Professional Documents
Culture Documents
BİZANS TARİHİ
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Bizans - Büyük Selçuklu Devleti arasındaki ilişkileri açıklayabilecek;
Haçlı seferlerinin Bizans’a ve İslam dünyasına etkisini açıklayabilecek;
Anadolu’nun fethini ve İslamlaşmasını tartışabilecek;
Bizans - Anadolu Selçukluları arasındaki münasebetleri açıklayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Bizans Devleti • I., II., III. ve IV. Haçlı Seferleri
• Anadolu’ya Büyük Selçuklu • Anadolu’nun Fethi, Türkleşmesi
Akınları ve İslamlaşması
• Makedon ve Komninos ve • Anadolu Selçuklu Devleti
Paleologos Hanedanları • İznik Bizans Devleti
• Pasinler, Malazgirt,
Miriokefalon Savaşları
İçindekiler
Bizans topraklarına akınlar düzenledi. 1058 yılı sonlarında Dinar Bey komuta-
sındaki 3000 kişilik Selçuklu birliği Malatya’yı ele geçirerek yağmaladı (Turan,
1996,1, s.151).
Tuğrul Bey’in emriyle 1059 yılında Anadolu’ya Selçuklu akınları yeniden baş-
ladı ve Salar-ı Horasan, Samuk, Emir Kapar ve Kicacic adlı beylerin idaresindeki
büyük bir Selçuklu ordusu Anadolu’ya girdi. İki koldan hareket eden bu kuvvet-
lerin bir kısmı Samuk idaresinde Sivas üzerine yürüdü ve şehri ele geçirdi (1059).
Salar-ı Horasan idaresindeki ikinci kol ise Urfa’yı kuşattı fakat ele geçiremedi
(1059). 1062 yılında da Selçuklu ordusu, Ergani’nin kuzeyindeki Bagi ve Tulhum’a
kadar akınlar düzenledikten sonra ele geçirdikleri ganimet ve esirlerle birlikte
Azerbaycan’a geri döndü.
Anadolu’nun Türk yerleşimine açıldığı Malazgirt Savaşı’na kadar olan süreçte Bi-
zans-Selçuklu ilişkilerini siyasî açıdan değerlendiriniz. 1
HAÇLI SEFERLERİ, BİZANS VE İSLAM DÜNYASI
Bizans ve Batı
Bizans İmparatorluğu’nun evrensel hâkimiyetini ve İtalya’daki varlığını devam et-
tirmek isteyen İmparatorlar, İstanbul ve Roma kiliselerinin birbirinden kopmaması
için büyük çaba sarf etmişlerdi. Öyle ki, bu birliği korumak isteyen I. Vasil (867-
110 Bizans Tarihi
886) ve halefleri Roma Kilisesi’nin İstanbul Kilisesi üzerinde üstünlük kurma teşeb-
büslerini bile desteklemişlerdi (Ostrogorsky, 1991, s.310).
İki kilise arasındaki rekabetin altında yatan sebep evrensellik meselesi idi.
Papa: Hristiyanlığın Katolik Roma Kilisesi, tüm Hıristiyanların en büyük temsilcisinin Papa olması gerekti-
mezhebine bağlı olanların
Roma’da ikamet eden en üst ğini iddia ederken, bu fikre itiraz eden Doğu Kilisesi, patrikliklerin kendi bölge-
dini liderine verilen sıfattır. lerinde özerk bir yapıda olmalarını savunuyordu. Taraflar arasındaki bu çatışma
Patrik: Hristiyanlığın 16 Temmuz 1054’te Roma heyetinin Ayasofya’da Patrik Kirularios ve etrafında-
Ortodoks mezhebine bağlı kilerini aforoz ettiğini buna karşılık Patrikliğin de Roma heyetindekileri aforoz
olanların İstanbul’da ikamet ettiğini açıklamasıyla sonuçlandı. Böylece shisma hareketi gerçekleşerek İstanbul
eden en büyük dini önderine
verilen sıfattır. ve Roma Kiliseleri birbirinden tamamen kopmuş oldu.
Shisma: Hristiyanlık
Batı Kilisesi nihayet aradığı fırsatı yakalamıştı. Avrupa’daki uygun şartların
içinde Katolik ve Ortodoks yanı sıra Bizans İmparatorluğu’nun Türkler karşısındaki zayıf durumu nede-
inançlarının birbirinden niyle İstanbul Patriği’ne boyun eğdirilerek Roma Kilisesi tüm Hıristiyanların
ayrılmasına Shisma denir.
Bu ayrılık 1054 yılından yegâne temsilcisi haline gelebilirdi. Ayrıca eskiden Bizans’a ait olan topraklardan
günümüze kadar devam Türkler çıkarıldıktan sonra Avrupalı soylular buralarda kendi hâkimiyetlerini
etmektedir.
kurabilirlerdi. Bu sebeple 1074 yılında Bizans İmparatoru VII. Mihail Dukas’ın
(1071-1078) Türkleri Anadolu’dan çıkartmak için Avrupa’dan ücretli asker tale-
bi Papa VII. Gregorius (1073-1085) tarafından olumlu karşılandı. Ancak yeri-
ne getirilemedi (Runciman, 1989, s.77-78). Bununla birlikte bu fikir Batı’da hiç
unutulmadığı gibi zaman zaman Bizans İmparatorluğu’ndan da bu doğrultuda
istekler tekrarlandı.
karar vererek İznik’e kadar ulaştı. Ancak Selçuklu topraklarına girdiklerinde her
şey değişti. Yiyecek ve su sıkıntısı çeken Haçlı askerleri 25 Ekim’de günümüzde
Eskişehir’in içinde kalan Eskihisar olarak bilinen ve o dönemde Dorileon olarak
adlandırılan yerin yakınındaki Sarısu Irmağı’na ulaştıklarında verdikleri mola sı-
rasında Selçuklu sultanı I. Mesud (1116-1155) komutasındaki Selçuklu ordusu-
nun ani saldırısına uğradı. Ordusu tamamen kılıçtan geçirilen III. Konrad haya-
tını güçlükle kurtardı ve tüm ağırlıklarını bırakarak yanındaki küçük bir birlikle
İznik’e doğru kaçtı (Demirkent, 1997, s.104 vd.).
Fransa kralı VII. Louis’in komutasındaki ikinci ordu 4 Ekim 1147’de İstanbul’a
geldi. Kasım ayı başında İznik’e ulaşan Fransızlar, Balıkesir, Bergama, İzmir yolu
ile Efes’e Aralık ayında da Denizli’ye doğru ilerledi. Yolculuk sırasında Yalvaç ya-
kınlarındaki nehri geçerken Türklerin saldırısına uğrayan Haçlı ordusu bu sal-
dırıyı atlatarak Ocak başında Denizli’ye ulaştı. Denizli’de dinlenmeyi umut eden
VII. Louis, büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Çünkü şehir ahalisi her şeylerini yan-
larına alarak civardaki dağlara çekilmişti. Denizli’de yiyecek hiçbir şey bulamayan
VII. Louis vakit kaybetmeden yola devam edilmesi emrini verdi. Bir yandan hava
koşulları diğer yandan Türklerin sürekli saldırıları altında Toros dağlarını aşarak
sahile inmeye çalışıyorlardı. Perişan haldeki Haçlılar dar Toros geçitlerinde bekle-
medikleri bir anda Selçuklu kuvvetleri tarafından pusuya düşürülerek ağır kayıp-
lar verdi (Runciman, 1992, s.225-226). Ordusunun büyük bir kısmını kaybeden
VII. Louis güçlükle Bizans hâkimiyetindeki Antalya’ya ulaşabildi.
II. Haçlı Seferi birincisinin aksine Haçlılar açısından tam anlamı ile başarısız-
lıkla sonuçlanmış, Bizans imparatoru I. Manuil Komninos’un uyarılarına kulak
asmayarak Selçuklu topraklarından geçmeye kalkan Alman ve Fransız orduları
neredeyse tamamen imha edilmiştir.
nuçlandı. Konya’da pek fazla kalmayan II. Friedrich Barbarossa, Selçuklu sultanı
ile anlaştıktan sonra yoluna devam etti ve Torosları aşarak Silifke’ye ulaştı. Ancak
10 Haziran 1190’da askerleri Göksu Nehri kenarında II. Friedrich Barbarossa’nın
cesedini buldular (Demirkent, 1997, s.152). İmparator’un ölümü ordusunun dağıl-
masına sebep oldu. Askerlerin büyük kısmı deniz yoluyla Avrupa’ya dönerken geri
kalan kuvvetlerle yola devam eden II. Friedrich Barbarossa’nın oğlu Antakya’ya
gelerek babasının cesedini burada Antakya katedralinde defnetti.
Bu harita, daha önce hazırlanmış haritalardan yararlanılarak Hasan Yılmazyaşar ve Levent Kayapınar Tarafından çizilmiştir.
115
116 Bizans Tarihi
zaferler geçici başarılar olmaktan çıkıp kalıcı fetihler halini almıştır. Şehirli ve
göçebe her sınıftan insanın gelip yerleştiği Anadolu’nun demografik yapısı hızla
değişmiş ve nüfus üstünlüğü Türklere geçmiştir.
lıların elli yedi yıllık hayalini gerçekleştirmişti. Ancak başkentin yeniden İstanbul’a
nakledilmesinin ardından değişen şartların kaçınılmaz bir sonucu olarak tüm dikka-
tin batıdaki mücadelelere verilmesi Anadolu eyaletleri açısından felaketle sonuçlan-
dı. İmparatorluğun artan giderlerini karşılamak için VIII. Mihail’in vergi kanununda
yaptığı düzenlemeler özellikle Anadolu’daki Bizans köylülerinin üzerine ağır bir yük
bindirmiş, ayrıca toprak kullanımı ile ilgili yapılan değişiklikler sonucunda, sınır sa-
vunmasından sorumlu yerli askerlerin imtiyazları ellerinden alınmıştı. Hepsinden
önemlisi doğu sınırını savunan savaş konusunda tecrübeli bu kuvvetlerin, batıdaki
mücadelelerde kullanılmak üzere götürülmelerinin ardından onların yerini ücretli
askerler almıştı. Hazine tarafından maaş ödemeleri geçiktirilen bu askerlerin görev
yerlerini terk etmeleri sonucunda ise, Türklerin savunmasız kalan bölgeleri ele geçir-
mesi önünde engel kalmamıştı.
Devrin Bizans yazarlarından Pahimeris’in ifadelerine göre Bizans yönetiminin
üzerlerine yüklediği ağır vergileri ödemekte güçlük çeken Bizans halkı, kendileri-
ne daha adil davranan Türklerin tarafına geçmeye başlamış ve Türkler, kendi saf-
larına geçen ahalinin rehberliğinde Bizans topraklarını ele geçirmişlerdi (Pakh-
ymeres, 1984, s.291-293).
VIII. Mihail Paleologos’un sınır savunmasının çökmesinin ardından Bizans
arazilerini ele geçiren Türkleri uzaklaştırmak için harcadığı çaba sonuçsuz kaldı.
VIII. Mihail Paleologos’un oğlu ve halefi II. Andronikos Paleologos (1282-1328)
ve onun ardılları döneminde imparatorlukta iç karışıklıklar ve isyanlar birbiri-
ni takip etti. Bu devirde Anadolu’da Osmanlı Türkleri, Balkanlarda ise Sırplar,
Bizans’ın uğraşmak zorunda kaldığı iki yeni ve güçlü rakipti. Sırp saldırılarını
durdurmayı başaran II. Andronikos, yüklü miktarda bir tazminat ödemek şar-
tıyla da Venedik’i barışa razı etti (1302). Ancak bu yıllarda Bizans için en büyük
tehlike Anadolu’da her geçen gün daha da güçlenen Türklerdi (Demirkent, DİA-
6, İstanbul 1992, s.239-240). Nitekim XIV. yüzyılın ilk yarısında güçlü surların
arkasındaki korunaklı birkaç şehir dışındaki tüm bölgeler Türkler tarafından ele
geçirilmiş, henüz ele geçirilmemiş şehirlerin ise birbirleri ve başkent ile olan bağ-
lantıları kesilmişti.
ordularla düzenlenen seferlere rağmen kalıcı bir sonuç elde edemeyen I. Manuil
Komninos, II. Kılıç Arslan’a karşı Anadolu’daki Danişmendli melikleri ile işbirliği
yapma kararı aldı. Bizans imparatorunun desteğini alan Danişmendliler karşısında
güç duruma düşen II. Kılıç Arslan bu ittifakı parçalamak amacıyla I. Manuil’e daha
önce Bizans’a ait olan pek çok şehri geri vereceğini, bunun dışında elindeki Hıristi-
yan esirleri de serbest bırakacağını bildiren bir mektup göndererek anlaşma tekli-
finde bulundu. Bu teklifi olumlu karşılanınca II. Kılıç Arslan imparator ile yüzyüze
görüşmek için İstanbul’a gitti (Niketas, 1995, s.81). Uzun süre kaldığı İstanbul’dan
Bizans imparatoru ile bir antlaşma yaparak ayrılan II. Kılıç Arslan bu şekilde Ana-
dolu’daki rakiplerine karşı büyük bir avantaj sağladı. II. Kılıç Arslan’ın rakiplerine
karşı üstünlük sağlayarak Anadolu’da birliği sağlaması, buna karşılık kendisi ile
yaptığı antlaşmanın şartlarını yerine getirmemesi üzerine I. Manuil Komninos ye-
ğeni Andronikos Vatacis’i bir miktar kuvvetle Paflagonia bölgesine gönderirken, Paflagonia: Sakarya ve
Kızılırmak nehirleri arasında
kendiside 1176 yılı ilkbaharında büyük bir ordu ile Selçuklu başkenti Konya’yı ele kalan, kuzeyde Sinop’tan,
geçirmek üzere İstanbul’dan yola çıktı. Bartın’a kadar Karadeniz
sahillerine ulaşan ve merkezi
Denizli ve Homa’yı geçen imparator, Düzbel-Karlı-Haydarlı-Karadilli-Uzun- Çankırı olan bölgenin Bizans
pınar-Karamık üzerinden dar bir geçidin hemen girişinde bulunan Miriokefalon dönemindeki adıdır.
adlı kalenin bulunduğu yere ulaştı. Bizans ordusu bu boğazda Selçuklu kuvvetleri
tarafından pusuya düşürülerek tamamen imha edildi (17 Eylül 1176) (Demirkent,
DİA-6, İstanbul 1992, s.238). İmparator’un esir edilmesi an meselesiyken II. Kılıç
Arslan beklenmedik bir şekilde I. Manuil Komninos ile anlaşmayı tercih etti. Dev-
rin kaynaklarında ayrıntılı bilgi verilmeyen bu antlaşmaya göre imparator Dori-
leon ve Isparta’nın Uluborlu ilçesinin yakınlarında olan Suvleon kalelerinin yıkıl-
masını taahhüt etmekteydi. Bizans tarihindeki en ağır yenilgilerden birisi olan bu
büyük bozgunla Bizans İmparatorluğu’nun Türkleri Anadolu’dan çıkarma ümidi
son bulmuş oluyordu.
Özet
Bizans-Büyük Selçuklu Devleti arasındaki ilişkile- Anadolu’nun fethini ve İslamlaşmasını tartışabil-
ri açıklayabilmek 3 mek
1
1015/1016 yılında Çağrı Bey’in Van Gölü hav- Anadolu Selçuklu sultanları, kurdukları devletin
zasındaki Ermeni Vaspurakan Krallığı’nın top- sınırlarını genişletmek için yaptıkları seferler sı-
raklarını hedef alan keşif mahiyetindeki akını ile rasında ele geçirdikleri bölgelerde asayiş ve hu-
başlayan Bizans-Selçuklu temasları bu tarihten zurun temini için gerekli tedbirleri almışlardır.
sonra artarak devam etmiştir. Selçuklu sultanı Onların adil idaresi XI. yüzyılın ilk yarısındaki
Alp Arslan’ın 26 Ağustos 1071 tarihinde Bizans Selçuklu akınları sırasında tedirgin olan yerli nü-
imparatoru IV. Romanos Diogenis’e karşı elde fusun, Selçuklu yönetimine güven ve sadakatle
ettiği zafer Bizans-Selçuklu ilişkilerinde dönüm bağlanmalarını temin etmiştir. XIII. yüzyılın son
noktası teşkil etmektedir. Çünkü Malazgirt Sa- çeyreği ile XIV. yüzyılın ilk yarısı arasında Batı
vaşı öncesinde Anadolu’da Türk yerleşiminden Anadolu’nun fethedilmesiyle Anadolu’nun siyasî
söz etmek güçtür. Oysa ki, bu zaferden sonra ve demografik yapısı tamamen değişmiştir.
Türkler artık ele geçirdikleri bölgelerde kalıcı
olarak yerleşmeye başlamışlardır.
Bizans ile Anadolu Selçukluları arasındaki müna-
Haçlı seferlerinin Bizans’a ve İslam dünyasına et- 4 sebeti açıklayabilmek
2 kisini açıklayabilmek
XII. yüzyılın son çeyreğine kadar Anado-
27 Kasım 1095 tarihinde Papa II. Urbanus’un lu’daki güç dengesinin Bizans lehine olduğu
Clermont Konsili’nde yaptığı çağrıyla başla- görülmektedir. Ancak 1176 yılındaki Mirio-
yan Haçlı Seferleri, Antakya, Urfa, Trablus ve kefalon Savaşı’nda II. Kılıç Arslan’ın elde etti-
Kudüs’ün zapt edildiği birinci seferin dışında ği zaferle Bizans İmparatorluğu’nun Türkleri
başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Nitekim 1101 Anadolu’dan çıkarma ümitleri son buldu. Bu-
yılında üç kol halinde Anadolu’dan geçmeye nunla birlikte 1204 Nisanı’nda İstanbul’un La-
çalışan Lombard, Fransız ve Almanlardan olu- tinler tarafından işgal edilmesinin ardından
şan Haçlı orduları, II. Haçlı Seferi’ne katılan ve I. Teodoros Laskaris tarafından kurulan İznik
1147’de Selçuklu topraklarından geçmeye çalı- İmparatorluğu yarım asır boyunca Batı Anado-
şan Alman kralı III. Konrad ve Fransa kralı VII. lu’daki son Bizans topraklarını fethetmek iste-
Louis’in orduları, Türkler tarafından neredeyse yen Türkler için aşılmaz bir engel oluşturmuş-
tamamen imha edilmiştir. III. Haçlı Seferi ise tur. Ancak 1261’de İstanbul’daki Latin işgaline
Alman İmparatoru II. Friedrich Barbarossa’nın son verilerek başkentin yeniden İstanbul’a ta-
Anadolu’da ölümüyle son buldu. IV. Haçlı Se- şınmasının ardından değişen şartlar gereği tüm
feri ise Venedik Doçu Enrico Dandalo’nun dikkatin batı yönündeki mücadelelere çevril-
müdahalesi ile asıl amacından saparak 1204 mesiyle bölgedeki Bizans hâkimiyeti kısa süre
Nisanı’nda İstanbul’un Haçlılar tarafından ele içinde son bulmuştur.
geçirilerek burada bir Latin İmparatorluğu’nun
kurulması ile sonuçlanmıştır.
5. Ünite - Bizans-Selçuklu Devleti İlişkileri 125
Kendimizi Sınayalım
1. Bizans İmparatorlarından II. Vasil, Gürcistan’ın bir 4. Selçuklular Anadolu’da Bizans, Ermeni, Gürcü ve
kısmını ve Vaspurakan Ermeni Krallığı’nı, IX. Konstan- Haçlılar ile mücadele etmişlerdir. Bu bilgiye göre Selçuk-
tinos Monomahos ise Ermeni Ani Krallığı’nı Bizans top- lular ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
raklarına katmıştır. Bu bilgiye göre aşağıdaki ifadelerden a. Halifeliğin koruyuculuğunu üstlenmişlerdir.
hangisi yanlıştır? b. Anadolu’yu Türk Yurdu haline getirmeye çalış-
a. Bizans İmparatorluğu’nun egemenlik alanı mışlardır.
genişlemiştir. c. İslâm dünyasının birliğini sağlamışlardır.
b. Bizans ile Selçuklular arasında bir tampon bölge d. Bizans’ın Anadolu’daki varlığına son vermişlerdir.
kalmamıştır. e. İslâm dünyasının dinî liderliğini üslenmişlerdir.
c. Anadolu, Selçuklu saldırılarına açık hale gel-
miştir. 5. Aşağıdakilerden hangisi XI ve XII. yüzyıllar arasın-
d. Gürcüler ve Ermeniler Bizans aleyhine ittifak da gerçekleşen 1048 Pasinler, 1071 Malazgirt ve 1176
kurmuşlardır. Miriokefalon savaşlarının ortak özellikleri arasında
e. Her iki imparator da yayılmacı bir politika ta- gösterilemez?
kip etmiştir. a. Anadolu’nun Türkleşmesine katkı sağlaması.
b. Selçuklu-Bizans rekabeti nedeniyle gerçekleş-
2. Pasinler Savaşı’ndan sonra Bizans İmparatoru IX. mesi.
Konstantinos Monomahos ile Selçuklu Sultanı Tuğrul c. Selçukluların egemenlik alanlarını genişletmesi.
Bey arasındaki barış görüşmelerinde; Tuğrul Bey daha d. Bizans’ın Anadolu’daki varlığını sona erdirmesi.
önce Abbasî Halifeliği’ne ödenen yıllık verginin, ken- e. Selçuklular açısından zaferle sonuçlanması.
dilerine ödenmesini istemiş ancak Bizans İmparatoru
bunu kabul etmemiştir. Bu bilgiye göre, aşağıdaki ifa- 6. Aşağıdakilerden hangisi Haçlı seferlerinin yönel-
delerden hangisine ulaşılamaz? diği bölgelerin siyasi yapısını değiştirdiğinin göstergesi
a. Tuğrul Bey Bizans İmparatorluğu’na otoritesini değildir?
kabul ettirmek istemiştir. a. Anadolu Selçuklu Devleti’nin merkezinin
b. Bizans’a karşı siyasî üstünlük elde edilmiştir. İznik’ten Konya’ya taşınması.
c. Bizans’a karşı Selçuklular ile Abbasi halifeliği b. Bizans’ın Batı Anadolu’yu ele geçirmesi.
ittifak kurmuştur. c. Akdeniz limanlarının önem kazanması.
d. Selçuklu sultanı bu zaferden maddi kazanç sağ- d. Kudüs ve İstanbul’da Latin krallıklarının kurul-
lamak istemiştir. ması.
e. Bizans İmparatorluğu ile yapılan savaşı Selçuk- e. Urfa, Antakya ve Trablussam’da Haçlı Kontluk-
lular kazanmıştır. larının kurulması.
3. Malazgirt Savaşı öncesinde Anadolu’da kalıcı bir 7. Haçlılar açısından I. Haçlı Seferi’nin ayrı bir öne-
Türk yerleşiminden söz etmek güçtür. Fakat bu zafer- mi vardır. Çünkü bu seferde çok ağır kayıplar verilmiş
den sonra Türkler artık ele geçirdikleri bölgelerde ka- olsa da başarılı olan tek seferdir. Doğuda çok önemli
lıcı olarak yerleşmeye başlamışlardır. Bu bilgiye göre saydıkları bazı kale ve şehirler Müslümanlardan almış,
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? buralarda birer feodal devlet kurmuşlardır.Bu bilgilere
a. İlk akınlar daha çok ganimet elde etme amacı göre aşağıdaki ifadelerden hangisine ulaşılamaz?
taşmaktadır. a. Derebeylik rejimi Ortadoğu’da da kurulmuştur.
b. Malazgirt Savaşı’nın ardından Anadolu’nun de- b. Haçlı Seferleri genellikle amacına ulaşamamış-
mografik yapısı değişmiştir. tır.
c. Bu savaştan sonra Bizans’ta taht için iç müca- c. Avrupa İslâm dünyasından bilimsel alanda etki-
dele artmıştır. lenmiştir.
d. Anadolu Türk yerleşimine açılmıştır. d. I. Haçlı seferi Avrupalılar açısından başarıyla
e. Malazgirt zaferiyle Bizans’ın Anadolu’daki varlı- sonuçlanmıştır.
ğı tamamen sona ermiştir. e. Müslümanlar toprak kaybetmiştir.
126 Bizans Tarihi