Professional Documents
Culture Documents
1. Ticaret hukukunun uygulama alanını ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden
hangisi doğru değildir?
B) Türk Ticaret Kanununda ki hükümlerle, bir ticari işletmeyi ilgilendiren işlem ve fiillere ilişkin diğer
kanunlarda yazılı özel hükümler, ticari hükümlerdir
C) Türk Ticaret Kanunu ağırlıklı olarak "Ticari işletme esasını" kabul eden bir sistem benimsemiştir
D) Mahkeme, hakkında ticari bir hüküm bulunmayan ticari işlerde, ticari örf ve adete, bu da yoksa
genel hükümlere göre karar verir
E) Kanunda aksine bir hüküm yoksa, ticari örf ve adet olarak kabul edildiği belirlenmedikçe, teamül,
mahkemenin yargısına esas olamaz ve irade açıklamalarının yorumunda da teamüller dikkate
alınmaz
CEVAP : E
Kanunda aksine bir hüküm yoksa, ticari örf ve adet olarak kabul edildiği belirlenmedikçe, teamül,
mahkemenin yargısına esas olamaz. Ancak, irade açıklamalarının yorumunda teamüller de dikkate
alınır.
2. Ticari örf adetler ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru
değildir?
B) Ticari örf ve adet, tacirler hakkında onlar tarafından bilinmese bile uygulanır
C) Bir bölgeye veya bir ticaret dalına özgü ticari örf ve adetler genel olanlara üstün tutulur
D) İlgililer aynı bölgede değillerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmedikçe, ifa yerindeki ticari
örf ve adet uygulanır
CEVAP : A
Ticari örf ve adet, tacir sıfatını haiz bulunmayanlar hakkında ancak onlar tarafından bilindiği veya
bilinmesi gerektiği takdirde uygulanır.
3. Aşağıdaki seçeneklerde belirtilen durumların hangisi, ticari iş kapsamında değerlendirilemez?
A) Bir esnafın, bir anonim şirkete ait benzin istasyonundan benzin alması
D) Bir tacirin, evinde kullanmak amacıyla bir esnaftan ahşap masa alması
E) Ahmet'in, ticari işletmesinde ürettiği malları, kendi ticari işletmesinde kullanacak olan Mehmet'e
satması
CEVAP : D
-Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller
ticari işlerdendir.
-Hangi kanunda olursa olsun bir ticari işletmeyi ilgilendiren iş, işlem ve filler ticari iştir.
-Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm
bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır".Eğer arada bir sözleşme var ise o halde iş, her iki taraf
içinde ticari sayılır. Eğer arada sözleşmeye dayalı bir ilişki yok ise örneğin bir haksız fiil ya da sebepsiz
zenginleşme gibi durumlar söz konusu ise, bir taraf için ticari sayılan iş diğer taraf için ticari
olmayacaktır.
-Tüzel kişi tacirlerin istisnasız tüm işleri ticari iştir. Gerçek kişi tacir işlem yapıldığı sırada, işin ticari
olmadığını karşı tarafa açıkça söyler ise veya işin ticari sayılması durum gereği zaten elverişsiz ise, söz
konusu işi ticari saymak mümkün olmayacaktır.
-Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun
ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum
elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Çünkü tacir evinde kullanmak için masa almıştır ve tacir
bakımından bu iş ticari iş olmaya elverişli değildir. Ayrıca masayı satan esnaf için de işin ticari
sayılması mümkün değildir.
4. Aşağıdakilerden hangisi ticari iş kavramı ile ilgili olarak doğru bir ifade değildir?
D) Bir taraf için ticari olan her iş diğer taraf içinde ticari iş sayılır
E) Tüzel kişi tacirlerin her işi ticaridir ancak gerçek kişi tacirler, durum elverişsiz olduğunda veya karşı
tarafa açık bildirimde bulunduğunda ticari iş karinesini çürütebilirler
CEVAP : D
-Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan her iş değil, "sözleşmeler", Kanunda aksine hüküm
bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır. Eğer arada bir sözleşme var ise o halde iş, her iki taraf
içinde ticari sayılır. Eğer arada sözleşmeye dayalı bir ilişki yok ise örneğin bir haksız fiil ya da sebepsiz
zenginleşme gibi durumlar söz konusu ise, bir taraf için ticari sayılan iş diğer taraf için ticari
olmayacaktır.
5. Bir işin ticari iş sayılması sonucunda öngörülen çeşitli hükümler bakımından, aşağıdaki
seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
C) Ticari işlerde istisnai olarak faize faiz (bileşik faiz) işletilmesi mümkündür
D) Aksi kararlaştırılmadıysa, ticari işlerde müteselsil sorumluluk ve müteselsil kefalet söz konusudur
CEVAP : B
-Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir. Eğer faiz oranı belirlenmediyse o halde yasal faiz ile ilgili
hükümler, ilgili boşluğu dolduracaktır.
-Üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartı,
yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde
geçerlidir. Şu şartla ki, bu fıkra, sözleşenleri tacir olmayanlara uygulanmaz. Kanun, devrelerin üç
aydan az olmamasını ve her iki tarafın tacir olmasını da ayrıca şart koşmuştur.
-Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden veya belli bir vade yoksa ihtar
gününden itibaren işlemeye başlar.
6. Aşağıdaki seçeneklerde belirtilmiş olan olaylardan hangisi ile ilgili bir uyuşmazlık, Asliye ticaret
mahkemeleri veya ticari davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülmez?
A) Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri
B) Türk Medeni kanununda düzenlenen rehin karşılığı ödünç sözleşmelerinden doğan davalar
D) Bir ticari işletmeyi ilgilendiren havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan
davalar
CEVAP : C
-Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri
ticari davadır ve ticari davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür.
- Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve
şekil değiştirmesi hakkındaki hükümlerden doğan davalar
- Komisyon sözleşmesi (alım-satım), ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için
öngörülmüş bulunan ilgili hükümlerden doğan davalar
- Fikrî mülkiyet hukukuna dair (marka-patent vs.) ilgili hükümlerden doğan davalar
- Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin ilgili hükümlerden
doğan davalar
- Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin ilgili
hükümlerden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz
yargı işi sayılır. Bu sayılan davalar mutlak ticari davalardır
-Bir ticari işletmeyi ilgilendiren havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan
davalar da yarı mutlak ticari dava olarak isimlendirilir
-Satım, kira, hizmet, eser ve vekalet gibi sözleşmelerinden doğan davalar ticari dava değildir. Ancak
bu sözleşmeler her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili ise o zaman ticari bir dava söz konusu
olacaktır. Bu türlü davalara ise nispi ticari dava denilmektedir.
-Özel kanun hükümleri gereği, Kooperatifler kanununda düzenlenen hususlardan doğan davalar,
Finansal kiralama sözleşmesinden doğan davalar, ticari işletme rehni ile ilgili hususlardan doğan
davalar ile iflas ve konkordato davaları da mutlak ticari davalar olarak kabul edilmektedir
-Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye ticaret
mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Asliye
ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev
ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır
Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beşyüzbin Türk lirasını geçmeyen
ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır. Ayrıca konusu bir miktar para olan alacak veya
tazminata ilişkin ticari davalarda önce arabulucuya başvurma şartı getirilmiştir.
-Eğer "C" seçeneğindeki kira sözleşmesi, her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olsaydı o zaman ticari
dava sayılırdı.
7. Aşağıdakilerden hangisi ticari iş olmanın sonuçlarından biri değildir?
A) Ticari hükümler koyan kanunlarda öngörülen zamanaşımı süreleri, Kanunda aksine düzenleme
yoksa, sözleşme ile değiştirilebilir
B) İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer
bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse
müteselsilen sorumlu olurlar
C) Ticari işlerde , kefil ve kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği
ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez
D) Ticari borçlara kefalet hâlinde, hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de
aksine hüküm olmadıkça müteselsil kefalet söz konusu olur
CEVAP : A
- Ticari hükümler koyan kanunlarda öngörülen zamanaşımı süreleri, Kanunda aksine düzenleme
yoksa, sözleşme ile değiştirilemez.
8. Bir ticari işletmenin devir sözleşmesi ile ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer
sözleşmelerin şekli hakkında doğru ifade aşağıdaki seçeneklerin hangisinde verilmiştir?
D) Herhangi bir şekle tabi değildir ancak ticaret siciline tescil ve ilan edilmelidir
CEVAP : A
-Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı
yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir
-Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını,
ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını, şubeleri ve sürekli olarak işletmeye özgülenen
malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur
-Bir işletmenin ve malvarlığının devri Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. Ayrıca Türk Ticaret
Kanununda da ticari işletmenin devri ile ilgili düzenleme bulunmaktadır. Bir ticari işletme tüm
malvarlığı ile (maddi ve maddi olmayan unsurlar birlikte) bir bütün olarak devre konu olur.Hatta aktif
(işletmenin alacakları) ve pasifler de (işletmenin borçları) devrin dışında bırakılamaz. Ancak münferit
bir veya birkaç unsur devir sözleşmesinin kapsamı dışında bırakılabilir.
-Ticari işletmenin devri, alacaklılara ve iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ancak devrin ilan veya ihbarı ile
hüküm ifade eder. Devri alacaklılara bildirme yükümü devralana aittir. Devralan bilmediği borçlardan
da sorumludur
-Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak
yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir. Tescil kurucu niteliktedir ve devir tescil edildiği an hüküm
ifade eder.
-Kanun, devirden önceki borçlardan devralanla birlikte devreden kişiyi de 2 yıl daha müteselsil olarak
sorumlu tutmaktadır
A) Bir ticari işletmeyi kısmen de olsa işleten gerçek kişiler ile ve işletmeleri veli ve vasiler aracılığıyla
işletilen küçükler ve kısıtlılar
B) Ticaret şirketleri
C) Donatma iştiraki
E) İşletmesini açtığını duyurmuş veya tescil etmiş olmakla beraber henüz işletmeye başlamamış kişi
CEVAP : D
-Tacir sıfatının nasıl kazanıldığını anlamak için, öncelikle tacirlerin üç ayrı sınıfta toplandığını bilmek
gerekir. Bunlar; Gerçek kişi tacirler, tüzel kişi tacirler (Şirketler, dernek ve vakıflar, kamu iktisadi
teşekkülleri) ve donatma iştirakidir
-Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla,
kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya
resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten
kişi de tacir sayılır. Ancak hukuki, cezai ve disipline ilişkin sorumluluk saklıdır
-İşletmesini açtığını duyurmuş veya tescil etmiş olmakla beraber henüz işletmeye başlamamış kişi de
tacir sayılmaktadır.
-Küçük ve kısıtlılara ait ticari işletmeyi bunların adına işleten yasal temsilci, tacir sayılmaz. Tacir sıfatı,
temsil edilene aittir. Ancak, yasal temsilci ceza hükümlerinin uygulanması yönünden tacir gibi
sorumlu olur
-Ticaret şirketlerinde ortaklar değil, şirketin kendisi ticaret siciline tescil edilmekle tacir sıfatına sahip
olur.
10. Aşağıdaki seçeneklerde verilenlerden hangisi, tüzel kişi tacir sınıfında yer alan kuruluşlardan biri
değildir?
A) Donatma iştiraki
B) Anonim şirket
C) Kollektif şirket
E) DHMİ
CEVAP : A
1. Ticaret şirketleri: Ticaret Kanununda kollektif, komandit, limited, anonim ve kooperatif şirket
olarak sayılmış ticaret şirketleri usulüne uygun olarak tescil edilip, tüzel kişilik kazandıkları anda yasa
gereği tacir sıfatını kazanırlar
2. Amaçlarına varmak için ticari bir işletme işleten dernekler ve vakıflar: Dernek kamu yararına
olmamak ve bir ticari işletme işletmek kaydıyla tacir sayılırlar. Vakıflar ise, gelirinin yarısından fazlasını
kamu görevi niteliğindeki işlere harcamamak ve bir ticari işletme işletmek kaydıyla tacir sayılırlar
3. İktisadi Devlet Teşekkülleri: Kendi kuruluş kanunları uyarınca özel hukuk kuralları dairesinde
yönetilmek veya ticari bir şekilde işletilmek üzere kamu tüzel kişiler tarafından kurulan teşekkül ve
müesseselerdir. Bu müesseseler devlet, il, belediye ve köy gibi kamu tüzel kişilerinin kurdukları tüzel
kişilerdir. Dikkat edilmesi gereken husus, bu müesseseleri kuran kamu tüzel kişilerinin değil, kurulan
teşekkülün tacir sıfatına haiz olmasıdır
-Tacir sıfatı; ticareti terk etme, faaliyetini tatil etme, esnaf işletmesine dönme ya da işletmenin devri
gibi sebeplerle sona erebilir. Ancak gerçek kişi tacirler ticareti terk etse bile bir yıl daha iflas yoluyla
takip edilebilir
-Donatma iştiraki bir ortaklık yani şirket türüdür. Birden fazla kişinin müşterek mülkiyet halinde bir
gemiyi, hepsi nam ve hesabına deniz ticaretinde kullanmaları için aralarında sözleşme yaptıkları bir
iştiraktir. Tüzel kişiliği yoktur ancak tacir hakkındaki hükümler aynen uygulanır.
11. Ticari işletmelerin merkezi ve şubeleri ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilmiş olan
bilgilerden hangisi doğrudur?
D) Merkezi yurt dışında bulunan şubelerin başına tam yetkili bir ticari temsilci atanmalıdır
CEVAP : D
-Her ticari işletmenin bir merkezi bulunmalıdır ancak şubesinin bulunması şart değildir
-Her tacir, ticari işletmenin açıldığı günden itibaren on beş gün içinde belli hususları, işletme
merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirmekle yükümlüdür. Ticari işletmenin
merkezi, işletmenin idari, hukuki ve ticari faaliyetlerinin toplandığı ve yürütüldüğü yeri ifade eder.
Türk Ticaret Kanununda merkez ve şubenin tanımına yer verilmemiştir ancak, 5174 sayılı Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu" ile ayrıca Ticaret Sicil Yönetmeliğinde
(Md. 118) şubenin benzer tanımlamlarıı yapılmıştır
-Şubelerin ayrı bir sermayesi, ayrı bir muhasebesi olabilir veya olmayabilir. İşletmenin devri şubeyi de
kapsar. Şubeyle ilgili davalar şubenin veya merkezin bulunduğu yer mahkemesine açılabilir ancak iflas
davaları mutlaka merkezin bulunduğu yer mahkemesine açılmalıdır
- Şubeler kendi merkezlerinin ticaret unvanını, şube olduklarını belirterek kullanmak zorundadır.
Bulundukları yerin ticaret odalarına kayıt olurlar ve şubelerin tüzel kişilikleri yoktur.
-Merkezi yabancı ülkedeki şubeler de yerli şubeler gibi tescil edilirler ve şubenin başına tam yetkili bir
ticari temsilci atanması zorunludur.
12. Türk Ticaret Kanununun, tacir sıfatına sahip olanlar bakımından öngördüğü sonuçlar ile ilgili
olarak aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
D) Ticari işletmesiyle ilgili her hususu ticaret siciline tescil etmek zorundadırlar
CEVAP : E
-Tacirler, sadece ticari borçları değil, her türlü borcu için iflasa tabidir. Tacirler ticari işletmesini ticaret
siciline tescil ettirmek durumundadırlar. Bunun dışında hangi hususların tescil veya hem tescil hem de
ilan edileceği kanunun ilgili maddelerinde belirtilmiştir. Tacir işletmesiyle ilgili her hususu değil,
kanunda öngörülen hususları tescil ve ilan etmelidir. Tacirler, kanun hükümlerince gerekli ticari
defterleri tutmakla da yükümlüdür. Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş
adamı gibi hareket etmesi gerekir. Basiretli iş adamı demek, tedbirli ve aynı durumdaki her tacir gibi
davranma yükümlülüğü demektir.
-Ayrıca ticari iş karinesinden yararlanmak, ticaret odasına kaydolmak, kararlaştırılmasa bile ücret ve
verdiği avanslar için faiz istemek, yüksek ücret ve ceza koşulunun indirilmesini isteyememek,
bilmeseler bile ticari örf ve adetlerin kendileri hakkında uygulanması ile fatura ve teyit mektubu
düzenlemek, tacir sıfatının diğer sonuçlarına örnektir.
-Tacirler, kanuna uygun bir ticaret unvanı seçmek durumundadırlar. Gerek ticaret unvanı, gerekse
işletme adı tescil edilmek kaydıyla sahibine tekel hakkı verir ve tüm Türkiye'de koruma sağlar.
13. Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye
ilişkin ihbarlar veya ihtarların, ispat edilebilmesi bakımından belli şekillere uygun surette yapılması
gerekmektedir. Aşağıdakilerden hangisi, kanunun bu anlamda öngördüğü şekillerden biri değildir?
A) Telgraf ile
B) Noter aracılığıyla
C) Fax
E) Taahhütlü mektupla
CEVAP : C
-Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin
ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza
kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır. Bu husus, her iki tarafın tacir olduğu durumlar
için öngörülmüştür ve tacir sıfatına sahip olmanın sonuçlarından bir diğeridir.
-Bu üç durumda yapılacak ihbar ve ihtarlar, eğer kanunun öngördüğü şekillerden biri ile yapılmazsa
ispat aracı olarak kullanılamayacaktır (ispat şekli).
14. Aşağıdaki seçeneklerde verilenlerden hangisi, tacir sıfatına sahip olmanın meydana getirdiği
sonuçlar arasında yer almamaktadır?
D) Vergi vermek
CEVAP : D
-Ticari iş karinesi gereği, bir tacirin işlerinin veya borçlarının ticari olması asıldır
-Tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir,
kararlaştırılmasa bile uygun bir ücret isteyebilir. Ayrıca tacir, verdiği avanslar ve yaptığı giderler için,
ödeme tarihinden itibaren faize hak kazanır
-Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan
tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada
gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği
hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Telefonla, telgrafla, herhangi bir
iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle
yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün
içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara
uygun olduğunu kabul etmiş sayılır
-Ayrıca ticari satış ve mal değişimi ile ilgili olarak; Kısım kısım yapılan satışlar, alacaklının temerrüdü ve
ayıpla ilgili süreler hakkında (açıkça belli ayıplar 2 gün, belli olmayanlar ise 8 gün içinde ihbar
edilmelidir) özel hükümler mevcuttur. Yine her iki taraf tacir ise defterlerin lehte kanıt olabilmesi,
bileşik faiz işletebilmesi ve hapis hakkında kolaylık gibi sonuçların da olduğu unutulmamalıdır
-Tacirler elbette vergi verirler ancak, vergi ödemek tacir sıfatının sonuçları arasında sayılmamıştır.
15. Ticari satış ve mal değişimi ile ilgili olarak aşağıda ki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi
doğru değildir?
A) Sözleşmenin niteliğine, tarafların amacına ve malın cinsine göre, satış sözleşmesinin kısım kısım
yerine getirilmesi mümkün ise veya bu şartların bulunmamasına rağmen alıcı, çekince ileri
sürmeksizin kısmi teslimi kabul etmişse; sözleşmenin bir kısmının yerine getirilmemesi durumunda
alıcı haklarını sadece teslim edilmemiş olan kısım hakkında kullanabilir
B) Teslim edilmeyen kısım dolayısıyla sözleşmeden beklenen yararın elde edilmesi veya izlenen
amaca ulaşılması imkânı ortadan kalkıyor veya zayıflıyorsa ya da durumdan ve şartlardan,
sözleşmenin kalan kısmının tam veya gereği gibi yerine getirilemeyeceği anlaşılıyorsa alıcı sözleşmeyi
feshedebilir
C) Alıcı mütemerrit olduğu takdirde satıcı, malın satışına izin verilmesini mahkemeden isteyebilir.
Mahkeme, satışın açık artırma yoluyla veya bu işle yetkilendirilen bir kişi aracılığıyla yapılmasına karar
verir. Satıcı isterse satış için yetkilendirilen kişi, satışa çıkarılacak malın niteliklerini bir uzmana tespit
ettirir. Satış giderleri satış bedelinden çıkarıldıktan sonra artan para, satıcının takas hakkı saklı kalmak
şartıyla, satıcı tarafından alıcı adına bir bankaya ve banka bulunmadığı takdirde notere bırakılır ve
durum hemen alıcıya ihbar edilir
D) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı üç gün içinde durumu satıcıya ihbar
etmelidir
E) Ayıp açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya
incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için
durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür
CEVAP : D
Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı "iki gün" içinde durumu satıcıya ihbar
etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya
incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için
durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.
16. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre ticari işletmenin devriyle ilgili,
II. Devir sözleşmesinin, aksi öngörülmedikçe işletmenin alacaklarını içermediği kabul olunur
III. Ticari işletme, içerdiği mal varlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı
yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün halinde devredilebilir.
A) Yalnız I
B) I ve II
C) Yalnız III
D) II ve III
E) I, II ve III
CEVAP : C
Devir sözleşmesi yazılı şekle tabidir. İşletmenin aktif ve pasifleri ayrılmaz ve bir bütün halinde
devrolur.
17. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre, aşağıdakilerden hangisi “ticari iş” niteliğinde değildir?
A) Bir öğrencinin bir anonim şirkete ait ticari işletmeden eşya satın alması
D) Bir ticari işletmeye ait malların bir tacir tarafından ticari işletmesinde kullanılmak üzere kiralanması
E) Bir esnafa ait nakliye firmasının bir gerçek kişi tacirin oturmak için kiraladığı eve eşya taşıması
CEVAP : E
- Bir esnaf işletmesi ile ilgili işler esnaf bakımından ticari iş niteliğinde sayılamaz. Ancak karşı taraftaki
tacir için ticari nitelikte bir iş söz konusu olsa idi, arada sözleşme olduğu için iş esnaf içinde ticari iş
sayılabilirdi. Fakat gerçek kişi tacirler için durum ticari olmaya elverişli değilse veya ticari maksat
taşımadığını açıkça söylerse tacir bakımından da iş ticari olarak nitelendirilemez. Oturmak için
kiralanan eve eşya taşınması tacir bakımından ticari bir iş değildir.
18. Aşağıdakilerden hangisi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa uygun bir ticaret unvanı değildir?
B) İnşaat A.Ş.
CEVAP : D
Anonim ve limited şirketlerde şirket konusunun unvanda yer alması zorunludur. Bu şirketlerde eğer
ek olarak isim veya soyadı konulursa şirket ibaresi kısaltılmadan yazılmalıdır.
19. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre, haksız rekabet dolayısıyla ekonomik çıkarları zarar
gören müşteriler aşağıdakilerden hangisini talep edemez?
CEVAP : C
-Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik
menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; Aşağıdaki davaları
açabilir.
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması, haksız rekabet yanlış veya
yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesi ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise,
haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhası
A) Esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşıp aşmadığının bir önemi yoktur
B) Ticari işletmenin elde etmeyi hedeflediği gelir hayır amaçlı işlere harcanabilir
CEVAP : B
-Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan
faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi
arasındaki gelir sınırı, Cumhurbaşkanının alacağı kararla belirlenir. Şubeler ticari işletme değildirler ve
iç ilişkide merkeze bağlıdırlar.
Kanun, gelir sağlamayı şart koşmamış, sadece bunun hedeflenmesini yeterli bulmuştur. Gelir
sağlamayı hedefledikten sonra gelirin hangi amaçla kullanıldığının bir önemi yoktur. Ticari
işletmelerin kar elde edememiş olması,onu ticari işletme olmaktan çıkarmaz.
21. Cari hesap sözleşmesi ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru
değildir?
A) Cari hesap sözleşmesinin ticari iş olarak kabul edilmesi için, her iki tarafın da tacir olması gerekmez
B) Cari hesap sözleşmesinde bileşik faiz işletilmesi için, her iki tarafında tacir olması gerekir
D) Sözleşmeden önce doğmuş alacakların cari hesaba kaydedilmesi kural olarak yenileme sayılır
CEVAP : D
-İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı
istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın
kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesidir.
Belirli veya belirsiz süreli olabilir.
-Cari hesap sözleşmesi, Türk Ticaret Kanununda düzenlendiğinden dolayı mutlak ticari iş
kapsamındadır ve tarafların tacir olup olmamasının bir önemi yoktur
-Cari hesap sözleşmesinin yapılmasından önce doğmuş bulunan bir alacak, tarafların onayıyla cari
hesaba kaydedilirse, aksi kararlaştırılmamışsa bu alacak yenilenmiş olmaz
-Cari hesap sözleşmeleri ile her iki taraf için ticari iş niteliğindeki ödünç sözleşmelerinde faizi
anaparaya ekleyerek faize faiz yürütmek mümkündür.
22. Aşağıdaki seçeneklerde verilen hukuki işlemlerden hangisi, tacir tarafından özel olarak
yetkilendirilmese bile ticari mümessilin (ticari temsilci) yapabileceği işlemlerden biridir?
CEVAP : A
-Ticari mümessil, bir ticari işletmenin işlerini idare etmek, taciri temsil etmek ve tacir adına imza
atmak üzere atanan kişidir.Ticari işletmenin gayesine dahil her türlü hukuki tasarrufu işletme sahibi
olan tacir adına yapabilir. Diğer bir ifade ile ticari mümessil, işletmenin amacına ulaşabilmesi için
faaliyet konusuna giren her türlü işlemi yapabilir
1- Özel yetkiye gerek kalmayan işlemler : kambiyo taahhüdünde bulunma (poliçe, çek ve bono
imzalamak), kredi (borç) alıp verme, her türlü kiralama ve şerh işlemleri, gayrimenkul alımı (dikkat
satım değil), şube açma, merkezi değiştirme, ticari vekil atama, hammadde satın alma, üretilen
malları satma, fiyat belirleme, tacir adına kefalet verme, hizmet sözleşmesi yapma, davalarda temsil,
sulh, ibra, yemin, tahkim, feragat, kabul, ret ve icra takibi işlemleri
2- Ancak özel yetki alarak yapabileceği işler : İşletmenin devri, İşletmenin rehni, faaliyet konusuna
girmedikçe taşınmaz devri ve ayni hakla sınırlama, ortak kabul etme ve çıkarma, unvanı değiştirme,
iflas ve konkordato kararları, ticari mümessil atama, birleşme, bölünme, tür değişikliği ve fesih
kararları
23. Türk Ticaret Kanununun ilgili maddeleri çerçevesinde, ticaret siciline tescil ile ilgili olarak,
aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
C) İlgili herkes ticaret sicilinin içeriğini ve müdürlükte saklanan tüm senet ve belgeleri inceleyebilir
D) Ticaret siciline tescil edilen hususların etki alanı sicil çevresi iken, ilan edilen hususular ise tüm
Türkiye’de etkilidir
E) Üçüncü kişilerin, kendilerine karşı sonuç doğurmaya başlayan sicil kayıtlarını bilmediklerine ilişkin
iddiaları dinlenmez
CEVAP : E
-Sicili müdürü, ancak mevzuatın ilgili maddelerinde tescil edilmesi gerektiği belirtilen hususları tescil
edebilir.
-Tescil edilen konular, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça ilan edilir.
-Bir konu ister sadece tescil, isterse tescil ve ilan edilmiş olsun, etki alanı tüm Türkiye’dir
-Açıklık yani aleniyet ilkesi gereği, ilgili olup olmadıklarına bakılmaksızın herkes ticaret sicilinin
içeriğini inceleyebileceği için, üçüncü kişilerin kendilerine karşı sonuç doğurmaya başlayan sicil
kayıtlarını bilmediklerine ilişkin iddiaları dinlenmez
I. Simsar ile ilgili 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir
II. Acentelik sözleşmesinden doğan talep hakları beş yıllık zaman aşımı süresine tabidir
III. Cari hesabın tasfiyesine ilişkin davalar beş yıllık zaman aşımı süresine tabidir
IV. Haksız rekabette men davalarından zaman aşımı süresi beş yıldır
A) I ve II
B) II ve III
CEVAP : B
-Acentelik sözleşmesinden doğan talep hakları, denkleştirme tazminatı hariç ( bir yıl) beş yıllık zaman
aşımı süresine tabidir
-Cari hesabın tasfiyesine ilişkin davalar beş yıllık zaman aşımı süresine tabidir
-Haksız rekabette men (saldırının durdurulması) davalarından zaman aşımı süresi işlemez
25. Aşağıdakilerden hangisinin ticaret siciline tescili, tescilin olumlu etkisini haiz değildir?
CEVAP : D
- Ticaret Bakanlığı tarafından il merkezindeki ticaret ve sanayi odaları ile ticaret odalarında faaliyet
gösterecek şekilde ticaret sicili müdürlükleri kurulur. Bakanlık il merkezleri dışındaki odalarda ticaret
sicili müdürlükleri kurabileceği gibi müdürlüklere bağlı şubeler de kurabilir
-Ticaret sicili, Bakanlığın gözetim ve denetiminde ticaret sicili müdürlükleri ve şubeleri tarafından
tutulur (elektronik ortamda da tutulabilir)
-Ticaret sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet ve ilgili oda müteselsilen sorumludur
-Ticaret sicili, ticaret sicili müdürü tarafından yönetilir. Ticaret sicili müdürü, yönetmelikte belirlenen
nitelikleri haiz kişiler arasından odanın teklifi üzerine veya Ticaret Bakanlığının uyarısına rağmen otuz
gün içerisinde teklif edilmemesi halinde resen Ticaret Bakanlığınca atanır ve aynı usulle görevden
alınabilir. Aynı usulle ticaret sicili müdürlüğünün iş hacmine göre, yeteri kadar müdür yardımcısı
görevlendirilir.
-Tescil edilen konular, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça ilan edilir. Buradan da anlaşıldığı
üzere, tescil edilen her konunun, ilan edilme zorunluluğu bulunmamaktadır
-Bir konu ister sadece tescil, isterse tescil ve ilan edilmiş olsun, etki alanı tüm Türkiye’dir
-Açıklık yani aleniyet ilkesi gereği, ilgili olup olmadıklarına bakılmaksızın herkes ticaret sicilinin
içeriğini inceleyebileceği için, üçüncü kişilerin kendilerine karşı sonuç doğurmaya başlayan sicil
kayıtlarını bilmediklerine ilişkin iddiaları dinlenmez (tacir bakımından olumlu etki).
-Anonim şirketlerde temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler
de şirketi bağlar; meğerki, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya
durumun gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilsin. "Şirket esas sözleşmesinin ilan
edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından, tek başına yeterli delil değildir." (ultra vires ilkesi sadece
temsilciye rücu edebilme bakımından önem taşır)
26. Ticaret sicili ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
A) Bir konu, tescil edildiği anda hukuki sonuçlarını doğuruyor ise sicilin "açıklayıcı-bildirici" etkisi söz
konusudur
C) İlgililerin talebi üzerine üç aylık bir süre için geçici tescil kaydı yapılması mümkündür
D) Sicili müdürünün kararlarına karşı 8 gün içinde asliye ticaret mahkemesine itiraz edilebilir
E) Tescili zorunlu olduğu halde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilanı zorunlu iken ilan olunmamış
bir husus, ancak bunu bildikleri veya bilmeleri gerektiği ispat edildiği takdirde, üçüncü kişilere karşı
ileri sürülebilir
CEVAP : A
-Sicil müdürünün ret kararı vermesi halinde 8 gün içinde ticari davalara bakmakla görevli asliye
ticaret mahkemesine itiraz edilebilir. Mahkemenin vereceği karara karşı ise 2 hafta içinde bölge
mahkemesine ve bölge mahkemesi kararlarına karşı 2 hafta içinde Yargıtay'da temyiz yolu açıktır.
- Tescili zorunlu olduğu halde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilanı zorunlu iken ilan olunmamış
bir husus, ancak bunu bildikleri veya bilmeleri gerektiği ispat edildiği takdirde, üçüncü kişilere karşı
ileri sürülebilir (tacir bakımından olumsuz etki)
-Tescil, yeni bir hukuki durumun doğmasına sebep oluyorsa, bir hususu tescil anında doğuyorsa,
kurucu yani yaratıcı etkiden bahsedebiliriz (rehin, devir ve şirket kuruluşlarının tescili gibi). Ancak
tescil, daha önce hüküm ifade eden yani zaten var olan bir hukuki duruma ilişkin ise açıklayıcı yani
bildirici etkiye sahiptir (ticari işletmenin tescili, gerçek kişinin tacir sıfatını kazanması, temsilci
atanması ve azledilmesi, ticaret unvanının tescili, şubenin kurulması gibi). Tescil, kural olarak
açıklayıcı etkiye sahiptir.
27. Aşağıdaki seçeneklerde verilmiş unvanlardan hangisi, Türk Ticaret Kanununda öngörülmüş
unvan şekline ilişkin hükümlere aykırıdır?
CEVAP : D
-Gerçek kişi olan tacirin ticaret unvanı, kanuna uygun olarak yapabileceği ekler ile kısaltılmadan
yazılacak adı ve soyadından oluşur.
-Kollektif şirketin ticaret unvanı, bütün ortakların veya ortaklardan en az birinin adı ve soyadıyla
şirketi ve türünü gösterecek bir ibareyi içerir
-Adi veya sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin ticaret unvanı, komandite (sınırsız
sorumlu) ortaklardan en az birinin adı ve soyadıyla şirketi ve türünü gösterecek bir ibareyi içerir. Bu
şirketlerin ticaret unvanlarında komanditer (sınırlı sorumlu) ortakların adları ve soyadları veya ticaret
unvanları bulunamaz. Eğer komanditer ortağın adı unvanda yer alırsa, o ortak komandite ortak gibi
sorumlu olur
-Ticari işletmeye sahip olan dernek, vakıf ve diğer tüzel kişilerin ticaret unvanları, adlarıdır. Zorunlu
veya isteğe bağlı ek kullanamazlar. Donatma iştirakinin ticaret unvanı, ortak donatanlardan en az
birinin adı ve soyadını veya deniz ticaretinde kullanılan geminin adını içerir. Soyadları ve gemi adı
kısaltılamaz. Ticaret unvanında ayrıca donatma iştirakini gösterecek bir ibare de bulunur
-Anonim, limited ve kooperatif şirketler, işletme konusu gösterilmek ve kanundaki diğer şartları
taşımak şartıyla, ticaret unvanlarını serbestçe seçebilirler. Ticaret unvanlarında, "anonim şirket",
"limited şirket" ve "kooperatif" kelimelerinin bulunması şarttır. Bu şirketlerin ticaret unvanında,
gerçek bir kişinin adı veya soyadı yer aldığı takdirde, şirket türünü gösteren ibareler, baş harflerle
veya başka bir şekilde kısaltma yapılarak yazılamaz.
28. İşletme adı ile ilgili olarak aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
A) Tacirler de esnaflarda kullanabilir, seçmek zorunlu değildir ancak seçildiyse tescil edilmelidir
B) Tescil edilir ise tekel hakkı verir, aksi halde korunması mümkün değildir
C) İşletme adının seçiminde serbestlik ilkesi vardır ancak kamu düzenine, ahlaka aykırı olamaz ve
başkalarının isimlerine saldırı niteliği taşıyamaz
E) Kardeşler Lokantası, Huzur Oteli ve Şifa Eczanesi gibi isimler işletme adına örnek oluştururlar
CEVAP : B
-İşletme adı, işletmeyi tanıtmaya ve benzerlerinden ayırmaya yarayan isimlerdir. İşletme adı işletmeyi
gösterir. Oysa unvan, taciri gösterir. İşletme adını esnaflar da kullanabilir. İşletme adı seçmek
zorunluluğu yoktur. Ancak seçilmişse tescil edilmesi zorunludur.
- Aynı ticaret ünvanı gibi, işletme adı ve markalar da tescil edildikleri takdirde tüm Türkiye’de
korunurlar ve sahibine tekel hakkı verirler. Tescil edilmese dahi unvan ve işletme adı yine de haksız
rekabet hükümleriyle korunur.
29. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununa göre, Markalar ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde
verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
C) Markalar Türk Patent ve marka Kurumu’nun tuttuğu marka siciline tescil edilirler
CEVAP : A
-Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya
hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve
kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil
sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere
her tür işarettir
-Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler
bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl
kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir
-Marka sahibinin izni olmadan markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin ticari vekil ya
da temsilci adına tescilinin yapılması hâlinde, ticari vekil veya temsilcinin haklı bir sebebi yoksa marka
sahibi mahkemeden, markasının kullanımının yasaklanmasını talep edebileceği gibi söz konusu
tescilin kendisine devredilmesini de talep edebilir
-Başvuru şartları eksiksiz şekilde yerine getirilmiş ve reddedilmemiş başvuru Bültende yayımlanır.
Bültende yayımlanmış bir marka başvurusunun, tescil edilmemesi gerektiğine ilişkin itirazlar ilgili
kişiler tarafından marka başvurusunun yayımından itibaren iki ay içinde yapılır.İtiraz, yazılı ve
gerekçeli olarak Kuruma yapılır.Kurum tarafından alınan kararlardan zarar gören taraflar, kararlara
karşı Kurum nezdinde itiraz edebilir. İtiraz, kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde yazılı ve
gerekçeli olarak Kuruma yapılır
-Eksiksiz, usule uygun olarak Kuruma sunulmuş ve bütün aşamaları tamamlanmış bir başvuru tescil
edilerek sicile kaydedilir ve Bültende yayımlanır.
-Sicil alenidir. Talep edilmesi ve ücretinin ödenmesi şartıyla sicil örneği verilir. Sicile kayıt, yayım ve
tescil işlemlerine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir
-Tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren "on yıldır". Bu süre, onar yıllık dönemler
hâlinde yenilenir. Yenileme talebinin marka sahibi tarafından koruma süresinin sona erdiği tarihten
önceki altı ay içinde yapılması ve aynı süre içinde yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin
Kuruma sunulması gerekir.Bu süre içinde talebin yapılmaması veya yenileme ücretinin ödendiğine
ilişkin bilginin Kuruma sunulmaması hâlinde, yenileme talebi, koruma süresinin sona erdiği tarihten
itibaren altı aylık süre içinde ek ücretin ödenmesi şartıyla da yapılabilir
-Marka üzerindeki haklar; Hükümsüzlük (mutlak veya nispi red nedenleri varsa mahkeme kararıyla),
iptal (kurum kararıyla olur- beş yıl kesintisiz kullanılmama, yaygın ad haline gelme, halkı yanıltma,
garanti markası veya ortak markanın teknik şartnameye aykırı kullanımı) ve diğer sebepler (koruma
süresi içinde yenilememe ve marka sahibinin hakkından vazgeçmesi) ile sona erer.
Markalar; Ticaret markası (malı maldan ayırır), hizmet markası (hizmeti hizmetten ayırır), ferdi marka
(tek kişi veya işletme kullanır), ortak marka (işletmelerden oluşan bir grup kullanır) ve garanti markası
olmak üzere (ortak özellik, üretim usulü, coğrafi menşe ve kalitesini garanti eder) beş türdür.
Markalar, lisans (kullandırma) sözleşmesine konu olduğu gibi rehin ve hacze de konu olurlar. Marka
ile ilgili işlemler yazılı şekle tabidir. Bir işletmenin devri, aksi kararlaştırılmadıysa markanın da devrini
kapsar.
30. Aşağıdakilerden hangisi, Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümlerinde düzenlenmiş olan haksız
rekabet hallerinden biri değildir?
CEVAP : E
-Haksız rekabet ile ilgili hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış
rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri
etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar
haksız ve hukuka aykırıdır.
Türk Ticaret Kanunun 55. maddesinde, haksız rekabet halleri altı bent halinde sayılmıştır. Bunlar;
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
e) İş şartlarına uymamak
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak: Örneğin özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf
aleyhine; doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılan,
veya sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden
yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur
-Kanuna göre, "genel işlem koşulları" kullanmak haksız rekabet oluşturmaz. Ancak dürüstlüğe aykırı
işlem şartları kullanmak, hem dürüstlük krallarına aykırılık hem de haksız rekabet oluşturacaktır.
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması, haksız rekabet yanlış veya
yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesi ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise,
haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhası
-Haksız rekabet davalarını açma hakkı, davaya hakkı olan tarafın bu hakların doğumunu öğrendiği
günden itibaren bir yıl ve her halde bunların doğumundan itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına
uğrar
31. Aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi, tacirlerin ticari defterleri tutma yükümlülüğü
ile ilgili olarak doğru bir bilgi değildir?
A) Defter tutma yükümlülüğü tacir sıfatının bir sonucudur ve bu sıfatın yitirilmesi ile defter tutma
yükümlülüğü sona erer
B) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve
mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, açıkça
görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır
D) Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya,
mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda
saklamakla yükümlüdür
E) Pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri, işletmenin
muhasebesiyle ilgili olmayan defterler olduğu için ticari defterlerden sayılmazlar
CEVAP : E
-Her tacir, ticari defterleri tutmak zorundadır. Tacir sıfatının yitirilmesi ile bu yükümlülük sona
erecektir. Fiziki ortamda tutulan ticari defterlerin açılış onayları, kuruluş sırasında ve kullanılmaya
başlanmadan önce noter tarafından yapılır. Açılış onayının noter tarafından yapıldığı hâllerde noter,
ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır. Ancak anonim ve limited şirketlerin ticaret siciline
tescili sırasında defterlerin açılış onayları ticaret sicili müdürlükleri tarafından yapılır. Ticari defterlerin
elektronik ortamda tutulması hâlinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim
kurulu karar defterinin kapanışında noter veya ticaret sicili müdürlüğü onayı aranmaz.
-Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt
zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Ticaret Bakanlığı ile Maliye
Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir
-Gerçek veya tüzel her tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterler şu şekildedir;
2- Envanter defteri
Tüzel kişi tacirler için ayrıca zorunlu tutulan defterler ise şu şekildedir;
-Pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri,işletmenin
muhasebesiyle ilgili olmayan defterler olsa da yine de tacirler tarafından tutulması zorunlu ticari
defterlerdir (Tüzel kişi tacirler).
32. Aşağıdakilerden hangisi, ticari defterlerin davalarda tacir lehine delil olarak kabul edilebilmesi
için gereken koşullardan biri değildir?
A) Taraflardan her ikisi de ticari defter tutmakla yükümlü kişi yani tacir olmalıdır
CEVAP : C
-Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan
birinin talebi üzerine karar verebilir.
-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne
uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış
olması şarttır.
- Şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul
edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların
bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının
aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23
md.) Diğer tarafın şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt
içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak
tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
-Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter
kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
-Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul
edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını
ispat etmiş sayılır.
-Defterlerin fiziki veya elektronik ortamda tutulması, delil olma niteliği bakımından bir fark
yaratmamaktadır. Elektronik ortamda tutulan defterlerin de delil olma kabiliyeti vardır. İstendiğinde
incelenmeye müsait şekilde belgelenebildiği ve sunulabildiği müddetçe sorun yoktur.
33. Cari hesap sözleşmesi ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi
doğrudur?
A) Cari hesap sözleşmesinin ticari iş olarak kabul edilmesi için, her iki tarafın da tacir olması gerekir
B) Cari hesap sözleşmesinde bileşik faiz işletilmesi için, her iki tarafında tacir olması gerekir
E) Cari hesap sözleşmesinde zamanaşımı her türlü uyuşmazlık için hesap devresinin sonundan
itibaren beş yıldır
CEVAP : B
-İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı
istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın
kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesidir
-Cari hesap sözleşmesi resmi şekle değil, yazılı şekle tabidir ve yazılı şekilde yapılmaz ise geçerli olmaz
-Cari hesap sözleşmesi devam ettiği müddetçe, taraflar birbirlerinden olan alacaklarını isteyemezler
ve cari hesap kalemleri üzerinde tasarrufta bulunamazlar. Cari hesapta bölünmezlik ilkesi vardır
-Cari hesap sözleşmesi, Türk Ticaret Kanununda düzenlendiğinden dolayı mutlak ticari iş
kapsamındadır ve tarafların tacir olup olmamasının bir önemi yoktur
-Aksi kararlaştırılmadıkça, cari hesaba alacak veya borç kaydedilmesi, tarafların, alacağı veya borcu
doğuran sözleşme veya işleme ilişkin dava ve savunma haklarını düşürmez. Sözleşme veya işlem iptal
edilirse bunlardan kaynaklanan kalemler hesaptan çıkarılır
-Cari hesap sözleşmesinin yapılmasından önce doğmuş bulunan bir alacak, tarafların onayıyla cari
hesaba kaydedilirse, aksi kararlaştırılmamışsa bu alacak yenilenmiş olmaz
-Bir ticari senedin cari hesaba kaydı, bedelinin alınmış olması halinde geçerli olmak şartıyla yapılmış
sayılır. Bedeli alınamaz ise hesaptan kaydı silinir ve geri verilir
-Takas edilemeyen alacaklarla, belirli bir amaca harcanmak veya ayrıca emre hazır tutulmak üzere
teslim olunan para ve mallardan doğan alacaklar cari hesaba geçirilemez
-Her hesap devresi sonunda alacak ve borcu oluşturan tutarlar birbirinden çıkarıldıktan sonra tanınan
veya hükmen belirlenen bakiye, yeni hesap devresine ait bir kalem olmak üzere hesaba geçirilir.
Kanundaki bu ifadeden anlaşıldığı üzere, cari hesapta takas hesap devresi sonunda yapılır. Yenileme
ise bakiyenin kabul edildiği veya bir ay içinde itiraz edilmemesi halinde zımnen kabul edildiği anda
gerçekleşir. Eğer bakiyeye itiraz edilecekse bu itiraz; Noter aracılığıyla veya taahhütlü mektupla veya
telgraf ile olabileceği gibi güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile de
yapılabilir. Cari hesap sözleşmelerinde istisnai olarak, eski borçlara ait güvenceler yeni bakiye
oranında varlığını sürdürür. Cari hesabın alacak sütununa yazılan tutarlar için, sözleşme veya ticari
teamüller gereğince, kayıt olundukları tarihten itibaren faiz işler. Cari hesap sözleşmesi, belirli süreli
olabileceği gibi belirsiz süreli de olabilir
-Cari hesap sözleşmesinde zamanaşımı her türlü uyuşmazlık için "sözleşme süresinin bitiminden"
itibaren beş yıldır
-Cari hesap sözleşmeleri ile her iki taraf için ticari iş niteliğindeki ödünç sözleşmelerinde faizi
anaparaya ekleyerek faize faiz yürütmek mümkündür. Kanun, hesap devrelerin üç aydan az
olmamasını ve her iki tarafında tacir olmasını ayrıca şart koşmuştur.
34. Aşağıdaki seçeneklerde verilen hukuki işlemlerden hangisi, tacir tarafından özel olarak
yetkilendirilmedikçe ticari mümessilin (ticari temsilci) yapabileceği işlemlerden değildir?
CEVAP : C
-Ticari mümessil, bir ticari işletmenin işlerini idare etmek, taciri temsil etmek ve tacir adına imza
atmak üzere atanan kişidir. Atanması şekle tabi değildir ancak ticaret siciline tescil edilmelidir (bildirici
tescil). Küçüklere ait işletmelerde veli, kısıtlılara ait işletmelerde ise vasi ve vesayet makamının izni ile
atanırlar. Ticari temsilcinin ehliyeti için Türk Ticaret Kanununda özel bir düzenleme olmadığından
dolayı, Türk Borçlar Kanunun hükümlerine bakılacaktır. Bu durumda ticari temsilcinin ayırt etme
gücünün olması yeterli kabul edilecek ve fiil ehliyetinin tüm koşullarını taşıması aranmayacaktır
-Merkezi yurt dışında bulunan işletmelerin Türkiye’de ki şubelerine temsilci ataması dışında, temsilci
atamak zorunlu değildir. Ticari mümessilin taciri temsil yetkisinin kapsamı çok geniştir. Ticari
işletmenin gayesine dahil her türlü hukuki tasarrufu işletme sahibi olan tacir adına yapabilir. Diğer bir
ifade ile ticari mümessil, işletmenin amacına ulaşabilmesi için faaliyet konusuna giren her türlü işlemi
yapabilir. Ticari mümessili bizzat tacir atar. Ticari temsilciler, tacir tarafından yetkilendirilmedikçe
başka bir ticari temsilci atayama
35. En geniş yetkili bağımlı tacir yardımcısı olan ticari temsilcinin yetkileri, kanuni sınırlamaların
yanında, ticaret siciline tescil edilmek kaydıyla iradi sınırlamaya da tabi tutulabilir. Aşağıdakilerden
hangisi bu kapsamda getirilebilecek sınırlamalardan biridir?
E) Merkez veya belli bir şube ile ilgili işler dışında işlem yapılamaması
CEVAP : E
-Ticari temsilcinin yetkileri kural olarak sınırlanamaz. Özellikle konu, miktar, kişi veya sözleşme tipi
şeklindeki sınırlamalar tescil bile edilse üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez. İşletme sahibinin
iradesi ile ticari mümessilin temsil yetkisi sadece iki halde sınırlandırılabilir. Bunlardan bir tanesi, ticari
mümessilin temsil yetkisinin sadece görevlendirildiği merkez veya şube işleri ile sınırlandırılmasıdır.
İkincisi ise, birlikte temsil şartıdır. Tacir birden fazla mümessil atayarak, kendisi adına işlem yaparken
birlikte imza atmaları şartını getirebilir. Tüm bu sınırlandırmaların geçerli olması için, bunların ticaret
siciline tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir. Bu sınırlandırmalar dışında yapılan bir sınırlandırma iyi
niyetli üçüncü kişiler açısından geçerli değildir.
-Temsilcinin ölümü ve ehliyet kaybı temsil yetkisini sona erdirir. Ancak tacirin ölümü veya ehliyet
kaybı sona erdirmez. Tacirin iflası temsil ilişkisini sona erdirirken, mümessilin iflası sona erdirmez.
Ticari işletmenin devri ve tasfiyesi de ticari temsilcinin yetkilerini sona erdiren durumlardandır. Ticari
temsilcinin yetkisinin sona ermesi mutlaka ticaret siciline tescil edilmelidir.
36. Ticari temsilci gibi yetkileri olmaksızın, taciri temsil eden bağımlı tacir yardımcısı ticari vekil ile
ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
CEVAP : D
-Ticari vekil, ticari mümessil sıfatına sahip olmaksızın bir ticari işletme sahibi tacir veya ticari mümessil
tarafından, ticari işletmenin bütün veya belirli bazı işlerini yapmak üzere temsil yetkisi ile donatılan
kişidir. Sadece hizmet sözleşmesi ile atanabilir. Bir tür çalışandır, atanması şekle bağlı değildir ve tescil
edilmez. Aynı ticari temsilci gibi, ayırt etme gücünün olması ehliyet bakımından yeterlidir. Eğer ticari
vekil tacir tarafından ticari işletmenin tüm işlerini yapmak üzere atanıyor ise, bu kişiye genel yetkili
ticari vekil (örneğin fabrika müdürü), ticari işletmenin belirli bazı işlerini yapmak üzere atanıyor ise,
bu kişiye de sınırlı özel yetkili ticari vekil (örneğin satın alma işleri ile görevli kişi) denir
-İşletme sınırları içinde yetkili olup, asılacak ilanlarla yetkisinin sınırı belirlenebilir. Mümessil ile aynı
sebeplerle yetkisi sona erer ancak, ticaret siciline tescil edilmez. (Anonim şirkette tescil edilme
durumu bir istisnadır)
-Ticari mümessil bir işletmenin olağan ve olağanüstü nitelikteki tüm işlemleri yapmaya yetkili olduğu
halde, genel yetkili ticari vekil işletmenin sadece olağan (mutat) işlerini yapabilir. Ticari vekil, ticari
mümessile has yetkiler olan ödünç para alma, dava açma ve takip etme, kambiyo taahhüdünde
bulunma gibi işleri yapamaz.Çalışanlar ile hizmet sözleşmesi yapma, hammadde satın alma gibi
olağan işlerde yetkisi vardır.
37. Merkez ve şubeler dışında, kural olarak tacir adına yapılan sözleşmelere aracılık eden bağımlı
tacir yardımcısı, aşağıdaki seçeneklerde belirtilenlerden hangisidir?
A) Pazarlamacı
B) Simsar (tellal)
C) Komisyoncu
D)Ticari vekil
E) Acente
CEVAP : A
-Pazarlamacı, işletme dışında müvekkili adına yapacağı sözleşmelere aracılık eder. Eğer yazılı olarak
yetkilendirildiyse, anlaşmada belirtilen işler ile ilgili olarak, işveren (tacir) hesabına şahsen sözleşme
de yapabilir
-Aksine yazılı anlaşma olmadıkça sadece aracılık yapabilirler. İşlem yapmaya yetkili kılınsa dahi özel
olarak ayrıca yetki verilmedikçe tahsilat yapamaz ve ödeme günlerini değiştiremez. Aksi
kararlaştırılmadıkça işveren, pazarlamacının faaliyet alanında başkasına yetki veremez (tekel-inhisar
hakkı) ancak kendisi iş yapabilir. İşveren pazarlamacıya belirli bir miktar veya miktarla birlikte
komisyondan oluşan bir ücret öder. Deneme süresi iki ayı geçemez. Harcamalarının işveren
tarafından karşılanması gerekir, ücrete veya komisyona dahil edilemez. Araç ve taşıma belgeleri, fiyat
tarifeleri ve müşteri kayıtları dışında, pazarlamacının hapis hakkı da mevcuttur. Sözleşmesi yeni
mevsim içinde iki aylık fesih süresine uyularak feshedilebilir. Pazarlamacı ise yeni mevsime girmeden
aynı hakka sahiptir.
38. Bağımlı olmayan tacir yardımcılarından "komisyoncu ve simsar" ile ilgili olarak, aşağıdaki
seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
C) Komisyonculuk ve simsarlık sözleşmesiyle ilgili haklar kural olarak beş yılda zamanaşımına uğrar
E) Komisyoncu, sözleşmenin yerine getirileceğine ilişkin garanti veriyorsa dükrüvar ücret adı altında
bir ücret talep edebilir
CEVAP : B
-Simsar ; Bir ücret karşılığında bir anlaşma fırsatı göstermek veya sözleşmenin yapılmasında aracılık
etmek üzere tayin edilen kimsedir. Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. Simsarlık sözleşmesi şekle tabi
değildir (taşınmazlar söz konusu ise yazılı yapılır) ve devamlılık arz etmez
-Hakları; Ücret (sözleşme kurulduğunda hak kazanır. Sözleşmeyle belirlenmediyse tarifeye, oda yoksa
teamüle göre belirlenir ve ücretle ilgili davalarda zaman aşımı on yıldır) masrafları isteme hakkı (kural
olarak yoktur ancak sözleşmeyle kararlaştırılabilir) Borçları; talimata uygun ve şahsen aracılık, sadakat
ve özen, hesap verme
-Komisyoncu ; Belli bir ücret karşılığında kendi adına ve müvekkili hesabına kıymetli evrak ve taşınır
eşya alım satımını üstlenen kimsedir. Sözleşmenin bizzat tarafıdır ve komisyonculuk sözleşmesinde
üçlü bir ilişki söz konusudur. Sözleşme tek bir iş için yapılır süreklilik arz etmez ve şekle tabi değildir
Hakları; ücret (İşin tamamlandığında hak kazanır ve dürüstlük kurallarına aykırı davranırsa bu hakkını
yitirir. Ayrıca komisyoncu müvekkile açıkça garanti verebilir. Bu durumda inançlı komisyoncu söz
konusudur ve dükrüvar ücret denen bir ücreti ayrıca talep edebilir) masrafları isteme (yanında çalışan
işçilerin ücreti hariç bütün olağan ve olağanüstü giderlerini ve faizi talep edebilir), hapis hakkı, malın
açık arttırılmayla satılmasını isteme hakkı (mahkeme kararıyla)
Borçları; bilgilendirme, eşyayı sigortalama (kural olarak yoktur), özen gösterme (zarar tespiti ve eşyayı
koruma), talimatlara uyma (bedelin altında mal satarsa ya da malı almadan parayı öderse oluşan farkı
öder), garanti (açıkça garanti vermişse sorumludur)
Komisyonculuk sözleşmesinden doğan haklar beş yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Ancak, taşıma
işleri komisyonculuğu ile ilgili davalarda zamanaşımı bir yıldır.
-Komisyoncu, eğer aksi kararlaştırılmadıysa kendisiyle de iş yapabilir. Bu halde bile ücrete hak kazanır.
39. Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir
hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli
olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına
yapmayı meslek edinen tacir yardımcısı hangisidir?
A) Pazarlamacı
B) Ticari vekil
C) Acente
D) Simsar
E) Komisyoncu
CEVAP : C
-Yazılı olarak aksi kararlaştırılmadıkça, müvekkil, aynı zamanda ve aynı yer veya bölge içinde aynı
ticaret dalı ile ilgili olarak birden fazla acente atayamayacağı gibi, acente de aynı yer veya bölgede,
birbirleriyle rekabette bulunan birden çok ticari işletme hesabına acentelik yapamaz.
-Acente, aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi
hakkı koruyan beyanları müvekkili adına yapmaya ve bunları kabule yetkilidir. Bu sözleşmelerden
doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acente, müvekkili adına dava açabileceği gibi, kendisine karşı da
aynı sıfatla dava açılabilir
-Müvekkilinin özel ve yazılı izni veya vekâleti olmadan acente, bizzat teslim etmediği malların bedelini
kabule ve bedelini bizzat ödemediği malları teslim almaya yetkili olmadığı gibi bu işlemlerden doğan
alacağı yenileyemez veya miktarını indiremez. Özel ve yazılı bir yetki almadan acente, müvekkili adına
sözleşme yapmaya yetkili değildir. Acentelere müvekkilleri adına sözleşme yapma yetkisi veren
belgelerin, acente tarafından tescil ve ilan ettirilmesi zorunludur.
-Acente, yetkisi olmaksızın veya yetki sınırlarını aşarak, müvekkili adına bir sözleşme yaparsa
müvekkili bunu haber alır almaz icazet verebilir; vermediği takdirde acente sözleşmeden kendisi
sorumlu olur.
40. Acentelerin hakları, borçları ve acentelik sözleşmesinin sona ermesi ile ilgili olarak, aşağıdaki
seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
B) Acente, yükümlülüklerini yerine getirmek için yaptıklarından ancak olağan giderlerin ödenmesini
isteyebilir
C) Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren beş yıl içinde ileri
sürülmesi gerekir.
D) Acentelik sözleşmesinin bitmesinden sonra yapılabilecek olan rekabet yasağı anlaşmasının süresi
en fazla üç yıl olabilir
E) Acente, kurulan işlem yerine getirildiği anda ve ölçüde ücrete hak kazanır
CEVAP : E
-Acente, acentelik ilişkisinin devamı süresince kendi çabasıyla veya aynı nitelikteki işlemler için
kazandırdığı üçüncü kişilerle kurulan işlemler için ücret isteyebilir. Acenteye belli bir bölge veya
müşteri çevresi bırakılmışsa, acente, acentelik ilişkisinin devamı süresince bu bölgedeki veya
çevredeki müşterilerle kendi katkısı olmadan kurulan işlemler için de ücret isteyebilir. Sözleşmede
hüküm yoksa ücretin miktarı, acentenin bulunduğu yerdeki ticari teamüle, teamül de mevcut değilse
hâlin gereğine göre o yerdeki asliye ticaret mahkemesince belirlenir. Acentenin hak kazandığı ücretin,
doğumu tarihinden itibaren en geç üç ay içinde ve her halde sözleşmenin sona erdiği tarihte
ödenmesi gerekir. Acente, yükümlülüklerini yerine getirmek için yaptıklarından ancak olağanüstü
giderlerin ödenmesini isteyebilir. Acente, avans ve olağanüstü giderler hakkında ödeme tarihinden
itibaren faize hak kazanır.
- Acente, müvekkilindeki bütün alacakları ödeninceye kadar, acentelik sözleşmesi dolayısıyla alıp da
gerek kendi elinde gerek özel bir sebebe dayanarak zilyet olmakta devam eden bir üçüncü kişinin
elinde bulunan taşınırlar ve kıymetli evrak ile herhangi bir eşyayı temsil eden senet aracılığıyla
kullanabildiği mallar üzerinde hapis hakkına sahiptir.
-Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri
sürülmesi gerekir. Ayrıca acentelik sözleşmesinin bitmesinden sonra yapılabilecek olan rekabet
yasağı anlaşmasının süresi en fazla iki yıl olabilir ve yazılı yapılmalıdır.
-Belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesini, taraflardan her biri üç ay önceden ihbarda
bulunmak şartıyla feshedebilir. Sözleşme belirli bir süre için yapılmış olsa bile haklı sebeplerden dolayı
her zaman fesih olunabilir.Acentelik sözleşmesinden doğan haklar beş yılda zamanaşımına uğrar
-Acente, kurulan işlem yerine getirildiği anda ve ölçüde ücrete hak kazanır.
B- ŞİRKETLER HUKUKU
41. Adi ortaklıkta, ortaklığın yönetimi ve ortaklar arası sorumluluk ile ilgili olarak, aşağıdaki
seçeneklerde verilen ifadelerden hangisi doğru bir ifadedir?
B) Yönetim hakkı, şirket dışından ortak olmayan bir veya birkaç kişiye de verilebilir
C) Adi ortaklıkta, kural olarak sadece yönetici olan ortakların rekabet yasağı vardır
CEVAP : B
-Adi şirkette ortaklığın önemli, olağanüstü ve sözleşme değişikliğine yol açan kararları, bütün
ortakların oybirliğiyle alınır. Ancak sözleşmede kararların oy çokluğuyla alınacağı belirtilmişse
çoğunluk, ortak sayısına göre belirlenir. Yönetim hakkı kime bırakıldıysa onundur. Ancak yönetim
hakkına kim veya kimlerin sahip olduğu belirlenmediyse, bu durumda her ortağın ayrı ayrı yönetim
hakkı olacaktır (bireysel yönetim ilkesi). Ortaklık, ortakların tümü veya birkaçı tarafından
yönetilmekte ise, bunlardan her biri, diğerleri katılmaksızın işlem yapabilir; ancak ortaklığı yönetmeye
yetkili olan her ortak, tamamlanmasından önce işleme itiraz etmek suretiyle, bu işlemin yapılmasını
engelleyebilir (itiraz hakkı). Ortaklar, kendilerinin veya üçüncü kişilerin menfaatine olarak, ortaklığın
amacını engelleyici veya zarar verici işleri yapamazlar. Buradan anlaşıldığı üzere, adi ortaklıkta sadece
yönetici ortakların değil, her ortağın rekabet yasağı, yani şirketle rekabet etmeme yükümü vardır.
Ancak rekabet yasağı emredici değildir ve kaldırılabilir.
-Yönetim, sözleşme veya kararla yalnızca bir veya birden çok ortağa ya da üçüncü bir kişiye bırakılmış
olmadıkça, bütün ortaklar ortaklığı yönetme hakkına sahiptir. Bu ifadeden anlaşıldığı üzere, yönetim
hakkı, adi ortaklıkta sözleşmeyle veya kararla bir veya birkaç ortağa bırakılabileceği gibi, ortak
olmayan bir kimseye de bırakılabilir.
42. Adi şirketle ilgili olarak verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
CEVAP : B
- Adi ortaklık en az iki gerçek veya tüzel kişi tarafından, yasak olmayan her türlü ekonomik amaç için
kurulabilir.
43. Adi şirketle ilgili olarak verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
D) Sözleşme veya kararla ortaklardan veya dışarıdan yönetici belirlenmediyse, her bir ortağın
yönetim hakkı vardır ve bireysel yönetim ilkesi söz konusudur
CEVAP : C
- Sadece yönetici ortakların itiraz hakları vardır. Ancak denetim hakkı, yönetici olsun veya olmasın
tüm ortakların sahip olduğu bir haktır.
44. Adi şirkette kar ve zararın bölüşülmesi ile ilgili olarak hangi ifade doğrudur?
A) Kar ve zarar oranları sözleşmeyle veya kararla belirlenebilir, eğer belirlenmediyse eşit dağıtılır
B) Kar ve zarar oranları sözleşmeyle belirlenebilir, eğer belirlenmediyse getirilen sermaye oranında
dağıtılır
CEVAP : A
-Ortaklar, niteliği gereği ortaklığa ait olan bütün kazançları aralarında paylaşmakla yükümlüdürler.
Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine
ve niteliğine bakılmaksızın eşittir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, eğer sözleşmeyle başka türlü
bir paylaşım öngörülmemiş ise, kim ne kadar sermaye getirirse getirsin, kar ve zarara eşit olarak
katılırlar. Eğer oranlardan biri belirlendiyse diğerine de aynı oran uygulanır. Sadece emeğini sermaye
olarak getiren ortaklar iç ilişkide zarardan muaf tutulabilirler.
45. Adi şirketle ilgili olarak aşağıdaki seçeneklerin hangisinde verilen bilgi, doğru bir bilgi değildir?
A) Adi şirkete sadece gerçek kişiler ortak olabilir ve şirkete yeni ortak alınması için oy çokluğu gerekir
B) Ortaklardan birinin ölmesi veya iflas etmesi gibi durumlarda, sözleşmede yazılı madde varsa bu
ortağın veya mirasçılarının yazılı bir bildirimle ortaklıktan çıkartılması mümkündür
C) Yönetim yetkisi olan ortağın, ortaklığı temsil yetkisinin de olduğu kabul edilir
D) Adi ortaklıkta, malvarlığı üzerinde ortakların elbirliği (iştirak halinde) mülkiyeti vardır
CEVAP : A
-Bir ortağın fesih bildiriminde bulunması, kısıtlanması, iflası, tasfiyedeki payının cebri icra yoluyla
paraya çevrilmesi veya ölmesi hâlinde, sözleşmede ortaklığın diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin
bir hüküm varsa, bu durumlardan biri gerçekleştiğinde, o ortak veya temsilcisi ya da ölen ortağın
mirasçısı ortaklıktan çıkabilir veya diğer ortaklar tarafından yazılı olarak yapılacak bir bildirimle
ortaklıktan çıkarılabilir.
-Kendisine yönetim görevi verilen ortağın, ortaklığı veya bütün ortakları üçüncü kişilere karşı temsil
etme yetkisi var sayılır. Ancak, temsil yetkisine sahip yönetici ortağın yapacağı önemli tasarruf
işlemlerine ilişkin yetkinin, bütün ortakların oybirliğiyle verilmiş olması ve yetki belgesinde bu
hususun açıkça belirtilmiş olması şarttır.
-Adi şirketin tüzel kişiliği yoktur. Ancak adi şirkete gerçek kişiler ortak olarak girebileceği gibi tüzel
kişilerde ortak olarak girebilir ve bu durum birbirine karıştırılmamalıdır. Adi şirkette ortaklığa, yeni bir
ortak alınması, kural olarak bütün ortakların rızasına (oybirliği) bağlıdır.
46. Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş olan ticaret şirketlerinin genel özellikleriyle ilgili olarak,
aşağıdaki seçeneklerde verilmiş olan bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Aksi kararlaştırılmadıkça, şirkete sermaye olarak konulan ayınların (mal-eşya) mülkiyeti ve diğer
hakları şirkete devredilmiş olur ve buna mülkiyet karinesi denir
B) Yazılı şirket sözleşmelerindeki imzalar noterde veya ticaret sicil müdürlüğünde onaylandığı anda
kurulur ve aynı anda tüzel kişiliğe kavuşmuş olurlar
D) Denetime tabi sermaye şirketlerin denetimi, dışarıdan bağımsız denetim şirketleri veya bağımsız
denetçiler tarafından yapılır
E) Hak ehliyeti tüzel kişiliğin kazanılmasıyla, fiil ehliyeti ise organlara sahip olunmasıyla elde edilir
CEVAP : B
-Ticaret şirketleri; Kollektif şirket (şahıs), komandit şirket (şahıs), anonim şirket (sermaye), limited
şirket (sermaye), sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket (sermaye) ve kooperatif şirketlerden
ibarettir. Hak ve borç ehliyeti, malvarlığı, dava ehliyeti ve tacir sıfatı şirkete aittir. Şirketin kendisi
iflasa tabidir ve ortakların değil, şirketin ticaret unvanı vardır. Şirketin kendine ait ikametgahı ve
uyrukluğu (tabiyeti) vardır. Hak ehliyeti tüzel kişiliğin kazanılmasıyla, fiil ehliyeti ise organlara sahip
olunmasıyla elde edilir. Sınırlı sayıdadırlar ve başka bir şirket tipi yaratılamaz (numerus clausus –
sınırlı sayı ilkesi)
-Her ortak sermaye koyma borcu altındadır ve taahhüt ettiği sermayeyi şirkete getirmelidir. Devri özel
şekle tabi unsurların (tapu siciline tescil gibi) ilgili sicillere tescilini, ticaret sicil müdürlüğü takip
edecektir. Sermaye borcunu yerine getirmeyen ortağa ihtar çekilerek gecikme sebebiyle tazminat
talep edilebilir hatta temerrüt faizi de söz konusu olabilir.
-Ticaret şirketleri, yazılı şirket sözleşmelerindeki imzalar noterde veya ticaret sicil müdürlüğünde
onaylandığı anda kurulur ancak tüzel kişiliklerini ticaret siciline tescil edildikleri anda kazanırlar.
47. Aşağıdaki seçeneklerde belirtilenlerden hangisi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konamaz?
A) Elektronik ortam
C) Nafaka alacağı
D) Maden ruhsatnameleri
CEVAP : C
e) Kişisel emek,
f) Ticari itibar,
g) Ticari işletmeler,
h) Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler,
CEVAP : B
-Ticaret şirketlerinin birleşmesi; İki veya daha fazla şirketin, tasfiye edilmeksizin aktif ve pasiflerini
birleştirerek tüzel kişiliklerini sona erdirmeleri (yeni kuruluş birleşmesi) kaydıyla yeni bir ticaret şirketi
oluşturmaları veya mevcut bir ticaret şirketine katılmalarıdır (devralma birleşmesi-çatı şirket)
- Her şirketin her şirketle, her iki şekilde de birleşebilmesi mümkündür. Bunun tek istisnası; Sermaye
şirketleri ile şahıs şirketleri birleşmesinde sermaye şirketinin devralan, şahıs şirketinin ise devrolan
şirket olma zorunluluğudur. Tasfiye halindeki şirketler veya borca batık şirketlerin de başka bir şirkete
devrolmaları mümkündür
-Birleşme aşamaları; Birleşme sözleşmesinin hazırlanması (yazılı- yönetim organı imza- genel kurul
onay), birleşme raporunun hazırlanması, ayrılma akçesi (ortaklara yeni şirkette pay veya paya denk
bir ayrılma akçesi önerilebilir. Sözleşmede sadece ayrılma akçesi de öngörülebilir), birleşme kararının
kesinleşmesi (yönetim organları ticaret siciline tescil edilir ve devrolunan şirket infisah eder. Birleşme
tescil ile geçerlilik kazanır. Devrolunan şirketin ortakları, yeni şirketin ortağı olur). Birleşme kararı
Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilir
-Devrolunan şirketin borçlarından doğan, ortakların kişisel sorumluluğuna ilişkin istemler birleşme
kararının ilanından itibaren 3 yıl geçince zamanaşımına uğrar.
-İnfisah eden şirketlerin alacaklılarının talep etmeleri halinde, alacaklar üç ay içinde teminat altına
alınabilir.
-Birleşme sözleşmesi yazılı şekilde yapılır. Sözleşme, birleşmeye katılan şirketlerin, yönetim
organlarınca imzalanır ve genel kurulları tarafından onaylanır.
49. Kollektif şirkette, yönetim hakkı ve denetim hakkı ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde
verilmiş olan bilgilerden hangisi doğrudur?
CEVAP : D
-Şirket yönetiminde yetki ve görevden alma hükümleri, aynı adi şirketteki gibidir. Yine aynı adi şirket
gibi bireysel yönetim anlayışı hakimdir. Ortaklardan her biri, ayrı ayrı şirketi yönetme hakkını ve
görevini haizdir. Ancak, şirket sözleşmesiyle veya ortakların çoğunluğunun kararıyla yönetim işleri
ortaklardan birine, birkaçına veya tümüne verilebilir. Hatta yönetim yetkisi, ortak olmayan kimselere
bile bırakılabilir ki bu kişi ticari temsilci gibi yetkili olur
-Yönetici olan ortakların işlem yapılıncaya kadar itiraz etme hakları da vardır.
-Denetim hakkı, yönetici olsun olmasın her ortağın hakkıdır. Burada bir emredici hüküm söz
konusudur ve aksinin kararlaştırıldığı sözleşmeler geçersizdir.
-Yönetimin kapsamı olağan işlerle sınırlıdır. Yine olağan işlerle sınırlı olmak üzere sulh, feragat, kabul
ve tahkime de yetkilidirler. Olağanüstü işlemlerde aynı adi şirketteki gibi oybirliği aranır (örneğin
temsilci atamak, taşınmaz satmak, rehin tesis etmek, üretim araçlarını elden çıkarmak gibi).
50. Kollektif şirket ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru bir bilgi
değildir?
D) Kollektif şirketin ortağı, şirketin yaptığı işi, diğer ortakların izni olmadan kendisi veya başkası
yararına yapamaz ve aynı tür işle uğraşan şirkete sınırsız sorumlu ortak olamaz
CEVAP : E
-Ortakların kar ve zarara katılma hususları adi şirket hükümleri ile aynıdır (sözleşmeyle veya kararla
belirlenmediyse eşit şekilde dağıtılır). Ancak kar ve zarar payının belirlenmesini sözleşme veya bir
karar ile içlerinden birine veya üçüncü bir kişiye de bırakabilirler (paylaştırıcı atama). Üç ay içinde bu
paylaşıma itiraz edilmezse dava hakkı düşer. Kar dağıtımı kararına karşı iptal davası açma süresi Üç
aydır
-Kollektif şirketin ortağı, şirketin yaptığı işi diğer ortakların izni olmadan kendisi veya başkası yararına
yapamaz. Aynı tür işle uğraşan şirkete sınırsız sorumlu ortak olamaz. Aksi halde rekabet yasağına
aykırı hareket etmiş olur. Kollektif şirkette de, kural olarak her ortak rekabet yasağına tabidir.
Rekabet yasağına aykırı hareket edildiğinde adi şirket için var olan hükümler, kollektif şirket için de
geçerlidir. Ancak zamanaşımı süresi ihlalin öğrenilmesinden itibaren 3 ay her halde yapıldığı andan
itibaren 1 yıldır
-Kar veya zarar oranlarından sadece biri belirlendiyse, bu oran diğerine de uygulanır.
51. Ticaret şirketleri ile ilgili olarak aşağıda ki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru
değildir?
B) Ticaret şirketleri, Türk Medenî Kanunu çerçevesinde bütün haklardan yararlanabilir ve borçları
üstlenebilirler
C) Her şirket türüne özgü hükümler saklı kalmak şartıyla, Türk Medenî Kanununun tüzel kişilere ilişkin
genel hükümleri ile bu Kısımda hüküm bulunmayan hususlarda Türk Borçlar Kanununun adi şirkete
dair hükümleri her şirket türünün niteliğine uygun olduğu oranda, ticaret şirketleri hakkında da
uygulanır
CEVAP : E
-Ticaret şirketleri tüzel kişiliği haizdir. Ticaret şirketleri, Türk Medenî Kanunu çerçevesinde bütün
haklardan yararlanabilir ve borçları üstlenebilirler. Her şirket türüne özgü hükümler saklı kalmak
şartıyla, Türk Medenî Kanununun tüzel kişilere ilişkin genel hükümleri ile bu Kısımda hüküm
bulunmayan hususlarda Türk Borçlar Kanununun adi şirkete dair hükümleri her şirket türünün
niteliğine uygun olduğu oranda, ticaret şirketleri hakkında da uygulanır
52. Ticaret şirketlerine sermaye koyma borcu kapsamında aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğru
değildir?
A) Her ortak koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçludur
B) Taşınmazlar tapuya şerh verildiği, fikrî mülkiyet hakları ile diğer değerler, varsa özel sicillerine, bu
hüküm uyarınca kaydedildikleri ve taşınırlar güvenilir bir kişiye tevdi edildikleri takdirde ayni sermaye
kabul olunur
C) Sermaye olarak taşınmaz mülkiyeti veya taşınmaz üzerinde var olan veya kurulacak olan ayni bir
hakkın konulması borcunu içeren şirket sözleşmesi hükümleri, resmî şekil şartına uyulması kaydıyla
geçerlidir
D) Paradan başka ekonomik bir değer veya bir taşınırın sermaye olarak konulmasının borçlanılması
hâlinde şirket, tüzel kişilik kazandığı andan itibaren bunlar üzerinde malik sıfatıyla doğrudan tasarruf
edebilir
E) Taşınmaz mülkiyetinin veya diğer ayni bir hakkın sermaye olarak konulması hâlinde, şirketin bunlar
üzerinde tasarruf edebilmesi için tapu siciline tescil gereklidir
CEVAP : C
-Sermaye olarak taşınmaz mülkiyeti veya taşınmaz üzerinde var olan veya kurulacak olan ayni bir
hakkın konulması borcunu içeren şirket sözleşmesi hükümleri, "resmî şekil aranmaksızın" geçerlidir.
Şirket, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi,
yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebilir. Tazminat istemi için
ihtar şarttır. Şahıs şirketlerinde bu davayı ortaklar da açabilir.
53. Ticaret şirketlerine sermaye koyma borcu kapsamında aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğru
değildir?
A) Zamanında ifa edilmeyen sermaye para ise, tazminat hakkına halel gelmemek şartıyla, aksine şirket
sözleşmesinde veya esas sözleşmede hüküm yoksa, şirketin tescili anından itibaren temerrüt faizi de
ödenir
B) Alacak, vadesi gelmemiş ise aksi kararlaştırılmış olmadıkça, vade gününden, muaccel ise şirket
sözleşmesi veya esas sözleşme tarihinden itibaren üç ay içinde şirketçe tahsil edilmelidir
C) Sermaye olarak şirkete alacaklarını devretmiş olan bir ortak, alacaklar şirketçe tahsil edilmiş
olmadıkça sermaye koyma borcundan kurtulmaz
D) Her ne sebeple olursa olsun, alacak süresinde tahsil edilemediği takdirde, gecikmeden dolayı
şirketin tazminat hakkına halel gelmemek şartıyla, ortak, sürenin bitiminden itibaren geçecek günlerin
temerrüt faizini de öder
E) Alacak kısmen tahsil edilmişse,ilgili hükümler tahsil edilmemiş olan kısım hakkında geçerlidir
CEVAP : B
-Alacak, vadesi gelmemiş ise aksi kararlaştırılmış olmadıkça, vade gününden, muaccel ise şirket
sözleşmesi veya esas sözleşme tarihinden itibaren "bir ay" içinde şirketçe tahsil edilmelidir.
54. Kollektif şirketin, kendiliğinden (infisah) veya fesih kararıyla sona ermesiyle ilgili olarak,
aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
B) Şirketin amacının gerçekleşmesi veya imkansız hale gelmesi, kendiliğinden sona erme sebebidir
E) Haklı sebepler var ise mahkeme kararıyla fesih söz konusu olabilir
CEVAP : A
-İnfisah sebepleri; Amacın gerçekleşmesi veya imkansız hale gelmesi, sürenin sona ermesi, ölüm veya
ehliyet kaybı (mirasçılarla devam edileceğine dair hüküm varsa ve mirasçılar şirkete girmek isterlerse,
bu talep reddedilemez. Mirasçılar, ayrılmak isteyebilecekleri gibi, sınırlı sorumlu ortak olarak girmeyi
de önerebilirler. Bu durumda, şirket bu teklifi kabul ederse komandit şirkete dönüşmeli, kabul
etmezse mirasçılara paylarını verip çıkarmalıdır. Mirasçılar üç ay içinde karar vermelidirler. Süresinde
beyanda bulunmazlar ise kollektif ortak olarak girmeyi kabul etmiş sayılırlar) ortağın iflası, şirketin
iflası, sermayenin tamamı veya üçte ikisinin kaybı, şirketin başka bir şirketle birleşmesidir.
-Fesih sebepleri; Oybirliği ile karar alınması, fesih hakkı saklı olan ortağın fesih talebi, belirsiz süreli
ortaklıklarda fesih istemi, haklı sebepler varsa mahkeme kararıyla fesih (görevi ihmal, ihanet gibi)
süresinde şirketin tescil ve ilanı yapılmazsa ortaklardan birinin mahkemeden fesih istemesi, bir
ortağın kişisel alacaklısının tasfiye payına haciz koydurmak için mahkemeden şirketin feshini
istemesidir. Mahkeme kararıyla fesih dışındaki fesih talepleri, en az altı ay önceden ihbar edilmelidir.
-Kollektif şirkette, sona ermenin gerçekleşmesiyle tasfiyeye girilir ancak tasfiye sırasında henüz tüzel
kişilik kaybedilmemiştir. Tüzel kişilik, şirket sicilden silinene kadar devam edecektir. Bu husus her
ticaret şirketi için aynıdır.
55. Bir ticari işletmeyi ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, bünyesinde sınırlı ve sınırsız
sorumlu şeklinde iki tip ortak barındıran ve en az iki kişi ile kurulabilen şirket türü aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Limited şirket
C) Adi şirket
D) Kollektif şirket
E) Anonim şirket
CEVAP : B
-Bir ticari işletmeyi ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, sınırlı ve sınırsız sorumlu şeklinde iki tip
ortak barındıran şirket türü komandit şirkettir. Komandit şirketler, adi komandit şirket ve sermayesi
paylara bölünmüş (hisseli) komandit şirket olmak üzere, kendi içinde de ikiye ayrılır
-Komandite ortak sınırsız, komanditer ise sınırlı sorumlu ortaktır. Şirketi komandite ortaklar yönetir
(bireysel yönetim) .Komandite ortağın denetleme hakkı aynı kollektif ortak gibidir. Komanditerler ise
sadece iş yılı sonunda ve iş saatlerinde envanter bilanço ve finansal tabloları inceleyebilirler.
Komandite ortağın rekabet yasağı, aynı kollektif ortak gibi mevcuttur. Komanditer ortağın ise rekabet
yasağı yoktur ancak rekabet ederse belge ve defterleri inceleme hakkını kaybeder
-Kar ve zarar sözleşmeye göre, aksi halde eşit paylaşılır. Komanditer iş yılı sonunda kar ve varsa faizini
alır. Şirketi kural olarak komandite ortak temsil eder. Komanditerlerin ortak sıfatıyla temsil yetkileri
yoktur. Aksine hüküm bulunmamak şartıyla ticari temsilci, ticari vekil ve seyyar tacir memuru olarak
atanabilirler
-Eshamlı (hisseli) komandit şirket, sermayesi paylara bölünmüş olan komandit şirkettir. Bu şirket bir
sermaye şirketidir. Adi komandit şirket ise bir şahıs şirketidir. Bu iki komandit şirket, birbirlerinden
farklı şirketlerdir ve karıştırılmamalıdır. Soruda komandit şirketlerin tipik özelliği vurgulanmıştır.
C) Ayın olarak getirilen sermayeye biçilen değer ile, gerçek değer arasında fark olması
CEVAP : D
-Komanditer ortağın sorumluluğu, kural olarak taahhüt ettiği sermaye miktarını aşamaz. Ancak bazı
istisnalar mevcuttur. Eğer adı unvanda yer alırsa komandite gibi sorumlu olur. Ticari temsilci, ticari
vekil ve pazarlamacı sıfatıyla hareket ederken komanditer ortak olduğunu açıkça söylemeksizin şirket
adına işlemlerde bulunursa bu işler nedeniyle komandite gibi sorumlu olur. Şirketin tescilinden önce
iş yapılması durumunda 3. kişilere karşı her ortak sınırsız sorumlu olur. Ancak olağan işlerde yönetim
işlerine karışırsa veya olağanüstü işlerde oy ve görüş sınırlarını aşarsa bu durumda komandite ortak
gibi sınırsız sorumlu olacaktır
-Komanditer ortak olağanüstü işlerde oy verme, öğüt, nasihat ve görüş sınırlarını aşarsa komandite
gibi sorumlu olur. Olağanüstü işlerde oybirliği arandığından komanditer ortakların da oy hakkı vardır
ve bu hakkın kullanılması yönetim işlerine karışmak anlamına gelmez.
57. Anonim şirket ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilmiş olan genel bilgilerden hangisi
doğru bir bilgi değildir?
E) Şahsi sermaye ve vadesi gelmemiş alacak, şirkete katılım payı (sermaye) olarak getirilemez
CEVAP : B
-Anonim şirket sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız mal varlığı ile
sorumlu şirkettir. Belirlilik, sermaye miktarının esas sözleşmede gösterilip tescil ve ilan edilmesiyle,
değiştirilmesinin bir takım formalitelere bağlı olmasını ifade eder. Toplam sermaye miktarı belirli
sayıda ve nominal değeri olan paylara ayrılmıştır. Pay sahipleri, sadece taahhüt ettikleri sermaye
payları ile ve şirkete karşı sınırlı sorumludurlar (Tek borç ilkesi)
-Anonim şirketler, kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilirler.
Ticaret unvanı şirketin kendisine aittir. Şirketin esas sermayesi 50.000 Türk Lirasından az olamaz ve
buna asgari sermaye denir. Esas sermaye sistemini benimsemiş anonim şirketler en az 50.000 Türk
Lirası ile kurulabilirken, Kayıtlı sermaye sistemi denilen bir diğer sistemi kabul etmiş olan halka kapalı
anonim şirketlerde, başlangıç sermayesi 100.000 TL’den az olamaz
-Ortaklar, şirkete sermaye olarak hizmet edimi, itibar, emek ve vadesi gelmemiş alacaklar getirilemez
-Her payın nominal (itibari) değeri, en az bir kuruştur ve bu değer birer kuruş ve katları şeklinde
artırılabilir. Anılan itibarî değer Cumhurbaşkanınca yüz katına kadar artırılabilir.
58. Anonim şirketler ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilmiş olan bilgilerden hangisi doğru
bir bilgidir?
CEVAP : C
-Borçlardan dolayı şirket tüzel kişiliği sadece sermaye değil tüm mal varlığıyla sorumludur. Pay
sahipleri ise sadece taahhüt ettikleri sermaye oranında ve şirkete karşı sorumludur. Şirket kurucuları
kanuna uygun olarak düzenlenmiş, sermayesinin tamamını ödemeyi şartsız taahhüt ettikleri,
imzalarının noterde veya ticaret sicil müdürlüğünde onandığı esas sözleşmede iradelerini açıklarlar ve
kuruluş belgeleri beş yıl süreyle saklanır
-Değişmez/sabit sermayeli anonim şirketlerde sermaye miktarı tek bir rakamdır (en az ellibin olmalı).
Sermayenin değiştirilmesi sözleşme değişikliği, dolayısıyla genel kurul kararı gerektirir. Kayıtlı
sermayeli anonim şirketlerde ise kuruluş sermayesinin (başlangıç/taban sermayesi- en az yüzbin
olmalı) yanı sıra ikinci bir sermaye (tavan sermaye) miktarı daha gösterilen ve bu iki miktar arasında
artışlar için (çıkarılmış sermaye) yönetim kurulu kararının yeterli olduğu sistemdir. Kayıtlı sermaye
sisteminden çıkma-çıkarılma ile ilgili hususlar Ticaret Bakanlığı’nın yetkisindedir.
-Alacaklılar, şirket borçları için pay sahiplerine başvuramazlar ancak yönetim kurulu üyelerinin kamu
alacakları karşısında taahhüt ettiği sermaye oranında kişisel sorumluluğu olduğu istisnasını
unutmamak gerekir.
59. Aşağıdaki seçeneklerde belirtilen konulardan hangisi, anonim şirketlerin esas sözleşmesinde yer
alması gerekenlerden biri değildir?
CEVAP : E
-Anonim şirketin esas sözleşme yazılı olmalı, bütün kurucuların imzaları onaylanmalıdır. Daha sonra
şirket en geç 30 gün içinde ticaret siciline tescil edilmelidir. Eğer Ticaret Bakanlığından izin alması
gereken bir anonim şirket ise, bu durumda tescilden önce izin alması da gerekir
- Şirket sermayesi, payın itibari değeri, ödeme şekil ve şartları, nama veya hamiline olacak paylar ile
varsa imtiyazlı paylar,
- Paradan başka sermaye olarak konan hak ve ayınlar, bunların mahkemenin atadığı bilirkişi
tarafından biçilen değerleri,
-Ortakların kar ve zarar katılma oranları, kural olarak şirkete getirdikleri sermaye oranına göre
belirlenir ve sözleşmede yer alması zorunlu hususlardan biri değildir.
60. Anonim şirketler ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilmiş olan bilgilerden hangisi doğru
bir bilgi değildir?
A) Şirkete getirilmesi taahhüt edilen toplam nakit sermayenin tamamı beş yıl içinde getirilmelidir
C) Sermaye olarak şirkete getirilecek işletme veya ayınlara, mahkemenin atadığı bilirkişi değer biçer
D) Şirket tüzel kişilik kazanmadan önce şirket adına iş yapanlar, bu işlerden şahsen sorumlu olurlar
CEVAP : A
- Anonim şirketlere, fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar dahil mal varlığı unsurları sermaye olarak
getirilebilir (üzerinde haciz, tedbir veya sınırlı ayni hak olmayan). İşletme ve ayınlara mahkemenin
atadığı bilirkişiler değer biçer ve bu değerleme raporu, genel kurulda ağırlaştırılmış çoğunluk ile
onaylanmalıdır. Ayın veya işletme olarak getirilen sermayeye biçilen değeri gösteren bilirkişi raporu
ticaret sicil müdürlüğüne tevdi edilir.
-Pay taahhüdünün şirketin tescilinden önce devri, şirkete karşı geçerizdir ve hüküm ifade etmez.
Çünkü tescilden önce sermayenin paylara bölünüp kişilere devri mümkün değildir. Paylar, şirket
kuruluşunun tescili veya sermaye artırım kararının tescili ile hukuken doğar
-Tescilden önce şirket adına işlem yapanlar şahsen ve müteselsil sorumlu olurlar. Ancak şirket,
kurulduktan sonra üç ay içinde bu işleri kendi üzerine devralırsa, bu kişiler sorumluluktan kurtulur.
-Şirkete getirilmesi taahhüt edilen toplam "nakit sermayenin" %25’i tescilden önce yani hemen,
kalanı ise en geç yirmidört ay içinde getirilmelidir. Kanunda yapılan değişiklik ile bu hüküm, limited
şirketler bakımından artık kıyasen uygulanmayacaktır.
61. Aşağıdakilerden hangisi, anonim şirketlerde kurucular ve esas sözleşmeyle atanan ilk
yöneticiler hakkında sorumluluk davası açılması gerektiren bir durum değildir?
CEVAP : A
Kurucular hakkında birtakım yolsuz işlemlerden dolayı sorumluluk davası açılabileceği gibi ihmali olan
ilk yönetim kuruluna da dava açılabilir
-Bu durumlarda zarar gören pay sahipleri, zarar gören alacaklılar ve zarar gören şirket davacı olabilir.
Tazminat şirkete ödenir.
62. Aşağıdakilerden hangisi, A.Ş. yönetim kurulu ile ilgili doğru bir ifadedir?
CEVAP : B
-Anonim şirketin zorunlu organları: Yönetim kurulu ve genel kuruldur. Yönetim kurulunun yokluğu bir
fesih sebebidir. Yönetim kurulu üye sayısı en az bir kişidir ve üst sınır yoktur. Yönetim kurulu
üyelerinin görev süreleri en fazla üç yıl olabilir ve tekrar seçilebilirler. Ancak tekrar seçilebilmeleri için
genel kurul tarafından aklanmaları gerekir
- Kural olarak genel kurul tarafından seçilir (genel kurul her zaman görevden alabilir)
- Esas sözleşme ile de yönetici atanır (ilk yönetim kurulu üyeleri mutlaka sözleşme ile atanır)
- Kamu tüzel kişileri tarafından yönetici atanabilir (sözleşmede hüküm bulunmak ve konusu kamu
hizmeti olmak şartıyla kamu tüzel kişilerine yönetim kurulunda temsilci bulundurma hakkı verilmiştir)
- Yönetim kurulu tarafından da yönetici seçilmesi mümkündür (kooptasyon yöntemiyle her hangi bir
sebeple boşalan yönetim kurulu üyelerinin yerine, ilk genel kurul toplantısına kadar geçici olarak
şartlara haiz bir kişinin seçilmesi)
-Gerçek kişiler gibi tüzel kişilerde yönetim kurulu üyesi seçilebilir. Ancak tüzel kişi seçildiyse, bir
gerçek kişiyi görevlendirmek zorundadır.
63. Anonim şirket yönetim kurulu toplantıları ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen
bilgilerden hangisi doğru değildir?
D) Yönetim kurulu üyeleri kendisi, üst ve alt soyu, eşi, 3.dereceye kadar dahil hısımları ile ilgili
konuların görüşüldüğü toplantılara katılamazlar
CEVAP : C
-Yönetim kurulu, her yıl bir başkan ve başkan vekili seçilir. Toplantıya çağıran ve gündemi belirleyen
başkandır. Yönetim kurulu komiteler ve komisyonlar kurabilir. Toplantı yeter sayısı kural olarak üye
tamsayısının salt çoğunluğudur. Karar yeter sayısı ise hazır bulunanların salt çoğunluğudur. Her
üyenin bir oyu vardır. Yönetim kurulu toplantılarında, temsilen ve vekaleten oy kullanılmaz. Kararlar,
karar defterine yazılır ve imzalanır. Muhaliflerin şerhi de tutanağa yazılıp imzalatılır.
-Sözleşmede hüküm bulunmak kaydıyla toplantılar elektronik ortamda yapılabilir, hatta fiziki bir
toplantıya bir kısım üye elektronik ortamda katılabilir.
64. Aşağıdakilerden hangisi, anonim şirketin organlarından biri olan yönetim kurulunun
devredilmez yetki ve görevlerinden biri değildir?
CEVAP : B
- Pay defteri yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması,
- Yıllık faaliyet raporlarının, bilançoların ve kar dağıtım tekliflerinin genel kurula sunulması,
- Genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurulun toplantıya çağırılması (görev süresi
dolmuş olsa bile),
-Yönetim kurulunun hazırladığı yıllık raporların ve bilançonun onaylanması ile yine yönetim kurulu
tarafından sunulan kar dağıtım tekliflerinin karara bağlanması "genel kurulun" görevidir.
65. Anonim şirketlerde, şirketi temsil etme yetkisi ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen
bilgilerden hangisi doğrudur?
B) Şirket adına düzenlenecek evrakların dışa karşı geçerli olması için, en az üç temsil yetkisine sahip
yönetici tarafından imzalanması gerekir
CEVAP : A
-Anonim şirket adına düzenlenecek evrakın dışa karşı geçerli olması için esas sözleşmede aksi
öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsilcilerden en az ikisi tarafından
imzalanması gerekir (çift imza kuralı)
-Temsilci konumundaki yöneticiler, konu dahilinde her işlemi şirket adına yapabilir. Olağan-
olağanüstü iş ayrımı yoktur
-Temsil yetkisi ancak birlikte temsil ve/veya merkez-şube işleriyle sınırlandırılabilir ve tescil ve ilan
edilmedikçe üçüncü kişilere karşı geçerli olmaz
-Temsilci ve yöneticilerin görevleri sırasındaki haksız fiillerinden rücu hakkı saklı olmak kaydıyla şirket
sorumludur
-Yönetim kurulu sözleşmeye konulacak bir hükümle, yönetimi kısmen veya tamamen bir veya bir kaç
murahhas üyeye (yönetim kurulu içinden görevlendirilen bir kişi) veya üçüncü bir kişiye yani
murahhas müdüre (yönetim kurulu dışından görevlendirilen kişi) devredebilir.Bu durumda
sorumluluk bu kişilere geçer.Hatta yine sözleşmeye konulacak bir hükümle yönetim kurulu
yetkilerinin, yöneticiler arasında bölünmesi de mümkündür.
66. Aşağıdaki seçeneklerde verilenlerden hangisi, anonim şirket yönetim kurulunun görev ve
yükümlülüklerinden biri değildir?
CEVAP : D
- Şirketle işlem yapma yasağı (genel kurul izin vermedikçe) ve şirkete borçlanma yasağı (ortak
olmayan yönetim kurulu üyeleri bakımından söz konusudur)
- Sır saklama yükümlülüğü,
-Anonim şirket yöneticilerinin kardan ayrıca pay almaları kararlaştırılmış ise, bu durum yönetim
kurulu üyelerinin mali haklarından birini ifade etmektedir. Kısacası, kardan pay verilmesi bir
yükümlülük değil, mali nitelikte bir haktır.
67. Aşağıdaki seçeneklerde verilenlerden hangisi, anonim şirket yönetim kurulunun idari veya mali
haklarından biri değildir?
A) Temsil
D) Huzur hakkı
E) İkramiye ve prim
CEVAP : C
Yönetim kurulu üyelerinin hakları idari ve mali nitelikte olmak üzere iki türdür.
İdari hakları sıralarsak; İdare ve temsil hakkı, yönetim kurulunu toplantıya çağırma ve katılma, bilgi
alma ve inceleme hakkı, konkordato isteme hakkı (bir iyileştirme projesi mahkemeye sunulabilir)
Esas sözleşme ile veya genel kurul kararıyla tutarı belirlenmek şartıyla ; belirli bir dönem için ödenen
ücret, yedek akçe ve en az %5 kar payı dağıtıldıktan sonra verilebilecek olan bir kar payı (sözleşmede
hüküm olmalı), toplantı başına ödenen huzur hakkı ile ikramiye ve primlerdir.
-Anonim şirketlerde fesih kararını nitelikli çoğunlukla ancak genel kurul alabilir.
68. Anonim şirketin irade ve karar organı olan genel kurul ve genel kurulun yetkileri ile ilgili olarak,
aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
E) Tek pay sahipli anonim şirketlerde pay sahibi, genel kurula ait yetkileri kullanamaz
CEVAP : E
Genel kurul, tüm pay sahiplerinin belirli konuları görüşmek üzere toplanmalarıyla oluşan en üst
düzeydeki irade ve karar organıdır. Genel kurul yılda en az bir defa olağan toplantı (faaliyet
döneminin bitimini takip eden üçüncü ayın sonuna kadar) ve gerekli hallerde olağanüstü toplantı
yapar. Sürekli çalışan bir organ değildir. Genel kurul kararlarını yönetim kurulu yerine getirir.
- Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, görev süreleri, ücretleri, huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi
haklarının belirlenmesi,
- Finansal tabloların, yıllık raporların, kar-zarar ve kazancın dağıtılması tekliflerinin, yedek akçenin ve
dağıtılacak karın karara bağlanması,
- Şirketin feshi ve
Tek pay sahipli anonim şirketlerde, bu pay sahibi genel kurulun tüm yetkilerine sahiptir ancak aldığı
kararların yazılı olması şarttır.
69. Anonim şirket genel kurul toplantıları ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerden hangisi
doğrudur?
A) Faaliyet dönemi sonunda toplantı yapılması gerektiğinden, faaliyet dönemi mutlaka belirlenmelidir
C) Tek bir pay sahibi bile, mahkemenin izni ile genel kurulu toplantıya çağırabilir
CEVAP : C
-Olağan genel kurul toplantısı, faaliyet döneminin sonundan itibaren üç ay içinde yapılır. İstisnai bir
gündem yoksa olağan yetkileri dahilinde olan hususları karara bağlanır. Faaliyet dönemi sonu belli
değilse her takvim yılının sonu faaliyet döneminin sonu kabul edilir. Olağanüstü genel kurul toplantısı
gerektiği hallerde yapılır ve bu konuda bir sınırlama yoktur
-Toplantı çağrısı sözleşmede gösterilen şekilde, internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde
de yayımlanan ilanla en az iki hafta önceden yapılır. Ayrıca nama yazılı ve çıplak pay sahipleri ile
adresini şirkete bildirmiş hamiline yazılı hisse senedi sahiplerine toplantı günü, gündem, ilanın
çıkacağı gazete, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.
-Genel kurulu toplantıya öncelikle yönetim kurulu çağırır. Azınlıklarda gerektirici sebeplerin varlığı
halinde yönetim kurulundan genel kurulu toplantıya çağırmasını talep edebilir ve gündeme madde
koydurabilirler. Yönetim kurulunun devamlı olarak toplanamaması durumlarında tek bir pay sahibi
bile mahkemenin izni ile genel kurulu toplantıya çağırabilir. Görevleriyle ilgili konularda tasfiye
memurları, herhangi bir sebeple zorunlu organı olmayan şirketlerde mahkemenin atadığı kayyımlar,
iflas halinde ise iflas dairesi genel kurulu toplantıya çağırabilir
70. Aksine bir hüküm bulunmadıkça, anonim şirket toplantılarında gündemde yer almayan
konularda karar alınamaz. Aşağıdakilerden hangisi bu "gündeme bağlılık" ilkesinin istisnalarından
biri değildir?
A) Çağrısız genel kurulda, oybirliği ile gündeme eklenen konularda karar alınabilmesi
E) Bilanço ile ilgili görüşmelerin, azınlık tarafından bir ay ertelenmesi ile ilgili talepler
CEVAP : D
-Gündeme bağlılığın bazı istisnaları vardır. Bunlar; Yönetim kurulu üyelerinin görevlerinden
alınmaları, yenilerinin seçilmeleri, bilgi ve inceleme hakkını kullanamayan pay sahiplerinin bu yöndeki
talepleri ve azınlığın özel denetçi talebi ile bilanço görüşmelerinin ertelenmesi talepleri gündemde
yer almasa bile görüşülür. Şirketin feshi ile ilgili görüşmeler gündeme bağlılık ilkesinin bir istisnası
değildir.
71. Aşağıdaki konulardan hangisi ile ilgili olarak, anonim şirket genel kurulunun ağırlaştırılmış
çoğunlukla karar alması gerekmemektedir?
E) Sermayenin azaltılması
CEVAP : A
-Esas sözleşmede aksine nisap öngörülmüş haller hariç sermayenin dörtte biriyle toplanır.
-Bilanço zararlarının kapatılması için yükümlülük (taahhüt arttıran) ve ikincil yükümlülük koyan
kararlar ile şirketin merkezinin yurtdışına taşınmasına (tabiyet-uyrukluk değişimi) oy birliği(%100) ile
karar verilir. Nisaba ulaşılamazsa toplantı ertelenir ve ikinci toplantıda ve karar aşamasında da aynı
nisap aranır
-Ayrıca konunun tamamen değiştirilmesi, imtiyazlı pay oluşturulması, nama yazılı payların devrinin
sınırlandırılması, şirketin feshi kararı, önemli miktarda aktif satışı, her tür borçlanma senedi ve
menkul kıymetler çıkarılması, tescilden itibaren iki yıl içinde işletme veya ayın devralınması veya
kiralanması ile ilgili değerleme raporunun onayı ile sermaye azaltılması kararlarında, %75 olumlu oy
aranır
-Son olarak, sermaye artırımında haklı sebeplerle rüçhan (ön alım) hakkının sınırlanması veya
kaldırılması ve şirketin dolan süresinin uzatılıp devam edilmesi kararlarında %60 olumlu oy aranır
72. Anonim şirket genel kurul toplantıları ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğru
değildir?
A) Genel kurul toplantıları, sözleşmede hüküm bulunmak kaydıyla elektronik ortamda da yapılabilir
C) Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üst soyu ile ilgili toplantılara katılıp oy kullanamaz
E) Bir paya birden çok kişi sahipse içlerinden birini temsilci seçmelidirler
CEVAP : B
-Oy hakkı, ortağın taahhüt ettiği sermayeye ilişkin öngörülen en az miktarın ödenmesiyle doğar.
73. Aşağıdakilerden hangisi, anonim şirket genel kurul kararları için iptal davası açabileceklerden
biridir?
A) Mülki amir
D) Meslek odaları
CEVAP : E
- Çağrı ve gündemin usulsüz yapılması veya oy kullanmaması gereken birinin toplantıya katılıp oy
kullanması durumlarında her pay sahibi
- Kararlar kişisel sorumluluk doğuracaksa tek tek yönetim kurulu üyeleri iptal davası açabilirler.
-İptal davası, karar tarihinden itibaren üç ay içinde merkezin bulunduğu yer ticaret mahkemesine
açılır.
74. Aşağıdakilerden hangisi ,anonim ortaklık yönetim kurulu üyelerinin görevini sona erdiren
hallerden değildir?
B) Ölüm
C) İstifa
D) Azil
E) İflas
CEVAP : A
- Anonim şirkette yönetim kurulu üyesinin T.C. Vatandaşlığından çıkması, üyeliği sona erdiren
hallerden biri değildir.
A) Fesih kararı
D) Sözleşmenin değiştirilmesi
CEVAP : C
-Yıllık faaliyet raporlarının hazırlanması, genel kurul değil yönetim kurulunun görevleri arasındadır.
76. Kanunda aksine bir nisap öngörülmüyorsa anonim ortaklığın karar yeter sayısı nedir?
-Esas sözleşmede aksine nisap öngörülmüş haller hariç genel kurul karar yeter sayısı, toplantıda hazır
bulunan mevcut sermayenin çoğunluğudur (basit nisap).
77. Anonim şirkette, rekabet yasağı ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
B) Rekabet yasağı ihlal edilirse tazminat, edinilen karşılığın ve işin şirkete devredilmesi gibi sonuçlar
doğabilir
C) Anonim şirkette, izin almaksızın şirketle rekabet eden yönetim kurulu üyeleri ortaklıktan
çıkarılabileceği gibi şirketin feshinin talebi de söz konusu olabilir
CEVAP : C
-Anonim ortaklıkta kural olarak sadece yöneticiler rekabet yasağına tabidirler. Rekabet yasağına aykırı
davranan yöneticilerin, yönetim kurulu üyeliklerine son verilebilir ancak, şahıs şirketlerinde olduğu
gibi ortaklıktan çıkarma veya şirketin feshine yol açacak sonuçlar söz konusu değildir.
A) Menkul mal
C) Para
E) Marka
CEVAP : D
-Anonim şirketlerde üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden
değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı
unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi
gelmemiş alacaklar sermaye olamaz.
79. Aşağıdakilerden hangisi Anonim şirket yönetim kurulu ile ilgili doğru bir bilgidir?
B) Yönetim kurulu üyesi olmak için fiil ehliyetine sahip olmak gerekir
C) Yönetim kurulu üyeleri T.C. vatandaşı olmalıdır
CEVAP : B
-Anonim şirkette tüzel kişiler de yönetim kurulu üyesi seçilebilirler ancak bir gerçek kişiyi
görevlendirmeleri gerekir. Vatandaş olmak veya yüksek öğrenim mezunu olmak gibi şartlar kanunda
yer almaz. Yönetim kurulu üyeleri en az değil, en fazla üç yıl görev yaparlar.
- Yönetim kurulu üyesi olmak için fiil ehliyetine sahip olmak gerekir
80. Anonim ortaklık ana sözleşmesinde gösterilen alt ve üst limitler arasında, yönetim kurulu kararı
ile ve ana sözleşme değişikliği usulüne uyulmaksızın sermaye artırımına izin veren sisteme ne ad
verilir?
CEVAP : A
- Anonim ortaklık ana sözleşmesinde gösterilen alt ve üst limitler arasında, yönetim kurulu kararı ile
ve ana sözleşme değişikliği usulüne uyulmaksızın sermaye artırımına izin veren sisteme kayıtlı
sermaye sistemi denir. Kayıtlı sermaye sistemine tabi anonim şirketler en az 100.000 TL ile
kurulabilirler (başlangıç sermayesi).
B) En az bir gerçek veya tüzel kişi kurucu ortak tarafından kurulmaları gerekir
CEVAP : E
- Anonim ortaklıklar değişken değil, sabit yani değişmez sermayelidirler. Çünkü sözleşmede yazılı
sermaye rakamını değiştirmek için sözleşmeyi de değiştirmek gerekir. Sözleşme değişikliğine gerek
olmaksızın sermayesi değişebilen şirketlere değişken sermayeli şirketler denilebilir.
82. Aşağıdakilerden hangisi anonim şirketin malvarlığının korunmasına yönelik getirilen
düzenlemelerden biri değildir?
CEVAP : C
- Bedeli tamamen ödenmedikçe hamiline yazılı hisse senedi çıkarılamaz ancak nama yazılı hisse
senedi çıkarılabilir.
83. Aşağıdakilerden hangisi anonim ortaklıkta genel kurulun görev ve yetkilerinden değildir?
CEVAP : D
- Yıllık faaliyet raporlarının, bilançonun ve kar dağıtım tekliflerinin hazırlanması, yönetim kurulunun
görev ve yetkileri arasındadır.
84. Aşağıdakilerden hangisi, anonim şirket yönetim kurulu hakkında doğru bir bilgi değildir?
A) Toplantı yeter sayısı salt çoğunluktur ancak toplanmadan da hazır bir karara yeteri kadar üyenin
imza atması suretiyle de karar alabilirler
B) Toplantıya çağrı yetkisi yönetim kurulu başkanındadır ve toplantılar elektronik ortamda yapılabilir
D) Yönetim yetkisi her halde kısmen veya tamamen murahhas üye veya murahhas müdürlere
devredilebilir
E) Aksi kararlaştırılmadıysa veya şirket tek kişiden oluşmuyor ise, şirket belgelerinin dışa karşı geçerli
olması için temsilcilerin en az ikisinin imzası gerekir
CEVAP : D
- Sözleşmeye hüküm olması şartıyla yönetim kurulu, yönetim yetkilerini kısmen veya tamamen
murahhas bir üyeye (yönetim kurulu üyelerinden biri) veya murahhas bir müdüre (yönetim kurulu
dışından biri) devredebilir.
85. Aşağıdakilerden hangisi anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ile ilgili olarak yanlış bir ifadedir?
A) Temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar;
meğerki, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun
gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilsin
B) Yönetici ve temsilcilerin, görevi sırasındaki haksız fiillerinden şirket sorumludur ancak şirket asıl
sorumlulara rücu edemez
D) Bilançocun genel kurul tarafından onaylanması, yönetim kurulu üyelerinin zımnen aklanması
sonucunu doğrurur
CEVAP : B
- Yönetici ve temsilcilerin, görevi sırasındaki haksız fiillerinden şirket sorumludur ancak şirket asıl
sorumlulara rücu edebilir.
86. Tek pay sahipli anonim şirketlerde, pay sahibi genel kurulun tüm yetkilerine sahiptir. Bu pay
sahibinin aldığı kararların ve şirketle yaptığı sözleşmelerin geçerli olması hangi şarta bağlanmıştır?
A) Notere onaylatılması
B) Yazılı olması
CEVAP : B
- Tek pay sahipli anonim şirketlerde, pay sahibi genel kurulun tüm yetkilerine sahiptir. Pay sahibinin
aldığı kararlar ve şirketle yaptığı sözleşmelerin geçerli olması, yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.
87. Aşağıdakilerden hangisi, anonim şirket ile ilgili doğru bir bilgi değildir?
A) Bütün ortaklar hazırsa ve hiç itiraz yoksa çağrısız genel kurul ile karar alınması mümkündür
B) Gündeme bağlılık ilkesi gereği istisnalar hariç genel kurulda gündem dışı karar alınamaz
C) Pay sahipleri kendileri, eşleri, altsoy ve üstsoy hısımları ile ilgili bir konunun görüşüldüğü
toplantılarda oy kullanamaz
CEVAP : E
88. Anonim şirketin denetlenmesi ve atanacak denetçiler ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde
verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
CEVAP : B
Anonim şirketlerde, şirket içi denetim organı kaldırılmış ve yerine, 01.01.2013 tarihinde yürürlüğe
giren hükümler uyarınca dışarıdan bağımsız denetçilerin seçilme zorunluluğu oluşmuştur
-Cumhurbaşkanı kararı ile belirlenebilen denetime tabi anonim şirketlerin ve şirketler topluluğunun
finansal tabloları, kamu gözetimi muhasebe ve denetim standartları kurumunca yayımlanan
standartlara göre bağımsız denetçiler tarafından denetlenir
-Yönetim kurlunun faaliyet raporuyla finansal tabloların uyumu ve gerçekliği denetim kapsamındadır.
Denetçi görüşü, finansal tabloların başında açıkça belirtilir. Denetlettirilmemiş faaliyet raporları ve
tablolar düzenlenmemiş hükmündedir
-Kanun iki tür denetçi öngörmüştür. Bunlardan birincisi, şirketin ve şirketler topluluğunun yıl sonu ve
konsolide finansal tablolarını, raporlarını ve hesaplarını denetleyen ve kanunun öngördüğü denetçi
(bağımsız denetçi), ikincisi ise her pay sahibinin genel kuruldan talebiyle mahkemenin belirleyeceği
özel denetçidir
-Denetçinin şahsına yönelik itirazlar varsa, seçilmesinden itibaren üç hafta içinde görevden alma ve
yeni denetçi atanma davası söz konusu olabilir. Yönetim kurulu dışında, azınlıkta bu davayı açabilir ve
mahkeme davacıları haklı görürse, yeni denetçi atar. Faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar
denetçi atanmadıysa mahkeme tarafından atanır. Denetçi, görevi reddettiyse, bıraktıysa veya yerine
getiremiyorsa yine mahkeme atar. Denetçinin sözleşmeyi feshetmesi, yazılı ve gerekçeli olmalıdır. Bu
durumda yönetim kurulu geçici bir denetçi seçer ve genel kurulun onayına sunar.
-Denetçiler şirket organı değildirler.
89. Aşağıdaki seçeneklerde verilmiş olanlardan hangisi, bir anonim şirketi bağımsız denetçi olarak
denetleyebilmek için aranan koşullardan biri değildir?
A) Serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir unvanını taşımak
CEVAP : C
Anonim şirketlerde bağımsız denetim görevini, serbest muhasebeci mali müşavirler veya yeminli mali
müşavir unvanına sahip olan kişiler veya ortakları bu vasfa sahip kişilerden oluşan sermaye şirketleri
yapabilir. Ayrıca bağımsız denetim yapacak olanların, Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim
Standartları kurumunca yetkilendirilmesi de gerekir.
-On yıl içinde aynı şirket için toplam yedi yıl denetçi olarak seçilen denetçi, üç yıl geçmedikçe denetçi
olarak yeniden seçilemez. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu bu süreleri
kısaltmaya yetkilidir
-Denetçi, denetleme yaptığı şirkete, vergi danışmanlığı ve vergi denetimi dışında, danışmanlık veya
hizmet veremez, bunu bir yavru şirketi aracılığıyla yapamaz. Yönetim kurulu üyelerine karşı açılan
sorumluluk davası, kusurlu olmaları durumunda denetçilere de açılabilir
-Şirket denetçi ile her yıl sözleşme yapmalıdır. Sözleşmenin karşılıklı feshi söz konusu olamaz. Denetçi
tek taraflı fesih ile sözleşmeyi feshedebilir (haklı gerekçe ile veya kendisine görevden alınma davası
açılmışsa). Şirket ise, denetçinin görevden alınması için mahkemeye dava açabilir. Genel kurul veya
yönetim kurulu, denetçiyi doğrudan görevden alamaz
- Kanunun ilgili maddelerinde, denetçinin ilgili şirkette hiç çalışmaması şartı yoktur. Ancak önceki üç
yıl içinde çalışmamış olmak şartı vardır.
90. Anonim şirketlerde pay kavramı ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden
hangisi doğru değildir?
A) Sermaye birbirine eşit paylara bölünmüştür ve payın itibari değeri en az bir kuruştur
B) Payı devralanın ortak olabilmesi için pay defterine yazılması ve devrin onaylanması gerekir
C) Anonim şirket hisse senetleri nama yazılı veya emre yazılı olabilir
D) Her pay sahibinin yeni çıkarılan paylardan, mevcut sermaye oranına göre alma hakkına rüçhan (ön
alım) hakkı denir
E) Birden çok payın tek pay haline getirilmesi, sermaye azaltılması yollarından biridir
CEVAP : C
-Sermaye birbirine eşit paylara bölünmüştür ve payın itibari değeri en az bir kuruştur. Paylar birer
kuruş ve katları olarak yükseltilebilir. Senede bağlanmamış paylara çıplak pay denir. Pay sahiplerinin
isimleri pay defterine yazılır. Payı devralanın ortak olabilmesi için pay defterine yazılması ve devrin
onaylanması gerekir. Aksi halde, paya bağlı haklar devredende kalır
- Her pay sahibinin yeni çıkarılan paylardan, mevcut sermaye oranına göre alma hakkına rüçhan (ön
alım) hakkı denir. Yönetim kurulu rüçhan hakkının esaslarını bir kararla belirler ve pay sahiplerine en
az onbeş gün süre verir. Rüçhan hakkı devredilebilir bir haktır
-Sermayenin azaltılması; Nominal değerin azaltılması, birden çok payın tek pay haline getirilmesi, bazı
payların itfa edilmesi yöntemleriyle yapılabilir
-İtibari değerden yoksun veya aşağı bedelli pay çıkarılamaz. Sözleşmeye hüküm koymak şartıyla veya
genel kurul kararıyla, itibari değerden daha yüksek bedelle pay çıkarılabilir. Bunlara primli/agiolu pay
denir. Yine sözleşmeye hüküm koymak kaydıyla kar payı, tasfiye payı, rüçhan hakkı veya oy hakkında
üstünlük tanıyan paylar da çıkartılabilir ve bu paylara imtiyazlı paylar denir. Bir paya en çok on beş oy
hakkı tanınabilir. Oy hakkında imtiyaz sözleşme değişikliği, yönetim kurulunun ibrası ve yönetim
kurulu üyelerine sorumluluk davası açılması ile ilgili kararda kullanılamaz
-Tescilden önce çıkarılan paylar (hisse senetleri) geçersizdir. Paya bağlanan senetlere hisse senedi
denir ve bunlar nama yazılı veya hamiline yazılı olabilir. Emre yazılı olamaz.
91. Anonim şirkette tam bir pay sahipliği vermeyen ancak kara, tasfiyeye katılma veya yeni pay
alma hakkı gibi haklar tanıyan senetlere ne isim verilir?
A) İntifa senetleri
B) Kanuni bağlam
D) Iskat
E) Yedek akçe
CEVAP : A
-Şirket sözleşmesine konulacak hükümle, nama yazılı hisse senetlerinin ancak şirket onayıyla
devredileceği şeklindeki kısıtlama veya tamamen yasaklamaya iradi bağlam denir. Çıplak paylar içinde
konulabilir. Bağlam kanundan kaynaklı ise kanuni bağlam denir (Bedelinin ödenmesinde sıkıntı
yaşanan ve teminat gösterilemeyen payların, pay defterine kaydından kaçınılabilir). Bu tür senetlere
bağlı nama yazılı senetler denir ve tasfiye sırasında bağlam düşer
-Öz varlıktan kaynaklanan bedelsiz/gratis pay ise, yedek akçe ve fondan kaynaklı artırımlarda pay
sahiplerinin sermayesi oranında edindiği paydır ve iç kaynaklı sermaye artırımlarında söz konusudur
-Iskat, pay sahibinin iradesine bakılmaksızın, sermaye borcunu ödemede temerrüde düşen pay
sahibinin, pay sahipliği sıfatının alınmasıdır
-Anonim şirkette yedek akçeler, ileride meydana gelebilecek zararları kapatmak, kayıp ve masrafları
karşılamak ve istikrarlı kar dağıtımı için kazançtan ayrılan açık veya gizli kıymettir. Genel yani kanuni
yedek akçede, yıllık karın yüzde beşi, sermayenin yüzde yirmisine varana kadar ayrılan akçedir ve kar
dağıtımı yapılabilmesinin ön şartıdır
-İntifa senetleri, esas sözleşmeye hüküm koyarak ilgili kişiler için genel kurul kararıyla çıkarılır. Emre
ve hamile yazılı olabilir. Pay sahipliği (ortaklık hakkı) vermez ancak, kar ve tasfiyeye katılma ve yeni
pay alma hakkı verir.
92. Aşağıdaki seçeneklerde belirtilen ve belirli azınlık veya azlık gruplarına tanınan haklardan
hangisi olumsuz azınlık hakkı kapsamındadır?
C) Finansal tabloların müzakeresi ve bilançonun onayı ile ilgili toplantının ertelenmesini isteme
CEVAP : D
Anonim şirkette azınlık hakları; olumlu (şirketten bazı taleplerde bulunmakla ilgilidir) ve olumsuz
azınlık (alınacak bir karara karşıt oyla engel olmak durumudur) hakları olarak ikiye ayrılır. Azınlıktan
kastedilen en az sermayenin onda biridir. Halka açık anonim şirketlerde bu oran yirmide birdir. Bu
oranlar düşürülebilir ama arttırılamaz
- Finansal tabloların müzakeresi ve bilançonun onaylanması ile ilgili toplantının ertelenmesini isteme
- Başka bir denetçi atanmasını isteme (Mahkemeden istenir ve aynı hak yönetim kuruluna da
tanınmıştır)
Olumsuz azınlık hakları; Azınlığın oylarıyla kararın oluşmasına engel olunmasıdır. Örneğin kuruluştan
dört yıl sonra yapılacak toplantıda, genel kurulun alacağı sulh ve ibra kararına azınlık karşıt oy verirse
sulh ve ibra (aklanma) gerçekleşmez.
93. Aşağıdaki seçeneklerde verilenlerden hangisi, anonim şirket için bir fesih sebebidir?
B) Alacaklıların, pay sahiplerinin veya kamunun menfaatlerinin önemli ölçüde tehlikeye düşürülmüş
veya ihlal edilmiş olması
E) Şirketin iflası
CEVAP : B
Anonim şirketin sona ermesi; İnfisah (kendiliğinden) ve fesih (karar ile) olmak üzere ikiye ayrılır.
İnfisah sebepleri; Sürenin sona ermesi, konunun gerçekleşmesi veya imkansız olması ("C" ve "D"
seçenekleri bu sebeplere örnektir), sözleşmede öngörülmüş bir infisah sebebi, şirketin iflası, sermaye
ve yedek akçelerin üçte ikisinin kaybı ve kalanıyla yetinme kararı verilmemesidir
Fesih sebepleri ise; İradi olarak birleşme kararı veya genel kurul kararıyla fesih olabilir. Ayrıca
mahkeme kararıyla fesih de söz konusu olabilir. Örneğin, haklı sebeplerin varlığı halinde azınlığın
talebi, zorunlu organların bulunmaması veya toplanamaması (pay sahipleri, şirket alacaklıları veya
bakanlık dava açabilir), alacaklıların, pay sahiplerinin veya kamunun menfaatlerinin önemli ölçüde
tehlikeye düşürülmüş veya ihlal edilmiş olması (şirketin kurulmasında bu durum söz konusu ise
yönetim kurulu, bakanlık, alacaklılar veya pay sahipleri üç ay içinde dava açabilir) mahkeme kararıyla
fesih sebepleridir.
94. Anonim şirketin tasfiyeye girme süreci ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden
hangisi doğru bir bilgidir?
C) Tasfiye memurlarından en az bir tanesi T.C. vatandaşı olmalıdır ve yerleşim yeri Türkiye olmalıdır
D) Tasfiye memurlarının üçüncü kişilerle tasfiye amacı dışında yaptıkları işlemler şirketi bağlamaz
CEVAP : C
-İnfisah ve fesihten sonra tasfiyeye girilir. Birleşen, dönüşen veya kamu tüzel kişisi tarafından
devralınan şirketlerin tasfiyesi şart değildir. Tasfiye sırasında tüzel kişilik korunur ve unvana tasfiye
halinde ibaresi eklenir. Organların yetkileri tasfiye amacıyla sınırlanır. Sözleşmeyle veya genel kurul
kararıyla tasfiye memuru atanmadıysa bu görevi yönetim kurulu üyeleri yapar. Atanan memurlar
tescil edilir. Mahkeme kararıyla fesihte memurları mahkeme atar. İflas halinde tasfiye, icra iflas
kanunu hükümlerine göre yapılır.
-Tasfiye memurları aktifleri pazarlık yoluyla satarlar ancak önemli miktarlarda satış için genel kurul
kararı gerekir. Üçüncü kişilerle tasfiye amacı dışında yaptıkları işlemler de şirketi bağlar.
-Taahhütlü mektupla, sicili gazetesinde ve internet sitesinde birer hafta arayla yapılacak üç ilanla sona
erme duyurulur ve alacaklılar "üç ay" içinde alacaklarını bildirmeye davet edilir
-Tasfiyeden sonra kalan varlık, sermaye ve imtiyaz oranında dağıtılır. Alacaklılara yapılan üçüncü
ilandan itibaren "üç ay" geçmedikçe tasfiye bakiyesinin dağıtımına başlanmaz. Aksine hüküm yoksa
dağıtım para olarak yapılır. Tasfiye sona erince, memurların istemi üzerine ticaret unvanı sicilden
silinerek sona erme tescil ve ilan edilir. Şirketin tüzel kişiliği sicilden silinme işlemiyle sona erer.
Defterler on yıl süreyle sulh hukuk mahkemesinde saklanmalıdır
-Tasfiye memurlarından en az bir tanesi T.C. vatandaşı olmalıdır ve yerleşim yeri Türkiye olmalıdır.
95. Bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında, kanunen yasak
olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilen, esas sermayesi belirli ve sermayesi
paylarının toplamından oluşan şirket, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Anonim şirket
D) Limited şirket
E) Adi şirket
CEVAP : D
En az bir en çok elli gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında, kanunen yasak
olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilen, esas sermayesi belirli ve sermayesi
paylarının toplamından oluşan şirket, limited şirkettir
-Payların itibari değeri en az yirmi beş Türk Lirasıdır. Şirketin durumunu iyileştirmek amacıyla bu
değer düşürülebilir. Payların itibari değerleri yirmi beş’in katları olmak kaydıyla farklı olabilir. Bu
durum sermayenin gerçek anlamda paylara bölündüğü anlamına gelmez. Limited şirket, anonim
şirketten farklıdır. Burada sermaye hesabi olarak paylara bölünmüştür. Maksat, oy ve kar gibi hakların
belirlenmesidir. Limited şirket en az onbin Türk Lirası ile kurulabilir.
96. Limited şirketlerde pay kavramı ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden
hangisi doğru değildir?
CEVAP : A
-Payın devri yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onaylanır. Aksi öngörülmemişse devrin
geçerliliği için genel kurul onayı da aranır ve payın devri pay defterine kaydedilir.
-Pay senetleri, ispat aracı şeklinde nama yazılı olarak düzenlenebilir ve dolaşım kolaylığı sağlamaz.
97. Aşağıdakilerden seçeneklerde verilenlerden hangisi, limited şirket esas sözleşmesinde açıkça
yer alması zorunlu olan hususlardan biri değildir?
A) Şirketin konusu
B) Şirketin merkezi
CEVAP : E
c) Esas sermayenin itibarî tutarı, esas sermaye paylarının sayısı, itibarî değerleri, varsa imtiyazlar, esas
sermaye paylarının grupları
-Aksi öngörülmemişse şirket sözleşmesi, sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla
değiştirilebilir. Sözleşme kurucular tarafından "ticaret sicil müdürlüğü huzurunda" imzalanır ve 30 gün
içinde tescil ve ilan olunur.
-Ortakların kar ve zarar oranları, sözleşmede yer alması gereken zorunlu hususlardan biri değildir
98. Aşağıdaki seçeneklerde verilenlerden hangisi, limited şirketin karar organı olan genel kurulun
devredilmez yetkilerinden biri değildir?
D) Şirketin feshi
d) Yılsonu finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun onaylanması, kâr payı hakkında karar
verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi
h) Müdürün, şirketin kendi paylarını iktisabı konusunda yetkilendirilmesi veya böyle bir iktisabın
onaylanması
ı) Şirketin feshi ve genel kurulun kanun veya şirket sözleşmesi ile yetkilendirildiği ya da müdürlerin
genel kurula sunduğu konularda karar verilmesi
-Tek ortaklı limited şirketlerde, bu ortak genel kurulun tüm yetkilerine sahiptir. Tek ortağın genel
kurul sıfatıyla alacağı kararların geçerlilik kazanabilmeleri için yazılı olmaları şarttır.
-Sorunun "B" seçeneğinde yer alan yetki, ancak sözleşmeyle öngörülürse devredilmez yetki olabilir.
99. Aşağıdakilerden hangisi, limited şirket genel kurulunda temsil edilen oyların en az üçte ikisinin
ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde
alınabilecek önemli kararlardan biri değildir?
C) Sermayenin azaltılması
D) Şirketin feshi
CEVAP : C
Aşağıdaki genel kurul kararları, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas
sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde alınabilir:
g) Müdürlerin ve ortakların, bağlılık yükümüne veya rekabet yasağına aykırı faaliyette bulunmalarına
genel kurul tarafından onay verilmesi
h) Bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir
ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması
ı) Şirketin feshi
-Sermayenin azaltılması için, yukarıda sayılanlar dışında sözleşme değişikliği nisabı olan, esas
sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebilir.
100. Limited şirketin yönetim ve temsil organı olan müdürler ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde
verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
A) Şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya
tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir
CEVAP : D
-Şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. En azından bir ortağın, şirketi yönetim
hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekir.
-Müdürlerin görev süresi, sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenir. Müdürler, kanunların ve
şirket sözleşmesinin genel kurula görev ve yetki vermediği bütün konularda görevli ve yetkilidir.
c) Şirketin yönetimi için gerekli olduğu takdirde, muhasebenin, finansal denetimin ve finansal
planlamanın oluşturulması
d) Şirket yönetiminin bazı bölümleri kendilerine devredilmiş bulunan kişilerin, kanunlara, şirket
sözleşmesine, iç tüzüklere ve talimatlara uygun hareket edip etmediklerinin gözetimi
e) Küçük limited şirketler hariç, risklerin erken teşhisi ve yönetimi komitesinin kurulması
f) Şirket finansal tablolarının, yıllık faaliyet raporunun ve gerekli olduğu takdirde topluluk finansal
tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi
-Müdürler de ortaklar için öngörülmüş bulunan bağlılık borcuna tabidir. Müdürler ortaklara eşit
şartlar altında eşit işlem yaparlar
-Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse,
müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. Bu ifadeden de anlaşıldığı üzere,
limited şirketlerde müdürler kural olarak rekabet yasağına tabidirler ve sözleşmeye ayrıca hüküm
koymaya gerek yoktur.
A)Kural olarak şirket adına imza yetkisini haiz kişilerin en az ikisinin imzası gerekir
C) Şirketi temsil yetkisi, her halde yönetim kurulu üyesi olmayan murahhas müdüre de devredilebilir
D) Şirket temsilcisinin temsil yetkisinin kapsamının birlikte temsil şeklinde sınırlanması mümkündür
E) Temsile yetkili olanların, görevleriyle ilgili işledikleri haksız fiillerden şirket sorumludur ancak
temsilciye rücu hakkı saklıdır
CEVAP : C
-Şirketi temsil yetkisi, murahhas üyeyle birlikte yönetim kurulu üyesi olmayan murahhas müdüre de
devredilebilir. Eğer temsil yetkisi yönetim kurulu üyesi olmayan birine devredilmiş ise mutlaka kurul
üyelerinden birini de temsilci olarak görevlendirmek gerekir.
II.Marka
III.Hizmet
102 .6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre, yukarıdakilerden hangileri limited şirkete sermaye
payı olarak getirilemez?
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) II ve IV
E) III ve IV
CEVAP : B
Anonim ve limited şirketlerde ortaklar, şirkete sermaye olarak şahsi sermaye olan emek, itibar ve
hizmet ile vadesi gelmemiş alacak getiremezler. Ayrıca sermaye olarak getirilebilecek malvarlığı
değerleri üzerinde haciz, tedbir ve sınırlı ayni hak gibi kısıtlamalar bulunmamalıdır.
103. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre, aşağıdakilerden hangisi anonim şirketlerde yönetim
kurulunun yetkisindedir?
D) Denetçinin seçimi
CEVAP : C
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) III ve IV
D) I, II ve III
E) I, II ve IV
CEVAP : A
-Şirket borçlarından dolayı şahsi malvarlıklarıyla birinci derece sınırsız ve müteselsil sorumlu olan
ortaklar, adi şirket ortaklarıdır.
-Kollektif şirket ortağı ile komandite ortakların sorumluluğu ikinci derece sınırsız ve müteselsildir.
Çünkü borçlardan önce şirket tüzel kişiliği tüm malvarlığıyla sorumludur. Şirkete yapılan takiplerin
semeresiz kalması halinde bu ortakların sorumluluğu doğacaktır.
- Anonim şirkette ise ortaklar sadece şirkete karşı ve taahhüt ettiği sermaye ile sınırlı sorumludurlar.
105. Bir şirket kendi paylarını, esas veya çıkarılmış sermayesinin onda birini aşan veya bir işlem
sonunda aşacak olan miktarda, ivazlı olarak iktisap ve rehin olarak kabul edemez . Aşağıdakilerden
hangisi bu yasağın istisnaları ile ilgili doğru bir bilgi değildir?
A) Payların ilgili hükmüne göre iktisap veya rehin olarak kabul edilebilmesi için, genel kurulun
yönetim kurulunu en fazla beş yıl için yetkilendirmesi şarttır
B) Genel kurul kararına gerek olmaksızın ; yakın ve ciddi bir kaybın engellenmesi, ivazsız iktisap,
sermaye azaltımı, külli halefiyet, cebri icradan bir şirket alacağının tahsili veya menkul kıymetler
şirketi olma hallerinde kendi payını iktisap şirket açısından mümkündür
CEVAP : E
-Kanunun 384 ve 385 inci maddeleri uyarınca elden çıkarılamayan paylar, sermayenin azaltılması
yoluyla hemen yok edilir.
106. Türk Ticaret Kanunu’na göre, aşağıdakilerden hangisi anonim şirket genel kurulunun
devredilmez görev ve yetkilerinden biri değildir?
CEVAP : B
107. Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiş olan adi ortaklık sözleşmesi ile ilgili olarak, aşağıdaki
seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
B) Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, adi ortaklık
hükümlerine tabi olur
E) Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine
ve niteliğine bakılmaksızın eşittir
CEVAP : C
- Adi ortaklıkta yönetim hakkı olanlar da dahil "her ortağın" denetim hakkı bulunmaktadır. Emredici
bir hüküm olduğundan sözleşmeyle kaldırılamaz bir haktır.
108. Limited şirketle ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilmiş olan bilgilerden hangisi doğru bir
bilgidir?
B) Şirketten tahsil edilemeyen kamu alacaklarından, yönetim organı olan müdürler sorumlu tutulabilir
ancak ortaklar sorumlu tutulamaz
D) Anonim şirkette vadesi gelmemiş alacak sermaye olarak getirilemez ancak limited şirkette
getirilebilir
E) Anonim şirket hakkındaki bağımsız denetçiler ile ilgili hükümler limited şirkete uygulanmaz
CEVAP : C
-Limited şirkette ortakların sorumluluğu taahhüt ettiği sermaye ile sınırlıdır. Ancak sözleşmeye hüküm
koymak kaydıyla ortaklara sermaye taahhüdünün yanında, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri
konabilir. Ayrıca bütün ortaklar, tahsil edilemeyen amme (kamu) alacağından hisseleri oranında
doğrudan doğruya sorumludurlar .
-Aynı anonim şirkette olduğu gibi hizmet edimi, itibar, emek ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye
olarak getirilemez.
-Anonim şirket hakkındaki bağımsız denetçiler ile ilgili hükümler, limited şirkete de kıyasen uygulanır
-Şirketin ortak sayısı bire düşerse, şirketi yöneten ve temsil eden müdürler durumu yedi gün içinde
ad, soyadı, yerleşim yeri ve vatandaşlık bilgileriyle birlikte tescil ve ilan ettirirler. Şirket, tek ortağa
düşmek amacıyla şirket kendi payını iktisap edemez.
109. Aşağıdakilerden hangisinin anonim şirketin esas sözleşmesinde bulunması zorunlu değildir?
A) Şirketin unvanı
B) Şirketin merkezi
CEVAP : C
- Genel kurul kararıyla seçilen denetçiler ile her yıl sözleşme yapılır. Denetçilerin adı ve soyadı, şirket
sözleşmesinde bulunması zorunlu hususlar arasında yer almamaktadır.
110. Aşağıdakilerden hangisi anonim ortaklık genel kurulunu toplantıya çağıramaz?
C) Azınlık
D) Tasfiye memurları
CEVAP : B
-Genel kurulu toplantıya öncelikle görev süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu çağırır. Azınlık
grupları da gerektirici sebeplerin varlığı halinde yönetim kurulundan genel kurulu toplantıya
çağırmasını talep edebilir ve gündeme madde koydurabilirler. Yönetim kurulunun devamlı olarak
toplanamaması durumlarında tek bir pay sahibi bile mahkemenin izni ile genel kurulu toplantıya
çağırabilir. Görevleriyle ilgili konularda tasfiye memurları, herhangi bir sebeple zorunlu organlarını
oluşturamayan şirketlerde mahkemenin atadığı kayyımlar, iflas halinde ise iflas dairesi genel kurulu
toplantıya çağırabilir.
111. Aşağıdaki seçeneklerde verilenlerden hangisi, kıymetli evraklar ile ilgili olarak doğru bir bilgi
içermemektedir?
CEVAP : A
-Kıymetli evraklar öyle senetlerdir ki bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemediği
gibi, yine senetten ayrı olarak başkalarına da devredilemez.
A) Poliçe
B) Konşimento
C) Makbuz
D) Hisse senedi
E) Varant
CEVAP : A
1) Emtia senetleri: Makbuz senedi, varant, konşimento, taşıma senedi (tartışmalı) gibi senetler
2) Menkul kıymetler: Hisse senedi, tahvil, intifa senedi, ilmühaber gibi senetler
113. Kıymetli evrakta borçlunun durumu ile ilgili olarak verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
A) Vadeden önce ödeme yapan borçlu yanlış kişiye ödeme yaptıysa, meşru hamile tekrar ödeme
yapmak durumunda kalır
B) Senedi teslim almadan ödeme yapan borçlu, tekrar ödeme yapmak durumunda kalabilir
CEVAP : D
-Senedin niteliğine göre, alacaklı olduğu anlaşılan kişiye (meşru hamil) ödeme yapılmalıdır.Ancak
borçlu, vadeden önce ödeme yapmadıysa imzaların gerçekliğini araştırmak zorunda değildir.
114. Kıymetli evrakların içerdikleri haklar bakımından yapılan sınıflandırmaya göre, aşağıdaki
seçeneklerde verilen senetlerden hangisi bir emtia senedidir?
A) Poliçe
B) Tahvil
C) İlmühaber
D) İntifa senedi
E) Konşimento
CEVAP : E
Emtia senetleri: Umumi mağaza veya taşıyıcıda bulunan malların teslimini isteme hakkı verir. Makbuz
senedi, varant, konşimento gibi
115. Hak sahibinin tespiti veya senedin devredilebilme şekli bakımından kıymetli evraklar; nama
yazılı, emre yazılı ve hamiline yazılı olmak üzere üçe ayrılır. Aşağıdakilerden hangisi nama yazılı
kıymetli evrak ile ilgili olarak yanlış bir bilgidir?
C) Poliçe, bono ve çek isme yazılı olarak düzenlendikleri anda kanunen nama yazılı senet sayılırlar
D) Nama yazılı bir poliçede ayrıca ‘’her hamiline’’ödemek hakkı saklı tutulmuş ise, senet eksik nama
yazılı hale gelir
E) Hisse senetleri nama veya hamiline yazılı olarak düzenlenebilir ve nama yazılı olanlar istisnai
olarak ciro ile de devredilebilir
CEVAP : C
-Nama yazılı kıymetli evrak, belirli kişinin adına yazılıdır ve emrine kaydı içermez. Kanunen emre yazılı
senetlerden olmayan senetler de nama yazılıdır. Kısaca, senette bir isim var ise ve bu senet emre
yazılı değil ise o zaman nama yazılıdır. Kambiyo senetleri olan poliçe, bono ve çek kanunen emre yazılı
senet olduklarından dolayı, isme yazılı olarak düzenlendikleri anda emre yazılı senet sayılırlar
116. Emre yazılı senetler ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru
değildir?
A) Emre yazılı kıymetli evrak, emre yazılı olan veya kanunen böyle sayılan kıymetli evraklardır
C) Ciro senet üzerinde yapılabileceği gibi, alonj denilen bir kağıda da yapılabilir
CEVAP : D
-Tıpkı nama yazılı senetler gibi emre yazılı senetler de çift taraflı ibraz kaydı özelliğini taşır. Yine aynı
şekilde meşru hamilin tespiti yükümlülüğü vardır. İpotekli borç senedi, irat senedi ve hisse senetleri
emre yazılı düzenlenemezler. Bunlar dışındaki senetler, emre yazılı düzenlenebilir ya da zaten
kanunen emre yazılıdır.
117. Kıymetli evrakların iptali ve kıymetli evraklarda tür değişmesi ile ilgili olarak aşağıdaki
seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
A) Kıymetli evrakın zıyaı, senedin kaybolması veya hamilin elinden rıza dışı çıkması ya da senet vasfını
yitirmesi gibi durumlardır
D) Keşideci tarafından nama, emre veya hamile yazılı olarak düzenlenmiş bir senedin, türünün
değiştirilmesi mümkündür
E) Tür değiştirme kanunen gerçekleşebileceği gibi, iradi olarak da söz konusu olabilir
CEVAP : C
-Kıymetli evrakın zıyaı, senedin kaybolması veya hamilin elinden rıza dışı çıkması ya da senet vasfını
yitirmesi gibi durumlardır. Bu durumlarda senedi iptal ettiren kimse, iptale ilişkin mahkeme kararıyla
vadesi gelmişse tahsil edilmesini, vadesi gelmemişse senedin yerine geçecek bir senet
düzenlenmesini isteyebilir
-İptal davasının şartları; Senedin zayi olması, hakkın halen mevcut olması, senetteki hakkın alacaklısı
sıfatını taşımak, senedi ele geçirmenin mümkün olmaması (mümkünse iade yani, istirdat davası
açılmalıdır) ve iptalin mümkün olmasıdır.
118. Aşağıdakilerden hangisi poliçe, bono ve çek şeklinde üç adet olan kambiyo senetlerinin
özelliklerinden biridir?
CEVAP : D
1. Hak ile senet sıkı sıkıya bağlıdır (devir ve talep için senedin ibrazı şarttır)
2. Kanunen emre yazılıdırlar (nama da düzenlenebilirler ancak sadece çek hamiline düzenlenir)
3. Sıkı sıkıya şekle bağlıdırlar (zorunlu unsurlar kanunen belirlidir ve geçerliliği etkiler)
4.Alacak hakkı taşırlar (mutlaka bir miktar paranın ödenmesi borcunu içerirler)
5. Müteselsil borçluluk esası vardır (asıl borçlu borcu ödemezse imzaları bulunan keşideci, muhatap,
avalist ve ciranta gibi müracaat borçluları, borcun tamamından sorumludurlar)
9. İmzaların istiklali ilkesi vardır (ehil olmayanın imzası, sahte, hayali imzalar gibi muhatabını
bağlamayan imzalar olsa bile diğer imzalar geçerlidir. İmza sahipleri ayrı ayrı sorumludur)
10. Emre ve hamiline yazılı ise kamu itimadına mazhardır (kamu güvenine dayalı- kolay dolaşan)
11. İcra iflas hukukunda kendine özgü haciz yolu ile takip edilir
13. Numerus clausus ilkesi vardır (üç adet olarak sınırlı sayıdadır)
14. Aranılacak borç içerirler (para borcu olmasına rağmen borçlunun ikametgahında ödenir)
119. Aşağıdaki seçeneklerde belirtilen unsurlardan hangisi, bono içerisinde bulunması zorunlu
unsurlardan biri değildir?
A) Düzenleyenin adı
B) Düzenleyenin imzası
C) Düzenleme yeri
E) Düzenleme tarihi
CEVAP : A
- Kambiyo senetlerinde düzenleyenin adı zorunlu unsurlar arasında yer almaz ancak imzası mutlaka
yer almalıdır.
120. Aşağıdaki seçeneklerde belirtilen unsurlardan hangisi, çek üzerine yazılması gereken zorunlu
unsurlardan biri değildir?
A) Çek kelimesi
C) Lehtarın adı
D) Düzenleme tarihi
CEVAP : C
-Poliçe ve bonodan farklı olarak, çek hamiline yazılı da düzenlenebileceğinden, lehtarın adının veya
unvanının gösterilmesi zorunlu unsur değildir.
121. Poliçe ile ilgili uyuşmazlıkların görüleceği davalarda zamanaşımı süreleri ile ilgili olarak,
aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
A) Hamilin, kabul etmiş muhataba karşı açacağı davalarda, vadeden itibaren üç yıldır
C) Hamilin cirantalar veya avalistler aleyhine açacağı davalarda, protestodan itibaren bir yıldır
E) Hamil başvuru hakkını kaybetmiş ise, bir yıllık zamanaşımı süresinde, keşideciye veya kabul etmiş
muhataba sebepsiz zenginleşme nedeniyle başvuruda bulunamaz
CEVAP : E
1. Hamilin, kabul etmiş muhataba karşı açacağı davalar vadeden itibaren üç yıl,
2. Hamilin keşideci, cirantalar, avalistler veya araya girenler (muhatap dışındakiler) aleyhine açacağı
davalar protestodan itibaren bir yıl (masrafsız iade varsa vadeden itibaren),
3. Cirantaların, başka bir cirantaya, avaliste, araya girene veya keşideciye açacağı davalar, ödeme
veya dava yoluyla kendisine ileri sürüldüğü tarihten itibaren altı ay şeklindedir
- Hamil başvuru hakkını kaybetmiş bile olsa, keşideciye veya kabul etmiş muhataba sebepsiz
zenginleşme nedeniyle başvuruda bulunabilir. Bu durumda zamanaşımı bir yıldır.
122. Emre yazılı bir çekin, muhatap bankaya ait hesabın işlediği şubeye ciro edilmesinin sonucu
nedir?
D) Ancak hesabın işlediği şube hariç, bankanın diğer şubelerine ciro edilebilir
CEVAP : E
-Muhatabın, hesabın bulunduğu şubesine yapılan ciro makbuz hükmündedir. Çünkü poliçeden farklı
olarak, hesabın bulunduğu muhatap banka, çeki yeniden ciro edemez ve borç sona erer. Ancak
şubeler arası ciro ise makbuz hükmünde değil, temlik cirosu hükmünde sayılacaktır.
123. Poliçedeki belli bazı kavramlar ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden
hangisi doğru değildir?
A) Keşideci, kendi adına ancak üçüncü bir şahıs hesabına poliçe düzenleyebilir
E) İmzaların birinin herhangi bir sebeple geçersiz hale gelmesi diğer imzaların ve dolayısıyla poliçenin
geçerliliğini etkilemez
CEVAP : B
-Açık yani beyaz poliçede; zorunlu unsurların biri veya birkaçı hatta imza dışındakilerin hepsi boş
bırakılabilir. Senedi elinde bulundurana doldurma yetkisi verilmiş sayılır ve açık poliçe geçerlidir.
Anlaşmaya aykırı doldurulduğu defi, iyiniyetli hamile ileri sürülemez. Eksik poliçe ise; yanlışlık veya
bilgisizlikle boş bırakılmıştır. Eksik poliçede, doldurma yetkisi olmadığından kıymetli evrak niteliği
kaybolmuştur ve geçersizdir. Doldurulması evrakta sahtecilik ve tahrifat suçunu oluşturur
-Senet metninde sonradan değişiklikte; değişiklikten önce imza koyanlar eski metne, sonra koyanlar
yeni metne göre sorumludurlar
124. Poliçede kabul işlemi ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru
bir bilgi değildir?
E) Hamil, kısmi kabulü reddedemez çünkü reddettiği oranda müracaat borçlularına başvuru hakkını
yitirir
CEVAP : C
-Muhatabın, poliçede yer alan borcu ödeyeceğini belirttiği ve imzasıyla teyit ettiği beyana "kabul"
beyanı denir. Kabul, sadece poliçede söz konusudur. Muhatap poliçeyi kabul ettiği an poliçenin asıl
borçlusu olur. Kabul etmezse kambiyo ilişkisinde yer almaz. Kabulden önce asıl borçlu bulunmaz.
Poliçenin asıl borçlusu düzenleyen değil, kabul etmiş muhataptır. Muhataba yapılan başvuru neticesiz
kalırsa sorumlu olacak olan keşideci ve cirantalar müracaat borçlusu durumundadırlar. Keşideci,
poliçede hiç bir zaman asıl borçlu olamaz.
125. Poliçede ve dolayısıyla, emre yazılı kambiyo senetlerinin tamamında, hakkın devredilmesini ve
senedin dolaşımını sağlayan ve yazılı bir irade beyanı olan "ciro" ile ilgili olarak, aşağıdaki
seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
E) Ciro, muhatap dışında poliçede borç altına giren herhangi birine yapılabilir
CEVAP : A
-Ciro, emre yazılı senetlerde hakkın devrine yönelik bir irade beyanı olup çifte yetki vermektedir. Hem
borçluya borcun yeni cirantaya ödenmesi, hem de cirantaya poliçe bedelini kabz etme (alma) yetkisi
verir. Alacağın temlikinden farklı olarak, ciroda sadece senetten doğan haklar devrolur
-Ciro kural olarak senedin arka yüzüne, arka yüzde yer yoksa alonj denen bir düz beyaz kağıda da
yapılabilir
-Ciro kayıtsız şartsız yapılmalıdır. Aksi halde şart yazılmamış sayılır ama ciro geçerlidir
-Keşideci ciroyu yasaklayabilir. Eğer keşideci ciroyu yasaklamışsa senet nama yazılı sayılır
CEVAP : D
- Çek' te kabul yapılamaz, vade yoktur ve çek hamiline de düzenlenebilir. Çekte muhatap ile lehtar
arasında değil, muhatap banka ile keşideci arasıında bir "çek anlaşması" bulunmalıdır
127. Keşidecinin, muhataba yönelik olarak lehtara veya emrine, vadede belirli bir meblağı ödeme
emrini, kanunun aradığı şekil şartlarını yerine getirmek kaydıyla verdiği senet, aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Bono
B) Çek
D) Açık bono
E) Poliçe
CEVAP : E
-Poliçe; keşidecinin, muhataba yönelik olarak poliçede gösterilen lehtara veya emrine, vadede belirli
bir meblağı ödeme emrini, kanunun aradığı şekil şartlarını yerine getirmek kaydıyla verdiği senettir.
Keşideci senedi düzenleyen ilk borçlu, lehtar senedin alacaklısı, muhatap ise eğer poliçeyi kabul
ederse senedin asıl borçlusu olacak kişidir. Hamil, senedi en son elinde bulunduran yani, poliçe
bedelini almak için muhataba senedi ibraz eden kişidir. Hukuki mahiyeti itibariyle poliçe nitelikli
havaledir çünkü üçüncü bir kimseye ödemek için emir verir. İktisadi açıdan ise kredi vasıtasıdır çünkü
vade içerir.
128. Poliçede sorumluluk taşıyan kişiler lehine tedavülü kolaylaştırmak amacıyla verilen teminat,
ne şekilde isimlendirilmektedir?
A) İtimat
B) Garanti
C) Tekeffül
D) Aval
E) Retret
CEVAP : D
-Aval, poliçede sorumluluk taşıyan kişiler lehine verilmiş bir tür teminattır. Amaç tedavülü
kolaylaştırmaktır. Poliçe ilişkisinde yer alan veya almayan kişiler, aval verebilir. Aval verene avalist,
lehine aval verilene avalat denir.
129. Keşidecinin tek taraflı bir irade açıklaması sonucunda, ibraz süreleri içerisinde çekin muhataba
ibraz edilmemesi halinde, muhatabın sahip olduğu ödeme yetkisini kaldırmasına ne isim verilir?
A) İbrazın engellenmesi
B) Ödememe protestosu
C) Hükümsüz çek
E) Çekten cayma
CEVAP : E
-Keşidecinin tek taraflı bir irade açıklaması sonucunda, ibraz süreleri içerisinde çekin muhataba ibraz
edilmemesi halinde, muhatabın sahip olduğu ödeme yetkisini kaldırmasına çekten cayma adı verilir.
130. Çekle ilgili olarak hamilin başvuru hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren ne kadar süre
geçmekle zamanaşımına uğrar?
A) Üç ay
B) Altı ay
C) Bir yıl
D) İki yıl
E) Üç yıl
CEVAP : E
Hamilin başvurma hakları ibraz süresinden itibaren 3 yıl geçmekle, borçlulardan birinin diğerine
başvurma hakları ise ödemenin yapıldığı veya dava başvurusunun kendisine ileri sürüldüğü tarihten
itibaren yine 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
131. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre, “çekten cayma” ile ilgili olarak aşağıdaki
seçeneklerden hangisi doğru değildir?
D) Eğer çekten cayılmamış ise banka ibraz süreleri geçtikten sonra da ödeme yapabilir
CEVAP : A
- Çekten cayma işlemi ancak ödeme için ibraz süresi geçtikten sonra hüküm ifade eder ve cayma
işlemi zamanaşımı süresinin sonuna kadar yapılabilir
132. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre, poliçenin ön yüzüne keşideci (düzenleyen) ile
muhatap dışındaki bir kişi tarafından ve herhangi bir açıklama yapılmadan atılmış imza ne anlama
gelmektedir?
A) Cayma
B) Kefalet
C) Garanti
D) Ciro
CEVAP : E
-Poliçenin ön yüzüne keşideci (düzenleyen) ile muhatap dışındaki bir kişi tarafından ve herhangi bir
açıklama yapılmadan atılmış imza, keşideci yani düzenleyen lehine aval sayılır. Aval poliçede bir tür
teminattır. Aval veren, lehine aval verdiği kişi gibi müteselsil sorumlu olur.
A) Kambiyo senetleri, kıymetli evrak sınıflandırmasında alacak senetleri olarak kabul edilir
CEVAP : B
-Hak ile senet sıkı sıkıya bağlıdır (devir ve talep için senedin ibrazı şarttır)
- Kanunen emre yazılıdırlar (nama da düzenlenebilirler ancak sadece çek hamiline düzenlenir)
-Sıkı sıkıya şekle bağlıdırlar (zorunlu unsurlar kanunen belirlidir ve geçerliliği etkiler)
-Alacak hakkı taşırlar (mutlaka bir miktar paranın ödenmesi borcunu içerirler)
-Sınırlı sayıda olup (tahdidi) poliçe, bono ve çek olmak üzere üç adettirler
134. Muhatap banka kendisine ödenmek üzere ibraz edilen emre yazılı bir çeki ödemeden önce
aşağıdakilerden hangisini kontrol etmek zorunda değildir?
A) Düzenleyenin imzası
CEVAP : D
-Cirantaların imzalarının sahte olup olmadığını araştırma zorunluluğu yoktur. Ancak çek'te
düzenleyenin imzasının sahte olup olmadığı veya çekte tahrifat yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır aksi
halde ödeme yapan muhatap banka sorumlu olur.
135. Aşağıdakilerden hangisi, emre yazılı senetlerde, hakkın devredilmesi veya rehnedilmesini
sağlayan ciro işleminin türlerinden biri değildir?
A) Tam ciro
B) Beyaz ciro
C) Temlik cirosu
D) Tahsil cirosu
E) Çizgili ciro
CEVAP : E
-Tam ciro: Ciro edilen (devralan) kimsenin adı soyadı ve devredenin imzası bulunur
-Beyaz ciro: Ciro edilenin adı soyadı yer almaz, ciro edenin imzası bulunur. Senedi beyaz ciro ile
devralan kişi; senedi kendi adına veya başkasının adına doldurabilir. ayrıca senedi olduğu gibi bir
başkasına teslim edebileceği gibi, yine beyaz ciro ile veya tam ciro ile devredebilir.
-Temlik cirosu: Senetten doğan hakkı devreden cirodur. Temlik cirosu tam veya beyaz ciro olarak
yapılabilir
-Tahsil cirosu: Hamil, senedi kendisi adına tahsil edilsin diye devreder. Bedeli tahsil içindir veya
vekaletendir gibi ibareler eklenir (temsil ilişkisi)
-Rehin cirosu: Poliçe bedeli bir borç karşılığında terhin (rehin verilmek) edilir. Ciro üzerine bedeli
teminattır, rehindir gibi ibareler eklenir
Ayrıca; kambiyo senetlerinde, alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesinin borcu sona erdirmediği bir
istisnai durum vardır. Senette imzası bulunan bir kişi tekrar imza sahibi olursa buna geriye ciro denir
(yani senedin yeniden keşideciye, cirantalara veya avalistlere ciro edilmesi gibi). Ayrıca Poliçenin
muhataba cirosunun da borcu sona erdirmediğini unutmamak gerekir.
A) Poliçe bedeli
C) Temerrüt faizi
E) Ceza koşulu
CEVAP : E
-Hamilin müracaat hakkı: Poliçe bedeli, şart kılınmışsa faiz, vadeden itibaren temerrüt faizi, protesto
ve ihbar giderleri ve poliçe bedelinin binde üçünü aşmayan komisyon ücretinden oluşmaktadır.
Zararların tazmin edilmesi veya ceza koşulu gibi talepler başvuru hakkı kapsamında yer almamaktadır.
137. Poliçenin, hamil tarafından muhataba ödeme için ibraz edilmesi durumuyla ilgili olarak,
aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
D) Görüldüğünde ödenecek vadeli poliçeler dışında, ödeme gününü takip eden iki iş gününün sonuna
kadar ödememe protestosu çekilebilir
E) İbraz süreleri kaçırılsa bile hamil, poliçeye özgü başvuru haklarını kaybetmez
CEVAP : D
-Poliçede ödeme kural olarak ancak vadeden itibaren talep edilir. Poliçenin aslı veya nüshasının ibrazı
yeterli iken, suretinin ibrazı yeterli değildir
-İbraz yeri kural olarak borçlunun yerleşim yeridir. İstisnai olarak içeriği para olan bir borçta
"aranılacak borç" özelliği söz konusudur
-İbraz süreleri hak düşürücüdür ve mücbir sebep dışında uzatılamaz (mücbir sebep 30 günden fazla
sürerse ödememe protestosuna gerek kalmadan müracaat hakkı kullanılabilir)
- Görüldüğünde ödenecek vadeli poliçeler dışında, ödeme gününü takip eden iki iş gününün sonuna
kadar ödememe protestosu çekilebilir.
138. Poliçede kabul etmeme ve ödememe protestoları ile ilgili olarak aşağıdaki seçeneklerde
verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
A) Noter, doğru veya kanuna uygun tanzim etmemiş ise protesto geçersiz olur
B) Kabul etmeme protestosu vadeyi takip eden iki işgünü içinde yapılabilir
C) Ödememe protestosu, görüldüğünde ödenecek vadeli poliçelerde bir yıl içinde yapılmalıdır
E) Hamil, iki iş günü içinde poliçenin kabul edilmediğini veya ödenmediğini kendi cirantasına ve
keşideciye ihbar etmekle yükümlüdür
CEVAP : C
-Kabul etmeme protestosu : Kabul etmeme durumunun, muhatabın yerleşim yerindeki noterde
tespiti ve belgelendirilmesidir. Kabul etmeme protestosu vadeye kadar yapılabilecek bir işlemdir
Kabul etmeme protestosu çekilirse, ödememe protestosuna gerek kalmaz.
-Hamil, dört iş günü içinde poliçenin kabul edilmediğini veya ödenmediğini kendi cirantasına ve
keşideciye ihbar etmekle yükümlüdür.
- Ödememe protestosu görüldüğünde vadeli poliçede bir yıl, diğerlerinde ödeme gününü (vadeyi)
takip eden iki iş günü içinde düzenlenebilir.
B) Keşideci ile muhatap arasındaki bir anlaşma sonucu, çeklerin hesapta karşılığı bulunmasa bile
bankanın karşılığını ödediği çektir
C) Çekin karşılığının bankada mevcut olduğu ve ibraz anına kadar korunduğuna ilişkin bir prosedürü
içeren çektir
E) Seyahat edilen ülkede nakit para sağlayarak para taşıma riskini kaldıran çektir
CEVAP : A
1. Teyitli çek: Teyit, çekin karşılığının bankada mevcut olduğu ve ibraz anına kadar korunduğuna ilişkin
bir prosedürdür. Çeki elinde bulunduran herkes hatta keşideci de ibraz süresine kadar teyit talep
edebilir. Banka teyit edilmiştir veya karşılığı vardır gibi bir kayıt düşerek teyit ve çeki elinde
bulunduran lehine ibraz süresine kadar bloke eder. Para üzerinde keşidecinin bile tasarruf hakkı
kalkar (istisnası ise mahkemece ödeme yasağı konulmasıdır)
2. Çekin vizesi: Karşılığın bankada mevcut olduğuna ilişkin prosedürdür. Ancak bloke edilmez
3. Garantili çek: Keşideci ile muhatap arasındaki bir anlaşma sonucu, çeklerin hesapta karşılığı
bulunmasa bile banka karşılığını ödemektedir (üçüncü kişinin edimini taahhüt ilişkisi – örneğin İş
Bankası mavi çekleri)
5. Seyahat çeki: Seyahat edilen ülkede nakit para sağlayarak para taşıma riskini kaldırır
140. Hak sahibinin tespiti veya senedin devredilebilme şekli bakımından kıymetli evraklar; nama
yazılı, emre yazılı ve hamiline yazılı olmak üzere üçe ayrılır. Aşağıdakilerden hangisi nama yazılı
kıymetli evrak ile ilgili olarak doğru bir bilgidir?
C) Poliçe, bono ve çek isme yazılı olarak düzenlendikleri anda nama yazılı sayılırlar
D) Nama yazılı bir poliçede lehtarın yanında ayrıca ‘’her hamiline’’ödemek hakkı saklı tutulmuş ise,
senet eksik poliçe olur
CEVAP : E
-Nama yazılı kıymetli evrak, belirli kişinin adına yazılıdır ve emrine kaydı içermez. Kanunen emre yazılı
senetlerden olmayan senetler de nama yazılıdır. Alacağın temliki ve teslim yoluyla devredilebilirler.
- Poliçe, bono ve çek isme yazılı olarak düzenlendikleri anda emre yazılı kabul edilir çünkü kanunen
emre yazılı senetlerdir
-Nama yazılı bir poliçede lehtarın yanında ayrıca ‘’her hamiline’’ödemek hakkı saklı tutulmuş ise,
senet eksik poliçe değil " eksik nama yazılı poliçe" olur.
-Nama yazılı senetler, alacağın temliki (yazılı devir beyanı) ve teslim yoluyla devredilir. Ciro ve teslim
ile devredilen senetler emre yazılıdır.
-Nama yazılı hisse senetlerinin ciro ve teslim yoluyla devredilebilme istisnası söz konusudur.
141. Kambiyo senetleri ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
D) Ehliyet tespitinde, senedin düzenlendiği an değil, alacaklı olan lehtara teslim anı dikkate alınır
CEVAP : D
-Bir sözleşmeye taraf olabilen herkes kambiyo senedi düzenleyebilir (fiil ehliyetine sahip olmak
gerekir). Sınırlı ehliyetsizler yasal temsilcilerinin veya vesayet makamının aracılığıyla düzenleyebilirler.
Tüzel kişiler organlarına sahip olup fiil ehliyeti kazandıkları andan itibaren düzenleyebilirler
-İmzalar elle atılmalıdır. Kabul, aval, ciro gibi işlemler de elle yazılmalıdır. İmza atamayanlar yerine,
temsilci vasıtasıyla imza atılır. Parmak basma veya tasdik edilmiş bir araçla bile senet imzalanamaz.
Tasdikli senet ancak adi senet olarak delil sayılabilir
-Temsilcinin attığı imza ile temsil olunan borçlanır. Ticari temsilci için özel yetki gerekmez. Ancak
gerçek kişilerin temsilci vasıtasıyla çek düzenlemesinin yasak olması, çek kanunu ile getirilmiş bir
istisnadır. Yetkisiz temsilci senet düzenlerse, icazet verilmediği hallerde bizzat sorumlu olur ve ödeme
yaptığında temsil olunanın haklarına sahip olur. Anonim şirketlerde çifte imza kuralına uyulmadığında
yetkisiz temsil hükümleri uygulanır
-Yaygın görüşe göre ehliyet tespitinde lehtara teslim anı dikkate alınmalıdır.
142. Poliçeye yazılması isteğe bağlı (ihtiyari) unsurlardan biri olan vade kaydı ile ilgili olarak,
aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
CEVAP : E
-Poliçede dört tür vade vardır (görüldüğünde – görüldüğünden belli süre sonra- keşide tarihinden
belli süre sonra- belli bir günde)
-Poliçede vade gösterilmemişse bile, görüldüğünde ödenecek vadeli poliçe sayılır. Bu sebeple
poliçede vade unsurunun yer almaması poliçeyi geçersiz kılmaz.
1-Görüldüğünde ödenecek poliçeler: Ne zaman muhataba ibraz edilirse o zaman ödenir. İbraz süresi
kural olarak keşide tarihinden itibaren bir yıldır. Bu türlü vadeli poliçelerde kabul işlemi yapılamaz.
2-Görüldüğünden belli bir süre sonra ödenecek poliçeler: Vade görüldüğünden (kabule arzdan) belli
bir süre sonrasıdır. Bu türlü vadeli poliçelerde süresiz kabul yasağı konamaz.
3-Keşide tarihinden belli süre sonra ödenecek poliçeler: Ödeme, keşide tarihinde belli süre sonra
yapılır. Sürenin hesabında keşide tarihi dikkate alınmaz.(vade günü ödeme günüdür o gün poliçe
kabule arz olunamaz)
4-Belli bir tarihte ödenecek poliçeler: Bu tür poliçelerde vade, "gün-ay ve yıl" şeklinde kesin olmalıdır.
Uygulamada en çok rastlanan vade türüdür. Vade, tatil gününe rastlıyorsa izleyen ilk iş gününe kayar.
Poliçedeki süreler hesap edilirken, bunların başladığı gün sayılmaz.
-Bu dört tür vadeden başka türlü bir vade içeren veya birbirini takip eden vadeler içeren senetler
geçersizdir.
143. Poliçede nüsha veya suret düzenlenmesi ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilen
bilgilerden hangisi doğru değildir?
A) Poliçe birbirinin aynı olmak üzere birden fazla nüsha olarak düzenlenebilir
C) Nüshalardan biri üzerine yapılan ödeme bütün nüshalardan doğan hakları düşürmez
E) Suret, aslı gibi ve aynı hükümler doğurmak üzere ciro edilebilir ve aval taahhüdüne konu olabilir
CEVAP : C
-Poliçe, nüshalarından biri üzerine yapılacak ödemenin diğer nüshaları hükümsüz kılacağı kaydını
taşımasa bile, nüshalardan biri üzerine yapılan ödeme bütün nüshalardan doğan hakları düşürür.
144. Poliçenin, hamil tarafından muhataba ödeme için ibraz edilmesi durumuyla ilgili olarak,
aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?
CEVAP : A
-Poliçede ödeme kural olarak ancak vadeden itibaren talep edilir. Ödeme için poliçenin aslı veya
nüshasının ibrazı yeterli iken, suretinin ibrazı yeterli değildir
-İbraz süreleri hak düşürücüdür ve mücbir sebep dışında uzatılamaz (mücbir sebep 30 günden fazla
sürerse ödememe protestosuna gerek kalmadan müracaat hakkı kullanılabilir)
145. Poliçe ile ilgili, aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgiler ve kavramlar hakkında doğru olmayan
ifade hangi seçenekte geçmektedir?
B) Yeni poliçe düzenleyen kişi, başvuracağı müracaat borçlusunu da bu poliçenin muhatabı göstererek
başvuru hakkını kullanması halinde düzenlenen ikinci poliçeye retret denir
C) Poliçenin araya girme suretiyle kabulü veya ödenmesi mümkündür ve bu sayede müracaat
hakkının kullanılması önlenir
E) Poliçede, kural olarak keşidecinin muhatap nezdinde bir alacağı bulunur ve buna karşılık(provizyon)
denir
CEVAP : A
Poliçede araya girme: Poliçenin araya girme suretiyle kabulü veya ödenmesi mümkündür. Bu sayede
müracaat hakkının kullanılması önlenir. Ancak kabul etmiş muhatap ve ona aval veren lehine araya
girilemez
146. Aşağıdaki seçeneklerde belirtilen unsurlardan hangisi, çek üzerine yazılması gereken zorunlu
unsurlardan biri değildir?
CEVAP : C
-Çek, belirli bir meblağı ödeme emrinin, kanunun aradığı şekil şartlarını yerine getirmek kaydıyla
verildiği bir senettir. Kanunen emre yazılı bir senettir, nama yazılı ve hatta hamiline yazılı olarak da
düzenlenebilir
-İktisadi açıdan ödeme aracıdır (vade içermez). Çekler ibraz süreleri içinde ve görüldüğünde ödenir.
Muhatap banka tarafından kabulü söz konusu olmaz. Kabul kayıtları yazılmamış sayılır (kabul yasağı).
-Çekin üçüncü bir şahıs hesabına çekilmesi de mümkündür (dolaylı temsil ilişkisi). Çek hukuki açıdan
çifte yetki veren nitelikli bir havaledir. Bu itibarla çekte üç kişi vardır. Bunlar, keşideci-lehtar (şart
değil) ve muhataptır (banka ya da katılım bankası olmalıdır).Çekte araya girme söz konusu değildir,
suret çıkarılmaz fakat nüsha çıkarılabilir. Çeklerde muhatap hariç, diğer imza sahiplerinin veya üçüncü
kişilerin aval vermesi de mümkündür. Çek'te hamil kısmi ödemeyi reddederse hak kaybına uğramaz.
1. Çek kelimesi
2. Muayyen bir bedelin kayıtsız şartsız havalesi: Poliçedeki gibidir. Herhangi bir faiz (kapital fazi) şartı
yazılmışsa bu kayıt yazılmamış sayılır ancak çek geçerlidir. Çekte vade yoktur, ibraz süreleri vardır. Çek
görüldüğünde ödenir (adeta tek tip vade gibi). Çekte kabul yasaktır ve kabul kaydı konmuşsa çek
geçerlidir ancak kabul yazılmamış sayılır
3. Muhatabın ticaret unvanı: Muhatap olarak bir banka veya katılım bankası gösterilmelidir. Başka bir
kişinin muhatap gösterilmesi halinde çek havale niteliğinde sayılır.
4. Keşide günü: Belirli ve mümkün bir gün olmalıdır. Gün ay ve yıl olarak yazılmazsa senet adi havale
sayılır
5. Keşidecinin imzası: Düzenleyenin imzası da zorunlu unsurlardan biridir ve diğer zorunlu unsurlar
gibi yokluğu çeki geçersiz kılar
-Poliçe ve bonodan farklı olarak, çek hamiline yazılı da düzenlenebileceğinden, lehtarın adının veya
unvanının gösterilmesi zorunlu unsur değildir.
147. Aşağıdaki seçeneklerde verilen bilgilerden hangisi, 5941 sayılı çek kanununa göre doğru bir
bilgi değildir?
B) Çek hesabı sahibi gerçek kişi ise bir başkasını temsilci veya vekili tayin edebilir
C) Hamiline yazılı çekler için ayrı çek hesabı açılır ve her yaprakta hamiline ibaresi matbu olarak yer
alır
D) Bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenlerle ilgili kayıt ve belgeleri, hesabın kapatılması halinde 10 yıl
süreyle saklamakla yükümlüdürler
CEVAP : B
- Çek defteri bankalarca bastırılır ve ilgili esaslar TCMB tarafından yayımlanacak tebliğle düzenlenir
-Tacir olan ve tacir olmayan kişilere verilecek çekler ayırt edilecek şekilde bastırılır (bu kurala
uyulmaması çekin geçerliğini etkilemez). Hamiline yazılı çekler için ayrı çek hesabı açılır ve her
yaprakta hamiline ibaresi matbu olarak yer alır (yine çekin geçerliliğini etkilemez). Çek Kanununa
göre, çekte ayrıca hesap no, banka şube adı, hesap sahibinin adı, vergi kimlik numarası ve basım tarihi
yer alır (ancak yer almaması geçerliliği etkilemez). Bankalar hesap açtırmak isteyenlerin yasaklı olup
olmadıklarını basiret ve özen göstererek araştırır. Bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenlerle ilgili kayıt
ve belgeleri, hesabın kapatılması halinde 10 yıl süreyle saklamakla yükümlüdürler
-Çek hesabı sahibi gerçek kişi ise bir başkasını temsilci veya vekili tayin edemez. Aksi halde sorumluluk
çek sahibine aittir ancak çek geçerlidir.
148. Çekin ödenmesi ile ilgili olarak, aşağıdaki seçeneklerde verilmiş olan bilgilerden hangisi doğru
değildir?
C) Hamil veya keşideci, çekin yüzüne birbirine paralel ve eğik iki çizgi çekmek suretiyle onu çizgili çek
haline getirebilir
D) Keşideci veya hamil, çekin üzerine eğik ve enine doğru "hesaba geçirilecektir" diye bir kayıt
koyarak, çekin nakden ödenmesini yasaklayabilir
E) Hesapta kısmi karşılık bulunması halinde hamil, kısmi ödemeyi kabul etmek zorunda değildir
CEVAP : A
-Hesapta kısmi karşılık bulunması halinde hamil, kısmi ödemeyi kabul etmek zorunda değildir.
Bu durumda, ödememe gerekçesi yazılır, hamilin imzası alınır ve fotokopisi çekilerek aslı hamile
verilir. Ödenmeyen kısım için hamil, yasal takip ve şikayet hakkını kullanabilecektir
-Banka, nama ve emre yazılı çeklerde, temlik veya ciro zincirini kontrol etmek ve şeklen meşru hamile
ödeme yapmak durumundadır. Banka, imzaların geçerliliğini araştırmaz. Ancak düzenleyenin imzası
gerçek değil ise çekte sahtecilik söz konusu olur ve banka sahte çeki öderse kendisi sorumlu olur. Bu
sebeple çekte muhatap banka keşidecinin imzasının gerçek olup olmadığından sorumludur. ancak
cirantaların imzaları bakımından bu sorumluluk söz konusu değildir.
I. Faiz kaydı
149. Yukarıdaki öncüllerde belirtilen işlemlerden hangisi veya hangileri çek için yazılmamış sayılma
hükmünde değildir?
CEVAP : B
-Çek'te faiz, kabul ve vade kayıtları konamaz.Aksi halde yazılmamış sayılma hükmünde olur. Tüm
kambiyo senetlerinde cironun şarta bağlanmasının sonucu, şartın yazılmamış sayılmasıdır ancak ciro
geçerlidir. Kısmi ciro ise tüm kambiyo senetleri bakımından hükümsüzdür. Kısmi ciro yazılmamış
sayılma hükmünde değildir, batıldır.
150. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre, aşağıdakilerden hangisinin bulunmaması bir bonoyu
geçersiz kılar?
CEVAP : A
- Senet bedelinin kime veya kimin emrine ödeneceğinin yazmaması bonoyu geçersiz kılar.Çünkü
poliçe ve bono hamiline yazılı düzenlenemez.
- Bono'da lehtarın adı veya unvanının yer alması zorunludur.Bono' da lehtarın imzası zorunlu şekil
şartları arasında yer almaz.
- Poliçe ve bono' da dört tip vade vardır.Eğer vade yazılmadıysa, bu vade tiplerinden biri olan
"görüldüğünde ödenecek vadeli" sayılacaklarından, senedin geçersizliği söz konusu olmaz.
- Kambiyo senetlerinde bedel yazı veya rakamla yazılabilir. Birden fazla bedel varsa bunlardan hangisi
yazı ile yazılmış ise ona itibar edilir. Eğer aynı türden birden fazla bedel kaydı söz konusu ise o zaman
düşük olan bedele itibar edilir. Birden fazla bedel arasında "veya" şeklinde alternatifli kayıt söz
konusu olursa, kambiyo senedi geçersiz olur.