Professional Documents
Culture Documents
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANA BİLİM DALI
M. NURİ ÇINARCI
GAZİANTEP
OCAK 2007
T.C.
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANA BİLİM DALI
M. NURİ ÇINARCI
GAZİANTEP
OCAK 2007
T.C.
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANA BİLİM DALI
M. Nuri ÇINARCI
Tez Savunma Tarihi: 11.01.2007
Bu tez tarafımca okunmuş, kapsamı ve niteliği açısından bir Yüksek Lisans tezi
olarak kabul edilmiştir.
Bu tez tarafımızca okunmuş, kapsam ve niteliği açısından bir Yüksek Lisans tezi
olarak kabul edilmiştir.
Jüri Üyeleri:
İmzası
ÖZET
ABSTRACT
ÇINARCI, M. NURİ
M.A. Thesis, Department of Literary
Supervisor: Assist. Prof. H. İbrahim YAKAR
January 2007, 132 pages
The tezkire that we work on, originated from the work of the poets who lived
both on the Ottoman Empire’s land and Crimea, Iran, Azerbaijan and İndia,
between the years 1592-1832. Except works of the poets, tezkire, informs us about
their lives, they have been able to get those sitations.The poets mention clearly the
names of the resources that he benefited from the talk about some poets which he
knows nothing about their works and who lived far before his time. In the
formation of the work, its paid attention to the alphetical order of the letters in the
Arabic alphabet that is, elif-ba and the names of the poets put into order by this
way. Except the lives of the poets, at the end of the work. Here is on the index part
that consist some of the Arabic verse that Arif Hikmey Bey has written and the
names of the poets took place in the tezkire.
İÇİNDEKİLER
ÖZET ...................................................................................................................... i
ABSTRACT ........................................................................................................... ii
İÇİNDEKİLER..................................................................................................... iii
ÖN SÖZ................................................................................................................. iv
1.GİRİŞ ...................................................................................................................1
1.1.GİRİŞ .............................................................................................................1
4.MATERYAL VE METOD..............................................................................122
4.1. MATERYALLER......................................................................................122
4.2. TEZKİRENİN TRANSKRİPSİYON METODU ........................................122
SONUÇ................................................................................................................125
KAYNAKLAR....................................................................................................126
EKLER................................................................................................................129
EK A. TEZKİRE METNİNDEN ÖRNEKLER ..................................................130
DİZİN..................................................................................................................131
ÖZGEÇMİŞ........................................................................................................135
iv
ÖN SÖZ
KISALTMALAR LİSTESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
GİRİŞ
1.1.GİRİŞ
Arapça zikr sözcüğünden türemiş olan tezkire sözcüğü dilimizde farklı
anlamlarda kullanılmıştır.Aynı memlekette bulunan resmi daireler yahut şahıslar
arasında te’ati olunan yazılı kağıt, çeşitli sebeplerle esnafa veya bazı şahıslara verilen
resmi evrak, reisülküttab tarafından Dîvân-ı Hümâyûn katiplerine verilen hüviyet
varakası gibi1 çok farklı anlamlara gelmesine rağmen bizim açımızdan önemli olan
tanımı ise, yaşadığı dönemde herhangi bir meslekte tanınmış kişilerin ve özellikle
şairlerin biyografilerini yazdıkları şiirleriyle birlikte ortaya koyan eserlerdir.Bir
edebiyat tarihçisi için en önemli belge eserin kendisi olmakla birlikte eserin daha iyi
anlaşılabilmesi için ne zaman ve ne gibi şartlar altında yazıldığının bilinmesi gerekir.
Dolayısıyla bir edebiyat tarihçisinin tarihi vesika ve diğer kaynakların yanında ilk
başvuracağı kaynaklar tezkirelerdir.2
İlk örneklerini Arap edebiyatında gördüğümüz bu tür daha İslamiyet’in ilk
dönemlerine yani Hz. Peygamber’in hayatı ve yaptıklarının incelenmesiyle
başlamıştır denilebilir. Bilindiği gibi Arapların soy sopla övünme alışkanlıkları
kaçınılmaz bir olgu olarak biyografi türünün tarihte önemli bir yer almasını
sağlamıştır. XII. yüzyıla kadar Arap kültüründe kayda değer bir önem taşıyan
tezkire, bu mirasını yavaşça o dönemde Farslara bırakmaya başlamıştır. Fars
edebiyatının ilk örneklerinden biri olan ve Anadolu’da daha sonra gelişecek olan
tezkire geleneğinde mühim tesirlere sahip olacak Molla Câmi’nin Nefahât’ül Üns ve
Bahâristan adlarındaki tezkireleri bu dönemde yazılmıştır. Arap ve Fars
edebiyatlarında yazılmış olan tezkireler, şairlerin hayatlarından ve şiir örneklerinden
1
Sami Şemsettin, (1997) Kamus-ı Türki, Çağrı Yay., İstanbul, s. 319
2
İpekten Haluk, (1968) Türkçe Şu’ara Tezkireleri, Atatürk Ünv. Fen-Edebiyat Fak Yay, Erzurum, s.8
2
bahsetmelerine rağmen daha çok kendi dönemlerinde şöhret sahibi olmuş padişah,
devlet adamları ve meşâyyihin biyografilerini ön plana çıkarmışlardır.
3
İsen Mustafa, (2002) Şair Tezkireleri, Grafiker yay. Ankara, s. 11
4
İKİNCİ BÖLÜM
ŞEYHÜLİSLAM ARİF HİKMET BEY4
2.1.HAYATI
Ârif Hikmet Bey Osmanlı Devletinin son dönemlerinde yaşamış, sadece
şairlik sıfatıyla değil âlimlik yönüyle de edebiyat kaynaklarında ismi çokça
zikredilen mühim bir şahsiyettir. Dönemin aydınlarına, kültür merkezi olması
münasebetiyle ev sahipliği yapmış İstanbul şairimizin de yetiştiği ve kültürel açıdan
temel dinamiklerini aldığı bir yerdir. 1786 yılında İstanbul’da doğan Ârif Hikmet
Bey Osmanlı Devletinde uzun bir dönem devletin yönetim kademelerine diplomat
yetiştirmiş köklü bir aileye mensuptur. Bu açıdan bireyin yetiştirilme süreci göz
önünde bulundurulduğunda denilebilir ki Ârif Hikmet Bey alimlik ve şairlik yönünü
yetiştiği ortamdan yani ailesinden almıştır. Bunun en somut örneği de onun Osmanlı
Devletinde ciddi mevkilerde bulunduğu ve sonuçta Şeyhülislamlık makamı gibi
yönetim dairesinde önemli bir konuma sahip olduğu gerçeğidir. Başta I. Abdülhamid
olmak üzere III. Selim II. Mahmud ve Abdülmecid gibi birden fazla padişahın
dönemlerine tanıklık etmiş ve tezkireden de anlaşıldığı üzere III. Selim ile ciddi
münasebetleri olmuştur. Doğumundan itibaren babasının memuriyeti sebebiyle farklı
kültürlerin ve farklı dillerin konuşulduğu bölgelerde yetişmiştir. Eserlerinde Arapça
ve Farsça şiirler yazacak derecede bu dillere vakıf olan şairin bu yönünü o dillerin
konuşulduğu bölgelerde yetişmesi sebebiyle elde ettiği son derece aşikardır. Ârif
Hikmet Bey babasının devlet memurluğu sebebiyle yabancı devletlerde bulunduğu
dönemler hariç ilk gençlik yıllarını İstanbul’da medrese eğitimini ikmal etmekle
sürdürmüştür. İstanbul’da medrese eğitimini bitirmeye müteakiben Hacca gitmiş ve
4
Esas konumuz Arif Hikmet Bey’in hayatı olmadığı için, şairin hayatını Bilal Kemikli’nin
“Şeyhülislam Arif Hikmet Bey, Hayatı, Sanatı, Eserleri, (2003) kitabından aldık.
5
fikrindeydi. Sonuç olarak tarihte Softalar Vakası diye bilinen ve İstanbul’da geniş bir
toplumsal ayaklanmaya dönüşen büyük bir olay patlak vermiştir. Olay esnasında Arif
Hikmet Bey’in olay karşısında sessiz kaldığı, siyasi iradesini kullanmadığı ve
Mustafa Reşit Paşa’yı desteklemediği gerekçesiyle görevden azledildiği öne sürülür.
Arif Hikmet Bey şeyhülislamlık görevinden ayrıldıktan sonra kendi köşesine
çekilmiş ve zamanını konağında döneminin aydınlarıyla fikri muhasebe yaparak
geçirmiştir. Son yıllarını İstanbul’dan ayrılarak Medine’de geçirmek düşüncesinde
olduğu halde 22 Mart 1859’da vefat etmiştir. Mezarı Kartal Baba tekkesi (Kartal
Baba Camisi) karşısında bulunmaktadır.5
2.2.ESERLERİ
Ârif Hikmet Bey divan sahibi olan nadide münevverlerden biridir.
Divanında Türkçe şiirler yanında Farsça ve Arapça yazılmış şiirler de bulunmaktadır.
Şair olması dışında edip olması onun manzum ve mensur eserler de vermesini
sağlamıştır. Mensur eserleri üzerinde fazlaca bir çalışma yapılmamıştır. Mensur
eserleri bahis konusu olduğunda bunların başında Tezkiretü’ş Şu’arası gelmektedir.
Millet kütüphanesinde, Ali Emiri bölümünde bulunan bu eserin şu an elimizde
sadece tek bir nüshası bulunmaktadır. Tezkireyi Türk edebiyatında yazılmış olan
diğer tezkirelerden ayıran en büyük özellik, Anadolu’da yaşayan Osmanlı dönemi
şairlerinin dışında Kırım, İran, Azerbaycan ve Hindistan yetişen Türk asıllı şairlerin
de hayatlarına yer vermesinden kaynaklanmaktadır. Bunun dışında mensur eserleri
içerisinde zikredilecek bir diğer eseri de Tanzimat defteridir. Arif Hikmet Bey’in
biyografi ve biblografya tarzında yazılmış olan eserleri üzerinde şimdiye kadar
herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Şairin eserlerinin bir kısmı Millet
kütüphanesinde diğer bir kısmı ise İstanbul Üniversitesi kütüphanesinde İbnülemin
Mahmut Kemal kitapları arasında bulunmaktadır.
Dîvân-ı Hikmet:Ârif Hikmet Bey divan şiirinin son temsilcileri arasında
bulunan mühim bir şahsiyettir. Onun hatırı sayılır derecede sadece Türkçe değil aynı
zamanda Arapça ve Farsça şiirlerinin bulunduğu bir divanı vardır. Şair hayattayken
divanını tertip edememiş, ölümünden sonra matbu olarak basılmıştır. Şiirleri,
öğrencilerinden Tırnakçızâde Ziver Bey ve dostları tarafından çeşitli mecmu’alardan
5
Kemikli Bilal, (2003) Ârif Hikmet Bey Hayatı, Sanatı, Eserleri, MEB. Yay. Ankara, s.6
8
derlenerek bir araya getirilmiştir. Bununla birlikte şiirler aynı zamanda kütüphane
kataloglarında Mecmûa-i Eş’âr ismiyle kayıtlı bulunan Ârif Hikmet’in şiirlerinden
oluşmaktadır.6 Mecmuâ-i Eş’âr’da, şairin şiirlerinden başka şiirler de bulunmaktadır.
Yine ona ait Mecmua’-yı Arif Hikmet’te ise şairin bazı şiirlerinden başka, şiirle
alakası olmayan bazı notlar da bulunmaktadır. Divan, muhtemelen Mehmet Ziver
tarafından 1282’de (1865-1866) tertip edilmiştir. Divan, tertibi esnasında hükümdar
olan Abdülaziz’in medhi ile başlamaktadır. Ayrıca divanın tertip nedenleri ve bu
hususta şairin edebi kişiliği ve üç dilde şiir yazmaktaki hüneri vb. konuları
içermektedir. Divan 1283 yılında Matbaa-ı Amire’de basılmıştır.7
Mecmu’âtüt Terâcüm:Ârif Hikmet Bey’in şu’ara tezkiresinden sonra
Arapça yazılmış biyografik bir eseridir. Müellif, döneminde tanınmış şair, yazar,
meşhur alim ve meşayihin biyografilerini yazmıştır. Eserin bilinen tek nüshası Millet
Kütüphanesi Ali Emiri bölümü, nr. 788’ de bulunmaktadır. Esere Mecmu’âtüt
Terâcüm denilmesinin sebebi ebced hesabıyla eserin yazıldığı yılı
göstermesindendir. Tezkiret’üş Şu’arâsında olduğu gibi bazı kişilerin hayatlarından
teferruatlı bilgiler verdiği halde bazı şairlerin ise sadece isimlerini zikretmekle sınırlı
kalmıştır. Bunun dışında isimlerini yazıp açıkladığı bazı kişilerin de alt kısımlarını
boş bırakmıştır. Bu durum şairin teferruatlı bilgi elde ettikten sonra boş kalan
kısımları dolduracağı fikrini ortaya koymaktadır.
Hülâsat’ül Makalât Fi Mecâlis’il-Mukâlemet: Ârif Hikmet Bey’in tarihle
ilgili bu eseri babası İsmet Bey’in Osmanlı Devleti adına katıldığı uluslar arası
antlaşmaları ve bu antlaşmaların maddelerini içermektedir. Tek nüshaya sahip olan
bu eser II. Mahmut döneminde zuhur eden siyasi olayları, özellikle dış politika
hakkındaki izlenimleri ortaya koyması açısından mühim bir tarih kitabıdır. Eser,
bilhassa Fransa’nın Mısır’ı işgali esnasında gelişen siyasi olayları ve Osmanlı
Devleti’nin Fransa, İngiltere ve Rusya ile olan ilişkileri ele alınmaktadır. Eserin
bilinen tek nüshası müellif nüshası olup İstanbul Üniversitesi Türkçe Yazmalar
5832’de bulunmaktadır.
Keşfü’üz-Zünûn Zeyli: Ârif Hikmet Bey’in Keşfü’z-Zünûn isimli esere bir
zeyl yazdığı, Bağdatlı İsma’il Paşa’da bulunduğu söylenen asıl nüsha, Yapı Kredi
Kütüphanesi’nde 835 numara ile kayıtlı nüshadır ve bu nüsha 42 varak 180 x 115
6
Tansel Fevziye Abdullah, (1997) Arif Hikmet Bey Maddesi , MEB. Yay. İ. A. İstanbul C. I, s.566
7
Levend Agah Sırrı, (1984) Türk Edebiyatı Tarihi I, TTK, Ankara, , s.419
9
ölçüsünde Avrupa kağıda ta’lik ile yazılmış ciltsiz bir defterdir.8 Ayrıca bu eserle
ilgili olarak İbnülemin asıl nüshanın Bağdatlı İsmail Paşa’da olduğunu
söylemektedir.9
El-ahkâmül-Meriyye Fi Arâzil-Emiriye: Bu eserin Arif Hikmet Bey’e ait
olup olmadığı kesin değildir. Müellifin eserlerine sahip olduğu söylenen Bağdatlı
İsma’il Paşa şairin eserleri arasında ismi zikredilen eseri de saymaktadır. Eserden ilk
bahseden Bursalı Mehmed Tahir’dir.10 Fevziye Abdullah Tansel,11 Osmanlı
müelliflerinde bu eser hakkında, Arif Hikmet’ten bahseden kaynak ve tetkiklerde
herhangi bir bilginin olmadığı gerekçesiyle Mehmed Tahir’in yanılabileceğini ve
eserin Arif Hikmet’in muarızlarından Arif Efendi’ye ait olabileceğini
söylemektedir.12
Ancak son dönemlerde Arif Hikmet Bey üzerine geniş çalışmaları olan Bilal
Kemikli’ ye göre söz konusu eser Arif Hikmet’e ait değildir. Bahsi geçen eserin
sonunda Arif Hikmet’in adının geçmesi bu yanılgılara sebep olmuştur. Onun
isminin eser sonunda zikredilmesi esere yazdığı takriz nedeniyledir. Eserin sonuna
eklenen takriz metninin başında ‘takriz’ notunun bulunmaması araştırmacıların aynı
hatayı tekrar etmelerine yol açmıştır. Oysa Divân-ı Hikmet’in içerisinde bulunan
takrizat kısmında bahsi geçen eserin sonunda bulunan metnin aynısı burada da yer
almaktadır.
8
Kemikli Bilal, (1999) Bir Osmanlı Şeyhülislamı: Arif Hikmet Beyefendi, İslami Araştırmalar
(Osmanlı’ya Dair, III,IV), XII / 3-4 s. 21
9
Tansel Fevziye Abdullah, a.g.e. s. 567
10
Bursalı Mehmed Tahir, (1333) Osmanlı Müellifleri I, İstanbul, s.374
11
Tansel Fevziye Abdullah, a.g.e. s.567
10
sanatı, çevreyle olan ilişkileri üzerinde durulur. Ya da şairin hayatı ve eserleri aynı
oranda yer alır.
12
Kemikli Bilal, (2003), a.g.e. s. 40
13
Kılıç Filiz, (2005) Şefkat Tezkiresi, Bizim Büro Basım Yay. Ankara, s. 1
11
Eserin giriş kısmında Ali Emiri’ nin de ifade ettiği gibi “Merhûm müşarün
ileyh Arif Hikmet Beg Efendi güzel tedkikât icrâ etmiş ve yazık ki ikmâl
edememiştir.” şeklindeki ifadesi tezkirenin tamamlanamadığını gösterir. Bunun en
somut verileri ise fihrist kısmında ismi bulunduğu halde eserde hayatları olmayan
14
İsen Mustafa, (2002), a.g.e. s. 5
15
Solmaz Süleyman, (1996) Gülşen-i Şu’ara, Tenkitli Metin, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara, s.20
12
bazı şairlerin olması ve Arif Hikmet’in çoğu şairin hayatını anlattıktan sonra boş bir
alan bırakması ve buraya da “ Şairin asarındandır “ demesi bu durumun en büyük
kanıtıdır. Yine bazı şairlerin hayatları hakkında detaylı bilgi verilirken, bazı şairlerin
hayatları hakkında ise sadece bir cümlenin yazılması muharririn şairler hakkında
bilgi topladığı ve uygun bir zamanda bunları ekleyeceği ancak çeşitli sebeplerden
dolayı bunu yapamadığı ve tezkirenin eksik kaldığı görülmektedir. Bunun dışında
elbette muharririn içinde bulunduğu kültürel tabaka göz önünde tutulduğunda
bahsetmek isteyeceği başka şairlerin de olacağı aşikardır. Yine de bu durum
tezkirenin kıymetini menfi yönde etkilememektedir. Çünkü başta İbnülemin olmak
üzere pek çok edebiyat tarihçisi bu eserden doğrudan yararlanmıştır.
17b Hamdi - - - - -
18b Hayret E. - - - - -
21b Mir Dâniş Mehmed - Katib Hüsn ü Aşk Naziresi, Celal 1245
ü Cemal Mesnevisi
22a Dervîş Mehmed - Kadı Divan, Risale, Şerh-i 1248
Arayib-i
22b Dilâver Kuluhan Ha’rezm Vezir Divan -
Hâ’ce
61a Nusret Ebubekir Harput - Divan-ı Arabi, Türki, -
Farisi Tefsir-i Hetk’ül
Esrar,
61a Nazîf Mehmed - Kadı - 1239
62a Nâ’ti - Ayıntab Halıcılık - -
62a Ni’met Abdürrahim - Müderris - 1188
63a Nevres İstanbul - - -
63a Nûri Mehmed Ayıntab Vali - -
63b Vâsıf Ahmed Bağdad Vakanüvis - 1221
63b Mîr Vâsıf Osman - - - -
64a Vâzıh - Buhara - Divan -
64a Vâkıf - Karabağ - - 1211
64b Vefâ’i Mirza Meşhed - - 1213
65a Seyid Vehbi Hüseyin Haleb - - 1149
65b Vehbi Sünbülzade - - Tuhfe, Nuhbe, Divan-ı 1224
Belagat, Şevkengiz,
Lutfiyye
66a Haşim - Maraş - - -
66a Himmet Mirza Sadık Buhara - - -
20
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
‘Ali EMİRİ
teşrin’ül nâUırîn olaraS mevcûddur. Bundan başSa türbe-i şerîfe-i meOkûreyi altun
Sandillerle tezyîn ve nezdinde vak’i Fatih Cami-i şerîfini müceddeden inşâ
ettirmiştir.
Zopçu ve ‘Arabacı neferâtı için ZopNâne’de ve Dedeoġlunda ve NiUâm-ı
Cedîd ‘askeri için Levend çiftliğinde ve Üsküdâr’da Sışlalar ve tersânede havż-ı
kebir ve Surbunda Salyoncular için müceddeden bir Sışla ve [aWköy’de hendeseNane
ve Üsküdâr’da cisim anbarları yapdırdı. [umbaraNâne Sışlası derûnundaki cami-i
şerîf ile Üsküdar’da Selimiye Sışlası civarındaki cami’-i laQif vesa’ir İbniye-i
[ayriye ve Miriye daNı aaâr-ı celilelerindendir.
(3a)
Daha buTlar gibi pekçoS asârMâneleri vardır. ‘AWrında yapılan İbniyenin
Uerâfeti nezâket-i Qab’ına delildir. UWûl-i cedîde üzre top
iWagası ve gemi inşası ve Avrupa kârı barut ‘imâli gibi edevât-ı ceriyeye ve
tehekkümal-ı kuvve-i berriye vü baMriyeye ‘aUîm-i himmetler itdiği eanâda aSmişe-i
Hindiye ve Afrenciye’den istiġnâ MâWıl olmaS içün Üsküdâr’da Sumaş karNâneleri
binâ ve neşr-i ‘ulûm ü ma’arif içün Dar’ültQibâ inşâ ile Wan’at-ı Qibâ’atıT
teraSSiyesine sa’y-i avfı buyurdu. Hele ‘ulûm-u riyâżiyetiT ilerlemesin ol Sadar
iltizâm eylerdi ki Râmiz Efendi’yi [umbaraNâne nâUırı itdikde Hendesebâneyi daNı
anıT neUâretine virüb Nâceler ta’yin ve dersleriT tertibi hususunda kendüsiyle dâ’ima
muMarrisâne muNâbere itdiği WoTradan aâbit olmuştur. ElMâsıl muMâsin-i aaârı çoS ve
devletiT sa’âdet-i Mâli içün sa’yi ve himmetine nihâyet yoS idi. ’Âli himmet ü ‘âli
mekremet, Nûb-Wûret, pâkize siret, güzel ta’liS yazar ve fenn-i musikîde behresi var.
Ve İlhâmi taNallüW idüb câ-becâ şi’ir söyler ve ‘ulemâ ve şu’arâya ri’âyet-i ziyâde
ri’âyet eyler idi. Kelâm’ül mülûk, mülük’ül İslâm, kelâm-ı ‘alisi kamet-i ziba-yı
belagâtına şayân bir padişah-ı zi-şân Wahib-i divan idi. Ba’zı asâr-ı mübâreke-i
şahânelerinin taWtîriyle iktifâ olundu. Bu na’at-ı beliġeleri ravża-i mu’aQQıra-i risâlet-
penâhta sekiz ‘aded sütûn-ı tuba-numûn üzerinde müzehhiben menSûşdur. BiT iki
yüz yigirmi üç senesinde terk-i daġdaġ-i dünyâ eylemekle Cenâb-ı şeyNülislâm tariN-
i vefât-ı şahâneleri olmak üzre: ” MüverriN-i şehir surûrunda Mayf-ı cevr-i devr ile
SulQân Selîm oldu şehid. Sene 1223.” mıWra’-ı târiNini teUkireleriniT bir köşesine
Sayd etmiştir. On QoSuz sene yedi ay on gün serîr-i salQanat vücûd-ı şahâneleriyle
müşerref olmuş ve müddet-i ‘ömr-i şahâneleri kırk sekiz seneden ‘ibâret bulunmuş
idi.
25
Diger Ġazel
Murġ-ı tecridem ‘alâyıS dâm-ı Oillettir baTa
Câ-yı pervâz evc-i istiġnâ-yı ‘iffettir baTa
EDÂ
SulQân [ân. [a’ce ‘Ubeydullah AMrar Nażretleri neslinden (Semi’-i min Nalil-i
WâMib) SemerSandü’l aWldır. Bunlar dört Sarındaş imiş. Biri mütercim biri BaSırNân
ve biri MaMmûd [ân ve biri Aayan [ân. MaMmûd [ân ġâyet Wâhib-i şecâ’at imiş.
Virdi daNi şu’arâdan imiş. MaMmûd [ân şâ’ir değilmiş. (Sem-i min Malil-i WaMib)
MütercimiT bir maMbûbı geldik de bu laQifeyi etmiştir: “ jlh qr pj oh mn klhij ij gh ef
vlh ir ktuh vlh qv ktuh"
Ġazel
mnwr x mnhj yhgz {|xq p} ~ u e
nhv x mnhq
u ~v if gr r
EDÎB
BiT iki yüz SırS sekiz Milâlinde riyâsetten ma’zûlen vefât eden Es-seyid
Süleymân Necib Efendi merMûmuT pederi teşrifâtı esbaS-ı MeMmed Edîb
Efendi’dir. BiT iki yüz on altı senesi Mudûdunda vefât idüb FındıSlı civârında kâ’in
[atûniye zâviyesi maSberesinde Şâhrâh’da defn olunmuştur. Dîvânı, ElfâU
28
ManUûmesi ve evâ’il-i salQanat-ı Selim [âni’de iki defa vak’anüvis olmaġla TariN-i
Müdevveni vardır. (Tezyil). Bu ġazel aaârındandır.
(4b)
ERŞED
‘AbdülMamid El-med’uvv Yusûf-zâde. Beş cüz miStârı \âmet-i ElfâUı libâsı
MüsnüTden ‘âri. Çehre-i ma’ânisi her heft vaSitten biri divânı meşhûr olmuştur.
Mekke-i Mükerreme Sażâsıyla be-kâm olmuş Yusuf-zâde MeMmed Emîn Efendi’niT
neclidir. 1170 senesine Sadar târiNleri vardır. (Tezyil). TeOkire-i Râmiz’de mesQûr
olduġu üzre 1137 senesinde tevellüd ve QarîS-i mülâzemete dâNil olarak 1172
senesinde ve teOkire-i ŞefSat Savlince 1170 tariNinde vefât etmiştir. Yavdud
iskelesinde [adime SulQan Cami-i şerifi muSabilinde defn olunmuştur. Pederi
Yusuf-zâde ve birâderi Re’fet efendiler daNi şâ’ir idi. Pek genç vefât etmiş olmasına
naUaran şiirindeki neSayiWi ma’Oûr görülebilir. Bu ġazel aaârındandır.
ES’ED ÂĠÂ
Erzen-i rûm gümrükçüsü.
(5a)
29
EŞREF
Tercemesi âti ŞeyNülislâm Küçük Çelebi-zâde ‘ÂWım Efendi merMûmuT Mafîdi
ŞeyMülislâm merMûm Es-seyîd MeMmed Zeynel’Âbidin Efendi’niT birâder-i mihteri
mevâliden `urre Emin-zâde ‘Ömer Efendi’niT necl-i ekberidir. BiT iki yüz altı
MuNarreminde kibâr-ı müderrisinden iken vefât idüb cedleri civârında medfûndur.
’Ulûm-ı edebiyeye aşinâ bir maNdûm imiş. Şerefullahi Te’âla bilmağfire. (Tezyil).
TeOkire-ı ŞefSât’te ba’żı târîN ve aaârı müzerrecdir. Bu ġazeli teUkire-i meOkûreden
taMrîr olundu.
EFĠÂN BEG
Gül MeMmet Beg’dir. \andahar’da sâkin Ġulamca’i Efġâni Ekâbir-
zâdelerinden olub pederi pederiniT ismi FetiM MeMmed [ân imiş. Nâdir Şâh
‘askerinden olduġundan merSûmuT vefâtından WoTra pederi Buhârâ’ya intiSâl etmiş.
Mütercim Buhârâ’da tevellüd eylemiştir. BiT iki yüz otuz yâNud yigirmi Qokuz
senelerinde Bubârâ’da aNirete intiSâl etmişdir. Şâh Murâd Beg zamânında Nayli
mu’teber imiş. Liken oġlu Mir Paydar zamânında ol Sadar ‘itibâr bulmamış.
30
(5b)
Patta birSaç kerre belâde Makim-i neWeb ü ‘azl ü müWâdere etmiş. Payli
bahadır ü şecâ’i kimesne imiş. [aQerici iSlimine de Mâkim olmuş. ANir-i ‘ömründe
birSaç sene meflûc olub vefât etmiştir. (Evre tepeye Mâkim olmuştur.)
m q~ lghyxq¤l|
¤ £j| hq m|hj| hj ª|
~xqvxhqlfvhx~w
£j| wf gh yqe h j|he|
EMÎN BEG
YeTişehirli BaSSal İsma’il Paşâ-zâdedir. \udus-ı şerîfe ka]ı olmuş. Pubûbat
neUâreti bı]metiyle müstaMdem olan YeTişehir’den ma’zûl MollacıS-zâde ‘AQQaullah
Efendi’ye Masb’ül QarîS Mekke-i Mükerreme każâsı tevciye olunmaġın \udüs’den
ma’zûl iken maMaline mütercim neWeb olunmuş. (Tezyil). İhya, (Seray-ı ‘âdnı Emin
Beg Efendi etdi mekân.). Emin Beg’dir yine bu demde İstanbul Efendisi.
HARF’ÜL BA
31
BÂ’İS
İsmi AMmed’dir. Burusa meyNâlecinde Uuhûr ve Asitâne’ye vurûd ve Şehzâde
Medresesinde sâkin ve Feraâki Pasan Efendi’den aNO-ı ‘ulûm-u lezi’ül imtiMân aMO-ı
mülâzemet idüb Bayburdi-zâde’niT Wulb-ı mevleviyyetinde Nı]met-i Sısmetinde
müstaMdem ve Bekir Pâşa-zâde Pamdullah Beg’iT Edirne mevleviyyetinde çend
mâh mektubi olub ve birSaç mâh ‘Abdullâh Mollâ-zâde’ye muWâMabat ve ba’de
Palimgirây SulQân’a NâceliS ile Rumeli’nde Vize sarâyına vardı. Ve ba’de Yenice
ayanı Zopli-zâde MuWQafa Aġa’ya kâtib olub ba’de Ulvi Paşâ merSûma istiWMâb idüb
vezir-i merSûmuT Satline irade-i seniye ta’alluS itdük de mütercim-i merSûmuT
taMrîr etttiği şuSSe Ba’is użvi olduSda dîvân kitâbetiyle tekrîm itmişdir.
Ma’iyetiyle İstanbul’a vurûdunda bir taSrib firâr itdükde ‘İzzet Pâşâ
merkûmuT Mâline (merhameten) maliye teOkireciliği pâyesiyle Dîvân-ı Hümâyûn
Nâ’celiği iMsân ve Rumeli Valisi Şinâsi-zâde mektubculuğuyla irsâl idüb
mumaileyhden müfâreSetten soTra Ulvi Pâşâ’nıT ketNüdâlıġından na’il-i vezâret
olan Değirmenci MuWQafa Pâşâ’ya dîvân kitâbetiyle müstaNdem olub pâşâsınıT
fevtinden soTra ‘arşiden, avdetinde Mar’aşda fevt olmuştur. Mısra’-ı Mihrullah : ”
[ayra her dem ola Ba’is AMmed” dir. Dört cüz’ miSdârı dîvân-ı ‘âşıSâne beyânı
vardır. VaQan-ı aWlında \aWWab-zâdelikle şöhret-şi’ârdır. Sinin-i sinni vâWl-ı derece-i
erba’in olmuş idi.
(6b)
PERTEV
MeMmed Efendi. Zümre-i Nâcegândan ve Neş’et [âce şakirdânındandır. Evvel
maNlaWı Nûri imiş. SoTra ‘âdeti üzre [â’ce Neş’et teġyîr idüb bir maNlâW-nâme ile
maNlâW-ı mezbûru vaż’i etmiş. Nedîm eQvârına külliyetli dîvân-ı eş’ârı vardır.
TeOkire-i şu’ara taMrîriyle iştiġâlini iNbâr eder imiş. Liken mânend-i ‘anSâ ism-i bi-
müsemmi Salmış. EvâNir-i ‘ömründe bir miSdâr vak’anüvis oldu. Orduda 1222
senesi râMile-bend-i sefer-i aNiret oldu. TarîM-i ManSûQ’ül Surûri : ”Söndü gitti
pertev-i şem. (1222).” SulQân AMmed MuvaSSit-zâde İslambuli MeMmed Nûri
Efendi’dir. Neş’et Efendi merMûma intiWâb itmekle Sâ’idesi üzre ‘Pertev’ maMlaWı
‘iQâ buyurmuştur. VâWıf Efendi re’is olduSda vaSâ’nüvis olmuş idi. Yigirmi ikide
Mevkib-i Hümâyûn’da amedi iken vefât itmişdir. Ekaer ebyâtı Nedîm Qarzındadır.
Divân-ı şi’iri vardır. [â’ce merMûmuT aMvâl-ı şakirdânından ‘ibâret bir teOkire tertib
etmiş ise de nâ-müQ’alâya mebni ise maMv ü ketm eylediği menSûldür. Surûri : ”
YaSdı Pertev sûz-ı hicrânıyla aMbâbın meded”.(1222)
(Tezyil) Zâde-i Qab’ı ve naSş-ı Nâtemi olan (Pertev geda-yı lem’-i nur-
maMdem) mıWra’ında maMlâW-ı sabıSâne dâNi telmîM etmişdir. Vefâtına Surûri Efendi
târîN-i mü’eccem olaraS : (Şa’irânıT şem’-i ümidinde pertev Salmadı) mıWrâ’ını daNi
söylemiştir. Silistre’de iken nâ-mizâc olub Ordu-yu Hümâyûn ile Edirne’ye
duMûlünde Netm-i ceride-i Mayât itmekle Edirne’de Zarîkât-ı ‘Aliye-i Gülşeniye’de
Sezâyi PażretleriniT (Pertev) türbesi nezdinde defn olunmuştur. Es-seyid
MuMammed Sa’id Efendi. Tuman’ül aWldır. PadişâhımızıT ‘aWr-ı bahr’ül nazırı ricâl-ı
vażi’ül feżâl ve şuarâ-yı belâġat maSâlinden sabıSâ Reis’ülküttab ve hâlâ Kethüdâ-yı
`adr-ı ‘Âlicenâb Es-seyid MeMmed Sa’id Efendi’dir. ’Ömre Allah Te’ali. İnşâsı ser-
müşS-i üdebâ ve eş’ârı pes-nadîre-i büleġâdır. Bu ġazel aaârındandır.
(8a)
BURHÂN
Badebşi‘ül-aWldır. Yigirmi senesinden muSaddem Asitane-i ‘Âliye’ye gelüb ve
anda bir miSdâr iSâmetden WoTra MıWır cânibine ‘azimet ve anda teveQQün itmişdir ve
otuzdan muSaddem anda vefât eylemişdir. Sâdâtdan olmaġın [a’ce Burhân dirler
idi.
(8b)
33
BERRİ
Es-seyid Abdullah Berri Efendi. El-hac Ebubekir Aġa ‘azlinden kethüdâ-yı
Wadr-ı ‘âli olmuş. ( 14 Cemaziyyelevvel. 1209. Pazar)
BE\ÂYİ
Dârendevi’laWl. Payret Efendi’niT birâder-i mihteridir. Beldelerinde kâtib-
zâdelikle müştehirdirler. Dârende Nanedânlarındandır. Büyük ‘Abdi Pâşâ ism-i
aġalarından imiş. Ve’ indinde ġâyet maSbûl imiş. Gâyet mükeaaer naUımda selâset
üzre cahilâne Fużûli mertebesinden aşaġıca şi’iri vardır. Seyyit BaQQâl SıWWasını
tamamen naUm itmiş. Ve PadiSa’tüs Süedâyı naUm etmiş ve Mevlid-i Nebiullah EW-
Welat’üs `elâmı naUm etmiş ve iki yüz Mudûdunda beldesinde vefât etmiş.
(9a)
BÜLBÜL
İslambul’da MaMmûd Pâşâ-yı Veli Câmi’ civârında ka’in MehgeneNâne
pişgâhında olan Güzelce Mahmûd Pâşâ çeşmesine münteMib olan tariNi bulmuştur.
AMvâl-ı sâ’iresine teWâdüf olunamadı. FaSaQ mecelle-i Müstakimzâde’de şâ’ir-i Rumi
diyü yazılmışdır.
1014
BAHÂR
İsmi ‘Ali’dir. (1202). TevfiS Efendi işâretiyle zümre-i müderrisine iltihâS
etmiş. AWlı ‘Acem’dir. Daġıstani Hüseyin Efendi, Revani’ül müvellid olduġun iNbâr
etdi. Liken kendini BuNara’ya nisbet ederdi. [ayli hikmet-dân Oât idi. Eş’âr-ı
Fârisiye ve Türkiyesi vardır. (1227) Üsküdar ka]ısı oldu. Kimya sevdâsına düçâr
olduġundan da’imâ taMWîl itdiği aSçeyi ol cihete Warf ider. Ve elleri aNiren seMS ü
taSQirinden müvessaN ü müteġayyir’ül levn biT iki yüz yigirmi sekiz senesi Milâlinde
fevt olmuşdur.
(9b)
İrâni’ül aWl ve BuNârâ’ül şehr ‘Âli Efendi’dir. İslambul’a gelüb tercemesi
ŞeyNülislâm TevfiS Efendi merMûmuT on üç gün müdette meşiNatı eanâsı işâretiyle
müderris olmuştur. Ve müşarü’ileyhiT andan ġayrı müderrisi yoSdur. BiT iki yüz
yigirmi sekiz Milâlinde Üsküdâr każasından ma’zûlen fevt olmuştur. Şundan aabıSa
‘ulûm-ı sâ’ireye intiWâbı MuWuWen riyâżiyette mahâreti var idi. NaSş-ı Nâtemi “Allah
bâdâ hemişe gülşen-i ömr-i ‘Ali Bahar.” mıWra’ı olmaġla Reis’ülküttâb Ârif Efendi
merMûm Bahâr Efendi. İş bu mıWrâ’ seng-i Qabi’at-ı aWliye ki oluverir mi diyü laQife
yüzünden taSiyeye imâ itdiği mesmu-ı fakir olmuştur.
BEHCET
MûWullu ‘Âli Efendi. Bir miSdâr-ı eyyâm Paremin müftisi olub Sudemâ-yı
müderrisinden iken biT yüz QoSsan yedi senesi vefât itmişdir. ’Ârabi ve Fârisi ve
Türki eş’âr ü SaWâ’idi ve Arabi’ül ibâre ba’żı taMrîrâtı müşâhede olunmuştur. ’Ûlemâ
35
ü üdebâdan bir Oâtmış. 1197 senesi ŞevvâliniT ikinci günü vefât itmişdir. TariN’ül
Sûruri: “MerSed-i Behcet Efendi nur ola.” (Tezyil). Şefkât teOkiresinde iki ġazeli
muMarrerdir. Bu ġazel andan ahO ü taMrîr olundu.
(10a)
BEHCET
Pekimbâşı [ayrullâh Efendi’nin Mafîdi MuWQafa Behcet Efendi. (1188).
Eyüb’de müteSâ’id MuWQafa Pâşâ’nıT divân kâtibi MeMmed Emin Efendi’nin de
sulbünden Sadem-nihâde-i mehd ü Wadr olmuşdur. BiT iki yüz altı senesi Receb-i
Şerifin beşinde zümre-i müderrisine iltiMâS etmiş.
Beyt
O şuNuT gerçi kim reng-i vefâdan Nali Nalıdır
Reg-i nabż nigeh-i çeşm-i bimârı ġazalıdır
(10b)
BEHCET
Nâmı [udâydâd [an’dır. Tiflüs’ül-aWldır. ’Acem şâhı FetMi Ali Şah’ıT
fevtinden WoTra ‘Acem şâhı olan Mirzâ ‘Abbas’ıT oġlu MeMmed Şâh Qarafından
sefâretle biT iki yüz elli bir senesi evâ’ilinde Asitâne’ye vurûd etmiş.
BEHCET
[ârezm’de yâNûd BuNârâ’da bir şâ’ir imiş. 24 tahminen Mayâtta imiş.TaWMiMe
muMtac.
HARF’ÜL TÂ
TÂ’İB
İsma’il Efendi. Erzen-i Rum Surrasından Şeki-Wûr nâm Sariyede tevellüd
etmiştir.
(11a)
TÂ’İB
Cennet-mekân SulQân AbdulMamîd [ân Pażretleri’niT cülûs-ı hümayûnlarına
söylediği târîN intiNâb olunmuş ise de terceme-i aMvâli görülemedi.
37
TEVFİ\ EFENDİ
ŞeyNülislâm MeMmed TevfiS Efendi. FuSahâ ü müderrisin ü üstânde-i
Wekkâkinden Eyyûb Efendi’niT necli Es-seyid YaMya TevfiS Efendi’dir. NaSş-ı
Nâtemi olan: “ Allah ez-TevfiS tevsid-i bâd-ı YaMya.” mıWrâ’ı târîN-i vilâdetidir.
(1128) ŞeyNülislâm iken 1205 senesi riya-yı faWidden dâr-ı ‘uSbâya irtiSâl
eylemiştir. Yedi ‘aded ġazeli mevcuttur.
HARF’ÜL CÎM
CÂHİ
BiT sekiz senesinde naUm itdiği târîN intibâb olunub aMvâl-ı sâ’iresi
bilinemedi.
38
CELÂLİ
Ebubekir Celâleddin Efendi. Eşrâf-ı Sużżât-ı Rûm ilinden. Mirâren Tahtabaşı
olan Yıldız ‘Abdullah Efendi-zâdedir. Kendü AnaQolu Sużatı eşrâfından idi. BiT iki
yüz otuz üç senesi sinni altmış mütecâviz iken vefât idüb WaMn-ı İslambûl
ebvâbından Edirne \apusı bâricinde kâ’in Zülâli çeşmesi civârında defn
olunmuşdur. Kendü divân tertib etmişdir. Paleb müftisi iken vefât iden Süleymân
Mollâ’nıT büyük birâderidir.
CELÂLİ
BuNârâ’da maMdûm Celâl derler bir şâ’ir imiş. Genç imiş.(1234) Payâtta imiş.
Zâleb-i ‘ilm imiş. Mîr Paydar’ıT şakirdânından imiş.
CEMÂL
Şâhid’ül-müverriNin’de buyurur ki: ”Pâlâ mavsile-i Süleymâniye
39
CENÂBİ
‘Ayıntâbi’ül-aWl ve mütercim-i Sâmûs ‘ÂWım Efendi’niT pederidir. ’Ayıntâb
maMkemesinde başkâtib. ’İlm ü hünerde yegâne fenn-i Wukûka kemâl-i dirâyeti
aşikâr ve NaQQ-ı nüvisi Oü-iStidâr bir kimesne imiş. ANirinde cünûna mübtelâ ve ol
Mâlinde ‘azm-ı dâr-ı ‘uSba olmuş.
(13a)
CEVDET
İbrahîm Beg. Müddet-i ‘arifiyesini tekmîl ettikde İslambûl Sa]ılıġı mütercime
tevciye olunmuşdur. 28 MuMarrem 1222.
CEVDET
Ricâl-ı ‘aWr-ı ‘AbdulMamîd [âni’den meşhûr Recâ’i Efendi’niT müfîdi ’inni
şuarâ-i Nâcegândan Recâyi-zâde Münîb Efendi’niT oġlu ve mektûbi defteri
Saleminde - kethüdâ kâtibi oQası bulefâsından imiş - bir civân-Qab’ kâtib-i reşîd idi.
BiT iki yüz SırS yedi senesi maQ’unen eyyam-ı cevânide ‘azm-ı aNiret etmişdir.
MuWarra’-ı Âzâde’ye dibâce-bend-i cem’ ü tertib, yine cem’ ü intiNâb eylediği
ebyâta vefâtından WoTra küçük dâderi dânişmendân-ı Nulefâ-yı Salem dîvânından
Kemâl Efendi bir zengin dibâce yazıb nâm-ı merMûmu iMyâ eylemiştir. ’Ömre Allah
Te’ali.
(13b)
HARF’ÜL HA
PALET
Palet Seyyid MeMmed Sa’id Efendi. (Bu Oat Pâkimden WoTra yazılacaStır.)
Ġazel
Döşekden ‘aks-i rûyuT çeşm-i ġâm-ı me’yûs gülgündür
40
PÂIK
Erzen-i Rûm müftüsü MeMmed Efendi’dir. FuMûl-i ‘ulemâdan nice müddet
tedrîsi ile iştiġâl etmiş bir Oât idi. Müretteb divânı vardır. BiT yüz yetmiş altı senesi
leyle-i \adirde intiSâl etmiştir. Evvelâ beldesinde İNlâsiye medresesi müderrisi
müftü ‘Ömer Efendi’den taMsîl-i ‘ulûm-u âliye ve ba’de ‘allâme-i afâS \azabadi
AMmed Efendi’niT derslerinden nice müddet kisb-i kemâlât idüb Feyżiye medresesi
müderrisi pederleri İspiri Ebubekir Efendi’den tekmîl-i nesN-i meşhûre etmiştir.
Beldesinde elli sene miSdarı ta’lîm-i ‘ulûm-i mütenevv’i ile ‘aSd-ı mecalis-i dürûs ü
iMyâ-ı nüfus idüb ta’lîm-i ‘ulûm-i mütenevvi’eden Nâli olmayub nice fuhûlden
me’zûnları vücûda gelüb neşr-i ‘ulûma iştiġâl etmişlerdir.
(14a)
AvâNirinde beldesiniT manWıb-ı iftâsı kendülerine tevciye olduSda altı mâh
murûrunda `ûlMi nâm şaNıW Suvvet-i mâliye ile mütercimi ‘azl ü manWıbı kendine
tevciye ettirib \uyruS `âlih nâm şaNWı kâtib-i fevti neWeb ettikde ikisinde daNi ‘adem
ehliyetine işârat ile mütercim bu beyti inşâd buyurmuşdur.
Velehu
Dünyâda kimse sûNte-i Masret olmasun
FirSatte intiUâr-keş-i vuWlat olmasun
PAKİM
Vak’anüvîs Es-seyyid MeMmed Efendi’dir. Cebecilik kâtibi olmuştur. (Der-
tevcihât 42 Şevvâl 1172) Sipâhi kâtibi şod. (Der-tevcihât 22 Şevval 1174) Küçük
Rûznâme manWıbından ma’zûlen biT yüz seksen dört. 1185 Rebi’ülaNirinde intiSâl
etmiştir. Şevket’e şerh yazmıştır ve inşâsınıT ‘ayyârı VâWıf Efendi’niT târîN-i
dibâcesinde beyân olunmuşdur.
(14b)
PÂMİD NEFÎF-ZÂDE
Kitâbette aâni-i ‘imâd olan NaUîf merMûmuT neclidir. Zümre-i
Nâcegândandandır. KendüniT daNi NaQQ-ı ta’lîS-i laQîfi olmaġın ekaeryen kitâbetle
evSât-güOâr idi. ZarîS-i Nâcegâniden ġaliba ‘aQiye ve mevSûftan ġayrı bir nef’i yoN
idi. Bî-nihâye ġazelliyâtı var. Ekaerisi elfâU-ı rengînle müteMalli ve ma’nâ ve
vezinden müteNallidir. Ber-miWdâS Allah eğerçi vezn ne-dâred ü lik bi-ma’aniyet.
42
Ġazel
Parim-i ġonceden renk aldı dil-i me’nûs gülgündür
Gül-i Waġâr o şem’-i bezme bir fanus-ı gülgündür
PÂMİD
VeSayi’nüvis ‘ÂWım ‘Ayıntâbi Efendi merMûmuT necli Mâcegân-ı dîvân-ı
mu’alli-i erkândan el-veleddüs-serayin nüktesine maUhâr bir Oât-ı ma’ârif imiş.
PASRET
Kürdistan’da Senendec nâm şehirdendir. Pacı ‘Ali nâm kimesne ferzendidir.
AWlı ‘Acemistân’dandır. AncaS çend sâl Senendec’de iSâmet etmekle aTa niWbet
olunmuşdur. Bir Salender-mest ve hemişe Narâbatiyânla dest-be-dest imiş. Hindi
ŞeyN MuMammed NaSşibendi ki müfret Nâlde mu’ârıż idi. FısS ü fücûruna binâen bir
gün Senendec’de mütercimiT rîşeni traş ve bu vechle meydân-ı rüsvâydı. Kebîr-i
43
divan-ı Fârisi’si vardır. ’Arabi eş’ârı dabi vardır. Teşelân nâm şehirde vefât etmişdir.
1240 tahminen.
m¯| ° e
qt ~lh qv vhv hv© vhj hj ~ gh
qt ~lh qv vhv hv {l j|jqr
Diger \ıQa’
(15b)
jqhj| wf w yr q
jqhj| w w we x qt q
Diger \ıQa’
jl¥} ~hj| p} yh xq oh
mjl¥r¥r uw|r vl|wn
PASÎB BEĠ
Çorum’dandır. MuNtaWarca dîvânı vardır. Ba’Uı muvaffaS-ı mesâmini var ise
44
PÜSEYİN [ÂN
İbni Pasan Beg ibni Pâcı Çelebi Daġıstan’da Şeki [ânı idi. Mahâret-i
şi’iriyesi menSûldur. Pederi Pâcı Çelebi Tebriz’e Sadar Mükm edib iSâme-i Mâkim
etmiş imiş.
(17b)
PAŞMET
‘Ulemâ-i fihâmdan YeTişehri ‘Abbâs EfendiniT necl-i ercümendidir. BeOâOet
lisân sebebiyle İstinye’de pederi sâhilNânesinde iSâmete me’mûr olmuştur.1172.
(Tezyil) 1172 senesinde maMruse-i Burusa’ya nefi vü iclâ olunaraS beş sene miSdârı
iSâmet ve ba’de menfâsı İzmir’e taMdil olunmaġla biT iki yüz seksen iki senesinde
Medine-i Münevvere’de dâr-ı beSâya rıMlet eyledi. `âMib-i teOkire Râmiz Efendi
vefâtına bu târîNi inşâd eylemiştir :
PU`ÛLİ
‘Ayıntab’ül-aWldır ve mütercim-i Samûs ‘ÂWım Efendi’niT ceddidir. Kendi binâ
ettiği meştâya inşâd ettiği tariNtir: ”Pusûli yaptı bir meştâ-yı zibâ 1142.”
PALİMĠİRÂY SULZÂN
\ırım [ânlarından ŞehbâzgirâyıT neclidir. Vize Sarâyı Surbunda Eyder nâm
45
PAMDİ BEG
1180 iken ‘Ali PâşânıT Wulbundan ‘alem-i şûhuda gelmişdir. İsmi MuWQafa’dır.
Ser-bevvâbin-i dergâh zümresine iltiMâS edib aNir-i ‘ömürlerinde köşe-nişîn-i Nâne-i
‘uzlet bulunduġu QarîSten dest-keş-i ferâġat ve bâb-ı MaSSa mülâzemet ve 1207
‘azm-ı cennet edib Eyyüb Cami’-i şerîfi miMrâbınıT cânib-i yesârında vaWiyyetleri
üzre defn olunmuştur.
âtında Mamîde biWâl ü WâMib-i Mâl olub Wefer-i sinînden beri mu’ârefe beOl-i
maSdûr ve az vaSitde taMWîl-i kemâlât edib ‘Arabiye’yi ve Fârisiye’yi ASgermani
MuWQafa \a’il Efendi’den taMWîl etmişlerdir. Eş’ârları pek de çeşniden Nâli değildir.
Müretteb beş cüz’ miSdârı dîvânı vardır.
(17b)
PAMDİ PALÎFE-ZÂDE
Kale’ Malîfesi-zâde. 1209 ilhicce ġurresinden mu’teber Edirne pâyesi
verilmişdir.
PAMDİ
ŞeyNülislâm ‘Arab-zâde MeMmed ‘Arif Efendi [ażretleriniT maMdûmu
Pamdullah Molla’dır.
(18a)
PANÎF
BalQacı zümresinden yazıcı olub ‘azlinden WoTra tecennün etmişdir. Çend sâl
murûrunda bu Mâl üzre vefât etmişdir. Kearet üzre ‘aşıSâne eş’ârı vardır. Cünûndan
nev-‘amâ ifâSet geldikde Pac’ca gitmiştir. ’Seyr’ manUûmesi vardır. Neş’et
[âce’niT ‘Zûfân’ını Türkçe şerN etmişdir. Bu daNi Neş’et telâmiOindendir. TârîM-i
vefâtiş-i Pertev:
PAYRET
Lârendeli Nâcegândan Seyyid MeMmed Efendi’dir. Evvela ba’żı vüzerâ
da’iresinde aNiren MıWır’da dîvân kâtibi iken biT iki yüz otuz QoSuz senesi mat’unen
vefât etmişdir. Müdevvin ve maQb’û inşâsı ve na’atden manUûme ve diger aaârı
vardır.
PAYRET
‘Ayıntâb’ül-Mavldir. Beldesinde pederi Özbek tekiyyesinde şeyN olmaġın ba’d-
ı vefâtullah mütercim, pederi maSamına Sa’im olmuşdur. Senesi Asitâne’ye ba’żı
NuWûW için vurûd edib Üsküdar’da SulQân Tepesi nâm maMalde ka’in Özbek fıSrasına
mahWûW Pâcı [âce [ânSâhında bir sene mikdârı iSâmet ve ba’d \ażaż’ül maWlaMa
beldesine ‘avdet etti. Bu eanâda sinni yigirmiyi tecâvüz etmişdir. Münâsib ta’lîS
NaQQı olub bi-dil dîvânı emaâli kendi için Nayli nesne taNrîr etmiştir.
PAYRET EFENDİ
[arpuQi Pasan Efendi’den taWavvurâta Sadar Sıra’at etmiş. Âsitâne’ye iki yüz
altı Mudûdunda gelmiş ve ‘Ayni’den Fârisi Sırâ’at etmiş. Âsitâne’de ve Dârende’de
yine andan QuMfe Sırâ’at etmiş ve muSaddemâ maMlaW-ı diger olub ‘Ayni Efendi
47
[ÂDİM
Şirâz’ül-aWldır. \alender siyâSında Baġdâd-ı bihişt-âbâda biT iki yüz otuz
senesi eanâsında gelüb çend müddet iSâmet edib anda vefât etmiş. Pâkize ġazalliyatı
ve Sasa’id-i Fârisiyesi vardır.
Ġazel
¨}q q qt w hq yl } w|w¤ x}
¨}q q ¨© q x qh´} j w m xf
\ıQa’
w} ~h x w¤} ~h wh v|qhg ~w x m
w ~h x w} ~lh wh j|qw}zh xj q
[AKİ
Şu’arâ-i Nâcegândan idi. Fevt şod (1172). TârîN-i meşhûr ki “Ketebe Soysa
sezâdır buTa SulQân MaMmûd.” mıWraı’dır. Zâde-i tab’-ı nebâġat-ı nebi’dir.”
[ÂLİS
BuNara’da Qaleb-i ‘ilm bir Oât. Mir Paydar’ıT şâkirdânından. Dâ’ima andan
Sıra’ât edermiş. İsmi Molla `aliM imiş. Bu târîNte Mayâtta imiş. 1234 ve sinni otuz
beşe reside olmuş. Tahminen aaârındandır.
[ALİS
Nezîl-i Asitâne-i ‘Aliye Nanedân-ı BuNara’dan Mirza ‘Abdülsettar
Nıdmetleridir. VekâyiS-i zebân-i Fârisiye’ye vaSıf bî-dil ü şevket-i müşkilâtını Male
Sadar bir pîr-‘ariftir. Nâl-ı murada. 1202 ŞevvaliT on QoSuzuncu gecesi sa’at beş
Mudûdunda maQ’ûnen vefât edib Nânesi Surbunda ŞeyN Vefâ NaQırasına defn
olunmuşdur. Aleyh’ül rahm. Eyüb’de \alenderNâne meşiNati kendisine tevciye
olunmaS üzre idi.
(20a)
[ÜSREV [ÂN
İsmi MeMmed ‘Alidir. Pâkim-i Senendec ‘Umanallah [ân’ın ferzendidir.
Zümre-i Şii’yândandırlar. 1242 pederi Mâkim iken fevt olub FetMi ‘Ali Şâh
mütercimi pederi maSamına yigirmi yaşında iken neWeb etmiş. Senendeci Fażlullâh
Beg ki aaîm-i taNallüs eder. ’Umanallah [ân’ıT vefâtını ve mütercimiT maMal-ı
pederine Su’udiyete evMâl ü iMrâc QarîSiyle bu târîNi naUm etmiştir.
Sekiz sene miSdârı Mükümet edib 1250 senesi fevt olmuştur. MütercimiT
vefâtından Yüsri Ġulâm Şâh maMaline Su’ûd etmiştir ve Ġulâm Şâh’ın validesi
‘Acem Şâhı FetMi ‘Ali Şâh’ıT duNteridir. Mütercim aa’ir-i şirîn-güftâr imiş. Bu
rubâ’i Oâde-i Qab’ıdır ki mâderiniT seng-i mezârına nakş ettirmiştir.
[ÜRREM
Kürdistan’da Senendec nâm beldedendir. İsmi Mirzâ FetMullâh İbni Mirza
‘Abdullah’tır. NaUm-ı Fârisi’niT Sasâ’id ü tevâriNinde Suvvet-i beliġasi var idi.
Ġazelleri ol Sadar maSbûl değildir. Ba’żen tuġyân itmegin FetMi ‘Ali [ân’dan
muSaddem ‘Acem Şâh’ı olan Aġa MeMmed [ân mütercimiT iki çeşmini kör
etmiştir. 12 Zilka’de 1228 senesi Senendec’de vefât etmiştir. Bülend Sad Noş Wuret
şec’i vü bahadır Nûb-Wohbet. Kendi miSdârınca Wâhib-i ‘ilm ġâyet ‘aSl ü zeyrek
kimesne idi. ’AbdülMamid nâm kimesne ki yâvelidir. TâriM-i vefâtın böyle beyân
etmiştir. (Şod meh-i cem’ heft hem yekşenbe der-bezm-i cihân). ’AbdülMamid daNi
Senendec’de ba’d 1240 fevt olmuştur. ’İlmi Salîl ise de ġâyet eOkiyâdân idi. ’Arabi
ve Fârisi eş’ârı vardır.
[A`IMİ
Behisni mużafatında Zut Sariyesinde vücûda gelmiştir. Tedvin-i dîvân-ı eş’âr
eylemiştir. Ol iSlimde ber-WuNân-ver-i ma’ârif-ver imiş.
50
(21a)
[AŻER
Süleymâni’ül-aWldır. Ekrâddan bir seyyid-i WaliMtir. Asitâne’ye gelip SonaSlara
ketebe gezdirib bayi’iyle ta’ayyuş eder. (MıWr’a-ı mihr ez-[ażer ). Be- luQf-ı [udâ
şod MeMmed Şerîf.
[ALEDİ
‘Ayıntabi’ül-aWl. BaSSal ‘Ali nâm kimesne Wulbundan vücûda gelmiş bir şâ’ir
imiş. ’İlmle iştiġâl idüb nesb-i mütedâvile tekmilen Sıra’ât etmiş ve mertebe-i
dirâyete yetmiş imiş.
[AYRİ
Sünbül-zâde Vehbi merMûmuT ortanca oġlu eşrâf-ı Sużżât-ı Rum ilinden
[ayreddin Efendi’dir. Şa’ir ibni şa’ir vü sezâdâr-ı ikrâm-ı vâfirdir.
(21b)
HARF’ÜL DÂL
DÂNİŞ
Enderûn-ı Hümâyundan Nâcegânlık ile çerâġ ve Raġıb Pâşâ Wadâretinde
muWarrıf-ı şehriyâri olan Süleymân Efendi’dir. BiT yüz seksen MilâliTde \alyonlar
kâtibi iken ġârîS-i deryâ-yı raMmet olmuştur. Müretteb dîvânı vardır. (Tezyil) Bu
ġazel divânından taNrîr olundu.
MÎR DÂNÎŞ
‘AWr-ı MuWQafa [ân-ı aâlia. ’Aliye-i ġufran’ül melik’ül ba’is WadraUamlarından
MuWQafa Pâşâ-zâde ser-bevvâbin Pasan Beg oġlu silâM-şurândan ‘Ali Beg’iT pür-
Oekâ mefQûru, Dîvân-ı Hümâyun kalemi, mühimme nivisânından ve ser-amed-i
civân-ı Qab’andan MeMmed Beg’dir. ekâ ve dirâyet ve hafıUa ve fitnati şol
mertebede idi ki muSaddemât-ı’ ulûmu tamamıyla görmeden ü esb-i istifâdeyi feżâ-
yı medârise sürmeden mütedenn-i muhtaWara-i naUire-i evlâda ezber ve bu taSrîble
muNtaWar veSayıSını Nod-be Nod istiNrâc eder idi. Es-sene-i aelâaede naUm-ı
mu’tebere Sadir ve her bir lisânıT veSâyıSını istiNrâc ve isti’mâle muStedir bir
51
DERVİŞ
‘Oamâniye MaQibi Palebi El-Mac Püseyin Efendi’niT maNdûmu Es-seyid
MeMmed Derviş Efendi’dir. Bâ-imtiMân QarîS-i tedrise duNûl edib biT iki yüz SırS
sekiz senesi Medine-i Münevvere Sa]ısı iken anda vefât etmiştir. Mecmûâ-ı eş’ârı
ve adâbdan bir risâlesi ve Arayib-i [ademi üzre bir şerMi vardır.
(22b)
DİLÂVER
[arezm’de bir şa’ir-i be-nâm imiş. Mülk’ül şu’arasa imiş. Kendüsi daNi vezir
imiş. Zuġ u ‘ilm WaMibi imiş. Eş’âr-ı Çaġatiyyesi vardır. Nâmı Pubbi \ûlu [ân imiş.
1240 Mayâtda imiş. Pederine de [âce NâSıb derler imiş. Bu târiNte taMminen SırS beş
yaşında imiş.
HARF’ÜL ZAL
Â’İ\
MaMrusa-i Burûsa’da vâS’i MıWri [ażretleri râviyesinde Mâlâ post-nişin Es-
seyyid MuMammed Emin Efendi’dir.
İKRİ BABA
Şu’aradan. Âsitâne’de göçmüş. Ġalib vefâtına târiN yapmış.
(23a)
52
EKÂ’İ
[alvetiyeden Şa’baniye şu’besinden İslambûl’da Ümmi Sinân tekyesi ŞeyNi
Ketselli Şeyh Pasan Efendi’nin Nalifesidir. VasaQ eş’arları vardır. 1227 intiSâl
buyurmuşlardır. TâriN-i Kelayi : “ Bezm-i ‘irfândan ekâ’i etti ‘azm’-ilâ-mekân.”
Târih-i diger : “Hû ile ‘arif ekâ’i ‘azm-ı lâhût eyledi. 1227.” Üç ġazeli vardır.
İHNİ
Keşâni Es-seyyid MeMmed Efendi’dir. Müdevven dîvân-ı kebiri ve VaWl-ı
Abâd nâm ‘aşıS beyânında kitâb-ı menaûru görüldü. Pest-mertebe ve seSâmetlüdür
cümlesi. Dibâce-i dîvânında biT yüz seksene dek olan eş’ârını QarN ü Qard bu târiNten
QoSsan altıya Sadar olan eş’ârını cem’ ü tedvîn etdiğin ifâde etmiştir. (Tezyil)
TeOkire-i Şefkât’te altı ‘aded ġazeli muNarrerdir. Fakat târiN-i vefâtı anda da
göstermemiştir. Bu ġazel teOkire-i meOkûreden muStebestir.Memleketi maMkemesi
53
kâtibidir.
HARF’ÜL RÂ
RÂ’İF
Genc MeMmed Pâşâ-zâde EM-Mac İbrâhîm BegiT necl-i necibidir.
(24a)
RA’İF MOLLACI\-ZÂDE
54
`adr-ı Rum’dan ma’zûl iken biT yüz QokWan beş târiMinde fevt ve Bozdoġan
Kemeri civârında ka’in \apudan Pâşâ Cami’i NaQırasında medfûn olan MollacıS-
zâde İsMaS Efendi merMûmuT maNdûm-ı aânîsi ya’ni MuNtar Efendi’niT küçüğü ve
‘AQa Efendi’niT büyüğü olub kibâr-ı müderrisinden iken vefât eden Besîm Efendi
merMûmuT küçük oġlu her fenne vaSıf MeMmed Ra’if Efendi’dir. BiT iki yüz on
MuMarremi ġurrasında daMil-i QarîS-i ‘ulemâ ve SırS senesi YeTişehir’e molla ve
żabQından üç mâh murûrunda vefât eylemiş ve şehr-i meOkûrede Şâhoġlu Cami’i
NaQırasına defn olunmuştur. (‘Ömer Dede Cami’inde medfûn ). ’İlm-i ferâ’iż-i
muNaSSer ve müfîd-i naUm idüb \aside-i Berri’ye Türki taMmisi daNi vardır. Şi’ir ve
‘inşâda mahir idi. Mecmua-ı eş’arı bulunamadı. Aleyh’ir rahm.
(24b)
REF’ET
`adr-ı eWbâS Rami Pâşâ’nıT necli Nâcegân-ı Dîvân-ı Hümâyûn müşeyyid’ül
erkândan ‘Abdullah Beg’dir. Emin-i `urre-i Hümâyûn olub Pacc-ı şerîfden
‘avdetinde biT yüz elli sekiz senesi vefât etmiştir. (Tezyil) TeOkire-i `alim’de ba’żı
âaârı mündericdir. Şu beyitler teOkire-i Ramizden tahrîr olundu.
REF’ET
‘İsmet Beg-zâde Es-seyid ‘Abdullah Beg. FâSîr Câmi’ül PurûfuT biraderi.
Ceddimizden münteSil \uzguncuS taMtına ka’in WâMilNânede biT iki yüz QoSuz senesi
Şevvâl-ı şerîfiT yedinci Pazar gecesi ġurûb-ı afitâbdan QoSuz sa’at yigirmi iki dakika
mururunda Sadem-nihâde-i vücûd olmuştur. luh p}uh g¼w lx uh qu w yuwf ¥h q
(25a)
55
RATIB
Suben-sâr ü nâdire-dan ehl-i ‘ilm ve WâMib-i ‘irfân Zusevi Es-seyyid Ebûbekir
Efendi En-naSşibend. Riyâset-i küttab câhından ma’zûlen menfâsı olan Rodos’da
ecl-i każâ ile biT iki yüz on dört senesi Milâlinde vefât etmiştir. TâriN-i Sururi: “Ratıb
Efendi çekti dünyâdan el Rodos’ta.” TâriN-i digerle: “Eyleye Ratıb Efendi meskenin
mevâyı cenân.” Ser-felâSet-zedesi \anlıca’da mürşîdi olan ŞeyN ‘AQa żâviyesinde
medfûndur. Dîvân-ı şi’irini ati VaWıf Beg gibi iMrâS-ı bil’nâr mesmu’dur. Nûr-u
Allah Te’ali marSede.
(25b)
RÂSİM
Üstânde-i NaQQatiden Çelebi Efendi ve Nânesine nisbetle Eġri \apulu denmekle
ma’rûf QariSa-i ‘Aliye-i NaSşibendiye’de ToSati Emin Efendi Suddus-ı sırradan
mustablef MeMmed bin Yusuf’dur. Yetmiş yaşında iken biT yüz altmış QoSuz
leylet’ül berâtında irtiMâl etmiştir. Divânçe-i eş’âr ve Sayd ü aebte Wâlih güftarı
vardır. (Tezyil) Bu ġazel TeOkire-i `âlimden taNrîr olunmuştur.
RÂSİM
‘AWrımızıT şi’ir ü inşâda yegânelerinden WâbıSâ defterdâr kisedârı Nâcegân-ı
Divân-ı Hümayundan FaracıSlı ‘Ömer Efendi’dir. PederiniT ismi MaMmûd’dur.
Mecmua-ı eş’ârı ve divân-ı inşâ ve aelâaet-i şi’ârı vardır. Dam-ı Mu’azzezen.
RÂSİM
‘İnn-i Nâcegân. Fakîr Pacc-ı şerîfden geldikte vermiştir.
RÂŞİD
Parempâşâ-zâde MeMmed Beg’dir. YeTişehir’den ma’zûlen vefât etmiştir.
TâriN-i ‘Ayni Efendi: “MeMmed Beg Efendi cennet-i me’vâyı cây etti.1219.”
RÂŞİD
Reis’ülküttab \ayseriye MeMmed Râşid Efendi. İnMirâf mizâcı olub birSaç
def’a istifâ etmeġin neWeb-i riyâsetten ma’zûl ve Nânesinde istrâMata me’zûn olmuş.
23 MuMarrem 1259 `alı. Ve yerine Dürri Efendi re’is olmuştur.
57
(27a)
RÂŞİD
İslâmbûlidir. Ba’żen vüzerâya dîvân kâtibi olub biT iki yüz SırS yedi bilâlinde
beldesinde intiSâl ve muvaffaS olduġu târiNi ‘İzzet Molla merMûm intiNâb etmiştir.
RÂŞİD
Mektûbi-i defteri Nulefâsından İslâmbûli MeMmed Efendi’dir. `abıSâ Rodos
muMâfıUı ve Mâlâ İzniki’de mütesellim vü kereste naUırı Şükrü Beg’iT Nıdmet-i
kitâbetinde müstâNdemdir. İzniki’de teşrîf-i şâhâne vuS’ûnda bir târiN-i âlâya
muvaffaS olmuştur. Nâl-ı aminîyete.
(27b)
RÂ\IM
[â’rezm’de bir şâ’ir imiş. İsmi Mollâ MeMmed Murad imiş. Şehr-i [ive’de
müftü imiş. Pîr-âdem imiş.1234 hayatta imiş.Eş’âra-ı Nevâinin na’tını taMmîs etmiş.
RAPMİ
‘AbdülraMîm Erzen-i rumidir. Vefâtiş 1223 (Bir isim soTra yazılacaStır.)
RAPMİ
‘Ayıntab’ül-aWldır. Gül AMmed-zâdelikle müştehir ve ma’şiyeti ‘aQQarlık
eşġâline münNasır Fârîsi-dân ve NaQQat bir kimesne imiş. Ekaer evSâtta Qâlebine
ta’lîm-i lisân-ı Fârisi ile iştiġâl üzre imiş. ’Ayıntab’da mîr-i mîrândan Nûri Pâşâ’nıT
binâ itdiği câmi’iT miMrâbına inşâ itdiği târiN sâmi’e-zed olmuştur. “Münîb ol der ki
PaSSa teveccüh eyle miMrâba 1197.”
RAPMİ
Kerküki AbdurraMman Efendi’dir. Ez-zâde-i Qab’iş.
(29a)
RÜŞDİ
Ayaş ahâlinden EM-Mac AMmed nâm bir merd-i WâliMiT oġlu [âcegân-ı Dîvân-ı
Hümâyun’dan El-Mac Velüyyiddîn Efendi’dir. MuSaddemâ ba’żen vüzerâ-yı ‘aUâma
kâtib-i divân ve aNiren AnSara’da iMtisâb-ı neUâretiyle ferMân olub Mâlâ der-i
‘Aliyede dua’-yı bekâ-yı padişâhiye meşġûl ve NaS bu kim şi’ir ve inşâsı maSbûl,
fuhûl ü biża’i-i dirâyeti müsellem erbâb-ı ‘uSûldur.
RÜŞDİ
Erzen-i rum ‘ulemâsından Çelebi-zâde MeMmed Efendi nâm OâtıT oġlu
İbrâhîm Efendi’dir. Pâlâ TesvidNâne-i Dâr-ı Fetvâda keşide-masQar-ı istiNdâm bir
dânişmend-i Oekâvet-i irtismâmdır. Nâl-ı mûrada.
(29b)
REŞÎD
VaS’anüvîs Çeşmi-zâde MuWQafa Efendi’dir. (Mât-ı MuWQafa Reşid) târîNinde
ya’ni biT yüz seksen dört sâlinde dâr’ül Madia Süleymâniye müderrisi iken vefât
etmiştir. (Tezyil) TeOkire-i ŞefSat’te dört ġazel ve iki beyti mesQûrdur. Bu ġazel
andan yazıldı.
RIŻÂ [ÂN
İsmi MuMammed’dir. \azvinidir. İbtidâ Fransa’ya âvâNir-i devr-i SulQân Selîm
[ân’ide Wefâretle Rum’a gelmiştir. Surûri vurûduna bu gûne târiN-i per-dâz
olmuştur. ” Be-Rum amed Wefîri ez-reh-i İrân Rıza [ânest. ” ve WoTra evâ’il-i
MaMmûd [ân’ide yine Asitâne’ye Wefâretle biT iki yüz otuz dört (1234) senesi
taMmînen sinni altmışa reside olduSda \azvin’de fevt olmuştur. Şi’ir ve inşâda
mahâret-i tammesi olub müstevfi-i devlet-i İrân olmuş ve ba’zı nâmeler mütercimiT
tesvîdiyle imiş. ’Azîmet-i evlâsı avaskere Selimiye’deki câmi’i tamam olmaġın
merSûm bu vechle târîN inşâd etmiştir. (Bina-ı Ka’be-i aâni nihâd Şâh Selim) 1219.
(30a)
RIŻÂ
`adr-ı esbaS Pakim-zâde ‘Ali Pâşâ merMûmuT kerime-zâdesi sabıSâ Wadr-ı
AnaQoli Es-seyyid ‘Ali Rıża Beg’dir.
REF’ET
Ref’eti-zâde MuWQafa Ref’et. MıWrâ’ına mâsdaS efendi-i ma’ârif-semiredir.
1171’de müderris olub biT yüz QokWan QoSuz senesi \udüs-i Şerîf’de Sa]ı
iken (Sene-i meOkûre Zilhiccesinde) vefât etmiştir.
RIF\I
Keliz’de tevellüd idüb `efer-i sininde pederiyle Âdana şehrine hicret ve taMsil-
i ‘ilme iştiġâlle nice zamân anda iSâmet ve ba’de MıWır ve Rum caniblerine bir
miSdâr seyâMatden WoTra yine Âdana şehrine rica’at ve anda QoSsan yedi senesi
‘azim-i cennet etmiştir. TârîN-i Surûri: “BeSâda PaS ide RıfSı faSîre en’amı. 1197.”
Girye’ül manUar, kösec liMye, esmer alun, ‘ucûbe-peyker, reis’ül Oekayâ WâMib, Oihn-i
aaSıb, ’alim ü fażl-ı kemal ġażabından Qab’i, eM-Mâciye mâ’il bir Oât imiş. Beş cüz’
miSdârı dîvânı var imiş. Latif ta’lik hattıolduğundan daima divanını taMrîr ile iştiġâl
imiş.
(30b)
RIF\I
62
REFİ’İ AMÎDİ
Es-seyyid MeMmed Refi’i Diyarbakıridir.Perişân-eQvâr olduğundan Deli Refi’i
denmekle şöhret-şi’âr idi. Amed’de 42 1129 Şa’ban-ı şerîfin dördüncü Çehâr-şenbe
günü ‘aleme vazi’-i Sadem etmiştir. MeşMûr WâMib-i divân Seyyid Lebîb Amedi’nin
oġlunun oġludur. TârîN-i faSîr-i hikmet: “ ‘Adni mekân eyledi şa’ir Refi’i. 2
Muharrem 1241.”
REFİ’İ ESÎRİ-ZÂDE
NaSSaş nâm maMalde maNdûmûnuT kâ’in, vâlidesiniT saMilNânesinde 1234
Cemaziyelevveliyesi’nde Pazar gecesi fuca’aten vefât etmiştir. (Tezyil) TeOkire-i
ŞefSat Savlince Esîrizâde İsma’il Efendi’nin maNdûmudur.Bu ġazel teOkire-i
meOkûreden me’NuOdur.
REFÎ\
ŞeyNülislâm ‘Arab-zâde ‘Arif Efendi merMûmuT Wadâretine bulunan tevârîM-i
münteMibe tevârüd etmiştir. Terceme-i aMvâli taMSîS olunamadı.
(31b)
RÛPÂNİ
SemerSandi’dir. Pîr adem imiş. NâUıri BuMari Savli üzre 1232 senesi vefât
etmiş. ‘Abdülkerim Savli üzre taMminen 1234. Edâ maNlaWı SulQân [ân’ın gerek
mütercim ve gerek Kel ‘İnâyet nâmında iki şâ’ir nimek-i meclis imiş. SulQân [ân’la
Kel ‘İnâyet laQîfe cihetinden iştirâka mütercimi hicv etmişler. Mütercîm daNi bu
gûne cevâb vermiş.
NaUîri Savli üzre bu beyt Şâhid-i SemerSandi’nin olub ancaS taNrîr olunan
çend terceme Şahid’in aMvâline daNi muvaffaS olunduğundan ca’iz ki RuMâni daNi
taNallüW etmiş ola.
RÛPİ-İ KELİZİ
İsmi MuWQafâdır. MasSaQ-ı re’si olan Kelîz’de biT iki yüz on üç senesi irtiMâl-ı
dâr-ı beSâ etmiş. TâriN-i Surûri : “Cihândan MuWQâfa RuMi Efendi göçdü
cennete.1214.” ‘Ulemâdan ve WuleMâdan bir pîr-i sâl-Norde imiş. Şâ’ir-i mâhir imiş.
Pinn-i vefâtında sinni Şemanin’i güzâran etmiş.Ekaer âmed-şod eden vüzerâdan
mükerrem olub kendü daNi ol havâlîde Paleb gibi ba’żı memâliki devr ettikde
ahâlisi ziyâde ‘izâz ü ikrâm ederler imiş. Aaâr-ı yarâ’e-i berâ’e Wanâ’ilerınden Pend-i
ÂQQar üzerine RûM’ül ŞurûM nâm bir şerM-i ‘aUîmi ve on cüzi’ mütecâviz dîvân-ı
eş’ârı var imiş. AWârından bu târîM-i ra’nâya dest-res olduk: ”Gece sâ’at ikide zelzele
yıkdı Şâm’ı. 1173. “
(32a)
64
REVNÂ\
[ârezmi bir şâ’ir imiş. Lisân-ı Çaġatay üzre müretteb divânı var imiş.
TaMmînen 1210 Saribde vefât etmiş.
REVNÂ\
Üsküdâr’da SulQân Tepesinde Pâcı [âce NanSâMınıT şeyMi Es-seyid [alîl
BuNârîdir.BiT iki yüz yigirmi yedi senesi Ramâżân-ı şerîfte Qa’ûndan intiSâl edib
maMal-ı merSûmda defn olundu. Tekye-i merSûmada köşe-gîr-i Sana’ât olub
kimesneye ‘arż-ı Mâcet itmeyüb ancaS def’-i żarûret için gâh ebri kâġıd ve gâh
feşeng ‘amâliyle ta’ayyun ederdi. Kendüyi seven yaSın aMbâblarıyla ülfet idüb
Nânelerine gelüb evSât-ı sa’irede tekiye-nişîn olurdu. Ve gâh ol Qarafdaki evlâd-ı
cirâne ta’lîm-i zebân-ı Fârîsiyle iştiġâl eder. PâfıU ve Gülistân ve Bostân emaâli
kitâblar Sırâ’atiyle PâfıU-ı Kur’an idi. ¾arîf’ül Qab’ bafîf’ül rûM ebleh-nümâ kimesne
idi. TârîN’ül faSîr-i hikmet: “RevnaS-ı meclis idi gitti [alîl.1227.”
ÂKİ
İsmi ‘Abdullah’dır. Kürdi’ül aWl bir genç ‘âmâ idi. NaQûS Sâbiliyeti Uâhir,
taNminen yigirmi yigirmi üç sininde idi. Ġâlibâ Baġdad’da tevellüd etmiş ve ‘Acem
eQrâfına gitmiş ve Fużûli eQrâfında eş’ârı der-kâr. TaNminen SırS yedi senesi
avâNirinde Asitâne’ye gelmiş ve SırS sekiz senesi maQ’unen Süleymâniye’de Tiryaki
çarşusundaki medresede vefât etmiştir. TârîN-i ŞeyN [ıżır `aMMaf : “Koned âki
Efendi baWir-i bina be-uSba’ül dâr. 1237 şehr-i Rebi’ülevvel.”
Diyâr-ı Kürdistân’dan Erbili, Narîr ve Oeki ve molla idi. TaMsîl-i ‘arżıyla SırS
yedi Milâlinde Asitâne-i ‘Aliye’ye gelüb EbulfetM Câmi-i şerîfi civârında OtlaSçı
yoSuşunda ka’in ŞeyMülislâm `amani–zâde ‘Ömer [ulûWi Efendi merMûmuT
NâneSâMında sâkin iken taSriben yigirmi beş yaşında 1238 şehr-i Rebi’ülevvelinde
maQ’unen fevt oldu. Bedihe-gû, ve bir mecliste yüz beyt naUmına Sadir idi.
Müsâ’ade-i rüzgâr ile reviş-i şi’ire verziş ide idi. İWti’dâdı delâletince WâMib-i âaâr
olmuş me’mûl idi. Yine eOkiyâdan ‘Ali nâmında bir birâderi merMûmuT fevti günü
Asitâne’ye gelüb çend rûz murûrunda öldü ‘illet-i mezbûreden intiSâl eyledi.
’Aleyh’ül rahm.
(33a)
EKÂİ
ZarîSe-i ‘Aliye-i Palvetiye’niT Şabaniye şubesinden İslâmbûl’da Ümmi Sinân
tekyesi şeyNi ve Kestelli Pasan Efendi’niT Nalifesi ‘Abdullah Efendi’dir. NâW
‘indinde vaki’ ve ‘itibârı mevcûd bir şeyN-i musinn ü WâliM bir me’dûd imiş.
ÜLÂLİ
El-Mâc Feyżullah En-naSşıbendi. Aslı Ġucedvân’dandır. Arzû-yı Paccla
seyâMate çıSub ba’delMac İslambûl’da nice müddet ikâmet ve kibâr ü Wıġârdan
68
nevâziş ve iltifât görerek ülfet ü WoMbet etmiştir. LaQîf NaQQ-ı ta’liSi olmaġın arzû-
mend olan yârâna ücretiyle ekaer divân-ı Şevket taNrîr ederdi. LaQîf Mayli eş’âr-ı
Fârîsiyesi vardır. BiT QoSsan beş senesi arzu-yı vaQan ile Dâr-ı SalQanat-ı ‘Aliye-i
\onstantiniye’den fekk-i lenger-i ikâmet, bâdbân-keşâ-yı ‘azimet oldukda âb-rû-yı
şu’ara-yı Rum, Sünbülzâde Vehbi’ merMûmuT inşâd ettiği târiNdir : ” ülâli
maveraünnehre deryâdan revân oldu.” Der-poşt-ı maSamat [âce AMrâr niviştend.
EYNİ
Silsile-i nesebi BuNari’ül aWl olub Elmalı’da medfûn Eş-şeyN Ken’ân \uddus-
u sırrahu’l Menân Mażretlerine müntemi ve ŞeyNülislâm EsbaS MuWQafa ‘Aşir
Efendi’nin pederi reis’ülküttâb El-Mâc MuWQafa Efendi’niT \asQamonu’da vâki’
medresesinin müderrisi fuhûl-ı ‘ulemâ vü meşâhir-i WuleNâdan biT iki yüzde intiSâl
eden \ale’cikli İbrahîm Efendi’nin necli. Pâlâ imâm-ı evvel Nażret-i padişâh
mükârem-lüzûm ve Püseyin Tebyîż, Şahid’ül Müverrihin’de Wadr-ı ‘alikadr-ı Rum
olan Es-seyid MuMammed Zeynel’abidin Efendidir. AMlâS-ı Mamîde ve eQvâr-ı pesen-
didesi müsellem-i cihân ve ‘ilm ü fażl ü Qabi’at-ı şi’iriyesi müstaġni-i beyândır.
Selimullah te’âli ve ebkâh.
İVER
Mîr MuMammed `a’id. Mevâli-i kirâmdan ZırnaSçı-zâde enderundan muNarrec
MuWQafa Beg’iT ferzend-i ercümendidir.
(34a)
HARF’ÜL SİN
SÂLİK
Ba’żı vüzerâ muvaMMiren ricâl-ı ‘aWrımızdan Püsnü Beg’iT ceddi Sapudân-ı
deryâ vezîr Püseyin Pâşâ’ya divân kâtibi olub müşarün ileyhiT iltimâsıyla biT yüz
yetmiş QoSuz târîNi Milâlinde Qarîk-i Nâcegâniye salik olan ‘Abdullah Efendi’dir.
EvâNir-i ‘aWr-ı MuWQafa [ân-ı aâliade fevt olmuştur. ’Alimâne şi’iri ve üstâdane
mecmua-ı inşâsı menUûr-ı MaSir olmuştur.
69
SÂLİM
Rumeli eşrâfından TevfiS Efendi ketMüdâsı MuWQafa Râşid Efendi’nin oġlu ve
sâbıS’ül beyân İMyâ Efendi’nin rebîbidir. \a]ı iken himmet ve ıWlâM-ı İMya ile
müderris ve şâ’ir olmuş ve ba’żı güftârı ve bâNuWûW [üsrev ü Şîrîn manUûmesi
meydane çıkmıştır. Vezir-i müfettiş ü şeri’ati olaraS aNO-ı Burûsa’da müfettiş vekili
olduġu halde vefât eylemiştir. ’Aleyh’ül rahm
(34b)
SERMED ŞEKERCİ-ZÂDE
Es-seyid Feyżullah Efendi’dir. Selânik Sazâsından ma’zulen 1202
MuMarrem’ül MaremiT yigirmi birinci günü vefât etmiş. Tevekkület-i ’ali’ül hami’ül
Sayyum 1202 târiNinde fevt olub Üsküdâr’da Miskînler civârında ŞeyN’ül [aQQatiT
canibinde pederi Es-seyid MuMammed El-müderris yaTında defn olunmuştur. [aQQât-
ı be-nâm ve cüzziyât ü külliyâtda WaMib-i nisâb-kâm idi. Divânçe-i şi’iri vardır.
SURÛRİ
Es-seyid ‘Oaman. MaWSat-ı re’si Adana şehridir. BiT yüz altmış beş senesi
Rebi’ülevveliniT yigirmi beşinci günü tevellüd etmiştir. PederiniT ismi Musa’dır.
`uleMâ-i beldeden MâfıU bir Oât imiş. Ġarâib-i ittifâfdandır ki velâdeti ve beldesinden
Nurûcu ve pederiniT vefâtı, cümlesi Rebi’ülevvel yigirmi beşinde vâki’ olmuştur.
TevfîS Efendi Mekke-i Mükerreme Sażâsından avdette Müccacla şehr-i merSûma
geldikde mütercim-i mumaileyhiT ‘arż ettiği SaWidede iWtid’âsı üzre biT yüz QoSsan
üç senesi Rebi’ülevveliniT yigirmi beşinci günü istiWMâbla İslambul’a reh-i ber-râh-ı
‘azîmet olmuşlardır.
(35a)
1229 `efer.” ‘İzzet Es’ed Ref’et “ Surûri’nin vefâtı mucib-i Mazân oldu aMbâba.
1229.” Bu daNi ŞeyNülislâm’ıT NaQQ-ı destiyle muNarrer olan kitâb-ı derûnunda bir
pusulada meWQûrdur. Serv-i Noş-birâm, bostân-ı fesâMât, QûQi-i sebz-endâm, çemen-
Wafa-i belâġat, seyyid-i şu’âra-yı Rum, ġıbQa-i büleġâ-yı her merzbûm Surûri Efendi
merMûmdur ki nâm-ı be-nâmı ‘Oamân ve şime-i kerime, Malim ve Mayâ ile aani-i ibni
‘Affan idi. Maġrûż-ı mezbûr Adana beldesinde Musa Efendi nâm Oat-ı nurâni-
aimâtıT şule-i tecelligâh-ı hayâtı, şöhre-i şecere-i vücûd-ı kesir’ül bereSâtı olub
1124 târîNinde Qûr-ı pür-nûr Wulb-ı pederinden mâlik yed-beyżâ ve Wafâ baWâr-ı
mader-zâdesiyle maUhar-ı mümnüi’yyet beş terâni olub muMtâc-ı ‘aWi olduSta peder
ve mâderi şefSatleri müttekeżâsınca terbiyesinde dikkat. Bu dabı varaSa-i mezbûrede
muMarrerdir.
.kueÅw|h vr ~ |jh £jur k¸uh e fÐ e °l x Érih |± k j¥xf yqxq °w jl xiuh kuxuh
w гlruh jiÀh e .iuh hÀ ieÅ k ÉÅw±uh jue uh qgh ke ienuh u ÉuÅ ~ ÉuÅ
§ruh ° k rÅ °eiw Áwh e m}uh r k|j e u} h °± lu} p kuw uhÈ |he hiuh £i
jh kwuh °rhmtuh w|eÀ e q}uh w|lue lr k r q e .fiju °wi °helj ue mwÊfÁ h e
.}u iuh ~ °h qhq±h ¸Èhe i e .}uwitfuh Æiw
e .ºu k ieuh wÅ q³ wu Òu luh mwÎ¥h h °w} e .wÅqz Ñe}h i ¥h w °w e
kuh pwÁ p .qwÅ h k jljÈuh h´ ~w} °h wlue wl mequh w .p} j¼wuh w ih e vlj mu kfh
p}he li ½wruh e ° jljuh p}h vw±l euh ~ Ó h i¼wr iÐf wÁlue wl w ie±uh e
Ôvlj w} º¥ iw³ §³ .jl £jhe Á± kz vlj¥h
Bu dahi Şahid’ülmüverrihinden naklen Cenâb-ı şeyhülislâmın hattıyla derûn-u
kitapta muharrerdir.
(35b)
SURÛRİ
MuWaMat-ı ismi Rasim ‘Oamânidir. Es-seyyid ‘Oamân Surûri bin Mûsa. İş bu
Şâhid’ül Müverrihin’iT müretteb-i evveli ve fih-i târîMiT üstâd-ı ekmelidir ki
dibâcede işâret olunduğu üzre biT iki yüz yigirmi QoSuz `eferiniT on birinci günü
altmış dört yaşında vefât idüb ZopSapusu Nâricinde tercemesi atiye Sünbül-zâde
Vehbi yanında defn olunmuştur. AMvâlini dîvânında târîN-i naUım “Bâ-aMvâl-ı bîş”
dediği faWılda yazmıştır. Mürâca’at oluna. Mütercîm-i mumâileyh Rahmetullahi
71
te’âli ‘aleyh bilttab’-ı belîġ ü faWîh ü ma’âni aşinâlıġı vâreste-i beyân’ül SarîM olub
serâ-pâ eş’âr-ı muMâverât ü güftârı ġalaQ-ı musâmaMadan ‘âri ve raWıS-ı meżâmîni
MaS bu kim ‘urûS-ı neş’eye sâri idi.
(36a)
Patta Sünbülzâde Vehbi merMûmuT bir ‘Arabi beytinde Yusuf ismi ‘ilm olub
Marf-ı ta’arifiT duNûlü câ’iz değil iken maârifi-i vaSi’ olmaSla Sa’ide-i meOkûreden
ġâfil iken şu beyitte bir rekâket olmalıdır. Zirâ Qab’ Sabul etmiyor diyü vekâyi’nüvis
‘ÂWım Efendi merMûmdan istignâh ettikte NaQâ-ı meOkûru iNtâr ettim diyü mumaileyh
naSl etmiştir. Medine-i Münevvereden Navâric-i Qardına yazdığı: “Be- feth-i Yesrib
amed cünd-i Şâhi, reft nâ-merdân.” târîN-i müfni’ine mu’aWırından şâ’ir geçinür bir
sâde dil müddei-i menSûl: ” Bunda nâ-merdân cem’ sıġasıyla olmaSla “reft” fi’iliniT
daNi cem’ olması lazımdır.” diyü güyâ itirâż etmişti. ¾urefâ-yı ‘aWırdan bir dânâ:
”Dil-i Surûri’nin mısra’ı tamam kaide-i nehv üzre bigânedir.” didükde el-kâfirûn
diyü ‘alî QarîS’ül ol tevriye bir cevâb-ı nükte niWâb vermişdir ki Mevlâna [ıżır Beg
merMûmuT [âce-zâdeniT “zâde” kelimesinde ‘itirâżında verdiği cevâbı ki şakâyikte
mesQûrdur. [aS bu kim bastırmıştır. Ve yine feth-i mübîn-i meOkûre Surûri’nin naUm
ettiği: “Gidüb Medine’ye girdi sipâh [ân Mahmûd.” târîNiniT bâlâsında du’â-yı
pâdişâhide yazdığı: “Hemişe ola mu’ayyen-i Allâh [ân MaMmûd.” mıWra’ında
menSûl-ı meOkûruT “Allah” ism-i celîli min hişü’l ‘Ârâb, [ân MaMmûd’a mużâf
olmuş. Bu ise taMsîs-i ifâde eder. Mu’izzilin-i dâr-ı bâri te’âli ve taSdis-i Allâ’ül
‘alemîndir. \avl-ı nâ-becâsıyla baTa ‘itirâż eyledi diyü naUım-ı mumaileyh faSire
Mikâyet ettikte faSir daNi Secânallah bu mu’attarıżı Savâ’id-i Arabiye’yi bilmediğini
biliyoruz. Liken mektebe daNi varmamış zirâ: ” wjh w«url °h §ri e hi” ayet-i
kerimesinde rebbük, kâf-ı Nitâbe iżâfeti muWâMMar-ı Wadr Matta ayet-i kerime-i
meOkûre “Fâ’sız” tilâvet olundukda seng-i târîNiT vezninde vaSi’ olur diyü iNtâr
ettikte “Hamdallah Te’âli, bu tesâdüf benim Müsn-i Qab’ım bir bürhândır. Eğer benim
terceme-i Mâlim seng SalmaSla bir yere Sayd olunursa şu SıWWâyı yaz diyü sipâriş
idüb güyâ yigirmi sene WoTra be-Tevfîk Allah Te’âli müşerref olunacak
me’muriyetimize keşf ü işâret etmiş dense sezâdır. Aleyh’ül rahm. Molla Es’ed
merMûmuT Şahid’ül Müverrih’in terâcümünden naSl olundu.
(36b)
SURÛRİ
BuNâra Surrasından altı sa’at mesâfede TaSlaSa nâm Sariyeden imiş.
72
BuNâra’da sâkin imiş. Ba’żen Sariyesine gider imiş. Çaġatay lisânı üzre Mayli eş’ârı
var imiş. 1224 Mayâtta imiş.
SA’ÎD APMED
ŞeyNülislâm Sa’adeddin-zâde `adıS Efendi’niT de aSrabasından AMmed
Efendi’dir. TâriN-i fevti bulunmadı.
SA’ÎD
[âcegândan şa’ir Şehri Efendi’niT de oġludur ve Nâcegândandır. BiT yüz
QoSsandan sonra vefât etmiştir.
(37a)
SA’ÎD
ikri sabıSat eden Re’is Payri Efendi’niT damadıdır.
SA’ÎD
Cidde vâlisi iken intiSâl-ı dâr-ı beSâ eden Şerif Pâşâ merMûmuT necl-i
necibidir.
SELÎM
Tepedenli ‘Ali Pâşâ-zâde Veli PâşânıT ortanca oġlu Mâla maliye teOkirecisi
Selim Sırrı Beg’dir. Suben-şinâslıġı ve suhen-sârlıġı etemm ve Oekâ ve dirâyet ve
ma’ârif ve fiQneti müsellemdir. Selamullah Te’âli.
SİYRET
Âmedi Es-seyid MeMmed.
73
SEYFİ
BiT iki yüz yigirmi yedide târîN-i Mesâb etmiştir. ÂMvâli görülemedi.
(38a)
HARF’ÜL ŞİN
ŞÂKİR
Pâlâ Midilli ceziresi müftüsü Ebubekir Efendi’niT veled-i reşîdi olub çend sâl
muSaddem dâr’ül taMsîl’ül mirâr, Asitâne’ye Sâdem ve Pamidiye medresesinde
hücre-nişîn istifâde olaraS mülâzım ve elli senesi Rebi’ülevvelinde vâSi’-i rüvves
imtiMânında Naricle şâdân olan elli dört nefer-i münteMiyâtıT otuz yedincisi olarak
nâ’il-kâm olmuştur. Fi Madd-ı Oata erib ve reşîd ve edebiyeden verziş üzre olduġu
Malde nikât-ı büleġâ-yı müstefiddir. MuvaffaS olduğu târîN-i sâl intiNâb olunmuştur.
ŞÂKİR PÂŞÂ
Rindân sebuk vasf eder cân ü dilin şen hem çeşmini rûşen
Pâlette mehdir dil-i meyyâle piyâle cânlar aTa hâle
Bir câmla nerm oldu o bançer be-kef-i nâz tend iken o Qınnâz
Güyâ seyr oldu ser-piyâle piyâle-i Wan çekdi Mavâle
ŞÂNİ
`âMib-i târiN-i na’imâ ve WâMib-i teOkire. `afâyi Savllerince Vani ve MüstaSim-
zâde taNrîrince Amedi Abdulkerim Efendi’dir. [âcegândan olub müeyyiden Van
defterdârı iken biT yüz seksende `afâyi sözünce Van’da ve MüstaSimzâde
taMkîkince Pacca gider iken sinn-i meOkûrede Şâm’da vefât etmiştir. Divânı vardır.
ŞERÎF
ŞeyNülislâm MeMmed Efendi ibni ŞeyNülislâm es-seyid Es’ed Efendi.
Mevlânâ-yı mumaileyh iki yüz dört Ramażân-ı şerîfiniT QoSuzuncu günü ecil-i
mev’ûdlarıyla neUl-i Mayât-ı muWta’âr ve ‘azm-ı dar’ül Sarâr eylediler. (Terceme).
MaNdûm-ı müşarünileyh ŞeyNülislâm-ı be-nâm Es’ed Efendi merMûmuT şöhre-i
şecere-i vücûdudur. Yüz otuz altı târîNinde zib-ârâ-yı mihr-i vücûd olub bâliġ-i
mertebe-i temyîz oldukda tahsil-i kemâl ve mu’ârefe-meşġûl ve ‘aWırları
‘ulemâsından aMO-ı menSûl ü ma’Sûl ettiler.
(39a)
Elli târîNinde silk’ül lâl müderrisin-i kirâma daMil ve dûr-ı medâris ü bik’a
ederek altmış yedi târîMinde DiyarbaSır mevleviyyeti ve yetmişde \udüs-ı şerîf
pâyesiyle manżûme-i ikbâli müsteżâd ve yetmiş dörtte Burûsa każasıyla ber-murâd
ve ol Milâlde Mekke-i Mükerreme pâyesi ve seksen târîNinde İstambûl Sa]ılıġı ve
seksen beşde AnaQoli ve seksen QoSuzda Rumeli Wadâretleriyle icrâ-yı aNSâm ve
QoSsan ikide şeref-i tekerrür ile nâ’il-i merâm olub birSaç günden WoTra Sûsvâ-yı
merâtib-i ‘ilmiyye olan câ-yı vâlâ-yı fetvâ zât-ı ‘alileriyle keab-i behçet ü bahâ ve
dört buçuS seneye Sarib kemâl-i ‘iffetle lâzıme-i müşaNât-i İslâmiyyeyi icrâ ve
ba’d’ül infiWâl-ı köşe-nişîn, Mamûl ve inżivâ olmuşlar idi. İki yüz üç senesi
Zilkâ’desinde eğerçi mükerreren şeyNülislâm ve müfti’ül nâm olub ancaS ‘illet
mizâc ve za’if piri muMavvel-dûş himmetler olan emr-i ‘aUîm meşiNâte bâ’ia-i taSWîr
olmaSla altmış günden WoTra maSâm-ı fetvâdan tenUîl ve Nânesinde ikâmetle tebcîl
ve târîN-i meOkûrede: “ Heyhât mafi’ül nâs min Nalid.” diyerek QarîS-i Qarf ü talid
75
\ITA’
mw}h ²ÈlÈr k|hj| lu {
¨wr mx §h ij {lÈ °e
ŞU’Bİ
ZoSuz yüz altmış altıda târîN söylemiştir. EvWâf ü aMvâl-i bakiyesi görülemedi.
ŞEFİ’İ
\użżattan olduğu teOkire-i Riyâzi’de meOkûrdur. (Tezyil) Şu beyti teOkire-i
meOkûrede mesQûrdur.
ŞÜKRİ
[arbNâne kâtibi Üsküdari Şükri Efendi’dir. Göyce Emin Efendi’nin
birâderidir. BiT iki yüz yigirmi bir senesi Rebi’ülevveliT on ikinci günü irtiMâl idüb
Üsküdar’da AyrılıS çeşmesi maMaline Sarîb gider iken QarîS üzre Qaraf-ı Yesâr’da
76
ŞÛR-I ‘AŞ\
Eş-şeyN Sa’adeddin. EQrâf-ı Kabil’de Dihi YaMya nâm Sariyede tevellüd ve
belde-i Kabil’de neşv ü nemâ bulmuş. ’İlm ve ma’arifete sa’y-i cemîl etmiş ve
tekmîl-i sülûk etmiş ve niçe kimesne teslîk etmiş ve Mayli müridleri var imiş.
BuMâra’ya bir defa gelmiş. İyi Qebâbet daNi bilirmiş. Palîl-i WâMibden ‘ilmi Salîl imiş
ve Qebâbet bilmeyüb ‘azimet Nân imiş. Bir kitâb cem’ etmiş. Bir Malifesi BuNâra’ya
getirmiş. Ehl-i BuNâra o kitâb için tekfîr etmişler ve “Pacı Dîvâne” dinmekle şöhret-
şi’âr imiş. VelMâl oġlu BuNâra’da Qebâbetle müştehîr imiş ve oġluna daNi Şûr-ı ‘AşS
derler imiş.
ŞEHRİ
[âcegândan Malatyalı ‘Ali Efendi’dir ve Nef’i’niT telmîOidir ve teOkireci daNi
olmuştur. BiT yetmiş birde vefât etmiştir.
(40b)
HARF’ÜL SÂD
MİRZÂ `ADI\
Mütercim-i mumâileyh BuNâra Surrasından Candar nâm Saryede tevellüd idüb
WoTra BuNâra’ya vurûd birle mu’ârefe-i sa’yi ve guşeş ederek zümre-i küttaba iltiMâS
etmiş. `oTra münşi’lik mezcinde Sarar etmiş. BuNâra’da küttab iki Sısım. BiriTe
şakirdân-ı müşrîf diğerine şakirdân-ı münşi’ iQlâS ederler imiş. Birinin rütbesi Mirzâ
müşrif ve diğerinin rütbesi Mirzâ münşi dirlermiş. Mütercim BuNâra pâdişâhı Murad
Beg zamânında bu Nıdmete neWeb olunub otuz seneye Sarib bu Nı]mette müstaNdem
olmuş. NiMâyet biT iki yüz otuz beş senesi BuNâra’da fevt olub manWıbı
şakirdânından Mirzâ Şerîfi’ye verilmiş. Târif’ül Qab’-ı ‘azîm’ül cüsse, muhib’ül şekl
77
bir Oât-ı leQâfet-simât imiş. ’İlmden daNi bi-bihre değilmiş. Eş’âr-ı Fârîsiyeyi kearet
üzre imiş. Âaârından bu ġazele dest-res olduk. TaMminen otuz beş cüz’ miSdârı
dîvânı ayâdet-i nâWda mütedâvildir.
`AFİ
MüstaSîm-zâde Savlince YeTişehirfenâr’dan ve `afâyi taNrîrinde Bolulu derviş
AMmed’dir. BiT yetmiş altıda vefât etmiştir.
`ÂLİM
`âliM-zâde ŞeyNülislâm Es-seyyid MeMmed Es’ed Efendi NażretleriniT necl-i
ercümendidir. Surûri: “ ‘Afîf ü Waf-dil `âlim Efendi göçdü cennete.1227 “
(41b)
`ABÎP
ĠalaQa gümrüğünde kâtib-i evvel AMmed bin Püseyin nâm bir şâ’ir-i be-
nâmdır. BiT yüz QoSsan sekiz sâlinde vefât etmiştir. (Tezyil) Tezkire-i Şefkat’te iki
gazeli meOkûrdur. Bu gazel aaârındandır.
78
`ID\İ
İslambul’da Davud Pâşâ Surbunda Cami’-i SulQân Beyâzid-ı cedîd imâmı ve
Enes Pasan Efendi’niT Nulefâsından ‘Abdullah Efendi’dir. BiT yüz otuz senesi
eanâsında şeyN-i meOkûruT muSîm olduġu [alvetiye’ye maNWûW Aydın tekyesinde
Nı]metlerinde iken bir gün ‘Abdullah “Sinn-i Küfe’ye iraâl edeceğim”
buyurduSlarında ‘ale-l-res diyüb hemen seyyâresleri buyurduSları gûş-u hûşla
istima’ idüb der-‘aSeb bir sefine tedârikine şuru’la ertesi evlâd ü ‘ıyâliyle boġaza
varub bir sefineye süvâr ve Küfe’ye vüWûlla üç sene miSdârı anda ta’lim-i [alvetiye
ile Sarâr idüb yine şeyNiT emriyle Asitâne’ye tenhâ gelüb naSlini emir
buyurduSlarında yine Küfe’ye ‘avdet ve ŞeyN Pasan nâm kimesneyi Küfeli teMlif ve
maSâmına ikâmetle ‘ıyâl ü evlâdını alub Asitâne’ye gelmiş. \ırS sene miSdârı daNi
mu’ammer olub yetmiş üç yaşında intiSâl ve \oca MuWQafa Pâşâ Câmi’i NaQırâsında
medfûn olmuş. Aleyh’ül rahm. Çeşni-i Nâliden ġayr-ı Mâli on cüz’ miSdârı dîvânı
meşhûr olmuştur. İsma’il nâm ferzendi evrâSından cem’ etmiştir.
(42b)
`IDDI\
AyâWofya vâ’iUi Fażıl Süleymân Efendi’niT necli YaMya Efendi’dir. Mekke-i
79
Mükerreme’ye Sa]ı ve biT yüz altmış beş senesi vefât idüb medfeni eşref-i arażi
olmuştur. Dîvânçe-i eş’ârı vardır. (Tezyil) TeOkire-i `afâyi ve Sâlim ve Ramiz’de
terceme-i aMvâli müOdericdir. Bu ġazel aaârındadır.
HARF’ÜL DÂD
ŻA’İFİ
‘Ayıntabi. Müfesser.
(43a)
HARF’ÜL TÂ
ZÂLİB
Divân ketebesinden İslâmbûli Efendi’dir. `an’at-ı bedi’e-i târîNiT QuruS-ı
MeWâbını MaS bu kim meleke etmiştir. Şâyeste-i iltifât bir Oattır. Filibe’de binâ olunan
SırS ‘aded çeşme-tere ‘Ayni Efendi’nin bulduġu SırS bir târiN-i naUiresinde QoSsan
iki târîN bulub bir risâle yapmışdır. Nâl-ı murâda.
ZÂLİBİ
BiT ‘aWrı şu’râsından Küfevi olduġu mecellede muNarrerdir. Sâ’ir-i aMvâli
80
görülemedi.
ZÂHİR
Mekki-zâdelikle mükenni İslâmbûli MeMmed Efendi’ dir. \udüs-i şerîfden
ma’zûl iken biT seksen sekizde fevt ve Edirne Sapusu Nâricinde medfûn olmuştur.
Sûre-i İNlâs-ı şerîfe üzerine ‘Arabi ve Türki tefsîrleri ve eş’âr-ı müneSSiMesi vardır.
ZAB’İ
Rumeli eşrâfından MuWQafa Efendi’dir. Zab’ı pâk bir şâ’ir olub biT yüz yetmiş
sekizde vefât etmiştir.
ZAL’AT
Mecellede : “BiT senesi şâ’irlerindendir.” diyü muNarrerdir.
(43b)
ZAYYÂR PÂŞÂ
Canikli ‘Ali Pâşâ’nıT oġlu MaMmûd Pâşâ’dır. [üdâvendigâr-ı sabıS MuWQafa
[ân-ı râb’i Qâb-aerâh-ı ahdinde Sâ’imi-makam rikâb olub yine ‘aWr-ı meOkûrede
ba’d’ül ‘azl Şemeni’ye menfi ve biT iki yüz yigirmi üç Milâlinde sinni taSriben
SırSdan mütecâviz iken menfâsında tend-bâd-ı ecel-i Saża şem’-i Mayâtı münQefi
oldu. [âcesi ‘Ayni Efendi’niT himmetiyle dîvânçe-i şi’ir tertîb etmiş ve mevlânâ-yı
mumaileyh : “Zayyâr Pâşâ Cem gibi tertib-i divân eyledi.” târîNini yazmıştır. Surûri
: “Ankâ-yı Rûm Zayyâr ‘uSbâya Sıldı pervâz. 1223”
(44a)
HARF’ÜL ZÂ
¾ARÎF
ŞeyNülislâm ibni şeyNülislâm ‘Arabzâde MeMmed ‘Arif Efendi. MerMûmuT
‘amâmı Rûmeli eşrâfından Mâlâ dâMil-i Waf-keşân-ı Mayât ‘Ârif Efendi’dir. MerMûm
müşarüileyhiT Rûmeli Wadâretine bulunan târîN-i münteNibe nevârid etmiştir ve
Oâtında daNi Uürefâdandır.
¾ARÎFİ
81
BiT yüz seksen yedide târîN inşâd etmiştir. AMvâl-ı sâ’irine Uafer bulunamadı
(44b)
HARF’ÜL ‘ÂYN
‘ÂRİF
Reis’ülküttab eşrâf-ı Sużâttan \asQamoni MeMmed Sâlim Efendi’nin oġludur.
Difa’-ı aâliaede tevkî’i olan manWıbından ma’zûlen biT iki yüz yigirmi altı `eferiniT
yigirmi yedinci günü vefât etmiş ve `ovuS çeşme civârında vâSi’-i ziynet SulQân
Câmi’i Sabristânına defn olunmuştur. Es-sene-i aelâaede naUm-ı eş’âr ve fi’lMaSîSa
suMen-şinâslıSta WâMib-i iStidâr idi.
‘ÂRİF BEG
Küçük teOkirecilikten ma’zûlen fevt olan şâ’ir-i mâhir ve NıWmını ilzâma Sadir
Nesibâ Efendi’niT dâderi `âlim Efendi’niT oġludur. Evvelâ mektûbi ba’de amedi
oQalarına me’mûr ve beş on seneden WoTra biT iki yüz otuz altı tevcihâtında
MosSof’a şecî’iliS reviyyet-i câhına mesQûr olub ba’d’ül ‘azl Müfti-zâde Püseyin
Pâşâ’nıT muNâlefât-ı zabQına me’mûren \ayWeriye’ye sâ’iS-i semend-i hareket ve altı
mâh murûrunda evrâda fevtle ŞeyN İbrâhîm Tenevvüri Suddus-ı sırrahu merSadi
dâ’iresinde defin-i türbet olmuştur. TârîN-i ‘Ayni Efendi: “\ıldı ‘Ârif Beg Efendi
cennet’ül me’vâyı cây.1237.” ‘Ulûm-ı ‘Arabiye’de mâyesi ve suMen-şinâslıSda ‘ali
pâyesi olub Matta kalemde iken taNrîrât-ı ‘Arabiye mütercimi idi. Dîvânçe-i eş’âr-ı
ma’nidârı vardır.
(45a)
‘ÂRİF
\urşuncubaşı-zâdelikle şöhret-şi’ârdır. Pederi ‘aWr-ı Selim [ân’da cünd-i
mu’allem biTbaşılarıTdan AMmed Aġa vâlidesiniT pederi \urşuncubaşı olmaġla
ögniye ġâlebe etmiştir. Tercemesi ati Tüfenkçibaşı ‘Arif Efendi merMûma iltibâsdan
maMlaWını sâbıSa tebdîl etmiştir. ’Ahd-ı ‘adl-i padişâh zamânında rikâbdârlıStan
Filibe’de kâ’in Şahâbeddin Pâşâ tevliyetiyle çerâġ olub biT iki yüz SırS sâli leyle-i
zifâfda mużâc’at vefât etmiştir.
(45b)
82
‘ÂRİF MÜDERRİS-ZÂDE
Pâcı Bayrâm Veli Suddus-ı sırrahu silsilesine münteMi olub MuWQafa [ân-ı
×âlîa NażretleriniT devri evâNirinde Asitâne-i ‘Aliye’ye fenn-i nücûmda maMâreti
olmaSla ba-emr-i sulQân celb ve ol ‘ahdde fevtle Üsküdar’da Miskînler civârında
defn olunan ‘alim ve şâ’ir ve NuWûWân fenn-i nücûmda mâhir AnSaravi ŞeyN MuWQafa
Efendi’niT küçük oġludur. PederiniT fevti eanâsında Enderûn-ı Hümâyun’a alınub
‘ahd-ı Selîm [ân-ı aalîa Qâb-aerâhda Tüfenkçibaşı ba’de İnNitâr Aġası olduStan WoTra
iki yüz on sekiz Milâlinde altmışlı rütbesinde rüvves tedrîsi ve EbulfetM SulQân
MeMmed [ân “Zayyibullah Te’âli rûMa” evSâf-ı şerîfesi rûznâmeciliğiyle çerâġ olub
muNarrecden Selanik ve Bilâd-ı erbâ’adan Edirne’yi bil’fi’il ve Mekke-i Mükerreme
ve İstânbûl Sażâlarını pâye ile ba’d el-zabd ve’l- iNrâż yetmiş altı yaşında iken iki
yüz SırS yedi ilSa’desi müntaWıfında vefât idüb pederi civârında defn olunmuştur.
Üdebâ-yı ‘ulemâdan suMen-şinâs ve na’atden kendiye maNWûW Qavırda WâMib-i
dîvândır. TâriN-i VaWWaf gibi bikr-i fikri MaS bu kim kâmilâne Pülâgü’nüT Baġdad
vaS’asıTa Sadar şerN etmiş ve biraz âaâr-ı Salemiyesini daNi üdebâ-yı iaâra yadigâr
bırakmıştır.
(46a)
‘ÂRİF
Molla MeMmed Şerîf Aġa NaSi. PederiniT ismi Aġa MeMmed NaSi olmaSla
kendüye laSab olmuş. Pederi İWfahâni’ül aWl olub BuNâra Mâkimi RaMîm [ân
zamânında pederi esîr olub BuNâra’ya furûNt olmuş. Mütercim BuNâra’da tevellüd
eylemiş. ’İlm ü WalâM QarîSine sülûk etmiş ve tekmîl-i sülûk etmiş. Ekaer zamânında
Sa]ılık ile eQrâf-ı BuNâra’da evSât-güOâr olurmuş ve ba’żen câmi’lerde imâmet
edermiş ve zümre-i küttab-ı münşi’yâne daMil olmuş. [âcegân-ı cûy-bâr ziyâde
ikrâm ü izâz ederlermiş. BuNara Mâkimi Şâh Murâd Beg kendüye ikrâm
etmediğinden bir nice ebyâtla hicv etmiş. Bu beyt andandır.
Bu beyt Mîr Paydar’a vâWıl olduġu gibi mütercimi ‘azl ve Molla \urban’a
neWeb etmiş.
Birgün attan düşüb bir Nademe ile bi-Nuş olmaSla bir maMbûbu var imiş.Gelüb
kaldırıb ayılttıSda bu beyti inşâd etmiş.
‘Â`IM
VaSa’nüvîs ‘Ayıntâb’da dûdmân-ı ‘ilm ü edebden maMkeme başkâtîbi Cenâni
bin PuWuli eş-şâ’iriT oġlu Es-seyid AMmed Efendi’dir. BiT iki yüz altı Milâli bâb’ül
murâd Asitâne-i devlet-i âşiyâneye gelmiş ve on bir târîNinde terceme-i bürhânı
SaQi’-i ‘arż ettikde müderris olmuş ve VâWıf Efendi’niT riyâsetiTde vaS’anüvîs olan
Pertev Efendi’niT fevtinde ol Mi]met-i celîle ile mefMâret bulmuştur.
(47a)
YeTişehir’den ma’zûlen otuz beş `eferinde rıMlet ve Miskînler civârında kesb-i
raat etmiştir. \amûs-ı muMîQ tercemesi ve siyerden İbrahîm PalebiT kendi ercûzesine
yazdıġı şerNe tercemesi gibi tuMfeleriTi vesâ’ir âaâr ve inşâsını enâma yadigâr
etmiştir. Es-seyid AMmed ‘AWım bin Cenân bin PuWûli pederi Cenâni ‘Ayıntâb
maMkemesinde başkâtib idi. [aQQı nefîs Wükûka aşinâ ‘ulemâdan şu’âradan bir
kimesne imiş. ANirinde cünûn götürmüş ve bu Malde vefât etmiş. ’AWım daNi
maMkemeye bir müddet devâm etmiş, taWavvurâta Sadar oSumuş ve Şâfi’i
Efendi’lerden Madia Sıra’at etmiş. ’Ayıntâb NânedânıTdan BaQQal-zâde Nûri MeMmed
Beg’e ‘Ayıntabı mîr-i mirânlıSla tevciye ettiklerinde aTa dîvân kâtibi olmuş ve bir
müddet Mı]met idüb pâşâ-yı merSûma fermânlı olduSda ‘AWım Paleb ve Kilîs
câniblerine Sarar etmiş ve Kilîs ravżı ile ‘Ayıntab’a geldikde ülfet idüb andan o
beyân-ı aNO etmiş. Ol cânibden Asitâne’ye sinni Mudûdlarında gelmiş. VâWıf Efendi
vesâWetiyle ‘Abdullah Mollâ’ya talîS-i kesb etmiş ve anlarıT vâsıQasıyla rüusâ nâ’il
olmuş. ’Ayıntâb’da Şafi’i Efendi’ler ‘ulemâdan muMaddiaden ve WuleMâdan
rüşdânlardan idiler. İki Sarındaş idiler. Kebiri El-Mâc MeMmed Efendi saġiri El-Mâc
AMmed Efendi. İkisi Keki ‘Abdi Pâşâ vaS’asında bir Cuma günü Boyacı Câmi’inde
şehid olmuştur.
85
‘ÂKİF
Diyarbakır’ül menşe’ ve BozoS’ül muvattın MeMmed Efendi nâm fażılıT necli.
Pâlâ reis’ülküttab ve her fende fażl ü kemâli müsellim, evlâ’ül-bâb MeMmed ‘Âkif
Efendi’dir. Ömre Allah Te’âli.
‘ÂMİR BEG
DefterNâne Nulefâsından Himmetî Efendi’niT necl-i necibidir. Zümre-i
Nâcegâna iltiNâSla ba’żı menâWıbı devr ederek maliye teOkirecisi daNi olmuş. Üç
birâder idiler. Kebîrî Besîm Beg ve digeri ‘Ali Beg’dir.
(48a)
‘İZZET
[âcegân-ı Dîvân-ı mu’alla erkândan İsma’îl Re’fet Beg Efendi’niT necli
AMmed ‘İzzed Beg’dir. Asitâne-i ‘Aliye’de TemûrSapu Surbunda biT yüz QoSsan
dört senesi Sadem-nihâde-i mehd-i imkân bir miSdâr SaWîl-i mu’ârefe, MuWûWân NaQQ-ı
nüsNâ Marf-ı ezmân idüb devr-i Selîm [ân 1210 senesi Enderûn-ı Hümâyûn’da
hazine oQası aġayanına mülteMiS ve anda Wan’at-ı NaQQı resîde-i derece-i kemâl etmiş.
ÜstâOı Üsküdari ‘İzzet Efendi’den aNO-ı edeble neyyîr-i feNârı meşriS olmuş. [aQQ-ı
nefîsiyle birSaç muWMâf-ı şerîfi ve tefsîr-i tebâyân ve terceme-i mektûbât-ı Fârûki’ye
ve terceme-i mevâhib-i leddüne emaâl-i kutub-ı müte’addide vesâ’il-i şerîfe ve
müte’addid şifâ-ı şerîf ve delâ’il-i şerîfeleri taMrîr idüb birSaç gün ‘illet-i sil ile marîż
ü bimâr olaraS biT iki yüz otuz sekiz senesi Ramażân-ı şerîfiniT yigirmi üçüncü
cuma’ gecesi dâderleri ati’ül-Oikr Ferid Beg el-lezinin Üsküdar’da kâ’in Nânelerinde
‘azm-ı cennet ve \aracaMmed Surbunda Şâhrâh’da defnle mülMâS-ı emvât olmuşdur
ve NaQQ-ı ta’lîSde daNi mahâreti var idi ve Fârîsi’yi [âce Şâkir Efendi’den ve
birâderleri Ferid Beg’den taMWîl etmişdir.
(48b)
‘İZZİ
Nu’mân. \asQamonu’da meşâyiMden Abdul’aziz-zâde Efendi’niT neclidir.
Sinni otuza resîde olmadan vefât etmiş. MüSeddemât-ı ‘Arabiyeden ba’żısını
oSumuştur. TârîN-i Surûri: “Şâ’ir idi eyledi ‘İzzi vefât 13 Şa’ban 1225 der-müfniyâ.”
Diğer Surûri : “Şa’ban içinde gitti mülk-i beSâya ‘İzzi.”
86
Li’İzzi \ıQa’
Gittikçe yâri görmeğe aġyârı görmesem
Görsem o nûr-ı bâWireyi nârı görmesem
Diger
Zamân olur ki bir içim Wu virmez ehl-i dile
Nedir bizimle ‘aceb macerâ-yı ‘alem-i âb
‘İ`MET
Râ’if İsma’îl Pâşâ-zâde Es-seyid İbrahîm ‘İsmet Beg Efendi. ”Me’mûr şoden
‘İsmet Beg be-Ziştuy berâ-yı muSâleme-i aMvâl-ı WulM-ı Nemçe.” BiT iki yüz beş
senesi MuMarrem’ül MaremiT yigirminci günü sabıSâ haleb’ül şehbâdan ma’zûl
‘İWmet Es-seyid İbrahîm Beg’e Mekke-i Mükkereme pâyesi iMsân olunub le-ecl’ül
mukâleme Ziştûy cânibine sevS ü tesyîr Sılındı. ’Ahd-ı târiM min 203 ali 202.
Velâdetleri leylet’ül cuma’ Qulu’-ı fecrden yigirmi daSîSa murûrunda vuS’u
bulmuşdur. MuMarrem’ül MaremiT on yedinci günü târîN’ül vâlide Râ’if Pâşâ: ”
Ziynet-i gülzâr cânım geldi İbrahîm Beg. 1224”
(49a)
ZarîSi-i tedrîsiye ibtidâ-Nâricden yetmiş QoSuz senesi ilSa’deniT on ve resiye-
i İbrahîm Pâşâ-zâde ile dâNil olmuştur.13 ilSa’de 1178 diger maMalde muNarrer-i
müderris şod. [amâseden Paleb Sażası tevciye olundu. 19 MuMarrem 1202 żabQın
Temmuz. 10 ilSa’de 1179. Ordu \a]ısı neWebi 17 MuMarrem 1205. Mekke-i
mükerreme pâyesi tevsîMi 17 MuMarrem 1205. Bekriş müWâleMesinde rahż-ı aâni
neaeb olunub muntâm-ı müWâMalede İslambûl pâyesi ‘iQa olundu. 18 Zilhicce 1205.
Tevciye-i Saża-ı İslâmbûl 10 Zilkâ’de 1205 .Pûbubât Nazinesi iMdâaında adem-i
iMdâaı żeminde ba’żen mu’âreNeleriyle SıWWa-i Qe’vile menbi’. Burûsa’ya iclâ olundu.
20 `efer 1208.IQlâSiş-i arasat Cemâziyyelevvel 1208. Bâb-‘âli’de mukâlemete ve
şurâ-yı NaWWa me’mûr buyurduSda AnaQoli pâyesi ‘iQâ olundu. 11 MuMarrem 1212.
Ba’de Rûmeli pâyesi ‘iQâ olundu. 5 MuMarrem 1213. `adaret-i Rumeli evla 5. 1214.
`adâret-i Rûmeli aâniyen 5 `efer 1213. Şerîf-zâde ‘AQa Efendi meşihâti teşrîflerinde
üzerlerinde evlâ niSâbı bunlara tevciye buyurdular. 1221. Târîh-i ‘Ayni : “Eyledi
87
‘İFFET
Burûsa’da tevellüd idüb belde müderrisini zümresindendir. Bu beyt anıTdır.
‘AFÎF
`âliM Efendi. Eyvânsarây semtinde Nânesinde müddet-i medîde inzivâ ve
iSâmet etmegin nisbet-i meOkûre ile müştehir olmuş idi. Yigirmi altı senesi aNirete
intiSâl etmiştir. ’Arif Hikmet Beg : “ ‘Afif ehl-i suMen vâWıl oldu mevâya. 1227”
‘ULVİ
‘Ayıntâb’da Pâcı-zâdeniT Wulbundan tevellüd etmiş. ekâda mâ’id-i Oükkâ,
89
semâ’-ı iştihârı pür-Nayâ etmiş. Bir cevân-ı serâ-pâ hüner, Middet-i feQâneti berS-i
NâQeme rehber bir Oât imiş. Bir lâzıme-i evWâf-ı sâbıSa ‘anfuvân-ı şebâbında çerN-ı
çerN-eaîre esîr ü gerden-i nâziki rencber-i mâr-zencîr olub SaWd-ı istiafâ ile Paleb’de
Bâb nâm maMale iWâl olunub taMminen sinin-i ‘ömrü yigirmi beşe taSrîb etmiş
olduġu MaWda rehâyâb-ı Sayudât-ı ‘umûm ve vâWıl-ı ‘azn-ı cennet-i maġfiret lüzûm
olmuştur.
(50a)
‘İNÂYET
BuNâridir. Kel ‘İnâyet denmekle şöhret-şi’âr imiş. Pederi meşk-âb ya’ni süSSa
imiş. \ırS senesinden muSaddemce Mayâtda imiş. Zümre-i münşi’yândan bir şâ’ir-i
be-nâm imiş. MaN]ûma SulQân [ân Edâ maMlaWıT NavW-ı meclisinden imiş. SulQân
[ân Ferġâna’da muSîm olduSda mütercim BuNâra şâhı Mîr Paydar’a intiWâb-ı peydâ
etmiş. Da’imâ andan cüdâ olmaz imiş. Pîr adem imiş. Hemşire-zâde-i vâżi’ imiş.
‘AYNİ
Es-seyid Pasan İbni Püseyün’ül Ayıntâbi. 1180’de tevellüd etmiş. 1200 senesi
Asitâne’ye gelmiş. VaQanından Keki ‘Abdi Pâşâ vâS’asında 1198 Mudûdunda
‘Ayıntab’dan Nurûc ü Mar’aş’da dört sene miSdârı Sarâr andan Elbistan’a gelüb
Payâti Efendi’ye mülâki olub andan bir sene miSdârı iSâmed idüb Çelebi Efendi
Wurre emini olub Küçük ‘Ali oġlu Mavfından Elbistân üzerinden gidüb anda
mütercim Veli Qüvfa naUmını târîN düşürüb verdikde yidi ġuruş câ’ize virmiş, andan
Dârende’ye gelmiş. Dârende’de iki sene miSdârı iSâmet etmiş anda iken SulQân
Selîm cülûsu vaSi’ olmuş ve Payret Efendi ile anda mülâSat etmiş. BunlarıT
cümlesinden taMWîl-i ‘ilmde imiş.
(50b)
Anda 1205 Şevvâlinde Asitâne’ye gelüb SulQân AMmed medresesiTe girmiş
altı sene miSdârı anda taMWîl ile meşġûl olub [arpûQi Pasan Efendi’den taWavvurâta
Sadar oSumuş. AnıT vefâtında PalabıyıġıT bir miSdâr celâline gitmiş. `oTra
KütaMyalı MeMmed Efendi ile ülfet idüb ve aTa WoTra bacanak olmuş ve Zayyâr Pâşâ
o eanâda İslâmbûl’a gelmiş mütercimden Fârîsi ve PâfıU ve ‘ArûW-ı VaMîd-i Tebrîz
Sırâ’at etmiş ve Velüyüddin-zâde’nin ġâliba def’a-i aâniyesinde Rûmeli Sużâtı
silkine girmiş ŞeyNülislâm Dürrizâde def’a-i aâniye meşiNatinde
90
Fârisi
|e¤ q} kh ef qhvlj Úefqv ºr gh
m|whj vq} jqhj uhe¤ Öuq hq
PARF’ÜL ĠAYN
ĠÂLİB DEDE
ĠalaQa mevlevihânesi şeyNi. İsmi MeMmed. Evâ’il-i Mâlinde maMlaWı Es’ad’dir.
1213 vefât etmiştir. TârîN-i Nebîl Beg : “Göçdü Ġâlib Dede yâ Hû diyüb ehl-i Mâle.”
Surûri :
Göçdü 27
Ġâlib 1022
Dede 12
Cândan 108
Yâ Hû 22
1213
ĠÂLİB
SâbıSa Pâremin müftüsü İbrahîm Efendi-zâde. MaMmûd Pâşâ maMkemesinde
küttâbdan imiş.
(52a)
MÎRZÂ ĠÂNİ
ikri sabSat eden Mirzâ `âdıS münşiniT damâdı Mîrzâ Şâkir’iT necl-i necibi
BuNâri Mîrzâ Ġâni’dir. BuNâra’da tevellüd idüb reside-i sinni temyîz olduSda
zümre-i küttâb-ı münşiyâne iltiMâSla türbeti-yâfte olmuş. Bir muSteżâ-yı Qab’-ı
naUma daNi isti’dâd-ı kisb etmiş. TaMminen biT iki yüz Mudûdunda tevellüd etmiş.
(52b)
HARF’ÜL FÂ
FÂ’İZ
BıçaSçılar imâmı Mafîd-i Es-seyid MeMmed Efendi. NaSîb olmuştur. Dîvânı
vardır. BiT iki yüz yedi Şevvâlinde intiSâl etmiştir. Fâ’iz TevfîS Efendi şeyNülislâm
olduSda uhdelerinde olan Nı]met-i niSâbet-i şerîfe maMal olmaġın sabıSâ Edirne
94
pâyesi olan Es-seyid MeMmed Fâ’iz Efendi, mesned-i şerîf-i niSâbete ihsâle olundu.
FERRİ
Neş’et [âce şakirdânlarından imiş. Post-rütbe, dîvân-ı eş’ârı ru’yet olundu.
(53a)
FAŻLI NA`ÛPİ-ZÂDE
Şeyh NaWûMi Ala’addin Efendi’niT necli MeMmed Fażlullah Efendi’dir.
Üsküdâr’da Zuġancılar nâm maMalde cedleriniT ceddi NaWûhi NażretleriniT tekyesine
pederleri yeriTe câ-nişîn ve şeyN, 5 Zilhicce 1218 târîNinde intiSâl ile cedleri ve
pederleri canibinde Subbe derûnunda defn olunmuşlar.
FA\ÎR
Şemseddân ‘Abbas Dihlevi’dir. Hind’de vâlih, Daġıstâni’ül aWlıT dîvânını cem’
idüb bir dibâce-i belîġe taNrîr etmiştir.
FEHÎM
İsmi MeMmed’dir. Na’lband-zâdelikle müştehîrdir. MasSâQ-ı re’si olan Adana
şehrinde müftü iken biT yüz QoSsan dört senesi irtiMâl-ı dâr-ı beSâ etmiştir. TârîN-i
Surûri: “Allah bihişte nâ’il ola Na’lband-zâde Fehîm.” Ulemâdan bir Oât imiş. Sinni
elliye Sarîb olduSda fevt olmuştur. AaârıTdan bu târîNten ma’âdına dest-res
olamadık. Berâ-yı veled-i Nod ‘ömr-i Qavil iMsân ede YaMyâ’ya Mayy-ı müste’ân.
1188 Rebi’ülevvel.
(53b)
HARF’ÜL KÂF
95
\Â’İL
ASgermâni MuWQafa Efendi. (Tezyil) TeOkire-i ŞefSât’te külliyetli olduġu
mesQûr dört ‘aded ġazel muNarrerdir. Bu ġazel andan me’NuOdur.
\ADRİ
İSlîm-i ‘Acem’de [orâsân’dan bir derviş-i seyyâM imiş. Bülend kad, kösec’ül
96
HARF’ÜL KEF
KÂTİB
Süleymâniye vâlisi AbdurraMmân Pâşâ münteWibânıTdan Rüstem Aġa bin
MaMmûd Aġa’nıT ferzend-i ercümendi Süleymân Efendi’dir. TaMminen
Süleymâniye’de 1217 sinn-i senesi MudûduTda Sadem-nihâde-i ’alem-i vücûd olub
sinni dört beşe resîde olduSda pederi fevt olmaSla yetîm Salub Senendec’e
validesiyle NallarınıT a’ini, vâlidesiniT birâderleri yaTına gitmişler. Beş altı sene
anda iSâmet idüb andan Süleymâniye’ye ‘avdetle iktisâb-ı hüner ü ma’rifete dâ’ir ve
vali-i müşarün ileyhe müntesib olaraS inşâ-yı Fârîsi ve şi’iri taMWîl ve kendüye lâzım
olan ma’ârifi tekmîl etmiş.
KÂMİ
[ârezm’de bir şâ’ir imiş. Çaġatayi eş’ârı var imiş. 1234 senesi Mayâtta imiş.
(55a)
KÂNİ EFENDİ
Mûmaileyh ‘inn-i aWl-ı menşe’ meşâhîr-i aWMâb-ı hüner olan medine-i
ToSat’tan sinn ü sâli henüz bâliġ-i niWâb-ı şebâb olmazdan aSdem-i ‘Arabi ve Fârisi
ve Türki eş’ârı manUûm ü menaûr-u münşe’et ve aaârı maSbûl, üdebâ-yı zemân
olduSdan ġayrı ZariSât-ı ‘Aliye-i Mevleviye’ye intiWâbı olmaSla ToSat şeyNi
Nı]metiTde sikke-pûş bir nev-cevân iken ŞeyN’ül vüzerâ Pekimbaşı-zâde ‘Ali Pâşâ
97
KÂNİ
İsmi Ebûbekir’dir. BiT iki yüz altı senesi Rebi’ülevvelinde peymâne-i ‘ömrü
temâm ve Sarîb-i Hazreti Ebu Eyüb Ensâri’de ġunude-i yested-ârâm olmuştur. Seng-
i mezârlarıT aNirine taNrîri mu’tâd olan El-fâtiMa lafUı bunlarıT marSedlerinde
yoStur. Hinn-i vefâtında “ Seng-i mezârıma taNrîr edib beni nâWdan FâtiMâ der-yûze-
giri etmeyin.” Kendüsi men’ etmiş. Ba’żı aMbâbdan böyle istima’ olundu. El’ahde-i
‘ali’ül râvi.
(56a)
98
KİRÂM
‘Abdullah [ân. BuNâra padişâhı zamânında münşi’lik manWıbında bir şâ’ir-i
be-nâm imiş. Fârîsi dîvân-ı kebîri varmış.
\ıQa’
¨wr fwr qtr vwrÁ wlÁj gh } ²|hv|
jqhvÁ w© e Å e ¸ug °hqwÊÁ ij Ø
HARF’ÜL LÂM
LÂMİ’
Rûmeli Wadrını ‘İWmet Beg Efendi yine
Virdi istiMSâS-ı zâtiş ile te’yîd-i MaS
HARF’ÜL MÎM
MÜBÂREK
99
MÜCDEVİ
Baġdâd civârında Baban hükkâmından [âled Pâşâ’nıT ferzend-i necîbi
MeMmed Pâşâ’dır. BiT iki yüz kırk QoSuz senesi Kerkük’te ecil-i Sażâ ile fevt olub
anda medfûndur. Molla MaMmûd Zengi’nin tekyesi civârında kendüsi Nâric-i
Kerkü’te sâkin idi. Şi’ir-i Fârîsi ve ‘Arabîsi vardır. \aWâ’id ü meanevi vü ġazel,
Nülâsa envâ’-ı şi’irde, eş’ârı keaîresi var imiş. Cümle-i suNenindendir.
MÜCRÎM
AWlı [ârezm’den imiş. BuNâra’da sâkin imiş. Zümre-i münşi’yândan imiş.
100
Fârîsi ve Türki müştemîl divânı var imiş. 1230 Mudûdunda yâMûd bir sene WoTra
BuNâra’da vefât etmiş. Ġâyet pîr imiş.
MU[Lİ`
Sirozi İsma’il Beg-zâde Yusûf Pâşâ’dır.
(58a)
MÜSTA\ÎM
Pâcı Süleymân BuNâri’dir. TâriN-i vefât-ı MüstaSîm Süleymân Endegâni.
Lî-‘Ayni
‘Adne gitti maverâünnehirden kevaer için
Fażl-ı örnek MüstaSîm’ül Qab’ idi miali ‘adem
MESTÛRE
Senendec’ül aWl. MeMmed \âdir nâm kimesneniT oġlu Eb’ul Pasa’nıT duNter-i
pâkizesidir. El-Mâl Mayâttadır. Envâ’-ı şi’irde Sâbîliyeti vardır ve NaQQı daNi Nûb imiş.
Pâkim-i Senendec Püsrev [ân kendüye ‘aSd etmiş imiş. Kebîr-i dîvân-ı eş’ârı
vardır.
(58b)
MU\ÎM CÂN
Nâmı MeMmed. Pederi MeMmed Selîm’dir. BuNâra’da bir cevân-ı Nûb-liSâ
imiş. Pederi Hindi’ül-aWl imiş. Kendi BuNâra’da tevellüd etmiş. Vâlidesi ‘Ömer [ân
bin Mîr Paydar’ıT gügesi ya’ni süt vâlidesi imiş. Bu münâWebetle ‘Ömer [ân
BuNâra Padişâhı olduSda irtibâQ-ı tam-peydâ idüb nezd-i padişâhîde umûra müdaNâle
eder. Sâhib-i nüfûz olmuş. ’Ömer [ân’ıT birâderi Bahâdır [ân BuNâra’ya ġalebe ve
Mükümet-i birâderinden nez’ ettikde bu eanâda merSûm iNtiżâ etmiş. Derûn-ı muNtefi
olduġu Sarşudan İbrahîm Beg mihterce Bahâdır [ân Qarafına iNbâr etmiş. Bu mıWra’-
ı ‘aşıSâne anıTdır.
101
MEKKİ
ŞeyNülislâm MeMmed Mekki Efendi’dir. Pîrliğine binâ’en biT iki yüz altı
senesi ilSa’desiniT yigirmi ikinci günü ma’zûl olub Nânelerinde iSâmetle ‘izzaz
oldular. (Tezyîl) Bu ġazel-i ‘alîleri TeOkire-i ŞefSât’ten taNrîr olundu.
MÜNÎB
‘Ayıntâbi Es-seyid MeMmed Efendi’dir. ’Allâme-i Oü-fünûn Wa’d-ı zemân ve
seyyid-i avândır. Pederi Debbâġ zümresinden olmaġın beldesinde DebbâġlıSla
şöhret-şi’ârdır. Münîb Efendi’niT aWıl Nâcesi Sale’ imâmı Ebubekir Efendi’dir.
Vefâtiş min 20 Şevvâl 1238 der-GüzelMiWâr Aydın. (Tezyil) Bu ġazelleri TeOkire-i
ŞefSat’ten me’NûOdur.
Ġazel
YâriT Qutalım ġamze-i nâvek-eaeri var
‘AşıSlarınıT sîne gibi bir siperi var
102
HARF’ÜL NÛN
NÂ’İL
Râmi Pâşâ-zâde MuWQafa Beg’dir. MuSaddemâ defterdâr olub ba’de ‘azl ve
ba’de tevkî’i manWıbıyla ‘izzâz olunub bu manWıbda iken 2 MuMarrem 1170 ‘azm-ı
cennet-i ‘aliyât etmiştir.
NÂDİM
İsmi Molla [udâyi NaUır imiş. AWlı [ârezm’den imiş. BuNâra’dan ve
Ebkend’de sâkin olmuş. ’Ulemâdan imiş. Türki ve Fârîsi eş’ârı var imiş. 1234
Mayâtta imiş ve Ebken’de Sal’ede imâm imiş. Ders oSutmak üzre evSât-güOâr imiş.
(60a)
NÂZI\
‘Acem şu’arâsından ‘aWrımızda mevcûd idi. TârîN ve SaWâ’idde yed-i Qûla
WâMibi imiş. BirSaç mâh Baġdâd ve Kürdistân eQrâfına gelmiş ve Senendûc’da iSâmet
idüb’avdet etmiş.
N¾IR
103
NÂYÂB
Şerîf MeMmed Beg. Evâ’ilinde -Dîvân-ı Hümâyun Salemi şi’abâtından teMvîl
Salemi ki müeMMiren Nişân-ı \aleme Saleb olmuştur. - Dîvân Salemi ketebesine
iltiMâSla kesb-i hüner etmiş ve Seyyid MeMmed Pertev Efendi’den ta’lîm-i Farisi ve
fenn-i eş’âr Sılmış ve ba’żen vüzerâya Sapu-kethüdâlıS ile evSât-güOâr olur idi ve
QarîS-i Nâcegâniye dâMil olmuş idi. Cem’-i şerîf’e ‘azimete niyyet ve belki sefîne ile
isticâr etmiş iken tebdil-i taSdîr ile Mora Mudûdu Sat’ına İsma’il Beg’e irsâl olundu.
`onra bir buçuS sene miSdârı ol maWlaMatla ol Qaraflarda keşt ü güOâr idüb
Asitâne’ye gelmiş ve mevsim-i Wayfda yine cem’-i şerîf’e ‘azimet niyetinde iken
mevsim-i şitâda Mulûl-ı ecel mev’ûd ile ‘azm-ı bihişt-i câvidâni etmiştir. Üsküdâr
Naricinde Nerdübân Sariyesi canibinde birSaç seneden beri iştirâ ettiği çiftliġinde
sâkin olmaġın, maMal-ı merSûmda vefât, Sarye-i meOkûrede mezâristânıTda defîn-i
MaS olmuştur.1231.
NEBÎL BEG
İsmi MeMmed’dir. ŞeyNülislâm ‘Aşir Efendi’niT Mafîdidir. 1210 müderris olub
NEDÎM
Merzbûm-u Erzen-i Rûm’da peydâ ve ‘unfuvân-ı şebâbında QarîS-i
nedâmetgâh, dâr-ı fenâ ve Nedîm bezmgâh-ı Wûrre olmuştur. Bu beyit neş’e-engîz
NumNâne-i ‘alemdeki yâdigârlarındandır. Mîfr ü şân-ı zemâne ġazel almaz yoNsa.
(61a)
NEŞ’ET [ÂCE
Surûri : “Neş’et Efendi göçtü cennet ola menzîli.”
NU`RET
[arpuQi Ebûbekir Efendi’dir. Beldesinde ÇanSal-zâde denmekle şöhret-şi’âr
imiş. SeyâMat QarîSiyle beldesinden Baġdâd’a ‘azimet ve anda Meftullah Efendi ve
anıT emaâli nice ‘ulemâya muSârenet ve andan İrân semtine seyâMat ve andan Şâm’a
105
NA¾ÎF
MeMmed Efendi. Velâdetiş 1180 Şevvâl. Üsküdâr Sa]ısı oldu. 20 Şevvâl 1239.
106
NA’Tİ
‘Ayıntâbi’ül-aWl. Beldesinde kefşgerlik Wan’atıyla müşteġil bir şâ’ir-i Sadir
olub 1200 sene Sadar labis’ül bâs-ı musta’âr-ı Mayât imiş.
Nİ’MET EFENDİ
Ordu-yu Hümâyun Sa]ısı olan Ni’metullâh Efendi sinn-i şeyNûNata resîde ve
\artal ve BabaQağı vâSi’atıT bil’nefs müşâhâde eyleyüb sâl-Norde olmaS Masebiyle
manUûr-ı çeşm-i ‘itibâri olan vaSa’-ı fâci’a-ı meOkûreden müteeaair ü mübtelâ
olduġu wlÁeu illeti we¿ we¿ müşted olub, devâsı ‘ind’ül ıQba müteessir olmaġın
giderek rûM-ı müsta’ârı temettu’-ı Suvvadan binevâ ve ‘akibet’ül emr, 1182 senesi
ŞevvâliniT on ikinci Çehâr-şenbe günü avâze-i cânistân-ı arWı’ı ile reh-i peymâ-yı
bâtın me’vi olub Şemeni SaWabası mesâcidinden Câmi’-i ‘AtiS finâsininde idâ’-ı
Mafre-i fenâ olmuşdur.
Terceme
Mumaileyh Ebu Eyyüb EnWâri rûznâme Cesîmâ Abdülrâhîm Efendi.
Sülâlesinden yüz on iki târîhlerinde kadem-nihâde-i ‘alem-i şuhûd olub, hengâm-ı
Qufûlliyetinde yetîm ve vâlidesiniT pederi mevâliden Selânikli Mektûbi ‘Osmân
Efendi’niT hecr-i türbeyesinde mukîm olmagın vâdi-i sa’adet, mübâdi-i ‘ilm ü
ma’rifete ‘azm ü ceddi merkûmdan mülâzem olub SırS üç bilâlinde Mîrzâ-zâde Şeyh
MeMmed Efendi merMûmuT zamân-ı meşîMatinde silk-i müderrisine münsilik ve
tahsil, dest-mâye-i iştihâre münhemik olmuş idi. Merhûm, şâ’ir ü Uarîf ve herkesle
mu’âşîr ve elîf olmakdan nâş, Köseci Pâşâ ile taMWîl-i münâsebet ve ol vechle kibâr-ı
Qarîkden ba’żılarıyla meyânlarında munâġasat-ı mevWile-i münâferet vâki’ olmagın
Dâmad-zâde şeyhülislâm mulġında müderrisliği § É ve QarîSinden mehcûr ve
§©Á olub bir eyyâm-ı güzârân eyledikden soTra yine QariSe duhûl ve ba’żen
meşâyiM-i İslâm bidmetleriyle meşġûl oldular. Bundan soTra `udûr-ı Kirâm-ı
Evkâf’ı teftîş ve mukarreren Ahi Çelebi ve Mahmûd Pâşâ niyâbetleriyle imrâr-ı
zamân ve Dâr’u Sa’âde Aġası maStûl Beşîr Aġa vaSitlerinde beş buçuS sene
miSdârı Haremin Müftüsü olmaġla ibtiyâz-ı şöhret ü şân ve altmış, altmış sekiz
senesi eanâsında ĠalaQa manWıbı ile maMsûd-ı emaâl ü aSrân olmuştur. Ba’de MıWır,
107
NEVRES
Bağdâd Vâlisi ‘Ali Pâşâ’nıT dâ’iresinde Süleymân nâm kimesneniT ġulâmı.
Sakız cezîresinden Rûmi’ül aWldır. Bir ġulâm peçedir. Anda tebziye olub Fârisi
eş’ârı ta’allim etmiş. Kâbîliyeti dergârdır. Tahminen 1251 senesi sinni 15 resîde
imiş.
NÛRİ
Mehmed Pâşâ mîr-i mîirândır. ’Ayıntâb bânedânlarından Battal-zâde hem
‘ulemâdan ve hem şu’âradan imiş. Yörüki Köse MeMmed Pâşâ Wefere gitmemek
töhmetiyle ‘Ayıntâb Sal’esinde ba’d’ül muMârebe Satl etmiş.
(63b)
HARF’ÜL VÂV
VÂ`IF
AMmed Efendi. Bağdâd’ül aWldır. Vâlidi [arpûQi Ebulbekâ Pasan Efendi
Bağdâd’da sâkin, ‘ulemâdan dersle meşġûl bir kimesne imiş. AnaQoli
muMâsebeciliğinden ma’zûl ve vak’anüvîs iken Midilli’ye nefi olunmuş. Evâ’il-i
MuMarrem 1209 ba’de, ıQlâS olunmuş. Surûri : “VâWıf AMmed şiyem Sıldı
vefât.1221.”
MÎR VÂ`IF
‘Osmân Beg. Enderûn-ı şahâneden çıSmadır.
(64a)
VÂŻIP
Bubâra’da bir şâ’ir-i be-nâm imiş. Dîvân tertîb eylemiş. AWlı Bedebşân’dan
imiş. `efer-i sininde Bubarâ’ya gelmiş. Nâmı Molla Pâcı Bâki imiş. Ziyâde pîr
kimesne imiş. 1234 Mayâtta imiş.
109
VÂ\IF
Daġıstân Sıt’âsında Karabaġ nâm ülkede \azaS Qâ’ifesinden Uuhûr 1211 senesi
umerâdan MeMmed Beg emriyle Satl olunub terk-i dâr-ı ġurûr etmiştir. Zebâbetle
müşteġil bir şaMW-ı Sâbil imiş. Aaârından beyit müfred-i gûşe-zed olmuştur.
Et-tereccüm
~l qr tr ¶wr ¶wrhq
¨l qrÁ ¨¥} e ²¥} ¦wl}
(64b)
VEFÂ’İ
İsmi İmâm \ûlu Mîrzâ’dır. Nebîre-i zâde Nâdir Şâh’dır ki nesebi böyle ittiWâl
bulur. İmâm \ûlu Mîrzâ ibni Şâhrub Mîrzâ ibni Rıżâ \ûlu Mîrzâ îbni Nâdir Şâh
Afşar. Nâdir Şâh Afşar \arabli ‘aşîretindendir. Bu Vefâ’i ve birâderleri Meşhed’de
sâkin MeMmed iken [âdim Hân dimekle meşhûrdur. BiT iki yüz on iki senesi
Meşhed’i żabQ ve bakiye-i bazine-i Nâdiriyeyi yaġma ettikde bunlar Herât’a firâr ve
bu iki birâder biri mütercem ve biri Paydar Mîrzâ Bubâra’ya ilticâ etmişlerdir.
Diğerleri Herâtt’a Salmışlar ve bir sene iSâmet etmişler. Sinni ziyi ile tezeyyi
etmişler. Liken ziyâde iltifâta maUhar olamadıSlarından cânları sıkılmış. Bir sene
soTra gitmeġe rubWat istemişler. Kerhen izn vermişler. SoTra Şâh Murâd Beg giden
adamlara deryâ-yı Âmûye’den güzâr ederken ġark edin diyü tenbih etmiş. Liken dü
birâder SayıSta şikeste-maMal müşâhede idüb teferrüs idüb der-‘aSeb-i sed etmişler
ve keşti-bâbları ġarkdan men’ etmişler. Liken Sarşıya vardıSda leb-deryâdan iki
110
sâ’at mesâfede olan Sal’e-i Çarcû’ya vardıSda anda Satl etmişler. BiT iki yüz on üç
senesinde Satl etmişler. Bu vaS’adan iki mâh muSaddem bu ġazeli inşâd etmiş imiş.
ES-SEYYİD VEHBİ
Devr-i AMmed [âni’de şâ’ir-i şöhret-şi’âr, mevâliden Püseyin Efendi’dir.
Paleb’den ma’żûl biT yüz SırS dokuz senesi ‘âzm-ı ‘alîyin ve CerrâMpâşâ Surbunda
Cânbaziye Câmi’i baQırasında defîn-i bâk-ı ‘ıQr-ı âkîn olmuşdur. Târîb-i Necîb
Eyyubi : “Âh Vehbi-i hüner-pîşe cihândan gitdi. 1149.”
(65b)
VEHBİ
Sünbül-zâdelikle şöhret-şi’ârdır. Lügât-ı Fârisiye’yi müştemîle ZuMfe ismi ile
müsemma ve lüġât-ı ‘Arabiye’yi müştemîle Nubbe ‘ünvânıyla mu’anven iki ‘aded
manUûmesi vardır ve [ayriye-i Nâbî siyâSında LuQfiyye nâm meanevisi vardır. Bir
111
HARF’ÜL HÂ
HÂŞİM
Mar’aşi. ’Âlim ve şâ’irdir. \alender-zâdeden oSumuş ve [asmi’den ahO-ı şi’ir
etmiştir.
HİMMET
Hemşire-i zâde Mîrzâ `âdıS. Menşe’i Bubâri’dir. 1234 Mayâtta imiş tahminen.
u .mli}uh pe±iuh Álj k k|luh uh °r uh ²} ¸iw jh kÁuh rfi kuh iluh juh e w
1266 .fÁwh ku pe© °euhe fÁh ho ° àlil °h Åif .muf¥h e £euuh uh ku e
(70b)
Surûri
Can borcun edâ eyledi gitti oda Müş’i. (1206)
Velehû
Şerbeti sundu Şükrü-zâde’ye sâki-i ecel
Velehû
Rûh-ı Şemseddin Efendi eyleye ‘Adni makâm. (1223)
‘Abdi
Tac-beg-zâde gitdi dünyâdan. (1096)
Behrâm
Kodı bâre-i bedeni cân-ı ‘Azîzi gitdi. (1083)
‘Ulvi
Eyleye hak ana cennet-i turân. (1010)
Yakîni gitdi dehr-i bî-vefâdan. (1076)
Behrâm
Nisyâ’nın makâmı cennet olsun. (1018)
119
`â’ib
º| jo e±l } i ²g eh ¨ ij
° l pheo ij vqhv jlie °e k
`â’ib
l } jor k eq h hqÃe
¨le £jieià °jir ei oh jlh ¨q
`â’ib
jh |wf gh Á j ke j oh |
jh §Ár jlh ywà m i } |w itr
120
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
MATERYAL VE METOD
3.1. MATERYALLER
Bu çalışmanın kaynağı 1592-1836 yıllarında yaşayan şairlerin hayatlarını ve
şiirlerini içeren Şeyhülislâm Ârif Hikmet Beyin “Tezkirtü’ş Şu’ârası” ndan
oluşmaktadır. Tezkirenin mikro filmi Milli Kütürhane’den alınmış ve transkripsiyon bu
mikro filmlere göre yapılmıştır.
Transkripsiyon çalışması esnasında metnin doğru okunabilmesi için “Kamûs-ı
Türki”16 kelimelerin yazımında ise “Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgât”17 sıkça
başvurulan sözlükler olmuştur. Bunun dışında metinde geçen Farsça şiirleri çözümlemek
için “Farsça-Türkçe Sözlük”18 ten yararlanılmıştır. Ârif Hikmet Beyin hayatı ile ilgili
bilgiler içn “Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey, Hayatı, Sanatı, Eserleri”19 kitabından istifade
edilmiştir. Kelimelerin günümüz Türkçe’siyle doğru okunup okunmadığını tespit
edebilmek için “Türkçe Sözlük”20 e müracaat edildi.
16
Sami Şemsettin, a.g.e. ss. 1-1574
17
Devellioğlu Ferit, (1999) Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgât. Aydın Kitab Evi, Ankara, ss. 1-1195
18
Kanar Mehmet, (1998) Türkçe-Farsça Lûgât. Birim.Yay. İstanbul, ss. 1-711
19
Kemikli Bilal, (2003) a.g.e. ss. 5-44
121
‘Hemze Ö
PM ½
[b Ä
O ´
` á
Żż, â] Ü
ZQ Å
¾U Ê
‘ Ý
Ġġ ¶
\S {
T §
20
TDK, (1997) Türkçe Sözlük TDK Yay. Ankara
122
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
BULGULAR VE TARTIŞMA
SONUÇ
KAYNAKLAR
Ahmet RİF’AT, (1299), Lugat-ı Tarihiye ve Coğrafiye, İstanbul, ss.150-155
Banarlı Nihat SAMİ, (2001), Resimli Türk Edebiyatı Tarihi II, MEB. Yayınları
İstanbul, 838-843
Çapan PERVİN, (2005), Safayi Tezkiresi, AKM. Yayınları s. 36
Devellioğlu FERİT, (1999), Osmanlıca-Türkçe Lugat, Aydın Kitap Evi, Ankara, 1-
1107
Gibb E.J.W. (1900-1902) A History of Otoman Poetry, Volume III, London, ss.
245, 626
İbnülemin Mahmud KEMAL, (1969) Son Asır Türk Şairleri, MEB. Yayınları
İstanbul, ss. 110, 624-628
İnce ADNAN, (2005), Salim Efendi Tezkiresi, AKM. Yayınları Ankara, s. 25
İslam Ansiklopedisi, (1997) MEB. Yayınları C. I, I2/I, İstanbul, s. 226-227
İsen MUSTAFA, (1998), Latifi Tezkiresi, Akçağ Yayınları, Ankara, ss. 9-10
İsen MUSTAFA, (1998), Sehi Bey Tezkiresi, Akçağ Yayınları, Ankara, ss. 15-17
İsen MUSTAFA, (2002), Şuara Tezkireleri, Grafiker Yayınları, Ankara, ss. 7-13,
141
İpekten HALUK, (1986), Türkçe Şuara Tezkireleri, Atatürk Ünv. Yayınları,
Erzurum ss. 18-31
Kanar MEHMET, (1998), Türkçe-Farsça Lugat, Birim Yayınları, İstanbul ss. 1-
711
Kemikli BİLAL, (2003), Arif Hikmet Bey, Hayatı, Sanatı, Eserleri,
MEB.Yayınları, ss. 5-56
Kılıç FİLİZ, (2005), Şefkat Tezkiresi, Bizim Büro Yayınları, Ankara, Ön söz
Kutluk İBRAHİM, (1997), Beyani Tezkiresi, TTK. Yayınları, Ankara, ss. 2-3
Kutluk İBRAHİM, (1989), Kınalızade Hasan Çelebi Tezkiresi I-II, TTK.
Yayınları, Ankara, ss. 18-32
125
Levend Agah SIRRI, (1984), Türk Edebiyatı Tarihi I, TTK. Yayınları, Ankara, ss.
6-254
Özcan ABDULKADİR, (1989), Şakayık-ı Numaniye ve Zeyilleri, Çağrı
Yayınları, İstanbul, ss. 56-57
Sami ŞEMSEDDİN, (1996), Kamus-ı Türki, Çağrı Yayınları, İstanbul, ss. 1-1574
Steingass F.A. (1975), Comprehensive Persian-Englısh Dictionary, Beyrut, ss. 1-
1100
Uzunçarşılı İbrahim HAKKI, (1983), Osmanlı Tarihi, VI./2 TTK. Yayınları,
Ankara, ss. 248-250
126
EK A
127
EK A
128
DİZİN
Dâniş (Mîr), 53, 54
Ârif, 85
Dervîş, 54
Ârif Bey, 86
Dilâver, 55
Ârif (Kurşuncubaşızade), 86
Edâ, 28
Ârif (Müderriszade), 86
Edîb, 29
Ârif (Mollâ Mehmed Şerîf Ağa), 87,88
Erşed, 29, 30
Âsım (Vak’anüvis), 89
Esâd Ağa, 30
Âkif (Diyarbakırlı), 89
Eşref, 31, 30
Amir Bey, 90
Efgân Beg, 31, 32
Afîf, 92
Emîn Beg, 32
Ayni, 94,95,96
Fâ’iz, 99
Bâ’is, 32
Ferri, 99
Bâki Bey, 33
Fazli (Nasûhizâde), 99, 100
Burhân, 34
Fakîr, 100
Berri, 34
Fehîm, 100
Bekâyi, 34,35
Gâlib Dede, 98
Bülbül, 35
Gâlib, 98
Bahâr, 35,36
Gâni (Mirzâ), 99
Behcet (Musûllu ‘Ali), 36,37
Hâlet (Seyyid Mehmed Sa’id), 41, 42
Behcet (Mustafa Hekîmbaşı), 37,38
Hazık, 42, 43
Behcet (Hudâydâd Hân), 38
Hâkim, 43
Behcet (Ha’rezmi), 38
Hamîd (Nefîfzâde), 44
Câhi, 39
Hamîd (Ayıntablı), 45
Celâli (Ebûbekir Celâleddin), 39,40
Hasret, 45
Celâli (Buhâri), 40
Hasmi (Mehmed Hân), 46
Cemâl, 40
Hâsib, 46
Cenâbi, 41
Hüseyin Hân, 46
Cevdet (Recâ’i Efendi hafîdi), 41
Haşmet, 46, 47
Cevdet, 41
Husûli, 47
Dâniş, 53
129
ÖZGEÇMİŞ
M. Nuri ÇINARCI 1983 yılında Van, Çaldıran’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini
Çaldıranda tamamladı. 2003 yılında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk
Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Şu anda edebiyat öğretmeni olarak görev
yapmaktadır.
VİTAE
M. Nuri ÇINARCI was born in Çaldıran from Van in 1983. He completed his first
education in Çaldıran. In 2003 he graduate from University of Yüzüncü Yıl of Education
Faculty. Now he has been working as a literatur teacher.