You are on page 1of 8

I. ZAMAN (PALEOZOYİK)’DAN II.

ZAMAN (MESOZOYİK)’A GEÇERKEN OLAN DEĞİŞMELER

a) Litostratigrafik Değişmeler:
 Mesozoyik boyunca I. zamandaki karalara eklenen yeni tortullarla karaların yüzeyleri ve hacimleri oldukça genişlemiştir.
İki büyük kıta arasında Pantalassa Okyanusu mevcuttu, bu okyanus iki kıtanın kıvrılması ile dolmuştur. Bu arada sıkışan
Pantalassa Okyanusu’nun tabanındaki tortullar su yüzüne çıkmıştır.
 Çekirdek kıtalar çoğunlukla mağmatik ve metamorfik kayaçlardan oluşmuşlardır. Bunlara katılan tortul kayaç oranı oldukça
azdır. Özellikle son orojenik hareketler sonucu oluşan tortul kayaçlar, çekirdek kıtaların aşınmasıyla türeyen tanelerden
oluşmuşlardır. Bu birikimi Hüroniyen orojenezi (hüronidler) ifade eder. Paleozoik boyunca tabii ki bu hareketlerden
etkilenmeyen bölgeler de bulunmaktaydı, buna tipik bir örnek Türkiye’deki Ceyhan girintisidir. Bu bölge Paleozoik boyunca
tektonik olarak etkilenmemiş ve Paleozoik sonuna kadar bir tortul havza olarak kalmıştır. Hersiniyen kıvrımlarıyla son
bulan Paleozoik’den sonra Mesozoik’in tortullarının birikmeye başlamasıyla yeni bir kıvrım safhası daha gelişmeye
başlamıştır. İşte bu hareketler Alpin Orojenezi adı verilir. Ancak yine de bazı bölgeler Alpin Orojenezi’nden
etkilenmemiştir. Örneğin Permiyen ve Triyas’ın birbirinden ayrılmadığı yerler Alpin Orojenezi’nden etkilenmeyen yerlerdir.

b) Biyostratigrafik değişmeler: Bazı canlılar tamamen ortadan kalkarken, bazı yeni canlı türleri de ortaya çıkmıştır.

. PALEOZOİK MESOZOİK
Trilobitler X (2. zamanda tamamen kaybolurlar)
Cystoidea Echinoidea (değişmiş=evrim) Bitkilerdeki değişimler ise şöyle
Blastoidea Crinoidea (değişim) özetlenebilir; Paleozoik’le birlikte çok
ufak Fusulinacea Orbitoididae (değişim) olarak başlayan bitkiler genellikle
Rugosa ve Tetracoralliata Sclaractina (Ordo değişmiş) alglerdir. Alglerden yeşil algler
Tabulata Hexacoralliata (Ordo değişmiş) Mesozoyik’de oldukça gelişmiş ve
Brachiapodalar Rychonellidae (Dal=Filum değişmiş) yayılmışlardır. Kara bitkileri
Cephalopodalar Açılmaya başlar. Devoniyen’de ortaya çıkmış,
Ortoceratidae Ceratidae bunlardan eğrelti otları ve kibrit
Goniatidae Ammonitidae otları Karbonifer’de oldukça
X Orbitolinidae (2. zamanda ortaya çıkar) gelişmişlerdir. Permiyen’in sonuna
X Globotruncanidae (2. zamanda ortaya çıkar) doğruda sporlu bitkiler, çiçekli
Balıklar Balıklar (aynen devam eder) bitkilere dönmeye başlar. Ayrıca
Amphibia Amphibia (aynen devam eder) kozalaklı açık ve kapalı tohumlu
Reptilia Reptilia (aynen devam eder) bitkilerde ortaya çıkmaya başlar.
Yeşil Algler Yeşil Algler (aynen devam eder) Sonuçta; Mesozoikte bitki türü sayısı
oldukça artmış, ancak Paleozoik’deki
dev bitkiler küçülerek devam etmişlerdir.
Mesozoik içinde bitkilerin en geliştiği devir Jura’dır.

c) Kronostratigrafik değişmeler: Kronostratigrafik olarak Mesozoyik 3 bölüme ayrılır: Kratese, Jura, Triyas.
Triyas Mesozoyik’in başlangıcı olup, genellikle Permiyen’le uyumlu olarak gelişmiştir. Kretase tektonik yönden oldukça hareketli bir
devirdir. Kretase içinde ostatik hareketlerin sıkışması sonucu çok değişik fasiyesler gelişmiştir. Bu hareketlerin sonuncusu olan
Laramiyen hareketleri ile II. zaman biter ve III. zaman başlar.

MEZOZOYİK
Triyas

Triyas ilk kez 1834’de Alberti tarafından Almanya’da ‘’üçlü’’ anlamında ortaya atılmıştır. Daha sonra Avusturya Alpleri’nde,
Almanya’dakinden farklı bir Triyas’ın varlığı görülmüş ve global ölçekte iki değişik Triyas fasiyesi hazırlanmıştır. Bunlardan biri
Germenik Triyas Fasiyesi, diğeri Alpin Triyas Fasiyesi’dir.

Germenik Tip Alpin Tip


Üst Triyas

Keupler (Alacalı marn) Resiyen (Transgresyon, Regresyon)


-Erken Kimmeriyen hareketleri- (Dobruca, Kuzey Anadolu, Çin)
Noriyen (Triyas denizinin en yaygın olduğu dönem Transgresyon)
Karniyen (Alpler, Anadolu, Kuzey kutbunda transgresyon)
-Şile Fazı-
Muschelkalke (Kavkılı kalker) Ladiniyen (Almanya, Alpler, Pasifik, Kuzeykutbu ve Anadolu’da transgresyon)
Alt Triyas TriyasOrta

Ansiyen (Alpler, Almanya’da transgresyon)

Bundsandstein (Alacalı kumtaşı) Skitiyen (Alpler, Karpatlar, Kuzey kutbunda transgresyon)

 Permiyen – Triyas geçişi dünyanın her yerinde fosilleriyle belirlenemeyebilir. Genel olarak pek çok bölgede Triyasın
tabanında bir zaman boşluğu bulunur. Triyas’ın son katı olan Resiyen’de bazı yerler Jura’nın ilk katı Hettanjiyen’le
ayrılamayacak şekilde gelişmiştir. Böyle durumlarda Retiko-Hettanjiyen terimi kullanılır.
 Triyas esnasında yaşayan en önemli canlı grubu ammonitlerdir. Brachiopodalar, palecyepodolar ve algler oldukça
yaygındır.
 Açık deniz – lagün fasiyesleri (Germenik tip) büyük okyanusta kireçtaşlarının çökelmesi şeklinde belirlidir. Germenik
Triyas Almanya’dan başka İsviçre, İngiltere, Batı Alpler, İspanya, Batı Akdeniz ve Rus platformunda görülür.
 Pelajik (derin deniz) fasiyesteki Alpin Triyas ise Doğu ve Güney Alpler’de Tetis doğrultusunda olmak üzere hemen hemen
bütün Kuzey yarımkürede yaygındır. Özellikle Hindistan, Kuzey Amerika, Sibirya ve Kuzey kutbunda oldukça ayrıntılı bir
şekilde çökelmiştir.
 Canlı yaşamı bakımından Triyas oldukça tek düze (üniform) bir devirdir. Bu nedenle hemen hemen her yerde Triyas
tortullarında bulunan fasiyes birbirinin aynıdır. Yanlızca Muschelkalke’nin fosil kapsamı biraz farklıdır. Çünkü Triyas
esnasında merkezi bir okyanus etrafında küçük denizler bulunuyordu (tetis). Bu okyanus yanlızca Muschelkalke
esnasında bir defa istiflenmiştir.
 Triyas’da iklim farklılıkları yeniden kendini göstermiştir. Alt Triyas soğuk bir dönem, Orta Triyas oldukça sıcak bir dönem,
Üst Triyas ise soğuk bir dönemdir. Karasal tortullarda ise genelde kurak bir iklimin etkisi görülür.
 Tektonik bakımdan Triyas sakin bir dönemdir. En önemli hareket Orta-Üst Triyas geçişinde meydana gelen bir hareket
(erken kimmeriyen hareketleri) olup özellikle Japon adalarında etkili olmuştur. Buna rağmen kabuk hareketleri yoğundur.
Bu kabuk hareketleri sonucunda bazaltik lav akıntıları ile Pasifik kenarlarında andezit ve tüf çıkışları egemendir.
 İklim bakımından Triyas kurak ve yarı kurak bir devirdir.
Avrupa’da Triyas: Avrupa’da Triyas 3 fasiyeste görülür: Germenik, Alpin ve Karasal
Gemenik Triyas: Almanya ve Britanya adalarında yayılan tipik üçlü Triyas’dır. Bu bölgeye Germenik Küvet veya Alman küveti
denir. Bölgede bulunan deniz Triyas boyunca varlığını korumuş ve genişlemiştir. Bölgedeki Alt Triyas alacalı kumtaşları ile başlar ve
bu kumtaşları Permiyen üzerine transgresif olarak bulunur. Bunun üzerine Orta Triyas’da kavkılı kalkerler, Üst Triyas’da ise Alacalı
marnlar gelir. Genel karakter bakımında Üst Triyas lagüner ortam özelliği gösterir. belli başlı kayaçları; jips, marn, dolomit, kireçtaşı,
kumtaşı, anhidrit ve bitkisel artıklardan oluşur.
Alpin bölgesindeki Triyas paleontolojik ve litolojik olarak Germenik Triyas’dan oldukça farklıdır. Birbirinden belirli farkları olan bu iki
tip Triyas’ı birbirinden ayıran sete Valdelisiyen seti (karası) adı verilir.
Alpin Triyas: Bu bölgede Triyas tamamen denizel karakterde gelişmiştir. Alpler’in özellikle Viyana’nın batı kesminde kalan kısımları
üst üste yığılmış örtüler şeklindedir. Bu yığınlara Nap adı verilir. Alplerin orojenik kıvrımları Triyas’ın sonunda başlamış, Oligosen’de
tamamlanarak Alp silsilesi deniz dışına taşmıştır.
Tersiyer’de meydana gelen yaygın erozoyondan sonra Alpler’deki naplardan koparılan parçalar, napların gerilerindeki ve
aralarındaki çukurlara doldurulmuştur. Böylece molaslar meydana gelmiştir. Tersiyer’in sonunda bu havza tamamen dolarak
bugünkü Orta Avrupa ovaları meydana gelmiştir. Bunlardan yanlız ikisi dolmamıştır. Bunlarda Karadeniz ve Hazar denizi
havzalarıdır. Türkiye’de bazı yerlerde tektonik pencereler önceki napları görmemizi sağlar.
Batı alplar Helvetidler ve Pennidler olarak ikiye ayrılır. Helvetid naplarındaki Triyas Permiyen üzerinde diskordan olarak bulunur.
Karasal Triyas: Özellikle İngiltere ve Rus platformunun bulunduğu bölgede karasal tipte Tiriyas görülür. İngiltere deki Triyas altta
yeni kımızı kumtaşlarıyla başlar, üst kesimlerde jipsli, tuzlu marnlar görülür.
Amerika’da Triyas: Triyas döneminde Kuzey Amerika’daki Appalaş Dağlarının gerisinde derin bir çukur açılmıştır. O sırada
yükselmiş olan Appalaş dağlarından türeyen malzeme erozyonla bu çukurluğu doldurmuştur. Bu kırıntı tortulların üstüne geniş
yayılımlı bir diyabaz örtüsü gelmiştir. Appalaş dağlarının ön yüzünde ise sığ deniz Triyas fasiyesleri görülür.
Türkiye’de Triyas: Türkiye’de Triyas tamamen Alpin fasiyesinde gelişmiştir. Türkiye’nin bazı kesimlerinde Permiyen üzerinde
diskordans, bazı bölgelerinde uyumlu görülür. Triyasın en iyi incelendiği yer Kocaeli yarımadasıdır. Burdaki Triyas formasyonları:
Skitiyen: Kapaklı, Erikli ve Demirci formasyonları.
Anisiyen: Hereke Formasyonu
Ladiniyen: Übeyli ve Tepeköy formasyonları.
Karniyen, Noriyen ve Resiyen: Tepeköy formasyonları.

Triyas’da Yaşam: Bu devirde canlılar sığ ve derinde yaşayan canlılar olmak üzere ayrılırlar. Bitkilere bakınca su bitkilerinin özellikle
dasyclad alpler Triyas’da oldukça çoğalmış ve yayılmışlardır. Bu alglerden özellikle Diplopora, Gyroporella ve Macroporella Triyas
için karakteristiktir. Kara bitkilerinin tür ve çeşit olarak sayıları artmıştır.
Foraminiferler (Ophthalmidium, Frondicularia, Trocholina). Echinodermatalar (Encrinus lilliformis). Brachiopodalar (Terebratula).
Lamellibranchialar (Myophoria, Daonella, Halobia). Gastropodlar (Worthenia solitarus). Cephalopodalar (Ceratites nodostus,
Trachyceras, Arcestes). Balıklardan özellikle köpek balığı. Reptilardan Dinosauros. Kıyı kısımlarda ayak izleri çok olan reptilalar
ilk kez memeliler olarak Triyas'ta ortaya çıkar.
Jura
 İlk kez W. Smith tarafından 17. yy’da İngiltere’de Galler bölgesinde tanımlanmıştır. Bu bölgedeki Jura tamamen oolitik
kireçtaşlarından oluşduğundan uzun seneler Oolitik devir olarak tanımlanmıştır.
 Renk bakımından bölümlemede litolojinin hakim rengi esas alınmıştır. Tip bölgesinde Alt Jura (Lias) siyah renkli kil
taşlarından oluşmuş, Orta Jura (Dogger) demir içeren koyu renkli oolitik kireçtaşlarından, üst Jura (Malm) ise beyaz
renkli kireçtaşlarından oluşmuştur. Jura dünyanın hemen hemen her yerinde aynı tip tortullar çökelmiştir.
 Jura’nın tabanında Triyas’ın renkli tortulları, tavanında ise Kretase’nin çok değişik fasiyeslerde oluşmuş tortulları bulunur.
 Jura’da önemli başlıca fosil gruplarıda, ammonidler, brachiopodlar ve belemnitlerdir. Jura’da fosillerin çok olması dikkat
çekicidir. Bunun nedeni tektonizmanın az olmasıdır.
 Nisbeten sakin bir dönem olması Jura’nın çok detaylı incelemesini sağlamış ve jeolojinin pek çok dalında yeni metotlar
geliştirilmesine neden olmuştur.
 Jura’da iklimin Triyas’dan daha ılıman olduğu sanılır. Çünkü Jura’da yaygın kömür yatakları bulunmuştur.
 Bu dönemde kuzeydeki soğuk deniz Sibirya üzerinden bir kolla birleşerek Tetis’le ilişki kurmuştur. Bu ilişki Oxfordiyen’den
sonra kuzeydeki kıta bu deniz kolunca ikiye ayrılır. Bu kıtanın doğudakine Angara kıtası, batıdakine İskandinav kıtası
denir. Angara kıtasında zengin kömür yatakları bulunur.
(Lias)Alt Jura (Dogger)Orta Jura (Malm)Üst Jura

Titoniyen (Boreal bölgesinde transgresyon)


-----Erken Kimmeryen hareketleri-----------
Kimmerciyen (Tetis bölgesinde Regresyon)
Oxfordiyen (transgresyon ve regresyon)

Kalloviyen (Tüm dünyada transgresyon)


Batoniyen (Orta Avrupa ve Kuzey Afrika’da transgresyon)
Bajosiyen (Orta Avrupa ve Kuzey Afrika’da transgresyon)
Aeleniyen (Baltık harici bölgelerde regresyon)

Toarsiyen (Baltık sahilinde regresyon)


Pliensbahiyen (Tetis ve Kuzey Kutbunda transgresyon)
Sinemuriyen (Tetis ve Kuzey Kutbunda transgresyon)
Hettanjiyen (Tüm dünyada transgresyon)

Avrupa’da Jura: Orta Avrupa’da Resiniyen’de başlayan transgresyonla başlayan deniz Lias’ta Almanya, Fransa ve İngiltere’yi
kaplamış ancak Arden ve Ren masifleri karasal olarak kalmıştır. Jura’nın sonunda Tetis bölgesinde bir regresyonla Orta Avrupa’da
kuraklık başlamış ve tuzlu tortullar çökelmiştir. Batı ve Kuzey Avrupa’da ise önce transgresyon sonra Kimmerciyen’de regresyon ile
acı ve tatlı su gölleri oluşmuştur. Alpler ise Triyas’tan Kretase’ye kadar derin olma niteliğini korumuştur. Havzanın çukur bölgesinde
kırmızı renkli bol ammonitli, yer yer silisli kireçtaşları ve marnlarla temsil edilir. Bu fasiyese Ammonitica Rosso fasiyesi denir.
Amerika’da Jura: Kuzey Amerika’da özellikle koldillera çukurunda oldukça kalın kumtaşı, kiltaşı ve radyolaritlerle temsil edilir.
Güney Amerika’da da Jura döneminde yanlızca kıtanın orta kısmı sularla kaplanmış diğer taraflar kırmızı renkli karasal çökellerdir.
Türkiye’de Jura: Jura Devri’ne ait mostralara Türkiye’nin hemen her yerinde rastlanır. Kuzeybatı Türkiye’de Bilecik’in kuzeyinde
geniş bir alanda yayılan Jura Pliensbahiyen ve Kalloviyen yaşlıdır. Türkiye’de Jura’ya ait formasyonlar; Bakırköy, Kapıkaya, Bilecik,
Hacıören, Berdiga, Üzümdere, Akkuyu Formasyonlarıdır.

Jura’da Yaşam: Bitkilerden özellikle yeşil algler Jura’da kat ayrımı yapmak bakımından önemlidirler. Bunun dışında açık ve kapalı
tohumlu yüksek bitkiler gelişimini sürdürmüşlerdir. Protozoolar (tek hücreliler) Mesozoik boyunca yaşamını sürdürmüşlerdir.
Çünkü tektonizma az olmuştur. Özellikle Valvulina, Lituola, Orbitopsella, Calpionella,Trocholina Jura’da kat ayrımı yapabilir.
Coelenterathalardan Montlivaltia resif oluşturan bir türdür. Echinidler ( Apiocrinus, Millericrinus, Dysazster ve Cidaris).
Brachiopodalar (Rhynchonella, Terebratula), Gastropodlar (Pleurotomaria, Nerinea). Lamellibranchialar (Diceras,
Posydonomella). Cephalopodlar (ammonitler→Litoceras,Arietites,Amalteus,Harpoleras,Parkinsonia,Opelia, Perisphinites,
Marcocephalites, Pachyceras). Omurgalılardan sürüngenler (Stegosarus, Brontosauros,Diplodocus, Pterosauria, Ichtiyosaurus)
Kretase
 Kretase terimi ilk kez Halloy tarafından 1822’de Manş Denizi sahillerinde beyaz renkli tebeşir tabakalarına verilmiştir. Bu
bakımdan Kretase tebeşir devri olarak da bilinir. Ancak daha sonra Alt Kretase’de nadir tebeşir bulunmuştur.
 Kretase formasyonlarının dağılımı özellikle Avrupa’da Jura ile uyumlu olarak gözlenir. Bu kısım (Alt Kretase) genel olarak
kumlu ve killi katmanlardan oluşmuştur. Üst Kretase ise beyaz kireçtaşlarından ve resifal kireçtaşlarıyla temsil edilir. Bu
resifler içinde ilk kez Üst Kretase’de ortaya çıkan Rudistidalar karakteristikdir.
 Albiyen’de tüm dünyayı saran çok şiddetli bir transgresyon meydana gelmiş bu transgresyon Senomaniyen ve
Troniyen’de doruk noktasına ulaşmıştır. Sonucunda bugün yeryüzü denizlerinin büyük kısmı oluşmuştur.
 Güneydeki kıta Gonduwa’nın Permiyen’de parçalanması Jura’da da sürmüştür.
 Kretase – Senozoik sınırında bazı canlı gruplarının yok olma olayları görülmüştür.
 Kretase’de iklim Jura’ya nazaran daha soğuk sanılır. Kanıtı olarak mercanların Kretase’de azalmış olduğu gösterilir.
 Gonduwana kıtası parçalanıp Güney Afrika, Güney Amerika, Madagaskar ve Hindistan bugünkü yerine yerleşmeye
başlamış ve geniş alan kaplayan Tetis bugünkü şeklini almaya başlar.
Üst Kretase

Maastrichtiyen (Avrupa, Kuzey Amerika’da regrsyon, sıcak denizlerin en yaygın dönemi)


Kampaniyen (Tüm Avrupa’da transgresyon)
Santoniyen (Tüm Avrupa’da transgresyon)
----------Subhersiniyen fazı----------
Koniasiyen
Turoniyen (Transgresyonun en yaygın dönemi)
Senomaniyen (Transgresyonun en yaygın dönemi)
------------------Austrik fazı-------------
Alt Kretase

Albiyen (Kuzey Kutbunda regresyon, Tüm dünyada etkili transgresyon)


Apsiyen (Transgresyon)
Barremiyen (Transgresyon)
Hotriviyen (Tüm Dünya’da transgresyon)
Valenjiniyen (Tüm Dünya’da transgresyon)
Beriasiyen (Tüm Dünya’da transgresyon)

Avrupa’da Kretase: Özellikle Orta Avrupa’da Kretase genel hatları bakımından Jura’nın bir devamı niteliğindedir. Alt Kretase’de
koyu renkli killi tortullar egemen olup, Üst Kretase’de açık renkli tortullardan kireçtaşları hakimdir. Maastrichtiyen sonunda
regresyon nedeni ile Doğu Avrupa bugünkü durumuna ulaşmıştır.
Türkiye’de Kretase: Triyas ve Jura’nın sınırlı yayılımına karşın Kretase tüm Türkiye çapında geniş bir yayılıma sahiptir. Kretase
Türkiye’de karasal, volkanik, pelajik, ofiyolitik ve epikontinental (sığ denizel) olmak üzere 5 fasiyeste gelişmiştir. Zonguldak
havzasında Paleozoik üzerine uyumsuz olarak bir taban konglomerası ile başlayan yayılımda geniş bir Kretase görülür.
Maastrichtiyen→Filiş
Kampaniyen→Filiş
Santoniyen→Volkanik kireçtaşları (Grypahea, Chlamys, Pecten, Trigona)
Koniasiyen→Volkanikler (Piroklastlar)
Turoniyen→konglomera-kum-kil
Senomaniyen→Yeşil marnlar
Albiyen→Velibey Kumtaşları (Parhoplites)
Apsiyen→Marn – Yeşil kumtaşı
Barremiyen→Masif kireçtaşları (Requenia sp)
Valanjiniyen→Taban konglomerası
--Paleozoik—

Kretase’de Yaşam: Bitkiler gelişimini sürdürmüştür. Yüksek bitkilerin cins ve tür sayısında yine artış görülür. Kretase’deki bu
ağaçların artması bu devirde kömür (linyit ve antrasit) yataklarının oluşmasına neden olur. Foraminiferlerden Lagene,
Globotruncana, Orbitoides, Rugoglobigerina tür bakımından gelişme gösterirler. Coelenterathalar Kretase’de silisli olarak
gelişmiştir. Bunlardan Cunnolites, Cyclolites Üst Kretase’yi temsil eder. Brachiopodalardan Rhynchonella, Terebratula Kretasede
kat ayrımı yapan cinslerdir. Echinodermatalar (Cidaris, Micraster, Toxaster, Holoaster). Gastropodalar (Actionella, Natica).
Lamellibranchiatalar (Inoceramus, Requenia, Hippurites). Cephalopodalar (Belemnitella, Crioceras,Desmoceras) Kretase’de bol
bulunurlar. Bunlardan başka omurgalılardan köpek balıkları kemik ve dişleri bu devirde fosfat yatakları oluşturan gruptur.
Süngerlerden iri boyutlu formlar Jura’da olduğu gibi Kretase’de de görülür.

You might also like