You are on page 1of 17

Tuğrul Bey Dönemi Konuyla ilgili Ermeni kaynakları daha ziyade Bi-

zans’ın Ermenistan’ı savunmasız bırakan siyasetin-


Selçuklu-Bizans Ekseninde den yakınmaktadırlar. Türkmenlerin bu dönemde
fethetmeğe hazırlandıkları bu coğrafyayı zaptedip,
Ermeniler yerleşmekten ziyade büyük şehirleri ve kaleleri tahrip
etmek suretiyle, ileride yapılacak esas fütuhata zemin
hazırlamak amacında oldukları gözden kaçmamak-
tadır.

Anahtar Kelimeler: Tuğrul Bey, Selçuklular,


Bizans, Ermeniler, Anadolu

Giriş
Ergin Ayan* Selçukluların reisi Tuğrul Bey 1038-
1040 yılları arasında Horasan’ı Gaznelilerin
elinden aldı. Tuğrul Bey daha sonraki yıllarda
Irak-ı Acem (1051) ve Azerbaycan’a (1054)
hâkim olup, 1055’de Bağdad’a girmiş ve Ab-
basî halifesi el-Kaaim Biemrillâh’ın kendisini
sultan unvanıyla tanımasını sağlamıştır. Aynı
zamanda hanedan üyelerinden amcaoğlu
Kutalmış b. Arslan Yabgu ile anadan bir üvey
Özet kardeşi İbrahim Yınal Selçuklu fetihlerinin
1
öncüleri olarak savaşmaktaydılar.
Esasen Selçuklu Türklerinin Ermenilerle te-
masları Çağrı Bey’in Doğu Anadolu’ya yaptığı keşif O devirde aynı zamanda hem yan cep-
seferi ile başlar. 1040 yılındaki Dandanakan zaferini heler üzerinde hem de özellikle Ermenistan
müteakiben Selçuklu tahtına oturup, Abbasî halife- istikametinde vuku bulan Selçukluların as-
sinden sultan unvanını alan Tuğrul Bey, Sünnî İslâm kerî harekâtları, şüphesiz Gence Ravvâdîle-
ülkeleri üzerinde egemen olduktan sonra, yönünü ri ve Arrân Şeddadileri gibi Azerbaycan’ın
Bizans üzerine çevirmiştir. Bu yönlendirmede şüphe- Müslüman ama Türk olmayan beyliklerinden
siz çeşitli faktörler rol oynamıştır. Bunlardan önemli de destek bulmuştur. Bizans İmparatorluğu
noktalardan biri gayrimüslimlerin yaşamakta olduğu ise 1039-1045 yılları arasında uyguladığı po-
Anadolu topraklarına yapılacak akınların gaza ve litikayla Ani Ermeni Krallığı’nı ilhak etmiş ve
cihat mahiyeti taşımasıdır. İkinci önemli nokta ise, bölgeyi doğrudan savunmaya geçmişti1. Bu
Türkistan’dan kopup gelen kalabalık Oğuz kitle- dönemde bilhassa Tuğrul Bey’in Büveyhîler-
lerini sevk edebilecek en müsait, verimli ve zengin le ve halife yönetimiyle münasebetlerindeki
coğrafyanın Anadolu olmasıdır. Bu ikinci nokta bir geniş görüşlü politikası, merkezî Batı İran
anlamda yeni bir yurt tutma anlamını taşımaktaydı. istikametinde yağma hareketlerine imkân
Üçüncüsü ise, Bizans İmparatorluğu’nun 1020’ler- vermediği için, bu bölgede Türkmen birlik-
den itibaren Ermenilere karşı izlediği politika ile lerini barındırmak ve beslemek pek mümkün
doğu bölgesinin savunmasız ve askeri bakımdan za- değildi. O halde, Türkmenleri mutlaka başka
yıf kalmış olmasıydı ki, bu durum Selçukluların gö-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

yerlerde kullanmak gerekiyordu. Şurası bir


zünden kaçmamıştır. Başlıca bu stratejiler üzerinden gerçektir ki, coğrafi açıdan Azerbaycan, Ho-
Tuğrul Bey döneminde gerek muhtelif Oğuz beyleri
(*) Prof. Dr., Ordu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğ-
ve gerekse Selçuklu düzenli orduları tarafından yapı- retim Üyesi.
lan seferler, ilk safhada Ermenileri ve onların hamisi (1) Ergin Ayan, “Selçuklu Fetihlerinden Önce Bizans’ın Ermenistan
Politikası”, Tarihte Türkler ve Ermeniler, II, Türk Tarih Kurumu,
olan Bizans’ı karşısında muhatap olarak bulmuştur. Ankara, 2014, s. 84 vd.
rasan’dan itibaren dağların eteğindeki otlak Daha sonra bütün bölge halkının kendile-
yollarını takip eden göçebelerin normal ola- riyle savaşmak üzere birleştiklerini görün-
rak ulaştıkları kavşaktı. Bu sebeple, orada ce, Azerbaycan’dan ayrıldılar. Bunların bir
kendiliğinden oldukça çok sayıda Türkmen kısmı güneye ve doğuya dönmekle beraber,
toplanıyordu. Bunları kendi başlarına bırak- diğer kısmı Azerbaycan’da kaldılar. Bunlar
maktansa Anadolu istikametinde gazaya sevk Aras Nehrini geçip, Arrân bölgesine girerek,
etmek daha münasip idi. Coğrafî açıdan ol- Şeddâdî Emîri Fadlûn ve bunun oğlu Ebû’l-
duğu kadar siyasî açıdan da parçalanmış olan Esvâr ile birleştiler ve Ermenilerle meskûn
bu bölgenin sosyal yapısı, askerî birliklerin olan ülkelere akınlar yapmağa başladılar. Ar-
yerleşmesine üstün kolaylıklar sağlıyordu. rân emîri ile Ermeni reislerinden David ara-
Her halükârda Azerbaycan, İran’ın Türkler sında yapılan savaşta Ermenilerle çarpıştılar
tarafından işgal edilişinin başlangıcından iti- (428/1037)7. Urmiye’de bulunan Oğuzlar ise
baren iç ve dış dinamikleri ve rolü açısından Ermeni ülkesi üzerine yürüdüler ve Ermeni-
ihtiva ettiği her şeyiyle, Türkmenlerin bir yı- lere ağır bir darbe indirdiler. Pek çok ganimet
ğınak bölgesi halini almıştı2. ve esir elde ettiler. Sonra tekrar Ebû’l-Heycâ
el-Hezbânî’nin hâkimiyetindeki Urmiye ve
Oğuz-Türkmenler ve Ermeniler diğer şehirlere döndüler. Oğuzların daha ön-
ceki hareketlerini tecrübe edinmiş olan bölge
Çağrı Bey’in 1018’de yaptığı ke- Kürtleri onlarla savaşa tutuştular. Savaş sıra-
şif seferinden3 sonra Arslan Yabgu’ya bağlı sında pek çok kişi öldürüldü. Oğuzlar bu böl-
olan Oğuzlar, Gazneli Sultan Mahmud ve gedeki köyleri de yağmaladılar ve Kürtlerden
Mes’ûd’un takiplerine uğrayarak bir kaç defa pek çok kişiyi öldürdüler8.
Anadolu’ya girmişlerdi. Birbirinin peşi sıra (2) Claude Cahen, Türklerin Anadolu›ya İlk Girişi (XI. Yüzyılın İkinci
2 harekete geçen Türkmen gruplarının göçü, Yarısı), Çev. Yaşar Yücel-Bahaeddîn Yediyıldız, Türk Tarih Kurumu,
Ankara, 1992, s. 10.
Gazneli Mahmud’un Selçuklu ailesinin reisi (3) İ. Kafesoğlu,“Doğu Anadolu’ya İlk Selçuklu Akını ve Tarihi Ehem-
Arslan Yabgu’yu tutuklayıp 1025’de Kalincâr miyeti”, Fuad Köprülü Armağanı, İstanbul, 1953, s. 268; Karş. Ek-
ber Behcet-Sağra Heykelabâdî, Selçukiyân, I, Kitâbhâne-i Millî-i
Kalesine hapsetmesinden sonra başlamıştır. İran, Tebriz, 1384, s. 59.
(4) Bunlara genellikle “Yabgulu Türkmenleri” denmektedir. Bk. Ali
Böylelikle Arslan Yabgu’ya bağlı Türkmenler- Sevim, “Türklerin Anadolu’ya Geçişleri”, Makaleler, I, Yay. Haz.
den4 Kızıl, Boğa, Yağmur ve Göktaş gibi Oğuz Semih Yalçın-Süleyman Özbek, Berikan Yayınevi, Ankara, 2005, s.
29.
beyleri dört bin çadırlık oymakları ile birlikte (5) Arslan Yabgu’nun Gazneli Sultan Mahmud tarafından tutuklan-
ması üzerine ona bağlı olan Oğuzlar sürüleriyle Horasan otlakla-
Horasan’a geçmiş, 1028’de, türlü maceralar rına yerleştikten sonra yeni katılımlarla gittikçe çoğaldılar, fakat
ile dolu, bir sefer ile ve pek çok kayıp vererek bu kez acımasız Gazneli vergi memurlarının zulmüne uğradılar.
Müneccimbaşı, vergi mültezimlerinin bunların mallarını ve çoluk
Azerbaycan’a, Ermeni ve Bizans beldeleri- çocuklarını aldıklarını yazar. Bu nedenle Gazneli kumandan Arslan
Cazib ile savaştılar. Sonra Gazneli Mahmud bizzat ordusuyla Ho-
ne ve Diyarbekir havalisine kadar yayılmış- rasan’a gitmek zorunda kaldı ve Oğuzlardan 4 bin kadarını öldür-
lardı. Sultan Mahmûd’un Oğuzların kendi dü. Oğuzlardan geri kalanları Balhan dağlarına ve Hazar kıyılarına
doğru kaçtılar. Oğuzlardan diğer bir kısmı ise batıya Irak, Musul ve
ülkesine yerleşmelerini reddetmesi ve fırsat Azerbaycan taraflarına gittiler. Onlara bu bölgelerde Oğuzlar veya
Türkmenler deniliyordu. Bunların şehirlere dağılmalarının ve yayıl-
bulduğunda onları Horasan’dan çıkartması malarının başlangıcının tarihi 420 (1029) yılında idi. Müneccimba-
ölümüne kadar (1030) sürdü5. Batıya doğru şı, Câmiü’d-Düvel Selçuklular Tarihi, I, çev. A. Öngül, İzmir 2000, s.
7; Ravendî, Râhat-üs Sudûr ve Ayet-üs-Sürûr, I, Neşr., A. Ateş, Türk
hareketlenen Oğuzların bu grubu Azerbay- Tarih Kurumu, Ankara, 1957, s. 87 vd.; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-
Târih, IX, Çev. A. Özaydın, Bahar Yayınları, İstanbul, 1987, s. 292;
can hâkimi Vahsûdân b. Mamlân’ın yanına Mevdûdî, Selçuklular Tarihi, I, Çev. Ali Genceli, Hilal Yayınları, An-
varıncaya kadar yol boyunca uğradıkları her kara, 1971, s. 81 vd.
(6) Esîr, a.g.e., IX, s. 292; Mükremin Halil Yinanç’a göre, Selçuklular
köyü yağmaladılar. Vahsûdân onları dostça Kafkasya’ya geldiğinde bölgede iki Müslüman hükümet mevcut-
tu. Bunlardan biri Derbent şehri ve Hazar sahiline hâkim olan
karşıladı ve ihtiyaçlarını giderdi (420/1029)6.
YENİ TÜRKİYE 60/2014

Şirvânşâhlar, diğeri Nahçıvan, Dübeyl ve Gence şehirlerini ihtiva


Başlarında Boğa, Göktaş, Mansur ve Dana eden Ravvâdiye ve Şeddâdoğulları hükümetiydi. Tiflis’de ise Ca-
feroğulları Beyliği bulunuyordu. Mükremin Halil Yinanç, Türkiye
adlı beyler bulunan bu Oğuz grubu kendile- Tarihi Selçuklular Devri, Burhaneddin Matbaası, İstanbul, 1944, s.
40; Zeki Atçeken-Yaşar Bedirhan, Anadolu Selçuklu Devleti Tarihi,
rinden evvel oraya gelmiş olan soydaşları ile Eğitim Kitabevi, Konya, 2004, 43.
birleşip, mezkûr bölgenin muhtelif tarafların- (7) Yinanç, a.g.e., s. 38.
(8) İbnü’l-Esîr, a.g.e., IX, s. 295 vd.; V. Minorsky “Merâga”, İslâm Ansik-
da yaylak ve kışlaklar kurdular (427/1036). lopedisi, VII, MEB, İstanbul, 1993, s. 734.
Tuğrul Bey, Halife el-Kaaim’e kendi- dan püskürtülünce14, Türkler, savaşa savaşa
sine şikâyet ettiği Türkmenleri ne yapacağını Bağin’e15 kadar geldiler. Tılkhum16 bölgesin-
bilmediğini söylerken haklıydı. Göçebe Türk- de pek çok kan akıttılar ve sayısız Hıristiyan
men savaşçılarının sayısı o kadar çoktu ki hiç- öldürdüler. Türkler, bu suretle birçok esir
bir eyalet, bunları bir haftadan fazla besle- alıp İran’a giderlerken Erciş17 adlı Ermeni
yemezdi. Bu savaşçı Oğuzlar da kendilerine şehrine geldiler. Burada, İstafan Katapan adlı
ve hayvanlarına besin bulmak için bir yerden bir Bizans kumandanı vardı. Kutalmış, bu Bi-
bir yere sürekli göçmek zorundaydılar9. Bazı zans kumandanına birçok hediyeler gönde-
Türkmen topluluklarının da Selçuklara kar- rip, kendilerine yol vermesini istedi. Fakat o,
şı geçmişten gelen düşmanlıkları vardı ve böbürlenerek, Türklere hücum etti. Türkler,
bunu açıkça sürdürmeye devam ediyorlardı. Bizans askerlerini mağlup ettiler, birçoklarını
Örneğin, Tuğrul Bey’in amcası Arslan Yab- öldürdüler, İstafan Katapan’i da esir edip Hoy
gu’nun Irak Türkmenleri bu durumdaydılar. şehrine götürdüler. O, orada, ağır işkencelere
Tuğrul Bey’in amcası nedeni ile kendisinden maruz kaldıktan sonra öldü. Türkler, onun
ayrı hareket hatta isyan etmiş olan Oğuzlarla derisini yüzdürdüler ve samanla doldurup su-
barış yapmak istediği anlaşılıyor. Ancak çok run üstüne astılar. İstafan’ın akrabaları bunu
yetenekli oldukları zikredilen Oğuz beyleri duyunca, onun nâşını ve derisini 10.000 da-
kendilerince bazı nedenlerden ötürü Tuğrul hekana satın aldılar18. Cedrenus’a göre, onu
Bey’in bu kritik teklifini geri çevirdiler10. Bir- Tebriz’de köle olarak satmakla yetindiler19.
çok hıyanet ve felâketlere uğrayan bu Oğuz- Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in yanına giden
lar 1042’de Urmiye’de 15.000 kişi hâlinde (9) Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, Turan
Neşriyat Yurdu, İstanbul, 1969, s. 75.
toplanarak Ermeni Vaspuragan (Van gölü (10) Tuğrul Bey 1043’te Kazvin’e geldiği zaman Zencân’da toplanan
havzası) arazisine girmişler; Ermeni prensi ve sultanın itaat teklifini reddeden Oğuzlar bunlardır. İbnü’l-Esîr,
3
a.g.e., IX, s. 388; Yinanç, a.g.e., s. 42; Faruk Sümer, Oğuzlar (Türk-
Haçig’i11 ve oğlu İskhan’ı öldürüp, bir takım menler) Tarihleri-Boy Teşkilatı-Destanları, İstanbul, 1980, s. 88.
(11) Bu Haçik, Ardzruni hanedanına mensuptu ve «sağır» lâkabını ha-
mücadelelerden sonra tekrar Rey’e dönmüş- izdi.
(12) Urfalı Mateos, Urfalı Mateos Vekayi-Nâmesi (952—1136) ve Papaz
lerdi. Oğuzlar, ilk istilâları sırasında, Erme- Grigor’un Zeyli (1136-1162), Çev. Hrant D. Andreasyan, Türk Ta-
nistan’da ve Musul çevresinde o kadar çok rih Kurumu, Ankara, 2000, s. 75-76; Osman Turan, a.g.e., s. 79;
Ali Sevim, Anadolu’nun Fethi Selçuklular Dönemi, Türk Tarih Ku-
esir aldılar ki, güzel bir cariye 5 dinara düştü; rumu, Ankara, 1988, s. 24.
(13) Mateos, a.g.e., s. 74; Yinanç, a.g.e., s. 38.
gûlâmı alıp satan yoktu (435/1044)12. Aynı (14) Bondari, Irak ve Horasan Selçukluları Tarihi, Çev. K. Burslan, Türk
tarihte Aras kenarına gelerek Beçni kalesine Tarih Kurumu, Ankara 1999, s. 9; Musul’da hâkimiyet icra eden
Kureyş, Beni Ukayl adlı Arap kabilesine mensuptu. Bu kabilenin
taarruzda bulunan Türkmenler, Ani kralı II. reisi Ebû’d-Davud, bu şehri 990 tarihinde zaptetmişti. Kureyş ve
Hille hükümdârı Dübeys, bu devrin en kuvvetli Arap reisleridirler.
Gagik (1029-1064) kalenin imdadına geldi- Bunlar, halifeyi tazyik altına almış ve Selçuklu Türklerine karşı gel-
meye gayret etmişlerdir. Konunun geniş bir tetkiki için bk. Yinanç,
ğinden dolayı almağa muvaffak olamadılar. a.g.e., s. 39-45; Daha sonra 1057/1058’de Kureyş ve Dübeys, İbn
Fakat Ermenilerle meskûn olan diğer memle- Verrâm adlı elçiyi Tuğrul Bey’e göndererek bağlılıklarını bildirmiş-
lerdir. Ali Sevim, “Sıbt İbnü’l-Cevzî’nin Mir’âtü’z-zaman fî Tarihi’l-
ketlere akınlar yaparak, pek çok esir ve gani- âyan adlı eserindeki Selçuklularla İlgili Bilgiler I Sultan Tuğrul Bey
Dönemi”, Makaleler, II, Yay. Haz. Semih Yalçın-Süleyman Özbek,
met topladılar. Ermeni tarihçileri Musul’dan Berikan Yayınevi, Ankara, 2005, s. 42.
dönen Türkmenlerin Murad Suyu ile Dicle’yi (15) Bağin veya Bağnadun mıntıkasında müstahkem bir mevki. Bağin,
bugün, Diyarbakır vilâyetinin Palu sancağında bir köydür.
meydana getiren kolların suladığı bölgelerde (16) Buranın yeri tespit edilememiştir. Bildiğimiz yalnız şundan ibaret-
tir ki bu mevki Bağin’de veya civarında bulunuyordu
müthiş akınlar yaptıklarını zikretmişlerdir13. (17) Erciş, Ermenilerin Turuberan eyaletinin Ağiovid bölgesinde, Van
gölünün kuzey kıyısında bir şehirdi.
(18) Mateos, a.g.e., s. 84; Zonaras’a göre Tuğrul Bey, Kutalmış’ı Araplar
Urfalı Mateos, Selçuklu düzenli or- üzerine ordu ile göndermiştir. Kutalmış yenilmiş ve dönerken eski-
dusunun Ermenistan bölgesine ilk akınının den Media diye adlandırılan Vaspuragan hükümdarıyla ülkesinden
YENİ TÜRKİYE 60/2014

geçmek için müzakere yürüttü. Buna rağmen o, yalnız Kutalmış’ın


H. 494 (1045-1046)’de vaki olduğunu be- geçmesine izin vermemekle kalmadı, bir de ona karşı saf tuttu;
çarpışmada hezimete uğradı, kendi adamlarından çoğunu yitirdi
lirtmektedir. Kuzey Irak bölgesinde faaliyet ve kendisi de tutsak alındı. Ioannes Zonaras, Tarihlerin Özeti, Çev.
Bilge Umar, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 2008, s. 89.
göstermekte olan Kutalmış, Oğuz Türkmen- (19) Georgius Cedrenus, Historiarum Compendium, II, Neşr. ve Lat.
lerden oluşan birlikleriyle, Sincar yakınların- Terc. Immanuele Bekkero, Akademiae Litterarum Regiae Borus-
sicae, Bonnae, 1839, s. 571. Kutalmış adı bu kaynakta Kutlumusus
da Musul’daki Arap Emîri Kureyş tarafın- olarak zikredilmektedir.
Kutalmış, ona Media’ya karşı yapılan savaşın tabi tutulmuşlardı. Her halükarda Ermeni
ayrıntılarını anlattı, ülkeyi en verimli toprağa prenslerinin ve bir kısım halkın onlarla bir-
sahip diye övdü ve sözlerine, herhangi bir likte Kapadokya’ya yerleştirilmesinin Bizans
kişinin oraları fetheylemesi kolaydır, çünkü siyaseti açısından yararlı sonuçlar verdiği söy-
oranın halkı kadınlardan ibarettir (erkekleri lenemez. Bu prensler Anadolu’ya nakledil-
dahi kadın gibidir) diye ekledi20. dikten sonra görünüşte Bizanslı derebeylere
benzemiş olsalar da yeni yerleşmiş oldukları
Bu raporu alan Tuğrul Bey, hanedan bölgelerde dil, kültür ve adetlerini muhafaza
üyelerinden biri olan yeğeni Hasan’ı savaş etmişlerdir, bu cümleden olarak Romalılaşa-
gücü yüksek bir ordu ile Media üzerine gön- cakları yerde gittikleri yerlerin ahalisini Er-
derdi21. Bununla birlikte 1048’de Ani’nin ve menileştirmişlerdir ki, daha sonraki süreçte
İberya’nın Bizans valisi olan Katakalon Ke- Kilikya bölgesinde kurulan Ermeni Devleti
kaumenos, Vaspuragan vestisi olan Bulgar bunun en bariz örneğini teşkil etmiştir. Sel-
Aron’u yardımına çağırdı ve ikisi birlikte bir çuklular ise doğudaki Ermeni bölgelerine
savaş oyunuyla bir Selçuklu ordusunu Strag- geldiklerinde karşılarında Bizans tarafından
na Nehri yani Büyük Zap suyu kıyılarında göçe tabi tutulanlardan arta kalan azınlık bir
yok etmeyi başardılar. Türk süvarilerinden halk bulmuşlardır. Ermenilerin Gregoryen ki-
geriye kalanlar, Ermeni ve Bizanslı yazarların lisesine tabi olmaları dolayısıyla Bizans tara-
Persarmenia olarak adlandırdıkları yöreye, fından en ağır baskı ve zulümlere uğradıkları
yani o dönemde Urmiye Gölünün kuzeybatı- Bizzat Ermeni tarihi kaynakları tarafından
sındaki Azerbaycan hududundaki Hoy diyarı ifade edilmektedir24.
yönüne doğru dağlara kaçtılar22.
İmparator, Selçuklu akınlarını ancak
4 ülke ateşler içinde kaldıktan sonra haber
Terk Edilmişlik Çağı: Selçuklu-Bizans alabiliyor, strategosları da ancak Selçuklular
Ekseninde Ermenilerin Durumu çoktan evlerine döndükten sonra yardıma
İmparator IX. Konstantin Monomak- geliyorlardı. Selçukluların istilâsına karşı bu
hos (1042-1055), tam da Selçuklu akınları- dönemde Bizans sınırının savunma mevki-
nın başladığı bu dönemde Bizanslı vakanüvis leri Vaspuragan Kaleleri, Malazgirt, Dayk’ın
Cedrenus’un “İberya Ordusu” dediği 5000 kaleleri ve Ani müstahkem kalesiydi. Ancak
kişilik bir kuvvet olan milli Ermeni milislerini Duvin ve Ahlat’daki Müslüman emîrlikle-
dağıtmağa ve Ermenistan’ın mali idaresine (20) Zonaras, a.g.e., s. 89 vd.; Cedrenus, a.g.e., s. 570; Azimî’ye göre
1045/1046 yılında Bizanslılar içinde Abdullah b. Ebû’s-sevâr’ın
büyük bir külfet teşkil eden ağır ve haksız bulunduğu Dübeyl şehrine karşı harekete geçtiler. Bunun üzerine
Tuğrul Bey’in gönderdiği Kutalmış Bizanslıları yenilgiye uğrattı.
vergiler getirmeğe başladı23. Monomak- Bizans İmparatoru Konstantin Monomakhos Selçuklu askeri ha-
hos’un bu ihtiyatsız davranışı Ermenistan’da- reketlerine ve özellikle Türkmen akınlarına karşı Gürcü prensi Li-
parit’in idaresinde bir ordu göndererek, Selçuklu vassalı Abdullah
ki direniş gücünü bir anda ortadan kaldırdı. b. Ebû’s-sevâr’ın başkenti Dübeyl (Duvin)’i kuşattırmıştır. Bunun
üzerine Tuğrul Bey vassal hükümdarı savunmak amacıyla Kutalmış
İmparator II. Justinianus’dan (685–695) Bey idaresinde bir ordu gönderdi. Kutalmış 1045’de içinde ermeni
ve Gürcülerin yer aldığı Bizans ordusunu Gence önünde ağır bir
Monomakhos’a kadar Bizans izlediği politi- bozguna uğrattı. Azimî, Azimî Tarihi, Selçuklularla İlgili Bölümler
kayla zaten Ermenistan’daki Ermeni varlığını (H. 430-538 = 1038/39-1143/44), Yay. A. Sevim, Türk Tarih Kuru-
mu, Ankara, 1988, s. 7.
ortadan kaldırmağa uğraşmıştı. Bizans bunu (21) Zonaras, a.g.e., s. 90; İbnü’l-Esîr, a.g.e., IX, s. 414.
(22) Bu savaşta Selçuklu ordusunun başında bulunan ve şehit edilen
tam olarak başaramadıysa da en azından Er- Sağır Asan diye anılan ve Tuğrul Bey’in yeğeni olduğu söylenen
meni askeri aristokrasisini ve politik kadrola- biridir. Cahen, a.g.e., s. 10; Bu kişi Bondarî (s. 6)’nin zikrettiği
YENİ TÜRKİYE 60/2014

Ebû Ali Hasan b. Musa b. Selçuk olabilir; Asan adı Bizans kaynak-
rını şöyle veya böyle büyük ölçüde ülkeden larında geçmektedir. Cedrenus, a.g.e., s. 573-575; M. A. Köymen,
Selçuklu Devri Türk Tarihi, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1993,
uzaklaştırmıştı. Bu siyaset sadece üst sınıflara 246.
(23) Cedrenus, a.g.e., s. 608.
münhasır kalmamış, Ermeni halkının büyük (24) Bizans’ın islediği Ermenistan politikası hakkında geniş bilgi için
bir bölümü İmparator II. Basileios (969- bk. Ergin Ayan, a. g. m., s. 73-88; Daha Bk. Mehmet Ersan,
‘‘Türk-Ermeni İlişkileri (XI-XIII. Yüzyıllar)”, Tarihte Türkler ve
1025) ve halefleri tarafından zorunlu tehcire Ermeniler, II, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2014, s. 162.
ri içeride varlıklarını hâlâ sürdürmekteydi. Tuğrul Bey, Rey’e geldikten (434/1042-
Konstantin Monomakhos zamanında Ani’nin 1043) sonra üç-beş yıl içinde, etraftaki hü-
Bizans orduları tarafından zaptı ve Ermenis- kümdarlar tarafından metbû olarak tanın-
tan’ın ilhakı, Ermenistan’ın tampon devlet mıştı. Mâverâünnehr’den gelen Oğuzlar ise
olarak oynadığı role son verdi ve Selçuklular genellikle Bizans ucuna gönderiliyorlardı. Bu
kandi akınları zaviyesinden bundan istifade arada, Selçuklu yöneticilerinde gayrimüslim
ettiler. Bizans dahi Türklerin taarruzuna ma- Bizans’ı yenilgiye uğratma ihtiyacı ve şerefi-
ruz kaldı25. Bu sınırın zayıflığı Bizans kuman- nin öncelikli olduğu kaynakların ifadesinden
danlarının elini kolunu bağlamaktaydı. Aras anlaşılmaktadır30. Mâverâünnehr’de bulunan
Vadisinden çıkan veya batı yönünde Vaspu- Oğuzların büyük bir kısmı İbrahim Yınal’ın
ragan’ı kat eden Türk birliklerinin geçmesi- yanına gelmiş, bunun üzerine Yınal onlara:
ne göz yumuluyor ve yollarını kesmek ancak “Sizin burada kalmanız ve İhtiyaçlarınızı bu-
Pasinler veya Pakrevant’tan ganimetleri yük- radan karşılamanızdan dolayı ülkem sıkıntı
lenmiş dönerlerken akıl ediliyordu26. Selçuk- içine girdi. Bana kalırsa yapacağınız en doğru
luların Anadolu’ya ilk akınları sıralarında, iş Rumlara karşı gazaya çıkıp Allah yolunda
İstanbul’da 1042’de Monomakhos ile birlik- cihad etmenizdir. Böylece ganimet de elde eder-
te vuku bulan taht değişikliği, Maniakes ve siniz. Ben de sizin izinizden gelip yapacağınız
Tornikios isyanları, Peçenek ve Rus saldırıla- işlerde size yardımcı olacağım.” demiş, onlar
rı27 Bizanslı müelliflerin daha çok dikkatlerini da kabul edip sefere çıkmışlardı. Oğuzlar,
çekmişti. Buna karşılık Ermeni yazarlar, kapı- İbrahim Yınal’ın önünden ilerlediler. Ma-
lazgirt, Erzenü’r-Rûm (Erzurum) ve Kalika-
daki Selçuklu tehlikesini yakinen hissetmişler
la’ya kadar geldiler. Trabzon’a ve o bölgedeki
ve kaleme almışlardı. Urfalı Mateos, Vaspu-
bütün şehir ve kasabalara kadar uzandılar31.
ragan’ın, özellikle de Ani Ermeni Krallığı’nın 5
Ermeni müverrihlerinden Çamiçyan’a göre
ilhakından itibaren, Ermeniler ile Bizanslılar
Selçuklulardan önce 100000 kişilik bir kuv-
arasında her yerde var olan gizli savaşı gayet
vet gelip, Pasin ovasına kadar 24 kazayı istilâ
iyi bir şekilde açığa vurmuştur. Ermeniler im-
etmiş, arkasından 200000 kişilik bir kuvvet
paratorluk valilerinin onlara açmış olduğu bu
daha gelmiştir. Bizans ordusunun sayısı ise
gizli savaş ile doğudan dalga dalga gelmekte
60000’dir32. Onca Bizanslı kumandan ara-
olan Selçuklu yayılması arasında kısılıp kal-
sında Katakalon Kekaumenos, İslâm toprak-
mışlardır.
larına yapılacak bir karşı saldırıyı önerdiyse
de Vestis Aron’un müstahkem mevkilerde
Zor Zamanlar: İbrahim Yınal’ın savunmaya geçme teklifi üstün geldi. Bunun
Anadolu Harekâtları üzerine ahali müstahkem kalelere toplanır-
(25) A. A. Vasiliev, Bizans İmparatorluğu Tarihi, Çev. Arif Müfid Mansel,
Yukarıda bahsettiğimiz gibi, bir Sel- Maarif Matbaası, Ankara, 1943, s. 450.
(26) R. Grousset, Başlangıcından 1071’e Ermenilerin Tarihi, Çev. Sosi
çuklu beyinin yönetimi altında kendi başına Dolanoğlu, Aras Yayınları, İstanbul, 2006, s. 573.
harekete geçen ve Vaspuragan’da kendisini (27) Bu olaylar hakkında meselâ bk. Mikhail Psellos, Mikhail Psellos’un
Khronographiası, Çev. Işın Demirkent, Türk Tarih Kurumu, Anka-
yok ettiren ilk akıncı grubundan sonra, bu- ra, 1992, s. 93-136.
(28) Mateos’a göre Tuğrul Bey, İbrahim Yınal ile birlikte Kutalmış’ı da
nun intikamını almak üzere Tuğrul Bey’in göndermiştir. Mateos, a.g.e., s. 86.
(29) H. D. Andreasyan, Başkumandan Simbat Vekayinamesi (951-1334),
emriyle 440 (1048-1049) yılında İbrahim Türk Tarih Kurumu Yayınlanmamış Tercüme, s. 30.
Yınal Bizans’a karşı bir sefer düzenledi28. (30) Esîr, a.g.e., IX, s. 414-415. 440 (1048-1049) yılı olayları; İbnü’l-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

Cevzî, 1312-1992, s. 314.


Ermeni müverrihlerinden Simbat’a göre Bu (31) Esîr, a.g.e., IX, s. 414-415. 440 (1048-1049) yılı olayları; İbnü’l-
Cevzî, El-Muntazam fî Târîhü’l-mülûk ve’l-Ümem, XVII, Neşr.
akın, Greklerin, cesur Ermeni askerlerini Muhammed Abdülkâdir Atâ-Mustafa Abdülkâdir Atâ, Dârü’l-Kü-
tübü’l-İlmiyye, Beyrut-Lübnan, 1312-1992, s. 314; Sümer, a.g.e.,
uzaklaştırıp memleketin müdafaasını, onların s. 96; Ali Sevim, Genel Çizgileriyle Selçuklu-Ermeni İlişkileri, Türk
yerine koymuş oldukları hadım kumandanla- Tarih Kurumu, Ankara, 1983, s. 15; Mevdûdî, a.g.e., s. 180.
(32) Michael Chamicii, History of Armenia, II, Trans. Johannes Avdall,
ra tevdi etmeleri yüzünden olmuştur29. Bishops College Press, Calcutta, 1827, s. 138.
ken Bizans ordusu Pasinlere yerleşti33. Bu olmayan halk onlara karşı şiddetli bir muka-
sırada İbrahim Yınal’ın orduları Pasinlerde vemet gösterdi. Onların yegâne ümidi ölümdü.
görüldüğünden, Bizans ordusu harekete Halk, düşmanın şiddeti önünden kaçabildi ise
geçti. Gürcü derebeylerinin en önemlisi olan de, Müslümanlar onları takip ederek, ellerinde-
Prens Liparit Orbelyan da yardıma çağrılmış ki kılıçlarını kaldırmış oldukları halde onların
olduğundan, Bizans ordusuna katılmak üzere arkasından şehre girdiler ve onları kâmilen kı-
Yukarı Kartli’nin bütün askerleriyle beraber lıçtan geçirip telef ettiler. Onlar, büyük miktar-
hareket etti34. Zonaras’a göre, imparatorun da altın ve muhtelif cins kıymetli kumaşlarla
buyruğu uyarınca Bizanslılar, Liparit’in or- zenginleştiler. Şehirde, Davit adlı bir korepisko-
dusuyla birleşmeden önce Türklerle çatışma- pos vardı. Düşmanlar onun hazinesini alıp kırk
ya girmeyeceklerdi. Böylece Yınal, şimdilik deveye yüklettiler. Onun evinden yüz adet altılı
çatışmaya girmekten imtina eden askerlerle öküz çıkıyordu. Şehirde 700 kilise37 vardı. İşte,
bir meydan savaşına başlamadan önce kala- zalimler bu zengin ve güzel şehri kılıçtan geçir-
balık nüfuslu bir kasaba olan o zamanlar bu diler. Ölülerin birçoğu yüzüstü bırakılmış olup
günkü Erzurum civarında bulunan eski Ar- yırtıcı hayvanlara ve kuşlara yem oldular. Güzel
dzın’ı kuşatmış ve ele geçirmişti35. Selçuklu kadınlarla çocuklar da, köle olarak İran’a gö-
ordusunun meydan savaşı başlamadan önce türüldüler. Bu vaka, Ermeni ülkesinin mahvol-
bölgedeki Ermenilerin direnişini kırdığı Aris- masının başlangıcı oldu. Çünkü kılıç kuvvetiyle
tages’in dramatik bir biçimde kaleme aldığı zaptedilen ilk şehir bu olmuştur”38.
kayıtlarından anlaşılmaktadır: “Bir kez daha
Bunlar olurken Bizans ordusu Ka-
İran’dan öfke dolu dev dalgalar kabardı. Onlar
petrum Kalesinin (Hasankale) eteğinde Li-
geniş Pasin ve Karin (Theodosiopolis, Erzurum)
parit’le birleşti. Mateos, Liparit ile birlikte
ovasını doldurdular. Bu istilâ seli ülkenin her
6 gelenler arasında Pahlavuni sülalesinden
tarafına yayıldı. Kuzeyde İspir, Tayk ve Arşaru-
Vasak’ın oğlu Grigor’u da saymaktadır. Sel-
nik kalelerine, güneyde Taron’a, Hoşdiank’a ve
çuklular Kapetrum önlerine geldiklerinde 18
Khortziank’a kadar ilerlediler. 14 gün boyunca
Eylül 1049’du. Bizans ordusunun sağ kana-
çalılıklarla kaplı dağları ve tüm arazileri ele ge-
dına Katakalon, sol kanadına Aron kumanda
çirdiler. Cesur erkekler silahlandılar ve kadınlar
ediyor merkezde ise Liparit bulunuyordu.
yüreksiz gençlerle alay ettiler. Düşman her taraf-
Selçuklu ordusu ise iki grup halinde olup,
tan halkı kuşattığı için bir çıkış yolu bulamıyor-
bunlardan birine Yınal, diğerine ise Kutalmış
lardı. Orada sevgililer ağıtlar yaktı. Babalar ve
kumanda ediyordu. Burada Selçuklu asker-
analar çocukları için sevgi ve şefkati unuttular.
leri, Liparit’in ordusu üzerine taarruz edince
Rahiplerin dudaklarında ilahiler ve mezmurlar.
Liparit, hemşirezadesi olan gece muhafızı ce-
İstisnasız herkesi korku ve titreme kaplamıştı.
sur Çorduanel’i onlara karşı çıkardı. Gürültü
Birçok hamile kadın bebeğini düşürdü. Selçuk-
esnasında, Liparit yeğeninin “Yetiş, Müslü-
lular, ağlarını atmış avcılar gibi bitkin ve halsiz
man askerleri bizi ihata ettiler” diye seslenil-
halkı kuşatmışlardı. Mayıs ayında üzerine ne
diğini işitti. Liparit: “Bu gün Cumartesi olup
yağmur ne de çiğ düşen, Simbat Dağı şimdi şim-
Gürcülerin muharebeye çıkma sırası değildir”
di üzerine düşen imanlı erkeklerin ve kadınların
diye cevap verdi. Buna karşılık İbrahim Yınal
kanını içiyordu”36. Aras nehri kenarını takip
onların tereddüdünden istifade ile hücuma
ederek ilerleyen ve yürüyüş yolu üzerinde Bi-
zans ordusunu karşısında bulmayan Selçuk- (33) Cedrenus, a.g.e., s. 575 vd.
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(34) Grousset, a.g.e., s. 283.


lu şehzâdelerinin Erzurum’u fethi hakkında (35) Zonaras, a.g.e., s. 90 vd.
(36) Aristakes, Aristakes Lastivertci’s History, İng. Terc. Robert Bedrosi-
Simbat şunları kaydediyor: “Onlar, bu şehrin an, New York, 1985, s. 68-86.
(37) Mateos (s. 87) ve Chamicii (s. 138)’de 800 kilise olduğu belirtil-
surdan mahrum ve hadsiz hesapsız hazinelerle mektedir; Erzurum’un muazzam zenginlikler barındırdığını Ced-
ve insanlarla dolu bulunduğunu görünce ona renus (s. 577) da kaydetmektedir.
(38) Simbat, a.g.e., s. 30 vd,; Mateos’a göre (s. 86) Erzurum’da öldürü-
taarruz ettiler. Kaçacak bir yeri ve yardım ümidi lenlerin sayısı 150000’i buluyordu.
geçti. Bazı Arap kaynakları Yınal’ın oğlu Mu- bağlandı, içinde beş vakit namaz kılınması-
hammed’in de bu savaşa katıldığından bah- na müsaade edildi, Şii Fatımî halîfesi adına
setmişlerdir. Geceleyin ağzına bir ok isabet okunmakta olan hutbeye son verildi, mih-
eden ve ensesinden çıkan Çorduanel öldü. rabına da Tuğrul Bey’in hâkimiyet sembolü
Liparit, Çorduanel’in öldüğünü haber alınca olan ok ve yay işaretleri nakşedildi. Fakat
öfkelenerek, savaşın içine atıldı. Selçuklular, bunlara mukabil İmparator Selçuklulara ha-
Gürcü askerlerinin birçoğunu kılıçtan geçir- raç ödemeği kabul etmedi ve bu yüzden de
diler, kalanlarını da firara mecbur kıldılar. barış imzalanamadı41.
Onlar, Liparit’i de esir alıp Horasan’a, Sultan
Tuğrul’un yanına götürdüler39. Buna rağmen Ermenistan bölgesinde
dört yıllık bir fiili ateşkesin hüküm sürdü-
Bu savaş, Selçuklu İmparatorluğu ile ğü anlaşılmaktadır. Fakat, imparator barışın
Bizans İmparatorluğu arasında cereyan eden yapılmaması nedeniyle Türk taarruzlarının
ilk ciddi savaştır. Savaşın asıl önemi, Bizans’a daha fazla şiddetle devam edeceğini muhak-
karşı ilk defa büyük çapta bir savaşın kazanıl- kak gördüğünden dolayı, doğu hududunda-
mış olmasıdır. Aslında bir intikam seferi sa- ki kale ve istihkâmların tamirine ve kıtaların
yılabilecek harekâtla Bizans ordusunun mağ- artırılmasına ağırlık verdi. Fakat Selçuklu ha-
lup edilmesi, Selçukluların sonraki seferleri- nedan üyeleri arasında taht mücadelelerinin
ne cesaret vermiştir. Nitekim kaynaklar bu baş göstermesi, beklenen Türk akınlarının
zaferden sonra İbrahim Yınal’ın ordusunun yapılmasına mani oldu; hatta Bizans, mukabil
İstanbul’a on beş günlük yol kalıncaya kadar o hücuma geçerek, Tuğrul Bey’in tabii Ebû’l-
bölgedeki bütün şehir ve kasabaları talan ve yağ- Esvâr’ı ağır bir sulhu kabule mecbur etti.
malamağa devamla, yüz binden fazla kişiyi de Görünüşe göre Tuğrul Bey’in batı siyasetinde
esir ettiklerini kaydeder. Sayılamayacak kadar bir ara Mısır cephesi ağır basınca, Selçuklu 7
çok hayvan, katır, ganimet ve mal ele geçirdiler. hükümdarı, İstanbul’a gönderdiği bir elçi ile
Rivayete göre, ele geçirilen ganimetler on bin Bizans’tan Mısır’a sefer için topraklarından
arabayla taşındı. Ganimetler arasında on dokuz geçiş izni vermesini istemiş, fakat Bizans im-
bin tane de zırh vardı40. paratoru, Mısır Fatımi hükümdarı el-Mustan-
sır ile aralarındaki dostluğu ileri sürerek mü-
İmparator Monomakhos, Liparit’i saade vermemişti. (443/1052-1053)42.
kurtarmak için harekete geçip elçiler gön-
derdi ve Diyarbakır hükümdarı Nasrüddevle Yukarıda değindiğimiz bu geçici barı-
Ahmed b. Mervân’ın tavassutunu rica etti. şın bozulmasının ilk kurbanı Kars şehri oldu.
Tuğrul Bey’e de 1.000 balya ipekli kumaş Sultan Tuğrul Bey ile arası bozulan İbrahim
ile diğer kumaşlardan 500 çeşit, 500 at, 300 Yınal’ın Kutalmış ile birleşip, Yınal’ın esir
Mısır eşeği, siyah gözlü ve boynuzlu olduktan düşüp, Kutalmış’ın ise İberya’ya girip ansızın
başka merkep büyüklüğünde bulunan 1000 Kars’a saldırdığını Bizans ve Ermeni kay-
keçi gönderdi. Tuğrul Bey ise hiçbir fidye nakları yazmaktadırlar. Ancak, Tuğrul Bey
talep etmeden Liparit’i serbest bıraktı. Li- (39) Cedrenus, a.g.e., s. 577 vd.; Zonaras, a.g.e., s. 90 vd.; Aristages,
parit’in İstanbul’a gitmesine refakat etmekle a.g.e., s. 86-89; Mateos, a.g.e., s. 87-90; Grousset, a.g.e., s, 575; M.
F. Brosset, Gürcistan Tarihi, Çev. H. D. Andreasyan, Türk Tarih
tayin olunan Şerif Ebû’l-Fazl Nasr b. İsmâil Kurumu, Ankara, 2003, s. 283; Yinanç, a.g.e., s. 47; Sıbt İbnü’l-
Cevzî’de Hasankale savaşı 18 Eylül 1048 olarak gösterilmektedir.
el-Alevî, vaktiyle İstanbul’da 9. Asırda İmpa- Ali Sevim, “Sıbt İbnü’l-Cevzî’nin Mir’âtü’z-zaman fî Tarihi’l-âyan
adlı eserindeki Selçuklularla İlgili Bilgiler I Sultan Tuğrul Bey Dö-
rator Mikhail ve Emevî Halifesi Mesleme b.
YENİ TÜRKİYE 60/2014

nemi”, s. 42.
Abdülmelik zamanında yapılıp, sonradan ha- (40) Esîr, a.g.e., IX, s. 414-415. 440 (1048-1049) yılı olayları; İbnü’l-
Cevzî, a.g.e., s. 314; Mehmet Altay Köymen, Tuğrul Bey ve Zamanı,
rap olan caminin tamiri ile Tuğrul Bey namına Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1976, s. 127; Sümer, a.g.e., s. 96;
Sevim, a.g.e., s. 5.
hutbe okunmasını imparatora teklif etti. İm- (41) Zonaras, a.g.e., s. 91 vd.; Azimî, a.g.e., s. 9; Esîr, a.g.e., IX, s. 422;
parator bu teklifleri yerine getirdi. Caminin Karş. Yinanç, a.g.e., s. 48; Turan, a.g.e., s. 124; Mevdûdî, a.g.e., s.
180 vd.
içine kandiller asıldı, müstahdemlerine maaş (42) Yinanç, a.g.e., s. 48 vd.; Köymen, a.g.e., s. 56.
yaklaşmakta olduğundan, isyan durumunda diye) kalesini zapt ve halkını esir etti. Sonra
bulunan Kutalmış kaleyi kuşatmaya vakit Erciş üzerine gitti. Ercişliler yüklü bir fidye
bulamamış ve çekilmiştir43. Çamiçyan, Ced- karşılığında teslim oldular47. Tuğrul Bey, Van
renus’a uyarak olayı 1051 yılı hadiseleri ara- gölünün kuzeyindeki Erciş ve Bergri kaleleri-
sında zikretse de bu olayların Tuğrul Bey’in ni kolaylıkla fethettikten sonra, Anadolu’nun
Anadolu seferinden az önce 1053’te cereyan kilit noktalarından biri olan Apahunik bölge-
etmiş olması kuvvetle muhtemeldir. sinde Malazgirt yakınlarında Karaklukh (Taş-
başı) denilen yerde karargâh kurdu. Mateos,
Büyük Sultan’la TEMAS: teslim sırasında Ercişlilerin Tuğrul Bey’e Ma-
Büyük Operasyon lazgirt’i zaptettiği takdirde bütün Ermenis-
tan’ın kendisine tâbi olacağını söylediklerini
Tuğrul Bey’in Bizans İmparatorluğu’na yazar. Ertesi gün, şafakla birlikte sultan, hü-
karşı bizzat sefer yapmasında Bizans İmpa- cum borusunun çalınmasını emretti. O gün,
ratoru Konstantin Monomakhos’un Mısır’a Malazgirt şehri kuşatılınca Hıristiyanlar için
seferi için topraklarından geçiş izni verme- korkunç bir manzara hâsıl oldu. Çünkü boru
mesinin tesiri olup olmadığı malûm değildir. sesleri aksedince bütün ordu tarafından yük-
Çamiçyan, Selçuklu hükümdarının Bizans selen bağırışlar şehrin surlarını sarstı. Onlar,
İmparatoru Monomakhos’un ölüm haberini tek bir insan gibi müttefiken hareket edip
aldığında Doğu Anadolu seferine karar verdi- şiddetli hücumlara mukavemet ettiler. Şeh-
ğini yazmaktadır44. Sultan’ın sefere çıkmadan
rin Bizanslı kumandanı, Abukab’ın oğlu Va-
önce, Azerbaycan’da hâkim iki Müslüman
sil idi. Vasil’in babası bir Ermeni, annesi de
hükümdarı, Vahsûdân ile Ebû’l-Esvâr’ı tabi
bir Gürcü idi. Aslen Tayk eyaletinden olan
duruma getirmek suretiyle arkasını emniyete
8 Vasil, imparator Monomakhos tarafından
alması, onun bu sefere ne kadar ehemmiyet
Malazgird ‘e vali tayin edilmişti. Tecrübeli bir
verdiğini göstermektedir45.
asker olan Vasil, şehrin her tarafını tahkim-
Tuğrul Bey Anadolu seferi için 446 le, gerek kadın, gerekse erkek bütün cesur
(1054-1055) senesinde Azerbaycan’a gitti ve adamları vazifelere tayin etti. O, her birine,
Tebrîz üzerine yürüdü. Şehrin hâkimi Emîr imparator namına mevki ve rütbeler vadetti
Ebû Mansûr Vehsûzân b. Muhammed er- ve bütün halka gece gündüz durmadan ce-
Ravvâdî, Tuğrul Bey’e itaat arz edip, adına saret telkin etti. Selçuklu askerleri, günlerce
hutbe okuttu. Onu hoşnut edecek hediyeler (43) Cedrenus, a.g.e., s. 606; Chamicii, a.g.e., s. 139; Aristages, a.g.e., s.
gönderdi ve oğlunu da rehin olarak bıraktı. 91 vd.; Karş. Yinanç, a.g.e., s. 49.
(44) Chamicii, a.g.e., s. 142.
Tuğrul Bey oradan Gence hâkimi Ebû’l-Es- (45) Köymen, a.g.e., s. 57.
(46) Burası Bizans’a ait bir yerdi. Şehri kuşatıp halkını zor durumda
vâr üzerine yürüdü. O da aynı şekilde itaat bıraktı, ayrıca o civardaki şehirleri yağma ve tahrip etti. Malazgirt
arz edip, Tuğrul Bey adına hutbe okuttu. O müstahkem bir şehirdi. Bu sırada Diyârbekir hâkimi Nasrüddevle
b. Mervân da Tuğrul Bey’e itaat etmiş ve adına hutbe okutmuştu.
yöredeki diğer şehirlerin hâkimleri de haber Esîr, a.g.e., IX, s. 453.
(47) Aristages, a.g.e., s. 93; Bu olay hakkında Mateos’un ifadesi şöy-
gönderip itaatlarını bildirdiler ve adına hutbe ledir: “(8 Mart 1054-7 Mart 1055) tarihinde Ermenistan üzerine
okuttular. Askerler ona boyun eğdiler, Tuğrul zehirli ve öldürücü bir rüzgâr esti. İran sultanı Tuğrul, payitahtın-
dan hareket edip deniz kumu kadar çok olan askerlerle beraber
Bey de onları yerlerinde bıraktı. Her birinden Ermenistan›a yürüdü1. Sultan, Bergri şehrine gelip burasını hü-
cumla zaptetti ve oranın ileri gelenlerini, zincirle bağlı oldukları
rehineler alıp, Ermenistan’a hareket etti46. halde esir olarak götürdü. O, diğer şehirleri de kılıçla tahrip etti ve
halkı öldürdü. O, ateş fışkıran kara bir bulut gibi’ hareket edip öldü-
Tuğrul Bey, kuşatmaya Van gölünün rücü bir dolu sağanağı ile birlikte Ercişdenilen şehrin üzerine geldi. Bu
YENİ TÜRKİYE 60/2014

şehre karşı sekiz gün şiddetli bir muharebe yaptı. Düşman askerlerinin
kuzeydoğu köşesinden başladı. Sultan, bü- çokluğuna karşı aciz bir vaziyete düşen şehir halkı, altın, gümüş, at
ve katırlardan ibaret birçok hediyeleri hamilen Sultana itaat etmeye
yük bir ordu, filler, arabalar, atlar, kadın ve koştular. Halk, bu suretle ve yalvarmaları sayesinde dostluk ve sulh
akdetmeye muvaffak oldu ve: “Ey cihangir sultan! Git Malazgirt şeh-
çocuklar ile birlikte geldi ki, seferde kadın rini zaptet, biz ve bütün Ermenistan sana tâbi olalım” dediler. Sultan
ve çocukların bulunduğu kayıtları Türkmen Tuğrul bu sözlerden çok memnun kaldı. Ordusuyla beraber hareket
etti ve her türlü fenalıklarla dolu bir yılana benzeyen Malazgirt şehri-
göçlerine delâlet eder. Önce Bergri (Mura- ne geldi”. Mateos, a.g.e., s. 100.
hiç durmadan hücumlarına devam ettiler. mancınığın önüne gelince durdu. Düşman
Onlar, şehri içinden zaptetmek için yeraltı askerleri, onun, mancınığı temaşa edip hayret
geçitleri kazdılar. Bunu haber alan şehirliler ettiğini zannettiler. Fakat o, derhal, şişenin
de aksi istikametten toprağı kazmağa baş- birini çıkarıp mancınığın üzerine attı. Sonra
ladılar ve düşman lağımcılarını kâmilen esir bir kartal süratiyle mancınığın etrafını dola-
ettiler. Şehirliler, esirleri surun üzerine çıkar- şıp diğer şişeyi de attı. Adam, üçüncü şişeyi
dılar ve orada öldürdüler. Bunu gören sultan de aynı surette attı. Mancınık aniden ateşle
son derece kederlendi. Pağeş (Bitlis)’e adam sarıldı, Frank da kaçtı. Müslüman askerleri,
gönderip İmparator II. Baileios’un, yaptırmış yapılan işi görmüş olup Frankın arkasına düş-
olduğu on beş çemberli korkunç ve hayret ve- tüler fakat o sağ ve salim olarak şehre girdi.
rici mancınıkı getirtti. Bu mancınık kurulun- Mancınık kâmilen yandı. Hıristiyanlar büyük
ca şehir kâmilen dehşet içine düştü, ilk vu- sevinç duydular ve şehir halkı Frankı bolca
ruluşta üç muhafız öldü ve en ileri mevkide mükâfatlandırdı. Sultan kendisi de Frankın
bulunan bir asker şehrin içine atıldı. Bunun bu işine hayran oldu ve Vasil’e, bu cesur ada-
üzerine şehir halkından bir rahip ortaya çıktı, mı mükâfatlandırmak için görmek istediğini
mancınığa karşı acilen bir makine kurdu ve söyledi, fakat Frank bunu reddetti. Bundan
attığı ilk taşla mancınıka isabet ettirip onun çok öfkelenen Sultan, suru devirmek üzere
baş tarafını kırdı. Dehşete kapılmış olan şehir dibini tekrar kazmak emrini verdi. Şehirliler,
halkı, bunu görünce tekrar cesaret aldı. Fakat onun bütün makinelerini hiçe sayarak cesa-
Selçuklular, birkaç gün içinde mancınıkı tah-
retle mukavemet ettiler. Onlar, demir çengel-
kim edip hiçbir taraftan yanaşılmaz bir hale
ler yaparak toprağı kazanları, bunlarla tutup
getirdiler ve şehrin surunu çok büyük taşlarla
yukarı çıkarıyorlar ve öldürüyorlardı. Bunu
dövmeğe başladılar. Bütün şehir, dehşet için-
gören Sultan, işi durdurttu ve çok mahcup 9
de sarsılmağa başladı. Bunun üzerine Vasil,
bir vaziyete düştü. Bunun üzerine şehirliler,
bütün şehre hitaben: “Mancınıkı yakmağa
mancınığa bir domuz koyup onu Sultanın or-
muktedir olan herhangi bir adama, birçok al-
dusunun içine fırlattılar ve hep bir ağızdan:
tın, gümüş, at ve katırlar vereceğim, imparator
“Ey sultan, bunu kendine karı yap, biz de Ma-
tarafından da ona rütbe ve mevki verilecektir.
Şayet bu adam Müslümanlar tarafından öldürü- lazgirt şehrini cihaz olarak sana veririz” diye
lürse mükâfat onun oğullarına veya akrabasına bağırdılar49.
verilecektir” diye ilân etti. Bunun üzerine bir Malazgirt kuşatmasındaki başarısızlık
Frank48 ileri atılıp: “Ben dışarı çıkıp o man- Tuğrul Bey’i hiç yıldırmamıştı. Buradan bir-
cınığı yakacağım. Bu gün ben, kanımı bütün liklerini yağmalamak üzere bütün bölgeye
Hıristiyanların uğuruna dökeceğim, çünkü gönderdi; Birinci kol, kuzeyde Abhaz kalesi
yalnızım ve benim için ağlayacak ne karım, ne ve Kafkas sınırlarında Parhar dağına, batıda
de çocuklarım vardır” dedi. Adam, kuvvetli Canit (Lazistan)’e ve güneyde Sim (Antito-
ve süratli bir at istedi. Zırhını giyip miğferi- roslar) dağlarına kadar. Bunlar kolayca tüm
ni başına geçirdi, mızrağının ucuna bir kâğıt
ülkeyi ele geçirdiler. Aristages, Tercan ve
geçirdi ve koynuna üç şişe neft yerleştirdi. O,
Ekegheac kazaları üzerine yapılan akınları ise
bu vaziyette, bir postacı tavrını takınıp yola
hiç kimse tarif edemez demektedir50.
çıktı. Adam, Hıristiyanların dualarına ve Al-
laha karşı olan itimadına güvenip Müslüman (48) Bizans ordusunda, Avrupa’nın muhtelif memleketlerinden gelmiş
YENİ TÜRKİYE 60/2014

Franklar ve bilhassa Normanlar bulunuyordu.


karargâhına doğru ilerledi. Müslüman asker- (49) Mateos, a.g.e., s. 102; Chamicii, a.g.e., s. 142-145.
(50) Aristages, a.g.e., s. 93-97.
leri, mızrağın ucundaki kâğıdı görünce, onun (51) Doğu Karadeniz bölgesine Rumca bu ad veriliyordu. Trabzon Du-
kası Theodor Gabras döneminde Bizans İmparatorluğu toprakları
bir postacı olduğunu zannettiler ve hiçbir şey 29 eyalete bölünmüş ve her birine “thema” adı verilmiştir. Khal-
sormadılar, öğle vakti idi ve hava çok sıcaktı. diya da bunlardan biri olup merkezi Trabzon şehri idi. Bkz. Anna
Komnena, Alexiad, Çev. Bilge Umar, İstanbul, 1996, çevirenin
Herkes çadırına çekilmiş uyuyordu. Frank, notu s. 95.
İkinci Selçuklu kolu Tayk bölgesine kalacağını ve gazâlarını tamamlamak gaye-
girdi ve Çoruh denilen büyük nehre kadar siyle tekrar Anadolu’ya geleceğini ilân etti.
ulaştı. Selçuklular nehir vadisi boyunca iler- Oradan Irak tarafına döndü55. Lâkin Irak
leyip, Xaghteac (Khaldia51) arazisine girdi. ahvâli, Şiî hareketleri ve isyanlar sultanın bir
Buradan ganimet ve esir alarak dönerken daha Anadolu seferine çıkmasına imkân ver-
Baberd (Bayburt) olarak adlandırılan müs- memiştir. Bununla birlikte Tuğrul Bey’in Bi-
tahkem kalenin önüne geldiler. Orada, Vr- zans’ın gücünü anlamak bakımından önemli
hanglardan (Frank) oluşan ücretli bir Bizans keşifler yaptırdığı, güçlü surlarla korunan
tugayı ile karşılaştılar. Bu Franklar, Selçuklu- Malazgirt ve Erzurum gibi şehir merkezleri
ları bozguna uğratıp reislerini öldürdükleri dışındaki mahallerde fazla bir direnişle kar-
gibi, bütün ganimeti geri aldılar ve Ermeni şılaşmayacaklarını anladığı öğrenilmektedir56.
esirlerini de kurtardılar52.
İki gün sonra sultan ordusuyla yola
Üçüncü kol Vanand’da, Kars hüküm- çıkıp geri dönerken Bznunik Denizi (Van
darı II. Gagik’in mukavemetiyle karşılaşarak Gölü) civarında Arcke (Adilcevaz) adında
iki taraf da kayıplar verdi. Selçuklular Erme- güvenli ve zapt edilemez bir kale ile karşılaştı.
nistan’da rastladıkları herkesi öldürüp, esir Selçuklular şehre girmenin bir yolunu buldu-
edip, yağmalayarak geri döndüler. Vanand lar ve şehri yağmalayıp esirler alarak oradan
sınırlarına ulaştıklarında Gagik onları karşı- ayrıldılar. Sultan Tuğrul Bey’in harekâtının
ladı ve orada büyük bir çarpışma oldu. Ama İbrahim Yınal’ın seferinden iki farkı vardır.
Selçuklulara yardım kuvveti geldi ve savaşın Birincisi Tuğrul Bey’in istilâsı daha geniş
ortasındaki Ermenilere hücum etti. Savaş bölgeyi içerisine almıştır. İkincisi ise bu kez
uzadığından ve Ermenilerin atları yorgun ol- Bizans kumandanları Tuğrul Bey’le karşı kar-
10 duğundan Selçukluların ablukasını yarama- şıya gelmekten kaçınmışlardır. Şimdiye kadar
dılar. Selçuklular şiddetle hücum edip, Azat- yapılan harekâtların ortak yönleri ise, hepsi-
lardan53 otuz kişiyi öldürdüler ve Azatlardan nin de geçici olduğu ve bir sınır değişikliğinin
kudretli bir savaşçı olan Tatul’u yakalayıp sul- gerçekleşmemiş olmasıdır57.
tanın önüne getirdiler. Tatul, Arsuban adlı bir
Türk emîrinin oğlunu ciddi bir şekilde yarala- Şimdi Bizans İmparatoru Monomak-
dığı için Sultan onu görünce şöyle dedi: “Eğer hos 1055 yılında ölünce kızı Theodora onun
Arsubanoğlu yaşıyorsa seni serbest bırakacağım, tahtını tevarüs etmişti. Sultan Tuğrul Bey, ona
aksi takdirde seni onun için kurban edeceğim”. elçi gönderip, bazı şehirlerle beraber, haraç
Tatul “Eğer onu ben yaraladıysam hiç şansı yok, göndermesini istedi. Ama Theodora bunun
fakat bir başkası yaraladıysa onun sağlığı için yerine ona beyaz at ve katır, birçok hazine-
bir şey diyemem” diye karşılık verdi. Sultan, ler ve mor kıyafetler gönderdi. Sultan bunları
Arsubanoğlu’nun öldüğünü duyunca, Tatul’u memnuniyetle kabul edip, elçiyi kendisiyle
idam ettirdi, sonra sağ kolunu kestirerek te- birlikte götürdü. Aristages, aynı yıl sultanın
selli olmak üzere şu sözlerle oğlunu kaybet- adına Selçuklu birliklerinin Ermenistan’a
miş olan Arsuban’a gönderdi: “Oğlun zayıf bir girdiklerini, ancak bazılarının bunların Do-
kol tarafından öldürülmedi”54. vin ile Gence emîri Ebû’l-Esvâr’ın askerleri
olduğunu söylediklerini yazmaktadır. Bun-
Sultan Tuğrul Bey, Anadolu gazasında lar Ani üzerine bir baskın düzenlemiş, esir
büyük işler başardı. Bizanslıların mallarını
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(52) Aristages, a.g.e., s. 97.


yağmalamak, adamları öldürmek ve esir al- (53) Ortaçağda Ermeni soylularına verilen isimdir.
(54) Aristages, a.g.e., s. 99; Chamicii, a.g.e., s. 142.
mak suretiyle onlardan pek çok şey elde etti (55) Esîr, a.g.e., IX, s. 453;
(56) İbrahim Tellioğlu, “Ermeni Kaynaklarının Gözüyle Anadolu’nun
ve maksadına nail oldu. Fakat kış bastırın- Fethi”, Tarihte Türkler ve Ermeniler, II, Türk Tarih Kurumu, Anka-
ca Malazgirt’i zapt edemeden Azerbaycan’a ra, 2014, s. 120.
(57) Aristages, a.g.e., s. 107; Chamicii, a.g.e., s. 146; Karş. Köymen, Sel-
döndü. Kış geçinceye kadar Azerbaycan’da çuklu Devri Türk Tarihi, s. 251.
ve ganimet alarak geri dönmüştür58. Bunun gelerek: “Bu asileri bize teslim edin aksi tak-
üzerine Bizans yönetimi, hadımağası Nikep- dirde ülkeniz tahrip edilecektir” dediler. Fakat
horus kumandasında bir orduyu misillemeye Teodoros bu teklifi reddedince Selçukluların
göndermiş ve Cedrenus’a göre, Nikephorus saldırısına uğradı ve öldürüldü. Ertesi kış
Gence’ye kadar girmiş ve Ebû’l-Esvâr’ı Bi- Epoiphanea yortusu sırasında Selçuklular
zans’a karşı vassallik antlaşmasını yenilemeye Mangankom ve Hark yörelerini tahrip ettiler,
ve yeğenini rehine olarak vermeye mecbur pek çok ganimet ve esir alıp dönmekte iken
etmiştir59. Fakat Ebû’l-Esvâr’ın, Selçuklular Murat çayını geçmek istedikleri esnada buz-
yeniden ortaya çıkar çıkmaz saf değiştireceği lar kırıldı ve hepsi birlikte boğuldular61. Ced-
kesindir60. renus, bu Selçuklu birliklerinin başında bu-
lunan Samuk adlı beyi, Tuğrul Bey’in Doğu
Yıkıntının Yüzü Geçmişe Dönüktür: Anadolu seferinden geri dönerken bölgede
300 adamıyla bıraktığını kaydetmektedir62.
Son Dem Olaylar Zinciri
Aslında bu dönem, Bizans’a karşı fiilen
1040’lı yıllarda Ermenistan bölgesine
mücadele eden Selçukluların İslâm dünya-
gerçekleştirilen Türkmenlerin ve Selçuklu
sının çeşitli bölgelerinde İran, Irak ve Suri-
ordularının harekâtları, 1050’lerde de devam
ye’de de siyasal etkinlik ve destek kazandık-
ederken, bu harekâtlara karşı savunmanın
ları bir dönemdir. Ermenistan çevresindeki
mihver gücünü teşkil etmesi gereken Bizans,
Selçuklulara bağlı bütün Müslüman gruplar,
müstahkem birkaç kaleye garnizonlar yer-
Tuğrul Bey’in Doğu Anadolu seferi sonrasın-
leştirmekle yetinip, savunmanın potansiyel
da bölgenin geleceğiyle ilgili tasavvurlarında
kısmını oluşturan halkı taktik anlamda tecrit
birleştiler. Bizans’ın izlediği siyaset de buna
etmişti. Tuğrul Bey’in 1054/1055 seferine di- 11
bir nevi çanak tutmuş oldu. Çünkü Erme-
renebilecek olan Ermeni aristokratları Bizans
nilerin bölgenin savunulması bakımından,
tarafından sürülmüş, Ermeni milisler silahsız-
kitlelere siyasal önderlik yapabilecek direniş
landırılmış ve bu nedenle de savunma hatları
kapasitesine sahip aristokrat kadroları Bizans
zayıflatılmıştı. Ermenistan bölgesi, dönemin
tarafından saf dışı edilmişti.
Ermeni müverrihleri tarafından doğru bir bi-
çimde Bizans’ın Ermeni halkına karşı giriştiği İmparatoriçe Theodora’nın yönetim
dini rekabetin zorladığı asimilasyon politikası devresiyle ilgili olarak Aristages şunları kay-
yüzünden kaderine terk edilmiş bir toprak dediyor: “Ermenistan’da dört krallık tahtı
olarak betimlenmiştir. Bizans’ın izlediği po- vardı. Bütün halklar tarafından imrenilen
litikanın sonucu olarak, çeşitli kalelerde ko- Patrikhane’nin yanında, birinci sınıf rahip-
nuşlanmış Bizans yöneticileri, Selçuklulara lerimiz vardı. Kiliselerimiz, süslenmiş yeni
karşı direnme gücü gösterememişlerdir. geline benziyordu. Şimdi krallıkların tahtları
nerede? İmparatoriçe, Sultan’ın hücumları-
Bu cümleden olmak üzere Aristages’in
nı önlemek için onu hediyelerle doyurmaya
kayıtlarına göre, Monomakhos’un ölümünün
çalışıyordu. Doğrusu o bir savaşçıydı ve Me-
ardından İmparatoriçe Theodora zamanın-
zopotamya ile çevresinde mücadele ediyor-
da 1055-1056’da muhtemelen Tuğrul Bey’le
du. Ancak, yaz kış durmaksızın Ermenistan
itilâf halinde olan Türkmenlerden bir grup,
topraklarına hücumları da devam ediyordu.
Türkistan’dan gelerek Taron (Muş) bölgesi-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

nin Bizans valisi Teodoros ile ittifak kurma- (58) Aristages, a.g.e., s. 109.
(59) Cedrenus, a.g.e., s. 593.
yı denemişlerdi. Türkmenler bağlılıklarının (60) Grousset, a.g.e., s. 586.
(61) Aristages, a.g.e., s. 110 vd.; Karş. Grousset, a.g.e., s. 587; Mehmet
nişanesi olarak Ahlat’tan yağmaladıkları çok Ersan, Selçuklular Zamanında Anadolu’da Ermeniler, Türk Tarih
miktarda ganimeti getirip ona teslim etmiş- Kurumu, Ankara, 2007, s. 25.
(62) Cedrenus, a.g.e., s. 616 vd.; Karş. Grousset, a.g.e., s. 587; Ersan,
lerdi. Ancak, o sırada Tuğrul Bey’in elçileri a.g.e., s. 25.
O, casusları vasıtasıyla kalabalık meskûn yer- tikten sonra Erzurum’a yöneldi. Şehir halkı
leri tespit ettirdi. Sonra Selçuklular aniden kendisine kapıları açmayınca burayı kuşattı
üzerlerine baskınlar yapıp, ganimet ve esirler ise de Katakalon’un ona karşı bir ordu gön-
alarak, daha sonra tamamen yıkılmış yerler dermesi üzerine çekildi, fakat bölgeyi tahrip
bırakarak kendi topraklarına dönüyorlardı. etti. İvane’nin başarısızlığın verdiği öfkeyle
Bu baskınlardan birinde Ocak 1055’de Sel- Türklerden yardım istemesi ise, yeni olaylara
çuklular, Ciranis dağı eteğindeki Okomi’ye yol açtı65.
otuz bin kişinin can verdiği büyük bir baskın
düzenlemişlerdi63. Türkler bu daveti alınca birbiriyle ha-
berleşip hızla İvane ile birleştiler. İvane on-
Müellifinin yukarıda vermiş olduğu ların kalabalığını görünce kendisi bile ürküp,
bilgiler bize Bizans yönetimi ile bölgenin ko- kendisini bir kalede emniyet altına aldı. Ge-
pukluğu hakkında açık bir fikir vermek için len Türkler ona dediler ki: “Bize yağmalayabi-
yardımcı olmaktadır. Aslına bakılırsa, bu du- leceğimiz bir yer göster, bizi eli boş gönderme.”.
rum müellifin mensup olduğu Ermeni milleti Bir çıkış yolu bulamayan İvane onlara bir reh-
dünyası için bir yıkımı, Selçuklular için ise ber tayin edip, gönderdi. Bunlar geceleri ıs-
zafer vaadi anlamını ifade ediyordu. Erme- sız yerlerden geçerek Khaldia yani Trabzon’a
niler açısından bu felâketin nedeni şüphesiz, bağlı olan Bayburt taraflarına gittiler. Orada
1042’den 1055’lere kadar devam eden Sel- Canit ormanları içindeki Hart (Aydıntepe)
çuklu akınlarına rağmen, Ermenistan’ı koru- bölgesini yağmaladılar, sonra bol miktarda
yacak savunma hatlarının Bizans tarafından esir ve ganimet alıp, Gürcü rehberleri de
henüz kurulmamış olmasıydı. Bizans tarafın- ödüllendirmeyi unutmadan çekildiler. Fakat
dan ciddi bir savaşa ancak başarısızlıkla so- ülkenin savunmasız olduğunu görünce, çok
12 nuçlanan 1071 Malazgirt Meydan Savaşı ile geçmeden yeniden Ermenistan’a döndüler.
teşebbüs edilecektir. Bu sefer Tercan’ın güneyindeki Mananagi
kazasında ikiye ayrıldılar. Bunlardan bir kıs-
Ermeniler zaviyesinden süregiden bu
mı, Geyikkale’ye gelip hazırlıksız olan şehre
yıkıma imparatorluk emrindeki paralı asker-
baskın yaptılar. Oradan Pulur’a sarkıp, orayı
leri de ilave etmek gerekir. Bir örnek olmak
da ele geçirdiler. Aristages, öldürülen ve esir
üzere 1057’de Samuk Bey ile ittifak kurup,
edilenlerin sayısını 7000 olarak verir ve bütün
Ahlat’ı ele geçiren Norman asıllı Herve zikre-
bu zayıflıkların sebebini, Bizans’ın askeri soy-
dilmelidir. Herve daha sonra Samuk’u yenip,
luları ülkeden söküp atmasına bağlar. Bunlar
firara mecbur etmiş, ancak Ahlat yakınların-
olurken başka bir Türk kolu, Khorjean ve
da Diyarbakır Emîri Nasrüddevle tarafından
Hanzit’den dörtnala geçip, bir gece yürüyü-
esir alınmıştır64.
şünden sonra Alas kasabasına saldırdı. Ahali
İmparatoriçe Theodora’nın 22 Ağus- şehri çevreleyen üzüm bağlarına saklandı ise
tos 1056’da ölümünden sonra 1057-1058’de de Selçuklu süvarileri bir dolu yağmuru gibi
İstanbul’da yaşanan taht kavgaları Bizans’ı düşüp, korkunç bir insan avına giriştiler66.
bölünce, siyaseten tamamen terk edilen Er-
menistan, dini ve etnik menşei ne olursa ol- Bizans tahtında kavga ve kargaşa de-
sun kendisini kanıtlamak isteyenlerin tecrü- vam ederken 1057 Ekim ayının başlarında
be alanı haline geldi. Liparit’in oğlu Gürcü yeni bir Selçuklu ordusu Ermenistan’ı boy-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

Prensi İvane, Ermenistan’a doğru genişlemek (63) Aristages, a.g.e., s. 116 vd.
(64) Cedrenus, a.g.e., s. 617.
için bu durumdan yararlanmak isteyenlerden (65) Aristages, a.g.e., s. 122 vd.; Grousset, a.g.e., s. 587 vd.; Ersan,
a.g.e., s. 26.
biriydi. Bizanslıların Erzincan’ı kendisine (66) Aristages Türklerin bu iki yere yapmış olduğu baskınlar sırasında
vermiş oldukları İvane, bu kargaşa esnasında yaşananları Ermeniler açısından çok acıklı bir şekilde tasvir et-
mektedir. Aristages, a.g.e., s. 124-129; Grousset, a.g.e., s. 286 vd.;
Yegantz-pert (Geyikkale) ile Havçiç’i zaptet- Grousset, a.g.e., s. 589 vd.
dan boya kat etti ve Kemah kazasına kadar götürdüler. Onlar, Fırat nehrini geçtikten sonra,
ilerledi. Burada ikiye ayrılarak bir kısmı Kog- erzak kıtlığı baş gösterdiğinden kışı geçirmek
honia’ya yürürken, diğerleri de gece yürüyüş- üzere Hanzit’te karargâh kurdular. Romalı as-
leri ile Malatya üzerine yöneldiler67. Bundan kerler Türkleri takip etti ise de onlara yetiştik-
sonrasını ayrıntılarıyla Mateos’dan aktaralım: leri vakit harp etmek cesaretinde bulunamadılar
“Dinar adlı büyük ve kuvvetli bir Selçuklu ve kendi memleketlerine döndüler”70.
emîri İran’dan geldi. O, hiç kimsenin endişe
Kar dolayısıyla yollar kapalı olduğun-
duymadığı bir anda, kötü niyetlerini yüreğinde
dan, ordunun açtığı yoldan atlar ve katırlar
saklamış olduğu halde muazzam bir ordu ile be-
yüksüz olarak önden yürüyordu. Esirler ve
raber şiddetle yürüdü. O, birçok memleketler-
ganimet eşyaları arkadan geliyordu. Bu şekil-
den, hiçbir fenalık yapmadan geçti ve doğruca
de yavaşça yol alarak Mormreans adlı köye
meşhur bir şehir olan Malatya68 üzerine geldi.
ulaştılar. Bu köyün aşağısında bir kale vardı
Bu şehrin altın, gümüş, mücevherler ve kıymetli
ve şehrin tüm sakinleri orada toplanmıştı.
kumaşlarla dolu olduğuna dair şayialar uzun za-
Selçuklular buraya ulaştıklarında, hemen hü-
mandan beri yayılıyordu. Şehir surdan mahrum-
cuma hazırlandılar. Reisleri kar tabakasının
du69. Emîr, önce şehrin cenup tarafındaki yerleri
üzerinde kalın bir halıya oturmuş vaziyette
zapt ile halkı hemen kâmilen kılıçtan geçirdi.
kalkanını önüne koyarak kaledekilere mey-
O, sonra Malatya üzerine geldi. Liparit’in oğlu dan okumaya başladı. Tam bu sırada boğa-
İvane, Müslümanlarla ittifak etmiş olup onlara zına isabet eden bir ok oku cansız yere serdi.
öncülük ediyordu. Malatya şehri kuşatıldığı za- Sonra kaledeki Bizans ordusu savaş borusunu
man mevsim kış ve Hisnag’ın (Noelden evvelki çalmaya başlayınca Türkler kaçtılar. Bizanslı-
elli gün) ilk günleri idi. Güzelliğinin şöhreti bü- lar ise onları takip etmek yerine bıraktıkları
tün İran’da yayılmış olan şehir, her taraftan kara ganimeti toplamaya başladılar. Biraz sonra 13
bir bulutla sarılmış gibi oldu. Şehrin kadın ve Türkler izlenmediklerini anlayınca, geriye
erkek bütün halkı, bu korkunç vaziyeti görünce dönüp kimi buldularsa öldürdüler71. Türkler,
kaçışmağa başladılar, fakat iltica edecek bir yer Mormreans’dan ayrılıp da Eghnut (Ağnut)
bulamıyorlardı. Bu tehlike anında, bütün şefkat sınırlarına geldiklerinde, milisler onlara yeti-
bağları ortadan kalktı ve ölüm korkusu bütün şip, pek çok esiri kutarıp ganimeti geri aldılar.
zihinleri işgal etti. Baba oğlunu, oğlu da baba- Yenilgiye uğrayan Türkler dağınık bir halde
sını unuttu. Anneler kızları, kızlar da anneleri Taron (Muş)’a ulaştılar. Bizanslıların takibi
için ağlıyorlardı. Velhasıl kardeş kardeşi için ve dolayısı ile oradan Sasun dağlarından aşarak
herkes de kendi sevgilisi için ağlıyordu. Halk, Muşa varmak üzere hareket edince Mamigo-
şehrin geniş ovalarının içine daldığı sırada Sel- nian Ermeni prensi Thornig, topladığı Erme-
çukluların arasına düştü. Bunu gören Türk- ni askerleri ile bu Oğuzlara saldırdı. İki taraf
ler, deniz kumu kadar çok olan bu kalabalı- arasındaki savaş Muş’un kuzeybatısındaki
ğın karşısında hayret içinde kaldı. Onlar, bu
(67) Aristages, a.g.e., s. 136 vd.
manzaranın karşısında hareketsiz kaldılar ve (68) Evvelce bir İslâm hudut (suğur) şehri olan Malatya 943’de Bizans-
lılar tarafından alınınca Müslüman halkı katledilmiş; Süryanî; ve
halk kaçıncaya kadar bir şey yapmadılar, sonra Ermeni nüfusu getirilerek iskân edilmiş idi. Turan, a.g.e., s. 151.
şehre hücum ettiler. Az zaman içinde Malatya (69) Ebû’l-Ferec’e göre bu şehrin suru, Cyriacus’un burasını Arapların
elinden almasından beri, harap bir halde idi. Gregory Abû’l-Farac,
şehri, bir ucundan öbür ucuna kadar kâmilen Abû’l-Farac Tarihi, I, Çev. Ö. R. Doğrul, Türk Tarih Kurumu, An-
kara, 1987, s. 312.
kanla örtüldü. Allanın gazabına uğrayan Malat- (70) Mateos, a.g.e., s. 108 vd.; Aristages, a.g.e., s. 135-137; Ebû’l-Ferec
(I, s. 312) Başpapaz Bedros’un da Malatya’da öldürülenler ara-
ya şehrinin o günkü akıbetini hangi kalem tas-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

sında olduğunu zikrediyor ki, bu adam bu dönem Ermeni tarihi


vir edebilir? Zira ovalarda bütün yeşil nebatlar, açısından önemli bir şahsiyettir. Bedros bir yazma kitabı istinsah
ederken yakalanmıştı. Yazdığı cümle şu idi: “Yahya’nın başı bir sal-
tatlı çığ yerine kanla kaplanmış bulunuyordu. kım üzüm gibi idi ve Herodias bu salkımı kopardı, bu sırada Türk-
ler tarafından yakalandı, onlar da mum eriterek başına döktüler ve
Talan bittikten sonra Selçuklular, asil kadınları içi yanmış kömür ile dolu bir kabı göğsüne dayadılar. Bedros son
ve onların güzel erkek ve kız çocuklarını, sayı- nefesini vermek üzere iken ayaklarının ateşte yandığını gördü ve
“sizin temizlenmeniz bir nimettir’’ diyerek vefat etti.
sız altın ve gümüşle birlikte sevinç içinde İran’a (71) Aristages, a.g.e., s. 138 vd.; Karş. Grousset, a.g.e., s. 592.
Surp Garabed (Çanlı Kilise) yakınında vuku nın başlangıcı olan pazar gününde76 şehri her
buldu. Sarp dağlarda yol bilmeyen, soğuk ve taraftan kuşattı. Manzara çok feci idi. Çünkü
açlıktan bitkin hale gelen Türkmenler boru muhterem insanların vücutları odun yığınları
ve davul sesleri ile çarpışmaya giriştiler; lâkin gibi yerde yatıyorlardı ve yeryüzü kan ve ceset-
bozguna uğradılar ve yanlarında getirdikle- le örtülmüş bulunuyordu. Sivas şehri surdan
ri esirler de Ermeniler ile birleşerek Türk- mahrumdu, fakat Selçuklular ilk önce içeri
menleri doğradılar. Az bir kısmı kurtularak girmeğe cesaret edemediler. Çünkü beyaz
Azerbaycan›a gidebildi. Dinar’dan bir daha kubbeli sayısız kiliselerin arz ettiği manzarayı
bahsedilmemesi onun da burada şehid edil- görüp bunları asker çadırları zannetmişlerdi.
diğini gösterir. İşte Tuğrul Bey’in Bağdad’a Fakat onlar hakikati anlayınca hücum ettiler.
hâkim olmasından İbrahim Yınal’ın isyanına Onlar sayısız miktarda altın, gümüş, mücev-
kadar üç yıl zarfında (1055-1058) Anado- herat ve kıymetli kumaşlar ganimet aldılar,
lu’da Türk akınları bu durumda idi72. çünkü Sivas şehri Ermeni krallarının77 ikamet
Böylece Selçuklu Türkleri, aralıksız sü- yeri olmuştu78. Şehir halkı için o ne feci bir
rüp giden akınlarla, zaman zaman ağır kayıp- gündü! Çok sayıda bakireler, yeni gelinler ve
lar vermiş olsalar da Fırat Nehrine kadar bü- meşhur kadınlar esir olarak İran’a götürüldü-
tün Ermenistan’ı tahrip etmişlerdi. Bizans’ın ler. Sivas şehri bir an içinde ateşle kül olmuş
zaten ihmal etmiş olduğu savunma sistemi bir kulübe haline geldi. Müslüman askerleri,
sonunda İmparator X. Konstantinos Dukas sekiz gün Sivas’ta kaldıktan sonra sayısız esir-
(1059-1067) devrinde tamamen bozuldu73. lerle beraber İran’a döndüler79.
Tuğrul Bey’in yönlendirdiği ve destek verdiği Tuğrul Bey son Bağdat seferine çık-
Türkmen boylarının Anadolu’ya akınları ke-
14 madan önce, 1062 yazında, Azerbaycan’a va-
sintisiz devam etmekteydi. Hatta bir kısmı
rınca, bölgenin işlerini düzenlerken Anadolu
Anadolu’da kalmış beylerin idaresinde ola-
gazalarını da tetkik etmiş ve yeni bir yön ta-
rak, sürekli hareket halinde yağma ve tahrip
yin ederek, bazı kumandanları sefere memur
yapmaya devam ediyordu74.
etmiş idi. Böylece Cemcem (Mıcmıc) ve Yu-
Mateos, 1059’da Hıristiyanların başına suf (Isuli) gibi diğer komutanlar, başlarında
dehşetli ve öldürücü felâketlerin geldiğini ya- Sâlâr-ı Horasan80 olmak üzere Dicle’nin kay-
zıyor. Müellife göre, bu ayların içinde vuku nakları ve Fırat arasındaki Rum topraklarını
bulan acıklı felâketleri hikâye etmek imkân istila ettiler. Bunlar muazzam bir orduyla be-
haricindedir. Çünkü Türkler kâmilen hare- (72) Aristages, a.g.e., s. 140 vd.; Mateos, a.g.e., s. 108 vd; Süryani Mi-
kete geçip deniz kumu kadar çok oldukları hail, Süryanî Patrik Mihailin Vakainamesi, Çev. H. D. Andreasyan,
Türk Tarih Kurumunda Yayınlanmamış Tercüme, Ankara, 1944, s.
halde Ermenistan Hıristiyanlarının üzerine 24; Turan, a.g.e., s. 151; Cahen, a.g.e., s. 17.
(73) Cedrenus, a.g.e., s. 652 vd.
yürüdüler. Birçok eyaletler, Sultan Tuğrul’un (74) M. Said Polat, Selçuklu Göçerlerinin Dünyası, Kitabevi Yayınları,
İstanbul, 2004, s. 62.
divanından çıkmış olan Samuk, Emîr Kapar (75) Sivas’ın güneybatısında Develi Kalesi.
ve Kicaziz adlı üç Selçuklu emîri tarafından (76) 4 Temmuz 1059.
(77) Ardzuruni prenslerinden Senekherim ile dört oğlu.
tahrip edildiler. Bu emîrler meşhur ve çok (78) 1021’de Ermenistan’daki Kral Senekerim ve Antzevatsik’deki Ar-
dzıruni kolunu temsil eden yeğeni Terenig adına, İmparator II. Ba-
nüfuslu Sivas şehrinin üzerine geldiler. Onlar sileios ile antlaşma imzalandı. Vaspurakan kralı eyâletlerinin hep-
sini derhal Bizans İmparatorluğu’na devretti. Bunun karşılığında
bilhassa Ermeni Kralı Senekerim’in oğulları magistros payesini ve Fırat’a kadar olan Sebastia (Sivas) yöresini
olan Atom’u ve Apusahl’ı tutmak istiyorlar- aldı. Bu arazi bundan hemen sonra biraz daha büyüdü. Aristages,
YENİ TÜRKİYE 60/2014

a.g.e., s. 19; Simbat, a.g.e., s. 17; E. Honigman, Bizans Devletinin


dı. Fakat bunlar, Müslüman askerlerinin iler- Doğu Sınırı, Terc. F. Işıltan, İstanbul, 1970, s. 173. Ayrıca Bk. Er-
gin Ayan, a.g.m., s. 76.
leyişini önceden duymuş olup diğer birçok (79) Mateos, a.g.e., s. 110-112; Süryani Mihail, a.g.e., s. 23; Camicii,
prenslerle beraber Khavadanek75’e iltica et- a.g.e., s. 147; Cahen, a.g.e., s. 16; Grousset, a.g.e., s. 594; Turan,
a.g.e., s. 153.
mişlerdi. Selçuklu birlikleri ordusu Vardavar (80) Burada özel isim olarak kullanılmış olan Sâlâr-ı Horasan unvanı,
Horasan ordusunun kumandanı demektir ki Çağrı Bey’in oğlu Ya-
(Transfiguration) yortusunun perhiz haftası- kuti kastedilmiştir.
raber Pağin81 tesmiye olunan mıntıkaya gelip, savaşta her iki taraftan 15000 kişi ile birlikte
bütün bölgeyi esaret altına aldılar ve yağma Tavadanos ve Hacı Başara da öldü. Herve ise
ettiler. Onlar oradan ilerleyip beklenilmeyen geri döndü.
bir anda Tılkhum ve Argın (Ergani) eyaletine
geldiler. Mateos, 5 Ekim 1062’de yapılan bu Aşağı yukarı aynı zamanda Ehnug adlı
bir Ermeni 5,000 askerle beraber, Amid mın-
harekâtı Hıristiyanlık açısından çok feci bir
tıkasında Cebu-Şabar denilen yerde Kürtle-
gün olarak anar. Mervânî emîri Nasrüddev-
rin üzerine yürüdü. Amacı Kürtlerin Türkler-
le’nin oğlu olup Amid şehrinde oturmakta
den satın almış oldukları Ermeni sürülerini
olan Sâdüddevle, bu Selçuklu harekâtının
istirdad etmekti. O, onlardan koyun, davar
haberini alınca Sâlâr-ı Horasan’a bir mektup
ve muhtelif eşyadan ibaret büyük miktarda
gönderip, onunla ittifak akdetti. O, bütün
ganimet ve birçok esir alıp Severag denilen
esirlerin kendi eyaleti içinde satılmasını em-
kaleye döndü. Kürtlerin reisi olan Halid, üç
retti. Emîr, bütün memleketinin içinde bir
oğlu ile beraber onun takibine çıktı. Ehnug
ferman çıkarıp esirlerin kâmilen satın alınma-
ve askerleri onu görünce kaçtılar. Fakat Amid
sı emrini verdi ve bu emîr aynen icra edildi.
askerleri aniden yetişip onlara büyük telefat
Bu yeni Selçuklu istilâsının haberi verdirdiler ve bütün esirleri geri aldılar.
her zamanki gibi İstanbul’daki İmparator X. Fakat Herve daha şanslıydı, zira
Konstantinos Dukas’a geç ulaştı. Bunun üze- Amid’den Erzurum’a giderken Tılkhum böl-
rine o, asker topladı ve onları Frankopulas gesini tahrip etmiş olan Türk askerlerine rast-
adıyla da tanınan Herve adlı meşhur bir pa- ladı. İki taraf muharebeye tutuştular ve Her-
ralı Norman askerinin kumandası altına ve- ve galip geldi. O, Türk askerlerini kâmilen
rerek Tılkhum mıntıkasına şevketti. Urfa’nın kılıçtan geçirdi, onların emîri olan Yusuf ’u 15
Bizans dükü olan Tavadanos da Urfa’nın, da öldürdü, büyük miktarda ganimet aldı ve
Gargar’ın ve Hısnımansur’un askerleriyle onların elinde bulunan birçok esirleri kurtar-
birlikte gelip, Tılkhum ovasında Bizans ordu- dı. X. Konstantinos Dukas ise, Tavadanos’un
suyla birleşti. Bunu haber alan Türk askerleri, Herve’nin ihaneti yüzünden öldürülmüş
süratle bölgeden çekildiler. Tavadanos, Amid olduğunu duyunca, onu İstanbul›a çağırdı,
şehrine hücum etti. Çünkü o günlerde şehir- boynuna bir taş bağlatıp denize attırarak boğ-
liler, Sâdüddevle’yi zehirleyip öldürmüşlerdi. durdu82.
Bunlar, Bizans askerlerinin geldiğini duyunca
Herve’ye gizlice 10,000 dahekan gönderdiler, Böylece bu çalışmamızda Eylül 1063’te
o da Müslümanlarla gizli bir ittifak akdetti ve Tuğrul Bey’in ölümüne kadar Anadolu’ya
saldırıyı desteklemekten vaz geçti. Bunu ha- yapılan Selçuklu akınlarını incelemiş olduk.
ber alan Tavadanos, Herve’yi tahkir etti. Bi- Uzun yıllara dayalı olarak kesintisiz devam
zanslılar, Amid şehrinin kapısında “Romalılar etmiş olan bu akınlar, doğudan Anadolu’nun
Kapısı” denilen mevkiye geldikleri vakit Müs- ortalarına doğru açılan vadilerin ve nehirle-
lüman askerleri toplu bir halde onlara karşı rin akış istikametini takip etmiş ve Kızılırmak
çıktılar. Herve ihanetle Tavadanos’u onların boylarına kadar ulaşmıştır. Bizans İmpara-
torluğu’nun II. Basileios’un ölümünden son-
karşısında yalnız bıraktı, kendisi de bütün
raki iç karışıklıklara tekabül eden devrinde,
askerleriyle beraber geride durdu. Onun ya-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

Peçeneklerin ve Uzların Balkanlara inmeleri


nında 60,000 atlı mevcuttu. Muharebe başla-
ve Bizans’ı batıdan sıkıştırmaları da Selçuklu
yınca Müslüman askerlerinden Hacı Başara
fetihlerini kolaylaştıran etken olmuştur.
adlı cesur bir muharib, Bizanslılara büyük
darbeler indirdi, Tavadanos’un cephesini yar- (81) Ergani Yakınlarında bir kaza.
(82) Mateos, a.g.e., s. 113-118; Grousset, a.g.e., s. 595; Cahen, a.g.e., s.
dı ve onları her taraftan vurmağa başladı. Bu 17; Turan, a.g.e., s. 153; Yinanç, a.g.e., s. 55 vd.
Sonuç Kaynaklar
Andreasyan, H. D., Başkumandan Simbat Veka-
Kanaatimce Tuğrul Bey dönemi dünya
yinamesi (951-1334), Türk Tarih Kurumu Yayınlanma-
siyasetinin yeni bir yörüngeye girdiği devir- mış Tercüme.
dir. Mükemmel askerlik sanatıyla mücehhez Anna Komnena, Alexiad, Çev. Bilge Umar, İn-
Türk ordularının yarattığı deprem, bütün Or- kılâp Kitabevi, İstanbul, 1996.
tadoğu’dan sonra Anadolu’yu da kapsamıştır. Aristakes, Aristakes Lastivertci’s History, İng.
Birkaç yıl içinde doğuda birçok irili ufaklı Terc. Robert Bedrosian, New York, 1985.
devleti yıkan Tuğrul Bey’in artık hedef tuttu- Atçeken, Z.-Bedirhan, Y., Anadolu Selçuklu
ğu dev gibi Bizans’ın doğusunda şimdi trajik Devleti Tarihi, Eğitim Kitabevi, Konya, 2004.
ve kaçınılmaz, belirsizliklerle dolu bir tufan Ayan, E., “Selçuklu Fetihlerinden Önce Bi-
beliriyordu. Bizans’ın Ermenistan’da açmış zans’ın Ermenistan Politikası”, Tarihte Türkler ve Erme-
olduğu yaralar sürekli yaklaşan Selçuklu is- niler, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2014, s. 73-88.
tilâsına kadar bariz bir şekilde onarılamadı. Azimî, Azimî Tarihi, Selçuklularla İlgili Bölümler
Önce Selçuklu merkezi hükümetinin rızası ve (H. 430-538 = 1038/39-1143/44), Yay. A. Sevim, Türk
Tarih Kurumu, Ankara, 1988.
kontrolü dışında yapılan Türkmen akınları,
Bizans’ın doğu sınırlarının yani o dönemdeki Behcet, E.- Heykelabâdî, S., Selçukiyân,
Kitâbhâne-i Millî-i İran, Tebriz, 1384.
Ermenistan bölgesinin mukavemet kudretini
Bondari, Irak ve Horasan Selçukluları Tarihi,
yıpratmıştır. Bu hakikatten, Türkmenlerin
Çev. K. Burslan, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1999.
gelecekteki Selçuklu ordularının istilasına ze-
Brosset, M. F., Gürcistan Tarihi, Çev. H. D.
min hazırladıkları sonucu çıkmaktadır. Ama
Andreasyan, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2003.
istilâ öncesinde bölgedeki Ermeni prenslikle-
Cahen, C., Türklerin Anadolu›ya İlk Girişi (XI.
rinin Bizans tarafından ortadan kaldırılması- Yüzyılın İkinci Yarısı), Çev. Yaşar Yücel-Bahaeddîn Ye-
nın, Selçuklu fetihlerini kolaylaştırıcı bir so- diyıldız, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1992.
16
nuç ortaya çıkardığını da göz ardı etmemek Ersan, M., ”Türk-Ermeni İlişkileri (XI-XIII.
gerekmektedir. Bu münasebetle Selçuklular, Yüzyıllar)”, Tarihte Türkler ve Ermeniler, Türk Tarih
tampon bir direniş görmeksizin doğrudan Bi- Kurumu, Ankara, 2014, s. 161-202.
zans ile temasa geçmişlerdir. Oysa Bizans’ın Ersan, M., Selçuklular Zamanında Anadolu’da
bu devirde iç karışıklıklarla çalkalandığı ve Ermeniler, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2007.
zaaf içinde bulunduğu görülmektedir. Georgius Cedrenus, Historiarum Compendium,
Neşr. ve Lat. Terc. Immanuele Bekkero, Avademiae
Yaptığımız bu çalışmadan çıkan sonuca Litterarum Regiae Borussicae, Bonnae, 1839.
göre, Tuğrul Bey döneminde doğudan Sivas Gregory Abû’l-Farac, Abû’l-Farac Tarihi, Çev.
ve Malatya’ya kadar olan bölge Selçuklu is- Ö. R. Doğrul, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1987.
tilâsına uğramıştır. Ancak bu istilâlar geçici Grousset, R., Başlangıcından 1071’e Türk Tarih
olup, şimdilik herhangi bir yerleşme amacı Kurumu Ermenilerin Tarihi, Çev. Sosi Dolanoğlu, Aras
gütmüyordu. Bu nedenle daha ziyade yağma, Yayınları, İstanbul, 2006.
esir ve ganimet elde etmekle yetinilmiş olup, Honigmann, E., Bizans Devletinin Doğu Sınırı,
aynı zamanda tahrip etmek suretiyle gele- Terc. F. Işıltan, Türk Tarih Kurumu, İstanbul, 1970.
cekteki fetihlere zemin hazırlamıştır. Selçuk- Ioannes Zonaras, Tarihlerin Özeti, Çev. Bilge
Umar, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 2008.
lulara karşı çıkarılan ordular, hemen hemen
hiçbir direniş kudreti gösterememiş olup, İbnü’l-Cevzî, El-Muntazam fî Târîhü’l-mülûk
ve’l-Ümem, Neşr. Muhammed Abdülkâdir Atâ-Mustafa
bölgedeki kale ve şehirler adeta kendi ka-
Abdülkâdir Atâ, Dârü’l-Kütübü’l-İlmiyye, Beyrut-Lüb-
derlerine terk edilmişlerdir. Ermeni kaynak-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

nan, 1312-1992.
ları Selçuklu istilâsına yol açan amil olarak İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Târih, Çev. A. Özaydın,
Bizans’ın siyasetini sorumlu tutmaktadırlar. Bahar Yayınları, İstanbul, 1987.
Türk tarihi bakımından önemi ise bu akınla- Kafesoğlu, İ., “Doğu Anadolu’ya İlk Selçuklu
rın Anadolu’nun fethine ve yurt edinilmesine Akını ve Tarihi Ehemmiyeti”, Fuad Köprülü Armağanı,
imkân hazırlamış olmasıdır. İstanbul, 1953.
Köymen, M. A., Tuğrul Bey ve Zamanı, Milli İlişkileri, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1983.
Eğitim Basımevi, İstanbul, 1976. Sevim, A., “Türklerin Anadolu’ya Geçişleri”,
Köymen, M. A., Selçuklu Devri Türk Tarihi, Makaleler, I, Yay. Haz. Semih Yalçın-Süleyman Özbek,
Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1993. Berikan Yayınevi, Ankara, 2005.
Mevdûdî, Selçuklular Tarihi, Çev. Ali Genceli, Sevim, A., “Sıbt İbnü’l-Cevzî’nin Mir’âtü’z-za-
Hilal Yayınları, Ankara, 1971. man fî Tarihi’l-âyan adlı eserindeki Selçuklularla İlgili
Michael Chamicii, History of Armenia, Trans. Bilgiler I Sultan Tuğrul Bey Dönemi”, Makaleler, II, Yay.
Johannes Avdall, Bishops College Press, Calcutta, Haz. Semih Yalçın-Süleyman Özbek, Berikan Yayınevi,
1827. Ankara, 2005.
Mikhail Psellos, Mikhail Psellos’un Khronograp- Sümer, F., Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri-Boy
hiası, Çev. Işın Demirkent, Türk Tarih Kurumu, Anka- Teşkilatı-Destanları, İstanbul, 1980.
ra, 1992. Süryani Mihail, Suryanî Patrik Mihailin Vakai-
Minorsky, V., “Merâga”, İslâm Ansiklopedisi, namesi, Çev. H. D. Andreasyan, Türk Tarih Kurumunda
MEB, İstanbul, 1993 Yayınlanmamış Tercüme, Ankara, 1944.
Müneccimbaşı, Câmiü’d-Düvel Selçuklular Tari- Tellioğlu, İ., “Ermeni Kaynaklarının Gözüyle
hi, Çev. A. Öngül, İzmir, 2000. Anadolu’nun Fethi”, Tarihte Türkler ve Ermeniler, Türk
Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Tarih Kurumu, Ankara, 2014, s. 107-136.
Medeniyeti, Turan Neşriyat Yurdu, İstanbul, 1969. Urfalı Mateos, Urfalı Mateos Vekayi-Nâme-
Polat, M. S., Selçuklu Göçerlerinin Dünyası, Ki- si (952—1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli (1136-1162),
tabevi Yayınları, İstanbul, 2004. Çev. Hrant D. Andreasyan, Türk Tarih Kurumu, An-
Ravendî, Râhat-üs Sudûr ve Ayet-üs-Sürûr, Neşr., kara, 2000.
A. Ateş, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1957. Vasiliev, A. A., Bizans İmparatorluğu Tarihi, Çev.
Sevim, A., Anadolu’nun Fethi Selçuklular Döne- Arif Müfid Mansel, Maarif Matbaası, Ankara, 1943.
mi, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1988. Yinanç, M. H., Türkiye Tarihi Selçuklular Devri,
Sevim, A., Genel Çizgileriyle Selçuklu-Ermeni Burhaneddin Matbaası, İstanbul, 1944.
17

YENİ TÜRKİYE 60/2014

You might also like