You are on page 1of 142

HİDROLİK VE PNÖMATİK

1.BÖLÜM

HİDROLİĞİN TANIMI VE TARİHÇESİ:


Hidrolik, temel anlamda basınçlı sıvılar ile gücün üretimi, kontrolü ve iletimi ile ilgili
teknolojiyi ifade eder.

Hidrolik, Yunanca su anlamına gelen hydro ile boru anlamına gelen aulos
kelimelerinden türetilmiştir.
Modern hidroliğin temelleri 1650 yılında Pascal’ın kendi adı ile anılan PASCAL
YASASI’nın keşfi ile başlamıştır. Daha sonra bir boru hattında akan bir akışkanın enerji
konumunu ifade eden BERNOULLI DENKLEMi ile 1750 yılında devam etmiştir. Akışkanlar
Mekaniği adı altında yürüyen bu bilim 1850 yılında İngiliz teknoloji devrimi ile hayat
bulmuştur. 1870 yılında buhar basıncı ile sıkıştırılan sıvılar vinçlerde, perçinleme
makinelerinde, ekstrüzyon makinelerinde kullanımı gerçekleşmiştir.
Akışkanlar mekaniği ‘Hidrodinamik’ ve ‘Hidrostatik’ olarak iki temel ilgi alanına
odaklanmıştır. Hidrodinamik, hareket halindeki akışkanların mekaniği ile ilgilenirken,
hidrostatik durağan akışkanların mekaniği üzerinde yoğunlaşmıştır.
1870’lerden sonra ilk hidrolik sistem uygulaması 1906 yılında savaş gemilerinde
olmuştur. Bu tarihten itibaren sızdırmazlık elemanları konusundaki teknolojik buluşlarla 1926
yılında ilk hidrolik güç ünitesi üretilmiştir. 1936 yılında ilk emniyet valfi icat edilmiştir. Sonra
ard arda tüm hidrolik devre elemanları 1950 yılında lastik ayırıcılı biriktiricide kullanılmıştır.
1958’de elektro hidrolik servovalf icat edilmiştir.

Endüstrideki Yeri Ve Önemi

Hidrolik sistemlerin uygulama alanı olarak taşıtların fren ve direksiyonları, yağlama


istasyonları, hidrolik kaldıraçlar, damperli kamyonlar ve iş makineleri örnek gösterilebilir.
Hidrolik sistemler pek çok endüstriyel tesiste yaygın olarak kullanılmaktadır. Krikolar,
asansörler, vinçler, takım tezgâhları, vites kutuları, test cihazları, sanayi tipi robotlar gibi pek
çok uygulama alanı vardır. Son dönemde elektroniğin hızla gelişmesine paralel olarak
uygulama alanları çok hızlı bir şekilde genişlemiştir ve buna bağlı olarak yeni makineler
geliştirilmiştir.
Metal endüstrisinde tüm makinelerde hidrolik sistemler uygulanmaya başlanılmıştır
Hidrolik sistemlerde güç iletimi kolaylaştığından tercih nedeni olmuştur. Hidrolik kontrollu
makineler düzgün ve titreşimsiz çalışmakta olup kontrol edilmesi çok kolaydır. Dairesel,
doğrusal hareketler ile otomatik ve mekanik hareketler hidrolik sistemle kolay bir şekilde elde
edilmektedir.
Hidrolik sistemler kontrol kolaylığı, ekonomik olması ve az yer kaplamalarından dolayı
geniş bir uygulama alanı bulmuştur.
Hidroliğin Uygulama Alanları

Deniz ve Havacılıkta
• Gemi güverte vinçlerinde
• Gemilerin yük doldurma ve boşaltma işlerinde
• Gemi yön kontrol sistemlerinde
• Uzay teleskoplarında
• Uçak yön kontrol sistemlerinde
• Uçakların iniş kalkış sistemlerinde
Endüstriyel Üretim Alanlarında
• İş tezgâhlarında
• Preslerde
• Enjeksiyon preslerinde
• Kaldırma araçlarında
• Ağır sanayi makinelerınde
Enerji Üretim Alanlarında
• Barajların kapaklarının açılıp kapatılmasında
• Türbinlerde
• Nükleer santrallerde
• Maden üretiminde
• Demir ve çelik üretiminde
• Hareketli mobil alanlarda
• Taşıtlarda
• Tarım makinelerinde
• İş makinelerinde
• Vinçlerde

Hidrolik Sistemlerin Üstünlükleri ve Olumsuz Yönleri

Hidroliğin Avantajları:
 Hidrolik yöntemle daha yüksek kuvvet veya tork elde etmek mümkündür.
 Hidrolik sistemlerde enerji depo edilebilir.
 Sıvıların çok az sıkıştırılabilir olmasından dolayı çok hızlı ve çok yavaş hareketlerin yüksek
hassasiyetle sağlanabilir olması.
 Durgun haldeyken tam yükle harekete geçmek mümkündür.
 Aşırı yükten korunmaların mümkün olması.
 Kuvvet veya tork sabit tutulabilir.
 Diğer sistemlere göre sessiz ve gürültüsüz çalışırlar.
 Hidrolik enerjinin elde edilmesi, denetimi ve kontrolu kolaydır.
 Uzaktan kontrol edilebilir
 Bakımı, tamiri ve onarımı kolaydır.
 Basınç yükselmelerinde devre otomatik olarak kontrol edilir.
 Küçük basınçlarla büyük güçler elde edilebilir.
 Rahatlıkla yön değiştirilebilir.
 Sistem çalışma sırasında kendi kendini yağlar.
 Parça ömrü uzundur.
 Isıtma ve soğutma kendiliğinden gerçekleşir.
 Otomatik kumanda sistemi ile tek merkezden kontrol edilebilir.
 Elektrikli ve elektronik kontrol sistemleri ile yeni makineler tasarlanabilir.
 Daha az yer kaplarlar
Hidroliğin Dezavantajları:

 Hidrolik gücünün çok uzun mesafelere taşınamaması.


 Hidrolik yağlarının çevreye zarar vermesi.
 Sıvıların yüksek ısılara ulaşması ile yağ kaçakları oluşabilir ve verim düşebilir. Akışkan
sıcaklığının 50 C’yi geçmesi istenmez.
 Bağlantı ve rakorlarda yüksek basınçtan kaynaklanan kaçak ve sızıntı oluşabilir.
 Sistem montajı sırasında borularda fazla kıvrım verilirse verim düşer.
 Elemanlar iyi seçilmez, sistem iyi monte edilmez ise verimi düşer.

Hidrolik Akışkanlar ve Özellikleri


Hidrolik akışkanlar, hidrolik gücün iletilmesinde kullanılır. İlaveten de hidrolik devre elemanlarının
yağlanmasını ve soğutulmasını sağlar. Hidrolik akışkan olarak suyun kullanılmasında korozyon,
kaynama noktası, donma noktası ve düşük viskozite gibi sorunlarla karşılaşılır. Bu sorunları ortadan
kaldırmak için bazı karışımlar (yağ, glikol gibi) eklenir. Madenî yağlar, en çok kullanılan akışkandır.
İçerisine katkı maddeleri eklenerek dayanıklığı ve kullanım süresi artırılır.

Viskozite: Akışkanların akıcılık özelliklerini ifade eder. Yağların akmaya karşı


gösterdiği zorluktur. Kalın yağlarda akmaya karşı direnç fazla, ince yağlarda akmaya karşı direç azdır.
Kalın yağların viskozitesi yüksek ince yağlarda küçüktür.
Oksidasyon: Hidrolik yağın bileşimindeki hidrokarbonların havanın oksijeni ile
kimyasal reaksiyona girerek çamur veya sakız şeklinde tortuların meydana gelmesi olayına oksidasyon
denir. Meydana gelen çamurlar, metal yüzeylerde korozyona neden olur.
Yağlama Yeteneği: Uygun seçilen yağlar, metal yüzeylerde bir film tabakası meydana getirerek
çalışan elemanların hareketlerinin kolaylaşmasını ve sürtünme direncinin azalmasını sağlar.
Köpüklenme: Yüksek basınçtaki akışkan sistem içinde yüksek hızda hareket
ederken hava molekülleri ile yağ moleküllerinin çarpışması sonucunda meydana gelen şoklar,
köpüklenmeye yol açar. Bunu engellemek için boru hattında sızdırmazlık sağlanmalıdır. Yağ
üreticileri, yağın içine köpüklenmeyi önleyici katkı maddeleri ilave eder.
Akma Noktası: Yağın akıcılığını kaybedip katılaşmaya başladığı sıcaklığa denir.
Alevlenme Noktası: Standart yağlarda alevlenme sıcaklığı 180ºC ile 210ºC
arasındadır. Hidrolik sistemlerde 50 ºC’nin üzerine çıkılmadığı için herhangi bir problem çıkmaz.
Polimerleşme: Birden fazla aynı cins yağ moleküllerinin artık vermeden
birleşmesi ve yeni bir molekül meydana getirmesidir. Yağın özelliğini değiştireceği için istenmeyen
bir durumdur.

Fiziksel Birimler, Büyüklükler:

Hız (V) : Birim zamanda (t), alınan S yolu V=S/t m / sn

İvme (a): dt zamanında , hızdaki değişim dv a=V/t m / sn2

Kuvvet (F) : Newtonun hareketsel yasasından kütle ile ivmenin vektörel çarpımı
F= m.a , F= p.A 1N = 1kg.m/sn2
(kp= kilopond) , 1kp=9,81N , 1N = 0,102kp

Ağırlık (FG) : Yerçekimi ivmesinin (g), kütleye kazandırdığı kuvvet.


1kg’lık bir kütle 9,81N’luk bir kuvvet meydana getirir.
FG = m.g , FG = A.h.p.g , g = 9,81N = 1kg-f

Basınç ( P): Kuvvetin (F), alana A etkisi P = F/A (Pa) 1Pa=1N/m2


1 bar = 105 Pa = 105 N/m2 = 10 N/cm2
1 bar = 100KPa

1N/cm2 = 1Pa =10-5 bar


1kp/cm2 =0,981 bar
1bar =1,02 kp/cm2

İş ( W) : Kuvvetin (F) ve etki ettiği yolun (S) vektörel çarpımı


W = F.S (Joule) , 1J = 1N.m = 1kg.m2 /s2

Potansiyel Enerji (WP) : Ağırlık (FG) ve yüksekliğin (h) vektörel çarpımı


WP = FG.h

Kinetik Enerji (Wcin ) : Bir kütleyi (m) , bir hızda (v) hareket ettiren enerji.
Wcin = m.v2 /2

Basınç Enerjisi (WT) : Sıkıştırılmış gazda depolanmış enerji


WT =P.v

Güç (P): Belli bir zamanda (t), yapılan iş (W).


P = W/t (watt)

Hidrolik Güç (PH) : Basıncın (P) ve debinin (V) vektörel çarpımı.


PH = P.V

Debi (V) : Kesit alanı (A) ve hızın (v) vektörel çarpımı


V = A.v m3 /sn
V=Q

psi : pounds per square inch lb/in2 kg/cm2 lb : pound


(inch kare başına düşen ağırlık) kg-f/ cm2 1 lb : 454 gr

1bar = 100KPa= 14,7 psi’dır.


Pa = N/m2 , N = kg-f / s2 (SI birim sisteminde)
Debi: Hidrolik veya pnomatik sistemde belirli bir akış kesitinden belirli bir sürede geçen
akışkan miktarı debi olarak tanımlanır. Debinin birimi litre/dakika veya cm³/saniye olarak
belirtilir.

Basınç: Belirli bir kesitte sıkıştırılan akışkan Paskal prensibine göre, içinde bulunduğu kapalı bir
kabın bütün çeperlerindeki her birim kesite aynı değerde bir kuvvet uygular ve buna basınç denir.
Birimi bar’dır.
1 bar = 1 kg/cm²

Efektif Basınç: Manometrede okunan basınç değerine denir.

Mutlak Basınç: Manometrede okunan basınç değerine bir atmosfer basıncı ilave edildiğinde
meydana gelen basınç değeridir.
Şekil 1.1: Basınç yayılımı

Hidrolik Prensipler
M.Ö 282 ‘de Arşimet, 16 yy. da Pascal, 1738 yılında ise Toriçelli ve Bernoulli hidrodinamik ve
suların akış ve hareketlerini araştırdılar. Akışkanların sahip oldukları enerjilerin tespitini yapmışlardır.
Akışkanların sahip oldukları prensipleri iki maddede inceleyeceğiz.
 Hidrostatik prensipler
 Hidrodinamik prensipler

Hidrostatik Prensipler: Durgun sıvıların sahip oldukları davranışları inceleyen prensiptir.

Hidrostatik Basınç: Bir sıvı sütununun tabanındaki basınç, sıvının yüksekliğine (h), sıvının
yoğunluğuna (ρ) ve yerçekimi ivmesine (g) bağlı olup Kabın ŞEKLİNDEN ve HACMİNDEN
bağımsızdır.

Basınç, sıvı sütunun yüksekliğine bağlıdır.

P1=P2=P3=P4 diye belirtilir.


P =ρ×h×g
P =Sıvının kabın tabanına yaptığı basınç ( kg/cm² )
h =Sıvı yüksekliği ( m )
ρ=Özgül kütle (kg/m³ )
g =Yerçekimi ivmesi ( m/s² )
ÖRNEK: Bir hidrolik presin yağ deposu presin üst kısmındadır. Kullanılan hidrolik yağının özgül
kütlesi 0,75 gr/cm³’ tür.Yağın üst seviyesi ile pompa girişi arasındaki yükseklik 100 cm olduğuna göre
pompanın girişindeki statik basınç ne kadardır?
Çözüm:
P=h×q×g= 1×750×9,81
P=7357,5 Pascal’dır.

Kapalı Bir Baptaki Sıvıya Kuvvet Uygulandığında Sıvının Davranışları:


Kapalı bir kaptaki sıvıya uygulanan kuvvet sonucu kuvvetin meydana getirdiği basınç, kuvvetin
şiddeti ile doğru ve yüzeyi ile ters orantılıdır.
Kuvvetin alana etkimesi olarak da tanımlanabilir.
Şekil. 1.2 de görüldüğü gibi
P=F/A= N/m2 [Pa]
Burada:
P=Meydana gelen basınç ( Pa )
F=Pistona uygulanan kuvvet (N)
A=Piston yüzey alanı =π.d2 /4 ( m² )

ÖRNEK: Çapı 5 cm olan pistona uygulanan kuvvet 150 N’dur.Uygulanan kuvvetin sonucunda
oluşan basınç nedir?
Çözüm:

Paskal Kanunu: Yer çekimini ihmal edecek olursak, kapalı bir kaba etki eden kuvvetin sonucunda
meydana gelen basınç, sıvı tarafından kabın her noktasına aynı şiddette etki eder.
F=P x A
F=Kuvvet (kgf)
P=Basınç (kgf/cm²)
A=Alan (cm²)

Bu prensiplerin en önemli özelliği ise sisteme uygulanan küçük bir kuvvetin büyük kuvvetlere
dönüşmesi olarak tanımlanmasıdır.

Bu yasa mekanik sistemlerdeki kaldıraç mantığı ile aynıdır.

Hidrolik sistemlerde basınç her yöne eşit yayılır. Kabın şeklinin önemi yoktur.
A1: Alan , F1: Etki eden kuvvet , S1: Sıvının yer değiştirmesi, d1:kabın çapı
A2: Alan , F2: Doğan kuvvet , S2: Sıvının yer değiştirmesi, d2: kabın çapı

P1= F1/ A1 Bu basınç A2 alanında F2= P1*A2 kuvvetinin doğmasına neden olur.
Bu durumda sıvının A2 kesitinde S2 kadar yer değiştirmesi gözlenecektir.
P= F1/A1 veya P= F2/A2
Kuvvetler oranı alanların oranına eşittir. (F2/F1) = (A2/A1)
Katedilen yollar ile alanların ilişkisi (S1/S2) = (A2/A1)
Kuvvet pistonu ile yük pistonunun yaptığı işler eşittir.

Pascal prensibine göre şu eşitlikleri yazmak mümkündür:

W1= F1*S1 , W1= W2 , W2= F2*S2 , F1*S1=F2*S2

Aynı mantıkla BASINÇ ARTTIRMAK istersek;

Örnek: Küçük pistona uygulanan kuvvet 40 N ve piston kesit alanı 5 cm²’dir.Büyük piston kesit alanı
200 cm² olduğuna göre büyük pistona uygulanan kuvveti bulunuz.
2
A1=5 cm² 0,0005 m

2
A2=200 cm² 0,02 m

Akış Yasaları:

Süreklilik Yasası:
Bir borunun içinden geçen akışta, bir kesitte birim zamanda geçen kütle miktarı sabittir.

Enerjinin korunumu yasası:

Tıpkı yukarıdaki örnekte olduğu gibi akışkan sistemlerinde de;


Basınçtan kaynaklanan potansiyel enerji PE (P)
Seviye farkından kaynaklanan potansiyel enerji PE (ρ*g*h)

Buna genel BERNOULLİ DENKLEMİ denir.

BERNOULLİ PRENSİBİ :
Tanım: Sürekli, sürtünmesiz, sıkışmaz ve sabit debili bir akışta akım çizgisi boyunca toplam enerji
sabittir.

Boru çapı küçüldükçe akışkan hızı artar, basıncı düşer; boru çapı büyüdükçe akışkan hızı azalır basıncı
artar şeklinde de ifade edilebilir.

Bernoulli; boru, kanal ve nehirlerde suların akışını inceledi ve debiyi sabit kabul etti.
Prensibinde,akışkan potansiyel ve kinetik enerjiye sahiptir.

Debi: Belli kesitten birim zamanda geçen akışkan miktarına denir.

Kinetik Enerji: Akışkanın hareket halinde iken sahip olduğu enerjidir. Akışkan hızlı hareket ettikçe
daha fazla enerji kullanılması gereklidir.

Potansiyel Enerji: Akışkanın basıncı sonucunda oluşan enerjidir.

Akışkanın enerjisi potansiyel ve kinetik enerjinin toplamıdır.Toplam enerji sabittir,de denilebilir.

Toplam enerji=Potansiyel enerji+Kinetik enerji+Basınç kuvvetinin yaptığı iş olarak da tanımlanabilir.

Bernoulli ile süreklilik denklemini bir arada incelersek:

A1=0.0005 m2 A2=0.0001 m2
V1= 5 (m/s) ρ=800 kg/m3
P1= 10000000 Pa h1=h2 P2=?

Süreklilik denkleminden :

A1 x v1 = A2 x v2 ‘den v2= (0.0005x5)/0.0001 = 25 m/s


Bernoulli Denkleminden:

h1=h2 olduğundan
P2= (10 000 000+0.5x800x25) -(0.5x800x625)
P2=9 760 000 Pa bulunur. Bu basınç ideal durum için böyleydi.

Oysa;

Sıvı viskozitesi
Boru ve bağlantı kayıpları
gibi kayıplarla kullanılabilecek enerji ısı enerjisine dönüşerek kaybolur.

O zaman Bernoulli denklemi:

Örnek 1:
Çapı 3cm olan borudan geçen hidrolik akışkanın ortalama hızı 3 m/s dir. Aynı sistem içinde akışkan 6
cm’ lik boru çapından geçerken hızı ne olur?

Örnek :
Farklı çapları d1=10 cm , d2=5 cm, d3=15 cm olan bir borudan geçen akışkanın debisi
7 l/dak.’ dır. Farklı çaplara göre akışkan hızları ne olur?
Kayıplardan (ΔP)

1) Sürtünmenin neden olduğu basınç düşümü sürekli kayıpları


2) Yerel kayıplar (bağlantı elemanları, valfler, silindirler, kesit daralmaları vs. etkin rol oynar.
Akış halindeki bir akışkana iki farklı kuvvet etkir:
1) Ataletsel kuvvetler
2) Viskoz kuvvetler
Bu iki kuvvetin birbirine oranı Reynold Sayısı’ nı verir.

v: Hız (m/s) D: Boru kesit çapı (m) ‫ע‬:kinematik viskozite (m2/s)


Eğer Re = 2300 ise statik akış
Re < 2300 ise durgun akış
Re > 2300 ise türbülanslı akış söz konusudur.
Hidrolik tesisat hattındaki basınç kaybı

Hidrolik tesisat hattındaki basınç kaybı;

μ: sürtünme katsayısı , L: hat uzunluğu , D: boru iç çapı , ρ: yoğunluk v: akış hızıdır.

AKIŞKANLARIN DOĞASINDAN KAYNAKLANAN 4 ÖNEMLİ NOKTA


1) Bir akışkan sisteminde direnç yoksa basınç oluşmaz.
2) Akış daima düşük basınç kaybı ile akabileceği hattı tercih eder
3) Akışın sürmesi için akışın önündeki tüm dirençleri yenebilecek bir basınç
oluşturması gerekir.
4) İki nokta arasında basınç oluşabilmesi için mutlaka bir basınç farkı olmalıdır.

HİDROLİK AKIŞKANLAR
Hidrolik devrelerde küçücük bir kol ile tonlarca yük çok önceleri su ile kaldırılırken petrol
ürünlerinden sonra yağlar suyun yerini almıştır.

AKIŞKANLARLA İLGİLİ ÖNEMLİ TERİMLER


1)Viskozite: Akışkanın ince veya kalın oluşunu ifade eder.
2)Kinematik Viskozite: Belirli basınç, belirli sıcaklık ve belirli hacimdeki bir akışkanın kalibreli bir
memeden boşalma zamanıdır. Birim stoktur. Stokun yüzde birine SENTİSTOKE denir.
1 St = 1 cm2/s = 100 mm2/s
3) Mutlak Viskozite (Dinamik Viskozite): Hareket eden yüzeyler arasında kalan sıvı
film tabakasında iç sürtünmeyi yenmek için gerekli kuvvet şeklinde tariflenir. Birimi (Ns/m2) dir.
Hidrolik devrelerde 50oC’de ortalama viskozite 15-40 cst olmalıdır. Soğuk havalarda 800-1000 cst
hatta bazen 2000 cst’ye kadar kabul edilebilir. Buradan viskozitesi düşük yağlar İNCE yağ, viskozitesi
yüksek yağlar KALIN yağlardır sonucu elde edilmektedir.
4) Sıkışabilirlik: Basınç altında kalan akışkanın hacim değiştirmesine sıkışabilirlik denir. Örneğin 1000
mm uzunluğunda yağla dolu bir silindirin pistonu itilerek içindeki basınç 50 bar’a yükseltilirse piston
ilerlemesi ΔL=10xβxΔPxL
ΔL=10x0.000007x50x1000=3.5 mm‘dir. Burada β sıkışma sayısıdır ve madeni yağlar için
0.000007-0.000008 değerleri alınır.
-Yararı: Ani basma yükselmelerinde sönümleme bakımından faydalı olur.
-Zararı: Hassas ilerleme gerektiren yerlerde zararlıdır.
5) Sıcaklıkta Hacim Değişimi: Akışkanların hacimleri sıcaklıkla artar. Yağlar için bu değer 1oC sıcaklık
artışı için (%0.07.V) dir. Örneğin 10 litre yağ 20oC’den 80oC’ye yükselirse hacim değişmesi ;
ΔV=Vo*λ*ΔT = 10*0.0007*(80-20)= 0.42 litre artar.
6) Yağ İçindeki Hava Ve Köpürme:
- 1 litre yağ atmosfer basıncında 0.009 litre havayı erimiş olarak bünyesinde tutabilir.
- 300 bar’da 27 litre havayı erimiş halde tutabilir
Kabarcık haldeki hava, sistem için tehlikelidir.
Aşırı gürültü olur. Güç iletimi ve kontrol zorlaşır.
Pompa girişinde düşük basınç olacağından kabarcıklar büyür.
Pompa çıkışında ani sıkışmadan dolayı KAVİTASYON hasarına benzer yıpranmalar meydana gelir.
Akışkan içinde kabarcık halindeki hava, sızdırmazlık elemanlarına zarar verir. Kabarcığın ani
sıkışması noktasal aşırı sıcaklığa neden olur, bu da keçeleri yakar.
Köpüren yağın yağlama özelliği kalmaz.
7) Oksidasyona Dayanıklılık: Havanın içindeki oksijen yağ içindeki hidrokarbonlarla reaksiyona girer
ve yağ okside olur. Aşırı sıcaklıkla Cu, Pb, Zn gibi metalik kalıntılarla bu oksitlenme hızlanır. Oksitlenen
yağın ömrü az olur, özelliğini kaybeder. Viskozitesini arttırır. Amaç yüksek sıcaklıkta “viskozite
değişimi” az olan yağları tercih etmektir.

Hidrolik Devrelerin Ana Kısımları


Hidrolik devrenin ana kısımları şunlardır:
 Yağ deposu
 Hidrolik pompalar
 Hidrolik silindirler
 Hidrolik motorlar
 Valfler
 Hidrolik akümülatörler
 Bağlantı elemanları
 Sızdırmazlık elemanları
 Manometreler

YAĞ DEPOSU:

Depo akışkanı barındırır. Borularda ısınmış olan akışkan depoda soğur. Küçük kabarcıklar halinde
yağla birlikte bulunana hava depoda ayrılır. Borulardan yağla birlikte depoya dönen kirler, pislikler
deponun dibine çöker.
İyi bir deponun:
Tabanı eğimli olur.
En alt tarafında kolay boşalmasını sağlayacak tıpa bulunur.
Hacmi 40 lt’den büyük olan deponun yerden yüksekliği 1.5 m olmalı ki, hava dolaşımı ve
soğutma iyi yapılmış olsun.
Yağ düzeyini dışarıdan görmek için bir gösterge olmalıdır.
Kirlerin kabarıp, temiz tarafa geçmemesi için arada perde olmalıdır.
Yağ sıcaklığı normalde 45 C civarında olmalı, 65 C’nin üzerine çıkılmamalıdır.

FİLTRELER
Hidrolik sistemlerde meydana gelen arızaların %70-80’i rulmanlarda ise %50’si hidrolik akışkan
içindeki kirleticilerden ileri gelir. Bu kirleticiler:
- Katı kirleticiler: Pas, talaş, fiber, atık, boya vb.
- Sıvı kirleticiler: Su veya hidrolik akışkan içinde farklı bir sıvı.
- Gaz Kirleticiler: Hava olabilir.

Kirletici unsurlar hidrolik sisteme; tank havalandırma kapakları vasıtasıyla girebilir. Kum , toz, cüruf,
talaş, su ve benzeri kirleticiler hidrolik devreye zarar verirler. Montaj esnasında kaynak kalıntıları,
hortum lastiği, metal talaşları ve toz kaçabilir. Devreye alma anında ilk alınan kirleticiler sistem
çalışırken aşınma sonucu katı partiküllere dönüşebilir. Görüldüğü gibi sisteme hemen hemen her
yerden girebilmektedir.
Hidrolik sistemleri korumak için filtreler kullanılır. Filtreler iki grupta incelenir.

Yüzeysel Filtreler: Partikül ayrışması doğrudan filtre elemanın yüzeyinde olur. Bu filtreler tek
katmandan oluşur. Hassas filtreleme yapılamadığından emiş hattında tercih edilirler.

Derin Filtreler: Temizlenecek akışkanın filtre yapısından geçen tozları, filtrenin derin tabakalarında
tutulur. Tutulan pislik miktarı arttıkça filtre tıkanır, değiştirmek gerekir. Derinlik filtreleri cam elyafı,
selülozik elyaf, sinterli metal elyaflarından yapılırlar. Yüksek kir tutma kapasiteleri sebebiyle basma
hattı ve dönüş hatlarında kullanırlar.

FİLTRELERDE β DEĞERİ
Uluslar arası standartlarda ISO4572 β değeri kullanılır. Şöyle ki filtreye girişteki partikül sayısının,
çıkıştaki partikül sayısına oranını ifade eder. Bu kriter filtrenin partikül ayırma kabiliyetini yansıtır.
Yüksek β değeri bu filtrenin parçacık tutma kabiliyetinin yüksek olduğunu gösterir.
EMİŞ HATTI FİLTRELERİ
Pompaya yönelik hasar tehlikesini bertaraf etmek için emiş filtreleri konur. Emiş filtreleri düşük
maliyetlidirler. Fakat kaba filtreleme yaparlar. Gövdeli ve gövdesiz olacak şekilde monte edilirler.

BASINÇ HATTI FİLTRELERİ


Pompadan sonra gelen hassas elemanların zarar görmemesi için kullanırlar. Bu filtreler korunacak
elemanın hemen önüne monte edilir. (Bak. Şekil). Yüksek kir tutma özelliğine sahiptirler. Aynı
zamanda gövdeleri yüksek basınçlara (100, 280, 420 bar gibi) dayanacak şekilde sağlamdır. Bu
filtreler çok kritik bir elemanın önünde ise tıkanması halinde bypass sistemi ile takviye edilmelidir.

DÖNÜŞ HATTI FİLTRELERİ


Bu filtreler genellikle dönüş hattının sonuna tank üzerine yerleştirilecek şekilde tasarlanmışlardır.
Amaç devreden dolaşan yağın kirden arınmış olarak depoya dönmesidir. Bu filtrelerin çek valfı olması
gerekir.

YAĞA SUYUN KARIŞMASI


Yağı kirleten ve bozan en önemli ortamlardan birisi de sudur. Su, havadaki nemin sıcaklıkla
yoğunlaşmasından, arızalı soğutuculardan, hasarlı keçelerden kaynaklanabilir. Yağa karışan su yağın
yaşlanmasına, sonuçta servis ömrünün azalmasına, rulmanlarda aşınma ve gürültüye neden olur.
Yağdan su ancak AQUAMICRON adı verilen filtre elemanı ile veya su ayırma cihazlarıyla ayırılır.

Yağ Isıtıcıları:
Hidrolik sistemin çalışma ortamına göre, bilhassa kış aylarında veya ortam sıcaklığının düşük
olması durumunda, depodaki yağ sıcaklığı düşebilir. Yağ sıcaklığının sıfır derecenin altına düşmesi
yağın akıcılığını azaltıp viskozitesini arttırır. Verim düşer, sistem çalışmaz. Örneğin uçaklarda hassas
devre elemanları soğuk ortamlarda ısınınıncaya kadar beklenir.
Reziszanslı yağ ısıtıcıları , elektrik devresi hareket alırlar. Rezistans ile ısıtma sağlanır ve
o o
sıcaklık ayarı yapılabilir. Hidrolik devreli düzenler genel olarak +80 C ile - 50 C arasında çalı-
şabilecek şekilde tasarlanmışlardır.
Yağ ısıtıcıları emiş hattına pompadan önce depo üzerine, uç kısmı depo içinde kalacak şekilde
monte edilir.
Yağ Soğutucuları:
Soğuk ortamların tersine çok sıcak ortamlarda çalışan hidrolik devrelerde akışkanın
sıcaklığı yükselir. Yağın viskozitesi düşer, akıcılık oranı artar. Bundan dolayı sürtünen, beraber
çalışan parçalar arasında yağ filmi tabakası azalır. Hatta yağ kaçakları ve sızıntılar olabilir.
Sürekli olan yağ kaçakları, sistemde yağın azalmasına ve verimin düşmesine neden olur
Bu sakıncayı ortadan kaldırmak için yağ soğutucuları kullanılır. Soğutucuların montajı
depodaki dönüş borusu üzerine yapılır. Sistemde dolaşan yağ böylece soğutulmuş olur.
İki çeşit soğutucu vardır:
a-Su ile çalışan soğutucular.
b-Hava üflemeli soğutucular.

a-Su İle Çalışan Soğutucular:


Soğutucu düzeninin içinde akışkan yan yana sıralanmış çok sayıda boru içinden geçerken
boruların dış yüzeylerinde soğuk suyun dolaşması sağlanır. Böylece akışkanın soğuması
sağlanmış olur. Hidrolik sistemlerde su ile çalışan soğutucular yaygın olarak kullanılır.

b-Hava Üflemeli Soğutucu


Hidrolik sistemlerde borunun içinden geçen akışkana, vantilatör ile hava üfleyerek soğuma
gerçekleştirilir.

MANOMETRELER
Hidrolik sistemlerde genellikle basınç hattına takılarak basınç ölçme görevi yaparlar. Tezgâh
veya makine çalışırken çalışma basıncı değerleri manometrelerden takip edilir. Belirli noktalara
takılarak o bölgenin basıncı kontrol altına alınmış olur.
Manometrelerin gösterdiği basınç efektif basınçtır.Bu basınç atmosfer basıncının üzerinde bir
değerdir.Aşırı basınç yükselmeleri meydana geldiğinde elektrik sinyali gönderip kontağın atmasını
sağlar ve meydana gelebilecek kazalar önlenmiş olur.

Hidrolik devrenin basıncını ölçmek için manometreler kullanılır. 3 tipi mevcuttur.


a) Bourdon Tüplü Manometre:
Bu tip manometre sıvı akışkan ve gaz akışkan ortamlarda çalışır. Viskozitesi yüksek sıvıların basıncını
ölçmede ve Cu ile reaksiyona giren akışkan ortamlarında kullanılmazlar.
b) Diyaframlı Manometre:
Bu tip manometreler titreşime karşı daha hassastırlar. Ayrıca kirli ve yüksek viskoziteli ortamlara daha
uygun manometrelerdir. ( Beton ve çimento pompaları, çamur pompaları vb.)
c) Fark Basıncı Manometreleri:
Bu tip manometreler iki çalışma basıncı arasındaki farklı basınçları ölçer. Bu cihazlar darbe ve
titreşimin olduğu yüksek dinamik yük altındaki test noktalarının basınçlarını ölçmede de kullanılır.
Manometre Seçiminde Dikkat Edilecek Noktalar:
 Çalışma basıncı ile iş basıncı uygun olmalıdır (ölçüm aralığı).
 Çalışma basıncına bağlı olarak bağlantı vidası ölçüsü ve dış çapı uygun olmalıdır.
 Manometre her zaman gerçek değerleri göstermelidir.
 Hassasiyetleri O - 0,1 bar değerinde olmalıdır.

BORULAR VE HORTUMLAR

Hidrolik devrelerde basınçlı sıvının depodan başlayarak alıcılara ve çalışma hatlarına kadar iletmekte
kullanılırlar. Hidrolik sistemlerde borular ve bezli lastik hortumlar kullanılır. Borular, korozyona
dayanıklı dikişsiz olarak yumuşak çeliklerden yapılır. Hidrolik sistemlerde kullanılacak çelik boruların
özellikleri DIN 2391, TS 301' de ifade edilmiştir.
Basınçlı sıvının çalışan alıcılara iletilmesinde bezli lastik hortumlar kullanılır. Bezli lastik
hortumlar, 1000 bar basınca dayanıklı, üç kat tel tabaka ile örülmüş esnek hortumlardır (Şekil 9.7).
o o
Lastik hortumların çalışma sıcaklıkları - 40 C ile + 90 C arasındadır. Çelik borular ve bezli lastik
hortumlar kullanılacakları ölçülere göre standartlarIa belirlenmiştir.
Boruların, yerine monte edilmeden iç kısımlarının su veya kimyasal maddelerle temizlenmesi gerekir.
Borular ve lastik hortumlar, oksijen kaynağından ve elektrik cihazlarından uzak çalıştırılmalıdır.
Çalıştıkları yerlerde metal talaşları olmamalıdır. Metal talaşları lastik hortumlara zarar verir. Boruların
takılıp sökülmeleri, bakımı ve tamiri kolay olmalıdır.

Boru Seçiminde Ve Montajında Dikkat Edilecek Noktalar:


1. Boruların iç yüzeyleri pürüzsüz ve temiz olmalıdır.
2. Takıldıkları yerlerde kıvrım sayısı az olmalıdır.
3. Sisteme uygun çapta ve uzunlukta olmalıdır.
4. Üzerine yeterince hava alma musluğu takılmalıdır.
5. Gereksiz eklerden kaçınılmalıdır.
6. Basınç hattında kesit daralmamalıdır.
7. Sızdırma ve kaçak yapmamalıdır.
8. Boru bağlantılarında hata yapılmamalıdır.
Hidrolik Boru Çaplarının Hesaplanması:
Hidrolik sistemlerde kullanılacak boruların dayanıklı, sızdırmaz ve güvenli olabilmeleri için ölçüleri
uygun değerlerde belirlenmelidir. Pompanın debisi, ortalama hızı, ve çalışma hattının özellikleri
bilinerek hesap yapılmalıdır.

Bu özellikler :

Bu formüllerde
Q = Akışkanın (pompanın) debisi (I /dk.)
V = Ortalama akış hızı (m/sn)
d = Boru iç çapı (mm)
A = Boru kesit a/am (mm2) dır.

Formülleri ile hesaplanır.

Örnek: Bir hidrolik devrede debisi 40 I/dk olan akışkanın ortalama hızı 6 m/sn' dir. Sistemde
kullanılacak boru iç çapı ne olur?

Rakorlar:
Hidrolik devrelerde boruların devre elemanlarına bağlanması için kullanılan aparatlardır. Sızdırmazlığı
sağlamaları için özel imalat yöntemleri vardır. Boruların birbirlerine bağlanmaları vida ve somun
yardımıyla olur. Sızdırmazlığı sağlamaları için vidaların alın yüzeylerine conta konulur. Rakor iç
kesitleri, basınçlı akışkanın geçişine engel olmayacak şekilde imal edilmişlerdir.
Hidrolik Pompalar

Elektrik motorundan aldığı hareketle depodaki yağı emerek büyük bir basınç üretip mekanik
enerjiyi hidrolik enerjiye çeviren elemanlardır. Pompalar hidrostatik prensiplere göre çalıştıklarından
akışkanı depodan emerek büyük bir basınca dönüştürürler.
Pompalar, hidrolik sistemin özelliklerine ve çalışma sistemlerine göre yapılır. Hidrolik sistemin
ihtiyaçlarına göre kapasiteleri farklı biçimde tasarlanır.
Akışkanın debisi ve çalışma basıncı önceden hesaplamalar yapılarak bulunur. Böylelikle
sistemin ve piyasanın isteklerine cevap verilmiş olur.
Pompa seçimi yapılırken sistemin ihtiyaçlarına uygun olanı seçilmelidir. Aksi halde sistem
verimli çalışmaz.

Hidrolik Pompa Sembolü

Pompalar çalıştıklarında iki temel görevi yerine getirirler.


a) Vakum yaratmak, akışkanı emmek (10.5 m’den sonra problemli)
b) Akışkanı sisteme basmak

Emilen akışkan içerisinde yaklaşık %10 (hacimsel olarak) hava çözünmüş halde bulunur. Emme
esnasındaki vakum basıncı, akışkanın buharlaşma basıncını geçtiği anda hava erimiş halden kurtulup
buhar haline geçer. Baloncuk oluşturur. Pompanın basma tarafındaki yüksek basınca maruz kalınca
erozyona, aşınmaya neden olan KAVİTASYON’a sebebiyet verir.
Bunun için;
Ya depo yüksekte yar almalı, vakum basıncı olmamalı.
Ya emme yüksekliği en az seviyeden düşük olmalıdır.

Sisteme karışan hava da pompalar için problem teşkil eder. Emme esnasında yetersiz bağlantı
yapılması nedeniyle boru içine giren hava, pompa çıkışında sıkıştırıldığında bir hava yastığı oluşturur.
Akışkan köpürür, sistem ısınır, piston-silindir hareketinde kontrol kaybolur.
Pompalar üreticiler tarafından;

a) En yüksek çalışma basıncı (kPa veya Bar)


b) Pompa devri (dev/dak)
c) Bastığı debi Q (lt/dak)
d) Bastığı hacim V (lt, m3……)

Parametreleri tespit edilerek üretilirler. Bu parametreler belirlendikten sonra, aşılmaları halinde


pompanın ömrü kısalır, hasar görmeler başlar.

Pompa Seçerken Dikkat Edilecek Hususlar


a) En yüksek sistem basıncı nedir?
b) Sistemde AKÜMÜLATÖR varken, ortalama akış nedir?
c) Pompanın performansı nasıldır?
d) Çalışma güvenilirliği, bakımı nasıldır?
e) Pompa gürültüsü var mı? Alış fiyatı ne kadardır?
f) Sabit debili mi yoksa değişken debili pompa mı gereklidir?
POMPALARIN SINIFLANDIRILMASI

Sabit Debili Pompa-Değişken Debili Pompa


Sabit debili pompadan kasıt; pompanın her devri için (düşük, orta, yüksek) geçen akış miktarı
(Q) sabittir. Yani, akışkanın geçtiği alanda bir değişme olmaz. Ancak pompa düşük devirde farz edelim
10 lt/dak akışkan gönderiyorsa, yüksek devirlerde 150 lt/dak akışkan gönderir. Yani hız artarsa pompa
debisi ancak artar (dişli pompalar). Değişken debili pompadan kasıt; hidrolik sistemin (devrenin)
ihtiyacına göre, akışkanın geçtiği alan hemen değişebilir.
sabit debili pompa

değişken debili pompa

Endüstride kullanılan pompaların tamamı ”POZİTİF YÖN DEĞİŞTİRMELİ” yani teorik olarak pompaya
çekilen akışkanın tamamı, çıkıştan tahliye olmalıdır.
Endüstride kullanıla pompalar POMPALAMA MEKANİZMALARINA göre;
Dişli Pompalar (Sabit Debili)
Kanatlı Pompalar (Sabit-Değişken Debili)
Pistonlu pompalar (Sabit-Değişken Debili)
şeklinde gruplara ayrılırlar.

Sabit Kapasiteli Pompalar


Depodan aldığı akışkana hiç değişmeksizin sabit debide basınç yaptırarak çalışan pompalardır.
Pompalar çalıştıkları sürece sabit debide basınç elde etmek için kullanılırlar.

Dişli Pompalar
Şekilde görülen bir dişli pompa basit olarak üzerinde giriş ve çıkış delikleri bulunan gövde, biri tahrik
motoruna bağlı çeviren dişli, diğeri çevrilen dişliden oluşur. Motor çeviren dişliyi döndürdüğünde,
diğerini de alarak diş boşlukları ile gövde arasına giren akışkan, her iki taraftan taşınarak basma
bölgesinde toplanır. Yağı sisteme basarlar. Dişler her iki dişlinin dışında olduğundan DIŞTAN DİŞLİ
POMPA olarak adlandırılır.
Dişli tipleri düz, helisel ve V-tipi olabilir. Pompa çıkışında akışkan herhangi bir nedenle engellenirse
basınç artar, dişleri dıştan çapraz bir şekilde pompa girişine doğru zorlar. Böyle bir durumda basınç,
kuvvet dengesizliği daha büyük oranda olur. Bu dengesizlik sürtünmeyi ve dişli yataklarına gelen yükü
arttırır.

Avantajları :
* Hızları yüksektir, normal basınca sahiptirler,
* Nisbeten normal seste çalışırlar
* Tasarımda malzeme kısıtlaması yoktur.
Dezavantajları :
* Sıvının nakledildiği alanda 4 yatak gereklidir,
* Yüksek yoğunluklu maddeleri basamazlar,
* Boşluk gerektiren değerleri sabitlik gerektirirler.
Uygulama alanları :
* Çeşitli yakıt ve madeni yağların taşınmasında,
* Kimyasal katkı ve polimerlerin aktarılmasında,
* Asit ve kostiklerin taşınmasında,
* Düşük hacimlerin naklinde
Dişli Çarklı Pompaların Özellikleri:
 1400 - 2800 dev/dak ile çalışabilirler.
 Orta basınçlarda düşük hacimlerde büyük güç elde edilebilir.
 Helisel dişli çarklar ve bilyeli yataklamalarla sessiz çalışır.
 Basit yapılı oldukları için maliyetleri düşük, bakımı kolaydır.
 Tozlu ve kirli ortamlarda rahatlıkla çalışır.
 35 - 100 cm3/dev. debi ile çalışır.
 30 - 250 bar çalışma basıncında çalışır.
 Dişli çarklar aşınmaya karşı sementasyon çeliğinden yapılır.
Dişli çarklı pompaların, içten dişli çarklı pompalar ve içten eksantrik dişli çarklı pompalar,
olmak üzere iki çeşidi vardır:

İçten dişli çarklı pompalar


Birbiri içinde çalışan iki dişli çarktan oluşur Şekil 5.9’ görüldüğü gibi.Elektrik motoru, miline
bağlı dişli çarkın dönmesi ile kendi etrafındaki dişli çarkı döndürür. Depodan emilen sıvı, basınçla
sisteme pompalanmış olur.

İçten Dişli Çarklı Pompa Kesiti

İçten Eksantrik Dişli Çarklı Pompalar:


Elektrik motoruna bağlı dişli çark ve çevredeki dişli çark farklı eksenlerde bulundukları için
eksantrik bir şekilde çalışır. Dişler arasına giren akışkan, sisteme basınçla gönderilir

İçten Eksantrik Dişli Çarklı Pompa


İçten eksantrik dişli çarklı pompalar, düşük basınç ve yüksek debi ile çalışması gereken sistemlere
uygulanır. Dönüş yönü değişebildiği için emiş ve basınç yönleri de değişebilir.

Dişli Pompa Seçiminde Önemli Faktörler:


 Çalışma basıncının sisteme uygunluğu,
 Pompanın debisi, gücü ve devir sayısı,
 Çalışma sıcaklığının uygunluğu,
 Ekonomik olup olmadığı,
 Gürültüsüz ve titreşimsiz oluşu,
 Bakım, onarım ve montaj kolaylığı,
 Boyutlarının uygunluğu vb. gibi faktörler göz önünde bulundurulur.

Dişli Çarklı Pompalarda Debi Hesaplanması


Dişli çarklı pompalarda debi, diş genişliğine dişlerin yüksekliğine, bölüm dairesinin çapına ve
devir sayısına bağlı olarak değişmektedir. Dişli çarklı pompalarda debi, şu formülle bulunur:
Örnek :
Dişli Çarklı bir pompada pompa mili 1400 dev/dk ile dönmektedir. Dişlinin bölüm dairesi çapı
75 mm ,diş genişliği 30 mm ve diş yüksekliği 10 mm' dir. Pompa debisi ne olur?

İçten Eksantrik Dişli Çarklı Pompalarda Debi Hesabı:

İçten eksantrik dişli çarklı pompalarda debi hesabı değişik formülle bulunur. Her iki dişli çarkın
çapları farklı olduğu için dönme hızları da farklı olacağından :
Paletli Pompalar:

Dairesel bir rotorun içerisine yerleştirilen eksantrik bir kovan ve paletlerden oluşur. Paletler
rotorun etrafındaki kanallara uygun bir toleransla alıştırılmışlardır. Rotor döndükçe kanalların içindeki
hareketli paletler, merkezkaç kuvvetinin tesiri ile kendi kanalları içinde eksantrikliğe uygun olarak,ok
yönünde hareket ederler.

Sabit ve Değişken Kapasiteli Paletli Pompalar


Dönen paletler, beraberinde getirdikleri akışkanı da sürükleyerek basınç hattından sisteme
gönderirler.
Basılan akışkanın hacimsel küçülme ile basılması prensibi yönünden dişli çarklı pompalardan
farkları yoktur. Yalnız yapılışlarının hassas oluşu ve işçiliklerinin fazla olmasından dolayı pahalıdır.
Orta basınçta çalışması gereken yerlerde başarı ile uygulanırlar.

Pompa Çeşitleri:
Paletli pompalar, sabit ve değişken kapasiteli, olarak iki tipte yapılırlar. Sabit olan tiplerin
rotor kısmı sabit olduğu için, sabit kapasiteli, denilmiştir. Değişken olan tiplerin rotor ekseni
değişebilmektedir . Dolayısıyla değişken tiplerin debileri de değişkendir.

Paletli Pompada Debi Hesabı ve Elemanları

Paletli Pompa Özellikleri:


 Çalışma basınçları 160 bar ve debileri 180 - 450 l/dk' dır.
 Devirleri 1000 - 3000 devir/dk.' dır.
 Boyutları küçüktür.
 Gürültüsüz ve titreşimsiz çalışma özellikleri vardır.
 % 70 verimle çalışırlar.
 Sürtünmeden dolayı kayıplar fazladır.
 Devreye uygun yağ kullanmak gerekir.
 İşçilikleri fazladır.
 Pompa iç yapısından dolayı kaçaklar fazladır.
Paletli Pompalarda Debi Hesabı:

Pompanın bir devirde bastığı akışkan miktarı ise şu formülle bulunur:

Örnek:
Devir sayısı 1400 devir/dk. olan paletli pompanın rotor çapı 20 cm paletin kursu 10 cm' dir.Pompa %
70 verimle çalışmaktadır. Palet eksen kaçıklığı 10 cm,genişliği 20 cm ve kalınlığı 0,1 cm olup gövde
iç çapı 30 cm' dir. Buna göre :
a) Paletli pompanın debisini,
b) Paletli pompanın bir devirde bastığı akışkan miktarını bulunuz.
Pistonlu Pompalar:
Pistonlu pompaların üç çeşidi vardır:
• Eksenel pistonlu pompalar,
• Radyal pistonlu pompalar,
• Pistonlu el pompaları,

Eksenel Pistonlu Pompalar:


Pistonlar bir gövde içinde yataklanmış ve dönme hareketleri yapan bir. piston bloku içerisinde
hareket ederek çalışırlar. Pistonların kursları büyütülüp küçültülerek, debileri istenilen değerlere
ayarlanabilir. Piston blokunun açısı ayarlanabilir.
Eksenel pistonlu pompalar, değişik kapasitelerde yapılmalarına rağmen, 1200 bar' a kadar
değişebilen basınç üretirler.

Radyal Pistonlu Pompalar:


Eksantrik olarak dönen bir milin etrafına pistonlar dikey olarak yerleştirilmiştir.Şekil 5.16
görüldüğü gibi Eksantrik milin kaçıklığı kadar pistonlarda kurs ayarı yapılabilir. Radyal pistonlu
pompalarda debi ayarı, eksen kaçıklığı ölçüsü azaltılarak veya artırılarak yapılabilir.

Pistonlu El Pompaları:
El pompaları, ani elektrik kesilmeleri ya da sistemin devre dışı kalması gibi durumlarda
kullanılırlar. Dişli çarklı pompalara paralel olarak takılırlar. Örneğin tezgahlarda işlerin yarım kalması,
uçaklarda iniş takımlarının açılmaması durumlarında faaliyete geçirilerek kazalar önlenmiş olur.
El pompalarının yapıları basit olup emme-basma esasına göre çalışırlar. Kriko, el presleri ve
çeşitli basit mekanik uygulamalarda başarı ile kullanılır.
El pompalarının kolu hareket ettirildiği zaman emiş hattından gelen sıvı bilyenin açılması ile
basınç hattına geçerek oradan basınçla gönderilir.
Pompaların Çalışma Prensibi:
Pompalar, elektrik motorundan aldıkları mekanik enerji ile çalışırlar. Elektrik motorunun
dönmesi ile dişleri arasına aldıkları akışkanı basınç yaparak sisteme gönderirler. Burada meydana
gelen basınç, hacimsel büyüme veya hacimsel küçülme esasına dayanır. Akışkanın depodan emilmesi
hacimsel büyüme, sisteme basınçla gönderilmesi sonucu hacimsel küçülme olduğundan, basınç
meydana gelir.
Akışkanın sisteme basınçla gönderilmesi sırasında boru çaplarının büyük veya küçük olması
basınca etki eder. Boru çapları küçüldükçe basınç artar.
Pompayı monte etmeden ve çalıştırmadan bazı kontroller gerçekleştirilmelidir.
Bu kontroller şunlardır:
a) Pompanın içinde hava düşmesini önlemek için pompayı çalıştırmadan önce basınç borusu
kısmından 1 - 1,5 litre kadar yağ konulmalıdır.
b) Elektrik motoru dönüş yönü ile pompanın dönüş yönüne, montaj sırasında dikkat edilmelidir.
c) Sistemdeki emiş ve dönüş hattındaki valfler açık olmalıdır.
d) Filtrelerin temiz olmalıdır.

Pompalarda Verimlilik:
Pompaların verimli çalışması için üretici firmaların önerilerine uyulmalıdır. Genel olarak
pompaların verimleri % 70 - 98 civarındadır.
Pompalar çalışma esnasında birbiri üzerinden kayarak veya sürtünerek çalıştıkları için sürtünme
verim kaybına neden olur. Bu yüzden elektrik motorundan elde edilen gücün bir kısmı kaybolur.
Pompaların parçalarının hassas toleranslarla alıştırılmış olması ve düzgün monte edilmesi verim
kaybını önleyecektir. Ayrıca depo ile pompa girişi arasındaki mesafenin iyi ayarlanmış olması, basınç
düşmesini önleyecek ve verimi arttıracaktır.

Pompalarda verimlilik hesaplanması yapılırken aşağıdaki değerler göz önünde bulundurulur.


Örnek:
160 bar çalışma basıncı ile çalışan pompanın debisi 40 l / dk dır. Pompaya bağlı elektrik
motorunun gücü 16 kW' tır. Pompanın verimi ne olur ?

Pompa ve Akışkan Uyumu:


Pompa ve akışkanın birbirine uyum sağlayabilmesi, kullanılan akışkanın viskozitesine
(akıcılığına) bağlıdır.
Pompanın verimli ve uyumlu çalışabilmesi için akışkanda aranan özellikler şunlardır:

 Pompada kullanılan akışkanın film dayanıklılığı (yapışkanlık özelliği) istenilen değerlerde


olmalıdır.
 Sistemde yeterli soğutmayı sağlayabilmelidir.
 Sistemde meydana gelebilecek basınçlara karşı dayanıklı olmalıdır.
 Uzun süre özelliklerini yitirmeden çalışabilmelidir.
 Viskozitesi uygun olmalıdır.
Pompa Seçimi:
Hidrolik sistemlerde pompa seçimi yapılırken sistemin ihtiyaçlarına cevap veren pompalar
seçilmelidir.

Hidrolik pompa seçimi yapılırken dikkat edilecek noktalar şunlardır:


a) Pompanın gücünün yeterli olması,
b) Pompanın debisinin yeterli olması,
c) Pompanın çalışma basıncı,
ç) Pompanın devir sayısı ve dönüş yönü,
d) Çalışma ortamı sıcaklığının uygunluğu,
e) Gürültüsüz çalışması,
f) Boyutlarının az yer kaplaması,
g) Ekonomik olup olmadığı,
h) Bakım, onarım ve montajının kolay olması gerekmektedir.

Pompalarda Debinin Tanımı:


Debi : Hidrolik sistemde pompanın birim zamanda sisteme göndermiş olduğu akışkan miktarına
denir.
Hidrolikte debi birimi olarak cm3/dk. , dm3/dk. veya l/dk. kullanılır.Borunun belli
kesitinden1 dakikada 1 litre akışkan geçmesi durumunda, akışkanın debisi l/dk. dır denilir.
HİDROLİK SİLİNDİRLER
Görevleri ve Sembolü:
Hidrolik sistemlerde doğrusal hareket elde etmek için kullanılan devre elemanlarıdır. Hidrolik
enerjiyi doğrusal olarak mekanik enerjiye dönüştüren elemanlardır. Düzenli biçimde ileri - geri
hareket ederek çalışırlar. Bildiğimiz kamlı dişli çarklı biyel - manivelalı mekanik doğrusal hareketleri
hidrolik sistemlerde basınçlı akışkanın gücü ile alternatif doğrusal harekete dönüştürürler.

Hidrolik Silindirin Elemanları:


a) Silindir gömleği
b) Piston
c) Piston kolu
d) Sızdırmazlık elemanları
e) Kapaklar
PİSTON :
Yapısı:
Silindir gömleği içinde sızdırmazlık elemanı ile beraber çalışan, piston koluna bağlanmış bir
elemandır. Hareketleri ileri - geri şeklinde çalışan hidrolik silindirin önemli bir elemanıdır. Çapları (d)
silindir gömleği iç çapından (d1) biraz küçük tutulur. Sürtünme ve aşınma olmaması için üzerine
sızdırmazlık elemanları geçirilerek bir noktadan sürtünmesi sağlanır. Kolay hareket ederek çalışırlar.
Sürekli yağlandıklarından korozyona karşı kendiliğinden korunmuş olurlar.

Piston ve Piston Kolu Kesiti

Gereçleri genel olarak alüminyum, bronz ve pirinçten imal edilirler. Büyük ölçülü olanları
dökme demir veya dökme çelikten üretilirler.
Piston üzerine takılan sızdırmazlık elemanlarının aşınması durumunda yağ kaçakları artmaya
başlar ve verim düşerek güç kaybı oluşur. Aşınan, yıpranan sızdırmazlık elemanları yenisi ile değişimi
sağlanır.

Piston Hızı:
Piston hızı, silindire giren akışkanın miktarı ya da pompanın debisine göre ayarlanır. Pistonun
hızlı hareket etmesi için silindire giren akışkanın miktarını artırmak gerekir.
Akışkanın viskozitesi de piston hızına etki eder. Eğer akışkan düzensiz akıyorsa sürtünmeden
dolayı kayıplar artar ve pistonun hızı düşer.

Örnek Problem:
Pompa debisi 10 l / dk olan bir pistonun çapı 40 mm ve piston kolu çapı 10 mm 'dir. Pistonun
hareketli durumdaki hızı ne olur?

Verilenler: İstenilenler:

Q = 10 lt/ dk = 10000 cm3 V1 =?


d1 = 40 mm = 4 cm V2 = ?
d2 = 10 mm = 1 cm.
A1 = 0,785×d2
A2 = 0,785×( d12 - d22 )
olarak bulunur.

Pistonun Kursunu Tamamlama Zamanı


Pistonun kursunu ne kadar zamanda tamamlayacağı şu formülle bulunur.

Örnek:
3
Debisi 15 l/dk olan bir silindirde pistonun taradığı hacim 7 dm tür. Piston, kursunu ne kadar
zamanda tamamlar?

Piston Kolu
Silindirik çubuk şeklinde olup pistona bağlanarak çalışır. Pompanın ürettiği basınç kuvvetini iş
yapılmak istenilen yerlere iletir.

Hidrolik Silindir Çeşitleri:


Hidrolik devrelerde kullanılan silindirler, kullanıldıkları yerin özelliklerine ve çalışma şartlarına
göre geliştirilmişlerdir. Çalışma şartlarına göre silindirler şöyle çeşitleri:
a)Tek etkili silindir
b) Çift etkili silindirler
c) Teleskopik silindir
d) Yastıklı silindir
e) Tandem silindir
Tek Etkili Silindir Sembolü
Tek Etkili Silindir:
Sıvı, silindire bir taraftan girer ve pistonu hareket ettirir. Piston koluna bir iş yaptırmış olur.
Pistonun diğer tarafında basma yayı bulunduğundan akışkanın basınç etkisi kalkınca yayın itme gücü
ile piston eski konumuna gelir
Tek etkili silindirler, bir yükün yukarı kaldırılması ve indirilmesi amacı ile pres tezgahlarında sıkma -
bükme, taşlama tezgahlarında puntanın geriye çekilmesi işlemlerinde kullanılır. Yükün yukarı
kaldırılmasından sonra basıncın etkisi kalkınca yükün ağırlığı ile kendiliğinden ilk konumuna gelir.

Çift Etkili Silindir:


Çift etkili silindirlerde basınçlı sıvı bir taraftan girer diğer taraftan depoya döner Basınçlı
sıvının silindire girişi ile piston hareket eder ve işlem yapılmış olur. Silindirin diğer tarafındaki
sıvının yolu depoya açıktır.
Çift etkili silindirlerin bir çeşidi de çift piston kollu silindirlerdir. Bunlara çift kollu, çift etkili
silindir denilir. Çift etkili silindirler 2 yönlü çalışma yeteneğine sahiptir. Pistonun hem ileri gidişinde
hem de geriye dönüşünde iş yapılmış olur.

Bu iki tip piston silindir yapısı dışında özel silindirler de mevcuttur. Bunlar;
Teleskop Silindirler: Birbiri içine geçmiş birden fazla silindirden oluşur. Tek ve çift etkili olarak
çalışma yeteneğine sahiptir. Bunlardan başka bayrak direği olarak, gemilerin dümenlerinin iniş -
çıkışlarında vb. yerlerde kullanılır.
Tandem Silindirler : İki veya daha fazla pistonun bir piston blokuna (aynı mil) bağlanması ile
yapılan silindir şeklidir. Hidrolik silindirde, basınç iki taraftan çift yüzeye etki ettiği için, büyük itme
kuvvetlerinin gerektiği yerlerde tercih edilir.

Örneğin: Tek piston silindirde 50barx100cm2=5 ton


Çift tandemde 50x185=9.25 ton
Üçlü tandemde 50x270=13.5 ton elde edilecektir.
Yastıklı Silindir:
Hidrolik sistemlerde silindirlerin sessiz, gürültüsüz, ve titreşimsiz çalışması gereken yerlerde
tercih nedenidir. Bu silindirlerde piston, silindirin uç kısımlarına yaklaştığı zaman uç kısımlardaki
yataklamalardan dolayı yavaşlama sağlanmaktadır. Bu yatak yuvalarına “yastıklama” denilmektedir .
Yastıklama neticesinde pistonun silindir uçlarına yaklaşıp geriye dönerken hızları kontrol altına
alınır. Genel olarak elektronik sanayisinde, uçak sanayisinde ve hassas işlem gören endüstrilerde
yaygın olarak tercih edilir.
Silindirlerde Piston Itme Kuvveti
Hidrolik silindirlerde pistona giren basınçlı sıvı, piston yüzeyine kuvvet uygular. Bu kuvvet
piston yüzeyinin büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Piston kesit alanı küçüldükçe meydana gelen
kuvvet küçülür. Pistonun çalışması esnasında verim kaybı da olabile ceğinden hesaplamaları ona göre
yapmak gerekmektedir. Tek kollu silindirlerde iki tarafın kesit alanları farklıdır. Giriş tarafındaki itme
kuvveti (F1) büyük olacaktır.

Örnek:
Çapı 150 mm olan bir pistonun piston kol çapı 50 mm' dir. Verimi % 70 olan tek kollu çift etkili
silindirin çalışma basıncı 800 bar’dır. Pistonun her iki tarafında oluşacak itme kuvvetini bulunuz.
HİDROLİK VALFLER
Valfler, hidrolik sistemlerin en önemli elemanlarındandır. Elektroniğin gelişmesine paralel
olarak programlanabilen, uzaktan kumanda edilebilen valfler hizmete sunulmuştur. Robot sistemli
çalışan makineler, uçaklarda otomatik olarak yapılan hareketler,maki necilikte el değmeden yapılan
otomasyon işlemleri örnek olarak gösterilebilir.

Valflerin Görevleri:
Valfler ,hidrolik sistemlerdeki sıvının basıncını, yönünü ve debisini kontrol eder. Hidrolik
sistemlerde akışkanın basıncını ayarlamak, yolunu açıp kapamak, yönünü kontrol etmek için
kullanılan devre elemanlarıdır. Hidrolik sisteme gönderilen basınç oranı valfler yardımı ile ayarlanır.
Hidrolik sistemlerdeki silindirlerin istenilen yönde çalışmalarını, sıvının istenilen yöne
yöneltilmesini, hidrolik motorların istenilen yönde dönmesini kontrol eder. İşlemini tamamlayan
sıvının depoya geri dönüşünü gerçekleştirir.

Valf Çeşitleri:
Hidrolik sistemlerde kullanılan valfler yaptıkları işlere göre
a) Yön kontrol valfleri,
b) Basınç kontrol valfleri,
c) Akış (hız) kontrol valfleri,
d) Çek valfler olarak çeşitlendirilir.

Yön Kontrol Valfleri:


Yön kontrol valflerinin hidrolik sistemlerdeki görevi, sıvının yönünü kontrol etmektir. Çalışan,
iş yapan elemanların istenilen yönde çalışmalarını sağlar. Sisteme istenilen yönlerde sıvı gönderir.
Hidrolik sistemlerde hidrolik silindirlerin hareketini ileri-geri, hidrolik motorların dönme yönlerini
sağa - sola yönlendirmekte kullanılırlar. İstenildiği an yön değiştirme kolaylığı sağlar.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte otomatik kumandalı devrelerde, uzaktan kumandalı
elektromanyetik valfler, elektro - hidrolik valfler ve servo valfler üretilmiştir.
Endüstriyel hidrolikte en çok kullanılan yön kontrol valfları sürgülü tipteki valflardır. Şekilde böyle
bir valf görülmektedir.
Valf Konumları

Sürgülü Valfin Elemanları


2 KONUMLU 4 YOLLU VALF
Dikkat edilirse valfin gövdesindeki deliklerden birisi pompaya diğeri depoya olan (POMPA=P,
TANK=T) bağlantı vardır.A ve B delikleri ise silindirin giriş ve çıkışına bağlanmıştır.Bu yön valfi 2
KONUMLU 4 YOLLU bir yön valfidir.Bu valfin hidrolik devredeki çalışması Şekilde
görülmektedir.İki konumun çalışması simgeleri ve valfin sürgüsünün konumu ile birlikte Şekilde
gösterilmiştir.

2 Konumlu Valfin Konumları Ve Simge İle Gösterimi

2 KONUMLU 3 YOLLU VALF


Bu valfin silindire bağlanan tek deliği vardır.Tek etkili bir silindirin çalışmasında kullanılır.Silindiri
hareket ettirmek,pompa ile olurken iş bittikten sonra depoya (T) dönüş AĞIRLIK ya da YAYLA geri
çekilerek gerçekleşir.Şekilde böyle bir valfin kullanılışı ve yapısı simgesiyle beraber görülmektedir.
3 YOLLU VALFİN TEK ETKİLİ SİLİNDİRLE BİRLİKTE KULLANILMASI

2 KONUMLU 2 YOLLU VALF


Bu valfin gövdesinde yalnızca iki delik vardır.Bu deliğin birisi silindire gider.Diğeri pompa basma
deliğine karşılık gelir.Bu valf, akışkan yönünü AÇIK veya KAPALI tutmak için kullanılır.Şekilde bu
valfin simgesi iç yapı konumu ve devredeki kullanımı görülmektedir.

2 yollu sürgülü yön valfi


2 YOLLU VALF KONUMLARI
YÖN VALFİ SÜRGÜLERİ

Daha önce yön valflerinin iç yapısı, bir sürgüden ibaret


olduğu söylenmişti.Sürgü üzerinde çıkıntılar vardır.Bu
çıkıntılara KADEME adı verilir.Şekilde bu kademeler
görülmektedir.En çok kullanılan tip 4 KADEMELİ
sürgülerdir.

Normalde açık: Valfe dışarıdan bir etki olmadan akışkanın önü P açık ve akışkan valfden geçerek bir
elemana gidiyorsa bu tip valflere normalde açık valf denir.
Normalde kapalı: Valfe dışarıdan bir etki olmadan akışkanın önü P kapalı ve akışkan valfden
geçemiyorsa bu tip valflere normalde kapalı valf denir.

YÖN KONTROL VALFİ UYARICILARI


Valfler 5 temel yöntemle uyarılırlar:

1)Elle
2)Mekanik
3)Elektrik
4)Hidrolik
5)Pnömatik

ELLE Kontrol Yönteminde:


a)Levye
b)Buton (Düğme)
c)Pedal (El veya Ayak Kumandalı)

Elektriksel kontrol yönteminde; alternatif veya doğru akımla çalışan hava boşluklu
veya yağa daldırılmış SELENOİDLER kullanılır.
VALFİN MERKEZİ KONUMU
Yön kontrol valflerinin merkez konumları özel istekleri ve koşulları karşılamak amacıyla
tasarlanmıştır.
1)TAM AÇIK MERKEZ
Bu konum Şekilde gösterilmiştir.Pompanın bastığı akışkan, düşük basınçta tekrar depoya
gönderilir.Silindir pistonu ise, dış kuvvetlerin sürüklemesine göre dalgalanacağı anlamına gelir.
2) TAM KAPALI MERKEZ
Bu konum, hareketli elemanları bir an için merkezi konumda kilitleyebilir. Bu konumun olumsuz yanı,
sızıntının olması ve pompanın bastığı yağın, yön valfi üzerinden depoya geri gönderilememesidir.

3.SERBEST MERKEZ
Bu konum;P giriş bloke durumunda iken A ve B yollarını depoya bağlar.Silindir içindeki
pistonun serbestçe hareketine izin verir. Olumlu yanı A ve B rahatça depoya boşaltma
dorumunda olduğu için basınç oluşmaz.
4.TANDEM MERKEZ
Bu konum, yalnızca silindire giden ve B deliklerini bloke eder.Kısa bir süre durdurmak için
kullanılır.Olumlu tarafı, pompanın akışkanı depoya göndermesidir.Seri olarak bağlanabilme
olasılığı vardır. Böylece silindirler bir anda eş zamanlı çalışabilirler.

VALFLERİN GENEL SINIFLANDIRILMASI


Hidrolik akışkanın akış yönünü belirleyen, akışkanın basıncını ve debisini istenilen sınırlar içinde
tutan devre elemanıdır. Hidrolik valflerle aşağıdaki harfler ve konumlar kullanılır:

P: Pompadan gelen akışkanın bağlandığı yer


R, S, T: Depoya dönüş hattının bağlandığı yer
A, B, C: Silindir veya motora giden boruların bağlandığı yer
L: Sızıntı hattının bağlandığı yer.
X, Y, Z: Akışkanın uyarı sinyali olarak kullanıldığı pilot hattı.

ÇEK VALF
Çok özel yön kontrol valflerinden biridir. Yalnızca bir yöndeki akışına izin verir.Diğer
yöndeki akışa engel olur.
Kaçaksız bir kapama sağlarlar. Kapama elamanı olarak genellikle bilye veya kapakçık
kullanılır.(1) kapakçık, (2) yay, (3) oturma gövdesi.Çek valflerin açılma basınçları (0.5-3) bar
arasında değişir.Yüksek basınçta açılan çek valflerde vardır.
Örneğin, hidrolik devrelerde dönüş filtrelerinin önüne konulur. Filtre tıkanınca sistem zarar
görmez . Çek valfler yaysız ise; kesinlikle düşey olarak bağlanmalıdırlar.

DOĞRULTUCU:
4 çek valf uygun şekilde dizilirse doğrultucu denilen
eleman yapılabilir.
Doğrultucunun özelliği, ileri veya geri yönde akış olsa
bile orta bölüme hep aynı yönde bir akış vardır.
Ortadaki akış ayar valfi tek yönde çalışır.
Şekilde ÇEK VALF’in tipik bir uygulaması
görülmektedir.Bu uygulamada çek valf,
otomobilleri kaldırmak için kullanılan hidrolik krikoda
akışkanın akış yönünü kontrol eder.

ÖN UYARILI ÇEK VALF ( KİLİTLEME VALFİ )


Bu valfin basit çek valften farkı, uyarı verildiğinde ters yönde de akışa izin
verilebilmesidir.Kullanılma nedeni; basınç altındaki devrelerde sızdırmazlık sağlaması, boru
veya hortumlar patladığı zaman yükün düşmesinin engellenmesi amacıyladır. Uyarı sinyali
alındığında, sağ taraftaki çek valf açılır. Ters taraftan akışın gitmesi sağlanır. İki şekilde
yapılır. Sızıntı, deliği olan ve olmayan şekilde ön uyarılı çalışan çek valfler için tipik
uygulama görülmektedir
ÇİFT ÇEK VALF
İki kilitleme valfi tek bir gövde içerisine yerleştirilerek çift çek valf elde edilir. A’dan
A 1 ’e B’den B 2 ‘ye serbest akış vardır.Tersi bir akış yoktur. Şayet uyarı pistonu ( 3 nolu) sağa
hareket ederse; (2) nolu sürgüyü iter ve B 1 ’ den B’ye akış gerçekleşir.çift çek valf
uygulamasında silindirin her iki yanı da kilitlenir.Dış kuvvetler bile silindiri hareket
ettiremezler. Tam bir kilitleme için A ve B uçları basınçsız olması gerekir. Bu da ancak yön
valfinin ORTA konumda her iki uç depoya bağlanmakla olur.

MEKİK VALFİ VEYA FONKSYON VALFİ


Mekik valfi özel bir çek valftir.Sızdırmaz koni veya sızdırmaz bilya olabilen tek elamanı
vardır. Veya fonksiyon valfinin iki giriş bir çıkışı vardır.P 1 sinyali ile A’dan geçerken ,
P2 ’den geçiş önlenmiştir.Tersi olduğunda P 2 geçişi, A’dan çıkarken P 1 girişinden geçiş
önlenmiştir. Veya fonksiyonlu valf uygulamaları aşağıdaki şekilde görülmektedir.
Silindir piston ilerleyebilmesi için sinyali, başlatma buton valfinden alır.Veya başlatma 2
buton valfinde alır.Mekik valfi, diğer başlatma valfinin depo yolundan HİDROLİK
SİNYAL’in boşalmasını ( kesilmesini ) önler.

Mekik Valfi
BASINÇ KONTROL VALFLERİ
Hidrolik sistemlerde pompanın bastığı sıvının basınç değerini belli sınırlar arasında tutar.
Basınç hattı üzerine montajı yapılır. Hidrolik devreyi ve çalışan elemanları korur. Devrenin
çalışma basıncının belli bir değerin üzerine çıkmasını engelleyerek sistemin düzenli ve
güvenli çalışmasını sağlar.
Basınç kontrol valfleri çalışma fonksiyonları bakımından dört çeşittir:

 Emniyet valfleri,
 Basınç düşürme valfleri,
 Basınç sıralama valfleri,
 Boşaltma valfleri.

EMNİYET VALFİ ( Normalde Kapalı )

Bu valf ayar vidası ile ayarlanır. Hidrolik sistemi ani basınç yükselmelerine karşı koruyan
devre elemanıdır. Normalde kapalı olan valf, basınç yükselmesi durumunda açılarak fazla akışkanı
depoya göndererek basıncı normal seviyesine düşürür.

Bu valf hidrolik devrelerde emniyet görevine ilave olarak;

a) SIRALAMA VALFİ olarak iş yapar. Bir sıkma, bir de delme işinin yapılacağı bir devrede
önce;iyice sıkma işlemini gerçekleştirdikten sonra delme silindirine akışkan
geçebilir.Sırasıyla delme işi en son yapılır. Böylece işler sıraya konulmuş olur.
b) KARŞI DENGELEME VALFİ olarak iş yapar.Bu valf bir presin tablosunun önüne
konularak hızla aşağıya düşmesini engeller.Yavaş bir hızla inmesini sağlar.Bu iş bir karşı
dengeleme işidir.Ve normalde kapalı emniyet valfı ile sağlanır.
EMNİYET VALFİ UYARI TİPLERİ

Emniyet valflerinin üç çeşidi vardır:


 Doğrudan etkili emniyet valfi
 Dolaylı etkili emniyet valfi
 Pilot kontrollü emniyet valfi
Doğrudan Etkili Emniyet Valfi:
Hidrolik devrelerdeki akışkanın basıncını önceden belirlenmiş değerler arasında tutarak sistemi
emniyete alır. Böylece yüksek basınçlardan devre elemanları korunmuş olur. Ayar vidası ile basınç
istenilen değerlere ayarlanabilir.

Dolaylı Etkili Emniyet Valfi:


Hidrolik devrelerde basınç hattına takılarak sistemin basıncını kontrol eden valflerdir. Bu valflerde
basınçlı sıvı (P1) basıncı ile pistonu iterken, sıvının bir kısmı da (P2) basıncı ile diğer pistonu
kapatmaya zorlar. Böylece pompadan gelen basınçlı sıvı ile valf içindeki sıvı dolaylı olarak orantılı bir
şekilde ayarlanmış olur.
Pilot Kontrollü Emniyet Valfi:

Bu valfler, yüksek basınçlı düşük debili sıvıya yol verme yöntemi ile çalışırlar. Emniyet valfinin
üzerine ayrıca pilot kontrol (uyarı) valfi bağlanarak emniyet valfin de erken açılma olmamasını sağlar.

BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ VALF ( Normalde Açık Valf )

Hidrolik sistemlerde birden fazla motor veya silindirin kullanıldığı yerlerde çalışırlar. Silindirlerden
birinin basıncının diğerinden düşük olması gerekebilir. Değişik çalışma basınçları elde etmek için
silindir veya motorlardan önce bağlanır. Takıldıkları yerlerde sisteme daha düşük değerde basınç
gönderme görevi yaparlar. Çalışma prensibi olarak giriş kısmından valfe giren basınçlı sıvı, çıkış
kısmında belirli değerlere indirgenir.

Çeşitleri:
İki yollu basınç düşürme valfi
Üç yollu basınç düşürme valfi

Basınç Sıralama Valfleri:

Hidrolik sistemlerde, birden fazla hidrolik motor veya hidrolik silindirin değişik zamanlarda devreye
girmesi, ve farklı işlemler yapması istenilen durumlarda tercih edilir. Pompadan gelen basıncın sırası
ile silindirlere ve motorlara gönderilmesi işlemi düzen içinde gerçekleştirilir. Normalde kapalı
konumda olurlar. Basınç düşürme işlemi önceden ayarlanır. Çalışma sırasında (P1) basıncı (P2)
basıncından fazla olduğu zaman pistonu hareket ettirerek sıvıya yol verir.

Boşaltma Valfleri:

Hidrolik devreli sıkma ve bağlama kalıplarındaki silindirlerde tercih edilir. Boşaltma valflerinin
çıkışları depoya bağlıdır. Normalde kapalı olan valfe gelen sıvı (X) sinyali ile kendiliğinden açılır ve
sıvı depoya geri gelir
AKIŞI DENETLEYEN VALFLER (AKIŞ KONTROL VALFLERİ)

Akış denetleyen valflerin görevi, pompanın bastığı yağ miktarını, bir bölüme veya devreye verirken
azaltmak veya çoğaltmaktır. Böylelikle silindir veya motorların hızını istenilen oranlarda ayarlama
görevini yerine getirirler. Bu özelliklerinden dolayı evlerdeki muslukların yaptıkları görevleri yaparlar.
Bu valflerde açma kapama bir vida, kol, kamlı düzen ya da otomatik olarak değişik şekillerde dizayn
edilebilir.

Akış denetim valflerini;


1)Sabit kısma valfi
2)Ayarlanabilir kısma valfi ( iğne valfi )
3)Akış ayar valfi, olarak sınıflandırabiliriz.

1-SABİT KISMA VALFİ


Hidrolik sistemlerde hidrolik motorlar veya silindirlere gönderilecek sıvının miktarını azaltmak ve
kontrol etmek için sabit kapasiteli akış kontrol valfleri tercih edilir. Sıvının geçtiği kesit sabittir.
Değiştirilmesi olanaksızdır . Sabit akış kontrol valflerinde belirli bir kesitten geçen akış miktarı ayarı
yapılamadığından, sıvı belirli bir değerde geçer.

Bu valfte delik sabittir.Buradan geçen akışkan;

1)Bu deliğin; büyük veya küçük oluşundan,


2)Bu deliğin önündeki ile çıkış tarafındaki basınç farkından,
3)Sıvının sıcaklığından etkilenir.

2-AYARLANABİLİR AKIŞ KONTROL VALFİ: (İĞNE VALFİ ( Kesit Değişken ))


Hidrolik motorlar veya silindirlerde akışkanın hızının değişken, ayarlanabilir olması gereken
durumlarda tercih edilir.
Bu valf, kullanışlı oluşu yüzünden çok tercih edilen bir valftir. Kesit ayar vida ile değiştirilir.

Örnek vericek olursak;

a)Akış kesiti çok küçültülürse;


Çok az yağ silindire gideceği için piston hızı ( 2.5
cm/s ) olur.
b)Akış kesiti orta seviyede tutulursa;
Piston hızı ( 5 cm/s )’ye yükselir.
c)Akış kesiti büyük tutulursa; Piston hızı 10(cm/s)’ye çıkar.

BASINÇ FARKI çıkışı etkilemektedir.Basınç farkı az, orta ve yüksek seviyelerde


olabilir.Buna bağlı olarak da piston hızı az, orta ve yüksek hızlarda olur.

3-AKIŞ AYAR VALFİ

İğne valfleri basınç değişmelerine karşı


duyarsızdır. Daha hassas denetleme için
akış ayar valfleri kullanılır.İki tip akış
ayarı valfi vardır.
 İki yollu akış ayar valfi
 Üç yollu akış ayar valfi
AKIŞ BÖLÜCÜ VALFLER
Tek bir kaynaktan beslenip, iki tane silindir önlerindeki yüke bağlı olmaksızın eşit hızla
hareket ettirilmesi istendiğinde akış bölücü valfler kullanılır. Pratikte SERVO DİREKSİYON
veya SERVO FREN düzeneklerinde kullanılır. Birinci örnekte motorlar tek yöne dönebilen
tiptedir ve bölücü her ikisine de eşit miktarda yağ gönderir.İkinci örnekte motorların ters yöne
dönüşlerinde çıkan yağ çek valf üzerinden boşalır.( Motorlar farklı hızda dönebilirler. )

Akışkanın Kontrol Edilmesi:


Hidrolik sistemlerde akışkanın kontrol edilmesi üç şekilde olur .
1. Hidrolik silindire giden sıvının kontrolü: Pompa ile silindir arasına akış kontrol valfi
yerleştirilerek çift etkili silindirlerin kontrolu sağlanır.
2. Hidrolik silindirden çıkan sıvının kontrolü: Silindirden çıkan akışkanın kontrolü silindirden
hemen sonra akış kontrol valfi takılarak sağlanır.
3. Silindire giden ve bir kısmı yağ deposuna dönen sıvının kontrolü: Akışkan, silindire
girmeden bir kısmı akış kontrol valfinden geçerek depoya dönerken yapılan kontroldür.

HİDROLİK AKÜMÜLATÖRLER
Hidrolik sistemlerde gerektiği zaman kullanılmak için bulundurulan, hidrolik enerjiyi basınç
altında depolayan elemanlara denir.

Görevleri ve Sembolü :
a) Çalışma basıncını kontrol eder.
b) Sistemde oluşabilecek ani şokları ortadan kaldırır.
c) Sızıntılardan kaynaklanan verim kayıplarını karşılar.
d) Isı yükselmelerinde sıvıyı soğutur.
e) Pompa arızalarında ve elektrik kesilmelerinde si stemi kısa bir süre besleyerek hareketin
tamamlanmasını sağlar.

Akümülatör Çeşitleri:
1. Ağırlıklı akümülatörler,
2. Yaylı akümülatörler,
3. Diyaframlı akümülatörler,
4. Balonlu akümülatörler,
5. Pistonlu akümülatörler.
Ağırlıklı Akümülatörler:
Üstü açık silindire doldurulan akışkanın üzerine ağırlık konularak dengeleme yapılan akümülatör
çeşididir. Sabit basınç ve büyük hacim gereken yerlerde tercih edilir. Devredeki sıvı basıncının
düşmesi durumunda ağırlığın etkisiyle akümülatör içindeki sıvının devreye basılması ile sistemin bir
süre daha basınç normale dönünceye kadar çalışmasını sağlar.

Yaylı Akümülatörler:
Yaylı akümülatörlerde silindirin içine giren sıvının basıncı, yayı yukarı doğru iter. Hidrolik devrelerde
basınç düştüğü zaman dengeleme sağlanmış olur.

Diyaframlı Akümülatörler:
Bir silindir içindeki azot gazı diyaframı 1/10 oranında sıkıştırarak akışkanın basıncını artırır. Küçük
hacimli işlemler için uygulanır.

Balonlu Akümülatörler:
Kapalı bir silindir içine esneme özelliğine sahip (balon görünümlü ) bir eleman monte edilir.İçerisine
azot gazı konularak dengeleme işlemi gerçekleştirilir. Gazlı akümülatörler de denilir. Gazların
sıkıştırılması prensibi ile çalışır.

Pistonlu Akümülatörler:
Bir silindirin içinde pistonun üzerine azot gazı doldurularak imal edilir. Pistona gelen basınçlı
sıvının pistonu itmesi ile azot gazı sıkışır ve böylece basınç artar. Büyük hacimli çalışmalar için tercih
nedenidir .
Pistonlu akümülatörler akışkan bölümü ile gaz sızdırmazlığına sahip ayırma elemanı olarak kullanılan
pistonlu bir gaz bölümünden oluşurlar. Gaz kısmı önceden azot ile doldurulmuştur. Akışkan bölümü
hidrolik devreye bağlıdır. Böylece, basınç yükseldiğinde pistonlu akümülatör dolar ve gaz sıkıştırılır.
Basınç düştüğünde, sıkıştırılan gaz genişler ve depolanan akışkanı devreye verir. Pistonlu
akümülatörler her konumda monte edilebilirler. Ancak tercih edilen konum, piston contalarının
akışkandaki toz parçacıklarının oluşturacağı tortudan korunduğu, gaz bölümünün yuk arıda olduğu
dikey konumdur.

HİDROLİK YAĞLAR
Görevleri :
Hidrolik devrelerde kullanılan sıvılardır. Hidrolik enerjinin çalışan elemanlara iletilmesinde kullanılan
sıvıların hidrolik akışkan olabilmesi için birtakım özelliklerinin olması gerekir. Hidrolik sistemlerde
verimin alınabilmesi ve çalışan elemanların ekonomik ömrünün uzun olması için hidrolik yağlar
kullanılır.

Akışkan Çeşitleri:
 Su,
 Doğal yağlar,
 Sentetik (yapay) yağlar olarak üç gruptur.

Su: Hidrolik sistemlerin bulunduğu ilk dönemlerde akışkan olarak su kullanılmıştır.


Günümüzde de yüksek ısılı çalışma ortamlarının olduğu yerlerde, hidroelektrik santrallerinde ve
türbinlerde su kullanılmaktadır. Fakat su paslanmaya (korozyon) sebep olduğundan mutlak
kullanılması gereken yerlerde gliserin ya da pas önleyici kimyasallar katılarak kullanıma
sunulmaktadır .
Doğal Yağlar: Su kullanımının paslanmaya yol açması ve bazı olumsuzluklarının görülmesi
sonucu, bitkilerden elde edilen ayçiçek yağı ve zeytinyağı hidrolik sistemlerde kullanılmaya
başlanmıştır. Fakat yüksek basınçlarda uzun süre çalışması gereken yerlerde istenilen verime
ulaşılamamıştır. Bu nedenle üreticiler sentetik yağ arayışına yönelmişlerdir.

Sentetik (Yapay) Yağlar:


Petrol ürünlerinden elde edilen yağlardır. Hidrolik sistemlerde akışkan olarak sentetik yağ
kullanmanın amacı, hareket eden parçaların sürekli yağlanması nedeniyle oluşabilecek ısınma ve
aşınmaları yok etmektir. Petrol ürünlerinden elde edilen yağlar yüksek sıcaklıklara karşı dayanıklılığı
yüksek yağlardır. Hidrolik sistemlerde kullanılan yağlar, çalışan iki metal arasında bir yağ filmi
tabakası oluşturarak aşınmayı azaltır. Verimin artmasına ve çalışan kısımların kendi-liğinden
yağlanmasına yardımcı olur.
Uzun süre yüksek basınç altında çalışabilecek ısıya dayanıklı, ihtiyacı karşılayabilen sentetik
yağlar üretilmiş ve kullanıma sunulmuştur.
ISO 6071 'e göre yağların çeşitleri şöyledir:
HFA = Yağın su ile yaptığı (emüIsiyon) karışımdır. % 20 sentetik yağ ile % 80 su karışımından
meydana gelir.
HFB = Suyun yağ ile yaptığı (emülsiyon) karışımdır. % 60sentetik yağ ile % 40 su karışımından
meydana gelir.
HFC = İki veya daha fazla yağın su ile yaptığı (emülsiyon) karışımdır. % 60 'ı çeşitli sentetik
yağlar, geriye kalan % 40 'ı sudur.
HFD = İki veya daha fazla değişik özellikteki yağın (emülsiyon) karışımından meydana gelir.
ISO 6071 'e ve SAE (Amerikan Mühendisler Birliği) standardına göre üretilen yağlar kış ve yaz
mevsimlerine göre sınıflandırılırlar. Kış şartlarına göre; W10, W20, W30 gibi isimler alırlar. Bu
rakamlar viskoziteyi ifade eder. W 10 düşük, W 40 yüksek viskozite anlamına gelir. Bu rakamlar
yükseldikçe yağlar katılaşır, akıcılığı güçleşir. Hidrolik devreler için W10 - W20 numaralı yağlar, en
iyi verimle çalışan yağlardır .

Hidrolik Yağlarda Aranan Özellikler:


Hidrolik yağlarda bazı özelliklerin bulunması şarttır. Rastgele yağların kullanılması sistemde
olumsuzluklar meydana gelmesine neden olur.
Bu özellikler şunlardır:
 Viskozite,
 Köpüklenme,
 Yağlama yeteneği,
 Polimerleşme,
 Oksidasyon,
 Akma noktası,
 Isıl genleşme,
 Özgül ağırlık,
 Film dayanımı,
 Alev alma noktasıdır
Bu özellikleri genel olarak sıralamak gerekirse;
 Güç iletme özelliği bulunmalıdır.
 Devre elemanlarını ve çalışan kısımları yağlama özelliği bulunmalıdır.
 Sistem ısındığında soğutma yapmalıdır.
 Yapışkanlık özelliğinden ötürü sızdırmazlık sağlamalıdır.
 Çalışan elemanlarda paslanma sorun olduğundan paslanmaya karşı koruyucu olmalıdır.
 Yağların oksijenle birleşmesi yağın ekonomik ömrünü kısaltır. Bu yüzden oksijenle
birleşmeye karşı direnci yüksek olmalıdır.
 Yağlar, içindeki hava ve suyu kolayca dışarı atabilmelidir. (Su pasıanmaya neden olur.
Hava kabarcıkları ise kavitasyon oluşturur. Sistemin düzensiz çalışmasına neden olur.)
 Yüksek basınçlarda çalışırken ısıya karşı özelliklerini kaybetmemelidir.
 Bir biri üzerinde hareket eden parçalar arasında film tabakası oluşturmalıdır.
 Güç kaybına neden olmamalıdır.
 11.Çalışma şartlarından ötürü sistemin içine girebilecek pislikleri süzme özelliği
olmalıdır.

Viskozite:
Sıvıların akmaya karşı gösterdiği dirence viskozite denir.
Yağların viskozitesi çalıştıkları ortamın sıcaklığına göre değişir. Isı yüksel-dikçe viskozitesi
azalır. Isı azaldıkça viskozitesi artar. Yağın viskozitesinin sıcaklığa bağlı olarak değişmesine
viskozite indeksi denir.
Yaz ve kış ortamına göre çalışabilecek viskozitesi uygun hidrolik yağlar tercih edilmelidir.
Yağların ısı ortamlarında viskozitesi, viskozimetre ile ölçülür. Şekil 10.1 de bir saybolt
viskozimetresi görülmektedir.
Yağların viskozitelerinin yüksek ve düşük oluşları hidrolik devrelerin çalış-tıkları ortamda sorun
çıkarır. Hidrolik sistemler için çalışma ortamları ve ısıları iyi hesapla-narak yağ tercihi
yapılmalıdır. Yüksek viskozitede ısı yükselir, basınç düşer, hareket yavaşlar ve yüksek direnç
oluşur. Viskozite düşük olduğunda ise pompa verimi düşer, sızıntı artar, aşınma olur ve hız azalır.

Viskozite Çeşitleri:

Mutlak Viskozite: Birbiri üzerinde kayan akışkanların kendi hareketleri arasında oluşan dirençtir.
Akışkan hareket halinde olduğu için dinamik viskozite de denir.
Birimi (Poise) dir.
1 Poise = 1 cm kalınlıktaki yağ filmi tabakasının kendi yağ tabakaları arasında bir saniyede bir cm
hızla hareket edebilmesi için gereken kuvvete denir.
Kinematik Viskozite:
Akışkanın mutlak viskozitesinin kendi yoğunluğuna olan oranıdır.
Birimi (Stoke) dir.
2
1 St (Stoke) = 100 mm /s.

Köpüklenme:
Hidrolik devrelerde yağın içine hava karışmasıyla meydana gelen durumdur. Kö-püklenme,
sistemin verimsiz ve titreşimli çalışmasına sebebiyet verir. Sistemin basıncı da azalır. Boruların kıvrım
biçimi köpüklenme nedeni olabilir.
Bu olumsuzluğu ortadan kaldırmak için; borular keskin (90°) köşeli bükülmemelidir. Büyük kavislerle
bükülmelidir. Kesitleri birdenbire daraltılmamalı, iç yüzeyleri düzgün olmalıdır. Depo içinde sisteme
uygun filtre seçilmeli ve boruların ağzı (45°) eğik kesilmeli, emiş ve dönüş hattı arasına ara perde
konularak türbülansa izin verilmemelidir .Bunun için devrede hava alma elemanları olmalıdır

Yağlama Yeteneği:
Hidrolik devreler için iyi bir yağ, çalışan parçaları yağlamalıdır. Yağlama yete -neğinin iyi olması, çalışan
parçaların hareketini rahatlatır, güç kaybını azaltır.Hareket eden parçalar arasında yağ filmi tabakası
oluşturur. Hidrolik yağlarda aranan bu nitelikler; yağın viskozitesine, akıcılığına, viskozite indeksine ve
içinde yabancı madde barındırmamasına bağlıdır.

Polimerleşme:
Hidrolik devrelerde, yüksek basınç ve ısıda yağın özelliğini korumasıdır. Yağ bu olumsuz şartlarda
bozulmuyor ve moleküllerine ayrışmıyorsa polimerleşme özelliği iyidir.

Oksidasyon:
Polimerleşme nedeni ile oluşan olumsuz durum, hidrolik devre elemanla-rında oksit ve paslanma
oluşturur. Ayrıca yağın içindeki suyun da ayrışması veya çeşitli bölgelerden içeri giren oksijen, metal
kısımların oksitlenmesine neden olur. Bunun için hava ve suyun hidrolik devreden dışarıya atılması
gerekir.

Akma Noktası:
Hidrolik devre yağlarının akıcılık özelliğini kaybedip koyulaşmaya başladığı ısıya "akma noktası" denir.
Hidrolik devrelerde yağın çalışma sıcaklığı 50°C ila 100°C arasındadır. Çalışma ısıları düştükçe yağın
viskozitesi artar yani akıcılığı azalır. Böyle durumlarda sistemin verimi de azalır. Yağların akma noktası
ve özellikleri üretici firmalar tarafından belirtilir.
Hidrolik devrelerde yağın ısısının artması ile yağda ısıl genleşmeler meydana gelir. Isıl
genleşme neticesinde yağın hacmi artar. Hacmi artan yağ, sistemde sıkışma oluş-masına neden olur.
Bu nedenle depoya doldurulacak yağ miktarı, ısıl genleşme sonucu hacminin artacağı hesaplanılarak
o
doldurulmalıdır. Yağ, 1 C sıcaklıkta bulunduğu hacminin 0,0007 katı oranında artış gösterir. Artış şu
formül ile hesaplanır:
Δt =t2 – t1 , V= V 0 ×Δt×α , V=V 0 + V 1
Δt =Yağın ısı sonucu artma miktarı 0 C
t2 = Son sıcaklık 0 C
t1 = İlk sıcaklık 0 C
V1 = Yağın hacim olarak artışı ( l )
V0 = Yağın ilk hacmi ( l )
V = Yağın son hacmi ( l )
α = Yağın genleşme oranı ( 1 0 C da 0,0007 kat artış gösterir.)

Özgül Ağırlık:
Hidrolik yağların 20°C ısıda birim hacminin ağırlığıdır. N/dm3 veya kgf /dm3 birimleri ile ölçülür.
Genel olarak hidrolik yağların özgül ağırlıkları 0,90 - 0,95 N/dm3 olarak ifade edilir.

Film Dayanımı:
Yağın çalışan parçalara yapışma ve katman oluşturma özelliğidir. Hidrolik devre-lerde birbiri ile
çalışan parçalar arasında aşınma olmaması için yağ filmi tabakası meydana getirilir. Yağların film
dayanımı özelliğinin iyi olması güç kaybını azaltır. Sistemin, ömrünü uzatır.
Alevalma Noktası:
Yağların 160°C - 200°C arasındaki ısılarda toz halinde (pülverize) püskürtüldükleri zaman yanmaya
başladığı noktadır.
Hidrolik Devre Elemanlarının Sembol Bilgisi,
ISO 1219 Normuna Göre Devre Elemanlarının Sembollerinin Tanıtımı

Hidrolik ve Pnömatik İçin Genel Semboller:


Hidrolik Pompa ve Motorlar:

Hidrolik Silindirler:
Hidrolikte Basınç Kontrol Valfleri:
Hidrolikte Yön Kontrol Valfleri:
Akış Kontrol Valfleri:
Hidrolik Valflerin Uyarı (Kumanda) Yöntemleri:
HİDROLİK DEVRELER:
Bir hidrolik devre şeması, HİDROLİK DEVRE’nin nasıl oluştuğunu gösterir.Devrenin
her bir elamanı simgelerle gösterilir ve birbirine bağlanır.Boru bağlantıları da çizgilerle
gösterilir.

Hidrolik sistemin işlev sırası devre şemasından görülebilir.Büyük devre şemalarında iş


sıralarının zamanlarının tam saptanmasında hareket ve kontrol diyagramlarından
yararlanılabilir.Eğer büyük bir devre şemasını inceleyecek olursak; bu devrenin TEMEL
BAZI DEVRELERİN bir çok kez tekrardan ibaret olduğunu görürüz.

STANDART DEVRELERİN BAZILARI

1) AÇIK DEVRE
2) KAPALI DEVRE :Bu iki devrenin sabit yön ve değişken yönler için çalışması mevcuttur.
3) SABİT DEBİLİ DEVRE
4) SABİT BASINÇLI DEVRE
5) YÜKE DUYARLI DEVRE şeklinde sınıflandırılabilir.

Bir devrenin AÇIK ya da KAPALI olması hidrolik pompa ve hidrolik motor durumuna bağlı
iken SABİT DEBİLİ, SABİT BASINÇLI veya YÜKE DUYARLI devre olması, çeşitli
kullanım merkezleri olan silindirlerin, motorların birden fazla olduğu yerler için düşünülür.

TEK YÖNLÜ AÇIK VE KAPALI DEVRELER


1) AÇIK DEVRE
Bu devrede pompa yağı depodan emer hidrolik motora verir.Buradan tekrar yağ depoya
döner.Hidrolik motor tek yönde döner.Devre oldukça basit bir devredir.

KAPALI DEVRE
Pompa yağı yüksek basınç hattından hidrolik motora iletir.Yüksek basınca sahip yağ,
enerjisini harcadıktan sonra yağı HİDROLİK POMPANIN emiş yaptığı boruya iletir. Yüksek
basınç hattında sıkışma olursa emniyet valfi ( EV ) açılır.Alçak basınç hattında yağ azalırsa
emniyet valfi ( EV ) açılarak takviye yapar.Sabit akış yönünde hem pompa hem de hidrolik
motor tek yönlü döner.
Bu devre açık devreden farklı olarak bir adet ( BP ) besleme pompası içermektedir.Bu
devrede yön kontrol valfi ( YKV ) yoktur.Ayrıca iş gören akışkanın döneceği yağ deposu
( YD ) yoktur.
DEĞİŞKEN YÖNLER İÇİN AÇIK VE KAPALI DEVRELER:
1) AÇIK DEVRE
Bu devrede pompa, yağı depodan ( yağ deposu=YD ) emer.Yön kontrol valfine gönderir.Bu
valf, hidrolik motoru ( HM ) hem düz, hem ters çalıştırır.Hidrolik depoya çıkan yağ ( YKV )
üzerinden depoya döner. Sistemde herhangi bir sıkışma durumunda 2 adet emniyet valfi (EV )
vardır.

2) KAPALI DEVRE
Hidrolik motoru ters yönde çalıştırmak için çift yönlü hidrolik pompadan ( HP )
yararlanılmıştır.Çalışma durumuna göre (YB ) yüksek basınç hatları ( AB ) alçak basınç
hatları değişir.Alçak basınç hattı için 2 adet CEK VALF, yüksek basınç hattı için 2 adet
emniyet valfi (EV ) gereklidir.Devre kapalı bir devre olduğundan eksilen yağı takviye etmek
amacıyla besleme pompası (BP) gerekeceği açıktır. Aşağıdaki değişik şekillerde iş gören
devreler sıralanmıştır.
Akış Tahriki İçin Komple Bir Kapalı Devre
Kapalı bir hidrostatik sistem
3) SABİT DEBİLİ DEVRE
Pompanın devir sayısı SABİT iken, bastığı debide sabit olacaktır.Devre açık devre
şeklinde çalışır.Silindirlerin pistonlarındaki hızlar ancak akış ayar valfleri ile arttırılır veya
azaltılır.
4) SABİT BASINÇLI DEVRE
Bu devre, basınç ayarlı, değişken debili bir pompa içerir. Kısmalı yön kontrol valfi
sayesinde basıncı sabit tutacak debi geçirilir.

YÜK’E DUYARLI DEVRE


Bu devre DEBİNİN ve BASINCIN birlikte ayarlandığı bileşke bir devredir.Bu
devrenin kumandası kısmalı yön kontrol valfinde yapılmaktadır.Bu valf debi ayarlayıcı valf
ile ilişkidedir.Bu sayede YÜK’e duyarlı yön kontrol valfindeki (P) basınç farkı her çıkış kesiti
için sabit tutulmaya çalışılır.Maksimum basınca erişilirse o zaman üst basınç valfi devreye
girer ve hidrolik pompanın strok hacmini küçültür. Hidrolik pompa basıncı, yük basıncından
yukarıda olduğu sürece debi, kısmalı yön kontrol valfi üzerinden gönderilir.KYKV’nin çıkış
kesiti büyütülürse (P) basınç farkı azalır.Debiyi ayarlayıcı valf pompanın strok hacmini,
KYKV deki (P) basıncı tekrar valfin ayarlı yay kuvvetine eşit oluncaya kadar büyütür.
DEVRELERİN KARŞILAŞTIRILMASI
SABİT DEBİLİ devrelerde (P) basıncı kullanıcıya bağlı olarak ayarlanabilmektedir. Örneğin,
teleskobik bir silindirle iş görme esnasında farklı yüklere uğrayan birden fazla silindirlerin
tahrik edilmesinde, önce en küçük yüke maruz silindirin pistonu hareket eder. O piston son
pozisyona eriştikten sonra, diğer piston harekete geçer.Basit ve ucuz devrelerdir. SABİT
BASINÇLI devreler masraflı ve pahalı devrelerdir.Devrede basınç sabittir. Kullanılacak
merkezlerin dışındaki yerlere giden basınçlar, yön kontrol valflerinde kısılmaya uğrar.Bu ise
enerji kaybı oluşturur.Farklı farklı basınç gerekli çok sayıda silindir bu tip devre ile aynı anda
tahrik edilebilir. YÜKE DUYARLI devrelerde debi ile birlikte basınçta isteğe göre
ayarlanabilmektedir. Farklı basınç ve debilerde çalışan büyük hidrolik tesislerin
çalıştırılmasında bu tip devreler büyük üstünlük sağlar.Oldukça pahalı devrelerdir.

HİDROLİK DEVRE TASARIMI YAPMAK


Hidrolik Devre Çizim Bilgisi

Hidrolik Devre Çizimlerinde Elemanların Numaralandırılması

Grupların numaralandırılması
Grup 0:Enerji besleme biriminin tüm elemanları
Grup 1.,2.,3.,: Her silindir için bir grup numarası

Sırayla numara sistemi


.0 : İş elemanı 1.0, 2.0 gibi
.1 : Son kontrol elemanı 1.1, 2.1 gibi
.4 : İş elemanının ileri hareketini etkileyen tüm elemanlar (çift rakamlar) 1.2, 1.4, 2.2 gibi
.3;5 : İş elemanının geri hareketini etkileyen tüm elemanlar (tek rakamlar) 1.3, 1.5, 2.3 gibi
.01.02. : İş elemanı ile son konum elemanı arasındaki elemanlar 1.01, 1.02 gibi
Fonksiyon Blok Diyagramı
Kontrol tekniğinde hareketlerin birbiri ile bağlantılı olarak akışını göstermede kullanılır.

Hidrolik Devre Çizim Kuralları


Altta enerji besleme birimi, ortada enerji kontrol birimi, üstte tahrik birimi yerleştirilir.
Yönlendirme valfleri, mümkün olduğunca yatay çizilir. İletim hatları, doğrusal ve
kesişmeyecek şekilde çizilmelidir. Elemanların ilk konumları gösterilmelidir. Birden fazla iş
elemanı var ise her iş elemanı, ayrı bir kontrol zinciri olarak ele alınmalıdır.

Hidrolik Kumanda Bilgisi


Konuma Bağlı Kontrol
İşi yapacak olan makinenin durumunu, konuş şeklini gösteren şekildir. Örnek bir konuma bağlı
kontrol için şekil yukarıda gösterilmiştir.

Hıza Bağlı Kontrol


Hidrolik silindir ya da motorun istenilen hız ya da devirde dönmesini bu değerleri istenildiğinde
değiştirmek için ayarlanabilir akış kontrol valfleri kullanılır.

Saymaya Bağlı Kontrol


Sayıcı röle kullanılarak istenilen sayma işlemi gerçekleştirilir. Silindir çıkışına bağlanacak kızıl ötesi
sensör, manyetik sensör, optik sensör, indüktif sensör, kapasitif sensörlerden her- hangi birinden
alınan palsler, sayıcı röleye iletilir. Sayma işlemi gerçekleştirilir. Sensör, ayarlanan değeri sayınca
elektromanyetik kumandalı valfin enerjisini keser ve sistem durur.

Zamana Bağlı Kontrol


Zaman sayıcı akış kontrol valfleri ayarlanarak zaman ayarı da gerçekleştirilir.

Basınca Bağlı Kontrol


Basınca bağlı kontrol, basınç ayar valfleriyle gerçekleştirilir. Bu valfle gelen basınç değeri, istenilen
değere düşürülür ve basınç sabit tutulur. Sıkma ve bağlama işlerinde basıncın sabit kalması istenir.

Kontrol Problemlerinin Çözümünde Uygulanacak Yöntemler:

1. Kontrol, hangi işlemleri yerine getirmesi gerekiyor. Bunlar belirlenir. Bunun için şu
sorulara cevap aranır:
i.Hareket türü (doğrusal-döner hareket)
ii.İş elemanı sayısı
iii.Hareketlerin birlikte etkisi
İstenilen kuvvetlerden veya momentlerden, hızlardan veya devir sayısından gerekli olan
hacimsel debi ve basınç bulunur. Enerji besleme birimi hesaplanır.
2. Hidrolik devre elemanları seçilir. Seçmeye silindir ve motorlardan başlanır ve boyutları
belirlenir. Devre şeması çizilir. Parça listesi çıkarılır. Parçalar numaralandırılır.
3. Devre şemasına ve yapım için takip edilecek sıra numarasına göre yapıma başlanır.
Burada güvenlik çok önemlidir. Boru ve hortum bağlantıları gerçekleştirilir. Cihazlar, verilen
değerlere ayarlanır.
4. Sistem çalıştırılmadan önce bağlantılar ve yapı elamanları son defa kontrol edilir. Sistem
işletmeye aşağıdaki işlemler yapılarak alınır:
Yağ miktarı kontrol edilmelidir. Filtre kullanılmalıdır.
Tahrik motorunun dönme yönü kontrol edilir.
Valfler, başlangıç konumuna alınmalıdır.
Basınç kontrol ve akış kontrol valfleri küçük değerlere ayarlanmalıdır.
Sistemin havası alınmalıdır.
Akışkan seviyesi, tekrar kontrol edilmelidir.
İlk işlemin testi, düşürülmüş basınç ve hacimsel debi ile yapılmalıdır.
İşletme değerleri ayarlanmalıdır.
Bundan sonra işlemlerin testine ve ölçmelere başlanabilir.

Yol-Adım Diyagramının Çizilmesi


Birden fazla silindirin kullanıldığı sistemlerde silindirlerin hareketlerini gösteren diyagramdır. Sistem
tasarısı yapılırken önce bu plan yapılır. Elemanlar buna göre yerleştirilir. Diyagram çizilirken şunlara
dikkat edilir:
 Silindir hareketleri, tabloya göre daha kalin çizilmelidir.
 Her silindire bir numara verilmelidir.
 Silindirin ileri hareketi, 0’dan 1’e egik çizgiyle gösterilir.
 Silindirin sabit konumlar yatay çizgiyle gösterilir.
 Silindirin geri hareketi, 1’den 0’a egik çizgiyle gösterilir.

HİDROLİK SİSTEM KURMAK VE ÇALIŞTIRMAK


Proje Okuma Bilgisi
Tek Etkili Silindirin Kumandası
Basınç hattından gelen hidrolik akışkan, 3/2 yön kontrol valfine basılınca valften geçer. Silindiri ileri
iter. Valfin ilk konumuna gelmesini sağlayınca silindir yer çekimi sayesinde ilk konumuna gelir.
Çift Etkili Silindirin Kumandası

1- Tek piston kollu çift etkili silindir


2- 3/2 yön kontrol valfi
3- Hidrolik pompa
4- Elektrik motoru
5- Filtre
6- Basınçölçer
7- Emniyet valfi
8- Yağ seviye ölçer
9- Depo (tank)
Basınç hattından gelen hidrolik akışkan, 4/2 valfinin B ucundan geçerek valfi geri konumda tutar.
Valfin konum değiştirmesini sağladığımızda A ucundan geçen akışkan, silindirin ileri gitmesini sağlar.
Valf tekrar konum değiştirdiğinde silindir geri konumuna gelir.
VE Valfi Uygulamaları
Şekildeki hidrolik sistemde 3/2 valflerine beraber basılmadığı sürece silindirimiz ileri hareket etmez.
Silindir ileri itildikten sonra valflerden biri ya da ikisine de uygulanan baskı kalkması durumunda
silindir, yay sistemi sayesinde geri gelir. Silindirin ileri gitmesini sağlayan hidrolik akışkandır.
VEYA Valfi Uygulamaları
Pompadan çıkan akışkan, 3/2 yön kontrol valflerine gelir. Yön kontrol valflerinin birine uygulanacak
baskı ile veya valfi içindeki mekanizma diğer yöne itilir. Silindirimiz ileri itilir. Bu durum, iki valf
için de aynıdır. Silindirimiz yay sistemi sayesinde valfler ilk konumlarına döndüğünde gelen akışkan
kesileceğinden geri gelir.

Birden Fazla Silindirin Kontrolü


Yol-Adım Diyagramının Çıkarılması

Projedeki Hidrolik Elemanlar Listesinin Çıkarılması


UYGULAMA FAALİYETİ

1-Karton Kutularının Transferi


Karton kutular, bir pnomatik silindir tarafından kaldırılır; diğer bir silindir tarafından bir konveyöre
itilir. A silindiri, geri döndükten sonra, B silindiri geri hareketine başlar. Her yeni sinyal, yeni bir
işlemi başlatacak şekilde başlama sinyali bir düğmeli valf ile sağlanmalıdır.
Devre Çözümü:
Çevrimin adımları yazılır.
Devrenin fonksiyon planı çizilir.
Devre çiziminde önce çalışma elemanları olan çift etkili silindirler çizilir.
Çift etkili silindiri ileri/geri hareket ettiren 5/2 yağa uyarılı valfler çizilir.
Güç devresinin hatları, yön denetim valflerinin çıkışından silindirlere bağlanır.
Güç devresinin yön denetim valflerinin uyarı hatlarının3/2 N.K.
Sinyal elemanları çizilir, hava bağlantıları sağlanır.
Çalışma elemanları; silindirlere ve silindirleri çalıştıran güç ve kumanda devrelerinin
devre elemanlarına, usulüne uygun birer numara verilerek adlandırılır.Buna göre bir
grup teşkil eden ve her silindiri çalıştıran sinyal elemanları ,silindirin piston kolunu
ileri hareket ettiren elemana aynı grubun içinde çift (1.2,1.4), geri hareket ettiren
elemana tek sayı verilir (1.3,1.5).
Çevrimin adımları takip edilerek sinyal elemanlarının gerçek yerleri tespit edilir.
Buna göre: 1 adım A+. A silindirini piston kolunu ileri hareket ettiren 1.1 nu.lu valfin sol tarafındaki
uyarı hattına 1.2 butonlu valf vasıtasıyla basınçlı hava iletildiği taktirde valfin sürgüsü sola kayar, A
silindiri konum değiştirir.1.2 nu.lu valfin butonuna 1 kez basılıp bırakılır.
2. Adımın gerçekleşmesi, 1. adımın tamamlanmasına bağlıdır. 1. Adımın tamamlandığı noktada
2.2 sınır anahtarı, A silindirinin piston kolu tarafından uyarılır, güç devresinin 2.1 yön denetim
valfinin sol tarafındaki uyarı hattına basınçlı hava gönderir,2.1 nu.lu valfin sürgüsü, sola hareket
ederek B silindirinin piston kolu ileri hareket alır. B+ tamamlanır.
3. adımının gerçekleşmesi, 2. adımın tamamlanmasına bağlıdır. 2. Adımın tamamlandığı noktada
1.3 sınır anahtarı B silindirinin piston kolu tarafından uyarılır. Güç devresinin 1.1 nu.lu yön denetim
valfinin sağ tarafındaki uyarı hattına basınçlı hava gönderir. 1.1 nu.lu valfin sürgüsü sağa hareket
ederek A silindirinin piston kolu geri hareket alır, A tamamlanır.
4. adımın gerçekleşmesi, 3.adımın tamamlanmasına bağlıdır. 3. Adımın tamamlandığı noktada
2.3 sınır anahtarı, A silindirinin piston kolu tarafından uyarılır. Güç devresinin 2.1 yön denetim
valfinin sağ tarafındaki uyarı hattına basınçlı hava gönderir. 2.1 nu.lu valfin sürgüsü, sağa hareket
ederek B silindirinin piston kolu geri hareket alır, B tamamlanır. Devredeki silindirlerin piston
kollarının son konumu dikkate alınarak sınır anahtarlarının son durumu (uyarılmış veya uyarılmamış)
gözden geçirilir, devre bağlantılarında gerekirse düzeltmeler yapılır.
Sinyal çakışmasının var olup olmadığı kontrol edilerek konum/adım diyagramı çizilir. Güç
devresinin yön denetim valflerini çalıştıran sinyal elemanları 1 adım süresince aynı anda
uyarılmadığı için sinyal çakışmasının olmadığı anlaşılır.
Ek talepler varsa devreye ilave edilir.Örneğin çevrim. B silindiri geri konuma geldikten sonra
çalışsın koşulu aranıyorsa, B silindirinin geri konumuna 1.4 sınır anahtarı ilave edilir ve start
konumuna koşul gösterilir. Devreye VE işlem elemanı ilave edilerek son talep de gerçekleştirilir.

2- Bir tablaya bağlanan lama, iki operasyonla bükülecek. A silindiri ile birinci bükme
operasyonu, B silindiri ile ikinci bükme operasyonu gerçekle ştirilecek.
PNOMATİK
Basınçcı, kontrol edilebilen, durumu değiştirilebilen hava ve gazlar ile çalışan sistemlere
pnömatik sistemler denir.
Basınçlı hava (sıkıştırılmış hava), insanların fiziksel gücünü arttırmak için kullandığı bilinen
en eski enerji iletim türüdür. Kesin olarak bilinen ilk basınçlı hava uygulamasını Yunanlı Ktesibios
2000 yıl kadar önce yaptığı basınçlı hava mancınığı ile gerçekleştirmiştir. Pnomatik, Yunanca “nefes
alıp verme‟ anlamına gelen “pneuma‟ kelimesinden türetilmiştir.
Hava basıncı veya vakum etkisi ile çalışan makineler, aletler ve sistemlerin özelliklerini içeren
bilim dalına pnomatik denir.
Gerçek anlamda Pnomatik uygulamaları 1950 yılından sonra başlamıştır. Daha önceleri sadece
maden endüstrisinde, yapı endüstrisinde ve demir yollarında (Havalı fren) kullanılmaktaydı.
Pnömatiğin endüstriye asıl girişi ve yayılması seri üretimlerde modernleşme ve otomasyona
ihtiyaç duyulmasıyla başladı. Başlangıçta bilgisizlikten kaynaklanan karşı çıkmalara rağmen kullanım
sahası her geçen gün daha da artmış olup bugün artık çok değişik endüstriyel uygulamalarda bile
pnomatik cihazlar tercih edilmektedir.

Pnömatiğin Önemi

Pnömatik sistemlerin elektrikli ve hidrolik sistemlere göre çeşitli avantajlarının olması bu sistemlere
olan talebi arttırmıştır. Pnömatikte temel enerji üretimi ve iletimi hava ile sağlanır. Hava; her yerde
kolayca bulunabilen, iletimi basit, basınçlandırıldığında rahatça depo edilebilen bir akışkandır. Aynı
zamanda sıcaklık değişikliklerine karşı hassas bir davranış göstermez bu da yüksek sıcaklıklarda bu
sistemlerin kullanılmasını kolaylaştırır.
Özel gazlarda böyle bir durum söz konusu değildir. Gazlar depolanır. Kullanıldıktan sonra
tekrar depolanır. Ancak başka bir gaz yada gazlara dönüşmüş olarak dışarı atılır.
Güç kaynağı olarak havanın kullanılması emniyetlidir. Parlama, patlama ya da yanma gibi
riskler söz konusu değildir. Pnömatik sistemlerde başka bir güvenlik unsuru da aşırı yük varlığında
sistemin kendini durdurmasıdır. Aşırı yük unsuru ortadan kalktığında çalışma devam eder.
Tüm teknik kurallara uygun tasarlanmış bir pnömatik sistem, inanılandan çok daha hızlı
harekete geçer. Sistemin hızı eşdeğer hidrolik ve elektrik veya hidroelektrik sistemden yüksektir.
Pnömatik bir devrede havanın akışına yön veren ve kontrol eden değişik yapılarda valfler kullanılır.
Valflerin görevi basitçe, hava akışına isteğe göre izin vermek ve engellemektir. Pnömatikle çalıştırılan
bir valf, sinyal ulaştıktan sonra 2 ile 5 milisaniyede harekete geçer.
Pnömatik sistemlerin tercih edilmesinin bir başka sebebi de basınçlı hava sistemlerinin yüksek
hızlara ulaşmasıdır. Ayrıca pnömatik sistemlerle doğrusal, dairesel ve açısal hareketler mekanik
sistemlere göre kolayca elde edilebilmektedir.
Pnömatik sistemlerin kurulumları kolaydır. Pnömatik elemanlar hidrolik elemanlara göre hafif,
oldukça ucuz, bakımları ise hidrolik sistemlere göre az maliyetli ve zahmetsizdir.

Pnömatiğin Dezavantajları
Hava; sıkıştırılabilirliği yüksek bir akışkan olduğundan pnömatik bir sistem ekonomik bir
şekilde kuvvet oluşturmada hidrolik bir sistem kadar performans gösteremez. Aynı sebepten dolayı
konumlamada hassasiyet azalır, sabit ve düzgün bir hız elde edilmesi zorlaşır.
Havanın sıkıştırılması kompresörler aracılığı ile yapılır. Kompresörden çıkan havanın,
kullanılmadan önce temizlenmesi ve neminin alınması için kurutulması ve filtrelenmesi gerekir, hatta
kullanım yerine göre havanın yağlanmasına ve şartlandırılmasına da ihtiyaç duyulabilir. Bu da
beraberinde enerji sarfiyatını yani maliyet artışını getirir.
Pnömatik sistemler uygun donanımla (örneğin: susturucu) kullanılmazsa oldukça gürültülü
çalışırlar. Gürültü probleminin işçi sağlığını olumsuz olarak etkilediği çalışma ortamlarında özellikle
uygun teçhizat kullanılmadığında pnömatik sistem dezavantajlı hale gelir.
Pnomatik, Hidrolik, Elektrik Sistemlerinin Karşılaştırılması:
Pnömatik Hangi Alanlarda Kullanılır?
Pnömatik sistemler günümüzde her sanayi dalında kendine yer bulmuştur. Aşağıda öne çıkan birkaç
sanayi dalı ve uygulama yer almaktadır.

 Tekstil sanayinde
 Gıda, kimya, ilaç ve maden sanayinde
 Haddeleme, bükme ve çekme gibi şekil verme işlemlerinde
 Otomasyon sistemleri ve elektronik sanayinde
 Robot teknolojilerinde
 Malzeme taşımacılığında
 Takım tezgâhları ve el aletlerinde
 Boya, sprey ve vernik işlemlerinde

Havanın Özellikleri:
Atmosferik hava, çeşitli gazların belirli oranlardaki karışımıdır. Havanın içerisinde yaklaşık olarak %
78 azot, %21 oksijen, % 1 oranında karbondioksit, hidrojen, azotdioksit, karbonmoksit, helyum, argon,
neon, kripton gazları bulunmaktadır. Deniz seviyesindeki referans atmosferik basınç altındaki ( Atm )
havanın bazı fiziksel özelliklere sahiptir

Basınçlı Havanın Temel Özellikleri

Atmosfer Basıncı: Deniz seviyesinde havanın yeryüzüne yapmış olduğu basınçtır. Gerçek değeri
1,033 kg/cm2 dir. Pratikte ve hesaplamalarda 1 ( bir ) kg/cm2 alınır. Kısaca 1 bar olarak kabul edilir.
Vakum: Herhangi bir ortam da hava basıncının atmosferik basınçtan düşük olmasına vakum denir.

Havanın Sıkıştırılabilme Özelliği


Hava moleküllerinin birbirinden uzak olması nedeniyle tüm gazlar gibi kolaylıkla sıkışıp genleşebilir.
Sıvılar gibi içinde bulundukları kabın şeklini alırlar. Üzerlerine uygulanan kuvveti her yöne eşit
basınçta iletirler.
Basınçlı Hava Teorisi
Pnömatik sistemlerle ilgili mühendislik hesapları havanın davranışlarını açıklayan birkaç gaz
kanununa dayanır.
.
Boyle – Mariotte Yasası: Sabit sıcaklıkta, sabit miktardaki gazın hacmi, basıncı ile ters orantılıdır.
Buradan elde edilecek sonuç ise sabit sıcaklıktaki bir gaz kütlesinin basıncı (P) ile hacmi (V) nin
çarpımı sabittir.

Gay – Lussac Yasası: Sabit basınçta, herhangi bir miktardaki ideal gazın sıcaklığı arttıkça hacmi
artar; sıcaklığı azaldıkça hacmi azalır. Burada gazların sıcaklığı mutlak sıcaklık değerine göre alınır.
Mutlak sıcaklık değeri 1 0 K cinsinden alınır.
Gazın cinsi ve basıncı ne olursa olsun gazın sıcaklığı artırılacak olursa, hacmi sıcaklığın artışı oranına
eşit oranda artar.
V1 = İlk hacim
V2 = Son hacim
t1 = Kelvin cinsinden ilk sıcaklık
t2 = Kelvin cinsinden son sıcaklık
T1 = Derece cinsinden ilk sıcaklık
T2 = Derece cinsinden son sıcaklık

Örnek: 4 m3 hacmindeki hava T1 = 50o sıcaklıktan T2 = 80o sıcaklığa kadar ısıtılmaktadır. T2


sıcaklığındaki hacim:

Sabit Hacim Altında Genleşme


Sabit hacim altındaki gazın basıncı değiştirilecek olursa gazın sıcaklığı basıncı ile orantılı olarak
değişir. Sıcaklık artırılırsa aynı oran geçerlidir.
Diğer bir şekilde açıklanacak olursak, gazın cinsi ve hacmi ne olursa olsun, gazın sıcaklığı artırılacak
olursa basıncı, sıcaklığın artışı oranına eşit oranda artar.
P 1 = İlk basınç P 2 = Son basınç t1 = Kelvin cinsinden ilk sıcaklık
t2 = Kelvin cinsinden son sıcaklık T1 = Derece cinsinden ilk sıcaklık T2 = Derece cinsinden son sıcaklık

Örnek: Bir aracın lastiğinin içindeki basınç 11 atmosfer basıncında ölçülüyor. Bu sırada 10 o C lık
sıcaklığa sahiptir. 200 km’lik yol alındıktan sonra lastiğin sıcaklığı 300 C olarak ölçülüyor. Lastiğin
basıncı:

Kütlesi sabit bir gaz; bir kap içinde sıkıştırılacak olursa sıcaklığı sıkıştırma oranına paralel artar. Bu
prensipten yararlanılarak içten yanmalı motorların çalışmaları düzenlenmiştir. Dizel motorlarında
yakıtın yanması sıkıştırılan havanın kazandığı sıcaklıkla gerçekleşir.
Pnomatik Devre Elemanları Yapısı ve Çalışma Özellikleri:
Basınçlı Havanın Hazırlanması
Pnomatik sistemlerde kullanılan basınçlı hava kompresörler tarafından karşılanır. Basınçlı hava
üretimi genellikle merkezi bir basınç kaynağından sağlanır ve sisteme boru ya da hortumlarla iletilir.
Böylece her kullanıcı için ayrı bir basınç kaynağı kullanmaya gerek kalmaz. Yer deği ştiren makine ya
da el aletleri için seyyar kompresörlerden yararlanılır.
Kompresör seçiminde tesisin hava ihtiyacının belirlenmesi (kapasite tayini) seçimi etkileyen önemli
bir etkendir. ihtiyaçtan daha düşük kapasiteli bir kompresör seçimi, üretim verimini düşürdüğü gibi
kompresörün sürekli devreye girip çıkması nedeniyle ömrünü de etkiler. ihtiyacın çok üzerindeki bir
kompresör seçimi ise yatırım ve işletme maliyetini arttırır.

Basınçlı Hava Dağıtımı

Pnömatik ana elemanlarını üç grupta toplamak mümkündür.


1- Basınçlı hava hazırlama elemanları,
2- Hava ya da gaz depolama sistemleri,
3- Kontrol ve kumanda elemanları,
4- Tüketiciler,
5- Boru tesisatı, hortumlar ve bağlantı elemanları
Basınçlı Havanın Hazırlama Elamanları
1- Hava emiş filtreleri,
2- Hava susturucusu,
3- Kompresör,
4- Güç kaynağı,
5- Manometreler,
6- Çıkış soğutucuları,
7- Nem ayırıcılar,
8-Otomatik tahliyeler, olarak sıralamak mümkündür.

Kompresörler:
Pnömatik sisteme ihtiyacı alan tüm kuruluşlarda bulunması zorunlu ana
elemandır. Havanın basınçlı bir şekilde alınıp depolanması için gerekli
basınca ulaştıran makinelerdir. Kısaca tanımlanacak olursa; Pnömatik
sistemler için gerekli olan basınçlı havanın elde edilmesini sağlayan
makinelere kompresörler denir. Kompresör Sembolü

Kompresör Çeşitleri
Kompresörler çok değişik şekillerde sınıflandırılabilir.
1- Güç kaynaklarına göre;
a) Elektrik motorundan güç alan kompresörler.
b) Dört zamanlı benzinli ve dizel motorundan güç alan kompresörler.
c) Bir türbinden güç alan kompresörler,
d) Vakum odacıklarından güç alan kompresörler.

Küçük işletme ve endüstri kuruluşlarında elektrik motorundan güç alan motorlar daha çok
kullanılmaktadır.
Otomobillerde ise direk motordan dişliler, V kayışları yardımı ile güç alan kompresörler daha çok
kullanılmaktadır. Bunun yanında eksoz manifoldu üzerine yerleştirilen türbin tipi ( salyangoz )
düzenekten güç alan, eme manifoldu vakumu ile çalışan, düşük basınçlı pnömatik pistonlar da vardır.

Kullanım amacına göre kompresörler çeşitlilik gösterir. Bunlar;

 Pistonlu kompresör: Bu tip kompresörlerin kullanımları oldukça yaygındır. Kompresörün


krank kollarının hareketi ile emme hareketinde havayı alır basma hareketinde ise emdiği
havayı sıkıştırır. Yüksek basınçlara çıkılabilir. Ancak yüksek basınçlarda kademe sayısı artar.

 Vidalı kompresör: Havanın basınçlandırılması birbirlerinin tersi yönünde dönen iki helis dişli
rotorun arasında havanın sıkıştırılması ile sağlanır. Genelde 7-13 bar arası çalışırlar.
 Diyaframlı kompresör: Tıpkı pistonlu kompresörlerdeki gibi kompresörün krank kolu ile
ileri-geri hareketi gerçekleşir. Kola bağlı bir diyafram da ileri-geri hareketini emme ve
basmaya dönüştürerek basınçlı havayı üretir. Yağsız çalıştıkları için genelde gıda, kimya, ilaç
ve tekstil sektöründe kullanılırlar.
 Kayar kanatlı (paletli) kompresör: Bir rotora yerleştirilen kanatlar (paletler) dönüş
hareketinde merkezkaç kuvvetiyle cidarlara doğru savrulurlar. Kanatlar arasındaki havanın
hacmi eksantriklik nedeniyle azalır böylelikle hava sıkıştırılır. Genelde sessiz çalışan
kompresörlerdir.
 Roots tipi kompresör: Pompa gövdesinde birbiriyle ters dönen iki rotor mevcuttur. Her rotor
basma ağzına açıldığında basma hattından geriye doğru bir direnç oluşur. Havanın
basınçlandırılması bu şekilde gerçekleşir. Düşük basınçlarda çalışan bu kompresörler vakum
pompası olarak kullanılırlar.

 Türbin kompresör: Yüksek devirde dönen bir rotor üzerine kanatlar açılmıştır. Bu kanatlar
havayı emer ve havayı aralarında sıkıştırarak basınçlandırır.

Vi dalı kompresör Pi s tonlu kompresör Ka ya r ka natlı kompresör Tek ka natlı türbin kompresör

Pnömatik sistemlerde basınçlı hava hazırlanırken kompresörle beraber birkaç ekipman daha kullanılır.
Bu ekipmanlar sayesinde sistemin ihtiyacı olan uygun hava sisteme gönderilmiş olur.

Kompresör: Havayı sıkıştırarak basınçlandırır.


Hava tankı: Hava tankı, basınçlandırılırmış havayı depo eder. Böylelikle sisteme sabit debili ve
sürekli hava temini sağlanmış olur. Ayrıca havanın içinde bulunan ve yoğuşan nem de hava tankının
altında bulunan kondensat tahliye ventilleri aracılığı ile atılır.
Bunun dışında tankın basınca karşı güvenliğini sağlayan emniyet valfi, manometre, kontrol deliği,
boşaltma (drenaj) deliği gibi aparatlar da bulunmalıdır.

Basınçlı hava dağıtımı

Havanın Nem Miktarının Ayarlanması ve Hesaplanması:


Havanın içerisinde şartlara bağlı nem ve su buharı vardır. Su buharı ve içinde yoğunlaşarak suya
dönüşür. Sistemdeki su zararlıdır. Korozyona sebep olur. Korozyon hassas pnömatik elemanlara çok
büyük zararlar verecektir.
Bağıl ( Nisbi ) Nem: Herhangi bir zamanda, havanın içinde salınım halinde bulunan su buharı
mikterının, havanın neme tamamen doymuş durumdayken sahip olduğu su buharı miktarına oranıdır.
Yüzde ( % ) ile ifade edilir.
Doyma (Çiğlenme) Noktası: Havanın soğutulması sırasında su buharının yoğunlaştığı sıcaklıktır.
Havanın Nem Miktarının Ayarlanması:
Havadaki nem miktarını bulmak için şekil’deki tablodan yararlanılır. Hava sıcaklığı ve bağıl nem
oranı biliniyorsa, oklar dorultusunda hareket edilerek havadaki su miktarı gr/cm3 olarak bulunur.

Örnek: Hava sıcaklığı 250 C bağıl nem oranı % 80 olarak verilmektedir. Buna göre tablodan havanın
içindeki su miktarı 18 gr/cm3 olarak bulunur.

Kurutucu: İçinde nem bulunan hava, hem sistemdeki devre elemanlarını (silindir, yön denetim valfi
vb.) aşındırır ve ömürlerini azaltarak bakım onarım masraflarını arttırır hem de sistemi koruyan
yağlayıcıların kimyasal yapısını bozar. Bunun için dağıtımı yapılmadan önce hava, kurutuculardan
geçirilir. Kurutucular üç şekilde kurutmayı gerçekleştirir. Fiziksel kurutma, kimyasal kurutma ve
soğutarak kurutma.


 Fiziksel kurutmada (adsorbtion yöntemi), küçük tanelerden oluşan bir kurutma maddesinin
üstünden geçirilen hava, nemini bu tutucu taneciklere bırakır. Bir süre sonra tuttuğu nemle
doygunlaşan kurutucu madde sıcak hava ile rejenere edilerek tekrar kullanılır hale getirilir.
Ancak hava akışı kurutucu maddeyi aşındırdığından bu tür kurutucuların çıkışına küçük
parçaları tutan filtre konulmalıdır.
 Kimyasal kurutma çok sık olarak kullanılmayan bir yöntem olsa da (absorbtion yöntemi)
prensip olarak fiziksel kurutmaya benzer. Nem tutucu madde havanın nemi ile bileşime
girerek sıvı hale gelir. Oluşan sıvı tankın alt kısmında birikir ve düzenli olarak ortamdan
uzaklaştırılmalıdır. Ancak atık madde oluşacağı ve bu maddeyi elden çıkarmanın da ayrı bir
maliyet getireceği göz önüne alınmalıdır. Ayrıca kimyasal maddenin miktarı zamanla
azalacağından takviye edilmesi şarttır.
 Soğutarak kurutmada ise çiğlenme noktasının altına kadar soğutulan havanın içinde
bulunan nem yoğuşur ve su tutan bir kapta biriktirilir. Biriken suyun arada sırada boşaltılması
gereklidir. Hava kurutma yöntemlerinden en çok tercih edileni soğutarak kurutmadır.

Soğutma Yöntemi
Hava içerisindeki su buharının yoğuşma sıcaklığına kadar soğutulması esasına dayanır. Girişteki hava
önce bir ısı değiştirgecinden geçerek bir miktar soğutulur. Daha sonra bir soğutucudan geçirilerek
yaklaşık 1,7-5 °C sıcaklığına kadar soğutulur. Soğutmayla birlikte içerisindeki su buharı yoğuşarak
ayrılır. Soğutulan bu hava girişteki havanın soğutması için de kullanılır. Soğutulmuş havayı
içerisindeki pislik ve yağ taneciklerinden ayırmak için filtre kullanılır. Bu yöntemde basınçlı hava
içerisindeki kompresörden kaynaklanan yağ miktarının % 80-90‟ı tutulur. Ekonomikliği yönünden en
çok kullanılan kurutma yöntemidir.
Bu tür kurutma yöntemlerinde 20 C ile 50 C’lik çiğlenme noktasına ulaşılabilir.

DİKKAT: Su alma işlemi sırasında, hava basıncına dikkat ediniz, Pnömatik sistem çalışırken su alma
işlemi yapılması zorunlu ise emniyet tedbirlerini alınız ( Koruyucu eldiven, gözlük, maske kulanınız) .

Şartlandırıcı (Hava Hazırlayıcı):


Dağıtılan basınçlı havanın kullanılacak devre elemanına girmeden önce istenilen özellikleri kazanması
amacıyla kullanılır. Bir hava şartlandırıcı temel olarak üç parçadan oluşur. Havayı temizleyen bir
filtre, havanın basıncını devre elemanına göre ayarlayan bir basınç regülatörü ve yağlama işlemini
yapacak bir yağlayıcı. Bir hava hazırlayıcı eleman kısaca FRY (Filtre, Regülatör, Yağlayıcı‟nın baş
harfleri) olarak da isimlendirilebilir.
Şartlandırıcı

Hava dağıtımının tasarımı yapılırken öncelikle kompresörün tipi ve amaca uygunluğu belirlenmelidir.
Dikkat edilmesi gereken iki değişken kompresörün debi ve basınç değerleridir. Sonrasında tüm
pnömatik elamanlar düşünülerek yeterli kapasitede hava tankı seçilmelidir. Hava tankında gereken
teçhizatın bulunmasına dikkat edilmelidir. Havanın kurutulması için satın alınacak kurutucu seçilirken
yine kapasite, maliyetler ve işletmenin şartları göz önüne alınmalıdır.

Havanın, devre elemanlarına gönderilmeden önce filtrelenmesi, yağlanması (sürtünmeleri azaltmak,


çok hızlı çalışan sistemler ya da büyük çaplı silindirler kullanılması gibi durumlarda) ve de basıncının
ayarlanması gerektiğinden devre elemanlarının önüne bir hava hazırlayıcı eklenmelidir. Bunların
dışında önemli bir konu ise hava gönderdiğimiz sistemin tasarımı yapılırken kullanacağımız boru ve
bağlantı elemanlarının en verimli kullanılabilecek şekilde seçilmesidir. Dağıtım şebekesinin yanlış
tasarlanması, çok ince ya da uzun borular, hortumlara göre küçük seçilmiş bağlantı elemanları,
bağlantı parçalarının fazla olması basınç kayıplarını beraberinde getirir. Hattın sonunda basınç yeterli
gelmiyorsa bu unsurlar gözden geçirilmeli ayrıca hatlarda kaçak olup olmadığı mutlaka kontrol
edilmelidir.

Pnömatikte Kullanılan Devre Elemanları


Pnömatikte hava sayesinde güç iletimi gerçekleştirilirken gücü kullanan, kontrol eden, sınırlayan
devre elemanları pnömatik sistemleri oluşturur.
Bunlar:
 Filtreler
 Valfler
 Silindirler

Filtreler:
Hava hazırlayıcının ilk elemanıdır. Basınçlı hava içindeki yabancı maddeler ile suyun ayrılması
amacıyla kullanılırlar. Bu yabancı maddeler toz, katı parçalar, su ya da yağ olabilir. Genellikle
sistemin en başında şartlandırıcı kombinasyonunun şekline göre hava regülatörü ve yağlayıcılarla
birlikte kullanılırlar. Zamanla kirleneceklerinden değişimleri ya da temizlikleri yapılmalı ayrıca altta
biriken (kondens) su boşaltılmalıdır.

Emiş filtreleri kuru ve ıslak tip emiş filtreleri olmak üzere iki çeşittir.
Kuru Tip Emiş Filtreleri
Tel yumağı, elek, delikli plastik veya metal gövde içine yerleştirilen pamuklu, keçe, sünger elemanlı
filtrelerdir. Filtrelerin belirli aralıklarla temizlenmesi gerekir.
DİKKAT: Bu tür filtrelerin temizlenmesi sırasında benzin ve tiner kullanmayınız.
Islak Tip Emiş Filtreleri
Metal elemanlı filtrelerdir.Hava, emiş kanalından sıvı içerisine akar. Sıvının içinde üzerindeki bir
kısım kirleri bırakır. Sıvı çıkışında filtre elemanına girerek biraz daha temizlenir. Otomotiv sektöründe
kuru tip ve kağıt elemanlı filtreler kullanılmaktadır. Bunlar kirlendiğinde yenisi ile değiştirilmeleri
daha verimli çalışmalarını sağlayacaktır.

Basınç Regülatörü (Basınç Düşürücü) :


Her pnomatik devre için belirli bir optimal çalışma basıncı vardır. Gereğinden yüksek bir basınç enerji
kaybına ve çabuk aşınmalara, gereğinden düşük bir basınç ise fonksiyonun yerine getirilmemesine
veya en azından verimin düşmesine neden olur. Kompresör deposundaki hava basıncı sürekli
değiştiğinden bu dalgalanmayı sisteme aktarmamak için bir basınç düşürücüye (regülatör) ihtiyaç
duyulur, regülatöre giren havanın basıncı değişse bile çıkan havanın basıncı regülatör üzerindeki
manometreden okunabilen ayarlanan sabit değerde kalacaktır. Regülatörler tahliyeli ve tahliyesiz
olmak üzere ikiye ayrılır.

Yağlayıcı
Pnomatik sistemlerde kullanılacak havanın bir miktar yağlanması şu avantajları sağlar:
Aşınmaların en aza inmesi
Sürtünme nedeniyle oluşan kayıpların en aza indirilmesi
Korozyona karşı koruma

Yağlayıcılar genellikle Venturi ilkesine göre çalışırlar. Dar bir kesitten geçen havanın hızı artarken
basıncında bir düşme meydana gelir. Bu kesitte bulunan ince yağ borusundan emiş yaparak yağın hava
içine damlamasını sağlar. Ancak damlamanın başlayabilmesi için hava debisinin bir minimum değerin
üzerinde olması gerekir. Aksi halde basınç düşümü çok az olacağından yağ emilemez.

Genellikle uygun bir yağlama için yağlayıcı üzerindeki ayar vidasından 1–12 damla/1000 lt olacak
şekilde ayarlanır. Yağlayıcılarda kullanılan yağın 20°C‟deki yapışkanlığı 10–50 cSt. civarında
olmalıdır. Şartlandırıcı ile en uzak kullanıcı arasındaki mesafe 5 m‟yi aşmamalıdır. Daha fazla ki
uzaklıklarda hava içerisine püskürtülen yağın etkisi kaybolur.

Pnomatik Elemanların İç Yapıları Çalışma Prensipleri ve Bağlantıları:

Pnomatik Silindirler:
Pnomatik silindirler basınçlı hava enerjisini doğrusal itme veya çekme hareketine çevirirler. Bir
pnomatik silindir ön ve arka kapak, silindir borusu, piston kolu ve sızdırmazlık elemanlarından
meydana gelir. Konstrüksiyonuna göre temelde ikiye ayrılır:

Tek etkili silindir: Bu tip silindirde basınçlı hava tek yönde etkir. Yani hava giriş ve çıkışı için bir
tek delik mevcuttur. Böylece sadece bir yönde çalışma elde edilir. Piston kolunun geri dönüşü ya bir
yayla ya da bir dış kuvvetle (örneğin yükün kendi ağırlığıyla) sağlanır. Silindire giren hava pistonu
iterek hareket ettirir, hareket bittiğinde de; silindir dikey konumda ise yerçekiminin etkisiyle, yatay
konumda ise yayın etkisiyle geri döner.
Çift etkili silindir: Bu tip silindirde hava basıncına ve piston yüzeyine bağlı olarak elde edilen
kuvvet piston kolunu iki yönde hareket ettirir. Böylece iki yönde iş yapılabilir. Her iki yöndeki kuvvet
basıncın etkidiği yüzeylere bağlı olarak farklı değerdedir. Silindir üzerinde iki adet giriş ve çıkış deliği
bulunur. Çift etkili silindir özellikle piston kolu geri dönüş yönünde de iş yapacağı zaman kullanılır.
Çalışma esnasında piston tarafına hava verildiğinde piston kolu tarafındaki hava tahliye edilir veya
piston kolu tarafına hava verildiğinde piston tarafındaki hava tahliye edilir.

Bazı özel uygulamalar için çift milli, tandem ve döner silindirler de kullanılmaktadır. Çift milli
silindirlerde genelin aksine çift piston kolu bulunmaktadır. Tandem silindirlerde ise aynı gövdede
birbirine bağlı çift etkili silindirler mevcuttur. Döner silindirlerde de dişli bir çark aracılığı ile doğrusal
hareket dairesel harekete çevrilir.
Silindirin itme ve çekme hareketi esnasında hareketli piston silindir uçlarına hızla ve darbeli bir
şekilde yaklaşabilir. Bunun önlenmesi için silindirlerde yastıklama sistemi uygulanır. Yastıklamada
silindir uçlarındaki ayar vidası geliş ve gidişin hızlarını ayarlamayı sağlar; böylelikle silindir darbesiz,
gürültüsüz ve titreşimsiz çalışır.
Kurulacak sistem için silindir belirlenirken; silindirin ne iş için kullanılacağı, piston çapı (basitçe
hidrolikte anlatılan Pascal yasasından bulunabilir), strok, silindirin modeli, silindirin bağlantı tipi ve
burulma hesapları göz önüne alınmalıdır

Yastıklı Tip Silindirler


Ağır kütleler silindir tarafından hareket ettirilecekse bir darbe veya hasar meydana gelmemesi için
strok sonunda bir yastıklama yapılır. Strok sonuna yaklaşmadan önce bir yastıklama keçesi havanın
serbestçe tahliye olduğu deliği kapatır. Bu durumda hava sadece çok küçük ve genellikle ayarlanabilen
bir delikten tahliye olur. Çabuk boşalamayan hava kütlesi piston ile silindir kapağı arasına sıkışır. Geri
dönüşte hava bir cek valften geçerek yoluna devam eder. Yastıklama bir yönde veya iki yönde
yapılabilir.

Çift Milli Silindir


Bu silindirde her iki tarafa da yataklanmış piston kolu mevcuttur. Bunun sayesinde meydana
gelebilecek yanal yükler karşılanmış olur. iki tarafta da yüzeyler aynı olduğu için elde edilen kuvvetler
ve hızlar birbirine eşittir.
Tandem Silindir
Böyle bir silindirde aynı gövde içinde birbirine bağlı iki adet çift etkili silindir mevcuttur. Her iki
silindirin piston kolu taraflarına aynı anda hava verilir. Böylece basınçlı havanın etkime yüzeyi
yaklaşık iki katına çıkmış olur. Böylece piston kolundaki kuvvet de artmış olur. Bu silindirler piston
çapının büyük ve montaja imkan vermediği hallerde kullanılır.

Çok Konumlu Silindirler


Aynı gövde içerisinde arka arkaya monte edilmiş en az iki adet çift etkili silindirden oluşur.
Silindirden bir tanesinin piston kolu sabit bir mafsalla bağlı olduğundan iş, diğer silindirin piston kolu
ile yapılır. Bazı uygulamalarda silindir sayısı daha da arttırılarak 12 konuma kadar çıkılır.

Döner Silindir
Çift etkili silindirin bu çeşidinde piston kolu uç kısmında dişli bir profile sahiptir. Böylece piston kolu
bir dişli çarkı tahrik eder ve her iki yönde doğrusal hareket dairesel harekete çevrilmiş olur.(sağa ve
sola) Dönme hareketinin açısal değeri için genellikle kullanılan açılar 45°, 90°, 180°, 270°, 720°‟dir.
Bu silindirler boruların bükülmesinde, iş parçalarının çevrilmesinde, klima cihazlarının kumandasında
ve valflerin kumandasında kullanılır.

Pnomatik Motorlar
Hava motorları basınçlı hava enerjisini dairesel dönme hareketine çevirirler. En önemli özellikleri
güçlerine göre boyutlarının küçüklüğü ve uygun moment karakteristiğinden dolayı geniş bir hız
aralığında kolaylıkla kontrol edilebilmeleridir.
Bu motorlar ısı, nem, kir ve titreşim gibi ağır çalışma koşullarında çalışabilirler ve zarar görmeksizin
durma noktasına kadar yüklenebilirler. Zehirli gaz yaymazlar ve herhangi bir patlama riski taşımazlar.
Farklı uygulamalara adapte edilebilmeleri nedeniyle hava motorları petrol sondaj platformlarındaki
büyük vinçlerden küçük motorlu hava tornavidalarına kadar geniş bir alanda kullanılırlar.
Radyal Pistonlu Motorlar
Pistonlu motorlarda piston ve krank mili aracılığı ile havanın enerjisi mekanik dönel enerjiye
dönüştürülür. Düzgün çalışması için çok sayıda pistona gerek vardır. Motorların gücü giriş basıncına,
piston sayısına, piston yüzeyi alanına ve piston hızına bağlıdır.

Eksenel Pistonlu Motorlar


Eksenel pistonlu motorların çalışma prensibi de aynıdır. Motorun düzgün çalışması ve dengeli
moment dağılımı için iki piston aynı anda basınç altına alınır. Bu tür hava motorları sağa ya da sola
dönecek şekilde ayarlanabilir devir sayıları yaklaşık 5000 dev/dk‟dır. Vinç, beton kırma ve delme
gibi ağır yükler gerektiren yerlerde kullanılırlar.

Paletli ( Kanatlı ) Hava Motorları


Basit yapıda ve düşük ağırlıkta olmaları tercih edilme sebebidir. Kayar kanatlı çeşidi çokça kullanılır.
Silindir şeklindeki bir hacme döner göbek merkezden kaçık olarak yerleştirilmiştir. Döner göbek
üzerinde bulunan yuvalara kanatlar takılmıştır. Motorun çalışması sırasında kanatlar, merkezkaç
kuvvetin etkisiyle silindirik hacim odasının iç çeperine doğru itilirler. Bu şekilde kanatlarla silindir
yüzeyi arasında sızdırmazlık sağlanır. Bu motorların devir sayısı 3000 ile 9000 dev/dk arasında
değişir. Her iki yönde dönebilirler.

Dişli Hava Motorları


Döndürme hareketi; havanın etki ettiği karşılıklı çalışan iki dişli çark aracılığı ile elde edilir.
Dişlilerden biri hareket çıkış miline bağlanmıştır. Düz dişli, helisel dişli, çift helisel dişli biçiminde
yapılanları vardır. Yüksek güç istenen yerlerde kullanılırlar. Bu özellikleri nedeniyle,
 Madencilikte, taşıyıcı bant sistemleri, delme kırma aletlerinde
 Petrokimya sanayisinde
 Demir çelik endüstrisinde vinç, gezer köprü, karıştırıcılarda
 Büyük dizel motorlarının marş sistemlerinde kullanılır.

Türbin Tipi Motorlar


Eksenel kompresörlerin çalışma prensinin tersi prensiple çalışırlar. Küçük güç istenen yerlerde
kullanılırlar. Devir sayılar çok yüksektir. DiĢçi çarklarında olduğu gibi 500000dev/dak dönebilirler.
Elmas kesme, taşlama ve dişçi frezesi olarak kullanılırlar.
Hava motorlarının genel özellikleri şunlardır:
 Kademesiz devir sayısı, döndürme gücü ayarı yapılabilir.
 Çok geniş aralıkta devir sayısı elde edilebilir.
 Küçük ve hafiftir.
 Aşırı yük emniyetlidir.
 Toza, suya, sıcağa, soğuğa karşı dayanıklıdır.
 Patlamaya karşı emniyetlidir.
 Az bakım ister.
 Dönme yönü kolay değişir.
MANOMETRELER
Sistemdeki ya da sistemin belirli bölümlerindeki havanın basıncını ölçmeye yarayan ölçü aletleridir.
Hava tankları üzerine, sistemde basıncın sürekli gözetim altında bulunması gereken değişik yerlere
konulmuştur. Manometrelerin yenilenmesi ve ilk seçimleri sırasında ölçüm alanına, çalışma ortamına,
hassasiyetlerine, bağlantı kolaylığına dikkat edilmelidir.

SUSTURUCULAR
Pnömatik sistemde kullanılan basınçlı havanın sistem egzozundan ( hava çıkış ünitesi) çıkışı sırasında,
sakin dış ortam havasına hızla çarpması sonucunda bir gürültü (ses) oluşur. Bu amaçla kullanılan
susturucular, dışarı çıkacak havayı dağıtmak, saptırma ve frenleme usulleriyle oluşacak gürültüyü
dayanılabilir bir seviyeye düşürürler. Susturucu içine giren basınçlı hava, bu geniş alana yayılır ve hızı
düşürülür, sonra susturucu iç kısmım örten sinterlenmiş yüzeye çarpar ve hava çıkışı hazırlanmış eşit
çaplı deliklerden dışarı çıkar.

Susturucuların pnömatik silindirlere zararları vardır. Bu nedenle susturucuların kısıcılı tipleri


kullanılmaktadır. Silindire zarar verme etkisi kısıcılı tip kullanılarak azaltılır. Bir başka gürültü
azaltma yöntemi, birkaç valfin atık havasını yüksek kapasiteli bir susturucu aracılığı ile dışarı
atmaktır.

Basınç Anahtarı
Kompresörün elektrik devresini açıp kapamaya yarayan basınçlı hava kontrollu elektro anahtardır.
Basınçlı hava, çelik diyafram üzerine etki eder. Diyafram anahtar pistonunu etkiler Pistonun diğer
ucunda yay vardır. Yay basıncı gerektiğinde ayarlanabilir. Ayrıca pistonun yay tarafındaki ucuna
yakın iletken elektrikli eleman vardır. Anahtara etki eden basınç düşükken, anahtar yay basıncı pistonu
iter. Pistonun ucundaki iletken eleman elektrik devresinden uzaklaşır. Elektrik devresi kapanır.
Kompresör çalışmaya başlar. Basınç istenilen değere yükselince yay basıncını yener. Piston ucundaki
iletken eleman, elektrik devresini açar. Kompresörün çalışması durur. Bu Basınç anahtarı 2 atmosfer
basınç toleransı ile çalışır.

VALFLER
Basınçlı havanın boşaltılmasını ya da durdurulması işlemini gerçekleştiren, akışının yönünü, miktarını
ya da basıncını kontrol eden devre elemanlarıdır. Devre şemalarında sembollerle gösterilirler.
Semboller valfin kumanda yöntemini, yol ve konum sayısını gösteren biçimlerle oluşturulmuşlardır.

Gördükleri işe göre valfler üç grupta toplanır:


 Yön kontrol valfleri
 Akış kontrol valfleri
 Basınç kontrol valfleri

Yön Kontrol Valfleri: Havanın akışına istenilen doğrultuda yön vererek pnömatik
kullanıcıların (silindir) istenilen yönde hareket etmesini sağlayan devre elemanlarıdır. Kumanda
yöntemi, yol sayısı ve konum sayısıyla değerlendirilirler.
Konum sayılarını karelerin sayısı belirlerken yol sayısını ise karelerin üzerindeki giriş ve çıkışların
(dışarıdan yapılan bağlantıların) sayısı belirler. Karelerin içindeki oklar ise hava akışının ne yönde
gideceğini yani hava bağlantısının nerden nereye olduğunu belirtir. Valf tarif edilirken önce yol sayısı
sonra konum söylenir. Örneğin; 2 konumlu 5 yollu bir valf “5/2” olarak adlandırılır ve “5’e 2”
şeklinde okunur.
Karelerin sağ ve solundaki semboller ise valfin kumanda şeklini gösterir. Ayrıca valflerde giriş
çıkışların ne olduğunu belirlemek için çeşitli rakamlar ve harfler kullanılır. Bu harf ya da rakamlar
ISO 5599’de düzenlenmiştir. Bu rakam ve harflerden 1: Besleme havası hattını, 2 ve 4: Çalışma
hatlarını, 3 ve 5: Egzoz hatlarını, 12 ve 14 ise Uyarı (sinyal) hattını gösterir. Rakamların yazıldığı
kutucuklar valfin başlangıç pozisyonunu gösterir.
Yukarıdaki şekilde gösterilen valflerden ilki 3/2 elle kumandalı ve yay geri dönüşlü bir valftir. İkincisi
ise 5 yollu 2 konumlu bir valftir. Rakamların gösterildiği kutucuk başlangıç pozisyonunu
göstermektedir. Yan kutucuğa geçebilmek için bu valfin elektrikle uyarılması gerekmektedir, eski
haline dönebilmesi için de pnömatik kontrol seçilmiştir.
Yön denetim valfleri çalışma tasarımına göre de çeşitlendirilirler. Örneğin; hava yolunu sınırlandıran
parça bir bilye ya da disk ise oturmalı tip valf adını alırken; havanın bağlantılarını bir sürgünün
hareketi sağlıyorsa bu valflere sürgülü tip valf denir.
Çeşitleri
A)Basınçlı Havanın Geçişine Göre
1.Normalde Açık Valf:
Havanın geçişine direk olarak izin veren valflerdir. Kompresörden gelen hava valfe girip çıkış
deliğinden çıkıp sisteme giden valflere normalde açık valfler denir

2.Normalde Kapalı Valf


Kompresörden gelen basınçlı hava valfe girip çıkış deliğinden çıkmıyorsa bu valflere normalde kapalı
valfler denir. Basınçlı havanın çıkması için bir butona basılması gerekir.

B)Yapılışlarına Göre Yön Kontrol Valfleri


Yön kontrol valfleri basınçlı havaya yön verir alıcılara dağıtır.
Konum:Basınçlı hava yön kontrol valfına girer. Çıkış bir alıcıya bağlıdır. Bu birinci konumdur. Aynı
basınçlı hava ile aynı alıcı ters yönde çalıştırmak için valfin yönü değiştirilir. Buda ikinci konumdur.
Valfe giren havanın yönünün değiştirilmesi işlemine konumlama denir. Yön kontrol valflerinde iki
konum çokça kullanılır. Şu ana kadar en fazla üç konumlama yapılmaktadır. Kısaca iki ve üç konumlu
valfler vardır. Valf sembolünde konum sayısı kare olarak gösterilir.
Yol: Herhangi bir konum durumunda havanın gittiği ve gidebileceği yol sayısıdır. Bir
valfde bulunan bağlantı deliği sayısı, yol sayısına eşittir.

1.Sürgülü Yön Kontrol Valfleri


2/2 Yönlendirme ( Yön Kontrol ) Valfi
2/2 yönlendirme valfi iki konuma ( açık, kapalı ) iki yola sahiptir. Bu valfin kapalı konumunda dışarı
hava atımı yoktur. En sık görülen yapım şekli bilye kapamalı olanıdır.
3/2-Yönlendirme Valfi
Yönlendirme valfi ile bir işaret uygulanabilir veya işaret ortadan kaldırılabilir.Bir başka deyişle
basınçlı havanın yolu ya açılır ya da kapatılır. 3/2yönlendirme valfi 3 bağlantı ve 2 anahtarlama
konumuna sahiptir. Üçüncü bağlantı aracılığıyla sisteme gönderilen basınçlı hava dışarı atılır. Bir yay
aracılığıyla bilya valf kapama yüzeyine doğru itilir ve birinci bağlantısında bulunan basınçlı havanın
yolu işlemci tarafına geçemeyecek şekilde kapatılır. Bu konumunda işlemci hattı çıkış bağlantısı
üzerinden atmosfere açılmış durumdadır.

2.Bilyalı 3/2 Yönlendirme Valfının Çalışması


Bir yay aracılığıyla bilya valf kapama yüzeyine oturur ve basınçlı havanın iş elemanına gitmesini
engeller. Giriş havası yolu kapatılmıştır. Valfin kumanda edilip ( 2. konumlaması yapılınca ) yay
basıncı yenilince hava çıkış kanalı kapatılır. Basınçlı hava iş elemanına gider. Kumanda (konumlama)
bırakılınca kullanılan hava valf üzerinden atmosfere açılmış olur. Diskli de havanın giriş ve çıkışı bir
disk yardımıyla gerçekleştirilir.

3/2-Yönlendirme Valfının Çeşitleri:


1- Normalde açık, kumandalı,
2- Normalde açık, kumandasız
3- Normalde kapalı, kumandalı,
4- Normalde kapalı, kumandasız,
5- Geri getirme yaylı kumandalı şeklindeki çeşitlerinin yanında kumanda şekillerine göre de el
sürgülü, pnömatik kumandalı, ön kumandalı, makaralı ön kumandalı, eletromanyetik kontrollü
çeşitleri de vardır.

3/2-Yönlendirme Valfi Normalde Kapalı, Kumandasız


Bu tür kumandalı valf normal konumda kapalıdır.

3/2-Yönlendirme Valfi Normalde Açık, Kumandalı


Valf açık konumdayken çıkış havası kapatılır.

4/2 Yönlendirme Valfleri


İki adet 2/2 valfinin yapabileceği işleri yapabilecek tek valftır. Çift etkili silindirlerin kumandasında
kullanılırlar.

4 / 3 Yönlendirme Valfleri
Dört yol, üç konumludur.Döner diskli valf en iyi örneğidir. Sadece elle ve ayakla kumanda
edilebilirler. Kumanda edilen pistonun kolu istenen herhangi bir açıda sabit tutulabilir. Havanın
sıkıştırılabilir olması nedeniyle hassas konumda durdurulamaz.
5/2 Yönlendirme Valfi
Beş yollu iki konumludur. Genellikle sürgülü valfler beş yollu iki konumludur. Elle, mekanik,
elektrikle, pnömatik olarak kumanda edilebilirler.

5/3 Yönlendirme Valfi


5 yollu 3 konumlu valflerdir. Genellikle hidrolik sistemlerde kullanılmaktadır.

3.Özel Yön Kontrol Valfleri


Gelişen endüstride, kendi kendini kontrol edebilen pnömatik sistem devrelerinde
kullanılan yön valfleridir. Programlanabilir sistemlerde kullanılmaktadırlar.
Çeşitleri:
1- VE valfi,
2- VEYA valfi,
3- Çabuk Boşaltma valfi,
4- Yavaşlatma valfi,
5- Akülü valf,
6- Fıskiyeli Valf.

VE Valfi
Pnömatik mantık devrelerde iki basınçlı hava girişinden tek çıkış veren valflere denir. Bu valfler de bir
yoldan hava girdiği zaman çıkıştan hava elde edilemez. Hava çıkışı her iki yoldan basınçlı hava
gelince gerçekleşir. Eşit basınçta gelirse son gelen basınçlı havasının geçmesine izin verir. Basınçlar
farklı olursa düşük basıncın geçmesine izin verilir.

Programlanabilir kontrol sistemlerine bağlı olarak çalışan, pnömatik mantık devrelerinde çok yaygın
olarak kullanılmaktadırlar. Bu tür devrelerde üretim el değmeden yapılır. Pnömatik robotlarda çokça
kullanılan valf çeşididir. Bu devrelerde basınçlı hava kontrollü olduğu gibi düşük voltajlı elektrik
enerjisi ile de yapılabilir.

VEYA Valfı
Bu valf de mantık sistemine göre çalışır. İki girişten birine hava verilirse gelen havayı çıkışa verir. Bir
silindir yada kumanda valfının birden fazla noktadan kumanda edileceği zaman kullanılır.
Vakum
Kapalı bir kaptan hava taneciklerinin boşaltılması çevredeki atmosfer ile kap arasında bir basınç farkı
oluşturur. Kapalı kaptaki basınç düşüşü vakum olarak adlandırılır. Yani atmosfer basıncından düşük
basınçlara vakum denir. Genellikle milibar birimi ile ifade edilir. Endüstriyel uygulamalarda oldukça
sık kullanılan vakum teknolojisinde düşük, orta ve yüksek vakumlar kullanılır. Yüksek vakum
oluşturmak oldukça masraflı olduğundan kaldırma ve taşıma uygulamalarında genellikle yüksek
kaldırma kuvveti yaratabilmek için düşük vakum genişletilmiş yüzey alanları ile uygulanır.

Vakum oluşturulurken; kaptan tüm hava moleküllerinin boşaltılması imkansız olduğundan mükemmel
vakum elde edilemez. Ancak ne kadar hava boşaltılırsa o kadar kuvvetli bir vakum oluşturulur. Vakum
oluşturan iki çeşit araç vardır. Bunlardan birincisi vakum pompasıdır. Çalışma prensipleri
kompresörlere benzer ancak kompresör atmosferdeki havayı alıp kaba doğru basınçlandırırken; vakum
pompaları kaptaki havayı alıp atmosfere boşaltır. Roots tipi, diyaframlı, kuru tip, yağlı tip gibi çeşitleri
bulunur.

Diğer bir vakum oluşturma aracı ise vakum jeneratörüdür. Kompresörden çıkan basınçlı hava, vakum
jeneratörünün daralan kesitinden geçerken vakum oluşmasını sağlar.Alış maliyeti düşük, oldukça da
temiz çalışan ve enerji harcamayan elemanlardır. Ancak basınçlı havayı dışarı attığından sisteme enerji
maliyeti açısından külfet getireceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Vakum; kurutma, şişeleme, tüp doldurma, filtreleme, hava alma, buhar ve gaz çekilmesi işlemleri,
vakumla şekil verme, gıda ambalajlama, kaldırma, taşıma, tutma ve bağlama gibi birçok alanında
kullanılmaktadır.

Basınç Kontrol Valfleri


Basınç kontrol valfleri pnomatik sistemlerde nadiren kullanılır. Basınç ayarlayıcı adı verilen elemanı,
Şartlandırıcı konusunda anlatmıştık. Burada sadece emniyet valfinden bahsedeceğiz. Emniyet valfi
basınç ayarlanan değere geldiğinde havanın atmosfere atılmasını sağlar. Hava kazanları üzerinde
kullanılır.

Çek valf
Akışın tek yönde geçmesine izin veren devre elemanıdır. Valfin içinde bir yay direnç oluşturmak üzere
yerleştirilmiştir. Sol taraftan verilen havanın basıncı yayın direncini yendiğinde yayın ittiği disk ya da
kapakçık açılarak havaya yol verir ve geçiş sağlanmış olur. Ancak sağ taraftan hava verildiğinde hem
havanın basıncı hem de yayın kuvveti diski ya da kapakçığı kesite doğru ittirerek yolu kapatır.
Böylelikle tek yönlü geçiş sağlanır.
Akış Kontrol Valfleri:
Hız Ayar Valfi :
Bünyesinde bir çek valf bulunduğu için tek yönde geçiş kesitini daraltarak, çalışma elemanının hızını
denetleyen elemandır. Cek valfin geçişe müsaade etmediği yönde akışkan bir ayar vidası ile
ayarlanabilen kısma kesitinden geçmeye zorlanır. Ters yönde akış halinde cek valf açılır ve herhangi
bir kısma olmadan akışkan yoluna devam eder.

Çabuk Egzoz Valfi


Silindirlerde hız arttırmak amacıyla kullanılır. Bazı uygulamalarda silindirin geri dönüşünde bir iş
yapılmaz ve bu ölü zamanın kısaltılması istenir. Çabuk egzoz valfi silindire çok yakına bir yere monte
edilir. Böylelikle silindirdeki hava yön denetim valfi üzerinden değil de çabuk egzoz valfi üzerinden
tahliye olur. Valfin P, A, R gibi üç tane bağlantı deliği mevcuttur. A hattı silindire bağlanır. R hattı
atmosfere açıktır. P hattından basınçlı hava verildiğinde iç kısımdaki hareketli sızdırmazlık elemanı R
deliğini kapatır, silindire hava dolar. Geri dönüşte A hattında basınçlı hava vardır. Hareketli
sızdırmazlık elemanı bu defa P hattını kapatarak silindir içindeki havanın çabucak R deliğinden tahliye
olmasını sağlar.
İmpuls Ejektör (Ani Hava Üfleyicisi)
Basınçlı hava uzun zamandan beri endüstride üfleme ve bant dışına itme problemlerinde
kullanılmaktadır. Bunun için büyük bir hava sarfiyatı söz konusudur. Bu yüzden bu tür problemlerin
çözümünde Impuls Ejektör kullanılmaya başlanmıştır. Böylelikle hava sarfiyatı da minimuma indirilmiş
olur. Impuls Ejektör‟ün bir hava deposu bir de çabuk egzoz valfi vardır. Valfin doldurulmasında
normalde açık 3/2 valf kullanılır. Devrede basınçlı hava varsa bu valf sayesinde Impuls Ejektör‟ün
deposu dolacaktır. 3/2 valfin konum değiştirmesi ile birlikte doldurma basıncının değerine bağlı
olarak depodaki hava hızla R hattından boşalacaktır.
BORULAR
Boru Donanımı İhtiyaçları
Bîr pnömatik sistemin diğer bir önemli kısmı da hava dağıtım sistemidir. Bu sistem boruların,
hortumların, valflerin tümü ile birlikte tüm diğer sistem aksamını birleştirmek için ihtiyaç olunan
bağlantı parçalarının tümünü içine alır. Hava emiş filtresinden kompresöre, soğutucular ve
ayırıcılardan hava ile çalışan cihaza kadar olan sistemin tümü, boru donanımı kullanılmasını gerektirir.
Pnömatik sistem kurulurken kompresör, tank, filtreler, ayırıcı ve yağlayıcı gibi sistemin tüm
elemanları ihtiyaçlarının tamamı ve gelecekte eklenebilecek yeni eklentilerin tamamı düşünülmelidir.
Cihazlar içinde gerekli tolerans bırakılmalıdır.
Pnömatik boru tesisatları genel olarak, boru, hortum, rekor ve diğer bağlantı parçalarından
oluşan birleşik ünitelerdir. Boru, hortum ve birleştirme elemanlarının kalite ve dayanım özellikleri en
üst seviyede olmalıdır.
Boruların Birleştirilmesi
Bir pnömatik sistemde üç ayrı boru bağlama yöntemi uygulanabilir. Bunlar vidalı, kaynaklı ve
flanşlı bağlamadır. Basınçlı hava hatlarında kullanılan bağlantı elemanları, sisteme monte, edilmeden
önce basınçlı hava verilerek test edilmelidir.
Kaynaklı Birleştirme
Kaynaklı bağlantı elemanlarına sahip hava hatlarında, vida dişi çekilmiş hava hatlarına göre
daha az kaçak meydana gelir. Kaynaklı birleştirme yapılan boru hatlarında basınç düşmesi daha azdır.
Kaynaklı boru montajı daha zor ve yeni hat ilave etmek güçtür. Bu nedenlerle küçük çaplı sistemlerde
kullanılmazlar. Büyük çaplılarda kullanılırken çıkış yerlerine vida dişi açılır.
Flanşlı Birleştirme
Flanşlı bağlantı parçaları, orta ve büyük çaplı boru tesisatı ve cihazı için kullanılır. Büyük
çaplı kompresörlerin, son soğutucuların, ayırıcıların, hava tanklarının çoğu flanşlı bağlantı şeklinde
birleştirilmiştir. Pnömatik sistemlerde sadece çelik flanşlar kullanılmalıdır.
Vidalı Birleştirme
Hava kaçaklarının fazla olduğu birleştirme biçimidir. Boruların uçlarına vida dişi açılır.
Borunun içine yada dışına açılan bu vida dişleri, yardımcı metal tüp tipi bağlantı elemanları
(manşonlar, rekorlar ) kullanılarak birbiri ile birleştirilirler.
Metal Olmayan Tüp Tipi Birleştirme Elemanları ve Hortumlar:
Plastik boru tesisatında polietilen, polipropilen veya polivinil klorür malzemeden yapılan
plastik boru tesisatının kullanımı 7 atmosferin altındaki basınçlarla ve 90 °C’den düşük sıcaklıklarda
kullanılır.Bununla beraber, plastik boru sisteminin bazı tipleri, 90 °C sıcaklıkta 10 bar basınca kadar
kullanılabilir. Kimyasal etkilere karşı direnç göstermesi ve paslanmaya uğramaması ve benzeri
üstünlükleri vardır.
Plastik Tüp-Tipi Boru Bağlantı Elemanları
Sıkıştırmalı pirinç rekor, sıkıştırmalı rekor, "0" halkalı rekor ve tırtıklı "T" tiplerini içine alır.
Sıkıştırmalı rekorlar, plastik boruya destek görevi yaparak boru somuna sıkıldığında borunun çöküntü
yapmamasını sağlar. Tırtıklı "T" parçalar ise hat basıncına bağlı olarak kelepçeli veya kelepçesiz
olarak kullanılabilir.
Hortumlar
Çoğu tesiste, taşınabilir tip havalı cihaz ve aletlerin hat içine monte edilmiş hava besleme
istasyonlarına bağlanabilmesi için hava hortumları kullanılır. Bu hortumlar 1.5 ile 15 m arasındaki bir
uzunlukta olabilir. Hortumlar, hareketli ve sabit cihaz parçaları arasında esnek bağlantılar yapmak için
de kullanılır.

Hortum Bağlantı Elemanları


Çok sayıda sabit geçmeli ve sökülüp takılabilir tip hortum bağlantı elemanları vardır. Bir hortum
bağlantı elemanı esas itibariyle iki parçadan oluşur. Bu parçalardan biri hortumu sıkıca kavrar, diğeri
ise hortumu bütün olarak bağlantı elemanına bağlar.
Boru İç Çaplarının Belirlenmesi
Planlaması yapılmış pnömatik sistemde, hava hattının taşıma hattının çapı, iletilen havanın
hacmi, sistem çalışma basıncı, havanın ulaştırılacağı en son noktaya olan uzunluk ve hat içinde
bulunan dirsek ve bağlantı elemanlarının sayısı gibi çeşitli etkenlere bağlıdır. Tesisin büyüklüğü ve
kompresörün (veya kompresörlerin) yeri (veya yerleri), havanın ne kadar uzağa iletilmesi gerektiğini
belirler. Bazı kuruluşlarda ilgili birimlere ayrı ayrı besleme yapan kısmi sistemler, bazılarında merkezi
veya çevrimli sistemler kullanılır. Bazı durumlarda basınç düşmelerini azaltmanın yanında boru
çaplarını düşürmek için kompresörden uzak yerlere yardımcı hava tankları yerleştirilir. Boru iç
çaplarının belirlenmesinde grafikler kullanılır.
Hava sıkıştırılabilir akışkan olduğu için sistem hatlarının ölçülendirilmesi, hidrolik sistem kadar
önemli olmayabilir. Gene de belirli sınırlar içinde yeterli dikkat gösterilmelidir.
Borularda Basınç Düşmesi
En az basınç düşmesini sağlayacak boru çapını seçerken diğer bazı etkenlerin de dikkate
alınması gerekir. Sistemde hava kullanımı olmadığı zamanlar tüm manometreler aynı değeri
gösterecektir. Sistem çalışmaya başladığında aynı hat üzerindeki iki manometrenin gösterdiği değerler
arasında farklılıklar olacaktır. Önemli olan bu farkı en aza indirmektir. Metal borularda basınç düşmesi
fazla olmayacaktır. Bağlantı hataları nedeniyle sadece ek metal boru tesisatlarında ek yerlerinde
düşmeler görülecektir. Ama zamanla boruların içinin kirlenmesi hava akış hızını azaltarak basınç
düşmesine sebep olabilir. Bu durum sistemin çalışmasını fazla etkilemez. Plastik borularda borunun
esnemesi nedeniyle basınç düşecektir. Bundan sistemin etkilenmesini engellemek için boru boyları
kısa, çapları ise boyları oranında büyük olmalıdır.

PNÖMATİK DEVRE ÇİZİMİ


Eğer hareket diyagramları ve yardımcı koşullar açık olarak tanımlanmışsa devre diyagramının
çizilmesine başlanabilir. Tasarım devre diyagramında, sinyal çakışmasını önlemek için kullanılan
yönteme bağlı olarak yürütülür. Basit bir kontrol sistemi istendiğinde sinyal çakışmasını mafsal
makaralı valfle önlemenin dezavantajına katlanılabilir. Tüm diğer hallerde sinyal çakışması geri
dönüşlü valfler ile çözülmelidir. Devre diyagramının hazırlanmasında kullanılan bu metodik yaklaşım
Kaskad yöntemi olarak da adlandırılır.
Problemlerin ifadelerini kısaca göstermek amacıyla aşağıdaki yöntem kullanılır

Silindirler birer harf ile gösterilir.
Silindirin piston kolunun ileri çıkması <+> , piston kolunun içeri girmesi < - > ile ifade edilir.
Birbirini takip eden farklı çalışma adımları art arda, aynı anda gerçekleşen iki hareket alt alta
yazılarak gösterilir. ( A+, B+, A-, B-)
Pnömatik Devrenin Çiziminde Dikkat Edilecek Hususlar:
1- Sinyal akışı aşağıdan yukarı olmalıdır,
2- Enerji de aşağıdan yukarıya temin edilir,
3- Elemanların fiziksel düzeni göz ardı edilir,
4- Silindir ve valfler yatay çizilir,
5- Sinyal elemanlarının gerçek yeri düşey bir çizgi ile gösterilir,
6- Tüm denetim devresi gruplara bölünür,
7- Elemanlar başlangıç konumlarında gösterilir,
8- Hatlar birbirini kesmeyecek şekilde düzenlenir.
9- Çizime başlamadan bazı özellikler iyi incelenmelidir.

Çizime Başlamadan Yapılması Gereken İncelemeler:


1) Basınç kriterleri esas alınarak gruplara ayrılmalıdır.
2) Birden fazla değişken varsa; veri toplama ve veri işleme işlevlerinin yerine kumanda devresi
elemanları ile birlikte incelenmelidir.
3) Birden fazla değişken varsa; çalışma elemanlarının ve bu elemanlara yön veren ana yön denetim
valflerinin, bulunduğu güç devresi ayrı olarak incelenmelidir.
4) Denetim, karmaşık ve birkaç çalışma elemanını içeriyorsa, her bir çalışma elemanı bir grup
oluşturacak şekilde bölümlere ayrılmalıdır. Bu bölümler hareket sırasına göre art arda çizilmelidir.
5) Çizim kolaylığı sağlamak için kurallara uygun adlandırma yapılmalıdır.

Elemanların Adlandırılması
1- Numara kullanarak adlandırma,
2- Alfabetik harfler kullanarak adlandırma,
3- Numara ve alfabetik harfleri birlikte kullanarak adlandırma.

Numara Kullanarak Adlandırma


1) Seri Numaralama Yöntemi: Denetimin karmaşık olduğu durumlarda yapılmalıdır.
Örnek: 2.5 : 2. grubun 5. Elemanı

2) Grup Sayılarından Oluşan Sıralama


Grup 0 : Devreye enerji temin eden bütün elemanlar.
Grup1.2.3 : Her bir bağımsız denetim zincirinin tanımı. Her bir silindir yada valf normal olarak bir
grup sayısı alır.

3) Gruptaki Seri Numaralardan Oluşan Sıralama


0 : Çalışma elemanları,
1 : Denetim elemanları,

2.4,.6, … :İlgili çalışma elemanlarının ileri hareketinde etkisi olan tüm elemanlar çift sayı alır.

.3,.5,.7, … : İlgili çalışma elemanlarının dönüş hareketinde etkisi olan tüm elemanlar tek sayı alır.

.01,.02,.03, … : Güç devresindeki yön denetim valfi ile çalışma valfi arasındaki elemanlar. Kısma
valfi hesaplar gibi.

Alfabetik Harfler Kullanarak Adlandırma:


Alfabetik harfler kullanarak bir dereceye kadar listelemede daha kolay ve çabuk
yapılabilir.Çalışma elemanları büyük harflerle adlandırılır. Sinyal elemanları, sınır anahtarları, küçük
harflerle gösterilir. Daha önceki adlandırmadan farklı olarak sınır anahtarları ve sinyal elemanları
etkilendikleri gruba değil, onlara konum değiştiren silindirlere atanır.
A,.B,.C,. çalışma elemanları,
a0 , b0 , c0 , A,B,C, silindirlerinin geri konumlarında çalışan sınır anahtarları,
a1, b1, c1, A, B, C, silindirlerinin, millerinin ileri konumunda çalışan sınır anahtarları

Numara ve Alfabetik Harfler Kullanarak Adlandırma


Rakamlar ve alfabetik harfler birlikte kullanılarak adlandırma yapılabilir. Bağlantı elemanları ve
borular benzer şekilde adlandırılır. 4.6p : 4 grubun 6. elemanının P ( basınç ) hattı

Boru Hatları, Genel Özellikleri


Boru hatları birbirini kesmeyen doğru çizgiler olarak çizilir. Denetimin karmaşık olmadığı yerlerde,
kumanda devresinin hatları kesikli, güç devresinin hatları dolu çizgi ile çizilir.
Elemanların Devre Diyagramları Üzerinde Gösterilmesi
Devre diyagramı üzerinde bütün elemanlar, denetimin başlama konumunda gösterilir. Bu kural geçerli
değilse uygun bir açıklama ile belirtilmelidir. Eğer valf normal konumda değilse bir ok ile, sınır
anahtarı konumunda kam çizerek belirtilmelidir.

Kontrol Teknikleri ve Çeşitlerinin İncelenmesi:


Konuma Bağlı Kontrol

Tek Etkili Bir Silindirin Denetimi : Bu denetim işlevi için 3 yollu bir valf silindirin geri
dönüşünde piston tarafındaki havayı tahliye etmek için kullanılır.

Çift Etkili Bir Silindirin Denetimi : Burada 4 yollu veya 5 yollu bir valf kullanılabilir. 5 yollu valf
kullanıldığında ileri ve geri hareketteki egzost havalarını ayrı ayrı tahliye etmek mümkündür (Hız
ayarı).
Tek Etkili Silindirin indirekt (Dolaylı) Denetimi : ġekildeki devre özellikle büyük çaplı ve uzun
stroklu silindirlerin kontrolü için avantaj sağlar.

1.1 valfi indirekt olarak 1.2 valfi tarafından kumanda edildiği için 1.1 valfi silindirin kapasitesinde
seçilir, sinyal elemanı 1.2 ise küçük boyutlu seçilebilir. Yön valfi ile sinyal elemanı arasındaki bağlantı
küçük çaplı bir boru ile yapılır. Sonuçta sinyal elemanının fiziksel boyutunun küçük olması ve
anahtarlama zamanının azalması avantajı elde edilir.

Çift Etkili Bir Silindirin indirekt (Dolaylı) Kontrolü :


Bu devrede doğrudan denetim olasılığı yoktur. Aslında 1.2 ve 1.3 valfleri silindire bağlandığında
pistonun ileri ve geri hareketini sağlayabilirler. Fakat, strok sonlarında hava tahliye edildiği için piston
sabit kalmayabilir. Bu nedenle bir silindirin doğrudan ve dolaylı denetimi birbirinden ayırt edilmelidir.

Doğrudan denetim eğer silindirin hacmi çok büyük değil ve işlem tek sinyal elemanı ile
denetlenebilirse kullanılır. Dolaylı denetim impuls kontrolü olarak da bilinir. Kullanılan denetim
elemanı, uyarı hatlarına basınç uygulandığında konumunu değiştirir. Valfin konumunu değiştirmek
için bir impuls yeterlidir. Sürtünme kuvvetinin yardımıyla valf bu yeni konumunu korur. Bu tip bir valf
impuls valf olarak da bilinir. (Bellek karakteristiği olan valf)







Makaralı Valf Kullanarak Çift Etkili Bir Silindirin Sürekli Gidiş Gelişi : Geri konumda 1.4‟e
basıldığında ileri hareket için bir sinyal sağlanır. Hareketin durdurulması için 1.4‟ün havasının
kesilmesi gerekir.

ÖZET
Yön denetim valflerinin uygulama ve kullanış alanları;
iki yol işlevi: Sadece açma kapama problemleri için
Üç yol işlevi: Tek etkili silindirlerin denetimi, basınç uygulayarak konumu değiştirilen valflerin
denetimi, ayrıca genel bir işlemi başlatmak için bir sinyal verilip sonra bunun aynı valften tahliye
edilmesi gereken herhangi bir yerde kullanılabilir.
Dört yol işlevi: Çift etkili silindirlerin denetiminde ve sinyal bağlantı valfi olarak kullanılabilir.
Beş yol işlevi: 4 yol işlevinde olduğu gibidir. Fakat 2 tahliye hattı mevcuttur. (her bir çalışma hattı için
bir tahliye) Bu tahliye hatları bağımsız olarak da kullanılabilir. (hız ayarı)
Doğrudan denetim: Denetim için tek sinyalin yeterli olduğu ve büyük hacimli silindirlerin denetimi
söz konusu olduğunda kullanılır.
Dolaylı Denetim: Birçok sinyalin olduğu ve denetim elemanları ile sinyal elemanlarının
birleştirilemediği yerlerde kullanılır.
İmpuls Denetim: Pnomatikte impuls valf olarak kullanılan elemanlar düşük maliyeti ve değeri yüksek
denetim elemanları olarak kabul edilir.
Muhafaza Eden Kontrol: Sistemde belirli görevler yüklendiğinde (emniyet, belirli normal konumlar
vs.) kullanılır. impuls denetim ile karşılaştırıldığında pahalıdır.

Hıza Bağlı Kontrol:



Hız Azaltma : Kısma valfleri kullanılarak gerçekleştirilir. Hareketin bir yönünde hız ayarı istenirse
kısma valfine paralel olarak bir cek valf bağlanır. Eleman tipine bağlı olarak incelenebilecek 3 olasılık
vardır:

Sabit Ayarlanamaz Kısma :

Sabit kısma valfleri


Strok Boyunca Sabit Ayarlanabilir Kısma :

Ayarlanabilir kısma valfleri



Strok Boyunca Sürekli Ayarlanabilir Kısma :

Makaralı kısma valfleri


Kısma valflerinin yerleştirilmesine bağlı olarak iki hız ayar yöntemi vardır.
 Giriş havasının kısılması
 Tahliye havasının kısılması

Hız Arttırma
Hız, bir çabuk egzost valfi kullanılarak arttırılabilir. Eğer sadece bu yeterli değilse valflerin boyutları,
bağlantı hatlarının değiştirilmesi gibi diğer yöntemler uygulanmalıdır.

Tek Etkili Silindirde Hız Ayarı
Tek etkili bir silindirde ilerleme hız sadece giriş havası kısılarak değiştirilebilir. İlerleme anında
tahliye olmadığı için çabuk tahliye valfi kullanılarak hız arttırmak imkânsızdır.





Dönüş
Dönüş hızı ancak tahliye havasının kısılması ile sağlanır.

Geri dönüş hızının arttırılması için çabuk tahliye valfinin kulanışı yukarıdaki şekilde gösterilmiştir.

İlerleme ve Dönüş
İlerleme ve dönüş hızları ayrı ayrı ayarlanabilir.


Çift Etkili Silindirde Hız Ayarı : Çift etkili silindirlerde ileri ve geri harekette giriş ve çıkış
havasının kısılması mümkündür. Aynı zamanda kat edilen yola bağlı olarak her iki yönde de makaralı
hız ayar valfi kullanılarak hız ayarı yapmak mümkündür. Birer çabuk tahliye valfi her iki yönde de hız
arttırabilir.

İlerleme ve geri dönüşte tahliye havasının kısılması ayrı ayrı ayarlanabilir.


Basınca Bağlı Kontrol:
Sıralama valfi belirli işlem ve faktörleri kontrol etme amacıyla kullanılmak için geliştirilmiştir. Tasarım
özellikleri ve egzost bulunmaması nedeniyle pratikte yön denetim valfi ile birlikte kullanılır.

Aşağıdaki şekilde sıralama valfi 1.3 çalışma basıncından bir parça büyük bir değere ayarlanmalıdır.
Maksimum basınç, piston silindir içinde hareketsiz kaldığında oluşacaktır. Böylece silindir strokunu
tamamladığında basınç oluşacak ve sıralama valfi bir sinyal verecektir. Strok sonuna ulaşıldığından
emin olmak için 1.5 Nu‟lu makaralı sınır anahtarı kullanılır. Eğer sınır anahtarı kullanılmazsa silindir
strokunun ara bir yerinde bir yükle karşılaştığında geri dönecektir.

Zamana Bağlı Kontrol :


Pnomatik zaman röleleri (elemanları) bir yön valfi, bir kısma valfi ve bir tüp yardımı ile kolayca
oluşturulabilir. Tüm bu elemanlar tek tek bağlanarak zaman rölesi oluşturulabildiği gibi bu tümleşik
bir valfle de olabilir. Zaman rölesinin simgesi, kullanılan elemanların simgeleri birleştirilerek
oluşturulur.
Zaman rölesinde kullanılan yön valfi normalde açık olursa; e sinyali verildikten Δt süre sonra a sinyali
0 olur. E sinyali kesildiğinde a‟dan tekrar çıkış alınır.

Zaman Gecikmeli Geri Dönüş:

Hidrolik ve Pnömatik Devrelerin Bakımı


Hidrolik ve pnömatik sistemlerde aralıklarla ve her gün aksatmadan yapılması gereken bakımlar
vardır. Bu bakımlar zamanında yapılmayacak arızalar oluşacaktır. Arızalanma sistemin durmasına
sebep olduğu gibi kazaları da artıracaktır. Arıza: İşin durmasına, kaza sonucu ölüm ve yaralanmalara
sebep olmanın yanında çok büyük maddi kayıplara da sebep olacaktır. Bu nedenle bakımlar
aksatılmamalıdır.,
Günlük Bakımlar
Günlük bakımlar her gün aksatmadan yapılan bakımlardır.Günlük bakımlarda
1- Bağlantı noktalarında sızıntı kontrolleri yapılır.
2- Filtrelerin, hava tanklarının birikmiş pislik ve suyu alınır.
3- Kompresör motorlarının, güç kaynağı olarak dört zamanlı motor kullanılıyorsa bunların yağ
seviyeleri kontrol edilir.
4- Yağlayıcılardaki yağ seviyesi kontrol edilir.

Haftalık Bakımlar
Hafta sonu yapılması gereken bakımlardır. Özellikle çalışma yoksa daha dikkatli ve titiz bir bakım
yapılmalıdır. Bunlar:
1- Günlük bakım sırasında yapılan tüm bakımlar yapılmalıdır.
2- Sistemdeki hareketli parçalar kontrol edilmelidir.
3- Yağlamalar yapılır.
4- Bozulan, çalışmayan sistem parçaları yenisi ile değiştirilir yada onarılır.
5- Manometreler, yağlayıcılar ve filtreler kontrol edilir.
Aylık Bakımlar
1-Günlük ve haftalık bakımlarda yapılan tüm işlemlerin tamamı yapılır,
2- Filtrelerin temizlikleri yapılır.

6 Aylık Bakımlar
1- Günlük, haftalık ve aylık bakımlarda yapılan tüm bakımlar yapılır.
2- Hareketli sistem parçaları tek tek kontrol edilir,
3- Piston keçeleri kontrol edilir, gerekirse yenisi ile değiştirilir.
4- Sızdırmazlık elemanları kontrol edilir gerekirse yenisi ile değiştirilir.
5- Filtre elemanlarının bazıları (özelliklerine göre ) yenisi ile değiştirilir.
6- Pnömatik sistemlerde basınç düşme kontrolleri yapılır.
Alıştırma 1. Sandık Transferi:


Devre Tasarımı
Devre diyagramı tasarımında kabul edilen yöntem sinyal çakışmasının kaldırılması biçimine bağlıdır.
En basit devre tasarımı için sinyal çakışması mafsal makaralı valf kullanılarak yapılabilir. Devre
tasarımında aşağıdaki yol tavsiye edilir.
Çalışma elemanları çizilir.
İlgili son kontrol elemanı çizilir.
Uyarı simgesi olmaksızın gerekli sinyal elemanları çizilir.

Eğer son kontrol elemanı larak hava uyarılı (impuls) valfler kullanıldı ise her bir impuls valfi için iki
sinyal valfi kullanılır.
Enerji girişi çizilir.
Kontrol hatları çizilir (bağlanır).
Elemanlara numara verilir.
Hareket diyagramı devre diyagramına taşınır.
Sinyal çakışması olup olmadığı kontrol edilir. Bu kontrol hareket ve kontrol diyagramında
yapılabilir.
Uyarı simgeleri çizilir.
Uygulanabilecek yerlere yardımcı koĢullar (ek istekler) yerleştirilir.


Hareket Kontrol Diyagramı
Hareket ve kontrol (sıralama) diyagramında silindirler ve valfler için birer satır çizilir. Silindirler için
alt satır pistonun geri konumunu, üst satır ileri konumunu gösterir. Valflerde ise alt satır valfin uyarısız
normal konumunu, üst satır uyarı aldığında ulaştığı konumunu ifade eder. Silindirlerin stroklarını
tamamlamaları valflerin konum değiştirmelerine oranla daha uzun zaman aldığı için kat ettikleri strok
(ileri veya geri) eğik bir çizgiyle gösterilir. Hareket adımları diyagramda sütunlarla gösterilir. Aynı son
kontrol elemanına ait sinyal elemanları diyagramda alt alta çizilir.

Sinyal çakışması olup olmadığı hareket ve kontrol diyagramında aynı kontrol elemanına sinyal veren
iki sinyal valfinin (1.2 ile 1.3 ve 2.2 ile 2.3) çıkışlarının herhangi bir sütunda aynı anda 1 olup
olmadığı araştırılarak tespit edilir.

Alıştırma 2. Perçinleme Aparatı:


İki saç plaka yarı otomatik bir preste perçinle birleştirilecektir. Parçalar ve perçin, presi kullanan kişi
tarafından yerleştirilecek, tamamlanan parçalar presten alınacaktır. Çalışma çevriminin otomatik olan
bölümü, parçaların tutulması ve sıkılmasını (A silindiri) ve perçinlemeyi (B silindiri) kapsar. Çevrim,
başlama düğmesine basıldıktan sonra gerçekleştirilmeli, tamamlandığında tüm silindirler başlama
konumlarına dönmüş olmalıdırlar.
Sinyal Çakışmasını Önlemek için Mafsal Makaralı Valf Kullanarak Devre Diyagramının
Kurulması:

Devre diyagramının inşa edilmesinde daha önce verilen kurallara uyulmalıdır. Sinyal çakışması
hareket ve kontrol diyagramının yardımıyla tespit edilebilir.

Diyagramda 1. adımda 1.2 ve 1.3 sinyallerinin, 3. adımda 2.2 ve 2.3‟ün çakıştığı görülmektedir. İlk
çakışma nedeniyle sistem çalışmaya başlayamaz. İkinci çakışma 2. silindirin geri hareketini engeller.
Böylece 1.3 ve 2.2 valfleri, sinyal çakıĢmasını önlemek için mafsal makaralı olarak seçilir.

Bu devrede başlama sinyali kilitlenmediği için çalışma sırasında kontrol devresinde karışıklıklar
meydana gelebilir. Bu nedenle en son hareketi gerçekleştiren silindirin geri strokunu tamamladığında
kumanda edeceği bir sınır anahtarından alınacak sinyalle başlama sinyalinin kilitlenmesi tavsiye edilir.
Kilitlenme işlevi sınır anahtarı ile başlama anahtarını seri bağlamak sureti ile elde edilir. Bu kilitlenme
işlevinin tüm çevrim boyunca etkili olup olmadığı hareket ve kontrol diyagramı ile kontrol edilebilir.
Sinyal Çakışmasını Önlemek İçin Geri Dönüşlü Valf Kullanarak Devre Diyagramının
Kurulması:
Sinyal çakışmasını önlemek için mafsal makaralı valf kullanılmayacaksa ilave bir geri dönüşlü valf
kullanılmalıdır. Aşağıdaki şekilde bu valf 0.2‟dir. bu çözümde güçlük 0.2‟nin, konumunu uygun
zamanda değiştirmesidir. Bu devrede başlama anahtarının kilitlenmesi 1.4 ile sağlanır.

Bu devrede bir sinyal veya enerjinin tek bir noktadan dağıtılması gerekirse bu için devrede dağıtım
hatları çizilerek yapılması tavsiye edilir. Böylece devrenin karışması önlenecektir. Ancak bu devrenin
bir dezavantajı vardır, iki farklı işlem bir sinyal elemanı (2.3 ve 1.4) tarafından tetiklenebilir. Bunu
önlemek için 2.3 ve 1.4 önce 0.2 valfinin konumunu değiştirmeli, onun çıkışı 1.1 ve 2.1 valfini
tetiklemelidir.

Güvenilir bir kontrol sistemi kurmanın en basit şekli her sinyali işi tamamlandıktan sonra kesmektir.
Son örnek için bunun anlamı; her adımda bir sinyalin kesilmesidir.
Problem: Etiketleme Aparatı

Prizmatik parçalar özel bir makinede etiketlenecektir. Parçalar yer çekimi-beslemeli bir magazinden
alınıp makinedeki bir mekanik durdurucuya kadar bir silindir yardımıyla itilir ve sıkıştırılır, ikinci
silindir etiketi basar, üçüncü bir silindir de parçaları bir sepete atar.
Ek İstekler
İşlemler otomatik olarak yapılmalıdır. Tek çevrim ve sürekli çevrim şeklinde çalışma seçilebilir
olmalıdır. Başlama sinyali bir başlama düğmesi ile verilmelidir.
Besleme magazini bir sınır anahtarı ile kontrol edilmeli. Eğer magazinde parça kalmadıysa sistem
başlama konumunda durdurulmalı ve parça olmadıkça tekrar çalıştırılmaması için kilitlenmelidir.
Eğer acil durdurma düğmesi çalıştırılmışsa tüm silindirler bulundukları durumdan başlangıç
konumlarına dönecekler ve ancak kilitleme kaldırıldığında tekrar çalıştırılabilecektir.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre hareket ve kontrol diyagramı ile devre diyagramını çiziniz.

ÇÖZÜM
Önce, devre daha önce bilinen kurallara göre ilave istekler dahil edilmeden çizilir. Öncelikle hareket
kontrol diyagramı çizilir. şekil 3.28 devrenin hareket kontrol diyagramını göstermektedir.
Diyagramdan sinyal çakışmasını önlemek için 1.3, 2.2, ve 3.2 valflerinin mafsal makaralı seçilmesi
gerektiği tespit edilir.
Aşağıdaki şekilde mafsal makaralı valf kullanılarak kurulmuş bir devre diyagramını göstermektedir.

Aşağıdaki şekildeki devrede 1.2, 1.6 ve 1.8 valfleri 1. şartı gerçekleştirmek için gereklidirler. ikinci
istek 1.10 valfi ile sağlanır.
Böylece magazinde parça bitince tüm sistem ilk konumunda hareketsiz kalacaktır. Başlama sinyali
bloke edilecektir.
Acil durdurma 0.3 valfi kullanılarak silindirlere geri dönüş sinyali verilir ve karşı sinyal önlenir.
UYGULAMALAR:

You might also like