You are on page 1of 12

DESTİNASYON YÖNETİMİ

Destinasyon Kavramı, Özellikleri ve Yönetimi


Destinasyon yönetimi stratejik, örgütsel ve yönetsel kararlardan oluşmakta turizm ürünlerini
tanımlama, promosyon ve ticaretleştirme sürecinden meydana gelmektedir.
DESTİNASYON KAVRAMI Turizm literatüründe destinasyon kavramının “turistik istasyon”, “turist varış
yeri”, “turistik mahal”, “yönelim” gibi farklı kavramlarla ifade edildiği görülmektedir.
Destinasyon terimi “varılacak olan yer” anlamına gelmektedir (Türk Dil Kurumu)
Destinasyon “turistlerin ihtiyaç duyduğu hizmetlerle beraber, çok sayıda çekicilik (cazibe) içeren daha
büyük alanlardır”.Tanımlardan bir diğeri ise pazarlama kavramı temeline dayanılarak yapılmıştır. Buna
göre destinasyon“değişik turist türlerinin talep ettiği, tesis türleri ve çekiciliklerin bir karması olduğu
kadar turistlerin beklentilerine karşılık verebilen tüm turizm politikaları ve pazarlama planlarının
oluşturulmasıdır’’. Destinasyon, “turist toplumunun yerel toplum içinde bulunduğu coğrafi bir yer ya
da bölge” olarak da tanımlanmaktadır.Destinasyonlar “geleneksel olarak bir ülke, bir ada veya bir
kasaba gibi çok iyi şekilde tanımlanmış coğrafik alanlar” olabilmektedir.
Geniş bir tanımla destinasyon kavramı “ülke bütününden küçük ve ülke içindeki pek çok kentten
büyük, insan beyninde belirli bir imaja sahip markalaşmış ulusal bir alan ve önemli turistik
çekiciliklere, çekim merkezlerine, festivaller, karnavallar gibi çeşitli etkinliklere, bölge içinde kurulmuş
iyi bir ulaşım ağına, gelişim potansiyeline, dahili ulaşım ağıyla bağlantılı bölgeler arası ve ülke
düzeyinde ulaşım olanaklarına ve turistik tesislerin gelişimi için yeterli coğrafi alana sahip bir bölge”
olarak tanımlanmaktadır.
Yukarıda yapılan bütün bu tanımlar destinasyonların aslında turist çekim merkezleri olduğunu ifade
etmektedir. Söz konusu çekim merkezleri şu şekilde sıralandırılabilir:
• Şehirler (özellikle tarihî ve kültürel çekiciliklere sahip turistik şehirler) • Köyler ve küçük kasabalar •
Tatil merkezleri • Korunmaya alınmış bölgeler (özellikle kırsal alanlar ve milli parklar vb. gibi doğal
çekicilikler) • Bölgeler • Ülkeler
DESTİNASYONLARIN ÖZELLİKLERİ
Bütünleşik Olma Özelliği
Kültürel Değerler Olma Özelliği:
Kültür; toplumsal normlar ve gelenekler, dil, moda, mimari, el sanatları, sanat, müzik, gastronomi vb.
unsurları içeren çok boyutlu ve zengin bir kavramdır (Iliachenko, 2005). Kültür; binalar, tarihî yapılar
veya eserler şeklinde dokunulabilir (somut) veya insanların değerleri, davranışları ve yaşam tarzları
gibi dokunulamaz (soyut) formlarda karşımıza çıkmaktadır.
Kültür olgusu içerisinde; binalar, mekanlar, dans, yiyecek, giyim, etkinlikler, değerler, yaşam tarzları
ve el sanatları vb. gibi çok farklı değerlerden bahsetmek mümkündür.
Turistleri destinasyona çeken bu kültürel unsurları genel olarak aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
• El sanatları, el işleri• Dil • Gelenekler• Gastronomi• Müzik ve sanat (konserler, resim, heykel vb.) •
Bölgenin tarihi (görsel malzeme ile desteklenen) • Yerel halkın meslek türleri ve kullanılan teknoloji •
Mimari yapı • İnançlar • Eğitim sistemi• Giyim/kuşam • Boş zaman aktiviteleri
Ayrılmazlık Özelliği
Çok Amaçlı Kullanım Özelliği
DESTİNASYONLARIN SINIFLANDIRILMASI
Page’in Destinasyon Tipolojisi Page (1995)’in tipolojisine göre destinasyonlar yaşam alanlarının
farklılıklarına göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır:
• Başkentler (Londra, Paris ve New York) ve kültürel başkentler (Roma) • Metropolitanlar ve surlarla
çevrili tarihi kentler (Canterbury ve New York) • Büyük tarihi kentler (Oxford, Cambridge ve Viyana) •
Varoşların olduğu kentler (Manchester) • Yeniden yapılandırılmış sahil destinasyonları (Londra
Docklands ve Sidney Darling Harbour)• Endüstriyel kentler (Bradford) • Deniz kenarı tatil
destinasyonları ve kış sporları merkezleri (Lillehammer) • Belli bir amaç için özel olarak oluşturulmuş
entegre tatil destinasyonları • Turistik eğlence kompleksleri (Disneyland ve Las Vegas) • Uzmanlaşmış
turistik hizmet merkezleri (SPA’lar ve Hac destinasyon bölgeleri) • Kültürel sanat şehirleri (Floransa)
Judd ve Fainstein’in Destinasyon Sınıflandırması
Bu konuda yapılan bir başka çalışmada Judd ve Fainstein üç aşamalı bir sınıflandırma ortaya
koymuşlardır:
• Tatil amaçlı destinasyonlar; planlı ya da plansız geliştirilen özel turizm destinasyonlarıdır.
Ziyaretçiler tarafından eğlence ve dinlenme tüketimi için ziyaret edilmektedirler.
• Kültürel destinasyonlar; tarihî, mimari ve kültürel kimlikleri ile turistlere çekici gelen
destinasyonlardır. Bu destinasyonlarda turistik çekicilikler yaratılmasına gerek yoktur, çünkü bu
destinasyonlar (Venedik, Paris vb.) hâlihazırda eşsiz turistik çekiciliklere ve özgün tarihî yapılara sahip
benzersiz destinasyonlardır ve ilave çekicilikler yaratılmasına ihtiyaç duymamaktadırlar.
• Dönüştürülmüş destinasyonlar; turistleri cezbetmek için ayrı altyapı ve üstyapının inşa edildiği
destinasyonlardır. Bu destinasyonlarda daha fazla ziyaretçi çekmek amacıyla altyapı ve üstyapı
yatırımları gerçekleştirilmektedir. Bu yatırımlar kongre merkezleri, spor stadyumları, büyük oteller,
festival ve alışveriş merkezlerinden oluşmaktadır.
Mckercher’in Destinasyon Sınıflandırması:
• Büyüklüklerine Göre Destinasyonlar: Bu ölçüte göre destinasyonlar, “makro destinasyonlar” ve
“mikro destinasyonlar” olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu sınıflandırmada kriter o destinasyonu ziyaret
eden kişi sayısıdır. Örneğin, Fransa makro bir destinasyondur, Paris ise mikro destinasyondur.
• Konumuna Göre Destinasyonlar: Bu sınıflandırma destinasyonların talep yaratan pazarlara olan
konumunu dikkate almaktadır. Talep yaratan pazara yakın mesafede olan destinasyonlar “yakın
destinasyon”, mesafesi uzak olan destinasyonlar ise “uzak destinasyonlar” olarak adlandırılmaktadır.
Kriter çoğunlukla ana ulaşım aracı olarak kullanılan uçakların uçuş süresidir. Eğer destinasyon uçağın
havalandığı terminale altı saatten az bir mesafede ise yakın destinasyon, fazla ise uzak destinasyon
olarak adlandırılmaktadır.
• Kapsamına Göre Destinasyonlar: Bu sınıflandırma daha ziyade tur düzenleyicileri ilgilendiren bir
sınıflamadır. Eğer seyahat programında tek bir ana ulaşım terminaline varış ve oradan ayrılış söz
konusu ise “tekli destinasyon”, seyahat programında birden fazla terminal varsa “çoklu
destinasyon”dur. Örneğin, İstanbul’a gelerek Anadolu turuna çıkan ve tekrar İstanbul’dan Türkiye’yi
terk eden bir tur tekli destinasyondur. Oysa Tel-Aviv, İstanbul, Roma ve Tel-Aviv şeklinde düzenlene
bir tur birden fazla terminal kullandığı için çoklu destinasyondur.
• Faaliyet Sürelerine Göre Destinasyonlar: Destinasyon iklimsel özelliklerinden dolayı yılın belirli
dönemlerinde mevsimlik olarak faaliyet gösteriyorsa “mevsimlik destinasyon (kısa süreli)”, yılın
genelinde veya tamamında faaliyet gösteriyorsa “yıllık destinasyon (uzun süreli)” olarak ikiye
ayrılmaktadır. Örneğin Uludağ, kış dönemlerinde yoğun talep gören mevsimlik bir destinasyon iken
İstanbul faaliyetlerini tüm yıla yayan bir destinasyondur.
• Sahip Olduğu Çekiciliklerin Gücüne Göre Destinasyonlar: Bu sınıflandırmaya göre destinasyonlar
ikiye ayrılmaktadır. “Ana (birincil) destinasyonlar” turistlerin ziyaret etmeleri için birincil motif olacak
kadar çekici ve turistleri birkaç gün tatmin edebilecek kapasitede olan destinasyonlardır. Oysa “ikincil
destinasyonlar”, birincil destinasyonun ziyareti esnasında ziyaret edilmesi gereken ilginç ve gerekli
destinasyonlar olarak tanımlanmaktadır (Örneğin Bursa seyahati sırasında, Trilye ve Mudanya’nın kısa
süreli olarak ziyaret edilmesi gibi).
DESTİNASYONLARI OLUŞTURAN UNSURLAR
Jansen-Verbeke (1988) destinasyon kaynaklarını, bir destinasyonu ziyaret kararındaki önemlerine
göre temel kaynaklar, ikincil kaynaklar ve ek kaynaklar olmak üzere sınıflandırmıştır.
• Temel kaynaklar: Çekicilikler, faaliyetler ve destinasyonun mevcut olanakları gibi temel
karakteristiklerdir. Bu karakteristikler genellikle turistlerin bir destinasyonu ziyaret etmesinin temel
nedenini oluşturmaktadır. Aynı zamanda kültürel olanaklar, fiziksel karakteristikler, spor-eğlence
faaliyetleri ve sosyokültürel özellikleri de içermektedirler.
• İkincil kaynaklar: Genellikle konaklama için tasarlanmış turizm üstyapısını, otelleri, yeme-içme
olanaklarını ve pazarları içermektedir.
• Ek kaynaklar: Ziyaretçiler tarafından kullanılan ulaşım ve turizm danışma büroları gibi yapıları
kapsamaktadır, park imkânları, levha-işaret rehberleri, haritalar ve destinasyonun turistlere sunduğu
imkânların ulaşılabilirliğini kolaylaştıran diğer hizmetleri içermektedir.
TEMEL KAYNAKLAR
Boş Zamanın Yapısı Doğal Kaynaklar • Doğal Çekicilikler • Parklar ve Yeşil Alanlar • Su Yapıları (Liman,
Kanal, Nehir) • İklim • Manzara Fiziki Kaynaklar • Tarihî Sokak Düzeni • İlginç Yapılar • Eski Uygarlık
Abideleri ve Heykeller Sosyokültürel Kaynaklar • Mekânların Canlılığı • Dil • Yerel Gelenek ve
Kostümler • Kültürel Miras • Sıcakkanlılık • Güvenlik Faaliyet Yeri Kültürel Tesisler • Müzeler ve Sanat
Galerileri • Tiyatrolar ve Sinemalar • Konser Salonları • Kongre Merkezleri • Diğer Ziyaretçi
Çekicilikleri Spor Tesisleri • Kapalı ve Açık Eğlence Tesisleri • Gece Kulüpleri • Gazinolar ve Bingo
Kulüpleri • Özel Etkinlikler • Festivaller
İKİNCİL KAYNAKLAR • Konaklama • Yiyecek-İçecek Tesisleri • Alışveriş • Marketler
EK KAYNAKLAR • Erişilebilirlik • Ulaşım ve Park • Turist Danışma (Haritalar, İşaretler, Rehberler) Tablo
Godfrey ve Clarke ise bir destinasyondaki turizm kaynaklarını beş farklı kategoride ele alarak
incelemiştir:
Doğal Kaynaklar
• Flora • Doğal yapılar • Fauna • İklim • Su kaynakları
Kültürel Kaynaklar
• Dinî kaynaklar • Kültürel miras • Diğer
Özel Olaylar
• Festivaller • Yarışmalar • İş aktiviteleri • Diğer
Etkinlikler
• Rekreasyon • Hizmetler • Aktivite imkânları
Altyapı ve Diğer Hizmetler
• Ulaştırma • Konaklama • Resepsiyon • Yiyecek & İçecek • Diğer hizmetler
Buhalis’e göre ise destinasyonları oluşturan unsurlar altı kategoriden oluşmaktadır:
• Çekicilikler: Doğal, insan yapımı, yapay, belli bir amaca yönelik yapılar, kültürel miras, özel olaylar •
Ulaşılabilirlik: Güzergâhlar, ulaşım terminalleri, ulaştırma araçları • İşletmeler: Konaklama, yeme-
içme, eğlence, seyahat vb. işletmeler • Paketler: Aracılar ve toptancılar tarafından önceden
hazırlanmış paketler • Etkinlikler: Destinasyonlarda gerçekleştirilen her türlü etkinlik • Destek
hizmetleri: Turistler tarafından destinasyonda kullanılan bankacılık, iletişim, sağlık vb. tüm hizmetler
Söz konusu kaynaklar dikkate alınarak destinasyonları oluşturan unsurları beş bölümde incelebiliriz;
“çekicilikler”, “ulaşılabilirlik”, “tesisler”, “destekleyici hizmetler” ve “etkinlikler”.
Çekicilikler
Bir destinasyondaki temel çekicilik unsurları şunlardır:
• Doğal Çekicilikler: Deniz, parklar, dağlar, sahiller, flora, fauna vb. • Kültürel Çekicilikler: Tarihî ve
arkeolojik alanlar, mimari, müzeler, tiyatrolar vb. • Özel Etkinlikler: Toplumsal, sportif ve dinî
etkinlikler, ticari gösteriler, festivaller vb. • Aktiviteler: Golf, yüzme, tenis vb. • Eğlence Çekicilikleri:
Temalı parklar, eğlence parkları, casinolar, sinemalar, alışveriş olanakları vb.
Ulaşılabilirlik
Ulaştırma sistemlerinin dört temel unsurunu tanımlamak mümkündür:
Yol, Terminal, Ulaştırma Türü (Araç), Teknoloji.
Tesisler
Destekleyici Hizmetler
Destinasyonlarda bankacılık, sigorta, telefon, postane, sağlık, güvenlik vb. verilen hizmetler
destekleyici hizmetler kapsamında değerlendirilebilir.
Etkinlikler
Bu kapsamda festival, fuar, kongre, şenlik, karnaval, spor organizasyonları vb. yer almaktadır.
DESTİNASYON YÖNETİMİ
Destinasyon yönetimi “destinasyonların ekonomik ihtiyaçlarını sürdürülebilir bir şekilde karşılayacak,
dengeli bir turist akışı sağlayacak, destinasyonun tanıtım faaliyetlerini gerçekleştirecek, turizm
ürünlerini etkili bir şekilde pazarlayacak stratejik, organizasyonel ve yönetimsel kararlar dizisi” olarak
tanımlanmaktadır.
Destinasyon yönetiminin amaçlarını şu şekilde sıralandırmak mümkündür,
• Destinasyon kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak • Destinasyon çekiciliklerini korumak ve
geliştirmek • Yerel halkı turizm konusunda bilinçlendirmek ve eğitmek • Turistlerin destinasyon
deneyiminin kalitesini arttırmak
Destinasyon yönetimi kapsamında yer alan paydaşlar arasında devlet ve ilgili kamu kurumları,
konaklama işletmeleri, tur operatörleri, seyahat acentaları, ticari kuruluşlar, üniversiteler, sivil toplum
kuruluşları, ulaştırma işletmeleri (özellikle hava yolları), yerel yönetimler, turistik tüketiciler ve yerel
halk bulunmaktadır.
Destinasyon Yönetiminin Rolleri
Destinasyon yönetimi uygulamalarının üç temel rolü ve roller kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar
aşağıdaki gibi sıralandırılabilir:
1. Destinasyon Gelişimi Planlaması
• Destinasyonun turizm potansiyeli ve ilerlemenin izlenmesi üzerine eleştirel değerlendirmeler • Tüm
paydaşlar ile etkili bir görüş alışverişi ve iş birliği • Çekici yatırım ve altyapı projelerine odaklanma •
Yerel istihdam oluşturmak ve hizmet talebi için yeterli iş gücünü sağlamak için iş gücü planlaması •
Sektörel büyüme için uzun dönemli turizm stratejileri
2. Destinasyon Pazarlaması
• Pazarlama araştırmaları yürütmek • Yeni ve gelişmekte olan pazarlar da dahil olmak üzere doğru
pazarlar belirlemek ve hedeflemek • Turizm destinasyonun nitelikleri konusunda hedef
pazar/pazarlarda farkındalığı arttırmak • Ziyaret ve gelir düzeyini arttırmak
3. Destinasyon Yönetimi
• Destinasyonun doğal ve eşsiz turizm varlıklarını korumak • Endüstri liderliği • Destinasyonda eşsiz
ve sürdürülebilir birturizm endüstrisinin büyümesini sağlamak.
REKABETÇİ TURİZM DESTİNASYONU
Destinasyon Gelişimi Planlaması
• Turizm potansiyeli üzerine eleştirel değerlendirmeler • Görüş alışverişi ve iş birliği • Yatırım ve
altyapı
Destinasyon Yönetimi
• Varlıkların korunması • Kaliteli deneyimler • Sürdürülebilir büyüme
Destinasyon Pazarlaması
• Araştırma • Hedef pazarlar • Farkındalık • Ziyaret ve gelir düzeyini arttırmak
ÜNİTE 2 - Destinasyon Planlama ve Geliştirme
PLANLAMA VE TURİZM PLANLAMASI
En genel tanımıyla plan, bugünden gelecekte nereye ulaşılmak ve nelerin gerçekleştirilmek
istendiğinin kararlaştırılmasıdır.Planlama, gelecekte yapılacak işlerin bugünden belirlenmesi ve bu
amaçlara ulaşmayı sağlayacak araç ve imkânların belirlenmesidir.Sosyal, ekonomik, politik, psikolojik,
antropolojik ve teknolojik faktörleri içerir ve aynı zamanda geçmişle, şimdiki zamanla ve gelecekle
ilgili bir kavramdır.Planlama bazı temel alanlarda uygulanabilir. Bunlar;
• Ekonomik kalkınma • Coğrafi bölge • Altyapı • Sosyal tesisler • Park ve koruma alanları • İşletme •
Şehir ve bölgesel alanlar olarak sayılabilir
Yukarıda belirtilen planlama alanlarına göre başlıca plan türleri ise şu şekilde sıralanmaktadır:
• Kısmi ve genel planlar • Uzun, orta, kısa dönemli planlar • Ulusal ve bölgesel planlar • Makro ve
mikro planlar • Tek merkezli ve çok merkezli planlar • Tek hedefli ve çok hedefli planlar • Büyüme tipi
ve kalkınma tipi planlar • Yol gösterici ve emredici planlar
Turizm Planının Bileşenleri
Yerli ve uluslararası turist pazar grupları,Yerel halkın turistik çekicilikleri ve tesisleri kullanmaları,
Turistik çekicilikler ve faaliyetler,Konaklama,Ulaştırma,Diğer turistik tesisler ve hizmetler,Diğer altyapı
tesisleri,Kurumsal unsurlar, Doğal, kültürel ve sosya-ekonomik çevre.
Bölgesel ve ulusal düzeyde turizm planlamasının neden gerekli olduğu şu şekilde özetlenebilir:
• Turizmin hammaddesi sayılan doğal ve kültürel kaynakların gelecek kuşakların da kullanımı için
korunması
• Ulusal ve bölgesel kalkınma politikalarıyla turizme ait politikaların uyumlaştırılarak sektörler arası
bağlantıların kurulması
• Turizmin geliştirilmesini amaçlayan kararların alınmasında özel ve kamu sektörü olmak üzere
konuyla ilgili tüm kesimlerin yan yana getirilebilmesi
• Turistik çekim unsurları, turistik faaliyetler, olanaklar, hizmetler ve turizm pazarlarını geliştirecek
düzenlemelerin yapılması
• Turizmin neden olabileceği olası sorunların azaltılması ve turizmden elde edilecek ekonomik
getirilerin olabildiğince eşit bir şekilde dağıtılması
• Turizmin gelişmesine katkıda bulunacak altyapı faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi
• Özel turizm alanlarına ait ayrıntılı planların hazırlanması ve turizme uygun düzenlemelerin belli
standartlara sadık kalınarak hayata geçirilmesi
• Gerekli kurumsal düzenlemeleri gerçekleştirerek turizm gelişim planları ve politikalarının etkili bir
şekilde uygulanmasının sağlanması
• Geliştirme yöntemlerinin devamlı izlenmesi
Turizm planlamasında hedef, politika, plan ve strateji gibi kavramlarının sıklıkla kullanıldığı
bilinmektedir.
Turizm destinasyonlarında planlama tasarlanırken bazı temel adımlar olmalıdır.Bunlar:
1. Sponsorlar ve liderler tanımlanmalı, 2. Amaçlar belirlenmeli, 3. Güçlü ve zayıf yönler incelenmeli, 4.
Öneriler geliştirilmeli, 5. Hedefler ve stratejiler tanımlanmalı, 6. Öncelikler ve sorumluluklar
belirlenmeli, 7. Gelişim yönlendirilmeli ve teşvik edilmeli ve 8. Geri besleme gözlemlenmelidir.
Planlama yapılmasının destinasyonlara birçok faydası olacaktır. Bu yararları şu şekilde sıralayabiliriz:
• Turizmin amaçları ve bu amaçların nasıl gerçekleştirileceğinin, yani turizm gelişiminin amaçları ve
politikalarının belirlenmesi
• Doğal ve kültürel kaynakların günümüz kullanımı için olduğu kadar gelecek için de korunmasını
sağlayacak şekilde bir turizmin gelişiminin sağlanması
• Ülkenin ya da bölgenin genel gelişim politikalarına turizmi entegre etmesi ve turizm ve diğer
ekonomik sektörler arasında bağlantı kurulmasını sağlaması
• Kamu ve özel sektörün turizm gelişimi üzerinde karar vermeleri için akılcı bir zemin sağlaması
• Turizm sektörünün birçok unsurunun eş güdümlü bir şekilde gelişimine olanak sağlaması, turist
çekiciliklerini, faaliyetlerini, tesislerini, hizmetlerini ve artan oranda bölümlenen ve çeşitlenen turizm
pazarlarının birbiri ile bütünleştirilmesi
• Olası turizm sorunlarını en aza indirirken faydaların topluma eşit dağılımı ile turizmin ekonomik,
çevresel ve sosyal faydalarını dengelemesi ve optimize etmesi
•Çekiciliklerin, tesislerin, hizmetlerin ve altyapının turizm gelişiminin boyutları, türü ve yeri
konusunda rehberlik edecek fiziksel bir yapı sağlaması
• Uygun turistik tesis tasarımları ve birbiri ile uyumlu ve birbirini destekleyen belirli turizm alanları
için hazırlanacak ayrıntılı planlar için standartlar oluşturması ve yol göstermesi
• Gerekli örgütsel ve kurumsal çalışma ortamını sağlayarak turizm gelişimi politikasının etkin
uygulanması ve turizm sektörünün sürekli yönetimi için temel yaratması.
• Turizm gelişiminde kamu ve özel sektör çabalarının ve yatırımlarının etkin eş güdümüne ortam
sağlaması
• Turizm gelişim sürecinin sürekli olarak kontrolü ve yapılacak işlerin istenilen şekilde gitmesini
sağlayacak zemini oluşturması
Destinasyon Planlamanın Önemi
Destinasyonlarda planlama yapılmasını gerektiren nedenleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
• Bölgede turizmin kontrolsüz gelişmesini önlemek
• Arazi kullanımını olumlu olarak geliştirmek
• Çevrede pozitif değişim yaratmak
• Toplumsal kültürde olumlu değişim yaratmak
• Bölgede taşıma kapasitesinin zorlanmasının önüne geçmek
• Aşırı turist sayısını sınırlandırmak
• Hizmet kalitesindeki düşüşü önlemek
Bir destinasyonun taşıma kapasitesi değişkendir. Gelişen teknoloji, nüfus artışı ya da azalışı, eğitim,
doğal afetler gibi pek çok faktör kapasitenin değişkenliğinde rol oynamaktadır. Bu faktörlerden nüfus
artışı, bir destinasyonun taşıma kapasitesini düşüren en şiddetli etken olarak bilinmektedir.Taşıma
kapasitesi genel olarak iki yönü ile ele alınmaktadır. Bunlardan birincisi biyolojik ve fiziksel bileşenler,
ikincisi ise davranışsal bileşenlerdir. Biyo-fiziksel bileşenler temel kaynaklardaki bütünlükle
ilişkilendirilmiştir. Bu bütünlük doğal ekosistem üzerindeki nesillerin geleceğe yönelik olarak bu
kaynakları işletim ve kullanımları ile ilgilidir. Davranışsal bileşenler ise insanların turizm etkinliklerine
katılma nedenlerini gösteren davranış biçimleri ve rekreasyonel deneyimlerin kalitesinin yansıması
olarak tarif edilmektedir.Bu iki bileşenin içerdiği dört farklı taşıma kapasitesi aşağıdaki gibi
tanımlanmaktadır:
• Fiziksel Taşıma Kapasitesi: Üst yapılar için gerekli olan uygun alan miktarı ve sınırlı kapasiteyi kapsar
( park alanları, konaklama işletmelerindeki yataklar vb.). Kapasite ölçüleri planlama ve yönetimin
kontrolü için kullanılabilir (Duyarlı bölgelerde araba parklarının kısıtlanması gibi).
Yıllık Fiziksel Kapasite: Bir yıl içinde sürekli gelenlerin toplam sayısı
Sürdürülebilir Fiziksel Kapasite: Herhangi bir bozulmaya uğramamış bir destinasyonda, belli bir
zamanda konaklayabilecek (ağırlanabilecek) maksimum turist sayısı
Yıllık Fiziksel Kapasite = Sürdürülebilir Fiziksel Kap. x Faaliyette Olduğu Dönem Süresi
• Biyolojik Taşıma Kapasitesi: Eko sistem içinde doğal tahribat olmadan dayanılabilecek düzey olarak
tarif edilir. Çevresel bir tahribat olduğunda veya kabul edilemeyecek düzeyde bir rahatsızlık verme
durumu söz konusu olduğunda bir yerin biyolojik kapasitesi aşılmış olur.
• Psikolojik Taşıma Kapasitesi: Turist deneyimlerinde (destinasyonda kaldıkları süre boyunca) önemli
ölçüde bozulma olduğu zaman bir yerin psikolojik kapasitesi aşılmış olur. İnsanların bir bölümü
kalabalık yerlerden hoşlansa da diğerleri kalabalıktan kaçabilir.
• Sosyal Taşıma Kapasitesi: Sosyal taşıma kapasitesi turizm planlaması ve sürdürülebilirlik gibi
toplumsal fikirlerden türemiştir. Yerel halkın turist davranışlarına ya da tam tersi turistlerin yerel
halkın tutum ve davranışlarına tahammül etme sınırı olarak tanımlanabilir.
Planlama yapılmayan bir destinasyonu bekleyen ve taşıma kapasitelerini zorlayan olumsuz etkileri
Mill (1990) beş temel grupta toplamıştır. Bunlar; fiziksel etkiler, insan üzerindeki etkiler, pazarlama ve
tanıtım konusundaki etkiler, örgütsel etkiler ve diğer etkiler olarak sıralanmaktadır.
Fiziksel Etkiler • Fiziksel çevrede tahribat ya da kalıcı değişimler • Tarihsel ve kültürel yapılar ve
kaynaklar üzerinde kalıcı hasar ya da değişiklikler • Çevre kirlenmesi • Trafik sorunları
İnsanlar Üzerindeki Etkiler • Yerel halkın hizmetlere ve turistik çekiciliklere ulaşamaması ya da çok az
yararlanabilmesi gibi nedenlerden dolayı turistlere karşı olumsuz tepki gösterilmesi • Yerel halkın
turistleri sevmemesi • Kültürel kimlik kaybı • Turizm sektöründe çalışanlarda eğitim eksikliği •
Turizmin destinasyona sağladığı katkıların önemsenmemesi
Pazarlama ve Tanıtım Konusundaki Etkiler • Turizmin pazarlanması ve gelişimi konularında birbirleri
ile uyumsuz yaklaşımların ortaya çıkması • İşletmeler arasında koordinasyon eksikliği • Turizmin
faydalarının yeterli bir şekilde tanımlanamaması • Yerel kamu otoritelerinin desteklenmemesi •
Toplumu ilgilendiren önemli konular, sorunlar ve fırsatlar ile ilgili doğru yaklaşımların
geliştirilememesi
Örgütsel Etkiler • Turizm gelişmesi ve pazarlaması konusunda birbirinden kopuk yaklaşımlar •
Bölgesel turizm işletmeleri arasında iş birliğinin eksikliği • Turizm endüstrisinin olanaklarının yetersiz
kalması • Bölgesel kamu kuruluşlarının yetersiz desteği • Turizmi ilgilendiren önemli sorunlar, konular
ve fırsatlariçin girişimlerin başarısız kalması
Diğer Etkiler • Yetersiz gelişme belirtileri • Çekiciliklerin ve faaliyetlerin eksikliği • Mevsimsellik
oranında artış ya da kalış sürelerinde azalma • Tesis ve hizmetlerin kalitesinde azalma • Seyahat
bilgilendirme hizmetlerinde zayıflama
Destinasyonlarda Planlamadan Sorumlu Paydaşlar
DESTİNASYONLARDA GELİŞİM PLANLARI HAZIRLAMA
Planlamanın genel ilkeleri kaynak değerlendirme, pazar analizi, gelişim stratejisi ve pazarlama planı
gibi farklı alanlarda gerçekleştirilmektedir.
Ulusal seviyedeki gelişim planları:
• Turizm politikası, • Temel turistik çekiciliklerin tanımlanması, turistik gelişme bölgelerinin
belirlenmesi, uluslararası ulaşım noktaları, tesisler ve hizmetler arasında ülke için ulaşım ağını
kapsayan fiziksel yapı planı, • Diğer temel altyapılar, • Konaklama ve diğer turistik tesislerin ve
hizmetlerin miktarı, türü ve kalitesi• Ülke içindeki turistik yollar ve bölgeler arasındaki bağlantılar, •
Turizmin örgütsel yapısı, yasaları ve teşvik politikaları, • Turizm pazarlama stratejileri ve tanıtım
programları, • Öğrenim ve eğitim programları, • Tesis geliştirme ve düzenleme standartları, • Sosyo-
kültürel, çevresel ve ekonomik düşünceler ve etki analizleri, • Gelişmenin aşamalara bölünmesi, kısa
dönemli gelişme stratejisi ve proje programlamasını da içeren ulusal düzeyde uygulama teknikleri
üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Bölgesel düzeydeki turizm gelişme planları aşağıdaki konular üzerinde yoğunlaşmaktadır:
• Bölgesel politika, • Bölgeye ulaşım ve bölge içinde tesisler ve hizmetler arasında ulaşım ağı, •
Turistik çekiciliklerin türü ve yeri, • Sayfiye alanları da dâhil olmak üzere turistik gelişme alanlarının
yeri, • Turistik konaklama ve diğer turistik tesisler ile hizmetlerin miktarı, türü ve yeri, • Bölgesel
düzeyde çevresel, sosyo-kültürel ve ekonomik düşünceler ve etki analizleri, • Bölgesel düzeyde eğitim
programları, • Pazarlama stratejileri ve tanıtım programları, • Örgütsel yapı, yasalar, düzenlemeler ve
yatırım teşvikleri, • Gelişmenin aşamalara bölünmesi, projelerin programlanması, bölgenin bölümlere
ayrılması gibi uygulama teknikleri.
Turizm Stratejisi Süreci
Destinasyonlarda turizm gelişim planının hazırlanma süreci çok aşamalı faaliyetlerden oluşmaktadır.
Bunlar aşağıdaki gibidir:
• Arz ve talep değerlendirmesine dayandırılarak gelişimin fırsatları ve kısıtlılıkları belirlenmelidir. •
Gelişim için kısa, orta ve uzun dönemde ihtiyaç duyulacak konular üzerinde düşünülerek amaç ve
hedefler tespit edilmelidir. • Belirtilmiş zaman dilimi içerisinde amaç ve hedeflere ulaşılabilecek
faaliyet adımları tanımlanmalıdır.
1. Aşama: Fırsatları ve Kısıtları Belirlemek
Fırsat ve kısıtların belirlenmesi aşaması dört aşamalı bir süreçtir
1. Destinasyonlardaki kaynaklar, turizm gelişim planında öncelikli olarak yer almaktadır.
2. Bu aşama destinasyonun kaynaklarının sahip olduğu özellik ve unsurlara göre beklenen turist
pazarını ve mevcut ziyaretçi gruplarını belirleme aşamasıdır.
3. Turizmde kaynak kullanımı konusunda potansiyel fırsatları ve gelişimi engelleyici kısıtlılıkları
belirlemek gereklidir.
4. Son aşama ise gelişim süreci noktasında sorun ve endişelerin listelenmesi olacaktır.
• Hedef pazarı direkt olarak etkileyecek konularla uyumlu bir şekilde ve en geniş ziyaretçi grubuna
etki edecek bir sıralama yapılmalıdır. • Etkilerin yararlarını kolaylıkla gösterebilecek ve üzerinde
düşünülebilecek konularla uyumlu bir sıralama yapılmalıdır
• Tüm gelişim sorunları listelenmelidir. • Turist profili iyi anlaşılmalıdır. • Turizm potansiyelini
geliştirmek için nelere ihtiyaç duyulduğu konusunda fikir sahibi olunmalıdır.
2. Aşama: Gelişim Amaçlarını ve Hedeflerini Belirlemek
Turizm gelişim stratejisi, mevcut durumla ve gelecekte nerede olunmak istendiği arasında bağlantı
kurmaktadır.
Turizm stratejik planlama süreci; politika, amaçlar, hedefler ve eylem planlarından oluşmaktadır.
Turizm Stratejik Planlama Süreci
POLİTİKA Yerel kaynak kullanımını teşvik ederken destinasyonda turizmin faydalarını maksimize
etmek.
AMAÇLAR Ziyaretçilere sunulan hizmetlerin standartlarını iyileştirmek. Diğer alanların ziyaret edilmesi
için turistleri teşvik etmek. Turizm sezonunu uzatmak.
HEDEFLER Müşteri hizmetleri eğitim programlarını 2 yıldan fazla %50 arttırmak. Destinasyondaki
başka alanlarına olan gezileri de 3 yıl içinde %20-30 arttırmak. Turist gezilerini ölü sezonda 2 yıldan
fazla %10 arttırmak.
EYLEM PLANLARI Var olan müşteri ilişkilerini fırsatlar doğrultusunda gözden geçirmek. Yerel
işletmelerle müşteri ilişkileri eğitimcileri arasındaki ilişkileri düzenlemek. müşteri ilişkileri eğitimi
toplantılarının %50’sini yerel işletmelerle düzenlemek.
İZLEME
Turizm Amaçları: Turizm politikalarına odaklanmayı sağlayacak genel açıklamaları sağlamaktadır.
Bunlar: • Turizmde potansiyel gelişimi artırmak ve problemleri azaltmak için bir takım yöntemleri
amaç ve istekler doğrultusunda açıklamak, • Sürekliliği sağlamak, • Gelecek gelişimlerin yönlerini
kısa, açık ve özlü bir şekilde ana hatlarıyla belirlemek, • Arkasından hedeflerin daha kesin bir şekilde
tespit edilmesini sağlamaktadır.
Turizm Hedefleri: Turizm hedefleri amaçlardan daha özeldir. Her bir amaç içerisinde birkaç hedef
bulunmaktadır. Hedefler, kaynak analizinde tanımlanmış turizm sorunlarını ele almakta ve turizm
amaçlarının başarılı olması anlamına gelmektedir. Hedefler, amaçların nasıl gerçekleştirileceğini
tanımlamakta ve amaçların detaylı açıklamalarını içermektedir.Ayrıca turizmde gelecekte elde
edilmesi amaçlanan başarıları eylemlerle kıyaslayarak kesin açıklamalar sağlamaktadır.
Aslında turizm gelişim hedefleri; • Ölçülebilir, • Belirtilen zaman dilimi içerisinde elde edilebilir, •
Herhangi birinin inceleyebileceği şekilde kısa, belirli ve açık, • Mantıksız olmayan gerçekçi çıktılar
sunmalıdır.
Turizm Eylem Adımları: Amaç ve hedeflerin nasıl sürdürülebileceği ile ilgili detaylı olarak kim, ne,
nerede ve nasıl sorularının yanıtlanmasını sağlamaktadır. Turizm eylemleri, eksiksiz olarak ne
yapılacağını, ne zaman yapılacağını ve kim tarafından yapılacağını açıklamaktadır. Büyük olasılıkla
eylem adımları her bir hedefle bağlantılı olacaktır. Buna bağlı olarak turizm eylem adımları;
• Tam olarak kim tarafından ne yapılacağını belirlemeli, • Amaçların belirsizliğinden kaçınacak şekilde
titizlikle yapılmalı, • Beklenen sonuçlar belirlenen zaman diliminde gerçekleşmeli, • Bireyler veya
gruplar görevlendirilmelidir.
3. Aşama: Eylem Planını Tasarlamak
ÜNİTE 3 -Destinasyon Pazarlama Örgütleri
Destinasyon Pazarlama Örgütleri

Dünya Turizm Örgütünün (UNWTO)


Destinasyon Pazarlama Örgütleri (DPÖ)
DESTİNASYON PAZARLAMA ÖRGÜTLERİNİN OLUŞUMU
Destinasyonların yönetilmesinde profesyonel örgütlenmelerin eksikliği o destinasyonda
uzun vadede aşağıdaki sorunları beraberinde getirebilir:
• Turizmin gelişmesi ve pazarlaması konusunda birbirinden kopuk yaklaşımlar,
• Bölgesel turizm işletmeleri arasında iş birliğinin eksikliği,
• Turizm endüstrisinin olanaklarının yetersiz kalması,
• Bölgesel kamu kuruluşlarının yetersiz desteği,
• Turizmi ilgilendiren önemli sorunlar, konular ve fırsatlar için girişimlerin başarısız
kalması.
Destinasyonların imajını,markasını ve konumunu yöneten,pazarlayan ve yönlendirenprofesyonel ve kuruluş şeklinegöre kâr amaçlı ya da kâr
amacı gütmeyen kuruluşlara“Destinasyon PazarlamaÖrgütleri (DPÖ)” adı verilmektedir.
DPÖ’lerin faaliyet alanlarına göre yapıları incelendiğinde karşımıza farklı kategorilerde
DPÖ’ler çıkmaktadır. Dünya Turizm Örgütü, DPÖ’leri genel anlamda yönetim şekli ve
boyutuna göre aşağıdaki kategorilerden birine dâhil etmektedirler.
• Ulusal anlamda destinasyon yönetiminden ve pazarlamasından sorumlu ulusal turizm
örgütleri ya da yönetimleri,
• Belirli bir coğrafi bölgenin turizminin yönetim ve pazarlamasından eyalet ya da
bölgesel bazda sorumlu olan örgütler,
• Kent, kasaba veya daha küçük coğrafi alanların turizm yönetiminden ve pazarlamasından
sorumlu kongre ve ziyaretçi büroları.
Kongre ve Ziyaretçi Büroları
Günümüzde sayıları 5000’i bulan DPÖ’ler önceleri sadece yerel turizm örgütlenmesi şeklindeydi.
Bu yerel turizm örgütleri şimdiki adlarıyla, kâr amacı gütmeyen bir destinasyon
yönetimi örgütü olarak bilinen kongre ve ziyaretçi büroları adını almaktadır.
Kongre ve Ziyaretçi Bürolarının (KZB) ilk örnekleri 1800’lü yılların sonunda iş ve toplantıların ekonomik değer
yaratan unsurlar hâline gelmesi sonucu ortaya çıkmıştır.KZB’lerin ilki 1895 yılında Amerika’nın Detroit şehrinde
kurulmuştur.
Kent ölçeğinde
ve genelde Belediye, Ticaret Odaları ve Vakıfların önderliğinde kurulan, kâr amacı gütmeyen
KZB’lerin üyeleri oteller, seyahat acentaları, kongre ve sergi salonlarıdır.
Bütçelerinin
büyük bölümü (%70-75) kamu kuruluşları tarafından sağlanmaktadır.
KZB’ler, günümüzde sadece toplantı turizmi amaçlı değil genel turizm amaçlı da pazarlama faaliyetlerini
sürdüren örgütlere dönüşmüştür.2010 yılına gelindiğinde, KZB’lerin dünyadaki ortalama yaşı yaklaşık 45
olmuştur.Yalnızca iş turizmi kapsamında gelenlere değil; tatil için gelenler de dahil olmak üzere tüm turistlere
hizmet veren KZB’ler diğer bir ifadeyle destinasyon pazarlama örgütlerinin görevini yerel bazda yapmaya çalışan
örgütler olarak da tanımlanabilir.

Türkiye’de ilk benzer oluşum,1997 yılında İstanbul’da kâr amacı gütmeyen bağımsız bir büro olarak kurulan
İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosudur. (İstanbul Convention & Visitors Bureau -ICVB). ICVB,
halen İstanbul’daki potansiyeli bir destinasyon olarak ortaya çıkarmak, işletmelerin ve kurumların toplantılarını
İstanbul’a getirmeleri konusunda yardımcı olmak amacıyla faaliyetlerini sürdürmektedir.Ülkemizde, İstanbul
Kongre ve Ziyaretçi Bürosu dışında, Türkiye’nin ikinci kongre bürosu Antalya Kongre Bürosudur. Son olarak
ise İzmir Kongre ve Ziyaretçi Tanıtım AŞ kurulmuştur.
Bölgesel Turizm Örgütleri (BTÖ)
Bölgesel turizm örgütleri, turizmin yönetim ve pazarlamasını belirli bir coğrafi sınırlar
içerisinde kalan bölgelerin çıkarları ve amaçları doğrultusunda yönetmeye çalışan örgütlerdir.
BTÖ’ler üyelik bazlı örgütlerdir.
Ulusal Turizm Örgütü (UTÖ)
Devlet tarafından kurulan ve ülke turizmini yönlendiren turizm örgütleri vardır. “Ulusal Turizm Örgütleri
(UTÖ)” adı verilen bu örgütler, Turizm Bakanlığına veya bakanlık ya da hükûmetin turizmden sorumlu
bölümüne bağlı olarak çalışırlar.
UTÖ’lerin genelde tanıtım ve pazarlamadan
sorumlu bir alt birimi bulunmaktadır. Bu alt birim DPÖ’lerdir. DPÖ’ler ulusal tanıtım
ve pazarlamadan sorumlu olmakta ve planlama, eğitim ve altyapı gibi diğer faaliyet alanlarına
da müdahil olmamaktadır.

Ulusal Turizm Yönetimi (UTY)


Ulusal Turizm Yönetimi (UTY), bağımsız idari otorite niteliğinde, kamu ve özel sektör
ortaklığı şeklinde yapılanmış bir örgütlenme biçimidir. Bu tür yapılanmalar daha çok gelişmiş
Batı Avrupa ülkelerinde bulunmaktadır.

UTY’lerin görev ve sorumlulukları arasında (Kotler vd., 1999, s.57);


• Ülke imajı oluşturulması konusunda mutlak otoriteye sahip olmak,
• Ülke (destinasyon) için marka değeri belirlemek, farkındalığı artırmak, sunulan
mal ve hizmetler hakkında kalite garantisi vermek suretiyle yeni tüketicileri cezbetmek,
• Enformasyon hizmetlerinde standardizasyona giderek enformasyon dağıtım kalitesini
yükseltmek, enformasyonun hedefe doğru şekilde ulaştırılmasını sağlamak,
• Turistik mal ve hizmetlerin sürekli yenilenmesi konusunda Bilgi Teknolojisi (IT)
destekli ürün yönetimine yatırım yapmak,
• Yeni ürün geliştirilmesi ve pazarlanmasında özel sektörle iş birliği yapılarak pazarlamaya
doğrudan ve daha aktif katılımda bulunmak,
• Kamu kaynağının kullanımına ilişkin gereken şeffaflığı sağlamaktır.
DPÖ’lerin Faaliyet Alanlarına ve Büyüklüklerine Göre Görev ve Sorumlulukları
DESTİNASYON PAZARLAMA ÖRGÜTLERİNİN YAPILARI
DPÖ organizasyon yapıları ülkelere göre değişiklik gösterebilmektedir. Bazı ülkelerde
destinasyon yönetimi tamamen kamuya bağlı iken (Türkiye ve İspanya gibi), bazı ülkelerde
ülke turizmi kamu ve özel kuruluşlarla bir arada yönetilmektedir (İtalya, İngiltere
gibi). Bazı ülkelerde ise, kamu ve özel kuruluşlar ülkeyi bölgesel ve yöresel olarak ayırarak
tek tek yönetmeyi üstlenmektedirler (ABD ve Kanada gibi). DPÖ’lerin bilinen örgüt
modellerinden biri tamamen devlet destekli, diğeri kamu - özel sektör ortaklığı ve bir
diğeri ise özel sektör ağırlıklı olmak üzere üç şekildedir.

Tamamen Devlet Destekli DPÖ Modeli

Bu modeli tercih eden ülkeler arasında, Almanya, İtalya, Portekiz ve Afrika kıtasındaki
ülkelerinin çoğu, bazı Güney Amerika ülkeleri, Estonya, Letonya ve Litvanya’nın yanı
sıra, Yeni Zelanda da sayılabilir. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütüne (OECD) göre,
devlet destekli turizmi haklı gösterecek çok sayıda unsur vardır. OECD’ye göre, DPÖ’lerin
tamamen özel sektöre bırakılması, çarpık altyapının, kısa vadeli stratejik planlamaların
ve yetersiz çevre düzenlemelerinin ortaya çıkması anlamına gelmektedir.

Kamu - Özel Sektör Ortaklığı Modeli (PPP Modeli)


Küreselleşme ve teknolojik gelişmelerin turizm endüstrisi üzerindeki etkilerine de vurgu yapılarak
sektörün “Yeni Bin Yıl”.

Kamu ve Özel Sektör İş birliği (KÖSİ) kavramı, genel olarak kamudaki sabit sermaye
(altyapı) yatırımlarının gerçekleştirilmesi, kamusal hizmetlerin sağlanması için kamu ve
özel sektör arasındaki iş birliği uygulamalarını ifade etmektedir.

Bu modeli benimseyen ülkeler arasında Batı Avrupa devletleri


(İngiltere, Fransa, Danimarka), Avustralya ve Kanada gibi turizm anlamında gelişmiş
ülkeler yer almaktadır.

Daha çok kamu ağırlıklı olsa da Almanya, İtalya ve Portekiz’de de


kamu-özel ortaklıklı DPÖ’ler faaliyet göstermektedir.

Özel Sektörün Öncü Olduğu DPÖ Modeli


DPÖ’lerin daha çok özel sektör tarafından yönlendirildiği bu modelde:
• Özgür pazar güçleri vardır.
• Destinasyon tutundurma girişimleri özel sektör öncülüğünde yapılmaktadır.
• Devlet koordinatör görevini üstlenmektedir.
• Gönüllü kalite güvence şemaları vardır,
• Turizm stratejilerinde devlet daha çok koordinatör rolündedir.
• Turizm vergisinin toplanması ve dağıtımında özel sektörün rolü vardır.
• Birçok turizm ürünü özel sektörün elindedir.

Bu modele uygun destinasyonlara örnek olarak, ABD, Japonya ve son dönemleriyle


Hollanda verilebilir.

DESTİNASYON PAZARLAMA ÖRGÜTLERİNİN


KARŞILAŞABİLECEKLERİ ZORLUKLAR

ÖRNEK DESTİNASYON PAZARLAMA ÖRGÜTLERİ ORGANİZASYON


YAPILARI

İspanya: Ülkenin ulusal turizm örgütü statüsündeki Turespana, bütçesini genel bütçeden almaktadır.
Portekiz: Özel sektörün turizm yönetiminde doğrudan bir rolü olmadığı bir diğer ülkede Portekiz’dir.
İtalya:Turizm Bakanlığının olmadığı İtalya’da turizm, hükûmet düzeyinde Verimli Aktiviteler
Bakanlığı (Ministero delle Attivita Produttive) tarafından temsil edilmektedir. İtalyan turizmi, merkezî hükûmet
düzeyinde dışişleri ve üretimden sorumlu bakanlıkların görev alanları içinde bulunmaktadır. Ancak Turizm
alanındaki bütün tedbirler iki bakanlık ile ulusal turizm örgütü ENIT tarafından iş birliği ve koordinasyon içinde
alınmaktadır.

İngiltere:İngiltere, turizm gelirleri bakımından ABD, İspanya, Fransa ve İtalya gibi ülkelerin ardından
dünyada ilk beş içinde yer almaktadır.
Türkiye:Türkiye’de destinasyon pazarlama ve tanıtım düzeyindeki çalışmalar Kültür ve Turizm
Bakanlığı tarafından yürütülmektedir.

ÜNİTE 4 - Destinasyon Pazarlaması


Pazarlama, kişilerin ve örgütlerin amaçlarına uygun bir şekilde değişimi sağlamak üzere
malların, hizmetlerin ve düşüncelerin yaratılmasını, fiyatlandırılmasını, dağıtımını ve satış
çabalarını planlama ve uygulama sürecidir. Bir turizm destinasyonu diğer destinasyonlara kıyasla içerdikleri
özellikler bakımındanbirbirine benzer ürünler sunmaktadır. Bu nedenle destinasyon pazarlamasında ürünün
kendisinden çok yaratacağı deneyim ve duygular üzerine yoğunlaşılması gerekmektedir.Başarılı bir destinasyon
pazarlaması için göz önünde bulundurulması gerekenler şu şekildedir:
• Doğru hizmet ve özellik karması oluşturulması,
• Hedef pazar için çekici bir imajın oluşturulması,
• Ürün ve hizmetlerin etkin ve ulaşılabilir şekilde sunulması,
• Destinasyon değeri ve imajı, potansiyel kullanıcıların destinasyonun belirgin
avantajlarının farkında olmasını sağlamak için etkin bir şekilde tutundurulması
gerekmektedir.
DESTİNASYON PAZARLAMA PLANI
Basit bir ifadeyle planlama, bir organizasyonun mevcut durumu belirlenerek, gelecekte
arzu edilen konuma gelmek ve bunu başarabilmek için gerekli olan metotların geliştirilme
sürecidir. Pazarlama planı; organizasyonun amaçlarının ve stratejik uygulamanın düşünülmeye başlanması ile
başlar. Turizm işletmeleri için pazarlama planı belirlenen hedef ve amaçlara ulaşmak için yapılması gerekenler ile ilgili iken
destinasyonlar için pazarlama planı destinasyonda faaliyet gösteren işletmelerin eş güdümleştirilmesi için pazarlama etkinliklerinin
planlanmasını ifade etmektedir.
Destinasyonlar için pazarlama planı hazırlanırken öncelikle ilgili pazar yapısı, pazarın
toplam büyüklüğü, mevcut talep durumu, pazarın büyüme potansiyeli, pazara giriş engeli
ve pazar yapısına ilişkin konularda ayrıntılı bilgiler elde edilmesi gerekir. Bu bilgilerin
yanında aşağıdaki soruların cevaplandırılması destinasyon pazarlama planının hazırlanmasında
önemli katkılar sağlayacak niteliktedir. Bu sorular (Odabaşı ve Oyman 2001):
• Destinasyonun müşterileri (turistler) kimlerdir? Nerededir?
• Neden destinasyona seyahat etmektedirler?
• Rakipler kimlerdir? Nerededir? Üstün ve zayıf noktaları nelerdir?
• Destinasyonun genel amacı nedir?
• Pazardaki fiyat değişmeleri nelerdir?
• Destinasyon çekiciliklerinin, hizmetlerinin ve deneyimlerinin turistlere sağladığı
yararlar nelerdir?
• Reklam ve tanıtım çalışmaları nelerdir? Hangi yaklaşım daha etkindir?
• Dağıtımda zayıf ve üstün yönler nelerdir?

You might also like