You are on page 1of 13

HRİSTİYAN FELSEFESİNİN BAZI

PROBLEMLERİ

• Tanrının varlığı
problemi

• Kötülük problemi

• Tümeller problemi
SLIDESMANIA.
Tanrı'nın
Varlığının Kötülük
Kanıtı Problemi
Problemi

Hristiyan
Felsefesinin
Problem
Alanları

Tümeller
Problemi
Tanrı’nın Varlığını Kanıtlama Problemi
• Hristiyan felsefesinde bazı düşünürler Tanrı’nın varlığının
kanıtıyla ilgili görüşler ortaya koymuştur.
• Tanrı’nın var olmadığını savunanlar karşısında
Hristiyan düşünürleri, ontolojik ve kozmolojik açıdan
kanıtlar sunmuştur.
• Ontolojik kanıtlama Platon’un tümel kavramları
gerçek olarak ifade ettiği felsefesine, kozmolojik
kanıtlama ise Aristoteles’in ilk neden görüşüne dayanır.
• Bu kanıtlamaları daha sonra İslam felsefesi düşünürleri
de kullanmıştır.
HRİSTİYAN FELSEFESİNİN BAZI
PROBLEMLERİ
1. Tanrı’nın Varlığını
Kanıtlama Problemi

Hristiyan felsefesinde Tanrı'nın varlığına yönelik kanıtlamalar iki başlık altında ortaya
çıkmıştır.
1-Ontolojik Kanıtlama: Anselmus tarafından ileri sürülmüştür. Buna göre Tanrı mükemmel ve
yetkin bir
varlıktır. İnsan ise sınırlıdır. Sınırlı olan insan zihni Tanrı kavramını yaratamaz. Zihinde de Tanrı
kavramı olduğuna göre bu kavram nereden gelmiştir. Bu kavramın zihinde bulunması Tanrı'nın
varlığının göstergesidir. Kavram da Tanrı tarafından insan zihnine yerleştirilmiştir.

2-Kozmolojik kanıtlama;
Tanrı'nın varlığı evrenden hareketle kanıtlanmaya çalışır. Bu kanıtlamaya göre, evren
sonradan olmadır. Her sonradan olanın, bir var edene ihtiyacı vardır. O halde bu
evrenin de bir var edeni vardır ki, o da varlığı zorunlu olan Tanrı'dır. Nedenselliği temel
alır.
2-Kötülük Problemi
Kötülük problemi düşünüldüğünde genel olarak iyi ve kötünün veya
günah ve sevabın açıklanması gerekir. Ana sorun “Eğer Tanrı varsa,
mutlak güç sahibiyse ve insanın iyiliğini istiyorsa neden dünyadaki
kötülükleri önlemiyor veya ortadan kaldırmıyor?” gibi sorular
ekseninde şekillenir.
• Kötülük problemi, Hristiyan felsefesinde pek çok problemle
ilişkilidir. Kötülük, Tanrı’nın varlığına ilişkin tartışmalarda Tanrı’nın
var olmadığına yönelik delil olarak sunulmuştur. Tanrı, kötülüğü
kaldırmıyorsa ve kötülük de varsa o hâlde Tanrı yoktur çıkarımında
bulunanlar olmuştur. Bu çıkarım Hristiyan ve İslam düşünürleri
tarafından eleştirilmiştir.
Hristiyanlığa göre Tanrı; insanlara iyiliği emreden, kötülükten uzak
durmalarını isteyen ve her şeyi yaratan tek varlıktır. Bu açıdan
Hristiyan felsefesinde kötülük problemine çeşitli açıklamalar
getirilmiştir. Bunlar arasında Augustinus’un ve Aquinalı Thomas’ın
açıklamaları öne çıkmaktadır.
• Augustinus, Tanrı’nın her zaman iyiyi emrettiğini ama insana
irade vermek suretiyle iyiyi veya kötüyü seçme özgürlüğünü de
tanıdığını belirtir. Kötülük, irade zayıflığından kaynaklanır. Hz.
Adem’in bile yasaklanan bir şeye el uzatması sonucunda
cennetten kovulduğuna işaret ederek Tanrı’nın insanı kukla
olarak yaratmadığını belirtir. Bu açıdan kötülük problemi aynı
zamanda kader ve özgür irade problemiyle yakından ilişkilidir.
Kaderin Tanrı tarafından bilinip insan tarafından bilinmiyor
olması özgür irade sorununu doğurur. Augustinus, insanın
kaderini bilmiyor olmasını özgür iradenin gerçekleşmesi olarak
düşünür.
• Hristiyan felsefesinde kötülük problemine yönelik
Augustinus’un görüşlerinin yanı sıra İslam filozofu İbn
Sînâ’nın görüşleri de kabul görmüştür. İbn Sînâ’ya göre
kötülük kusurlu olan insanın erdemden uzak oluşundan
kaynaklanır. Ayrıca iyinin anlaşılabilmesi için kötülük
gereklidir.
KÖTÜLÜK PROBLEMİ

Mükemmel bir Tanrı kendi yarattığı dünyada nasıl olur da


böyle adaletsizliklere ve sonu gelmeyen kötülüklere izin
verebilir?
Aquinalı Thomas
Augustinus: Aquinalı Thomas’a göre
Aziz Augustinus’a göre kötülük insan kötülük, iyinin eksikliği veya
iradesinin özgürlüğünden kaynaklanmaktadır. yoksunluğundan kaynaklanan
Tanrı size iyiliği emreder. Fakat Tanrının irade zayıflığının sonucudur.
emrini yerine getirmeyebilirsiniz. Bu sizin her Aquinalı Thomas, Augustinus
şeye karşı özgür irade gücünüzün olmasından öğretisiyle İbn Sînâ’nın
kaynaklanmaktadır. görüşlerini sentezlemiştir.
SLIDESMANIA.
3-Tümeller Problemi
• Tümeller kavramı bir sınıfı oluşturan, bütün üyeleri
içine alan genel kavramları işaret etmek için kullanılır.
“ağaç” kavramı ele alınacak olursa onun doğada meyve
verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli
bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitkileri ifade etmek
için kullanıldığı görülür. “ağaç” tümel bir kavram iken
onun üyeleri olan ve doğada gözlemlenen varlıklar ise
tekildir. Varlıklar ya da nesneler içerdikleri özelliklerin
benzerlikleri üzerinden soyutlanarak tümel kavramlara
dönüşür. Dolayısıyla tümel kavramlar, nesneler
hakkında genelleştirilmiş geçerli bilgi imkânı sunar.
•Tümellerin ne olduğu, nasıl oluşturulduğu, nerede
bulunduğu gibi sorular filozoflar tarafından
açıklanmaya çalışılmıştır. Platon’a göre tümel
kavramlar yani idealar, tek tek nesnelerde değil
onlardan bağımsız olarak vardır. Aristoteles’in
varlık görüşünde tümel kavramların kendi başına
gerçekliği yoktur, tümel kavramlar nesnelerin
kapsamındadır.
•MS 2-15. yüzyılda ise tümel kavramların ne
olduğu, nesnede mi nesnelerden bağımsız mı
bulunduğu tartışması; Tanrı’da bulunup
bulunmadığı tartışmasıyla mantık, bilgi ve inanç
açısından yeniden şekillenmiştir.
• Kavram realizmine göre tümel kavramların varlığı Tanrı’nın
zihnindedir. İnsan zihninde bu kavramlar “Tanrısal ide” olarak yer
alır. Mutlu insan, görünen bir varlıktır ama mutluluk genel bir
kavramdır ve Tanrı’nın zihninde gerçekliği vardır. Önemli
temsilcileri Augustinus ve Anselmus’dur.
• Kavramcılık (konseptualizm) tümel kavramları Tanrısal
açıklamalardan ayırır. Onların duyu deneyimiyle her bir varlıkta
kavranabilineceğini ileri sürer. “İnsan” kavramının gerçekliği
doğada görülen her insanın içinde bulunur. Önemli temsilcisi
Aquinalı Thomas’tır.
• Adcılık (nominalizm) görüşüne göre tümel kavramlar, birbirine
benzeyen nesnelerin ortak özelliklerine adlar verilmesiyle oluşur.
Onların kendi başına yani insan zihninin dışında gerçeklikleri
yoktur. “İnsan” kavramı, doğada akıl sahibi varlıkları işaret etmek
için zihin tarafından üretilen bir adlandırmadır. Dolayısıyla zihin
dışında gerçekliği yoktur. Önemli temsilcisi Ockhamlı William’dır.
Tümeller Problemi
Karışık bir
mevzu..Bakalım
nasıl çıkarız işin
içinden..

Tümel, aynı türden şeylerin tümünü ifade eden kavramdır.Bu problemde


tartışılan gerçek olanın zihinde var olan kavramlar mı yoksa kavramların
dış dünyadaki karşılıklarının mı gerçek olduğudur. Bu konuda üç farklı
yanıt ortaya çıkmıştır.

I. Kavram Realizmi
II. Adcılık (Nominalizm)
III. Kavramcılık(Konseptüalizm)
Tümeller Problemi

Adcılık
Kavram Realizmi
(Nominalizm)
Tümellerin kendi başlarına bir anlamı
• Tümellerin nesnelerden
yoktur. Kavramlar sadece bir ses ve addan
bağımsız olarak var
ibarettir. Kavramlar gerçek değildir.
olduğunu ve onların üstünde
Çünkü soyutlama yoluyla elde edilmiştir.
bulunduğunu savunur.
Gerçek olan kavram
değil, nesnenin kendisidir.

Kavramcılık
(Konseptüalizm)
Kavramların nesne ve eylemlerden bağımsız bir gerçeklikleri yoktur. Ancak
onlar nesnel gerçeklik bilgisinin öznel biçimleridir. Kavramlar olmaksızın
nesneleri tanımayız.

You might also like