You are on page 1of 5

Av.

ECE GÖKCE
Av. İREM YAMAN
ARALIK 2022

BİRLEŞİK KRALLIK YÜKSEK


MAHKEMESİ'NİN YZ
BULUŞLARININ
PATENTLENEBİLİRLİĞİNE
İLİŞKİN KARARI

Dr. Stephan Thaler, DABUS adını verdiği, amacı


bağımsız olarak yeni fikirler üreten ve icat yapabilen
bir makinenin Yapay Zekâ sıfatı ile iki buluşa sahip
olduğunu ve bu buluşların mucidi DABUS olacak
şekilde patentlenebilir olduğunu iddia etmiştir. Dr.
Thaler, DABUS tarafından üretilen buluşların
patentlenebilmesi için Birleşik Krallık Fikri Mülkiyet
Ofisi’ne iki adet patent başvurusunda bulunmuştur.
İlgili karar, patent başvurularının kabul edilebilir olup
olmadığına ilişkindir.
Karar Numarası
A3/2020/1851
Karar Tarihi
21.09.2021 02
Kararın Tarafları Kararı Veren Makam
Davacı: Dr. Stephen Thaler Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi
Davalı: Patentler, Ticari Markalar ve
Tasarımlar Genel Denetçisi

OLAYLAR
Dr. Stephan Thaler, 2018 yılı Ekim ve Kasım aylarında, sahibi olduğu DABUS (Device
for the Autonomous Bootstrapping or Unified Sequence) adlı Yapay Zekâ ("YZ")
sistemi tarafından üretilen buluşlar için iki adet patent başvurusunda bulunmuştur.

DABUS, bir insan tarafından bilgi biriktirmek amacıyla programlanmış olmasına


rağmen, zamanla geliştirilerek kendi kendine öğrenebilen, insan faktörünü ortadan
kaldırarak “yemek kabı” ve “acil durum ikaz ışığı” gibi icatlar üretebilecek kadar
gelişmiş bir sistem haline gelmiştir. DABUS’un mucidi olduğu karara konu her iki
buluş, İngiltere’nin 1977 tarihli Patent Yasası ("1977 Yasası") uyarınca potansiyel olarak
patentlenebilir buluşlar olarak kabul edilmektedir.

Birleşik Krallık Fikri Mülkiyet Ofisi ("UKIPO"), Dr. Thaler’dan başvurusunu takip eden
16 ay içerisinde 1977 Yasası'na uygun biçimde bir mucitlik beyanı sunmasını talep
etmiştir. Beyanın dosyalanması ve iki başvurunun birleştirilmesi, 24 Temmuz 2019
tarihine kadar sürmüştür.

Dr. Thaler her ne kadar başvuruları fiilen kendisi tamamlasa da asıl mucidin DABUS
olduğunu belirtmiştir. Bu kapsamda UKIPO, DABUS'un, 1977 Yasası’nın 13 ve 7.
maddelerinde öngörülen "kişi" tanımını karşılamadığını tespit ederek, DABUS’u
mucit olarak kabul etmemiştir. Bu nedenle, söz konusu patent başvuruları geri
çekilmiş sayılmıştır. Bunun üzerine Dr. Thaler, İlk Derece Mahkemesi’ne başvurmuş
ancak başvurusu reddedilmiştir.

DEĞERLENDİRME
İlk Derece Mahkemesi’nde genel değerlendirme, temelde aşağıda bahsedilen iki ana
iddia üzerinden yapılmıştır:

1) UKIPO’nun, Patent Formaliteleri kılavuzundaki rehberliği takip ederek


bulgularına önceden hükmettiği iddiası
2) UKIPO’nun, 1977 Yasası'nı yanlış yorumladığı
Bu kapsamda İlk Derece Mahkemesi'nin değerlendirmeleri
03
uyarınca:

1977 Yasası'nın 7. maddesi kapsamında DABUS, gerçek kişi olmadığı için “mucit”
olarak nitelendirilememektedir. Dr. Thaler, DABUS’u “geliştirici” olarak değil
“yaratıcı” olarak beyan ettiği ve bunu savunduğu için 1977 Yasası açısından
değerlendirilmesinde boşluklar oluşmaktadır. Patentlenebilirlik hususunda
yardımcı olan “Buluş Basamağı (Buluş tekniğinin bilinen durumu aştığı
durumlarda buluş basamağının varlığı kabul edilir.)” değerlendirmesi DABUS için
yapılamamaktadır.

DABUS hak ehliyetine sahip değildir. Bir hakka sahip olamayacağından yola
çıkarak, hakkı devretme yetkisinden de bahsedilebilmesi mümkün değildir.

Başvuru sahibi tarafından iddia edilen hususlar, 1977 Yasası'nda istenen biçimde
yerine getirilerek aktarılabilirse, UKIPO denetçisinin başvuruyu kabul etmesi
beklenecektir. Başvuruda her şeyin gerektiği gibi ve ikna edici şekilde yer aldığı
durumlarda, denetçinin subjektif görüşü üzerinden müdahalede bulunmasının
mümkün olmadığı belirtilmiştir. Yine de, karar aşamasında bir hata yapılsa dahi
onaylanmış herhangi bir patent başvurusunun, 1977 Yasasu'nın 72(1)(b) maddesi
uyarınca iptal edilebileceğine de değinilmiştir.

Bu gerekçelere dayanarak İlk Derece Mahkemesi itirazı reddetmiş ve bunun


üzerine Dr. Thaler, kararı temyiz etmiştir. Dr. Thaler’ın itirazının Temyiz
Mahkemesince değerlendirilmesi şu üç soru ile özetlenebilecektir:

1) 1977 Yasası, mucidin gerçek kişi olmasını şart koşuyor mu?


2) 1977 Yasası'nın 13. maddesi nedir ve nasıl çalışır? Başvuru sahibi gerçek kişi mi
olmalıdır?
3) Dr. Thaler’ın verdiği yanıtlar ile karşılaştırıldığında, 1977 Yasası'nın 13(2).
maddesine göre doğru yanıtlar neler olmalıdır?

İlk olarak makine mucidi konusunu inceleyen mahkeme, 1977 Yasası uyarınca bir
buluşun mucidinin gerçek bir kişi olması gerektiğine oy birliğiyle karar vermiştir.
Mahkemeden, iddia edilen teknolojiyi DABUS'un gerçekten icat edip etmediğini
veya buluşun bir patenti hak edip etmediğini değerlendirmesi istenmemiştir.
İncelenen konu, özellikle bir makinenin 1977 Yasası'na göre bir mucit olarak kabul
edilip edilemeyeceği ile ilgilidir. Birss LJ, 1977 Yasası kapsamında makinelerin mucit
olmadığını tespit ederken, mevzuattaki “gerçek geliştirici” teriminin yorumundan
yola çıkmıştır. Birss LJ, araştırmaları sonucunda ilgili terimin, özellikle "buluşu
tasarlayan kişi" anlamına gelen, 1949 tarihli Patent Yasası'nın 16. maddesinden
alındığını belirlemiştir. Bu nedenle, 1977 Yasası'nın çeşitli durumlarda “kişi”ye atıfta
bulunan 7. maddesinin açık ifadesi ile birlikte Birss LJ, mucidin buluşu gerçekten
tasarlayan kişi olması gerektiği sonucuna varmıştır.
04
Arnold LJ, sözlükte yer alan “icat eden” tanımını değerlendirmiş
ve icat eden kişinin; “bir mucit, bir planlayıcı, tasarlayıcı”
anlamına geldiği sonucuna ulaşmıştır. Ayrıca, Birss LJ'ye benzer
şekilde Arnold LJ, 1977 Yasası'nın 7. maddesindeki çeşitli "kişi"
referanslarını dayanak göstererek yalnızca bir gerçek kişinin 7.
madde kapsamına girebileceğine kanaat getirmiştir.

Temelde var olan mucidin gerçek kişi olması zorunluluğu meselesinde, yargıçlar
Arnold, Elisabeth Laing ve Birss LJ hemfikir kalmıştır. Bu nedenle, bir YZ sisteminin
bir gerçek kişi olmadığı göz önüne alındığında, bir makinenin buluşu gerçekten
yaratıp yaratmadığına bakılmaksızın ilgili makinenin, 1977 Yasası'nın amaçları
doğrultusunda bir mucit olamayacağı sonucuna ulaşılmıştır.

DABUS’un mucit olması tartışmasından ayrı olarak Dr. Thaler, ayrıca UKIPO’nun
1977 Yasası’nın 13. maddesini yanlış uyguladığı gerekçesiyle başvuruda
bulunmuştur. Patent başvurusunda, Dr. Thaler'in 13(2)(a) maddesine verdiği yanıt,
“kişi” olmayan bir mucidi tanımlamaktır. 13(2)(b) maddesine verdiği yanıt ise devir
hakkını DABUS’un mülkiyetinden aldığını iddia etmektedir. Arnold LJ ve Elisabeth
Laing LJ, Dr. Thaler'ın 13(2)(a) ve (b) maddelerini sağlamadığını, çünkü yanıtlarının
hukuki imkansızlık içerdiğini ve bu nedenle başvurusunun geri çekilmesinin
kaçınılmaz olduğunu tespit etmiştir.

1977 Yasası'nın 13(2)(a) maddesi uyarınca, herhangi bir kişiyi tanımlamadan, bunun
yerine mucidin bir kişi olmadığını olumlu bir şekilde ileri sürerek bu maddeye
uyum sağlamanın mümkün olmadığı belirtilmiştir. Bu kapsamda her iki yargıç da,
7. maddenin açıkça bir mucidin kişi olmasını gerektirdiğini belirterek, makine
mucitliği üzerine bazı analizlere atıfta bulunmuştur. Başvurunun bu gerekçelerle
reddedilmesi; UKIPO'nun, Dr. Thaler'ın iddialarını incelemesi ve reddetmesine
ilişkin olmayıp esasen mevcut durumda yasada açıkça düzenlenmemiş olması
sebebiyle Dr. Thaler'ın iddialarının esasına girilememesinden kaynaklanmaktadır.

Dr. Thaler, DABUS'un mülkiyetine sahip olduğu ve dolayısıyla DABUS'un ürettiği


herhangi bir çıktıya sahip olduğu için madde 13(2)(b) kapsamındaki yetki hakkını
elde ettiğini iddia etmiştir. Bu husus, bir Anglo-Sakson Hukuku doktrinidir. Özünde,
bir mülk parçasının başka bir mülk parçası ürettiği durumlarda, birincisinin
sahibinin münhasır zilyetlik sayesinde genellikle ikincisine de sahip olmasından
ileri gelmektedir (Örneğin, bir elma ağacının sahibi, aynı zamanda ağacın
meyvesine de sahip olacaktır).

Ancak mahkeme böyle bir doktrinin, bir mülkiyet parçasının fikri mülkiyet ürettiği
durumlarda asla uygulanmadığına karar vermiştir. Bunun nedeni, fikri mülkiyetin
münhasır zilyetlik doktrinine tabi tutulmamasıdır. Bir buluşu aynı anda sınırsız
sayıda taraf kullanabilmektedir. Bu temele dayanarak, Arnold LJ ve Elisabeth Laing
LJ madde 13(2)(a)'daki mantığın hemen hemen aynısını uygulamış; ayrıca Dr.
Thaler'ın bu nedenle madde 13(2)(b) kapsamındaki yükümlülüğüne uymadığını
tespit etmiştir.
05

Yargıç Arnold ve Elisabeth Laig LJ, Dr. Thaler’ın formdaki beyanından yola çıkarak,
mucidin tam anlamıyla tanımlanamamasının, hiçbir mucidin olmadığı anlamına
gelmediğini belirtmiştir. Çoğunluğa karşı çıkan Birss LJ, Dr. Thaler'ın aslında
madde 13(2) kapsamındaki yükümlülüklerine uyduğu yönündeki kanaatini
açıklayarak karşı oy sunmuştur. 13. maddenin amacının, UKIPO'ya buluş ve
yetkilendirme hakkındaki bilgilerin doğruluğunu değerlendirecek bir mekanizma
sağlamak olmadığını; sadece kamuya açıklanacak bilgileri sağlamak olduğunu
belirtmiştir. Birss LJ, Dr. Thaler'ın istenilen bilgileri sağlayarak yasal
yükümlülüklerini yerine getirdiğini tespit etmiş ve buluşların yaratıcısının bir
makine olmasının, başvuru sahibine patent verilmesine engel teşkil etmemekte
olduğunu savunmuştur.

KARAR
Yapılan değerlendirmeler sonucunda Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi;

DABUS’un sahibi olarak Dr. Thaler'ın, DABUS’un ürettiği buluşlarla ilgili patent
başvurusunda bulunma hakkına sahip olduğunu iddia etse dahi böyle bir kuralın
uygulanamayacağına karar vermiştir. Mahkeme, İlk Derece Mahkemesinin, bir YZ’nin,
gerçek kişi olmaması gerekçesiyle bir patentin mucidi olarak adlandırılamayacağı
kararını onamıştır.

https://www.judiciary.uk/wp-content/uploads/2022/07/Thaler-v-
Comptroller-judgment.pdf

You might also like