You are on page 1of 5

7.3.2.

Kazaya
Katkısı Olan Etmenleri Ayırma

İş kazasının nedenlerine yönelik araştırma gerçekleştirilmesi esnasında bazı derinlemesine analizler yapılması gerekmektedir. Öncelikli olarak görünür risk ve
tehlikelerin detaylı şekilde ortaya çıkarılmalıdır. Bu kapsamda kaza öncesi süreçte tekrar gözden geçirilmelidir. Kazaya neden olan unsur mevcut risk analizinde
belirtilip belirtilmediği sorgulanmalıdır. Eğer belirtilmediyse, durumun tesadüfi olarak gerçekleşen bir vaka olma olasılığı değerlendirilmelidir.

Kaza incelenmesi gerçekleştirilirken değinilmesi gereken hususlardan birisi de kazaya uğrayan kişi ve tanıkların güvenlik kurallarına uyup uymadığının analiz
edilmesidir. Bu kapsamda süreç içerisinde görev alan kişilerin olası güvenlik ihlallerine göz yumması durumu iş kazalarına en sık neden olan unsurlar arasında
yer almaktadır. Bu durumun akabinde işletmenin ergonomik açıdan durumu ve çevresel faktörler gözden geçirilmesi gerekecektir. Kazaya neden olan
tasarımsal bir hata olup olmadığına bakılarak iş-kişi uyumunun gözden kaçırılıp kaçırılmadığı görülecektir. Diğer taraftan, işletme tarafından alınan önlemler
kapsamında çalışan güvenlik sistemlerinin de kontrolü geriye dönük denetlenerek kazaya neden olan unsurun mevcut sistemin zaafiyeti nedeniyle olup
olmadığı görülecektir. Tüm süreçlerin denetlenmesi nedenlerin sorgulanması sürecinde, işveren açısından en önemli husus işyerinde güvenli çalışma
talimatlarının oluşturulmasıdır. İşveren mevcut güvenlik talimatlarına uyup/uyulmadığı konusunda gerekli tespitleri yaparak kazanın nedeninin insan odaklı
olup olmadığı hususunda net bilgiye ulaşacaktır.

Şekil– 3: Görünür Etmenlerin Belirlenmesi


Kazaya bazı görünmeyen etmenlerde neden olmaktadır. İşveren bu noktada çalışanların eğitimi ve çalışanın iş yapış biçimi gibi kişisel durumlar üzerine
odaklanmaktadır. Eğirim konusu burada önem kazanmaktadır. Mevcut kazanın analizi esnasında nedenin eğitim eksikliği olduğu konusu belirgin şekilde ortaya
çıkmayacaktır. Bu kaza analizinin derinlemesine incelenmesi hatta kişisel olarak tüm çalışanların kapsamlı şekilde taranması ile belirlenebilecektir. Diğer
taraftan, işverenin uyguladığı çalışma talimatlarının da yetersiz olması, iş kazalarının nedenlerinin incelenmesi sonucunda ulaşılacak soyut nedenler arasında
yer alacaktır.

İş kazalarına etki eden unsurlardan birisi de çevresel faktörlerin yoğunluk derecesidir. Kazaların büyük bir kısmı güvenliksiz davranışlardan meydana geldiği
gerçeği bilinmesine rağmen; kazaların geriye kalan büyük bir kısmı da çevsel faktörlerin (gürültü, hava koşulları, işletmenin konumu, vb.) çalışanlar üzerinde
bıraktığı olumsuz etkiler olarak görülmektedir. Çalışanın dikkatini etkileyen diğer unsurlar (Fazla mesai, stres vb.) ise kaza analizleri sonucunda kazaya neden
olan dolaylı etmenler arasında görülmektedir.

7.3.3. Düzeltici
Eylemler

İş kazalarının nedenlerine yönelik analiz çalışmaları sonucunda elde edilen bilgiler kapsamında işletmelerin kazaların tekrarlanmasını önlemek amacıyla plan
yapması gerekmektedir. Düzeltici eylemlere yönelik planlama yaparken iş kazaları neden/sonuç ilişkisini ele alan kuramlar işletmelere katkı sunmaktadır.
Bunlar; Heinrich’in Domino Kuramı, Çoklu neden kuramı, Sırf şansa bağlılık kuramı, Kazaya çanak tutulması kuramı, Enerjinin boşalması kuramı, İnsan
etmenleri kuramıdır.

Çoklu neden kuramı: Kaza incelemelesi gerçekleştirme sürecinde ince ayrıntıların önem arz ettiğini savunan kuramdır. Kazaya neden olan faktörler arasında
bağlantının tüm ince detaylarına kadar incelenmesi gerektiğini savunmaktadır.

Sırf Şansa bağlılık kuramı: Kazaların genel olarak şans eseri meydana geldiğini savunan kuramdır.

Kazaya çanak tutulması kuramı: Çalışanların kazaya neden olan ana unsur olarak görülmesi gerektiğini ifade eden kuramdır. Çalışanların dikkatsizliği ve
dalgınlığı üzerine kaza risklerinin arttığını ifade etmektedir. Ancak ortaya çıkan analizler süreç içerisinde sadece kazaların insan unsuruna bağlı olarak ortaya
çıkmadığını ispatlamıştır.

Enerjinin boşalması kuramı: Kazanın meydana gelmesini enerji boşalmasına anlayışına bağlamaktadır. Burada enerji boşalması ne kadar fazla olursa hasarın
o kadar artacağı görüşünü savunmaktadır. Burada enerji olarak ise, insan unsuru, makina unsuru veya çevresel faktöleri neden olarak göstermektedir. Yer
çekimi de, kaynaklar arasında sayılmaktadır. Bu kuram kazaları görünür nedenlere bağlamaktadır.

İnsan etmenleri kuramı: Kazaların, genel olarak insan hatasından meydana geldiğini belirtmektedir. Kusurlu davranışa yol açan etmenlerin ortadan
kaldırılması geretiğini ifade etmektedir. Kusurlu davranışa neden olan etmenleri ise 3 grup altında toplamaktadır. Bunlar; Aşırı yük, Uygun olmayan tepkime –
Tehlikelerin yanlış belirlenmesi, güvenliğe özen göstermeme, Uygun olmayan eylemler – Eğitimsiz bir şekilde iş yapılması. Riski değerlendirememe olarak ifade
edilmektedir.

7.4. İşverenin İş Kazalarını Bildirme Yükümlülüğü[MG1]

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 14’üncü maddesi, işverenin iş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde bildirme yükümlülüğü getirmektedir.
Diğer taraftan meslek hastalığı tespiti halinde ise, sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen süreden itibaren üç iş günü içinde
Sosyal Güvenlik Kurumuna durumu bildirmek yükümlülüğü vardır.

Mevcut 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu öncesinde bağlayıcılığı olan; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 77. Maddesine göre işveren iş kazalarını 2 gün içerisinde
Çalışma Bölge Müdürlüklerine, 3 iş günü içerisinden SGK’ ya bildirilmekle yükümlüydü. 2012 yılı sonrasında yürürlüğe sokulan 6331 sayılı Kanunun 14’üncü
maddesine kapsamında sadece SGK’ya bildirim yapılması yeterli olarak görülmektedir. Bu sayede uygulamada mükerrer bildirimlerin önüne geçilmesi
hedeflenmiştir. Üç günlük bildirim yükümlülüğü işverenin iş kazasını veya meslek hastalığını öğrenmesiyle başlar. İşyeri hekimi veya sağlık hizmeti sunucusu
tarafından işletmede meslek hastalığı ön tanısı koyılan kişinin dosyası Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk edilir.
İlgili bildirim günümüzde e-sigorta sistemi üzerinden online olarak da gerçekleştirilebilmektedir. İş kazaları meslek hastalıklarının bildirimi ülkemiz gibi kayıtdışı
çalışma oranının yüksek olduğu ülkelerde çalışan mağduriyetini önleme konusunda büyük önem arz etmektedir.

6331 sayılı Kanun’da mevzuatımıza bazı yenilikler kazandırmıştır. Bunların başında da iş kazaları ve meslek hastalıklarının işveren tarafından incelenmesi ve
kayıt altına alınması yükümlülüğüdür. Diğer taraftan da, iş kazalarının sadece ölüm ve yaralanma gibi ağır sonuçlara neden olan kazaların kayıt altına alınmasını
da engellemektedir. İşgücü kaybıyla gerçekleşen kazalar ve kazaya ramak kala olarak tanımlanan tüm kazalar kaza kayıt defterine işlenmesi gerekmektedir.
Ramak kala olay[MG2] , olarak tanımlanan ve zarara uğratma potansiyeli olan olayları da rapor altına almak yeni kanun sonrasında çalışma hayatında
uygulanmaya başlamıştır.

İşverenin kayıt işlemi ile ilgili temel sorumluluğu işyerinde meydana gelen iş kazası olarak değerlendirilebilecek tüm olayları kayıt altına almaktır. Sonrasında
ise, kazalar ile ilgili gerekli araştırmalar işyerindeki uzmanlar tarafından yürütülmesini sağlayarak iş kazalarını önleyici politikalar uygulamakla yükümlüdür.
Diğer taraftan, iş kazası olarak değerlendirilmeyen ve her hangi bir yaralanmaya veya zarara sebep olmayan olayları da işveren araştırmak ve rapor altına
almakla yükümlüdür.

7.5. İş Kazası Sonrasında Yapılacak Resmi İşlemler


İş kazası gerçekleştikten yapılacak işlemler sıralanmak istendiğinde ilk sıraya, kaza sonucu zarar gören kişinin hızlıca sağlık müdahalesinin yapılması
yazılacaktır. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu‘nun 76. maddesinde de belirtildiği üzere, işveren iş kazası geçiren veya meslek
hastalığı ön teşhisi konulan sigortalısına gerekli sağlık hizmetlerini sağlamakla yükümlüdür. İlgili maddenin tam haline baktığımızda açık şekilde işverenin asli
sorumluluğu görülecektir. MADDE 76- İşveren, iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan genel sağlık sigortalısına sağlık durumunun gerektirdiği sağlık
hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür.

Burada sağlık hizmeti sunucusuna ulaştırma kapsamı, kazanın gerçekleştiği işletmeye sağlık hizmetinin ulaştırılması olarak anlaşılmaması gerekir. İşveren,
kazaya uğrayan kişiyi sağlık hizmeti sunucuna ulaştırmaktan da sorumludur. Hastanede yapılan müdahale sonrası kaza kayıdının iş kazası olarak sisteme
girilmesi gerekmektedir. Bu işlemi kazaya uğrayan kişi veya refakat eden kişiler de takip edebilmektedir. Hastane, düzenlediği sağlık belgelerini 10 iş günü
içinde SGK’ya bildirmekle yükümlüdür.

SGK İş Kazası Bildirimi

İşveren, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 14. Maddesine göre iş kazasını üç işgünü içerisinde SGK’na bildirmekle yükümlüdür. MADDE 14 – (2)
İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur:

a) İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde.

Sağlık hizmeti sunucuları iş kazası ile ilgili bildirimleri yaptıkları zaman işletmeler eş zamanlı olarak e-bildirge sisteminde görelebilir. Diğer taraftan, sağlık
sunucularının 10 iş günü içinde bildirme yükümlülüğü nedeniyle işletmeler iş kazası bildirimi yapmak için hastane bildiriminin yapılmasını beklememesi
gerekmektedir. İşletmeler, üç iş günü içinde iş kazası bildirimi yapmadığı tespiti halinde idari para cezası ile karşılaşacaktır. Diğer taraftan işverenin, üç iş günü
içinde bildirim yapmadığı tespit edildiğinde, bildirim yapıldığı tarihe kadar SGK tarafından çalışana ödenen iş göremezlik ücreti de işverenden tahsil edilir. Bu
durum Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde belirtilmiştir.

İş kazasının bildirimi ve bildirim süresi;

MADDE 35 – (1) İş kazası, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının; (4) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıların iş kazası geçirmeleri
hâlinde, belirtilen sürelerde işverence bildirim yapılmaması durumunda, bildirimin Kuruma yapıldığı tarihe kadar sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği
Kurumca işverenden tahsil edilir.

Elektronik ortamda yapılan bildirimler sonrasında yazılı bildirime gerek olmamaktadır. İş kazası bildirimlerinde işveren ile çalışanlar arasında senkronizasyon
sorunları ortaya çıkmaktadır. Çalışanlar çoğu zaman kazaya uğradıktan sonra bireysel imkanlarıyla hastaneye gitmekte ve iş kazası bildirimi yapmaktadır. Bu
durumdan haberdar olmayan işveren de bu durum sonucunda idari para cezası ile karşı karşıya kalabilmektedir. İdari ceza almak istemeyen işverenlerin
çalışarını bu konuda bilgilendirmesi ve insan kaynakları yönetimini dikkatli yapması önerilmektedir.

Diğer taraftan iş kazası bildiriminde en fazla yapılan yanlışlardan birisi de, sadece iş göremezlik sonuçlanan iş kazalarının bildirilmesi gerektiği düşüncesidir. Bu
durum çoğu işverenin başını ağrıtmakta, idari para cezaları ile karşı karşıya bırakmaktadır. İşyerinde veya iş edimi gerçekleştirilirken çalışanı psikolojik veya
fizyolojik olarak etkileyen her türlü olumsuz olay sağlık

raporu olsun veya olmasın iş kazası olarak SGK’ya bildirilmelidir. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda işverenlerin en önemli sorumluluklarından birisi
olarak kazaların nedenlerini araştırmak ve diğer kazalar için önlem almak gösterilmektedir.

İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi

MADDE 14 – (1) İşveren;

a) Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler

İşverenlerin iş kazası kayıtlarını nasıl tutacağına dair bakanlık tarafından belirlenmiş herhangi bir şablon yayınlanmamıştır. Bu kapsamda, SGK kaza bildirim
sistemi referans alınabilecektir. Kaza kayıtlarının, kazanın oluşumu hakkında bilgi vermesi, kroki, fotoğraf ve görgü şahitlerinin ifadelerini içermesi
gerekmektedir. İş kazası kayıtlarını saklamak, ilerleyen yıllarda SGK’nın açabileceği rücu davaları için büyük önem taşıyabilecektir.
Örnek OLAY:
[MG1]
Faydalı Link: https://birim.ailevecalisma.gov.tr/media/6441/ulkeuygulamalari.pdf
[MG2]
Kazaya ramak kalaya örnek foto konulacak.

You might also like