Professional Documents
Culture Documents
ELEŞTİRİLERİ
7. Sonuç
Hume’un elinde hâlâ bir koz var tabii. Kendinin nedeni olan
varlığın imkansız olduğunu veya kanıtlanamayacağını
söyleyebilir. Fakat, eğer bir şey varlığını başkasından
alıyorsa, zorunlu olarak “varlığını kendinden alan bir şey”
olmalıdır. Çünkü varlığını başkasından alan şey hiçbir zaman
kendine yetmez. Varolmak için hep başka şeylere muhtaçtır.
Varolmak-için-başka-şeye-muhtaç-olan-varlıklar-silsilesi kendi
kendine yetmez. Çünkü yine bir başka varlığa muhtaç olacaktır.
İhtiyaç duyan varlıkları ne kadar toplarsanız toplayın yine
ihtiyaç duyan varlıklar toplamını elde edersiniz. Örneğin 100
tane kadını alsanız bir çocuk doğurtamazsınız. Ama çocuk
doğduysa ne demeliyiz? Demek ki aralarında en az 1 erkek
vardı. Bu örnek varlıklar için de geçerlidir. Binlerce
ihtiyaçlı varlığı toplasanız da bu onların gerçekleşmesi için
yeterli değildir. Onların mutlak olarak gerçekleşmesi için
kendi kendine yeten, varolmak için yalnızca kendine ihtiyaç
duyan, kendinin nedeni olan, sonsuz, bölünmez ve Bir olan
varlığın onlara neden olması gerekir.
Kant’ın Eleştirisi
“En yüksek bir varlık kavramı pek çok bakımdan oldukça yararlı
bir ideadır. Ama salt bir idea olduğu için, salt kendi başına
alındığında, varolanlara ilişkin bilgimizi genişletme
açısından bütünüyle yetersizdir.”[5]
7. Sonuç
Kaynaklar
[2]
https://www.facebook.com/notes/%C3%B6zg%C3%BCr-kiri%C5%9F/hume
un-ontolojik-kan%C4%B1t-ele%C5%9Ftirisine-bir-
pon%C3%A7ik/1672730073038385
[4] http://www.allahinvarligi.com/?p=269
[9] http://www.iep.utm.edu/ont-arg/
[10] https://www.academia.edu/11180124/Ontolojik_Delil
[13]
https://orhanozturhan.wordpress.com/2014/06/12/tanrinin-sahte-
ispati-ontolojik-arguman/