You are on page 1of 8

OLGU SUNUMU

Dissosiyatif Bozuklukta Taný ve Ayýrýcý Taný:


Olgu Sunumu
Diagnosis and Differantial Diagnosis of Dissociative Disorder

Merve Çýkýlý Uytun1, Rabia Durmuþ2, Didem Behice Öztop3


1Yrd.Doç.Dr., Yaþam Özel Aile Danýþma Merkezi, 2Uz.Psk., Özel Danýþma Merkezi, Ýzmir

ÖZET SUMMARY
Çocukluk çaðý travma öyküsünün, bir çok psikiyatrik It is known that there is a relationship between many
hastalýk ile iliþkisi olduðu bilinmektedir. Dissosiyatif psychiatric disorder and childhood trauma history.
bozukluklar, en çok üzerinde durulan bozukluklardandýr. Dissociative disorders are most often investigated disor-
Dissosiyatif bozukluklarda paylaþýlan ortak tema geçmiþe ders. The common theme shared by dissociative disor-
ait belleðin, kimliðin farkýnda oluþun ve bedenden gelen ders is a partial or complete loss of normal integration
duyumlarla bedensel hareketlerin kontrolü arasýndaki between memories of the past, awareness of identity,
normal entegrasyonun kýsmi veya tam kaybýdýr. Bu and immediate sensations and control of bodily move-
hastalýk grubunda bir organik hastalýk ya da patofizyolo- ments. This group of illnesses also lacks the evidence of
jik bozukluða ait kanýtlar da yoktur ve belirtiler beden proximate organic illness or pathophysiological distur-
veya akýl iþlevinin nasýl bozulacaðý veya iþlev görmeye- bance, and the symptoms correspond to the ideas of the
ceðine iliþkin hastanýn düþüncelerine karþýlýk gelir. patient about how parts of body or mind malfunction or
Dissosiyatif bozukluklarýn en önemli özelliði neredeyse fail to function. The most important feature of dissco-
her ruh fonksiyonunu etkileyebilmesidir. Dissosiyatif ciative disorders that these disorders can affect almost
amnezi, depersonalizasyon, derealizasyon, kimlik bocala- every psychological function. The main features of this
masý ve kimlik deðiþikliði dissosiyatif psikopatolojinin psychopathology includes that dissociative amnesia,
temel özellikleridir Dissosiyatif bozukluklar kiþilik bozuk- depersonalization, derealization, confusion of identity
luklarý dahil bir çok psikiyatrik bozukluða eþlik edebilir and changing of identity. A number of psychiatric disor-
veya psikiyatrik bozukluklarýn belirtileri içinde bulunabilir. ders, including personality disorders, either have disso-
Bu nedenle doðru tanýnýn konulmasý ve ayýrýcý tanýnýn ciative disorder comorbidity or contain dissociative
dikkatle yapýlmasý önemli bir konudur. Dissosiyatif symptoms in their diagnostic criteria. Therefore, It is
bozukluklara taný koymakta ise Uluslararasý Hastalýk important that diagnose and diffreantial diagnose with
Sýnýflandýrmasý (ICD-10) ve Psikiyatride Hastalýklarýn dissociative disorders should make carefully.
Tanýsal ve Ýstatistiksel Sýnýflandýrmasý El Kitabý (DSM-lV- International Classification of Diseases (ICD-10) and
TR) kullanýlmaktadýr. ICD-10 ve DSM-lV-TR' de nozolojik Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
durum açýsýndan farklýlýklar olmakla birlikte temel (DSM-IV-TR) can be use for diagnose of dissociative dis-
temalar deðiþmemiþtir. Bu çerçevede çocukluk çaðýnda orders. In spite of the differences between nosological
yaþadýðý bir travma sonrasý dissosiasyon semptomlarý status, the basic themes remain unchanged. In this con-
olan hasta üzerinden dissosiyatif bozuklukta ayýrýcý taný text, our patient who after a trauma experienced in
anlatýlacaktýr. childhood and we confused about this patient's current
Anahtar Sözcükler: Dissosiasyon, konversiyon, çocukluk diagnosis are explained.
çaðý travmasý. Key Words: Dissociation, conversion, childhood trauma.

(Klinik Psikiyatri 2014;17:41-48)

Makalenin geliþ tarihi: 18.02.2013, Yayýna kabul tarihi: 18.09.2013 41


Çýkýlý Uytun M, Durmuþ R, Öztop DB.

GÝRÝÞ Çocukluk çaðý travma öyküsünün, bir çok psiki-


yatrik hastalýk ile iliþkisi olduðu bilinmekte ve
Dissosiyatif bozukluklar çeþitli fiziksel ve ruhsal
hastalýk oluþumu için risk etkeni olarak kabul
belirtilerle karakterize bilinen somatik bir hastalýk
edilmektedir (Zanarini ve ark. 2002). En çok
ile iliþkili olmayan psikiyatrik rahatsýzlýklardýr.
üzerinde durulan hastalýklar ise dissosiyatif bozuk-
Yaygýn belirtileri paralizi, nöbetler, konuþamama,
luklar olmuþtur (Gast ve ark. 2001).
duyu kaybý, görsel bozukluklar, amnezi, trans ve
konfüzyonu içermektedir. Hastalar çeþitli çoklu Patolojik dissosiyatif reaksiyonlar genellikle destek
semptomlar gösterebilirler ve semptomlar zamanla veya yardým alýnmayan tekrarlayýcý ve kronik trav-
deðiþiklik gösterebilir (Jans ve ark. 2008). Çalýþ- malar veya mevcut ortamdan kaçma imkanýnýn
malarda dissosiyatif bozukluklarýn psikiyatrik hasta mevcut olmadýðý travmalar varlýðýnda geliþmekte-
populasyonunda %12-13.8 oranýnda görüldüðü dir. Yaþadýðý travmalar sonrasý mevcut durumlar ve
bildirilmektedir (Þar ve ark. 2000, 2004). Bu yaþadýklarý deneyimleri birleþtirmede baþarýsýzlýk,
zamana kadar çocuk ve ergenlerde dissosiyatif çocuðun daha uygun baþa çýkma becerileri edin-
bozukluklarýn epidemiyolojisi ile ilgili geniþ çalýþ- mesini engelleyebilir ve dissosiyatif reaksiyonun
malar bulunmamaktadýr (Boysen 2011). göreceli iyi durumlar için de genellenmesine neden
olabilir. Çocuk; okulda sosyal iliþkilerinde sorun
Daha önce ergenlerde tarama çalýþmalarýnda
yaþayabilir, izole edilebilir ve sonunda uygun
genellikle ergenlerin kendilerinin doldurduðu
olmayan davranýþlarý öðrenme ve herhangi bir ruh-
ölçekler kullanýlmýþtýr. Martinez- Taboas ve
sal bozukluk geliþtirme açýsýndan daha riskli hale
ark.’nýn (2006) yaptýklarý 891 ergenin (11-17 yaþ)
gelebilir (Kisiel ve Lyons 2001, Perry 2006).
dahil olduðu bier çalýþmada ergenlerin %4.9'unun
patolojik dissosiyatif semptomlar sergiledikleri Sýk görülen bozukluklar olmasýna raðmen klinikte
bulunmuþtur. Baþka bir çalýþmada da ergenlerde dissosiyatif bozukluklarýn tanýsý nadir olarak kon-
(12-19 yaþ) klinik olmayan örneklemde %2.3 sinde, maktadýr. Bizim olgumuzda da çocukluk döne-
klinik örneklemde %50 sinde ölçek skorlarý anlam- minde yaþadýðý kötü bir deneyim, sonrasýnda bu
lý bulunmuþtur (Nilsson ve Svedin 2006). Yakýn olaya baðlý olarak geliþen durumlar sonucunda dis-
zamanda Þar ve ark.’nýn (2013) çalýþmasýnda ise sosiyatif kimlik bozukluðu tanýsý koyarak takip
psikiyatrik hasta populasyonundaki ergenlerin (11- ettiðimiz hasta dissosiyatif bozukluklar tanýsýna
17 yaþ) %25.9'unda Adolesan Dissosiyatif dikkat çekmek amacýyla sunulacaktýr.
Yaþantýlar Ölçeði puanlarýna göre ölçek puanlarý
kesim deðeri olan 3'ün üzerinde bulunmuþtur. OLGU
Çocukluk çaðý dissosiyatif bozukluðu 5 yaþýndan Baþvuru Þikâyeti
önce nadir olarak tanýmlanmýþtýr (Goodyer 1981).
16 yaþýnda, kýz, Lise 2.sýnýf öðrencisi olan hastamýz
Ancak dissosiyatif bozukluklarýn %100 oranýnda
ilk olarak Pediatrik adolesan servisinden konversi-
çocukluk döneminde baþlamasýna raðmen, hasta-
yon bozukluðu ön tanýsý ile tarafýmýza konsülte
larýn ancak %3'üne 12 yaþýn altýnda ve ancak
edildi. Hasta deðerlendirildiðinde, görsel ve iþitsel
%8'ine 12-19 yaþlarý arasýnda, ergenlik döneminde
varsanýlarý olduðu, akþamlarý bayýldýðý ve
taný konabildiði bilinmektedir (Kluft 1996).
bayýldýðýnda bir süre 5 yaþýnda çocuk gibi
Oysa erken yaþta doðru tanýnýn konulmasý, en az iki davrandýðý 1-2 saat sonra kendisine geldiði öðrenil-
açýdan hayati öneme sahiptir. Birincisi, bu bozuk- di. Bu þikâyetleri üzerine hasta polikliniðimizde
luk çocukluk döneminde daha kolay tedavi edilir ve takibe alýndý.
sonuçlar oldukça baþarýlýdýr. Ýkincisi, içinde
Yakýnmanýn öyküsü
bulunulan travmatik ortamýn fark edilmesine ve
çocuðun travmadan korunmasýna olanak saðlar Hastanýn bu þikayetleri ilk olarak 12 yaþýnda iken
(Zoroðlu ve ark. 2000). Erken dönemde tedavi baþlamýþ. Bayýlma þikâyeti olan hasta bir çok
edilmesi intihar giriþimleri, kendine zarar verme merkezde konversiyon bozukluðu tanýsý ile takip
davranýþý (Zoroglu ve ark. 2003) gibi yaygýn komp- edilmiþ. Daha sonra "kafasýnda bir ses duyma, bazý
likasyonlarýn önlenmesinde de önemlidir. anlarý hatýrlayamama" gibi þikayetler eklenince dis-

42 Klinik Psikiyatri 2014;17:41-48


Dissosiyatif Bozuklukta Taný ve Ayýrýcý Taný: Olgu Sunumu

sosiyatif bozukluk tanýsý düþünülerek baþka bir dýþ sonrasý geçtiðini belirtti. Sonrasýnda böyle bir
merkeze yönlendirilmiþ. O dönemde hastada mev- durum tekrarlanmamýþ.
cut belirtiler; kafasýnýn içinde sesler duyma, yaptýðý
Hastamýz 8 yaþýndayken babasý hapisten çýkmýþ.
bazý þeyleri hatýrlayamama, derste dalýp gitme, tut-
Hapisten çýktýktan sonra baba, bir kez ziyaretlerine
tuðu günlüðün bazý kýsýmlarýný kendisinden baþka
gelmiþ. Hastamýz bu ziyaretin kendisi için hiç bir
birisinin baþka bir yazýyla yazdýðýný fark etme idi.
anlamý olmadýðýný ve hiçbir þey hissetmediðini ifade
Dýþ merkeze bu belirtilerle baþvuran hastaya dis-
etmekteydi.
sosiyatif kimlik bozukluðu tanýsý konularak,
psikoterapi uygulanmýþ. Tedaviden sonra bir süre 12 yaþýnda iken þikâyetleri baþlayan ve tedaviye alý-
iyi olan hastanýn bayýlma þikâyeti bir sene sonra nan hastamýz tedavi sürecindeyken bu sürece iyi
tekrar baþlamýþtý. Bu dönemde hastanýn epilepsi yönde katký saðlayacaðýný düþünen anne, baba ile
olabileceði düþünülerek detaylý nörolojik tetkikler tekrar evlenmiþ. 1 ay boyunca babanýn yaþadýðý
yapýldýðý öðrenildi. Video EEG sonucunda epilepsi þehre taþýnýp orada yaþamýþlar fakat anlaþamayýnca
tanýsý kesin olarak ekarte edilen hasta, polikli- tekrar ayrýlmýþlar. Hastamýz, babasýnýn anneannesi-
niðimize yönlendirildi. ni öldürdüðü olayý pencereden gördüðünü ve her
þeyi hatýrladýðýný ifade etti. Anne ise bu konuda
Özgeçmiþ ve Soy geçmiþ
emin deðildi. Hastanýn babasýna karþý düþünceleri
2 çocuklu ailenin 1. çocuðu olarak spontan vajinal bu olaydan dolayý oldukça olumsuz idi. Babasýndan
yoldan 2.500 gr olarak doðmuþ. Doðum sýrasýnda nefret ettiðini ve ondan intikam almak istediðini
herhangi bir komplikasyon olmamýþ. Geliþim söylemekteydi. Ancak babasýndan ziyade dedesi ile
basamaklarý normalmiþ. iliþkilerinin kötü olmasýnýn kendisini daha fazla
etkilediðini belirtmekteydi. Bu olay ve devamýnda-
Anne; 37 yaþýnda, ortaokul mezunu, ev hanýmý.
ki süreçler dýþýnda tekrar tekrar sorgulanmasýna
Baba; 49 yaþýnda, lise mezunu, serbest olarak
raðmen baþka herhangi bir istismar, ihmal veya
çalýþýyor. Kardeþi; 14 yaþýnda ilköðretim 8. sýnýf
herhangi bir kötü deneyim öyküsü alýnamamýþtýr.
öðrencisi idi.
Fizik Muayene
Anne, baba ile ailesinin rýzasý olmadan evlenmiþ.
Evlendikleri günden beri problemleri varmýþ. Hasta ilk muayenede yaþýnýn görünümünde, sosyo
ekonomik seviyesine uygun giyimli, öz bakýmý
Anne; babayý, geçinilmesi zor, katý, duygusuz bir
yerinde, göz temasý yeterli, sakin görünümde idi.
insan olarak tanýmlamaktaydý. Anne, hastamýz 2.5
Göze çarpan fiziksel herhangi bir sakatlýk veya
yaþýndayken boþanmaya karar vermiþ ve çocuklarýy-
anomalisi yoktu.
la birlikte kendi ailesinin evine taþýnmýþ. Baba
velayetle ilgili bir iþ için eþinin yanýna geldiðinde Psikiyatrik Deðerlendirme
anneanne ile tartýþmýþ ve anneanneyi evin önünde 7
Hastamýz rahat bir þekilde iletiþim kurmakta,
yerinden býçaklayarak öldürmüþ. Bu olay sonrasýn-
oryantasyonu tam, ltiþime açýk bir genç kýzdý ve
da anne, dede ve çocuklar hastanemizin bulunduðu
geçmiþteki olaylarý rahat ve akýcý bir þekilde anlata-
þehre taþýnmýþlar ve beraber yaþamaya baþlamýþlar.
bilir durumdaydý. Bazen dalýp gitmeleri olduðunu
Dede, bu olaydan sonra kýzýna oldukça sinirli
ve bazý anlarý hatýrlayamadýðýný ifade etti.
olduðu için evdekilerle maddi konular dýþýnda hiç
Muayenede böyle bir durum gözlenmedi. Dikkati
ilgilenmiyormuþ. Genelde mecbur kalmadýkça
ve anlýk belleði normal olarak deðerlendirildi.
konuþmuyormuþ. Bu durumdan anne ve çocuklar
Normal Zeka düzeyine sahip olduðu düþünüldü.
yýllardýr çok rahtsýzlarmýþ. Bu þekilde yaþamak çok
Algý bozukluklarýndan iþitsel varsanýlar tarifliyor-
zor oluyormuþ. Hastamýz 6 yaþýna gelene kadar
du. Bazen de sanki içinde baþka biri varmýþ ve o kiþi
annesinin veya kendisinin hatýrladýðý herhangi bir
konuþuyormuþ gibi hissettiðini söyledi. Düþünce
problemleri olmamýþ.
sürecinde herhangi bir bozukluk düþünülmedi.
Hastamýz 6 yaþýndayken ateþli bir hastalýk döne- Konuþma içeriði ve hýzý normaldi. Düþünce içeriði
minde "elsiz, kolsuz adamlar" þeklinde görüntüler bozukluðu tariflemedi. Herhangi bir kendine zarar
gördüðünü ancak bunun 1-2 gün sürüp hastalýk verme veya özkýyým düþüncesi yoktu. Duygulanýmý

Klinik Psikiyatri 2014;17:41-48 43


Çýkýlý Uytun M, Durmuþ R, Öztop DB.

olaðan ve duruma uygun, duygudurumu ötimik idi. olduðu gözlenen dedeye yaþadýklarýnýn kolay
olmadýðý ve kendisinin de psikiyatrik destek
Yapýlan DSM-IV'e dayalý klinik deðerlendirme
almasýnýn faydalý olabileceði anlatýldý. Ancak süreç
sonucuna göre hastada dissosiyatif kimlik bozuk-
içinde psikiyatrik desteði devamlý reddetti. Buna
luðu düþünüldü. Hastaya uygulanan dissosiyasyon
raðmen hastamýz ile iliþkilerinin daha iyi olduðu
ölçeði (DIS-Q) sonucu 3.76 olarak bulundu (>2.5
öðrenildi. . Bu dönemde bayýlma ve regrese olma
dissosiyatif bozukluklar açýsýndan anlamlý). Ayný
ile ilgili þikayetleri azaldý. Hemen her gün olduðu
zamanda WISC-R zeka testi uygulandý. WISC-R
öðrenilen bu durumun haftada 1 defa olduðu öðre-
sonucu normal zekâ düzeyi olarak raporlandý.
nildi. Fakat annesinin iþten ayrýlmasýyla birlikte
Tedavi Süreci þikayetleri tekrar arttý. 1 ay sonra hasta kendisini
Hastanýn polikliniðimize baþvurduðunda öncesinde çok kötü hissettiðini içinde 4 ayrý kiþinin konuþ-
bir çok antidepresan kullandýðý fakat fayda tuðunu, kendisini kontrol edemediðini belirtti. Bu 4
görmediði, þu anda sertralin 100 mg/g kullandýðý alter kiþilikten 3'ünün adlarýnýn Hasan, Hayat ve X
öðrenildi. Hastanýn ilaç tedavisine devam edildi. olduðunu, birinin ismini bilmediðini, X'in kendisine
kötü þeyler yapmasýný söylediði öðrenildi. Sýk
Hastamýz polikliniðimize ilk baþvurduðunda temel aralýklarla görüþülen hastanýn bahsettiði alter kiþi-
þikayetleri olan bayýlma ve sonrasýnda bir süre 4-5 likler poliklinik ortamýnda gözlenemedi. Ancak
yaþlarýnda küçük bir çocuk gibi davranmasý idi. evde bir akþam býçak alarak kardeþinin üzerine
Regrese olduðu dönemde yaptýðý resimlerini yürüdüðü, annenin o anda Büþra'nýn sanki baþka
getiren hastanýn resimlerinde elinde býçakla bir biri gibi davrandýðýný farketttiði öðrenildi. Hasta,
adam çizdiði, bu adamýn etrafýnda insanlar olduðu dissosiyatif bozukluklar ile ilgili bir merkeze yön-
görüldü. Regresyon döneminin tarafýmýzdan lendirilmek istedi. Ancak annenin þu an maddi
gözlenebilmesi amacýyla hasta psikiyatri servisine durumlarýnýn baþka bir þehirde tedavi için uygun
yatýrýldý. Serviste 1 hafta yatan hastanýn 1 kez kýsa olmadýðýný belirtmesi üzerine hastanemiz psiki-
süreli bu þekilde davranmasý olmuþ ancak nöbetçi yatri servisine hastanýn yatýþý planlandý. Serviste
servis ekibi tarafýndan bu davranýþýn temaruz yattýðý sürece bir kez çocuksu davranýþlarý olan has-
olduðu düþünülerek üstünde durulmamýþ. tanýn bu dönemi servis ekibi tarafýndan gözlendi.
Sonrasýnda taburcu edilen hastanýn takiplerine Hastaya servis yatýþý sürecinde aðýrlýklý olarak ilaç
poliklinikten devam edilmiþtir. tedavisi uygulandý. Hasta yatýþ sürecinde þikayet-
Dedesi ile evde sorunlarý vardý, özellikle bu durum- lerinin azaldýðýný, kafasýndaki seslerin kalmadýðýný
dan oldukça þikâyetçi idi. Dedesini; inatçý, her þeye belirtti. Bunun üzerine taburcu edildi ve polik-
karýþan, katý ve soðuk biri olarak tanýmlýyordu. linikten takibine devam edildi. Bu süreçte hastanýn
Dedesinin kendileriyle hiç konuþmadýðýný ve bayýlmalarý azaldý fakat hala devam etmektedir.
sadece maddi yönden ilgilendiðini söylüyordu. Amnezi, kafasýnda ses duyma, halüsinasyonlar gibi
Hastalýðýndan sonra ise aralarýnýn eskiye göre daha þikâyetleri kalmadý. Hastanýn temel sorununun þu
iyi olduðunu söyledi. Ancak annesi ile hala konuþ- anda annesi ve dedesi arasýndaki soðukluk olduðu
madýðýný belirtti. Anne ile yapýlan görüþmelerde öðrenildi. Hastalýðý sürecinde hastanýn dedesi ile
annenin de babasý ile bozuk iliþkileri nedeniyle pek arasý düzeldi fakat anne ve dedenin arasýndaki
iyi olmadýðý, devamlý ayný evde beraber olmanýn soðukluk devam etmektedir. Hasta bu süreçte
kendisinin ruh saðlýðýný etkilediði, çalýþmanýn ken- "Sorunlarý düzelirse semptomlarýnýn düzeleceðini"
disine iyi geleceðini düþündüðü ancak iþ bulamadýðý ifade etmektedir. Bu aþamada hastada problem
öðrenildi. çözme becerilerinin arttýrýlmasý yönünde destek-
leyici ve davranýþsal psikoterapi programý halen
Takiplerde annesi çalýþmaya baþlayan hasta, ken-
uygulanmaktadýr. Hastanýn polikliniðimizde takibi
disini bu nedenle daha iyi hissettiðini belirtti. Bu
sürmektedir.
dönemde annesi ile gelemediði için, gelmeyi redde-
den dede ile görüþme fýrsatý bulundu. Dede ile has-
tamýzýn durumu ve iliþkileri hakkýnda konuþularak TARTIÞMA - SONUÇ
tutum önerilerinde bulunuldu. Oldukça inatçý Çocuklar fiziksel, cinsel ya da psikolojik saldýrgan-

44 Klinik Psikiyatri 2014;17:41-48


Dissosiyatif Bozuklukta Taný ve Ayýrýcý Taný: Olgu Sunumu

lýða karþý kendilerini koruyamayacak kadar belirtileri bulunmuyorsa dissosiyatif bozukluklar


güçsüzdürler. Bu travmalara maruz kalýndýðýnda akla gelen ilk tanýlardan biri olmalýdýr (Zoroðlu ve
otomatik ve primitif psikobiyolojik bir savunma ark. 2000). DKB'de iþitsel varsanýlar kafa içerisinde
düzeneði olarak dissosiasyon, yaþanýlan travmanýn duyulur ve sorulduðunda görüþmeciye yanýt verdik-
fiziksel ve ruhsal etkilerinin uzaklaþtýrýlmasýný leri hasta tarafýndan ifade edilir.Ayrýca þizofrenik
saðlar. Böylece dissosiasyon fiziksel ve ruhsal acýya bozukluða özgü duygulaným küntleþmesi DKB'de
karþý bir iþlev görür (Lewis ve Yeager 1994). görülmez, DKB nöroleptik ilaçlarla tedaviye iyi
yanýt vermez. Yanlýþ taný alarak uzun yýllar nörolep-
Bizim hastamýz da ciddi bir stresör yaþamýþtý.
tik ilaçlar kullanmýþ DKB hastalarýna rastlanýr, bu
Babasýnýn anneannesini öldürdüðü gerçeðini kabul
hastalarda þizofreniden beklenen aðýrlýkta kiþilik
etmekte zorlanýyordu. Ayrýca olay sonrasý hastanýn
yýkýmý gözlenmez. Bizim hastamýzda da ilk baþvuru
dedesi ile ayný evde yaþýyor olmasý ve dedenin bu
döneminde iþitsel varsanýlarý ile bütünlük oluþturan
olaydan dolayý yaþadýðý sorunlar, anne ile çatýþ-
görsel varsanýlar mevcuttu. Tedavi süresinde bu
malarýnýn sürmesi hastada kronik bir stresör etkisi
varsanýlar kayboldu ve hastanýn varsanýlarýnýn
oluþturmaktaydý. Bu olay dýþýnda yaþadýðý kötü bir
gerçek olmadýðýna dair iç görüsü bu süreç boyunca
deneyim olup olmadýðý konusunda hastamýz ve
mevcuttu.
annesi sorgulanmasýna raðmen baþka bir bilgiye
ulaþýlamadý. Çoðu hasta çok sayýda depresif yakýnma dile getirir.
Ancak genellikle ayný görüþme içersinde dahi bir
Dissosiyatif bozukluklara çocukluk ve ergenlik
alter kiþiliðin öne çýkmasý ile depressif bulgular
döneminde taný koymak güçtür çünkü bu yaþ
kaybolur. Ek olarak depresyon tanýsý konulabilme-
grubuna ait birçok psikopatoloji ile benzer belirti-
si için depresif belirtilerin alter kiþiliklerin çoðunda
leri vardýr (Putnam 1996). Kronik depresyon (disti-
görülmesi koþulu aranýr. Bu koþul karþýlanmadýðýn-
mi, çifte depresyon), konversiyon bozukluðu, bor-
da antidepresif ilaç tedavisi yararlý olmaz.
derline kiþilik bozukluðu görünümü, intihar giriþimi
Hastamýz ilk deðerlendirildiði dönemde ve süreç
(özellikle yineleyici olanlar), kendi bedenine
içerisinde birçok kez depresif yakýnmalar dile getir-
tekrarlayýcý biçimde zarar verme, psikoz, cinsel
di. Ýntihar düþünceleri oldu. Diðer alter kiþilikler
problemler, flaþbek halleri, migren, adölesan prob-
tarafýmýzdan gözlenemediði için hastada ek olarak
lemleri bu hastalarda baþvuruda görülen sorun-
depresyon geliþtiði düþünülerek süreç içinde
lardýr. DKB hastalarýnýn gösterdikleri belirtiler
almakta olduðu antidepresana devam edildi. Ayrýca
nörotik, sýnýrda, psikotik ve organik olmak üzere
görüþmelerin bir çoðunda depresif yakýnmalar, dis-
çok sayýda kategoriyi akla getirir. Gerçek anlamda
sosiyatif yakýnmalardan ön plandaydý. Buna yönelik
komorbidite olabileceði gibi DKB hastalarý sadece
biliþsel davranýþçý terapi uygulanmasý planlandý,
görünüþte çok sayýda psikiyatrik bozukluðun ölçüt-
hastanýn terapiye uyumu oldukça düþüktü, kýsmen
lerini de doldurabilirler. Sýk olarak birlikte görülen
uygulanabilen terapiden kýsmen fayda saðlanabildi.
bozukluklar konversiyon bozukluðu, somatizasyon
bozukluðu, travma sonrasý stres bozukluðu, sýnýrda Dissosiyatif belirtilerin görülebileceði bir diðer
kiþilik bozukluðu, depresyon ve madde kullaným hastalýk temporal lop epilepsisidir. Ancak bu belir-
bozukluðudur. tiler bir DKB'nin tam klinik profilini karþýlamaktan
çok uzaktýr. Bu nedenle ayýrýcý tanýda bir güçlükle
Klinik görünümün özelliklerine baðlý olarak
karþýlaþýlmaz. Bir DKB hastasýnda epilepsi bulun-
þizofreni, depresyon, sýnýrda kiþilik bozukluðu ve
duðu takdirde her iki tanýyý da birlikte koymak
temporal lob epilepsisi ayýrýcý tanýda gündeme
gerekir. Fiziksel/nörolojik ve ruhsal muayene, EEG
gelebilir. Çocukluk dönemi dissosiyatif bozuk-
bu hastalarda ayýrýcý taný ve eþ taný açýsýndan yapýl-
luðunda þizofreniye benzer þekilde görsel
malýdýr.
varsanýnýn sýk görülmesi dikkat çekicidir. Görsel
varsaný tutarlý ve sistematik bir yapýya sahipse, Dalgýnlýklar ve trans benzeri davranýþlar, klinis-
içerik olarak uzun bir zamandan beri ayný þekilde yenin aklýna absans tip epilepsiyi getirebilir
devam ediyorsa, eþlik eden iþitsel varsaný ile bütün- (Bowman 2000). Bizim hastamýzýn da ilk baþvuruda
lük oluþturuyorsa ve psikotizmin diðer çekirdek bayýlma ve dalma tarif etmesi nedeniyle epilepsi

Klinik Psikiyatri 2014;17:41-48 45


Çýkýlý Uytun M, Durmuþ R, Öztop DB.

açýsýndan tetkikleri yapýlmýþtý. Son olarak Video yönünde yorumlanabilmektedir (Zoroðlu ve ark.
Elektro Ensefalografi çekilerek epilepsi tanýsý 2000). Nitekim bizim hastamýzda da önceki dýþ
ekarte edilmiþtir. merkez baþvurularýnda dikkat eksikliði hiperak-
tivite bozukluðu düþünülerek ilaç tedavisi öneril-
DKB'nin etiyolojisinde yer alan travmatik yaþan-
miþti.
týlarýn izleri uyku bozukluðu, kabuslar, flaþbek
yaþantýlarý biçiminde daðýnýk belirtilerle kendini Dissosiyatif kimlik bozukluðu taný kriterleri;
gösterir. Hasta travmatik yaþantýlarýnýn bir
A. Ýki ya da daha fazla birbirinden ayrý kimlik ya da
bölümüne amnezik olabilir. Ancak bu yaþan-
kiþilik durumunun varlýðý (çevre ve kendisi
týlarýnýn bilincinde olan ve açýk olarak travma son-
konusunda her biri oldukça süregiden kendi algýla-
rasý stres bozukluðu gösteren hastalara da sýklýkla
ma, iliþki kurma ve düþünme biçimine sahiptir).
rastlanýr.
B. Bu kimlik ya da kiþilik durumlarýndan en az ikisi
Bir çok DKB hastasý DSM-IV sýnýrda kiþilik bozuk-
zaman zaman tekrarlayarak kiþinin davranýþýný
luðu ölçütlerini doldurur. Ancak bu durum DKB
denetim altýnda tutmaktadýr.
tanýsýna engel deðildir. Bu kiþilerin bir çoðunda
sýnýrda kiþilik bozukluðu görünümü dissosiyatif C. Önemli kiþisel bilgileri sýradan bir unutkanlýkla
bozukluðun tedavisi ile kaybolur. Bu belirtiler açýklanamayacak biçimde anýmsayamama
DKB'de alter kiþiliklerin yer deðiþtirmelerinden ya D. Bu bozukluk bir maddenin doðrudan fizyolojik
da aralarýndaki etkileþimden kaynaklanýr. Sýnýrda etkilerine (örneðin alkol entoksikasyonu sýrasýnda
kiþilik bozukluðu ölçütlerinin çok sayýda alter kiþi- görülen "black-out"lar) ya da genel bir týbbi duruma
lik için ayrý ayrý geçerli olduðu görülmedikçe DKB (örneðin kompleks parsiyel epilepsi) baðlý olarak
hastasý bir sýnýrda kiþilik bozukluðu vakasý olarak ortaya çýkmamaktadýr. Not: Çocuklarda belirtiler
kabul ve tedavi edilmemelidir. Bizim olgumuzda hayali oyun arkadaþlarý ya da fanteziye dayalý oyun-
sýnýrda kiþilik bozukluðu belirtilerinden kimlik kar- la açýklanamamaktadýr (APA 1994).
maþasý, boþluk hissi ve alterlere baðlý oalrak duygu
durumda deðiþiklikler mevcut olmasýna raðmen DSM-IV taný kriterlerine uygun yapýlan klinik
tutarsýz iliþkiler, kendine zarar verme, duydurumda görüþmede hastanýn alter kiþiliklerden bahsetmesi,
deðiþkenlik, terk edilme korkusu gibi sýnýrda kiþilik küçük bir çocuk gibi davranmasý ve bir kez elinde
bozukluðuna ait diðer belirtilerin olmamasý bu taný- býçakla baþka biri gibi davranmasýnýn olmasý,
dan bizi uzaklaþtýrmýþtýr. unutkanlýklarýnýn olmasý nedeniyle DSM-IV taný
kriterlerini karþýlayan hastaya dissosiyatif kimlik
Ev sahibi kiþiliði sýkýþtýrmakta olan bir alter kiþilik bozukluðu tanýsý kondu. Hastaya ayrýca tanýyý
panik nöbetlerine neden olabilir, çocukluk çaðý desteklemek amacýyla dissosiasyon ölçeði (DIS-Q)
travmasýný taþýyan bir alter kiþiliðin kendisini kirli uygulanmýþtýr.
hissederek sürekli yýkanmak istemesi obsessif kom-
pulsif bozukluk olarak görünebilir, hala eski Bu amaçla ülkemizde kullanýlan Türkçe'ye
zamanda yaþadýðýný sanan ve kendisini beþ yaþýnda çevrilmiþ, geçerlilik güvenilirlik çalýþmasý yapýlmýþ
hisseden bir çocuk kiþilik zaman zaman egemen olan ölçeklerden Dissosiyatif Yaþantýlar Ölçeði
olduðunda hastanýn yönelimi bozulabilir, hep aç (DES) ve Dissosiyasyon Ölçeði (DIS-Q) psikoform
olan bir baþka çocuk kiþiliðin sürekli yemekle dissosiyatif belirtileri taramada ve derece-
ilgilenmesi yeme bozukluðu görünümünü verebilir. lendirmede baþarý ile kullanýlan özbildirim ölçek-
Bütün bu durumlarýn ortak özelliði alter kiþilik leridir. Somatoform Dissosiyasyon Ölçeði (SDQ)
etkinliðinden kaynaklanmalarý ve ilgili sendromlara ise bir "konversiyon" ölçeði olup dissosiyatif bozuk-
yönelik tedavilerle deðil ancak DKB'ye özgü tedavi luk hastalarýný saptayabilmektedir. Taný koydurucu
ile iyileþtirilebilmeleridir. Bizim olgumuzda bu araçlar olarak Dissosiyatif Bozukluklar Ýçin
belirtiler bulunmamaktaydý. Görüþme Çizelgesi (DDIS) ve Dissosiyatif
Bozukluklar Ýçin Yapýlandýrýlmýþ Klinik Görüþme
Dikkat eksikliði hiperaktivite bozukluðu ayýrýcý Çizelgesi (SCID-D) kullanýlmaktadýr (Þar ve ark.
tanýnýn yapýlmasý gereken bir diðer hastalýktýr. Bu 1997a, Þar ve ark. 1997b, Þar ve ark. 1998).
hastalarda görülen dalgýnlýklar dikkat eksikliði

46 Klinik Psikiyatri 2014;17:41-48


Dissosiyatif Bozuklukta Taný ve Ayýrýcý Taný: Olgu Sunumu

DKB'nin etkili tek tedavisi kiþilik durumlarýný Dissosiyatif bozukluklarýn sýk görüldüðü
tanýyýp kabullenen ve bunlarýn ayrýlmasýna yol açan düþünüldüðünde, dissosiyatif bozukluk psikote-
ruhsal süreçleri tersine çevirmeyi hedefleyen, rapisi yönünde eðitimimizin olmamasý en büyük
yaþanýlan travma üzerinde çalýþan bir psikotera- eksikliðimiz olmuþtur. Bu alanda çalýþan herkesin
pidir. DKB'nin psikoterapisi sýrasýnda bir çok yön- dissosiyatif bozukluklara yönelik psikoterapi
tem birlikte kullanýlýr. Dissosiyatif psikopatolojiyi alanýnda eðitim almalarýnýn saðlanmasýnýn önemli
etkileyen bir ilaç henüz bilinmemektedir. olduðu düþünülmektedir.
Anksiyolitikler ve sedatifler palyatif olarak kul-
Klinik örneklemde sýk rastlanan bir durum olmasý-
lanýlabilir. Birlikte depresyon bulunduðunda anti-
na raðmen çoðunlukla atlanan bir durum olduðu
depresanlardan yararlanýlýr. Nöroleptiklerden
düþünülen dissosiyatif kimlik bozukluðuna dikkat
yarar umulmadýðý gibi durumu kötüleþtirebildiðine
çekmek amacýyla, travmasýnýn ve hastalýðýn
iliþkin gözlemler vardýr. Antiepileptiklerin etkisi
sürecinin ilgi çekici olmasýndan dolayý bu olgu ile
gösterilememiþtir. Bizim merkezimizde dissosias-
çocukluk çaðý dissosiyatif bozukluklarýna vurgu
yon ile ilgili bu terapiyi uygulayacak birinin bulun-
yapýlmak istenmiþtir.
mamasý nedeniyle hastamýz baþka bir merkeze yön-
lendirilmiþ ancak maddi durumalrý nedeniyle
götürme imkanlarý olmamýþtýr. Tarafýmýzdan uygu- Yazýþma adresi: Dr. Merve Çýkýlý Uytun, Erciyes Üniversitesi
lanan tedavi dissosiyatif belirtilere yönelik olmak- Týp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Saðlýðý ve Hastalýklarý
Anabilim Dalý, Kayseri, mervecikili@yahoo.com
tan ziyade eþlik eden depresyona ve aile iliþkilerini
düzeltmeye yönelik olmuþtur.

KAYNAKLAR
American Psychiatric Association (1994) Diagnostic and tion in a community sample of youths. J Trauma Stress, 19:439-
Statistical Manual of Mental Disorders, Ed. IV. Washington DC, 448.
American Psychiatric Association.
Nilsson D, Svedin CG (2006) Evaluation of the Swedish Version
Boysen GA (2011) The Scientific Status of Childhood of Dissociation Questionnaire (DIS-Q), Dis-Q-Sweden, among
Dissociative Identity Disorder: A Review of Published adolescents. J Trauma Dissociation, 7:65-89.
Research. Psychother Psychosom, 80: 329-334.
Perry BD (2006) The neurosequential model of therapeutics:
Bowman ES (2000) The differential diagnosis of epilepsy, pseu- Applying principles of neuroscience to clinical work with trau-
doseizures, dissociative identity disorder, and dissociative disor- matized and maltreated children. In N. Boyd Webb (Ed.),
der not otherwise specified. Bull Menninger Clin, 64: 164- 180. Working with traumatized youth in child welfare (sf 27-52). New
York: Guilford Press
Chu. JA, Dill DL (1990) Dissociative symptoms in relation to
childhood physical and sexual abuse. Am J Psychiatry, 147: 887- Putnam FW (1996) Child development and dissociation. Child
892. Adolesc Psychiatr Clin N Am, 5: 285-302.
Gast U, Rodewald F, Nickel V ve ark. (2001) Prevalence of dis- Þar V, Kýzýltan E, Kundakçý T ve ark. (1997a) Dissosiyasyon
sociative disorders among psychiatric inpatients in a German Ölçeði'nin (DIS-Q) geçerlik ve güvenilirliði. 33. Ulusal Psikiyatri
university clinic. J Nerv Ment Dis, 89:249-257. Kongresi Bildiri Kitabý, Antalya, s.43-53.
Goodyer I (1981) Hysterical conversion reactions in childhood. Þar V, Kundakçý T, Kýzýltan E ve ark. (1997b) Dissosiyatif
J Child Psychol Psyc, 22:179-188. Yaþantýlar Ölçeðinin (DES-II) geçerlik ve güvenilirliði. 33.
Ulusal Psikiyatri Kongresi Bildiri Kitabý, Antalya, s.55-64.
Kisiel CL, Lyons JS (2001) Dissociation as a mediator of psy-
chopathology among sexually abused children and adolescents. Þar V, Kundakçý T, Kýzýltan E ve ark. (1998) The reliability and
Am J Psychiatry, 158: 1034-1039. validity of the Turkish version of the somatofotm dissociation
Questionnaire (SDQ-20). Paper submitted to the 15th Annual
Kluft RP (1996) Outpatient Treatment of dissociative identity
Conference of the International Society for the Study of
disorder and allied forms of Dissociative Disorders Not
Dissociation, Seattle.
Otherwise Specified in children and adolescents. Child Adolesc
Psychiatr Clin N Am, 5: 471-493. Þar V, Tutkun H, Alyanak B ve ark. (2000) Frequency of disso-
ciative disorders among psychiatric outpatients in Turkey.
Lewis DO, Yeager CA (1994) Abuse, dissociative phenomena,
Compr Psychiatry, 41:216-222.
and childhood multiple personality disorder. Child Adolesc
Psychiatr Clin North Am, 3: 729-743. Þar V, Akyüz G, Kundakçý T ve ark. (2004) Childhood trauma,
dissociation, and psychiatric comorbidity in patients with con-
Martínez-Taboas A, Canino G, Wang MQ ve ark. (2006)
version disorder. Am J Psychiatry, 161:2271-2276.
Prevalence and victimization correlates of pathological dissocia-

Klinik Psikiyatri 2014;17:41-48 47


Çýkýlý Uytun M, Durmuþ R, Öztop DB.

Þar V, Önder C, Kilincaslan A ve ark. (2013) Dissociative Zoroðlu SS, Tüzün Ü, Öztürk M ve ark. (2000) Çocuk ve
Identity Disorder Among Adolescents: Prevalence in a Ergenlerde Dissosiyatif Bozukluk: 36 olgunun gözden geçir-
University Psychiatric Outpatient Unit. J Trauma Dissociation, ilmesi. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 1:197-206.
(just-accepted).
Zoroðlu SS, Tüzün Ü, Þar V ve ark (2003) Suicide attempt and
Zanarini MC, Yong L, Frankenburg FR ve ark. (2002) Severity self-mutilation among Turkish highschool students in relation
of reported childhood sexual abuse and its relationship to sever- with abuse, neglect and dissociation. Psychiatr Clin Neurosci,
ity of borderline psychopathology and psychosocial impairment 57:119-126.
among borderline inpatients. J Nerv Ment Dis, 190:381-387.

48 Klinik Psikiyatri 2014;17:41-48

You might also like