Professional Documents
Culture Documents
1576
İSTANBUL
1970
BUL ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ YAYINLARI NO:. 1576
ÎNSAN
ÜZERİNE SEKİZ KONFERANS
İSTANBUL
1970
İÇİNDEKİLER
Sayfa
Önsöz.................................................................................. q
s-*
yaşayacak şekilde, aar * kabuı etmemız gere.
gelişmenin ortak başlangıç mümkündür. Gelişme, bu
ken, hipothetık tipe yakın o birbirinden uzaklaşan iki
hipothetik tipten yönlerinden birisi dik yürüme-
ayrı yönde olmuştu . g tır öyleyse insanın ağaç
ye ve böylece de insana öteki gelişme çizgisi ise
üzerinde yaşamış bkk bugünkU büyük anthro-
atlayıcı, tırmanıcı ozeınge j
poidlere varmıştır. fricanus’tan sonraki 15-18 milyon
Yazık ki, Proconşul Afncanu^ hominidler ortaya
yıldan hiçbir kalıntı y2aman arabğl geçip gitmiştir. So-
çıkmadan önceki bu çok buy Afrikadaki tanınmış bü
zü edilen ilk gerçek
luntulardır. Fakat bu a a V
^“^dldeğildir; çünkü <gü-
maymun değil, m-
Z »-
rmda 5 yaşlarında bir çocuğuı f karşllaşW1lırsa,
Bu kafatası aynı yaştaki bir g görülür. Çene kafa-
orantılarının insanınkme: a y Anthropoidlerin
;= SS
11
16
di, I--™»
dir. Üçüncü bir aan <la fco™şle .,
53
S***"'1iaveAltınsahille-
arasında ta-
konuda öne
sürülen görüşler küUürel ilişkilerin sonucudurlar.
Stadı de hayvan .erbiye ermenin bulunuşuna golcün , Bu
I
a
atom, birçok bilginlerce, bir gerçek değil, ancak bir hipothes sa
yılıyordu.
Buna karşılık şunu da unutmamalıdır: Canlı bir maddenin
sentezini yapmaktan daha oldukça uzağız. Organik kimya, 1828
de ilk organik maddenin sentezinin yapılmasından bu yana, bü
yük gelişmeler göstermiştir. Fakat hayatın ne olduğu sorusunun
cevabına bir adım bile yaklaşılamamıştır. Biologik alanın böyle
son derece irrational olması dikkate değer bir olaydır. Açıkçası:
Hayat bilinmek için değildir; onu yaşamak gerek. Bilgi yalnız
eylemlerimizin alanı içinde vardır. Bu eylemler de. tecrübeler
edinmemizi sağlayan tabiî eylemlerimiz ya da bizden dışarıya
yönelmiş olan, teknik denilen eylemlerimiz olabilir. Çünkü in
san, yaşayabilmek için, dünyayı değiştirmek zorundadır ve onun
bilgisi de bu gerçeğe dayanır. Bilgi ve dil dışa yönelmişlerdir ve
bilinin temelini teşkil ederler. Felsefe, insanın kendi kendisini
daha iyi bilip tanıması için, çalışabilir. Teknik de, onun eylem
lerini daha kolaylaştırmağa, çalışabilir. Fakat ne felsefe, ne de
teknik, bizi hayatın tehlike ve zahmetlerinden kurtarabilir.
VIII. HAYAT STANDARDI VE UYGARLIK
çok az bir para ile bugün. 30 yıl önce ancak zengin bir bayanın
giyinebileceği kadar iyi giyinebilir. Endüstrinin, insanları, sahip
oldukları paradan daima daha çoğunu harcamaya alıştırma eğili
mi vardır. Hemen ödenemeyecek birçok şey de taksitle alınır;
her ay belirli bir kısmı ödenir. Görülen şu sayısız arabalardan
kaçının parasının tamamen ödendiğini bilmek isterdim. Radyo,
televizyon, giyecekler, kürkler, mobilya, evler, çamaşır makine
leri, buz dolaplar vb. herşey için, aynı durum değişmez. Daha
yüksek bir hayat seviyesme duyulan ihtiyaç, hakim bir etki şek
lini almıştır.
Anthropologik problemlere yönelmeden önce, sosiologi gö
rüş açısından bazı tahminler yapmayı deneyelim. Çağdaş uy
garlığın sağladığı yararların herkesçe, doğrudan doğruya kabul
edileceği açıktır. Yine de dünyada birçok yoksulluklar, hastalık
ve açlık var. Eğer çağdaş uygarlık bunları ortadan kaldırma yol
larını bulamazsa, bunlar durdurulamayacak şekilde genişleye
ceklerdir. Önceden birşeyler söylemek çoğu zaman güçtür. Fa
kat aşağıdaki noktalar mümkün sayılabilir.
1 — Daha endüstrileşmemiş milletler de endüstrileşecek-
lerdir. Çünkü verimin ve böylece de hayat standardının nasıl
yükseltilebileceğinin bir method olduğu açıktır. Böyle bir geliş
menin olduğu da, her yerde görülüyor.
2 — Modern devlet, vatandaşların gelecekteki hayatını ha
zırlamak görevini gittikçe daha çok yüklenecektir. Bir toprak
parçasına daha yerleşilmeden, devlet, hizmetlerini oraya kadar
götürmek zorunda kalacaktır. Daha bir ev yapılmadan, yollar,
gaz, su ve elektrik şebekesinin yapılması gerekecektir. Heryerde,
geleceğin yollarının ve şehirlerinin nasıl olacağını, gelecek yıl
çalışması gereken iş gücünün nasıl düzenleneceğini araştıran
herhangi bir büro iş başındadır. Daha başka bir takım bürolar
72
da, yol ve park yerlerinin daha çok yük taşıyabilecek şekilde na- 1
sil düzenlenmesi gerektiğini düşünmektedirler. Yönetimler, va- ’
tandaşların hayatını kolaylaştırmak için, gelecekdeki durumlara
göre problemler ortaya koymaktadırlar. Bu da, devletin yetkileri ।
azalmamakta, gittikçe çoğalmaktadır, demektir. Bunun da
iki nedeni vardır: Vatandaşlar, devletten, gelecekteki hayat
problemlerini hemen şimdiden çözmesini istemektedirler. İkinci
olarak: Tarihde, vatandaşlar arasında eşitliğin artması, o devle- i
tin gücünün de artacağı, anlamına gelmiştir.
3 — Belki de, «ilerici» ve «tutucu» görüşler zamanla bir
birlerine benzeyecektir. Eğer kültür gelişmesi 100 yıldan beri
daha iyi bir hayat standardı yönünde gidiyorsa, ilerleyici sayılır.
Fakat insan, bütün insanlar gibi, kendisini bu gelişmeye uydu
rursa, o zaman babaların ve dedelerin davrandığı gibi davranmış
olur. Şunu söylemek artık bir aykırılık sayılamaz : Kim gelecek
ten yeni ilerlemeler bekliyorsa tıpkı insanların çok zaman önce
leri davranmış oldukları gibi davranıyor demektir, yani tutucu
davranmaktadır. Eski endüstri ülkelerindeki çeşitli politik yön
ler de, bu görüş açısında, hemen hemen hiç ayrılık göstermezler
gibi görünüyor.
Buraya kadar, hayat standardı bakımından toplumun ge
lişmesinde fayda ağır basar görünüyor. Yine de bazı şüpheleri
doğrulayan nedenler vardır ve bu şüphelerin geçerliliğini göster
mek de felsefî anthropologiye düşer.
Daha yüksek b:r hayat standardına duyulan ihtiyaç, daha
çok tüketim maddesine duyulan ihtiyaç demektir. Burada şu for
mül uygulanmaktadır: Daha çok tüketim maddesi, daha çok eğ
lence, daha az iş ve daha uzun bir ömür. Bugün bile, yüksek ha
yat standardı olan ülkelerde, halkın tüketim mallarına karşı dik
kate değer bir eğilim artışı göze çarpmaktadır. Bu eğilim alkol
73
dizginlemelerin .kaybol
u m .x..mı Gösteren ivi
gumg»te^ Ahlâkî
? bir örnektir.hırsm da
dizginlemelere ~ jse bu çot
“Pn^,'g,n'h'^'r ZAlmanya ve Amerika’daki baz, filosoflar,
Xe?m maU^rma duyulan ihtiyacumz.n aş.n ö.çüde artm, o!-