Professional Documents
Culture Documents
HAZIRLAYANLAR (D4)
İÇİNDEKİLER
SAYFA NO:
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
ÖZET----------------------------------------------------------------------------------------------1
1. GİRİŞ ------------------------------------------------------------------------------------1
1.1. Akışkanın Fiziksel Özellikleri---------------------------------------------------2
1.2. Karışımın Viskozitesi-------------------------------------------------------------3-5
1.3. Karışımın Yoğunluğu
1.3.1. Karışımın Yoğunluğunu Bulmak İçin Metot 1-----------------6
1.3.2. Karışımın Yoğunluğunu Bulmak İçin Metot 2-----------------6-8
2. BORU ÇAPI SEÇİMİ
2.1. Viscous Akış Varsayımı--------------------------------------------------------- 9-10
2.2. Türbülent Akış Varsayımı------------------------------------------------------10-12
3. GÜVENLİ ÇALIŞMA BASINCI------------------------------------------------------12-14
4. POMPA, YARDIMCI AYGIT VE MALZEME SEÇİMİ
4.1. Vana Seçimi
4.1.1. Gate (Sürgülü) Vanalar---------------------------------------------14
4.1.2. Küresel Vanalar------------------------------------------------------15-16
4.2. Pompa Seçimi----------------------------------------------------------------------16-17
4.3. Dirsek Seçimi-----------------------------------------------------------------------18
4.4. Boru Seçimi-------------------------------------------------------------------------18-19
4.5. Boru Bağlantı Malzemelerinin Seçimi
4.5.1. Manşon-----------------------------------------------------------------19-20
4.5.2. Flanş---------------------------------------------------------------------
ρ:Yoğunluk, (kg/m3 )
µ: Viskozite, (kg/ms)
f: Sürtünme çarpanı
ɳ: Verim
Q: Kapasite, (gal/dk)
a: Yatırımın yıla göre hesaplanma çarpanı, (yıl-1 ) b: Kurulum sermayesinin kesri şeklindeki bakım
maliyeti, (yıl-1 )
GİRİŞ
Benzen diğer adları ile Benzil Fenil Hidrür ve Annulen, sıvı halde bulunan bir organik
bileşiktir. Renksiz görünümü ve bensiz gibi kokuya sahiptir.
TOLUEN(C7H8 )
X ve Y değerleri ile 80 oC için viskozite okuması yapılır. Bunun için Tasarım Eklerindeki Figure
D-2 (Şekil 1.1.2) kullanılır.
Şekil 1.2.2. Tasarım Ekleri Figure D-2: Viscosities of liquids at 1 atm. ( For coordinates D-3[5]
Tablo 1.2.2. Şekil 1.1.2’den Toluen ve Benzen için okunan viskozite değerleri
µkarışım = (0,31×0,7)+(0,35×0,3)
µkarışım=0,322 CP
Karışımın Akmazlığı ( μm) ise, “Kern – Sinnott (1950) Denklemi (Denklem 8.11.)”nin
kullanılması ile aşağıdaki gibi bulunabilir:
1 w1 w2
= +
µm µ1 µ 2
1
= 0,7 + 0,3
µm 0,31 0,35
µm = 0,34 cP
Not: Hesaplamalarda 1.2.1 Karışımın viskozitesini bulmak için metot 1’den hesaplanan değer
alınmıştır.
30 kg Toluen 1 m3
V Toluen=160 000 kg karışım ( 100 kg karışım )( )
864 kg Toluen
=55,55 m3
kg
❑karışım=843,525
m3
Şekil 1.3.2.1. Perry’s Handbook kitabından ‘The Liquid Density Equation 2.30.1’ denklemi. [7]
Şekil 1.3.2.2. ‘The Liquid Density Equation (2.30.1)’ denklemi için gerekli olan Benzen ve Toluen
verileri [7]
Tablo 1.3.2.1. Benzen ve Toluen için Şekil 1.2.2.2 ve Şekil 1.2.2.3’den okunan değerler.
MA (kg/kmol) C1 C2 C3 C4
Benzene 78,114 1,0162 0,2655 562,16 0,28212
Toluen 92,141 0,8488 0,26655 591,8 0,2878
Benzen için;
C1
¿ C4
T
C2
( 1+(1−
C3 )
)
1,0162
❑benzen = 0,28212
=10,71405 kmol /m 3
(80+273,15 )
0,2655
( 1 +(1−
562,16
) )
kmol kg
❑benzen=10,71405 ×78,114
m 3
kmol
kg
❑benzen=836,9173
m3
Toluen için;
0,8488 kmol
toluen = =8,814
( 1+(1−
( 80+273,15 ) 0,2878
591,8
) ) m3
0,26655
Kmol kg
❑Toluen=8,814 .92,141
m3
Kmol
kg
❑Toluen=812,132
m3
kg kg
❑Karışım =( 836,9173× 0,7 ) 3
+ ( 812,132× 0,3 ) 3
m m
kg
❑Karışım =829,51
m3
Not: Hesaplamalarda 1.2.2 Karışımın yoğunluğunu bulmak için metot 2’den hesaplanan değer
alınmıştır.
‘Tasarım Ekleri Figure 12.3‘den hacimsel akış hızı (Q ) ve viscozite (µ ) kesiştirilerek iç çap (d i)
bulunur.
Q = 0,053 m3/s
µ = 0,3 cp
π
Borunun kesit alanı= × ( 0,12 )2=0,01130 m 2
4
m3 1 m
Akışkanın doğrusal hızı ,u=0,053 × 2
=4,690
s 0,01130 m s
ρ× u× d i
ℜ=
μ
kg m
830 × 4,690 × 0,12m
m 3
s
ℜ= =1 557 080
kg
0,0003
m. s
Re (1 557 080 ) > 2 100 olduğu için viscos akış varsayımımız yanlış çıkmıştır.
‘Tasarım Ekleri Figure 12.3‘den hacimsel akış hızı (Q ) ve yoğunluk (ρ) kesiştirilerek iç
çap (di) bulunur.
Q = 0,053 m3/s
ρ = 830 kg/m3
π
Borunun kesit alanı= × ( 0,24 )2=0,045 m 2
4
m3 1 m
Akışkanın doğrusal hızı ,u=0,053 × 2
=1,17
s 0,045 m s
ρ× u× d i
ℜ=
μ
ρ = 830 kg/m3
u = 1,17 m/s
di = 0,24 m
kg m
830 ×1,17 ×0,24 m
m 3
s
ℜ= =776 880
kg
0,0003
m. s
Re = 776 880 > 4000 olduğu için türbülanslı akış varsayımımız doğru çıkmıştır.
0.0254
8,625 inç ∗ 𝑚 = 0.219 𝑚 = 219 𝑚𝑚
1 𝑖𝑛ç
𝑆𝑐ℎ𝑛𝑜∗σs
𝑃𝑠 = 1000
Ps: Güvenli Çalışma Basıncı, lb/in2 (ya da N/mm2)
σs: Güvenli Çalışma Gerilimi, lb/in2 (ya da N/mm2)
40∗30.27 N/mm
𝑃𝑠 = 2= 1,210 N/mm2= 11,94 atm
1000
Çalışma basıncı 11,94 atm bulunmuştur. Bu değer ara bekletme tankı (1 atm) ve ısı
değiştiricideki (2 atm) basınçtan daha büyük olduğuna göre bulduğumuz sonuç
doğrudur. Sistem için gerekli güvenli çalışma basıncı 11,94 atm’dir.
Pompalar imalat şekilleri ve çalışma prensiplerine göre genel olarak pozitif (hacimsel-
volumetrik-yer değiştirmeli) pompalar ve roto dinamik (santrifüj) pompalar olarak ayrılırlar.
Pozitif pompalarda akışkana verilen enerji kesiklidir ve dolayısıyla akışkanın iletimi kesikli
olur. Roto dinamik pompalar ise akışkana sürekli enerji verir ve önce akışkanın hızı daha
sonra da basıncı yükseltilir. Hacimsel ve santrifüj pompalar arasındaki benzerlik ve
farklılıklar aşağıdaki Şekilde sıralanabilir.
a) Santrifüj pompalar akışkana sürekli bir enerji verirler. Akışkanın hareketi kesikli değil
süreklidir. Yani bir yandan akışkan emilirken diğer yandan basılır. Akışkanın momentumu
değiştirilerek enerji artırımı yapılır. Akışkanın önce enerjisi dolayısıyla hızı artırılmakta daha
sonra hız enerjisi (kinetik enerji) basınç enerjisine dönüştürülmektedir. Akışkanın hızı zamana
göre değişmemekte ve bu nedenle zararlı atalet kuvvetleri ortadan kalkmakta, büyük
verdilerde akışkan iletimi gerçekleştirilebilmektedir. Bu pompalarda hızın ve basıncın zamana
göre değişimi sıfırdır. Yani dv / t =0 ve dp / t 0 ’dır.
b) Hacimsel pompalarda akışkana verilen enerji kesiklidir. Akışkan itilip sıkıştırılmakta ve
periyodik olarak iletilmektedir. Hız ve basınç zamana göre değişmektedir ( dp / t 0 ve dv /
t 0 ).
c) Alternatif hareketli ve döner pompaların verdileri arttıkça basınçlarının azaldığı, santrifüj
pompaların ise verdisi arttıkça belli bir noktaya kadar basıncın aynı kaldığı görülmektedir.
d) Santrifüj pompaların devir sayıları daha yüksektir. Bu tip pompalarda devir sayıları 6000
min-1 ve daha büyük olabilir. Hacimsel pompaların devir sayıları daha düşüktür. Hacimsel
pompalarda verdi devir sayısıyla doğru orantılı artarken, santrifüj pompalarda verdi ile devir
sayısı arasındaki ilişki doğrusal değildir.
Pozitif Yer Değiştirmeli Pompalar
Pistonlu (Reciprocating) Pompalar
Bu tip pompalar, içine aldığı akışkana karşı hareket eden bir piston yoluyla, akışkan sistemine
enerji verir. Akışkanın akışı pompa geometrisine bağlı olduğundan, akışkan dinamiği ilkeleri
fazla önemli değildir. Piston bir buhar motoru veya bir elektrikli motorla yürütülür. Pistonun
herbir hareketinde pompadan sabit miktarda akışkan boşaltılır. Akışkan miktarı, silindirin
hacmine ve içindeki pistonun hareket sayısına bağlıdır. Gerçekte iletilen akışkan miktarı
silindirin doldurulması sırasındaki kaçaklar ve pistondan olabilecek sızıntılar nedeniyle
pompanın teorik değerinden daha düşüktür. Bu nedenle "hacimsel (volumetrik) verim"
denilen bir tanım yapılır.
Pompayı çalıştırmak için bir elektrik motoru kullanılıyorsa bir "pompa-motor" verimi söz
konusudur; bu durumda verim, akışkan üzerinde yapılan işin, motora verilen elektrik
enerjisine oranıdır.
Pistonlu pompada piston silindirde aşağı çekildiğinde (sıvı girişi) pompadan akışkan çıkışı
durur. Bu nedenle sıvı iletimi pulslar (kısım kısım) halindedir. Pulslar, bir çift etkili pompa
kullanarak veya silindir sayısını artırarak azaltılabilir. Bir çift-etkili pompada pistonun iki
tarafında bulunan silindir hacmi, hem ileri hem de geri stroklarda gidilen yol akışkan
verilmesini sağlar.
Şekil-2'de bir pistonlu pompanın şematik diyagramı verilmiştir. Bu tip pompada piston, bir
elektrik motoruyla çalıştırılan uygun bir krank miline bağlıdır. Proses endüstrisinde buharla-
çalıştırılan çift etkili pompalar da kullanılmaktadır; bunlarda piston çubuğu buhar ve sıvı
pistonunu bağlar.
Pistonlu pompa, içinde hareket eden bir pistonun bulunduğu bir silindirdir. Sıkıştırma
sırasında akışkanın geri kaçmaması için piston ve silindir birbirine çok iyi alıştırılmış
olmalıdır. Piston ve silindirin, pistonun tüm hareketi boyunca (strok) ve pompanın çalışma
süresince birbiriyle temas etmesi pompada önemli derecede aşınmaya neden olur.
Şekil-1: Pistonlu pompada silindir, piston, emme ve basma klapelerinin görünümü ve strok
tanım
Bunu önlemek için piston etrafına (yuvalar içine) ağızları açık bilezikler geçirilir. Böylece
sürtünme azaltıldığı gibi, akışkan kaçağı da en aza indirilmiş olur.
Pistonlu pompalar viskoz akışkanların iletilmesinde çok uygundur. Bu tip akışkanlar piston ve
silindir arasında ince bir tabaka oluşturarak ikinci bir yalıtım katmanı meydana getirirler ve
akışkan kaçağı en aza iner.
Dalgıç (plunger) pompa olarak tanımlanan pompalar ilke olarak pistonlu pompalara benzer,
ancak bunlarda piston çapı silindir çapından çok küçüktür.
Şekil-2: Pistonlu pompaların şematik diyagramları; (a) tekli pistonlu pompa, (b) buharla
çalıştırılan çift-etkili pistonlu pompa
Şekil-3: Çiftli, çift-etkili buharla çalışan bir dalgıç pompanın şematik görünümü
Piston bir salmastra kutusu içinde hareket eder, silindir içindeki sıvı üzerine basınç yapar ve
onu iter. Pistonun geri gelmesi sırasında akışkan üzerindeki basınç kalkacağından silindire
emiş tarafından yeni sıvı girer (Şekil-2).
Dalgıç pompalar çok yüksek basınçlar için uygundur. Ayrıca pistona yapışan ve silindire etki
eden (çözen) sıvıların pompalanmasında da kullanılır. Bunlarda segman ve silindir gömleği
bulunmaz.
Tasarımımızda bir ara bekletme tankından belirli akış hızı ile karışımımızı 15m
yükseklikteki ısı değiştiriciye gönderilecektir. Akışkanımızın yüksekteki bir yere taşımak
istediğimizden dolayı pompa kullanıldı. Pompa seçimi aşağıda belirtilen gereksinimler göz
önünde bulunarak yapıldı.
4.1.Pompa Seçiminde Dikkat Edilecek /Belirlenecek Özellikler
1. Akışkanın Özellikleri
2. İstenilen Debi
3. Pompaya Giriş Basıncı, Emme yüksekliği
4. Pompadan Çıkış Basıncı, basma yüksekliği, aşılması gereken sürtünme
5. İstenen Akış Dağılımı
6. Güç Kaynaklarının Türü
7. Pompanın Kurulacağı Alanın Büyüklüğü
Pompa seçimi korozyon ya da akışkan içinde katı maddelerin varlığı gibi diğer süreç
etmenleri ile birlikte akış hızına ve gereken yüksekliğe göre yapılır.
m3 gal s gal
Q=0,053 264,2 3 60 =840,156
s m dk dk
1 ft
h=10 m =32,808 ft
0,3048 m
Özgül hız değerimiz 400 ile 4000 arasında olduğu için santrifüj ya da radyal pompa seçilmesi
gerektiği düşünüldü. Radyal ve santrifüj pompa maliyetleri karşılaştırıldığında santrifüj
pompanın daha az maliyetli olduğu görüldü. Bu yüzden santrifüj pompa seçildi.
4.2.Vana Seçimi
Boru sistemlerinde kullanılmakta olan akışkanların kontrolünü sağlamak amacıyla
kullanılan aygıtlara vana adı verilmektedir.
Bir vananın görevi; yeteri kadar uzun bir işletme ömrü süresince, işletmecinin isteği
doğrultusunda ve işletmeci istediği zaman, borularda, çeşitli kaplarda, cihazlarda güvenli bir
şekilde akışkanın hareketini engellemektir.
Su sistemlerinde kullanılmakta olan su sistemleri vanaları gibi endüstride kullanılmakta
olan birçok vana çeşidi bulunmaktadır. Sürgülü vana adı verilen vanalar endüstride daha çok
tekstil, enerji üretimi, rafineriler, petrokimya tesisleri, gemi inşaatları, gıda tesisleri, kimya
sektörü ve kağıt fabrikaları gibi alanlarda sıkça rastlanmakta olan vana türleridir.
4.2.1.Sürgülü Vana
Sürgülü vanalarda iki sızdırmazlık halkası bulunmaktadır. Bu sızdırmazlık halkaları arasında
bulunan ve akışkanın geçiş yönüne dik olarak kayan disk sayesinde kapanıp açılarak
akışkanın kontrolünü sağlamaya yaramaktadır. Sürgülü vanalar düz bir yüzeyde, disk ya da
sürgü yardımı ile kapanarak akışı kesmektedir. Böylece akışkanın geçişi durdurulmaktadır.
Disk açıldığında ise akışkanın geçişi tekrar sağlanmaktadır. Bunun yanı sıra diski belirli bir
seviyede kapatarak da akışkanın debisi ayarlanabilmektedir.
Sürgülü vanalarda kullanılan sürgüler tek parça olabileceği gibi aynı zamanda da birçok
parçadan da oluşabilmektedir. Hassas akışın sağlanması gereken durumlar dışında tam açık ya
da tam kapalı olarak çalışması tercih edilebilir durumdadır. Sürgülü vanaların kullanıldığı
akışkanlar olarak ise sıcak su, basınçlı hava, kızgın su, akaryakıt ve kimyasallardan oluşan
akışkanlar gösterilebilmektedir.
kapanması sağlanır. Glob vanalarda farklı klape formuna göre farklı akış karakteristikleri
mevcuttur.
Glob vanalarında kapama elemanı akışkana karşı hareket eder. Genellikle metal metale
sızdırmazlık esasına göre dizayn edilmekle beraber yumuşak sitli vana uygulamaları da
mevcuttur. Glob vanalarda kapama elemanı akışkana karşı hareket etmesine rağmen kapama
işlemi esnasında zorlanma yaşanmaz. Bunun en büyük nedenlerinden biri akışkanın vana
içerisinde iki kere 90°’ lik yol kat etmesidir. Bu nedenle akışkanın gücü düşer. Bu tip
vanalarda vana direnci yüksek olduğu için ayar vanası olarak çok sık kullanılırlar. Kontrol
vanalarında da en çok kullanılan vana tiplerinden biridir.
Glob vanalar, düşük tork değeri nedeniyle çok sık açma kapama yapılan uygulamalarda
kullanılabilir
Glob vanalar klape ve sit arasındaki mesafe ayarlanabildiği için akışkan debisinin
ayarlanabilmesine imkan sağlar.
Avantajları; debi Kontrolü Sağlar, yüksek sıcaklıklarda çalışabilir, strok mesafesi kısa
olduğu için açma kapama tur sayısı azdır, klapenin sit ile temasında sit oturma yüzeyine zarar
vermez, metal metale sızdırmazlık çok iyi bir şek şekilde sağlanır.
Dezavantajları; vana içinde akışkan yön değiştirdiği için basınç kayıpları yüksektir.
Akışkan cinsine bağlı olarak klapenin üstünde akışkan birikimi meydana gelir, bu durum
strok boyunun kısalmasına neden olur. Sadece tek yönlü akışa izin verir.
Yardımcı aygıt olarak iki adet sürgülü vana ve bir oturmalı tip vana tercih edildi. Sürgülü
vana seçilmesinin nedeni tümüyle açık bulunduklarında yön değiştirmeyen düz bir akım hattı
ve düşük basınç düşmesi vermelerindendir. Tasarımımızın iki kısmında seyrek olarak
çalıştıracağımız için ve hem elle hem de motor yardımıyla çalışma alternatifleri
bulunduğundan ve daha az maliyetli olduğundan seçilmiştir. Oturmalı tip vana seçilmesindeki
nedense denetimi sağlaması yani vananın tam açık konumdan kapalıya kadar tüm akış aralığı
boyunca düzgün denetim sağlama yeteneğinden dolayıdır.