You are on page 1of 2

tango tarihi

Tango, 1800'lü yılların ortalarında Arjantin'in Buenos Aires kentinin sokaklarında


ortaya çıkmış, 1900'lü yıllarda ise Avrupa'ya ve tüm dünyaya yayılarak gelişimini
sürdürmüştür. Tango, duyguların beden dili ve müzik ile ifade edilen bir biçimidir.

İlk yılların tangosu "tango criollo" veya "basit tango" olarak bilinmekle beraber,
günümüzde Amerikan ve uluslararası tango stilleri, Fin tangosu, Çin tangosu gibi
çeşitli türler gelişmiştir. Ancak orijinal tango, doğduğu toprakların adıyla,
"Arjantin tangosu" olarak anılmaktadır. Tangonun dramatik duygusu, dans sırasında
çok zengin doğaçlama fırsatları yaratması, dansın özünde aşk ve melankoli
tutkusunun yatmasından ileri gelmektedir.
Tango müziğinin temel çalgısı Alman icadı olan fakat ismini Arjantin Tango'su ile
duyuran akordeonun akrabası bandoneon'dur.

Tango sözcüğünün dilbilimde kesin bir kökeni yoktur. “TANGO” adının, Afrika
tamtamlarının çıkardığı "tan-go" seslerinden ya da Latince dokunmak anlamına gelen
"tangere" fiilinden türediği sanılmaktadır. Tango kelimesi aynı zamanda Latin
Amerika'da çok geniş bir siyahi topluluk tarafından kullanılmaya başlandı.
1800'lü yıllarda işçi sınıfından birçok kişi, büyük umutlarla Fransa’dan,
İtalya’dan, Macaristan’dan, İspanya’dan ve Portekiz’den; Güney Amerika'ya göç
etmiştir. Yabancı oldukları bir kıtada yaşanan, başta ekonomik ve sosyal
sıkıntılar, beraberinde hayal kırıklıklarını getirmiştir.
Bu hayal kırıklıkları, geleceğe ait büyük umutlar ve geçmişten getirilen kültürle,
harmanlanarak Tango müziğini oluşturmaya başlamıştır.
Tango, Buenos Aires’de, o dönem alt sınıf olarak adlandırılan, fakir ve en temel
sosyal haklardan bile yararlanamayan, bu insanlar tarafından yaratılmıştır. Böylece
belirgin bir şekilde 1865 ile 1880 arası ortaya çıkan Tango müziği, içerisinde
hırçınlık, asilik, küstahlık gibi bazı duygular ile kalp kırıklıkları ve paramparça
olan hayaller neticesinde melonkoliyi taşır. Eşlerini, çocuklarını, yani ailelerini
geçmişte bırakarak tek başlarına bu yabancı topraklara gelen göçmenler, doğal
olarak erkek nüfusunun arttırmasına ve cinsiyetler arası büyük bir sayı farkı
oluşmasına neden olmuştur. Boenos Aires’deki kadın nüfusunun bu azlığı, beraberinde
fahişeliği gelişen bir endüstri haline getirmiştir. Böylelikle genelevler artarak
kısa sürede işçi sınıfının eğlence mekanları halini almıştır. Bu mekanlarda da
kadın sayısının az olması kapılarda uzun kuyruklar oluşmasına neden olurken, sırada
bekleyen erkekleri eğlendirmek için küçük Tango müzik grupları çalıştırılmaya
başlanmıştır. Genelev mekanları fakir kesimin yanı sıra orta ve daha üst kesimin de
uğrak yeri olmuş her iki kültür burada birbirlerini tanımıştır. Böylelikle alt
kesimin sokakta yarattığı Tango üst kesim tarafından bu mekanlarda tanınmıştır.
Tangonun müziksel kökeninde; İspanyol dans figürleriyle şekillenen ve Küba müziği
ile harmanlanan “HABANERA”, dönemin Arjantin’li zencilerine ait “MILONGA” ve yine
İspanyol asıllı “TANGO ANDALUZ” vardır.
Tango, alt kesime ait olması ve genelevlerde yayılması sebebiyle uzun süre ahlaka
aykırı bulunmuştur.
Bu dönemde kadınlar için dövüşen ve yine onlarla iyi dans edebilmek için
birbirleriyle dans pratiği yapan erkekler vardır. “Compadre” veya “Compadrito”adı
verilen bu kabadayı tipilemelerinin eğlence anlayışı “şarap” ile “cana" (bir tür
şeker kamışı rakısı) içip, şarkı söylemek ve dans etmektir.
Arjantin Tangosunun müziği 2/4’lük, 3/4’lük veya 4/4’lük ölçülerde olup, sert
hatlıdır ve ritimleri belirgindir. Arjantin Tango, Avrupa’ya 20.yüzyılın
başlarında, gemilerle Fransa’ya, gelen Arjantin’li tangocular tarafından
taşınmıştır. Öncelikle yine alt kesimlerce sevilip yayılan Tango zamanla üst
kesimlerde de beğenilmeye başlar. Ancak Arjantin’deki stil ile Avrupa’da yapılması
hoş karşılanmamış ve modernleştirme adı altında sadeleştirilmiştir. Böylelikle
“Avrupa Tango”’su ortaya çıkmış, kısa sürede diğer Avrupa ülkelerine de
yayılmıştır.
Bu dönemden sonra, özellikle Paris’lilerin bu dansa olan ilgisi sayesinde Tango,
Arjantin sosyetesinde de değer kazanmıştır. İlk kez 1917 yılında Carlos Gardel’in
smokin giyerek, her türlü argo ve erotizmden uzak sözlerle tango söylemesi, müziğin
üst kesimlerce değer kazanmasını hızlandırmıştır. Avrupa'nın ilk tango çılgınlığı
Paris'ten sonra Londra, Berlin ve diğer başkentlere sıçradı. 1913'lerin sonlarına
doğru, bu dans New York'u ve Finlandiya'yı da etkisi altına aldı.
Buenos Aires’te Tangonun üst kesimlerce de benimsenmesi ve dünyayı etkileyecek bir
akım halini alması 1920 ile 1940 arasıdır. Bu dönem Tango’nun altın çağı olarak
nitelendirilir. Artık Tango kendi içinde biraz daha yumuşayarak, Salon Tangosu
halini almıştır.
İkinci Dünya Savaşı’na kadar zirvede olan tango, bu dönemden sonra, politik
nedenlerle gerilemeye başlar. Özellikle de 1955 yılında Juan Domingo Peron’un
askerî darbeyle devrilmesi ve ardından birbirini izleyen askerî darbeler
neticesinde dans salonları kapatılmış, dans etmek yasaklanmıştır.
1983'te, Arjantin’de askeri junta ortadan kalkmış ve böylece tango, Buenos Aires’e
eski görkemiyle geri dönmüştür. Astor Piazzolla’nın müzikte başlattığı ve kısa
sürede dansa da yansıyan yenilikçi akım, Tangoya büyük bir zenginlik
kazandırmıştır.
Türkiye'de de Cumhuriyetin ilanı ile oluşan çok sesli müzik gelişimi ile, Tango
sevilmiş ve yayılmıştır. Necip Celal, Fehmi Ege ve Necdet Koyutürk pek çok tango
besteleyerek Tango'nun Türkiye'de sevilmesi ve yayılmasını sağlamışlardır. Tangonun
bu ithal versiyonları daha az vücut teması esasına dayalıydı (Ballroom Tango) ama
bununla beraber pek çokları için hala şok edici idi. Profesyonel dansçılardan
oluşan Tango dans grupları da, çeşitli ülkelerde yaptıkları koreografik şovlarla
Tango müziğini ve dansını daha fazla tanıtmış ve dünyaya yeniden sevdirmişlerdir.
Bir zamanların ayıplanan ve hor görülen dansı, artık günümüzde ışıltılı dans
salonlarında uygulanan, nezih bir eğlence halini almıştır.

Tango gerek Arjantin’in çeşitli bölgelerinde gerekse dünyanın çeşitli ülkelerinde


farklı olarak biçimlenmiş ve ortaya az çok farklı stiller ortaya çıkmıştır.
Tango’nun günümüzdeki belli başlı stilleri şu adlarla tanınır:
• Arjantin Tango
• Tango Oriental (uruguayo)
• Tango Milonguero (Tango Apilado)
• Tango Nuevo (New Tango)
• Tango Canyengue
• Tango Liso
• Tango Salon
• Tango Orillero
• Show Tango (Fantasia olarak da bilinir)
• Ballroom Tango
• Finnish Tango (Fin Tango)

You might also like