Professional Documents
Culture Documents
MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ
ĠNġAAT MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ
DENEY FÖYÜ
ERZURUM
2009-2010
ĠÇĠNDEKĠLER
2
Deney No: 1
Deney Adı: Agregada Bulunabilecek Zararlı Maddeler
Deneyin yapıldığı yer: Yapı Malzemeleri ve Tatbiki Mekanik Laboratuarı
Agrega tanelerinin yüzeyinde veya aralarında çoğu zaman bazı yabancı maddeler yer
alabilmektedir. Bu maddelerin miktarı yüksek olduğu takdirde, beton özellikleri olumsuz
olarak etkilenmektedir.
1. Çürümüş bitkiler, humuslu topraklar, şeker gibi, agrega yığınının içerisine karışmış olan
―organik maddeler‖.
2. Kil, silt, taş unu gibi, agrega yığınının içerisine karışmış veya tanelerin yüzeyine yapışık
olan ‗ince maddeler‘.
3. Agrega tanelerinin bir parçasıymış gibi tanelere yapışık durumda olan veya agrega yığının
içerisinde agrega tanesi gibi yer alan ‗kil topakları ve kolayca kırılabilecek maddeler‘.
4. Kömür, linyit, odun parçaları gibi ‗yumuĢak ve hafif maddeler‘,
5. Sülfatların varlığı,
6. Alkali-Agrega reaksiyonu,
7. Çeliğe zarar veren maddeler,
Organik Maddeler
Agrega yığını içerisinde çok küçük parçacıklar halinde dağılmış olan çürümüş bitki
köklerindeki, humuslu topraklardaki ve diğer organik maddelerdeki tannik asit ve türevleri,
beton yapımında, çimentonun prizini (katılaşmasını) yavaşlatmaktadır. Organik maddelerin
miktarı çok fazla olduğunda, katılaşma meydana gelmeyebilmektedir. O nedenle, organik
maddeler betonun özellikle ilk günlerdeki dayanımı başta olmak üzere, beton dayanımını ve
dayanıklılığını olumsuz etkilemektedir.
Organik maddeler, çoğu zaman, ince agreganın içerisinde yer almaktadır. İri agreganın
arasında bulunan organik maddeler, agreganın yıkanması işleminde kolayca temizlenmiş
olmaktadır.
Agreganın içerisinde betona zarar verebilecek kadar organik madde bulunup bulunmadığı TS
1744-1 ve TS 3820 no.lu standartlarda belirtilen yöntemlerle araştırılmaktadır. ASTM C 40 ve
ASTM C 87 no.lu ABD standartlarında belirtilen yöntem, Türk standartlarındaki yöntemle
aynıdır.
ASTM standartlarına göre, yıkanmamış kumdan yapılan harçların 7 günlük ortalama basınç
dayanımı, yıkanmış kumdan yapılanların basınç dayanımının %95‘inden az olduğu takdirde,
agregada zararlı olabilecek miktarda organik madde bulunduğuna hükmedilmektedir.
Deneyin yapılıĢı: Deney numunesi 8 mm göz açıklıklı kare gözlü tel elekten elenir. Elekten
geçen kısmın içinden gelişigüzel alınan agrega numunesi (500 g), ölçü silindirinin 130 mL
işaret çizgisine kadar doldurulur. Üstüne 200 mL işaret çizgisine ulaşıncaya kadar %3‘lük
3
sodyum hidroksit çözeltisi ilave edilir. Ağzı kapatılarak iyice çalkalanır. Çalkalamaya,
tanelerin arasından koyu renk bulutları çıkmayıncaya kadar devam edilir. Ölçü silindiri,
içindeki askıdaki malzemelerin çökelmesi için 24 saat dinlendirilir.
Değerlendirme: Deney iki ayrı numuneye uygulanır. Deney uygulanıp 24 saat beklendikten
sonra ölçü silindirlerinin içindeki agregaların üzerindeki sıvı her iki ölçü silindirinde de
renksiz veya açık sarı ise, zararlı oranda organik madde bulunmadığına karar verilir. Ölçü
silindirinden herhangi birinin içinde koyu sarı, kahverengi veya kırmızımsı bir renk oluşmuş
ise zararlı oranda organik madde bulunduğuna karar verilir.
Türk standartlarına göre, tane büyüklüğü 0.063 mm‘den az olan maddeler, ‗ince madde‘
olarak tanımlanmaktadır. Bu tür maddeler Türk standartlarında ‗yıkanabilir maddeler‘ adıyla
da anılmaktadır.
ABD ve İngiliz standartlarına göre, ince madde, büyüklüğü 0.075 mm‘den az olan maddedir.
Agrega tanelerinin yüzeyinde gevşek bir tabaka gibi yer alan kil ve agrega içerisindeki kil,
silt, taş unu gibi maddeler ince maddelerdir.
Agreganın içerisinde bulunan kil ve silt gibi ince maddelerin miktarının çok fazla olması
istenmemektedir. Çok miktarda ince madde içeren agregalarla yapılan betonlarda aşağıdaki
olumsuzluklar ortaya çıkmaktadır:
1. Beton içerisindeki ince madde oranının yüksek olması, belirli (sabit) kıvamdaki bir beton
yapımı için gereken su miktarını artırmaktadır.
Betonda kullanılan su miktarı yüksek olduğu takdirde, betonun büzülmesi artmakta, beton
daha gözenekli duruma gelmekte, beton dayanımı ve dayanıklılığı düşük olmaktadır.
Şayet hem çok fazla ince madde içeren agrega kullanılır ve hem de su miktarında artırma
yapılmaz ise (yani, su miktarı sabit tutulacak olursa), taze betonun işlenebilmesi azalmış
olmaktadır.
2. Agrega tanelerinin yüzeyini bir örtü gibi kaplamış olan ince maddeler, agrega taneleri ile
çimento hamuru arasındaki aderansı azaltmaktadır. Bu durum, beton dayanımının ve
dayanıklılığın daha az olmasına yol açmaktadır.
3. Belirli miktarda sürüklenmiş hava içerecek bir beton elde edebilmek için kullanılacak
hava sürükleyici katkı maddesi miktarı, ince madde oranı yüksek olan agregalarla yapılan
betonlar için daha çok olmaktadır. Bir başka deyişle, sabit miktarda hava sürükleyici katkı
maddesi kullanıldığı takdirde, yüksek miktarda ince madde içeren betonlarda yaratılan
sürüklenmiş hava miktarı daha az olmaktadır.
Agregadaki ince madde miktarı TS 3527 veya ASTM C 117 no.lu standartlarda belirtilen
yöntemle bulunmaktadır.
4
Türk standartlarına göre, 0-4 mm,1-4 mm, 2-8 mm ve 4-63 mm agrega gruplarında
bulunabilecek ince maddelerin maksimum miktarı (agrega numunesinin ağırlıkça %‘si
olarak), sırasıyla, %4, %3, %2 ve %0.5 olmalıdır.
Yukarıdaki sınır değerlere bakıldığında, hem Türk standartları hem de ASTM tarafından
belirtilen değerlerin oldukça düşük olduğu görülmektedir. Ancak, ince madde olarak
adlandırılan çok ince taneli kil ile, yine ince madde olarak adlandırılan taşunu arasında
farklılık vardır. Taşunu kullanıldığı takdirde de betonun su ihtiyacı artmakta ise de, bu madde,
kil gibi fazla su emmemektedir; dolayısı ile betonun su ihtiyacını artırmakta kil kadar etkili
olmamaktadır. Zaten bu nedenle, ASTM standartları, ince madde olarak taşunu içeren kırma
kumdaki maksimum değerin %7 kadar olabilmesine imkân tanımaktadır. İngiliz
standartlarında da, kırma taş agregada ve kırma kumda bulunabilecek ince maddelerin
maksimum miktarı, sırasıyla, %3 ve %15 olarak belirtilmektedir. İngiliz standardı, aşınmaya
maruz betonlarda kullanılacak kırma kumdaki maksimum ince madde miktarını %8, ince ve
iri agreganın birlikte olduğu kırmataş ve kırmakum karışımındaki maksimum ince madde
miktarını ise %10 olarak belirtmektedir.
Son yıllarda yapılan araştırmalarda, beton yapımında %10-%15 kadar taşunu kullanılmasının
beton dayanımına olumsuz etki yapmadığı ifade edilmektedir.
Aslında, bu tür maddelerin neden olduğu işlenebilme azalması, betonun su ihtiyacını azaltan
katkılarla belirli ölçüde telafi edilebilmektedir.
Deneyin yapılıĢı: Tane büyüklüğüne bağlı olarak aşağıdaki yöntemlerden biri ile belirlenir:
1. İnce madde oranının çökelterek tayini metodu: Bu deney 4 mm göz açıklıklı kare delikli
veya kare gözlü elekten geçen agregalara (ince agregalara) uygulanır. Deneyde kullanılacak
numune miktarı en büyük tane büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Gerekli deney numunesi
miktarları çizelge 1‘de verilmiştir. Deney numunesi etüv kurusu durumuna getirilir, tartılarak
kuru ağırlığı (W) saptandıktan sonra yaklaşık 750 mL su ile birlikte ölçü silindirinin içine
konur. Ölçü silindirinin ağzı kapatılır, 20 dakikalık aralarla üç kez 1-2 dakikalık süre ile
şiddetle çalkalanır. Üçüncü çalkalamadan sonra ölçü silindiri ve içindekiler bir daha
sarsılmayacak şekilde bir yere konularak 1 saat dinlendirilir. Normal bir gözün ince kum
olarak ayırt edebileceği malzemenin üstünde çökelen ince madde yüksekliği ölçülür (h).
Dinlendirme süresi çökelmenin durumuna göre 24 saat geçinceye kadar uzatılır.
Hesaplama 1: 1 veya 24 saat dinlendirmenin sonunda çökelen ince madde; çökelen ince
madde ağırlığının agreganın etüv kurusu ağırlığına oranı olarak aşağıdaki formülle hesaplanır:
5
A.h. k
m .100
W
Burada;
m: Çökelen ince madde oranı, (%)
h: Ölçü silindirinde çökelen ince madde yüksekliği, (cm)
γk: çökelen ince maddenin eşdeğer kuru birim ağırlığı, (1 ve 24 saat dinlendirme süreleri için
sırasıyla, 0.6 ve 0.9 g/cm3 )
A: Ölçü silindiri kesit alanı, (cm2)
W: deney numunesinin etüv kurusu ağırlığı, (g)
Çizelge 1. İnce madde oranı tayini için gerekli deney numunesi miktarları
En büyük tane
0.25 0.50 1 2 4 8 16 31.5 63 90 125
büyüklüğü (mm)
Deney numunesi
1 1 1 1 1 2 5 5 5 5 5
miktarı (kg)
2. İnce madde oranının yıkama ile tayini metodu: Bu deney tane büyüklüğü 4 mm den büyük
olan agregalara (iri agregalara) uygulanır. Deney numunesinin miktarı çizelge 1‘de
verilmiştir. Deney numunesi etüv kurusu durumuna getirilir, tartılarak kuru ağırlığı (W1)
saptanır. Yeterli miktarda su ile birlikte çalkalama kabına konur. En az 12 saat su içinde
bekletildikten sonra 0.063 mm.den ince tanelerin daha irilerden ayrılmalarını sağlamak üzere
5 dakika süre ile kuvvetlice karıştırılarak çalkalanır. 8 mm, 1 mm ve 0.033 mm göz açıklıklı
elekler sıra ile dizilir ve çalkalanmış olan deney numunesi suyu ile birlikte en üstteki eleğin
içerisine boşaltılır. Çalkalama kabında ince malzeme kalmaması için kap yıkama suyu berrak
hale gelinceye kadar yıkanır ve yıkama suyu eleklerden geçirilir. Eleklerin her üçünün
üzerinde kalan agregalar bir araya toplanır, etüv kurusu durumuna getirilir ve tartılır(W2).
Hesaplama 2: Yıkanabilen ince madde, 0.063 mm göz açıklıklı kare gözlü elekten geçen
madde etüv kurusu ağırlığının, agreganın etüv kurusu ağırlığına oranı olarak aşağıdaki
formülle hesaplanır:
W1 W2
m .100
W1
Burada:
m: Yıkanabilen ince madde oranı, (%)
W1: Numunenin deney öncesi etüv kurusu ağırlığı, (g)
W2: Numunenin deney sonrası etüv kurusu ağırlığı, (g)
Kil Topakları
Agrega taneleri üzerine sıkıca yapışmış olan ve betonun karılma işleminde agrega
tanelerinden ayrılmayan (agrega tanesinin parçasıymış gibi yer alan) kil parçacıkları, ‗kil
topakları‘ olarak anılmaktadır. Kil topakları, bazen, birbirine sıkıca yapışmış durumda ve
adeta bir agrega tanesi gibi de agrega içerisinde yer almaktadır.
6
Fazla miktarda kil topakları içeren agregalarla yapılan betonların karma suyu ihtiyacı
artmaktadır. Taze betonun işlenebilmesi, sertleşmiş betonun, dayanımı ve dayanıklılığı
azalmaktadır. Ayrıca agregada fazla miktarda kil topaklarının ve kırılabilir maddelerin yer
alması durumunda, beton yüzeyinde çukurlar oluşmakta, betonun görünümü bozulmaktadır.
Türk standartlarında, agregadaki kil topaklarının tayini hakkında bir yöntem
belirtilmemektedir.
ASTM C 142 no.lu standartta kil topaklarının bulunmasına dair bir yöntem belirtilmektedir
[14].
ASTM standartlarına göre, ince agregada bulunabilecek kil topaklarının maksimum miktarı
%3.0 olmalıdır; iri agregada bulunabilecek kil topaklarının maksimum miktarı ise, betonun
tipine veya kullanılacağı yapıdaki lokasyona göre, %0 ile %10 arasında değişmektedir.
Hafif Maddeler
Agrega yığını içerisine karışmış durumda yer alan kömür, linyit, odun parçacıkları gibi, özgül
ağırlıkları 2.0‘den daha az olan maddeler ‗hafif maddeler‘ olarak adlandırılmaktadır.
Agregadaki hafif maddelerin miktarı çok olduğu takdirde, bu tür agregalarla yapılan
betonların dayanımı ve dayanıklılığı daha az olmaktadır. Ayrıca, hafif maddeler, beton
yüzeyinde lokal olarak renk değişikliklerine yol açmaktadır.
Agregadaki hafif madde yüzdesinin tayini ile ilgili Türk ve ASTM standartları şunlardır: TS
3528 ve ASTM C 123. Bu standartlarda belirtilen yöntemler aynıdır.
Sülfatların Varlığı
Bazı tip çimentolarda fazla miktarda Na2O, K2O gibi alkali oksitler bulunur. Bu oksitler
çimentonun yapısından kaynaklanır.
Alkali oksitler, aktif silis içeren agregalarla reaksiyona girip, zamanla hacmi artan bir silikat
jeli oluştururlar. Sodyum, potasyum ve kalsiyum silikat içeren bu jel, betonun hacim
sabitliğini bozar ve ağ şeklinde çatlakların oluşmasına neden olur. Ülkemiz çimentolarında
Niğde-Nevşehir yöresi dışında fazla miktarda alkali oksit bulunmamaktadır.
7
Alkali-agrega reaksiyonunun olabilmesi için iki şartın bir arada olması gerekir:
Aktif silis içerebilen agrega türleri şunlardır: opal, tridimit, kristoballit, volkanik cam, riyolit
ve tüfleri, andezit ve tüfleri.
Yukarıdaki iki şart yerine gelmiş ise reaksiyonun derecesini anlamak için yapılan harç çubuğu
adı verilen bir deney metodu vardır. Ancak bu deney 6 ay-1 yıl süreli olması nedeni ile pratik
değildir. Bu nedenle bu iki şartı bir araya getirmemekte yarar vardır.
Dolomit ve kalker karışımı taşlarda hacim genişlemesi olayına rastlanır. Ancak bu olayın
agrega-alkali reaksiyonu ile ilgisi yoktur. Dolomitin esas maddesi olan MgCO3 su etkisi ile
Mg(OH)2 dönüşmekte ve Mg(OH)2 ise suda çözünerek suyun taş içine girmesine neden
olmaktadır. Taşın iç kısmında jeolojik devirlerden kalma kil damarları su ile temas edince
şişmekte ve agregaları patlatmaktadır.
Öngerilmeli beton için kullanılacak agregalarda, suda çözünen klorürler, klor olarak
hesaplandığında ağırlıkça %0,2‘den fazla bulunmamalıdır.
Çizelge 3. İnce agrega için ince madde oranı tayini deney sonuçları
Deney no Numunenin kuru Çökelen malzeme Ölçü silindiri kesit İnce malzeme
ağırlığı (w), g yüksekliği (h), cm alanı (A), cm2 oranı (m), %
1
2
3
Çizelge 4. İri agrega için ince madde oranı tayini deney sonuçları
Deney no Deney öncesi kuru Deney sonrası kuru İnce malzeme oranı (m),
ağırlığı (W1), g ağırlığı (W2), g %
1
2
3
8
Deney No: 2
Deney Adı: Beton Agregalarında Numune Alma ve Deney Numunesi Hazırlama Yöntemi,
Çimentoda Priz Süresi
Deneyin yapıldığı yer: Yapı Malzemeleri Ve Tatbiki Mekanik Laboratuarı
Bir malzemenin kalitesini tayin edebilmek için, o malzemeyi tamamen temsil edebilecek
malzeme numunesi üzerinde gözlemlerde bulunmak, deneysel çalışmalar yapmak
gerekmektedir. Malzeme numunesi doğru seçilmemiş ise, yapılan gözlemlerin ve deneylerin
fazla bir önemi kalmamaktadır. Doğru numuneyi alabilme işlemi, en az, malzeme üzerinde
yürütülen deneyler kadar önemli olmaktadır. Agrega kalitesi oldukça iyi kontrollü tarzda
üretilen çimento kalitesine kıyasla daha çok değişkenlik gösterebilmektedir. O nedenle,
agregadan doğru numune alabilme işleminin özel önemi bulunmaktadır.
Agreganın elde edileceği kaynaklardan numune almak işlemlerinin amaçları aşağıdaki gibi
özetlenmektedir:
Değişik agrega deneylerinin her biri için (gradasyon, birim ağırlık, özgül ağırlık ve su emme,
v.b.) gereken minimum miktardaki numune ağırlığı TS 707'de belirtilmektedir. Herhangi bir
deney için belirtilen numune ağırlığı, o numunedeki maksimum tane boyutuna göre
değişmektedir. Maksimum agrega tane boyutu, agrega tanelerinin tümünün geçebildiği en
küçük Standard elek boyutuna eşittir. ASTM Standardları, ince agrega için en az 10 kg, iri
agreganın sahip olduğu maksimum tane boyutuna göre 10-150 kg arasında değişen
miktarlarda numune gerektiğim bildirmektedir.
Tanımlar
Numune
Numune, beton yapımında kullanılabilecek yoğun agregaları belirlemek üzere ilgili
Standardlarda belirtilen deneylerin uygulanabilmesi için oluşturulacak deney numunelerinin
hazırlanabilmesini sağlayacak nicelik ve nitelikteki agregadır.
9
Deney Numunesi
Deney numunesi, uygun yöntem ile küçültülerek uygulanacak deney için yeterli miktara
indirilmiş numune kümesi veya numune kümeleri topluluğudur.
Kapsam
Bu standard doğal yoğun agrega ocaklarından. doğal veya yapay yoğun agrega kırma, eleme,
yıkama tesislerinden veya depo alanlarından numune alma ve uygulanacak deneyler için
deney numunesi hazırlanması yöntemini kapsar. Hafif ve ağır agregalardan numune alma ve
deney numunesi hazırlama yöntemini kapsamaz.
Numune Hazırlanması
Numune Miktarı
Bir defada alınacak numune miktarı, uygulanacak deneylerin cinsi ve adedi ile agreganın en
büyük tane büyüklüğüne bağlı olarak belirlenir. Çeşitli deneyler için deneylerin dört kez
tekrarlanabileceği varsayılarak alınması gerekli görülen numune miktarları Çizelge - l de
verilmiştir. Çizelgede adı bulunmayan deneylerin yapılması da söz konuşu olduğundan deney
için gerekli olduğunda deney için gerekli olduğu ilgili deney standardında yazan deney
numunesi miktarının 4 katı kadar numune ayrıca alınmalıdır.
Çizelge-I de yazılı olan deneylerin tümü veya bazıları birlikte yapılacak ise deneyleri uygun
sıra ile uygulayarak ve 5, 6. 7, 8 inci sıradaki deneylerin uygulanmasını sona bırakarak en çok
numune gerektiren deneyin numunesi ile yetinilebilir. Örneğin:
8 Süngerimsi, camsı 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4
madde tayini
10
En büyük tane büyüklüğü 63 mm olan agregaya tüm deneyleri uygulayabilmek için, birim
ağırlık tayini deneyinde gerekli olan 100 kg numune yeterlidir. Aksi halde sıradaki deneylere
ait numunelerin toplamı kadar, 244 kg, numune alınması gerekir. En büyük tane büyüklüğü ve
uygulanacak deneyler önceden bilinemediğinden numune miktarı 250 kg olmalıdır.
Numune Alma
1. Agrega, kırma, eleme veya yıkama malzemelerinden depo alanına veya taşıyıcılara
hareketli bant ile götürülmekte ise bandın yönü eşit aralıklarla sn az 5 kez değiştirilerek
her seferinde yaklaşık eşit miktarda agrega, numune toplama kabına yöneltilir.
2. Banta yön değiştirilmemesi durumunda numune toplama kabı zaman zaman bandın
boşaltma ucuna tutularak doldurulabilir.
Numune toplama kabına toplanan agreganın toplam ağırlığı, uygulanacak deneylere göre
Çizelge - l de verilen değerlere ulaştığında numune alınması tamamlanmış olur.
11
Numunenin Korunması Ve Gönderilmesi
Numuneler alındıkları yerden gönderilecekleri yere ulaşıncaya kadar geçen süre içinde, ince
tanelerin dökülüp yok olmasına olanak vermeyecek bir yapıya sahip, kolayca yırtılmayacak
ve delinmeyecek, sağlam torbalar veya kapların içinde korunur. Taşıma sırasında güçlükle
karşılaşılmaması için torba veya kapların yaklaşık 50 kg ilk olması tercih edilmelidir.
Doğal agrega ocaklarından, kırma eleme yıkama tesislerinden veya depo alanlarından
alınarak laboratuara getirilmiş olan numune uygulanacak temel deneyler için alınmış ise,
ayrılması gerekli deney numunesi miktarları Çizelge- 1 de verilenlere uygun olmalıdır.
Numune, çizelgede adı bulunmayan deneylerin uygulanması için getirilmiş ise deney
numunesi miktarı, numunenin dörtte biridir.
Çizelge - 1 deki değerler her deneyin ayrı ayrı ve bir kez uygulanabilmesi için gerekli en az
deney numunesi miktarlarım göstermektedir. Tüm veya bazı deneylerin birlikte yapılması
istendiğinde, deneyleri uygun sıra ile uygulayarak ve 7, 8, 9, 10 ve 11 nci sıradaki deneylerin
uygulanmasını sona bırakarak en çok deney numunesi gerektiren deneyin numunesi ile
yetinilebilir. Örneğin; en büyük tane büyüklüğü 63 mm olan agregaya tüm deneyleri bir kez
uygulayabilmek için, birim ağırlık tayini deneyinde gerekli olan 23 kg deney numunesi
yeterlidir. Deneylerin uygulanmasında yukarıda önerilen sıra gözetilmezse ve bazı sonuçların
bir deneyden çıkarılabileceği düşünülürse (granülometrik birleşim ile incelik modülü, hacim
özgül ağırlığı ile su emme oranı gibi) toplam 61 kg deney numunesi gerekecektir,
12
4. l-l ve 1-2 numaralı kümeler deney numunesi olarak kullanılmak üzere, uygun yerlere
alınarak uzaklaştırılır. 1-3 ve 1-4 numaralı kısımlar ise bir araya getirilerek iyice
karıştırılır ve dairesel bir alan oluşturacak biçimde yeniden serilir.
5. Numunenin A kısmını bu şekilde dörde bölerek küçültülmesi ve II-I, II-2, III-l III-2,... VI-
1, VI-2 numaralı kümelerin deney numunesi olarak ayrılması işlemi, en son kümeler
yaklaşık 500 g oluncaya kadar sürdürülür (Şekil-3).
6. Deney numuneleri bu kümeler Çizelge - 3 de gösterildiği şekilde bir araya getirilerek
oluşturulur.
Çimento ve suyun birleştirilmesiyle elde edilen çimento hamuru plastik (şekil verilebilir) bir
durumdadır. Ancak, çimento ve suyun bir araya getirilmesiyle başlayan kimyasal
reaksiyonların etkisiyle, zaman ilerledikçe, çimento hamuru daha az plastik duruma gelmekte,
katılaşıp sertleşmeye başlamaktadır.
Priz başlama süresi, çimentoyla suyun birleştirildiği an ile çimento hamurunun fiziksel
değişiklik göstererek katılaşmaya başladığı an arasında geçen süredir.
Priz sona erme süresi ise, çimento ve suyun birleştirildiği an ile çimento hamurunun
katılaştığı (sertleĢmenin başladığı) an arasındaki süre'dir.
Çimentoların priz başlama süresinin çok kısa olmaması, priz sona erme süresinin ise çok uzun
olmaması istenmektedir. Türkiye'de üretilen portland çimentoları için priz başlama ve priz
sona erme süreleri, sırasıyla, minimum 1 saat ve maksimum 10 saattir. ASTM Standardlarına
göre priz başlama süresi en az 45 dakika, priz sona erme süresi ise, en çok 375 dakika olarak
belirtilmektedir [12].
13
kıvamda olabilmesi için tam olarak ne miktarda su gerektiği deney yöntemiyle tayin
edilmektedir.
Çimento hamurunun normal kıvamda olabilmesi için ne kadar su içerdiği Şekil 2,4‘de
gösterilen Vicat (Vicat okunur) aleti yardımıyla TS 24'de ve ASTM C 187'de anlatılan
yöntemlerle tayin edilebilmektedir. Türk standartlarındaki yöntemle ASTM‘ deki yöntem
arasında bazı farklılıklar vardır.
Vicat aleti Şekil 1,2‘de A olarak gösterilen taşıyıcı bir çerçeve, B olarak gösterilen hareketli
bir çubuktan oluşmaktadır. Çubuğun alttaki C ucu 10 mm çapında bir sondadır, üst tarafındaki
D ucu ise çubuğun içerisine gömülü durumda olan 1 mm çapında ve 50 mm uzunluğunda bir
iğne içermektedir. İstendiğinde, iğne uç sökülüp, iğne kısmı dışarıya gelecek tarzda çubuk
üzerine tekrar takılabilmektedir. Ancak, normal kıvam tayininde bu iğne uç
kullanılmamaktadır. Aletin üzerinde çubuğun hareketini ölçecek bir gösterge bulunmaktadır.
Normal kıvam tayini için, önce, çimento ağırlığının yaklaşık % 25-30'u kadar su kullanarak
bir çimento hamuru yoğrulmaktadır. Daha sonra, bu hamur, cam bir levha üzerine oturtulmuş
ve E olarak gösterilmiş olan Vicat halkasının içerisine doldurulmaktadır. Halkanın üst iç çapı
6 cm, alt iç çapı 7 cm, yüksekliği 4 cm' dir. Vicat halkasının içerisine çimento hamuru
doldurulduktan sonra, hamurun yüzeyi halkanın üst kenarı ile aynı seviyede olacak tarzda
düzeltilmektedir.
TS 24'e göre, önce, Vicat aletinin sonda ucu camın üzerine kadar indirilerek aletin göstergesi
sıfıra getirilmektedir. Daha sonra, sondanın ucu Vicat halkasının ortasında hamur üst
yüzeyine dokunacak kadar indirilerek serbest bırakılmaktadır. Sonda, kendi ağırlığı ile,
hamurun içine girmektedir.
Normal kıvamlı hamur için kullanılan su yeterli ise, sonda cam levhaya 5mm - 7mm
kalıncaya kadar inmektedir. Bu işlem değişik miktarlarda su ile tekrar edilerek çimento için
gereken su miktarı tayin edilmektedir. (ASTM C 187'ye göre, normal kıvam için kullanılan su
miktarı yeterli ise, sonda, hamurun içerisine üstten 10 ± 1 mm girmelidir.)
Priz sürelerinin tayininde de Şekil 2,4'de gösterilen Vicat aleti kullanılmaktadır Ancak, bu
deneyler için 10 mm çapındaki sonda ucu değil de, 1 mm çapındaki iğneli uç
kullanılmaktadır. Bunun için, önce, aletin D uçunda gömülü durumdaki iğne uç sökülerek,
iğne kısmı dışarıya gelecek şekilde tekrar takılmakta ve bu D ucu aletin alt kısmına, C ucu ise
üst kısmına gelecek şekilde ayarlanmaktadır. Normal kıvamda hazırlanan çimento hamuru
Vicat halkasının içine yerleştirildikten sonra aletin iğnesi halka içindeki hamurun üst yüzeyine
indirilmekte ve ayarlanmakladır. Daha sonra da hareket edebilir çubuk serbest bırakılarak
kendi ağırlığının etkisiyle iğnenin çimento hamurunun içerisine dalması sağlanmaktadır.
Priz sürelerinin tayini için kullanılacak yöntem TS 24'de ve ASTM C 191'de anlatılmaktadır
[14.18), TS 24'e göre, önce, Vicat iğnesinin ucu camın üzerine kadar indirilerek aletin
göstergesi sıfıra getirilmektedir. Daha sonra, iğnenin ucu çimento hamurunun üst yüzeyine
dokunacak kadar indirilerek serbest bırakılmaktadır. Çimento hamuruna batan iğne, cam
levhaya 3 – 5 mm uzaklıkta kaldığı an priz başlamış sayılmaktadır. Priz süresinin tespiti için
14
iğne her 5 dakikada bir hamura batırılmaktadır. İğnenin ucu çimento hamurunun içerisine
giremediği veya en çok 1 mm girebildiği takdirde, priz sona ermiş sayılmaktadır. ASTM C
191'e göre priz başlama süresinin tespiti için iğne uçunun çimento hamuru içerisine üstten 25
mm girmesi gerekmektedir. İğne uçunun çimento hamurunun içerisine giremediği veya en
çok 1 mm girebildiği takdirde, priz sona ermiş sayılmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği gibi, çimento hamurunun (dolayısı ile, çimento harcının ve betonun)
çok kısa sürede katılaşması ve şekil verilemez bir duruma gelmesi istenmemektedir.
Çimento hamurunda çok kısa sürede yer alabilecek katılaşma olayları İki türlüdür:
Ani priz - Bilindiği gibi, priz süresini kontrol edebilmek (geciktirmek) amacıyla, çimento
üretimi esnasında bir miktar alçıtaşı klinker île birlikte öğütülmektedir. Alçıtaşı, C3A ve C4AF
ana bileşenlerinin hidratasyonunda görev almakta, bu ana bileşenlerin çok hızlı reaksiyon
göstermelerini önlemektedir.
Çimento üretimi esnasında alçıtaşı kullanılmadığı veya yeterinden çok daha az kullanıldığı
takdirde, C3A ve C4AF, su ile çok hızlı reaksiyona girerek çok kısa süre içerisinde
katılaşmaya yol açmaktadırlar. Buna "ani priz" denilmektedir. Bu şekilde çok çabuk katılaşma
gösteren çimento hamuru, hem şekil verilemez duruma gelmekte, hem yeterli dayanımı
kazanamamakta, hem de oldukça yüksek hidratasyon ısısı açığa çıkmaktadır. Anı priz
gösteren çimento hamurunun karılma işlemine devam edilse bile tekrardan plastik durum elde
edilememektedir,
Yalancı Priz - Çimento üretiminde yeteri miktarda alçıtaşı kullanılmış olsa dahi, çimento
hamuru, bazen normal süresinden çok önce (3-5 dakika içerisinde) katılaşma
gösterebilmektedir. Ancak, bu katılaşma olayı esnasında kayda değer miktarda hidratasyon
ısısı açığa çıkmamakta ve çimento hamurunun karılma işlemine devam edildiğinde, bu
anormal katılaşma olayı ortadan kalkmakta, dayanım kaybı olmamaktadır. Bu tür katılaşma
olayı, "yalancı priz" olarak tanımlanmaktadır.
Yalancı priz olayının başlıca nedeni, klinkerin öğütülmesi safhasında katılan alçıtaşının
(CaS04.2H2O) bir kısminin öğütme değirmenindeki yüksek sıcaklık etkisiyle CaS04 veya
CaSO4.1/2H2O haline dönüşmüş olmasıdır. Çimento ve su birleştirildiğinde, çimentonun
içerisinde çok az miktarda yer alan CaS04 ve CaSO4.1/2H2O, su ile hemen reaksiyona girerek
CaS04.2H2O durumuna gelmekte ve çimento hamurunun çok kısa sürede katılaşma
göstermesine yol açmaktadır. Yalancı prizin bir başka muhtemel nedeni de, çimentonun
yapısında yer alan alkalilerin havadan karbon dioksit alarak karbonatlaşmaları (alkali
karbonat haline dönüşmeleri), ve daha sonrada çimentonun hidratasyonu esnasında açığa
çıkan kalsiyum hidroksit ile reaksiyona girerek kalsiyum karbonata dönüşmesi ve katılaşmaya
yol açmasıdır.
15
Prizin BaĢlama Ve Sona Erme Sürelerinin Tayini
Normal kıvam tayini deneyi, 20°C ± 2°C sıcaklıkta ve nisbi nemi % 50 - %60 olan bir oda
içinde yapılmalıdır.
Cihaz
Normal kıvamın tayini için Şekil-1'de verilen vicat aleti, Şekil-1a'da verilen silindir
şeklindeki sonda ve Şekil-4'de verilen vicat halkası kullanılır.
Deneyin YapılıĢı
0,1 g hassasiyetli bir terazide tartılan 300 g çimento, küre kesmesi şeklinde (25 cm – 30 cm
çapında, 8 cm -10 cm derinliğinde) metal bir kaba konur. Kabın içindeki çimentonun ortasına
açılan bir çukura çimento kütlesinin %25-%30'u kadar içilebilir musluk suyu katılır ve kabın
iç yüzeyine uygun profilde bir kaşıkla dikkatle karıştırılır. Hamurun yoğrulmasına, çimento
ile suyun karıştırıldığı andan itibaren 3 dakika devam edilir. Bundan sonra en çok l dakika
içinde hamur vicat halkası içine yerleştirilmelidir. Sert lastik (ebonit) veya metalden yapılmış,
olan vicat halkası yaklaşık olarak 12 cm x 12 cm'lik cam, pleksiglas veya metal bir levha
üzerine konulur. Çimento hamuru doldurulmadan evvel vicat halkası içi ve cam levha üstü
ince bir yağ ile yağlanmalıdır.
Vicat halkası içine konulan hamurun yüzeyi bir spatula ile düzeltilir ve hamur halkanın üst
kenarı seviyesinde bırakılır. Vicat aletinin silindir seklindeki sondası temizlenip kurulandıktan
sonra, camın üzerine kadar indirilerek aletin göstergesi sıfıra getirilir. Sondanın ucu
hazırlanmış olan vicat halkasının ortasında hamur üst yüzeyine dokunacak kadar indirilir ve
serbestçe bırakılır. Sonda kendi ağırlığı ile hamurun içine girer. Deney sırasında alet her türlü
sarsıntıya karşı korunmalıdır. Normal kıvamlı hamur için kullanılan su yeterli ise, sonda
yarım dakika içinde cam levhaya, 5 mm - 7 mm kalıncaya kadar iner. Bu işlem muhtelif
miktarlarda su ile tekrar edilerek çimento için gereken su miktarı tayin edilir.
Priz süresi tayini deneyi 20°C ± 20C sıcaklıkta ve nispi nemi %50 - %60 olan bir oda
içinde yapılmalıdır. Deney esnasında vicat halkası içindeki hamur her türlü sarsıntıya
karşı korunmalıdır.
Şekil-2'de gösterildiği gibi vicat aletine Şekil-2a'da verilen iğne takılır ve aletin üst tablasına
27,5 g' lık bir ağırlık konur. Aletin göstergesi, iğne cam levhaya değdiği zaman sıfırı
gösterecek şekilde ayarlanır.
Madde 2.l'de belirtildiği gibi normal kıvamda hazırlanan çimento hamuru vicat halkasının
içine yerleştirilir. Vicat iğnesi halka içindeki hamurun üst yüzeyine dokunacak kadar indirilir
ve yan taraftaki vida ile sıkıştırılır. Sonra vida gevşetilerek iğnenin hamur içine serbest olarak
girmesi sağlanır. Başlangıçta hamur yumuşak olduğundan vida hafifçe gevşetilmeli ve iğnenin
birden düşmesi önlenmelidir.
16
Priz başlangıç süresinin tespiti için iğne her 5 dakikada bir hamura batırılmalıdır. İğnenin bir
defa girmiş olduğu yere bir daha girmemesi için vicat halkasının durumu her batırılıştan sonra
değiştirilmelidir. İğne her batırılıştan sonra bir bez veya süzgeç kâğıdı ile iyice silinmelidir.
Çimento hamuruna batan iğne, cam levhaya 3 mm - 5 mm uzaklıkta kaldığı an, priz
başlamış sayılır. Çimento ile suyun karıştırıldığı andan prizin başlangıç anma kadar geçen
zaman, priz başlama süresini verir.
Prizin sona erme süresinin tespiti için, prizin başlamasından sonra iğne her 15 dakikada bir
batırılmalıdır. İğnenin bir kez girmiş olduğu yere bir daha girmemesi için vicat halkasının
durumu her batırılıştan sonra değiştirilmelidir. İğne her batırılıştan sonra bir bez veya süzgeç
kâğıdı ile iyice silinmelidir. İğnenin, hamura en çok l mm girebildiği kıvam hâsıl oluncaya
kadar batırılışlara devam edilerek priz bitme süresi tayin edilir.
17
Deney No: 3
Deney Adı: Beton Agregalarında Yüzey Nemi, Tane Yoğunluğu ve Su Emme Oranı Tayini
Deneyi
Deneyin yapıldığı yer: Yapı Malzemeleri Ve Tatbiki Mekanik Laboratuarı
Deneylerin Amacı
Hedeflenen işlenebilme, dayanım ve dayanıklılığa sahip olabilecek bir beton üretiminde, önce,
eldeki malzemelerin özellikleri göz önünde tutularak beton karışımında yer alabilecek
malzemelerin miktarlarını tayini için hesap yapılmaktadır.
Beton karışım hesabında genellikle, agreganın nem durumu "Doygun Kuru Yüzey (DKY)‖
varsayılarak 1m3 betonda yer alması gereken su, çimento ve agrega miktarları
hesaplanmaktadır. (Beton karışım oranlan, bazen, agregayı "tamamen kuru" varsayarak da
yapılmaktadır.)
Karışım hesaplarında DKY olarak varsayılan agreganın nemlilik durumu, beton üretiminde
bizzat yer alan agreganım nemlilik durumu ile genellikle aynı değildir. Betonun üretileceği
gün, agrega "hava kurusu" durumunda veya "ıslak" durumda olabilmektedir. Şayet, agrega
ıslak durumda (yani, tanelerin üzerinde serbest su bulundurur durumda) ise, betonun içerisine,
karışım hesaplarında elde edilen su miktarından daha çok su katılmış olmaktadır. Böyle bir
durumda, su/çimento oranı hesaplanan miktardan daha yüksek olacağından, betondan istenilen
dayanım elde edilememektedir. Öte yandan, agrega, "tamamen kuru" veya "hava kurusu"
durumunda ise, beton karışımının içerisine katılan suyun bir miktarını emebilmektedir. Bu
durumda da istenilen işlenebilmenin ve dayanımın elde edilebilmesi güçleşmektedir.
Agregadaki mevcut suyun yüzdesi ve su emme kapasitesi, agreganın DKY durumunda olduğu
varsayımına dayanan karışım hesabında elde edilen su ve agrega miktarlarının düzeltilmesi
(gerçeğe uygun hale getirilmesi) amacıyla kullanılmaktadır. Şayet, agrega ıslak durumda ise,
serbest su miktarı hesaplanmakta ve karışıma girecek su miktarı o kadar azaltılmaktadır.
Agrega kuru durumda ise, ne kadar su emebileceği hesaplanmakta ve karışıma girecek su
miktarı o kadar artırılmaktadır. Böylece, beton karışımı için yapılan hesaplardaki su/çimento
oranından sapma olmamaktadır. (Su miktarındaki düzeltmelerin yanı sıra, agrega miktarlarında
da uygun düzeltmelere yer verilmektedir.)
Agreganın tane yoğunluk (özgül ağırlık) değeri ise betonda yer alabilecek malzeme
miktarlarının hesaplanmasında kullanılır. Betonda kullanılan çimento, su ve agregaların özgül
ağırlıkları bilindiği takdirde bu malzemelerin 1m3 içindeki hacimleri hesaplanabilmektedir.
Aynı şekilde bir malzemenin 1m3 içerisindeki hacimleri bilindiği takdirde ağırlıkları da
hesaplanabilmektedir.
Diğer taraftan, agreganın su emme kapasitesi, malzemelerin karışımı için yapılan hesaplar için
önemlidir. Ayrıca, agreganın su emme kapasitesi, betonun ve betonda kullanılan agreganın
dayanıklılığı için de büyük önem taşımaktadır. Su emme kapasitesi yüksek olan gözenekli
agregaların içerisine su kolayca girebilmekte ve soğuk havalarda buz haline dönüşerek
genleşmeye, çatlamaya yol açmaktadır.
18
AÇIKLAMA: Deney föylerinin hazırlanmasında yürürlükteki Türk Standartları esas
alınmıştır. Agregaların yüzey nemi oranı tayini deney standardı TS 3523/Aralık 1980 (Beton
Agregalarının Yüzey Nemi Oranının Tayini), tane yoğunluk ve su emme oranı tayini deneyleri
standardı ise TS EN 1097-6/ Mart 2002 (Agregaların Mekanik ve Fiziksel Özellikleri İçin
Deneyler Bölüm 6: Tane Yoğunluğu ve Su Emme Oranının Tayini)‘dir.
Deneyde kullanılacak numune miktarı en büyük tane büyüklüğüne bağlı olarak değişir.
TS 707'ye uygun olarak ve yaklaşık Tablo 1'de gösterilen miktarda oluşturulmuş deney
numunesi tartılır (M0).
Tartım işlemi sırasında agreganın nemini kaybetmemesi için çok hızlı çalışılmalı ve
gereken her türlü önlem alınmış olmalıdır. Tartılan numune madeni kabin içine
yayılarak serilir ve ısıtıcının yardımıyla doygun kuru yüzey haline getirilerek tartılır
(M1). (Agreganın doygun kuru yüzey durumuna nasıl geldiği özgül ağırlık deneylerinde
belirlenen yöntemlerle ile saptanır.)
Agreganın yüzey nemi oranı; yüzey neminin agreganın doygun kuru yüzey halindeki
ağırlığına oranı olarak aşağıdaki bağıntı ile onda bir hanesine yuvarlatılarak hesaplanır.
19
Tablo 2. Yüzey nemi oranı deneyi kayıt ve hesaplama çizelgesi
Deney numunesinin
Numune No N (%)
M0 M1
1
Etüvde kurutulmuĢ esasta tane yoğunluğu: Bir agrega numunesinin etüvde kurutulmuş
haldeki kütlesinin, taneler içindeki kapalı boşluklar ve suyun girebildiği boşluklar da dahil,
suda işgal ettiği hacme oranı.
Görünür tane yoğunluğu: Bir agrega numunesinin etüvde kurutulmuş haldeki kütlesinin,
taneler içindeki kapalı boşluklar dahil, ancak suyun girebildiği boşluklar hariç olmak üzere,
suda işgal ettiği hacme oranı.
Su emme: Suyun, tanelerdeki boşluklara nüfuz ederek emilmesi sebebiyle, etüvde kurutulmuş
agrega numunesinin kütlesinde meydana gelen artış.
Sabit kütle: En az 1 saatlik kurutmadan sonra yapılan birbirlerini izleyen tartımlar arasında,
%0,1‘den daha büyük farklılık göstermeyen kütle.
2.2.Prensip
Tane yoğunluğu, kütlenin, hacme oranından hesaplanır. Kütle, deney numunesi kısmını,
doygun ve yüzeyi kurutulmuş halde ve tekrar etüvde kurutulmuş halde tartmak suretiyle tayin
edilir. Hacim ise, piknometre metodundaki tartımlar yoluyla, yer değiştiren suyun kütlesinden
tayin edilir.
Agrega, belirli sayıda farklı tane büyüklüğü aralıklarından oluşuyorsa, deney numunesi kısmı
hazırlanmadan önce numunenin 0,063 mm ila 4mm, 4 mm ila 31,5 mm ve 31,5 mm ila 63 mm
tane büyüklüğü aralıklarına ayrılması gereklidir.
Hava dolaĢımlı etüv: sıcaklığın (110 ± 5)°C‘de tutulabilmesi için termostat ihtiva eden.
Terazi: numunenin kütlesini, kütlenin % 0,1‘ine tekabül eden doğrulukla tartabilen.
20
Su banyosu: termostat kontrollü ve sıcaklığı (22 ± 3)°C‘de tutulabilen.
Termometre: doğruluğu 0,1°C olan.
Deney elekleri: 0,063 mm, 4 mm, 31,5 mm ve 63 mm göz açıklık büyüklüğüne sahip.
Tepsiler, Kuru ve yumuĢak emici bezler
2.4. Ġri agreganın (4 mm-31,5 mm) tane yoğunluğu ve su emme oranının tayini
Piknometre: 1000 mL ila 5000 mL arasında hacme sahip bir cam şişe ve başka uygun bir
kaptan ibaret ve deney süresi boyunca, hacmi 0,5 mL mertebesinde kararlı olan.
Agrega deney numunesi kısmının kütlesi, Tablo 3‘te verilen kütle değerlerinden daha az
olmamalıdır.
2.4.3. ĠĢlem
Hazırlanan deney numunesi kısmı, piknometrede bulunan, (22 ± 3)°C sıcaklıktaki suya
daldırılır ve hapsolmuş hava, piknometre, eğik konumda hafifçe yuvarlanarak ve sallanarak
uzaklaştırılır. Piknometre, su banyosu içerisinde düşey hale getirilir ve deney numunesi kısmı,
(22 ± 3)°C de (24 ±0,5) saat süreyle tutulur. Islatma süresinin sonunda, piknometre su
banyosundan çıkarılır ve varsa geriye kalan hapsolmuş hava, piknometreyi hafifçe
yuvarlamak ve sallamak suretiyle uzaklaştırılır.
Piknometre, su ilave edilerek taşacak şekilde doldurulur ve kap içerisinde hiç bir hava
hapsedilmeden tepe kısmına bir kapak yerleştirilir. Daha sonra, piknometrenin dış kısmı
kurutulur ve tartılır (M2). Suyun sıcaklığı kaydedilir.
Agrega taneleri, sudan çıkarılır ve birkaç dakika süreyle kurumaya bırakılır. Piknometre
tekrar su ile doldurulur ve kapak daha önce belirtildiği şekilde yerleştirilir. Daha sonra,
piknometrenin dış kısmı kurutulur ve tartılır (M3). Suyun sıcaklığı kaydedilir.
21
Suyu süzülmüş deney numunesi kısmı, kuru bezlerden birinin üzerine alınır. Bez üzerine
yerleştirilen agrega tanelerinin yüzeyi dikkatlice kurutulur ve bez rutubet ememeyecek hale
geldiğinde, taneler, ikinci bir kuru, yumuşak emici bez üzerine aktarılır. Agrega taneleri,
kalınlığı bir agrega tanesinden daha fazla olmayacak şekilde, bu ikinci bez üzerine yayılır ve
görülebilir bütün su filmleri uzaklaştırılana kadar direk güneş ışığından veya herhangi bir ısı
kaynağından korunarak atmosfere maruz bırakılır. Ancak bu durumda agrega taneleri, hala
rutubetli bir görünüm arz eder.
Doygun ve yüzeyi kuru deney numunesi kısmı, bir tepsiye aktarılır ve tartılır (M1). Agrega
taneleri, hava dolaşımlı bir etüvde, (110 ± 5)°C‘de, sabit kütleye (M4) kadar kurutulur.
Su emme oranı (WA24), 24 saatlik daldırmadan sonra, kuru kütlenin bir yüzdesi olarak,
aşağıdaki eşitlik yardımıyla hesaplanır:
Burada;
M1: Doygun ve havada yüzeyi kurutulmuş agreganın kütlesi, g,
M2: Doygun agrega numunesini ihtiva eden piknometrenin kütlesi, g,
M3: Sadece su ile doldurulmuş piknometrenin kütlesi, g,
M4: Etüvde kurutulmuş deney numunesi kısmının kütlesi, g
22
Tablo 4. İri agrega için deney kayıt ve hesaplama çizelgesi
Deney numunesinin
Numune ρa ρrd ρssd WA24
No M1 M2 M3 M4
1
2.5. Ġnce agreganın (0.063 mm-4 mm) tane yoğunluğu ve su emme oranının tayini
Piknometre: 500 mL ila 5000 mL arasında hacme sahip bir cam şişe ve başka uygun bir
kaptan ibaret ve deney süresi boyunca, hacmi 0,5 mL mertebesinde kararlı olan.
Metal kalıp: üst kısmının çapı (40 ± 3) mm, alt kısmının çapı (90 ± 3) mm ve yüksekliği (75
±3) mm kesik koni şeklinde olan. Metal kalıbın et kalınlığı en az 0,8 mm olmalıdır.
Metal sıkıĢtırıcı: (340 ± 15) g kütleli, çapı (25 ± 3) mm olan dairesel kesitli bir karıştırma
yüzeyi ihtiva eden ve metal kalıp ile birlikte kullanılan.
Tepsi: alanı 0,1 m2 den daha küçük olmayan düz tabanlı, kenar yüksekliği 50 mm den daha az
olmayan ve suyu emmeyen bir malzemeden imal edilmiş olan.
2.5.2. ĠĢlem
Hazırlanan deney numunesi kısmı, piknometrede bulunan, (22 ± 3)°C sıcaklıktaki suya
daldırılır ve hapsolmuş hava, piknometre eğik konumda hafifçe yuvarlanmak ve sallanmak
suretiyle uzaklaştırılır.
Piknometre, su banyosu içerisinde düşey hale getirilir ve deney numunesi kısmı, (22 ±
3)°C‘de, (24 ±0,5) saat süreyle tutulur. Islatma süresinin sonunda, piknometre su
banyosundan çıkarılır ve varsa geriye kalan hapsolmuş hava, piknometre, hafifçe
yuvarlanmak ve sallanmak suretiyle uzaklaştırılır.
Piknometre, su ilave edilerek taşacak şekilde doldurulur ve kap içerisinde hiç bir hava
hapsedilmeden tepe kısmına bir kapak yerleştirilir. Daha sonra, piknometrenin dış kısmı
kurutulur ve tartılır (M2). Suyun sıcaklığı kaydedilir.
23
Deney numunesi kısmını kaplayan suyun büyük bir kısmı süzülür ve piknometre bir tepsiye
boşaltılır. Piknometre, tekrar su ile doldurulur ve kapak daha önce belirtildiği şekilde
yerleştirilir. Daha sonra, piknometrenin dış kısmı kurutulur ve tartılır (M3). Suyun sıcaklığı
kaydedilir.
Islak deney numunesi kısmı, tepsinin tabanına üniform bir tabaka halinde yayılır. Yüzey
rutubetini buharlaştırmak amacıyla, agrega taneleri, hafif bir sıcak hava akımına maruz
bırakılır. Agrega taneleri, üniform bir kurumanın elde edilmesi amacıyla, hiçbir yüzey nemi
görülmeyinceye ve taneler artık birbirlerine yapışmayıncaya kadar, sık aralıklarla karıştırılır.
Karıştırma devam ederken, numune, oda sıcaklığına kadar soğutulur. Yüzey kuruluğunun
sağlanıp sağlanmadığının tespit edilmesi için, metal koni kalıbı, en büyük çapa sahip kısım,
tepsinin tabanına gelecek şekilde yerleştirilir. Koni kalıbı, bir miktar kuru deney numunesi
kısmıyla gevşek olarak doldurulur ve kalıbın üst kısmındaki delikten geçirilen bir sıkıştırıcı
kullanmak suretiyle agrega yüzeyi 25 defa hafifçe vurularak sıkıştırılır. Sıkıştırma işleminden
sonra, kalıp tekrar doldurulmaz. Kalıp, üzerinde hiçbir agrega tanesi olmayacak şekilde,
dikkatlice kaldırılır. Elde edilen agrega konisi çökmezse, kalıp kaldırıldığında çökme olayı
meydana gelene kadar kurutmaya devam edilir ve koni deneyi tekrarlanır1.
Doygun ve yüzeyi kurutulmuş deney numunesi kısmı tartılır (M1). Agrega taneleri, hava
dolaşımlı etüvde, (110 ± 5)°C‘de sabit kütleye (M4) kadar kurutulur.
1
İnce agreganın DKY hali yürürlüğü kaldırılan TS 3523/Aralık 1980‘te şu şekilde
belirtilmekteydi: DKY halinin kesme yöntemi ile belirlenmesi: DKY olduğu tahmin edilen
numune yarım küre şeklinde bir yığın haline getirilir. Yığın mala ile düşey olarak ikiye
bölünür. Bölünen ara yüzeyler kendilerini tutuyor ise kurutmaya devam edilir. Bu
yüzeylerin yıkıldığı durumda numunenin DKY haline geldiği anlaşılır. Gerekmesi
durumunda bu yöntemle de DKY belirlenebilir. Ancak, uygulamada her zaman
yürürlükteki standartların yöntemleri göz önünde bulundurulmalıdır.
24
Doygun ve yüzeyi kurutulmuş esasta tane yoğunluğu:
Su emme oranı (WA24), 24 saatlik daldırmadan sonra, kuru kütlenin bir yüzdesi olarak,
aşağıdaki eşitlik yardımıyla hesaplanır:
Burada;
M1: Doygun ve havada yüzeyi kurutulmuş agreganın kütlesi, g,
M2: Doygun agrega numunesini ihtiva eden piknometrenin kütlesi, g,
M3: Sadece su ile doldurulmuş piknometrenin kütlesi, g,
M4: Etüvde kurutulmuş deney numunesi kısmının kütlesi, g
Deney numunesinin
Numune ρa ρrd ρssd WA24
No M1 M2 M3 M4
1
25
-Ek—
c) Doygun ve yüzeyi kuru agrega: Hemen hemen tamamen çökme söz konusudur; fakat
tepe, hâlen görülebilir durumdadır ve şevler belirli bir açıya sahiptir.
d) Etüvde kurutulmuĢa yakın olan agrega: Tepe, belirgin değildir ve yüzey çizgisi,
yaklaşık olarak eğrisel bir yapı arz eder.
26
Deney No: 4
Deney Adı: Donatı Çekme Deneyi
Deneyin yapıldığı yer: Yapı Malzemeleri ve Tatbiki Mekanik Laboratuarı
Deneyin Amacı
Deneyin YapılıĢı
Çekme deneyi, ilgili standartlara göre hazırlanan deney örneğinin, tek eksende ve sabit bir
hızla koparılıncaya kadar çekilmesi işlemidir. Bunun için önce, incelenmesi istenen
malzemeden talaşlı işlemle standartlara uygun örnekler hazırlanır. Türk standartlarında TS
138 A, B, C, D, E ve F olmak üzere altı örnek tipi bulunur. Örnek tipi büyük ölçüde
malzemenin biçimine göre seçilir. Sekil 1'de TS 138 A normuna göre hazırlanmış daire kesitli
(yuvarlak) silindirik başlı bir çekme örneği görülmektedir.
Bu şekilde; d 0 örneğin çapını, d 1 bas kısmının çapını ( 1.2 d 0), /v inceltilmiş kısmın
uzunluğunu (lo+do), lo ölçü uzunluğunu ( 5do) (boy değişimlerinin ölçüleceği iki nokta arasındaki
uzaklık), h bas kısmının uzunluğunu ve lt, örneğin toplam uzunluğunu göstermektedir. Çapı 12
mm ve ölçü uzunluğu 60 mm olan çekme örneği; 12x60 TS 138A şeklinde gösterilebilir.
Hazırlanan örnek çekme makinesinin çenelerine takılarak deney yapılır. Şekil 2'de tipik bir
çekme makinesinin resmi görülmektedir. Deney sırasında, çekme örneğine sürekli olarak
artan çekme kuvveti uygulanarak örnekte kırılıncaya kadar meydana gelen uzama
kaydedilir.
27
ġekil 2. Tipik bir çekme makinesi
Birim uzama l
lo
l
Yüzde uzama % 100
lo
Burada; F çekme kuvvetini, Ao deney örneğinin ilk kesit alanını, l o örneğin ilk ölçü boyunu
ve Δl örnekte meydana gelen uzama miktarını gösterir.
Çekme deneyi sonucunda kuvvet (F) - uzama (Δl) eğrisi elde edilir. Ancak, bu eğri ile birlikte
kullanılan örneğin boyutlarını da vermek gerekir. Bu nedenle, bu eğri yerine daha evrensel
olan gerilme - birim uzama eğrisi kullanılır. F ve Δl için elde edilen okuma çiftlerinden, F
başlangıçtaki kesit alanına (Ao) bölünerek σ ve Δl numunenin başlangıçtaki boyuna (lo)
bölünerek ε hesaplanır. Apsise ε ve ordinata σ değerleri yerleştirilerek gerilme şekil
değiştirme diyagramı elde edilir. Gerilme-birim uzama (şekil değiştirme) eğrisine çekme
diyagramı denilir. Şekil 3'de normalize edilmiş durumdaki düşük karbonlu bir çeliğin gerilme -
birim uzama eğrisi verilmiştir. Esasında gerilme- birim uzama eğrisi, çekme makinesinden
elde edilen kuvvet- uzama eğrisine benzer şekle sahiptir.
Çekme deneyi sonucunda malzemenin orantı sınırı, elastiklik sınırı, akma sınırı ve çekme
dayanımı gibi mukavemet değerleri ile kopma uzaması, kopma büzülmesi ve tokluk gibi
28
süneklik değerleri belirlenir. Malzemenin cinsine, kimyasal bileşimine ve metalografik
yapısına bağlı olan bu özellikler aşağıda sırasıyla açıklanmaktadır.
29
gerilme değeri olup, σç = Fmaks / Ao formülü ile bulunur. Burada Fmaks malzemeye
uygulanan en yüksek kuvveti, Ao ise malzemenin ilk kesit alanını gösterir. Bu gerilmeye
ulaşılıncaya kadar deney parçasının kesiti her tarafta aynı oranda azaldığı halde, bu
gerilmeye karsı gelen noktadan sonra örnek bir bölgede yerel olarak büzülmeye başlar ve
daha küçük bir gerilmede kopar.
5. Kopma uzaması (K.U.) : Çekme örneğinin boyunda meydana gelen en yüksek yüzde
plastik uzama miktarı olarak tanımlanır. Çekme deneyine tabi tutulan örneğin kopan
kısımlarının bir araya getirilmesi ile son boy ölçülür ve boyda meydana gelen uzama Δl =lk-lo
bağıntısı ile bulunur. Burada; lo örneğin ilk ölçü uzunluğunu, lk ise örneğin kırılma anındaki
boyunu gösterir.
l
Kopma uzaması ise; K.U.= % x 100
lo
bağıntısı yardımıyla belirlenir. Bu değer, malzemenin sünekliğini gösterir. Bir malzemede
akma ve çekme dayanımlarını yükselten etkenler çoğunlukla sünekligi azaltırlar. Plastik
sekil değişimine elverişli olmayan malzemeye gevrek malzeme denir. Bu nedenle, gevrek
malzemeler teorik olarak kopma uzaması göstermezler, ancak uygulamada %l-2 gibi düşük
oranlarda kopma uzaması gösteren malzemeler de gevrek kabul edilirler.
6. Kopma Büzülmesi (K.B.): Çekme örneğinin kesit alanında meydana gelen en büyük
yüzde daralma veya büzülme miktarı olup
bağıntısı ile hesaplanır. Burada; Ao deney örneğinin ilk kesit alanını, Ak ise kırılma anındaki
kesit alanını veya kırılma yüzeyinin alanını gösterir. Kopma büzülmesi, kopma uzaması gibi
sünekligin bir göstergesidir. Sünek malzemelerde belirgin büzülme veya boyun verme
meydana gelirken, gevrek malzemeler büzülme göstermezler. Şekil 5'te, gevrek ve sünek
malzemelerin kırılma davranışı şematik olarak gösterilmiştir.
7. Rezilyans: Malzemenin yalnız elastik sekil değiştirmesi için harcanan enerji veya
elastik sekil değiştirme sırasında malzemenin depoladığı enerji demektir. Bu enerji,
gerilme (σ) - birim uzama (ε) eğrisinin elastik kısmının altında kalan alan
30
el . el
( ) ile belirlenir ve örnek kırılınca geri verilir (Şekil 6).
2
8. Tokluk: Malzemenin kırılıncaya kadar enerji abzorbe etme yeteneğine denir. Genellikle (σ)
- (ε) eğrisinin altında kalan alanın hesaplanması ile bulunur (Şekil 6). Birim hacim basına
düsen plastik sekil değiştirme enerjisi olarak tanımlanan tokluk, malzemenin kırılmaya
karsı direncinin bir ölçüsü olarak kabul edilir. Süneklikte olduğu gibi, tokluğun karşıtı olarak da
gevreklik deyimi kullanılır.
31
ġekil 7. Bazı metallere ait çekme diyagramları
a) Yüksek mukavemetli çelik ( yarı sünek )
b) Düşük karbonlu çelik (sünek)
c) Kır dökme demir (gevrek)
d) Tavlanmış bakır ( sünek)
32
Deney No: 5
Deney Adı: Agregalarda Elek Analizi
Deneyin yapıldığı yer: Yapı Malzemeleri Ve Tatbiki Mekanik Laboratuarı
Deneyin Amacı:
Agrega yığınındaki taneler çeşitli boyutlardadır. Granülometri, diğer bir deyişle elek analizi
bir agrega yığınının tane büyüklüklerine göre dizilişini belirlemek için yapılır. Granülometrik
birleşim agrega numunesindeki boyutları belirli sınırlar arasında bulunan tanelerin ne
miktarda agrega içinde bulunduğunu ortaya koyar. Granülometri betonun kompasitesini,
yoğurma suyu miktarını, dayanım ve dayanıklılığını büyük ölçüde etkiler.
Elek analizinde kullanılan elekler,belirli boyutlarda, dairesel delikli veya kare şeklinde
gözleri bulunan genellikle pirinçten yapılmış gereçlerdir. TSE‘nin yeni şartnamesinde Şekil
1.‘de gösterilen kare gözlü veya kare delikli eleklerin kullanılması kabul edilmiştir.
a
ġekil 1. Kare gözlü elek tipi
Eleklerin dizilişi belirli bir geometrik diziyi teşkil eder . Özellikle betonun davranışında
önemli etkileri olan küçük boyutlardaki tanelerin oranını daha iyi inceleyebilmek için, küçük
delik boyutlu eleklerin sayısı daha fazla tutulur. (Tablo 1.‘de agrega elek serileri verilmiştir).
Dairesel delikli eleklerin daha gerçekçi sonuçlar verdiği söylenebilirse de yapımının kolaylığı
açısından daha çok örgülü kare delikli eleklerin kullanılması yaygınlaşmaktadır. Kare ve
dairesel delikli elekler arasında ilişkinin 1,25a=d olduğu kabul edilebilir.
Agrega elek serileri (yeni TS 706) elek Dairesel delikli elekler (eski şartname)
açıklığı(mm) elek açıklığı (mm)
63 (kare delikli) 70
31,5(kare delikli) 30
16(kare delikli) 15
8(kare delikli) 7
4(kare delikli) 3
2(kare delikli) 2
1(kare delikli) 1
0,5(kare delikli) 0,5
0,25 (kare delikli) 0,2
Örnek: Aşağıda 3000 gr numune üzerinde yapılan bir deneyin sonuçları ve değerlendirmesi
verilmiştir.
34
ġekil 2. Tablo 2.’ye ait deney sonuçlarının granülometri eğrisi
Apsis eksenine elek çapları, ordinat eksenine elekten geçen malzeme (%) ‗leri çizilerek elde
edilen grafiğe ―Granülometri Eğrisi‖ adı verilir.
1. Granülometri eğrileri daima artan eğrilerdir. Bu eğrilerde ancak yatay doğru parçaları
bulunabilir.
2. Granülometri eğrisinin %100 çizgisine yakın olması agrega yığının ince olduğunu, %0
çizgisine yakın olması agrega yığınının iri olduğunu gösterir.
3. Eğri tüm elek bölgesinde mevcuttur.
4. Birbirini izleyen iki elek no‘suna karşı gelen % ordinatlarının farkı, agrega yığınının o iki
elek arasında kalan malzeme %‘sini verir. Mesela %99,1-%70=%29,1‘i 35mm‘den küçük
16mm‘den büyük tanelerden oluşur.
Yukarıda söylenenin bir sonucu olarak eğrinin yatay bir çizgisi var sa, bu yatay çizgiye karşıt
gelen elekler arasında tane yok demektir. Bu tür bir granülometri ye sahip olan agregalara
―süreksiz (kesikli) granülometri‖‗li agregalar denilir.
Beton üretiminde agrega tanelerinin çimentoya yapışabilmesi için tüm tane yüzeyl erinin ince
bir su filmi ile kaplanması gerekir. Tane boyutları küçüldükçe tanelerin toplam yüzeyi artar.
Toplam yüzeyin artması sonucu toplam yüzeyi ıslatacak su miktarı da artar. Halbuki ıslatma
suyu beton sertleştikten sonra buharlaşarak betonu terk edeceğinden yeri boşluk olarak
kalacaktır. Çünkü bu su hidratasyon için gerekli olan sudan ve jel suyundan fazladır ve
çimentoya bağlanmadığından bu fazla su nedeniyle oluşan boşluklar betonun mukavemetini
düşürür, geçirimliliği arttırır. Şu halde agrega granülometri sinin ince olması gerekir.
35
daha küçük çaplı küreler koyarak bu doluluğu arttırmak mümkündür. Küre çaplarını daha da
küçülterek arada kalacak boşluklar da doldurulabilir. Bu suretle yığının boşluğunu minimuma
indirgemek mümkündür
Bu alanda yapılan birçok deneysel çalışma neticesinde ―ideal granülometri‖ veya ―referans
granülometri‖ eğrileri bulunmuştur.
Uygulama kolaylığı yönünden standart değerler birçok ülke standartlarında eğriler yerine
eğrilerle sınırlandırılmış bölgeler olarak verilmektedir (Şekil 3).
Deney sonuçları:
Elek göz Elek Dara+ Elek Elek üstünde Yığışımlı Kalan (%) Geçen (%)
açıklığı Darası üstünde kalan kalan Malzeme
(mm) (kg) malzeme(kg) malzeme (kg) Miktarı (kg)
Yorum:
36
ġekil 3. Standart Granülometri Eğrileri
37
Deney No: 6
Deney Adı: Penetrasyon ve Düktilite Deneyleri
Deneyin yapıldığı yer: Ulaştırma Laboratuarı
A - Penetrasyon Deneyi
Cihazlar
Penetrasyon Cihazı: Sürtünmeye uğramadan dikey olarak hareket edebilen iğne ile
batma miktarını gösteren taksimatlı gösterge ve üzerine numune kabı veya aktarma kabı
konulan tabladan ibarettir. (Şekil 1).
Numune Kabı: Metal veya camdan yapılmış dibi düz silindirik bir kaptır. Numune kabı
için tavsiye edilen boyutlar;
Aktarma Kabı: İçerisine numune kabının konduğu aktarma kabı en az 350 cm3
kapasitede ve numune kabının tamamen su ile kaplanması sağlayacak derinlikte
olmalıdır.
38
ġekil 1 Penetrasyon ölçüm aleti
Penetrasyon deneyine tabi tutulacak bitümlü bağlayıcı numunesi TS 1 15-En 58'e göre
alınır. Alınan numune yumuşama noktası sıcaklığını geçmeyecek kadar ısıtılıp (Mak.90
°C), kap içerisinde hava kabarcığı kalmayacak şekilde iyice karıştırıldıktan sonra
numune kabına aktarılır. Numune derinliği iğnenin tahmin edilen batma miktarından en
az 10 mm daha fazla olacak şekilde numune kabına doldurulmalıdır. Numuneler 5-30
°C ortam sıcaklığı olan bir yerde soğumaya bırakılır.
Soğutma süresi hacmi 1 80 cm3'e kadar olan numunelerden derinliği 44 mm'ye kadar
olanlar 60–90 dakika, derinliği 45–60 mm arasında olanlar 90-120 dakika süreyle
soğumaya bırakılırlar. Hacmi 180 m3/den fazla olan numunelerin soğutma süresi ise her
100 cm3 için 60–90 dakika arasında olmalıdır. Daha sonra numune kapları aktarma
kabının içine konularak sabit sıcaklıktaki su banyosuna yerleştirilir ve 1-1.5 saat
bekletilir.
İçinde numune kabı bulunan aktarma kabı penetrasyon cihazının tablası üzerine
konulur. İstenilen ağırlık ile yüklenmiş iğne numune yüzeyine temas edecek şekilde
ayarlanır. Bir ışıkla numune yüzeyi aydınlatılır. İğnenin ucu ve numunenin yansıma
yüzeyi üzerinde uç uca temas edecek fakat numuneye batmayacak şekilde numune
deneye hazır hale getirilir.
Numune üzerinde kabın kenarına ve birbirine 1 cm'den daha yakın olmayan noktalardan
en az 3 deneme yapılmalıdır. Bu denemeler 2 dakika içinde yapılamaz ise numune ve
aktarma kabı yeniden su banyosuna konulur. Ve ölçümler yeniden yapılır. İğne her
deneyden önce temizlenmelidir.
B - Düktilite Deneyi
Cihazlar
Düktilite Cihazı: Standart kalıpta hazırlanmış bitüm numunesini su içinde her iki
ucundan tutarak belli bir hızda çekebilecek özellikte cihaz.
Prinç Kalıp:
Deneyin YapılıĢı
Deney yapılacak bitüm numunesi mümkün olan en düşük sıcaklıkta ısıtılarak akıcı hale
getirilir. Akıcı hale getirilen numune No. 50 elekten (297 mikron) süzülür. Yalnız
numunenin kalıba dökülmeden önce kalıp düz bir pirinç levha üzerine oturtularak ve
numunenin levhaya yapışmaması için gerekli tedbirler alınmalıdır (vazelinle
yağlanmalıdır). Ayrıca numunenin standart kalıba dökülürken parçalarının birbirinden
ayrılmamasına dikkat edilmelidir. Bitüm numunesi standart kalıbın üst seviyesini
geçinceye kadar doldurulur. Kalıp içerisindeki numune 30–40 dakika oda sıcaklığında
bekletilir. Soğuduktan sonra da 25°C'lik su banyosunda 30 dakika bekletilir. Su
banyosundan çıkartılan kalıp içeri¬sindeki numunenin kalıp üzerine taşan kısımları
40
ısıtılmış spatula ile kesilir ve bitüm numunesi ile kalıbın üst kısmı ile aynı seviyeye
getirilir. Numune tekrar 25 °C su banyosunda 1.5 saat bekletilir. Kalıp içindeki numune
su banyosundan çıkartılır. Kalıbın altındaki pirinç ile yanlardaki kalıplar sökülür ve
numune bekletilmeden düktilite cihazına yerleştirilir. Asfalt numunesinin içinde
bulunduğu kalıptaki delikler cihazın pimlerine takılır. Numune 5 cm/dakika'lık bir hızla
kopuncaya kadar çekilir. Asfalt numunesi koptuğu anda cihazın kenarındaki cetvelden
kopma mesafesi tespit edilir. Çekme sırasında düktilite cihazı içindeki su haznesinin
numunenin alt ve üstünde en az 2.5 cm'lik bir tabaka oluşturması lazımdır.
Normal bir deneyde kopma, çekilmekte olan bitüm numunesinin belirli bir yerde
birbirinden ayrılması veya iplik şeklini alarak kesit alanının sıfır olmasıdır.
Deney sırasında asfalt numunesinin suyun üst yüzeyine veya tabanına temas etmemesi
lazımdır. Buna engel olmak için suya metil alkol veya sodyum klorür ilave edilebilir.
Arka arkaya yapılan üç denemede normal deney şartları sağlanamaz ise bu deney
şartlarında düktilitenin tespit edilmediği bildirilir.
41
Deney No: 7
Deney Adı: Yumuşama Noktası ve Parlama Noktası Deneyleri
Deneyin yapıldığı yer: Ulaştırma Laboratuarı
Cihazlar :
Halka : Pirinçten yapılmış olup Şekil 3‘te verilen boyutlara uygun olmalıdır.
Bilye : Çapı (9,5 ±0,05 mm), kütlesi (3,.5±0,05gr) olmalıdır.
Kap : İç çapı 8,5 cm ve yüksekliği 12 cm‘den küçük olmayan ısıya dayanıklı
cam beher (600 veya 800 cm3‘lük beherle bu deney için uygundur.)
Termometre : 0,2 oC taksimatlı (-2/+80 oC) aralığında.
Numunenin Hazırlanması
Bitüm numunesi ıslatılarak akıcı hale getirilir ve içinde hava kabarcığı kalmayıncaya
kadar karıştırılır. Bir pirinç levha üzerine yapışmayı önleyici bir madde (vazelin gibi)
sürüldükten sonra halkalar levha üzerine konulur. İçinde hava kabarcığı kalmayacak
şekilde karıştırılan numune bu halka içine halkanın üst seviyesini geçecek şekilde
dökülür. Numune 1 saat süre ile soğutulur ve halka üzerinde taşan bitüm numuneleri
ısıtılmış spatula yardımıyla kesilip atılır.
Deneyin YapılıĢı
Cam kaba 8,25 cm (3,25 inç)‘lik yüksekliğe ulaşacak şekilde 5 oC‘lik saf su konur.
İçinde numune bulunan halka suyun içine sarkıtılır. Halkanın alt yüzü cam kabın
dibinden 2,52 cm (1 inç) yukarıda, üst yüzey ise su seviyesinden 5,08 cm (2 inç) aşağıda
bulunacak şekilde ayarlanır. Daha sonra bilye su dolu beher içine konulur. Termometre
suya batırılır. Termometrenin cıva haznesinin altı halkanın alt yüzeyi ile aynı olacak
seviyede ve halkaya yaklaşık 0,5 cm mesafede yerleştirilir. Ardından bilye alet
yardımıyla beher tabanından alınarak halka üzerine numunenin ortasına yerleştirilir. Su
sıcaklığı dakikada 5 oC artacak şekilde beher ısıtılmaya başlanır. Deneyin ilk 3
dakikadan sonraki en fazla 1 dakika aralıkta müsaade edilen sıcaklık yükselme hızından
sapma en fazla 0,5 oC olmalıdır. Halka içindeki bitümlü maddenin cam kabın dibine
temas ettiği anda termometrede okunan sıcaklık yumuşama noktası değeridir.
Yumuşama noktası tayini iki numune ile yapılır.
42
ġekil 3. Yumuşama Noktası Deney Aletleri
Bu deney parlama noktası 79oC‘nin üstünde olan petrol ürünlerine uygulanır. Parlama
noktası ısıtılan deney numunesinin buharına, deney alevinin temas ettirilmesi sonucunda
numunenin parladığı fakat yanmaya devam etmediği en düşük sıcaklıktır.
Petrol ürünlerinin parlama noktalarının bilinmesi özellikle uygulamalar sırasında
doğabilecek tehlikelerin önlenmesi açısından çok önemlidir.
Cihazlar
Clevland açık kap cihazı: Bu cihaz deney kabı, ısıtma levhası, deney alevi çubuğu ve
termometreden (-6 ile +400 oC) meydana gelir.
Cihazın Hazırlanması
Deney cihazı hava akımı olmayan yatay ve sabit bir yüzey üzerine yerleştirilmelidir.
Deney sırasında parlama noktasını tespit edebilmek için deney yerinin aşırı ışık
almaması gerekir. Deney kabı kullanılmadan önce iyice temizlenmelidir. Termometre
tabanı numune kabının tabanından ¼ inç (0.635cm) yukarıda ve numune kabının
yarıçapının ortasına dikey gelecek şekilde yerleştirilir.
43
Deneyin YapılıĢı
Deney yapılacak bitümlü malzeme çalışma sıcaklığına kadar (140 - 160oC) ısıtıldıktan
sonra deney kabına yüzeyinde hava kabarcığı kalmayacak şekilde seviye çizgisine kadar
(seviye çizgisi bulunmuyorsa üstten 1 cm aşağıda kalacak şekilde) doldurulur.
Numune sıcaklığı başlangıçta dakikada 14 – 17 oC artacak şekilde ayarlanmış
numunenin beklenen parlama noktasına 28 oC yaklaştığı anda sıcaklık dakikada 5 – 6 oC
artacak şekilde ısıtma hızı ayarlanır. Beklenen parlama noktasına en az 28 oC önceden
başlanarak sıcaklığın her 3 oC yükselmesinde numune üzerinden deney alevi geçirilir.
Deney alevinin çapı 4mm olmalıdır. Numune yüzeyindeki herhangi bir noktada tutuşma
görüldüğünde termometreden okunan sıcaklık ―parlama noktası‖ olarak kaydedilir.
Deney alevinin etrafında zaman zaman oluşabilen mavimsi alevi gerçek parlama ile
karıştırmamak lazımdır. Numunenin yanma noktasını tayin etmek için ısıtmaya aynı
hızla devam edilir. Tatbik edilen alev sonucu numune yüzeyinde 5 saniyeden fazla
yanma meydana geldiği anda termometreden okunan sıcaklık ―yanma noktası‖ olarak
kaydedilir.
Sonuçların Gösterilmesi
Deney yapılan yerde atmosfer basıncı 95.3 kPa‘dan küçük ise sonuçlara aşağıdaki
düzeltme değerleri eklenmelidir.
Aynı kişi tarafından aynı deney cihazı ile yapılan iki deney sonucu arasındaki fark 8
o
C‘den fazla olmamalıdır.
İki aynı laboratuarda elde edilen deney sonucu arasındaki fark 6 oC‘den fazla
olmamalıdır.
44
Deney No: 8
Deney Adı: Venturimetre
Deneyin yapıldığı yer: Hidrolik Laboratuarı
GiriĢ
Venturimetre cihazı, bir boru içinden geçen debinin ölçülmesinde kullanılmaktadır. Boru
içinde akan akışkan tedricen daralan bir kesit boyunca mansap tarafındaki daha küçük çaplı
bir boğaza yöneldiğinde, boğaz içindeki akışkanın hız, boru içindeki hızdan daha büyük olur.
Bu hız artışıyla basınçta düşüş görülür. Böylece basınç değişimi ölçülerek suyun debisi
hesaplanır Boğazın mansap tarafında akım hızı azalır ve hız düşerken basınç azalır.
Şekil 1'de venturimetre şematik olarak görülmektedir. Venturi boyunca çeşitli noktalarda
piyezometre tüpleri manometre tüplerine bağlanmıştır. Basınç muslukları sadece girişe ve
boğaza yerleştirilmiştir. Bu iki yerde yapılın ölçüm debiyi belirlemek için yeterlidir.
Venturimetre Teorisi
Şekil 2'de, bir noktada birleşen/ayrılan boru boyunca sıkışamaz akışkanın akışı görülmektedir
Mansap bölgesindeki 1. kesitin alanı a1 , boğaz bölgesindeki 2. kesitin alanı a2 ve herhangi
45
bir başka kesitteki n. kesit alanı an 'dir Bu kesitlerdeki piyezometre yükleri h1 , h2 ve hn 'dir.
Boru boyunca enerji kaybı olmadığı ve her bir kesitteki hız ve piyezometre yüklerinin sabit
olduğu kabul edilirse, Bernoulli teoremi aşağıdaki gibi yazılabilir.
u12 u2 u2
h1 2 h2 n hn (1.1)
2g 2g 2g
u1a1 u2 a2 un an Q (1.2)
2
u22 a2 u22
h1 h2
2 g a1 2g
2 g (h1 h2 )
u2 2
a
1 2
a1
elde edilir. Böylece denklem (1.2)'den debiyi şu şekilde yazabiliriz.
2 g (h1 h2 )
Q a2 2 (1.3)
a
1 2
a1
Pratikte 1 ve 2 kesitleri arasında bir miktar kayıp söz konusudur ve hız her iki kesitte de sabit
değildir. Sonuç olarak debinin ölçülen değerleri genellikle denklem (1.3)'deki değerinden
biraz daha küçüktür ve bu farklılık
2 g (h1 h2 )
Q Ca2 2 (1.4)
a
1 2
a1
şeklinde ifade edilir. Burada C deneyle elde edilen venturi debi katsayısıdır. Bir noktada
birleşen/ayrılan boru boyunca ideal basınç dağılımı denklem (1.l)'den şu şekilde elde
edilmiştir.
46
u12 un2
hn h1
2g
Süreklilik denkleminde hız oranlan yerine sağ taraftaki kesit oranlan konulursa ideal basınç
dağılımı şöyle oluşur.
2 2
hn h1 a2 a2
u22 2 g a1 an
Akış debisi ise tartma tekniği ile ölçülür. Bu işlem devam ederken h1 ve h2 değerleri
göstergeden okunur. (h1 h2 ) 'nin her değeri için uygun akış debisi ölçülmelidir. Ayarlanan
tüm piyezometre tüplerinin okumaları yapılarak venturimetre boyunca basınç dağılımı
belirlenir. Sayacın çapları ve piyezometre musluklarının durumları Şekil 3'de gösterilmiştir.
47
ÖlçülmüĢ Basınç Dağılımı
Tablo 1.1 ve Tablo 1.2'den hn h1 u 2 2 g ‘ye karşılık piyezometre tüplerinin başlangıç
noktasına olan mesafeleri dikkate alınarak venturimetre boyunca ölçülmüş ve ideal basınç
dağılımı aynı grafik üzerinde çizilir.
Tablo 1.3 ve Tablo 1.4 hazırlanarak venturimetre debi katsayısı bulunur. Bu sonuçlardan
yararlanılarak Q ile (h1 h2 )1 2 'nin ve Q ile C'nin değişimleri iki ayrı grafik üzerinde çizilir.
48
Tablo 1.4 Münferit deney sonuçlarından hesaplanan C değerleri
49
Deney No: 9
Deney Adı: Yağış-Akış Simülasyonu Deneyi
Deneyin yapıldığı yer: Hidrolik Laboratuarı
Tanımlar
Hidroloji: Hidroloji kelimesi hidro ve loji hecelerinden oluşmuştur. Hidro su, loji ise bilim
anlamındadır. Hidroloji; atmosfer, yeryüzü ve yeraltındaki su buharı, yağış, akış, toprak nemi
ve yeraltısuyu şeklinde oluşan suyun oluşumunu, yerel ve zamansal dağılımını inceleyen
bilim dalıdır.
YağıĢ: Atmosferdeki su buharının yoğunlaşarak sıvı veya katı olarak yerçekimi etkisiyle
yeryüzüne inmesi olayına denir. Yağış, genellikle kar ve yağmur şeklinde olur.
YağıĢ yüksekliği: Belli bir zaman süresinde yatay bir yüzey üzerine düşen ve düştüğü yerde
kalarak biriktiği kabul edilen yağışın su sütunu cinsinden yüksekliğine denir. Yağış yüksekliği
hidrolojik çalışmalarda çoğu zaman mm cinsinden gösterilir. 1 mm yağış 1 kg/m2 yağışa
eşdeğerdir.
Tekerrür-yineleme aralığı: Aynı şiddetli iki yağışın görülmesi arasında geçen ortalama yıl
sayısıdır.
Yağışın şiddeti, yağışın süresine ve tekerrür aralığına bağlıdır. Tekerrür aralığı arttıkça
yağışın şiddeti artar, süresi arttıkça yağışın şiddeti azalır. Bu nedenle yerleşim yerlerinin
yağmur suyu projeleri yapılırken, hesaplara esas alınacak yağmurun süresi ve tekerrür aralığı
dikkatli bir şekilde belirlenmelidir. Hesap yağmurunun süresi, yerleşim yerinin eğimine göre
belirlenir. Hesap yağmurunun süresi, az eğimli (Jz<1/50) yerlerde 15 dakika, orta eğimli
(1/50<Jz<1/20) yerlerde 10 dakika ve fazla eğimli (Jz>1/20) yerlerde 5 dakika alınabilir.
Hesap yağmurunun tekerrür aralığı ise, yerleşim yerinin büyüklüğüne ve önemine göre
belirlenir. Büyük şehirlerin şehir merkezlerinde kıymetli işyerlerinin olduğu yerlerde 15-20
yıl, orta büyüklükteki şehirlerde 5-10 yıl, ilçelerde 2-5 yıl, köylerde ve kasabalarda 1-2 yıl
alınabilir.
Hidrograf: Bir akarsu kesitindeki akış miktarının (debinin) zamanla değişimini gösteren
grafiktir.
50
Hidrograf
Tepe noktası
130
120
110
100
Çekilme eğrisi
Debi
90
80
70
60 Yükselme eğrisi
50
40
0 20 40 60 80 100
Zaman
Hidroloji Deney Cihazının Tanıtılması
Deneyin YapılıĢı
Yağış ile akış arasındaki ilişkinin belirlenebilmesi için öncelikle kuyulara kumanda eden F, G,
H ve I vanalarının kapatılması gerekmektedir. Ayrıca A, B ve E vanaları açık C ve D
vanalarının da kapalı olmasına dikkat edilmelidir. Cihazın her iki ucunda bulunan
ayarlanabilir savaklar su girişinin önlenmesi amacıyla su seviyesinden daha yukarıya
çıkartılmalıdır. Bütün bu işlemlerin amacı, havzadan gelen akışın tamamen dikdörtgen
savaktan geçmesini sağlayarak ölçümlerin yapılabilmesidir.
Daha sonra pompa çalıştırılır ve B vanası (gerekiyorsa A vanası da) üstteki fıskiyelerden
havzaya su verecek şekilde ayarlanır. Rotametreden geçen su miktarı okunur. Yağışın
başlamasından itibaren kronometre ile belirlenen yağış süresi boyunca dikdörtgen savaktan
geçen su miktarı 30 veya 60 saniyelik aralıklarla okunur ve belli bir süre sonra B vanası
kapatılarak yağış durdurulur. Yağışın durması akışın bitmesi anlamına gelmediği için
dikdörtgen savaktaki seviye ölçümlerine havzadan gelen su bitinceye kadar devam edilir.
Yağış süresi genellikle 5-10 dakika arasında seçilmelidir. Yağışın bitmesinden sonra
pompanın çalışması da durdurulabilir.Dikdörtgenden savaktan geçen ve belirli bir zaman
51
aralıklarıyla ölçülen su seviyeleri Q-h kalibrasyon eğrileri yardımıyla akışa dönüştürülerek
Tablo doldurulur.Elde edilen tablo yardımıyla zaman absise, akış ordinata yazılarak akış
hidrografı elde edilmiş olur.Akış hidrografının altında kalan alan da toplam hacmini
verecektir.Deneylerin bitiminde B,C ve D vanaları kapatılmalıdır.
E vanası açık
Zaman (dak) Savak Seviyesi(mm) Debi (l/dak)
0
1.0
1.5
2.0
2.5
3.0
3.5
4.0
4.5
5.0
5.5
6.0
6.5
7.0
7.5
8.0
8.5
9.0
9.5
10.0
10.5
11.0
11.5
12.0
13.0
14.0
15.0
16.0
20.0
24.0
52
ġekil 1. Cihazın Yandan Görünümü
53
ġekil 2. Keskin kenarlı dikdörtgen savak
54
Deney No: 10
Deney Adı: Dane Birim Hacim Ağırlığının Belirlenmesi (γs) ve Elek Analizi Deneyleri
Deneyin yapıldığı yer: Geoteknik Laboratuarı
BaĢlık sayfası:
Deney raporunun ilk sayfasını başlık sayfası olarak düzenleyiniz. Başlık sayfasının
oluştururken aşağıdaki tabloyu doldurunuz.
Dersin Adı:
Ad ve Soyadı:
Numarası:
Deney Numarası:
Lab. Grubu:
Deney Adı ve Numarası:
Deney Tarihi:
Deneyin amacı:
Deney raporunun ikinci sayfasının başına deneyin adını yazdıktan sonra yaptığınız deneyin
amacını yazınız. Bu kısma deneyin hangi amaçla yapıldığını ve hangi malzeme üzerinde
yapıldığını yazınız.
Deney Düzeneği:
Yapılan deneye ait düzeneğin basit bir diyagramını çiziniz ve düzeneği kısaca tanıtınız.
Düzeneğin altına ismini yazınız.
Teori:
Konu hakkında yeterince bilgi sahibi olduğunuzu gösterecek şekilde deneyin teorisini yazınız.
Deneyin Metodu:
Deney süresince tam olarak ne yaptığınızı ve (eğer deney kısa kesilmiş ise) yeterince zamana
sahip olmanız durumunda ne yapmanız gerektiğini kısaca anlatınız.
Hesaplamalar:
Mümkün olduğu sürece her hesaplamayı tablo halinde yapınız. Grafik olarak sunacağınız her
değeri bu bölümde tam olarak veriniz.
Sonuçlar:
Sonuçlara ait her değeri uygun birimler ile tablo halinde sununuz. Her tablo ve grafiğe isim ve
numara veriniz.
55
Grafikler:
Kontrol ettiğiniz veya kontrollü olarak değiştirdiğiniz her veriyi (örneğin; su muhtevası, hücre
basıncı, zaman, konsolidasyon basıncı v.b) yatayda ve ölçtüğünüz etkileri (mukavemet, kuru
birim hacim ağırlık, sıkışma miktarı, geçen su miktarı, v.b) düşey eksende gösteriniz. Kolay
çizim ve grafik kâğıdından en iyi şekilde yararlanabileceğiniz bir ölçek kullanınız. Eksenleri
isimlendirip kullanılan birimleri mutlaka belirtiniz. Her grafiği isimlendiriniz ve bir numara
veriniz. Eğer birden fazla teste ait veri aynı grafikte gösterilmişse bunların birbirinden ayırt
edilebilecek şekilde balıklandırınız.
Sonuçların tartıĢılması:
Değerlendirme:
Raporun tertibi:
Deney raporunu bilgisayarda yazınız ve bir dosya içinde hazırlayınız. Her kısma uygun bir
başlık veriniz. Yeni bir başlığa geçerken ve paragraf arasında bir satır boşluk bırakınız. Sağ
ve sol taraftan (zımbalama v.s‘ nin okumayı engellemesine izin vermeyecek kadar) yeterince
boşluk bırakınız.
Dane kısmının (boşluksuz) birim hacim ağırlığı olarak tanımlanır ve ağırlığının tanelerin
toplam (boşluksuz) hacmine oranı olarak ifade edilir.
56
Dane birim hacim ağırlığı belirlemede, iri taneli zeminler için yaklaşık 1 litrelik kavanoz
biçimli ve ince taneli zeminler için daha küçük hacimli (50-100 cm3), piknometre denilen
cam şişeler kullanılır. Deney için hassas teraziler(0,001 gr hassaslıklı ) kullanılır. Kullanılan
damıtık su veya karışımın içerisinde hava kalmamasına özen gösterilir. Bunun için
vakum,karıştırma , sallama gibi işlemler uygulanır. Ayrıca suyun birim hacim ağırlığı,
sıcaklıkla değiştiğinden ; deney sabit sıcaklıklı ortamda yapılılır ve suyun birim hacim ağırlığı
kullanılan sıcaklığa göre düzeltilir. Piknometre damıtık su ile doldurulup dışı iyice
kurulandıktan sonra tartılır (W1). Kurutulmuş , elle ufalanarak veya sert lastik bir tokmakla bir
kap içinde dövülerek tanelenmiş zeminden belli bir miktar alınır (WK). Miktarı belli olan bu
zemin, piknometrenin içine kayıp sız olarak aktarılır, üzerine damıtık su ilave edilerek
tartılır(W2). Aşağıdaki bağıntıdan zeminin tane birim hacim ağırlığı hesaplanır.
WK
S
WK ( W2 W1 )
Dane birim hacim ağırlığı, danelerin meydana geldiği kayaca (minerale) bağlı olarak değişik
değerler alır. Çoğu zeminler için 2.60-2.80 g/cm3 arasında değere sahiptir.
s s
Gs
w w
Rölatif Sıkılık
Zemini teşkil eden danelerin aralarında az veya çok boşluk bulunduğuna göre sıkılık çok veya
az diye ifade edilir. Bir zemin ne kadar sıkı ise o zemin o kadar az sıkışabilir ve az oturur,
içsel sürtünme açısı da büyük olur. Kum çakıl gibi ayrık daneli (kohezyonsuz) zeminlerde
zeminin sıkılık durumunu yansıtan rölatif sıkılık;
bağıntısından hesaplanır.
Burada; emax (maksimum boşluk oranı) zeminin en gevşek (en çok boşluklu) durumundaki
boşluk oranı, emin 8minimum boşluk oranı) zeminin en sıkı (en az boşluklu) durumundaki
boşluk oranı, e zeminin rölatif sıkılığının belirlenmek istendiği durumuna ait boşluk oranıdır.
Birimsiz olarak gösterilen Dr, ondalık veya yüzdelik bir sayı ifade edilir. En sıkı durumda 1
(% 100) ve en gevşek durumda 0 (% 0) sınır değerlerini alır. Zeminler rölatif sıkılık
değerlerine göre sınıflandırılabilir (Tablo 3).
57
Tablo 3. Rölatif Sıkılığa Göre Zeminlerin Sınıflandırılması
Sıkılık gevşek kumda 0-0,33, sıkı kumda 0,33-0,66 ve çok sıkı kumlarda ise 0,66-1 arasında
değişir.
1- Etüvde kurutulan malzeme, max dane çapı 3/8" veya daha az kuru malzeme ölçü kalıbı
içerisine gevşek olacak şekilde huni ile devamlı bir akım halinde dökülür. Serbest düşüş
yüksekliği 2 cm‘ dır. Yerleştirme sarsıntısı yapılmadan üniform kalınlıkta tabakalar halinde
58
merkeze doğru spiral bir hareket verilerek yapılır. 3/8" den daha büyük çaplı malzemeler
kepçe vasıtasıyla ölçü kabına boşaltılır ve birbiri üzerinden kayarak kaba yerleştirilir.
2- Ölçü kabının üst seviyesinden taşan fazlalık kaba bir sarsıntı vermeden dikkatli olarak
alınır. Yani numune kabın üst seviyesinde tesviye edilir.
2- Doymuş numune ağır ağır ölçü kalıbı içine konulur, bu sırada vibratör çalıştırılarak titreşim
sağlanır. Vibratör, doldurma yapıldıktan sonra minimum 1 dakika kadar çalıştırılır. Fazla su
ve ince malzemenin kabın üstünden akması sağlanır.
4- Malzeme karıştırma kabına dökülerek kuru ve yaş ağırlıkları tartılır. Daha sonra etüve
konularak numunenin su muhtevası bulunur.
Hesap Yöntemi
W2= Min. birim hacim ağırlığı deneyinde Kuru Ağırlık + Kap Ağırlığı
W3= Max. birim hacim ağırlığı deneyinde Yaş Ağırlık + Kap Ağırlığı
= Max. birim hacim ağırlığı deneyinde su muhtevasını belirtmek üzere; γkmin, γkmax,
ifadeleriyle hesaplanır.
k= Arazideki kuru birim hacim ağırlığını belirtmek üzere; Rölatif sıkılık,
bağıntısıyla hesaplanır.
59
60
Elek Analizi Deneyi
Zemin
61
Zemin Mekaniğinin KarĢılaĢtığı Problemler:
1. Oturma problemleri
2. Gerilme dağılımları
3. Zemin içindeki su hareketi
Mukavemet Özellikleri:
İndex Özellikleri:
Dane Spesifik
Kalınlığı Dane Çapı Yüzey
Kil Minerali (x10-6mm) (x10-6mm) (km2/kg)
Kaolin 50-2000 300-4000 0.0015
Klorit 30 10000 0.08
İllit 30 10000 0.08
Montmorillonit 3 100-1000 0.8
62
1.3. Katı-Sıvı-Gaz ĠliĢkileri:
MW
Su Muhtevası, w = x100
MS
Boşluk Oranı, e = Vb
VS
Vb
Porozite, n =
V
MS
Dane Yoğunluğu, s=
VS
M
Toplam Yoğunluk, =
V
Mk
V
63
Kuru Yoğunluk, , k =
VW
Suya Doygunluk Derecesi, S = x100
Vb
M k W Vb
Suya Doygun Yoğunluk , d=
V
Su Altında Yoğunluk, A= (d-W) w. s= e.S. W
b. Kütle Özellikleri: Zemini oluşturan katı, sıvı ve gaz (hava) kısımlarının birbirine göre
hacim veya ağırlık oranları, zeminin dokusu, kıvamı ve iç yapısı gibi bünyesel özellikleridir.
Zeminlerin Sınıflandırılması
64
0
100
10
90
20
80
30
70
40 Clay
)
Cla
(%
60
y
es
50
Siz
Siz
50
e s (%
d
60
Sa n
)
Sandy Clay Silty Clay 40
70
30
80 Clay-Sand Clay-Silt
20
90
Silty Sand Sandy Silt 10
100 Sand
0
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100
Silt Sizes (%)
LOWER MISSISSIPPI VALLEY DIVISION,
U. S. ENGINEER DEPT.
65
ġekil 5. Karayolları (AASHTO) Zemin Sınıflandırma Sistemi
66
ġekil 6. Birleştirilmiş Zemin Sınıflandırma Sistemi (USCS)
67
60
50
CH
Plasticity index PI (%)
40
30
MH&OH
20
CL
10
CL&ML ML&OL
0
0 20 40 60 80 100
Liquid limit LL (%)
Laboratuar Deneyleri
Laboratuarda daha önceden alınmış sondajlar sonucu elde edilen tüp (örselenmemiş), gerekse
kavanoz (örselenmiş) numunelerle yapılan deneylerden zeminin geoteknik özellikleri
hakkında bilgi edinilmektedir.
1. Elek Analizi
Elek analizi için elekler kullanılır. Elekler, genellikle kare gözlüdürler ve her eleğin bir adı
vardır. İri gözlü elekler inch (1 inch=2,54 cm) olarak adlandırılırken, ince gözlü elekler bir
sayı (rakam) ile adlandırılır. Elekte bir kare kenar uzunluğuna, elek göz çapı denilir ve bu,
tane çapına karşılık gelir. Tablo 2.‘de, amerikan (ASTM) ve İngiliz (BS) standartlarına göre
elekler ve ilgili bilgiler görülmektedir.
Elek analizi için bir miktar yaş zemin alınır, etüvde kurutulur, tanelenir. Böylece böylece
hazırlanmış zeminden belli bir miktar (birkaç yüz gramdan, birkaç kg‘ a kadar değişiyor)
zemin, bir dizi elekten elenir. Elek dizisinden elekler üstten aşağıya, iri gözlüden, ince
gözlüye doğru sıralanır.
68
Ağırlığı belli zemin, dizinin en üstündeki eleğe boşaltılır. Eleme elle veya genellikle bir
sarsma makinası ile yapılır. Eleme sonunda, her elek üstünde kalan zemin miktarı tartılarak
belirlenir. Her bir elek için, geçen yüzde (%P),
Tane büyüklüğü (çapı) dağılım eğrisi; yatay eksende tane çapı (mm) ve düşey eksende geçen
yüzdeleri olmak üzere çizilen bir eğridir. Yatay eksen logaritmik olup, tane çapı, genellikle
soldan sağa doğru büyür. Elek göz çapı (tane çapı, D) ve geçen yüzde (%P) değerleri
kullanılarak noktalar işaretlenir ve bu noktalar birleştirilerek tane çapı büyüklüğü eğrisi elde
edilir.
Deneyin yapımı için bir miktar yaş zemin alınır, etüvde kurutulur ve tanelenir. Hazırlanmış
zeminden belli bir miktar alınarak bir dizi elekten elenir. Elek No.(3/8, 3/16, 7, 18, 36, 72,
69
100, 200). Ağırlığı belli zemin, dizinin en üstünde kalan zemin miktarı tartılarak belirlenir.
Toplam numune ağırlığı esas alınarak her bir elekte kalan malzemenin yüzdesi hesaplanır.
200 No‘ lu elekten geçen yüzde ise, eleklerde kalan yüzdelerin %100‘ den çıkarılmasıyla
bulunur ve alt kaptaki malzemenin tartılmasıyla hesaplanır. Her bir elek için geçen yüzde (%
P) hesaplanır.
70
Granülometri Eğrisi
100
90
80
70
Geçen Yüzde (%)
60
50
40
30
20
10
0
0.0001 0.001 0.01 0.1 1 10 100
71
72
73
ASTM SIEVE SIZES
3
200 140 100 70 50 40 30 20 16 12 8 6 4 " 8
/" " “ " 1" 1 " 2"
B.S. SIEVE SIZES
3 3
300 200 150 100 72 52 36 25 18 14 10 7 1/" 8 /16" " 8
/" " “ " 1" 1 " 2"
100
90
80
70
60
50
Percent Finer
40
30
20
10
74
0 0.002 0.006 0.02 0.06 0.6 2 6 20 60
0.001 0.01 0.1 0.2 1 10
Equivalent Particle Size (mm)
Islak Analiz
Zeminin 74 mikron (0.0074 mm veya 200 No.lu elek) dan küçük taneli kısmı için ıslak analiz
uygulanır. Çünkü bu göz büyüklüğünden daha küçük eleklerin yapımında ve kullanılmasında
çeşitli zorluklar vardır. Islak analizde; 200 No.lu elekten geçen zeminden belli bir miktar
alınarak, cam silindir içinde damıtık su ile karıştırılarak bir süspansiyon (zemin + su karışımı)
hazırlanır ve taneler su içinde çökmeye bırakılırlar. Islak analiz hesabında Stokes yasasından
yararlanılır. Stokes Yasasına göre küresel tanelerin bir sıvı içinde çökmelerinin hızı,
bağıntısıyla hesaplanır.
Burada;
D : Çöken tanenin çapı (cm)
Suyun birim hacim ağırlığı 1 g/cm3 olarak alınırsa çöken danenin çapı, mm olarak
______________
s – 1) ………………………..….……………….…(3)
bağıntısıyla hesaplanır.
Pipet Yöntemi
Bu yöntemde, 200 No.lu elekten (0,074 mm) geçen zeminden bir miktar (25-100g.) alınır.
Bununla cam bir tüp içinde, toplam 500 cm3 lük bir süspansiyon hazırlanır. Tanelerin
kümeleşmesini önlemek için, süspansiyona dağıtıcı (katkı maddesi) katılır. En çok kullanılan
dağıtıcılar, sodium oxalate, sodium silicate, sodium hexametaphosphate vb. dir. Bir
karıştırıcıda (mikserde) iyice karıştırılan süspansiyon, cam tüp içine aktarılır ve deney
boyunca sabit sıcaklık sağlayan bir su banyosuna yerleştirilir .
Deney başladıktan sonra, başlangıçtan itibaren belli süreler sonunda (1, 2, 4, 15, 30 dakika, 1,
2, 4, 5, 16, 24 saat gibi), pipet denilen bir aletle, süspansiyon yüzeyinden itibaren 10 cm
derinlikten, 10 cm3 lük süspansiyon örnekleri alınır. Bu örnekler, etüve konularak kurutulur,
Wk kuru ağırlıklar hassas terazilerde tartılarak belirlenir.
Başlangıçtan itibaren t1 zaman sonra, süspansiyonda, yüzden itibaren ilk 10 cm lik derinlikte,
bağıntısıyla hesaplanan D1 çaplı veya daha büyük çaplı dane bulunmaz. Çünkü, D1 çaplı veya
daha büyük çaplı taneler, Stokes Yasasına göre, en az 10 cm çökmüşlerdir. Bu olaya, zemini
D1 çaplı elekten eleme gibi bakılabilir. D1 çaplı geçen yüzde,
75
%P'=Alınan örnekte, 1 cm3 teki zemin miktarı/Başlangıçta, süspansiyonda 1 cm3 teki zemin miktarı…(5)
200 No.lu elekten geçen zemine göre tanımlanan %P' nun, mekanik analize tabi tutulan tüm
zemine göre,
%P=%P'(200 No.lu elekten gçen zemin miktarı/Elemeye tabi tutulan tüm zemin miktarı)…(6)
Islak analiz için kullanılacak zeminin elde edilmesinde; 2 mm lik elek (10 No.lu elrk) ten
geçen zeminin; ince tanelerin, kum tanelerine yapışmış olması olasılığına karşı, 200 No.lu
elek üzerinde su ile yıkanması tavsiye edilmektedir. Yıkama suyuna bir miktar dağıtıcı katılır.
200 No.lu elek üzerinde kalan zemin kurutularak, takip eden eleklerde elenir. 200 no altına
geçen süspansiyon kurutularak veya kurutulmadan ıslak analiz için kullanılır.
Hidrometre yöntemi
200 nolu elekten geçen zeminden bir miktar alınarak, pipet yöntemindekine benzer olarak,
silindirik cam kap içinde 1000 cm3‘lük bir süspansiyon hazırlanır. Deney başlangıcından
itibaren, belli süreler sonunda, süspansiyonun birim hacim ağırlığı, hidrometre denilen alet
yardımıyla ölçülür. Hidrometre şekilde görüleceği üzere, bir gövde ve bir ince uzun boyun
kısmından oluşan cam bir alet olup, sıvı veya süspansiyonların birim hacim ağırlığını ölçmede
kullanılır.
76
77
78
Deney No: 11
Deney Adı: Kıvam Limitlerinin Belirlenmesi
Deneyin yapıldığı yer: Geoteknik Laboratuarı
A - Su Muhtevasının Belirlenmesi
Araç Ve Gereçler
1. Cam kap
2. Tartı aleti(0,1 g hassasiyetli)
3.Etüv (sürekli olarak 105-110 oC sıcaklık sağlayabilen)
Deneyin YapılıĢı
1. Deneyde kullanılacak cam kabı tartarak darası belirlenir (W1)
2. Su muhtevası bulunmak istenen yaş numune cam kabın içerisine konulur ve tekrar tartılır
(W2)
3. Numune etüvde 24 saat bekletilir
4. Kuruyan numune etüvden alınıp tekrar tartılır (W3)
79
B - Atterberg Limitleri
İnce taneli zeminler. su içeriklerinin değişmesi ile sıvı, plastik ve katı malzeme davranışlarına
sahip olabilmektedirler. İnce taneli zeminlerin bu değişik hallerini belirleyen sınır su
içerikleri, kıvam (Atterberg) deneyleri ile elde edilir
1. Likit Limit
Zeminin sıvı gibi davranmaya başladığı minimum su muhtevasıdır. Bunun belirlenmesinde iki
metot kullanılmaktadır
a. Konik penetrometre metodu
b. Casagrande Metodu
Konik penetrometre yönteminde amaç; belli ağırlıktaki bir konik ucun 5 sn süreyle bir kap
içine doldurulmuş zemine batma miktarını ölçerek farklı su içerikleri için su içeriği-batma
miktarı ilişkisinden likit limiti belirlemektir.
Araç Ve Gereçler
Deneyin YapılıĢı
1. 40 no‘lu elek altına geçen malzeme iyice karıştırılarak 250 gr alınır. Bu malzeme üzerine
damıtık su eklenerek macun kıvamına gelinceye kadar porselen potada spatula ile karıştırılır.
2. Hazırlanan numune metal deney kabına sıkıca, içinde hava kabarcığı kalmayacak şekilde
yerleştirildikten sonra yüzeyi çelik cetvelle tesviye edilir ve penetrometre tabanına koyulur.
3. Koni zeminin yüzünü belirsizce çizecek düzeye indirilir ve mikrometre sıfır okuması alınır.
Sonra düğmeye 5±1 saniye süreyle basılır. Süre sonunda son mikrometre okuması yapılır. İki
okuma arasındaki fark koni penetrasyonudur.
4. Koni kaldırılıp dikkatle temizlenir.10g kadar bir su muhtevası örneği koni deliği civarından
alınır ve su içeriği bulunur.
5. Yukarıdaki işlemler numuneye su eklenerek en az üç kez daha değişik su içeriklerinde
yapılır. Bu su içerikleri penetrasyon değerlerinin 15 ile 25 mm arasında değişeceği biçimde
ayarlanmalıdır. Kural olarak deney kurudan ıslak karışıma doğru yürütülür ve koniyle deney
kabı her denemeden sonra temizlenir. Saptanan her batma miktarı için su içeriği belirlenmesi
yapılır.
80
Batma miktarları ve bunlara karşılık gelen su içeriği değerlerinden akış eğrisi çizilir. Akış
eğrisi numunenin belli bir su içeriği ve buna karşılık gelen batma miktarı arasındaki bağıntıyı
gösteren bir eğridir. Akış eğrisinde 20 mm ye karşılık gelen su içeriği değeri, o zeminin likit
limitidir.
81
Casagrande Metodu
Araç Ve Gereçler
Deneyin YapılıĢı
82
83
2. Plastik Limit
Araç Ve Gereçler
Deneyin YapılıĢı
Likit limit deneyi için hazırlanan numuneden yaklaşık 15 gr alınır. Alınan malzeme porselen
kapta el ile yoğrulduğunda yapışmayacak, ancak kolayca yuvarlanabilecek kütle elde
edilmesini sağlayacak arı su ile yoğrulur. Bu kıvamdaki malzeme cam plaka üzerine konarak
el ayası ile yuvarlanır. Bu işlem yapılırken 3 mm çapında çubuklar elde edebilmek için
yeterince bastırılır. Çubuklar üzerinde çap 3 mm olduğunda yüzeyde çatlamalar olmaz ise
malzeme toplanır. Toprak haline getirilip yoğrulur ve işlem tekrarlanır.Bu yoğurma ve
yuvarlama işlemine, 3 mm çapındaki çubuğun çatlayıp birkaç parçaya ayrılıncaya kadar
devam edilir. Ufalanan çubuk parçaları su içeriği belirlenmesi için numune kaplarına alınır ve
tartılır. Bu işlemler 3 kere numune olacak şekilde tekrarlanır. Bulunan bu 3 su içeriği
ortalaması zeminin plastik limitidir.
3. Plastisite Ġndisi
84
85