Professional Documents
Culture Documents
Yaşadığımız devir artık teknolojiyi her alanda ve en verimli şekilde kullanma devri. Özellikle eğitim,
teknolojinin en çok kullanılması gereken alanlardan biri. Çünkü eğitimde teknoloji kullanımı anlamayı
kolaylaştırıyor, pek çok konuyu somutlaştırıyor, bilgiye en hızlı şekilde ulaşma imkânı sunuyor, geniş
kitlelere ulaşarak dijital uçurumun azalmasını sağlıyor.
nedenle gereken altyapının tamamlanması ve teknoloji kullanımın ulusal eğitim stratejisinin önemli bir parçası
olduğu sonucuna” varıyoruz. Ancak artan nüfus, değişen dünya, ilgi ve ihtiyaçların her geçen gün çeşitlenmesi, iş
dünyasında artan rekabet karşısında geleneksel eğitim anlayışımız ne kadar yeterli? Eğitimin kitlelere nasıl
tamamen ulaşacağını düşünmenin yanı sıra artık hangi tür eğitim metotlarıyla hareket etmemiz gerektiğini de
ise bu içeriğin sunulduğu araç ve yöntemler. Bu araç ve yöntemlerin en önemlisi ise teknoloji. Teknoloji artık
eğitimde eğitmenler, okullar ve kitaplar kadar vazgeçilmez bir araç. Artık dünya okur- yazarlık konusunu değil,
bilgisayar okuryazarlığı konusunu tartışıyor. Bilişim teknolojileri, bir toplumun gelişmişlik göstergelerinin başında
geliyor.
'ALGILARI VE BİLGİYİ ÖZÜMSEYİCİ BİREYLER'
Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi – Prof. Dr. Ferhan
Odabaşı: “Eğitimde teknoloji kullanımı değişik araştırmalarla da ortaya konulduğu gibi öğrenmeyi kolaylaştırıcı,
kalıcılığı arttırıcı bir etkiye sahiptir. Çok yönlü uyaranlar, bireyleri, algıları daha açık ve bilgiyi daha özümseyici
bireyler haline gelirler. Ancak teknolojiyi eğitimde kullanırken, bireyi farklı özellikleriyle kabul eden ve bu
özelliklerine hitap eden bir şekilde kullanmalıdır. Eğer teknolojiyi sadece yenilikçi özelliğinden dolayı eğitim
ortamına taşırsanız, yürüttüğünüz eğitime doğrudan bir katkısı olmayabilir. Bu şekilde bireyin sadece vizyonunu
geliştirebilirsiniz ancak öğrenmenin etkililiğine bir katkı garanti değildir. Öte yandan günümüz dünyasında eğitim
artık teknoloji tabanlı gidecektir. Artan nüfus ve dolayısıyla eğitim gereksinimi açısından Türkiye teknolojinin tüm
olanaklarını kullanmak ve teknolojisini üretmek durumundadır. Tüm dünyada artık bir kavram olarak kendini
gösteren dijital eşitlik kavramı ülkemizde hem dünya ile hem de ülke çapındaki oranı ile önemli bir olgudur. Artık
gelişmişlik bireylerin dijital ortamlara erişimi ile eş oranlıdır. Türkiye genç nüfusunu, teknolojiyi öğrenen ve üreten
bir potansiyel haline getirmelidir çünkü eğitim ve teknoloji konusundaki geri kalmışlık, bu ülkeyi, bu yüzyılda başka
bir araç gereç değil daha da önemlisi bir metottur. Araç, bir amaç değildir ama hedefe giden yolda verimi arttırmak
için kullanılır. Eğitimde kullanılan teknolojiler konusunda Türkiye’nin en temel sorunu, teknolojinin genelde amaç
olarak kabul edilmesidir. Bugüne kadar eğitim sistemimizde konu ile ilgili olarak yapılan en temel çalışma, belli
beklenti, teknoloji kullanımını öğrenen kişilerin bunları etkin öğretim için de kullanabilecekleri yönünde olmuştur.
Ama eğitim teknolojileri konusunda ülkemizde harcanan çabalar etkin öğrenme ortamları yaratma merkezli
olmadığı için, alan derslerinin (örneğin, Matematik, Fen, Sosyal) öğretiminde hiçbir zaman etkin olarak
kullanılamamıştır. Örneğin, alan öğretmenlerinin derslerini bilişim teknolojileri ile nasıl daha etkin hale
getirebileceği konusunda ciddi bir çaba sarf edilmemiş bunun yerine teknoloji amaç olarak kabul edilip Bilgisayar
Öğretmenliği gibi dünyada örneği olmayan bazı öğretmenlik alanları oluşturulmuştur. Sonuç olarak, çözüm, eğitim
teknolojileri konusunda geçmişte izlenen, “teknoloji amaçtır” yaklaşımından “teknoloji araçtır” yaklaşımına
dönülmesinde yatmaktadır.”
ülkemizde de değişik bilgi teknolojilerinin eğitim teknolojisi olarak düzenlenmesi sonucu ortaya çıkan çoğu eğitim
teknolojileri, öğrenciye eğitsel içerik sunmakta ve öğrenci-bilgi etkileşimini “iletişim” düzeyinde tutmaktadır.
Örneğin, Internet tabanlı ortamlarda sunulan içeriklerin çoğunda öğrenciden beklenen; verilenleri okumak, izlemek
ve bir dizi soruyu çözmek olarak belirlenmektedir. Öğrenci web sayfaları ya da ekranlar arasında tıklamalarla
öğrenme materyalinin alt öğelerine ulaşmakta, öğrenciden çok tipik bir elektronik kitap kullanıcısı rolü oynaması
değil sadece hangi bağlantıya tıkladığıyla ilgilenmektedir. Ancak, birçok konudaki anlamlı öğrenme için, okuma,
izleme ve soru çözme gerekli ancak yetersiz olmaktadır. Öğrenmeyi sağlayacak ya da ona yardımcı olacak eğitim
teknolojilerinin öğrenciyi bilgini sahibi kılması gerekmektedir: Bilgi çağı eğitim teknolojileriyle, öğrenci verilen
düzenekleri çalıştırabilmek ve öğreneceği bilgiyi işe vuruk hale getirebilmek için, verilen somut ya da sanal
"Eğitim süreçlerinde etkili ve anlamlı bir öğrenmenin olabilmesi için var olan yeni teknolojiyi kullanabilmek,
insanlık tarihi boyunca önemli olmuştur. Bundan 5000 yıl önce Sümer tabletlerinde bulunan 2 bin çeşit resimsel-
grafik sembol, 1000 yıl önce müzik ve drama ile eğitim, 500 yıl önce matbaa baskısı, 40 yıl önce eğitsel
televizyon, 30 yıl önce eğitsel bilgisayar, 20 yıl önce internet-web kullanımı, 15 yıl önce “Sanal Gerçeklik ve
Yapay Zekâ” gibi konular rölatif bir yaklaşımla eğitimde “yeni teknolojiler” olarak isimlendirilmiştir. Günümüzde, el
ve dil potansiyelleri soyutlaşıp sembolleşerek sanal ortamda yeni formlarda somutlaşıp canlanmaktadır."
Bu perspektiften ülkemiz eğitimine genel anlamda bakacak olursak; öğretmen odaklı-müfredata dayalı
klasikleşen bir ders anlatımını ve laboratuvar uygulamalarının varlığını görmekteyiz. ADSL ve Eğitim Partalı, Intel-
Microsoft destekli School ve Wimax gibi Milli Eğitim Bakanlığı projelerinin sayısı her geçen gün artmakla birlikte,
bunlar hem fiziksel-estetiksel şekil hem de anlamsal ruh ve olgunluktan uzak uygulamalar olarak hatta bazen yeni
bir eğitim problemi olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bilişimsel gelişim izdüşümünde uygulama ağırlıklı, etkileşim
ve paylaşım boyutu yüksek, kullanıcı dostu yazılım teknolojilerinin öğretimde kullanılması acil-pratik bir çözüm
olarak devreye sokulabilir. Aynı şekilde salt teknik ürün özelliği yanında, yeni öğretim stratejilerini ve metotlarını
da adı geçen “teknoloji” bağlamında, mevcut sisteme aktarmakta fayda vardır. Bu şekilde her bir bireyin ders