You are on page 1of 3

Haklar Dilekçesi (Petition of Rights 1628)

İngiltere’de özgürlük belgelerinin ortaya çıkmasında mezhepler arasında


yaşanan mücadeleler önemli bir yere sahiptir. Rönesans ve reform
hareketlerinin sonucunda yaygınlaşan püriten anlayış, özgürlüklerin
gelişmesinde etkili olmuştur. Püriten anlayış, kilisenin etkisinin artması
anlamına gelmekle birlikte din adamlarının da bilgili olması gerektiğini
ileri sürmüştür (Akın 1997: 57). İşte İngiltere’deki özgürlük
mücadelesinde bu mezhep ve mensupları önemli rol oynamıştır. Kralla
parlamento arasında yaşanan mücadelede, parlamentoda kral karşıtları
çoğunluğu ele geçirince kraldan bazı isteklerde bulunmuşlardır. Bu
isteklerden biri, İspanya ile yaşanan savaşta, parlamentonun savaş
giderlerini kabul etmesi karşılığında, kralın da Haklar Dilekçesi’ni kabul
etmesiydi. Haklar Dilekçesi’ne göre kral, kimseyi vergi vermeye
zorlayamayacaktı. Ayrıca kişiler, yargı kararı olmadan can ve mal
güvenliğinden yoksun bırakılamayacaktı (Akad/Dinçkol 2011: 236-237;
Mumcu 1994: 70-71).
Haklar Dilekçesi’nin girişinde, geçmişe dönük atıflar yapılarak, krala
yetkilerinin sınırlı olduğu hatırlatılmıştır. Parlamentoca kabul edilmiş bir
kanun olmadan vergi toplanamayacağı ve vergilerin artırılamayacağı
belirtilmiştir. Kanun dışı talepleri yerine getirmeyenlerin
hapsedilemeyeceği, sürgüne gönderilemeyeceği, mallarına el
konamayacağı, adil yargılama hakkından yoksun bırakılamayacağı da
Haklar Dilekçesi’nde yer almıştır (Doğan 2013: 59).
Yine bu belgede, insanların yargıç kararı olmadan veya savunması
alınmadan hiçbir biçimde tutuklanamayacaklarına,
hapsedilemeyeceklerine, canlarından ve vücut bütünlüklerinden yoksun
bırakılamayacaklarına, işkence ve kötü muameleye tabi
tutulamayacaklarına yer verilmiştir. Bunların yanı sıra keyfi ölüm
cezaları da yasaklanmıştır. Ek olarak hiçbir suçluya normal, olağan
yargılama usulü dışında, savaş dönemlerinde geçerli olan yargılama
usulleri uygulanamayacaktır. Adı geçen belgeyle çağdaş ceza
hukukunda kişi hak ve özgürlüklerini ve adil yargılanma hakkını koruma
altına alan ilkelere yer verilmiştir. Haklar Dilekçesi’nde yer alan hak ve
özgürlükler, Magna Carta’da yer alanlarla benzerlik göstermektedir.
Ancak Haklar Dilekçesi’nde yer alan hak ve özgürlükler, Magna Carta’nın
tersine sadece bir sınıfa (aristokratlara) değil, bütün İngiliz halkına
tanınmıştır. Bundan dolayı Haklar Dilekçesi’nde yer alan hak ve
özgürlükler, insan haklarının İngiltere’de gelişmesinde önemli bir aşama
olarak kabul edilmektedir (Doğan 2013: 59).

Kişi Güvenliği Hakkı (Habeas Corpus Act 1679)


Haklar Dilekçesi’nin imzalanması üzerine I. Charles, tanıdığı hak ve
özgürlükler karşılığında parlamentodan istediği mali yardımları aldıktan
sonra, adı geçen belgeyi tanımamıştır. Bu durum, parlamentoyla kralın
yeniden çatışmasına yol açmıştır. Bunun üzerine I. Charles
parlamentoyu dağıtmış ve bazı parlamento üyelerini hapsettirmiştir.
Ardından kralın ordusuyla parlamentonun ordusu arasında iç savaş
başlamıştır. Bu savaşı parlamentonun ordusu kazanmıştır. “Her türlü
kudretin Tanrı’dan sonra milletten geldiğini ve Avam Kamarası’nın
milletin en yüksek gücünü temsil ettiğini” ilan eden parlamento, kralı
yargılamış ve idam etmiştir. Bunun üzerine parlamentonun lideri olarak
kabul edilen Cromwell diktatörlük kurmuş ve ölünceye dek ülkeyi bir
diktatör olarak yönetmiştir. Cromwell’in ölümünden sonra ülkede
karışıklık meydana gelmiş, bunun üzerine parlamento, II. Charles’ı
ülkeye kral olarak davet etmiştir. Bu arada parlamento yeni krala
Habeas Corpus Act’ı kabul ettirmiştir (Doğan 2013: 60).

Yirmi bir maddeden oluşan Habeas Corpus Act, özellikle kişi güvenliği ve
özgürlüğü konusunda önemli düzenlemelere yer vermiştir. Özellikle
keyfi tutuklamaları önlemeye dönük bir belge niteliğindedir. Vatana
ihanet ve cinayet dışında bir suç isnadı altında olan kişilerin
tutuklanması için mutlaka bir yargıç kararı gerekmektedir. Vatana ihanet
ve cinayetle suçlanan kişiler hızlı bir biçimde yargılanacaktır. Tutuklanan
kişiler mahkemeden hızlı yargılanma talebinde bulundukları takdirde,
yargılama yirmi gün içinde başlayacaktır. Habeas Corpus Act ile kişilerin
yargıç kararı olmadan keyfi bir biçimde tutuklanmaları, hapsedilmeleri
yasaklanmış, suçluların ağır suçlar dışında kefaletle salınması,
yargılamanın tutuksuz yapılması ve suç isnadı altında olan kişinin
tutuklu olarak yargılandığı durumlarda da davaların kısa sürede
tamamlanması düzenlenmiştir. Sonuç olarak, kişilerin özgürlüğü ve
güvenliği, kralın (idarenin) keyfi davranışlarına karşı korunmakta ve
yargıç güvencesine kavuşturulmaktadır. Böylece artık yargıçlar da kişi
hak ve özgürlüklerinin korunmasında parlamento kadar söz sahibi
olmuşlardır. Bütün bunlara bağlı olarak da İngiltere’de, hak ve
özgürlüklerin koruma altına alınması bağlamında çok önemli bir aşama
kaydedilmiştir (Doğan 2013: 60-61). Kısaca söylemek gerekirse Habeas
Corpus Act ile insan haklarının en önemlilerinden biri olan kişi
dokunulmazlığı yargıç güvencesine kavuşturulmuştur (Mumcu 1994: 71).

Haklar Bildirisi (Bill of Rights 1689)


Parlamentonun üstünlüğüne dikkat çekilen bu belgede kanun olmadan
vergi toplanması yasaklanmıştır. Dilekçe hakkı da adı geçen belgede yer
almıştır. Bu belgeyle, dünya tarihinde ilk defa, parlamento içinde söz ve
tartışmalara dokunulmazlık getirilmek suretiyle parlamento
seçimlerinin serbestçe yapılması koruma altına alınmıştır (m. 9) (Doğan
2013: 61; Mumcu 1994: 71). Yine belgeye göre barış zamanında ordu
kurmak için parlamentonun onayı gerekmektedir (m. 6). Bildiri,
cezalarda ölçülülük ilkesine de yer vermiştir. Buna göre, aşırı para
cezaları, zalimane, kanuni olmayan cezalar verilemeyecektir (m. 10)
(Doğan 2013: 62). Böylece, adil yargılanma ve olağan olmayan cezaya
çarptırılmama da tabii haklar arasına katılmıştır (Erdoğan 2007:
94).Amerikan ve Fransız belgelerinden farklı olarak, İngiliz belgeleri,
bütün insanlığa seslenmemiştir. Çünkü insanlık bu yönde genel ve soyut
ilkeler geliştirme düzeyine henüz gelmemiştir. Bununla beraber, bu
belgeler Amerikan ve Fransız insan hakları bildirilerini etkilemiştir.
Özgürlüklerin gelişmesi ve insan haklarının uygulamaya geçmesinin
önemli ve değerli aşamalarını oluşturmuştur (Kapani 1993: 42-43).

You might also like