You are on page 1of 121

Solunum

Fizyolojisi
Demo Dersi
 Solunum sistemi
2’ye ayrılır;
 İletici bölüm:
 burun,
nazofarinks,
larinks, trakea,
bronş ve
bronşioller.
 Respiratuvar
bölüm:
 respiratuar
bronşioller,
ductus alveolaris
ve alveoller
Terminal bronşiol

Respiratuar bronşiol

Ductuli alveolares

Alveolar
kesecikler

Alveol
C Şeklinde 16- 20 adet
HYALİN KIKIRDAK

Mukus salgılayan
seromüköz bezler
Bronşlar
Respiratuar bronşiol
 Terminal bronşioller
dallanarak
respiratuar
bronşiolleri
oluşturur.
 Tek katlı kübik
epitel hücresi
 Clara hücreleri
 Yassıalveol epitel
hücreleri- tip 1
alveol hücreleri
Duktus alveolaris

BOL ELASTİK ve RETİKÜLER


LİF AĞI

İNSPİRYUMDA GENİŞLEMEYİ

EKSPİRYUMDA BÜZÜLMEYİ
SAĞLAR
Alveoller
 Tip 1
 Tip 2 hücreler
 Fırçamsı hücreler
 Septumda Kohn
delikleri bulunur
 Sürfaktan – tip 2
 Tip 1 hücreler Tip 2
hücrelerden kökenlenir
TİP 2 ALVEOLOSİTLER

 Zedelenmede Tip 1 alveol hücrelerine dönüşür


 Sürfaktan salgısı yapar
 Depolanmış sürfaktan içeren LAMELLER CİSİMCİKLERİ içerir

KAN HAVA BARİYERİNE KATILMAZ!!!
Kan-hava bariyeri

1. Sürfaktan tabakası


2. Alveol epitel hücreleri
3. Epitel bazal laminası
4. İnterstisyum
5. Kapiller bazal laminası
6. Kapiller endotel
Kan-hava bariyeri
SÜRFAKTAN
Yüzey Gerilimi
SÜRFAKTAN
Sürfaktan görevleri
SÜRFAKTAN : KOMPLİYANS
%100 OKSİJEN SOLUNMASI !!!!!
RDS (HYALEN MEMBRAN
HASTALIĞI)
Solunum yollarının filtre fonksiyonu

 6 mikrondan büyük ise akciğere ulaşamaz


 1-5 mikron arası bronşiol seviyesinde duvara yapışır ve silyer
aktivite ile geri atılır
 0.5-1 mikron arası alveollere ulaşır alveol sıvısına yapışır EN

TEHLİKELİSİ

 0.5 mikrondan küçükler ekspirasyon ile geri atılır


 Akciğer makrofajları (toz hücreleri)
Plevra

Kollajen ve elastik lifler


Üzerini kaplayan tek katlı
mezotel tabakası

2 KAT:
Visseral Plevra
Parietal Plevra (Plevra sıvısı yapımı)
SOLUNUM SİSTEMİ
FİZYOLOJİSİ
Plevra basıncı
 Plevra yaprakları arasında bulunan
basınçtır.
 İnspirasyon başlangıcında normal
plevra basıncı -5 cmh2o
 İnspirasyon sırasında göğüs kafesinin
genişlemesiyle -7.5 cmh2o
 Aradaki 2.5 cmh2o luk fark
500 ml lik havanın girişini
sağlar
 Yapraklar arsındaki negatif basıncın
nedeni 2 yaprak arasındaki plevral
sıvının lenfatik kanallarla devamlı
drenajıdır.
Alveoler basınç

Alveol içi basınçtır.


• Glottis açık durumda ve
içeri dışarı bir hava akımı
olmadığı bir anda atmosfer
basıncına eşittir. 0 cmh2o
• İnspirasyonda –1 cmh2o
• Ekspirasyonda +1 cmh2o
Transpulmoner basınç (TP)
 Alveolar ve plevral basınç arasındaki
farktır. ELSTİK RECOIL E KARŞI KOYAN
BASINÇTIR VE ALVEOLLERİ AÇIK TUTAR
 TP deki her birim artışa karşılık
akciğerlerin genişleyebilirliğine
komplians denir.
 Total akciğer kompliansı 200
ml/cm h2o dur.
 Komplians; akciğerlerin elastik kuvvetleri
tarafından belirlenir.
 Elastik kuvvetler iki faktörle belirlenir:
 1- akciğer dokusunun elastik kuvvetleri
 2- alveollerin iç yüzeyini kaplayan sıvının
yüzey gerilimi. SÜRFAKTAN!
ALVEOLLERİN ÜZERİNE ETKİ EDEN
BASINÇLAR

 1. Intraalveolar basınç
 2. Intraplevral basınç
 3. Alveoler elastic recoil
 4. Göğüs duvarı elastik recoil
 5. Yüzey gerilimi
TRANSPULMONER BASINÇ :
Intralveolar basınç – intraplevral basınç
Alveolar Elastic Recoil
TRANSPULMONER BASINÇ İNSPİRYUMDA:
6.5 cm SU [-1-(-7,5)]

EKSPİRYUMDA GİDEREK AZALIR


ve 5 cm Su (4mmHg) ya doğru düşer
TRANSPULMONER BASINÇ :
Inspiryum
TRANSPULMONER BASINÇ :
Ekspiryum
Solunum kasları

 Normal sakin durumda ekspirasyon pasiftir,


inspirasyonu sağlayan kas ise diyafragma
 Zorlu halde yardımcı kaslar devreye girer:

İnspirasyon kasları Ekspirasyon kasları


Dış interkostal kaslar✸✸ İç interkostal kaslar
Sternokleidomastoid kaslar M. Rectus abdominalis
M. Serratus anterior Diğer karın kasları
M. Scaleni
İNSPİRYUM VE EKSPİRYUMDA YÜZEY GERİLİMİ

İNSPİRYUM SONU

İNSPİRYUM BAŞI

Sürfaktan

YÜZEY GERİLİMİ ARTAR


İNSPİRYUM VE EKSPİRYUMDA ELASTİK RECOIL’İN ROLÜ
HİSTEREZİS İNSPİRYUM İLE EKSPİRYUM EĞRİSİ
ARASINDAKİ FARKTIR

SAKİN İNSPİRYUM BAŞINDA


KOMPLİYANS YÜKSEK

DERİN İNSPİRYUM SONUNDA


KOMPLİYANS DÜŞÜKTÜR
AMFİZEM

Elastic recoil azalır


Kompliyans aşırı artar
PULMONER FİBROZİS

Elastic Recoil Aşırı Artar


Kompliyans düşer
Solunum fonksiyon testleri
 Akciğer kapasitesi, iki veya daha fazla akciğer hacmi
toplamı veya kombinasyonudur.
 Akciğer hacmini ölçmek akciğerlerin ve hastalık
durumlarının normal işlevini anlamak için bir anahtardır.
 Statik ve dinamik olmak üzere ikiye
ayrılır:
1. Statik testler Akciğer Hacim Ve Kapasiteleridir.
2. Dinamik testler FVC, FEV1, FEV1/FVC%, FEV3,
FEV3/FVC%, FEF25-75, MVV, SOLUNUM DK
HACMİ
Tidal Volüm (TV)

 Herhangi bir çaba göstermeden normalde yapılan her


inspirasyon ve her ekspirasyonda çıkan havadır. Bu,
egzersiz veya etkinlikle artabilir.
 Normal koşullar altında ortalama Tidal Volüm 500 ml
civarıdır.
İnspiratuar Rezerv Hacmi (IRV)

 Normal inspirasyona ek olarak en derin şekilde


inspirasyonla akciğerlere fazladan hava girmesidir.
 Ortalama 3000 ml
 Normal inspirasyon (500 ml) + inspiratuar rezerv hacmi
(3000 ml) = inspiratuar kapasite (3500 ml) (İK)
Ekspirasyon Rezervi Hacmi (ERV) ,

 Normal ekshalasyon sonrasında zorla ekshale edilebilir


hava hacmidir.
 Ortalama 1100 ml
 Normal ekspirasyon hacmi (500 ml) + ekspirasyon rezerv
hacmi (1100 ml) = ekspirasyon kapasitesi (1600 ml)
(EK)
Rezidüel hacim (RV)

 En zorlu ekspirasyonla dahi verilen tüm hava verildikten


sonra bile akciğerlerde kalan hava miktarına denir.
 Ortalama 1200 ml arasındadır.
Fonksiyonel rezidüel kapasite (FRC)

 Normal ekspirasyonla verilen 500 mllik hava atmosfere


çıkarıldıktan sonra geride kalan ekspiratuar rezerv hacmi
ve rezidüel hacimin toplamıdır.
 2300 ml arasıdadır.
Vital kapasite (VC)

 En derin inspirasyondan sonra zorlu bir ekspirasyonla


akciğerlerden çıkarılan 3000-4500 mllik havadır.
 Normal solunum havası + inspirasyon ve ekspirasyon rezerv
hacmi toplamına eşittir.
Total akciğer kapasitesi (TLC)

 Vital kapasite + rezidüel hacimin toplamı ortalama 5-6


litrelik total kapasiteyi verir.
FEV1 ve FVC
FEV1 : Zorlu ekspiryumda 1. saniyede çıkarılan
hava
FVC: Zorlu bir ekspiryumda çıkarılan hava
Tiffeneau oranı: FEV1/ FVC %

Obstrüksiyon Restriksiyon
FVC azalır azalır
FEV1 çok azalır azalır
FEV1/FVC (%) azalır normal veya artar
Obstrüktif Bozukluğun
Derecelendirilmesi
FEV1 / FVC (%
beklenen)
Normal ≥ % 80
Hafif Derecede %60-79
Obstrüksiyon
Orta Derecede %40-59
Obstrüksiyon
Ağır Derecede < % 40
Obstrüksiyon
Restriktif Bozukluğun Derecelendirilmesi

FVC (% TLC (%
beklenen) beklenen)
Normal ≥ % 80 ≥ % 80
Hafif Derece %66-80 %66-80
Restriksiyon
Orta Derece %51-65 %51-65
Restriksiyon
İleri Derece < %50 < %50
Restriksiyon
ALVEOLER VENTİLASYON

Gaz değişiminin yapıldığı bölgeler olan


respiratuar bronşioller, alveol kanalları
ve alveollere hava giriş çıkışı alveoler
ventilasyon olarak bilinir.

Havanın gaz değişim bölgesine


ulaşamayan kısmı ölü boşluk havası
olarak adlandırılır.
• Anatomik ölü boşluk: Gaz
değişimine katılmayan ileti yolları
(trakea, bronşlar, terminal bronşioller)
ALVEOLAR VENTİLASYON ÜZERİNE
SOLUNUM MODELİNİN ETKİLERİ
Kişi Soluk x Frekans = Dakika - Ölü Boşluk = Alveolar
Hacmi Ventilasyon Ventilasyonu Ventilasyon
(ml) ml/dk ml/dk ml/dk
A 150 x 40 = 6000 - 150x40 = 0
B 500 x 12 = 6000 - 150x12 = 4200
C 1000 x 6 = 6000 - 150x6 = 5100
 3 TİP ÖLÜ BOŞLUK :
 Anatomik ölü boşluk
 Alveoler ölü boşluk
 Fizyolojik ölü boşluk
Alveoler ölü boşluk:
Alveoller içinde gaz olduğu
halde kanlanma
olmadığından gaz değişimi
gerçekleşemez.
Normalde bu miktar sağlıklı
bir kişide sıfırdır. (AYAKTA
DURMUYORSA)

Fizyolojik ölü boşluk:


Anatomik ölü boşlukla
alveoler ölü boşluğun
toplamıdır.
GAZ DEĞİŞİMİNE KATILAN SOLUK HACMİ :
500-150 = 350 ml x SOLUNUM FREKANSI (12) = 4200 ml / dk
Ventilasyon/perfüzyon oranı
 İstirahat sırasında V/P =
yaklaşık 0.8
 Ventilasyon 4.2 L /dak
 Perfüzyon 5.5L / dak
 Ventilasyon olmadığı halde
perfüzyon devam ediyorsa
ŞANT OLUŞUR
 Ventilasyon olduğu halde
perfüzyon 0 ise alveoller
boşuna havalanıyor
demektir(ÖLÜ BOŞLUK)
AC’LERE YER ÇEKİMİNİN ETKİSİ
YER ÇEKİMİNİN ETKİSİ
Ayakta dururken
akciğerin üst
bölgelerinde hem
ventilasyon hem de
perfüzyon azalır.
Fakat ventilasyon daha
az azaldığı için
ventilasyon/perfüzyon
oranları yüksektir.

Yani fizyolojik ö̈lü


boşluk oluşmuştur.
BAZİSTE:
Kan akımına göre
ventilasyon daha
düşüktür ve
ventilasyon/perfüzy
on
oranı düşer.
Bundan dolayı kanın
bir kısmı normal
olarak
oksijenlenemez ve
fizyolojik şant akımı
oluşur.
Akciğer Perfüzyonunun Alveolar Vasküler
Direnç Üzerinden Kontrol
 Alveolar vasküler direnç:

Pulmoner Arter Basıncı – Pulmoner Ven Basıncı


Pulmoner Kan Akımı

YANİ:
Pulmoner Kan Akımı, Pulmoner direnç ile ters orantılıdır

Kalbe yakın bazislerde pulmoner arter ile ven basıncı arasındaki fark azdır, yani DİRENÇ DÜŞÜKTÜR

O NEDENLE KAN AKIMI AZDIR


Akciğerlerde Perfüzyonun Ventilasyon ile
Kontrolü
 Pulmoner ventilasyon perfüzyonu direkt olarak
etkiler

 Pulmoner ventilasyonun azalması :


 Pulmoner kan O2 miktarını azaltır
 Pulmoner O2 azalması vazokonstrüksiyon yaratır
 Kan daha fazla havalanan alveollere yönlendirilir
 ŞANT AKIMI ENGELLENİR
Akciğerlerde Perfüzyonun Alveolar
Basınç ile Kontrolü
Zon 1: Kan akımı olmaz

Zon 2: Kan akımı sadece Sistolde olur

Zon3: Kan akımı kesintisizdir


OKSİJENİN TAŞINMASI

Hemoglobine bağlı şekilde %97


Plazma ve hücrede çözünmüş
halde %3
Reversible : Akciğerlerde O2 Hb’e
bağlanırken dokularda ayrılır.
Oksijen – Hemoglobin Disosiyasyon Eğrisi
pO2 60mmHg ‘ya düşene kadar sO2 %90
ın üzerinde olduğu sürece doku
oksijenasyonu normaldir.
pO2 60mmHg’nın altına DÜŞMESİ
DURUMUNDA SATURASYON DÜŞECEĞİ
İÇİN HİPOKSİ GELİŞİR
Oksijen – Hemoglobin Disosiyasyon
Eğrisinin Kontrolü

P50 DEĞERİ :
Hemoglobin
saturasyonu
%50 olduğundaki
paO2
27 mmHg
Oksijen hemoglobin disosiyasyon eğrisi
-P50 değerinin
yükselmesi -P50 değerinin düşmesi
Bohr etkisi

Kan pH’ı düşünce


hemoglobinin
oksijene
afinitesinin
azalmasına bohr
etkisi denir.
2-3 DPG etkisi
CO zehirlenmesi
pO2 YÜKSEK KALIR
sO2 DÜŞER

HİPERBARİK OKSİJEN TEDAVİSİ

Eğri SOLA KAYAR, bağlı olan


oksijen de ayrılamaz, hipoksi
daha da derinleşir

KARBOKSİHEMOGLOBİN
Kanda CO2 taşınması

3 şekilde taşınır.
Çözünmüş olarak %7
Bikarbonat iyonu olarak %70
(HCO3)
Hemoglobin ve plazma
proteinlerine bağlı olarak
karbamino bileşikleri halinde %23
KARBAMİNOHEMOGLOBİN
Solunumun düzenlenmesi

DorsalSolunum Grubu
Ventral Solunum Grubu
Pnomotaksik Merkez
 Pre-Bötzinger kompleksi = PACEMAKER HÜCRELER
Dorsal Solunum Grubu Nöronlar

 Nucleus tractus solitarus : MEDULLA OBLANGATA :


solunumun ritmi
 SADECE İNSPİRATUAR NÖRONLAR İÇERİR. I NÖRONLARI
 SAKİN (İSTİRAHAT DURUMUNDA) İNSPİRYUMDA GÖREVLİDİR
 DSN’a vagus ve glassofarigeus sinirlerin kemoreseptörlerinden-
baroreseptörlerden ve akciğerdeki reseptörlerden uyarılar gelir.

 Sakin Solunum Sırasında Ekspiryum Pasif Olarak


Gerçekleşir
Ventral solunum grubu nöronlar
 Nucleus ambigius
 Nucleus retroambigius
 MEDULLA ONBLANGATADA

 SAKİN SOLUNUMDA İNAKTİFTİRLER


 DERİN İNSPİRYUM VE EKSPİRYUMDAN SORUMLUDUR
 Hem I Grubu hem de E grubu nöronlar içerir

 Yardımcı Solunum Kaslarını Uyarır


Pnömotaksik merkez
 Ponsun üst kısmında yer alır
 Nucleus parabrachialis
 Solunum frekansı ayarlanır
 Uyarıldığında frekansı arttırıp derinliği azaltır.
 İNSPİRYUM SÜRESİNİ KISALTIR
Apnöstik Merkez
 Ponsun alt kısmında yer alır
 Solunum derinliği ayarlanır
 Uyarıldığında frekansı azaltıp derinliği arttırır.
 İNSPİRYUM SÜRESİNİ UZATIR
Hering-breuer refleksi
 Inspirasyonu sınırlandıran bir reflekstir.
 Akciğerleri aşırı gerimden korur.

 AKCİĞERLERDE GERİM OLUŞMASI : DORSAL GRUBU


NÖRONLARI İNHİBE EDER

 SOLUNUM DERİNLİĞİ AZALIR / FREKANSI ARTAR

 Soluk hacmi 1.5 litreden daha büyük oluncaya dek bu


refleks oluşmaz.
Solunumun düzenlenmesi

 Solunumla ilgili merkezlerdeki


nöronların aktiviteleri kan
PCO2 ve PO2 düzeyinin
kemoreseptörler tarafından
algılanmasıyla değiştirilebilir.
Karotid ve aortik cisimler

 Kandaki oksijen miktarına oldukça duyarlı


 Karotis cisminden çıkan stimuluslar
Glossofaringeus’un Hering siniri ile glossofaringeus
sinirine katılır
 Aort cisminden çıkan stimuluslar ise vagus’un Cyon
siniri içinde taşınır.
 Karotid ve aortik cisimler pencereli sinuzoidal
kapillerlerle çevrili 2 tip hücreden oluşur:
 Tip 1: kandaki değişiklikleri algılar // K kanalları
 Tip 2: glial hücreler gibi destek hücreleridir
 Karotid ve aortik cisimler pencereli sinuzoidal
kapillerlerle çevrili 2 tip hücreden oluşur. Tip I
hücreler (glomus hücreleri) kandaki değişiklikleri
algılayan hücrelerdir.
 Tip I hücrelerde maruz kalınan hipoksi ile orantılı
olarak kapanan oksijene duyarlı potasyum kanalları
vardır. Bu kanalların kapanması potasyum çıkışını
azaltmak suretiyle hücreyi depolarize eder.
 Depolarizasyon sonucunda L-tip Ca++ kanalları açılır
ve transmitter salgılanır. Nörotransmitter olarak bu
hücrelerden salgılanan dopamin nöronda D2
reseptörlerini etkiliyor gibi görünmektedir.
 Tip II hücreler glia benzeri destek hücreleridir.
Medulla oblongata (MERKEZİ)
kemoreseptörleri
 Beyin interstisyel sıvısı ve BOS
H+ iyon konsantrasyonunu
algılarlar.

 ASIL DUYARLI OLDUKLARI H+


KONSANTRASYONUDUR
 Hiperventilasyon
Hipoksi
Hipoksi Çeşitleri

Arter kanında PO2 azalmıştır.


Hipoksik hipoksi Örn : KOAH
PCO2 artışı da olursa : ASFİKSİ
Hemoglobin düzeyi azalmıştır.
Anemik hipoksi
sO2 ve pO2 NORMALDİR !!!!

Dokuya giden kan akımı azalmıştır.


Iskemik hipoksi (Stagnan, Durgun)
Örn: Sol Kalp Yetmezliği, Dolaşım Bozukluğu, ŞOK

Hücrelerin oksijen kullanma yeteneği bozulmuştur.


Mitokondri fonskiyon bozukluğu
Histotoksik hipoksi Örn: SİYANÜR ZEHİRLENMESİ
sO2 ve pO2 NORMALDİR !!!!

You might also like