You are on page 1of 45

2.

HAFTA
Atomun Yapısı ve Kimyasal Bağlar
Ders Sorumlusu: Dr. Öğr. Üyesi Gökhan AÇIK
1. Atomun Yapısı

 Modern kimya modern atom kuramı esas alınarak


geliştirilmiştir.
 Bu nedenle atomun yapısı ve atomların bu yapıya
dayalı kimyasal etkileşim sistemini öğrenmek kimya
eğitimi için çok önemlidir.
 Atomlar tek tek tartılamaz, ölçülemez ve doğrudan
incelenemezler.
 Bu nedenle, atomun yapısıyla ilgili kuramın
geliştirilmesinde ancak dolaylı yoldan elde edilen
kanıtlar kullanılmıştır. Bu süreç, kapalı bir kutunun
içerisindeki cismin ne olduğunu konusunda kutuyu
açmadan tahmin yürütmeye benzetilebilir.
Atomun Yapısı

 Boşlukta yer kaplayan, hacmi, kütlesi ve eylemsizliği


olan her şeye madde denir.
 Maddeyi oluşturan ve maddenin kendi özelliğini
taşıyan en küçük yapı birimine atom denir.
 Atom küre şeklindedir ve elektrikli yapıya sahiptir.
 Atom, bir maddenin sahip olduğu bütün özellikleri
taşır. Bu nedenle maddenin kütlesi varsa atomun
kütlesi de vardır.
 Madde sürtünme, dokunma ya da etki yoluyla
elektriklenirken elektron alıp verebiliyorsa atom da
elektron alıp verebilir.
Atomun Yapısı

Atom Atom: 10-8 cm


Çekirdek: 10-12 cm

Element

Madde Proton: 1,673×10-24gram


Nötron: 1,675×10-24gram
Elektron: 9,11×10-28gram
Atom ile İlgili Kavramlar

 Proton: Atomun çekirdeğinde bulunur. (+)


Atom yüklü bir parçacıktır.
 Nötron: Atomun çekirdeğinde bulunur.
Kütlesi hemen hemen protona eşittir.
Elektrik yükü taşımaz. Yani yüksüz bir
Element parçacıktır.
 Elektron: Atomun çevresinde çok büyük
hızla dönen hareketli bir parçacıktır.
 Atom numarası: Bir element atomunun
çekirdeğinde bulunan proton sayılarının
Madde toplamına, atom numarası adı verilir.
Atom numarası Z ile gösterilir. Z = p
Atom ile İlgili Kavramlar

 Proton sayısı: Z
 Elektron sayısı: e  İzotop: Z aynı A farklı
 Nötron sayısı: n  İyon: e farklı Z aynı
 Kütle numarası: A
 A=Z+n
Atomun Yapısı

Atom

Element

Madde
Atom Modelleri
Atom Modelleri

DEMOCRITOS M.Ö. 400


Atom hakkında ilk görüş M.Ö. 400’lü yıllarda Yunanlı filozof Democritos
tarafından ortaya konmuştur. Democritos, maddenin taneciklerden
oluştuğunu savunmuş ve bu taneciklere atom adını vermiştir.
Democritos, atom hakkındaki görüşlerini deneylere göre değil
varsayımlara göre söylemiştir. Democritos’ a göre:

• Madde parçalara ayrıldığında en sonunda bölünemeyen bir tanecik


elde edilir ve bu tanecik atomdur.
• Bütün maddeler aynı tür atomlardan oluşur.
• Maddelerin farklı olmasının nedeni maddeyi oluşturan atomların sayı
ve dizilişi biçiminin farklı olmasıdır.
• Atom görülemez.
• Atom görülemediği için bölünemez.
Atom Modelleri
Dalton Atom Modeli (1803)
1. Her bir element atom adı verilen küçük ve bölünemeyen taneciklerden
oluşmuştur. Atomlar kimyasal tepkimelerde oluşamazlar ve bölünemezler.
(Kütlenin Korunumu Kanununu destekler)

2. Bir elementin bütün atomlarının kütlesi ve diğer özellikleri aynıdır. (Sabit Oranlar
Kanununu destekler)

3. Bir bileşik iki ya da daha çok sayıda elementin basit sayısal bir oranda birleşmesi ile
oluşur. (Katlı Oranlar Kanununu destekler)

Dalton Atom Modeline Bugünden Bakış

* Atomlar içi dolu küreler değil boşluklu yapılardır.


* Bir elementin tüm atomları tamamen aynı değildir.
* İzotop atomlar farklı kütlelere sahiptir.
* Radyoaktif olaylarda atomlar parçalanabilir
Atom Modelleri

Thomson Atom Modeli (1897)

1. Bir atomda elektronların sayısı protonların sayısına eşittir. Bu nedenle


atom yüksüzdür.

2. Elektronlar çok küçük taneciklerdir. Atoma ağırlığını veren protonlardır.

3. Atom bir küre şeklindedir. Bu küre içerisinde protonlar ve elektronlar


dağınık halde bulunur. (Üzümlü kek modeli)

Thomson Atom Modeline Bugünden Bakış

(+) yüklerin (proton) ve (–) yüklerin (elektron) atomda homojen dağıldığı


iddiası yanlıştır. Ayrıca bu modelde nötrondan ve atom çekirdeğinden
bahsedilmemesi modelin eksik bir tarafıdır.
Atom Modelleri
Rutherford Atom Modeli (1911)
Rutherford, Thomson atom modelini kanıtlamak için altın levha deneyi tasarlamıştır. Bu deneyde pozitif yüklü alfa
taneciklerinin altın levha üzerindeki saçılmaları incelemiş ve alfa taneciklerinin büyük bir kısmının altın levhadan
hiç sapmadan geçtiği bir kısmının ise levhaya çarparak geri döndüğünü gözlemlemiştir. Sapma olmaması atomun
büyük boşluklardan oluştuğunu gösterir. Altın levhaya çarpıp geri dönen tanecikler ise çekirdekte küçük bir
hacimde toplanmış pozitif yükler olduğunu gösterir.

1. Alfa ışınlarının çoğu levhayı geçtiğine göre büyük bir kısmı boştur.

2. Atomun merkezinde pozitif yüklü protonlar taşıyan bir bölüm vardır. Buraya atom çekirdeği denir.

3. Çekirdek çapı yaklaşık 10-12 – 10-13 cm, atom çapı ise 10– 8 cm olduğundan atom hacminin büyük bir kısmı
boşluktur. Elektronlar bu boşlukta bulunur ve çekirdek etrafında döner.

4. Atomun ağırlığının yaklaşık yarısı protona aittir.

*Rutherford çekirdeği güneşe, elektronları ise gezegenlere benzetmiştir. Yüksüz taneciklerin varlığını
öngörmüştür.

Rutherford Atom Modeline Bugünden Bakış


Elektronların, çekirdek tarafından çekilmesine rağmen neden çekirdeğe düşmediklerini, elektronların çekirdek
çevresinde ne şekilde yer aldığını ve atomların yaydığı spektrumları açıklayamamıştır.
Atom Modelleri

Bohr Atom Modeli (1913)


1. Her elektron çekirdekten belirli uzaklıklardaki yörüngelerde bulunur.
2. Her yörüngeye karşılık gelen bir enerji vardır. Bu yörüngelere enerji düzeyi denir.
3. Elektronlar yörüngelerde hareket ederken çekirdeğe doğru yaklaşmaz.
4. Elektronlar bulundukları enerji düzeyinden daha düşük enerji düzeyine geçerken, enerji
düzeyleri arasındaki fark kadar enerji yayınlar (ışıma).
5. Elektronlar dairesel yörüngeler izlerler ve elektronların açısal momentumları belli
değerler alabilir.
6. Bu dairesel yörüngeler K,L,M,N.. gibi harfler ya da 1,2,3,4… gibi sayılarla belirtilir.
Atom Modelleri

Modern Atom Modeli (Louis de


Broglie ve Hesienberg)
Elektron Bulutu Modeli
1. Gerçeğe en yakın modeldir. Merkezde atom çekirdeği
vardır.
2. Tek tek elektronlar ışık veren bir lambanın çevresinde
dönen sinekler gibi bir bulut oluştururlar. Elektron bulutu bir
küre oluşturur.
3. Modern atom teorisine göre elektronlar atom çevresinde
bulunma olaşılığı yüksek olan bölgelere yerleşmiştir. Bu
bölgelere orbital denir.
Atom Modelleri

Günümüzde sorularımıza cevap verdiği için kabul gören birçok modelin


zamanla geçerliliğini yitirebileceğini ve hiçbir modelin gerçekleri tam olarak
açıklama iddiasının olamayacağını bilmeliyiz.

Ünlü fizikçi Albert Einstein (1879-1955) bu konudaki düşüncelerini “Uzun


yaşamımda öğrendiğim bir şey var: Gerçeklikle ölçüştürüldüğünde tüm
bilimimiz ilkel ve çocukça kalmaktadır. Ama gene de sahip olduğumuz en
değerli şeydir, bilim!” sözleriyle açıklamıştır.
Atom Yapısı ve Elektron Düzeni
Atom Yapısı ve Elektron Düzeni

s s p s p s d p s d p s

f d p s f d p s

1S2 2S2 2P6 3S2 3P6 4S2 3d10 4P65S2 4d10 5P6 6S2 4f14 5d10 6P6 7S2 5f14 6d10 7P6 8S2
Atom yapısı ve elektron düzeni
Atom yapısı ve elektron düzeni
Atom yapısı ve elektron düzeni

1S2 2S2 2P3


Atom yapısı ve elektron düzeni
Atom yapısı ve elektron düzeni
Atom yapısı ve elektron düzeni

Bir elektronun yörüngesini tam olarak belirlemek mümkün


değildir
Ancak elektronun konumu ait olduğu atomun verilen bir
bölgesinde bulunup bulunmama olasılığına göre belirlenir,
Söz konusu olasılık, matematiksel olarak belirli bir dalga denklemi
ile gösterilebilir,
Bu dalga denkleminin çözümü ile kuantum sayıları elde edilir.

n l ml ms
Ana veya baş Açısal Manyetik kuantum Spin kuantum
kuantum sayısı kuantum sayısı sayısı sayısı
Atom yapısı ve elektron düzeni

n l ml ms
Ana veya baş (birincil) Açısal (ikincil) Manyetik kuantum Spin kuantum
kuantum sayısı kuantum sayısı sayısı sayısı

Elektronun bulunduğu Elektronun açısal Orbitallerin uzaydaki Elektronun kendi ekseni


enerji seviyesinii gösterir momentumunu gösterir. yönelimini belirler. üzerindeki dönme yönünü
Orbitallerin türünü belirler Gösterir.
Orbitale yerleşen elektronun
yönünü belirler.
n= 1, 2, 3… l= 0-(n-1) ml= -l,0,+l ms= +1/2
ml= 2l+1 veya -1/2
Atom yapısı ve elektron düzeni

l= 0-(n-1) ml= -l,0,+l ms= +1/2


n= 1, 2, 3…
ml= 2l+1 veya -1/2
Atom yapısı ve elektron düzeni
ml= -l,0,+l ms= +1/2
n= 1, 2, 3… l= 0-(n-1)
ml= 2l+1 sayısı veya -1/2
ml= 2l+1
Atom yapısı ve elektron düzeni

1. 4.

5.
2.

6.

3.
Atom yapısı ve elektron düzeni

7.
Atom yapısı ve elektron düzeni

8.

9. Yandaki periyodik cetveldeki elementleri elektronik konfigürasyonlarını yazdıktan sonra;


a-) atom no D>B>C>A
b-) atom çapı B>D>C>A
c-) metalik özellik B>A>C>A
d-) ektronegatiflik açısıdan kıyaslayınız. C>D>B>A

10. 7N, 15P, 33As elementlerin elektronik konfigürasyonlarını yazınız, hangi özellikleri gösterdiğini belirleyiniz.
N: 1S2 2S2 2P3 2. Periyot 5 A grubu
Ametaller ve yarı metallerin özellikleri !!!!
P: 1S2 2S2 2P6 3S2 3P3 3. Periyot 5 A grubu
As: 1S2 2S2 2P6 3S2 3P6 4S2 3d10 4P3 4. Periyot 5 A grubu
Atom yapısı ve elektron düzeni

11. I-1, Ti+3 iyonlarının elektron dizilişini yazınız, hangisi soygaz dizilişinde değildir?
I: 1S2 2S2 2P6 3S2 3P6 4S2 3d10 4P6 5S2 4d10 5P5 5P6
Ti: 1S2 2S2 2P6 3S2 3P6 4S2 3d2 4S1
12. Aşağıdaki gruplarda verilen atomların veya iyonların en küçük olanı hangisidir?

Na: 1S2 2S2 2P6 3S1 O-: 1S2 2S2 2P5


K: 1S2 2S2 2P6 3S2 3P6 4S1 F: 1S2 2S2 2P5
Rb: 1S2 2S2 2P6 3S2 3P6 4S2 3d10 4P6 5S1 Ne: 1S2 2S2 2P6
O: 1S2 2S2 2P4
S: 1S2 2S2 2P6 3S2 3P4
Se: 1S2 2S2 2P6 3S2 3P6 4S2 3d10 4P4
O+: 1S2 2S2 2P3
O: 1S2 2S2 2P4
Atom yapısı ve elektron düzeni

13. Aşağıdaki gruplarda verilen atomları azalan atom yarıçaplarına göre sıralayını.
Kimyasal Bağlar
 Malzemelerde atomları bir arada tutan bağlar, birincil bağlar ve ikincil bağlar olmak
üzere iki gruba ayrılabilir.
 Birincil bağlar oldukça kuvvetli olan metalik, iyonik ve kovalent bağlardır.
 İkincil bağlar ise oldukça zayıf olan Van der Waals ve hidrojen bağlarıdır.
Kimyasal Bağlar
Birincil Bağlar-Metalik Bağ
 Metalik bağlar metallerde ve metallerin alaşımlarında bulunur.
 Metallerin genel bir özelliği, atomlarının dış kabuklarında en fazla 3
elektron bulundurmasıdır.
 Valans elektronları adı verilen ve metallerin özelliklerini büyük ölçüde
etkileyen bu elektronlar çekirdeğe zayıf bağlarla veya gevşek olarak
bağlanır.
 Çünkü elektronların çekirdeğe kuvvetli bağlarla bağlanmaları için 8
tanesinin bir araya gelerek kapalı bir kabuk oluşturması gerekir.
 Bu nedenle, metal atomları çekirdeğe gevşek olarak bağlanan valans Metalik bağın oluşumu
elektronlarını kolayca serbest bırakarak metal içerisinde bir elektron
bulutu oluştururlar.
 Söz konusu elektron bulutu ile pozitif yüklü iyon haline geçen atomlar
arasında kuvvetli bir elektrostatik çekim kuvveti meydana gelir.
 Bu elektrostatik çekim kuvveti sayesinde atomlar birbirine sıkıca
bağlanırlar.
 Bu şekilde oluşan bağa metalik bağ adı verilir.
Kimyasal Bağlar
Birincil Bağlar-Metalik Bağ
 Atomları metalik bağ ile bağlanan malzemeler serbest elektronlara
sahip olduklarından elektriği ve ısıyı iyi iletirler. Çünkü bir metal
parçasının uçlarına bir potansiyel farkı (gerilim) uygulandığında metal
içerisindeki serbest elektronlar harekete geçerek bir elektrik akımı
oluşturur.
 Ayrıca metale yeterli büyüklükte kuvvet ya da gerilme uygulanması
durumunda atom veya grupları kayarak birbirine göre hareket
ederler.
 Ancak kayan atom grupları arasında elektron bulutu sayesinde
yeniden bağlantı sağlanır ve malzeme kopmaz.
 Bu nedenle metalik malzemeler plastik şekil değiştirme özelliğine Metalik bağın oluşumu
sahiptirler
Kimyasal Bağlar
Birincil Bağlar-Metalik Bağ

 Atomları arasında metalik bağ bulunan malzemelerin belli başlı


özellikleri;

• Elektrik ve ısıyı iyi iletirler,


• Plastik şekil değişimine elverişlidirler,
• Katı halde kristal yapıya sahiptirler,
• Işığı yansıtırlar.

Metalik bağın oluşumu


Kimyasal Bağlar
Birincil Bağlar-İyonik Bağ
 Bu bağ, metal atomları ile metal olmayan elementlerin atomları arasında oluşur.
 Metal olmayan element atomlarının dış kabuklarında bulunan elektron sayısı, metal
atomlarının dış kabuklarında bulunan elektron sayısından daha yüksektir. Yani metal
olmayan element atomları metal atomlarından daha fazla valans elektronuna sahiptir.
 Örneğin dış kabuğunda 7 elektron bulunan klor (Cl) atomu, bu kabuğunu doldurmak veya
kararlı bir dış kabuk oluşturmak için 1 elektron rahatlıkla kabul eder. Cl atomu 1 elektron
alınca elektron sayısı proton sayısından bir fazla olacağından -1 yüklü negatif iyon Cl- haline
geçer. Klor atomları, bir metal olan sodyum (Na) atomları ile yan yana geldiklerinde, dış
kabuğunda 1 valans elektronu bulunan Na atomlarından Cl atomuna elektron transferi olur.
Bu durum Na+ iyonları negatif ile Cl- iyonları arasında kuvvetli bir elektrostatik çekim
oluşturur.
Kimyasal Bağlar
Birincil Bağlar-İyonik Bağ
 İyonlaşma sonucunda meydana gelen elektrostatik çekimle
oluşan iyonik bağ oldukça kuvvetlidir.
 Atomları iyonik bağ ile bağlanan malzemelerde elektronlar
sıkıca tutulduklarından bu malzemelerin elektriksel
iletkenlikleri, serbest elektron bulutuna sahip metalik
malzemelerin iletkenliklerinden çok daha düşüktür.
 Atomları iyonik bağ ile bağlanan malzemeler oldukça
gevrektir. Çünkü iyon düzlemlerinin birbiri üzerinde
kayması durumunda, farklı iyonların elektrik alanları
birbiriyle zıtlaşır ve bu zıtlaşmadan kaynaklanan itme
kuvveti malzemenin kırılmasına neden olur. Kırılma, belirli
iyonik düzene sahip ayrılma veya klivaj düzlemlerini izler.
Kimyasal Bağlar
Birincil Bağlar-Kovalent Bağ
 Elektron çifti olarak da bilinen bu bağın en önemli özelliği, elektronların sıkıca tutulması
ve komşu atomlar tarafından eşit olarak paylaşılmasıdır.
 Bazı element atomları bir veya iki elektronunu komşu atomlarla paylaşarak daha kararlı
bir yapı oluştururlar.
 Örneğin atom numarası 7 olan azotun (N) dış kabuğunda 5 elektron bulunur ve bu
kabuğunu doldurabilmesi için 3 tane elektrona ihtiyacı vardır.
 Öte yandan, hidrojen (H) atomunun dış kabuğunda yalnız 1 elektron vardır. Kararlı bir
yapının oluşması için N ve H, Na ve Cl’ den farklı bir şekilde davranırlar.
 Şöyle ki; bir N atomu ve 3 H atomunun elektronlarını paylaşır, buna karşılık kendi 3
elektronunu H ile paylaşarak amonyak (NH3) bileşiğini oluşturur.
 Bu durumda iyon oluşmaz, ancak paylaşılan elektronlarla pozitif yüklü çekirdek arasında
meydana gelen çekim kuvvetlerinden dolayı kuvvetli bağ oluşur.
Kimyasal Bağlar
Birincil Bağlar-Kovalent Bağ
 Kovalent bağ daha çok gaz
moleküllerinin arasında meydana
gelir, ancak seramik malzemelerin
çoğu da kovalent bağlarla bağlıdır.
Kimyasal Bağlar
İkincil Bağlar-Van der Waals Bağları
 İkincil, van der Waals veya fiziksel bağlar birincil veya kimyasal bağlara göre zayıftır.
 Van der Waals bağı, atom grupları veya moleküller arasındaki elektrostatik çekim
nedeniyle meydana gelir ve oldukça zayıf bağlardır.
 Su, plastik ve seramik moleküllerinde sürekli kutuplaşma meydana geldiğinden
molekülün bir bölümü pozitif olarak yüklenirken, diğer bölümü negatif olarak yüklenir.
 Bir molekülün pozitif yüklü bölgesi ile başka bir molekülün negatif yüklü bölgesinde
meydana gelen elektrostatik çekim nedeni ile iki molekül gevşek olarak birbirine
bağlanabilir.
Kimyasal Bağlar
İkincil Bağlar-Van der Waals Bağları
 Molekül içerisindeki atomlar ya da atom grupları birbirlerine kuvvetli kovalent veya
iyonik bağlarla bağlanırlar. Moleküller ise ikincil bağ olarak adlandırılan zayıf Van der
Waals bağı ile bağlanırlar.
 Su kaynama noktasına kadar ısıtıldığında molekülleri arasındaki zayıf Van der Waals bağı
kopar ve buharlaşır. Ancak oksijen ve hidrojen atomları arasındaki kovalent bağın
kopması için çok yüksek sıcaklıklara çıkılması gerekir.
 Van der Waals bağı özellikle plastik malzemelerin özelliklerini büyük ölçüde etkiler.
Kimyasal Bağlar
İkincil Bağlar-Hidrojen Bağı
 Hidrojenin elektronegatifliği yüksek flor, oksijen ve azot atomlarıyla yaptığı
bileşiklerde hidrojen atomlarının komşu moleküllere uyguladığı çekim
kuvvetine hidrojen bağı denir.

 F, O, N atomları;
Elektronegatiflik değeri yüksek olan flor, oksijen ve azot elementleri
bileşiklerinde kısmi negatifle yüklenirler.

FON elementlerinin periyodik tablodaki yeri


Kimyasal Bağlar
İkincil Bağlar-Hidrojen Bağı
 Hidrojen
FON atomları ile hidrojen bileşik oluşturduğunda oluşan kovalent bağlarda (H-F, H-
O, H-N) hidrojen atomları kutuplaşma (polarlaşma) nedeniyle elektronca
fakirleşerek kısmi pozitif yükle yüklenir.
 Hidrojen bağı
Flor, oksijen ve azot atomlarıyla hidrojen atomları bağlandığında kısmi pozitif
yüklenen hidrojen atomlarının etrafındaki moleküllerde yer alan bağ yapmamış
elektron çiftlerine uyguladığı çekim kuvvetine hidrojen bağı denir.
Kimyasal Bağlar
İkincil Bağlar-Hidrojen Bağı
 Hidrojen bağı
Flor, oksijen ve azot atomlarıyla hidrojen atomları bağlandığında kısmi pozitif
yüklenen hidrojen atomlarının etrafındaki moleküllerde yer alan bağ yapmamış
elektron çiftlerine uyguladığı çekim kuvvetine hidrojen bağı denir.
Hidrojen bağları zayıf etkileşim olmasına rağmen en güçlü fiziksel bağdır. Kimyasal bağlardan
zayıf, Van der Waals kuvvetlerinden daha güçlüdür. Hidrojen bağlarının çözünürlük, kaynama
noktası gibi maddenin fiziksel özelliklerine etkileri vardır.
Kimyasal Bağlar
1. Halojenler ile potasyumun elektronegatiflik değerleri; K=0,8, F = 4, Cl=3, Br=2,8 ve I=2,5 olduğuna göre
KF, KCl, KBr, KI bileşiklerinin iyonik karakterleri nasıl sıralanır?

Yanıt: Bir molekülde 2 atom arasındaki elektronegatif değerleri arasındaki fark ne kadar büyükse bileşiğin
iyonik karakteri de o kadar büyük olur. Bu durumda iyonik karakter sıralaması KF>KCl>KBr>KI şeklinde olur.

2. HCl ile H2O molekülleri arasında nasıl bir etkileşim türü vardır?

Yanıt: Her 2 molekül de H içermesine rağmen HCl de hidrojen bağı yoktur. Dolayısıyla 2 molekül arasında
hidrojen bağı olması söz konusu değildir. H2O molekülleri arasında H bağı mevcuttur.
3. Aşağıdaki iyonların elektronik konfiügürasyonunu yazınız ve iyonik çap sıralamlarını yapınız:

Fe2+, Fe3+, Cu+, Ba2+, Br-, Se2- Yanıt:


Ba2+> Br->Cu+>Fe2+>Fe3+>Se2-

You might also like