You are on page 1of 4

HAKSIZ KAZANÇ SAĞLAMANIN BİR YOLU

(ANFO İmalatı Patlayıcı Madde İmalatı Kapsamına Alındı)

Refik YILDIZ 1. Burak ERSAVAŞ ve pratik sıkıntılarının gündeme gelmesinin çok


Maden Yük. Müh. Maden Müh. önemli olduğu inkar edilemez.

Halil KÖSE Murat MARANGOZ 14 Mayıs 1999 tarih ve 23695 sayılı Resmi Gaze-
Maden Müh. Maden Müh. te'de yayımlanan patlayıcı madde tüzük değişikliği
Ülkemizde uygulanmakta olan patlayıcı maddele­ "ANFO" (Amonyum Nitrat+Feul Oil)nun patlayıcı
rin ithali, taşınması, saklanması, depolanması, satışı, madde statüsüne alınması sonucunu doğurmuştur.
kullanımı ve yok edilmesi ile ilgili tüzüğün bazı mad­ Oysa yıllardır ANFO % 34,5 ve daha fazla azot içere-
deleri 14 Mayıs 1999 tarih ve 23695 sayılı Resmi Ga- n ve "Teknik Amonyum Nitrat" olarak adlandırılan
zete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile değiş­ TÜGSAŞ ürünü içerisine % 6 civarında mazot karış­
tirilmiş, ülkemiz madencilik sektörü iie büyük inşaat tırılarak elde edilmekteydi. Madencilik ve inşaat sek­
faaliyetlerine önemli bir darbe indirilmiştir. Global kriz, töründeki hafriyat çalışmalarında araziyi gevşetmek
ağır vergi yükleri, şiddetli iç ve dış pazar rekabeti, cid­ ve bu şekilde iş makinaları ile yüklenip nakline imkan
di mevzuat engelleri karşısında ayakta durmakta zor­ sağlamak amacıyla açılan deliklerin (lağım) başında
lanan ve her gün bir işyeri kapanır konuma gelen ma­ bu şekilde hazırlanan ANFO, deliklere doldurulduk­
dencilik sektörü, devletten faaliyetlerinde kolaylık ve tan sonra aynı deliklere konulan dinamit ile ateşlene­
yardım beklerken, 14 Mayıs 1999'da değişen patlayı­ rek itici gücünden istifade edilip hafriyat çalışmaları
cı mevzuatı ile bir darbe daha yemiştir. gerçekleştirilmekteydi. ANFO yapımında kullanılan
Teknik Amonyum Nitrat İçişleri Bakanlığı ruhsatna­
Sayın Bakanlar Kurulunun bu tüzük değişikliğini
mesi ile alınıp yerel emniyet güçleri izni ile nakledile-
iyi niyetle yaptığına inanıyoruz. Fakat bu tüzük deği­
biliyordu. Mazot (fuel-oil) ile karıştırıldıktan sonra AN­
şikliği madencilik ve inşaat sektöründe maliyetleri
FO adını alan Teknik Amonyum Nitrat'ın mazot ile ka­
önemli oranda yükseltirken birkaç yabancı şirkete ül­
rıştırılması işi arazide, madencilik veya inşaat sektö­
ke kaynaklarının akıtılması ve önemli oranda döviz
rü hafriyat sahasında, yeterli ehliyete haiz ateşçiler ile
kaybına neden olmakta ve olacaktır. Patlayıcı mad­
yapılıyordu. ANFO'yu ateşlemek için kullanılan dina­
de mevzuatı acilen gözden geçirilerek hem ülke kay­
mit, kapsül ve fitil de yine İçişleri Bakanlığı ruhsatna­
naklarının israf edilmesi önlenmeli hem de maliyetin
mesi ile alınıp yerel emniyet güçleri izni ile nakledilip
çok önemli olduğu günümüz dünyasında özellikle
maden mevzuatı kaynaklı sektöründeki maliyet yük­
selmesinin önüne geçilmelidir. Ayrıca tüzük değişik­
liklerinde ülke dinamizmini temsil eden özel sektörün
mutlaka görüşü alınmalıdır. Görüş alınma konusunda
kulis faaliyetleri ile kamuoyu oluşturan patlayıcı mad­
de ithalatçısı veya imalatçısı yabancı veya yerli sek­
törün tek taraflı görüşlerine itibar edilmesinin yanlış
olduğunu; kullanıcıların özellikle madencilik ve inşaat
sektörü (baraj, otoyol vb.) temsilcilerinin görüşünün

Madencilik Bülteni / 36
Hazır ANFO'nun fiyatının 180.000 TL/kg'a yüksel­
mesinin Türkiye Madencilik Sektörüne getirdiği mali
külfet yıllık 60-100 milyon dolar civarındadır. Bu kül­
fetin çok büyük bir kısmı; ANFO'nun ithal edilmesi ne­
deniyle döviz olarak yurtdışına gitmektedir. Buna ila­
ve olarak yerli Gübre Fabrikaları bu değişiklik ile yak­
laşık 25-30 milyon dolar gelir kaybına uğramışlardır.

Bu tüzük değişikliğinin yanlış olduğu inancındayız.


Çünkü teknik olarak ANFO tek başına bir patlayıcı
madde olarak kabul edilemez. ANFO'nun patlatılabil-
kullanılabiliyordu. Madencilik ve inşaat sektörünün
mesi için önce dinamit patlatılmakta ve ancak dinamit
devletten beklentisi; yukarıda anlatılan şekilde imal
ile patlatma sonrası ANFO aktif hale getirilebilmekte­
edilen ANFO için patlayıcı madde tüzüğündeki boş­
dir. Dinamit kullanıldıktan sonra piyasadaki en düşük
luğun giderilmesidir. Bunun yolu da, zaten her aşa­
oranlı zirai amaçlı gübrenin dahi verimsiz de olsa
mada devletten izin alarak gerçekleştirilen ANFO ha­
Teknik Amonyum Nitrat ile yapılan ANFO gibi patlatı-
zırlama işinin yasal olduğunun tüzükte belirtilmesidir.
labildiği bilinmektedir.
Durum böyle olduğu halde son tüzük değişikliği ile
yukarıda anlatılan basit ve tehlikesiz ANFO hazırla­ 14 Mayıs 1999 tarihli tüzük değişikliği öncesi ma­
ma işi patlayıcı madde imalatı kapsamına alınarak liyet kaygısı ile, bazı madenci ve inşaatçıların Teknik
beklentiler boşa çıkarılmakla kalınmamış, maliyeti Amonyum Nitrat yerine kaçak olarak % 26 azot içe­
daha da artırıcı ve tehlikeli hale getirilmiştir. Çünkü rikli gübre veya % 33 azot içerikli ithal gübre ile ma­
hazır ANFO'yu taşımak şüphesiz hazır olmayandan zotu karıştırarak ANFO yerine kullandıkları bilinmek­
daha risklidir. tedir. Bunun gerekçesi ise Mayıs 1999 itibariyle Tek­
nik Amonyum Nitrat fiyatı ile % 26 azot içerikli yerli
Yürürlüğe giren yeni tüzük değişikliği sonucu, ül­
veya % 33 azot içerikli ithal gübrenin fiyatları arasın­
kemizde halihazırda ANFO'yu ikisi yabancı ve birisi
devlet kuruluşu olmak üzere üç firma üretebilecek, it­ daki % 100 civarındaki fazlalıktır. Nitekim gübrenin
hal edebilecek ve satabilecek konuma getirilmiştir. 40.000 TL/kg civarındaki fiyatına karşılık Teknik
Bunun tabii sonucu olarak % 34,5 ve üzeri Teknik Amonyum Nitrat fiyatı 80.000 TL/kg dır. Bu fiyat fark-
Amonyum Nitratla maden ocağında, hafriyat alanın­ lılığıda verimsiz ve yasal olmayan gübre ile ANFO ya­
da Mayıs 1999 fiyatları ile 85.000 TL/kg'a imal edilen pım ve kullanımını önemli oranda artıracaktır. Teknik
ANFO fiyatı bir çırpıda 180.000 TL'ye yükselmiştir. olarak ve patlatma verimi hesapları ile kağıt üzerinde
Mayıs 1999 itibariyle ülkemizdeki ANFO ithalatçısı gübre ile ANFO imalatının olumsuzlukları açıklanma­
kuruluşlar, yabancı iki kuruluş olduğundan ülke kay­ ya çalışılsa da; pratikte her yerden temin edilebilen
nakları bu yabancı şirketler kanalı ile yurtdışına akar ve ucuz olan gübre kullanımının önüne geçilemeye­
hale getirilmiştir. Aktarılan kaynağın büyüklüğünü ceği gerçektir. 14 Mayıs 1999 tarihli tüzük değişikliği
göstermesi açısından bir rakam verecek olursak; Ül­ yasal olmayan yollara kayışı önemli ölçüde artıracak­
kemizdeki tüm patlatmalı hafriyat çalışmalarında
tır. Üstelik bu tüzükle Teknik Amonyum Nitrat satışın­
metreküp hafriyat başına 100-400 gr ANFO kullanımı
daki ve alımındaki İçişleri Bakanlığı müsaadesi kaldı­
gereği olduğu kabul edildiğinde trilyonlarla ifade edi­
rıldığı için göstermelik kullanımların dışında yasal
lebilecek bir büyüklük ortaya çıkacaktır. Üstelik bu
ANFO kullanımı olmayacaktır.
olayın mali portresinin yalnızca bir yönüdür.

Madencilik Bülteni / 37
Devletten beklenen, çok basit bir karışım olan imal etmek, artarsa patlayıcı madde deposunda mu­
(Teknik Amonyum Nitrat + %6 Fuel Oil) ve tek başı­ hafaza etmek kaydıyla; % 34.5 ve daha fazla azot
na patlayıcı olarak vasıflandırması imkansız olan içerikli Teknik Amonyum Nitrat kullanarak ANFO ima­
ANFO'yu patlayıcı statüsüne alıp fiyatları yükselterek latı yapabileceklerini kabul ve tüzükte ifade etmekten
yurtdışına döviz akışına zemin hazırlama olamaz. ibarettir.
Patlayıcı madde imali kapsamına alınmış olan ANFO
14 Mayıs 1999 tarihine kadar 85.000 TL/Kg'a imal
üretimini ülkemizde sadece üç firma yapacak durum­
edilen ANFO fiyatının, ANFO'yu patlayıcı madde
dadır. Oysa yasal olmayan şekilde ANFO imali bu­
kapsamına alarak 180.000 TL/kg'a çıkması tüm dev­
gün 14 Mayıs 1999 tarihli tüzük değişikliğinden daha
let ihalelerinde patlayıcı madde kullanılarak yapılan
basittir. Artık sadece gübreden değil, Teknik Amon­ hafriyat çalışmalarında patlayıcı maddeye verilen fi­
yum Nitrattan (%34,5 ve daha fazla azot içerikli) da yatların da artması sonucunu doğuracaktır. Özel
ANFO yapılması mümkündür. Çünkü düne kadar Sektör haricinde devlet yatırım maliyetini çok ciddi
ruhsata tabi olan Teknik Amonyum Nitrat kullanımı yükseltecek, yürürlükteki ihalelerde fiyat artışı zorun­
bugün serbesttir. luluğu doğuracaktır.

Yapılması gereken iş 14 Mayıs 1999 tarihli tüzük Bu ülkenin kaynaklarının bu şekilde israf edil­
değişikliğinin gözden geçirilip madencilik ve inşaat mesine müsaade etmeyeceğinize inanıyor ve 14
sektöründe faaliyet gösterenlerin İçişleri Bakanlığın­ Mayıs 1999 tarihli patlayıcı madde tüzük değişikliği­
dan gerekli ruhsatnameyi almak, ehliyetli ateşçiler nin yukarıdaki görüşlerimiz doğrultusunda yeniden
bulundurmak ve sadece günlük kullanacağı kadar gözden geçirilmesini talep ediyoruz.

ATEŞ NEFES
Diyelim ki bir bacada ateşnefes (CH4) birikti. Kumpanyanın mühendisi haber salar,
"Fedai gönderin buraya"derdi. Fedai adını alan işçiler, ıslak çuvallara bürünürler, ellerine
ucunda bir paçavra sarılı yanan uzun sırıklar alırlar ve grizunun biriktiği bacalara dalarak,
gazın fazla birikmesine meydan vermeden, ATEŞ NEFES'i orada yakalayarak yok eder­
lerdi. Gaz eğer fazlaca biriktiyse fedailer dönemezdi tabii geriye; yanar kül olurdu biçarel­
er. Çoğu durumda, üstelik, ateş nefes avuçlarına tazminat falan da verilmezdi.

Ahmet NAİM
"Emekçi Hikayeleri" adlı kitabından

Madencilik Bülteni / 38
GELECEĞİN MESLEĞİ, DOĞAL KAYNAK YÖNETİMİ
(Rezzan HASANBEŞEOĞLU'nun ÇEVKO Genel Sekreteri Erol METİN'le yaptığı röportajdan aktarılmıştır)

"Fonların, insanların, kurumların yönetimi oluyor Sizleri 21. Yüzyıla ışınlasak ve böyle bir meslek
da havanın, suyun, ormanın, toprağın, kıyıların yöne­ için ne tür donanımlar gerektiğini sorsak ne dersi­
timi neden olmasın? Aslında hızla tükettiğimiz doğa­ niz? Bir düşünün, yanıta Metin de eklemeler yapmak
dan tasarruf çok önemli. Kaynaklarımızın ve atıkları­ istiyor. O der ki doğal kaynakları yönlendirmek gibi
mızın akıllı kullanımını şimdiden dikkate almalıyız. muazzam bir sorumluluğu üstlenecek kişi birden faz­
21. Yüzyılda fon yöneticisi kadar, doğal kaynaklar yö­ la konuda bilgi, deneyim özetle birikim sahibi olmalı.
neticisine de gereksinim olacak. Turizm için yeni
Bir dalda uzmanlık kesinlikle yeterli olmaz, daha doğ­
alanlar gerektiğinde hangi kıyılardan özveride bulu­
rusu sınırlı bir altyapıyla böyle bir işin üstesinden ge­
nulacak, buna kim karar verecek?"
linemez. Ekonom'h, mühendislik, çevre koruma, sos­
Bu sözler Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını yoloji, psikoloji ve finansman yönetimini bilmek ge­
Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) Genel Sekreteri Erol rekli. Çok yönlü bir çarkı döndürebilmek için çok bilgi­
Metin'e ait. Cenevre'deki 4. Dünya Geri Kazanım li, çok yetenekli olmalı.
Kongresi'ni izleyen Metin'e göre ekonomik, sosyal,
ekolojik çıkarlar doğal kaynak yönetiminin önemsen­ Atık yönetiminin koşulları var mı?
mesini zorunlu kılıyor. Gıda, kıyafet, otomobil kadar Tüketimin hızla arttığı, çöp dağlarının oluştuğu bir
gerekli toprak, su, maden, enerji... Gün geçmiyor ki ülkede cam, plastik, metal, kağıttan geri dönüşüm
Ortadoğu'daki su kıtlığı konusunda bir haber olma­ sağlanabilir mi? Metin'e göre, böyle bir işin ekonomi­
sın. Geçenlerde Amerikan The New York Times Ga- si, potansiyeli mevcut. Emek-yoğun bir iş gücü var.
zetesi'nin ilk sayfasında bölgesel su sıkıntısının istik­ Toplumsal bilinç ve duyarlılık konusundaki tepkiler
rar ve barış açısından ne denli önemli olduğu vurgu­
ümit verici. Doğru, inandırıcı, açık ifadelerle halkın
lanıyordu. Şimdilik pek önemsenmeyen, doğal kay­
yönlendirilmesi halinde sonuç alınıyor. Akademik
nakların sonsuz olduğu varsayılan konuda Metin
çevrelerin işbirliği ile plan ve proje geliştirilmesi, ulu­
uyarısını şöyle detaylandırıyor:
sal gerçeklerin doğru, akılcı bir yöntemle netleştiril­
"Bu bir zincir. Doğal kaynak, tüketim ve atık. Bu mesi, sanayi, yerel yönetimleri toplumun farklı kesim­
alanda müthiş savurganlık yaşanıyor. Suyu alıyoruz, lerini ortak çıkara yöneltecek motifler, promosyonlar,
kullanıyoruz ve kirli suları umursamıyoruz. Geliyor.gi- yasalar, yaptırımlarla ve önyargılardan uzakta hedef­
diyor, geliyor, gidiyor; ya sonrası? Atıkları tabiatın ler vurulabilir.
sunduğu kadar has bir kaynağa dönüştürmek hiç ko­
lay değil. Atıkla uğraşmak, atıktan yararlanmak çok ÇEVKO'nun bu alanda katettiği yol ya da kısaca
daha zor ve karmaşık. Öyleyse kaynakların zamanın­ başarısı nedir? Peter L.Hirsch'ün "Tutkuyla
da, toplumun gereksinimlerine göre doğru ve akıllıca Yaşamak" kitabının kapağındaki, "Başarıyı tayin
yönlendirilmesi hayati değer taşıyor." eden yaşamımızın koşulları değil, bizim bunlara ver­
diğimiz yanıttır" sözünü anımsatan Erol Metin, sonu­
Peki bu konuda neler yapılabilir?
ca giden yolu tıpkı kitaplardaki gibi iddia, inanç, amaç
Kaynak yönetimi ve kaynak tüketiminde global ge­ ve değerler, tutum, odaklanma, hedefler şeklinde
lişmeler göz ardı edilmeden ulusal rotalar çizilebilir. sıralıyor. Genel Sekreter, ÇEVKO'nun ambalaj ve
İşin temeli tabii ki bilimsel araştırmalar. Kaynak im­ geri kazanım-kaynak yönetimi gibi engin bir alanda
kanları araştırılıp sorgulanacak. Tabiatın fonları ne­ minik bir halka olsa da kurulduğu 1991'den bu yana
lerdir, bir, bir saptanacak. Örneğin camın öz madde­ bir bilinç, bir hareket bir ışık olduğunu savunuyor.
si kum. Kum stoklarımız, tüketim oranlarımız, bunla­
rın geri dönüşümü gibi son veriler çok yararlı. Kay­ Metin uçaktaki sohbetimizi şöyle noktalıyor: "Ne
nakların ya da fonların nasıl kullanıldığı daha kap­ bir insan, ne sanayi, ne hükümetler tek başına bir şey
samlı, daha derin bir konu. Bir başka örnek vermek yapabilir. Herkesin belirli sorumluluklar içinde ortak
gerekirse petrolden söz edelim. Petrol tüketimindeki hareketini sağlamak gerekli. Bu yönde oluşmuş bir
vurdumduymazlık tüm dengeleri alt üst edebiliyor. çok proje var. Bu da bir başarıdır."

Madencilik Bülteni / 39

You might also like