You are on page 1of 3

Daha Üretken Çalışmanın En Huzurlu Yolu Nedir?

Selin Yetimoğlu

7 KASIM 2018, ÇARŞAMBA

Günlük işleriniz arasında en sıkılarak yaptığınız şey ne? 

Sevmeden, hatta belki söylene söylene yaptığınız tüm işlerde zihninizin pasif durumda
olduğunu ve aklınızın geçmişte ya da gelecekte kaldığını söyleyebiliriz. Zihnimiz aktifken
daha yaratıcı düşünebiliriz. Yaratıcı düşünme, problemlerin farklı çözüm yollarını görmemizi
sağladığı için başarımızı da olumlu anlamda tetikler.

“Nöroplastisite”, tekrarlanan davranışların beyni şekillendirebileceği anlamına gelir. Pek çok


araştırma “nöroplastisite”yi işaret ediyor yani beynimizi etkileme gücümüz olduğunu
gösteriyor. Başka bir deyişle, beynimize nasıl düşünmesi gerektiğini öğretebiliriz. Bunu
yaparak da otomatik pilotu devre dışı bırakmayı, yani hayatı tam farkındalıkla yaşamayı
başarabiliriz. Bunun için “mindfulness” olarak da bilinen bilinçli farkındalık kavramını iyi
bilmek gerekir.

Bilinçli farkındalığın kökeni 2500 yıl önceki Asya’ya dayanır. Bilinçli farkındalık kavramı ilk
bakışta bilimsellikten uzak bir Budist pratiği gibi geliyor olabilir. Fakat anda kalamama
sorununun hepimizin ortak gelişim alanı olduğunu söylemek gerekir. İnançları gereği günün
büyük kısmını meditasyon yaparak geçiren Tibetli  keşişlerin beyinleri incelendiğinde beynin
dikkat, konsantrasyon, duygusal zeka ve şefkat gibi alanlardan sorumlu kısmının meditasyon
yapmayan kişilerinkine göre daha büyük olduğu görüldü.

İş yaşamında bilinçli farkındalığın etkilerine dair bugüne dek pek çok çalışma yapıldı:
 Dr. Amishi Jha tarafından yapılan
araştırmalar, savaşa giden askerler gibi
sürekli tam konstantrasyonla çalışması
gereken kişilerin düzenli mindfulness
egzersizleri sayesinde dikkat seviyesinin
arttığını ortaya koyuyor.
 2012’de yapılan bir araştırmaya
göre mindfulness egzersizleri, topluluk
önünde konuşma yapan kişilerin duygusal
gerginliğini azaltıyor. 
 Çalışmalara göre olumsuz duygularla baş
etmeyi kolaylaştırırken, olumlu duyguların
daha etkili hissedilmesini sağlıyor. 
 Orta düzey yöneticilerin performanslarının
bilinçli farkındalık eğitimlerinden önce ve
sonra ölçüldüğü bir araştırmanın sonucunda
düzenli olarak farkındalık egzersizleri
yapıldığında performansın arttığı görüldü.
 Performans artışına ek olarak bu tür bir
eğitim alanların yüzde 93’ünün empati
yapma becerilerinde artış görüldü.
 Vaka olarak Glaxo Smith Klein’ın bir grup
çalışanına 8 hafta süren eğitimler verildi.
Eğitimin ardından yüzde 90’ı stresle daha
kolay baş ettiğini, yüzde 85’i yeni bilgileri
öğrenme hızlarının arttığını belirtti.

Özetle, bilinçli farkındalık egzersizleri yapan kişiler iş yaşamında konsantrasyon, hafıza,


öğrenme becerisi, üretkenlik, hızlı karar verme, stres yönetimi ve iletişim becerileri
konularında daha iyi bir seviyeye ulaşıyorlar. 

Peki yeni başlayanlar için iş yaşamında bilinçli farkındalık nasıl geliştirilir?

Farkına varın. Her sabah işe başlamadan önce bir 15 dakika kadar bedeninizi ve nefesinizi
gözlemleyerek oturun. Bir ekip yönetiyorsanız bu tekniği ekibinizle uygulayın.

Durun. STOP isimli bu teknik ismini yöntemin baş harflerinden alıyor. Durun (stop),
nefeslenin (take a breath), beden ve zihninizi gözlemleyin (observe) ve bu yaptığınızı 4-5 kez
sürdürün (proceed).

Multitasking’e son verin. Aynı anda tek bir işe odaklanın. Aklınızda başka bir iş varken o
anki işinize odaklanamıyorsanız acil olan hangisiyse önce onu bitirin ve aklınızdan çıksın.

Mola verin. En azından her 90-120 dakikada bir 5 dakikalık mola verin. Bu molada
kaslarınızın esnemesi için yürüyüş yapın. Koşullar uygunsa açık havaya çıkıp derin nefesler
alın.

Öğlen yemeklerinizi masanızda yemeyin. Yemeğinizi yemeye başlamadan önce birkaç


derin nefes alarak açlık durumunuzu gözlemleyin, yediklerinizin tadını almaya ve içinde neler
olduğunu tahmin etmeye çalışın.
Dinleyin.Çalışma arkadaşlarınızın size anlattıklarını, toplantıda konuşulanları etkin biçimde
dinlemek için sadece bedenen değil zihnen de orada olduğunuzdan emin olun. Zihninizin
başka yerde olduğunu her fark edişinizde konuşan kişinin gözlerine bakarak yeniden
odaklanın.

Toplantıları aktive edin.Beyni pasif durumdan aktif duruma getirdiğimizde daha verimli
çalışabiliriz. Toplantılara başlarken katılan herkesin kendi farkındalığını sağlayabilmesi için
“Şu anda hangi mental durumdayım?” veya “Gerçekten ne kadar buradayım?” sorusunu
kendilerine sormalarını isteyin. Mental durumunun farkında olan kişi kendisini daha kolay
kontrol eder ve başka yerlerde gezinen zihnini daha hızlı geri getirir. 

Bilinçli farkındalık, sadece iş yaşamında daha başarılı olmayı değil, aynı zamanda daha mutlu
olmayı da sağlar. Anda kalabilmenin kişinin mutluluk düzeyini nasıl etkileyebileceğine dair
oldukça uzun soluklu bir araştırma Matt Killingsworth tarafından yapıldı. Kendisinin
yaptığı TED konuşmasını da izleyebilirsiniz. Bu araştırmanın sonucunda elde edilen bilgi şu
oldu: “Mutsuz olduğumuz için aklımız başka yerdedir” değil; “Aklımız başka yerde olduğu
için mutsuzuz”… Başka bir deyişle, o an yaptığımız aktivitelere daha çok odaklanabiliyor
olsak daha mutlu bireyler olabiliriz. 

Albert Einstein mutlu bir insanın içinde bulunduğu andan memnun olduğu için geleceğe kafa
yorma ihtiyacı bulunmadığından bahseder. Tüm bu araştırmalara göre içinde bulunduğumuz
andan memnun olmasak da az zamanda çok iş başarmaya yönelik performans kaygısının
oldukça yüksek olduğu kurumsal yaşamda bilinçli farkındalık sayesinde daha huzurlu bir iş
ortamını sağlarken, aynı anda başarıyı tetiklemek mümkün.

Bu yazının konusu: ÜRETKENLİK

https://hbrturkiye.com/blog/daha-uretken-calismanin-en-huzurlu-yolu-nedir

You might also like