Professional Documents
Culture Documents
Tuğrul Bey DÖnemi Selçuklu-Bizans Ekseninde Ermeniler
Tuğrul Bey DÖnemi Selçuklu-Bizans Ekseninde Ermeniler
Giriş
Ergin Ayan* Selçukluların reisi Tuğrul Bey 1038-
1040 yılları arasında Horasan’ı Gaznelilerin
elinden aldı. Tuğrul Bey daha sonraki yıllarda
Irak-ı Acem (1051) ve Azerbaycan’a (1054)
hâkim olup, 1055’de Bağdad’a girmiş ve Ab-
basî halifesi el-Kaaim Biemrillâh’ın kendisini
sultan unvanıyla tanımasını sağlamıştır. Aynı
zamanda hanedan üyelerinden amcaoğlu
Kutalmış b. Arslan Yabgu ile anadan bir üvey
Özet kardeşi İbrahim Yınal Selçuklu fetihlerinin
1
öncüleri olarak savaşmaktaydılar.
Esasen Selçuklu Türklerinin Ermenilerle te-
masları Çağrı Bey’in Doğu Anadolu’ya yaptığı keşif O devirde aynı zamanda hem yan cep-
seferi ile başlar. 1040 yılındaki Dandanakan zaferini heler üzerinde hem de özellikle Ermenistan
müteakiben Selçuklu tahtına oturup, Abbasî halife- istikametinde vuku bulan Selçukluların as-
sinden sultan unvanını alan Tuğrul Bey, Sünnî İslâm kerî harekâtları, şüphesiz Gence Ravvâdîle-
ülkeleri üzerinde egemen olduktan sonra, yönünü ri ve Arrân Şeddadileri gibi Azerbaycan’ın
Bizans üzerine çevirmiştir. Bu yönlendirmede şüphe- Müslüman ama Türk olmayan beyliklerinden
siz çeşitli faktörler rol oynamıştır. Bunlardan önemli de destek bulmuştur. Bizans İmparatorluğu
noktalardan biri gayrimüslimlerin yaşamakta olduğu ise 1039-1045 yılları arasında uyguladığı po-
Anadolu topraklarına yapılacak akınların gaza ve litikayla Ani Ermeni Krallığı’nı ilhak etmiş ve
cihat mahiyeti taşımasıdır. İkinci önemli nokta ise, bölgeyi doğrudan savunmaya geçmişti1. Bu
Türkistan’dan kopup gelen kalabalık Oğuz kitle- dönemde bilhassa Tuğrul Bey’in Büveyhîler-
lerini sevk edebilecek en müsait, verimli ve zengin le ve halife yönetimiyle münasebetlerindeki
coğrafyanın Anadolu olmasıdır. Bu ikinci nokta bir geniş görüşlü politikası, merkezî Batı İran
anlamda yeni bir yurt tutma anlamını taşımaktaydı. istikametinde yağma hareketlerine imkân
Üçüncüsü ise, Bizans İmparatorluğu’nun 1020’ler- vermediği için, bu bölgede Türkmen birlik-
den itibaren Ermenilere karşı izlediği politika ile lerini barındırmak ve beslemek pek mümkün
doğu bölgesinin savunmasız ve askeri bakımdan za- değildi. O halde, Türkmenleri mutlaka başka
yıf kalmış olmasıydı ki, bu durum Selçukluların gö-
YENİ TÜRKİYE 60/2014
Ebû Ali Hasan b. Musa b. Selçuk olabilir; Asan adı Bizans kaynak-
rını şöyle veya böyle büyük ölçüde ülkeden larında geçmektedir. Cedrenus, a.g.e., s. 573-575; M. A. Köymen,
Selçuklu Devri Türk Tarihi, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1993,
uzaklaştırmıştı. Bu siyaset sadece üst sınıflara 246.
(23) Cedrenus, a.g.e., s. 608.
münhasır kalmamış, Ermeni halkının büyük (24) Bizans’ın islediği Ermenistan politikası hakkında geniş bilgi için
bir bölümü İmparator II. Basileios (969- bk. Ergin Ayan, a. g. m., s. 73-88; Daha Bk. Mehmet Ersan,
‘‘Türk-Ermeni İlişkileri (XI-XIII. Yüzyıllar)”, Tarihte Türkler ve
1025) ve halefleri tarafından zorunlu tehcire Ermeniler, II, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2014, s. 162.
ri içeride varlıklarını hâlâ sürdürmekteydi. Tuğrul Bey, Rey’e geldikten (434/1042-
Konstantin Monomakhos zamanında Ani’nin 1043) sonra üç-beş yıl içinde, etraftaki hü-
Bizans orduları tarafından zaptı ve Ermenis- kümdarlar tarafından metbû olarak tanın-
tan’ın ilhakı, Ermenistan’ın tampon devlet mıştı. Mâverâünnehr’den gelen Oğuzlar ise
olarak oynadığı role son verdi ve Selçuklular genellikle Bizans ucuna gönderiliyorlardı. Bu
kandi akınları zaviyesinden bundan istifade arada, Selçuklu yöneticilerinde gayrimüslim
ettiler. Bizans dahi Türklerin taarruzuna ma- Bizans’ı yenilgiye uğratma ihtiyacı ve şerefi-
ruz kaldı25. Bu sınırın zayıflığı Bizans kuman- nin öncelikli olduğu kaynakların ifadesinden
danlarının elini kolunu bağlamaktaydı. Aras anlaşılmaktadır30. Mâverâünnehr’de bulunan
Vadisinden çıkan veya batı yönünde Vaspu- Oğuzların büyük bir kısmı İbrahim Yınal’ın
ragan’ı kat eden Türk birliklerinin geçmesi- yanına gelmiş, bunun üzerine Yınal onlara:
ne göz yumuluyor ve yollarını kesmek ancak “Sizin burada kalmanız ve İhtiyaçlarınızı bu-
Pasinler veya Pakrevant’tan ganimetleri yük- radan karşılamanızdan dolayı ülkem sıkıntı
lenmiş dönerlerken akıl ediliyordu26. Selçuk- içine girdi. Bana kalırsa yapacağınız en doğru
luların Anadolu’ya ilk akınları sıralarında, iş Rumlara karşı gazaya çıkıp Allah yolunda
İstanbul’da 1042’de Monomakhos ile birlik- cihad etmenizdir. Böylece ganimet de elde eder-
te vuku bulan taht değişikliği, Maniakes ve siniz. Ben de sizin izinizden gelip yapacağınız
Tornikios isyanları, Peçenek ve Rus saldırıla- işlerde size yardımcı olacağım.” demiş, onlar
rı27 Bizanslı müelliflerin daha çok dikkatlerini da kabul edip sefere çıkmışlardı. Oğuzlar,
çekmişti. Buna karşılık Ermeni yazarlar, kapı- İbrahim Yınal’ın önünden ilerlediler. Ma-
lazgirt, Erzenü’r-Rûm (Erzurum) ve Kalika-
daki Selçuklu tehlikesini yakinen hissetmişler
la’ya kadar geldiler. Trabzon’a ve o bölgedeki
ve kaleme almışlardı. Urfalı Mateos, Vaspu-
bütün şehir ve kasabalara kadar uzandılar31.
ragan’ın, özellikle de Ani Ermeni Krallığı’nın 5
Ermeni müverrihlerinden Çamiçyan’a göre
ilhakından itibaren, Ermeniler ile Bizanslılar
Selçuklulardan önce 100000 kişilik bir kuv-
arasında her yerde var olan gizli savaşı gayet
vet gelip, Pasin ovasına kadar 24 kazayı istilâ
iyi bir şekilde açığa vurmuştur. Ermeniler im-
etmiş, arkasından 200000 kişilik bir kuvvet
paratorluk valilerinin onlara açmış olduğu bu
daha gelmiştir. Bizans ordusunun sayısı ise
gizli savaş ile doğudan dalga dalga gelmekte
60000’dir32. Onca Bizanslı kumandan ara-
olan Selçuklu yayılması arasında kısılıp kal-
sında Katakalon Kekaumenos, İslâm toprak-
mışlardır.
larına yapılacak bir karşı saldırıyı önerdiyse
de Vestis Aron’un müstahkem mevkilerde
Zor Zamanlar: İbrahim Yınal’ın savunmaya geçme teklifi üstün geldi. Bunun
Anadolu Harekâtları üzerine ahali müstahkem kalelere toplanır-
(25) A. A. Vasiliev, Bizans İmparatorluğu Tarihi, Çev. Arif Müfid Mansel,
Yukarıda bahsettiğimiz gibi, bir Sel- Maarif Matbaası, Ankara, 1943, s. 450.
(26) R. Grousset, Başlangıcından 1071’e Ermenilerin Tarihi, Çev. Sosi
çuklu beyinin yönetimi altında kendi başına Dolanoğlu, Aras Yayınları, İstanbul, 2006, s. 573.
harekete geçen ve Vaspuragan’da kendisini (27) Bu olaylar hakkında meselâ bk. Mikhail Psellos, Mikhail Psellos’un
Khronographiası, Çev. Işın Demirkent, Türk Tarih Kurumu, Anka-
yok ettiren ilk akıncı grubundan sonra, bu- ra, 1992, s. 93-136.
(28) Mateos’a göre Tuğrul Bey, İbrahim Yınal ile birlikte Kutalmış’ı da
nun intikamını almak üzere Tuğrul Bey’in göndermiştir. Mateos, a.g.e., s. 86.
(29) H. D. Andreasyan, Başkumandan Simbat Vekayinamesi (951-1334),
emriyle 440 (1048-1049) yılında İbrahim Türk Tarih Kurumu Yayınlanmamış Tercüme, s. 30.
Yınal Bizans’a karşı bir sefer düzenledi28. (30) Esîr, a.g.e., IX, s. 414-415. 440 (1048-1049) yılı olayları; İbnü’l-
YENİ TÜRKİYE 60/2014
nemi”, s. 42.
Abdülmelik zamanında yapılıp, sonradan ha- (40) Esîr, a.g.e., IX, s. 414-415. 440 (1048-1049) yılı olayları; İbnü’l-
Cevzî, a.g.e., s. 314; Mehmet Altay Köymen, Tuğrul Bey ve Zamanı,
rap olan caminin tamiri ile Tuğrul Bey namına Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1976, s. 127; Sümer, a.g.e., s. 96;
Sevim, a.g.e., s. 5.
hutbe okunmasını imparatora teklif etti. İm- (41) Zonaras, a.g.e., s. 91 vd.; Azimî, a.g.e., s. 9; Esîr, a.g.e., IX, s. 422;
parator bu teklifleri yerine getirdi. Caminin Karş. Yinanç, a.g.e., s. 48; Turan, a.g.e., s. 124; Mevdûdî, a.g.e., s.
180 vd.
içine kandiller asıldı, müstahdemlerine maaş (42) Yinanç, a.g.e., s. 48 vd.; Köymen, a.g.e., s. 56.
yaklaşmakta olduğundan, isyan durumunda diye) kalesini zapt ve halkını esir etti. Sonra
bulunan Kutalmış kaleyi kuşatmaya vakit Erciş üzerine gitti. Ercişliler yüklü bir fidye
bulamamış ve çekilmiştir43. Çamiçyan, Ced- karşılığında teslim oldular47. Tuğrul Bey, Van
renus’a uyarak olayı 1051 yılı hadiseleri ara- gölünün kuzeyindeki Erciş ve Bergri kaleleri-
sında zikretse de bu olayların Tuğrul Bey’in ni kolaylıkla fethettikten sonra, Anadolu’nun
Anadolu seferinden az önce 1053’te cereyan kilit noktalarından biri olan Apahunik bölge-
etmiş olması kuvvetle muhtemeldir. sinde Malazgirt yakınlarında Karaklukh (Taş-
başı) denilen yerde karargâh kurdu. Mateos,
Büyük Sultan’la TEMAS: teslim sırasında Ercişlilerin Tuğrul Bey’e Ma-
Büyük Operasyon lazgirt’i zaptettiği takdirde bütün Ermenis-
tan’ın kendisine tâbi olacağını söylediklerini
Tuğrul Bey’in Bizans İmparatorluğu’na yazar. Ertesi gün, şafakla birlikte sultan, hü-
karşı bizzat sefer yapmasında Bizans İmpa- cum borusunun çalınmasını emretti. O gün,
ratoru Konstantin Monomakhos’un Mısır’a Malazgirt şehri kuşatılınca Hıristiyanlar için
seferi için topraklarından geçiş izni verme- korkunç bir manzara hâsıl oldu. Çünkü boru
mesinin tesiri olup olmadığı malûm değildir. sesleri aksedince bütün ordu tarafından yük-
Çamiçyan, Selçuklu hükümdarının Bizans selen bağırışlar şehrin surlarını sarstı. Onlar,
İmparatoru Monomakhos’un ölüm haberini tek bir insan gibi müttefiken hareket edip
aldığında Doğu Anadolu seferine karar verdi- şiddetli hücumlara mukavemet ettiler. Şeh-
ğini yazmaktadır44. Sultan’ın sefere çıkmadan
rin Bizanslı kumandanı, Abukab’ın oğlu Va-
önce, Azerbaycan’da hâkim iki Müslüman
sil idi. Vasil’in babası bir Ermeni, annesi de
hükümdarı, Vahsûdân ile Ebû’l-Esvâr’ı tabi
bir Gürcü idi. Aslen Tayk eyaletinden olan
duruma getirmek suretiyle arkasını emniyete
8 Vasil, imparator Monomakhos tarafından
alması, onun bu sefere ne kadar ehemmiyet
Malazgird ‘e vali tayin edilmişti. Tecrübeli bir
verdiğini göstermektedir45.
asker olan Vasil, şehrin her tarafını tahkim-
Tuğrul Bey Anadolu seferi için 446 le, gerek kadın, gerekse erkek bütün cesur
(1054-1055) senesinde Azerbaycan’a gitti ve adamları vazifelere tayin etti. O, her birine,
Tebrîz üzerine yürüdü. Şehrin hâkimi Emîr imparator namına mevki ve rütbeler vadetti
Ebû Mansûr Vehsûzân b. Muhammed er- ve bütün halka gece gündüz durmadan ce-
Ravvâdî, Tuğrul Bey’e itaat arz edip, adına saret telkin etti. Selçuklu askerleri, günlerce
hutbe okuttu. Onu hoşnut edecek hediyeler (43) Cedrenus, a.g.e., s. 606; Chamicii, a.g.e., s. 139; Aristages, a.g.e., s.
gönderdi ve oğlunu da rehin olarak bıraktı. 91 vd.; Karş. Yinanç, a.g.e., s. 49.
(44) Chamicii, a.g.e., s. 142.
Tuğrul Bey oradan Gence hâkimi Ebû’l-Es- (45) Köymen, a.g.e., s. 57.
(46) Burası Bizans’a ait bir yerdi. Şehri kuşatıp halkını zor durumda
vâr üzerine yürüdü. O da aynı şekilde itaat bıraktı, ayrıca o civardaki şehirleri yağma ve tahrip etti. Malazgirt
arz edip, Tuğrul Bey adına hutbe okuttu. O müstahkem bir şehirdi. Bu sırada Diyârbekir hâkimi Nasrüddevle
b. Mervân da Tuğrul Bey’e itaat etmiş ve adına hutbe okutmuştu.
yöredeki diğer şehirlerin hâkimleri de haber Esîr, a.g.e., IX, s. 453.
(47) Aristages, a.g.e., s. 93; Bu olay hakkında Mateos’un ifadesi şöy-
gönderip itaatlarını bildirdiler ve adına hutbe ledir: “(8 Mart 1054-7 Mart 1055) tarihinde Ermenistan üzerine
okuttular. Askerler ona boyun eğdiler, Tuğrul zehirli ve öldürücü bir rüzgâr esti. İran sultanı Tuğrul, payitahtın-
dan hareket edip deniz kumu kadar çok olan askerlerle beraber
Bey de onları yerlerinde bıraktı. Her birinden Ermenistan›a yürüdü1. Sultan, Bergri şehrine gelip burasını hü-
cumla zaptetti ve oranın ileri gelenlerini, zincirle bağlı oldukları
rehineler alıp, Ermenistan’a hareket etti46. halde esir olarak götürdü. O, diğer şehirleri de kılıçla tahrip etti ve
halkı öldürdü. O, ateş fışkıran kara bir bulut gibi’ hareket edip öldü-
Tuğrul Bey, kuşatmaya Van gölünün rücü bir dolu sağanağı ile birlikte Ercişdenilen şehrin üzerine geldi. Bu
YENİ TÜRKİYE 60/2014
şehre karşı sekiz gün şiddetli bir muharebe yaptı. Düşman askerlerinin
kuzeydoğu köşesinden başladı. Sultan, bü- çokluğuna karşı aciz bir vaziyete düşen şehir halkı, altın, gümüş, at
ve katırlardan ibaret birçok hediyeleri hamilen Sultana itaat etmeye
yük bir ordu, filler, arabalar, atlar, kadın ve koştular. Halk, bu suretle ve yalvarmaları sayesinde dostluk ve sulh
akdetmeye muvaffak oldu ve: “Ey cihangir sultan! Git Malazgirt şeh-
çocuklar ile birlikte geldi ki, seferde kadın rini zaptet, biz ve bütün Ermenistan sana tâbi olalım” dediler. Sultan
ve çocukların bulunduğu kayıtları Türkmen Tuğrul bu sözlerden çok memnun kaldı. Ordusuyla beraber hareket
etti ve her türlü fenalıklarla dolu bir yılana benzeyen Malazgirt şehri-
göçlerine delâlet eder. Önce Bergri (Mura- ne geldi”. Mateos, a.g.e., s. 100.
hiç durmadan hücumlarına devam ettiler. mancınığın önüne gelince durdu. Düşman
Onlar, şehri içinden zaptetmek için yeraltı askerleri, onun, mancınığı temaşa edip hayret
geçitleri kazdılar. Bunu haber alan şehirliler ettiğini zannettiler. Fakat o, derhal, şişenin
de aksi istikametten toprağı kazmağa baş- birini çıkarıp mancınığın üzerine attı. Sonra
ladılar ve düşman lağımcılarını kâmilen esir bir kartal süratiyle mancınığın etrafını dola-
ettiler. Şehirliler, esirleri surun üzerine çıkar- şıp diğer şişeyi de attı. Adam, üçüncü şişeyi
dılar ve orada öldürdüler. Bunu gören sultan de aynı surette attı. Mancınık aniden ateşle
son derece kederlendi. Pağeş (Bitlis)’e adam sarıldı, Frank da kaçtı. Müslüman askerleri,
gönderip İmparator II. Baileios’un, yaptırmış yapılan işi görmüş olup Frankın arkasına düş-
olduğu on beş çemberli korkunç ve hayret ve- tüler fakat o sağ ve salim olarak şehre girdi.
rici mancınıkı getirtti. Bu mancınık kurulun- Mancınık kâmilen yandı. Hıristiyanlar büyük
ca şehir kâmilen dehşet içine düştü, ilk vu- sevinç duydular ve şehir halkı Frankı bolca
ruluşta üç muhafız öldü ve en ileri mevkide mükâfatlandırdı. Sultan kendisi de Frankın
bulunan bir asker şehrin içine atıldı. Bunun bu işine hayran oldu ve Vasil’e, bu cesur ada-
üzerine şehir halkından bir rahip ortaya çıktı, mı mükâfatlandırmak için görmek istediğini
mancınığa karşı acilen bir makine kurdu ve söyledi, fakat Frank bunu reddetti. Bundan
attığı ilk taşla mancınıka isabet ettirip onun çok öfkelenen Sultan, suru devirmek üzere
baş tarafını kırdı. Dehşete kapılmış olan şehir dibini tekrar kazmak emrini verdi. Şehirliler,
halkı, bunu görünce tekrar cesaret aldı. Fakat onun bütün makinelerini hiçe sayarak cesa-
Selçuklular, birkaç gün içinde mancınıkı tah-
retle mukavemet ettiler. Onlar, demir çengel-
kim edip hiçbir taraftan yanaşılmaz bir hale
ler yaparak toprağı kazanları, bunlarla tutup
getirdiler ve şehrin surunu çok büyük taşlarla
yukarı çıkarıyorlar ve öldürüyorlardı. Bunu
dövmeğe başladılar. Bütün şehir, dehşet için-
gören Sultan, işi durdurttu ve çok mahcup 9
de sarsılmağa başladı. Bunun üzerine Vasil,
bir vaziyete düştü. Bunun üzerine şehirliler,
bütün şehre hitaben: “Mancınıkı yakmağa
mancınığa bir domuz koyup onu Sultanın or-
muktedir olan herhangi bir adama, birçok al-
dusunun içine fırlattılar ve hep bir ağızdan:
tın, gümüş, at ve katırlar vereceğim, imparator
“Ey sultan, bunu kendine karı yap, biz de Ma-
tarafından da ona rütbe ve mevki verilecektir.
Şayet bu adam Müslümanlar tarafından öldürü- lazgirt şehrini cihaz olarak sana veririz” diye
lürse mükâfat onun oğullarına veya akrabasına bağırdılar49.
verilecektir” diye ilân etti. Bunun üzerine bir Malazgirt kuşatmasındaki başarısızlık
Frank48 ileri atılıp: “Ben dışarı çıkıp o man- Tuğrul Bey’i hiç yıldırmamıştı. Buradan bir-
cınığı yakacağım. Bu gün ben, kanımı bütün liklerini yağmalamak üzere bütün bölgeye
Hıristiyanların uğuruna dökeceğim, çünkü gönderdi; Birinci kol, kuzeyde Abhaz kalesi
yalnızım ve benim için ağlayacak ne karım, ne ve Kafkas sınırlarında Parhar dağına, batıda
de çocuklarım vardır” dedi. Adam, kuvvetli Canit (Lazistan)’e ve güneyde Sim (Antito-
ve süratli bir at istedi. Zırhını giyip miğferi- roslar) dağlarına kadar. Bunlar kolayca tüm
ni başına geçirdi, mızrağının ucuna bir kâğıt
ülkeyi ele geçirdiler. Aristages, Tercan ve
geçirdi ve koynuna üç şişe neft yerleştirdi. O,
Ekegheac kazaları üzerine yapılan akınları ise
bu vaziyette, bir postacı tavrını takınıp yola
hiç kimse tarif edemez demektedir50.
çıktı. Adam, Hıristiyanların dualarına ve Al-
laha karşı olan itimadına güvenip Müslüman (48) Bizans ordusunda, Avrupa’nın muhtelif memleketlerinden gelmiş
YENİ TÜRKİYE 60/2014
nin Bizans valisi Teodoros ile ittifak kurma- (58) Aristages, a.g.e., s. 109.
(59) Cedrenus, a.g.e., s. 593.
yı denemişlerdi. Türkmenler bağlılıklarının (60) Grousset, a.g.e., s. 586.
(61) Aristages, a.g.e., s. 110 vd.; Karş. Grousset, a.g.e., s. 587; Mehmet
nişanesi olarak Ahlat’tan yağmaladıkları çok Ersan, Selçuklular Zamanında Anadolu’da Ermeniler, Türk Tarih
miktarda ganimeti getirip ona teslim etmiş- Kurumu, Ankara, 2007, s. 25.
(62) Cedrenus, a.g.e., s. 616 vd.; Karş. Grousset, a.g.e., s. 587; Ersan,
lerdi. Ancak, o sırada Tuğrul Bey’in elçileri a.g.e., s. 25.
O, casusları vasıtasıyla kalabalık meskûn yer- tikten sonra Erzurum’a yöneldi. Şehir halkı
leri tespit ettirdi. Sonra Selçuklular aniden kendisine kapıları açmayınca burayı kuşattı
üzerlerine baskınlar yapıp, ganimet ve esirler ise de Katakalon’un ona karşı bir ordu gön-
alarak, daha sonra tamamen yıkılmış yerler dermesi üzerine çekildi, fakat bölgeyi tahrip
bırakarak kendi topraklarına dönüyorlardı. etti. İvane’nin başarısızlığın verdiği öfkeyle
Bu baskınlardan birinde Ocak 1055’de Sel- Türklerden yardım istemesi ise, yeni olaylara
çuklular, Ciranis dağı eteğindeki Okomi’ye yol açtı65.
otuz bin kişinin can verdiği büyük bir baskın
düzenlemişlerdi63. Türkler bu daveti alınca birbiriyle ha-
berleşip hızla İvane ile birleştiler. İvane on-
Müellifinin yukarıda vermiş olduğu ların kalabalığını görünce kendisi bile ürküp,
bilgiler bize Bizans yönetimi ile bölgenin ko- kendisini bir kalede emniyet altına aldı. Ge-
pukluğu hakkında açık bir fikir vermek için len Türkler ona dediler ki: “Bize yağmalayabi-
yardımcı olmaktadır. Aslına bakılırsa, bu du- leceğimiz bir yer göster, bizi eli boş gönderme.”.
rum müellifin mensup olduğu Ermeni milleti Bir çıkış yolu bulamayan İvane onlara bir reh-
dünyası için bir yıkımı, Selçuklular için ise ber tayin edip, gönderdi. Bunlar geceleri ıs-
zafer vaadi anlamını ifade ediyordu. Erme- sız yerlerden geçerek Khaldia yani Trabzon’a
niler açısından bu felâketin nedeni şüphesiz, bağlı olan Bayburt taraflarına gittiler. Orada
1042’den 1055’lere kadar devam eden Sel- Canit ormanları içindeki Hart (Aydıntepe)
çuklu akınlarına rağmen, Ermenistan’ı koru- bölgesini yağmaladılar, sonra bol miktarda
yacak savunma hatlarının Bizans tarafından esir ve ganimet alıp, Gürcü rehberleri de
henüz kurulmamış olmasıydı. Bizans tarafın- ödüllendirmeyi unutmadan çekildiler. Fakat
dan ciddi bir savaşa ancak başarısızlıkla so- ülkenin savunmasız olduğunu görünce, çok
12 nuçlanan 1071 Malazgirt Meydan Savaşı ile geçmeden yeniden Ermenistan’a döndüler.
teşebbüs edilecektir. Bu sefer Tercan’ın güneyindeki Mananagi
kazasında ikiye ayrıldılar. Bunlardan bir kıs-
Ermeniler zaviyesinden süregiden bu
mı, Geyikkale’ye gelip hazırlıksız olan şehre
yıkıma imparatorluk emrindeki paralı asker-
baskın yaptılar. Oradan Pulur’a sarkıp, orayı
leri de ilave etmek gerekir. Bir örnek olmak
da ele geçirdiler. Aristages, öldürülen ve esir
üzere 1057’de Samuk Bey ile ittifak kurup,
edilenlerin sayısını 7000 olarak verir ve bütün
Ahlat’ı ele geçiren Norman asıllı Herve zikre-
bu zayıflıkların sebebini, Bizans’ın askeri soy-
dilmelidir. Herve daha sonra Samuk’u yenip,
luları ülkeden söküp atmasına bağlar. Bunlar
firara mecbur etmiş, ancak Ahlat yakınların-
olurken başka bir Türk kolu, Khorjean ve
da Diyarbakır Emîri Nasrüddevle tarafından
Hanzit’den dörtnala geçip, bir gece yürüyü-
esir alınmıştır64.
şünden sonra Alas kasabasına saldırdı. Ahali
İmparatoriçe Theodora’nın 22 Ağus- şehri çevreleyen üzüm bağlarına saklandı ise
tos 1056’da ölümünden sonra 1057-1058’de de Selçuklu süvarileri bir dolu yağmuru gibi
İstanbul’da yaşanan taht kavgaları Bizans’ı düşüp, korkunç bir insan avına giriştiler66.
bölünce, siyaseten tamamen terk edilen Er-
menistan, dini ve etnik menşei ne olursa ol- Bizans tahtında kavga ve kargaşa de-
sun kendisini kanıtlamak isteyenlerin tecrü- vam ederken 1057 Ekim ayının başlarında
be alanı haline geldi. Liparit’in oğlu Gürcü yeni bir Selçuklu ordusu Ermenistan’ı boy-
YENİ TÜRKİYE 60/2014
Prensi İvane, Ermenistan’a doğru genişlemek (63) Aristages, a.g.e., s. 116 vd.
(64) Cedrenus, a.g.e., s. 617.
için bu durumdan yararlanmak isteyenlerden (65) Aristages, a.g.e., s. 122 vd.; Grousset, a.g.e., s. 587 vd.; Ersan,
a.g.e., s. 26.
biriydi. Bizanslıların Erzincan’ı kendisine (66) Aristages Türklerin bu iki yere yapmış olduğu baskınlar sırasında
vermiş oldukları İvane, bu kargaşa esnasında yaşananları Ermeniler açısından çok acıklı bir şekilde tasvir et-
mektedir. Aristages, a.g.e., s. 124-129; Grousset, a.g.e., s. 286 vd.;
Yegantz-pert (Geyikkale) ile Havçiç’i zaptet- Grousset, a.g.e., s. 589 vd.
dan boya kat etti ve Kemah kazasına kadar götürdüler. Onlar, Fırat nehrini geçtikten sonra,
ilerledi. Burada ikiye ayrılarak bir kısmı Kog- erzak kıtlığı baş gösterdiğinden kışı geçirmek
honia’ya yürürken, diğerleri de gece yürüyüş- üzere Hanzit’te karargâh kurdular. Romalı as-
leri ile Malatya üzerine yöneldiler67. Bundan kerler Türkleri takip etti ise de onlara yetiştik-
sonrasını ayrıntılarıyla Mateos’dan aktaralım: leri vakit harp etmek cesaretinde bulunamadılar
“Dinar adlı büyük ve kuvvetli bir Selçuklu ve kendi memleketlerine döndüler”70.
emîri İran’dan geldi. O, hiç kimsenin endişe
Kar dolayısıyla yollar kapalı olduğun-
duymadığı bir anda, kötü niyetlerini yüreğinde
dan, ordunun açtığı yoldan atlar ve katırlar
saklamış olduğu halde muazzam bir ordu ile be-
yüksüz olarak önden yürüyordu. Esirler ve
raber şiddetle yürüdü. O, birçok memleketler-
ganimet eşyaları arkadan geliyordu. Bu şekil-
den, hiçbir fenalık yapmadan geçti ve doğruca
de yavaşça yol alarak Mormreans adlı köye
meşhur bir şehir olan Malatya68 üzerine geldi.
ulaştılar. Bu köyün aşağısında bir kale vardı
Bu şehrin altın, gümüş, mücevherler ve kıymetli
ve şehrin tüm sakinleri orada toplanmıştı.
kumaşlarla dolu olduğuna dair şayialar uzun za-
Selçuklular buraya ulaştıklarında, hemen hü-
mandan beri yayılıyordu. Şehir surdan mahrum-
cuma hazırlandılar. Reisleri kar tabakasının
du69. Emîr, önce şehrin cenup tarafındaki yerleri
üzerinde kalın bir halıya oturmuş vaziyette
zapt ile halkı hemen kâmilen kılıçtan geçirdi.
kalkanını önüne koyarak kaledekilere mey-
O, sonra Malatya üzerine geldi. Liparit’in oğlu dan okumaya başladı. Tam bu sırada boğa-
İvane, Müslümanlarla ittifak etmiş olup onlara zına isabet eden bir ok oku cansız yere serdi.
öncülük ediyordu. Malatya şehri kuşatıldığı za- Sonra kaledeki Bizans ordusu savaş borusunu
man mevsim kış ve Hisnag’ın (Noelden evvelki çalmaya başlayınca Türkler kaçtılar. Bizanslı-
elli gün) ilk günleri idi. Güzelliğinin şöhreti bü- lar ise onları takip etmek yerine bıraktıkları
tün İran’da yayılmış olan şehir, her taraftan kara ganimeti toplamaya başladılar. Biraz sonra 13
bir bulutla sarılmış gibi oldu. Şehrin kadın ve Türkler izlenmediklerini anlayınca, geriye
erkek bütün halkı, bu korkunç vaziyeti görünce dönüp kimi buldularsa öldürdüler71. Türkler,
kaçışmağa başladılar, fakat iltica edecek bir yer Mormreans’dan ayrılıp da Eghnut (Ağnut)
bulamıyorlardı. Bu tehlike anında, bütün şefkat sınırlarına geldiklerinde, milisler onlara yeti-
bağları ortadan kalktı ve ölüm korkusu bütün şip, pek çok esiri kutarıp ganimeti geri aldılar.
zihinleri işgal etti. Baba oğlunu, oğlu da baba- Yenilgiye uğrayan Türkler dağınık bir halde
sını unuttu. Anneler kızları, kızlar da anneleri Taron (Muş)’a ulaştılar. Bizanslıların takibi
için ağlıyorlardı. Velhasıl kardeş kardeşi için ve dolayısı ile oradan Sasun dağlarından aşarak
herkes de kendi sevgilisi için ağlıyordu. Halk, Muşa varmak üzere hareket edince Mamigo-
şehrin geniş ovalarının içine daldığı sırada Sel- nian Ermeni prensi Thornig, topladığı Erme-
çukluların arasına düştü. Bunu gören Türk- ni askerleri ile bu Oğuzlara saldırdı. İki taraf
ler, deniz kumu kadar çok olan bu kalabalı- arasındaki savaş Muş’un kuzeybatısındaki
ğın karşısında hayret içinde kaldı. Onlar, bu
(67) Aristages, a.g.e., s. 136 vd.
manzaranın karşısında hareketsiz kaldılar ve (68) Evvelce bir İslâm hudut (suğur) şehri olan Malatya 943’de Bizans-
lılar tarafından alınınca Müslüman halkı katledilmiş; Süryanî; ve
halk kaçıncaya kadar bir şey yapmadılar, sonra Ermeni nüfusu getirilerek iskân edilmiş idi. Turan, a.g.e., s. 151.
şehre hücum ettiler. Az zaman içinde Malatya (69) Ebû’l-Ferec’e göre bu şehrin suru, Cyriacus’un burasını Arapların
elinden almasından beri, harap bir halde idi. Gregory Abû’l-Farac,
şehri, bir ucundan öbür ucuna kadar kâmilen Abû’l-Farac Tarihi, I, Çev. Ö. R. Doğrul, Türk Tarih Kurumu, An-
kara, 1987, s. 312.
kanla örtüldü. Allanın gazabına uğrayan Malat- (70) Mateos, a.g.e., s. 108 vd.; Aristages, a.g.e., s. 135-137; Ebû’l-Ferec
(I, s. 312) Başpapaz Bedros’un da Malatya’da öldürülenler ara-
ya şehrinin o günkü akıbetini hangi kalem tas-
YENİ TÜRKİYE 60/2014
nan, 1312-1992.
ları Selçuklu istilâsına yol açan amil olarak İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Târih, Çev. A. Özaydın,
Bizans’ın siyasetini sorumlu tutmaktadırlar. Bahar Yayınları, İstanbul, 1987.
Türk tarihi bakımından önemi ise bu akınla- Kafesoğlu, İ., “Doğu Anadolu’ya İlk Selçuklu
rın Anadolu’nun fethine ve yurt edinilmesine Akını ve Tarihi Ehemmiyeti”, Fuad Köprülü Armağanı,
imkân hazırlamış olmasıdır. İstanbul, 1953.
Köymen, M. A., Tuğrul Bey ve Zamanı, Milli İlişkileri, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1983.
Eğitim Basımevi, İstanbul, 1976. Sevim, A., “Türklerin Anadolu’ya Geçişleri”,
Köymen, M. A., Selçuklu Devri Türk Tarihi, Makaleler, I, Yay. Haz. Semih Yalçın-Süleyman Özbek,
Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1993. Berikan Yayınevi, Ankara, 2005.
Mevdûdî, Selçuklular Tarihi, Çev. Ali Genceli, Sevim, A., “Sıbt İbnü’l-Cevzî’nin Mir’âtü’z-za-
Hilal Yayınları, Ankara, 1971. man fî Tarihi’l-âyan adlı eserindeki Selçuklularla İlgili
Michael Chamicii, History of Armenia, Trans. Bilgiler I Sultan Tuğrul Bey Dönemi”, Makaleler, II, Yay.
Johannes Avdall, Bishops College Press, Calcutta, Haz. Semih Yalçın-Süleyman Özbek, Berikan Yayınevi,
1827. Ankara, 2005.
Mikhail Psellos, Mikhail Psellos’un Khronograp- Sümer, F., Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri-Boy
hiası, Çev. Işın Demirkent, Türk Tarih Kurumu, Anka- Teşkilatı-Destanları, İstanbul, 1980.
ra, 1992. Süryani Mihail, Suryanî Patrik Mihailin Vakai-
Minorsky, V., “Merâga”, İslâm Ansiklopedisi, namesi, Çev. H. D. Andreasyan, Türk Tarih Kurumunda
MEB, İstanbul, 1993 Yayınlanmamış Tercüme, Ankara, 1944.
Müneccimbaşı, Câmiü’d-Düvel Selçuklular Tari- Tellioğlu, İ., “Ermeni Kaynaklarının Gözüyle
hi, Çev. A. Öngül, İzmir, 2000. Anadolu’nun Fethi”, Tarihte Türkler ve Ermeniler, Türk
Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Tarih Kurumu, Ankara, 2014, s. 107-136.
Medeniyeti, Turan Neşriyat Yurdu, İstanbul, 1969. Urfalı Mateos, Urfalı Mateos Vekayi-Nâme-
Polat, M. S., Selçuklu Göçerlerinin Dünyası, Ki- si (952—1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli (1136-1162),
tabevi Yayınları, İstanbul, 2004. Çev. Hrant D. Andreasyan, Türk Tarih Kurumu, An-
Ravendî, Râhat-üs Sudûr ve Ayet-üs-Sürûr, Neşr., kara, 2000.
A. Ateş, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1957. Vasiliev, A. A., Bizans İmparatorluğu Tarihi, Çev.
Sevim, A., Anadolu’nun Fethi Selçuklular Döne- Arif Müfid Mansel, Maarif Matbaası, Ankara, 1943.
mi, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1988. Yinanç, M. H., Türkiye Tarihi Selçuklular Devri,
Sevim, A., Genel Çizgileriyle Selçuklu-Ermeni Burhaneddin Matbaası, İstanbul, 1944.
17