel kitaplarda bahsedildii zere beyan ilminden gaye meczdr. nk mecz, hakkat kastedilmeksizin, kelamn birok de iik ekillerde ifade edilmesidir. Ancak hakkat mecz iin asl gibidir. nk lafzn tayin edildii manadan baka bir mana olan mecz manada kullanlmas, tayin edildii hakk manann kullanlmasnn daldr. Yukarda sylediimiz deiik ifade ekilleri, en genel manasyla mecz denildiinde bir ok ksmlar kuatr: Kinye, istire, tebih ve benzerleri.. bn Kuteybe, Araplarn, kelamlarnda birok meczlar vardr. Bunun
617

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 254;

....
Zikredilen isim, Shreverdnin verilen metninin haiyesinde, Allahta sluk ve akl nurlarn mhedesi esnasnda Melekut aleminde bulunan ehrin ad olarak kaydedilmitir. Prof. Dr. Cavit Sunar da, tasavvuftaki alemlerden bahsederken, Hayal aleminin uurdan olan ve uur altndan olan olmak zere iki ayr ksma ayrldn akladktan sonra unlar sylyor: Bu iki Hayal alemi tasavvufta birer ehre benzetilmi ve Kaytl Hayal alemine (Cablisa), Mutlak Hayal alemine de (Cablika) ehri denmitir. ekiller konusunda da, Necmeddn Kbrnn Fevihul-Ceml adl eserinde, kendi mhede ettii ekillerden bahsederek kaydetmesi hatrlanmaldr. Bkz: Sunar, Cavit, nsan-Alem likisi, slam limleri Enstits Dergisi III, A...F., ..E.Y., Ankara niversitesi Basmevi, Ankara 1977, s. 72; Kbra, Necmeddn , Tasavvuf Hayat, (Fevihul-Ceml), haz: Mustafa Kara, Dergah Yaynlar, stanbul 1980, s. 149-150.

CCXI

anlam, sz yollar ve esaslar demektir. Bunlar arasnda da, istire, temsil, kalb, takdim, tehir, tekrar, ihf, tariz, ifsah, kinye, zah saylabilir, demektedir618.

1.Shreverdye Gre Lafzn Manaya Delaleti Hakkat ve meczn her ikisinde de lafzn manaya tayini sz konusudur. Vadn tarifinde, lafzn kendi kendine bir manaya delalet etmesi iin tayinidir, denildii gibi, vad, lafzn kendisinden dolay manaya delaletidir, eklinde tarif edenler de olmutur619. Lafzn baka bir manayla karmakszn bir tek manaya delaletinde, btn manalara nisbeti eit olduu iin tahsis eden biri gerekir. Muhakkikler, lafzn baka bir manaya deil bir tek manaya tayinini tahsis eden vdn (: tayin edici) iradesi olduu grn ileri srmlerdir. Bilinen ve zahir olan, Ebul-Hasan Earinin mezhebine gre vdn Allah Tel olduudur. Allah Tel btn lafzlar tayin etmi ve tevkfi olarak bu lafzlar kullarna vahiyle yahud cisimde ve bu cisimdeki kulakta sesleri ve harfleri yaratmakla yahut da ferdde veya toplumda zaruri olan ilmi yaratmakla insanlara tek tek veya topluca retmitir620. Bu ayn zamanda, itikadda Er olduu rivayet edilen eyhul-rk Shreverdnin de akidesi olmaldr.

618

bn Kuteybe, Tevlu Mkilul-Kurn, ner: Seyyid Ahmed Sakar, Drul-Ktbil-lmiyye, ettabatus-slise, Beyrut 1401-1981, s. 16. Dusk, Haiye alel-Muhtasar, c. II, s. 329. Kelam ilminin konusuna giren bu konu hakknda temel gr olduunu Suyt, el-Mzhir adl eserinde dile getirmektedir. Fahreddn Rznin el-Mahslda aklad ve Tcuddn Urmevnin el-Hslda, Sircuddn Urmevnin et-Tahslde Ona tabi olduklar ksmlandrma u ekildedir: Lafzlar ya kendi zatlaryla veya Allahn onlar vadyla, yahut insanlarn vadyla, veyahut da bir ksmn Allahn vadyla kalann insanlarn vadyla manalarna delalet ederler. Birinci gr, yani lafzlarn kendi zatlar hasebiyle manalarna delalet etmesi Abbd b. Selmnn; ikinci gr olan Allahn vadyla manalarna delalet etmeleri EbulHasan Ear ve bn Frekin; nc gr olan insanlarn vadyla manalarna delalet etmeleri Eb Hiamn grdr. Drdncs de iki gr kapsar: Bir ksmnn Allahn vadyla kalannn insanlarn vadyla manalarna delalet etmesinde, ya balang

619 620

CCXII

Mutezileden Abbd b. Selmn Sumeyr621 ve tabileri ise; belli bir lafzn, manalar arasndan baka birine deil de, kendi belli manasna delaletini tahsis edenin, kelimenin kendi maddesi olduu grndedirler622. Yani lafz ve mana arasnda, lafzn o manaya delaletini gerektiren tabii bir mnasebet vardr. Bu durumda, lafz iiten herkes, aralarndaki zel mnasebetten dolay manasn anlar ve lafzn manasna delaletinde, -aralarndaki o zel mnasebetle ihtiyasz kaldklar iin- vada (: tayin) gerek duymaz623. Bu ikinci gr yani, lafzlarn manalarna delaletinde vada ihtiya duymamalar, bilakis lafz ve mana arasnda, her lafzn kendi manasna zatyla delaletini gerektiren tabii bir mnasebetin bulunduu gr, aka eksik ve isabetsiz bir grtr. nk lafzn manaya delaleti, lafzn o lafz syleyene delaleti gibi, ayet zatndan (onu oluturan harfleri ve harekelerinden) dolay olmu olsayd; delalet edilen mana, delil olan lafzdan ayr olmad iin milletlerin deimesiyle dillerin de imemesi ve herkesin her lafzn manasn anlamas gerekirdi. nk, bizzat maddesiyle (harfleri ve harekeleriyle) anlalan ey deimez624. Bu durumda her harf ve harekenin, onlarn tmnden anlalan manann czne de delaleti gerekir. Ancak byle olmamaktadr; mesela s sesi, Trkede su, Farsada taraf, Arapada kt manasndadr. ayed, bu lafz ve manalarndan bir tek mana arasnda zti (: tabii ve kendisine aid) bir mnasebet olmu olsayd, lafzn dillere gre deien

insanlardan, tamamlama Allahtandr ki, bu dilcilerin grdr; veya balang Allahtan, tamamlama insanlardandr. Bu da Eb shak sferynnin grdr. Bkz: Suyt, Celaleddn Abdurrahman, el-Mzhir f Ulmil-Lua ve Envih, tas. ve talik: Muhammed Ahmed Cdulmevl, Ali Muhammed Becv, Muhammed Ebul-Fadl brahim, Drul-Cl, Beyrut trhz., c. I, s. 16. Bkz: bn Cinn, el-Hasis, c. I, s. 32; Hudar, Muhammed, Hiyetul-Hudar al erhi bn Akl, el-Mektebetut-Ticriyyetil-Kbr, Msr trhz., c. I, s. 16.
621 622 623 624

bnun-Nedm, el-Fihrist, s. 300. Suyt, a.g.e., c. I, s. 16. Dusk, Haiye alel-Muhtasar, c. II, s. 329-330. Suyt, el-Mzhir, c. I, s. 16; Dusk, Haiye alel-Muhtasar, c. II, s. 330.

CCXIII

manalarna tayin edilmesine ihtiya duyulmaz ve bylelikle, lafzn mnasebeti olan tek bir mana zerine btn dillerde ittifak meydana gelirdi625. Hatta btn diller olmaz, hepsinin yerine bir tek dil mevcud olurdu. Byle bir durumda herkesin, her lafzn manasn bilmesi gerekirdi. Yani, bir insan her hangi bir lafz, azdan kan anlaml sesi iittiinde, hemen manasn anlayvermesi, anlamakta zorluk ekmemesi ve mesela, Trke bir szn anlam iin Trke sormaya ihtiya duymamas gerekirdi. Abbdn, kendi grne delil olarak sunduu, ayet lafzlarn manalara delaletinde zt bir delalet olmasayd, herhangi bir lafzn herhangi bir mana karlnda tayini, sebebsiz bir tercih olurdu, sz, tayin eden Allah olursa, Onun lafzlar manalara tahsisi tpk herhangi bir vakitte alemi varla gelmekle (: cad) tahsisi gibidir, diye cevaplandrlmtr626. kinci grn tutarszlndan biri de, ayet lafzn manaya delaleti, ona syleyene delaleti gibi, kendi maddesinden dolay olsayd, hakk manaya deilde, meczi manaya delalet ettiinde, buna sebep olan karine bir vastayla olmas gerekmez ve hatta engellenirdi. nk, bizzat kendisiyle olan, bakasyla da devam eder. Bu cmle, yle de ifade edilebilir: sebeple (: karine) birlikte, mecz olan lafzdan hakk manasnn anlalmas engellenir. nk arslan lafz, atyor fiiliyle beraber kullanldnda asla hakk manas anlalmaz. Ama ayet, lafz biztihi delalet ediyor olsayd, bu durumda aslan lafz her halukarda hakk manasna delalet edecek, zatyla delalet ettii mana (mesela karine gibi) bir vastayla deimeyecekti. Yine ayet, lafzn maddesinden dolay manaya delaleti olmu olsayd, Zeyd lafznn masdar manasndan alem manasna nakli, salat lafznn dua manasndan hususi fiiller ve szler manasna

625 626

Dusk, ayn yer. Suyt, el-Mzhir, c. I, s. 17.

CCXIV

nakli, dabbe lafznn yeryznde yryen manasndan drt ayakl canl manasna nakli engellenecekti; ama byle olmad627. Lafzda asl, manasnn zahirine hamledilmesidir. Tevile giden kimse delile muhtatr. Kelamda meczn herhangi bir trn kullanrken Araplarn adeti, lafz hakk manasna kyas ederek, ondan karp mecz saymakt. Daha sonra bir delil ve karineyle hakk manasna tevil ederlerdi. Eer mecz hakk manasna tevil edebilmelerini salayacak bir karine ve delil bulamazlarsa, lafz hakk olan vech zere kullanrlard628. Shreverd, lafzn manaya delaletiyle balad Kitbu Hikmetil-rk adl eserinde, lafzn tayin (: vad) edildii manaya delaletini klasik kitaplarda olduu gibi ksma ayrmakta ve bunu eyin vcduyla ilgili saymaktadr. Ona gre, lafzn, tayin edildii manaya birbirini tam rten bir ekilde delalet etmesine delletul-kasd denilir629. nk bir eyin sylenildii veya hissedildii herhangi bir zaman ve mekanda, ondan anlalan ikinci bir eye tahsisi demek olan vad, bir eyin kendisinden baka bir ey anlalmas demek olan delleti gerektirir630. eyhul-rkin delletulkasd adn verdii bu delalet, klasik kitaplarda dellet-i mutbk denilen ksmn tarifidir. Kendisi de et-Tenkht f Uslil-Fkh adl eserinde dellet-i mutbkyi lafzn tayin edildii manann tam dengine delaleti olarak tarif etmektedir631. eyhul-rk, dellet-i tedammunyi de kendi terminolojisinde delletul-hayta olarak adlandrr. Lafzn manann czne delaleti Ona gre delletul-haytadr.632

627 628

Dusk, Haiye alel-Muhtasar, c. II, s. 330. Avde, Emn Yusuf, Tevlu-ir ve Felsefetuh ndes-Sfiyye, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Cmiatu Yermuk, 1992, s. 28. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 14. Cm, Abdurrahman, el-Fevidud-Diyiyye, nc tab, Dersaadet 1324, s. 4-7. Shreverd, ihbuddn Yahya b. Habe, et-Tenkht f Uslil-Fkh, Sleymaniye Yazma Eserler Ktphanesi, Fatih/1259, vr. 17/a. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 14.

629 630 631

632

CCXV

Dellet-i tedammunyi, et-Tenkhatta, lafzn manasnn czne delaleti olarak tarif eder633. ihabuddn Shreverd Maktl, dellet-i iltizm da delletut-tetafful diye adlandrarak lafzn, manann lazmna (manasndan ayrlmayan ve lafzn her zikrinde hemen akla gelene) delaletine delletut-tetafful demektedir634. Dellet-i mutbk ile dellet-i iltizm arasndaki ilikiden yle bahseder: Hi bir dellet-i kasd, dellet-i tetaffulun kendisini takip etmesinden hl kalmaz; nk vcdda (varlk sahasnda) kendisinin lazm olmayan yoktur.635 eyhul-rkin et-Tenkhattaki tarifi ise, lafzn haric bir incelie delaleti eklindedir636. Shreverdye gre, dellet-i mutbk (: dellet-i kasd), dellet-i iltizmsiz (: dellet-i tetafful) olmasna ramen, bazan delletut-tedammunden (: delletulhayta) bo kalabilir; o bulunmayabilir. nk, baz eylerin cz yoktur ve mm btn zellikleriyle hssa delalet etmez. O, bir hayvan grdm diyen kimsenin bir insan grmedim diyebilecei halde, bir cisim .. veya iradesiyle hareket eden bir ey grmedim demesinin mmkn olamayacan syler637. Yine, Ona gre, fiil ve hareket grdm, namaz grmedim, denilebilecei halde, namaz grdm, fiil ve hareket grmedim, diyen kimse yalan sylemi olur. nk namaz, tedammun olarak harekete delalet etmektedir638.

2.Shreverdde Mecz ve Ksmlar

633 634 635 636 637 638

Shreverd, et-Tenkht f Uslil-Fkh, ayn yer. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, ayn yer. Ayn yer. Shreverd, et-Tenkht f Uslil-Fkh, ayn yer. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 14. Shreverd, et-Tenkht f Uslil-Fkh, vr. 17/b.

CCXVI

Beyan ilminin konusu, tebih, mecz ve kinye ynnden lafzlarn deerlendirilmesidir. Bu ilmin faydas, ister nesir olsun ister nazm, zelde Arapa olmak zere, kelamn gizliliklerinin srlarna vakf olmak, fesahat sanatlarndaki mertebelerini bilmektir. Anlattklarnda insan ve cinlerin hayrete dt Kurn- Kermin icznn mertebesine ulatran belaatin derecelerindeki farkll tanmak en nemli faydas saylmtr. ihabuddn Shreverd Maktl, mecz konusunda, aklamaya genel manadan (: al-manal-mm) balar: Kll olann harite varl olmadn syleyen filozofumuz, bunu aklayan bir ifadeyle, genel olan manann zihnin haricinde tahakkuk edemeyeceini ifade eder. nk, ayet genel olan mana harite tahakkuk etmi olsayd, bu durumda bakalarndan onunla ayrlaca ve onda irketi (bakasyla ortak olmas) tasavvur edilemeyen bir hviyyeti olur, bylece genel olan durumda farzedildii halde, bir ahs olurdu ki, bu da muhaldir.639 En genel manasyla, kll olan beyaz lafznn manasnn d alemde varl yoktur. Bu kavramn anlam, zihinde tasavvur edilir ve bylece bu tasavvura uyan ferdler kavramn birer cz olurlar. Bu czlerin d alemde varlklar vardr ve bu kavramla adlandrlrlar. Ancak bu adlandrlmayla kavram haric bir vcda sahip olmaz. Bu durumda beyaz lafznn manasna uygun, deiik isimlerde birok cz gsterilebilecei halde, kll lafzn genel olan manasnn karl sadece zihinde tasavvur edilerek varl farzedilir, ama harite varl imkanszdr. Mecz lafzn delalet ettii manada tahakkuk eder. Eer o delalet edilen mana lgattaki vad manadan bakasysa bu durumda mecazdr. Bu nedenle ncelikle manay bilmek gerektii iin, mutlak itibarla kullanlan manay, eyhul-rk iki ksma ayrmaktadr. Ona gre genel olan mana (: el-manal-mm); ya birok ferdlere ayn eitlikte vuku bulur; drt lafznn manasnn ahslarna vukuu gibi.. Bu el-mmulmtevs, eit olan genel diye adlandrlr.640 eyhul-rkin rneindeki drt
639 640

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 17. Ayn yer.

CCXVII

lafznn mevsufu olduu eylerin hepsinde ayn manaya gelmesi bu tanmn iine girmektedir. Veya, daha tam ve daha eksik olma yoluyla vuku bulmasdr; beyaz lafznn manasnn kar ve fildiinde vukuu gibi.. Daha tam ve daha eksik manalarn birbirine ilikisine filozofumuz el-manal-mtefvit (: farkl ve deiik mana) diyoruz, demektedir.641 Meczn tarifine gemeden nce Shreverd, genel olan anlamda mutlak olarak kullanlan manann ksmlarn belirttikten sonra, manann, mazrufu olan isimlerle irtibatna gre eitlerini de iki ksmda snrlandrr: Ona gre, bir msemm iin isimler oaltld, yani birok isimler kullanld zaman, mterdif diye isimlendirilir. Eer, bir tek manayla msemmlarna vukuu meydana gelmeyen bir ismin msemmlar oaltld, yani birok msemmlar olduu zaman, onun benzerlerine mterek ad verilir. eyhul-rk, yine ismin msemms olan manalar ok olduu zaman mterek manalar denildii gibi, birok isimlerin bir tek msemms olan manann o isimler arasnda mterdif olan mana olduunu sylemektedir.642 te, diyor Shreverd, bir isim, aralarnda bir benzerlik (: mbehet) veya yaknlk (: mcveret) yahut ayrlmazlktan (: mlzemet) dolay manasndan baka bir manada sylenildii zaman, o dier mana mecz diye adlandrlr.643 Hakkat; istiresiz, temsilsiz, takdim ve tehirsiz, kendi yerinde tayin edilmi kelamdr; nimet ve ihsanlarndan dolay Allaha hamdediyorum, sznde olduu gibi.. Kuran ayetlerinin ve Araplarn, ister nazm, ister iir olsun kelamlarnn ou bu ekildedir. Meczn bir ksmnda ise, tebih ve istire gibi, hakk manayla kullanlan kelamda olmayan eylerin, belli bir gaye ile grlmesi sz konusudur. Hakkatten mecza dnmeyi gerektiren gayeler de manada snrlandrlabilir: ttisa, tekid ve
641 642 643

Ayn yer. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 17. Ayn yer.

CCXVIII

tebih. te hakkatten mecza mana iin dnlr. ttis (: genilik), tekid, tebih.. Bu manadan biri bulunmad zaman hakkat olarak belirlenir. At hakknda geen bir hadiste o denizdir,644 lafznda mana da vardr. Biz onu rahmetimize soktuk,645 ayeti meczdr ve yine mana da ayette mevcuttur. Ayn ekilde, zerinde dnld zaman lgattaki kullanmlarn ou meczdr, hakkat deildir.646 Grld gibi, mecz asln hilafdr ve her mecz iin bir hakkat vardr. Ama her hakkat iin bir mecz yoktur. kisi arasndaki fark, aklla veya iitmek suretiyle (: sem) bilinmez. Bunun iin lgatlara dnmek gerekmektedir. Mesela lgat ehlinin bizi, mecz olduuna ve tayin edilmi olduu manann dnda kullanldna ikna etmesi luav mecz bilebilme yollarnn en kuvvetlisidir. Lgatta hakkat ve mecz, cemi sigalarnda farkllk gsterirler. Mesela nehyin zdd olan emrin oulu evmir (:

,)kasd manasndaki emrin oulu umrdur (: 746.)


Tek bana mfred bir lafzn bu vasflarla, yani hakkat ve meczla vasflanmamas, hangi vasfta olduu terkibte anlalabilecei iin caizdir. Bu durumda lafz, tayin edildii manada kullanlmadan nce, ilk vadnda hakkat de, mecz da deildir. nk bu vasflarn olumasnn art kullanmdr (: istimal). Kullanm ortadan kalkt zaman vasflar da kalkar. Bazan da bu iki vasf bir lafzda toplanabilir. Byle bir durumda lafzn iki manaya nisbeti aktr. Bir lafzn bir manaya nisbetle hakkat ve mecz olmasna gelince yledir: Hakkat bazan mecz olduu, bunun tersinin de olabilecei ak kabuldr. Bu durumda hakkatn kullanm azald zaman, rfen mecz olur, meczn kullanm o ald zaman hakkat olarak tahakkuk eder. Btn bunlardan sonra yle bir soru akla

644 645 646

Heysem, Ali b. Eb Bekr, Mecmauz-Zevid, Drul-Ktbil-Arab, Beyrut 1407, c. V, s. 261. Kurn- Kerim, Enbiya Suresi, 21:75. Knnevc, Muhammed Sddk Han, el-Bula f Uslil-Lua, tah: Nezir Muhammed Mekteb, ettabatul-l, Drul-Beiril-slmiyye, Beyrut 1988-1408, s. 204. Knnevc, el-Bula, s. 207.

647

CCXIX

gelebilir: Mecz hakkatle anlaldna gre, hakkat nedir veya hakkatin tarifi yaplabilir mi? Bu sebeble ncelikle tarifin zelliklerini bilmek gerekmektedir. Bir eyin bilinmesini ve tannmasn salayan tarifin, o eyden daha ak olanla yaplmas gerekir. Bir eyin kendisi gibi ve kendisinden daha gizli ve kapal olanla veya tarifsiz tannmayan bir eyle tarifi yaplamaz. Bu konuda rnein, diyor eyhul-rk Shreverd, babann tarifinde olu olan kimsedir demenin faydas yoktur. nk bilinip ve bilinmemekte ikisi eittir, birini bilen dierini de bilir. Bir ey kendisiyle tarif edilende aranan artlardan biri o eyden nce bilinmi olmasdr, o eyle beraber deil..648 Hakkatin tarifi de, mcerred lafzn tebdili deildir. Gne gndz doan bir yldzdr szndeki gndz, ancak gnein douu zamanyla bilinebilir. nk lafzn deitirilmesi, sadece hakkati tanyan kimseye fayda verir ve lafzn manas yalnz o kimseye tandk gelir.

2.1.Nur; Hakkat ve Mecz Btn bu aklamalardan sonra Shreverdnin felsefesinin kaynan ve zn oluturan, rk felsefenin zerine kurulduu nurun tarifi hakknda Shreverdnin grlerini zikretmek yerinde olacaktr. Ona gre, nur tarife muhta deildir. Varlkta tarife ve aklamaya muhta olmayan bir ey varsa, ite o zahirdir (: apak). Yani, kendi nefsinde cel (: ak), bakas iin muzhirdir (: aa karan), demektir. Ve, nurdan daha zahir hibir ey yoktur. Yine, tarif edilmekten de, nurdan daha ihtiyasz hibir ey yoktur.649 eyhul-rkin bu ifadelerinden anlalan, nurun, zuhur ve bu zuhurun artmas anlamnda olduudur. Zuhur da, kendi kendine kaim cevher zatlardr - akllar
648 649

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s.18. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 106.

CCXX

ve nefisler gibi -, veya ister ruhn, ister cismn olsun bakasyla kaim nurn heyetlerdir. nk yoklua (: adem) nisbetle varlk (: vcd); gizlilie (: hafa) nisbetle aklk (: zuhur) ve karanla (: zulmet) nisbetle aydnlk (: nur) gibidir. Bu durumda, mevcud olanlarn tm bir ynden ademden vcda km olurlar; tpk gizlilikten akla ve zulmetten nura kan gibi.. Bylece vcdun hepsi bu itibarla nur olur. te bu fikirleri kendisinden sonra sistemleen vahdet-i vcdun temelini oluturmu, vahdet-i vcdcu mutasavvflardan ou birer rk arihi olmulardr. Bu ifadelerden de anlalaca gibi, Shreverdnin felsefesinin esas iki asla dayanr, tpk iki asla iaret eden Pers hakimleri gibi.. Biri nur, dieri zulmettir. nk bu iki asl vcub ve imkann (: zorunluluk ve olabilirlik) semboldr. Bu durumda nur, Zorunlu Varlk (: el-Vcdul-Vcib) yerinde, zulmet de mmkin varlk (: el-vcdulmmkin) yerinde kaimdir. Deilse eyhul-rk, ilk asl (: el-mebdeul-evvel) ikidir; biri nur ve dieri de zulmettir demek istememitir. nk bu ifadeyi hi kimse daha nce sylememitir. Gerek ilimlerin derinliklerine dalm Pers hakimleri de bunu kasdetmemilerdir. Shreverd, onlarn hikmetlerini ve mezheplerini, aynyla Yunan hakimlerinin zevki olan Hikmetul-rk adl eserinde yeniden canlandrdn sylemektedir.650 rk felsefesinin temelini oluturan nur kavram ve eyhul-rkin buna verdii anlam nda Nrul-Envr, Vcibul-Vcd olan zattr. Allah Telnn enNr ism-i erifi ve rkin dayand Allah, gklerin ve yerin nurudur, ayetini, eserlerinde Me filozoflarn usul ve kaidelerini kullanarak izah eden ve eserlerinin byk bir ksmn onlarn tenkidine ayran Shreverd, en-Nr isminin hakk anlamda kullanldn ve ne ayet-i kerimede, ne de mutlak kullanld yerlerde mecz olmadn ifade ve isbat etmektedir. Ona gre nur, vcdun kendisidir ve Nrul-Envr da Vcibul-Vcddur651. Btn kaynaklarda Er itikadnda olduu
650

irazi, Kutbuddn, Mntehabh ez Her D erh Rci ba Mukaddeme-i Kitbu Hikmetilrk, Opera Metaphysica et Mystica II, c. II, s. 301. 651 Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 121-137.

CCXXI

zikredilen Shreverdnin, esma ve sfatlarn zatn ne kendisi ve ne de zattan baka bir ey olmad inancn felsef olarak izaha alt dnlebilir. Bu durumda, rk stlahnda nurun hakk manada kullanldn sylemek doru olacaktr. Shreverdye gre, mantk kyaslarla ve istikr ile ulalan delillerle varlan en son noktada kaim; arz nurlarn, berzahlarn ve heyetlerin hepsinin, tesinde baka bir nur olmayan bir nurda son bulmas gerekir. te o da, Nrul-Envrdr. En-NrulMuht, en-Nrul-Kayym, en-Nrul-Mukaddes, en-Nrul-Azamul-Al da denilen bu nur, Kahhr olan Nurdur ve mutlak Gandir. nk tesinde baka hibir ey yoktur ve gan (: ihtiyasz) olan iki mcerred nurun varl tasavvur edilemez... Gan olan mcerred nur birdir ve ite o Nrul-Envrdr. Ondan baka herey Ona muhtatr ve Onun vcdu kendindendir. Bu nedenle Onun misli ve benzeri yoktur.652 eyhulrk Shreverd, Nrul-Envrn Kahhr ve Kayym olmas nedeniyle btn kahr, kuvvet ve kemalin Ondan mstefad olduunu syledikten sonra Nrul-Envr zerinde adem mmkn olmadn ifade etmektedir. nk O, ayet mmkinul-adem olmu olsayd, mmkinul-vcd ve bildiin gibi- kendi nefsinden tahakkukunu tercih etmemi, bilakis mrecceh (: tercih edilmi -mefl- ) olurdu. Gerek manasyla gan olmaz; bu durumda da zincirin sona ermesi zorunluluundan, Nrul-Envr olan Mutlak Gan zata muhta olurdu.653 Shreverdnin eserlerinde, meczn btn eitlerini grmek mmkndr. En nemli didaktik eseri olan Hikmetul-rkte nur ve (: nr ve dav) ayn ey
652

Shreverd, a.g.e., c. II, s. 121-122.

... , , , , , , , . ... , . ,
653

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 122.

, , , , , .

CCXXII

olarak kullanmtr. Ancak bunlarla, her ne kadar sonunda o manaya dnse de, mecz saylan, -aklda beliren gibi,- anlamlarn kasdetmediini sylemektedir. Ona gre nurun ve mradifi olarak kulland n lgat olarak mecz manas, aklda ortaya kandr654. eyhul-rk, nurun hakk manasyla neyi kasdettiine iaret ettikten sonra, ksmlara ayrarak tariflerini vermektedir. Her bir ksmla murad ettii, o ksmn hakk anlamdr. Fakat, bilinen bir kaide olarak unu hatrlamak yerinde olacaktr: Nurun mutlak kullanmndaki hakk anlamnn ksmlarna temel tekil etmesi bakmndan o ksmlar, kendi manalaryla asl olan hakk mana arasndaki sebebiyet, mahal olma v.b. alakalardan dolay mecz- mrsel olmaldrlar. Biz Shreverdnin nurun ksmlarn tarifinden ve akabindeki aklamalarndan, hakk manada kullanlan nurun, mcerred nurla ayn olmas gerektiini anlyoruz. rkin temel kaidelerinden biri olarak eyhul-rk Shreverd, nrulmcerredin hissle gsterilen bir ey olmadn syledikten sonra, kendisine iaret edilen nurun, rz bir nur olduunu; saf nur (: en-nrul-mahz) olursa, ona iaret edilemeyeceini ve cisim olarak bir yer igal edemeyeceini, dolaysyla asla bir cihetinin olmayacan ifade etmektedir. Baka bir ynden, rkin dier bir kaidesi olarak, biztihi, kendisi iin nur olan herey mcerred nurdur. rz nurun kendisine ait bir nuru yoktur, nk varl bakas iindir. te bu sebeple, ancak bakas iin nurdur. Mcerred saf nur, kendi kendine nurdur ve her kendi kendine nur olan mcerred saf nurdur (: en-nrulmahdul-mcerred)655.
654

Shreverd, a.g.e., c. II, s. 107.

, . -
655

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 107-110.

...

CCXXIII

Shreverd, lgata dayal mecz (: mecz- leav) kulland gibi, eserlerinde icazn temel prensiplerinden olan mecz- mrseli de ihmal etmedii grlmektedir. Yine Hikmetul-rk eserinde, gerek idelerin (: arketip) (: ) anlalmas iin zikrettiini syledii yerdeki ifadesi, mecz- mrsel kabilinden saylr656. eyhulrkin gerek idelerin kendisiyle idrak edildii ( ) ibaresinin gerek idelerin durumlarnn kendisiyle idrak edildii ( ) eklinde anlalmas gerektii gznne alndnda bunun mahalliyet alakasyla mecz mrsel olduu ortaya kmaktadr. Artk asl sembolik ifadeler zerine kurulu, bedi sanatlarla telif edilmi blm olan vridtlarn zikrettii yerlerde mecza daha sk rastlamaktayz. Bunlardan birinde Allah Teldan g ve kuvvetin Rabbi (: ) olarak bahsetmektedir657. Bu terim uzunluun Rabbi (: ) eklinde de okunabilir. Her iki durumda da

lafz mecz olarak kullanlmtr. Burada hakk manasnn haricinde meczi


olarak murad edilen mana, irade ve kudretiyle tedbir ederek, ktlk ve karanlklardan hayr ve nura karma, ba ve ihsanda bulunmadr. Birinci okunula sebebiyet alakas cihetinden, ikinci okunuuyla uzunluk lafznn kuvvet ve kudretten kinye oluu gznne alnarak msebbebiyet alakas cihetinden mecz- mrsel olarak kullanlmtr. Shreverdnin vridt olarak zikrettii blmde geen bir baka stlah da, eyhul-rkin en nemli didaktik eserlerinden bir dierine isim olan heykel kavramnn hangi manada kullanldn aklamas ynnden dikkat ekicidir. Basiret ehlinin Allaha sayg duyarak itaat ettikleri, karanlklarn oullarndan sakndklarn syledikten sonra, onlar yaknlklarn heykellerinde dimdik ortaya km (

..... .
656 657

Shreverd, a.g.e., c. II, s. 244. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 245.

CCXXIV

) olarak vasflamaktadr658. Bu vasfla birlikte, zuhur srasna gre


Shreverd onlar, izzet odalarnn arkadalaryla birlikte mnacaat etmeyi, yaarken yaantsnda esirin ayrlna benzemeyi ve kaynandan nuru iktibas etmeyi de ardnca getirmektedir. te buradaki, Heykilun-Nr kitabnn ismini ve eserin temel kavram olan heykel teriminin hangi manada kullanldn aklayan yukardaki ifadede, yaknlklarn heykelleri izafesinin muzaf olan heykeller bedenler anlamnda, hakk manasnn dnda kullanlmtr. Kelamn siyakndaki vasflarn teyid ve tekidiyle birlikte, izafenin kendisinden de, yaknlklarn heykelleri ibaresinin czlerinin her ikisinin veya en az birinin hakk manasnn dnda kullanld anlalmaktadr. Ancak her ikisinin de istire olduu sylenemez. ncelikle, yaknlklarn heykellere isnadnda arada baka bir muzafn hazfedilmi olmas dnlmelidir. Yaknlkla kasdedilenin Allaha yaklamak manas olduu anlaldnda -ki, Shreverd, bunu murad ediyor,- izafetde fiillerin hazfedilmi olduunu grrz. nk heykel, bir fiilin faili veya mefl olmaldr. Bu durumda izafet, yaknlklarn fiillerinin heykelleri ( ) eklinde tamamlanr. Muzafn hazf yoluyla, sebebiyet alakas cihetinden yaknlklar syleyebiliriz. Bu meczn anlalmasndan sonra, heykeller lafznn hakk manasnn dnda kullanld grlebilmektedir. Belki de, heykeller ve yaknlklar lafzlarnn ikisi birbirine ncelik etmektedir, manalarnn anlalmasnda.. Bu durumda meczn izah itibar olacaktr. Heykelin beden manasnda mecz olarak kullanlmas, akla ilk geldii itibarla istire deil meczdr. Fakat, bu meczn alakas mabehet deilse, nedir? Cziyetklliyet alakas m, hal-mahal olma alakas m? lafznda mecz- mrsel olduunu

658

Ayn yer.

CCXXV

Aslnda bedenle kasdedilen, btn azalaryla birlikte, insann hayatnn devamn gsteren, eitli ihtilaflarla birlikte, ruhun kontrolndeki kuvvelerin hareket ettirdii kafestir. Heykel ise, bir eyin aslna benzer ekilde yaplm grnen suretidir. Bu anlamda heykel, Shreverdye gre insann asl olan insan nurun alem-i ecramda, yani maddeler aleminde grnen sureti olmaldr. Ancak, bedeni mster (: dn) olarak verilmi bir kafes diye ele alacaz. Bu, eyhul-rkin beden hakkndaki fikirlerinin anlalmasna da mukaddime olacaktr. nk, Onun felsefesinde bu, mstakil bir konudur. Hatta rk yolunun saliki iin, nura ulamakta ve nurdan iktibas etmekte nemli bir merhale olarak bedenin karanlklarndan kurtulmas iin kaleme ald Heyakilun-Nr, bu konuyu zellikle incelemektedir. Bunu felsefesini inceleyen ve karlatran aratrmaclara brakarak, terimin kullanlmas srasnda kasdedilen manann ne tr bir mecz olduu zerinde duracaz. Hikmetul-rkte de, nurlar anlattktan sonra, ite btn bunlar, mdebbir olan nur zerine irklerdir (: dou). Akabinde, heykele ve nefsani olan ruha yansr, derken, nceden zikrettii onbe nurun, mfarik akldan bedenlere doduunu anlatmaktadr. bahsetmektedir. Shreverdnin, orta hallilerin varaca en niha makamlar sylerken ifade ettii, nurlarn heykele ve nefsani ruha aksetmesiyle, bazan bedenleriyle ge kmalar cmlelerinin birinde heykel, dierinde beden lafzlarn kullanmas dikkatten kamamaldr. kinci cmlede bedenlerle, cismani olan deil, misal (: arketip) olan bedenleri kasdetmitir. Bunun iin de, Men ilmi bakmndan Arap belaatine ait bir incelik olarak bedenleri izafe veya harf-i tarifli olarak marife sylememi, nekra olarak zikretmitir659. Burada nekra ifade, neviyyet (: tr bildirmek) iin olmaldr660. Bu szlerinin devamnda ise, onlarn olaanst hallerinden

659

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 254;

CCXXVI

Grld gibi, ister Heykilun-Nr adl eserinde tamamen ve isterse dier eserlerinde yeri geldike kullanm olsun, Shreverd heykel lafzn neviyyet alakasyla tayin edildii manadan baka bir manada kullanmtr. Dolaysyla, rk stlahnda heykel lafznn kullanm istire deil, mecz- mrsel kabilinden olur. Shreverdnin Hikmetul-rkte kulland, Aristoya nisbet edilen

Politinosun Ethologiasnda ska geen sanem, rk felsefede tpk Ethologiada olduu gibi, duyu aleminde mevcud olanlar karlnda ism-i cins olarak kullanlmtr661. Akllarn, mecz olarak nur diye adlandrlan nurlarla; Allahn, hakk manasnda Nrul-envrla; akl alemin nuran alemle isimlendirildii rk felsefesinde, Bir ve Gerek olan nurlarn Nrundan lk Akl; Ondan nefs feyezan edip domu; nefsten de hissi mevcudat dediimiz sanem var olmutur.

2.2.Mecz ve Tebih Hakkat ve mecz aslnda beyan ilminin iki temel konusudur. nk edeb sanatlar ve isnadlarn anlalmas iin vad edilmi konular bunlara dayanr. ncelikle Shreverdye gre de bunlar bilmek ve belaatin manaya raci olan konularndan mecz ve meczn dallarn hatrlamak yerinde olacaktr.

, . , , . . ,
660 661

Kazvn, Telhs, s. 30. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 160, 167, 200 v.d.

CCXXVII

eyhul-rk Shreverdye gre hakkat, basit olan ve olmayan diye bakldnda, basitse aklen cz olmayandr. Basit deilse, hayvan gibi cz olan eydir. nk, cisim ve hayatn gerektiren eyden mrekkeptir. Cisim, hayvana nisbetle genel czdr (: cz-i mm). Yani, zihinde o ve hayvan dnldnde o (: cisim), hayvandan daha umumdur. Hayvan ona nisbetle daha alttadr. kinci, yani hayatn gerektiren ey, ancak onun iin olduundan zel czdr (: cz-i hss). Bir eye has olan manann o eye eit olmas caizdir; tpk insan iin, nutka kabiliyetli olma manas gibi.. Bundan daha zelinin olmas da caizdir; erkek olmakl manas gibi..662 ncelikle hakkat, istiresiz, temsilsiz, takdim ve tehirsiz, kendi yerinde tayin edilmi kelamdr. Kuran ayetlerinin ve Araplarn, ister nazm, ister iir olsun kelamlarnn ou bu ekildedir. Mecz ise, kendisinde tebih ve istire gibi, hakk manayla kullanlan kelamda olmayan eylerin, belli bir gaye ile grld kelamdr.663. Meczn dallarnn olumasna en nemli etken hakkat ve mecz arasndaki mnasebet demek olan alakann ne olduudur. Aslnda mecz edeb bir sanat olarak kymetli klan bu alakann mabehet olmasdr. Mecz- mrselden baka dier btn mecz dallar bu eit alakadan doar. Bundan dolay, nce tebihi bilmek gerekir: Tebih, muhatabn bilmedii bir ii, durumu, hali, -kyas edebilmesi iin,- bildii bir baka eyi zikrederek izah etmek kastyla tabiatn sevkettii bir yoldur. Beyan ilimlerinin sluplarndan biri de, bir sfatn mevsufa aklkla ve mbala al olarak isbat istendii zaman, o sfat kendisinde apak grlen baka bir eye isnad edilmesi ve iki ey arasnda sfatn aklna veya isbatndaki mbalaaya vesile olacak bir benzerlik kurulmasdr. Bundan dolay bu tebih, yani o mevsufun sfatnda mterek olduu baka bir eye benzetilmesi, manann beyanna tabiatn delalet ettii ilk yol olmu olur.

662 663

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 15-16. Knnevc, el-Bula, s. 204.

CCXXVIII

Shreverd, Hikmetul-rk adl eserinde getirdii tebihlerden birinde, ulv olan mdebbir nurlarn sultannn ve kuvvetinin, yldzlar vastasyla feleklere ulatn ve kuvveler halinde gnderildiini anlattktan sonra, okuyucusunun zihnine yaklatrmak iin, yldzlar, mutlak reis olan uzuv gibidir,664 diyerek yldzlarn konumunu ifade etmitir. Buna gre, bu reis olan azann kendisine balanm olan felee nisbeti de, sanki kalbin bedene nisbeti gibidir. Heykilun-Nrda ise, daha fazla tebih ve istire kullanmaya ihtiya duymutur. Bunlardan birinde, nefsin, idrak edici, hiss-i mterek gibi btn kuvveler vardr. yle ki, o hiss-i mterek, be duyuya (: el-havssul-hamse) nisbetle, iine be nehirden su akan havuz gibidir,665 diyerek, gizli bir kuvve olan hiss-i mterekin, ak kuvvelerden olan be duyuyla ilgi ve irtibatn akla yaklatrmtr. Eskilerin tabiriyle, makulu mahsusa indirmitir. eyhul-rk Shreverd Maktlun kssa trnde yazd risaleleri dndaki didaktik eserleri ierdikleri konular ve sluplar itibariyle tebihin az zikredildii eserlerdir. Mantk konular ve konularn nda heyet, cevher, araz, vcd ve adem gibi terimleri aklayan eyhul-rk, bazan tariflerini misalle daha anlalr klmak iin getirdii tebihlerin dnda, beyann konularndan tebih, istire ve kinyeye direkt olarak yer vermez. Ancak Hikmetul-rk adl eserinde, belai manadan daha ok, felsef anlamda misalleri, yani Eflatuncularn idelerini (: msl) tenkid edip yanlg (: galat) saydn grmekteyiz666. Btn bunlarn yansra, rk felsefesinin nur kavram zerine kurulduunu hatrlatp, burada unu sylemekle yetineceiz: Shreverdye gre Nur, asl olarak
664

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 149.

665


Shreverd, Heykilun-Nr, s. 252.

666


Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 92-93.

CCXXIX

hakk manasyla Vcibul-Vcd olan zatn kendisidir. Bunun rkiyle ortaya kan parltlar, O zattan iktibas etmesi cihetiyle nur diye adlandrlr. Ondan baka, varlk mertebelerinin hangi halinde olursa olsun dier btn nur diye adlandrlanlarn bu adlar meczdr. Bu fikir, bize daha sonra bn Arabde sistemleen vcdun Allahtan bakasna isnadnn mecz olarak kullanldn syleyen vahdet-i vcd ehlinin itikadn hatrlatmaktadr. eyhul-rk Shreverdnin de vcd iin bu inanta olduunu grmekteyiz. Shreverd, Eflatuncularn ideelerindeki yanlmann neticesini sylerken, onlarn Vcibul-Vcd ve Ondan bakas hakknda vcdun bir tek manayla vuku bulduuna, Vcibul-Vcdda vcdun bizatihi, bakalarnda mahiyet zerine zaid olarak arz olduu halde bulunduuna hkmettiklerini syledikten sonra, Vcibul-Vcdun illete muhta olmamasnn, mmkin deil vacib olmasndan (: zorunluluk) dolay olduunu zikreder. nk ona gre, Vcibul-Vcd, zorunluluundan dolay illette muhta deildir. ayet zorunluluu vcduna (: varl) zaid olsa, vcdu oalrd. Onun, mevcudun sfat olan, vcda zaid zorunluluu, mevcuda tabi ve lazm olursa, btn mevcutlarda byle olmas gerekir. Eer mevcuda tabi olmazsa, bir illet iin olmas gerekir. O illet; varln kendisi, yani bizatihi var olmaksa elikiler oalr667.

2.2.1.Shreverdnin stireleri Aratrmamzn temel konusunu oluturan eyh-i Maktl ihabuddn Shreverd, felsefesini ifade ederken, belirttiimiz gibi, Me prensipleriyle onlara delil getirdii ksmlarnn dnda, kef ve hadse dayal olduunu syledii irkleri anlatt blmlerde, tabiatyla istire ve semboller zerine kurulu edeb bir slup kullanmtr.

667

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 93.

CCXXX

zellikle, eserlerinin vridt ve vasiyetler ile mnct ksmlar tamamen, Beyan ilmine ait edeb sanatlarla rk yolunda olmayanlardan gizlenmi, rk saliki iin son derece veciz szleri iermektedir. Biz bu almamzda, Shreverdnin edeb bir slupla kaleme ald o tr ibarelerinin erh ve izahndan daha ok, felsef tasavvuf yolunun stlahlarndaki tebih, istire ve kinyelerden misaller getirmenin maksada daha uygun olacan dnyoruz. Onun felsef dncelerini zerine bina ettii mcerred saf nur, stlahnda mecz olarak kullanlmaz. Ksmlar olarak zikrettii nurlarn tarifleri ve ayrmlarndan anlalaca gibi, dier nurlar, saf ve mcerred nur olan Nrul-Envrdan inikaslar itibaryla nurdurlar. Bu durumda bize gre, mcerred ve saf nura nazaran, nurun hakk manasndan baka bir manada kullanld iin, dierlerine nur adnn isnad meczdr. Ancak dier nurlarn, Nrul-Envrla olan alakalar tebih midir, yoksa baka sebepler mi? Eer alaka tebih olursa, bu durumda onlar hakknda istire vuku bulmutur ve isimleri ism-i msterdr, denilebilir. Fakat tebihten baka bir alaka sebebiyle hakk manann dnda kullanlmlarsa bu durumda mecz- mrsel olarak kullanlm olmaldrlar. eyhul-rk, nuru taksim ederken, nur diyor, kendisi iin olan bizatihi nur ve bakas iin olan bizatihi nur olarak ayrlr. rz olan nurun bakas iin nur olduunu anladn. Bu durumda o, her ne kadar bizatihi nur olsa da, kendi iin nur olmaz. nk vcdu (: varlk) bakas iindir.668 Bu cmlelerden anladmz rz nurun, - bu anlama gelen btn nurlar kapsayarak bir mahallin hali olma alakasyla nur adn alddr. Aslnda, bizatihi nur olmas itibaryla hakk manasnda kullanlm gibi grnse de, saf ve mcerred nurdan ayrld yer, kendisi iin deil bakas iin oluudur. Yani, rz nur, bakas olmadan, bizatihi nur olsa bile grnmez ve aa kmaz. Bylelikle bizatihi nur oluunun onun bilinmesi ve tannmasnda bir etkisi olmaz. O ancak, baka bir mahalde zahir olan nurdur. te bu mahal onun nur oluunu
668

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 117.

CCXXXI

gstermektedir. Saf ve mcerred nurun anlamnn hakkatinden karlp baka bir manada kullanlmas bu mahalde zuhuru alakasyladr. Bu sebeple rz nura nur isminin isnad mecz- mrseldir. Nitekim mahal iin olduunu Shreverd, baka bir izah olarak diyoruz ki; bir eyin kendini kendinden bakas iin izhar ediyor olmas caizdir. Tpk rz nurun bir mahal iin oluu gibi.. Onun kendinden bakas iin zuhurundan kendi zat iin zuhuru gerekli deildir,669 cmleleriyle aklamaktadr. Hikmetul-rk arihlerine gre bu rz nur, yldzlarn ualardr670. Byle bakldnda da, yine ad geen ualara nurun isnadnn yannda, rz diye vasflanmas, haliyle isimlendirilmesi kabilinden mecz- mrsel olacaktr. Shreverdde bunun yannda, az da olsa istireye rastlamaktayz. Didaktik eserlerinin, ihtiva ettii konular itibariyle ve slubunun gerektirdii bir zorunluluk olarak, mantki kyaslar ve kadyyeler zere kurulu olduunu grmekteyiz. Ancak baz stlahlarnda bedi sanatlar da tesbit edebilmekteyiz. Bunlardan birinde eyhul-rk, muhabbet ve kahrn nurdan olduklarn ve hareket ve hararetin de ilk ikisinin malulu olduunu syledikten sonra, bu sebeple hararetin anlamazlklarda, ehvetlerde ve gazabda bir medhalinin bulunduunu ve btn bunlarn da hareketle tamamlandn, klarnn (: avk) da hareketleri gerektirici olduklarn ifade etmektedir. Ayn ekilde Ona gre, ate de en yce hareket, en tam hararet ve hayatn tabiatna en yakn olma erefindedir. Bu sebeple karanlklarda atein yardmna ihtiya duyulur. Bununla birlikte ate, kahr bakmndan tastam ve kendi nurluluu iin olan mcerred prensiplere daha benzerdir. eyhul-rke gre ate, bu sebeple ins olan esfahbad nurun kardeidir. Kk ve byk olarak iki halifelik de bu iki kardele tamamlanr.671 te grld gibi, eyhul-rk Shreverd atei, insandaki esfahbad nur diye adlandrd nura karde olarak vasflamakla istire yapmaktadr. stire-i
669 670 671

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 118. Shreverd, a.g.e., c. II, s. 196/dipn. Shreverd, a.g.e., c. II, s. 196-197.

CCXXXII

musarraha (: ak istire) eklinde grlen ifadede iki mebbeh ve iki de mebbeh bih bulunmaktadr. Mebbeh olan esfahbad nur ve ate, iki kardee benzetilmilerdir. Mster lafz, ibarede muzaf olarak bulunan karde lafzdr. Lafz- mster ayn zamanda mebbeh bihtir ve istirede mebbeh hazfedilip mebbeh bih zikredilmi olduu iin istire tasrihiyedir. Karde lafznn lafz- mster ve ibarenin istire olduunu ilk nce, zikredilen lafz hakk manasnn dnda kullanlmasyla anlyoruz. Bu lafzn izafe edildii esfahbad nur, hakk manasyla karde lafzna isnad edilemeyecei iin, ad geen lafzn hakk manasnn dnda mecz olarak kullanldn tesbit edebiliyoruz. Yani, karde lafzna, esfahbad nurun izafesi tayin edildii hakk manann murad edilmesine engeldir. Artk bu karineyle, meczi manada kullanldn bilebiliyoruz. Mutlak manada mecz olduunu tesbit ettiimiz lafzn, meczn hangi ksmna girdiini anlamak iin hakk mana ile, kasdedilen meczi mana arasndaki alakay belirlemek gerekmektedir. Bu iki mana arasndaki alaka mabehet olduu iin lafzn istire olduuna hkmediyoruz. stiare olduuna hkmettikten sonra artk, yukarda izah ettiimiz ekilde, mabeheti oluturan iki taraf, mebbeh ve mebbehun bihi tesbit ederek, ikisi arasndaki, lafzda zikredilip zikredilmeme, karinelerin hangisine ait olduu gibi hususlarla istirenin trnn tasrihiyye olduu sonucuna varlmaktadr. Hikmetul-rkin neredeyse tamamen sembollerle telif edilmi, eyhul-rk Shreverdnin vridt olduunu syledii ksmnda geen karanlklarn oullar ifadesi de istire-i musarraha olarak kullanlmtr672. Bu izafedeki oullar lafz- mster asl ve hakk manasnn dnda, mecz bir mana murad edilerek zikredilmektedir. Bunu istirenin karinesi de olan karanlklar lafzna izafesinden anlamaktayz. Oul kelimesinin hakk manasyla karanlklar lafzna izafe edilememesi, oullar lafznn burada meczi manada kullanldn ortaya koyar.
672

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 245.

CCXXXIII

Ancak, hakk mana ile meczi mana arasndaki alaka mecz- mrsellerdeki gibi mabehetten baka bir alaka mdr, yoksa ikisi arasnda bir benzerlik var mdr? Oul kelimesi, babaya nisbetle boyun eme ve hkmn kabul ederek itaat etme anlamn iltizam etmektedir. Bu lzm mana bizde, ncildeki baba-oul istiresini artrr673. Aslnda, Shreverdnin Hikmetul-rkin mukaddimesinde dedii gibi, hakimlerden evvelkilerin btn szleri semboliktir674. Bu sembollerle, sadece kinyenin bir eidi olan remz (: sembol) anlalmaz; btn ksmlaryla mecz anlalr. te Kitb- Mukaddesteki bir ok sembolik ifadeden biri olan ve daha sonra mecz ve hakkatin insanlarn zihinlerinde karmas neticesinde tikd olarak yanlp tevhdden uzaklamalarna sebep tekil eden bu istirede, mebbeh olarak kullanlan oul lafz- mster, - tpk bir baba gibi - kuvvet ve kudret sahibi, yediren, giydiren, hayat devam ettiren Yce Yaratcya boyun eip, gnl honutluu ile hkm ve kazasn kabul etmekten istire olarak kullanlmtr675. ayet, Shreverdnin ibaresindeki oul kelimesi, anaya nisbetle

dnlrse, bu durumda da, ortaya kma, zuhr etme ve besin veren kaynan ondan alma lzm manasn gerektirir. Konumuz olan ifadede, oullar lafznn karanlklara izafesinden murad edilen meczi mana ile, hakk manas arasndaki alaka, ister babaya ve isterse anaya nisbet edilsin, mabehet olmaldr. Bu durumda mebbehun bih zikredilip mebbeh hazfedildii iin istire, tasrihiyedir. Ancak zikredilmeyen mebbeh nedir? Zikredilmeyen mebbeh, oul hakk manasnda babaya nisbeti gznne alnrsa, izafeyle, karanlklara boyun een ve ktle teslim olup karanlkta kalanlar anlamndadr. Eer, oul hakk manasnda anaya nisbetiyle ele alnrsa, yine izafetle, karanlktan ortaya km ve karanlktan beslenmi, ktlk ve karanlkta olanlar manas hazfedilmi mebbehin karldr.
673 674 675

Kitb- Mukaddes, Matta; 26:16; Markos, 3:11; Romallara Mektup, 15:6. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 10. arkv, M. Abdullah, Hristiyanlk zerine Deerlendirmeler, ev: Osman Cilac, Beyan Yaynlar, stanbul 1998, s. 147.

CCXXXIV

Burada, karanlk lafz da istire deil midir, eklinde bir soru akla gelebilir. Ancak, aratrmamzn genelinde grld gibi, Shreverdye gre karanlk ktlkten kinye veya mbehet alakasyla istire deildir. nk, nur apak, kendi kendine, kendi iin kim olan vcddur (: varlk) ve onun dndaki btn herey nurunu ondan iktibas etmesi veya kendi kendine, kendi iin olmamas ynnden mutlak nur gibi deildir; bir yerde veya bir zamanda zulmetle ilgisi vardr. Nur vcd demek olunca, zulmet de ademe (: yokluk) tekbul etmektedir676. Artk bundan sonra, btn gzellikler ve iyilikler nurdan iktibas lsnde gzeldir. Bu anlamla ktlk; zulmetteki, yani karanlktaki (: adem) nisbeti lsnde ktdr. Karanlk ktdr, deil; ktlk karanlktadr, manas anlalr. Ktln yerinde karanln kullanlmas, kullanld yerde mahalliyet alakas cihetinden mecz- mrseldir. Fakat, buradaki ifadede Shreverdnin stlahndaki karanlk hakk manasyla kullanlmtr.

2.2.2.Shreverdnin Kinyeleri Shreverd, mcerred saf nuru veya baka bir ifadeyle ilk akl gnee benzettii mnctnda, akldan feyezan etmi hararet ve hareketi yolun simli iki alemine ve be duyuyu da gemilere benzetmitir677. Kinye olarak belirlediimiz ibarede, istire olduunu ileri sren iin bir delil olarak unu sylemek mmkndr: stiareyi kinyeden ayran en nemli zellik olarak, zikredilen mebbeh bihin hem hakkat ve hem de mecz olarak anlalmamas, ondan sadece mabehet alakasyla mecz manasnn anlalmas gerekirdi. Bu ibarede, ilk akln gnee benzetilmesinde, zikredilen lafzdan zihne ilk geldii anda mecz bir mana
676 677

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 106-153. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 245-246.

: ,

CCXXXV

anlalmam, cmlenin siyaknn delaletiyle bu anlam karlmtr. Kelamda, mebbeh bih olan mezkur lafzn mebbehle benzerlii olan parlaklkta, mcerred bir kavram ve hisle idrak edilemeyen akl- evvelin hisle anlalabilen ve mcessem bir madde olan gnee zihinde yaklatrlarak, kinye oluunu, yani hakk manasyla birlikte mecz bir manann kasdedilmi olduunu belirleyen ve cmlede mebbeh bihin hali olarak getirilen vesile olma fiilinin anlalmas kuvvetlendirilmitir. te eyhul-rkin ifadesinin balangcndan -kelamn ilk czne yaplan atflarla birlikte-, mabehet alakasyla mecz manada kullanld dnlen ibarede, kelamn siyaknn delaletiyle, kini mana da anlalmaktadr. nk, gnein; cmlenin ilk blm alnd zaman, hakk manasyla yol bulmak isteyenlere vesile olduu anlam doru olduu gibi, kendisine atf olarak gelenlerle istire olmas da mmkndr. Tamamlanm ibaresiyle, gne nimetlenmek iin vesiledir ve bu nimetlenmek Allaha yaklamak iindir. Allaha yaklamak (: kurbetullah) iin gnein vesile olmas manasyla zikrettiimiz anlamla beraber, istire olarak saf ve mcerred nur olan ilk akln kavumaya vesile olmas manas da anlalr. zetle, nce gnein vesile oluu hakk manasyla akla getirilirken, siyakta gelen iki ate ve komular lafzlarnn itibaryla istire olduu dnlm, daha sonra gelen nimetlenmek ifadesinden de, hem hakkat ve hem de mecz manann anlalabilicei tesbit edilmitir. Bylece ibarede geen gnein kini manada da kullanlabilecei neticesine varlr. Daha nceden de ifade ettiimiz gibi, Shreverdnin eserlerinin, zellikle mnct ve vridt olarak zikrettii ksmlarnda bu eit beyn sanatlara ska rastlamak mmkndr. Hatta, bu ksmlar tamamen bu tr sanatlar ihtiva ettiinden erh ve izah gerektiren, belki de kendisinin tabiriyle kim bil-Kitb olan zatn talimiyle anlalabilecek olan rkin srlardr.

CCXXXVI

3.Sembolik Dn Dil ve Beynn Unsurlar Din dili ihtiva ettii konular yklenmek iin eitli dolayl anlatm trlerini kullanr. Tabi bir dilin nceden bulunduunu kabul eder ve onun yerine gemeyi dnmeden bizzat o dili kullanr678. te bu hal, din dilinin gerekletiinde mecz, istire, kinye, remz (: sembol) ve hakkat kullanm bakmndan incelenmesini gerektirmektedir. Dilin dayand ilk temel olan lgat, -biz bununla en genel anlamyla lgat ilmini kasdediyoruz- hakkat ve meczn her ikisini de kuatr. Lugatta mecz yoktur, diyenlerin sz delilsizdir. nk Araplardan tevatrle yle dedikleri nakledilmitir: Yolun metni olmad halde, Arablar, Filan adam yolun ortasna kurulup oturdu, dedikleri gibi, yine gecenin peremi olmad halde gece hakknda da, gecenin peremi ihtiyarlayp aard, ifadesini kullanrlar. Bunlarn hepsi meczdr ve lgatta bunu inkar eden, zorunluluu ve Arap dilinin gzelliklerini bilerek ve kastla bozmu ve inkar etmi olur679. Dolaysyla arslandaki korkusuzluk ve cesaret manas ile msterun lehdeki cesaret ve korkusuzluun mana ve muhtevas ayndr. Fakat msned-i ileyhler ile cesaret ve korkusuzluun vuku bulduu sreler deiiktir. Bu nedenle Allah hakknda insani vasflandrmalarla konuma, mecza dayanmas artyla meru olur. te bu trl ifadelerin ou temsl bir dildir680. Din dilinin konusu byk lde Allahn varl, mahiyeti, Halk-mahluk ilikisi ile ilgilidir. Din dilinde sembolik, mecz, temsl anlatm, ll ve yerinde
678

Bochenski, Joseph M. O. P., The Structure of Religious Discourse, Religious Language and the Problem of Religious Knowledge, edit: R. E. Santoni, Indiana University Press, BloomingtonLondon 1968, s. 122-125; Alston, W., Religious Language, Religious Language and the Problem of Religious Knowledge, edit: R. E. Santoni, Indiana University Press, BloomingtonLondon 1968, s. 169; Fazlurrahman, Ana Konularyla Kuran, ev: Alparslan Akgen, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 1996, s. 174. Knnevc, el-Bula, ss. 206-207. Ko, Turan, Din Dili, Rey Yaynclk, Kayseri 1995, s. 65.

679 680

CCXXXVII

kullanldnda, iir ve estetikte olduu gibi, yeni ifade imkanlar salar ve akn olanla alakal kavray aar. Din semboller, ok karmak hakkatleri, dolayl yollardan anlatarak yakn olarak anlalmasna rehberlik eder.681 Bu nedenle, ilahi kitaplar ve hakimler, temsili bir dil kullanm, ilahi hkmleri mesellerle beyan etmi, idrakin dndaki yksek hakkatleri idrake yaklatrmak iin sembolleri vasta klmlardr. Mesela geleneksel olarak, Hristiyan din teblicileri, Tanr, benim ilh babamdr, gibi metaforlar, sadece inananlarn hayat tarzndaki davranlar hakknda deil, Tanr hakknda da bir ey sylemek olarak anlamlardr. Bu metaforik yaklam (veya mtefekkirin tabi olduu mantik ya da sembolik yaklam) bize sadece kesin metaforlar iin deil, bilakis Tanr iyiliktir, Tanr aktr, gibi, Tanrnn baka manaya gelebilen bir ok tabirlerine msaade etmektedir682. te buna gre, teolojik olarak metafor, Tanrnn, -aralarndaki uzakl unutmakszn, kendisinin mcerredlii ve her yerde mevcut oluunun her ikisiyle adaletini icra ederken,- bizimle konumasna izin vermektedir683. Sallie McFague ve dier bir ok batl ilahiyat, sadece din dilini deil, bilakis teolojinin kendisinin mecz olduunu vurgulamlardr. McFague, Ricoeur gibi, teolojinin, meczn izgileri -ki, mecz kendisi teoloji iin meczdr,- etrafnda en iyi anlalabilir olacana, filozoflarn almalarndaki mecza ilk balanglar delil gstermitir684. lahiyatnn Tanr hakknda dili, tasdik edici ve inkar ediciliin her ikisi de olmamaldr. Ayrca, teoloji de, tecrb ve tashihe ak olmaldr. Bir metafor veya daha genel anlamyla bir mecz, genellikle en iyi ekilde baka bir meczla aydnlanr.
681

Wieman, Henry Nelson, Symbol and Symbolism, An Encyclopedia of Religion, edit: Vergilius Ferm, New Jersey 1959, s. 753. Stiver, The Philosophy of Religious Language, ss. 131-132. Stiver, a.g.e., s. 132. McFague, Sallie, Metaphorical Theology, Models of God in Religious Language, Fordress Press, Philadelphia 1982, s. 119-122; Ricoeur, Paul, La Mtaphore Vive, (The Role of Metaphor, Multidisciplinary Studies of the Creation of Meaning in Language), trans: Robert Czerny, Kathleen McLaughlin, John Costello, SJ, University of Toronto Press, Toronto-Buffalo-London 1997, s. 296-297.

682 683 684

CCXXXVIII

Nitekim, Kitb- Mukaddesin meczlar, stlahi tabirler kadar kymet tayan kudsiyette olmamlardr. Onlarn anlamlar, nemli olann ne olduudur. Onlar, hakkaten kendileri tarafndan tanan gerein, bizim zamanmza en iyi tarzda nakledilebilmesi demek olan, yeni meczlarn olumasna ruhsat verirler685. Bunun misallerine Kuran ve ncilde olduu gibi, peygamberlerle eitli sufilerin szlerinde de karlalr. Mesela Kuranda Allahn Samed olduu bildirilir686. Allah kendisini, savata susayp ackmayan ve onsuz hibir ie karar verilmeyen, kendisine itaat edilen efendi demek olan Samed687 lafzyla, hereyden mstani ve her mahlukun kendisine muhta olduu yce ve gvenilir bir snak ve dayanak manasnda sembolik olarak vasflamtr. En genel ifadesiyle dni dil, allmn dnda688 olduu kadar ayn zamanda kognitif (: kavramaya ynelik) olmayp, gven verici olan, kendisiyle aynletiimiz inan ve kanaatlere dayal, dni bir durumu aa karan bir iman ikrardr689. Bu din dili, ihtiva ettii konular yklenmek iin eitli dolayl anlatm trlerini kullanr. Tabi bir dilin nceden bulunduunu kabul eder ve onun yerine gemeyi dnmeden bizzat o dili kullanr690. te bu hal, din dilinin gerekletiinde mecz, istire, kinye, remz (: sembol) ve hakkat kullanm bakmndan incelenmesini gerektirmektedir.

685 686 687 688

Stiver, The Philosophy of Religious Language, s. 132. Kuran- Kerim, hlas Suresi. bn Manzur, Lisnul-Arab, c. VII, s. 404. Ramsey, Ian T., Religious Language: An Empirical Placing of Theological Phrase, S. c. M. Press Ltd., London 1957, s. 37-38. Holmre, Paul L., The Nature of Religious Propositions, Religious Language and the Problem of Religious Knowledge, edit: R. E. Santoni, Indiana University Press, Bloomington-London 1968, s. 242. Bochenski, Joseph M. O. P., The Structure of Religious Discourse, Religious Language and the Problem of Religious Knowledge, edit: R. E. Santoni, Indiana University Press, BloomingtonLondon 1968, s. 122-125; Alston, W., Religious Language, Religious Language and the Problem of Religious Knowledge, edit: R. E. Santoni, Indiana University Press, BloomingtonLondon 1968, s. 169; Fazlurrahman, Ana Konularyla Kuran, ev: Alparslan Akgen, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 1996, s. 174.

689

690

CCXXXIX

nceki blmde ifade ettiimiz gibi, ksaca sembol; gizli bir yolla yakna iarettir. Arapa kknden, Eski Yunancada symbolos, Latincede Sumbolus olan semboln hakk manas da dudakla veya kala iaret etmektir691 ve kala gzle iaret de, ancak gizlilik maksadyla yaplr. Bunun iin vastalar az olmas artyla, gizlilikle yaplan kinye eidine sembol denilmitir. Sembolle iaretin fark da; semboln gizlilikle olmas, iarette gizliliin ve kapalln bulunmamasdr. Vastalar az olan kinye, anlalmasnda gizlilik ieriyorsa sembol, gizlilik yoksa iarettir, denilebilir. Sembol tabiri, iaretin mradifi olarak alnyorsa da, dil bilim asndan farkl olarak, sembolde delalet eden ile delalet edilen arasnda sadece analojik (: kyas) bir benzerlik sz konusudur. Bundan dolay delalet eden, kendi teallukunda delalet edilene tam karlk deildir. Bu sebeple sembolizmde delalet edenle delalet edilen btnyle birbirinin yerine geemez692. Dolaysyla, analojik mnasebetten dolay, bir baka eyi temsil edene sembol denilir, demek doru olur. Zikri geen analoji de, aralarnda kyas yaplabilen ve birbirine tebih edilebilen eylerden birinin dierini temsil etmesine denilir693. Ebul-Ferec Kudme (. 337/948), remzin en gizli kelam olduunu syledikten sonra aslnn, neredeyse anlalacak gizli bir ses olduunu belirtiyor ve diyor ki: Mtekellim, remzi kelamnda, ancak, insanlarn hepsinden onu gizleyip bazsna ulatrmay istediinde kullanr. Bu durumda bir kelime veya harfe, ku, vahi hayvan, cinslerin isimlerinden bir ismi veya lgat harflerinden bir harfi tayin eder. Anlatmak istedii kimse, o yerde ona muttali olur. Bylelikle o sz de, ikisi arasnda anlalan,
691

Zemaher, Crullah Ebul-Kasm Mahmud b. mer, Essul-Bela, Dru ve Metbiu-ab, Kahire 1960, s. 371; Merriam-Websters Collegiate Dictionary, tenth edition, Merriam-Webster, Incorporated, Massachusetts-U.S. A. 1997, s. 1194; The New Oxford Dictionary of English, edit: Judy Pearsall, Clarendon Press, Oxford 1998, s. 1879; Yakt, Yunus Emrede Sembolizm ve niversel Deerler, s. 145; bkz. Nouveau Dictionnaire Etymologique et Historique, Librairie Larousse, Paris 1971, s. 725. Schimmel, Annemarie, Dinde Semboln Fonksiyonu Nedir?, A...F.D., T.T.K.B., Ankara 1954, Say: 3-4, c. III, s. 68. Yakt, Yunus Emrede Sembolizm ve niversel Deerler, ss. 145-146; Yakt, smail, Tasavvuf Felsefesi Doktora Ders Notlar, (baslmam) Isparta 1995.

692

693

CCXL

bakalarndan gizlenmi bir sz olur. Eski hakim ve filozoflarn kitablarnda remz ok kullanlmtr. Onlardan, remzi en ok kullanan Eflatundu. Kuranda da kymeti byk, ok ak ve yksek manalar olan remzler vardr. Krallar, lkeler, fitneler, topluluklar ve onlarn devam ve sona ermesinden haber veren bilgileri kuatm lgat harfleriyle ve dier ksmdan baka eylerle remzedilmitir. ncir, zeytin, fecr, koanlar (: diyat), asr (: ikindi vakti veya yzyl), gne gibi..694 bn Abbastan elif-lm-mm , h-mm , t-sn-mm ve Kurandaki harflerin dierlerinden sorulduunda yle dedii rivayet edilir: Allah hibir kitab indirmedi ki, iinde srlar olmam olsun. te bunlar, Kurann srlardr.695 Dni ifadelerde, bilhassa Allah hakknda dolayl bir dil kullanmak mecburiyetini hissedenlerden bir ksm mcessimeden (: antropomorfizm) saknmak, Allah hakknda konuurken lgat manasyla kullanlan kelimelerin yanl anlalaca veya manay daraltaca ve mukaddes kitablarda kullanlan baz ifadelerde lgat manalaryla kullanldnda bir takm zorluklarla karlalaca endiesinden dolay bu yola bavurmulardr. Eer Onun hakknda bir eyler syleyeceksek bildiimiz en yksek varolu tarz olan insana zg baz vasflar tazimle Ona atfetmek veya isnad etmek zorundayz. aret edeceimiz daha yksek, baka hibir ey bulunmadndan, mutabk ve iltizami en yce ve yksek vasflara gre, Allahn Zat hakknda bir anlay elde etme imkanna sahibiz696. Belki de, ilm iaret ve sembollerden daha derin bir kavram, felsef tasavvufun kavramlardr. slam literatrnde, zellikle tasavvufta sylenen tevilin anlamna iaret ettii bn Arabnin Felsef Tasavvufunda Yaratma Muhayyilesi adl eserinde Henry Corbin697, bunun, aslnda sembollerin iinde grnen ve beliren hereyin dnm694

Ktip Badd, Ebu-Ferec Kudme, Nakdun-Nesr, tah: Dr. Taha Hseyin Beg, Abdulhamid Abd, Matbaatu Msr, Kahire 1939, s. 61-62. Ktip Badd, a.g.e., s. 62. Ko, Din Dili, ss. 101-103. Bkz: Henry Corbin, Creative Imagination in the Sufism of Ibn Arabi, London 1969.

695 696 697

CCXLI

tesine (: transmutation) dayandrlm olan dnyay anlamaya ynelik sembolik bir metod olduunu belirtir. Ayn zamanda, tevilin, ne klli mantk ve ne de akli idraki paylamayan, sadece iaret edilmi olan eyi anlalr klan bir Suretteki (: Image) cevher ya da ztn sezgisini pratik dnme olduunu ekler698. Allah hakknda remzi bir ifade kullanmaya ynelenlerden dier bir ksm, sradan eyleri ifade etmek iin kullandmz kelimelerin yetersizliinin grlememesi, dolaysyla cisimletirmeye saplaca endiesinden bu yola bavurmulardr. Bunlara gre, zihnimizin bizi ynelttii, Allah Tel hakkndaki birtakm mana ve mefhumlardan hibiri Onun iin uygun olmayacaktr. Bunun bir gerei olarak da Allah Tel hakknda tm ifadelerimiz eksik ve yanl olacaktr. Allahn asl mahiyetinin idrak edilmez olduunu kabul ettikten sonra, ksmen lgat manaya dayanan isnadlarn Onunla ilgili en dolaysz ifadeleri elde etmede belli bir kymeti vardr. Aslnda remz (: sembolik) ifadelendirme, din dilinin sadece bir ksmdr. Sembolik ifadelendirmelerin, Allahn Ztnn hakkatine dair baz eyleri sembolletirdiini syleyebiliyoruz. te burada tamamen manal ifadelere sahib olmamz mmkn deildir. Zira bir kelimenin mecz (: metaforik) ve sembolik bir biimde kullanldn kabul etmek, ou zaman sylenen eyin kastedilmediini kabul etmekle ayndr699. nk dinde sembol, dokunulabilir, grlebilir, yani duyularla hissedilebilir insan ve sradan eylerin tesine iaret eder700; her ne kadar bu din semboller, din aksiyonlar ve hatta din duygularla ilgili olsalar bile.. Remz veya remzi ifadeyi, gizli ama hissedilir etkisi olan bir eye dair sylenen veya kullanlan kapal bir mana veya ifre olarak grebiliriz. Eer remzle ifadelendirme, yani sembolik dil baka bir ekilde nfuz edilemiyen bir eyin anlalmasna imkan sa
698

Cirlot, J. E., Introduction, Diccionario de Simbolos Tradicionales (A Dictionary of Symbols), trans: Jack Sage, second edition, Barnes&Noble Books, New York 1995, s. XLIII. Edwards, Paul, Being-Itself and Irreducible Metaphors, Religious Language and The Problem of Religious Knowledge, edit: R. E. Santoni, Indiana University Press, Bloomington-London 1968, s. 147. Hinnells, John R., Symbol, The Penguin Dictionary of Religions, Great Britain 1984, s. 316.

699

700

CCXLII

lyorsa kabul edilir, ancak fikir ve idrakin dmlendii ve sadece nndeki kelimede takl kald durumlarda neredeyse hibir sembol, herkesi her zaman ayn ekilde etkilemez701. Hemen hemen hibir remzi ifadenin herkesi her zaman ayn ekilde etkilememesi, rumuzun kltrel heyet ve ferdi tecrbelerle ok sk bir ilikisi olduunu gstermektedir. Allah Telnn isim ve sfatlarn remz olarak ifade etmeye alrken karlalabilecek en byk glk, yaadmz ve grdmz evreden elde ettiimiz o remzin idrakin fevkinde, tasavvur edilemez olana karlk olduu kabul edilen eyle kartrlmas tehlikesidir. Nitekim mcessime ve mebbihe fikrine meyl edenlere kar bnul-Cevz (. 597/1201) esma ve sfatlarda zahirine hkmettiler ve ne nakli ne de akli hi bir delili olmakszn, onlar sfatlar diye adlandrdlar. Zahirden dnmeyi gerektiren nasslara, Allah Tel iin zorunlu olan manalara ve hades alametleri olan zahiri manalarn gerektirdii eyleri ortadan kaldrmaya hi yanamadlar,702 demektedir. Bilhassa ferdi olarak hissedilen dini tecrbede szkonusu olduu gibi, ifade edilemez veya dilden daha gl olan bir eyin farkna varldnda, bazlar o anda artk dilin pek yapaca bir ey kalmadn kabul etmektedir. te dilin pek yapaca bir ey kalmadnda, nihai olmad anlalr ve sukut, sessizlik tercih edilir. Bylece mtekellim kendi kelimelerinin iinde hapsolmaktan kurtulur703. Prof. Dr. Ko bunun sebebini u szleriyle ifadelendirmektedir: nk, kaytsz ve artsz olann, dncenin bir nesnesi olarak tesbit edilmesi mmkn deildir. Byle olacak olursa,

701

Sontag, Frederick, Words of Science the Context for God, God in Language, edit: R. s. Scharlemann-G. E. M. Ogutu, Paragon House, Newyork 1987, s. 135. bnul-Cevz, Ebul-Ferec Abdurrahman, Defu ubehit-Tebh bi-Ekuffit-Tenzh fir-Reddi alal-Mcessime vel-Mebbihe, tah: Muhammed Zhid Kevser, el-Mektebetut-Tevfkiyye, Msr trhz., s. 27. Sontag, Frederick, Words of Slience: The Context for God, God in Language, edit: R.P. Scharlemann G.E.M. Ogutu, Paragon House, New York 1987, s. 144.

702

703

CCXLIII

Tanr; sonlu zaman-mekan kategorilerine yerletirilmi olacandan kaytsz ve artsz olma stats yitirilmi olur.704 Ancak, btn bunlara ramen, en yksek hakkatin var olduunun tasdik edilmesi, aslnda, fizik dnya ile ondan stn olan bir hakkatin ayrmdr ve bu ayrm btn din sembollerin nemli bir ksmnn temelini tekil eder. Mesela, Cenneti tasvir ederken, dnyev sembollerden faydalanmak veya dnyev sembollerin kullanlmasndan maksat, insanlarn bildikleri eylerden hareketle, bilmediklerini daha iyi anlamalarn salamaktr. Tpk Kuranda Cennetin tasviri gibi.. te dnya, semboller sayesinde saydam hale gelmekte, Mtel olan gsterebilir olmaktadr.705 Prof. Dr. smail Yakt da, Yunus Emrede Sembolizm ve niversel Deerler balkl makalesinin giri blmnde, bunu yle zetlemektedir: Ksaca sylemek gerekirse insan, tabiat gerei sembol kullanmaktan veya bir hakkati sembolletirmekten kendini kurtaramaz. Tpk Fransz dnr Renouviernin dedii gibi: nsan ruhu kendi tabiatna sadk bir ekilde bazan kendiliinden reeli sembolletirir, bazan da sembolleri realize eder.706 Allaha izafeler ve Onun esm ve sfatlarndaki itikaklarn, insana ait olan muhtevalar Shreverdye gre nasl anlalmaldr? Bu sorunun cevabn onun izafeler ve mtaklar hakknda sylediklerinden anlamak mmkndr. Kendisinin de iaret ve sembollerle kaleme aldn ifade ettii felsefesinin bayapt saylan Hikmetul-rk adl eserinde, rk yolunun salikine, gayet icazl bir ifade ile, bu sorunun ve buna bal olarak sorulabilecek olanlarn cevabn zetlemitir. eyhul-rk Shreverd, izafelerde, izafeyi oluturup meydana getiren sebebin alnp anlalmas gerektiini sylerken, mtaklar hakknda daha farkl bir gr serdeder. Ona gre, mtaklarda, itikaklarn yerleri hasebince, tariflerindeki
704 705 706

Ko, Din Dili, s. 107. Ko, a.g.e., ss. 107-108. Yakt, Yunus Emrede Sembolizm ve niversel Deerler, s. 147.

CCXLIV

herhangi bir durumla birlikte, itikak edildikleri alnr ve anlalmaya allr.707 Bu durumda Allaha izafelerde, izafenin sebebi anlalmaldr. nk O kendisi sebep veya illet deildir. Vacib olduu iin illete ihtiyac yoktur; mmkin olan mevcutlar illete muhtatrlar708.

4.Shreverdnin Eserlerinde Sembolik fadeler Aslnda Shreverd ve izini takip edip, canlandrd eski hakimlerin mezhepleri irfana dayanmaktadr. rfan mesleinde, hakimlerin ifade ettikleri zahirde grlen lafz ve ibare ile batnda kasdettikleri mana ve mefhum arasnda sembol (: remz) ve sembolle ifade edilen (: mermuz) ilikisi mevcuttur. Burada, allegori (: istire) ile sembol (: remz) ayrmak gerekir. stiare, yukarda da ifade edildii zere, tahsis ve tecrid gibi nedenlerle ulalan benzerlik ynnn (: vechu-ebeh : el-cmi) irtibatlandrlmasyla meydana getirilen sun bir tasvirdir. stiareden baka yollarla da onun yapt i yaplabilir. Aralarnda edeb ynden manann ve iitende brakt izin kuvvet farkndan baka bir farkllk olmaz. Sonuta, bu ynden bakldnda, istire de tebihin ksmlarndan biri saylabilir.. Sembol diye ifade ettiimiz remz ise, sembolletirilenin yegane ifade vastas demektir. Bu sembolik ifade, hibir zaman, bir seferde tamamen ve kesin olarak zlm olmaz. nk, sembollerin idraki, dorudan ifadelerdeki varid olanlarda hissedilir ve lafz olanlarda deiiklie yol aar, lafzlarn saydamlamasna neden olur. Bylelikle o lafzlarn manalarn sezilebilir klar. Lafzlardaki bu saydamlk elde edilmedike idrak ve anlamada bir seviyeden dierine gei de imkanszdr. Buna mukabil, tedrici olarak ilerleyen bir grnt iinde, merhaleler halinde bir okluk
707 708

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 17. Shreverd, a.g.e., c. II, s. 94.

CCXLV

olmadan da sembolik aklama anlamn kaybeder, etkisi ve zellii kalmaz. Yani, bir btnn derecelenmi kademe ve merhaleleri ve o merhalelerin okluu sembolik anlatm iin nemlidir. Deilse, ya anlatmda baz semboller manasz kalr, ya da donuk ve ksr bir anlatmdan teye geilemez. u halde, sembolik anlatm ve onun izah, alemlerin, akllarn, var olanlarn, birinin dieri ile sembolize edildii bir ilah hikmeti gerektirir; duyularla hissedilenin tesindeki manev alemler ve duyularla hissettiimiz bu alemdeki onlarn sembolleri.. nsan dncesinin idrak ve ihata edebildii ya da rasyonel tarzda izah edebildii eylerin sembolleri vardr. Hereyin sembol olmad iin, kullandmz her semboln bir izah olacaktr. te bu izah, kullandmz sembolle fikir arasndaki, -ekil ve muhteva bakmndan- ilikinin iddeti lsnde olur. Mcerred hakkatler btn plaklyla izah edilemedii, makro ve mikrokozmik alemler (: lem-i sair ve alemi kebir) birbirini sembolletirdii iin sembolle ifadeye ihtiya vardr. Dolaysyla semboller insan ruhunun fenomenidirler. Ancak, ne kadar eski olurlarsa o kadar kollektif olurlar709. eyhul-rk ihabuddn Shreverd Maktl, Hikmetul-rk adl eserinde genel olarak zamannn usul ve metodundan ayrlmaz. Doru dnmenin kaideleri balkl birinci ksm tamamen Mantk ilmine aittir. Shreverd, Mantn konular olan delalet, tasavvur ve tasdik kaideleriyle eserine balamaktadr. Ona gre, zaten Hikmetul-rk, teellh ve bahsi birlikte renmek isteyenler iindir. Teellhsz sadece bahs iin olmad gibi, yalnzca teellh isteyen iin de deildir. Teellh talep etmeyenin hi bir nasibi bu kitapta yoktur ve byle birine Meilerin yolunu tutmas gerekmektedir.710 Filozofumuz, eserinin mukaddimesinde, kitabnda bahs (: aratrmac) felsefe yapmadn, kitaptaki sembollerin anlalmasnn ancak mteellih olmaya alan ya da teellh isteyenlerle olacan syler. Bununla beraber, fikrin
709

Yakt, Yunus Emrede Sembolizm ve niversel Deerler, s. 146-147; Yakt, Tasavvuf Felsefesi Doktora Ders Notlar, Isparta 1995 (baslmam). Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 12-13.

710

CCXLVI

doru anlalmasn salayan mehur aletleri zet olarak, says az faydas ok kaidelerle kaideletirdiini de kaydetmektedir. Ona gre, bu, zeki ve rk talebesi olan kimseye yeterlidir. Ama, alet ilimleri hakknda tafsilat isteyenler geni ve tafsilatl kitaplara dnmelidirler.711 rk felsefesinin terim ve tabirleri eski hakmlerin geleneindeki gibi semboliktir.712 Sembolik ifadelendirme (: symbolism) hem felsefeyi uygunsuzluktan korumu ve hem de aratrmacnn zeka ve anlayn keskinletirip bilemitir. Kitbu Hikmetil-rkn hitap ettii okuyucu yukardaki ifadelerden de anlalaca gibi ilahiyyatn ve var olan eyler zerine fikir yrtmenin aratrmacs; ilahi n zerine zerine indii ve Aristotalescu (: Peripatetic) felsefenin asllarn iyice renmi kimsedir713. Bundan baka, stelik Shreverdnin eserlerindeki sembolik (: symbolic) formasyon gerekten bir ifadenin gizli olan i manas olmaldr714. Mesela, Shreverd, Mnisul-Uk adl eserinde, ak hakknda konuurken, gzellik, ak ve hzn kavramlarn Hazreti Yusuf, Zleyha ve Hazreti Yakup ile sembolize etmektedir.715 Hikmetul-rkta sembolik ifadeler kullanlmas, sadece rk sembollerin Aristotalesci (: Peripatetic) terimlerin yerinde kullanlmasnn bir ifresi deildir. Aralarnda sistemli bir iliki olmakla beraber, - mesela korkuluk (: barrier), beden (: body) ikilisi birbirine eittir gibi, - rk semboller kendilerine benzeyen Aristotalesci terimlerin deil, kef ve hads bir bilginin rndr (: object).716

711 712 713 714 715

Shreverd, a.g.e., c. II, s. 13. Shreverd, a.g.e., c. II, s. 10-11, 17-18. Shreverd, a.g.e., c. II, s. 12-13 Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 17-18. Yakt, Yunus Emrede Sembolizm ve niversel Deerler, s. 148; bkz. Shreverd, ihabeddn Maktl, Munisul-Uk (Le Vade-mecum des Fideles dAmour: Ak Ehlinin Rehberi), The Lovers Friend, ner. Otto Spies, (Farsa orijinal), Delhi 1934, s. 6 vd.; Franszca ter. Henry Corbin. Kr. Corbin, lArchange Empourpr, ss. 290-329. Walbridge, John, The Science of Mystic Lights, Qutb al-Din rz and the Illuminationist Tradition in Islamic Philosophy, Harvard University Press, Massachusetts 1992, s. 36-37.

716

CCXLVII

Bu sembolik ifadelerden birinde, Shreverdye gre gerek arketipler (

) dedii insan nefisler, yine kendisinin vridt olarak syledii bir ksm
aklamalaryla anlalabilir ve onlar hakknda basiret sahibi olunabilir. Ancak nemli bir husus da, Ona gre bu vridtn srlarnn anlalabilmesi iin, Kitapla kim bir ahs aramak ve ondan renmek gerektiidir717. Bu bahiste geen gerek arketipler, Shreverdnin ok geni anlamda etkilendii ve hatta semav kaynakl olduuna inand Eflatunun fikirlerini, zellikle ideler alemi nazariyesini telmih etmektedir. Arketipler ( ) lafz Eflatunda ayn ekilde kullanlmtr ve tabilerinin izinden giderek oluturduklar misaller, Eflatunculuun arketipleri (: msl) ( ) olarak bilinmektedir. Ayrca, rk eyhinin gerek arketipler ifadesi de, ardnca gelenler tarafndan insan nefisler olarak aklanmaktadr718. Bu durumda eyhul-rkin sembolik ifadesinin aklamasnn ortaya kard hakk mana, ilk-rneklerle ( ,) insan nefisleri kasdettiidir. Bu insan nefisler, ayn zamanda semboln ifade ettii manayla, unsurlar aleminde cisman olarak bulunan ve eyhul-rkin stlahnda bazan Berzah, bazan da Geici Arketip ( ) olarak rastladmz musavver eyann arketipleridirler. Bu lafzdaki ifadesiyle, Kitapla kim ahs ( ) veya daha genel olarak Kitapla kim ( ) Shreverdnin kendine has stlahlarndan biridir. Hikmetul-rkin mukaddimesinden itibaren deiik yerlerinde bahsettii ve eserinin anlalmasn byle bir zatn stadlnda mmkn grd bu tabir, yine tabirin getii bu ibarenin hemen yukarsndaki lafzlardan anlalmaktadr. eyhul717

Shreverd, a.g.e., c. II, s. 244.

, ...
718

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 244/dipn.

CCXLVIII

rk, unsurlar alemindeki hereyin, btn heyetleriyle bu alemde bulunduu gibi, Felekte musavver olduunu ve her insann da, olacak ve olmu btn halleriyle, hareketleriyle nakedilmi olduunu hatrlattktan sonra, Kurandan iktibasla fikrini ortaya koymaktadr: Onlarn yaptklar herey anlalmas zor kitaplardadr. Her kk ve byk satrlanmtr..719 Bu ifadeler nda Kitapla kim tabiri yle aklanabilir: an byk, kadri yce ve Allahn yeryzndeki halifesi olan ilim ve amelde kamil olandan bakasnn onunla ve marifetiyle kaim olamayaca bu kitapla kaim ahs veya Allahn en yce kitab olduu iin makrokozmik anlamda topyekun btn mevcudat, demek olan lah Kitapla kim ahs anlalmaktadr720. Kitap lafznn bu ikinci manada anlalmasyla, lafzn sembolik olarak mevcudatn tmn ieren dzen ve ahenk iin kullanld ortaya kar. Bu durumda, Shreverdnin hakk manasyla kulland her bir cevher, bu kitabn harflerinden bir harf ve arazlarn her biri de bu harflerin noktas ve irabdr. te, Kitapla kim ahsa, yani her iki manayla kullanlan bu iki kitaba muttali olan ahsa Shreverdnin vridt olarak zikrettii icazl ve sembolik ifadelerinin srlar gizli olmayacaktr. Asvtu Ecnihati Cebrl diye Arapaya tercme edilen vz- Per-i Cebrl (: Cebrilin Kanat Sesleri) adl Farsa diyalog eklinde kaleme ald sembolik eserinde, Cebrilin kanadnn eklini sorana Eb Ali Farmednin diliyle yle sylemektedir: Ey akl sahibi! Bu (zikredilen) eylerin hepsi, sembollerden baka bir ey deildir. Eer sen, onlar manalarnn zahiri ile bildinse onlar, neticesiz birer hayal olmulardr.721

719

Kurn- Kerim, Kamer Suresi, 54:52. Bu ayette geen lafz, anlalmas zor kitap anlamndaki un cemidir. Lgat alimlerinden bazs bu kelimeyi, iinde er hkmler bulunmayan, yalnz akl hikmetleri ihtiva eden kitabn ad olarak rivayet etmiler, hatta Dvud peygambere inen Kitaba bu adn verilmesinin, Onun er hkmlerden hibir ey ihtiva etmediine, iinde yalnzca akl hikmetler bulunduuna delalet ettiini sylemilerdir. Bkz. Esfehni, el-Mfredt, s. 211. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 244/dipn. Shreverd, Asvtu Ecnihati Cebrl, s. 13.

720 721

CCXLIX

Nitekim, Hikmetul-rkn mukaddimesinde eyhul-Maktl ihbuddn Shreverd, nurlar ilmi diye sylemi olduumuz ve ilim temelinin zerine bina edildii eyler ve daha baka huccetler, Allah Azze ve Cellenin yoluna sulk eden herkese yol gstermem iin bana yol at. te o (ilim : nurlar ilmi), hikmetin imam ve reisi, eller ve nur sahibi Eflatunun zevkidir. Ve yine ayn ekilde (bu ilim), hakimlerin atas Hermesin zamanndan Empedokles, Pisagores ve ikisinden bakalar gibi, hakimlerin yceleri ve hikmetin atalarnn zamanna kadar Ondan (: Eflatundan) ncekilerin zevkidir. ncekilerin (: Evveln) szleri sembolletirilmitir722 diyerek filozoflarn szlerinin sembolik olduunu ifade etmektedir. Burada dikkati eken hususlar aklamak yerinde olacaktr. ncelikle Shreverd, felsef yn baskn olmakla ve filozof olarak tannmakla beraber Azz ve Cell olan Allahn yolunu tutan herkese723 ibaresiyle felsefesindeki asl maksadn da Allahn yolunu yol edinenlere, yol gstermek olduunu bildirmektedir. Bu ifadedeki yol edinme (sulk : ) bize tasavvuf ehli sufilerin gayeleri ve onlarn tasavvuf mesleklerindeki amalarn hatrlatmaktadr. eyhul-rk Shreverd, nurlar ilmini Eflatunun zevki olarak tanmlarken Eflatunu da eller ve nurlar sahibi olarak vasflamaktadr. Bu ifadede geen eller sahibi ibaresi bize, Musa aleyhisselam hakkndaki yed-i beyz darb- meselinin kaynan tekil eden ... hi bir ktlk (leke ve kir) olmayan

! , .
722

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, c. II, s. 10-11. Shreverd, bunu u ifadelerle dile getirmektedir:

. . 723

CCL

beyaz (parlt) karrsn,724 ayetini telmih etmektedir. Aslnda bu ayet-i kerimenin tefsirinde mfessirler de buradaki lafznn gnein uasndan daha parlak ualar olan, nuru gnein nurunu bastracak bir nur kayna eklinde aklamlardr. Bu da ayetteki kelimenin sembolik olduunu gstermektedir. Nitekim yed-i beyz ifadesi iyilik ve kuvvet sahibi anlamnda kullanlmaktadr. Burada beyazlk, iyilik ve hayrn sembol iken, el tpk Kurandaki gibi kuvvet ve kudretin semboldr. Shreverd de eller ve nurlar sahibi ifadesinde Eflatunun nazar ve amel hikmet imam olduunu sembolik olarak ve daha veciz bir ibareyle gstermektedir. te Shreverd Maktl, Hermesten Eflatuna dek btn filozoflarn aslnda sembolik ifadelerle felsefe yaptklarn Evvelkilerin szleri semboliktir szyle ileri srmektedir.725 Hatta bn Sn, bunu daha ak bir ifadeyle, hem filozoflara hem peygamberlere temil etmektedir. Kendi ifadesiyle, Yunan felsefesinin bykleri ve onlarn nebileri kitaplarnda srlarn iinde gizledikleri semboller ve iaretler kullanyorlard. Ona gre, Pisagores, Sokrat, Eflatun szlerinde sembolik ifadeler

724 725

Kurn- Kerm, Th Suresi, 22; Neml Suresi, 12; Kasas Suresi, 32. Burada, Hikmetul-rkn iki nl arihi ehrezr ve Kutbeddn irznin eyhul-rkin Hermesin zamanndan Empedokles, Pisagores ve ikisinden bakalar gibi ibaresinin erhinde syledikleri dikkat ekicidir: Yani, yine ayn ekilde, o (nurlar ilmi) dris Neb aleyhisselam diye tannan Msrl Hermesin zamanndan Eflatun zamanna kadar, Eflatundan nceki btn hakimlerin; ikisi (Hermes ve Eflatun) arasndaki Empedokles, onun talebesi Pisagores, onun talebesi Sokrat, onun talebesi, zevke dayal hikmet ehlinin sonuncusu olan Eflatun gibi -ki, ondan sonra bahse dayal olan hikmet yaygnlam ve ihtiya duyulan asl ve kaideler tamamen yok olup silininceye dek ihtiya duyulmayan fur konularda art devam etmitir- byklerin zevkidir. te, onlardan Hermes, baba diye adlandrlmtr. nk o, hikmeti, yldzlar, tlsmlar ve daha birok acaib eyleri dzenleyenlerin ilkidir. Daha sonra, Onun hikmeti, talebeleri arasnda yaygnlam ve bu byklere ulancaya kadar yaylmtr. Bkz. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, ss. 300-301/dipn.

CCLI

kullanyorlard726. Hatta bn Sn ve Hikmetul-rkin iki arihine gre, Eflatun Aristotalesi felsefesini aklad iin azledince Aristotales, Ben, her ne kadar onu (felsefeyi) aklayp ortaya kardysam da, iinde filozoflardan yeterli ve ne km olannn muttali olabilecei bir ok zor anlalr yerler ve kapal (md) eyler braktm, diye cevap vererek kendisinin de felsefede sembolik ifadeler kullandna iaret etmitir727. ki rih, e-eyhur-Res bn Snnn sembolik ifadeler kullandklarn syledii Pisagores, Sokrates ve Efltunla birlikte ve onlardan nce Hermes, Empedoklesi de sayarlar728. Aslnda filozofumuz Shreverd, felsefenin tamamen sembolik ifadeler zerine yapldn iddia etmektedir. nk, Evvelkilerin kelimeleri semboliktir ve onlara hibir itiraz edilemez. Eer szlerinin zahirine ynelinmi olsa, maksatlarna ynelinmemitir. Bu nedenle, sembole itiraz olmaz.729 tiraz kasdedilen anlamadr. Fakat kasdedilen anlam -ki, semboln batn (: i anlam)- anlalmaz; anlalansa -ki, bu da semboln zahiri (: d anlam)- maksat edinilmemitir. Bu durumda itiraz, murad edilen maksada deil, murad edilmeyen szlerinin zahirine olmu olur. te bunun iin sembole, yani semboln zahirine ynelinmez. eyhul-rkin, akladmz sembole itiraz olmaz lafznn aynsn Suryanus Aristotalesin Eflatunla mnakaasnda zikretmitir.730 bn Sn ise sembolik anlatmn boyutlarn daha geni tutarak Neblerin kelamlarnn sembolik, lafzlarnn im ve iaret olmasnn gerektiini sylemektedir.
726

bn Sn, Eb Al Huseyn b. Abdullah, er-Risletus-Sdise f sbtin-Nubuvvti ve Tevli Rumzihim ve Emslihim, Tisu Resil fil-Hikmeti vet-Tabiyyt, Mabaatul-Cevib, Kustantiniyye 1298, et-tabatul-l, s. 85. bn Sn, er-Risletus-Sdise f sbtin-Nubuvvti ve Tevli Rumzihim ve Emslihim, s. 85; Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 301/dipn. Shreverd, a.g.e., s. 301/dipn. Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 10.

727

728 729

.
730

Shreverd, a.g.e., s. 301/dipn.

CCLII

Bu ifadesinin akabinde bunu delillendirmek iin diyor ki: tpk Efltunun KitbunNevmsinde Rasullerin sembollerinin manalarna vakf olmayan kimsenin ilh melekta ulamadn syledii gibi..731 Aslnda bu ve benzeri ifadeler, tpk nceki nebilerin sylediklerinin ve getirdiklerinin hakk manas anlalmayarak, meczn hakkat yerine konulmasyla meydana gelen tahrif ve yanl tefsir gibi, onlarn bir eit takipisi ve ayn metodla arihleri saylan filozoflarn da yanl anlalp yorumlanm olabileceini akla getiriyor. Belki de filozofumuz Shreverdnin orjinallii semv dinlerin ve onlarn kitaplarnn hepsinde ortak olarak mevcut olan varln hakkatinin nurla sembolletirilmesini ortaya karmas; ilh kaynakl olduklarn gstererek tahrif edilmi hakkatleri tashih etmesidir. Bu, ayn zamanda bugne kadar yanl yorumlanan tevhd ehlinin mirasn da ortaya karmay gerektirmektedir. te Onun dayand ilk kaynak olan Dounun Hermesinin slam kltrnde dris peygamber olarak tantlyor olmas, bunun en belirgin rneidir. Eflatun hakknda Shreverdnin en byk takipilerinden ve arihlerinden Celleddn Devvnnin syledikleri, kltrmzde, dayanlan kaynaklarn slmletirilmesi abasnn varln akla getirdii kadar, gerek olabilecek olmaktan da uzak deildir. Devvn, Efltunun lemin hudsu grne sahip olmasyla muradnn, Aristotalesle aralarndaki muhalefeti kaldrmak gayesiyle, huds-i zt olduu grne yle cevap veriyor: Ben, bu tarihten drtyz sene nce yazlm, slam felsefeden bahseden bir tek hatla yazlm bir kitap grmtm.732 Onda Aristotalesten naklen, bir adamdan baka btn felsefenin alemin kdeminde ittifak ettiklerini yazyordu.
731 732

bn Sn, er-Risletus-Sdise f sbtin-Nubuvvti ve Tevli Rumzihim ve Emslihim, s. 85. Devvn, satrlarn naklettiimiz eserinin telifinden ncesini kasdediyor olmaldr. Eserin tamamlanmas hicri 905/miladi 1500de olmutur. Bu durumda naklettii bu kitap mam elGazzl ve Muhammed b. Abdulkerim ehristnnin yaadklar asrda istinsah edilmi olur. Cellin arihlerinden Mercn, baz faziletlilerin bu kitabn sahibinin mehul olduunu ve iindekilerle hkmedilemeyecei gibi, ondan nakle de itibar edilmeyeceini sylediklerini, ancak ehristnnin kitabnda zikrettiklerinin gvenilirliini kaydetmektedir. Bkz: Mercn, HiyetulMercn alal-Cell, Matbaa-i Ahmed hsan, stanbul 1323, s. 60.

CCLIII

Devamnda o kitabn musannifi, Aristotalesin bu adamdan muradnn Eflatun olduunu, bu nedenle Ondan nakledilen hudsun huds-i ztye hamlinin mmkn olamayacan sylyordu. Sonra Ondan nakledilen huds-i zaman de, yine Onun mehur, insan nefislerin kdemi ve bud-i mcerredin kdemi grne sahip olmasna muhaliftir.733 Shreverdnin kk bir tevil aheseri olan Kssatul-urbetil-arbiyye adl eserinde o, Kurandan yapt iktibaslarda, kssann (: yk) kiisini deitirip o ahsiyetin yerine kendisini koyarak ve zamanlar deitirerek hikaye tarzn uygulamaktadr734. Nitekim, eyhul-rk Bu kssada ben varm735 demekle, oradaki msned-i ileyhin (: zne) yerine kendisini koyduunu ifade etmektedir. Bununla beraber bu hal, kssann sembolik younluunun kolayca anlalmasna herhangi bir tesir etmemektedir. Ne bundan dolay sembollerin kolayca farkedilmesi mmkndr; ve ne de bu hal sembolik younluun kolayca anlalmasn engeller Shreverdnin, en nemli edeb vastas olan ksa risale (tez ya da ifade) tarzn, bn Sinann Dou Felsefesini (: el-felsefetul-merikyye) ayrntl bir ekilde hazrlamak iin kulland ekil ve biimdeki risalelerinin serisinden benimsemi olduunu sylemek mmkndr. Bu tarzda, Shreverdnin Kssatul-urbetilarbiyyesinde (Batya ait Srgnn Hikayesi) kabul ettii gibi, bn Sinann tecrbelerinden esinlenmiti, diye kk bir phe oluabilir. Yine, bn Sinann Hayy b. Yakzan ve Salaman ve Absal adl risalelerinde hayal krklna uramt; nk, sufilerin akidelerinin tesis ettirildii ok derin bir sr olan byk felaket (:ettmmetul-kbr)736, Hayyda ifade edilmemi, Salamonda filozoflarn sembollerinin arkasnda gizlenmiti. Kssatul-urbetil-arbiyyede Shreverd, kasdettii murada balamt. Bu da, et-tmmetul-kbrdan gizem ve srr giderip amak ve rtsnden
733 734 735

Devvn, Muhammed b. Esad Sddk, Mukayyed Cell, Servet-i Fnn Matbaas, 1321, s. 8. Corbin, Henry, Souhraverdi dAlep, Socit, des Etudes Traniennes, no.16, Paris 1939, s. 27-28. Shreverd, Kssatul-urbetil-arbiyye, c. II, s. 297.

CCLIV

tecrid etmek iindi. Filozofumuz, tmyle ve ksmen gizem ve kapall ifa etmeyi dnm deildi.737 Aslnda, Kssatul-urbetil-arbiyye (: Batya Yolculuun yks) balndan baka hibir balk, Dou hikmetine mukabil olana, tan kzl, altn sars saf nurlar diyar Dounun zdd, mnevyatsz topluluklarn Bats, n ocuklarn karanlklara tutsak eden zindanlarn ve kalelerin uursuz glgesi olmasn bu Batl srgnn yks iin seilmi olduu kadar iyi ifade edemezdi.738 bn Sinnn ve bn Tufeylin Hayy b. Yakzan kssalarnda da ayn temel Dou ve Bat sembolleriyle canlandrlm zdl gryoruz. bn Snnn Hayy b. Yakzan kssann sonu, Shreverdnin Kssatul-Gurbe kssasna balang ve bu nedenle de bn Sinann bu kssas, Shreverdnin kssasna bir k noktas olmutur739. Shreverd bunu zellikle belirtir:
Ben, Hayy b. Yakzan kssasn okuduum zaman, iinde ruhni kelimeler ve gzlemlerden tedric edilmi derin iaretlerden gariplikler olmasna ramen onu, filozoflarn sembollerine emanet edilmi ve Hayy b. Yakzan kssasnda tertip ettii Salamon ve Absal kssasnda gizli olarak getirilen, ilahi kitablarda sakl Byk Felaket (: Kyamet Gn : Byk Sarsnt)740 olan yce
736

Et-tmmetul-kbr, Kurandan alnm bir terimdir. Bu sebeple, ayn zamanda belaat sanatlarndan iktibas sanat vardr. Kurn- Kerm, Nzit suresi, 79:34. Thackston, Introduction, The Mystical and Visionary Treatives of Suhrawardi, s. 5. Yakt, smail, nsz, Ruhun Yolculuu, (Kssat el-urbet el-arbiyye), Felsefe Arkivi, (ihabeddn Shreverd, nsz ve ev. smail Yakt), Say: 26, stanbul 1987, s. 217-218; bkz. Corbin, Prolgomnes II, Opera Metaphisica et Mystica, c. II s. 87. eyh Shreverd Maktla nisbet edilmi olarak ayr bir Hayy b. Yakzan kssasnn var olduunu ve neredildiini duyduumuzda bunun bizim iin nemli bir kaynak olacan dnmtk. Ahmed Emn tarafndan Msr 1966da neredilen eser elimize geince bunun Kssatul-urbetilarbiyyenin kendisi olduunu grdk. Nir, bu konu hakknda hibir ey bahsetmemesine ramen, eserin orijinal metninde, Shreverdnin ... ve ben onu (eseri) Kssatul-urbetilarbiyye diye adlandrdm... ifadesi de aynen yer almaktayd. Muhtemelen nir, mellifin bn Snnn eserinin kald yerden devam edeceini sylemesinden dolay bu isimle neretmi olmaldr. Bkz: Ahmed Emn, Hayy b. Yakzan li bn Sn ve bn Tufeyl ves-Shreverd, et-tabatus-slise, Drul-Marif, Msr 1966.

737 738

739

740

Kurn- Kerim, Nzit, 79:34.

CCLV

hale iaret ediyor buldum. Bu, tasavvuf ehlinin ve mkaefe sahiblerinin makamlarnn, zerine dizildii srdr. Hayy b. Yakzan risalesinde o srra iaret olunmuyor, ancak kitabn sonlarnda insanlardan baz fertler, Ona doru hicret etmitirden sonuna kadar olan ksm mstesna Baz erefli kardelerimiz iin ben de ondan kssa tarznda bireyler anlatmak istedim741

Ancak eyhul-rkin ii, bn Sinnn brakt yerden devam etmek olmutur. Vaadlerle dolu yukardaki dibaceyi, balangta dramatik bir olaydan sonra, tamamen deiik manal hermnetik (: tevil) iaretler ile belirlenmi blmler takib eder. Henri Corbin, Shreverdnin slubunu vasflarken yle sylyor:
ayet burada, Shreverd gibi bir mistiin sadece dier eserlerinde (Corbin, kssalardan baka eserlerini kasdediyor) filozof olarak didaktik biimde sylemi olduklarnn elii olan kssalar ve iaretleri, ala uraa oluturmu olduu zannedilirse, tamamen aldanlr. Bunlarn yaanm vaka ile, karlalan durum ile, duyulan szler ile, parldayan iaretler ile artk hibir ilikisi olamaz. Dolaysyla, bu kssalarn anlam ve kapsamn didaktik eserlerdeki ulalabilir hakkatlere indirgemek, kef ve hadse dayanan bir ruyet kssasn tek boyutlu bir istireye indirgemek, Melektun iaret ve imaya dayanan gerekliini kararak sadece iar olan elde tutarak olur. Her bilinemezci (: gnostique) arih burada hakkatin tarafna gemeye mahkumdur.742

Corbine gre, eyhul-rkin ilk kuaktan mridlerinin ellerinde kssalarn ou iin erhler yapabilmeyi mmkn klan anahtarlar vard. Daha sonraki, eserleri gnmze kadar ulaan arihler ise, bu anahtarlar tereddtl olarak kullanabilmektedir. Ayn zamanda sembol ve anahtar arasndaki konteksin tayininde sanki ifreli bir
741

Shreverd, Kssatul-urbetil-arbiyye, s. 275-276; Shreverd, Ruhun Yolculuu, (Kssat el-urbet el-arbiyye), nsz, Felsefe Arkivi, nsz ve ev. smail Yakt, s. 217-218. Corbin, Prolgomnes II, Opera Metaphisica et Mystica II, c. II, s. 66.

742

CCLVI

kodlama ile yaplmcasna, arl ruhun sembollere kendiliinden bir mana verici gayretini krmaktadr. te bu erhler, bn Sinnn, Aristotalesin, rkn ilahiyatlarnn melekut emasn karmakark etmi gibidirler743. Grlyor ki, Corbin, Shreverdnin arihleri tarafndan felsef dncesinin, tevhd ve tevhdin akidesini veren slama uygunluunun ortaya konulmasn pek benimsememektedir. eyhul-rkin bahsettii bn Snnn Salamon ve Absal kssas da, izah edilecei zere, Hayy b. Yakzandaki gibi, insn tabiat ve huylarla akl ve kalb arasndaki mcadeleyi sembollerle anlatr. Hikayenin asl Yunancadr. Huneyn b. shak tarafndan Arapaya evrilmi ve bn Sn da bu isimle bir hikaye telif etmitir. Hikaye zetle yledir:
Salamon ve Absal iki kardetirler. Absal, ya olarak daha kktr ve kardeinin kucanda bym ve terbiye grmtr. Gzel yzl, akll, edebli, bilgili, iffetli ve cesaretli bir gen olarak yetimitir. Salamonun kars Absala ak olur ve kocasna, Onu, ocuklarn yetitirmesi iin ailesi iine katmasn nerir. Salamon bunu kabul eder ve kardeine, karsnn annesi yerinde olduunu syler. Absal raz olur. Salamonun kars Absala ok iyi davranr, ancak Onunla yalnz kalnca akn izhar eder. Absal bundan kendini korur. Salamonun kars bunu grnce kocasna, kardeini kendi kz kardeiyle evlendirmesini nerir, sonra da kz kardeine, Onu Absalla yalnzca Ona koca olmas iin evlendirmediini, bilakis Absalda Onunla e ve ortak olacan syler. Zifaf gecesinde, Salamonun kars kz kardeinin yerine geer ve Absala sarlmaya, gsn Onun gsne dedirmeye balar. Tam bu srada gkyznde bir imek parlar, Absal imein yla Onun yzn grr ve hemen yanndan kar, kardeinden kendisini askere almasn ister. O da Absal ordu komutanlna atar. Birok harplere katlr, birok lkeleri fetheder. Sonra, zafer talaryla vatanna dner. Kardeinin karsnn kendisini unuttuunu sanmaktadr. Fakat kadnn sevgisi yeniden canlanr ve ayn eyleri yapmay
743

Corbin, a.g.m., C.II, s. 90.

CCLVII

arzular. Absal bundan da imtina eder ve ikinci sefer harbe gider. Salamonun kars sevgisinden midini kesince, orda komutanlaryla Absal yalnz brakp ihanet etmeleri iin gizlice anlama yapar. Onlar bunu yapnca dmanlar zafere ular, komutanlar Absal yaral olarak yalnz bana terkederler. Vahi hayvanlardan biri, kendi kendine yaayp iyileinceye dek Ona st vererek efkat eder. Absal, Salamona dner, O da efkat gsterir. hanet eden komutanlar yarglanarak cezalandrlr. Bunun zerine Salamonun kars, ac ve yemee bakan hizmetiyle anlar. Onlar Absala lmne dek zehir verirler. Absaln lmnden Salamon ok kederlenir ve Meliklikten ayrlp Rabbine ibadet etmeye balar. Bir mddet sonra Allah, kendisini iin gereine muttali eder. Salamon da, kars, a ve kardeinin yemeine bakan hizmetiye kardeine yaptklarn yapar744.

Hikayede, Salamon nefs-i natkay, Absal nazar akl, Salamonun kars ehvet ve gazab emreden beden kuvveyi, Absala olan ak beden kuvvenin akln kendisine boyun emesi isteini, Absaln kamas ve imtina etmesi akln yceliini, Salamonun karsnn kz kardei beden kuvvenin benzerleri olan nrn varlklar, parlayan imek insan bir andan dierine evirip pimanlk hissini veren ilh korumay sembolize etmektedir. Absaln lkeleri fethi melekt-i alya nefs bir muttali olmann semboldr. Vahi bir hayvann style beslenmesi ilh aklar sembolik olarak ifade eder. A gazab kuvve, yemeine bakan hizmeti de ehev kuvvedir. Bunlarn Absaln ldrlmesi iin anlap bir araya gelmeleri, bu kuvvelerin akla galip olma isteklerinin, Salamonun onlar helak etmesi de sonunda nefsin beden kuvvelere galibiyetinin semboldr745. Hayy b. Yakzan hikayesi ise, znde men Deris (: nsanlarn Koruyucusu) isimli Homlusa ait Yunanca bir kitaba benzemektedir. Kitap, Eflatunculuk ile Eski

744 745

Ahmed Emn, Hayy b. Yakzan li bn Sn ve bn Tufeyl ves-Shreverd, s. 113-114/dipn:1. Ahmed Emn, Hayy b. Yakzan li bn Sn ve bn Tufeyl ves-Shreverd, s. 113-114/dipn:1.

CCLVIII

Msr felsefesinin iie olduu diyaloglardan ibarettir. Tarhul-Hukemda bnulKftnin buna iaret ettii belirtilmektedir746. bn Snnn talebesi Eb Mansur b. Zeyle Isfehn (. 440/1048), Hayy nefs-i kll, Yakzan akl olarak aklamaktadr747. bn Snnn Hayy b. Yakzan hikayesinde zetle, tenezzh ve manev arnma iin km bir topluluu anlatr. Onlara gzel yzl, mtevazin bedenli, geen senelerin ve seyahatlerin tecrbeler kazandrd heybetli bir eyh yol gstermekte, rehberlik etmektedir. Bu vakur, heybetli eyhin ismi Hayy b. Yakzandr. bn Sn, bu eyhle yllarn ve seyahatlerin tecrbeler kazandrd akl sembolize eder. Hikayedeki yolculua elik edenler, ahslar deillerdir. Elik eden refakatiler ehvetler, tabiatlar, huylar ve dier insn melekelerdir. Yolculuk yapanlar arasndaki mcadele ve Hayy b. Yakzana anlatlanlar da, ounlukla insan tabiatlar, ehvetleriyle, kalbi ve akl arasnda meydana gelen mcadelelerden ibarettir. Hayy b. Yakzan kssasnda isminden de anlalaca gibi mcerred bir hikayeden daha ziyade sembolik olarak varln varolu sreci ve bunu idrak etmek anlatlmaktadr. Yakzan(: yani uyank olan), el-Vacibul-Vcd olandan varln hayat bulmasn, sudurunu ve rkini sembolize eder. Sanki bu lafz

( O) kendisine hi dalgnlk ve uyku gelmeyen, mutlak diri ve her eyi idare


edendir,748 ayetinden anlalan, Mutlak Diri olandan bir uyan ve douu telmih etmektedir. Kssadaki Hayy ise, doutan ve sudurdan sonraki varlk kategorilerinden birinde hayat bulan, vcda gelen akl sembolize eder. bn kelimesine isnad ise tpk ncilde olduu gibi bakasnn var etmesiyle hayat bulann kendi kendine var olan ve varl zorunlu olann hakimiyeti ve iradesiyle var olduuna bir iarettir. Bu durumda ibn kelimesinin izafesi Onun hkm ve emri altnda olmay sembolize ediyor,
746 747

Ahmed Emn, a.g.e., s. 16. lken, Hilmi Ziya, bn Sinann Felsefesi, Felsefe Arkivi, Say: 22-23, Edebiyat Fakltesi Matbaas, stanbul 1981, s. 81.

CCLIX

demektir. Aslnda Hayy kll bir mana ile Onun yaratt btn varlklar sembolik olarak ifade ettii gibi, bu balamda, daha sonralar rkilerin Nur-u Evvel, filozoflarn Akl- Evvel, sufilerin Nur-u Muhammediye veya Hakkat-i Muhammediye dedii ilk zuhur eden nuru ifade etmektedir. nk birden ancak bir sudur eder. Bu varl zorunlu olann iradesiyle, czi olanlarn klli bir akldan zuhurunun idrakini Shreverd, Aristotales dedii ryasnda grp kendisini irad etmesini istedii zattan nakletmektedir. Shreverd der ki: Bir ok fikirler ve riyazetle meguliyetimin fazla olduu ve bana ilim meselesinin anlalmas zor geldii, Kitapta bahsedilenin de bir neri vermedii bir gece, bana ryaya benzer bir hal oldu.... Bana yle dedi: Nefsin btn suretleri kllidir (: tmel); her ne kadar bir ok klliden terkiplenmi ise de, yine kendinde irketi engellemez. ayet irketin engellendii farzedilirse, baka bir engelden dolaydr. Zatn kendisi irketi engelledii halde sen zatn mdriksin. yleyse bu idrak suret sebebiyle deildir. Ben, benin anlamn idrak ediyorum deyince, yle dedi: benin mefhumu, hakkatiyle, mefhumunda irketi engellemez. Bilirsin ki; czi (: tikel), czi olarak kllidir; ben ve bizin czi iaretler deil, mcerred mefhumlar olmalar bakmndan makul olan klli anlamlar vardr. Ben, yleyse bu nasl olur, dedim. O da, senin zatn bilmen kendi zatndan baka bir kuvve ile olunca, sen, seni zatn mdrik olarak bilirsin, baka deil; mutabk olan eserle de deil, mutabk olmayan eserle de deil. Bu takdirde, sen hem akl, hem akleden, hem de akledilensin, dedi... Sonra bana dedi ki: lim, vcdun mefhumu olduu yerde onun kemaliyetidir, okluu gerektirmez. Bundan dolay Vacib (: zorunlu varlk) iin vcd zorunludur. nk vcdu (: varlk) vacib (: zorunlu) olann zat maddeden mcerreddir. O, saf varlktr (: el-vcdul-baht)....749 Shreverd, Kssatul-urbenin bn Sinann kald yerden devam ettiini ifade etmektedir. Dolaysyla, Hayy b. Yakzanda varln daim ve vacib olandan ibn isnadyla vcda geldiini bulmakla mkellef olann, Kssatul-urbetil-arbiyyede
Kurn- Kerm, Bakara, 2:255. Shreverd, Kitbut-Telvht, s. 70-72.
748

749

CCLX

artk Ona ulamas ve birlemesi (: ittisal ve ittihad) anlatlmaktadr. Ancak sonunda varlan nokta, Panteizm veya Panenteizm gibi hulul ve ittihad deil, Aristotalesin tabiriyle akl bir ittisaldir. Akl ittisalin de sembolik anlamlar dnldnde, bugn bizim ilk duyduumuzda dndmz ve anladmz anlamdaki, aklmzla ittisalden daha ok, Vacibul-Vcddan rk yoluyla zuhur eden bata Akl- Evvel olmak zere btn akllarn (: felekler ve varlklarn tm) bu kelimelerin yerlerinde ifade ettikleri anlamda, yani vcdda ittisali ve ittihaddr. Sonuta, Shreverdnin erh ve izahlar, bn Sinannki kadar, sembolik olarak anlalmas g ve kapaldr. Btn eserlerinde felsef bir tarzda mecz sembollerle (: allegorik sembolizm) sufilerin vuslatn ve uhudunu beyan etmeye alan Shreverd; Kssatul-urbetil-arbiyye bata olmak zere, daha ok Farsa kaleme ald btn kssalarnda ise, zellikle istire ve kinyeye dayanan sembollerle (: metaforik sembolizm) bu yolu gstermektedir. Ruhun seyahatini anlatt hikayesindeki semboller zld zaman, eyhul-rk Shreverdnin fizik tesi alemin hakkatlerinin bilinebileceine inand grlr. te Prof. Dr. smail Yakt, Shreverdnin aklanm sembollerinin nda ruhun bu seyahatinin ve metafizik hakkatlerin mhedesinin u ekilde cereyan ettiini anlatr:
Ruh teorik gle beraber Ulv alem (arketipler alemi)nden, nefs iin mmkn olan kemalleri elde etmek gayesiyle madd aleme inerek bir bedene girer. Menei lk Feyz ve lk Akl olan Ruh, cisman kuvvetler, reddedilmi ekiller ve ehvetlerle karanlk alem olan madd alem veya unsurlar aleminde (bedende) hapsedilmi durumdadr. Ruhun hrriyet iin felek nefsler ve felekler varedilmitir. Ruh, duyularn etkisinden syrlabildiimizde ykseliyor, nefsn ve madd eylerle megul olduumuzda yine eski halini alyor. Bylece Ruh, maddenin kesafetiyle hi bir gerei gremiyor ve karanlkla ifade edilen madd nesneler iinde kalyor. Ruhta duyulardan syrlma veya riyazet yoluyla (duyularn etkinliini azaltma) yeniden ulv alemin veya vatann arzusu

CCLXI

beliriyor. e doan bir bilgiyi ifade eden ilhamla, asl vatan olan ideler veya akllar alemine gidilecek yolu ve yoldaki tehlikeleri reniyor. lkin, tabii bulanklklardan arnmann art olduu, ftr gle beraber riyazet bilgisinin lzumu, dolaysyla hrs ve alakalardan syrlmann ve ehvetin engelleyici etkisinin giderilmesi veya kontrol altna alnmas yahut terkedilmesi zarur olmaktadr. Yolculuk esnasnda bu ve benzeri tutkulardan srasyla vazgeilecek ve lmn yaknl bilinecektir. Btn bunlar ilham sayesinde elde edilmektedir. Yolculuun bu merhalesinde maddenin suretten ayrlmas, yani soyut tikel nefsler haline gelmesi sz konusudur. Artk hayvan nefs (ruh)tan syrlnm ve kll Nefsle ittisal kurulmutur. Orada hayvan nefsten doan ehvetler, cimrilik, hased, vs gibi menf sfatlarn kendisi iin ne kadar kt ve engelleyici olduunu mhede ediyor. Asl Vatana doru yolculuun bu safhasnda, tabii ruh ad verilen hayvan nefs (ruh) den tamamen syrlmtr, ama lm korkusu hala mevcuttur. Bu korku onu madd alemin bozuk hayallerine doru ekmektedir. Fikir kuvveti ve hikmetin kayna vastasyla bu nevi eitli gr ve bozuk hayallerden syrlyor. Yolculuun bu safhasnda dnyann knanlacak birok hallerini gryor. nsan vehm ve hayale sevkeden kuvvetlerin hepsini artk bir yerde (dimada) toplayp kontrol altnda tutuyor ve bunlar harekete geiren gc kaynandan kurutuyor ve hayvan nefsten (ruh) tamamen azade oluyor. Tabii ve nefsan ruh (hayvan ruh) ve kuvvetlerinden, ilim ve felsefe gibi zel gler dnda hepsinden arnm hatta ekici, tutucu, hazmetme, metabolizma, beslenme, reme, tasavvur, fke, ehvan gler gibi i ve d duyularn etkisinden tamamen kurtulmutur. Artk cisimlerin suretlerden tecrit edilmi maddeleri (cevherleri) veya hakikl-ey grlmeye balyor. Faal Akln grlyor ve onunla aydnlanyor. Artk eri ve doru olan her ey gzkmektedir. Feleklerin ardnda Kll Nefs grnmekte ve sona kalan baz korku ve evham da tamamen zail olmaktadr. Burada kalp tecellilerine eriiyor, ulv yaratklar gryor, onlarn szlerini ve namelerini iitiyor. Artk Ruh, asl vatanna iyice yaklamtr. Duyduu manev lezzetten dolay iinde bulunduu varl adeta dalacak gibidir. Felekler alyor ve rtler kalkyor. Hayatn kaynana gelmitir ve orada kendi asl yerlerine ulaan dier tikel nefislerle karlayor ve Kll Nefsi

CCLXII

(Yal Baba) gryor. Ruh, artk tamamen hrriyetine kavumutur. Kll Nefse ittisali bundan sonra balyor ve bunun uurunda kalarak yeniden beden kafesine dnecektir. Artk her dilediinde yeniden oraya kabilecek sonsuz lezzetini tadabilecek, madd nesnelerin esaretinden mutlak anlamda kurtulabilecektir. Dolaysyla fikir ve ilham izleyerek lmeden nce hayat bana bal kald halde, Ruhun vatanna doru Ruhla bir seyahat tekrar gerekletirebilecektir.750

Shreverdnin kulland sembolleri zmlemesinden sonra hikayeyi bu ekilde zetleyen Prof. Dr. Yakt, Shreverdye gre Ruhun, bylelikle asl vatanna bu seyahati gerekletirebildiini ve kendisinden zuhur ettii Kll Nefs, Kll Akl ve lk Feyze ulaabildiini ve bunlar zuhur ettiren En byk zzet sahibi, en yksek Hamet Ezel ve Ebed olan Nurlarn Nuru, Melik ve hereye tecell eden, Zatnn dnda hereyin helak olaca Allah kesin olarak bilebildiini sylyor.751 Sanki sufilerin vuslat iin yaptklar seyr u slklarn zetledii hikayesinde Shreverd, belki sembollerini farkl kullansa da, felsefesinin dayand kef ve hads, bunlara ulamak iin bir yntem olarak sunduu riyazet ve mcahadeyle kendi ardnca gidenleri, - sufilerin tabiriyle, - irad ediyor ve onlara vuslatn yolunu gsteriyor. Bu fikri, Ruhun, yolculuunun sonunda kendini Bat beldelerinde hapsedilmi olarak grmesi ve asl vatanna dnmenin ve bu esnada hakkatleri mhede etmenin, eyann hakkatini bilerek ve madd nesnelerin esaretinden syrlarak, nefsini tezkiye edip tekrar hrriyetine kavumasnn sevincini yaamas desteklemektedir. Bat beldeleri, madd alemde ehvet ve arzularla donatlm bedendir. Seyahatini lmeden nce gerekletirmesinin sevinci, sanki sufilerin lmeden nce lnz752 szn telmih etmekte ve bunun sembolik olarak ifadesi eklinde grnmektedir.
750

Yakt, Ruhun Yolculuu, Kssat el-urbet el-arbiyye, nsz, Felsefe Arkivi, (ihabeddn Shreverd, nsz ve ev. smail Yakt), s. 214-215. Yakt, a.g.m., s. 214. Acln, smail b. Muhammed, Keful-Haf ve Muzlul-lbs, ner: Ahmed Kal, Drut-Turs, Kahire trhz., c. II, s. 403.

751 752

CCLXIII

nk eserlerinden grnen, Shreverdnin, kssalarnda kinyeye dayanan bir sembolik anlatm, dier felsefesini anlatt didaktik eserlerinde de mecza dayanan bir sembolik anlatm kullanddr. Ayn zamanda bu sembolik ifadelerde kendine has bir literatr kulland grlr. Belki de, Shreverdyi dier felsef ifadeler kullanan sufilerden ayran ve hatta onun sufi olarak tannmasn rtp engelleyerek dnce tarihinde felsef bir ekoln ncs yapan bu zelliidir. Shreverdnin felsefesi gznne alndnda kssadaki Bat, nesneler lemi, karanlk veya zulmet adn verdii ve iinde bulunduunuz fiziki alemdir. Dou ise, ruhun asl vatan olan ve fiziki alemdeki varlklarn ebedi arketiplerin bulunduu ve nurlar alemi adn verdii metafizik lemdir. Dolaysyla ruh, Doudan Batya doru seyahat geirmektedir753.

Prof. Dr. smail Yaktn tesbitlerine gre, Shreverdnin eserlerinin erhleri bazen farkl olduu gibi, bazen de konuyu anlamada zorluk meydana getirmektedir. rnein diyor, Prof. Dr. Yakt, Kssatul-urbeyi tercme ettii makalesinin giri blmnde; 3. paragraftaki Yemenli eyh Hdi mistik seyyahn babas olarak sembolize edildiinden, lk Akl, Klli Akl vs. olarak erhedilmi. Keza Faal Akl diye erhedilen lamba (33. prf), iyice aklanmad gibi 42. paragraftaki Snra babasnn hitabna ulatnda, baba da atalara iaret ediyor. Yani kendinden nceki dier akllar olarak erh edilmi. Bu hususta H. Corbin, eer Ik ayetinde bn Snnn yapt gibi lamba kazanlm akl (: intellectus adeptus : el-aklul-mstefd) la tercme edilirse, daha btncl bir gre ynelmek mmkndr demektedir.754 rk felsefesinin tabileri, vadinin sa tarafndan, alnn dibinden ar sesi duyan, kssann znden ykselen ve srgn hatrlamak iin, ie srgn edilmiin

753 754

Yakt, nsz, Ruhun Yolculuu, ss. 213-214. Yakt, nsz, Ruhun Yolculuu, s. 210.

CCLXIV

bilincini uyarmakla balamas gereken Dou tarafndan gelen ary duyan gurbettekiler oldular. Gerekten eyhul-rkimiz tasavvufi bir anlayla bu aleme srgnnden tekrar vuslata erimenin yoluna sulk eden sufileri hatrlatyor. Bunu kssalarnda bir hikaye tarznda anlatrken, didaktik felsef eserlerinde de sembollerle aklamaya alyor. eyhul-rka gre, nceki eserlerinde felsef olarak geni izahlarda bulunmas, bo ve gereksiz olmayan her felsefenin mnev bir tecrbe ile nihayetlenmesinden ve bunun aksi olarak da yanlma ve saptmalara yol amayan her tasavvufi tecrbenin bir felsef n bilgiyi gerektirdiinden dolaydr. Ancak her iki yolun ulat bu noktadan itibaren de ne iri bir tasvir, ne de delillerle isbatlamanamayan; sadece ruhun hissedip anlayaca bir irfan sz konusudur. Ruhun yaadklar ve hissettikleri Melekt aleminde cereyan eden, dnyada grlmeyen bir srdr. vz- Per-i Cebril adl sembolik risalesinde Shreverdnin klasik Yunan felsefesi kaynaklarndan esinlenerek diyalog tarzn tercih ettiini gryoruz. Efltunu el-hakmul-ilh diye vasflayan ve stad olarak gren eyh-i Maktl, Yunan felsefesinin kaynaklarnda ska kullanlan, Eflatunun da hocas Sokratesten ayn metodla naklettii eserleri gibi, diyalog metoduyla, konumuz olan risalesinde stad Eb Ali Farmedden bir hikaye755 olarak varln kategorilerini ve vcda geliini sembolik ifadelerle ortaya koymaktadr. Risale Shreverdnin bandan geen bir hikayeyle balar. Bu hikaye eseri yazmasnn da illetidir.
755

Shreverd, Asvtu Ecnihati Cebrl, s. 9. ... ... eyhin Farmez diye noktal zel harfiyle naklettii nisbet, bilinen ve mehur nisbetiyle noktasz dal ile Farmed olmaldr. stad eyh Eb Ali Fadl b. Muhammed Farmed, Eb Ksm Kueyrnin talebesi olup Nisaburda el-Gazzlye hocalk yapmtr. Hallac meselesinde tevakkufla hkmeden sufilerden biridir. Bu durum bizim Shreverdnin el-Gazzl tesirinde kald iddiamz da desteklemektedir. Bkz: Bedev, Abdurrahman, ahsiyytu Kalika fil-slam,

CCLXV

Gzlerinde krlk olan insanlarn topland bir yerde, gnlerden bir gn yle bir hadise meydana geldi, dedikten sonra, fikri ksr, inkarc bir adamn, selefin grlerine uymayan szlerle, sonraki gelen, yolun efendilerinin ve imamlarnn stlahlaryla alay ettiini ve nihayet adamn szlerindeki cesaretin haddi amasyla kendisinin Eb Ali Farmediden bir hikaye anlattn kaydeder. Shreverd, ona, hrka-i zerk sahiblerinin neden baz sesleri, Cebrilin kanatlarnn sesleri diye adlandrdklar sorulduunda, duyularla mhede edilen eyann ounun Cebrilin kanatlarnn sesinden gnderildiini, hatta sarann (: epilepsi) bile o seslerden biri olduunu sylediini anlatr. Hasm olan inkarc adam Shreverdye bunun bir hezeyan olduunu sylemesi zerine, o da, sana Cebrilin Kanatlarnn Seslerini aklayacam diyerek kssaya balamaktadr:


Bir gn kadnlarn odasndan ayrldm, ocuklarn baz kelepeleri ve sarglarndan kurtuldum.756 Tamamen sembolik bir kssa tarznda varlk ve oluu anlatan eserinde Shreverd, kadnlarn odasndan ayrldm ifadesiyle, cisimler aleminin kederlerinden kurtulduunu anlatmaktadr. Bu ifadede o, diilii hislerin, ehvetlerin ve tabi lezzetlerin yeri olmas sebebiyle, bu aleme nisbet etmitir. ocuklarla da, zahiri duyular sembolik olarak kasdetmektedir. Ancak, cmlesindeki baz kelepeler.. ifadesiyle btn duyularn bu ibareye sokulmasndan saknm olmaldr. Kssann ilk cmlesi, grld gibi, rk yolunun salikine sembolik olarak, sulkunun grnen alem ve lezzetlerinden tecerrd etmekle balayacan iaret etmektedir. Artk buradan itibaren, didaktik eserlerinde Me metodu kullanarak nazar ve bahs ehli olan salike

Vekletul-Matbt, Kuveyt 1978, et-tabatus-slise, s. 140/dipn: 1; Orman, Sabri, el-Gazzl, nsan Yaynlar, stanbul 1986, s. 32.
756

Shreverd, Asvtu Ecnihati Cebrl, s. 9.

CCLXVI

aklad fikirleri, kef ve hads olarak yaatmak iin sembolik ifadeler iinde srlar vermektedir. Geceyi vasflarken, sfl alemin etrafna yokluun kzkardei olan karanlk yayld, ifadesinde, yoklukla duyular aleminin son bulmasn ve meguliyetten kurtulmay kasdetmektedir. nk meguliyetin olmamas gecenin zelliklerindendir. Tpk, Srgn (: el-Gurbe) hikayesinde nefsin ykseliinden bahsederken, akamladnzda ve biz geceleri yukar kp, gndzleri aa indiimiz vakit sznde olduu gibi.. Zaten eyhul-rk de, bu ibarenin akabinde, akamlamasn anlatmaktadr. Uykunun saldrlarndan, son derece mitsiz olarak akamladktan sonra, canm skkn olarak elime bir mum aldm ve annemin saraynn adamlarnn yanna gitmek istedim. Fecr aydnlanncaya kadar o gece dolatm. Bu srada (fecr esnasnda) babamn dehlizine girme lgnl aklma geldi. O dehlizin iki kaps vard. Biri ehre, dieri sahraya ve bahelere alyordu. Kalktm ve ehre alan kapy smsk kapattm. Onu kilitledikten sonra, sahraya gtren yara yneldim. Kalkan kaldrdm esnada, baktm, ne greyim; gzel yzl, saf saf dizilmi on eyh! Onlarn heyeti, gzellii, heybeti, azameti ve durular ok houma gitti. Gzellikleri, vakarlar ve ehrelerinden dolay byk bir hayrete dtm. O kadar ki, konuma gcm kesildi, kalmad...757 Yukardaki ibarede geen uykunun saldrlarndan, son derece

akamlamakla, duyularn engelleriyle mitsiz olduunu sembolize etmektedir. nk uyku, hiss alakalarn kalmamasdr. nsan uyumasyla uyand zaman makuller alemini idrak eder, gayb olan baz eyler aa kar. Tpk hadiste denildii gibi; insanlar uykudadr, lnce uyanrlar.758 Fakat bu uyan cismani suretler aleminin lmne balanm olan manalar alemine dorudur.

757 758

Shreverd, Asvtu Ecnihati Cebrl, s. 9-10. Kr, Ali b. Sultan Muhammed Herev, el-Masn, tah: Abdulfetth Eb udde, MektebeturRd, Riyad 1404, s. 199; Acln, Keful-Haf, c. , s. . numara:2795 ve 3209.

CCLXVII

Hikayede geen eyhul-rkin eline aldn syledii mum akl sembolize etmektedir. nk akl, insan ekavet ukurundan saadetin en l derecelerine ykselten nuru sebebiyle insan trne, doru yolu gstermektedir. Bu anlam da mehur bir szde yle ifade edilmitir; akl, hakla batl ayran kalbte bir nurdur.759 Shreverdnin annemin saraynn adamlarna yneldim, cmlesindeki sembolik ifade tamamen ak deildir. Anne, akl sembolize eden baba karlnda, cisim demek olan heyl manasnda olduu zaman, annemin saraynn adamlar ifadesiyle btn duyularn murad edilmesi mmkndr. Ancak, bu durumda kssann ilk cmlesinde geen kadnlar kelimesine, zahiri duyular anlamn vermemiz ve ocuklarla genel olarak maddi duyularn alakalarn anlamamz gerekir. Yine de, anneyi nefisle ayn manada kasdetmemiz caizdir. Kssann arihlerinden birinin cismani alakalar manasndaki kadnlar odasndan ayrlnca, ruhani alem ve melekler alemi anlamndaki, adamlarn kkne yneldim eklinde erhettiini, bunun da makul alemine sulkun balangc olduunu sylediini Bedev kaydetmektedir.760 Fecrin aydnlamasyla gayb iradeyi ve ilahi alemin nurlarnn zuhurunu sembolize eden Shreverd, dehlizle kendi varln kasdederken, babasyla da, akl olan varlnn illetini murad etmektedir. eyhul-rkin bu ibaresinin, zikrettiimiz ekilde anlalmas doru kabul edildiinde ise, babann fiilinin, illetin fiiline mutlak olarak sylenilmesi mmkndr. Dehlize girmek ise, batnnn srrn ve kendi nefsinde tefekkr sembolize etmektedir. Dehlizin iki kaps nefs ve cisimdir. nk bu ikisi, biri nefsn eylerin alemi iin, dieri cismani eylerin alemi iin olan iki kapdr. ehre doru olan kap, cisimler alemine balln snrn belirleyen; sahraya ve bahelere doru olan kap, ruhlar alemine balln snrn belirleyen kapdr. ehre doru olan kapy kapatp, kilitledikten sonra sahraya alana ynelmekle eyhul-rk, duyular terkettiini, makulata yneldiini kasdetmektedir.
759

Crcn, Seyyid erif Ali b. Muhammed b. Ali, et-Tarft, tah: brhim Ebyr, Drul-KtbilArab, Beyrut 1405, s. 197. 760 Bedev, ahsiyytu Kalika fil-slam, s. 142/dipn. 1.

CCLXVIII

Shreverdnin, bahsettii on eyhi grmesiyle heylann kirinin stnde ve cismani maddelerden mukaddes olan on akln (: el-uklul-aere) kendisine kefolduunu sylemektedir. eyhul-rk, bununla, kendisine gaybdaki, Allahn izzetinin srrna bal mukarreb meleklerin kefolunduunu kasdetmektedir. O melekler Vcibul-Vcdla insani nefisler arasndaki vastalardr. Bunu el-Elvhul-mdiyyede Shreverd, rk stlahla daha geni olarak aklamaktadr. On eyhi vasflarken sanki onlarn gzellik ve kemallerinin saf gzellik ve kemal olduunu anlatmaya almaktadr. Btn mmkin kemalt sanki onlarda bilfiil mevcuddu ve heybetlerinin byklne, azametlerine nazaran, eyhul-rk Shreverdnin basireti, gzelliklerine kar hayretten donakalmt. Kssann ilerleyen satrlarnda, on eyhten, nereden geldiklerini sorduu bir soruda mam olannn mekanszlktan geldiklerini ve mtecerrid olduklarn sylemesi, onlarn mekandan mnezzeh olularn ortaya koymaktadr. nk mekan, cisimlerin zelliklerinden biridir. Akllar ise, mutlak ruhani varlklardr ve ister unsurlara bal olsun, ister felee bal olsun her trl maddeden mnezzehtirler. Dolaysyla cisimlerin ve on makulden birinin arazlarndan olan eyniyyet (: mekanda yerleik olma) zellii selbolmaldr. Eyne ( ) mekana nisbet edilmesinde cisme arz olan heyet diye tarif edilir. nk mam olan eyh, geldikleri ehrin hangi blgeden olduu sorusuna kendisine iaret eden bir parmak bulunmayan iklimde eklinde cevap vermitir. Parmakla iaret edilen herey cisimdir. Bu ifadesiyle Shreverd, akllardan cisim olma zelliini nefyetmektedir. te bundan sonra o, on eyhin maddeden tecerrd etmi olduklarn anladn itiraf etmektedir. Kssann balangc olan, zikrettiimiz satrlarda Shreverd, zmlenmi semboller nda, cismani alemin alakalarndan kesilerek ve lmeden nce lmek diye tabir edebileceimiz hissi alakalardan kurtulup manalar alemine ynelerek, akln nda ilahi alemin nurlarnn zuhuruyla makulat alemindeki ukl- aerenin kefolacan anlatmaktadr. Artk ukl- aerenin imam olan fal akldan (: elaklul-fal) gelen fuyzatlarla, soru cevap suretinde varln zuhurunu, yine onun

CCLXIX

dilinden anlatacaktr. Aratrmamzn snrlandrd erevede asl Farsa olup, Arapaya tercme edilen bu hikayeyi Trkeye evirerek, sembolleri zerinde de mstakil bir almayla ilim dnyamza kazandrmann byk bir hizmet olaca kanaatindeyiz.

C.Shreverdnin Eserlerinde Bedi Kendisiyle kelamn gzelletirilmesi murad edilen ilim, ilmil-Bedi diye adlandrlr. Bu ilmil-Bedi belaatin dier iki ilmine, meni ve beyana tabidir. nk zti olan asl gzellik onlarla tannr. Bununla ise, arazi gzellik bilinebilir761. Bundan dolay, bedi itibaryla kelama fasih veya beli denilmez. nk bedi, kendisiyle kelamn gzelletirilmesinden baka bir ey murad edilmeyen harici bir itir. Bedi lgat olarak; daha nce bir benzeri olmamak zere var edilmi, ortaya konulmu ey anlamndadr. Arablarn

Bir ey esiz olarak ortaya kt, ve

Onu esiz ve rneksiz yapt, szlerinden alnmtr.


Istlahta ise bedi, kelamn mukteda-i hale uygunluundan sonra, gzelliini ve tatlln artran, ona esizlik ve sekinlik elbisesi giydiren meziyetler ve vecihler kendisiyle bilinen ilimdir. En genel ifadeyle, edeb sanatlar, kelamn sslenmesi ve gzelletirilmesi iin tayin edilmi bilinen yollar ve sluplardr, diye tarif edilebilir. Kelamn meni ve beyan ilimleriyle gzelletirilmesi zati iken, bedi ilmiyle gzelletirilmesi arazidir. Arazi olan bu gzelletirme vecihleri de, ya mnev veya lafzdir. Manev bedi; lafza deil, manaya riayet gerekli olan ve lafzlarn deimesiyle yine grlebilen bedidir. Lafz bedi ise, gzelletirme vecihleri manaya deil, lafza
761

Him, Cevhirul-Bela, s. 4

CCLXX

dnen ve lafz deitii zaman eklinin kalmad bedidir. Bu tarifleri yle zetlemek mmkndr. Manev gzellikler, gzelletirmeyi, lafz gzel olsa bile, ncelikle ve bizzat manaya dndrenlerdir. Lafz gzellikler ise, mana ona bal olarak gzel olsa bile, gzelletirmeyi aslen lafza dndrenlerdir. Beyan oluturan unsurlardan farkl olarak bedi sanatlar tamamen edeb sanat endiesiyle ve bu gayeyle serdedilirler. iirde tabii olan ve iirin ahenk ve estetiini oluturan bedi sanatlarn kullanlmas, ilm slupla yazlm eserlerde mellifin bela sanatlarn tmne vukufiyetini gsterdii eserin dibacesi ve nihayetinde zellikle kullanlrlar. Bu iki ksmn dnda, ilm slupla yazlan eserlerde sanatlarn maksaddan uzaklamaya sebep olmas endiesinden dolay ska kullanld grlmez. Shreverd Maktln zaten sembolik slupla ve son derece icazl olarak kaleme ald eserlerinde de zellikle bedi sanatlar kullanma endiesi tamad kanaatindeyiz. Sanatlar skca kulland dibacelerini, asl maksadna bir an evvel balayabilmek iin, olduka ksa saylabilecek lde tutmas bu kanaatimizi desteklemektedir. Ancak, vridt ve vasiyetlerini ihtiva eden ksmlarla, mnctlarnda hitb slubun bir gzellii olan bedi sanatlar kulland gzden kamamaktadr. Biz aratrmamzda, Shreverdnin kulland balca sanatlardan rnekler vererek yetineceiz. Bu blmde didaktik eserlerini esas alrken, onun iirlerinden zamanmza kadar ulaan ve 5 varak olduunu renebildiimiz Divannn ilk kasidesi olan Kasidetu Ebeden Tehunnu leykumulErvhu veya baka bir adlandrmayla Kasde-i Hiyyesindeki sanatlarn rneklerini kasideyi incelediimiz yerde gstermenin daha uygun olacan dnyoruz. Bedi ilminde sz konusu olan sanatlarn ounluu manaya ait gzelletirme sanatlardr. Bunlar lafzlarn birbirleriyle mana bakmndan ilikileriyle ortaya kar ve tesbit edilir. Kelam oluturan lafzlarn birbirleriyle olduu kadar, kelamn btnyle de mana bakmndan ilgisi olabilir. Bu ilgi de gzelletirme sanatlarndan birini oluturur.

CCLXXI

1-Beretul-stihlal Beretul-stihlal, kelamn balangcnn veya kasidenin matlann maksada uygun, kelam veya kaside hangi konu zere bina edilmise ona delalet eden olmasdr.762 Tarifinden anlald gibi, bu sanat iirin matlanda veya nesrin dibacesinde tahakkuk eder. Bu nedenle, herhangi bir air veya mellifin bu sanat kullanp kullanlmad eserlerinin dibacesine baklarak tesbit edilebilir. Shreverdnin eserlerinde bu sanat tesbit etmek mmkndr. Et-Telvhata balarken, besmeleden sonraki dua cmlesinin akabinde, nuru yaratan, vcdu balatan Rabbimiz, sen ne ycesin!763 cmlesinde eserlerinin konusunu tekil eden felsefesinin z olan nur kavramn zikretmitir. el-Elvhul-mdiyyede ise besmele ve vg cmlelerinden sonra daha belirgin bir ekilde eserinde anlataca konular sanki u ifadeleriyle haber vermektedir: Seni tenzih ederim, ey mahiyetlerin ilk var edeni, hayat veren, nuru aktan, ey nurlarn Nuru ve her devran eden eyi idare eden!764 Felsef tasavvufun temsilcilerinden biri olarak kendinden sonra byk izler brakan Shreverd Kelimetut-Tasavvufta, kitabnda ileyecei konular u girile anlatmaya alr: vlen Allahtr, vglere mazhar Onun elisidir. Ey Allahm; ibadet, tesbih, zikirler ve takdis Sana mahsustur. Yaknlklar Sana ve bereketler Sendendir. phesiz Sen hayat verensin,765 eklinde ifade etmektedir.

762

Suyt, Celleddn, Ukdul-Cumn, Matbaatul-Haleb, Msr trhz., s. 173; Suyt, Celleddn, Nazmul-Bed, tah: Ali Muhammed Muavvd ve Adil Ahmed Abdulmevcud, Drul-KalemilArab, Haleb1416-1995, s. 46. Shreverd, Kitbut-Telvhtil-Levhiyye vel-Ariyye, s. 2:

763

764

..
Shreverd, el-Elvhul-mdiyye, s. 1:

765

..
Shreverd, Kelimetut-Tasavvuf, s. 81:

CCLXXII

2.Tevriye Istlahta tevriye, mtekellimin yakn ve uzak olmak zere iki manas olan bir mfred lafz syleyip, lafzn kendisine delaleti ak olan yakn manay kasdetmeyerek, kendisiyle delaleti gizli olan uzak manay murad etmesi, iiten onun yakn manay murad ettiini dnmesine ramen, mtekellimin - aklamayan, sadece iaret eden ve zeki olmayanlardan gizleyen bir karineyle - uzak manay murad etmesidir.766 Tarifini zikrettiimiz tevriye, yukarda misal olarak verdiimiz ibarede grlmektedir. ibaresinde, lafznn muhatabn zihnine

gelen ilk manas, Peygamberin ismi oluudur. Burada mellif, alem isim olan yakn manay kasdetmemi, uzak manas olan lafzn lgatn murad etmitir. Bylelikle, her iki mana da lafzdan anlalm olmaktadr. Ayn ekilde, Hikmetul-rkin dibacesinde sizin rk yolunun hikmetini yazmam konusunda nerilerinizin okluu ...,767 ifadesindeki lafznda hem yazd eserin ismi anlalabildii gibi, izafenin hakk manasn da anlamak mmkndr.

3.Tbak

766

Suyt, Ukdul-Cumn, s. 82; Suyt, Nazmul-Bed, s. 113-114; Kazvn, Kitbul-dh, c. IV, s. 31. 767 Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 2:

...

CCLXXIII

Tbak, mana olarak birbirine kart olan iki lafz biraraya getirmektir768. Bu iki lafz isim olabildii gibi, - mesela evvel, ahir, zhir, btn; - fiil de olabilir, -mesela gldrr, alatr; ldrr, diriltir; - harf de olabilir, birbirinden farkl da olabilir, -mesela l olan diriltir cmlesi -. ki manann birbirine kart ve muhtelif oluu da, kelamn gzelliini artran unsurlardan biridir. Tbakn yukardaki tarifinden de anlalaca gibi, aslnda genel anlamda rk felsefesi tbak zere kurulmutur. rkilik her ne kadar dualist bir felsefe olmayp, Allahn halis ve saf nur olduu ve mahlukatn hepsinin Ondan inikas ettii lde varla gelebildii inanc zere kurulmu olsa da, neticeleri itibaryla nur ve zulmet kavramlarna dayanmaktadr. Birbirine kart olan bu iki kavrama, Shreverdnin eserlerinde beraberce de rastlanr. te bunlardan birinde O, feleklerden bahsederken, ayet (felekler) nurdan ar olmu olsayd, zulmetler onlar kaplard, demektedir.769 Eyann ayn anda iki ey olamayacan ve eyadaki mizaclarn grntleri itibaryla yle hkmedildiini ifade ettii yerde de, bir ey haddi zatnda hem scaklk ve hem de souklukla vasflanmaz. Isnma ve soumaya elverililik, ancak mizaclarna hkmeden ey itibaryladr, derken hararet ve burudet ; ve istishan ve istibrad kart lafzlarn birlikte zikretmitir.770 Tbak sanatna bir baka misal, Hikmetul-rkten verilebilir. Ancak ncelikle zikredeceimiz bu misaldeki muhabbet ve kahr Shreverdnin, stlahnda kart olarak kullandn bilmek gerekmektedir: Bil ki, her nr olan illetin malulune nisbetle muhabbet ve kahr vardr, cmlesinde muhabbet ve kahr tbaka misal olurlar.771
768 769

Suyt, Nazmul-Bed, s. 110. Shreverd, el-Elvhul-mdiyye, s. 37:

770


Shreverd, Kitbul-Mukvemt, s. 155:

.
771

Shreverd, Kitbu Hikmetil-rk, s. 148:

..

CCLXXIV

4.Mukabele Mukabele, birbirine uygun iki veya daha ok manann getirilip, sonra ayn sra zere o manalarn kart olanlarn getirilmesidir.772 Bu sanata en iyi misal Shreverdnin, Kitap ve snnete uymaya davet ettii Kelimetut-Tasavvuftaki u ibareleri gsterilebilir: Kitap ve snnetin ahidlerinin kendisini desteklemedii her dava, ancak abesin dallarndan ve pis eylerin ksmlarndan biridir.773 Grld gibi Shreverd bu cmlesinde, Kitabn ehadet etmedii eyleri abeslerden, snnetin ehadet etmediini de pis eylerden saymakla birbirinin mukabilinde kullanmtr. Yine, Kelimetut-Tasavvufun bandaki vasiyetinde de mukabele sanatnn rneini grmekteyiz. Sana tavsiye edeceim ilk ey Allah Azze ve Celleye hayetle snmaktr. Kim Ona dnerse ziyan olmaz, kim Ona tevekkl ederse mahrum kalmaz,774 ifadelerinde dnn mukabilinde ziyan olup gitmeyi, tevekkln mukabilinde mahrum kalmay zikretmitir. el-Mukvemtta adedi, bir tebihte tarif ederken bu sanatla ifade etmitir: Bil ki, aded (: say) ayrlm olann lsdr, alan (: yzey) bitiik olann ls olduu gibi....775 Bu ifadede aded ve ayr ayr olan eyleri, alan (: sath) ve birbirine bitiik olanlarn mukabilinde zikretmitir.

772 773

Suyt, Nazmul-Bed, s. 80. Shreverd, Kelimetut-Tasavvuf, s. 82:

774

..
Shreverd, a.g.e., s. 82:

775

..
Shreverd, Kitbul-Mukvemt, s. 137:

..

CCLXXV

5.Murtun-Nazr Tensb, tevfuk ve itilaf da denilen murtun-nazr, birbirine uygun iki veya daha ok hal ve durumun, zdlk sz konusu olmadan bir araya getirilmesidir.776 Bu, ya iitici ve grc gibi, iki ey arasnda olur; ya da delleti, hidayet mukabilinde satn alan o kimselerin ticaretleri kar etmemitir ayetinde olduu gibi, bir ok ey arasnda olabilir.777 Shreverd, Kelimetut-Tasavvufta sufiyane bir slupla, haydi ey arif, Rabbimizi neeyle ve cokuyla tesbih edelim! Ferahlayalm, tehlil ve tekbirle mutluluu tekrarlayalm,778 demektedir. Nee ferahln, evk mutluluu tekrarlamann kayna olarak birbirine mukabil kullanlmlardr. Aslnda Shreverdnin btn tavsiye ihtiva eden ifadeleri hangi eserinde olursa olsun murtun-nazre misal olabilir. Tpk et-Telvhtndaki tavsiyelerinden bir blm olan u ifadelerinde olduu gibi:

Bir karncaya bile eziyet etme; nk idare edenin yardm sana ulat gibi, rahmetiyle ona da ular.779 Defalarca dn, sonra syle. nk konumanla her ne kadar salihlerden olursan da, susmakla neredeyse mukarreb bir melek olursun.780

776 777

Suyt, Ukdul-Cumn, s. 108; Suyt, Nazmul-Bed, s. 161. Kazvn, Kitbul-dh, c. II, s. 97. 778 Shreverd, Kelimetut-Tasavvuf, s. 82:
779

.. , ! ,
Shreverd, Kitbut-Telvhtil-Levhiyye vel-Ariyye, s. 119:

780

..
Shreverd, a.g.e., s. 119-120:

..

CCLXXVI

DRDNC BLM
R VE SHREVERDNN R

CCLXXVII

Shreverd Maktlun ediplii nesrinde olduu kadar nazmnda da grlr. Kendisi, nceden de sylediimiz gibi, hem hakm, hem fakh, mtekellim ve usulc, hem de suf, edib ve air olarak tannmaktadr781. evki Dayf, Tarihul-Edebil-Arab adl eserinde Ebul-Futh Shreverdyi sufi airlerden sayarken tasavvufu da iki ksma ayrr: Geleneksel tasavvuf ve felsef tasavvuf782. hvan- Safya kadar filozoflar mantk iken, onlar ilk ahlak filozoflar olmulard. Onlara gre de ahlak dzenleyen kimse beer mertebesinden melek mertebesine kyordu. hvan- Saf da, Frab ve bn Sin gibi tasavvuftan sz ediyorlard. Bunlardan sonra felsef tasavvuf ihabuddn Shreverdye kalmt783. Shreverdnin ama varndan itibaren onu felsef tasavvuf eyhlerinden biri olarak gryoruz784. Shreverd hem bir filozof hem de muhtemelen eserlerinde kendinden nceki mutasavvflar gerek hakimler olarak gstermesi; kssalar ve iirlerinde mistik temalar ilemesi ve zellikle felsefesinde metod itibariyle mutasavvflarn riyazetini kullanarak, kef ve hadse ulamay esas almas sebebiyle kaynaklarn vard netice olarak- mutasavvflar ve metodlarn olduka benimsemitir. Bu durumda iirinin tasavvufi ve felsef motifler tamas gayet tabidir. Belki de, kanaatimizce Shreverd, bn Arab, bn Frd gibi tasavvufi yntemini felsef olarak bildirmi, baka bir deyile geleneksel tasavvufun bahsetmedii, ancak o zamanda gelimeye balayan felsef tasavvuf ekoln benimsemitir. Bununla birlikte esas ald riyazet ve sonucunda ortaya kan kef ve hads, geleneksel tasavvufun da elerindendir. evki Dayfn
781 782 783

Kehhle, Mucemul-Mellifn, c. XIII, s. 189. Dayf, Trihul-Edebil-Arab 5, s. 621. zmirli, slamda Felsefe Akmlar, s. 103.

CCLXXVIII

tasavvuf airlerinden saymas, bizce Shreverdnin iirlerinde bunun daha belirgin olarak ortaya kmasndandr.

784

Dayf, a.g.e., s. 624.

CCLXXIX

I-R VE EDEBYAT Edebiyatn kendisinden tredii edeb masdar, hem fiil, manev gzel ahlak melekeleri manasn, hem de Trkede kullandmz ekliyle, edebiyat ilimlerinin en kapsaml anlamn tazmin etmektedir785. Edebiyat, itibr bir dnya ekseninde ekillendirilmi ok eitli yorumlara imkan veren ve ruh sanclarnn eseri olan bir muhtev; bu muhtevnn en gzel ekilde sunulmasn salayan ve zevk-i selimden gemi bir dil; muhtev ve dilin ferde has orjinalliiyle ortaya km bir yap; bunlar ve daha baka unsurlarn birbirleriyle ilikileri sonucu meydana gelmi bir slup etrafnda ortaya km estetik bir dil sanatdr.786 iir, edebiyatn en nemli tezhr ekli olmakla birlikte; sanki kendine has bir slubu vardr. Bunu Ahmet Hamdi Tanpnar yle ifadelendirmektedir:
Filhakika iirin lisna olan tasarrufu, nesrin ve konumann tasarrufundan ok bakadr. Berikilerde srf dellet ettikleri uzak, yakn manalar iin kullanlan kelime, iire bsbtn baka hususiyetleri iin girer. O artk iirde yalnz kaamusta mevcut falan veya filan manalarn sahibi olan kelime deil, bir hlet-i rhiyenin malzemesini kendinde bulmu olduu bir sanat malzemesidir ki, iine girecei terkipte kemmiyeti ile beraber keyfiyetini de kullanacaktr. Ahengi, telkin kudreti, ses ekli, rengi ile o, sanatn nizamnda kh ham bir boya paras, kh renkli bir mozaik ta ve kh bir ses ve ok defa btn bunlarn hepsi birden olacaktr. Ayn zamanda konuma ve nesre usuln veren, lisann btn sanatn tanzim ve idare eden, manann

785 786

bn Manzr, Lisnul-Arab, c. I, s. 206-207; Zebd, Tcul-Ars, c. I, s. 297-298. etili, Edebiyat Dili/Edeb Dil, s. 116.

CCLXXX

hkmn sren nahiv, iirde ok defa tanmad bir teekkle seyirci vaziyetinde kalr.787

A.iirin Gizemi (: Gumd) Edeb slbun ve dolaysyla bu slbun en nemli tezhr olan iirin ayrc zelliklerinden biri, belli lde kapal ve mulak olmasdr. Dolaysyla her okuyucunun anlad mana ve duygu ayn deildir; okuyucu ona kendi ruh hali ve kltrne gre, ayr bir mana verebilir. Gnmz Arap edebiyat tenkidilerinin gr, tpk eyh Abdulkahir Crcannin de gr olduu gibi; taleb, aratrma ve zorlua katlanmakla manaya ulamann nefsin en holand ve kalbde en tesirli ey olduudur788. Onlara gre manann taleb edilmesindeki aratrmadan, kelamn anlalmayan bir kapallk ve d m halinde olmasn deil; aksine anlalmasnda zorlua katlanmaya muhta oluunu, manasnn insanlar arasnda yaylmam ve yeni ortaya koyulmu olmasn anlamak gerekir. Bununla birlikte, iiten ve okuyann hi duymad, manaya ulamakta son derece zorluk olan ve ar bir gayrete ihtiya duyulan takid (: dm) ise, gumd (: kapallk) eitlerinin zemmi en hoa gitmeyenidir789. Tenkidilerden Edns, Ebu shak Sbnin en sekin iir, kapal (: umud) olandr, szn nakletmektedir. Bu cmle gumdun nemine ve eskilerin buna ihtimam gsterdiine delalet etse de Edns, kadim Arab iirinin vudhla (: aklk) vasflandna ve dilinin de tabir dili olup, iaret dili olmadna dikkati eker790.
787 788

etili, Edebiyat Dili/Edeb Dil, s. 123. Bkz: Tanpnar, Ahmet Hamdi, Edebiyat zerine Makaleler, Dergah Yaynlar, stanbul 1977, s. 18. Bedevi, Ahmed Ahmed, Esasun-Nakdil-Edebi Indel-Arab, Daru Nahdati Msr lit-Tbaati ven-Neri bil Fecle, Kahire 1979, s. 473. Bedevi, a.g.e., s. 474. Edns, Ali Ahmed Said, Muhavveletun f Tarfi-iril-Hads, Mecellet irilLbnaniyye, Darul-Mecelleti-ir, Sayf 1959 Says.

789 790

CCLXXXI

bhesiz biz burada, iirin z olan bu meseleyi ve bunun hkmn tartmayacaz. u kadar ki, iirin gzelliini veren, bir dereceye kadar olmak artyla, kapallk ve gizemin iirde bulunmasdr. nk iir ve edebiyatn tmnde, her asrda gizem, o asrn kltrel ve sosyal artlarna baldr ve tarih geliim iinde edebiyatn ve zel anlamda iirin gelerinden ayrlmamtr. Edns, kadim iirdeki akln sebebinin temelinin ideolojik kaynakl olduu grndedir. Din, kevn hakkatlerin sr perdelerini am ve dn boyut, edeb boyuta dndrlmtr. Hereyin dn olan asl alp, bylelikle edeb olan asl ortaya knca, sonraki airlerin, ncekilerin ardndan gitmekten baka areleri kalmamtr. slamdan sonra Arap topluluu kesin bilgi (: yakn) ieren bir alemde yaamlar ve bylelikle de aklk kendiliinden olumutur. Bu nedenle herey apaktr, pheye ihtimal vermeyen bir devamll sz konusudur. Nitekim, airin bir konuyu ortaya atarken onu biliyor olmas gerekir. Yani, o konu hakknda kesin bir bilgisi, net ve przsz dncelerin nceden var olmas gereklidir. Buna Hatb ve Mantk nisbelerini alan airler misal verilebilir791. iir hakknda konuan kimse, kadm Arapann tenkidinin mantktan ve iire ait tenkid kaidelerinin ounun tatbikinden etkilendiini inkar edemez. nk iirsel mukaddimeler mantk mukaddimelere denk, air de hatip ve mantky ikna ve tesir altna almakta yaran biri olmutur. Bu netice belki de Aristocu mantn ve Aristonun Hitabet adl eserinin tesiridir. Tpk, iir meydannda, usulcler, fakihler ve kelam alimlerinden oluan deiik ekoller ve okullar bulunduu gibi... Bunun zorunlu bir sonucu olarak ortaya kan da, mantk kanunlarn ounun yine iir ve dile mutabk

791

Edns, Ali Ahmed Said, Zemenu-ir, Drul-Avde, Beyrut 1983, s. 281-283; Zyid, Ali Ar, An Binil-Kasidetil-Arabiyyyetil-Hadse, Darul-Fusha lit-Tabati ven-Ner, Badat trhz, s. 91-92; Izzuddn , smail, e-irul-Arabiyyil-Musr: Kadyhu ve Zevhirul-Fenniyetu velManeviyye, Darul-Avde, Beyrut 1981, s. 187-189.

CCLXXXII

olmasdr. Bundan dolay, aklk ve snrlandrmaya (: vudh ve tahdd) meyletme, kapallk ve gizeme (: umd) meylden daha oktur792. Acaba, slam hereyi tefsir etmitir ve bundan dolay Emev iiri aktr (: vdh), diyebilir miyiz? Bunun sonucu olarak, hkm (aklk hkm) insann olu alemini kefeden ve ekk aleminden yakn alemine karan bir kanun olmad halde, cahiliyye iiri hakknda da doru mudur? slam, nefislerde doygunluu (: tamann) meydana getirmek ve oluun sr perdelerini amakla beraber, insann ufkunu metafizik alemlerine yneltmitir. nsan yerden ge, zahirden batna, ahidden gaibe nakletmitir. Olu (: kevn), tmyle mslman gayb alemlerine ileten alamettir. yle sylemek de mmkndr; slam, Arapa syleyen bir airi, aklktan (: vudh), yani zahirden kapalla (: umd), yani gaybe nakletmitir793. Kadim tenkidiler ve belaatilere gre, akln tabiatn ortaya koymak iin, belaat, beyan ve fesahatin anlamlarn bilmek, lgat manalarn tanmak, sonra da bela at ve tenkid kitablarndaki stlah anlamlar iyice pekitirmek gerekir. Gerekte Arap belaatnda tesir ve tesirin nemi olduka byktr. u kadar ki, Abdulkahir Crcani gibi byk tenkidilere gre bile nazmn baars, dourduu tesir ve yine tesirli bir ekilde manann nakledilmesindedir794. Fakat iirde tesirin nemini inkar etmemekle beraber diyoruz ki; Kadim Arapann tenkidindeki tesir, ahsiyetle alakal tabiat ve huylarn snrlarna baldr ve yine airin dayanaklarnn ve tecrbelerinin bir ksmyla okuyucunun tesir altnda kalmasyla, o tecrbelerin hatrlanmasna ve hayal etmesine dayanr. Bir airin tesir altnda brakt birini, bakas tesir altna alamayabilir. Halbuki

792

Sancalvi, brahim, Mevkufun-Nukkdil-Arabil-Kudam minel-umd, lemul-Fikr, c. XVIII, Say: 3, Yermuk 1991, s. 185. Uzam, Muhammed, Bnyet-iril-Cedid, Darul-Beyd ve Drur-Red, Marib 1976, s. 5960. Crcani, Abdulkhir, Delailul-caz, Drul-Marifeti lit-Tbati ven-Ner, Beyrut 1978, s. 7879.

793

794

CCLXXXIII

nazmedilen eserlerin ounda baar, eserin gzellik ve kuvveti demek olan nazmn gzellii sebebiyledir. Kelamdaki gizem ve buna bal olan durumlar ve haller hakknda Fahreddn Rznin szleri meseleyi zetlemektedir: Kelamn letafetine gelince; ite nefs, maksadn tamamlanmasna nail olduunda, artk o maksada asla bir evk ve arzusu kalmaz. nk tahsl-i hsl muhaldir (meydanda olan bir eyin tekrar meydana getirilmesi dnlemez). Bu maksaddan hibir eyi elde edemedii zaman da, yine bir evk ve arzu meydana gelmez. Ama, sen ona bir ksmn brakp dier baz ynlerini tarif ettiin zaman, bilinmeyen eye ilmin meydana gelmesi iin, bilinen miktar onu tevik eder. Bylece bildii miktardaki ilmin lezzeti ve mahrum olduu geri kalann elemi sebebiyle evk meydana gelir. Burada, birbirini takib eden lezzetler ve elemler oluur. Lezzet, elemin ardndan olutuunda daha kuvvetli, nefsin o bilgiyi anlamas da daha mkemmel olur. Bunu bildiin zaman, deriz ki: Bir eyi, hakkat yoluyla o eye delalet eden lafzla tabir ettiinde, ona ait tam bir bilgi meydana gelir ama kuvvetli lezzet olumaz. Bundan dolay, nefsin zikredilen hareketlenmesi ve onda heyecan gibi bir hal meydana gelmesi iin, manalar mecz ibarelerle tabir etmek, hakk lafzlarla tabirden daha lezzetlidir.795 Yine beyan ve vuduhla (: aklk) alakasz olmayan umudun bir blm de kinyedir. Chz, kinye hakknda, nice kinye vardr ki, ifsahtan (: ak sz sylemek) uzaklatrr, demitir796. Kinye lafzlarda gizemli bir ksm olarak grnr, fakat gizem, tenkidilerin fasih konumann en yksek derecesine kardklar; kinye ise, lafznn delalet ettii gibi, -rtmekten mtak- meczn hakkatle rtld hkmlerdir. Bylelikle bazen hem rtene, hem de rtlene birlikte delalet eder797.

795

Rz, el-Mahsl f lmil-Usl, c. I, s. 251-252; Cbir, Usfhur, es-Sretul-Fenniyye fit-TursinNakd vel-Bel ndel-Arab, Drut-Tenvr, Beyrut 1983, s. 326. Chz, el-Beyn vet-Tebyn, c. II, s. 7.

796

CCLXXXIV

B. Shreverdnin Yaad Dnemin iirinin zellikleri iir, slamn ilk asrnda Arap dil nderlerinin ve fesahatte otorite olanlarn da beslendii bir kaynaktan kyordu. slam ve Kurn, dolaysyla Arapa Irak ve Endlste yerleince, Badat ve Kurtuba airlerin kblesi, ediblerin yneldikleri yerler oldular. Abbs ve Kurtuba hilafetlerinin kuruluunun zerinden henz bir asr gemeden bu merkezler zellikle iirde birbiriyle yaran byk ahsiyetlerin edebiyat sahneleri olmu, Arap olmayanlar (: mevl) bile iire byk nem vermitir. Buralara, halifelerin ve sultanlarn glgelerinde yerlemek iin gelmeyenler, necat ve imtiyaz elde etmek iin geldiler. Buralarda kurulan devletlerde, her sanatta, zellikle de iirde zirveye kmak iin yartlar. nk halifeler, vezirler ve komutanlarn yannda iirin ayr bir nemi vard. Hatta acem beldesindeki reisler arasnda bile iire yksek bir ilgi bulunuyordu; bazlar kendileri bile iir sylemeye, yazmaya alyorlard. Mevlden bazlar da, iire olan byk rabetin tesiri altnda iir yazmaya baladlar ve bu konuda stn bir mevkiye ulatlar. Bu durum Abbs devletinin sonuna kadar devam etti. iire olan byk ilgi ve alaka, syleyenlerin ve nakledenlerin oalmas, insanlar bu konuda ayrca bilgilenmeye ve sanat renmeye sevketti. Bylece iire, iirde eskiden grlmeyen, syleyenin de belki balangta kastetmedii sanatlar ilave ettiler ve her maksatta her gayede kullandlar; hatta ibadetlerinde bile... Ve artk iirin slubu ekillendi798. eyhul-rk Shreverdnin yaad dnem, Abbs hilafetinin hakim olduu yllar iinde kalmaktadr. Abbs devri edebiyat, hilafet merkezi olan Badattaki Abbslerin edebiyat olduu gibi, buna randaki, amdaki, Msr ve Maribteki edebiyat da ekleyebiliriz. Bu dnem edebiyatnn en nemli merkezleri olan Badat, Basra, Kfe, Haleb, Kahire ve Kurtuba, Arap edebiyatnn yeni durumunu yanstan birer ayn gibiydiler. Her ne kadar, o dnemde hilafet sembolik bir hal almsa da biz
797

bnul-Esr, el-Meselus-Sir f Edebil-Ktibi ve-ir, c. III, s. 53.

CCLXXXV

ncelikle Abbslerle birlikte iirde ortaya kan zellikleri ve deiikleri zikretmenin Shreverdnin yaad zamann iirini genel olarak anlamak iin nem arzettiini dnyoruz. Abbs devletinin kurulmasn takip eden yllarda iir, ln sessizliinden ehrin grltl hayatna; sahrann kurak ikliminden bahelerle evrili saraylara; monoton bedev hayatndan ehrin elenceli yaamna geince, yeni evrenin zevkine gmlm ve artk edebiyat ve siyaset meclislerinden ark alemlerine yaylmtr. Bu yeni durumda iirde ortaya kan deiiklikler drt ksmda incelenebilir. Amalar, manalar, sanatlar, fikir, slup ve vezinleri bakmndan olan deiiklikler yle sralanabilir: I-iirin maksat, ama, konu, tema ve sanatlarna bal olan; II-Lafz ve slubuna bal olan; III-Mana ve hayallerine bal olan; IV-Vezin ve kafiyelerine bal olan deiiklikler.. 799 iirin konusu, temas, sanatlar ve maksatlarnda meydana gelen deiiklikler yle sralanabilir: 1-Asabiyetin ve dni, ameli, siys mezheb ve neseb hakknda vnmenin yaygn olarak kullanlmasnn artmas, bylelikle hilafete kimin daha ok layk olduunu ileri srerek siyasi iirle batakileri harekete geirme ve hatta tehdit etmelerin fazlalamas, 2-Devletin airlerinden pek ounun iirinde, ayp saylan dalkavuklukta arlk ve ileri gitmenin oalmas,
798

skender, Ahmed ve nn, Mustafa, el-Vast fil-Edebil-Arab ve Trhih, Matbaatus-Selefiyye, et-tabatur-rbia, s. 244; Savran, Ahmet, Abbs Edebiyatnda Sller ve Eb Bekr es-Sl, Atatrk niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, II. Bask, Erzurum 1995, s. 19. skender ve nn, el-Vast, ayn yer; Savran, Abbs Edebiyatnda Sller ve Eb Bekr es-Sl, ayn yer.

799

CCLXXXVI

3-Hayaszlk, basitlik, bakalarn rezil etme v.b. oalmas, hicivlerde arlk ve iftirann, sylenilmesi gizlenecek eylerin isimleriyle sylenilmesinin, ayplar aka ifade etmenin, zndklkla, adet ve ahlak kartran dmanlklarla hkmetmenin yaygnlamas, 4-arabn tasvir ve tebihinde, bakalarn buna tevik etmede ve arabla neelenmeyi arzulamakta, datan ve yardmclarn zikretmekte mslman airlerde arya kamann oalmas, 5-Bahelerin, bostanlarn, saraylarn, kklerin, tabiat gzelliklerinin, vahi avlarn, ku ve balklarn vasfedilmesinde fazlaca mbalaann ortaya kmas, 6-Vaz, dnya hakknda zhd ehli olmaya tevik, hikmet, darb- mesel, nefsin terbiyesi, kssalar ve hikayelerin artmas bu zamanda iirde maksat ve gaye olarak meydana gelen ayrc zelliklerden saylabilir 7-Bir de bu devirde fkh ve dier ilimlerin kaide ve esaslar iirle zabdedilmeye balanmtr800. iirdeki manalar ve hayallerde meydana gelen haller de drt ksmda zetlenebilir: Birincisi, fikirlerin tertip edilmesi ve eski iirlerde oka rastlanan bir manadan onun zddna intikalin azalmasdr. kinci durum, zihinde veya haricte vuku bulmas dnlemeyen vehm ve farazi hayallerin kullanlmasdr. Buna daha ok medih ve hicivlerdeki tebihlerde rastlanr.

800

skender ve nn, el-Vast, s. 245-246; Savran, Abbs Edebiyatnda Sller ve Eb Bekr es-Sl, s. 27-28.

CCLXXXVII

ncs ise, tebih, istire ve hsn-i talildeki tasavvuru ok gzel tertip ve hayaller ile yerine getirmektir. Drdnc durum da, hikmet yollarnn, felsef kaidelerin, dinin temel esaslarnn iirde bakalarn ikna iin kullanlmasdr801.

Lafz ve slup bakmndan ise iirdeki deiiklikler yle sralanabilir. Bu dnemde garip lafzlar yava yava terkedilmi, bunun yansra yabanc dillere ait kelimelerin, ho grnr kabilinden, iirlerde kullanlmas artmtr. Manalar ak olarak kalmas artyla, slup ince ve rakk bir hal alm, bedi ilmi ve sanatlarnn btn eitlerinin okca kullanlmas yerlemitir802. iirin vezin ve kafiyelerinde grlen durumlarn en banda, Araplarn ok az iir tanzim ettii bahirlerde nazmen eser vermek oalmtr. Buna mudari ve muktedb bahirleri rnek verilebilir. Halil b. Ahmedin ortaya kard iir bahirleri ve mvellid saylan birok airin tanzim ettii vezinler kullanlmaya balanmtr. Yine bu dnemin zelliklerinden biri de Mslim b. Velid, Eb Nvs, Ebul-Ataiyye gibilerin kulland ve tanzim ettikleri mevliye gibi baz baka vezinleri kullanmalardr. Buna ek olarak Abbslerin sonlarnda muvaaht ve zecel kullanm yaygnlamaya balamtr. Kafiyede ise muhammes ve mzdevic bu devrin kafiyelerinden saylabilir. Muhammes, ayn vezin ve kafiyede beli bir ksmdan sonra yine baka vezin ve kafiyede, kasidenin sonuna kadar, baka bir beli ksm getirilmesidir. Bu tr, tahmisle kartrlmamaldr.

801 802

skender ve nn, a.g.e., s. 246; Savran, a.g.e., s. 28. skender ve nn, el-Vast, s. 246; Savran, Abbs Edebiyatnda Sller ve Eb Bekr es-Sl, s. 27-28.

CCLXXXVIII

Mzdevic de ayn kafiyeden iki atrdan sonra baka bir kafiyeden baka iki atr getirilmesidir. Mesela Elfiyyenin nazm gibi edebiyat ve ilim kitablarnn nazmnda bu ekil ok kullanlmtr803.

C.Shreverdnin Asrnda randa iir ve Edebiyat Shreverdnin hayatn incelediimiz blmde, kendisinin erken yalarda Meraada tahsil grp ayrldn ve fkh dersleri iin sfehana geldiini sylemitik. Orada tasavvuf ve felsefe kitablarna ve derslerine arlk verdiini belirttik. Tasavvufun yaygn olduu o zamann ran corafyasnda ve bilhassa sfehanda Shreverd sufilerle karlat, onlarla arkada oldu ve sohbetlerine katld. Bylelikle kendini riyazet ve mcahade konusunda sufilerin yoluna soktu. Seyahatlerinin ou, ifadelerinden de anlalaca gibi, alimler, filozoflar ve mutasavvflarla karlamak iindi. Bu gayeyle devam eden seyahati ama varncaya kadar srmt. Hayatnda en etkili ve derin izler braktna inandmz merhale ama gelmeden nceki, Meraa ve sfehanda geirdii yetime ve tahsil devresi olmutur. Shreverdnin yetitii o devirdeki ran, tasavvufu hayat tarz olarak benimsemi sufilerin vatanyd adeta. Onlar ilm ve amel hikmeti birlikte dstur edinmilerdi ve talebelerini de bu yolda gtryorlard. te tasavvufun yaygn olduu o zamann ran corafyasnda, hayatn kasvet ve skntlarna kar Allaha ynelmek ve takvayla yardmlanabileceine inanan halk, Nisabur, sfehan ve baka yerlerdeki mescidlerde ve hanghlarda vaaz veren ve irad eden sufileri dinleyerek ruhi bir rahatlk ararlard. Sufler de insanlar hayattan, dnya
803

skender ve nn, a.g.e., s. 247.

CCLXXXIX

malndan el ekmeye ve Allahn katnda sevab kazanmay ve ahiret yolunda nimetlenmeyi arzulamaya davet ederlerdi804. Bu sufiler gerekten, olduka oktu ve vaaz meclislerini zikir meclisleri olarak adlandrrlard. nsanlara maheri, maherin hallerini, cehennem azabn, cennetin nimetlerini, nebilerin; gemi mmetlerden kalbleri iman, takva ve huu ile dolu olanlarn kssalarn anlatrlard. Halk onlarn vaaz ve iradlarn dinleyerek haz almak ve Allaha yaklamak iin meclislerini doldururdu. Pek tabiki bu vaazlarla birlikte, sufilerin, fakihlerin ve bu yolu tutanlarn dillerinde zhd iirleri de dolanyordu. Bu iirler, halkn kalblerini heyecanlandran ve zhde ynelten iirlerdir. O asrda tasavvuf olduka yaygnd. Tasavvufi saylabilecek manzum eserler ise, sadece Arap diliyle sylenmi iirlerle snrl deildi. Bilakis eyh Sdi irzi gibi Fars diliyle manzum eserler veren mutasavvflar da vard. Bununla beraber eyh Sdinin Arapa tasavvufi iirleri de nakledilmitir805. Ancak randa mutasavvflar iki tarz temsil ediyorlard. Geleneksel tarz, felsef tarz... Bu iki tarzda eser veren iki airi zikretmek, bize o zaman mutasavvflarn anlamamz asndan faydal olacaktr. te XII. yzylda yaam ve ayn tasavvuf kaynandan beslenmi airlerden, er-Risle isimli, tasavvuf klasii saylan eserin mellifi Abdulkerim Kueyr ( : 465/1072 ) geleneksel tarzda ve aratrmamzn konusunu tekil eden, rk tasavvufun kurucusu saylan Yahya Shreverd Maktl, felsef tarzda iirleri bize ulaan iki mistik airdirler.

804 805

Dayf, Trihul-Edebil-Arab 5, s. 617. Dayf, Trihul-Edebil-Arab 5, s. 619-621.

CCXC

II.KASDE GELENE VE SHREVERD Shreverd gibi hakmler, ar derecede riyazetten sonra gerek kendilerinin ruhlarnda nceden var olan ftr gzel ahlak melekesinin hislerini, gerekse sonradan riyazet ve zikir yahud fikir sebebiyle kazandklar bilfiil mktesib (gzel) ahlak melekesi olan dini ve felsef edeblerini, stn bir slupla, dille ifade etmekte ve fiilen gstermektedirler. Zira, slam kltrnde hakm diye tannan ahsiyetler, birok nazar ve istidll (: akl) ilimleri dn, felsef, amel hikmetlerle birletiren zatlardr.

A.Kaside ve Shreverdnin Manzum Eserleri Kaside Arapa kknden tremi bir kelime olup krk eye denilir. Istlahta ise, ilk beytin msralar kendi aralarnda kafiyeli olup, dier beyitlerin ikinci msra birinci beytiyle kafiyeli en az otuz, en ok doksandokuz beyitten oluan ve bir maksada mebn sylenilen manzumeye kaside denilir806. Kasidedeki bu maksat, ekseriyetle airin kendi kabilesini vmek veya dmanlarn yermek istemesidir. Fakat, air maksadna, Arap iklimindeki gzelliklere ve kendi sevgilisine kar duyduu ak, hayranlk ve zleme geni bir yer ayrarak girer807.
806

Ferrdan naklen on beyite kta, makt, mukattaa; on beyiti getii zaman kaside denildii nakledilmektedir. bn Rek de, yedi beyte kaside denildiini sylemitir. Badd, Abdulkadir b. mer, Hiyetun al erhi Bnet Sudu, tah: Nazif Hoca Bibliotheca Islamica 27a, Weisbaden 1980, c. I, s. 45-48.

807

Kasidenin ilk blm olan nesb (veya tebb), ayn zamanda, genellikle kasidenin iir ve konu bakmndan en uzun blmdr. nem bakmndan u sylenebilir: Bu blmde ne tasvir ediliyorsa kasideler ounlukla onun ismiyle anlrlar. airlerin kaside iin, ak ve arap duygularna ayrdklar blm olan teazzl, ikinci blmdr. Eski Arap iirinin kaside trnde, genellikle nesb ksmnda sylenen ak ve zlem duygular, zamanla kaside iinde mstakil ve daha belirgin bir blm halini almtr. Her kasidede bulunmayabilen veya bazan, nesb blmnde o blmn tabiat duygu ve tasvirleriyle bir arada sylenen teazzlde airler, sevgililerine kar derin, istekli aklarn, zlemlerini ve yalvarlarn dile getirirler. Badd, Hiyetun al erhi Bnet Sudu, c. I, s. 157-158.

CCXCI

Kaside, ekil bakmndan beyitlerden meydana gelir. Istlah tarifinde belirttiimizden farkl olarak, kasidenin beyit saysn en az , yedi veya onalt olarak kabul edenler bulunduu gibi, en az otuz, en ok doksandokuz veya en az otuzbir beyit, en ok doksandokuz beyit olarak kabul edenler de vardr808. Btn manzum eserlerde olduu gibi, kasidenin de ilk beytine matla, son beytine makta denilir. Kasidenin matla dediimiz ilk beytinde olduu gibi, bir beytin her iki msran kafiyeli getirmeye tasri, bu ekildeki beyte musarra ad verilir809. Arap airleri medihle ilgili bir kaside sylemek istedikleri zaman tebb (veya nesb) de denilen bir gazelle iire balarlar. Genellikle kasidenin iir ve konu bakmndan en uzun blm olan nesbde sevenin iddetli ak, sararp solmas, kederi, duygusall, zayflamas, incelmesi gibi vasflar, sevilenin sevilmesine sebep olan yanaklarnn krmzl, boyunun uzunluu gibi hiss; hayas, vakar, erefi gibi manev vasflar zikredilir, sevenle sevilen arasnda meydana gelen ayrlk, usan, yz evirme, vuslat, teselli, zr dileme, vefa, sznde durmama gibi haller, aralarna giren kovucular, knayclar ve rakipler anlatlr810. Eski Arap kasidesinde, kasidenin asl maksad medhiye ksmdr. Bu blm kasidenin bir hedefi saylrsa da kasidenin iir yn en zengin blm ak ve tasvir ksm olan nesb blmdr. Bu ksmda air ok kere, rakiplerinden stn olduunu, sz sanatnda kendisinin bir benzeri olmadn syleyerek, iiriyle iftihar eder. slamdan sonra kasidelerin son beyitlerini Allaha dua beyitleri olan dua ksmyla bitiren airler oktur.

1-Shreverdnin iirinde Tasavvuf


808 809

Badd, a.g.e., c. I, s. 45; Badd, a.g.e., c. I, s. 146-147; Muallim Nci, Istlht- Edebiyye, irket-i Mrettibiyye Matbaas, stanbul 1308, s. 152-158; Bcr, Ztul-irr al erhi Bnet Sud, ss. 5-6.

810

CCXCII

Yukardaki satrlarda saydmz meziyetlerle tannan ve ran corafyasnda yetimi mslman Trklerden olan filozofumuz Shreverdden bir misal olarak aadaki msralarn gsterebiliriz. Zikredeceimiz bn Eb Useybiann naklettii bahri tavilden olan dal revli kaside-i dliyyesinde, tpk bir mrid edasyla, kendisini dinleyen ve kasidesini okuyanlara dnyann ve dnya hayatnn geici ve fni olduunu, yaarken nimetin kadrini bilip frsatlar deerlendirerek kulluk yapmay tavsiye ettii u beyitlerde grlmektedir:

* * * * * *

(Ey tlib olan!) Nimetleri kazan! nk mrn tkeniyor. Dnyay ganimet bil, nk dim deil! Bir lezzeti elde ettiin zaman, onun iin hazrlan!

CCXCIII

Hatal ve rm olan seni hevesinden alkoymasn. Ve gzel koku verenle beraber olan parlak parltya ula! nk senin dnyan ancak deiip duran tek bir gndr. Senin dmann yemyeil bahelerde srekli iip durur, Ve sen, korkutulan seni engelledii zaman hi piman olmazsn! Ka millet helak oldu, ka yurt bombo kald! Ka mescid harap oldu ve ka mr de hatra oldu! Sizin ezel olarak bir eriat getirmi Nebniz vardr. Ve niceleri o eriate rahmet okudular ve kulluk ettiler!

Kaynaklarda birok iirleri olduu belirtilen Shreverdnin alktan lecei zaman syledii bir kasidesinden diye rivayet edilen u beyitler onun tasavvufi zevkini felsef olarak dile getirmesinin gzel bir rneini tekil eder:

* * *

CCXCIV

118 * * * * * * * * 218 *

Beni lm olarak grp, hznl olduumu sandndan dolay bana alayan :arkadalarma yle syleyin .Beni l sanmayn! Allaha and olsun, l olan ben deilim Ben bir sereyim, bu da kafesimdir. Ondan utum, bylece o rehin olarak .yalnz kald
118

Kasidenin buraya kadar olan ksmn emsedin Sm de iirinden bir rnek olarak Alamna .almtr .6882 .emseddn Sm, Kmsul-Alm, c. IV, s .Kasidenin tamamam sadece bn Eb Useybia tarafndan nakledilmitir

218

CCXCV

Ben ise bugn dolmu olarak kurtuluyorum ve burada apak Allah gryorum. Nefisleri cesedlerinden kartn, Hakk Hakk olarak apak grmeniz iin.. lmn sarholuu sizi ynetmesin. nk o, sadece buradan

naklolunmaktan baka birey deildir. Bizdeki btn ruhlarn unsuru bir tekdir. Ve yine ayn ekilde, cisimler de amcalarmzn cisimleridir. Ben kendimi sizden bakas olarak grmyorum. nancm odur ki, sizler de ancak bensiniz. te ne zaman bir hayr vuku bulsa bizim lehimizedir. Ne zaman da bir er vuku bulsa bizim yzmzdendir. Bana merhamet ediniz, kendi nefislerinize merhamet edersiniz. Biliniz ki, sizler bizim izimizdesiniz. Kim beni grrse, kendisini kuvvetlendirsin. Dnya, ancak yokluun boynuzu zerindedir. Size benim szmden bir cmle gerekir: Allahn selameti vgdr ve yceltmedir.

bn Eb Useybia, eyhul-rkin bu kasideyi ldrld zaman sylediini kaydetmektedir813.

bn Eb Useybia, Uynul-Enb, ss. 645-646.


813

bn Eb Useybia, Uynul-Enb, s. 645.

CCXCVI

2-Didaktik Eserlerinde Naklettii iirler Burada zikredeceimiz tesbitler, aslnda bizim Shreverdnin tasavvuf ynn ne karmamz destekleyen unsurlardan saylabilir. Ancak, aratrmamzn muhteviyatnn erevesinden tamamak maksadyla bunlarn izah ve teviline ynelmeden, sadece tesbitle yetineceiz. ncelikle bilinmesi gereken, Shreverdnin didaktik eserlerinde iire ok sk rastlanmaddr. Onun bugn elimize ulaan Arapa kaleme ald eserlerinden sadece ikisinde, el-Elvhul-mdiyye ve Kelimetut-Tasavvufta iir rneklerine rastlayabiliyoruz. Bunlar da saylabilecek kadar azdr. Aslnda kendisinden, hacmi dar bile olsa, Dvan rivayet edilen ve sufi air olarak bahsedilen Shreverdnin didaktik eserlerinde iire pek fazla yer vermemesi, felsefesini iaret ve sembollerle anlattn ifade eden el-Hakmul-Mteellihin fikirlerinin iirin gizeminde kaybolup gitmesini arzulamam olmasndan kaynaklanm olmaldr. kinci dikkati eken husus ise, btn naklettii iirlerin felsef tasavvufun ncleri olan ve Aristoyu grd ryasnda kendileri tezkiye edilen sufilere ait oluudur. Bunlar arasndan zellikle iki ahsiyetin beyitlerini isimlerini vgl vasflarla zikrederek nakleder; Hallc- Esrr ve Seyyidut-tifeteyn Cneyd.. Shreverd, Hallacn meda (: yeniden dirilmeye) u beyitleriyle iaret ettiini syler:


Beni ldrn, ey dostlarm! nk benim hayatm lmmdedir.

CCXCVII

Hayatm lmmdedir, lmm de hayatmda.. Bu beyitlerin akabinde Shreverd, Hallacn iiriyle ne kasdettiini yine onun ifadesiyle aklamaktadr:


Heykel olan cisim, nur olan z-can, ihtiyasz ruh, yarglayc ve bilendir, O! Ruhla rablerine dnd, heykel toprakta rm olarak kald.814 Yine baka bir yerde hulul ve ittihadn olmadn Hallacn beytiyle ifade eder:


Ayrlma ve birleme olmayan Allaha hamdolsun! te bu bizim ayniyyet makammzn anlamdr.815 Shreverd, tasavvuf anlamda hakkatin tarifini Cneydden naklederek yle sylemektedir:

*
Hakkat hakknda sorulduunda Cneydin sz u iirdir: Bana kalbimden teanni ile seslendi, ben de onun teannisi gibi teanni ettim;
814 815

Shreverd, el-Elvhul-mdiyye, ss. 19-20. Shreverd, a.g.e., s. 62.

CCXCVIII

Ve onlarn olduklar yerde biz olduk, bizim olduumuz yerde onlar oldular.816

B.Kasdetu EBEDEN TEHUNNU LEYKUMUL-ERVHU Bu blmde akladmz ve aklayacamz beyitlerden birou deiik kaynaklardan tesbit ettiimiz, Shreverdye ait olduu sylenen beyitlerdir. Zirikl, elAlmnda Dmekde Zhiriyyede iirlerinden oluan divanndan varaklar olduunu kaydetmektedir817. Zhiriyye ktphanesi kataloglarndan tasavvufa ayrlan cildde bu nsha tantlmaktadr818. Yine, Ritterin mstakil bir eser olarak kaydettii ve aslnda Shreverdnin btn tabakat kitaplarnda rastladmz mehur kasidesine nisbet edilerek Kasdetu Ebeden Tehunnu ileykumul-Ervhu diye adlandrlan kaside, divannn da ilk kasidesi olmas cihetiyle ayr bir risale olarak ele alnmamaldr. Biz de aratrmalarmz srasnda bir ok risalelerin topland bir mcelledde, Shreverdye nisbet edilen Mericul-Elbb adl Arapa yazlm ve tasavvuf makamlar konu alan bir risaleden sonra her hangi bir nisbet olmakszn sadece iki varaktan oluan erhul-Ebyt adl bir baka risaleye rastladk819. Bu son esere baka hibir tabakat ve teracim kitabnda rastlamam olmamzdan dolay ihtiyatla yaklayoruz. Fakat hemen hemen btn kaynaklar Shreverdnin airliinden ve iirlerinin okluundan bahsetmektedirler. Bunlardan en mehuru Bnet Suduya
816 817

Shreverd, Kelimetut-Tasavvuf, s. 94. Zirikl bunun Zhiriyye ktphanesinde 5576 numarada kaytl olduunu sylemektedir. Onun syledii gibi, biz de Zhiriyye ktphanesi kataloglarndan Tasavvuf cildinde ayn numarada kaytl olarak eseri tesbit ettik. Ancak btn uralarmza ramen, eserin bulunduu ktphaneyle msbet bir diyalog kuramadmz iin bu eseri gremedik. Edindiimiz bilgilere gre bugn ad geen ktphane dier baka ktphanelerle birletirilerek Esediyye ktphanesi haline getirilmi ve btn yazma eserler burada toplanmtr. Zirikl, el-Alm, c. VIII, s. 140; Fihrisu Mahttati Dril-Ktbiz-Zhiriyye, et-Tasavvuf, c. I, s. 561-562. Shreverdnin Mericul-Elbb adl risalesinin hemen bitiminde balayan eser, Crullah Efendi, 1015/9 noda kaytl yazma mcelled nshann son risalesidir ve yalnzca iki varaktr.

818 819

CCXCIX

yapt tahmistir. Mun el-Isf vel-Isd f tahmis Bnet Sud adl eserin Tbingen, Gotha ve Paris ktphanelerinde nshalar yazma olarak mevcuttur820.

1-Kasidetu Ebeden Tehunnu; Metin ve Tercmesi

* 128 * 228 * * 328 *

820

Brockelmann, Carl, G.A.L., Supp., c. I, s. 783; Sezgin, Fuat, G.A.S., c. II, s. 234; Vajda, Georges, Index General des Manuscrits Arabes Musulmans de la Bibliotheque Nationale de Paris, Editions du Centre National de la Recherche Scientifique, Paris 1953, s. 504; Furat, Ahmed Suphi, Arap Edebiyat Tarihi I, s. 32. Bu kaside btn kaynaklarda nakledilmitir. Ancak tmnn dayand tek kaynak bn Eb Useybia olmasna ramen, Uynul-Enb da kasidenin oniki beyti nakledilmitir. bn Hallikn, Vefeytta biraz farkllklarla beraber kasidenin daha byk bir ksmn, ehrezr ise NzhetulErvhta kanaatimizce tamamn nakletmitir. Biz bn Eb Useybiay esas almakla birlikte bn Halliknn ve ehrezrnin naklettikleri beyitlerle tamamlamaya ve farkllklar tesbit etmeye altk. Farkllklar dipnotlarda gsterdik. te bu beyit farklln grld ilk beyittir. Beytin ikinci atr Vefeytn iki nshasnda iki deiik ekilde rivayet edilmitir. Bunlardan biri,

821

.. * eklindeyken, dier nshadaki rivayet, .. * eklindedir. Nzhetul-Ervhta ise .. * eklinde rivayet


edilmitir. ehrezr, Nzhetul-Ervh, s. 610; bn Hallikn, Vefeyul-Ayn, c. VI, s. 271.

822

Beytin ilk atr Vefeytta farkl rivayet edilmitir: bn Hallikn, Vefeyul-Ayn, c. VI, s. 271.

.. *

CCC

428 * * * *

823

Beytin darb, yani ikinci atrnn taktas ehrezr ve bn Hallikn tarafndan farkl nakledilmitir. ehrezrde

.. * eklinde olan rivayet bn Halliknda .. * eklindedir.

ehrezr, Nzhetul-Ervh, s. 610; bn Hallikn, a.g.e., c. VI, s. 271.


824

Bu beyt ve takip eden dier iki beyt ehrezr tarafndan nakledilmektedir, bn Eb Useybiada rastlayamadk. ehrezr, a.g.e., s. 610.

CCCI

528 * 628 * * * * 728 * 828 * 928 *


825

Beytin aruzu, yani ilk atrnn taktas Vefeytta mradif baka bir lafzla nakledilmitir:

.. *
bn Hallikn, Vefeyul-Ayn, c. VI, s. 271.
826

Bu beyt sonraki beytle birlikte ehrezr tarafndan nakledilmektedir, bn Eb Useybiada rastlayamadk. ehrezr, Nzhetul-Ervh, s. 610 Bu beyitte de Vefeytta beytin aruzu farkl lafzla nakledilmitir:

827

.. *
bn Hallikn, a.g.e., c. VI, s. 271.
828

Beytin her iki atrnda da ehrezr ve bn Halliknn nakillerinde farkllklar vardr:

*
ehrezr, a.g.e., s. 611; bn Hallikn, a.g.e., c. VI, s. 271. Bu beyt sufilerce mehur olan Sahib b. Abbad Vezirin u beytini telmih etmektedir:

*
829

Bu beyt ehrezr ve bn Hallikn tarafndan nakledilmektedir, bn Eb Useybiada rastlayamadk. bn Halliknda ilk atrnda baz farkllklarla beraber yledir:

CCCII

038 * 138 * 238 * * * * * * * * *

.172 .ehrezr, Nzhetul-Ervh, s. 611; bn Hallikn, Vefeyul-Ayn, c. VI, s


038

.Bu ve bundan sonraki beyit yalnzca bn Eb Useybia tarafndan nakledilmektedir .546 .bn Eb Useybia, Uynul-Enb, s Yalnzca Uynul-Enbda nakledilen bu beyit ayn zamanda bn Eb Useybiann rivayet ettii son .beyittir .546 .bn Eb Useybia, a.g.e., s Buradan itibaren artk bn Hallikn da ehrezr ile birlikte nakletmektedir. Ancak bn Halliknda beyitlerin sralamasnda bir deiiklikle, bu beyitten sonraki yedinci beyit olan

138

238

atr ile balayan beyit takdim edilerek burada zikredilmitir *

CCCIII

338 * * * 438 * * *

Ebed olarak ruhlar sizi zlerler; Ve sizin kavumanz onlarn rahat ve mutluluudur. Sizden sevgi ehlinin kalpleri size arzu duyar; Sizin kavumanzn lezzetine sevinir. Vah aklara rahmete! Yklendiler, Heves ve sevginin rtsn, kendini rsva edenler. Eer srr ifa ederlerse, onlarn kanlar aktlr. nk ayn ekilde ifaclarn kanlar aktlr. Ey dostlarm, sizin ifsad ettiiniz kimseye, Cefalarnz sebebiyle; visalden baka iyileme yok artk.

833 834

Bu beyit ehrezr tarafndan nakledilmemitir. Bu beyit ve sonras sadece ehrezr tarafndan nakledilmitir. ehrezr, Nzhetul-Ervh, s. 611.

CCCIV

Karlamanzla miskinlerinize cmertlik ediniz! Sizin karlamanz vaktinde dklenler rahatlk ve huzur verir. Onlar gizleyip sustuklar zaman, onlardan bahsederler, Kan aktan sefih kimseler, altn basanlarn yannda.. Onlarn aleyhinde dmanlk iin ahidler ortaya kt. Halbuki o ahidlerin iinde onlarn iinin mkiline aklama vardr. Sizin iin kanatlarn yerlere serdi. Halbuki onlarn zerine, Kanatlarn yere sermekte kullanmak iin hi zorluk ve gnah yoktur. Sizin Ona kavumanza arzu ve itiyaki vardr, Onun yaptklarna sizin raz olmanza tamah olarak. Ruhlar da Onun melekutuna arzu duyar; Ve rahatlk vermedii halde, Ondan bakasyla karlamaya.. te sanki onlarn cisimleri ve kalbleri, Onun nda ra ve kandil gibidirler. Bu canllarn hepsi karanlktrlar; ancak, Muhabbet ehli olanlar karanlkta sabah gibidirler. Onlarn iinde, kim o vakitte anmakla ifa ederse, Onun kan helaldir, kllara mbahtr o. Kavumann nuruyla gecenin zifiri karanlndan dnnz. nk ayrlk gece, kavumak sabahtr. O, onlar saflatrd ve onlar da onun iin sra sra dizildiler. nk, Onlarn kalblerinin nurunda kandil ve ra vardr.

CCCV

Faydalannz; vakit, sizin iin ho ve gzel olmutur, arab durulup berraklam, kadehler de incelip devran etmi olarak. Sarholuktan yalpalyor, diyar diyar dolaan ceylan olarak, Ve arab ve meyva onun yolunda olduu halde.. Yine Onun geliinde leziz petekteki bal olduu halde.. Ve Ortaya km olarak, en gzel yakutlardan yaplm kadehler.. Aklara hibir gnah yoktur, ayet heves onlara galip olsa, Onlarn gizleyip susmalarna.. Bu ak artrr ve onlar mutlu olurlar. Onlar nefislerine cmert davrandlar; ona cimrilik etmediler, Cmert davranann karl ve kazanl olduunu bildikleri iin.. Hakkatlerin davetisi onlar yle bir davetle davet etti ki, Onlar o hakkatlerle aina olarak sabahladlar ve rahatladlar. Vefann yollar zerine bineklerine binip yrdler. te gzyalar, Bir deniz; arzularnn iddeti, gemiyi srkleyip gtren bir rzgar.. Allaha and olsun! Onlar Onun kapsnda durmak istemediler; Tki, onlara anahtar verilmi olarak davet edilinceye dek.. Onlar sevgililerini anmakszn coup kendilerinden gemezler, Ebed olarak.. nk onlarn btn zamanlar ferah ve huzurdur. Ey dostum! Sevene knanma olmaz, ayet kavumann ufkunda sabah aydnlanrsa.. Onlar, zatlarnn ahidleri kaybolmu olduu halde hazr oldular, Akabinde Onu grdkleri iin perdeleri yrttlar ve lk attlar.

CCCVI

O da onlar kendilerinden yok etti, onlar iin alm olduu halde, Bkliin perdeleri.. Bylelikle ruhlar yok olup gzden kayboldular. Onlar, kendilerinin benzeri olmasalar da taklit edip benzetiler. nk ereflilere benzemeye alp taklit etmek kurtulutur. Kalk, ey iki arkada, araba! Ona gizlice seslen, Kendi kabnda..! Kadehler dnp devran etmi olduu halde. kramn erefinden biri de, millete kple vermektir. Topra srenin ayan basp ezdii hibir arap yoktur. O, kadm akn arabdr; ve son hedefidir Kadeh arkadann maksadnn.. Artk, ne gzeldir, bu rahat! O, ilk kez, ebed kalnan yerde Ademi arho etmiti. Halbuki Onun zerinde hilat ve al vard, o arabtan.. Yine ayn ekilde Nhu da gemide sarho etmiti o. Onun da bu yzden lk ve feryad vardr.

2-Konu, ekil ve Sanatlar Ynyle Kasidetu Ebeden Tehunnu

.. * matlayla balayan h ( )revli bu kasidesinde


Shreverd, hakkat ve o hakkate ulamay, kendisinin yaad tecrbeleri, zevk ve heyecanla, itiyak ve arzu uyandracak bir tarzda dile getirmektedir. Shreverdnin en mehur kasidesi olan bu kasidede eyhul-rk, felsefesini sanki zetlemi, nesir eserlerinde anlatt yolun heyecann mteellih olmaya talib olana tattrmaya almtr. Bunu yaparken, belki de risalelerinde grlenden daha

CCCVII

fazla sembolik ifadeler kullanm, mecz ve istirelere yer vermitir. Nazmn bir gerei ve gzellii olarak mana ve lafzda deiik edeb sanatlar kullanmtr. Kasidedeki temel konu, ilahi ak, onun sarholuu ve arabnn btn aleme yaylm oluudur. Genel olarak bakldnda Shreverd, sanki ilahi ak arabn felsefesinin temeli olan nurun yerinde kullanm ve onun vcdun kendisi olduunu; onu ienin varla geldiini haber vermitir. Bu kasidede nuru ilahi ak arabyla zdeletirmi veya dier bir ifade ile eserlerindeki saf nuru bu kasidede saf sevgi olarak ifade etmitir, denilebilir. Ona gre, kimileri burada bahsettii saf sevginin ak arabyla sarholuktadr, kimileri de sarho olduunun farknda.. Sarholuk ve ayk olma hali, sanki ariye olarak vcda gelmek ve kendisinden sonrakilerde vahdet-i vcd olarak sistemleecek olan aslnda fenada olma haliyle aklanabilir. nk Shreverd, sarholuunun farknda olanlara da bu srr saklamalar ve ifa etmemeleri gerektiini sylemektedir. Bu temel konunun ilerlemesi ve gelimesindeki ahenk de, kasidede aktr. barede lafzlar ve lafzlarn oluturduu iirsel ahenk grlmektedir. Bu ahenk iinde ruhi bir sevginin infialleri, aclar, aclarndaki hazlar; Shreverdnin vicdan olarak kendi tecrbelerinde hissettiklerini okuyucusuna tat veren bir musiki ve birbirine bal tecrbelerin oluturduu bir senfoni eklinde serdedilmektedir. Nihayet kaside, bu sevginin zirvesinde, kendi tecrbelerine davetle ve yaadklarnn yceliini ortaya koyan misallerle son bulmaktadr. iirin konusundaki birlik, aslnda nura davetten balayarak okuyucusunun uurunu bir halden baka yksek bir hale, bir konudan dier bir konuya sevkederek oluur. Bu ak iindeki iirle Shreverd, ada olduu dier arab ve ak airlerinden ayrlr. nk o, bu kasidesinde, ak ve arabn sembolik anlamlaryla nurun ve inikas eden ualar yerinde hakkate ulamay gstermek iin vasta olarak kullanm ve okuyucusunu buna davet etmitir. Dolaysyla kasidenin iirsel ekli, manalarnda anlatlan tecrbelerin birbirini takip etmesi gibi, ahenk ve musiki olarak da son derece

CCCVIII

yksektir. eklindeki slubun muhteemliinin yannda, Shreverdnin duygu ve dncelerini tasviri de tesirli bir anlatm ierir. Nurun kavumay zlemesi ve arzu duymasnn yannda, aklarn kendilerini rsva etmeleri, akn ifa edenlerin kannn aktlmas.. Ancak bu dklen kanlarn huzur ve rahatlk verii.. te buradan itibaren sanki Hallac ve onu ldrenleri kyaslamaktadr. ldrenlerin ahidleri olan Hallacn dostlar, meselenin zmdrler aslnda, Shreverdye gre.. O kan aktlan, saf nurla ayn olunca; onun, yani kan aktlann, kendisine ahidlik edenlerin kavumasna arzusu ortaya kar. nk dostlar Onun nurunun yannda ra ve kandiller gibidirler artk.. Aydnlk ve karanlk, sabah ve gece; tpk kavumak ve ayrlktr. Bunu byle bilip anladktan sonra faydalanmaya ve vakti deerlendirmeye ynelmek lazmdr. Artk Shreverd, ak ve muhabbetten arab ve kadeh tasvirine dner. arab, yani nceki tasvirindeki nur; kadehler, yani cisim ve kalbler ortalkta dolarken dolmak iin beklemektedir; berraklamtr. Buradan itibaren Shreverd, her bir atrda kendi tecrbelerini aktararak akn elem ve zdrabn, o zdrabn lezzetini aktarmaya balar. Bu, davet edilinceye kadar srer. Artk davetten sonra perdeler ortadan kalkar ve hayretle, hayetle barrlar. Saf nura kavuup zulmetten kurtulunca ya da onun kasidedeki ifadesiyle akta fani olup, sonra ak olarak baki olunca, ruhlarn gzden kaybolmasyla, kesret yok olur. te btn bunlar salayan ak arab, eserlerindeki ifadesiyle nur, en son maksaddr. Buraya vasl olunca huzur hasl olur. nsanln iki babas Adem ve Nuh da bu huzurun sarholuuyla feryad etmilerdi. Bu anlam ak ve ahengi iindeki kasidede Shreverd bedi sanatlar da kullanmtr, hi phesiz. Onun eserlerindeki baz bedi sanatlarn rneklerini,

CCCIX

belaatini incelerken ayr bir balkta ele aldk. Ancak, kasideyi konu ve ekil bakmndan ele alrken, sanatlarnn rneklerini de burada gstermenin daha uygun olacan dndk. a)Shreverd, Kasdetu Ebeden Tehunnu leykumul-Ervhuda cinas fazlaca kullanmtr. 4. beyitte, .7 ; , beyitte, .9 ; , beyitte,

.21 ; , beyitte, ,lafzlarnda cins- tam ve cins- itikak


varken; 1. beyitteki .41 ; , beyitte .62 ; , beyitte .23 ; , beyitte , lafzlarnda cins- gayr- tam vardr. Ayrca ok sayda cins- lhik tesbit edilebilecei gibi, bunlar da kendi iinde cins- mutarref veya mzeyyel olarak ayrlabilirler. b)air Shreverdnin, cinasta olduu gibi tbak ve mukabelede de hrsl olduu sonucuna varlabilir. Nitekim 4. beyitteki sr ve ifa ettiler; 6. beyitte eziyetinizle ve iyileme; 5. beyitteki sustular ve konutu; altn basanlar ve sefihler; 21. beyitte cmert davrandlar ve cimrilik etmediler; 27. beyitte hazr oldular ve

kayboldu lafzlar tbak iin rnek gsterilebilirken, 15. beyit de mukabeleye


misal verilebilir:

*
Kavumann nuruyla gecenin zifiri karanlndan dnnz. nk ayrlk gece, kavumak sabahtr. c)Shreverd, kasidesinde muratun-nazr sanatna da yer vermitir. 12. beyitte;

CCCX

te sanki onlarn cisimleri ve kalbleri, Onun nda ra ve kandil gibidirler, derken cisimler ve kalblere uygun benzerlerini ra ve kandiller olarak zikretmitir. Yine 21. beyitte;

*
Onlar nefislerine cmert davrandlar; ona cimrilik etmediler, Cmert davranann krl ve kazanl olduunu bildikleri iin, ifadesinde cmert davranmann akabinde krl ve kazanl olmay zikrederek muraatun-nazir sanatn uygulamtr. d)air kasidesinde ok gzel tebh-i belilere de yer vermitir. Kasidenin 13. beytinde;

*
Bu canllarn hepsi karanlktrlar; ancak, Muhabbet ehli olanlar karanlkta sabah gibidirler, ifadesinde, her iki atrda da tebh-i beli vardr. Btn canllar karanlk gibidir ve ancak sevgi ehli bu karanlkta sabah gibi aydnlktr, manasn tazmin etmektedir. Ayn ekilde, 15. beytin ikinci atrnda; * demektir. Grld gibi, bu tebihlerde tebih edat ve vechu-ebeh zikredilmeyerek tebh-i beli yaplmtr. ..

nk ayrlk gece, kavumak sabahtr, ayrlk gece gibi, kavumak da sabah gibidir,

CCCXI

e)Kasidede iirin gizeminin ve estetiinin bir unsuru olan mbalaaya da yer verildii grlmektedir. 25. beyitteki;

*
Onlar sevgililerini anmakszn coup kendilerinden gemezler, Ebed olarak.. nk onlarn btn zamanlar ferah ve huzurdur, ifadesinde ebediyyen kendilerinden gememeleri ve btn zamanlarnnhuzur oluunda bu mbalaa gze arpmaktadr. f)Kasidenin erh edilecei mstakil bir almada grleceine inandmz, her atr ve beytinde daha birok bedi sanatlar tesbit edilebilecek olan iir, beyan sanatlar bakmndan da, neredeyse her lafznda muhteem mecz ve istireler ihtiva etmektedir. Sevgi rts, altn basanlar, kanatlar yere sermek, kavumann nuru, arap ve kadehler, leziz petekteki bal, vefann yollar, kavumann ufku, bakiliin perdeleri, kadehlerin dn gibi lafzlarn getii ibarelerde bunlar tesbit edilip, itibari olarak aklanabilirler. rk felsefenin en belirgin slubu olan sembol bakmndan da kasidede, Shreverd, beretul-istihlal olarak, kendi felsefesinin temeli olan nurla balayp, saliklerini aklarla, hads ve keflerini sarholukla, nuru akn arabyla sembolize etmitir. Biz Shreverdnin kasidesini genel olarak slup, konu, ekil ve manalar cihetinden incelemeye altk. Ancak, sanatsal adan bakldnda da ran topraklarnda doup bym, muhtemelen Azeri Trkesi konuan bir zatn Arap iirindeki mahareti ve hakimiyeti gzden kamaz. Bu durum, zaten tenkid (: en-nakd) itibaryla yksek bir dereceye kmay hak eden kasidenin, airinin Arap dili ve belaatine vukufiyeti bakmndan mertebesini daha da ykseltecektir. Biz, kasidedeki fikre, tecrbelerin sralanna, hayal gcne ve bunlarn oluturduu nazmn iirsel

CCCXII

ekli ve okunuundaki musikiye baktmzda, btn bunlardan, objektif bir ekilde, Shreverdnin Dvannn ilk kasidesi olan bu eserin yksek bir edebiyat aheseri olduu kanaatine varyoruz.

C-Bnet Sud (: Kasde-i Brde) ve Shreverdnin Tahmsi Bnet Sud Kasidesi, slam dnyasnda geni bir alakaya ulam, bir ok erh ve taliki yaplmtr. Din ve edeb evrelerde hreti o kadar artmtr ki, airler onunla muarazaya, tatr ve tahmse gayret etmilerdir. Kab b. Zheyrin (. 26/645 ) bu kasidesine hrmet ve hizmeti mslmanlar kutsal bir miras olarak kabullenmilerdir. Eb Cfer Br Endls, kendi stadlarndan yle nakletmektedir: Alimlerden birisi, meclislerinde konumasna Bnet Sud Kasidesini okuyarak balard. Bunun sebebi sorulduunda u cevab vermitir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi ryamda grd Ya Rasulallah, Kabn kasidesini okuyaym mi? diye sordu Evet, ben Kabn kasidesini seviyorum, o kasideyi seveni de seviyorum! buyurdular. Bunun zerine her gn okuyacama dair Allaha sz verdi airler, ilk sylendii gnden bu gne kadar, Rasulullahn huzurunda sylenmi olmasndan bereket umarak, onun szlerine uyarlar ve onun tarzna uygun iirler sylerler.836 Reduddn Ebul-Hasen Yahya b. Ali Makdis de, Endlsnin anlattna benzer baka bir rivayet nakletmektedir: Badatta eyh Abdulkadir Cl kuddise srruhun yanndayd Her gece zikrin akabinde Bnet Sudu kasidesini ind ediyor, sonra bununla vecde giriyordu. Birgn bunu kendisine sordu Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ryada grd Bu kaside nnde ind ediliyordu. O senin medhin

Muraza, vezin ve kafiyesi uyan iire denilirken, tatr, daha nce sylenmi bir iirin msrana bir msra ilave etmek, tahms de, nceden sylenmi bir manzumenin her beytini matlada her iki msra ile, dierlerinde yalnz birinci msra ile ayn kafiyede olmak zere beytin bana msra ilave ederek be msraya karmaktr. Zeki Mbrek, el-Medihun-Nebeviyye, Matbaatu Mustaf Bb Haleb ve Evlduh, Msr 1935, s. 26.

836

CCCXIII

midir, ya Rasulallah! diye sordum, evet; kim kere sylerse magfiret olunur, onu brakma! buyurdu. Ben de, hayatm boyunca zikrin akabinde onu terketmemeye yemin etti te o mbarek kaside, eyh mam Kutbul-Evliya ihabuddn Shreverd kuddise srruhul-azz ve eyh Mardn rahimehullahu Tel rahmeten vsiatenin iki tahmsiyle birlikte udur: (Buradan itibaren tahmis balamaktadr.) 837

1-Bnet Sud (: Kasde-i Brde) Kasidesi Kab, zeki, karsnda muaraza yaplamayan bir airdi. Kardei Bceyr mslman olmu ve Mekkenin fethine katlmt. Kab, kardeine slamdan dnmesini emreden bir mektup gnderdi. Bu mektup Hazreti Peygambere ulanca, onun ldrlmesini emretti. Bceyr, haberi kardeine ulatrd ve mslman olmasn nerdi. Kab, Rasulullaha geldi. nce Hazreti Eb Bekre urad. Mescidde, Hazreti Peygamber sabah namazn bitirip selam verince, Kab saryla yz rtlm olarak getirildi. Ya Rasulallah, ite bu, slam zere sana biat etmeye gelmi bir adamdr, diyen Kaba, Hazreti Peygamber elini uzattnca, O da yznden rty kaldrd ve Bu yer, sana snann yeridir, ya Rasulallah, Ben Kab b. Zheyrim! dedi. Ensar hcum ettiler ve nceden Rasulullaha syledii szlerden dolay ar szler sylediler. Muhacirler ise, Mslman olmasna ve Peygamberin ona eminlik vermesine sevindiler. Kab, ite bu kasideyi o esnada syledi:838

837

Shreverd, ihabuddn Yahya b. Habe, Munl al-isf wa-l-isd f tahms Bnet Sud, Tbingen 137/5, varak. 34a; Shreverdnin Bnet Sud kasidesine tahmis olan Munl al-isf wal-isd f tahms Bnet Sud adl eseri, btn kaynaklarn ittifakyla eyhul-Maktul ihabuddn Shreverdye aittir. Ancak drt nshas tesbit edilebilen eserin nshalar Brockelmana gre Tbingen 137/5 ve Gotha 2227 numaralarda, Rittere gre ayrca Paris 1620 (f.60-65) ve 3248 (f.96-110) numaralarda kaytl nshalardr: Brockelman, GAL. Supp., c. II, s. 783; Sezgin, GAS, c. II, s. 234; Vajda, Index General s. 504. bn Kuteybe, Eb Muhammed Abdullah b. Mslim, e-iru ve-uar, Dru hyil-Ulm, V. Bask, Beyrut 1994, s. 84.

838

CCCXIV


Sud benden uzaklat; bugn kalbim hasta, krk, onun izinde kurtulmas imkansz, aya bal bir esir!. Kab b. Zheyr kasidesini tesbb de denilen nesb; Rasulullahn medhi ve muhacirlerin medhi olmak zere ksm olarak sylemitir. Kasidenin nesb ksm yukarda zikrettiimiz birinci beyitten balayp otuzsekizinci beyt olan


Her kadnn olu, salk ve selameti ne kadar uzasa da, bir gn o eri tahta zerinde tanacaktr, beytine kadar devam eder. Medh ksmnn ilk blm olan Rasulullaha medh ise,


Rasulullahn kanmn aktlmasn emrettii bana haber verildi. Hal byleyken Rasulullahn huzurunda ise, af ve msamaha umulur, denilen otuzdokuzuncu beytten,


phesiz Rasulullah, nuruyla aydnlanlan, Allahn keskin kllarndan, syrlm bir kltr, dedii ellibirinci beyte kadar; muhacirlerin medhi ise,


Kureyten asalet ve erefiyle tannm bir topluluk iindeki szcleri, Mekke vadisinde mslman olduklar vakit, hicret edin! dedi, beyti olan elliikinci beytle balayp, kasidenin son beytine kadardr:

CCCXV


Harpte onlar, ancak gslerinden vurulurlar. Onlarn lm denizine dalmaktan hi korkular yoktur!

2-Tahmis ve Shreverdnin Tahmsi Bnet Sudu Kasidesine muaraza ve tatir yapanlar olduu gibi tahms yapanlar da vardr. eyhul-rk Shreverd de, tahms yapanlardan biridir. Shreverdnin tahmsi gnmzde halen yazma halindedir. Bu yazmalardan ikisi Tbingen ve Gotha ktphanelerinde, dier ikisi de Paris ktphanesinde bulunmaktadr.839 Bizim ulaabildiimiz Tbingen 137/5 numarada kaytl yazma nshadaki tahmsin birok risalelerden oluan bir mecmuann iinde birlikte istinsah edilmi olduunu gryoruz. Tahmsin balad ksmn ilk vara bulunmad gibi, sonunda da fera kaydna rastlanmad iin kimin istinsah olduunu ve hangi amala Fahruddn Irk ve ihbuddn Shreverd Maktlun tahmislerinin birletirildiini tesbit edemedik. nk eser, Makdisnin, eyh Abdulkadir Clden kasidenin erefi ve kymetine dair bir n aklamay ihtiva eden mukaddimeyle beraber ihabuddn Shreverd ve eyhul-Maktlun muasr eyh Fahruddn Irknin tahmslerini birletirerek Bnet Sudunun bir rivayetini vermektedir. fade edilen sraya uyarak iki tahmsin oluturduu, kaside beytinden nce zikredilen alt msrann ilk nn Shreverdye, ikinci msrann Irkye ait olduunu dnyoruz. Bu nedenle nce tahmsin ne olduunu aklamak gerekmektedir. nk bu birletirme istinsah edilen nshadan ibaret olsa bile, ekil olarak tahmisin bozulmasna sebep olmaktadr. Her iki airin tahmisinin ayr ayr Banet Suaduyla birletirilerek deerlendirilmesinin neticesi, ikisinin de mstakil birer tahmis olduudur.

CCCXVI

Aslnda Arap iirinde, eskiden msemmat ( ) denilen bir tr vardr. Msemmat, airin musarra ( : iki kafiyeli) bir beytle balayp, sonra musarra beytin kafiyesinin dnda drt ksm daha getirmesi, daha sonra balad kafiye cinsinden bir ksm tekrarlamasdr. Bu kasidenin sonuna kadar byle devam eder. Tasmtte tekrarlanan, kasidenin adn ald kafiye, amdul-kasde (: kasidenin direkleri) diye adlandrlr.840 Tasmtte, bu muhammes ( ) tr art deildir. nk, tahms kasidenin matlanda ayn kafiye zere be beyit getirme, sonra drt kasme (benzer beyit) getirip, onlar amdul-kasdenin bulunduu beyte tabi etmeleridir. Sonraki belaat alimleri ve edebiyatlar tahmsi be cz olana tahsis etmilerdir.841 Buna gre kasidenin matlanda her iki msrayla kafiyeli msra, daha sonraki beyitlerde ise, ilk msrayla kafiyeli msray beyitten nce zikrederek be msraya karmaya tahms denilir. Shreverd de, Bnet Suduya tahmsinde matlada beytin her iki msra ile kafiyeli olarak, dierlerinde yalnz beytin birinci msra ile ayn kafiyede olmak zere msra ilave ederek ind etmitir. Elimizdeki nshada iki tahms birletirilerek yazlm olmasna ramen Shreverdnin tahmsinin Irknin tahmsinden nce zikredilmi olduunu dnyoruz. te Mnl al-isf wa-l-isd f tahms Bnet Sud adl tahmsinin birinci beyti olan matlada yle sylemektedir:


839

Eserin nshalar Tbingen 137/5, Gotha 2227, Paris 1620 (f.60-65) ve 3248 (f.96-110) numaralarda kaytl yazmalardr: Brockelmann, GAL, c. II, s. 783; Sezgin, GAS, c. II, s. 234; Vajda, Index General s. 504. Rfi, Mustafa Sdk, Trhu dbil-Arab, Drul-Ktbil-Arab, Beyrut 1974, c. III, s. 385.

840

CCCXVII


Yamurun ak, vecd ve hastalk kendisinde birlikte bulunan Necdedir. evkin esiri olann ifa verecek olan sudan ayrl makuldr. Kk ukurun ortasnn stndeki kanal (su yolu), sanak yamurla solmutur. Suad benden uzaklat. Bugn kalbim hasta ve krk.. Onun iin de kurtulmas imkansz, aya bal bir esirdir.842

D.Shreverdnin iirlerinde Vezin ve Kafiye Nazm ve iir stlahnda kelam, vezinli (: mevzun) lafzdan ibarettir. Bu nedenle, sylenilen (: ind edilen) iirin veznini bilmek, takti ve zuhaftn tanmak ilk yaplmas gereken ilerdendir. ncelikle Shreverdnin hayatn ve ahsiyetini anlattmz aratrmamzn birinci blmnde nakledilen, iki iirinin hangi bahirden olduklarn aklayp belirlemekle balamak, kanaatimizce yerinde olacaktr.

1- Fuz Bin-Nami Kasidesinin Vezin ve Kafiyesi Edeb sanatlarla ssl ve bilhassa mecz ve istirelerin kullanld

* matlayla balayan ilk olarak naklettiimiz kasidenin bahr-i


tavilden olduunu sylemitik. ncelikle Arap iirinin yapsn ve bu bahri aklamak gerekir: iir eyden oluur: Sebeb ( ,) vetd ( ) ve fsla ( .)
841 842

Rfi, a.g.e., c. III, s. 386. Kaynaklarda drt nshasna iaret edilen tahmisin ktphanelerimizde hibir nshasnn bulunmamas ve ancak ilerinden yalnz birine, Tbingen nshasna ulaabilmemiz, nshalar arasndaki farkllklar, tahmis hakknda daha kesin ve ayrntl bilgilere ulamamza imkan vermemitir. Bunun yansra, ulaabildiimiz Tbingen nshasnn mikro-filminin, muhtemelen

CCCXVIII

Sebeb, kendisinden sonra sakin bir harfle beraber olan harekeli harftir.Vetd ise, iki trldr. Mecm ( ) ve mefrk ( .) Mecm olan vetd, kendilerinden sonra sakin bir harf bulunan harekeli iki harften, mefrk olan vetd de, aralarnda sakin bir harf bulunan harekeli iki harften oluur. Fsla da, iki trldr. Sara ( ) ve kebra ( .) Sara olan fsla, kendilerinden sonra sakin bir harf bulunan harften, kebra da, kendilerinden sonra sakin bir harf bulunan harekeli drt harften oluur. iirde, harekeli olarak drt harften daha ok harf birbirini takip etmedii gibi, z olan zel bir kafiyenin dnda iki sakin de bir arada bulunmaz. Bahr-i tavle iki nedenden dolay bu ad verilmitir. Birincisi, bahr-i tavlden baka hibir iirde beytteki harflerin adedi krksekiz harf miktarna ulamaz. kincisi, bu bahirde beytlerin balarnda vetdler ( ) vuku bulur ve vetd de en uzun sebeptir843. Bahr-i tavl sekiz czden oluur. Bu da drt kere felun meflun ( ) vezninin tekrardr. Bahrin bir aruzu ve darb vardr. Aruz ilminde birinci msrann son czne ki, msralarn son czlerine takta da denilir- arz, ikinci msrann son czne (: taktasna) darb denir. Bu bahrin aruzu makbd ( ) olmaktan baka bir surette kullanlmaz. Makbd, beinci sakini dm olana denilir. Asl meflun ( ) iken, beinci ve sakin olan harf yani y harfi drlp mefilun ( ) kald ve makbd diye adlandrld844.

aslndan kaynaklanan, byk blmnn solgun oluundan dolay tarafmzdan okunamamas nedeniyle, hatadan saknmak iin eseri tantmak amacyla ilk be msras nakledilmitir.
843 844

Tebrz, el-Vf fil-Ardi vel-Kavf, ss. 28-29. Tebrz, el-Vf fil-Ard vel-Kavf, s. 37.

CCCXIX

te Shreverdnin elimize ulaan kadarn sunduumuz,

.. * matlayla balayan kside-i dliyyesi, bahr-i tvilin bu tek aruzunun ikinci


darbndandr. kinci darb da, bahr-i tavlde, aruzu gibi makbd olur. Bu durumda beytin aruzu ve darb mefilun ( ) veznindedir. Ancak tavlin btn beyitlerinde, balardaki ve dier felun ( ) vezinlerinde harm ( ) caizdir. Harm ise, beytin bandaki mecm olan vetidden ilk harekeli olan harfin hazfdr. Bu btn bahirlerdeki felun ( ,) meflun ( ) ve mefiletun ( ) vezinlerinde olabilir. Bu takdirde vetd olan czn ba sebeb, fsla olan vetd olur. Felun ( ) harm yapldnda lun ( ) kalr, sonra falun ( ) veznine naklolunur. Buna da,

eslem ( ) denilir. Makbd olarak felu ( ) kalm olan, harm yapldnda lu ( ) kalr ve bu da falu ( ) veznine naklolunur. Buna ise, esrem ( ) denilir845.
Bu aklamalar nda kasidenin takti ve tefili u ekilde olur: :

*
:

/ / / * / //
:

// / * // / /// * ///

845

Tebrz, el-Vf fil-Ardi vel-Kavf, ss. 42-44.

CCCXX

Matla beytinin takt ve teflini yukarda verdiimiz Shreverdnin bu kasidesindeki beyitlerin, btn kasideler gibi kafiyeleri ilk matlann iki atrnn da kafiyesine tabi olarak gelmitir. Kafiyesi mutlak kafiye olup, ardnda okunu esnasnda mevsul bulunur. Bu mutlak kafiyedeki rev harfi846 dal, vasl harfi847 ise vavdr. rev harfinden dolay kaside, kasde-i dliyye diye de adlandrlr.

2- Kul li-Ashbi Raevn Meyten iirinin Vezin ve Kafiyesi Bahr-i remlden olan gerekecektir: Bu bahre reml denilmesi, ok zengin olduu ve bu vezinden karld iindir. Yine, sebeblerin arasna vetidlerin girmesi ve bu nedenle de hasr dokumak gibi dzenli ve intizaml olduu iin bu adn verildii sylenir848. Bahrin asl alt kere filtun ( ) vezninin tekrardr ve iki aruzu, alt darb vardr. Shreverdnin yukarda metni ve tercmesini sunduumuz kasidesi remlin birinci aruzunun nc darbndandr.

* matlayla balayan

kasidenin takt ve tefline gemeden nce bu bahrin zelliklerinden bahsetmek

846

Rev ( ,) kasidenin zerine bina edildii ve kendisine nisbet edildii harftir. Her beytin sonunda bulunmas gerekir. Tebrz, el-Vf fil-Ardi vel-Kavf, ss. 224-225. Vasl ( ,) drt harfle yaplr. Kendilerinden nceki rev harfine tabi olan elif, vav, y ve he.. rev harfi madmun olduunda sonra gelen vasl vav, meksur olduu zaman sonras y, meftuh olduu takdirde ise sonra gelen vasl harfi elif olur. He harfi sakin ve harekeli olarak vasl harfi olabilir. Tebrz, a.g.e., ss. 224-225. Tebrz, a.g.e., s. 121.

847

848

CCCXXI

Bahr-i remlin birinci aruzu mahzuftur ve vezni filun ( ) dur. Bu bahrin birinci aruzunun nc darb da aruzu gibi mahzuf ve vezni yine filun ( ) dur849. Zihafndan bizim beyitlerimizle alakal olanlar yle sralanabilir: Bahirdeki btn filtun ( ) larda elifinin hazf caizdir. Bu mahbn diye adlandrlr. Nnunun hazfedilmesi mekff diye, elif ve nnun birlikte hazf mekl diye adlandrlr. Ancak burada konumuz olmad iin aklamayacamz birinci ve beinci darblarn nnlar dmez. Filun ( ) vezninin elifinin dmesi de cazidir. Bu durumda falun ( ) kalr ve mahbn ( ) diye adlandrlr850. Bahr-i remlin bu zellikleri nda Shreverdnin kasidesinin takt ve tefli u ekilde olur:

/
:

/ / / / /
:

// / // /////

849 850

Tebrz, el-Vf fil-Ardi vel-Kavf, s. 123. Habn ( ) birinci sakini hazfetmeye denir. Buna gre, filun ( )vezninde birinci sakin olan elif hazfedilip, yani mahbun olup falun ( )kalr.

CCCXXII

Reviy harfi nn olan Shreverdnin lm esnasnda syledii kaside-i nniyyesinin vasl harfi ise eliftir.

3-Kasdetu Ebeden Tehunnu leykumul-Ervhunun Vezin ve Kafiyesi Bahr-i kmilden olan .. * matlayla balayan h ( )revli bu kasidesinin taktine gemeden nce bahr-i kmil hakknda bilgi vermek uygun olacaktr. Bu bahir, harekelerinin tamamlanm olmasndan dolay kmil diye adlandrlr. Harekeleri otuz harekedir. iirin, bundan baka hibir bahrinde otuz hareke yoktur. Bahr-i kmil alt czden oluur. Bu da alt kere mtefilun ( ) vezninin tekrarndan ibarettir. Ancak, aruzu ve dokuz darb vardr851. Shreverdnin divannn da kendisiyle balad mehur kaside-i hiyyesi, bahr-i kmilin birinci aruzunun ikinci darbndandr. Sz konusu aruz mtefilun ( ) veznindedir. Bu aruzun ikinci darb makt ( ) dur. yle ki; asl mtefilun ( ) iken, nnu drlm ve lam harfi sakin klnm, bylece mtefil ( ) kalmtr. Sonra bu feiltun ( ) veznine naklolunmutur852. Bununla birlikte, sz konusu olan ikinci darbta (ve dokuzuncu darbta)ki feiltun ( ) vezninde, bu bahrin zihafndan olarak, idmr (

) caizdir. Bu durumda faltun ( ) olur ve bu da meflun ( )


veznine naklolunur853. Shreverdnin bu kasidesinin ilk beytinde hem aruzu ve hem de darb makt ve mudmar olarak gelmitir. Aruzundaki bu durum havdir.
Tebrz, a.g.e., s. 127.
851 852 853

Tebrz, el-Vf fil-Ardi vel-Kavf, s. 83. Tebrz, el-Vf fil-Ard vel-Kavf, s. 84. Tebrz, a.g.e., s. 93.

CCCXXIII

Bu aklamalar nda kasidenin takti yle olmaldr:

/
:

/ / / / /
:

/ //// / / / / /

Matlann takt ve teflini gsterdiimiz bu kasidenin, btn kasideler gibi kafiyeleri ilk matlann iki atrnn da kafiyesine tabi olarak gelmitir. Kafiyesi mutlak kafiye olup, ardnda okunu esnasnda mevsul bulunur. Bu mutlak kafiyedeki rev harfi mhmel (: noktasz) h harfidir. Bu nedenle bu kaside ayn zamanda hiyye diye de adlandrlr. Kasidenin vasl baz beyitlerde hav olarak deimekle beraber vav harfidir. nk beyitlerin genelinde rev harfi madmm olarak gelmektedir.

4-Bnet Sud Kasidesi ve Shreverdnin Tahmisinin Vezin ve Kafiyesi

CCCXXIV

Bnet Sudu Kasidesi ve dolaysyla Shreverdnin yapt tahmsin vezni bahr-i basttendir. Bahr-i bastten olan beyt drt mstefilun ( ) ve drt filun (

)vezninden oluur. Buna gre her bir beytin czleri sekiz olur.
Bahr-i bastin arzu , darb alt trldr. Bu eit aruzdan birincisinde, bir beytin iki msrandan her birinin son cz habn ( ) illeti ile malul gelmitir. Nitekim, bn Hcib aruzunda, bastin eit arzu ve alt trl darb vardr. Birinci aruzu kullanm ynnden mahbn (habn yaplm) olarak gelir. Bylece habndan sonra vezin falun ( ) olur. te bu aruzun iki eit darb vardr. lki aruz gibi habndadr, demektedir. Yani, bahr-i bastin birinci arzunun ilk darb yledir: Beytin birinci msrann son czne ve yine ikinci msrann son czne habn illeti arz olup, arz ve darb denilen birinci msrann son czleri filun ( ) vezni zereyken falun () vezninde gelir. te bahr-i bastin eit arzundan birinci darb akladmz ekildedir. Dier aruz ve darb eitlerinin aklamasyla sz uzatmaktan saknp, bunu arz ilmine havale ediyoruz. Burada bilinmesi gereken Bnet Sudu Kasidesinin vezni olan bahr-i bastin birinci arzunun ilk darbdr. Kasidenin sonuna kadar her beytin birinci msra ve ikinci msrasnn son czlerine habn illetinin arz olmas gerekli ve ayrlmaz arttr. Habn illeti beytin havine, yani dier czlerine de arz olabilir; fakat, bu olabilirlik imkan arzuna ve darbna arz olduu gibi art deildir. Bilakis, havine, yani dier czlerine bazan arz olur, bazan olmaz ve beyt salim olarak gelir. Mesela, habn illeti beytin aruz ksmnn dnda, mstefilun ( ) veznine arz olup ilk sakini olan sn harfi hazf olunarak mtefilun ( ) kalr. Mtefilun ( ,) aruz ilminde kullnlmad iin mefilun ( ) veznine naklolunur. Yine ayn ekilde, filun ( ) czne de habn illeti arz olup feilun ( ) gelir. Bylece, beytin aruz kmnn dnda da bazan mefilun ( )ve bazan feilun ( ) gelebilir.

CCCXXV

Yukardaki aklamalara gre, Kab b. Zuheyrin kasidesinde,

msra, bahr-i bastin vezni gereince, birinci cz olan mstefilun (


) vezni salim olarak gelmitir. kinci cz olan filun ( )vezni mahbun olarak
feilun olarak, nc cz olan mstefilun ( ) ilk cz gibi salim olarak gelmitir. Drdnc cz olan beytin arzu filun ( ) gelecekken, vucuben ve luzumen, yani bir art olarak falun ( ) vezninde mahbun olarak gelmitir. Bu durumda, beytin birinci msrann takti,

/ / / / / /
eklindedir. Beytin ikinci msranda birinci cz, bahr-i bastin vezni gereince mstefilun (

) gelmesi gerekirken habndan dolay mefilun ( ) vezninde gelmi, ikinci


cz filun ( ) vezninde, nc cz de mstefilun ( ) vezninde salim olarak gelmilerdir. Drdnc cz olan beytin darb, filun ( ) vezninde gelecekken habn vucuben ve luzumen, yani art olarak arz olduu iin falun ( ) vezninde gelmitir. Beytin ikinci msrann takti de yle olur:

/ / / ///
Bu birinci beytle mukayese ederek kasidenin btn beyitleri takt edilir. Sonuta, Kab b. Zheyrin Hazreti Peygamberi ven ve Ona okuduu bu kaside bahr-i bastin birinci arzunun birinci darbndandr ve kasidelerde grlebilen illetler ve

CCCXXVI

zuhafalardan ancak habn illeti arz olur. Aruz ve darbna bu illet, kasidenin tamamna hi eksiksiz arz olmakla beraber, dier czlerine bazan arz olur, bazan beyt salim olarak gelir. Shreverdnin tahmisinde ise, ilk msrada bahr-i bastin vezni gereince, birinci cz olan mstefilun ( ) vezni, ikinci cz olan filun ( ) vezni salim olarak gelmitir. nc cz olan mstefilun ( ) da ilk cz gibi salim olarak gelmi, drdnc cz olan beytin arzu filun ( ) gelecekken, vucuben ve luzumen, yani bir art olarak falun ( )vezninde mahbun olarak gelmitir. Shreverd, tahmisin bu msranda, kasidenin olmas gereken vezin llerini hav ve illetsiz olarak getirmitir. Bu aklamalar nda tahmisin birinci msrann taktas u ekilde olmaldr:

/ / / // /
Tahmisin ikinci msranda ise birinci cz, bahr-i bastin vezni gereince mstefilun ( ) gelmesi gerekirken habndan dolay mefilun ( ) vezninde gelmi, ikinci cz filun ( ) vezninde, nc cz de mstefilun ( )vezninde salim olarak gelmilerdir. Drdnc cz olan beytin darb, filun ( ) vezninde gelecekken habn vucuben ve luzumen, yani art olarak arz olduu iin falun () vezninde gelmitir. Beytin ikinci msrann takti de yle olur:

/ / / / / /

CCCXXVII

Kasidenin kafiyesi mtevatirdir. Bu kafiye eidi, son iki sakin harfi arasnda harekeli bir harfin bulunmasyla salanr.

CCCXXVIII

SONU

CCCXXIX

slam medeniyet tarihinde, kurucusu sayld rk ekolden sonra eyhulrk olarak tannan filozof ihbuddn Yahya b. Habe b. Emrek Shreverd Maktl, genel zellii bakmndan, Dou ve Bat dnyasnn mcadelelerine sahne olan kark ve zor bir dnemde yaamtr. Mslman devletlerin etnik ve siys bakmdan zayf ve kark olduu bu dnemde, slam toplumu da deiik statlerde ve farkl kltrlerde insanlardan olumutur. ounluunu mslman tebeann oluturduu toplumda, onlar arasnda da, eitli frka ve mezhebler ortaya km, bunun neticesinde frka ve mezheb mensublar arasnda, kelami meseleler hakknda ihtilaflar oalmtr. lim ve kltr hayat bakmndan, insanlarn baz mutaassp yanlarna ramen, canl ve hareketli olan bu devirde, din ilimleri, edebiyat, dil ilimleri, sosyal bilimler ve fen bilimleri sahalarnda byk ahsiyetler yetimitir. Fikir hareketlerine msamaha ve ihtiram gsterilen bir asr olmayan Shreverdnin yaad VI./XII. yzylda fakihlerin, felsefe ve btnlie sava amasyla fikir hrriyetine kar bir sava balatlmtr. Ancak, btn bunlara ramen, Shreverdnin katline fetva verilmesine sebep olan Eyybiler devri, ilim ve kltr hayat bakmndan verimli ve parlak bir devir olmutur.

CCCXXX

Birbirine kar olan fikri dalgalarla skntl bir hal alan, hal savalar ve ii Fatmi hareketinin kertilmesi nedeniyle sren siys skntlarla kabaran bu havada, Shreverdnin; yaad zamann alkantlarn dikkate almadan, inand fikir ve itikadn ekinmeden ve hatta hayat pahasna gizlemeyip ortaya koymas, onun ahsiyetinin glln ve karakterinin salamln gsterir. Kanaatimize gre, Shreverdnin ok uzun seyahatler ve riyazetle geen hayat deerlendirilirken, fikr ve dern tesirlerin yansra, bu haric ve ictim durumun da dikkate alnmas gerekmektedir. Nitekim, birok ilim ve fikir adamnn hkmdarlarn verdii vazifelerde grev aldklar bir ortamda, onun, siys alkantlarn dnda kalmak iin azami gayret gstermesine ramen melik ve hkmdarlara tesir edecek kadar ilmi ve fikri ynden onlar etkiledii ve bu esnada inand fikirleriyle onlara uyarclk grevini yapmaktan geri kalmadn gryoruz. lim ve fikir dnyasnda derin tesirler brakan Shreverd, brakt eserlerinin okluu nedeniyle gen yata ld hususunda ihtilaf edilmesine ramen, ok uzun seyahatleri ve geni tesir brakan fikirleri ve o fikirlerini rettii eserlerini 36 senelik ksa mrne sdrd kanaatindeyiz. Ar zekas, ifadelerindeki aklk ve fesahatiyle olduu kadar kasdettii anlamlardaki kapall ile de tannan, Azer Trklerinden olan eyhul-rk; edipliiyle, yaad zamann arap ve ak iiri yazan airleri kadar, iirlerinde arap ve ak kendi felsef telakkilerinde sembolik olarak kullanmtr. Ksa sren hayatndan sonra, eserleri ve talebelerinin yan sra, ahlak ve seciyesiyle de kendinden sz ettiren Shreverdnin ahsiyeti hakknda lehte ve aleyhte konuanlar olmasna karn, ldrlme olayna k tutan ahsiyeti ve yaad hayat tarz rnek alnacak ekildedir. ahsiyeti ve hayatyla karmza kan ahlak yn nemli olmakla beraber, Shreverdnin asl nemli taraf ilm ve fikr olarak kendisinden sonrakilere braktklardr. Onun, birok beldeleri gezerek ilim meclislerinde ve zellikle sufilerin halkalarnda hakkati aramas ve hakkat akyla

CCCXXXI

ksa mrne ramen yapt tesir, gerekten byk bir hayranlk uyandrr. Hayatnn son anlarnda talebelerine inad ettii beyitleri, onun hem son anlarnda bile fikrinin savunucusu olabilecek kadar metin ve ecaatli; hem de o lm annda bile, kendi ana dili olmayan bir dille, edeb deeri olan bir iir inad edebilecek kadar ilmi kuvvet ve kudrete sahip bir ahsiyet olduunu gsterir. Onun btn ilm ve fikr aratrmalarndan ve seyahatlerinden ald derslerin sonucu olarak Shreverd, kendinde yeni bir ufuk aldn grmeye balaynca riyazete dalm, halvete ekilmi ve mukaefe gc ortaya kmtr. Ancak bu bizde geleneksel tasavvuf tarznda, dnyadan el-etek ekmi bir ahsiyet uyandrmamaktadr. nk riyazeti bir metod olarak benimsemesine ramen o, musikiyi ve ahengi de sevmitir. Ahenkli bir hayat yaamay arzu etmesi, onun bu zelliinden karlabilir. Zahir grnnde kalenderi mereb olan Shreverd, hem akln prensiblerini eserlerinde metod olarak kullanan bir filozof, hem vecd ve zevkin hads ve kefine nem veren bir mutasavvf ve hem de, en ok eletirildii nokta olan simyagerlii ile, bazlarna gre magnetizmac idi. Ancak, Shreverdnin iddiasna gre, bir nevi kendini anlatt eserleri, onlardaki sembolik ifadeleri zemeden, tasavvufi bir yaklamla,- nefsini bilip tanmadan ve onun gibi olmadan anlalamaz. Kendinden sonra gelen arihleri de, tpk bizim bu almamzda yapmaya altmz gibi, onun fikirlerini esas kabul edip, sembollerine olabilecek en uygun anlam vermeye almlardr. Halbuki onun bekledii, eserlerini anahtar olarak kullanan salikine irkin nurlarnn almas; bylelikle, kelimelerin snrlarnn fevkinde, zevk ve uhd olarak, manalarn kefolmasdr. Her ne olursa olsun inkar edilemez gerek, Shreverdnin velud bir mellif olduudur. Ksa mrne ramen, ona nisbet edilen eserlerin says olduka fazladr. Telif ettii kitaplarnn derinlemesine incelenmesi neticesinde, Shreverdnin dncesinde, kesin hatlarla izilmi akli bir geliimin tasarrufu altna girmedii ve eserlerinde de bu geliimin, btnlk gstermesi bakmndan, tek bir fikir tabir edilebilecek bir konumda tasavvur edilen fikir lsnde grlmedii kanaatindeyiz.

CCCXXXII

Bununla, tamamen sabit ve daima ayn fikirde duraan olduunu sylemiyoruz. Ama, en azndan, eserlerinde zamannn harici artlarnn neticesi olarak meydana gelebilecek bir yenilenme eseri grlmediini ifade etmek istiyoruz. Belki de bu, fikri geliiminin ok erken yalarda tamamlanmasndan ve o fikri yapy nakz edebilecek, -btn aramalarna ramen, kendisinin arad zellikte- gerek ilim adamlarna rastlamamasndan kaynaklanmtr. Onun felsef tasavvuf disiplini hem nazar ve bahs; ve hem de riyazet ve mhedeye dayanr. rk yolunun saliki, ikisini birlikte gtrmelidir. Delalet ettii en derin mana ile kef demek olan rk, nefislerin tecerrd zamannda akli nurlarn ortaya k, parldamas ve o nefisler zerine, o nurlarn akdr. rki felsefenin ilk prensip ve esas, Allahn nurlarn Nuru ve btn varlklarn kayna oluudur. Maddi ve ruhi alemi ayakta tutan dier nurlar Onun Nurunun mazhardrlar. Mufarik akllar ancak felekleri hareket ettiren ve onlarn dzenini salayan bu nurlardan birer ferddirler. Grld gibi, bu mistik felsefe ekol, prensibini kef ve ilhamdan, hads ve vicdandan alarak alemi nurdan ibaret grmeye ve eyann hakkatlerini nurun zuhuruyla ortaya kan ualar demek olan alt kategorideki nurlarla ve misallerle izah etmeye almtr. Shreverdnin kendi ifadelerinden anlalan, onda en byk tesir eden faktrn Eflatun ve Dou hakimlerinin fikirleri olduudur. Gerekten Eflatunun tesiri akca grlr. Ancak, Shreverdyi Zerdt sembollerinden faydaland iin Zerdt saymak, Hermetik sembolleri kulland iin Cabir b. Hayyan eski Msr dinine mensub olarak nitelemek gibidir. Kald ki, Kuranda da nur ve zulmetten bahsedilmi; bunlarn hakkat mi, yoksa meczn bir tr olan sembol m olduu kesin bir ifadeyle ayrlmam, bugne kadar her iki trl tevil ve tefsir edilmitir. En nemli unsur, slamda imann lsnn ehadet olduudur ve buna gre, dnceleri ne kadar garip gelirse gelsin, Shreverdnin slam dna ktnn sylenemeyeceidir.

CCCXXXIII

Shreverd, kendinden nceki sufilerin tarznda bir sufi olmad gibi, tamamen felsefe yapma yolunu tutmu halis akl ve nazar kullanan spirtualist bir filozof da deildir. Onun Hikmetul-rkte mkemmelleen sistemi, zevke dayal bir tasavvufla nazar ve dnceye dayanan felsefe arasndadr. Bayapt olan Hikmetul-rkte O, Eflatunun ve mhede sahiplerinin itikadnn iknaya dayanmadn syledikten sonra, hadis ve ayetleri ahid olarak getirmitir. Felsefesinin dayand ayetlerin ak tesiriyle birlikte Shreverdde; bu ayetlerin tevil ve tefsirinde, Bistami, Tusteri, Hallac ve Zun-Nn Msrinin fikir ve ahsiyetlerinde temessl eden sufi ruhunun kuvvetli dalgas da etkili olmutur. Shreverdnin daha iyi anlalmas ve tannabilmesi, eserlerinin tannp anlalmasyla dorudan ilgilidir. Kendisinden, hakm, kelamc, fakih ve usulc olduu kadar edip ve air olarak da bahsedilen Shreverdnin didaktik eserlerindeki slubu, mantk ve felsefenin konularnn anlatlmasnn bir zorunluluu olarak, ilmi bir slub eklindedir. Ancak, slubun zellii olmas bakmndan, mcerred hakkatleri mcessem rneklerle anlatabilmek iin beyan sanatlara da yer vermitir. Kaynaklarn ittifakyla edip ve air olmasna ramen O, zellikle didaktik eserlerinde sanat ve gzellii maksat edinmemi olarak grlr. Bununla birlikte kssa trnde yazd tasavvufi risaleleri ve iirleri ise, birer edebiyat aheseridirler. Onun eserlerinde, hitab sluba da rastlanr. Tamamen bu slubla yazlm olmamasna ramen, didaktik eserlerinde, zellikle rk yolunun saliklerine hitab eklindeki vasiyetleri ve Allaha mnctnda hitab slub kullanlmtr. slup, hangi eserde olursa olsun, yazarnn gizli kalm maksatlarn ve nefsindeki kapal kalm zellikleri parldatp gsteren bir aynadr. Felsef mesleinin hakkatini gizlemeyi esas alarak sembolik ifade yolunu seen filozofumuz Shreverdnin genel olarak slubu, sanat yapmak gayesiyle yazlm eserlerdeki gibi, edebi gzelliklerle vasflanmaktan uzak bir sluptur. Ayrca, eserlerindeki blmlendirmesinde, kesin hatlarla izilmi bir metoda uymamaktadr. zellikle kk ve alt blmlere bal olan yerlerde bu aka fark edilmektedir.

CCCXXXIV

Shreverd, rki retileri ieren kitaplarnda, genel anlamyla eserin tmn kapsayan bir icaza ynelmitir. Hatta, neredeyse baz konularda, yaz sluplarnda temel esas olan, konularda devam ve irtibata riayet ilkesine uymayan kesik ibarelere rastlyoruz. Baz kitaplarnda zel iaretler kullanmas da slup zelliklerinden saylabilir. Yaad ksa mrnn neredeyse ounun seyahatlerle gemi olmas, muhtemelen Onu kendi eserlerine ikinci bir kez dnp slubunu tashih etmesinden; konularn gzden geirmesinden ve genel olarak, onlar bedi sanatlarla gzelletirmesinden geri brakmtr. Saydmz bu tesbitlerimiz sonucunda, Shreverdnin birok ibaresinin, talebeleri ve izinden giden takipilerinin erhlerini okumadan anlamann imkansz olduu ortaya kar. Bununla birlikte, felsef mesleinin retilerini ortaya koyduu didaktik eserlerinden baka, kssa trnde yazd, semboller zerine kurulmu tasavvufi risalelerinde ve iirlerinde baz lafz ve mnev edebi sanatlara rastlyoruz. Kanaatimizce, Shreverd, didaktik eserlerini, yolunun saliki, bahsi ve nazari felsefeyi teellhle birletiren kendi has talebeleri iin kaleme almken, geni halk kitlelerine ulamay amalyarak, sembolik ve tasavvufi risalelerini halkn anlayaca slup ve dille telif etmitir. Bizce, bu risalelerinde, halka ulaabilmek iin dayand hususlardan biri de, meczi ifadeler kullanarak tebih ve temsiller getirmesidir. Byle bir slup ekli, mcerred meseleleri mahhas misallerle anlatmay mmkn kld iin, birok hikmet ehli gibi, o da dncelerini ve felsef mesleini mecz ve istirelerle dile getirmitir. Shreverd Maktl, Hermesten Eflatuna dek btn filozoflarn aslnda sembolik ifadelerle felsefe yaptklarn evvelkilerin szleri semboliktir, diyerek ileri srmektedir. Hatta bn Sn, bunu daha ak bir ifadeyle, hem filozoflara hem peygamberlere temil etmektedir. bn Sn kendi ifadesiyle, Yunan felsefesinin bykleri ve onlarn nebileri kitaplarnda srlarn iinde gizledikleri semboller ve iaretler kullanyorlard. Ona gre, Pisagores, Sokrat, Eflatun szlerinde sembolik ifadeler kullanyorlard. Hatta bn Sn ve Hikmetul-rkin iki arihine gre,

CCCXXXV

Eflatun Aristotalesi felsefesini aklad iin azledince Aristotales Ben, her ne kadar onu (felsefeyi) aklayp ortaya kardysam da, iinde filozoflardan yeterli ve ne km olannn muttali olabilecei bir ok zor anlalr yerler ve kapal (: md) eyler braktm, diye cevap vererek kendisinin de felsefede sembolik ifadeler kullandna iaret etmitir. Shreverdnin eserlerinde sembolik ve metaforik dili tercih etmesi, her eserinde ayn ekilde grnmez. slubu ve slubunun bir neticesi olarak ortaya kan anlalabilirlii cihetiyle rk eyhinin eserlerini ayrca tasnif etmek gerekmektedir. nk o, rk felsefesinin terim ve tabirlerinin eski hakmlerin geleneindeki gibi sembolik olduunu zellikle belirtmektedir. Bunun sonucu olarak, sembolik ifadelendirme (: symbolism) hem felsefeyi uygunsuzluktan korumu ve hem de aratrmacnn zeka ve anlayn keskinletirip bilemitir. Shreverdnin eserlerinde hitap ettii okuyucu, ilahiyatn ve var olan eyler zerine fikir yrtmenin aratrmacs; ilah n zerine indii ve Aristotalesci (: Peripatetic) felsefenin asllarn iyice renmi kimsedir. Bununla birlikte, Shreverdnin eserlerindeki sembolik formasyon, bir ifadenin gizli olan i manas olmaldr. Sembolik ifadelerin yansra, Shreverdnin eserlerinde, meczn btn eitlerini grmek de mmkndr. En nemli didaktik eseri olan Hikmetul-rkte nur ve (: nr ve dav) ayn ey olarak kullanmtr. Ancak bunlarla, her ne kadar sonunda o manaya dnse de, mecz anlamlarn kasdetmediini sylemektedir. Ona gre nurun ve mradifi olarak kulland n lugat olarak mecz manas, aklda ortaya kan eydir. Hakk anlamnda ise o, nurla Vcibul-Vcdu anlar. Filozofumuz Shreverdde meczn yansra, az da olsa istireye rastlyoruz. nk, Onun didaktik eserlerinin, ihtiva ettikleri konular itibariyle ve slubunun gerektirdii bir zorunluluk olarak, mantki kyaslar ve nermeler zerine kurulu olduunu grmekteyiz. Ancak, baz stlahlarnda, bedi sanatlar da tesbit edebiliyoruz.

CCCXXXVI

Shreverdnin, en nemli edeb vastas olan ksa risale tarzn, bn Sinann Dou Felsefesini (: el-felsefetul-merikyye) ayrntl bir ekilde

CCCXXXVII

hazrlamak iin kulland ekil ve biimdeki risalelerinin serisinden benimsemi olduunu sylemek mmkndr. Bu tarzda, Shreverdnin Kssatul-urbetilarbiyyesinde kabul ettii gibi, bn Sinann tecrbelerinden esinlenmitir, diye kk bir phe oluabilir. Ancak, eyhul-rkin ii, kendisi de ifade ettii gibi, bn Snnn brakt yerden devam etmek olmutur. Sonuta, Shreverdnin erh ve izahlar, bn Sinannki kadar, sembolik olarak anlalmas g ve kapaldr. Btn eserlerinde, felsef bir tarzda, mecz sembollerle (: allegorik sembolizm) sufilerin vuslatn ve uhudunu beyan etmeye alan Shreverd; Kssatul-urbetil-arbiyye bata olmak zere, zellikle, daha ok Farsa kaleme ald btn kssalarnda istire ve kinyeye dayanan sembollerle (: metaforik sembolizm) bu yolu gstermektedir. Ruhun seyahatini anlatt hikayesindeki semboller zld zaman, eyhul-rk Shreverdnin fizik tesi alemin hakkatlerinin bilinebileceine inand grlr. Dolaysyla, Shreverdnin eserlerinde grlen en belirgin zellik, kssalarnda kinyeye dayanan sembolik anlatm, felsefesini anlatt geri kalan didaktik eserlerinde ise, mecza dayanan sembolik anlatm kullanmasdr. Ayn zamanda bu sembolik ifadelerde, kendine has bir literatr oluturup kullanmtr. Belki de, Shreverdyi dier felsef ifadeler kullanan sufilerden ayran ve hatta tasavvuf grlerini rtp, mistik ynnn tannmasn engelleyerek dnce tarihinde felsef bir ekoln ncs yapan bu zelliidir. eyhul-rka gre, didaktik eserlerinde, felsef olarak, geni izahlarda bulunmas, bo ve gereksiz olmayan her felsefenin mnev bir

CCCXXXVIII

tecrbe ile nihayetlenmesinden ve bunun aksi olarak da yanlma ve saptmalara yol amayan her tasavvufi tecrbenin bir felsef n bilgiyi gerektirmesi sebebiyledir. Ancak her iki yolun ulat bu noktadan itibaren de, ne iri bir tasvir, ne de delillerle isbatlanan; sadece ruhun hissedip anlayaca bir irfan sz konusudur. Ruhun yaadklar ve hissettikleri Melekt aleminde cereyan eden, dnyada grlmeyen bir srdr. Shreverdnin, btn eserlerine icmalen baktmzda, -zmlenmi

semboller nda,- lmeden nce lmek diye tabir edebileceimiz, hissi alakalardan kurtulup, cismani alemin alakalarndan kesilerek ve manalar alemine ynelerek, akln nda ilahi alemin nurlarnn zuhuruyla makulat alemindeki ukl- aerenin kefolacan anlatt sonucuna ularz. O, artk, bundan sonra, ukl- aerenin imam olan fal akldan (: el-aklul-fal) gelen fuyzatlarla varln zuhurunu ve ona nisbetle konumlarn ortaya koymaya almaktadr. Beyan oluturan dier unsurlardan farkl olarak bedi sanatlar tamamen edeb sanat endiesiyle ve bu gayeyle serdedilirler. Shreverd Maktln zaten sembolik slupla ve son derece icazl olarak kaleme ald eserlerinde, zellikle bedi sanatlar kullanma endiesi tamad kanaatindeyiz. Bed sanatlar skca kulland dibacelerini asl maksadna bir an evvel balayabilmek iin ksa saylabilecek lde tutmas bu kanaatimizi desteklemektedir. Ancak, vridt ve vasiyetlerini ihtiva eden ksmlarla, mnctlarnda hitabi slubun bir gzellii olan bedi sanatlar kulland gzden kamamaktadr. Shreverdnin eserlerinde, belirttiimiz blmlerde ska kulland bed sanatlar ise, beretul-istihll, tevriye, tbak, mukbele ve murtun-nazr olarak dikkati ekmektedir. Shreverd Maktlun ediplii nesrinde olduu kadar nazmnda da grlr. Kendisi, nceden de sylediimiz gibi, hem hakm, hem fakh, mtekellim ve usulc, hem de edib ve air olarak tannmaktadr. Kanaatimizce Shreverd, bn Arab, bn Frd gibi, tasavvufi yntemini felsef olarak bildirmi, baka bir deyile, geleneksel tasavvufun bahsetmedii, ancak o zamanda gelimeye balayan felsef tasavvuf ekoln

CCCXXXIX

benimsemitir. Bununla birlikte esas ald riyazet ve sonucunda ortaya kan kef ve hads geleneksel tasavvufun da elerindendir. evki Dayfn tasavvuf airlerinden saymas bizce Shreverdnin iirlerinde bunun daha belirgin olarak ortaya kmasndandr. Shreverdnin didaktik eserlerinde iire ok sk rastlanmaz. Onun bugn elimize ulaan Arapa kaleme ald eserlerinden sadece el-Elvhul-mdiyye ve Kelimetut-Tasavvufta iir rneklerine rastlayabiliyoruz. Bunlar da saylabilecek kadar azdr. Aslnda kendisinden, hacmi dar bile olsa, Dvan rivayet edilen ve sufi air olarak bahsedilen Shreverdnin didaktik eserlerinde iire pek fazla yer vermemesi, felsefesinin dsturlarn kendisine iaret ve sembollerle anlattn ifade ettii elHakmul-Mteellihin fikirlerinin, iirin gizeminde kaybolup gitmesini arzulamam olmasndan kaynaklanm olmaldr. Dier dikkati eken husus ise, naklettii beyitlerin, felsef tasavvufun ncleri olan ve Aristoyu grd ryasnda kendileri tezkiye edilen sufilere ait oluudur. Bunlar arasndan zellikle iki ahsiyetin beyitlerini isimlerini vgl vasflarla zikrederek nakleder; Hallc- Esrr ve Seyyidut-tifeteyn Cneyd.. Fakat hemen hemen btn kaynaklar, Shreverdnin airliinden ve iirlerinin okluundan bahsetmektedir. Bunlardan en mehurlar, Divnnn ilk kasidesi olan Kasidetu Ebeden Tehunnu ileykumul-Ervhu ve Bnet Suduya yapt Tahmistir. Shreverd, Kasidetu Ebeden Tehunnu ileykumul-Ervhu diye adlandrlan Kasde-i Hiyyesinde, sanki felsefesini zetlemi, nesir eserlerinde anlatt yolun heyecann, mteellih olmaya talip olana hissettirmeye almtr. Bunu yaparken, belki de risalelerinde grlenden daha fazla, sembolik ifadeler kullanm, mecz ve istirelere yer vermitir. Nazmn bir gerei ve gzellii olarak, mana ve lafzda deiik edebi sanatlar kullanmtr. Kasidedeki temel konu, ilh ak, onun sarholuu ve arabnn btn aleme yaylm oluudur. Genel olarak bakldnda Shreverd, sanki ilh ak arabn, felsefesinin temeli olan nurun yerinde kullanm ve onun vcdun kendisi olduunu;

CCCXL

onu ienin varla geldiini haber vermitir. Bu kasidede nuru ilh ak arabyla zdeletirmi veya dier bir ifade ile eserlerindeki saf nuru bu kasidede saf sevgi olarak ifade etmitir, denilebilir. Ona gre, kimileri burada bahsettii saf sevginin ak arabyla sarholuktadr, kimileri de sarho olduunun farknda.. Sarholuk ve ayk olma hali, sanki riye olarak vcda gelmek ve kendisinden sonrakilerde vahdet-i vcd olarak sistemleecek olan aslnda fenada olma haliyle aklanabilir. nk Shreverd, sarholuunun farknda olanlara da bu srr saklamalar ve ifa etmemeleri gerektiini sylemektedir. iirin konusundaki birlik, aslnda nura davetten balayarak okuyucusunun uurunu bir halden baka yksek bir hale, bir konudan dier bir konuya sevkederek oluur. Bu ak iindeki iirle Shreverd, ada olduu dier arab ve ak airlerinden ayrlr. nk o, bu kasidesinde, ak ve arabn sembolik anlamlaryla nurun ve inikas eden ualar yerinde hakkate ulamay gstermek iin vasta olarak kullanm ve okuyucusunu buna davet etmitir. eyhul-rkin kasidelerinin iirsel ekli, manalarnda anlatlan tecrbelerin birbirini takip etmesi gibi, ahenk ve musiki olarak da son derece yksektir. eklindeki slubun muhteemliinin yannda, Shreverdnin duygu ve dncelerini tasviri de tesirli bir anlatm ierir. Biz Shreverdnin btn nesir olarak telif ettii eserleriyle birlikte, manzum eserlerini de, genel olarak, slup, konu, ekil ve manalar cihetinden incelediimiz bu almamzn sonucunda; sanat asndan bakldnda da ran topraklarnda doup bym, anadili muhtemelen Azeri Trkesi olan bir zatn, Arap dili ve belaatinde, zellikle, Arap iirinde maharet ve hakimiyetine ahit olduk. Bu durum, zaten tenkid (: en-nakd) itibariyle yksek bir dereceye kmay hakeden manzum ve mensur eserlerinin, mellifinin Arap dili ve belaatine vukufiyeti bakmndan mertebesini daha da ykseltecektir.

CCCXLI

BBLYOGRAFYA

Abbs Edebiyatnda, bkz: Savran, Ahmet. Abdulbk, Muhammed Fud, el-Mucemul-Mfehres li Elfzil-Kurnil-Kerm, elMektebetul-slmiyye, stanbul 1982.

A Brief History, bkz: Kenny, Anthony. Acln, smail b. Muhammed, Keful-Haf ve Muzlul-lbs, I-II, ner: Ahmed elKal, Drut-Turs, Kahire trhz.

A History of Philosophy, bkz: Copleston, Frederick. Ahmed Emn, Hayy b. Yakzan li bn Sn ve bn Tufeyl ves-Shreverd, et-tabatus-slise, Drul-Marif, Msr 1966. , Zuhrul-slam, I-IV, Mektebetu Nahdatil-Msriyye, et-tabatus-slise, Kahire 1952-1371.

CCCXLII

Akta, el-A'lm, Alston,

erif, Edebiyatta slup ve Problemleri, Aka Yaynlar, ikinci bask, Ankara 1993. bkz: Zirikl, Hayruddin. W., Religious Language, Religious Language and the Problem of Religious Knowledge, edit: R. E. Santoni, Indiana University Press, Bloomington-London 1968. ihbuddn Seyyid Mahmd, Rhul-Men f Tefsril-Kurnil-Azm vesSebil-Mesn, I-XVI, tah: Muhammed Huseyn el-Arab, Drul-Fikr, Beyrut 1417-1997.

ls,

Ana Konularyla Kuran, bkz: Fazlurrahman. An Binil-Kaside, bkz: Zyid, Ali Ar. Arab Edebiyat Tarihi, bkz: Furat, Ahmet Subhi. Aristotales, Askaln, Askaln, Retorik, ev: Mehmet H. Doan, Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Ticaret ve Sanayi A. ., 3. Bask, stanbul 1998. ihabuddn Ebul-Fadl Ahmed b. Ali bn Hacer, Kitbu Tehzbit-Tehzb, IXIV, et-tabatul-l, Drul-Fikr, Beyrut 1984-1404. ihabuddn Ebul-Fadl Ahmed b. Ali bn Hacer, Lisanul-Mizan, I-VII, tah: Adil Ahmed Abdu'l-Mevcd, Ali Muhammed Muavved, Dru'l-Ktbi'lIlmiyye, Beyrut 1996-1416. ihabuddn Ebul-Fadl Ahmed b. Ali bn Hacer, Tabsrul-Mntebeh, I-IV, nair: Ali Muhamed Becvi ve Muhammed Ali Neccr, Mektebetu'l-lmiyye, Beyrut trhz. Sleyman, r Tefsir Okulu, A...F.Y., A..B., Ankara 1974. Emn Yusuf, Tevlu-ir ve Felsefetuh ndes-Sfiyye, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Cmiatu Yermuk, 1992. Mehmet Ali, Tasavvuf Tarihi, sadeletiren: Hseyin Rahmi Yananl, Kitabevi, stanbul 1992. Ali b. Ahmed, es-Sircul-Munr erhul-Cmiis-Sar f Hadsil-BerinNezr, I-III, et-tabatul-l, Matbaatul-Hayriyye, Msr 1304. Abdulkadir b. mer, Hiyetun al erhi Bnet Sudu, I-III, tah: Nazif Hoca Bibliotheca Islamica 27a, Weisbaden 1980. Abdulkadir b. mer, Hiznetul-Edeb ve Lbbul-Lbb Lisnul Arab, I-XIII, tah: Abdusselam Muhammed Harun, Mektebetul-Hnc, et-tabatus-slise, Kahire 1409.

..,

Ate, Avde, Ayn, Azz, Badd, .,

CCCXLIII

Badd, Baklln, Bayrakdar, ., Bedev, Bedev,

smil Paa, Hediyyetul-Arifn Esmul-Mellifn ve sru'l-Musannifn min Kefiz-Zunn, I-II, Dru'l-Fikr, Beyrut 1982-1402. Kd Eb Bekr Muhammed b. Tayyib, czul-Kurn, talik: Muhammed erif Sukker, Dru hyil-Ulm, Beyrut 1411-1990, et-tabatus-sniye. Mehmet, slam Felsefesine Giri, A...F.Y., A..B., Ankara 1988. Mehmet, slam Felsefesine Giri, T.D.V.Y., Ankara 1997. Abdurrahman, ahsiyytu Kalika fil-slm, Vekletul-Matbt, et-tabatusslise, Kuveyt 1978. Ahmed Ahmed, Essun-Nakdil-Edeb Indel-Arab, Daru Nahdati Msr litTbaati ven-Neri bil Fecle, Kahire 1979.

el-Beyn vet-Tebyn, bkz: Chz, Eb Osman Amr b. Bahr. el-Bidye ven-Nihye, bkz: bn Kesir, Ebul-Fida smail b. mer Dmek. Bilgegil, Bochenski, M. Kaya, Edebiyat Bilgi ve Teorileri (Belat), Enderun Kitabevi, stanbul 1989. Joseph M. O. P., The Structure of Religious Discourse, Religious Language and the Problem of Religious Knowledge, edit: R. E. Santoni, Indiana University Press, Bloomington-London 1968.

Brockelmann, Carl, Geschichte der Arabischen Litterature, I-II, E. J. Brill, Leiden 1937. ., Carl, Geschichte der Arabischen Litterature, Supplementband, I-III, E. J. Brill, Leiden 1937. ., Carl, Geschichte der Islamischen Volker (slam Uluslar ve Devletleri Tarihi), ev: Prof. Dr. Neet aatay, A.K.D.T.Y.K., T.T.K.Y., T.T.K.B., Ankara 1992.. Buyetu'l-Vut, bkz: Suyt, Celleddn Abdurrahman. Buhr, el-Bula, Eb Abdillah Muhammed b. smail, Sahhul-Buhr, I-VIII, tah: Dr. Mustafa el-Bua, Dru bn Kesr, Beyrut 1987. bkz: Knnevc, Muhammed Sddk Han.

Bunyetu-iril-Cedd, bkz: Uzam, Muhammed. el-Bustnul-Cmi, bkz: sfehn, mduddn. Cbir, Cbir, Usfur, es-Sretul-Fenniyye fit-Tursin-Nakd vel-Bel ndel-Arab, Drut-Tenvr, Beyrut 1983. Muhammed bid, Bunyetul-Aklil-Arab, Merkezu Dirsetil-VahdetilArabiyye, Beyrut 1990.

CCCXLIV

Chz, Cm, , Cebeciolu,

Eb Osman Amr b. Bahr, el-Beyn vet-Tebyn, I-IV, tah: Abdusselam Harun, Kahire 1948. Abdurrahman, el-Fevidud-Diyiyye, nc tab, Dersaadet 1324. Abdurrahman, Nefehtul-ns min Hadartil-Kuds, I-II, ter: Lmi elebi, Marifet Yaynlar, (ofset) stanbul 1980. Ethem, Prof. Nicholsonun Kronolojik Esasl Tasavvuf Tanmlar, A...F.D., A...F.Y., A..B., Ankara 1987, c. XXIX.

Cevhirul-Bela, bkz:Him, Seyyid Ahmed. el-Cevhru'l-Mudiyye, bkz: Kure, Muhyiddn Eb Muhammed Abdulkdir b. Muhammed. Cirlot, J. E., Introduction, Diccionario de Simbolos Tradicionales (A Dictionary of Symbols), trans: Jack Sage, second edition, Barnes&Noble Books, New York 1995. Frederick, A History of Philosophy, Image Books, New York 1985. Henry & Kraus, P., Le Bruissement de laile de Gabriel, Journal Asiatique, Juillet Sept. 1935, T. 227, pp. I-82. Henry, Creative Imagination in the Sufism of Ibn Arabi, London 1969. Henry, Prolgomnes, Opera Metaphysica et Mystica I, edit: Henricus Corbin, Maarif Matbaas, stanbul 1945. Henry, Prolgomnes II, uvres Philosophiques et Mystiques de Shihbaddn Yahy Sohraward, (Opera Metaphysica et Mystica II), edit: Henry Corbin, Institut Franco-Iranien&Librairie dAmrique et dOrient Adrien-Maisonneuve, Teheran&Paris 1952. Henry, Rvue Hermes (Eptre de la modulation du Simorgh et Eptre de la langue des fourmis), 3me Serie III, 1939. Henry, Souhraverdi dAlep (1191), fondateur de la doctrine illuminative (ishraqi), Socit des Etudes Traniennes, no.16, Paris 1939. Abdulkhir, Esrrul-Bela, Tabatut-Terakk, 1319. Abdulkhir, Delilul-cz, Drul-Marifeti lit-Tbati ven-Ner, Beyrut 1978. Seyyid erif Ali b. Muhammed b. Ali, et-Tarft, tah: brhim el-Ebyr, ettabatul-l, Drul-Kitbul-Arb, Beyrut 1405. smail, Edebiyat Dili/Edeb Dil, Trk Yurdu, ubat-Mart 2001, c. XXI, Say: 162-163.

Copleston, Corbin, .., .., ..,

.., ..., Crcn, , Crcn, etili,

CCCXLV

Dayf, , De Bouer, ...,

evki, el-Fennu ve Mezhibuh fin-Nesril-Arab, Drul-Merif, ettabatut-tsia, Kahire 1980. evki, Trihul-Edebi'l-Arab, 5, Asru'd-Devleti ve'l-mrt, Dru'l-Marif, ettabatus-slise, Kahire trhz. T. J., slamda Felsefe Tarihi, ev: Dr. Yaar Kutluay, Balkanolu Matbaaclk Ltd. ti., Ankara 1960. T. J., el-rkiyyn, Diretul-Marifil-slmiyye.

Defu ubehit-Tebh, bkz: bnul-Cevz, Cemaluddn Ebul-Ferec Abdurrahman b. Ali. Devvn, Dmek, Muhammed b. Esad Sddk, Mukayyed Cell, Servet-i Fnn Matbaas, 1321. emseddn b. Muhammed b. Abdullah b. Muhammed Kays, Tavdhu'lMtebeh f Dabti Esmi'r-Ruvti ve Ensbihim ve Elkbihim, I-X, tah: Muhammed Nam Arkass, Messesetur-Risle, et-tabatul-l, Beyrut 14141993. bkz: Vardar, Berke ve heyet. bkz: Ko, Turan.

Dilbilim, Din Dili,

Dinler Tarihi, bkz: Tmer, Gnay ve Kk Abdurrahman. Dusk, Eb Reyyn, Eb Ya'la, el-Edeb, Muhammed, Hiyetud-Dusk al Muhtasarus-Sad alt-Telhs, I-II, Matbaatul-Hc Muharrem Efend Bosnev, 1301. Muhammed Ali, Uslul-Felsefetil-rkiyye, Drul-Marifetil-Cmiiyye, skenderiyye trhz. Ahmed b. Ali, el-Msned, I-XVI, tah: Huseyn Selim Esed, Drul-Memn litTurs, Beyrut 1987. bkz: Haffc, Muhammed Abdulmunim.

Edebiyat Biliminin Temelleri, bkz: Wellek,R.& Warren, A. Edebiyat Lgat, bkz: Thirl Mevlev. Edebiyatta slup, bkz: Akta, erif. Edns, ..., Edwards, Ali Ahmed Said, Muhavveletun f Tarfi-iril-Hads, Mecellet irilLbnniyye, Darul-Mecelleti-ir, Sayf 1959 Says. Ali Ahmed Said, Zemenu-ir, Drul-Avde, Beyrut 1983. Paul, Being-Itself and Irreducible Metaphors, Religious Language and The Problem of Religious Knowledge, edit: R. E. Santoni, Indiana University Press, Bloomington-London 1968.

CCCXLVI

Eliade, el-Emsl, el-Emsl, el-Ensb,

Mircea ve Couliana, Ioan P., Dinler Tarihi Szl, terc: Ali Erba, nsan Yaynlar, stanbul 1997. bkz: Feyd, Muhammed Cbir. bkz: Hakm Tirmiz, Eb Abdillah Muhammed b. Ali. bkz: Semn, Abdulkerm b. Muhammed b. Mansr Temm.

Essul-Bela, bkz: Zemaher, Crullah Ebul-Kasm Mahmud b. mer. Esfehn, Rb Ebul-Kasm Huseyn b. Muhammed, el-Mfredt f arbil-Kurn, tah: Muhammed Seyyid Keyln, Mektebetu Mustafa el-Bb el-Haleb ve Evlduh, Msr 1381-1961.

Fazlurrahman, Ana Konularyla Kuran, ev: Alparslan Akgen, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 1996. Felsefe, bkz: Keklik, Nihat.

Felsefede Metafor, bkz: Keklik, Nihat. Felsefe-i l, bkz: M. emseddin, (Gnaltay). Felsefenin lkeleri, bkz: Keklik, Nihat. Felsefe Tarihi, bkz:Gkberk, Macit. Felsefe Tarihi, bkz: Weber, Alfred. Feyd, Muhammed Cbir, el-Emsl fil-Kurnil-Kerm, el-Mahedul-lem lilFikril-slm, Virginia 1993/1414.

Feyzul-Kadr, bkz: Mnv, Muhammed b. Abdirraf. Fhi m Fh, bkz: Rm, Mevlana Celaleddin.

Fihrisu Mahttti Dril-Ktbiz-Zhiriyye, et-Tasavvuf, edit: Muhammed Riyad elMlih, Matbaatul-Hicaz, Dmek 1398-1978. Fit-Tasavvuf, bkz: Nicholson, Ronald. Fowler, Furat, GAL R. Linguistik Theory and the Study of Literature, Essays on Styl and Language , Roudledge Kegan Poul Llt, 1966. Ahmet Subhi, Arab Edebiyat Tarihi (Baslangtan XVI. Asra Kadar) I, ..Y.-E.F.Y., E.F.B., stanbul 1996. : Geschichte der Arabischen Litterature, bkz: Brockelmann, Carl.

CCCXLVII

GAL. Supp. Garaudy, Gazzl, Geden,

: Geschichte der Arabischen Litterature, Supplementband, bkz: Brockelmann, Carl. Roger, slam ve nsanln Gelecei, ter: Cemal Aydn, Pnar Yaynlar, ikinci bask, stanbul 1991. Eb Hmid Muhammed, Miktul-Envr, Mecmatu Resilil-mm elGazl IV, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1414-1994. A. S., Pantheism, Encyclopedia of Religion and Ethics, edit: James Hasting, Charles Scribners Sons, Newyork 1951.

Genel Dilbilim, bkz: ok, Necip. Genel Felsefe, bkz: lken, Hilmi Ziya. Goichon, Gkberk, Haffc, ............, A. M., bn-i Sina Felsefesi ve Ortaa Avrupasndaki Etkileri, terc: smail Yakt, tken Neriyat A. ., stanbul 1993. Macit, Felsefe Tarihi, Bilgi Yaynevi, nc Basm, Ankara 1974. Muhammed Abdulmunim, Talk, Dvnul-Hamse li Eb Temmm Habb b. Evs T, Mektebetu Muhammed Ali Sabh ve Evlduh, Kahire 1374/1955. Muhammed Abdulmunim, el-Edeb fit-Tursis-Sf, Mektebetu arb, Kahire, trhz.

Hakm Tirmiz, Eb Abdillah Muhammed b. Ali, el-Emsl minel-Kitbi ves-Snne, tah: Ali Mahmud Becv, Mektebetu Drit-Turs, Kahire trhz. Hamev, el-Hasis, Hasan, Him, ihbuddn Eb Abdillah Ykut b. Abdillah, Mucemul-Buldn, I-VI, DrulKtbil-lmiyye, Beyrut trhz. bkz: bn Cinn, Ebul-Feth Osman. brahim Hasan, Tarihul-slam es-Siys ved-Dn ves-Sekaf vel-ctim, ettabatul-l, en-Nehdatul-Msriyye, Msr 1968. Seyyid Ahmed, Cevhirul-Bela fil-Men vel-Beyn vel-Bedi, Dru hyil-Trsil-Arab, ettabatus-sn, Beyrut trhsz.

Hiyetud-Dusk, bkz: Dusk, Muhammed. Hiyetul-Hudar,bkz: Hudar, Muhammed. Hiyetul-Mercn, bkz: Mercn. Hiyetun al erhi Bnet Sud, bkz: Badd, Abdulkadir b. mer. Hatb Tebrzi, Eb Zekeriyya Yahya b. Ali, erhu Divni'l-Hamse, I-IV, 1292.

CCCXLVIII

Hatb Tebrz, el-Vf fil-Ardi vel-Kavf, tah: mer Yahya ve Fahreddn Kubde, DrulFikr, et-tabatus-slise, Dmek 1399-1979. Hayy b. Yakzan, bkz: bn Sn, Huseyn b. Ali. Hayy b. Yakzan li bn, bkz: Ahmed Emin. Hediyyetul-Arifn, bkz: Badd, smil Paa. Heward, Calman, Hikmetul-rk, Diretul-Marifil-slmiyye.

Heyakilun-Nur Tercmesi, bkz: Yrkan, Yusuf Ziya. Hilm, ........., Muhammed Mustafa, Hakmu'l-rk ve Haytur-Ruhiyye, Mecelletu Klliyetil-Adab, Cmiatul-Kahire, Kahire 1950. Muhammed Mustafa, Ta'lken Shreverd ve Hikmetu'l-rk, DiretulMearifil-Islmiyye, ntiretu Cihn, Tahran trhz.

Hilmi Ziya, (lken), Trk Tefekkr Tarihi, Matbaa-i Ebuzziya, stanbul 1935. Hinnells, Hitti, John R., Symbol, The Penguin Dictionary of Religions, Great Britain 1984. Philip K., Siys ve Kltrel slam Tarihi 3, ev: Prof. Dr. Salih Tu, M...F.V.Y., stanbul 1995.

Hiznetul-Edeb, bkz: Badd, Abdulkadir b. mer. Hodgson, Marshall G. S., Entelektel Gelenekler Arasnda Dialog, slmn Serveni, Bir Dnya Medeniyetinde Bilin ve Tarih, ev: Birol etinkaya, Muhammed eviker, z Yaynclk, stanbul 1993. Marshall G. S., Uluslararas Siys Dzenin Oluumu, slmn Serveni, Bir Dnya Medeniyetinde Bilin ve Tarih, ev: Alp Aker, Birol etinkaya, z Yaynclk, stanbul 1993. Paul L., The Nature of Religious Propositions, Religious Language and the Problem of Religious Knowledge, edit: R. E. Santoni, Indiana University Press, Bloomington-London 1968. Muhammed, Muhdartu Trhil-memil-slmiyye (ed-DevhatulAbbsiyye), et-tabatur-rbia, Mektebetut-Ticriyyetil-Kbr, Kahire 1353. Muhammed, Hiyetul-Hudar al erhi bn Akl, I-II, el-MektebetutTicriyyetil-Kbr, Msr trhz. Cemaleddn Mahmud, Lemezt- Hulv ez Lemat- Ulv, Aztad, haz: Mehmet Serhan Tayi, Tercman 1001 Temel Eser, stanbul 1980. Emn, Menhicu Tecdd, el-Amlul-Kmile fin-Nahvi vel-Bela, elHeyetu lil-Merebil-mmeti lil-Kitb, 1995.

..............,

Holmre,

Hudar Bey, .................., Hl, Hl,

CCCXLIX

Index General, bkz: Vajda, Georges. Istlht- Edebiyye, bkz: Muallim Nci. Izutsu, Izzuddin, .A. bn Arab, ..............., ..............., ..............., bn Cinn, Toshihito, Kuranda Din ve Ahlak Kavramlar, Pnar Yaynlar, kinci Bask, stanbul tarihsiz, ss. 27-28. smail, e-irul-Arabiyyil-Musr: Kadyhu ve Zevhirul-Fenniyye velManeviyye, Darul-Avde, Beyrut 1981. : slam Ansiklopedisi, I-XIII, M.E.B.Y., M.E.B., stanbul 1979. Muhyiddin, Istlhus-Sfiyye, Resilu bnil-Arab iinde, Dru hyitTursil-Arab, Beyrut trhz. Muhyiddin, Kitbul-Elif ve Huve Kitbul-Ehadiyye, Resilu bnil-Arab iinde, Dru hyit-Tursil-Arab, Beyrut trhz. Muhyiddin, Kitbul-Mmi vel-Vvi ven-Nn, Resilu bnil-Arab iinde, Dru hyit-Tursil-Arab, Beyrut trhz. Muhyiddin, Kitbul-Y, Resilu bnil-Arab iinde, Dru hyit-TursilArab, Beyrut trhz. Ebul-Feth Osman, el-Hasis, I-III, tah: Muhammed Ali en-Neccr, elMektebetul-lmiyye, Msr 1371-1952.

bn Eb Useybia, Ebu'l-Abbas Ahmed, Uynu'l-Enb fi Tabakti'l-Ettib, I-II, Menrtu Dru Mektebetil-Hayt, Beyrut trhz. bn Haldun, bn Hallkn, Eb Zeyd Abdurrahman, e-ifus-Sil li-Tehzbil-Mesil, ner: Muhammed b. Tavit Tanj, A...F.Y., stanbul 1958. Ebul-Abbs emseddn Ahmed b. Muhammed b. Eb Bekr, Vefeytul-Ayn ve Enbu Ebniz-Zamn, I-VII, tah: Dr. hsan Abbas, Drus-Sdr, Beyrut trhz. Ebul-Fida smail b. mer Dmek, el-Bidye ven-Nihye, I-XIV, Mektebetul-Maarif, et-tabatus-slise, Beyrut 1980. Eb Muhammed Abdullah b. Mslim, e-iru ve-uar, Dru hyil-Ulm, V. Bask, Beyrut 1994. Eb Muhammed Abdullah b. Mslim, Tevlu Mkilil-Kurn, ner: Seyyid Ahmed Sakar, Drul-Ktbil-lmiyye, et-tabatus-slise, Beyrut 1401-1981.

bn Kesr, bn Kuteybe, ...................,

bn Kutluboa, Zeyneddn Ebul-Adl Ksm, Tcut-Tercim, tah: brahim Salih, DrulMemn lit-Turs, et-tabatus-slise, Dmek-Beyrut 1992-1412.

CCCL

bn Manzur,

Ebul-Fadl Cemaluddn Muhammed b. Mkrim, Lisnul-Arab, I-XVIII, ne: Emin Muhammed Abdulvahhab ve Muhammed Sadk el-Ubeyd, Daru hyitTrsil-Arab, Beyrut 1416-1996.

bn-i Sina Felsefesi, bkz: Goichon, A. M. bn Sn, Eb Al Huseyn b. Abdullah, er-Risletus-Sdise f sbtin-Nubuvvti ve Tevli Rumzihim ve Emslihim, Tisu Resil fil-Hikmeti vet-Tabiyyt, Mabaatul-Cevib, et-tabatul-l, Kustantiniyye 1298. Huseyn b. Ali, Hayy b. Yakzan, tah: Ahmed Emin, et-tabatus-slise, DrulMarif, Msr 1966.

.............,

bn Teymiyye, Ebul-Abbas Takiyyuddn Ahmed b. Abdulhalim, Minhcus-SnnetinNebeviyye, I-IX, tah: Dr. Muhammed Read Slim, Mektebetu bn Teymiyye, et-tabatus-sn, Kahire 1989-1459. bnul-Cevz, Cemaluddn Ebul-Ferec Abdurrahman b. Ali, Defu ubehit-Tebh biEkuffit-Tenzh fir-Reddi alal-Mcessimeti vel-Mebbihe, tah: Muhammed Zhid el-Kevser, el-Mektebetut-Tevfkiyye, Msr trhz. zzeddn Ebul-Hasan Ali b. Muhammed eybn Cezer, el-Lbb f TehzbilEnsb, I-III, Dru Sadr, Beyrut trhz. zzeddn Ebul-Hasan Ali b. Muhammed eybn Cezer, el-Kmil fit-Trh, IXII, Drus-Sadr, Beyrut 1399-1979. Ebu'l-Felah Abdu'l-Hayy Hanbel, ezertu'z-Zeheb f Ehbri Men Zeheb, IVIII, Dru'l-Ihyit-Trsil-Arabi, Beyrut trhz.

bnu'l-Esr, bnu'l-Esr, bnul-Imd,

bnun-Nedm, Ebul-Ferec Muhammed b. Eb Yakb shk, Kitbul-Fihrist, erh ve tah: Dr. Yusuf Ali Tavl, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1996. czul-Kurn, bkz: Baklln, Kd Eb Bekr Muhammed b. Tayyib. sfehn, mduddn, el-Bustnul-Cmi li Tevrhiz-Zamn, Bulletin detudes orientales, edit: Claude Cahen, tome VII-VIII annes, 1937-1938.

skender, Ahmed ve nn, Mustafa, el-Vast fil-Edebil-Arab ve Trhih, el-MatbaatusSelefiyye, et-tabatur-rbia, Msr 1342/1923. slamda Felsefe Tarihi, bkz: De Bouer, T. J. slam Felsefesine Giri, bkz: Bayrakdar, Mehmet. snev, Abdurrahim Cemaluddn, Tabakatu'-fiiyye, I-III, tah: Kemal Ysuf Ht, Dru'l-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1987.

r Tefsir Okulu, bkz: Ate, Sleyman. thfus-Sdetil-Muttakn, bkz: Zebd, Muhammed b. Muhammed Murtez Huseyn.

CCCLI

zmirli smail Hakk, slamda Felsefe Akmlar, haz: N. Ahmet zalp, Kitabevi, stanbul 1995. Jones, Kam, el-Kmil, W. T., The Classical Mind: A History of Western Philosophy, II. Edition, Harcourt Brace Jovanovich, New York 1970. Ferid, Vahdet-i Vcd ve Panteizm, (bn-i Arabde Varlk Dncesi), nsan Yaynlar, stanbul 1992. bkz: bnuEsr, zzeddn Ebul-Hasan Ali b. Muhammed eybn.

Kmsul-Alm, bkz: emseddn Sm. Kara, Ktip elebi, Mustafa, Tasavvuf ve Tarikatler Tarihi, Dergah Yaynlar, kinci Bask, stanbul 1990. Hac Halife, Kefuz-Zunn an Usmil-Kutubi vel-Funn, I-IV, tah: erafettin Yaltkaya, Rifat Bilge, M.E.B.Y., stanbul 1943.

Kefuz-Zunn, bkz: Ktip elebi, Hac Halife. Ktip Badd, Ebu-Ferec Kudme, Nakdun-Nesr, tah: Dr. Taha Hseyin Beg, Abdulhamid Abd, Matbaatu Msr, Kahire 1939. Kazvn, ............, Kehhle, Keklik, ..........., Keklik, ..........., ..........., Kelbz, Celleddn Eb Abdillah Muhammed b. Abdirrahman el-Hatb, Kitbuldh, urhut-Telhs, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut trhz. Cemaluddn Muhammed b. Abdurrahman, Sahfiyye-i Osmniyye, Dersaadet trhz. Telhsul-Mifth, irket-i

mer Rza, Mucemul-Mellifin, I-V, Dru hyit-Trsil-Arab, Beyrut trhz. Nihat, Mevlanada Metafor Yoluyla Felsefe, Felsefe Arkivi, Say: XXVI, E.F.B., stanbul 1987. Nihat, Felsefe, Mukayeseli temel bilgiler ve kaynaklar, ar Yaynlar, stanbul 1978. Nihat, Felsefede Metafor, Felsefe Problemlerinin Aklanmas, ..E.F.Y., E.F.B., stanbul 1990. Metafor Yoluyla

Nihat, Felsefenin lkeleri, Felsefeye Giri I, Dou Yaynlar, stanbul 1982. Nihat, Trk-slam Felsefesi Asndan Felsefenin lkeleri, ..E.F.Y., stanbul 1987. Eb Bekr Muhammed b. shak, et-Taarruf li-Mezhebi Ehlit-Tasavvuf, Dru hyil-Ktbil-Arabiyye, Kahire 1960.

CCCLII

Kenny,

Anthony, A Brief History of Western Philosopy, Blackwell Publishers, Oxford&Massachussetts 1998.

Keful-Haf, bkz: Acln, smail b. Muhammed. Kefu Istlhtil-Funn, bkz: Tehnev, Muhammed Ali b. Ali. el-Kevkibud-Driyye, bkz: Mnv, Muhammed b. Abdirraf. Kevser, Keyl, Knnevc, Muhammed Zhid, Makltu'l-Kevser, Mektebetul-Ezheriyyeti lit-Trsi, Kahire 1994-1414. Sm, Shreverd, Drul-Marif, Kahire, trhz. Muhammed Sddk Han, el-Bula f Uslil-Lua, tah: Nezir Muhammed Mekteb, Drul-Beiril-slmiyye, et-tabatul-l, Beyrut 1988-1408.

Kitb- Mukaddes. Kitbul-Fihrist, bkz: bnun-Nedm, Ebul-Ferec Muhammed b. Eb Yakb shk. Kitbul-Mutavval, bkz: Teftazn, Saduddn Mesud b. mer. Kitbu Tehzbit-Tehzb, bkz: Askaln, ihabuddn Ebul-Fadl Ahmed b. Ali bn Hacer. Ko, Turan, Din Dili, Rey Yaynclk, Kayseri 1995.

Kurn- Kerm. Kure, Muhyiddn Eb Muhammed Abdulkdir b. Muhammed, el-Cevhru'l-Mudiyye f Tabaktil-Hanefiyye, I-IV, tah: Abdulfettah Muhammed el-Huluv, Dru'llm, Riyad 1978-1398.

Ktul-Kulb, bkz: Mekk, Eb Tlib Muhammed b. Ebil-Hasen Ali b. Abbas. Kbr, La Beaume, Necmeddn, Tasavvuf Hayat, (Fevihul-Ceml), haz: Mustafa Kara, Dergah Yaynlar, stanbul 1980. Jules, Le Koran Analyse, (Tafslu ytil-Kurnil-Hakm), ter: Muhammed Fuad Abdulbaki, Dru hyit-Tursil-Arabiyye, et-tabatus-sniye, Kahire 1374-1955. Alan R., The Oxford Companion to Philosophy, edit: Ted Honderich, Oxford University Press, Oxford&Newyork 1995.

Lacey,

La Mtaphore Vive, bkz: Ricoeur, Paul. La Passion, bkz: Massignon, Louis.

Lemezt- Hulv, bkz: Hl, Cemaleddn Mahmud.

CCCLIII

Le Koran Analyse, bkz: La Beaume, Jules. Lisnul-Arab, bkz: bn Manzur, Cemaluddin. Lisanul-Mizan, bkz: Askaln, ihabuddn Ebul-Fadl Ahmed b. Ali bn Hacer. el-Luma, el-Lbb, Maklt, Massignon, ................., el-Mahsl, McFague, bkz: Serrc, Eb Nasr Ts. bkz: bnu'l-Esr, zzeddn Ebul-Hasan Ali b. Muhammed eybn. bkz: Kevser, Muhammed Zhid. Louis, La Passion dal-Hallj, Paris 1922. Louis, Recueil de Textes indits, Concernat lHistoire de la Mystique en Pays dIslam, Paris 1929. bkz: Rz, Fahreddn Muhammed b. mer. Sallie, Metaphorical Theology, Models of God in Religious Language, Fordress Press, Philadelphia 1982.

el-Medihun-Nebeviyye, bkz: Zeki Mbrek. Mekk, Eb Tlib Muhammed b. Ebil-Hasen Ali b. Abbas, Ktul-Kulb f Mumeletil-Mahbb ve Vasfi Tarkil-Murd il Makmit-Tevhd, I-II, elMatbaatul-Meymniyye, Msr 1306. Hiyetul-Mercn alal-Cell, Matbaa-i Ahmed hsan, stanbul 1323.

Mercn,

Merriam-Websters Collegiate Dictionary, tenth edition, Merriam-Webster, Incorporated, Massachusetts-U.S.A. 1997. Metaphorical Theology, bkz: McFague, Sallie. Metinlerle Felsefe Tarihi, bkz: Pazarl, Osman. Mevdtul-Ulum, bkz: Takprzade Ahmed Efendi. Mifthu's-Sade, bkz: Takprzde Ahmed Mustafa. Minhcus-Snne, bkz: bn Teymiyye, Ebul-Abbas Takiyyuddn Ahmed b. Abdulhalim. Mir'tu'l-Cinn, bkz: Yfi, Eb Muhammed Abdullah b. Esad b. Ali b. Sleyman. M. emseddin, (Gnaltay), Felsefe-i l, sadeletiren: Nuri olak, nsan Yaynlar, stanbul 1994. Muallim Nci, Istlht- Edebiyye, irket-i Mrettibiyye Matbaas, stanbul 1308. Mucemu Elfzis-Sfiyye, bkz: arkv, Hasan.

CCCLIV

Mucemul-Buldn, bkz: Hamev, ihbuddn Eb Abdillah Ykut b. Abdillah. Mucemul-Mellifin,bkz: Kehhle, mer Rza. el-Mucemul-Mfehres, bkz: Abdulbk, Muhammed Fud. Muhdart, bkz: Hudar Beg, Muhammed,

Muhtasarul-Men, bkz: Teftazn, Saduddn Mesd b. mer. el-Mfredt, Mnv, bkz: Esfehn, Rb Ebul-Kasm Huseyn b. Muhammed. Muhammed b. Abdirraf, el-Kevkibud-Driyye f Tercimis-SdetisSfiyye (Tabaktul-Mnvil-Kbr), I-IV, tah: Dr. Abdulhamid Salih Himdn, el-Mektebetul-Ezheriyyeti lit-Trs, Msr trhz. Muhammed b. Abdirraf, Feyzul-Kadr erhul-Cmiis-Sar, I-VI, DrulMarife, et-tabatus-sniye, Beyrut 1391-1972.

............,

el-Msned, bkz: Eb Ya'la, Ahmed b. Ali. el-Mzhir, bkz: Suyt, Celaleddn Abdurrahman.

Nakdun-Nesr, bkz: Ktip Badd, Ebu-Ferec Kudme. Nasr, S. Hseyin, ihabeddn Shreverd, slam Dsncesi, edit: Mustafa Armaan, ev: M. Alper Tusuz, stanbul 1990.

Nazmul-Bed, bkz: Suyt, Celleddn Abdurrahman. Nefehtul-ns, bkz: Cm, Abdurrahman. Nicholson, Ronald, Fit-Tasavvufil-slm ve Trhih, terc: Ebul-Al Aff, LecnetutTelf vet-Terceme ven-Ner, Kahire 1956.

Nouveau Dictionnaire Etymologique et Historique, Librairie Larousse, Paris 1971. Nzhetul-Ervh, bkz: ehrezr, emseddn Muhammed. Olguner, Fahrettin, Trk-slam Dncesi zerine, Akademi Kitabevi, zmir 1993.

Opera Metaphysica et Mystica (I-III), bkz: Shreverd, ihabuddn Yahya b. Habe. Orman, Sabri, Gazali, nsan Yaynlar, stanbul 1986.

Osmanl Tarihi I, bkz: Uzunarl, smail Hakk. Pazarl, Platon, Radyni, Osman, Metinlerle Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul 1964. Timaios. Muhammed b. mer, Kitbu Tercmnil-Belaga,

CCCLV

Rfi, Ramsey, Rz, ......., Recueil..,

Mustafa Sdk, Trhu dbil-Arab, I-III, Drul-Ktbil-Arab, Beyrut 1974. Ian T., Religious Language: An Empirical Placing of Theological Phrase, S.C.M. Press Ltd., London 1957. Fahreddn Muhammed b. mer, el-Mahsl f lmil-Usl, I-VI, tah: Th Cbir, Feyyd el-Ulvn, Fahreddn, Hikmetul-rk, Konya Yusuf Aa Ktphanesi, tasnif no: 5544/2. bkz: Massignon, Louis.

Religious Language, bkz: Ramsey, Ian T. Retorik, Rza, Ricoeur, bkz: Aristotales. Muhammed Reid, Takdim, Esrrul-Bela f lmil-Beyan, talik: Muhammmed Reid Rza, Drul-Marife, Beyrut 1402. Paul, La Mtaphore Vive, (The Role of Metaphor, Multi-disciplinary Studies of the Creation of Meaning in Language), trans: Robert Czerny, Kathleen McLaughlin, John Costello, SJ, University of Toronto Press, Toronto-BuffaloLondon 1997. Hellmut, Philologika, IX , Der Islam, vol. XXIV, 1937.

Ritter,

Rhul-Men, bkz: ls, ihbuddn Seyyid Mahmd. Rm, Mevlana Celaleddin, Fhi m Fh, ter: Ahmed Avni Konuk, z Yaynclk, stanbul 1994.

Sahhul-Buhr, bkz:Buhr, Eb Abdillah Muhammed b. smail. Salahaddn Devrinde, bkz: een, Ramazan. Sm, Sancalvi, Savran, Schimmel, emseddn, Kmsul-Alm, I-VI, Mihran Matbaas, stanbul 1314. brahim, Mevkufun-Nukkdil-Arabil-Kudam minel-umd, lemulFikr, c. XVIII, Say: 3, Yermuk 1991. Ahmet, Abbs Edebiyatnda Sller ve Eb Bekr es-Sl, Atatrk niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi, II. Bask, Erzurum 1995. Annemarie, Dinde Semboln Fonksiyonu Nedir?, A...F.D., T.T.K.B., Ankara 1954, Say: 3-4.

Seluklular Tarihi, bkz: Turan, Osman. Seluklular Zamannda Trkiye, bkz: Turan, Osman.

CCCLVI

Semn, Serrc,

Abdulkerm b. Muhammed b. Mansr Temmi, el-Ensb, I-V, tah: Abdullah mer el-Brdi, Daru'l-Cinn, et-tabatul-l, Beyrut 1988-1408. Eb Nasr Ts, el-Luma, tah: Dr. Abdulhalim Mahmud, Taha Abdulbaki Srr, Drul-Ktbil-Hadse, Msr 1380/1960.

es-Sircul-Munr, bkz: Azz, Ali b. Ahmed. Siyeru A'lmi'n-Nbel, bkz: Zeheb, emseddn Muhammed b. Ahmed b. Osman. Sontag, Stiver, Subk, Frederick, Words of Slience: The Context for God, God in Language, edit: R.P. Scharlemann G.E.M. Ogutu, Paragon House, New York 1987. Dan R., The Philosophy of Religious Language, Sign, Symbol & Story, Blackwell Publishers, Oxford 1996. Tcuddn Ebu Nasr Abdulvehhab b. Ali b. Abdulkfi, et-Tabaktufiiyyetil-Kubr, I-X, tah: Abdulfettah Muhammed Huluv, Mahmud Muammer Tanhi, Dru hyil-Ktbil-Arabiyye, Kahire trhz. Cavit, nsan-Alem likisi, slam limleri Enstits Dergisi III, A...F., ..E.Y., Ankara niversitesi Basmevi, Ankara 1977. Cavit, slam Felsefesi Dersleri, A...F.Y., A..B., Ankara 1967. Celleddn Abdurrahman, Nazmul-Bed, tah: Ali Muhammed Muavvid ve Adil Ahmed Abdulmevcud, Drul-Kalemil-Arab, Haleb 1416-1995. Celleddn Abdurrahman, Trhul-Hulef, talik: Mahmud Riyad el-Haleb, Drul-Marife, Beyrut 1997. Celleddn Abdurrahman, Ukdul-Cumn, Matbaatul-Haleb, Msr trhz. Celleddn Abdurrahman, Buyetu'l-Vut f Tabaktil-Laaviyyn venNuht, I-II, tah: Muhammed Ebul-Fadl brahim, Drul-Fikr, et-tabatussniye, 1979-1399. Celaleddn Abdurrahman, el-Mzhir f Ulmil-Lua ve Envih, I-II, tas. ve talik: Muhammed Ahmed Cdulmevl, Ali Muhammed el-Becv, Muhammed Ebul-Fadl brahim, Drul-Cl, Beyrut trhz. Celleddn Abdurrahman, Tabaktul-Mfessirn, I-II, Tahran 1960. bkz: Keyl, Sm. ihbeddin, Filozoflarn nanlar (tikad el-Hukem), Felsefe Arkivi, ev: smail Yakt, Say: XXVI, E.F.B., stanbul 1987. ihbeddin, Ruhun Yolculuu (Kssat el-Gurbet el-Garbiyye), Felsefe Arkivi, ev: smail Yakt, Say: XXVI, E.F.B., stanbul 1987.

Sunar, Sunar, Suyt, .........., .........., ..........,

..........,

.........., Shreverd, Shreverd, .................,

CCCLVII

.................,

ihabeddin, Munisul-Uk (Le Vade-mecum des Fideles dAmour: Ak Ehlinin Rehberi), The Lovers Friend, edit: Otto Spies (Farsa orijinal), Delhi 1934. ihabeddin, Munisul-Uk (Le Vade-mecum des Fideles dAmour: Ak Ehlinin Rehberi), LArchange Empourpr, Franszca terc: Henry Corbin, Paris 1976. ihabuddn Yahya b. Habe, Munl al-isf wa-l-isd f tahms Bnet Sud, Tbingen 137/5. ihabuddn Yahya b. Habe Heykilun-Nr, Heykilun-Nr Tercmesi (baslmam doktora tezi) iinde, Yusuf Ziya Yrkan, 20 Kanun- Evvel 1338, Konya Seluk niversitesi lahiyat Fakltesi Ktphanesi, ET2325. ihabuddn Yahya b. Habe b. Emrek, Kitbu Hikmet'il-rk, uvres Philosophiques et Mystiques de Shihabaddn Yahya Sohrawardi (Opera Metaphysica et Mystica II), edit: Henry Corbin, Institut FrancoIranien&Librairie dAmrique et dOrient Adrien-Maisonneuve, Teheran&Paris 1952. ihabuddn Yahya b. Habe b. Emrek, Kitbul-Meri vel-Mutrahat, Opera Metaphysica et Mystica, edit: Henricus Corbin, Maarif Matbaas, stanbul 1945. ihabuddn Yahya b. Habe b. Emrek, Kssatul-urbetil-arbiyye, uvres Philosophiques et Mystiques de Shihabaddn Yahya Sohrawardi (Opera Metaphysica et Mystica II), edit: Henry Corbin, Institut FrancoIranien&Librairie dAmrique et dOrient Adrien-Maisonneuve, Teheran&Paris 1952. ihabuddn Yahya b. Habe, Kitbut-Telvhtul-Levhiyye vel-Ariyye, Opera Metaphysica et Mystica, edit: Henricus Corbin, Maarif Matbaas, stanbul 1945. ihabuddn Yahya b. Habe, Opera Metaphysica et Mystica III, edit: S. Hussain Nasr&Henry Corbin, Institut dEtudes, Tehran 1993. ihbuddn Yahya b. Habe, et-Tenkht f Uslil-Fkh, Sleymaniye Yazma Eserler Ktphanesi, Fatih/1259. ihbuddn Yahya b. Habe, Heykilun-Nr, Yrkan, Yusuf Ziya, Heyakilun-Nur Tercmesi (baslmam doktora tezi) iinde ihbuddn Yahya, el-Elvhul-mdiyye, Se Risle ez eyh-i rk ihbuddn Yahya Shreverd, tah.: Ali Habb, Tahran 1397. ihbuddn Yahya, El-Lemeht, Se Risle ez eyh-i rk ihbuddn Yahy Shreverd, tah.: Najaf Ali Habb, Tahran 1397-1977.

.................,

................., .................,

.................,

Shreverd,

.................,

.................,

................., ................., ................., ................., .................,

CCCLVIII

................., ................., ................., .................,

ihabuddn Yahya, Kelimetut-Tasavvuf, Se Risle ez eyh-i rk, tah.: Necef Ali Habib, Tahran 1397. ihbuddin, Asvtu Ecnihati Cebrl, Shreverd Maktl, tah.: Yusuf bi, Drul-Hamr, et-tabatul-l, Beyrut 1990. ihbuddin, Kitbul-Meri vel-Mutraht, Shreverd Maktl, tah: Yusuf bi, Drul-Hamr, et-tabatul-l, Beyrut 1990. ihbuddn, Heykilun-Nr, Matbaatus-Sade, Msr 1335.

ahsiyytu Kalika, bkz: Bedev, Abdurrahman. arkv, arkv, ............, ehrezr, Hasan, Mucemu Elfzis-Sfiyye, Messesetu Muhtr, et-tabatus-sniyye, Kahire 1992. M. Abdullah, Hristiyanlk zerine Deerlendirmeler, ev: Osman Cilac, Beyan Yaynlar, stanbul 1998. Muhammed Abdullah, et-Tasavvuful-slm, Drul-Fikril-Arab, Kahire trhz. emseddn Muhammed, el-Mukaddimetu li emseddn Muhammed eehrezr al Kitbi Hikmetil-rk, uvres Philosophiques et Mystiques de Shihbaddn Yahy Sohraward, (Opera Metaphysica et Mystica II), ed: Henry Corbin, Teheran-Paris 1952. emseddn Muhammed, Nzhetul-Ervh ve Ravdatul-Efrh, TarihulHukema, tah. ve tak: Muhammed Eb Reyyn, Menrtu Merkezit-TursilKavm vel-Mahttt, Drul-Marifetil-Cmiiyye, et-tabatul-l, skenderiyye 1414-1993.

...............,

erhu Divni'l-Hamse,bkz: Hatb Tebrzi, Eb Zekeriyya Yahya b. Ali. emseddn een, Sm, Kmsul-Alm, I-VI, Mihran Matbaas, stanbul 1311. Ramazan, Salahaddn Devrinde Eyybler Devleti, ..E.F.Y., E.F.B., stanbul 1983.

ezertu'z-Zeheb, bkz: bnul-Imd, Ebu'l-Felah Abdu'l-Hayy Hanbel. e-ifus-Sil, bkz: bn Haldun, Eb Zeyd Abdurrahman. ihabeddn Shreverd, bkz: Yrkan, Yusuf Ziya. rz, Kutbeddin, erhu Kitbi Hikmetil-rk, -Mntehabeh ez Her D erhOpera Metaphysica et Mystica I, edit: Henricus Corbin, Maarif Matbaas, stanbul 1945.

e-irul-Arabiyyil-Musr, bkz: Izzuddin, smail. e-iru ve-uar, bkz: bn Kuteybe, Eb Muhammed Abdullah b. Mslim.

CCCLIX

et-Taarruf, et-Tabakt,

bkz: Kelbz, Eb Bekr Muhammed b. shak. bkz: Subk, Tcuddn Ebu Nasr Abdulvehhab b. Ali b. Abdulkf.

Tabakatu'-fiiyye, bkz: snev, Abdurrahim Cemaluddn. Tabsrul-Mntebeh, bkz: Askaln, ihabuddn Ebul-Fadl Ahmed b. Ali bn Hacer. Tcul-Ars, bkz: Zebd, Muhibbuddn Eb Feyd Muhammed Murtez Huseyn.

Tcut-Tercim, bkz: bn Kutluboa, Zeyneddn Ebul-Adl Ksm. Thirl Mevlev, Edebiyat Lgat, haz: Kemal Edip Krkolu, Enderun Kitabevi, stanbul 1994. Tanpnar, Ahmet Hamdi, Edebiyat zerine Makaleler, Dergah Yaynlar, stanbul 1977.

Trhu dbil-Arab, bkz: Rfi, Mustafa Sdk. Trihul-Edebi'l-Arab, bkz: Dayf, evki. Trhul-Hulef, bkz: Suyt, Celleddn Abdurrahman. Tarihul-slam, bkz: Hasan, brahim Hasan. Tasavvuf, bkz: Kara, Mustafa.

Tasavvuf Felsefesi, bkz: Yakt, smail. Tasavvuf Hayat, bkz: Kbr, Necmeddn. Tasavvuf Tarihi, bkz: Ayn, Mehmet Ali. et-Tasavvuful-slm, bkz: arkv, Muhammed Abdullah. Takprzade Ahmed Efendi, Mevdtul-Ulum, I-II, terc: Kemaleddn Muhammed Efendi, kdam Matbaas, Birinci Bask, Dersaadet 1313. ....................., Ahmed Mustafa, Mifthu's-Sade ve Misbhu's-Siyde fi Mevdti'l-Ulm, IIII, Dru'l-Ktbi'l-lmiyye, et-tabatul-l, Beyrut 1985-1405. Tavdhu'l-Mtebeh, bkz: Dmek, emseddn b. Muhammed Kays. Teftazn, ..............., Saduddn Mesud b. mer, Kitbul-Mutavval erhut-Telhs, Drut-Tbatilmire, Dersaadet 1309. Saduddn Mesd b. mer, Muhtasarul-Men, Krml Abdullah Efendi Matbaas, birinci bask, Dersaadet 1308.

Tefsrul-Kurnil-Azm, bkz: Tuster, Eb Muhammed Sehl b. Abdillah.

CCCLX

Tehnev,

Muhammed Ali b. Ali, Kefu Istlhtil-Funn, I-II, Kahraman Yaynlar, (ofset) stanbul 1984.

Telhsul-Mifth, bkz: Kazvn, Cemaluddn Muhammed b. Abdurrahman. Tevlu Mkilil-Kurn, bkz: bn Kuteybe, Eb Muhammed Abdullah b. Mslim. Tevlu-ir, bkz: Avde, Emn Yusuf. Thackston, W. M. Jr., Introduction, The Mystical and Visionary Treatises Shihabuddn Yahya Suhrawardi, The Octagon Press, London 1982.

The Classical Mind, bkz: Jones, W. T. The New Oxford Dictionary of English, edit: Judy Pearsall, Clarendon Press, Oxford 1998. The Oxford Companion to Philosophy, edit: Ted Honderich,Oxford University Press, Oxford&Newyork 1995.

The Philosophy, bkz: Stiver, Dan R. The Science of Mystic Lights, bkz: Walbridge, John. Timaios, Turan, ........., Tuster, Tmer, bkz: Platon. Osman, Seluklular Tarihi ve Trk slam Medeniyeti, Trk Kltr Aratrma Enstits Yaynlar, Ankara 1965. Osman, Seluklular Zamannda Trkiye, Boazii Yaynlar, stanbul 1993. Eb Muhammed Sehl b. Abdillah, Tefsrul-Kurnil-Azm, Drul-KtbilArabiyyetil-Kbr, Msr 1329. Gnay ve Kk Abdurrahman, Dinler Tarihi, Ocak Yaynlar, Ankara 1988.

Trk-slam Dncesi, bkz: Olguner, Fahrettin. Trk-slam Felsefesi, bkz: Keklik, Nihat. Ukdul-Cumn, bkz: Suyt, Celleddn Abdurrahman. Uslul-Felsefetil-rkiyye, bkz: Eb Reyyn, Muhammed Ali. Uzam, Uzunarl, Muhammed, Bunyetu-iril-Cedd, Darul-Beyd ve Drur-Red, Marib 1976. smail Hakk, Osmanl Tarihi I, T.T.K.Y., T.T.K.B., Ankara 1961.

Uynu'l-Enb, bkz: bn Eb Useybia, Ebu'l-Abbas Ahmed. ok, Necip, Genel Dilbilim (Lengistik), A..D.T.C.F.Y., Sakarya Basmevi, Ankara 1947.

CCCLXI

lken, lken, el-Vf,

Hilmi Ziya, bn Sinann Felsefesi, Felsefe Arkivi, Say: 22-23, Edebiyat Fakltesi Matbaas, stanbul 1981, s. 81. Hilmi Ziya, Genel Felsefe Dersleri, A...F.Y., Ankara 1972. bkz: Hatb Tebrz.

Vahdet-i Vcd, bkz: Kam, Ferid. Vajda, Georges, Index General des Manuscrits Arabes Musulmans de la Bibliotheque Nationale de Paris, Editions du Centre National de la Recherche Scientifique, Paris 1953.

Van Den Bergh, S., Shreverd, .A., M.E.B.Y., M.E.B., stanbul 1979. Vardar, el-Vast, Berke ve heyet, Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Szl, T.D.K.Y., Ankara 1980. bkz: skender, Ahmed ve nn, Mustafa.

Vefeytul-Ayn, bkz: bn Hallkn, Ebul-Abbs emseddn Ahmed b. Muhammed. Walbridge, John, The Science of Mystic Lights, Qutb al-Din rz and the Illuminationist Tradition in Islamic Philosophy, Harvard University Press, Massachusetts 1992. Alfred, Felsefe Tarihi, ev: H. Vehbi Eralp, Devlet Basmevi, stanbul 1938. R.& Warren, A., Edebiyat Biliminin Temelleri, ev: A. E. Uysal, Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar, Ankara 1983. Henry Nelson, Symbol and Symbolism, An Encyclopedia of Religion, edit: Vergilius Ferm, New Jersey 1959. Eb Muhammed Abdullah b. Esad b. Ali b. Sleyman, Mir'tu'l-Cinn ve 'Ibretu'l-Yakzn, nair: Halil el-Husur, Daru'l-Ktbi'l-lmiyye, Beyrut 19971417. smail, Doru Bir Kuran Tercmesinde Semantik Metodun nemi, S.D...F.D., Yl: 1994, Say: 1, Isparta 1995. smail, nsz, Ruhun Yolculuu, Kssatul-Gurbetil-Garbiyye, Felsefe Arkivi, Say: XXVI, E.F.B., stanbul 1987. smail, Tasavvuf Felsefesi Doktora Ders Notlar, Isparta 1995 (baslmam). smail, Yunus Emrede Sembolizm ve niversel Deerler, (ktm Erik Dalna.... ve erhlerinin ncelemesi), Yunus Emre Sempozyumu (Bildiriler), 2-5 Mays 1988, Milli Ktphane-Ankara, Milli Ktphane Yaynlar, Baskya Hazrlayan: Suzan Grelli, Milli Ktphane Basmevi, Ankara 1990.

Weber, Wellek, Wieman, Yfi,

Yakt, ........, ........, Yakt,

CCCLXII

Yetkin, Yrkan, .............,

Saffet Kemalddin, Muhyid-din-i Arab ve Tasavvuf, .F.D. M.E.B., stanbul 1952. Yusuf Ziya, ihabeddn Shreverd ve Nur Heykelleri, ev: A. Kamil Cihan, nsan Yaynlar, stanbul 1998. Yusuf Ziya, Heyakilun-Nur Tercmesi (baslmam doktora tezi), 20 Kanun- Evvel 1338, Konya Seluk niversitesi lahiyyat Fakltesi Ktphnesi, ET2325.

Yusuf Ziya (Yrkan), slam Filozoflar I, Mihrab, Sene: 1, 15 Tern-i Sn 1339, Say: 1, Evkf- slmiyye Matbaas, 1339-1923. .................., .................., .................., .................., .................., .................., .................., Zyid, Zebd, Zebd, Zeheb, eyh Shreverd'nin Hayat, Mihrab, Sene: 1, 15 Knun- Evvel, Say: 3, Evkf- slamiyye Matbaas, 1339-1923. eyh Shreverd'nin Hayat, Mihrab, Sene: 1, 15 Knun- Sn, Say: 4, Evkf- slamiyye Matbaas, 1339-1923. Shreverdnin Hayat, Mihrab, Sene:1, 15 Knun-u Sni 1340, Say: 5, Evkf- slamiyye Matbaas, 1340-1924. eyh Shreverd Hayatnn Sonlarnda, Mihrab, Sene:1, 15 Nisan 1340, Say: 11, Evkaf Matbaas, 1340-1924. eyh Shreverdnin Hdise-i Katli, Mihrab, 1 Temmuz 1340, Evkaf Matbaas 1924-1340, Say: 15-16. eyh Shreverd, Mihrab, Sene: 1, 1 Haziran 1340, Evkaf Matbaas 19241340, Say: 13-14. eyh Shreverd ve Simygerlik, Mihrab, Sene:1, 1 Mart 1340, Say: 8, Evkf- slmiyye Matbaas, 1924-1340. Ali Ar, An Binil-Kasidetil-Arabiyyyetil-Hadse, Darul-Fusha lit-Tabati ven-Ner, Badat trhz. Muhammed b. Muhammed Murtez Huseyn, thfus-Sdetil-Muttakn bierhi Esrr hyi Ulmid-Dn, I-X, el-Matbaatul-Meymeniyye, Msr 1311. Muhibbuddn Eb Feyd Muhammed Murtez Huseyn, Tcul-Ars min Cevhiril-Kms, I-XX, tah: Ali r, Drul-Fikr, Beyrut 1414-1994. emseddn Muhammed b. Ahmed b. Osman, Siyeru A'lmi'n-Nbel, I-XXV, tah: Dr. Ber Avvd Maruf, et-tabatus-slis, Messesetu'r-Risle, Beyrut 1986-1406. Mbrek, el-Medihun-Nebeviyye, Matbaatu Mustaf Bb Haleb ve Evlduh, Msr 1935.

Zeki

CCCLXIII

Zemaher, Ziai, Zirikl,

Crullah Ebul-Kasm Mahmud b. mer, Essul-Bela, Dru ve Metbiuab, Kahire 1960. Hossein, Islamic Philosophy, The Oxford Companion to Philosophy, edit: Ted Honderich, Oxford University Press, Oxford-New York 1995. Hayruddin, el-A'lm, Kms ve Tercim, I-VIII, Drul-lm lil-Melyn, Beyrut trhz.

Zuhrul-slam, Ahmed Emn.

CCCLXIV

SUMMARY
OKUDAN, Rifat, Illuminationer Philosopher al-Sohraward al-Maqtol and Rhetoric of His Arabic Textes, Isparta 2001, XIII + 400, (Supervised by Professor Dr. smail Yakt). This study consist of a preface, an introduction, four explanation chapters and a conclusion. In the introduction chapter of our study, we have tried to describe the hard centry of Abbsan Khalifaites while trying to tell about the science, politics and religious surroundings with gener stripes in which al-Sohraward al-Maqtol has been educated and dead. In the first chapter, we widely tried to explain the written works, the scientific personality, the contemporary works, teachers, the environment in which he lived, thought and scientific life of al-Sohraward al-Maqtol. In the second and third chapters of our study, after giving a brief information about rethoric, illunation philosophy and languistic and mistic philosopy we have mentioned about rethoric of al-Sohrawardi and Illuminationers at their textes. In the forth and last chapter, we have presented the poetry and al-Sohrawardis poetry. But since the volume of treatise is narrow, we tried to be faithful to the opinions of al-Sohrawardi. As a result, al-Sohrawardi with his scientific and thought personality is one of scholars listening.

CCCLXV

CCCLXVI

You might also like