Professional Documents
Culture Documents
AFTER COVID 19
GİRİŞ
1- GELECEĞİN OKULLARI
a. Covid-19 Krizine Eğitimin Cevabı
b. Uzaktan Eğitime Erişim Dünyada Durum
2- DİJİTAL DÖNÜŞÜM
a. Dijital Dönüşüme Hazır ve Liderlik Edecek İnsan Kaynağı
b. Eğitim Felsefesinin Dönüşümü
i. Dijital Eğitim Felsefesi
ii. Dijital Pedagoji
c. Covid 19 Salgını ve Eğitimde Dijital Dönüşüm Fırsatları
d. Eğitimde Paradigma Değişimi
i. Hibrit Öğretmen
ii. Hibrit Eğitim
iii. Hibrit Öğrenme Hedefleri
iv. Dijital Platformlar
4- DÖNÜŞEN EĞİTİM
a. Dokunsal İnternet ve Beceri Seti İletişimi
b. Sanal Gerçeklik ve Eğitim
c. Artırılmış Gerçeklik ve Eğitim
d. Duvarlarla Çevrili Sınıf
e. Öğrenci Kablosuz Sırt Çantası
f. Özel İhtiyaçları Olan Öğrenci
g. Iot ve Akıllı Sınıf / Akıllı Kampüs
h. Yaşantı Konisi Modeli
SONUÇ
DIGITAL TRANSFORMATION IN EDUCATION AFTER COVID 19
GİRİŞ
Bilim ve teknolojideki gelişmeler son elli yılda dünyayı baş döndürücü bir hızla
değiştiriyor. Bambaşka bir nedenle de olsa, COVİD-19 salgını ile 2019 yılında
yaşanmaya başlayan dönüşüm bu süreci çok daha kökten ve daha hızlı bir yola
soktu. COVID-19 salgını bir sağlık krizinden çok daha fazlası. Dokunduğu her ülkeyi
sarsan bu küresel salgının, yıkıcı ve derin izler bırakacak sosyal, ekonomik ve siyasi
krizlere yol açma potansiyeli var. Yakın ve uzak gelecekte oyunun kurallarını
değiştirecek. Yeni dünyada yeni meslekler yeni üretim şekilleri yeni ekonomik ve
siyasi-toplumsal ilişkiler hepsinin değişimine, dönüşümüne çok büyük etkileri olacak.
Ve bu yeni dünya çok uzakta değil.
Bu durumda bugün örgün eğitime başlayan veya devam eden öğrencileri 2030-2040
lı yıllarda nasıl bir geleceğe hangi bilgi ve becerilerle donatarak hazırlıyoruz.
2
1- GELECEĞİN OKULLARI
Pearson’ın yürüttüğü araştırma, önümüzdeki yıllarda hangi becerilerin daha çok talep
göreceği konusunda temel bir bilgi sağlıyor. Araştırma sonuçları; karmaşık problem
çözebilme, özgünlük ve akıcı fikirler üretebilme gibi bilişsel becerilerin giderek artan
bir öneme sahip olduğunu görüyoruz. Muhakeme etme, karar verme, sistem analizi
yapma ve sistem geliştirme gibi sistem odaklı düşünceyle (yani karmaşık bilgi
gruplarını tanıma, anlama ve bunlara göre hareket etme becerisi) ilgili beceriler
belirgin bir şekilde ön plana çıkıyor.
Her sene mevcut yapıda tüm dünyada yaşanan global gelişmeleri dikkate alarak
geleceğin işlerine dair fikir veren bir öngörü araştırması olan, Dünya Ekonomik
Forumu tarafından yayınlanan Mesleklerin Geleceği 2020 (Future of Jobs 2020)
raporu, ise COVID-19’un işgücü piyasasının beklenenden daha hızlı değişmesine ve
eskiden “işin geleceği” olarak kabul edilen şeyin çoktan geldiğine işaret ediyor.
3
a. Covid-19 Krizine Eğitimin Cevabı
1. Dünya Vatandaşlığı
2. Inovasyon ve yaratıcılık
3. Çevreyle uyum becerisi
4. Kişiye özgü öğrenme
5. Ulaşılabilir ve kapsayıcı eğitim
6. Problem odaklı ve işbirlikçi öğrenim
7. Yaşam boyu ihtiyaca yönelik öğrenim
8. Dijital beceriler
Covid 19 pandemisi, çevrimiçi eğitim ve Digital teknolojilere yönelik çok hızlı ve eşi
görülmemiş bir geçişe yol açtı. Gelecekte değil, artık günümüzde okulların, yeni
dünya düzeninin ihtiyaç duyduğu bilgi ve becerilerini kazandırmak üzere nitelikli
eğitim vermek üzere paradigma dönüşümüne gitmesi ve teknoloji ile bütünleşmesi
bir tercih değil, Zorunluluk .
4
-European Commission tarafından Digital Eğitim Eylem Planı ile ilgili yapılan halk
müzakeresinde ( Müzakereye, 60 ülkeden 2700’ den fazla katılımcı dahil oldu ) yanıt
verenlerin yaklaşık %60’ı pandemiden önce uzaktan ve çevrimiçi öğrenmeyi
kullanmadığını belirtti.
Ankete katılanların %62’si kriz sırasında Digital becerilerini geliştirdiklerini belirtti.
Ankete katılanların %50’sinden fazlası Digital becerilerini daha da geliştirmek için
harekete geçmeyi planlıyor. Ankete katılanların %95’i, korona virüs krizinin eğitim ve
öğretimde Digital teknolojinin nasıl kullanıldığı konusunda bir dönüm noktası
olduğunu düşünüyor.
Pandemi ile birlikte eğitimcilerin teknolojiyi eğitim için araç olarak kullanma oranı son
dört yılın en yüksek yüzdesine ulaştı. Ancak öğrenciler açısından teknolojiye
erişebilirlik, teknolojik araçların varlığı yönü ile ne durumda;
Şimdiye dek yalnızca devletlerin kötü senaryo olarak baktıkları ve acil eylem
planlarında yer alan pandemi bir anda gerçekliğimiz oldu. Bu durum pek çok alanda
olduğu gibi eğitimde de öngörülen değişimlerin bir anda hayata geçirilmesi
gerekliliğini doğurdu.
K12 düzeyinde tam zamanlı uzaktan eğitim daha önce deneyimlenmemiş bir durum
olmasının ötesinde aniden hayatımıza girdi. Dünyada ve Türkiye’de her yaştan
milyonlarca insan uzaktan öğrenme platformlarını yıllardır kullanarak farklı beceriler
elde ediyor. Uzaktan eğitim ise okul çağındaki çocukların eğitim öğretimlerine kendi
5
ortamlarından bağlanarak devam etmeleri anlamına geliyor. Bir bütün olarak eğitim
öğretimi ilgilendiren her konu, uzaktan eğitimin kendi dinamiğinin getirdiği yeni
konular da eklenerek devam ediyor.
6
48 milyon lise öğrencisinin (%18) ise teknolojik imkanları olmaması sebebiyle
uzaktan eğitime erişim sağlayamayan en küçük grubu oluşturduğu
belirtilmektedir.”
2- DİJİTAL DÖNÜŞÜM
a. Dijital Dönüşüme Hazır ve Liderlik Edecek İnsan Kaynağı
b. Eğitim Felsefesinin Dönüşümü
i. Dijital Eğitim Felsefesi
ii. Dijital Pedagoji
c. Covid 19 Salgını ve Eğitimde Dijital Dönüşüm Fırsatları
d. Eğitimde Paradigma Değişimi
i. Hibrit Öğretmen
ii. Hibrit Eğitim
iii. Hibrit Öğrenme Hedefleri
iv. Dijital Platformlar
“12 Mart 2020 tarihinde dünyada pandemi ilan edilmesinin ardından dört
gün sonra 16 Mart 2020 tarihinden itibaren Türkiye’de tüm okullar kapatıldı
ve 23 Mart 2020 tarihinden itibaren de anaokulundan lisansüstü eğitime kadar her
kademede hızla uzaktan dijital eğitime geçildi. Ani gelişen bu durum karşısında;
anaokulları kendi bünyelerinde kurdukları web televizyonları ve web uygulamalarıyla,
ilköğretim ve orta öğretimde EBA TV adı verilen ve Milli Eğitim Bakanlığı - TRT’nin
işbirliği ile TRT bünyesinde yer alan ayrı ayrı televizyon kanalları ve internet
uygulamaları ile, üniversiteler web televiz- yonları ve web üzerinden görüntülü, sesli
katılımı sağlayan çeşitli internet uygulamaları ile eğitim yapmaya başladı. “Milli Eğitim
Bakanlığı’nca açıklanan verilere göre, Türkiye'de örgün eğitim alan okul öncesi,
ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde toplam 18 milyon 108 bin 860 öğrenci” (Anadolu
Ajansı, 2020), Yükseköğretim Kurulu'nun istatistiklerine göre 2 milyon 743 bin 631
öğrenci (YÖK, 2020) okullarda örgün eğitim almaktaydı. Pandemi dönemiyle birlikte
tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de okullarına gidemeyen milyonlarca öğrenci
eğitimlerini uzaktan almaya başladı. Böylece yirmi milyondan fazla öğrenci örgün
öğretimden bir anda uzaktan dijital eğitime geçiş yapmış oldu.” ( Eğitimin Ekran
Üzerinden Teknolojik Dönüşümünde Pandemi Dönemi’nin Etkisi / Esennur Sirer *
* Dr, Üsküdar Üniversitesi, İletişim Fakültesi, İstanbul / Türkiye)
7
Digital İmkanlar neler ? : Hibrit Eğitim ve Digital Teknoloji : digital platform ve
içerikler ...
3- Covid 19 pandemisinin eğitimde digital dönüşüm fırsatları diğer : devlet / özel
sektör/ ebeveyn işbirlikçi çalışma ...
1- ÖĞRETMEN
“ Teknoloji ancak kullanıldığı zaman fayda sağlar. PISA 2018 okul müdürlerine dijital
araçları kullanmayı öğretme ve öğrenmeyi geliştirme kapasitesi hakkında okullarının
değişik bakış açılarını sordu. Ortalama olarak OECD ülkeleri içinde, 15 yaşındakilerin
%65i okul müdürlerinin okuldaki öğretmenlerin öğretime dijital araçları entegre etme
konusunda gerekli teknik ve pedagojik becerilere sahip olduğunu düşündüğü okullara
kayıtlıdır. Bu durum eğitim sistemlerinin önünde uzanan eğitim teknolojisine
hazırlanmak için büyük çaplı bir öğretme ihtiyacının üzerine vurgu yapmaktadır. Yine,
bu durum sosyo- ekonomik olarak avantajlı olan ve olmayan okullar arasında önemli
oranda değişiklik göstermektedir. Örnek olarak, İsveç’te avantajlı okullarda bu oran
%89 iken dezavantajlı okullarda %54 oranındadır. Bu oranlar okulların bireysel aile
arka planından kaynaklanan dezavantajları azaltmak yerine artırabildiğine işaret eder
(Şekil 7)
Ortalama olarak OECD ülkeleri içinde 15 yaşındaki çocukların yaklaşık %60’ı
müdürlerinin okul öğretmenlerinin dijital araçları derse dahil ederek ders hazırlama
konusunda yeterli zamanlarının olduğunu düşündüğü okullara kayıtlıdır, ki bu oran da
dört tane Çin eyaletinde %90a yakınlıktan Japonya’da % 10’dan biraz fazla olacak
şekilde dağılım göstermektedir (Şekil 8). Aynı tablo mevcut dijital araçların nasıl
kullanılacağı konusunu öğrenme konusunda öğretmenler için profesyonel
8
kaynakların varlığı konusuna gelince de benzerdir. Öğrencilerin yaklaşık %55’i
öğretimlerini dijital araçlarla desteklemek için ya da yeterli nitelikte yardımcı teknik
personele sahip olma konusunda teşvik sağlanan öğretmenlerin olduğu okullardaydı
“
9
gelişiminde başarılı bir model olduğu düşünülmektedir.• Hibrit eğitimin en önemli
avantajlarından birisi okullardaki trafiği azaltması, sınıf alanlarının daha etkili
kullanılabilmesini sağlamaktır. Özellikle pandemi sürecinde hibrit eğitimin bu
avantajından yararlanmak öğrencilerin, öğretmenlerin ve eğitim sürecinin
iyileştirilmesine olanak sağlayan bir durum olarak görülebilir.
10
3- TEKNOLOJİ VE EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ
a. Yapay Zekâ Teknolojileri ve Kişiye Özgü Eğitim Modeli
b. 5 G Teknolojisi ve VR/ AR/ MR/ Hologram Uygulamaları
c. Beceri Seti İletişimi
d. Sanal Gerçeklik
e. Artırılmış Gerçeklik
f. Duvarlarla Çevrili Sınıf
g. Kişiselleştirilmiş Öğrenime Vurgu
h. Dağıtılmış Bulut Verileri
i. Akıllı Sınıf
İnternet Erişimi:
“İnternet kullanım oranı 2020 yılında 16-74 yaş grubundaki bireylerde %79,0 oldu. Bu
oran, bir önceki yıl %75,3'tü. İnternet kullanım oranı cinsiyete göre incelendiğinde; bu
oranın erkeklerde %84,7, kadınlarda %73,3 olduğu görüldü.
—————————————-
11
2.d Teknoloji ve eğitim teknolojileri
Metodbox , seemeet5G,VR ,Ar teknolojileri , yaşantı konisi modeli :
**- McKinsey 2019 da Yapay zeka K-12 öğretmenlerini nasıl etkileyecek?" konulu bir
rapor yayınladı :
Özetle ; Araştırmada öğretmen saatlerinin yüzde 20 ila 40'ının mevcut teknolojiler
kullanılarak otomatikleştirilebilecek etkinliklere harcandığını göstermektedir. Mevcut
teknolojinin öğretmenlerin zamanlarının yüzde 20 ila 40'ını öğrenci öğrenmesini
destekleyen etkinliklere yeniden tahsis etmesine yardımcı olabileceğini
göstermektedir.Sadece iş yapış şekilleri ve öğrenciyle birlikte bu sürece mentörlük
etme şekilleri değişiyor.Öğrencilere ilham vermek, olumlu okul ve sınıf iklimleri inşa
etmek, çatışmaları çözmek, bağlantı kurmak ve aidiyet, dünyayı bireysel öğrenciler
perspektifinden görmek, ve öğrencilere rehberlik ve koçluk yapmaya zaman
ayırabilecekler.
5G teknolojisiyle birlikte pek çok uyaranı daha etkin kullanmamıza imkân verecek
sanal gerçeklik, artırılmış sanal gerçeklik ve hologram teknolojilerine daha kolay
erişeceğiz. Bu teknolojiler şimdi ulaşılması zor, pahalı ve pek iyi çalışmasa da
uygulanıyor. Ancak eğitimde aktif olarak kullanılması ve yaygınlaşması mümkün.
Tıpkı yıllar önce çıktığında büyük heyecan yaratan ve gerçekten de eğitimde pek çok
şeyi kolaylaştıran akıllı tahta teknolojisi gibi, bu teknolojiler de 5G ile yaygınlaşabilir.
Çok sayıda duyu organına hitap ettiği için öğrenme daha kalıcı, daha eğlenceli
olacaktır. Uzaktan eğitim sürecinde deneyimlemenin mümkün olmadığı tüm alanlarda
ve hatta uzaktan eğitim sonrası da deneyimlemenin zor olduğu konularda
kullanıldığında etkinlikleri sanal ortamda gerçekleştirip ve sonuçları gözlemlemek
öğrenme sürecine katkı sağlayacaktır. Öğrenciler aktif olarak öğrenim sürecine dahil
oldukları için öğrenmeye yönelik motivasyonları artacak, zaman ve mekândan
bağımsız olarak öğrenme gerçekleşecektir.
12
5G'nin Eğitim üzerinde olumlu bir etkisi olacağı yollar şunlardır:
1. Beceri Seti İletişimi
5G ağlarının, mevcut 4G ağlarından 100 kat daha hızlı olması bekleniyor. Bu, daha
hızlı ve daha kolay iletişime yol açacaktır. Bu, özellikle manuel eğitim ve beceri
geliştirme için yeni Tele-Öğretim ve Telementoring yöntemleri oluşturma yeteneğine
sahiptir. Uzaktan eğitim ve uzaktan takım çalışması da bununla başlatılabilir.
2. Sanal Gerçeklik
5G, sanal gerçekliğin daha fazla kullanılmasını teşvik edecek ve bu, kaliteli eğitim
sağlamaya ve ardından öğrenciler arasında anlayışı geliştirmeye yardımcı olacaktır.
Daha fazla uygulamalı deneyim olacak ve öğrenme süreci çok daha ilginç olabilir.
Sanal turlar ve modellerle etkileşimler, daha yenilikçi bir şekilde öğrenmeye yardımcı
olacaktır.
3. Artırılmış Gerçeklik
Son zamanlarda AR, eğitimle de ilgisini ve kullanışlılığını göstermeye başladı. AR,
canlı görünüme dijital öğeler ekler ve doğru zamanda doğru kitleye doğru miktarda
bilgi sağlamanın etkili bir yolu olabilir. Mobil bulut sınıfı ve sanal mevcudiyet, yeni
öğrenim yöntemlerini teşvik etmeye yardımcı olacaktır.
AG (Artırılmış Gerçeklik) teknolojisi sanal ve gerçek nesnelerle birlikte etkileşime
girmeye olanak tanıması, yaparak yaşayarak öğrenmeyi sağlaması, gözle görülmesi
mümkün olmayan nesne ve olayların öğretimi, tehlikeli durumların gösterilmesi, soyut
kavramların somutlaştırılması ve karmaşık bilgilerin sunulması durumlarında
kullanımı etkili olmaktadır.
bizzat görüyor gibi sunmak, özellikle sınıfta tutmakta zorlanılan Y ve Z kuşağı için
öğrenmeyi eğlenceli hale getirecektir.
13
Yeni bir ICTC raporuna göre, teknolojinin sınıfa entegrasyonu öğrencileri başarı için
donatmanın anahtarıdır. Teknolojinin Kanada'daki eğitim üzerindeki etkisine bakan
rapor, yapay zekanın öğrencilerin öğrenme şeklini değiştirdiğini ve kaygı ya da dikkati
sürdürmede zorluk gibi zorlukları olanlara yardımcı olabileceğini söylüyor. Ayrıca
yapay zeka ve makine öğreniminin, öğrencilerin ilerlemelerine ve farklı derslerle
bireysel etkileşimlerine göre müfredatı kişiselleştirmek için kullanılabileceğini
söylüyor.
Raporda, "Madagaskar'da nesli tükenmekte olan bitki türlerine sanal olarak tanık
olmak gibi - sağlayabileceği deneyimler, öğrencilerin düşünme, dünyayla ilişki kurma
ve sorunların üstesinden gelme şeklini eninde sonunda değiştirebilir" diyor.
Eğitim teknolojileri pazarının 2027’ de yıllık yüzde 18’lik büyüme ile 285,2 milyar dolar
büyüklüğe ulaşması bekleniyor ( Grand View Research)
14
başta olmak üzere her öğretmenin dijital eğitim lideri olarak kendini geliştirmesi için
teşvik edici roller üstlenmeli Dijital pedagoji kavramı da bu noktada hayatımıza
giriyor. Farklı platformlar için gereken farklı yaklaşımlar konusunda öğretmenlerimiz,
Bahçeşehir Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren YEGAM tarafından düzenlenen
“Dijital Pedagoji Eğitimi”ne katıldı. 9 modülden oluşan bu eğitimde öğretmenlerimiz
aşağıdaki başlıklarda eğitim aldılar. Uzaktan Öğrenme ve Hibrit Pedagoji Dijital
Pedagoji ve Dijital Dönüşüm Teknoloji ile Zenginleştirilmiş Ortamlarda
Özdüzenleme Senkron ve Asenkron Uzaktan Eğitim Yönetimi Farklılaştırılmış Dijital
Öğretim Stratejileri Öğretim Tasarımında Dijital PedagojiDijital Ölçme, Değerlendirme
ve Geri Bildirim Dijital Pedagoji için Araştırma Yöntemleri Proje (Eylem Araştırması)
Soru 3 :
15
4- DÖNÜŞEN EĞİTİM
Dokunsal iletişimimizi İnternet üzerinden aktarabilen bir ağa sahip olmak, günümüzün
içerik ve bilgi dağıtım İnternetinden elle beceri seti dağıtım İnternetine geçmemize
yardımcı olacaktır. Bu, özellikle manuel eğitim ve beceri geliştirme için yeni Tele-
öğretim ve Tele-mentörlük yolları yaratacaktır. Dokunsal İnternetin eğitimde
kullanılması, uzaktan eğitim ve uzaktan takım çalışması için yeni bir tanım ve
deneyim getirebilir. Uzuvlarımızın video ve sesli geri bildirimle doğal bir dokunsal
etkileşimine sahip olmak için, hizmetin yanıt süresi çok düşük olmalıdır, yani yalnızca
5G tarafından öngörülebilen birkaç milisaniyelik gidiş-dönüş süresi.
Sanal Gerçeklik için ilk kullanım örneği eğlence sektörü iken, aynı zamanda eğitim ve
öğretimle de ilgilidir ve kaliteli eğitim sağlamada ve öğrenciler arasında anlayışa
dayalı öğrenmeyi geliştirmede büyük bir role sahip olacaktır. Bu hizmetleri eğitime
uygun hale getirerek (örneğin, modellerle etkileşime girme ve vücudun farklı
katmanlarını hareket ettirme olasılığı ile insan vücudunun sanal turları yaparak),
öğrenme süreci daha eğlenceli ve çok daha ilginç olabilir. Bu aynı zamanda uzaktan
eğitim için yeni deneyimler getirebilir ve öğrencilerin sınıfta sanal varlığını
etkinleştirebilir. Bu tür bir hizmet, çok yüksek bant genişliği (çift yönlü) ve çok düşük
gecikme süresi (yani, 2-4ms) gerektirir.
16
olabilir. Optimize edilmiş yönlendirme,kesintisiz geniş alan kapsamı, sanal
mevcudiyet, düşük gecikmeli konuşma ve video kodlama dahil olmak üzere bu tür
hizmetlerin uygulanması için gerekliliklerin dikkate alınması gerekir.
IoT uygulamaları, akıllı binadan akıllı sağlık hizmetlerine kadar hayatımızın her
alanını etkiliyor. Ancak bu uygulamaların hızla büyüyen alanlarından biri de bugünün
öğretme, öğrenme ve kampüs işletim deneyimimizi geliştirebilecek eğitim. IoT
uygulamaları ayrıca öğretmenlerin sınıftaki rolünü değiştirmemize yardımcı olabilir,
üzerlerindeki idari yükün yükünü azaltır ve bireylere daha fazla konsantre olmalarını
sağlar. Sınıfa girer girmez otomatik olarak sınıfa giriş yapmak, ders sırasında
konsantrasyonunu kaybedince dikkatini dağıtan bir sinyal, gerçek zamanlı
analizlerine dayanarak öğrencilerin hala problem yaşadığı alanlar hakkında bir
17
öğretim görevlisine gerçek zamanlı geri bildirim notlar, hepsi IoT ve bağlantılı sınıfın
öğrenme ve öğretme deneyimini nasıl geliştirebileceğine dair sadece birkaç örnektir.
Öğrenme işine katılan duyu organlarının sayısı arttıkça, öğrenme o kadar iyi olur
demektedir. İnsan duyduğunu unutur, duyduğunu ve gördüğünü hatırlar, yaptığını ise
öğrenir.
SONUÇ
“Bu krizde eğitim adına bir umut ışığı var mıdır ? eğitim açısından krizin getirdiği
değişimlerden kaynaklı beklenmedik olumlu sonuçlar arasında teknolojilerin ve diğer
yenilikçi çözümlerin öne sürülmesi ve öğrencilerin kendi öğrenmelerinin
sorumluluğunu almalarında artış görülmektedir. ( 2020, A.Schleicher ve F.Reimers,
covid -19 pandemisine karşı eğitimde atılabilecek Adımlara rehberlik edecek bir
çerçeve ) rapor sayfa 18/ Tablo 5 eklenebilir
Eğitime erişim düzeyinin önemli göstergelerinden biri eğitimden erken ayrılma oranı.
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin, 2020 itibarıyla eğitimden erken ayrılma oranının
%10’un altında olması hedefi bulunuyor. Eğitimden, zorunlu eğitim kapsamına giren
12 yıldan önce ayrılmış olan 18-24 yaşındaki bireylerin oranında 2007’den bu yana
görülen azalma eğilimi devam etti. Türkiye için 2018 yılında %31,2 olan oran 2019
yılında %28,9 olarak kaydedildi. AB ülkelerinde ise bu oran %10,9 oldu. Türkiye’de
eğitimden erken ayrılma oranı erkekler için 2018’de %30,6, 2019’da %29,0; kadınlar
içinse 2018’de %31,8, 2019’da %28,8.””” Kaynak nedir ??
18
konusunda eski tecrübelerden faydalanılsa da yepyeni bir yapının baştan kurulmak
zorunda olduğunu gördük. Eğitim sistemlerini yeniden inşa etmek gerek. Böylece
daha fazla öğrenci için öğrenme çıktıları iyileştirilir ve nitelikli eğitime dünya genelinde
daha çok öğrencinin ulaşması mümkün olur. Bu da eğitimde fırsat eşitliği açısından
muazzam bir fırsatı bize sunacaktır. Eğitimde yeni model kendini ortay koymuştur ve
hibrit bu modeli geliştirme zamanı gelmiştir.
REFERANLAR;
19