You are on page 1of 3

20.11.

2018 İCMA' | Sorularla İslam yet

İtt fak etmek, görüş b rl ğ ne varmak, azmetmek, kasdetmek. Hz. Peygamber'den sonrak b r çağda
amelî b r meselen n şer'î hükmü üzer nde İslâm mücteh dler n n b rleşmes . İslâm hukukunda,
mücteh dler n üzer nde tt fak ett kler dört tane aslî del l vardır: K tap, Sünnet, İcma, Kıyas. B lg nler
İcmâ'ın huccet sayılmasında tt fak etmekle b rl kte, cmâ yapacak mücteh dler n k mler olacağı
konusunda ht lafa düşmüşlerd r. Ş îler, kend mücteh d ve mamlarının cmâmı hüccet olarak kabul
etm ş, müslümanların büyük çoğunluğu da cumhur-u ulemânın cmâmı huccet saymışlardır.

İslâm'da cmâ f kr n n ortaya çıkışı, Sahâbîler asrında başlayıp mücteh d mamlar devr ne kadar
tedrîcî olarak gelm şt r. Bu gel şme üç devre teşk l eder:

l) Sahâbîler, karşılaştıkları yen meseleler üzer nde ct had yaparlardı. Hz. Ebû Bek r ve Hz. Ömer,
özell kle âmme hukuku sahasında, st şareye başvurarak şûrâ ct hadı yaptırıyorlardı. Bu ct hadlar
sonunda varılan ht lafsız hükümler, ferdî hükümlerden daha kuvvetl sayılıyor, buna muhâlefet
ed lm yordu. İşte bu çeş t hükümlere "İcmâ" adı ver l r (İbnu'l Kayy m, İ'lâmu'l-Muvakkıîn, Mısır
1955, I, 61-66).

2) Mücteh d mamlar devr nde, her mam ct had yaparken ülkes ndek fâk hler n görüşler ne aykırı
b r şey söylememek ç n d kkat eder ve böylece görüşünde yalnız kalmak stemezd . Meselâ Ebû
Hanîfe, kend s nden önce yaşamış oları Kûfe b lg nler n n cmâ ett kler hususlara uymak ç n çok
t t zl k göster rd . mâm Mâl k, Med nel ler n cmâını huccet sayardı.

3) Fakîhler, uymak ç n Ashâb-ı k râmın cmâ ett kler meseleler öğrenmeye büyük b r t t zl k
göster rlerd . Onlar sahâbîler n cmâ ett kler , şeyler n dışına çıkmamaya çalışıyorlardı (Muhammed
Ebu Zehra, İslâm Hukuku Metodoloj s , çev. A. f ener, Ankara 1986, 171, 172).

İcmâ yalnız b r kısım Şer'î hükümlerde geçerl d r, cma badetlerde ve hukukî meselelere a t
hususlarda gerçekleş r. Şer'î del llerden çıkarılması mümkün olmayan ah ret haller , kıyâmet
zamanı g b şeyler cmâ le b l nemez.

İcmâ ehl ; fâsık, b d'atçı olmayan ve ct had sev ye ve gücüne sah p bulunan al mlerd r. İcmâın şartı
da, b r asırda, yan , b r zamanda bulunan ve bu özell klere sah p oları mücteh dler n tt fak
etmeler d r. Bu yüzden b r mesele hakkında b r asırdak mücteh dlerden yalnız b r kısmının tt fak
etmeler , b r cmâ mâh yet nde olamaz. Bazı b lg nlere göre, b r, k k ş n n muhâlefet cmâın
oluşmasına engel bulunmaz.

İmam Mâl k'e göre, Med ne halkının tt fakları cmâdan saydır. Zeyd yye le İmâmîyye'ye göre,
Rasul- Ekrem' n nesl nden başkanlarının cmâl geçerl değ ld r. Zâh r yye ve Ahmed b. Hanbel'den
b r r vayete göre, Ashâb-ı k râmdan olmayan mücteh dler n cmâl muteber değ ld r (Ömer Nasuhî
B lmen, Ist lâhât-ı Fıkh yye Kâmusu, İst. 1967, s. 163, 164).

Fakîhler n büyük çoğunluğuna göre cmâ hem mümkün ve hem de f len olmuştur. Sahabîler
devr nde n ne'n n altıda b r m ras h sses alacağına da r cmâ hâsıl olmuştur. N ne tek se, altıda b r ,
tek başına alır. İk se, altıda b r aralarında paylaşırlar. Y ne Sahâbîler, baba b r erkek ve kız
kardeşler n öz kardeşler bulunmadığı takd rde, onların yer ne geçmeler üzer ne cmâ etm şlerd r.
Y ne Sahâbîler, müslüman kadının gayr müsl mle akdetm ş bulunduğu n kâhın bâtıl olduğunda da
cmâ etm şlerd r. Sahâbîler n cmâ ett kler meseleler sayılmayacak kadar çoktur. İcma hakkındak
del ller şunlardır:

l) Kur'an-ı Kerîm'de cmâı öngören çeş tl ayetler vardır:

"Kend s ne doğru yol açıkça bell olduktan sonra, Peygamber'den ayrılıp mü'm nler n yolundan
başkasına uyan k msey , yöneld ğ ne döndürürüz ve onu cehenneme yaslandırırız. Orası ne kötü
b r dönüş yer d r " (en-N sâ, 4/1 15).

Bu ayete göre, müm nler n yolundan başkasına uymak ca z değ ld r. Çünkü böyle yapanlar,
Peygamber'den ayrılmış olup, Allah onları cehenneme yaslandıracaktır. B r k mse müm nler
topluluğundan ayrılır ve onların görüşler n n zıddını ler sürerse, elbette onların yollarına uymamış
https://sorularla slam yet.com/kaynak/ cma 1/3
20.11.2018 İCMA' | Sorularla İslam yet

olur. Meselâ, müm nler cemaatı "bu helâld r" derse, aynı şey ç n "bu haramdır" d yenler, cemaata
uymamış olurlar ( mâm Şâf î, er-R sâle, s. 472; İmam Gazzâlî, el-Mustasfâ, I, 175).

"S zler nsanlar ç n ortaya çıkarılmış, y l ğ emreden ve kötülükten nehyeden en hayırlı


ümmets n z" (Alu mrân, 3/110).

Bu hayırlı oluş, tt fak ett kler şeyler n doğru olmasını gerekt r r.

"İnsanlar üzer ne şah tler olasınız d ye, böylece s z orta b r ümmet kıldık" (el-Bakara, 2/143). Bu
ümmet n üzer nde tt fak ett ğ şey n hak olması gerek r.

2) Had sten del ller:

"Ümmet m dalâlet üzer nde b rleşmez" (İbn Mâce, F ten, 8). "Müslümanların güzel gördüğü şey,
Allah katında da güzeld r" (Ahmed b. Hanbel, I, 379).

İmâm Şâf î, cmâ konusunda Hz. Ömer' n Şam'ın Câb ye karyes nde yaptığı b r konuşmada şöyle
söyled ğ n r vayet eder: "Peygamber (s.a.s) ben m s z n aranızda yaptığım g b aramızda ayağa
kalktı ve şöyle buyurdu: "Sahab ler me, sonra onların ardından gelenlere, sonra onların ardından
gelenlere saygı göster n. Daha sonra yaları ortaya çıkar. Hatta k ş tekl f ed lmed ğ halde yem n
eder; İstemed ğ halde şah tl k yapar. K m , Cennet n ortası sev nd r yorsa, o, cemaatten ayrılmasın.
Çünkü, şeytan tek kalan k mse le beraber olup, k k ş den uzaktır" (Şâf î, er-R sâle, s. 474).

Hz. Al 'n n şöyle ded ğ r vayet ed l r: "Ben m ve Ömer' n re'y , sah b nden ham le olup çocuk
doğuran câr ye (Ümmü'l-Veled)'n n satılamayacağı üzer nde b rleşm şt . Ş md se ben bunların
satılab leceğ n ca z görüyorum". Bunun üzer ne kend s ne; "Ömer'le tt fak ett ğ n görüş bu
görüşünden daha üstündür" den lm şt r (Şaf î, a.g.e, s. 474).

İcmaın mertebeler

l) Sar h cma: Bu, her mücteh d n, cma konusu oları f kr kabul ett ğ n açıkça söylem ş olduğu
cmadır. Bu tür cma, fak hler n büyük çoğunluğunun tt fakı le şer'î b r del ld r. Böyle b r cma ster
her asırda, sterse sadece Sahâb ler asrında vuku bulsun net ce değ şmez.

2) Sükûtî cma: Herhang b r asırda, ct had yetk s oları fak h bell b r görüşe varır ve bunu lân
ederse ve kend s n tenk t eden çıkmazsa buna "sükutî cma" den r. İmam Şâf î ve b r çok b lg n, bu
tür cma'ın huccet (del l) olduğunu kabul etmez. Onlara göre burada susma, rıza anlamına gelmez,
sevg ve saygıdan veya f tne korkusundan susmuş olab l r.

Sükûtî cmayı del l sayanların dayanakları:

a) Düşünüp araştırmadan veya araştırma ç n gerekl oları zaman geçmeden öncek susma del l
olamaz. Bundan sonrak susma se beyan demekt r. Çünkü konuşma gereken yerde susmak, krar
anlamına gel r.

b) Hakka karşı susmak haramdır. Sâhâbey ve d ğer mücteh dler böyle b r haramla tham ca z
değ ld r. Had ste; "bâtıl gördüğü halde hakkı söylemeyen d ls z b r şeytandır" buyurulur.

3) Mücteh dler n bell b r ortak noktada tt fak etmeler ;

B r mesele üzer nde aynı asırdak fak hler ht lafa düşerler ve herhang b r mücteh d, d ğerler n n
görüşüne her yönden zıt b r ct had'da bulunmazsa, bu durumda aralarında görüş ayrılığı olmakla
b rl kte, b r noktada b rl k ( cma) bulunmuş olur. Meselâ, Ashâb-ı k râm, m ras bırakanın erkek
kardeşler yle b rl kte m rasçı oları deden n h sses üzer nde tt fak edemem şt r. Bazısı üçte b rden
az olmamak üzere m rasçı olacağını, k m s de dede varken kardeşler n h ç m ras alamayacağını
söylem şlerd r. Ancak, deden n m rasçı olacağı konusunda görüş b rl ğ ç nded rler. B r kısım
fak hlerle, bazı Hanefîler, bu tür cmaı da sükûtî cma'dan sayarlar.

https://sorularla slam yet.com/kaynak/ cma 2/3


20.11.2018 İCMA' | Sorularla İslam yet

İcma'ın temelde dayandığı del l (senet):

Üzer nde cma bulunan b r meselen n K tap veya Sünnete dayanması gerek r. Çünkü hüküm koyma
hakkı Allah ve Resulune a tt r. Mücteh dler kend l kler nden hüküm koyamazlar. Bazı müsteşr kler
senets z cma yapıldığını öne sürerek, yanılgıya düşmüşlerd r. Ashâb-ı k râm, cma ett kler
meselelerde görüşler n dayandıracak b r nass b r dayanak araştırıyorlardı:. Meselâ; Hz. Ebû
Bek r'e, hal fe ken, annen n annes n n annes (büyük n ne) gel p, ölen torunundan m ras hakkı
sted . Ebû Bek r (r.a) şöyle ded : "Allah'ın k tabında sen n ç n b r şey bulamıyorum. Resulullah
(s.a.s)'den de bu konuda b r şey duymadım. Ş md g t; sen n bu durumunla lg l olarak
arkadaşlarımla görüşey m veya görüşümü tesb t edey m". Öğle namazından sonra Ashâba durumu
sordu. Muğîre b. Şu'be (r.a) ayağa kalkarak; Resulullah'ın n neye altıda b r hükmett ğ n b ld rd .
Muğîre'ye başka şah t soruldu. Muhammed b. Mesleme de Hz. Peygamber'den aynı mah yette
had s duyduğunu söyled . Bunun üzer ne n neye altıda b r m ras hakkı üzer nde cma oluştu (Ebû
Dâvud, Fera z, 5; T rm zî, Fera z 10; İbn Mâce, Fera z, 4; el-Mevs lî, el-İht yar, V, 90).

Y ne b rb r ne mahrem olan kadınların b r n kâh altında toplanamayacağında cma ederken bu konu


le lg l ayet ve had slere dayanmışlardır (en-N sâ, 4/23; Buhârî, Müsl m, Ebû Hüreyre'den: el-
Kâsânî, Bedây ü's-Sanây ', II, 262-266; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kad r, II, 360-364; İbn Rüşd,
B dâyetü'l-Mücteh d, II, 35, 36).

İcma'ın sened kıyas veya maslahat da olab l r. Çünkü kıyas ve maslahat da çoğu defa temelde
ayet veya had se dayanır. Meselâ; Hz. Ömer, fethed len Sur ye topraklarının mücâh dlere
dağıtılmaması üzer nde cma ederken, önce maslahatı gözönüne alarak Sahâbîlerle k gün
müzakere etm ş, ancak kna edemem şt r. Sonunda şu ayet z kred nce onlar kna ed lm ş ve görüş
b rl ğ ne varılmıştır. "Allah'ın fethed len memleketler halkından Peygamber ne verd ğ şey (gan met);
Allah, Peygamber, Peygamber'e yakınlığı olanlar, yet mler, yoksullar ve yolda kalmışlar ç nd r;
İç n zdek zeng nler arasında elden ele dolaşması ç n değ ld r. Peygamber s ze ne ver rse onu alın,
s z neden alıkoyarsa ondan kaçının. Allah'tan sakının, çünkü Allah'ın azabı ş ddetl d r" (el-Haşr,
59/7).

Hz. Ebû Bek r' n halîfe seç lmes ve Kur'an'ın toplanması g b konulardak cmalar, sahâbîler n ayet
ve had se dayanmaksızın cma ett kler ne del l olamaz. Çünkü bunlar teşrîî b r hüküm üzer nde
yapılmış cma' sayılmayıp, ancak amel b r hususu nfaz etmek üzere varılan tt faktan bârett r (M.
Ebû Zehrâ, a.g.e, s. 181).

İslâm hukukçularının büyük çoğunluğuna göre, hakkında cma olan b r mesele üzer nde tekrar cma
meydana gelmez. Çünkü k nc cma b r nc s yle çatışır.

D ğer yandan b r nc cma del l teşk l ett ğ ne göre, bunun aks ne cma yapmak şöyle dursun, buna
karşı çıkmak b le ca z olmaz. Ancak cma ct had b r mesele üzer nde se, bu konuda daha sonrak
asırlarda başka b r cma yapılab l r. Çünkü ct had ct hadı nakzetmez.

Fakîhler, Ashâb-ı k râmın cmaından başka cma üzer nde tt fak edemem şlerd r. Sahâb ler n Şer'î
hükümler üzer ndek cmaları tevâtürle sâb t olmuştur. Sahâbe devr nden sonrak h çb r cma se
tevâtür yoluyla sâb t olmamıştır. Bu yüzden fak hler, b rb rler n n ler sürdüğü cmaları
tanımamışlardır. Hılâf k tapları bu konulardak çek şmelerle doludur.

Fahrudd n er-Razî ve b rçokları âhad haberle nakled len b r cmaı kes n del l saymaz. B r kısım usûl
b lg nler se, cmaın âhad haberle nakl n ca z görürler (M. Ebû Zehra, a.g.e, s. l 83).

https://sorularla slam yet.com/kaynak/ cma 3/3

You might also like