Professional Documents
Culture Documents
Kuranı Anlamada Dil Problemi
Kuranı Anlamada Dil Problemi
-34-
L
KUR'.ANJ ANLAMADA DİL PROBLEMi
kullanmıştır. Tevrat, İncil ve Kur'an için çok daha açık ve nettir. Kur'an'la
da bunun en açık delilidir. bir beşere ait söz arasındaki farkı,
Her dil, antolajik anlamda İlahi selim bir akla, kalbe ve zevke sahip
kaynağa dayansa da gelişmesi, ke-
1
olan her fert, kolayca kavrayabilir.
limelerinin kullanılması (dilin sentaks Kur'an'la, kudsi hadis denilen sözleri
ve semantiği) terimierin ve kavram- veya Hz. Peygamber'e ait sözleri
ların oluşması, o dili kullanan topluma mukayese ettiğimizde bunu açıkça
bağlı olmaktadır. Yani dili şekillen görmemiz mümkündür. Hiçbir hadis,
diren, geliştiren, dile ait ba'zı kelime- asla bir ayete benzememektedir. Kul-
leri öldüren veya ba'zı kelimelere lanılan dil, aynı olsa da, o dili kullanma
canlılık veren, anlam sapmalarını veya ·biçimi ve stili asla aynı olmamaktadır.
değişikliklerini sağlayan, neticede Kumaş aynı olsa da, terzi farklı olduğu
toplumun kendisidir. Bu yönüyle her için, dikilen elbisenin stili ve kalitesi
dil, canlı bir organizma gibidir ve za- de farklı olmaktadır. Ancak terzi ne
man içinde gelişmeye veya ölmeye kadar kaliteli elbise dikebilme
müsait bir yapıdadır. yeteneğine sahip olursa olsun, şayet
Kur'an, insanların kullandığı bir kumaşta bir kalite eksikliği sözkonusu
dil ile ifade edildiği için, bir taraftan ise, bu kalite eksikliği elbiseye de aynı
beşer ve topluma ait dilin bir başka ölçüde yansımaktadır. Tıpkı bunun gi-
dile göre olan zenginliklerini veya ek- bi, bir lisandaki, diğer lisanlara göre
sikliklerini özünde taşırken, diğer olan eksiklik veya zenginlikler de,
taraftan bu dilin Allah tarafından kul- yazılan eseriere yansımakta ve buna
lanılması sebebiyle beşer ve toplum- Kur'an da dahil bulunmaktadır. Zira
üstü bir ifade biçimini (bir dil özelliğini) Kur'an'da varmış gibi görülen zıtlıklar
ihtiva etmektedir. Kur'an'ın an- veya Fıkıh Usulü ile Tefsir Usulünde
laşılmasını zorlaştıran temel sebepler- ele alınarak açıklanan Has, Amın,
den biri de bu ikilemde bulunmaktadır. Vücuh ve Nezair, Muhkem ve Müte-
Daha açık bir ifade ile söyleyecek olur- şabih, Mutlak ve Mukayyed, Garibu'l-
sak, Allah'ın kullandığı dilin biçimi ile Kur'an, Mecazu'l-Kur'an, Müşkilu'l
(din dili) insanın kullandığı dilin biçimi Kur'an, Mübhematu'l-Kur'an gibi
arasında çok açık bir fark mevcuttur. konular, büyük ölçüde dilin, yani Arap-
Zira aynı dili kullanmalanna rağmen çanın yapısından kaynaklanmaktadır.
insanların kullandıklan dilin biçimi, Zira Kur'an için mevcut problem, Arap
birbirine aynı oranda benzememekte- dilini kullanan Allah açısından değil,
dir. Sözcüklerin, kavramların ve te- Allah'ın mesajlarını iletmek için kul-
rimlerin seçimi ve kullanımı, bütün bi- landığı Arapça açısından ortaya
reylerde aynı değildir. Birbirlerine çıkmaktadır.
benzeyen ve yönleri ve yanlan olsa da, Bir başka ifade ile Kur'an'ı anla-
hiçbir zaman iki kişinin ifade biçimi, maktaki temel problem: a-Arapçaya ait
diğeri ile örtüşmemektedir. Tıpkı iki nitelik problemi, b-Kur'an'ın diline ait
bireyin veya iki ikizin fizyolojik nitelik problemi olmak üzere iki ana
yapısının birbirinin aynı olmaması gi- konuda odaklaşmaktadır.
bi. Bu durum, Yüce Yaratıcının sözü
ı. Rum, 30/22.
-35-
KUR'AN MESAJI iLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, Temmuz 98, Sayı: 9
-36-
KUR'AN'I ANLAMADA DiL PROBLEMi
diyebiliriz ki, Kur'an'da bu ikinci an- sahip bulunan Arapça gibi bir dille gön-
lam, temel anlam niteliğine kavuştu derilmiş olan Kur'an'ı anlamada uygu-
rulmuştur. Aynı durum, "nifak- lanacak böyle bir yöntem çok daha
münafık" kavramları için de söz ko- yanlış olacaktır.
nusudur. Buna mukabil, ma'nevi alan- Kavramlar ya somut ya da soyut
daki arıtma ve temizleme için kul- bir niteliğe sahiptirler. Genellikle so-
lanılan "zekat" kavramı, maddi alanı mut kavramların açıklığında insanlar
da kapsayacak şekilde anlam arasında bir birlik sağlansa da, soyut
genişletilmesine tabi tutulmuş ve kavramların açıklığında bu birliği
malın arıtılması, temizlenmesi an- sağlamak çok zordur. Zira somut
lamında da kullanılmaya başlanmıştır. kavramların açıklığını oluşturan bil-
Kur'an üzerinde yapılan kavram gilerin doğrulanması veya yanlışlan
çalışmalan ile semantik çalışmalar, bi- ması çoğu zaman imkan dalıilinde iken
ze bu durumu açıkça göstermektedir. soyut kavramlar için bunu rahatlıkla
Ozellikle T. Izutsu'nun yaptığı çalış söylemek mümkün değildir. Buradaki
malar, bu söylediklerimize bir örnek- zorluk, soyut kavramların hem anlam-
tir. landırılmasında, hem de algılan
Kur'an'da verilen bilgilerin daha masında bireysel farklılıkların
iyi anlaşılabilmesi için sözü söyleyen mevcudiyetidir. Söz gelimi el, ayak,
Yaratıcının kavramlarla neyi kasdet- saç, göz, beden vs. gibi somut kavram-
tiğinin iyi tesbit edilebilmesi ve ların anlamlandırılması ve algılan
kavramlarının doğru ve ve sağlıklı bir masında herhangi bir zorluk bulun-
biçimde doldurulması gerekmektedir. mazken, adalet, ihsan, özgürlük,
Zira kavramların biri seçikliği diğeri demokrasi, hidayet, iman, ahlak vs. gi-
de açıklığı olmak uzere iki boyutu bi soyut kavramların açıklığında her
mevcuttur. Bir kavramın seçikliği zaman için bir problem sözkonusu ol-
değişınediği halde, açıklığı değişe maktadır. Hatta beşere ait somut bir
bilmektedir. Kitabı attan, Veli'yi kavram Allah için kullanıldığında
ağaçtan ayıran, o kavramın seçik- soyut kavram için var olan problemin
liğidir. Seçiklik hiçbir kavrarnda bu kullanımda da aynen devam ettiği
değişmemektedir. Ancak o kavramın görülmektedir. Nitekim Allah'ın eli ve
açıklığı, kavramına göre az veya çok yüzü gibi Kur' ani ifadelerin açıklığı her
değişmektedir. Nefis, ruh, nesib, salat, zaman problem olmuştur.
ayn, yed, hadis, halife, kuvvet, hikmet Bu nedenle soyut kavramların
gibi kavramları buna örnek olarak veya somut olduğu halde, Allah için
verebiliriz. Bu sebeple her kavramın kullanıldığında soyut hale gelen
söz bağlaını ile tarihsel bağlamının bi- kavramların açıklığını bilimsel
linmesinde zorunluluk bulunmak- yöntemlerle tayin ve tesbit etmek
tadır. Dolayısıyla, bir metinde yer alan mümkün olmamaktadır. Bu kavram-
kavramı, sadece metin olarak ele alıp ların açıklığını ancak ortak anlam-
onu söz ve tarihsel bağlaınından ko- Iandırma ve algılama ile yani uzlaşma
parmak suretiyle anlamlandırılmak, ile tesbit etmek mümkün görülmekte-
eksik ve yanlış bir uygulama olur. Hele dir. Zira soyut kavramların açıklığı,
anlam zenginliği bulunan kavrarnlara genellikle bireysel eğilimlere, ideoloji-
-37-
KUR'AN MESAJ! iLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, Temmuz 98, Sayı: 9
-38-
KUR'AN'I ANLAMADA DİL PROBLEMi
Konuşma dili başka, yazı dili başkadır. kavramlarla sunulan bu mesajiann da-
Bilimsel dil başka, diplomatik dil ha sonraki dönemlerde yaşayacak in-
başkadır. Vücut dili ise bambaşkadır. sanlar için de aynı değeri taşıması ve
Bütün bunlar, bir lisanda bir tarzı, bir onların ihtiyaçlarını aynı ·ölçüde
üslubu ve bir şekli ifı1de etmek için karşılayabilmesi için, ortak bir dil ile
kullanılan kavramlardır. Burada lisan sunulması gerekir. Bu dil ise "Din
Türkçe olmuş, Arapça olmuş, İngilizce Dili"dir. Zira Kur'ı1n, tenzil sonrası
olmuş önemli değildir. Önemli olan dönemde insanlar tarafından üretilen
hangi lisanla ifade ettiğiniz değil, neyi ve çeşitli bilim daUarına ait olan te-
nasıl ifade ettiğinizdir. Yani ne ile ifade rimler ve kavramlarla ifade edilen bir
ettiğiniz değil, nasıl ifı\de ettiğinizdir. dil ile değil de, kendi amacına hizmet
Bir anlamda "ne" ve "hangi" sorusu edecek bir dil ile yı\ni din dili ile in-
lisanı; "nasıl" sorusu ise dili tanımla sanlara hitab etmektedir. Nitekim
maktadır. Kur'an'ın indiği dönemde Arap ede-
Şunu hemen önemle belirtmeliyiz biyatma ve şiirine drur pek çok kavram
ki Kur'ı1n'ın, 610 ile 632 yıllarf veya terim, şairler tarafından bolca ve
arasında nı\zil olmuş bir kitap olduğu sıkça kullanıldığı halde bu terimierin
-39-
KUR'AN MESAJ! iLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, Temmuz 98, Sayı: 9
görmekteyiz. Bu durum, tenzil dönemi daUarına veya diğer bilim daUarına ait
için geçerli olduğu kadar, tenzil dönemi terimler veya kavramlar Kur'an'da yer
sonrası için de geçerlidir. Zira tenzil almasa da, kendisine özgü dili ile
sonrası ortaya çıkan veya uretilen hiç- Kur'an, bu bilim dallarına ait ba'zı bil-
bir kavram ve terim Kur'an'da mevcut giler vermektedir.
değildir, olması da beklenmemektedir. İnsan hayatının bütünlüğü içinde-
Çünkü Kur'an'da bir tarih kitabı ol- ki yeri ve konumuna göre tarih, fıkıh,
madığı için tarih terimleri, bir fıkıh kelam, tasavvuf, astronomi, sağlık, ik-
kitabı olmadığı için fıkıh terimleri, bir tisat, psikoloji ve sosyoloji v.s. gibi
kelam kitabı olmadığı için kelam te- birçok bilim dalına ait az veya çok bir
rimleri, bir tasavvuf kitabı olmadığı bilgi Kur'an'da yer almaktadır. Fakat
için tasavvuf terimleri, bir bilim kitabı bu bilgiler, bu bilim daUarına ait in-
olmadığı için de bilimsel terimler bu- sanlar tarafından sonradan üretilen
lunmamaktadır. Kaldı ki bütün bu kavramlar ve terimler ile değil de, din
saydığımız bilim dallarının ekseriyeti dili ile sunulmaktadır. Bundan dolayı
-tenzil dönemine ve öncesine ait olan da Kur'an'da fıkhi, kelami, tasavvufi,
bilgiler hariç Kur'an'm tenzilinden tarihi ve bilimsel bilgiler Kur'an'a özgü
sonra ortaya çıkmış bilim dallarıdır. ifade biçimleriyle yani din dili ile in-
Bu nedenle tenzil sonrasında ortaya sanlara iletilmektedir. Nasıl ki konuş
çıkan bilim daUarına ait kavramları, ma dilinin veya yazı dilinin kendine
terimleri Kur'an'da aramak ve bu- özgü bir ifade biçimi mevcutsa,
lamayınca da Kur'an'da yok demek, en Kur'an'm da kendisine özgü bir ifade
azından Kur'an'ı tanımamak demektir. biçimi mevcuttur. Bu dili ise biz,
Kur'an, bir dinin kitabıdır. İslam Kur'an'm bir din kitabı olması sebe-
dininin kitabıdır. Kur'an'ı kaldırır biyle din dili olarak tanımlıyoruz. Ni-
sanız ortada İslam dini diye birşey kal- tekim Elmalı'lı Harndi Yazır'm tef-
maz. Şayet Kur'an bir din kitabı ise, sirine ad olarak koyduğu "Hak Dini
onun dili de din dilidir. Ancak bu din, Kur'an Dili" başlığı, maksadımızı ifade
insan hayatının bütünlüğünü ve akıllı eden güzel bir örnektir.
bütün insanları hedeflediği için, Ayrıca konuya açıklık getirmesi ve
Kur'an'da insan hayatının her alanı ne demek istediğimizi açıklaması
ile ilgili her bilgi, bu dil ile ifade edil- bakımından din dili ile bilim dili
miştir. Bundan dolayıdır ki, Kur'an'da arasındaki farkı şu örneklerle göster-
dini içerikli kitaplarda yer alan has, mek mümkündür.
amın, mutlak, mukayyed, nasih- Örnek 1:
mensüh, daru'l- İslam, daru'l-harb gibi
fıkhi, cüz'ün la yetecezza, cevher ve
~~'J1) ~\~\ 0'i \))s ~_.Jı;. ;Jjl~
:;; J ,.. o _. _..o... .... , J,. ..- J ..-o _..,..,., ~o,..- ,.,. ... ,.
a'raz gibi kelami, insan-ı kamil, y ~w ı (.)"" LL...:- J L.J.\.:..i:;_,;j ~) l::.ilS"
vahdet-i vücüd, vahdet-i şuhüd, zikr-i ' '
-40-
KUR'AN'I ANLAMADA DiL PROBLEMi
4~_~1
(Din Dili)
''Ay için de nihayet kuru bir hur-
Rüzgarın sürüklediği bulutlardan
ma dalına döneceği menziller ta-
inen yağmur, toprağı yumuşatarak bit-
yin etmişizdir. " 7(Din Dili)
kilerin yeşermesini ve büyümesini
"Ay dünyanın yörüngesi boyunca
sağlar. (Bilim Dili)
kıvrım kıvrım dönerek yol alan bir
Örnek3:
yörüngeye sahiptir. Tıpkı bir sarmaşık
.k
~
~- ' ..... ~">L
c.~V
,::; ,... .... ,::;
'..... ::ıu:.rıS ı:'•1:.. '..ili:, :ı._
U ... ~ gibi dönen, kıvrılan ve bükülen bir dal
~ ~ ~ gibi."8 (Bilim Dili)
ı:jj;. ~ 7~ ""-~ _).} ~ U,w olk,. ~
"' / ... ... ,.... )1 .,o ... / ;;; )1
Örnek5:
GLJ ~:.'~ ;;1J1 GLJ ~~n/ 11 4::,~_,.:J ~~) :~~ Lı.Ç ~G1) ~
~ f J~ '\t.JI G~
~ r -
t:\1>.- ~;.',.:/.11 "Biz semaları kendi gücümüzle
kurduk; onu biz genişletmekte-
3. Enbiya, 21130. . 6. Mü'minun, 23/13-14.
4. George Gamov, The Creation of the Unıverse 7. Yasin, 36/39. .
(Kainatın Yaratılışı), s. 28, Ter. Toygar Ak-
S. Taşkın Tuna, Uzayın Sırları, s. 63, Istan-
man, Ankara 1961. bul1965.
5. Hacc, 22/5,
-41-
KUR'AN MESAJ! iLMI ARAŞTIRMALAR DERGiSi, Temmuz 98, Sayı: 9
'
yiz. ,,g (Din Dili) alınır ve ihtiyaca göre bu bütünün
"Evrendeki galaksiler birbirinden parçaları veya farklı yanları hakkında
uzaklaşmakta, uzay giderek şişmekte bilgi verilir. Bu yapısıyla Kur'an'daki
ve evren dev boyutlan ile irileşip büyü- bilgiler teoriktir ve insanların yaz-
mektedir (Expanding Universe)."10 dıkları kitaplardaki bilgilerin sunu-
(Bilim Dili) luşu gibi bir sistem içinde de değildir.
Bu örneklerden de anlaşıldığı ka- Yani Kur'an'daki sistem, ne fıkıh, ne
darıyla Kur'an'da yer alan her konu, kelam, ne tasavvuf ve ne de bir başka
ilgili bilim dalının diliyl~ değil de ken- beşeri bilimin sistemine benzemekte-
dine özgü dil ile ifade edildiği görül- dir. Zaten Kur'an'ı farklı kılan yönler-
mektedir. den biri de kendisine özgü bu yapısı
İşte bu yüzdendir ki, Kur'an dilinin ve söylem biçimidir. Bu özelliği müfes-
niteliği iyi bilinmedikçe onu anlamada sirler, Kur'an'ın te'llf mu'cizesi olarak
zorluk çekilmektedir. Bu zorluklardan ele almakta ve açıklamaktadırlar.
bir de tenzll sonrası ortaya çıkan bilim Kur'an açık bir kitaptır. Bunun
daUanna ait terimler veya kavramlar- anlamı Kur'an'ın içindekilerinin değil, .
la ifade edilen bilgiler Kur'an'da aran- Kur'an'ın kendisinin açık olduğudur.
makta, bulunamayınca da din dili ile Bir başka deyişle Kur'an'ın tenzll
ifade edilen ba'zı bilgiler yok sayılmak olduğuna, Kur'an'ın bizzat kendisi açık
ta ve böylece mevcut Kur'ani bilgiler, delildir ve bu yönüyle O'nda meydan
indirgemeci bir tavırla ba'zı alanlara okuma mevcuttur. Ayrıca O, temel
tahsis edilmektedir. Bu da Kur'an'ı an- hakikatler açısından da açıktır. Yoksa
lamada, bütünlükten uzak parçacı her kutsal kitap gibi onun da içeriğinde
veya alancı bir yöntemi ortaya kapalılıklar mevcuttur. Zira o basit
çıkartmış bulunmaktadır. Halbuki değildir. Onun müteşabih ve muhkem
Kur'an'da insan hayatının bütün- oluşunun bir anlamı da budur.
lüğüne yönelik her bilgiye yer veril- Kur'an'ın gizemli gücü ve büyüleyi-
mekte ve her alanda insan, ana hat- ciliği de onun diliyle alakalıdır. Şayet
larıyla ve genel ilkeleriyle bilgilendi- böyle olmasaydı onun tercümeleri
rilmektedir. Ba'zı alanlardaki bilgiler, Kur'an kadar etkili olurdu. Halbuki
daha geniş ve daha detaylı olurken, hiçbir tercüme Kur'an'ın o gizemli
ba'zı alanlardaki bilgiler ise o kadar gücünü ve büyüleyiciliğini asla
geniş ve ayrıntılı olmamaktadır. Beşer sağlayamıyor. Zira Allah, kitabını
ürünü olan bilim daliarına ait siste- dünya, dünyayı da kitap gibi
matik söylem veya yazım biçimi, yaratmıştır. Onun dünyaya indirilen
Kur'an'da yoktur. Kur'an'daki bilgiler vahyi kitap şeklindedir ve dünya ile
kendine özgü bir dil ile ifade edilmek- ilgili ne varsa bizimle ilgilidir. Bizimle
tedir. Bu dilde insan hayatı parçala- ilgili ne varsa dünya ile ilgilidir. Her
narak her parçası için ayrı ayrı bilgi ikisi de Kur'an'da mevcuttur. Tann ise
verilmemektedir. Nitekjm, insan dışımızda gökyüzünün sonsuzluğu gibi
hayatı, Kur'an'da bir bütün olarak ele iken, içimizde kalhimizin yakınlığı
9. Ziiriyiit, 51147. gibidir. Hatta ondan daha yakındır.
10. Taşkın Tuna, Uzayın Ötesi, s. 17, İstanbul· Kur'an'ın dil özelliklerinden bir
1995, diğeri de, yapılan işlerin an-
-42-
KUR'AN'I ANLAMADA DİL PROBLEMi
-43-
KUR'AN MESAJI iLMI ARAŞTIRMALAR DERGiSi, Temmuz 98, Sayı: 9
-44-
KUR'AN'I ANLAMADA DiL PROBLEMi
-45-
KUR'AN MESAJ! iLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, Temmuz 98, Sayı: 9
-46-
KUR'AN'I ANLAMADA DiL PROBLEMi
-47-
KUR'AN MESAJI İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGİSİ, Temmuz 98, Sayı: 9
-48-
KUR'AN'I ANLAMADA DİL PROBLEMi
-49-
KUR'AN MESAJ! iLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, Temmuz 98, Sayı: 9
-50-
KUR'AN'I ANLAMADA DİL PROBLEMi
-51-
KUR'AN MESAJI İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, Temmuz 98, Sayı; 9
-52-
L
KUR'AN'I ANLAMADA DİL PROBLEMi
buna mukabil tali unsurlannın değişe ilahın teaddüdünü gerektirir. Böyle bir
bileceği ilkesini benimsemişlerdir. Di- sonuç, tevhld ilkesine aykındır. Eş'ari
nin asıl unsurlan arasına giren konu- ler ise, bu düşüncenin tam aksine
larla tali unsurların neler olduğu ''kelam" sıfatının Allah'ın zatı ile kaim
hakkında ise tam bir görüş birliği olduğunu ve emrin (sözün) varlıktan
içinde olamamışlardır. Buna rağmen önce 12 varlığın ise emirden sonra gel-
genel bir kana'atin varlığını da yok diğini ileri sürmüşlerdir.
sayamayız. Nitekim insanın fıtratı ile Bu iki görüşü tahlll ettiğimizde,
alakah konuların veya fıtrat dininin Kur'an'ın malıluk oluşu, onun öteki
usulü'd-dinden sayıldığını, buna varlıklarla (evren ve içindekilerle) aynı
mukabil kültürel, sosyal ve tarihsel ontolojik düzeye konulması demektir.
konuların ise furu'u'd-din'e ait Malılük olmayışı (gayr-i malılük oluşu)
kılındığını görmekteyiz. Çünkü in- ise, Kur'an'ın evren ve içindekilerden
sanın fıtrat dini veya fıtrata ait yetileri farklı ontolojik bir düzeyde olmasını
değişınediği halde, sosyal, kültürel ve gerekli kılmaktadır. Zira Kur'an Al-
ekonomik konularla ilgili kurallar lah'ın kelamıdır, lakin Allah değildir.
değişebilmektedir. Değişen unsurlar, Yani Allah'la özdeş değildir. Bu sebeple
değişmeyen unsurlara göre şüphesiz Allah'ın konumunda olması düşünüle
daha tali bir konumdadır. Bir başka mez. Ancak evrenle ontolojik anlamda
ifade ile konumu gereği değişmeyen aynı düzeyde olmadığı için evrenden
konularla değişen konuların bütün farklı bir konumda olduğunu da gös-
kutsal kitaplarda da yer aldığını, yine terir. Buna göre Kur'an Allah'la evren
kutsal kitapların mukayesesİnden arasında bir konumda yer almaktadır.
anlıyoruz. Değişmeyen, yani ortak olan Kur'an'a göre insan da evren ve içinde-
konularla, değişen yani ortak olmayan kilerle aynı ontolojik düzeyde değildir.
konulann mevcüdiyyeti bizi boyle bir İnsan "Ahsen-i takvim" olarak ya-
sonuca göturmektedir. ratılmış, "alemlere üstün kılınmış"
Nitekim Kur'an'ı anlama ve yorum- varlık alemi emrine verilmiş (teshir),
lama tarihinden gördüğümüz iki ve yeryüzüne halife kılınmış bir
mezhep, konuyu tarihsel gelişimi varlıktır. Ancak Kur'an'la insanın aynı
içinde ele almamızı gerekli kılmak ontolojik düzeyde olduğunu söylemek
tadır. Bu iki mezhebden birisi Mu'te- de mümkün değildir. Zira Kur'an insan
zile diğeri de etkinliği açısından Eş'ari için bir hidayet kitabıdır. Bunun an-
liktir. Mu'tezile, "Tevhid" inancı lamı Kur'an'ın insan için gönderildiği,
gereği, Kur'an'ın malılük olduğunu ile- fakat insanın Kur'an için var edilme-
ri sümüştür. Dayandığı temel mantık diğidir. Bu problemin çözümü ancak
ise, Kur'an'ın "gayr-i mahluk" olması Kur'an -insan ilişkisini sağlıklı bir
halinde malılük olmayanların ikiye biçimde ortaya koymakla mümkündür.
çıkmış olacağı ve dolayısıyla Allah'ın Kur'an bir insan için ya inanç objesi
ikileurnesi gibi bir netice doğacağı ya da bilgi objesi konumundadır. İna
endişesidir. Onlara göre Allah'ın nan bir insan için Kur'an şüphesiz hem
zatından gayrı ''kadim" bir sıfatının ol- inanç hem de bilgi objesidir. Bir
ması, O'nun zatından ayrı kadim bir müsteşrik veya bir deist için ise sadece
şeyin varlığına delalet eder ki, bu da 12. Nahl, 16/40; Yasfn, 36/82.
-53-
KUR'AN MESAJI İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGİSİ, Temmuz 98, Sayı: 9
-54-
KUR'AN'I ANLAMADA DİL PROBLEMi
-55-
KUR'AN MESAJ! iLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, Temmuz 98, Sayı: 9
-56-
KUR'AN'I ANLAMADA DİL PROBLEMi
-57-
KUR'AN MESAJ! İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGİSİ, Temmuz 98, Sayı: 9
karşılık bir Sufi, ona, "Kim bu dünya- ları değil, kavramların içerikleridir.
da ama ise, ahirette de amadır." Kavramların içeriklerinin doğru ola-
ayetini okuyarak bu ayetin zahiri an- rak doldurulup doldurulmamasıdır.
lamını ifade eden ma'nayı kasdederek Şunu öncelikle bilmemiz gerekir ki,
onun gözünün açılınayacağını söylemiş Kur'an, insan hayatına yöneliktir ve
ve zahiri anlayışa sahip olan o kişiyi onun hayatını ilgilendiren konuları
susturmuştur. Oysa ayetin zahiri an- içermektedir. Ancak bu kutsal kitabın
lamı yani "ne diyor"u böyle olsa da, pasajlarında, indirildiği dönemin
ayetin kastı, yani "ne demek istiyor"u, kavramları kullanılarak insanlarla ile-
kimin bu dünyada kalb gözü kör ise tişim kurulmuştur. İndirildiği dönem-
yani kim imansız ise, ahirette de kör de yaşayan insanların ihtiyaçlarını
yani imansız olacağıdır. Bildiğimiz baş karşılayan ve o ihtiyaçlara çözüm öne-
gözüyle bir alakası yoktur. Böylesine ren bu kutsal metinler, daha sonraki
katı bir lafızcı anlayışın ve yöntemin nesillerin de ihtiyaçlarını karşılama id-
bıraktığı iz, elbette kolay kolay silin- diasındadır. Bu sebeple indirildiği
mez. Aynı durum batını yorum için de dönemdeki insanların göremedikleri
geçerlidir. Nitekim Batinilere göre, şeyleri, daha sonra görebilecek insan-
"zekat" "dini veeibeleri bilmek lara aynı kalıp, aynı söylem ve aynı
suretiyle nefs in tezkiyesi", "Kab e", dil içinde anlatmak zorundadır. Bunun
"Nebi", "kapı" Hz. Ali", "Safa" "Nebi", için Kur'an pasajları, sadece zahiri an-
"cennet" "bedenlerin dini mükellefi- lamlarıyla kavramakla kalınmaz, aynı
yetierinden biri ve müsterih ol- zamanda yorumlanmasını da gerekli
ması"dır. Şeytan ve Adem, Ebu Bekir kılar. Zira Kur'an indirildiği o çağda
ve Ali'dir. Çünkü Ebu Bekir Ali'ye yeryüzünün Güneş'in etrafında dönü-
secde ve itaat etmekle emrolundu. yor oluşunu açıkça söylemiş olsaydı,
Fakat O çekindi ve kirbiriendi de itaat bu içerik ilk muhatabları için
etmedi. Deccal Ebu Bekir'dir. Çünkü inanılmaz bir şey olur ve inkarcılara
tek gözlü idi batını gözle bakmaksızın Kur'an'ı reddetmek için ekstra bir
sadece zahiri gözle bakıyordu. Ye'cuc gerekçe verilmiş olurdu. Kur'an, böyle
ve Me' cuc ise zahirilerdir. 15 bir söylemi tercih etmeyerek onlara ve
Bu ömeklerde görüldüğü gibi zahir, daha sonra gelecek olanlara da ters
kelimenin seçikliğini, batın ise, gelmeyecek bir ifade biçimi ile konuyu
açıklığını göstermektedir. Bu ister an- zikretmiş, hiç kimse kendi dönemi için
lam genişlemesi, ister anlam daral- bu Kur'an ifadelerindeki içeriği red-
ması veya anlam sapması şeklinde ol- detmemiştir. Tam aksine, herkes kendi
sun, tanımlamada değişen birşey yok- dönemine uygun gelebilecek bir anlamı
tur. Batın demek, iç anlamı, yani bu pasajlardan rahatlıkla çıkartabil
açıklık demektir. O da anlam daral- miştir. Bunun anlamı, Kutsal Kur'an
ması, anlam genişlemesi veya anlam metinlerinin, okuyanlar tarafından an-
değişmesi şeklinde olmaktadır. Tartı laşılması ve içeriklerinin açıklan
şılacak olan şey zahir-batın kavram- masının gerekli olduğudur. Zira pek
15. Gazali, Fedahu'l-Batiniyye, s.13; ez-Zehebi, çok soyut kavramın lügat anlamının
et-Te{sfr ve'l-Müfessirfln, 2/241-242'den nak- yanında ikincil ve üçüncül anlamları
len, Kahire 1961. mevcuttur. Müfessirin görevi de bu
-58-
1
l
KUR'Al\r'I ANLAMADA DİL PROBLEMi
-59-
KUR'AN MESAJI iLMI ARAŞTIRMALAR DERGiSi, Temmuz 98, Sayı: 9
-60-