Professional Documents
Culture Documents
Bilgen Aydin Mizah Yaratma Eyleminde Nasrettin Hoca PDF
Bilgen Aydin Mizah Yaratma Eyleminde Nasrettin Hoca PDF
Bilgen Aydin Mizah Yaratma Eyleminde Nasrettin Hoca PDF
Bilgen AYDIN*
ÖZET
Nükte, alay gibi mizahî ö¤elerin serpifltirildi¤i f›kralar, bir kifliyi ve bir olay› hicvetmek konusunda söz-
lü mizah›n en etkili ürünlerindendir. Nitekim Nasrettin Hoca f›kralar›ndan baz›lar› dikkate al›nd›¤›nda, top-
lumsal ve siyasal yap›daki çarp›kl›klar›n alaysamal› bir söylemle hicvedildi¤i görülecektir. Bu ba¤lamda
amac›m›z, seçilen dört Nasrettin Hoca f›kras›ndaki mizah yaratma eylemini, gülmece kuramlar› çerçevesin-
de irdelemektir.
Anahtar Kelimeler
Mizah yaratma eylemi, hiciv, gülmece kuramlar›
ABSTRACT
The comic anecdotes that have elements of humor like witticism and mockery, are the most effective
products of oral humor in which someone or some event is satirized. When we take Nasrettin Hodja anecdo-
tes into consideration, it is seen that the disruptions in the structure of the society and politics are satirized
in them through a mocking discourse. In this context, our aim is to analyze the act of humor creation in four
Nasreddin Hodja anecdotes in the context of theories of humor.
Key Words
Act of creating humor, witticism, theories of humor
Gülme e¤lendirdi¤i kifliyi de¤il,
kendisiyle e¤lenilen kifliyi öldürür.
— Lunaçarski
Türkçe karfl›l›¤› “gülmece” olarak medi ve mizah hikâyesi gibi uzun ve çok
yerleflen ve Arapça “müzah”, yani flaka, boyutlu türlerde, ana konunun ya bir
lâtife, e¤lence anlam›na sahip mizah›n f›kraya indirgendi¤i, ya da bir f›kra gibi
en yayg›n çeflitlerinden biri hicivdir. kolayca anlat›labildi¤i” görülecektir (Ön-
Türk edebiyat› tarihine bak›ld›¤›nda, gören 1998:26). Bu ba¤lamda, bir tip
sözlü gelene¤in ürünü olan Nasrettin özelli¤i sergileyen Nasrettin Hoca etra-
Hoca f›kralar›ndan, yaz›l› kültürün en f›nda yarat›lan f›kralarda kurulan cüm-
popüler türü olan romana uzanan çizgi- leler ve önerme yap›lar›, gerek biçim ge-
de hicivden yararlan›ld›¤› görülür. Nük- rekse içerik aç›s›ndan incelendi¤inde mi-
te, alay, i¤neleme, yergi gibi mizahî ö¤e- zah›n genel karakteri ortaya ç›kacakt›r.
lerin serpifltirildi¤i f›kralar, bir kifliyi, Bu çal›flman›n amac› da, keskin zekâs›,
bir olay› hicvetmek konusunda sözlü mi- haz›r cevapl›¤›, alaysamas› ve tafllama-
zah›n en etkili ve en eski ürünlerinden- s›yla toplumsal ve siyasal alandaki ak-
dir. F›kralar›n, günümüz mizahî öykü ve sakl›klara dikkat çeken Nasrettin Hoca
romanlar›n›n ana yap›s›n› anlamaya te- f›kralar›ndaki gülme olgusu ile mizah
mel teflkil etti¤i söylenebilir. Çünkü “ko- yaratma eylemini, gülmece kuramlar›
Millî Folklor 25
Y›l: 14 Say›: 55
26 Millî Folklor
Y›l: 14 Say›: 55
Millî Folklor 27
Y›l: 14 Say›: 55
alamad›k gitti. Gülmüfl Hoca, elbette de- sindeki deriyi, delilerin ço¤unun çehre-
mifl, öyle olacak; hükümet memuru oldu sinde farketti¤imiz k›r›fl›kl›klara benze-
“bugün git, yar›n gel” diyor. (Bayrak yen bir flekilde k›r›fl k›r›fl eder”
1987:89) (1997:XXII). Bu anlamda, Nasrettin Ho-
Öte yandan, Nasrettin Hoca f›kra- ca hikâyelerinin alegorik bir karakter
lar›n›n Bakhtin’in “karnaval gülmecesi” tafl›d›¤›n› belirten Mehmet Ali K›l›çbay,
dedi¤i fleye yak›n oldu¤u görülür. “Bu halk›n yegâne alegori kayna¤› olan Nas-
gülmecede Bakhtin’e göre, ‘tüm ünvan- rettin Hoca’n›n “merkezi ve yerel güçleri
lar devrilmifl, altüst edilmifl, yukar›daki- protesto etmek” amac›na dikkat çeker:
ler afla¤›ya indirilmifl’tir” (Fenoglio “Nasrettin Hoca kimli¤i bizatihi bir
vd.2000:41). Çünkü egemen de¤erlerle alegori oluflturmaktad›r. Nitekim Timur
yo¤un bir çat›flma içinde olan Nasrettin f›kralar›n›n olay›n meydana geldi¤i 15.
Hoca tipi toplumun tüm de¤erlerini alt Yüzy›lda de¤il de, 17. Yüzy›lda ç›kt›klar›
üst eder ve güçlü olan› küçük düflürür. bilinmektedir. Osmanl› devletinin bu
Dolay›s›yla, sars›c›, y›k›c› ve meydan yüzy›lda ekonomik, siyasal ve toplumsal
okuyucu bir yönü olan mizah, gerçek ha- durumu kötüye gitmektedir. Bu yüzden
yatta üstün olamayan kiflilere bir üstün- halk üzerinde bask› giderek artmakta,
lük duygusu vererek ifllevini yerine geti- yerel güçler gene sahneye ç›kmakta, efl-
rir. Aziz Nesin, mizah›n yaratt›¤› bu üs- kiyal›k ve Celâli ‹syanlar› kangrenlefl-
tünlük duygusunu, onun ayn› zamanda mekte, isyanlar›n ard› arkas› kesilme-
“yeniklerin gülmecesi” olmas›na ba¤lar mektedir. (1996:8)
ve flöyle devam eder: “Yeniklerin gülme- Bu çerçevede, özellikle k›s›tlamala-
cesi, korkunun eseridir. Birçok baflar›s›z r›n oldu¤u, yo¤un bask›lar›n hissedildi¤i
denemelerden sonra, art›k baflkald›rma- bunal›m dönemlerinde mizah›n, müca-
ya, ayaklanmaya yüreklenemeyenler, dele etme araçlar›ndan biri oldu¤u söyle-
kendilerini ezenlerden korktuklar› için, nebilir. Böylelikle mizah›n ac› alay› ile
onlar› alaya bafllam›fllard›r” (2001:43): birlikte duygulanma ortadan kalkarken
Timur, Nasrettin Hoca ile hamama “gülme bir emare” olur (Fenoglio
gider. Bir ara Hoca’ya sorar: “Hoca Efen- 2000:9).
di, ben sat›l›k olsayd›m, bana ne de¤er Yeniklerin Zafer Gülüflü
biçerdin?”. Hoca: “On akçe ederdin sulta- Rahatlama durumunu da berabe-
n›m” deyince,Timur “‹nsaf et Hoca, 10 rinde getiren gülme tepkisi, Albert
akçe benim belimdeki futan›n de¤eridir”. Rapp’›n belirtti¤i gibi “zafer gülüflü”nü
Hoca:”Ben de zaten ona de¤er biçmifltim, bafllat›r (Morreall 1997:14). Bu noktada
yoksa senin gibi bir Mo¤ol parças› befl “Rahatlama Kuram›” ile iliflki kurmak
para etmezdi” der. (Baflgöz 1999:37) mümkündür. Herbert Spencer’den Sig-
Bu f›kradaki alaysamal› söylem, 17. mund Freud’a kadar pek çok isim komik
yüzy›lda Nasettin Hoca f›kralar›na giren olan bir fleye gülünmesi suretiyle sinir-
Timurlenk üzerinde odaklan›r (Baflgöz sel enerjinin boflalt›lmas› konusu üzerin-
1999:36). Hippokrates’in deyifliyle bura- de durmufltur. Rahatlama Kuram›’n›
da “[a]lay gözleri k›sar ve gözün çevre- kendi psikoanaliz kuram› ile uzlaflt›r-
28 Millî Folklor
Y›l: 14 Say›: 55
mak zorunlulu¤u ile hareket eden ve do¤ru olana, düzenbazl›k dürüstlü¤e, fe-
dikkatinin ço¤unu flakalara ay›ran Fre- sat içtenli¤e, ç›kar özveriye, bask› özgür-
ud, “yaln›zca flakalara niçin güldü¤ümü- lü¤e her zaman galebe çalm›flt›r” (Batur
zü de¤il, [. . .] komik durumlara ve miza- 1987:8). Bu nedenle zaman zaman gad-
ha da niçin güldü¤ümüzü aç›klar” (Mor- darlaflan mizah, i¤neleyici diliyle var
reall 1997:46). Ayn› zamanda Freud, ko- olan tutars›zl›¤a dikkat çekerken bir
mik olan bir fleyden zevk al›fl›m›z› aç›k- “zafer gülüflü” yaratarak gülünenden öc
larken daha çok toplum taraf›ndan s›n›r- alacakt›r. ‹çinde güldü¤ü fleyleri “halt et-
land›r›lan, bask› alt›na al›nan duygu ve mekten yermeye” kadar pek çok ö¤e bu-
düflüncelerin bilince ç›kar›lmas› üzerin- lunan bu “zafer gülüflü”, alaysamal› dille
de durur ve ruhsal enerjinin ekonomik kazan›lan bir zaferi imler. Bu öyle bir za-
kullan›m›” formülünü ortaya koyar ferdir ki, zaman zaman tafllama ad› veri-
(Morreall 1997:51): “Freud’a göre, gül- len bir silahla, zaman zaman da i¤nele-
me’deki temel zevk, ruhsal enerjinin bi- me ile amac›na ulafl›r.
riktirilmesidir; gülmek bu enerjinin bafl- Sonuçta mizahî eylem, “[t]oplumsal
ka bir yerde kullan›lmas›d›r” (Morreall sahnenin mevcut düzenini bozar. Özerk,
1997:45). Nitekim Timur’u eflek yerine sürekli öngörülmüfl bir biçimde ak›p gi-
koyan f›kra, bu anlamda kurtar›c› bir decek diye düflünülen toplumsal sahne-
can yele¤idir: nin mevcut düzeni, birdenbire alayc› ya
Hoca ile Timur karfl›l›kl› oturmufl- da ironik bak›fl›n etkisiyle donup kal›r”
lar. Aralar›nda sadece bir minder var- (Fenoglio 2000: 9). Nitekim nükteli söz-
m›fl. Timur Hoca’ya k›zm›fl: “Hoca Efen- cüklerle yap›lan yergilerden s›k s›k ya-
di” demifl “Eflekle senin aranda ne var?” rarlanan Nasrettin Hoca f›kralar›nda
Hoca “Sadece bir minder sultan›m” diye “[y]erginin gülünçlük etkisi, okurun zih-
cevap vermifl. (Baflgöz 1999:38) ninde, bildi¤i toplumsal gerçeklikle, bu
Bu f›kra, “Rahatlama Kuram›” çer- gerçekli¤in tuttu¤u çarp›t›c› aynadaki
çevesinde de¤erlendirildi¤inde, “bask› yans›mas›n›n ayn› anda bir arada bulun-
alt›nda kalan [b]enlik, kendini etkilen- mas›ndan” kaynaklanmaktad›r (Koest-
meye, d›fl gerçeklerin dayatt›¤› ac›y› ya- ler 1997:70-71).
flamaya b›rakmay› reddeder; bunun da Son Söz
ötesinde, bu darbelerin kendisi için bir Sözlü kültürün ürünü olan Nasret-
zevk alma f›rsat›na bile dönüflebilecekle- tin Hoca f›kralar›ndan günümüzün po-
rini gösterir” (Fenoglio 2000:8). püler türü olan romana uzanan süreçte,
Öte yandan bu “zafer gülüflü”, ac› mizahî bak›fl aç›s›n› ve düflünme tarz›n›
bir gülümseyifli imlemektedir. Bu, fiükrü görmek mümkündür. Elbette ki f›kralar,
Kurgan’›n deyifliyle “Türk halk yaflay›fl›- günümüzde kendi kulvar›nda yaflamaya
n›n yüzy›llard›r de¤iflmeyen mutsuz yaz- devam etmektedir. Ancak yads›namaz
g›s›yla aç›klanabilecektir” (Bayrak bir gerçek vard›r ki, Sabahattin Ali’den
1987:89). Nitekim “kara mizah›n ay›rde- Aziz Nesin’e, Kandemir Konduk’tan Sul-
dici bir özelli¤i de, tohumunda görülen hi Dölek’e kadar pek çok mizah yazar›,
koyu umutsuzluktur: [. . . .] E¤ri olan bir düflünme tarz› olarak f›kralarda kar-
Millî Folklor 29
Y›l: 14 Say›: 55
30 Millî Folklor