You are on page 1of 78

GRUP – TANIMI ve ÇEŞİTLERİ

Sosyal psikoloji ve sosyolojide grup kavramı çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Bu tanımlara göre bir topluluğa grup
diyebilmek için aşağıdaki koşullar ileri sürülmüştür:

 İki veya daha fazla kişi


 İletişim
 Ortak amaçlar
 Etkileşim
 Grup bilinci – Üyelerin kendisini ait hissetmesi
 Rollerin biçimlenmesi
 Yapısal düzen
 Ortak Değerler
 Grup dışındakilerin bu topluluğu grup olarak görmesidir.

Bunlar içinde, bir topluluğa grup diyebilmek için gerekli olan en az koşul, “etkileşim” olarak belirlenmiştir. Zaten
grubu yığın, sınıf gibi diğer topluluklardan ayıran en önemli özellik de etkileşim olmaktadır.

Grupların çeşitli özellikleri göz önünde bulundurularak sınıflamaları yapılmıştır. Bunlardan bazıları aşağıda
belirtilmiştir:

1- Üye sayısına göre


a) Küçük b) Büyük
2- Etkileşimin Sürekliliğine göre
a) Devamlı b) Geçici
3- Üyeler arası ilişkilerin yapısına göre
a) Formel b) İnformel
4- Üyeler arası samimiyetin derecesine göre
a) Birincil b) İkincil
5- Kuruluş biçimlerine göre
a) Doğal b) Kurulmuş

Başka bir sınıflandırmaya göre ise;

 İş grupları – Şirket, kooperatif, seminer gr. vb. gibi


 Aksiyon – toplumsal baskı grupları – Parti, dernek, sendika vb. gibi
 Birlikler – Grup temsilcilerinden oluşur. Koordinasyon kurulları, üniversitelerarası kurul vb. gibi
 Kanun yapıcı gruplar – Politika tanzim ederler, yönetim kurulu, hükümet gibi
 Müracaatçı grupları – Amacı üyelerinin ihtiyaçlarını karşılama, sorunlarını çözme veya bazı yönlerden
onları geliştirmektir.

Müracaatçı gruplarının ihtiyaçlarını karşılamak, aralarında yakın bir işbirliği, yüz yüze iletişim ve etkileşim bulunan
küçük gruplarla, yani sosyal gruplarla mümkündür. O halde müracaatçı gruplarının yukarıda ifade edilen

1
sınıflamaya göre küçük, informel, birincil özellikler göstermesinin amaca ulaşmak için gerekli olduğu şeklinde bir
yorum yapılabilir.

GRUP DİNAMİĞİ – TEMEL KAVRAM VE AÇIKLAMALAR

İnsanların psikolojik, sosyolojik ve fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanmasında grupların önemli bir yeri vardır. Gruplar
aracılığıyla daha hızlı öğrenme, davranış ve tutumları değiştirme, geçerli davranışlar kazanma, belirli durumlar
karşısında nasıl davranılacağı hakkında bilgi edinme gibi ihtiyaçların karşılanması, sorunlarla baş edebilme
becerisinin kazanılması söz konusudur.

Gruptaki hareketliliğin özelliklerini inceleyen alana “grup dinamiği” denir.

Bu konuda bilinçli çalışmalar 20. Yy.da başlamıştır. Cartwright ve Zander’e göre grup dinamiği, “ grupların
niteliğini, gelişme yasalarını ve grup içindeki bireylerin birbirleriyle, diğer gruplarla ve toplumla olan ilişkilerini
inceleyen bir sosyal bilim dalıdır”.

Grup Dinamiğinin Ayırıcı Özellikleri

a) Görgül, ampirik araştırmalara dayanır.


b) Grup dinamiği disiplinler arası öneme sahiptir. Sosyoloji, psikoloji, antropoloji, politika, ekonomi vb.
c) Grup dinamiği araştırmalarından elde edilen sonuçlar sosyal uygulamalarda kullanılabilir.

Grup dinamiğinin bir sosyal bilim olarak kabul edilmesinde: Grup çalışması, grup psikoterapisi, eğitim, yönetim
gibi mesleklerin katkısı olmuştur.

Grup Dinamiğinin Genel İlkeleri

1- Bireylerin gruplara girmek istemelerinin çeşitli nedenleri vardır. Bunlar;


a) Grup kişinin ihtiyacını karşılar, ulaşmak istediği amaca ulaşmasına yardım ederse,
b) Grubun kendisini kabul ettiğini hissederse,
c) Diğer grup üyelerini kendisine yakın bulursa,
d) Grup dışındakiler tarafından çalışmaları beğenilirse.
2- Kişi grup kararlarına ne derece katılırsa, grubu o derece benimser.
3- Grubun kişide değişme ve gelişme yaratması için şu özelliklere sahip olması gerekir.
a) Grubun çekiş kuvveti değişmenin verdiği huzursuzluktan daha güçlüyse
b) Değişme gereğine tüm grup üyeleri katılıyorsa
c) Değişme süreci ile ilgili tüm plan ve uygulamalar, grup üyeleri tarafından gerçekleştirilirse
d) Grup, üyelerine kazandıkları yeni davranışları herhangi bir çekinme olmadan deneme fırsatı verirse.
4- Değişme sürecinde her etkiye karşı eşit bir tepki oluşur. Değişmenin gerçekleşmesi için, değişimi sağlayacak
etkiyi artırmak yönünde çaba sarf etmektense, tepkileri zayıflatmak için çalışmak daha yerinde olur.
5- Grubun sonuca ulaşmasını etkileyen faktörler şunlardır:
a) Amacın üyelerde açık olarak bulunması
b) Amacın tüm grup üyelerinin katılımını sağlayabilmesi
c) Üyelerin amaca yönelik olarak anlaşma içinde olması

2
d) Amaca ulaşmak için saptanan yolların üyeler tarafından kabul edilmesi
e) Üyelerin kişisel amaçlarının grup amaçları ile bağdaşması
f) Gerekli kaynakların hazır olması
g) Grupta sağlıklı bir örgütleşme olması.

AMAÇLARINA GÖRE GRUP TİPLERİ

Amaçlarına göre gruplar, tedavi ve görev grupları olarak ikiye ayrılırlar. Her grup çalışmasında tedavi ve görev
odağı olduğuna göre, bir grubun tedavi veya görev grubu olduğuna karar verirken, grubun birincil yani temel
amacı göz önünde bulundurulur.

GÖREV VE TEDAVİ GRUPLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Tablo 1: Görev ve tedavi gruplarının karşılaştırılması


GRUP TİPLERİ
ÖZELLİKLER TEDAVİ GRUBU GÖREV GRUBU
AMAÇ Üyelerin kişisel ihtiyaçları Görevi tamamlamak
ROLLER Etkileşim sonucu oluşur Etkileşim sonucu veya görevlendirme ile
oluşur
İLETİŞİM KALIPLARI Serbest Belirlenmiş görev üzerindeki tartışmaya
yönelik
SÜREÇ Esnek veya formel – Gruba bağlı Formel gündem ve kurallar
YAPI Ortak ilgi, ihtiyaç ve sorunlara yönelik Görüşülmesi gerekli konular ve işbölümü
üzerine kurulmuş
KENDİNİ İFADE Yüksek düzeyde Düşük düzeyde
GÜVENİRLİK Süreç genellikle özeldir gizlilik ilkesi Süreç özel olabilir, fakat üretilen fikirler
vardır. genellikle topluma açıktır.
DEĞERLENDİRME Başarı, üyelerin tedavi amaçlarına Başarı, üyelerin görevi yerine getirme
ulaşmasına bağlıdır. durumuna yani ortaya çıkardıkları ürüne
bağlıdır.

GRUP ÇALIŞMALARINDA FARKLI AMAÇLI GRUP TİPLERİ

1- Sohbet Grupları
Çoğu zaman bu gruplar kişilerarası ilişkilerde ne kadar derin iletişimler kurabileceğini bize gösterir. Bu
konuşmalarda belirli bir gündem yoktur. Konu sıkıcı ise, vakit kaybetmeden değiştirmek gerekir. Her ne kadar tek
tek üyelerin amaçları varsa da bu, tanımlanmış bir grup amacına dönüşmemiştir. Sosyal hizmette profesyonel
elemanlar arasında bu tür gruplar sık sık oluşur. Fakat müracaatçılardan oluşan grupların mutlaka bir amacı
olması gerekir. Daha entelektüel gruplardır. Örneğin kitap okuma grupları.

3
2- Boş Zamanı Değerlendirme – Beceri Geliştirme Grupları

Boş zamanı değerlendirme grupları


a) İnformal boş zaman grupları
b) Beceri geliştirme grupları

olarak sınıflanabilir.

Boş zamanı değerlendirme hizmeti veren kurumlarda faaliyetlerin ve uygulamaların gerçekleştirileceği ortam ve
araç-gereç vardır. Genellikle faaliyetler oyun, atletizm, masa oyunları gibi oyunlardır ve lider yoktur. Kişiler bu
gruplara kendiliğinden katılır. Bazı kurumlar, boş zaman faaliyetlerinin ve diğer üyelerle etkileşimin kişilik
kazanmada olumlu etkide bulunduğuna ve kötü alışkanlıkları önlediğine inanırlar.

Bu grupların tersine, beceri geliştirme gruplarında danışman veya bir çalıştırıcı vardır ve daha çok işe yönelik bir
yapı görülür. Grubun amacı; üyeleri eğlendirirken onların beceri geliştirmelerini sağlamaktır. El becerileri, golf,
basketbol, yüzme gibi takım ile gerçekleştirilecek oyunlar buna örnek verilebilir. Bu gruplar, sosyal hizmet
uzmanlarından ziyade bu konudaki profesyoneller tarafından yönetilir.

3- Eğitici Gruplar

Tüm eğitici grupların amacı üyelerine belli bilgi ve beceriler kazandırmaktır. Aile planlaması, araba tamiri,
yabancı dil, atılganlık eğitimi eğitici grup örnekleridir. Eğitici gruplar tedavi kurumlarında, okullarda, ıslahevlerinde
ve hastanelerde kurulabilir. Bu gruplarda yöneticiler yalnız bireyler üzerinde değil, tartışma ve öğrenme ortamı
olarak grup üzerinde de odaklaşırlar.

Eğitici grupların üyeleri hem ortak konuda öğrenme arzusunda olmalı, hem de adölesan koruyucu aile gibi ortak
özelliğe sahip olmalıdır. Üyelerin farklı düzeylerde bulunduğu durumlarda bilenler, diğerleri için başlangıçta
kaynak kişi olarak kullanılabilir. Bu gruplarda üyelerin kendini ifade etmesi pek mümkün olmaz, çünkü genellikle
öğretilen konu üzerinde odaklaşılır. Eğer yönetici konunun öğrenilmesinden çok üyelerin kendini ifade etmesini ön
plana alıyorsa, didaktik yöntemden çok grup tartışmaları ve faaliyetlerine yer verir.

4- Problem Çözme ve Karar Verme Grupları

Hizmeti verenler ve alanlar, her ikisi de bu grupları oluşturabilirler. Hizmet verenler müracaatçıya en iyi hizmeti
götürmek için (en iyi tedavi planını yapmak için) ve kaynakları en iyi şekilde kullanmak için bir araya gelebilirler.

Hizmet alanlar, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için bir grup oluşturabilirler. İhtiyaçlar belirlenir. Gruplar program
geliştirmek, hizmet üretmek veya kurumları etkilemek için araç olarak kullanılır. Shu’lar bu grupları organize edici
ve harekete geçirici fonksiyona sahiptir. Katılanlar konuya ilgi duyanlardır, sonuçta kazançları veya kayıpları
kendilerine aittir. Genellikle formel bir lider vardır, diğer liderler süreç içinde ortaya çıkarlar. Bu gruplarda temel
(birincil) amaç, üyelere sosyal beceri kazandırmak veya kendilerini ifade etmelerini sağlamak da olabilir.

4
5- Kendine Yardım Grupları

Giderek popüler olan bu gruplar sosyal ve kişisel sorunları olan bireylere yardımda başarılı olmaktadır. Katz ve
Beuder bu grupları şöyle tanımlar:

Küçük grup yapısına sahiptirler. Ortak bir ihtiyacı karşılamak, ortak bir soruna çare bulmak, arzu edilen yönde
sosyal / kişisel değişme yaratmak amacıyla bir araya gelen kişilerden kurulur. Bu kişilerin düşüncesi, ihtiyaçlarının
sosyal kurumlarca karşılanamayacağı yönündedirler. Duygusal desteğe olduğu kadar, materyal yardımına da
ihtiyaçları vardır.

İki alkolik tarafından kurulan Alcoholics Anonymous (Adsız Alkolikler) ilk kendine yardım grubuydu. Bugün 200
civarında böyle grup vardır.

Geçmiş tecrübelere dayanarak üyelerin birbirine yardımı söz konusudur. Ör. Kriz anında bir üye diğerine telefon
eder ve diğeri kriz geçene kadar gelip yanında kalır. Diğerine yardım etme kişide değerlilik duygusu uyandırır. Bu
grupların çoğu kişisel sorunları olanlara yardım amacını taşımaktadır. Diğer kendine yardım grupları ise topluma
yöneliktir. Sosyal aksiyon oryantasyonludur. Bazı direkt hizmet grupları kişisel sorunlarını çözmek amacıyla resmi
veya özel kurumların mevzuat ve politikalarında değişiklik yapmaya çalışırlar. Örneğin zekâ özürlülerin aileleri fon
bulma ve programlar geliştirmede etkili olabilirler.

6- Sosyalleştirme “yeniden öğrenme” Grupları

Bazı otoriteler, sosyalizasyonun grup çalışmasının en temel odağı olduğunu ifade ederler. Amaç, genel olarak
üyelerde sosyalizasyonla kabul edilebilir tutum ve davranışlar geliştirmektir. Sosyal beceri geliştirmek, kendine
güveni artırmak ve geleceği planlamak temel odaklardır. Bu gruplarda liderlik rolü, çeşitli kurumlarda çalışan
(suçlu, yaşlı, hasta) Shu’lara aittir. Bu gruplar çeşitli faaliyetler aracılığıyla uygun davranış geliştirebilirler veya
geleceği planlayabilirler. (Emeklilik, kurumdan çıkınca…..)

7- Terapi Grupları (Birebir derinlemesine iniliyor “şimdi” ve “burada” işleniyor.)

Duygusal veya kişisel sorunları olan kişilere grup lideri aracılığıyla algı, anlama becerisi ve grup danışması
sağlayan gruplardır. Grup lideri her üyenin kişisel özellikleri ve diğerleri ile iletişimini yüksek düzeyde takip
edebilmelidir ki grupta iyi bir atmosfer yaratılsın. Bu gruplarda üyeler derinlemesine tartışarak sorunlarını keşfeder
ve çözmek için yollar geliştirirler.

Tutum ve davranışları değiştirmek için psiko analiz, gerçeklik terapisi, psikodrama, müracaatçı merkezli terapi vb.
kullanılabilir. “Şimdi” ve “burada” işlenir.

Bu gruplar teke tek terapiden daha avantajlıdır. Çünkü grupta üyeler birbirine “yardım eden” olabilir. Böylece
psikolojik ödül alırlar, kendi sorunlarını da ortaya koyarlar. Grup terapi etkileşim sorunu olan üyelere yeni
davranışları deneme fırsatı verir. Araştırmalar bir kişinin davranış değiştirmesinin grup içinde, teke tek ilişkiden
daha kolay olduğunu ortaya koymuştur. Belirli bir zaman içinde SHU birden fazla kişiye hizmet verebilir, bu da
insangücünün tasarruflu kullanılması demektir. Terapi grupları çok küçük (3-4 kişilik)de olabilir

5
8- Duyarlılık ve Etkileşim Grupları

Etkileşim grupları, duyarlılık eğitimi ve T grupları aynı anlamda kullanılmaktadır. Bunların hepsi bireyin kapalı bir
grupta / ortamda birbirini etkilemesine dayanır. Kendini ortaya koyma arzu edilir ve grup amacı, kişilerarası
anlaşılmayı ilerletmektir. Jane Howard etkileşim gruplarını şöyle tanımlar:

Grubun amacı üyelerini davranış biçimleri konusunda farkındalık geliştirmelerini sağlamaktır. Bunu yakın dostluk
ve güven duygularıyla ortaya koyarlar. Birbirlerinin duygularını “burada ve şimdi” yaşayarak anlamaya çalışırlar.

Bu gruplar kısa süreli toplanırlar. Kişilerarası farkına varma uyanıklık başarıldıktan sonra tutum ve davranışlar
değişebilir. Bu değişiklik genellikle 3 aşamadan oluşur;

1- Farkına varma: Gruplar, gerek duygusal gerekse bilişsel açıdan, üyelerin davranışlarının farkına varmasını
sağlayan önemli ortamlardır. Bir başkasının duygularını (üzüntü, sevinç, nefret gibi) dolaylı olarak yaşamak
kişinin kendi duygularının farkına varmasını sağlar. Ayrıca üyenin, diğerleri üzerinde bıraktığı etkiye ilişkin
geri bildirimler de kişinin kendisi hakkında bilgi sahibi olmasında etkili olur. Duyumsal farkına varma ise
gittikçe artan bilişsel ve duygusal farkına varma ile artar. Örneğin sevgi ve desteğin fiziksel olarak ifadesi,
izole edilmiş ve itilmiş hissedenler için çok önemli bir destek yaratır.
2- Değişme: Bunun için üyelerin belirli bir davranışı değiştirmesi gerektiğine inanması ve motivasyon kazanması
gerekir. Sorun bir kere tanımlanınca, üyeler grubun güvenli ortamında yeni cevap verme (davranış)
kalıplarını kullanmaya başlarlar.
3- Yeni davranışların eskilerin yerine konması-kazanılması: Yeni davranışlar kazanan grup üyesi, gelişen ve
devamlı değişen bir kişi olarak başkalarıyla etkileşim kurmada daha başarılı olur.

GÖREV GRUPLARI

Bu gruplar daha çok kurumlarda, örgütlerde kurulur. Örgütsel sorunlara çare bulmak, yeni fikirler üretmek, değişik
konularda karar almada bu gruplar kullanılır. Bu gruplara ilişkin şöyle bir sınıflama yapılabilir:

1- Örgüt ihtiyaçlarına hizmet eden görev grupları


a) Komiteler
b) Yönetim grupları
c) Delege grupları

2- Müracaatçının ihtiyaçlarına hizmet eden gruplar


a) Ekipler
b) Konsültasyon grupları
c) Sosyal aksiyon grupları

Bu değişik tipler arasında tekrarlanan özellikler görmek mümkündür.

6
1-a) KOMİTELER

Her ne kadar örgütün ihtiyaçlarını karşılamaya yönelikse de bunlar zaman zaman müracaatçının ihtiyaçları ile
çakışır.

Bu gruplar aday gösterilerek veya seçim ile oluşur. Komiteler o konuda otorite ve bilgiye sahip yüksek statülü
kişilerden oluşur. Örneğin;

1. Toplum merkezindeki faaliyetlerden sorumlu gençler grubu,


2. Personel politikasını değiştirmekle görevlendirilmiş işçi grubu,
3. Adölesan gebelere hizmet sağlama amacında olan sosyal hizmet uzmanları grubu,
4. İşçilere yardım programı geliştirmek için personelden kurulmuş grup.

Bu örneklere göre komiteler görevlerini tamamlarlar, kararlar alırlar v.s. Bu gruplarda kendini ifade etme genellikle
düşüktür. Komiteler genellikle kendi kural ve düzenlemelerini kendileri koyarlar.

Toplantılarda üyelerin ne yapacaklarını bilmesi açısından bir gündemin olması yararlıdır. Bu gündem, üyelerin
belirli konular üzerinde odaklaşmasında ve belirli bir yön tayin etmesinde yardımcı olur. Başkan diğer otoriteler
tarafından bu göreve getirilmiş olabileceği gibi komite üyeleri tarafından seçilmiş de olabilir.

Karışık ve uzun işler yüklenmiş olan büyük komiteler, genellikle daha küçük komiteler halinde (subcommittees)
görev yaparlar. Başta iş dağılımı yapan komiteye karşı bu komiteler sorumludur.

Bu komiteler başkanın sorumluluğu altındadır. Başkan üyelerini, özelliklerini ve yeterlilik durumlarını hesaba
katarak alt komiteler oluşturur.

Diğer görev grupları komitelerin özel bir formudur.

1-b) YÖNETİM GRUPLARI (YÖNETİM KURULLARI)

Bu gruplar kurumların örgütsel hedeflerine ulaşmasında yardımcı olur. Örgütsel politikalar ve süreçler bu gruplar
aracılığıyla gerçekleştirilir. Bu grupların örgütle formal ilişkileri vardır. Örneğin;

1. Özel bir sosyal hizmet kurumunda müdürler, direktörler toplantısı.


2. Hastahanede sosyal hizmet bürosu şefi ile uzmanların yaptığı haftalık toplantılar.

Yönetim grupları kararlar alır ve bu kararların uygulanmasını sağlar. Politika kararları da bu gruplar tarafından
alınır. Ayrıca kendi içinde bütçe, personel, artırma fonu gibi özel fonksiyonlar göstermek üzere alt gruplara
ayrılabilir.

Bu gruptaki üyelerin sabırlı ve örgütsel becerileri olan üyeler olması gerekir.

Yöneticiler, bölüm başkanları ve kurumun diğer idari personeli de yönetim gruplarını oluştururlar.

7
Yönetim personelinin büyüklüğü, örgütün yapısına ve büyüklüğüne bağlıdır. Büyük bürokratik kurumlar çeşitli
yönetim grupları çalıştırabilirler. Küçük örgütlerdeki idare grupları büyük örgütlerden daha güçlü ve otoriter
olmaktadırlar. Çünkü genellikle bu kurumlar kurum politikasını etkileyebilecek yüksek düzeyde idareciler
çalıştırırlar.

Yönetim gruplarında güç ve otorite önemli kavramlardır.

1-c) DELEGE GRUPLARI

Delege meclisi, görev gruplarının en büyüğüdür. Konsey toplantılarında üyeler geldikleri üniteyi temsil ederler. Bu
gruplar genellikle kurumlar arası iletişim, büyük sosyal sorunlar, toplu sosyal hareketler veya idari amaçlara
yönelik olarak çalışırlar. Örneğin;

1. Kurumlar arası iletişimi güçlendirmek amacıyla ayda bir toplanan kurum temsilcileri,
2. Aile hizmetlerine yönelik kurum temsilcilerinin yılda bir toplanması.

Temsil etme, delege gruplarında önemli bir konudur. Bir üye bu grupta bir kurumu, bir grup kişiyi veya bir sistemi
temsil ediyor olabilir.

Delege konseyleri çok sayıda kurucu, çok sayıda nüfus veya geniş bir coğrafi alana dağılım olduğu zaman
önemlidir.

Bu grupların üyelerinin grup içinde kendilerini ifade edebilme düzeylerinin yüksek olması düşünülemez. Çünkü
kendilerini değil, başkalarını temsil için grupta bulunmaktadırlar.

2-a) EKİPLER

Ekip, her biri belirli bir konuda bilgi ve beceriye sahip olan ve ihtisaslarını belirli bir amaç doğrultusunda birleştiren
kişiler topluluğudur.

Ekip üyeleri belirli bir müracaatçı grubu için bilgi ve becerilerini birleştirirler. Örneğin;

1. Hastanede yanık hastalarına uygulanacak tedaviye karar vermek için bir araya gelmiş çeşitli disiplinlerden
profesyonel kişiler grubu,
2. Ülke çapında bir refah araştırması planlayan araştırmacılar grubu,
3. Psikiyatri kliniğinde hastalarla çalışan çeşitli meslek elemanları.

Ekibin fonksiyonları lidere bağlıdır. Bu lider, ekibin faaliyet gösterdiği kurum tarafından atanabileceği gibi ekip
üyeleri tarafından da görevlendirilebilir. Ekip lideri toplantıları planlar, üyeleri motive eder ve kişisel çabaların ekip
çabası halinde birleşmesini sağlar.

Genellikle ekip üyeleri çeşitli mesleklerden gelir. Sosyal hizmet uzmanı, hemşire, fizik tedavi ve mesleki terapi
elemanları ve doktorlar gibi. Bu kişilerin bir grup olarak nasıl çalışacakları lider ve kurum tarafından planlanır.
Etkili bir ekip çalışmasında kişiler kişisel ve mesleki ihtiyaçlarını da karşılayabilirler.

8
İdeal olarak ekip üyelerinin düzenli olarak toplanması gerekir. Aralarındaki ilişki ekibin çalışma durumuna bağlıdır.
Bazen ekip üyeleri birbirinden bağımsız olarak da çalışabilir.

2-b) KONSULTASYON GRUPLARI

Belirli bir müracaatçının durumunu tartışmak için bir araya gelmiş profesyonellerden oluşur. Amaç; müracaatçının
durumunu göz önünde bulundurarak, her üyenin kişisel olarak müracaatçı ile çalışmasında bir hareket planı
oluşturulmasını sağlamaktır. Bazen bu hareket planı müracaatçı üzerinde kendini sorumlu hisseden tek bir kişi
tarafından uygulamaya konabilir. Örneğin;

1. Bir kişinin tedavisine yönelik plan yapmak amacıyla bir araya gelmiş çocuk gelişimi uzmanları, sosyal hizmet
uzmanları, hemşireler ve psikiyatristlerden oluşan grup,
2. Sara hastası bir kadına uygulanacak tedavi yöntemlerini konuşmak için bir araya gelmiş ruh sağlığı
elemanları.

Burada üyeler, tek bir müracaatçı üzerinde odaklaşırlar. Müracaatçının durumu hakkında bilgi sahibi olanlar,
tedavi planının geliştirilmesinde yardımcı olmak amacıyla, bilgi verirler. Müracaatçıyı tanımayanlar da kendilerince
bu kişiye yönelik en iyi tedavi planını belirtirler. Grup, hastanın içinde bulunduğu tüm koşulları gözden geçirerek
çeşitli önerilerde bulunur. Bu öneriler içinde hasta için en iyi olacağı kabul edilen tedavi planı uygulanır.

Konsültasyon grupları karar verme, sorun çözme ve üyelerin fikirlerinin birleştirilmesini içerir. Grup, üyelerinin
ihtiyaçlarıyla değil, üzerinde konuşulan müracaatçı ile ilgilidir.

Grupta, müracaatçı ile direkt çalışmayan, fakat tavsiyelerde bulunarak kaynak sağlayacak veya tedaviye katkıda
bulunacak uzman kişiler de bulunabilir. Bazı kurumlarda müracaatçı da bu gruba katılabilir. Müracaatçının gruba
ne zaman, nasıl, hangi şartlarda çağırılabileceğine ilişkin bir veri yoktur. Sosyal hizmetin “müracaatçının kendi
kararını vermesi” ilkesi göz önünde bulundurularak düşünüldüğünde, kişinin hayatını etkileyecek tedavi planına
katılması haklı görülebilir.

Konsültasyon grupları ekiplerden 4 açıdan / yönden farklılık göstermektedir. Bunlar şöyle sıralanabilir:

1. Konsültasyon üyeleri ekiplerde olduğu gibi devamlı birlikte çalışmaz.


2. Konsültasyon grupları kapalı değildir.
3. Bu gruplar ekiplerden daha az toplanırlar.
4. Konsültasyon gruplarında grup müracaatçının durumuna göre değişebilir.

Ekiplerde ise grup genellikle sabittir.

2-c) SOSYAL AKSİYON GRUPLARI

Bu gruplarda uzman, kişilerin yaşadıkları fiziki ve sosyal çevrede planlı değişiklikler yapmak için kişilere yardımcı
olur. Planlanmış değişme çabaları grup üyelerinin ihtiyaçlarını karşılarken, grup dışındaki kişilerin
faydalanabileceği daha genel amaçlar da ortaya konur. Örnek:

9
1. Evlerinin önünde oyun bahçesi yapılması için yardıma hazır bir grup genç
2. Sosyal hizmetlere ayrılan fonun arttırılmasında güçlerini birleştirmek isteyen sosyal hizmet uzmanları grubu.

Uzmanlar grubun değişme çabası ve ihtiyaçlarına bağlı olarak sosyal aksiyon gruplarında çeşitli liderlik rolleri
alabilirler. Uzman, gruba ihtiyaçları olan bilgileri vermekte ve kaynakları göstermekte, o süreç içinde öncelikleri
tanımlamakta ve hareket için plan yapmakta yardımcı olur. Bazen uzman gruba kendi kendine organize
olmasında yardım edebilir, böylece grup kendi hedeflerini ortaya koyar. Buna karşılık uzmanlar aktif bir rolde de
olabilirler. Başlangıçta uzman, kanun koyucuyu etkileyecek teknikler hakkında bilgi sahibidir. Bu nedenle uzman,
grubu pazarlık veya işbirliği yapmak gibi bazı teknikler denemeye de itebilir.

Sosyal aksiyon gruplarında uzmanın rolü:

1. Gruba amacına ulaşmakta yardım etmek,


2. Bu amaçlara ulaşabilecek kadar uzun bir süre, üyelerin bir arada kalmasına yardımcı olmak,
3. Üyelerin özerk bir tavır içinde fonksiyon göstermelerini sağlamak,
4. Grubun çevrenin bir parçası olmasına yardım etmek.

Bu gruplarda grup yapısı değişme çabasına ve koşullarına göre değişiklik gösterir. Bazen uzman bu grupları
oluşturmada lider rolü oynayabilir. Bu durumda toplumdaki anahtar kişilere de rol vermesi yararlıdır.

Uzman gruba açık iletişim kalıpları geliştirmede ve böylece tüm üyelerin aktif katılımını sağlamada yardımcı olur.
İyi iletişim ağları, anlaşmazlıklardan kaçınma ve ortak çaba yaratmada yararlıdır.

Değişme çabası sürecinde görevlerin yerine getirilmesi ve hedeflere ulaşılması için uzmanın çaba sarf etmesi
“aksiyon sistemi” olarak adlandırılır. Grubun yapısı ve iletişim biçimine göre sosyal aksiyon gruplarında uzmanın
rolü değişir. Bu sistemde uzman genellikle değişme ajanı ve yönetici rolündedir.

GRUP ÇALIŞMASININ TARİHİ GELİŞİM SÜRECİ

Uygulamada grupları yararlı bir şekilde kullanabilmek için gruplarla çalışmanın ve grup çalışması uygulamasının
gelişim sürecini bilmek yararlı olacaktır.

Grubu anlamada iki konu önemlidir. Biri, grup ile ilgilenen sosyologların yaklaşımıdır. Bunlar, grupları
laboratuarda test ederler. Diğer grup çalışmacıların uygulamasıdır. Bunlar da çeşitli ortamlarda grubun
fonksiyonlarını incelerler.

Sosyal bilimciler araştırmalarını laboratuar ortamında kısa süreli gruplar kullanarak gerçekleştirdiklerinden,
uygulamacılar tarafından gerçek durumu yansıtmadıkları söylenir. Fakat sosyal bilimcilerin bulgularının
toplumdaki grup uygulamalarında başarı ile kullanıldığı da ifade edilmektedir. Bazı bilim insanları laboratuar
uygulamalarına doğal gruplar üzerinde yaptıkları gözlemleri de eklemektedirler. Örneğin; Levin, Bales, Thrasher
ve Dicson teorilerini geliştirirken toplumdaki gruplar üzerinde yaptıkları gözlemleri kullanmışlardır. O halde grup
çalışması uygulamasında bilgiyi geliştirmek için sosyal bilimcilerin de yardımcı olacağı kuşkusuzdur.

10
a) Tedavi Grupları

Grupları anlama ve gruplarla çalışma, çok çeşitli alanlardan gelmektedir. Sosyal hizmet, psikoloji, eğitim,
rekreasyon vs. gruplarla çalışma bilgisinin artmasına katkıda bulunmuştur. Bugün de grup çalışması birçok
disiplin tarafından kullanılmaktadır.

Bireyle çalışma (case work) 19. yüzyılın sonlarında İngiltere ve Amerika Yardım Kurumları (Charity Organization)
ile başladı. Grup çalışması ise İngiltere ve Amerika’da yerleşim merkezlerinde (settlement houses) gelişmiştir. Bu
genel eğilim dışında bazı istisnalar vardır. Örneğin 1895’lerde hayır kuruluşlarında yoksullara yüz yüze yardım
etmenin yanında bu kişileri sosyal değişmeye hazırlama fikri gelişmişti. Ruh sağlığı kurumlarında grup çalışması
terapötik amaçla kullanılıyordu. Fakat grup çalışmasına ilgi daha çok yerleşim merkezlerinde sosyalizasyon
gruplarına yetişkin eğitimci gruplarına ve boş zaman gruplarına yönelmişti.

Genellikle grup çalışmasının kişisel çalışmadan genç olduğuna inanılır. Gerçekte ikisi arasında çok az bir zaman
farkı vardır. 1900’lerin başında sosyal hizmet okullarında grup çalışması dersleri veriliyordu ve sosyal hizmet
uzmanları tarafından hem bireyle çalışma, hem de grup çalışması kullanılıyordu. Fakat bireysel çalışma sosyal
hizmet mesleğinde daha çabuk tanındı, grup çalışması ise 1935 teki Milli Sosyal Hizmetler Konferansı’ndan önce
resmi olarak sosyal hizmet mesleği içinde yer almadı. Grup çalışmasının sosyal hizmet içinde ele alınma fikri
1940’larda arttı. 1947’de Amerika Grup Çalışmaları Derneği kuruldu. 1950’de grup çalışmacıları diğer meslek
elemanları ile bir araya gelerek çalışmaya başladılar ve 1955 de Milli Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği kuruldu.

Yerleşim merkezlerinde grup çalışmasının, yardım kurumlarında ise bireysel çalışmanın kullanılması rastlantı
değildi. Yerleşim merkezlerinde eğitim, boş zaman faaliyetleri, sosyalleşme ve toplum faaliyetleri için grup
çalışması uygulanıyordu. Yardım kurumlarında yoksulların sorunlarını belirleme ve sorunların tedavisine yönelik
bir yaklaşım varken, yerleşim merkezlerinde göç ettiklere yere yerleşmiş olanların bir araya gelerek birbirlerine
destek sağlamaları, hayata bakışlarını paylaşmaları ve sosyal değişmeye ayak uydurmaları için güç kazanmaları
sağlanıyordu.

Bireysel çalışmada psiko dinamik bir yaklaşımla daha içsel ilişkiler kurulurken, gruplarla çalışanlar üyeleri
harekete geçirerek program faaliyetlerine yöneliyorlardı. Kamp, şarkı söyleme, grup tartışmaları, oyunlar, el
sanatları, sanata yönelik diğer faaliyetler; boş zamanı değerlendirme, sosyalleşme, eğitim, destek sağlama ve
rehabilitasyon aracı olarak kullanılıyordu. Bireysel çalışma, sorun çözme ve rehabilitasyon üzerinde odaklaşırken,
grup çalışması faaliyetleri, sorun çözme aracı olduğu kadar, eğlence için de kullanılıyordu. Buradan da anlaşılıyor
ki grup çalışması, yerleşim merkezlerinde bireysel çalışmadan farklı bir odak ve amaç ile gelişti.

Bireysel çalışma ve grup çalışması arasındaki fark, yardım biçiminde de görülüyordu. Bireysel çalışmacılar
endüstrileşmeden zarar gören kişileri, kaynak göstererek ve onlara iyi örnek olarak tedavi etmeye ve böylece
fonksiyonel kişiler haline dönüştürmeye yardımcı oluyordu. Yoksul kişilere yönelmiş bireysel çalışmacılar yanında
grup çalışmacıları yoksullarla pek ilgilenmiyorlardı. “Üye” kelimesini “müracaatçı” kelimesine tercih ediyorlardı.
Üyelerin zayıflıklarından çok güçlü yanlarını ele alıp kuvvetlendirmeye çalışıyorlardı. Grup, yardımcı, uzman ve
üyelerin birlikte çalışarak üyelerin toplumda ihtiyaçlarını karşılamalarını öngören bir paylaşma idi. Grup üyeleri
birbirini destekleyen ve birbirine yardım eden kişilerdi ve uzman, grup üyelerinin ihtiyaçları ile toplumun talepleri
arasında denge sağlayan kişiydi.

11
Etkileşimin, gücün ve karar vermenin paylaşılması grup çalışması uzmanının, kişisel çalışma uzmanı kadar
tecrübeli olmadığı fikrinin yayılmasına neden oldu. Çeşitli grup üyelerinin birbirine yardım edebilmesi, demokratik
ortamda ortak kararların alınması vs. grup çalışmacılarının kişisel çalışmacılardan farklı bir alanda beceri
geliştirmesini gerektirdi.

1990-1920 arasında yetişkin eğitimi, rekreasyon ve toplumla çalışma, grup çalışması içinde düşünülmeye
başlandı. Grup çalışmasının kişilere sosyal beceriler ve sorun çözme becerileri kazandırmada yardımcı olan bir
uygulama olduğu bilincine varıldı. Gruplar çocuk suçluluğunu önlemek, uyum sağlayamayanları rehabilite etmek
vb. amaçlarla kullanılmaya başlandı.

Bu dönemde grup çalışmasına yönelik yazılan ilk literatürde grup çalışmasının sosyal aksiyon, rekreasyon,
sosyalizasyon ve eğitim yanında sorun çözme işlevinin de olduğu: ve değişik kültürlerdeki sosyal gruplar arasında
sağlıklı bir etkileşim yaratmaya yönelik çalışmalarda da bulunduğu ifade edildi.

Grup çalışmacıları her zaman, grup içindeki farklı kişilerin iletişiminin en iyi nasıl sağlanacağı üzerinde durdular.
Bu durumda uzmanların dikkati tüm grup üzerinde olduğu kadar tek tek üyeler üzerinde de odaklaşmak
zorundaydı.

1940-1950’lerde grup çalışmacıları daha çok terapiye ve ruh sağlığı alanına yöneldiler. Çocuk rehberliği, ruhsal
çöküntü içinde olan çocuklar gibi. Genellikle bu gruplarda program faaliyetlerine az, üyelerin sorunlarının
değerlendirme ve tedavisine daha çok zaman ayrılıyordu.

Gruplarda terapi ve sorun çözmenin kuvvetlenmesi, şunların sonucuydu: Freudian psikoanalistler, ego psikolojisi
ve kısa dönemde ruh sağlığı bozuk kişilerle çalışabilecek uzmanların 2. Dünya Savaşı sırasında ortaya çıkışı.
Grupların psikiyatri alanında kullanılma modası, 1950’lere kadar sürdü. Bu dönemde Milli Sosyal Hizmet Derneği
tarafından yapılan grup çalışması tanımında “kişinin grup içinde teşhisine ve tedavisine” ön planda yer veriliyordu.
Diğer grup çalışması tanımları ise daha geniş kapsamlıydı. Örneğin geniş içerikli tanımlardan biri şuydu: “Grup
çalışması “kişilerin ve grubun sosyal fonksiyonlarını arttırmak için (1) tedavi edici, (2) önleyici, (3) geliştirici (4)
kişisel yükselmeyi sağlayıcı, (5) topluma karşı sorumlu ve katılımcı olmayı sağlayıcı amaçlara yönelik olarak
yapılan yardımlar”dır.

1940-1950’lerde grup çalışmasını sadece üyelerin gelişimini sağlayan bir hizmet olarak görme eğilimi yaygınken,
Yahudi Toplum Merkezleri, İzci Kızlar Derneği, Genç Kadınlar Derneği gibi kuruluşlarda bu çalışmaları
rekreasyonel ve eğitsel amaçlara yönelik bir hizmet olarak görme eğilimi de devam ediyordu. Bu dönemde grup
çalışmaları, toplum kalkınması ve sosyal aksiyon gibi amaçlarla yerleşim merkezlerinde ve toplum merkezlerinde
kullanılıyordu. Aynı zamanda küçük gruplarla çalışmada da artış gözleniyordu.

1960’lardan grup hizmetlerinin popülaritesi azaldı. Bu dönemde gençlere yönelik çeşitli projeler geliştirildi.
Gençliği harekete geçirmek amacıyla yapılan çalışmalar çocuk suçluluğunu grup çalışmasından uzaklaştırdı.
Grup çalışmalarının önemli fonksiyonlar gösterdiği, gençlik, yetişkinlik, sosyal gelişme ve toplum organizasyonu
alanında eğitime yönelik hizmetler daha çok önem kazandı. Ayrıca 1960’larda sosyal hizmete olan genel
yaklaşımın yerini kişisel çalışma grup çalışması ve toplum organizasyonu biçiminde bir nevi ihtisaslaşmaya
bırakması, meslek okullarında birincil branş olarak grup çalışması okutanların azalmasına, yani grup çalışmasının
zayıflamasına neden oldu. Tüm bu olaylar, 1960’larda grup çalışmasının gelişmemesine yol açtı.

12
1970’lerde de grup çalışmasına olan ilgi azalmaya devam etti. Çok az meslek okulu grup çalışması dersini açıyor
ve uygulamacıların çok azı grup çalışması uygulaması yapıyordu. Uygulayıcıları uyarmak ve grupların faydasını
yeniden belirlemek için 1979’da ABD ve Kanada’daki grup çalışmacıları bir araya gelerek grup çalışmasının
ilerlemesine yönelik bir sempozyum yaptılar. O yıldan beri her yıl bu sempozyumu tekrarlanmaktadır.

Günümüzde grup çalışmasında sorun çözücü yaklaşım halen önemini korumaktadır. Vinter, Garvin, Rose ve
Henry gibi yazarlar grubun sorun çözücü yönü üzerinde durmaktadırlar. Uygulama modelleri problemi tanıma,
değerlendirme ve tedavi olmaktadır. Diğer yazarlar ise grup çalışmasının diğer yönüne ağırlık vermektedir.
Schwartz, Klein, Shulman grup çalışmasının ortak yardım özelliğine ağırlık vermektedirler. Bu yazarlara göre
uzmanın rolü, grup üyeleri ile toplum arasında iyi bir denge kurmaktır. Bugün iki odak da uygulamada
kullanılmaktadır.

Değişik uygulama modellerine uygunluğu ve faydası nedeniyle, grup çalışmacılar grupların amaçları, konuları ve
hedeflerini dikkate alarak, farklı uygulamalar yapmaktadırlar. Grup çalışması kullanılmaya başlandığı tarihten beri
her zaman birden fazla model içinde uygulanmış, eğitici, boş zamanı değerlendirici, sorun çözücü ve terapi gibi
amaçlara yönelmiştir.

b) Görev Grupları:

1939-55 yılları arasında “Grup”, 1952-77 yılları arasında da “Yetiştirme Liderliği” adı altında yayınlar çıktı.
Çalışmalar her iki tür grup yönünde olduğu halde (tedavi-görev) yayınlar daha çok görev grupları üzerinde
odaklaştı.

Görev grupları 100 yıl öncesinde toplum merkezlerinde ve hayır kurumlarında kullanılıyordu. Fakat burada ekip
yaklaşımının ön planda geldiği söyleniyor. Bazı yazarlar bugünkü sosyal hizmet uygulaması ve eğitiminde görev
gruplarıyla çalışmaya eskiden daha çok önem vermek gerektiği üzerinde duruyorlar (Siporin, 1980).

GRUP ÇALIŞMALARINA İLİŞKİN SOSYAL BİLİM ARAŞTIRMALARI

Taylor (1903) – Grup üyesi üzerinde başkalarının varlığının önemli bir etkisi vardır. Başkalarının varlığı gruba ait
olanların beklediği yönde davranış kalıpları yaratır.

Cooley (1909) – Birincil grup fikrini yarattı. Birincil grup; aile, arkadaş grubu gibi üyelerinin değerleri, ahlaki
standartları ve normatif davranışları üzerinde etkili olan gayri resmi bir gruptur. Bu nedenle birincil gruplar
sosyalleşme ve gelişmeyi anlamak için kullanılabilir.

Allport (1924) – Başkalarının varlığı göreve yönelik performansı arttırır.

Sherif (1936) – Karanlık odada önce kişilerle, sonra grupla deneyler yaptı. Bulgulara göre kişiler grupta
birbirinden etkilenir, gruptan çıktıktan sonra da bu etki devam eder.

Birinci Dünya Savaşından sonra sosyal bilimciler grup uygulamaları da yaptılar.

13
Thrasher (1927) – Şikago’da suçlu çetelerle arkadaşça ilişkiler kurarak gözlem yaptı. Ona göre çetenin her üyesi,
çete içinde oynadığı role göre bir statüye sahip. Bütün üyelerin uymak zorunda olduğu bir çete kültürü var. Bu,
grup kararıyla, zorlama veya ceza ile sağlanıyor.

Daha sonra Sherif ve meslekdaşları (1953,55,56) yaz kamplarında doğal gözlemler yaparak grup bütünlüğü ve
grup içi düşmanlığın gelişmesini incelediler.

Sosyal bilimciler Amerika ordusu ve endüstride yaptıkları çalışmalarla grup içinde kişilerin davranışları hakkında
çok şey öğrendiler. Endüstriye örnek-Westem Electric Fabrikasında yapılan gruba yönelik deneyler sonucunda
işçinin davranışını tayin eden şeyin gayri resmi normlar olduğu bulundu.

2.Dünya savaşı sırasında küçük grupların, üyelerinin davranışlarını etkilediği; çarpışan askerlerin dövüşme
başarısının daha çok içinde bulundukları grubun verdiği moralden kaynaklandığı, böylece baskının hafiflediği
ortaya çıktı.

1950’lerde küçük grupların önemi hakkında bilgiler arttı. Lewin (1930), Moreno (1939), Jennings (1947, 1950)’in
tedavi ve görev grupları üzerindeki çalışmaları, 1950’lere kadar bu konuda ki ilgiyi artırdı. Bu periyottaki en önemli
bulgular, Hare 1976), Cartwright and Zander (1968), Shaw (1976), Kiesler (1978) ve Nixon (1979) tarafından
özetlendi. 20. yüzyılın birinci yarısında önem kazanan küçük grup araştırmaları bugün, iletişim ve etkileşim
kalıpları, liderlik gibi konulara yönelmiştir ve aynı anlayış devam ettiğinden küçük grup dinamikleri halen sosyal
bilimciler tarafından araştırılmaya devam edilmektedir.

GRUP ÇALIŞMASINDA ETKİLİ TEORİLER

Küçük gruplara yönelik laboratuar çalışmaları ve doğal gözlemlerden kazanılan bilgiler, grup fonksiyonlarına
ilişkin bazı teorilerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bunlar içinde grup çalışması uygulamasında temel olan sistem
teorisidir. Diğerlerinin de grup çalışması üzerine etkileri vardır: (1) Psiko analitik teori, (2) Öğrenme teorisi, (3)
Alan teorisi, (4) Sosyal alışveriş (değiş-tokuş) teorisi (5) Sistem teorisi.

(1) PSİKOANALİTİK TEORİ

Freud, “Grup Psikolojisi ve Ego Analizi” çalışmasında, grupların insan davranışı üzerindeki etkilerini teorik olarak
açıklamaktadır. Freud’un diğer çalışmaları da grup çalışması uygulamasından etkilenmiştir. Örneğin, içgörü, ego
gücü ve savunma mekanizmaları önce Freud’un çalışmasında kullanılmıştır. Her ne kadar psikoanalitik teori
kişiye odaklaşmış ve Freud hiç grup terapi yapmamışsa da, Freud taraftarları sonradan psikoanalitik teoriyi
gruplarla çalışırken kullanmışlardır. Bugün gruplarda kullanılan bazı teoriler de psikoanalitik teoriden
etkilenmişlerdir. Berne, transaksiyonel analiz; Perls, Gestalt terapi ve Moreno, Psikodrama.

Psikoanalitik teoriye göre grup üyeleri geçmişte çözemedikleri çatışmalarını gruba getirirler. Grup, çeşitli yollarla
aile durumunu gösterir. Freud, grup liderini evdeki baba gibi bir otorite figürü olarak tanımlar. Üyeler grup liderini
“ego ideali” olarak görürler. Üyeler geçmişe yönelerek lidere veya birbirine transferans geliştirirler. Gruptaki
etkileşim, üyelerin kişilik yapılarını ve savunma mekanizmalarını etkiler. Grup lideri transferans mekanizmasını,
geçmişteki davranış kalıplarını bugünkü davranışlara taşıyarak kullanır. Psikoanalitik teoriye göre içebakış, grup
içinde ve dışında davranış kalıplarını tanımak ve değiştirmek için kullanılır.

14
Klasik psikoanalitik teoride psikoanalitik grup tedavisine en güzel adapte edileni grup etkilerinden yararlanılarak
ortaya konan “burada ve şimdi” tecrübesidir. Gruptaki üyeler “burada ve şimdi” davranışı ile sorunlarına daha
çabuk çözüm yolu bulurlar. Bu yöntemle uzman, çözülmemiş çocukluk çatışmalarını tekrar yaşama fırsatı verir.
Ortak ve direkt kişilerarası ilişkilerde üyeler, kişilerle ilişki kurmaktaki becerilerini, uyum kapasitelerini, ego
güçlerini arttırarak davranışlarına içsel bir bakış açısı kazanırlar. Grup bütünlüğü, güvenli ve destekleyici bir
ortamda üyelerin birbirlerine özel konularını ve çatışmalarını anlatmalarında yararlı olur.

(2) ÖĞRENME TEORİSİ

Öğrenmenin, grup çalışması uygulaması ve grup fonksiyonları üzerinde önemli bir etkisi vardır. Bu teoride de
gruptan ziyade kişi üzerinde odaklaşılır. Öğrenme teorisine göre grup üyelerinin davranışları öğrenmenin üç
yönteminden biri ile açıklanabilir. Öğrenme teorisine (1) klasik koşullama’da (Pavlov, Watson ve Rayner)
davranışlar, bazı uyaranların birleşmesiyle de oluşur. Örneğin: Uzman, kendisi veya gruptaki diğer üyeler bir şey
anlatırken, üyelerden birinin arkasını dönüp başkasıyla konuşmasında olumsuz şeyler söyler ve bu tekrar edilirse;
üye konuşmadan arkasını döndüğü zaman da uzman olumsuz şeyler söyleyebilir. Burada üyenin öte tarafa
dönmesi, bu uyarıcı olmaktadır.

Diğer bir öğrenme yöntemi (2) edimsel koşullamadır (Skinner). Edimsel koşullama ödüle götüren ya da cezadan
kurtaran davranımın yapılmasını öğrenmektir.

Grup üyelerinin ve uzmanın davranışları hareketlerinin sonucuna bağlıdır. Bir üyenin herhangi bir davranışına
diğeri olumlu cevap verirse, birinci üye bu davranışını tekrarlayacaktır. Aynı şekilde, grup çalışması uzmanı belirli
bir davranışı nedeniyle üyelerden olumsuz cevaplar alırsa, gelecekte bu davranışı tekrarlamamaya özen
gösterecektir. Örneğin uzman, grup üyelerini ödüllendirerek üyeler arası ilişkiyi arttırabilir; olumsuz sözler
söyleyerek de üye uzman iletişimini azaltabilir (bozabilir). Örneğin uzman, şişmanlık sorunu olan bir üyeye az
kalori aldığında kendini ödüllendirmesini, çok kalori aldığı zaman ise kendini eleştirmesini önerebilir. (3) Üçüncü
tip ise; sosyal öğrenme teorisidir (Bandura). Grup üyeleri veya uzman, şartlanma için beklerlerse (edimsel
koşullanma) bu uzun zaman alabilir. Bandura’ya göre öğrenmenin çoğu, gözlem yaparak veya örnek alarak
öğrenilir. Örneğin üyelerden biri herhangi bir davranışı nedeniyle cezalandırılırsa, diğer grup üyeleri bu davranışı
göstermez. Çünkü kendilerinin de aynı şekilde cezalandırılacağını bilirler.

Öğrenme teorisinin ortaya koyanlar, her ne kadar grup fonksiyonlarını bu teori ile açıklamaya çalışmamışlarsa da,
üyelerde beklenen değişiklikler yaratmak için yardım etmede öğrenme teorisinin temel ilkelerinden ve
benimsenen davranışların değişebileceğinden haberdar olmalıdırlar. Çünkü genellikle tedavi gruplarında öğrenme
teorisinin her üç tipini de kullanmak mümkündür.

(3) ALAN TEORİSİ

Kurt Lewin, diğer sosyal bilimcilerden daha çok grup dinamiği üzerinde çalışmıştır. Küçük grupların davranışları
üzerine çeşitli araştırmalar yapmıştır. Örneğin Lewin ve arkadaşlarının liderlik üzerine yaptıkları çalışma
(otokratik, demokratik ve serbest liderliği) grup için geliştirilen ilk teoridir. 1944’de Lewin ve arkadaşları
Massachusetts’de ilk defa Grup Dinamikleri Araştırma Merkezi’ni kurmuşlardır.

15
Lewin’in alan teorisine göre grubun bir yaşama alanı vardır. Bu yaşama alanı içinde diğer objelerle de ilişki
içindedir ve belirli bir hedefe yönelmiştir. Bu hedeflere ulaşmak için aşamalı bir hareket içindedir. Bu hareket
sırasında bazı engellerle karşılaşabilir. Gruplar, devamlı hareket halindedir. Tek tek üyelerin veya grubun
davranışı genel durumu içinde değerlendirilmelidir. Lewin’e göre gruplarla çalışmada çeşitli güçler vardır. Bunlar;

1. Roller – Grup üyelerini statüleri hak ve görevleri


2. Normlar – Grup üyelerinin davranışlarına yön veren kurallar
3. Güç – Üyelerin birbirini kontrol etme yeterliliği,
4. Bütünlük - Üyelerin birbirine veya gruba karşı hissettikleri çekicilik
5. Fikir birliği – Kabul edilen amaçlara veya grup olaylarına karşı üyelerin katılım derecesi
6. Çekim gücü – Grubun ele aldığı konuların ve amaçların üyeleri çekiş gücü

Lewin grup güçlerini anlamak için matematiksel vektörler kullandı. Diğer alan teoristleri, bir bütün olarak grubun
üye üzerindeki etkisini anlamak üzere grup bütünlüğü üzerinde durdular. Çünkü grup güçlerinin tümü, üyeler
üzerinde etki sağlayarak onların gruptan kopmalarını sağlıyordu. Alan teoristlerine göre grup bütünlüğü üzerinde
verimlilik, doyum ve işbirliği kalıpları kadar üyelerin benzer demografik özellikleri, karşılıklı anlayış ve normlara
uyum da etkili olmaktaydı.

Lewin, üyelerin psikolojik yarar sağlaması açısından da grup dinamiklerine önem verdi. 1947’de ölümünden önce,
grup sürecinin üyelerin davranışlarını değiştirmekteki önemini gözlemek amacıyla “t grupları” yaptı. Daha sonra “t
grupları” kişilere grup dinamiğinin etkisini göstermek ve kendi davranışlarını anlama ve değiştirmekte yardımcı
olmak amacıyla kullanıldı. Lewin’in alan teorisine göre kişiler başkalarının, onların davranış ve tutumlarını nasıl
değerlendirdiklerini görmeden davranışlarını değiştirmezler. İşte “t grupları”, onlara bu fırsatı verir. Üyeler kendi
davranışlarının diğer üyeleri nasıl etkilediğini görürler. Rol oynanır, taklit yapılır, diğer program faaliyetleri
uygulanır. Amaç grup sürecinin nasıl geliştiğini ve üyeleri nasıl etkilediğini açıklamaktır.

(4) SOSYAL ALIŞ VERİŞ (DEĞİŞ-TOKUŞ) TEORİSİ

Bu teori tek tek grup üyelerinin davranışları üzerinde durur. Homans, Blau, Kelley bu teorinin savunucularıdır.

Bu teorisyenlere göre, bireyin grup içindeki davranışı ödül elde etmek, cezalandırılmayı azaltmak gibi bir amaca
yönelmiştir. Karşı tarafa bir şey vermeden, başka bir şey almaya imkân olmadığına göre, bütün insan ilişkilerinde
karşılıklı bir alışveriş vardır.

Grup üyeleri ödül kazanmak için grup içi ilişkilere girerler. Kişi, grubun beklediği davranışı göstermek için buna
ilişkin fayda ve maliyeti (ödül ve cezayı) önceden gözden geçirir. Grup üyeleri olumlu sonuçları arttırmak, olumsuz
sonuçları azaltmak için çaba sarf ederler. Bu teorisyenlere göre, herhangi bir sosyal alışverişin sonucu, belirli bir
etkileşimde sosyal bağımlılığın ve sosyal gücün miktarına (şiddetine) bağlıdır.

Bu teori, çok mekanik olması bakımından eleştirilmiştir. Çünkü bu teoriye göre kişilerin davranışı ödül kazanmak
ve cezadan kaçmak gibi iki mekanik olayla açıklanmaktadır.

16
(5) ROL TEORİSİ

Modern rol teorisi kişinin sosyal yapısına bağlı olarak Cooley (1909) ve Mead (1934); sosyal davranışın yapısı ve
fonksiyonları arasındaki ilişkiye bağlı olarak da Linton (1945) ve Parsons (1966) tarafından geliştirilmiştir. Rol
teorisinde temel varsayım şudur: kişinin değerleri, tutumları, inançları o kişinin sosyal çevre içinde oynadığı role
bağlıdır (Merton, 1957). Bu durumda sosyal roller, sosyal çevre ile psikolojik süreç arasında bir köprü görevi
görür.

Bir bireyin sosyal kimliği, diğer kişilerin, onun rol davranışını nasıl değerlendirdiği ile doğrudan ilgilidir (Borgatta,
1961). Başkaları tarafından nasıl değerlendirildiği, kişinin kendine saygısını, buna bağlı olarak kendini kabulünü
etkiler.

Roller, sosyalleşme süreci içinde gelişir ve kişi başkalarını model olarak kabul edilebilir. Böylece uygun
davranışları öğrenir. Role yönelik özel beklentiler ve mecburiyetler söz konusudur. Bu süreç, aile kurumu içinde
gerçekleşir (Bandura, 1977). Yaşlandıkça toplum içindeki roller azalır ve belirsizleşir. Örneğin dulluk durumunda
kişi artık evli bir birey gibi davranmaz, fakat dul olarak nasıl davranacağı da açık değildir. Emeklilik için de aynı
şeyi söylemek mümkündür.

Grup çalışması, sosyal rol ve sosyal kimlik konularında, kişisel tedaviden daha yararlı olabilecek özelliklere
sahiptir. Grup çalışması aracılığıyla norm ve davranışların yeniden sosyalleşmesi sağlanabilir. Hartford (1980)
grup tecrübeleri yoluyla yaşlılık ve hastalığa yönelik rahatsız edici davranışların değiştirileceğini, kazanılan yeni
deneyimlerin kullanılabileceğini belirtmektedir.

Grup çalışmasının temel potansiyeli grup etkileşimine fırsat vermesi, sosyal fonksiyonları arttırarak sosyal kimliği
geliştirmesidir. Grup süreci aracılığıyla üyeler sosyal davranışlarını sınırlayan normlar hakkında bilinç kazanırlar
ve sosyal çevre ile daha iyi uyuşan yeni davranışlar edinebilirler. Aynı özelliğe sahip olanların, yeni normlar
geliştirmesi daha kolaydır. Yeniden sosyalleşme grupları, sadece geçmiş çatışmaları halletmek veya var olan
faaliyetleri planlamak için değil, aynı zamanda gelecekteki kişisel ve sosyal gelişmeyi sağlayacak norm ve
davranışlar geliştirmek için de kullanılır.

(6) SİSTEM TEORİSİ

Bu teori, grubu etkilenim içinde olan elemanların (unsurların) oluştuğu bir sistem olarak ele alır. Grup
fonksiyonlarını bu teori diğerlerinden daha iyi açıklar. Grup bir sistem olarak ele alınır.

Talcott Parsons (1951) grubu bir sistem olarak ele almıştır. Parsons’a göre grup, birleşik bir bütün içinde
fonksiyon gösteren, çeşitli bağımsız bireylerin denge içinde bulunduğu bir sosyal sistemdir. Gruplar amaca
ulaşmak ve güçlü bir denge sağlamak için değişmek zorundadırlar. Bunun için de grubun varlığını sürdürebilmesi
için değişme taleplerini karşılaması ve kaynaklarını harekete geçirmesi gerekir. Parsons, Bales ve Shils’e göre
grupların 4 fonksiyonel görevi vardır:

1. Entegrasyon: Grup üyelerinin uyum içinde olması,


2. Adaptasyon: Grubun çevrenin taleplerine göre değişim göstermesi,
3. Kalıp oluşturma: Grubun temel amacı doğrultusunda bir kimlik kazanması.

17
4. Hedefe ulaşma: Grubun görevlerini tamamlaması.

Parsons’a göre grupların etkili olması için bu 4 fonksiyonu yerine getirmesi gerekir.

Uzman ve üyeler grubun amacına ulaşması için birlikte çalışırlar. Üyeler grubun gelişmesi için çaba sarf ederler
ve sorun yaratıcı davranışlardan kaçınırlar. Grubun varlığını sürdürmesi 1)Çevrenin taleplerine, 2)üyelerin grup
hedefleri ile bütünleşmesine ve 3)üyelerin hedefe ulaşabilecekleri konusundaki inançlarına bağlıdır.

GRUP ÇALIŞMASI TANIMI VE HEDEFLERİ

TANIM

Grup çalışması; birey, grup ve çevre ile ilişkili işlevlere sahip, sosyal hizmetin bir yöntemidir. Temelde grup
çalışması insan gruplarının sosyal gereksinimlerinin karşılanması ve sorunlarının çözümlenmesinde kullanılan bir
yöntem olup hedefi kişilerin çevrelerine daha uyumlu hale gelerek hem kendileri hem de çevreleri açısından
fonksiyonel bireyler olarak yaşamlarını sürdürmelerine yardımcı olmaktır.

Grup çalışmasının bugüne kadar çeşitli tanımları yapılmıştır. Bu tanımlardan bazıları grup içinde bireyin
değişmesi ve gelişmesini ön plana almaktadır. Aşağıda verilen iki tanım bu ele alışa örnek teşkil edebilir.

“Grup çalışması, demokratik hedeflere ulaşmak için grup yaşamının etkileşim sürecini bilinçli bir şekilde yönelten
bir uzmanın grup hayatı üzerinde uyguladığı bir yöntemdir” (Wilson ve Ryland, 1949).

“Grup çalışması kişilere, yüz yüze etkileşime olanak veren küçük gruplar içinde ve bu gruplar aracılığıyla yardım
ederek, onlarda arzu edilen yönde değişiklik yaratan bir yöntemdir” (Winter, 1965).

Bu tanımlarda amaca ulaşmak için grup içi etkileşim ve faaliyetlerin araç olarak kullanıldığı grup çalışmasının
genel hedefinin, grup yoluyla bireyin değişimini sağlamak olduğu göze çarpmaktadır. Ancak sosyal hizmet
mesleğini bir bütün olarak ele aldığımızda, sadece bireyin değişmesi ve gelişmesinin mesleği tanımlamakta
yetersiz kaldığı görülmektedir. Sosyal hizmetin diğer yöntemlerinde olduğu gibi, grup çalışmasında da çevreye
yönelme söz konusudur. Toplumda bazı değişikliklerin yaratılması için grupların kullanılması da grup çalışmasının
amaçları içinde yer almaktadır. O halde grup çalışmasının amaçlarından biri de sosyal çevre faktörlerinin insanlar
yararına geliştirilmesi ve dolayısıyla bireylerde arzu edilen gelişme ve değişmelerin yaratılması olmaktadır.
Aşağıdaki tanım, grup çalışmasının bu yönüne değinmektedir:

Grup çalışması, küçük insan grupları yoluyla bireyde ve çevrede arzulanan değişmeleri yaparak bireylerin
ihtiyaçlarının karşılanması ve sorunlarının çözülmesine yardım etme sürecini içine alan sosyal hizmetin bir
yöntemidir.

Grup çalışması, grup etkileşimini araç doğrultusunda yönlendiren profesyonel bir eleman tarafından
gerçekleştirilir.

O halde grup çalışmasının öğeleri aşağıda gösterildiği şekilde özetlenebilir.

18
 Grup çalışması bir yöntemdir ve süreçtir. Yöntemdir, çünkü sistemli ve planlı bir çalışmadır. Süreçtir, çünkü
devamlılığı vardır ve çeşitli aşamaları içerir.
 Grup çalışması küçük, yüz yüze iletişimin sağlanabildiği gruplarda uygulanır. Grup etkileşimi, amaca ulaşmak
için araç olarak kullanılır.
 Grup çalışması belirli amaç ve değerler doğrultusunda faaliyet gösterir. Bu amaçlar, sosyal hizmetin genel
amaçları doğrultusunda koruyucu, geliştirici ve rehabilite edici işlevlere sahip olup; grup içinde kişiyi, bir bütün
olarak grubu ve çevreyi geliştirme üzerinde odaklaşmıştır.
 Grup çalışması, mesleki bilgi, beceri ve değerlere sahip bir uzman tarafından gerçekleştirilir. Çünkü bu
süreçte grup dinamiği ve insanlar arası ilişkiye yönelik bilgilerin bilinçli bir şekilde kullanılması söz konusudur.
 Grup çalışması bir kurum veya bir hizmet programı içinde uygulanır.

HEDEF

Grup çalışmasının esas hedefi, demokrasiyi geliştirmektir. Bu hedefe ulaşmak üzere bireyin ve toplumun
gelişmesini bir amaç olarak benimsemiştir.

Bununla beraber, böyle bir çalışmanın, içinde yer aldığı kurumun veya hizmet programının hedef ve
amaçlarından etkileneceğini bilmek gerekir. Zira grup, bir ünite olarak gerek içinde bulunduğu kurum gerekse
toplum içindeki diğer gruplarla sorumlu bir ilişki halindedir.

Genel olarak grup çalışmasından bireylerin yararı şunlar olabilir (Trecher, 1955: 86):

1. Arkadaş ve dost kazanmak,


2. İlgilerini uygulamak ve beceri kazanmak,
3. Akranları tarafından kabul edilmek ve statü kazanmak,
4. Daha büyük ve önemli bir organın parçası olmak,
5. Gelişmek, ana-baba kontrolünden ve diğer kontrollerden kurtulmak,
6. Karşı cinse uyabilmek ve arkadaş olmayı öğrenebilmek,
7. (Toplum faaliyetlerine katılma), sorunları ile baş etmeyi öğrenmek,
8. Eğlenmek, dinlenmek ve ilginç sosyal etkinliklere zaman ayırmak.

Grup, her kişi için farklı bir anlam taşır. Genç grupları, kişiye arkadaş ve dost kazanmada yardımcı olabilir. Başka
bir üye ise, hoşlandığı şeylerle uğraşmak ve beceri kazanmak amacı ile aynı gruptan yararlanabilir. Bir başkası
aile baskı ve kontrolünden kurtulmada grubu bir basamak olarak görebilir. Bunun gibi grup, karşı cinsten
arkadaşlar edinmek, daha büyük gruplara katılmak için de üyeler tarafından araç olarak kullanılabilir. Çoğu
zaman gruplar kişilerin sorunlarından kurtulmak için başvurdukları ortamlardır. Grup, her üyenin böylesine farklı
olan ihtiyaçlarını karşılamada yararlı olabilir. Burada en önemli olan şey, herkesin ortaya konan bu ihtiyaçlarını
giderebileceği bir amacın grup tarafından benimsenmesidir.

Toplumun ise grup çalışmasından elde edeceği yarar şu olabilir: Tatmin edici grup tecrübesi yaşamış olan kişiler,
sosyal olgunluk kazanırlar ve modern demokratik hayatın gerektirdiği ekip çalışmasına kendilerini daha hazır
hissederler.

19
Sonuç olarak grup çalışmasının hedefi, demokratik toplumun gelişmesi için bireyleri geliştirmek ve bireylerin
gelişmesi sayesinde toplumda bazı gelişmeler sağlamaktır. Bir başka deyişle, toplum hayatının önemli işlerine
gittikçe artan bir şekilde aktif olarak katılabilecek kişilerin ve grupların geliştirilmesidir.

GRUP ÇALIŞMASINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

1. Demokratik toplum ve kültür,


2. Toplum ortamı (kaynaklar, hizmetler, ihtiyaçlar, değerler)
3. Kurum veya hizmet programı (amaç, fonksiyon, program, kaynaklar, olanaklar)
4. Grupla çalışan uzman (bilgi, anlayış, prensipler, beceri)
5. Çalışma yapılan grup

Bunların hepsi bir bütün olarak, grup çalışmasının meydana gelmesini sağlar. Grup, içinde bulunduğu toplumun,
kurumun ve birlikte çalıştığı uzmanın etkisi altındadır. Birbiri ile ilişkili olan toplum ortamı, kurum ortamı ve uzman
ise demokratik toplum ve kültürün birer parçalarıdır.

GRUP SÜRECİNİN AŞAMALARI

Grup süreci aşamaları planlama, başlangıç, değerlendirme, gelişme ve sonlandırma aşaması olarak beş başlık
altında ele alınabilir.

1. PLANLAMA AŞAMASI

Planlama aşamasında uzman tek tek üyeler, bir bütün olarak grup ve çevre üzerinde odaklaşır. Üyeler açısından
onların motivasyonları, beklentileri ve gruba girmekteki amaçlarını dikkate alır. Bir bütün olarak grubun temel
hedefi ve üyelerin etkileşimi ile nasıl gelişebileceği üzerinde durur. Uzman aynı zamanda, grubun içinde fonksiyon
göstereceği çevreyi ve toplumu da inceler.

Tedavi ve görev gruplarında grup sürecini planlama şu faaliyetleri içerir;

1.1. Grubun amacını belirlemek,


1.2. Kurumun verebileceği destek ve üyelerin kimler olabileceği konusunda, inceleme yapmak,
1.3. Üye kaydetmek,
1.4. Grubu oluşturmak,
1.5. Üyeleri gruba alıştırmak,
1.6. Anlaşma (kontrat) yapmak ve
1.7. Grubun çevresini hazırlamak.

Bazı durumlarda yukarıda ifade edilen her faaliyet gerçekleştirilemez. Örneğin; kurumda hazır bir grup varsa
planlama aşaması yaşanmaz. Ayrıca bazı faaliyetlerin aynı zamanda gerçekleşmesi gerekir. Örneğin; üye
kaydetme, anlaşma yapma ve çevreyi hazırlama bir arada yapılması gereken faaliyetlerdir. Aynı şekilde grubun
amacını belirlemek ve üyelerin kimler olabileceğine karar vermek de aynı zaman dilimi içinde yapılır.

20
1.1. Grubun Amacını Belirlemek

Grubun amacı farklı kişisel amaçları içine alacak şekilde belirgin olarak ortaya konmalıdır. Shulman (1979) ve
Klein (1972)’a göre grubun amacının belirgin bir şekilde ortaya konması demek, üyelerin “Biz bir arada ne
yapacağız?” sorusuna kolayca cevap verebilmesi demektir. Aksi durumda grup ne yapacağını bilemez.

Grubun amacının belirgin bir biçimde ortaya konması, grubun neden toplandığı ve çalışmasını nasıl
gerçekleştireceği hakkında fikir verir.

Amacın belirginleştirilmesi ile ilgili birkaç örnek şöyle belirtilebilir;

 Grupta ebeveyn olma becerilerini geliştirmek amacıyla her üye kendi deneyimlerini getirecek ve diğer
üyelerden geri bildirim olacak.
 Grup, tüm teklifleri değerlendirecek, hangi projelerin kabul edileceği ve hangilerine parasal destek
sağlanacağına karar verecek.

Grubun amacı belirlenirken kaynaklar, uzman, kurum personeli ve potansiyel üyelerin dikkate alınması gerekir.

Bir kurumda şu nedenlerle grup kurulur:

 Kurumda ihtiyacı karşılanamayanlar varsa,


 Çözülmesi gerekli sorun varsa,
 Bazı kişilere en iyi grup çalışması ile ulaşılacaksa,
 Bazı görevler en iyi grup çalışması ile yapılacaksa ya da
 Üyelerden grup çalışması için istek gelirse.

1.2. Kurumun Verebileceği Destek ve Üyelerin Kimler Olabileceği Konusunda İnceleme Yapmak

Her ne kadar destekleyecek kurum ve üyeler ayrı gibi görünüyorsa da, gerçekte, kurum ve müracaatçıları bir
bütündür. Uzman, grubu planlarken ikisini birlikte değerlendirmek zorundadır. Kurum, desteği ve kaynakları
açısından; üyeler ise, grubun potansiyelinin ne olacağı açısından önceden ele alınması gereken iki konudur.

1.2.1. Potansiyel desteği değerlendirme

Kurumun temel hedefi ve kaynakları grubun oluşturulmasında özel öneme sahiptir. Wilson ve Ryland (1980),
kurumun genel hedefini o kurumda kurulacak grupların karar verme sürecini etkileyeceği şeklinde ifade
etmişlerdir. Tedavi grupları kabul, parasal destek ve fiziksel ortam açısından kurum idarecilerine bağlıdır.

Bu nedenle grubun amacının kurumun amacı ve mevzuatına ters düşmemesi gerekir. Uzman, grubun amacını ve
kurumun amacı doğrultusunda sağlayacağı yararı kurum idarecileri ile tartışmalıdır.

21
1.2.2. Potansiyel üyeleri değerlendirme

Bu değerlendirme uzmana grubun hangi amaçlar çerçevesinde oluşturabileceği hakkında fikir verir. Bu süreç
henüz, üyelerin kimler olacağı ve bireysel amaçların ne olacağı ile ilgili değildir.

Tedavi grubu planlarken uzman, müracaatçılar hakkında gözlem, mülakat ve yazılı kaynaklar aracılığıyla bilgi
toplar. Mülakat (görüşme) üye olabilecek kişilerin kendileriyle olabileceği gibi, üyeyi tanıyan diğer kişilerle de –
aileler, kurum personeli gibi- olabilir. Potansiyel üyeler belirlendikten sonra (hedef kitle) uzman onların bireysel
sorunları, ihtiyaçları ve ilgileri hakkında bilgi toplamaya başlar. Bu bilgiler grubun amacı doğrultusunda
toplanmalıdır. Bazı kurumlarda – psikiyatri klinikleri, ıslahevleri gibi – grup üyeliğine karar vermek üyelere ait
değildir. Bu durumda uzman, üyelerin gösterdikleri direnç üzerinde çalışmak zorunda kalabilir. Katılımın
sağlayacağı yararları listelemek ilgi, ihtiyaç ve sorunlara nasıl cevap vereceğini açıklamak direnci ortadan
kaldırabilir.

1.3. Üye Kaydetmek

Bu süreç grup süreci için yeterli sayıda üyeye ulaşana kadar sürer. Üyeler kurum içinden olabileceği gibi, kurum
dışından da olabilir. Tedavi grupları oluşturulurken şu kanallardan üye bulmak mümkündür:

- Başka bir uzmanın vakalarından


- Kurum kayıtlarından
- Ayakta n müracaat eden veya tedavi görenlerden
- Üye adaylarının önerdiği diğer ihtiyaç sahiplerinden
- Kendi arzularıyla müracaat edenlerden ve
- Kuruma girmek için bekleme listesinde olanlardan

Uzman, çalıştığı kurumda belirlediği özelliklere uygun üye bulamıyorsa diğer kurumlara müracaat ederek gruba
uygun üye alabilir.

Toplumsal ortam da, grup üyesi temin etmek için bir kaynak olarak kullanılabilir. Belirli demografik özellik taşıyan
bireyleri bulmak için demografik kaynaklardan yararlanılabilir. Uzman, ayrıca toplum liderleri, politikacılar,
öğretmenler, polis ve memurlardan da üye temininde yararlanabilir.

Potansiyel üyelere grubun amacını anlatmak ve gruba katılıp katılmayacaklarına karar vermek amacıyla çeşitli
teknikler kullanılabilir. Bunlar içinde en geçerli olanı üyelerle direkt olarak ilişki kurmaktır. Uygun durumlarda
duyuru asmak, ilan vermek gibi araçlardan da yararlanılabilir.

1.4. Grubu oluşturmak (Grubu oluştururken nelere dikkat etmeli?)

Uzman, üyelerin ihtiyaçlarını ve bir bütün olarak grubun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak üyeleri seçer. Grup
aynı zamanda belirli ilkeler dikkate alınarak kurulur. Bunlar;

- Üyelerin kişisel özellikleri ve amaçlarına göre homojenlik,


- Üyelerin becerileri, hayat tecrübeleri ve uzmanlıklarında heterojenlik ve

22
- Üyelerin niteliği, becerileri ve uzmanlıklarını içeren bir yapıdır.

Bu ilkelere ek olarak uzman, grubun büyüklüğü, açık veya kapalı olacağı v.b. demografik özelliklerini de grubu
oluştururken dikkate almalıdır.

1.4.1. Homojenlik

Grupta bulunan üyelerin benzer amaçlara sahip olmaları ve benzer kişisel özellikler göstermeleri gerekir. Bu
durum, üyeler arası iletişimi kolaylaştırır ve birbirlerinin ilgi, ihtiyaç ve sorunlarını daha iyi anlamalarını sağlar.

Üyelerin yaş, öğrenim düzeyi, kültürel özgeçmişi, iletişim becerisi gibi konularda benzer özellikler göstermeleri
önemlidir.

Uzman, grubun amacına bağlı olarak üyelerin özelliklerinin yeterince benzeştiğinden emin olmalıdır. Bu
benzeşme grubun tipine göre değişir. Alkoliklerde veya huzurevinde aranan benzer özellikler farklıdır. Eğitici
gruplarla, boş zaman grupları veya sorun çözücü gruplarda aranan özellikler farklıdır.

1.4.2. Heterojenlik

Genellikle gruplarda üyelerin beceri, hayat tecrübesi, uzmanlık derecelerinin farklı olmasında yarar vardır.

Üyeler arası farklılıklar birbirinden öğrenmeyi sağlar. Tedavi gruplarında bir üye için diğer grup üyesinin sorununu
nasıl çözdüğünü öğrenmek önemlidir. Aynı zamanda üyeler birbirini gözleyerek değişik sorun çözme
yaklaşımlarını öğrenirler. Gelişme gruplarında, farklı kültür, sosyal sınıf, meslek veya coğrafi bölgeden gelen
kişiler değişik hayat biçimleri ve iletişim biçimleri görürler. Üyeler arası farklılık, destekleme, yardımlaşma ve
öğrenme konusunda çeşitli fırsatlar ortaya çıkarır.

1.4.3. Grup Yapısı

Uzman, üyelerin ihtiyaçlarını karşılayabileceği ve amaca ulaşabilecekleri bir yapı belirler. Her ne kadar gruplar
için çok yapılandırılmış bir süreç uygun olmazsa da uzmanın üyelerin etkileşimine yardımcı olacağı ve grup
bütünlüğü yaratabileceği niteliğe sahip olması gerekir.

Tedavi gruplarında üyeler birbirleriyle iletişim sağlayabilecek yeterliliğe ve arzuya sahip olmalıdır. Üyeler birbirini
kabul etmelidir. Fikirlerinde ve davranışlarındaki farklılığa saygı göstermelidir. Birbirlerinin davranışlarını
anlamalıdır. Aksi takdirde üyeler tedavi grubundan yarar sağlayamaz.

Tedavi grubunda üyeler sorunları üzerinde çalışmaya motive olmalıdırlar. Motivasyon içten veya dıştan gelebilir.
İçten motivasyon değişmek, gelişmek veya birinin sorununu çözmek için var olan kişisel arzudur. Dıştan
motivasyon ise dış etkilerle (idareci mahkeme, karı veya kocadan gelen etkilerle vb.) herhangi bir şeyi yapmak
zorunda olma anlamına gelir.

23
Görev gruplarında ise Likert’e göre (1961) üyelerden, üye olmada ve liderlikte becerili olmaları ve grup tarafından
kabul edilmeleri; grup faaliyetlerine katılma; iletişim sağlama ve grubu amaca ulaştırmada motive olmaları; grubun
amaçlarını, kendi kişisel ihtiyaçlarının üstünde tutmaları ve birbirleriyle işbirliği yapmaları beklenir.

1.4.4. Grubun büyüklüğü

Belirlenmiş bir sayı yoktur. Grup amaca ulaşabilecek kadar küçük, üyelerine tatmin edici tecrübeler kazandıracak
kadar büyük olmalıdır.
Tedavi gruplarında üye sayısı üçten fazla olmalıdır. Beş, yedi ve dokuzu ideal sayı olarak kabul edenler vardır.
Grupta üye sayısı aritmetik olarak artınca, ilişkiler geometrik dizi ile artar.

Uzman, grupta kişi sayısı ile avantaj ve dezavantajlar arasında ilişki kurmalıdır. Örneğin; geniş gruplarda

 Fikirler, beceriler, kaynaklar, küçük gruplardan daha fazla sayıdadır.


 Genellikle geniş gruplar, büyük ve karmaşık görevler üstlenebilirler.
 Üyeler destek görme, arkadaşlık ve yardım alma konularında daha fazla fırsatlara sahiptir.
 Bir ya da iki kişi grupta yoksa pek güçlük olmaz. Fakat bu gruplarda her üyeye daha az kişileştirme
düşer. Yüz yüze ilişki pek yoktur.
 Alt grupların kurulma tehlikesi çoktur.
 Sessiz üyeler çoktur.
 Ait olma duygusu azdır. *Uzmanın bu grupları idare etmesi zordur.
 Fikir birliğine varma geniş gruplardan uzun sürer.

Optimum bir sayıda karar kılmak güçtür. En iyisi uzman, grubun amacını, üyelerin ihtiyacını yapılacak işi
düşünerek sayıya karar vermelidir. Ayrıca bu verilerle hangi tip grubun (büyük-küçük) daha avantajlı olacağını
düşünmelidir. Eğer grubun tek ve belirli bir amacı varsa veya çok özel sorunlara hizmet edecekse küçük
olmasında yarar vardır.

1.4.5. Açık veya kapalı üyelik

Açık grup, çıkanların yerine yenilerinin alınarak üye sayısının sabit tutulduğu gruptur.

Kapalı grup ise, ideal olarak belirli sayıda üye ile başlar ve biter.

Üyeliğin açık veya kapalı olmasına karar verirken, grubun amacı ve içinde fonksiyon göstereceği çevre dikkate
alınmalıdır. Hastane koğuşundaki tedavi grubunda koğuşa yeni gelen otomatik olarak grubun üyesi olur. Diğer
durumlarda kapalı olması daha iyidir. Örneğin; Eğitici bir grupta aynı kişilerle başlayıp aynı kişilerle bitirilmesi
gerekir. Böylece yeni gelen üyeler, eskilerin ilerlemesine engel olmazlar. Programlı bir öğrenme amaçlanıyorsa
grubun kapalı olması şarttır.

Açık gruplar, yeni üyelerle birlikte yeni fikirler ve yeni kaynakların da gruba girmesini sağlarlar. Yeni fikirler,
değerler ve inançlar açık grupları daha yaratıcı yapar. Yeni üyelerle uzman, grubun karakterini değiştirebilir.
Ancak fonksiyon gösteren gruba yeni üyenin gelmesi güveni azaltabilir. Yeni bir üyenin gelmesi ona grup

24
normlarını öğretmede, gruba katılımını sağlamada yardım gerektireceğinden, grubun ilk aşamalara geri
dönmesine neden olabilir. Grubun kimlik kazanması ve liderin ortaya çıkması da açık gruplarda zordur.

Kapalı gruplarda bütünlük duygusu vardır. Roller ve normlar dengededir. Dolayısıyla grup morali yüksektir ve
davranışları belirlidir. Üyeler arası işbirliği ve beraberlik duygusu giderek artar. Grup toplantılarının planlanması
da daha kolaydır. Fakat üyelerden birkaçı gelmediği zaman anlamlı grup içi etkileşim pek olmaz. Yeni üyelerin
getireceği yeni fikirler ve beceriler olmayınca grubun etkisinin azalacağını ifade edenler de vardır.

1.4.6. Demografik Özellikler

Demografik özellikler tek başına grup oluşturmada çok önemli olmamakla beraber dikkat edilmesinde yarar
vardır. Yaş, grubun cinsiyete göre dağılımı ve sosyo-kültürel faktörler demografik açıdan önemli özelliklerdir.
Sadece yaşı hesaba katmak yeterli değildir. Üyelerin gelişme düzeyleri ve hayat görüşleri birbirine benzemelidir.
Üyelerin olgunluğu, bilinç düzeyleri ve sosyal becerileri farklıdır. Bu özellikler sadece yaşa göre değil çevreye,
aileye, akran gruplarına ve kültüre de bağlıdır.

Araştırmalar, grubun cinsiyet yapısının, üyelerin davranışlarını etkilediğini ortaya koymuştur. Destekleme
gruplarında her iki cins ayrı ayrı olduğunda destekleme ve açık olma daha çoktur. Örneğin; çocuklarla yapılan
sorun çözücü grupların karışık olmaması daha iyidir. Çünkü bu yaşlarda çocuklar karşı cinsi reddeder. Fakat
ergenlerden meydana gelen görev gruplarının veya girişimcilik gruplarının karışık olması daha iyidir.

Genelde üyeler arasında sosyo-kültürel farklılıkların fazla olmaması gerekir. Bu, birbirini anlama bakımından
önemlidir. Fakat uzman özellikle farklı kültürlerden gelenlerden grup oluşturabilir. Bu durum üyeler arasında ortak
bir anlayış ve öğrenme yaratabilir. Örneğin konularda değişik kültürlerden gelen gençlerin birbirini tanıması ve
anlaması sağlanabilir.

1.5. Üyeleri Gruba Alıştırmak

Uygun üyeler gruba seçildikten sonra, uzmanın onları gruba oryante etmesi gerekir. Bu önemlidir, çünkü bu süreç
ile birlikte uzman ile üyeler arası ilişki başlar. Bu süreç üyeleri motive eder ve beklentilerini belirler.

En temel yöntem, üyelerle tek tek veya küçük gruplar halinde mülakattır. Böylece üyeler “sorunlarını veya görevi
nasıl görüyorlar? Bu gruba nasıl ve niçin seçildiler? Gruptan ne kazanabilirler?” gibi sorularına cevap alırlar.

Üç oryantasyon yöntemi vardır:

1.5.1 Grubun amacını açıklamak,


1.5.2. Üyeleri grup sürecine hazırlamak ve
1.5.3. Uygunluğuna göre üyeleri elemektir.

25
1.5.1. Grubun Amacını Açıklamak

Uzmanın grup amacını belirgin bir şekilde üyelere açıklaması, soru sormalarına izin vermesi ve onlardan ne
beklendiğini açıkça ifade etmesi gerekir. İlk toplantıda amacın üyeler arasında etraflıca tartışılmasına bütün
üyeleri hazırlar.

1.5.2. Üyeleri Grup sürecine Hazırlamak

Üyeler, grubun nasıl çalışacağına dair sık sık soru sorarlar. Bu sorularla üyeler grup fonksiyonlarının bazı genel
kurallarını anlamaya çalışırlar. Uzman üyelere grup içinde istedikleri zaman katkıda bulunacakları mesajını
vermelidir.

1.5.3. Üyeleri Elemek

Amaçları birbirine uyan üyeler gruba alınır. Uzman üyeleri gözleme ve onlar hakkında bilgi edinme fırsatına
sahiptir. Uzman geliştirdiği bir ölçüt ile üyeleri gruba alma veya almama şansına sahiptir. Şu üyeler genellikle grup
dışı edilir;

- Karşılıklı programların uyuşmaması,


- Sosyal beceriler gibi kişisel özelliklerin diğer grup üyelerininkinden çok farklı olması,
- İhtiyaç ve beklentilerin veya amaçların gruba uymaması.

1.6. Anlaşma – Kontrat Yapma

Karşılıklı anlaşma, genellikle grubun başlangıç aşamasında sonuçlanır. Planlama aşamasında iki tür anlaşmadan
söz edilebilir:

1.6.1. Grup süreci için anlaşma ve


1.6.2. Üyelerin tek tek hedefleri için anlaşması.

Uzman planlama aşamasında toplantıların sıklığı, devam durumu, gizliliği sağlama süreci, zaman, yer, ücret gibi
konularda önceden karar alma durumundadır.

Kontrat sözlü veya yazılı bir anlaşmadır. Birçok grupta bu sadece sözlüdür.

1.6.1. Grup süreci için anlaşma

Uzman, grubu tanımlamaya oturum süresi ve sıklığı ile başlar. Bunlar, grubun amacına ve üyelerin ihtiyaçlarına
bağlıdır. Tedavi gruplarında süre her toplantıda farklı olabilir. Bazı gruplar 1-1,5 saatte biter, bazıları ise 3 saate
ihtiyaç duyar. Örneğin, etkileşim grupları kısa süreli ve sık aralıklı olmalı, doyurucu iletişime olanak tanımalıdır.

Toplantıların uzunluğu amaca ve üyelere bağlıdır. Örneğin, rehabilitasyon merkezinde üyeler uzun süre
oturamazlar. Bu nedenle toplantıların süresi kısa olur. Toplantıların sıklığı tedavi gruplarında haftada bir, ihtiyaç

26
olursa daha sık olabilir. Görev gruplarında sıklık, göreve ve oturumların süresine bağlıdır. Ayrıca uzman, diğer
kurallar konusunda da anlaşma yapar. Toplantıların yeri ve ne zamanlar yapılacağı gibi.

1.6.2. Üyelerin hedefleri için anlaşma

Üyelerle onların kişisel hedeflerinde anlaşmaya varılırken üyeler özel olarak kendilerinden ne beklendiğini
öğrenirler. Üyeler için saptanan özel amaçlar aşağıda belirtilen konularda tanımlanmalıdır:

- Arzu edilen davranışın hangi şartlar altında gerçekleşeceğinin tanımlanması,


- Beklenen davranışın gerçekleşmesinde kişinin ne yapabileceğinin tanımlanması ve
- Sonuçların nasıl değerlendirildiği ile ilgili standartların tanımlanması.

1.7. Çevreyi Hazırlamak

Grubun çevresini hazırlamada üç faktör öne çıkar. Bunlar;

1.7.1. Fiziki çevreyi hazırlamak,


1.7.2. Mali destek sağlamak ve
1.7.3. Özel düzenlemeler’dir.

1.7.1. Fiziki çevreyi hazırlamak

Grubun toplanacağı yer, üyelerin davranışları ve toplantıların yürütülmesi açısından önemlidir. Odanın büyüklüğü,
alan, oturma yerleri, mobilya ve atmosfer önemlidir. Bazen fiziki çevrenin uygunsuzluğu üyelerde uygun olmayan
davranışların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Odanın çok büyük olmaması, olumlu duyguların ortaya çıkmasını ve üyelerin birbirine yakınlık duymasını
sağlayabilir. Toplantı odası büyük olursa üyeler arası mesafe artar. Hele üye sayısı azsa konsantre olmak
güçleşir. Mümkünse grup odasının büyük veya küçük olmasına üyelerin özelliklerine göre karar verilmeli, çocuklar
için geniş alan ve açık alan tercih edilmelidir. Rahat oturma önemlidir. Üyeler yere de oturabilir.

Fiziki atmosfer, grubun fonksiyonlarına uygun olmalıdır. Gayri resmi tartışmalarda kişiler yerlere oturabilir. Resmi
toplantılar ise masa başında olur.

1.7.2. Mali destek sağlama

Grubun harcamalarını kim karşılayacak? Telefon, posta, ikram, transport gezi vs. Bunlar kurum tarafından veya
üyeler tarafından karşılanabilir. Veya başka fon bulunabilir (dış kaynaklar).

1.7.3. Özel düzenlemeler (arajmanlar)

Grubun özelliğine uygun düzenlemelerin yapılması gerekir. Örneğin; ortopedi kliniğinde asansör, hastalar için
rahat oturma yeri, Ana Çocuk Sağlığı Merkezinde anneler gruba katılırken çocuklarının bakılması, çocuklar için
faaliyetlerini gerektirdiği araçlar gerekir.

27
Grup Önerisi Yazmak

Uzmanın grup planını yazılı olarak hazırlamasında yarar vardır. Böyle bir öneri kurumun desteğini almak yahut
çeşitli yerlerden kaynak bulmak için yararlıdır. Yazılı öneri potansiyel üyeleri grup hakkında aydınlatabilir. Zaman
harcayarak böyle bir öneri hazırlamak uzman içinde yararlıdır. Böylece toplantılara hazırlık yapmış olur.

Grup önerisi aşağıdaki başlıkları içerir:


YAPI :Üyelerin gruba alınma kriterleri; Grubun büyüklüğü, açık veya kapalı oluşu, demografik
özellikler.
ANLAŞMA :Toplantıların sayısı, sıklığı, uzunluğu, toplantı zamanı.
ÇEVRE :Fiziki düzenlemeler (oda, alan, materyal)
Mali kaynaklar (bütçe, gelir)
Özel düzenlemeler (çocuk bakımı, taşıma).

2. BAŞLANGIÇ AŞAMASI

İlk Toplantı:

Grubun ilk toplantısı uyarıcı ve harekete geçirici bir deneyimdir. Toplantılar başlamadan önce üyelerin gruba
yönelik bazı beklentileri vardır. Bu beklentiler kaynağını daha önceki grup deneyimlerinden, ilişkilerinden ve rol
beklentilerinden alır. Daha önceden uzmanlar veya diğer grup üyeleri ile görüşmüş olsalar da, üyeler grubun
amacı hakkında kesin bir görüşe, hiçbir grubun başlangıcında, sahip değillerdir. Grubun amaca nasıl ulaşacağını,
kendilerinden neler talep edileceğini ve uzmanın onlarla nasıl etkileşim sağlayacağını merak ederler.

Grubun başlangıcının en önemli özelliği tedbirli olma ve belirsizlik duygularıdır.

Üyeler, “Birlikte ne yapacağız?”, “Uzman nasıl bir kişi?”, “Diğer grup üyeleri nasıl kişiler?“, “Benden neler
bekleniyor?” gibi sorularla grup sürecine başlar.

İlk karşı karşıya gelişte üyeler, giyim ve dış görünüş açısından bir birini inceler. Genellikle bu, sözsüz bir alış
veriştir. İlk paylaşımlar; toplantı yapılan yer, kişiler, olaylar hakkındaki ortak bilgileri veya tecrübeleri kapsar.

Grup toplantısı devam ederken üyeler arasında yaklaşma-kaçma çatışması belirgin bir şekilde ortaya çıkar.
Ruhsal sorunları tartışmak grubun başında zararlı olabilir. Bir üye kendi sorununu hemen dile getirirse, diğer
üyeler de kendilerinde bunu yapma zorunluluğunu hissedebilirler. Çünkü henüz grupta nasıl davranılacağı
hakkında çok az norm oluşmuştur ve üyeler nasıl cevap vereceklerinden emin değillerdir. Kendi dertlerini
açarlarsa, karşıdakilerin nasıl davranacağını bilemezler. Üyeler, grup içinde kendilerini ifade etmek için tedbirli
olmayı yeğlerler.

Grupta normlar gelişmeye başladıkça, üyeler neyin kabul edilip, nelerin edilmeyeceğini anlamaya başlarlar.
Üyeler grupta kime güveneceğini, düşünce ve duygularını kimlerle paylaşacağını ortaya çıkarmaya çalışır.

28
Grubun başlangıcında üyeler kendilerini gruba nasıl gösterecekleri konusunda tedbirli davranırlar. Bütün üyeler
bu yeni gruptaki hareketlerini etkileyen birçok başka grup tecrübesi geçirmişlerdir. Bu yeni grupta da eski
tecrübelerini kullanmak isterler. Her üyenin geçmişte katıldıkları gruplardan kazandıkları tecrübeleri anlatmaları ve
bu tecrübelerin yeni gruba girmelerini nasıl etkilediğini belirtmeleri, ilk toplantı için iyi bir gündem oluşturur.

Üyeler grup içinde çok çeşitli biçimlerde davranır. Bazıları diğer grup üyelerinin davranışını anlamak için sessiz
durur. Bazıları heyecanını bastırmak için devamlı konuşur veya soru sorar. Grupta bir ilişki kurma kalıbı gelişir. Bu
kalıp alt grupları, lider veya takipçileri içine alır. Grup geliştikçe bu kalıplar da belirginleşir. Uzmanın bu kalıplar
ortaya çıkarken uyanık olması gerekir. Çünkü bunlar içinde grubu ve üyeleri amaca ulaştıracak olanları koruyup,
diğerlerini dışarıda bırakması gerekir.

3.1. Başlangıç Aşamasının İçerdiği Konular

Bir uzman için en güç aşamadır, çünkü üyeler yönlendirilmeyi bekler ve bu arada uzmana da yeterince güven
duymazlar. Bu aşamada uzman hakkındaki fikirler belirginleşir. Bu dönemde uzman becerilerini iyi kullanamazsa
üyeler gruba devam etmezler.

Bütün uzmanlar başlangıç aşamasında şu konular üzerinde odaklaşmalıdır:

 Grup üyelerini tanıştırarak, birbirlerine karşı rahat hissetmelerini sağlamak,


 Grubun amaç ve fonksiyonunu uzman ve kurumun algıladığı biçimde ortaya koymak,
 Grup sürecinde duygusal ve görev odaklarında denge kurmak,
 Kendilerinin ortaya koydukları ihtiyaçlar, uzmanın onlar için belirlediği ihtiyaçlar ve kurum tarafından
verilen hizmetler arasındaki uyumu ortaya koyacak geri bildirimlerin verilmesine fırsat tanımak,
 Hedefleri belirlemek,
 Anlaşma (Kontrat) yapmak ve
 Üyelerle çalışmak için motivasyon yaratmak.

Bu bölümde yukarıdaki konular sırasıyla açıklanacaktır. Ancak uygulamada hepsinin bir arada uygulanması söz
konusudur.

3.1.1. Tanıştırma

Uzmanın ilk görevi, üyeleri birbirine tanıştırmaktır. Böylece üyeler ortak ilgi ve ihtiyaçlarını keşfederler ve
birbirlerine güvenirler. Hangi özelliklerin grupta paylaşılmasının daha önemli olacağına uzman karar vermelidir.
Üyelerin kendileri hakkında ne gibi bilgiler verecekleri grubun amacına bağlı olmalıdır. Örneğin grup, davranış
bozukluğu gösteren çocukların ebeveynlerinden oluşuyorsa, üyeler kendileri hakkında verecekleri bilgilerin yanı
sıra çocuklarından ve onların davranış sorunlarından da açıkça bahsetmelidirler.

Tanıştırma, üyeleri birbirinden haberdar etmek yanında, onlara etkileşim için bir başlangıç oluşturmalıdır. Böylece
üyelerin ilgi ve ihtiyaçlarındaki benzerlik ortaya çıkar ve üyeler birbirine yakınlık duyar. Bu durum, grup
bütünlüğünün doğmasına yardım eder ve üyelerin ihtiyaç ve sorunlarında yalnız olmadıklarını anlamalarını sağlar.
Tedavi gruplarında, diğer grup üyelerinin de benzer sorunlarının olduğunu fark etmek üyeleri rahatlatır. Benzer
durum, görev gruplarında da söz konusudur.

29
Üyeleri birbirine tanıştırmanın en bilinen yöntemi, sıra ile tanışmadır. Eğer bu tür bir tanışma yapılıyorsa, uzmanın
en önce kendisini tanıtmasında yarar vardır. Grubun yeni kurulduğu dönemlerde üyeler uzmanı örnek alır. Uzman
kendisini tanıtırken hangi konulara ağırlık veriyorsa, üyeler de aynı şeyi yapar. Bazen uzman kendisinin
paylaşmadığı bazı durumlarla ilgili bilgileri de üyelerden almak isteyebilir. Örneğin kendisi çocuk sahibi olmadığı
halde, bir ebeveyn grubu ile çalışıyor olabilir. Bu durumda çocuk sahibi olmadığını, olsa idi yaratabileceği
sorunları ifade ederek, üyelerin de bu konuda bilgi vermesini sağlayabilir.

Üyeler, kendilerini tanıtırken, uzmanın kendisini tanıtırken olduğundan daha açık olmazlar. Bu nedenle uzman,
üyelerden beklentileri paralelinde açık olmalıdır. İlk toplantılarda sorunların derinliğine inilmemesi doğaldır.
Sorunların derinliğine tartışılması daha sonraki toplantılarda -üyeler birbirini yeterince tanıyıp güven ortamı
oluşunca- söz konusudur.

Grubun amacı ve üyelerin sosyo-demografik özelliklerine göre çeşitli tanışma teknikleri kullanılabilir. Ancak bu
tekniklerden burada bahsedilmeyecektir.

Grubu Başlatma Biçimleri

Uzmanın grubu başlatırken bazı durumları dikkate alması gerekir.

Grup kurulmadan önce üyeler birbirini tanıyor olabilirler. Bu durumda grubu başlatmak, birbirine yabancı olanlarla
başlatmaktan farklıdır.

Eğer üyeler tanışıyorlarsa, aralarında zaten bazı davranış kalıpları oluşmuştur. Roller ve ilişkiler, bu gruplarda
daha çabuk belirlenir. Birkaç üye grubun başlangıcında birbirini tanıyorsa veya üyeler arasında daha önceden
belirlenmiş arkadaşça veya düşmanca ilişkiler varsa sub (alt, ikincil) grupların oluşma ihtimali, ilk defa bir araya
gelenlerin oluşturduğu gruptan daha fazladır.

Grup üyelerinden birkaçını önceden tanımak uzmana yararlı olur. Grubun başlangıcında hangi üyelerden
yararlanacağı konusunda fikir edinir.

Uzman, önceden kurulmuş bir gruba girebilir. Örneğin; kaynak kişi ya da danışman olarak çete grupları, kendine
yardım grupları, kurulmuş komiteler, sosyal hizmet kurumlarında daha önce çalışmış olan uzman tarafından
başlatılmış gruplar gibi). Burada uzman kurulmuş ilişki kalıpları içinde yeni gelmiş bir kişidir. Üyeler, uzmanın
grubu nasıl etkileyeceğini ve kendilerinden ne beklediğini merak ederler. Ayrıca daha önceki uzmana olan
duygularının da etkisi altındadırlar. Bu durumda uzman grubun yapısı, hali hazır fonksiyonları ve süreçlerini
öğrenmeye çalışmalıdır. Ayrıca uzmanın gruptaki formel ve informel liderlik, üyelerin birbirleri ile ilişkileri ve
grubun hedefi hakkında bilgi toplaması gerekir. Bu bilgiler kurumdan veya daha önceki uzmandan alınabilir ve
gruba nasıl yaklaşım sağlayacağı konusunda uzmana yardımcı olur. Fakat sorun çözücü gruplarda üyelerin yeni
uzmana nasıl davranacağı önceden bilinemez. Bu nedenle uzmanın önceden grubu gözlemesi yararlı olur.

3.1.2. Grubun Amacını Tanımlama

Tanışma işleminden sonra uzman kısaca grubun amacını ve uzmanın fonksiyonlarının ne olacağını belirtmelidir.
Grup üyeleri, amacı ve uzmanın görevini bilmezlerse endişeleri artar ve kendi sorunları üzerinde odaklaşamazlar.

30
Amaçlar açıkça tanımlanırsa, grubun amaca ulaşma olasılığı artar. Her ne kadar planlama aşamasında grubun
amacı üyelere açıklanıyorsa da, uzmanın ilk toplantıda bu konuyu tekrar gündeme getirmesi gerekir.

Grubun amacı mümkün olduğu kadar olumlu bir şekilde ifade edilmelidir. Üyelerin tek tek sorunlarına değinmek
yerine, uzmanın grubun ulaşması gereken amaca ağırlık vermesi daha yararlıdır. Örneğin, “Bu grup
tecrübesinden şunları öğrenebilirsiniz. …….” veya “Bu görev üzerinde güç birliği yaptığımızda, sonuçta ….. “ gibi.

Eğer uzman daha önce benzer amaca sahip bir başka grupla başarılı bir çalışma yapmışsa, bunu dile
getirmelidir. Böylece üyeler uzmana güven duyarlar. Tedavi gruplarında daha önce gruba katılıp olumlu sonuç
almış üyelerin davet edilmeleri ve gruptan nasıl yararlandıklarını anlatmaları etkili olur.(Alkolikler gibi). Bu kişilerin
grupta nasıl amaca ulaştığını dinlemek, yeni üyelerde uzmana ve grubun amacına ulaşabileceğine yönelik güven
duygusu uyandırır. Görev gruplarında da eski üyeler yeni üyelerin oryantasyonunu sağlayabilir.

Amacı açıklarken, öncelikle kurumun fonksiyonlarına da değinilmelidir. Kurumun gruba ne gibi hizmetler
verebileceği açıklanırsa, üyeler kurumdan neler bekleyebileceklerinin bilincine varırlar. Ayrıca uzman, grupta
kendi fonksiyonlarının ne olacağını, kurum içindeki rolünü, kurumun hizmetleri veya kaynakları yetmediğinde
neler yapabileceğini açıklamalıdır.

Tüm tedavi ve görev gruplarında uzman gizlilik (güven) konusuna değinmelidir. Tedavi gruplarında üyeler
anlattıklarının uzman veya diğer üyeler tarafından grup dışında anlatılacağından kuşkulanırlar. Bundan emin
olmadıkça da bireysel sorunlarını grupta açmazlar. Uzmanın grup dışında üyelerin durumunu diğer meslek
elemanları ile tartışması gerekebilir. Bu durumlarda uzman hangi koşullarda ve kiminle bu bilgilerin paylaşılacağı
konusunda bilgili olmalıdır.

Gizlilik birçok görev grubunda da önemlidir. Üyeler, meslektaşları ile hangi konuları, planları ve gerçekleri
paylaşacaklarından genellikle emin değillerdir. Bu konuda açıklık sağlanmasında yarar vardır.

3.1.3. Görev ve Psiko-sosyal Odak

Görev ile psiko-sosyal konular grupta dengeli bir şekilde ele alınmalıdır. Görev gruplarında, gruptaki etkileşimin
üçte ikisi görevi başarmakta, üçte biri de destek vermek ve gerilimi azaltmak gibi psiko-sosyal faktörlerde
odaklaşır. Tedavi gruplarında ise tersi bir durum vardır.

Bunlardan hiçbiri grupta ihmal edilmemelidir. Sadece görevde odaklaşma, üyelerin sosyal ve ruhsal
tatminsizlikleri ile son bulur. Üyeler arasında çatışma çıkabilir ve grup pek etkili olamaz. Sadece sosyal ve
duygusal konularda odaklaşma ise üyelerin birbirleriyle ilişkilerinde doyum sağlamalarına, bunun yanında amaca
ulaşma ve başarmada doyumsuz olmalarına yol açar. O halde bu ikisi arasında bir denge sağlamak gerekir.

Bunu sağlamak için de maalesef büyülü bir formül yoktur. Grubun ve üyelerin ihtiyaçlarını göz önünde
bulunduran, uzman, uygun bir denge bulabilir ve bu dengeyi korumakta gruba yardım eder.

31
3.1.4. Geri Bildirim ve Grup Yapısı

Başlangıç aşamasında uzmanın yapması gereken en önemli işlerden biri üyelere neden bir arada olduklarını
tartışma fırsatı vermektir. Amaçlar ve hedefler, uzmanın planladıkları ile çatışıyorsa sağlıklı bir iletişim kurmak
zorlaşır. Başlangıçta üyeler, fikirlerinin diğer grup üyeleri ve uzmandan farklı olabileceğini düşünerek rahatsız
olabilirler. Bu nedenle uzman, grubun amacına ilişkin olarak üyelerin kendi fikirlerini açıklamalarına imkân
verirken üyelerin kendi duygularına da ulaşmalıdır.

Uzman, üyelerin bireysel amaçlarını hesaba katarak grubun hedefini belirlemelidir. Sadece üyelerin amacından
veya sadece grubun amacından hareket etmek yanlış olur.

Öncelikle uzman, grubun anlamının üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamaya hizmet almak olduğunu ortaya koymalıdır.
Uzman, grup için belirlediği amacı ortaya koyduktan sonra üyelerin de tek tek kendi amaç ve hedeflerini
açıklamasına fırsat vermelidir. Her üyenin geri bildirimini çok ciddi bir şekilde alan uzman, duygu ve düşüncelerin
paylaşılmasını sağlar ve üyeleri geri bildirim verme konusunda güçlendirir.

Uzmanın geri bildirim almada özensiz davranması üyeler tarafından hissedilir. Eğer uzman tüm üyelerin kendi
duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine devamlı olarak fırsat tanırsa, üyeler önemli olduklarını ve dikkate
alındıklarını hissederler. Grubun nasıl ilerleme gösterebileceği ve üyelerin ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağı üyelere
sorulabilir.

Bazı yazarlar, grubun başlangıcında amaç ve hedeflerin konuşulmasına gerek olmadığını, zaman içinde üyelerin
bazı hedefler geliştireceklerini, bunun da üyeler arası ilişkilerin belirlenmesine yardım edeceğini ileri sürerler. Bu
yaklaşım grup hedeflerinin gelişme süreci içinde ortaya çıktığı “t” gruplarında sık kullanılır. Grup dinamiği ve
kişilerarası ilişkilerle ilgilenen üyelere hizmet eden, fakat amacın önceden belirlenmemiş olduğu görev
gruplarında süre uzayabilir. Tedavi gruplarında ise başlangıçta tam yönlendirmeme her üyenin kendi rolü
hakkındaki belirsizliği ve endişeyi arttırır. Üyelerin de çeşitli sosyal, psikolojik, çevresel, fiziksel bazı sorunları olan
bir grupta, uzman üyelerde endişeyi azaltmak için onları yönlendirme sorumluluğunu tanımalıdır.

Amaçları çok belirgin olarak ortaya konmuş gruplarda (kilo kaybetme amacı gibi) üyelerin sadece grubun
amacına ulaşmak için etkileşimde bulunmaları yeterlidir. Zamanı önceden belirlenmiş bu gruplarda uzmanın daha
fazla yönlendirici olması gerekir. Örneğin üyelerle birlikte her toplantının zaman ve içeriği planlanır ve zamanın
kısalığı göz önünde bulundurularak dar bir sorun alanı üzerinde odaklaşılır. Her hafta ne yapılacağına ilişkin bir
gündem belirlenir. Uzman, informal lider için büyük bir çaba sarf etmez. Bu gruplar 6-14 hafta süren gruplardır.
Genellikle toplantılar şunları kapsar: 1) Eğitici materyal, 2) Alıştırmalar, rol oynama v.s., 3) Grubun dışındaki
tecrübelere dayalı tartışmalar, 4) Grup dışında, gelecek toplantıya kadar üyelere verilen görevler ve 5)
Toplantının değerlendirilmesi. Bu gruplar genellikle eğitici veya sorun çözücü gruplardır. Bu tür gruplar giderek
önem kazanmaktadır. Bu grupların güçlü yönü, her gruba uyarlanabilecek belirli bir planın önceden yapılmış
olmasıdır. Örneğin; sosyal beceri kazandırma grubu oluşturan bir uzman tarafından Roso (1980) bu amaca
yönelik olarak hazırlanmış programı kendi ülkesine ve grubuna uyarlayarak kullanabilir.

Diğer gruplar ise üyelerinin ilgi ve ihtiyaçlarını karşılarken, zamanın limitli olmadığı gruplardır. İlk toplantıda
amaçları, hedefleri ve programı olmayan gruplarda üyelerin ihtiyaçlarının tam karşılanmadığı ifade edilmektedir.

32
Amacı belirlenmiş, ortak ihtiyaçları saptanmış ve belirli programı olan gruplar, böyle olmayan gruplardan daha
etkili (yararlı) olmaktadır.

Destekleme ve yardım gruplarında açık ve esnek bir yapı, katı yapıdan daha yararlıdır. Bu gruplarda üyeler
birbirlerine mümkün olduğunca ulaşmak (geri bildirim vermek) konusunda güçlendirilirler. Her toplantı için amaçlar
ve günlük programlar üyelerin geri bildirimleri ve katılımıyla toplantı sırasında yapılır.

3.1.5. Grup Çalışmasında Hedefleri Belirleme

İlk toplantılarda hedef üzerinde sık sık durulur. Grubun fonksiyon gösterdiği süreçte amaç tanımlamaya devam
edilir.

Hedeflerin formüle edilmesinde kimin sorumluluk alacağı konusunda farklı fikirler vardır. Klein ve Tropp’a göre
amaçlar, grup tarafından geliştirilir ve uzmanın rolü bu hedeflerin geliştirilmesine yardımcı olmaktır. Vinter, Roso
ve Konopka, teşhis ve değerlendirmeden sonra uzmanın grup için hedefleri saptanması gerektiğine inanırlar.
Phillips, Trecker ve Schwartz ise, üyelerin bireysel amaçları ile kurumun hedef ve fonksiyonları arasında ortak bir
amaç belirlemekte uzmanın yardımcı olması gerektiği üzerinde dururlar.

Grup çalışmasında, amacın üyeler arası etkileşimi, uzman ve grubun fonksiyon gösterdiği kurum üçlüsü
tarafından belirlenmesi en çok benimsenen yoldur.

Grubun hedefi, sosyal hizmet mesleğinin değerleri ve amaçlarıyla belirlenir. Uzmanlar kurumun, hizmetlerinin ve
toplum fonksiyonlarının farkında olmalıdırlar.

Uzmanın hedefleri, grup üyeleri hakkında neler bildiğine bağlıdır. Tedavi gruplarında uzman planlama
aşamasında tüm üyeleri görebilir. Potansiyeli yüksek kişileri tanır ve grup gelişiminde kullanır. Her üye için uzman
kapasiteleri ve ihtiyaçlarına yönelik bir ön çalışma yapmalıdır. Görev gruplarında da önemli görevlerin üyelerin
kapasitelerine göre formüle edilmesi gerekir.

Eğer üyeler birbirini hiç tanımıyorsa, üyelerin amaçları şunlarla ilişkilidir; 1) Kendi ihtiyaçları hakkındaki bilgileri, 2)
Bu hedeflere ulaşmak için daha önce kazandıkları tecrübeler, 3) Bu konuda çevre ve aileden gelen talepler, 4) Bu
konudaki kendi kapasiteleri ve becerileri, 5) Kurumun istekleri.

Grubun hedefleri, uzman ve grup üyelerinin ortak tartışmalarıyla belirlenir. Bu süreçte uzmanın ve üyelerin
bireysel olarak düşündükleri amaçları açık bir şekilde grupta tartışmaları önemlidir.

Tüm grup üyeleri için hangi ortak amaca ulaşılacağı her grupta farklıdır. Bazı gruplarda amaç çok belirgindir.
Örneğin; ciğer hastalığına sahip olan, sigara içen kişilerden oluşmuş bir grupta en kısa zamanda sigara içmeyi
azaltacak belirli tartışmalara girişilebilir. Fakat ruh sağlığı bozuk olup, ayaktan tedavi için gelen hastaların
oluşturduğu grupta kesin amaçlar koymak zordur. Amaç, daha genel olarak formüle edilir. Örneğin; üyelerin
karşılıklı ilişkiye yönelik sosyal becerilerini arttırmak gibi. Tek tek üyelerin amaçları ise daha özel bir düzeyde
formüle edilir. Örneğin; A’nın başkalarıyla iletişim kurmada beğenmediği davranışlarını ortadan kaldırmaya
çalışmak gibi. Bu nedenle, hedef saptama süreci uzmanın ve üyelerin hedeflerinin ortaya konmasının ve
açıklanmasını gerektirir. Bu süreçte üç tür hedef vardır.

33
 Grup merkezli hedefler: Grubun fonksiyonları ve çalışması üzerinde odaklaşır,
 Grubun ortak hedefleri: Tüm grup üyeleri tarafından ortak ilgi, ihtiyaç ve sorunlar üzerinde odaklaşır,
 Bireysel hedefler: Bir üyenin veya uzmanın özel ilgileri üzerinde odaklaşır.

Örneğin; gençlerin ebeveynleri ile oluşturulmuş bir grupta grup merkezli hedef; grubun çekiciliğini üyeler için
arttırmak, grubun ortak hedefi; ebeveynlerin ve gençlerin, normal büyüme ve gelişmelerini öğrenmeleri, bireysel
hedef ise Bay ve Bn. B’nin oğlunun saldırganlık nöbetlerini azaltmak olabilir. Görev gruplarında da bu üç hedef
söz konusudur.

Uzman üyelerin kesin, belirgin amaçlar koymasında onlara yardımcı olmalıdır. Sürecin başında üyeler genel
hedeflerini ortaya koyarlar. Örneğin; “depresyonumu azaltmak istiyorum” gibi. Grubun hedefinin belirlenmesinden
sonra, uzmanın bu hedefin açık ve net olarak ifade edilmesinde üyelere yardımcı olması gerekir. Bu da uzmanın,
üyelere hedeflerini objektif ve sübjektif olarak tanımaları ve hedefe ulaşmanın hangi ölçüte göre
değerlendirileceğini ortaya koymalarında yardım etmesi ile gerçekleşir. Örneğin; daha az depresif olmak isteyen
üyenin depresyon özelliğini tanımlaması gerekir (Uykusuzluk, iştahsızlık gibi). Ayrıca üyenin bir ölçüt geliştirmesi
istenir. Her gece 7 saat uyku ve her gün 3 öğün yemek gibi.

Böylece, üyeler ve uzman grup çalışmalarında kesin olarak neye ulaşacaklarını bilirler. Bu şekilde kesin
amaçların belirmiş olması orta aşamaya (gelişme aşaması) geçmenin ön koşuludur.

Önceden kurulmuş gruplarda uzmanın bu konuda farklı bir rolü vardır. Bu gruplarda amaç zaten belirlenmiştir.
Bazılarında amaç henüz kesin olarak belirlenmemişse, uzman yardımcı olur. Özellikle çocuklar ve gençler,
amaçlarını kesin olarak ortaya koymakta güçlük çekerler. Eğer amaçlar konmuşsa, uzman bu amaçları öğrenci ve
üyelerin bunlar içinde kendilerine yararlı olanlara ulaşmalarında yöntem geliştirmelerine yardımcı olur ve yararlı
olmayanlarının da değiştirilmesini sağlar.

3.1.6. Anlaşma (Kontrat)

Grup çalışmasında anlaşmalar özel beklentiler, yükümlülükler ve görevler için yapılır. Genellikle anlaşmalar,
kurum temsilcisi olan uzmanla, üyeler arasında yapılır. Garvin şu kişiler arasında anlaşma yapılabileceğini ifade
etmektedir: 1) Bir bütün olarak grup ve kurum, 2) Grup ve uzman, 3) Bir grup üyesi ve uzman, 4) İki veya daha
fazla grup üyesi, 5) Üye ve grup. Genellikle bir bütün olarak grup ile yapılan anlaşmalar, grup sürecini
geliştirmeye yöneliktir. Bir üyenin kurum, uzman veya diğer üyelerle yaptığı anlaşmalarda ise, bireysel tedaviye
yönelik amaçlar ön plandadır.

Tek tek üyelerle anlaşma yaparken ne yapılacağının mümkün olduğunca açık bir şekilde ifade edilmesi, kimin
hangi görevi alacağı ve hangi durumda başarı veya başarısızlığın söz konusu olabileceği tanımlanmalıdır.
Amaçlar sözlü veya yazılı olarak kim tarafından, hangi koşullar altında ne yapacağı ve sonucun hangi ölçüte göre
değerlendirileceği açıkça ortaya konmalıdır.

34
3.1.7. Motivasyon Beklentiler ve Çalışmak İçin Talep (Harekete Geçme)

Amaç ve hedeflerin açıklığa kavuşturulmasından sonra uzmana düşen görev, üyelerde ortak olarak
kararlaştırılmış hedeflere ulaşmak için motivasyon yaratmaktır. Gerek grubun, gerekse üyelerin amaçlarına
ulaşmalarının temel koşulu “motivasyon”dur. Amaca ulaşmak için çalışma motivasyonu; uzmanın gruptaki rolüne,
grupta oluşacak sürece ve grup çalışması ile neye ulaşacağına ilişkin üyelerin beklentilerine bağlıdır. Üyeler her
gruba bazı beklentilerle gelirler ve birbirlerinin grup içindeki davranışlarını büyük ölçüde etkilerler. Örneğin; bir üye
nasıl ilerleme kaydedeceğini devamlı olarak uzmana soruyorsa, bu üyenin grupta fazla inisiyatif alan bir üye
olması beklenmez. Daha önceki grup tecrübesinde çok az amaca ulaşılmışsa, üyenin beklentisi ve motivasyonu
ile kişisel ve grup amaçlarına ulaşmak için katılımı az olacaktır.

Uzman ve üyeler birlikte nasıl çalışacaklarını keşfetmeye başlayınca üyelere beklenti ve motivasyonlarını
açıklamalarında yardımcı olmak gerekir. Uzman, üyelere direkt sorular yönelterek bunu yapabilir. “Grupta nelerin
başarılabileceğini hissediyor ve grubun nasıl fonksiyon göstermesini istiyorsunuz?” gibi. Bu soruları uzman ne
kadar sık sorarsa, bazı şeyleri hep alışılmış biçimde yapma isteği ile yeni bir yol deneme konusunda ortaya çıkan
amaçlara ulaşma, genellikle çelişkili (ambivalans) duygular ile gelişir.

Bazen üyeler kendi beklenti ve motivasyonları hakkında cevaplar verirler. Bu durum uzmanın, üyelerin beklenti ve
motivasyonlarını değerlendirmeden harekete geçmelerini istediği durumlarda ortaya çıkar. Harekete geçme
konusundaki yavaşlık, üyelerin verilen işi başarıp başaramayacakları konusundaki çelişkili duygularından
kaynaklanır. Aynı zamanda üyeler, uzmanın onların bu duygularını onaylamayacağından korkarlar. Uzman,
üyelerin hedeflerine ulaşmaları için üyelerin verdiği gizli ve açık mesajlara dikkat etmelidir. Eğer bu mesajlar
grubun hedefe ulaşması için az motivasyon olduğunu gösteriyorsa, uzman grubun ve üyelerin verdiği mesajları
doğru anlayıp anlamadığını kontrol etmelidir.

Çelişik duygular, sık görülür ve amaca ulaşmada bir engel teşkil etmezler. Bu duygular olmadan amaçlanan
değişikliklere ulaşmak zor olur. Kişinin davranış biçimini değiştirmesi çoğu zaman zordur ve acı vericidir. Sonuçta,
bazı şeyleri alışılmış şekilde yapmanın güvencesinden vazgeçmektir.

Başarı şansını gerçekçi bir şekilde değerlendirmek, engelleri görmemezlikten gelmekten daha iyidir. Üyelerin
kendi davranışlarını değiştirmede ve grubun amaca ulaşması için çalışmasında zıt duyguların varlığını kabul
etmek, üyelerin değişmeye karşı reaksiyonlarını tanımamıza yardımcı olur. Bu zıt duyguları üyelerle tartışmak,
onların bu duyguların planlanmış değişmelere karşı oluşan normal reaksiyonlar olduğunu anlamalarında yardımcı
olur. Örneğin uzman, motivasyonları ve beklentileri açığa çıkarmak için her üyenin amacı üzerinde odaklaşarak,
bu amaca yaklaşma ve uzaklaşmasında etkili olan psikolojik, sosyal ve çevresel faktörleri ortaya çıkarmasını
isteyebilir.

Görev gruplarında bütün üyeler tek grup amacına yönelmişlerdir. Tedavi gruplarında ise üyelerin hepsi bir üyenin
amacı üzerinde odaklaşabilir. Fakat genel bir grup amacı üzerinde odaklaşmak da mümkündür.

Zıt duyguların ortaya çıkması için, bir üyenin veya aynı durumda olan üyelerin yaşadıkları durumun olumlu ve
olumsuz yönlerini yazmaları ve bu faktörler üzerinde tartışmaları istenir. Bu tartışma sonucunda harekete geçmek
için motivasyonu arttıran ve azaltan faktörlerin ortaya çıkması sağlanır.

35
Örnek; Kocasıyla geçinemeyen ve hangi konuda harekete geçeceğine (barışma-ayrılma) karar veremeyen bir
üyenin bu birlikteliğe ilişkin olumsuz ve olumlu düşünceleri aşağıda görülmektedir.

Motivasyonu Arttıran Faktörler Motivasyonu Azaltan Faktörler


1. Kocam çok içki içer. 1. Boşanırsak, çocuklar ne olacak?
2. Geçen yıl ikinci defa fiziksel olarak büyük 2. Sadece benim maaşım ile yaşayabilir
rahatsızlık geçirdi. miyiz?
3. İkimiz arasında karşılıklı çatışma var 3. Ben hem üç çocuğa bakıp hem de haftada
(hemen her gün). 40 saat çalışabilir miyim?
4. Bu durum beni kızgın ve depresif yapıyor. 4. Kocama bağlılığım ortadan kalkınca nasıl
5. Bu durum işimdeki çalışma kapasiteme hissedeceğim?
yansıyor. 5. Bu ayrılığı arkadaşlarıma ve aileme nasıl
6. Cinsel ilişkilerimiz çok düzensiz. açıklayacağım?
7. Çocuklar bizim kavgalarımızdan
etkileniyor.

Böylece üyeler belirli bir amaca ulaşmada olumlu faktörlerin yanında olumsuz faktörlerin de olabileceğini görürler.
Motivasyonu azaltan çeşitli faktörlere rağmen ağır basan tarafa yönelik bir karar ortaya çıkarsa burada uzmana
ve üyelere düşen görev motivasyonu azaltan faktörlerin önemsizliği konusunda üyeye yardımcı olmaktır.

3. GRUP SÜRECİNDE DEĞERLENDİRME

Değerlendirme hem bir süreç hem de bir üründür. Süreç olarak değerlendirme, bilgileri bir araya getirme,
organize etme ve karar vermeyi içerir. Ürün olarak ise, müdahale planlarının geliştirmesinde kullanılmak üzere,
grubun ve üyelerin fonksiyonlarını gösteren yazılı veya sözlü bulgulardır.

Başlangıç aşamasında uzmanlar, grubun ve üyelerin fonksiyonları hakkında sistemli bir değerlendirme yapmak
zorundadırlar.

Değerlendirme süresini huniye benzetenler vardır. Başlangıçta uzman, grup ve üyeler hakkında karışık, taslak
bilgiler elde eder. Zamanla eksik bilgileri toplayarak boşlukları doldurur. Bilgi toplandıkça uzman, bilgileri sistemli
bir şekilde biriktirirken gereksizleri atar. Uzmanın amaca ulaşmak için nerelerde müdahale etmesi gerektiğini iyi
kestirebilmesi için, grubu ve üyeleri iyice tanıması gerekir. Bilgiler toplandıkça ve organize edilip neye, nerede
müdahale edileceğine karar verildikçe ön değerlendirme gerçekleşir. Örneğin; boşanma sürecinde olanlardan
meydana gelen bir grupta, ilk toplantılarda uzman, kişilerin eşleri hakkındaki duygularını getirmelerini ister. Bu
bilgiler uzmanı, üyelerin kaybetme duyguları ve kızgınlık duyguları içinde oldukları düşüncesine götürür. Üyelerin
bu duygularını tartışmalarını kolaylaştırır ve hangi müdahalenin daha yararlı olacağı konusunda karar
vermelerinde üyelere yardım eder. Değerlendirme süreci sonunda, üyelerin duygularını ifade edecekleri ve
sorunları ile etkili bir şekilde baş edebilecekleri bir yardım planı geliştirilir ve buna müdahale planı denir.

Değerlendirme sürecinde çeşitli konular ortaya çıkar. Bunlar;


 Ne kadar bilgi toplanacak? “Mümkün olduğu kadar çok” denirse de istenen gerekli olan durumda bilgi
toplamak gereksizdir. Toplanan bilgi, bir müdahale planı yapmaya yetecek kadar olmalıdır. Aksi takdirde
yapılan planlar işlemez. Hangi bilgilerin toplanacağı konusuna amaç rehberlik eder. Uzman, elde edilen

36
bilgilerin yeterli olup olmadığını anlamak ve sübjektif olmaktan kaçınmak amacıyla grup lideri ile veya bir
meslektaşı ile de konuşabilir.

 Ne zamana yönelik bilgi toplanacak? Bazı yazarlar geçmiş, bazıları ise şimdiki zamana yönelik bilgilere
önem verirler. Grubun amacı dikkate alındığında bazen biri, bazen de diğeri daha önemli olur. Tedavi
gruplarında şu konularda bilgi toplamak gerekir. a) Gelişmeler, rol değişmeleri ve krizleri kapsayan
olaylar, b) Sosyal ve fiziki çevredeki bozukluklar (durum), c) İletişim ve ilişki güçlükleri.

Uzmanın, topladığı bilgilerin sübjektif/öznel olmadığından emin olması gerekir. Gözlediği olaylar hakkındaki
görüşlerini grup üyeleri ile tartışmasında yarar vardır.

Değerlendirme aşamasında uzman üyeyi, grubu ve çevreyi değerlendirmelidir.

4.1. Grup Üyelerinin İşlevselliğini Değerlendirme

Uzman grup üyelerinin işlevselliğini değerlendirebilmek için aşağıdaki soruları sorar;

 Üye, bu gruba ne katabilir?


 Üyenin ne gibi ihtiyaçları var?
 Üyenin sorunu çözmesi veya ihtiyaçlarını karşılaması için ne gibi müdahale planları yararlı olabilir?

Grup ortamı, uzmanın her üyenin diğerleri ile etkileşimini gözleyerek işlevselliğine karar verebileceği doğal bir
ortamdır.

4.1.1. Grup Üyelerinin İşlevselliğini Değerlendirme Yöntemleri

4.1.1.1. Üyelerin kendi gözlemleri

Üye, grup dışında kendi davranışlarını inceler ve bunları toplantıda rapor eder. Bu sürece “kendini izleme” de
denir. Bu yöntem, arzu edilen davranışları arttırır; arzu edilmeyenleri azaltır. Aynı zamanda, kişinin günlük
davranışları konusunda uyanık olmasını sağlar. Bu da müdahalenin ön koşuludur.

Uzman öncelikle, üyelere izleyecekleri (inceleyecekleri) davranışların ne olacağına karar vermelerinde yardımcı
olur. Üyelerin sadece azaltmak istedikleri davranışlarını değil, arttırmak istediklerini de incelemeleri yararlı olur.
Böylece sorunlu davranışların yerine yenilerini koymak kolaylaşır. Tüm davranışları hep birlikte ele almada
gerçekçi bir plan yapmak gerekir.

Ayrıca izleme ve incelemenin nerede, ne zaman ve hangi şartlarda gerçekleştirileceği de açık ve gerçekçi olarak
planlanmalıdır. Örneğin; yalnız bir annenin dört çocuğuna birden yemek hazırlarken, çocuklarından birine özel
olarak nasıl davrandığını izlemesini istemek gerçekçi değildir. O çocuğu ile yalnız olduğu bir zamanın
planlanmasında yarar vardır.

Üyelerin grup dışında kendilerini gözleyip grup toplantılarında bu gözlemleri paylaşmaları oldukça önemlidir.

37
4.1.1.2. Uzmanın gözlemleri

Grup toplantısı sırasında uzmanın yaptığı gözlemler de değerlendirme için önemlidir. Bu gözlemler, grup
sırasında doğal olarak yapılabileceği gibi, uzmanın özellikle seçtiği bazı faaliyetler sırasında da yapılabilir: Bunlar
taklit ve program faaliyetleridir.

Taklit Testleri: Bu testler, üyelerin belirli rollerde gösterdikleri fonksiyonu değerlendirmek için kullanılır. Bu test için
grup üyeleri tarafından hayatta karşılaşılabilecek herhangi bir durum yaratılır ve davranışı gözlenecek olan üyenin
bu durumda ne yapacağını oynaması istenir. Örneğin; iki çocuğu bir oyuncağı paylaşamadıkları için kavga eden
annenin (grup üyesi) davranışları, bu uygulama aracılığı ile uzman ve üyeler tarafından gözlenebilir.

Goldfield ve D’Zurilla taklit testleri için aşağıdaki modeli geliştirmişlerdir.


1)Problematik durumları analiz etmek ve üyelerin günlük hayatlarında karşılaşabilecekleri çeşitli durumlar
yaratmak, 2) Bu durumlar karşısında oluşabilecek muhtemel karşı davranışları sıralamak, 3) Verilen cevapları ve
gösterilen davranışları sorun çözümündeki etkililiği açısından değerlendirmek, 4) Ölçme tekniği geliştirmek, 5)
Ölçünün geçerlik ve güvenirliğini değerlendirmek. Uzmanlar, bu modeli kullanarak çeşitli nüfus grupları veya
sorunlar için taklit testleri geliştirebilirler.

Rol oynama taklit testleri, üyelerin rol yaptıklarını bilmeleri nedeniyle sınırlayıcıdır. Gerçi, birçok durumda üyeler
rol yaptıklarını unutup gerçek hayattaki davranışlarını oyunlaştırırlar. Diğer taklit testleri ise rol oynamanın verdiği
bu sınırlılığı ortadan kaldırır. Bu testler araştırma projelerinde de kullanılır.

Program faaliyetleri: Çeşitli program faaliyetleri değerlendirme için bir araç olarak kullanılabilir. Grup üyelerinin
özelliklerine ve grubun amacına uygun program faaliyetleri seçilmelidir. Örneğin, ergen grubunda parti, yemek ve
spor gibi faaliyetler uzmana, üyelerin sosyal becerileri ve gelişme düzeyleri hakkında bilgi verir.
Program faaliyetleri dikkatlice seçilmeli ve yaş göz önüne alınmalıdır. Bu faaliyetler üyelere, geliştirmek istedikleri
davranışları uygulama olanağı verir.

4.1.1.3. Grup dışındakilerin grup üyesinin davranışına ilişkin gözlemleri;

Bu durumda uzmanın bu bilgilerin geçerliği ve güvenirliğinden emin olması gerekir. Burada, üyenin davranışlarını
rapor eder ve kişinin üyeye yakınlığını hesaba katar. Bazı bilgiler direkt gözlemlerden gelir. Bazıları ise
varsayımlara yahut başka kişilerin gözlemlerine dayanır. Bu bilgiler objektif olduğu oranda kıymetlidir.

Bilgiyi veren üçüncü kişinin grup üyesi ile ilişkileri de dikkate alınmalıdır. Üyenin iyi olmasını mı istiyor, kıskanıyor
mu vs. Uzman, kişi ile grup dışında hemen her gün beraber olan kişiye, üyenin davranışlarını rapor etme
işleminde yardımcı olabilir. Örneğin öğretmene bir davranış çizelgesi verebilir. Böylece uzman, hem grup üyesi ile
günlük beraberliği olan kişi ile ilişki kurmuş, hem de üyenin grup dışı davranışlarını izlemiş olur.

4.1.1.4. Standardize araçlar

Endişe, depresyon, sosyal etkilenim, girişim gücü, evlilik sorunları gibi duygu, düşünce ve tutumları ölçen
envanterler de üyeyi değerlendirme amacı ile kullanılabilir.

38
4.2. Bir Bütün Olarak Grubu Değerlendirme

Bir bütün olarak grubu değerlendirmede uzman, grup dinamiğinin dört alanından yararlanır. Bunlar;

- İletişim ve etkileşim kalıpları


- Grubun çekiciliği
- Sosyal kontrol
- Grup kültürü

- İletişim ve etkileşim kalıpları grubun başlangıç aşamasında oluşur. İletişimdeki bozukluğu erken değerlendirme,
çıkacak sorunları önlemede yardımcı olur. İlk toplantılarda üye-uzman ilişkisi fazla, üye-üye ilişkisi azdır. Yeni
oluşmuş gruplarda üyeler uzmandan yönlendirme beklerler. Ortak yardımlaşmanın olabilmesi için tüm grup
üyelerinin birbiri ile iletişim halinde olması gerekir. Sadece uzman ile iletişim yeterli değildir.

Bu aşamada uzmanın kimin çok kimin az iletişim kurduğunu ve kimin konuşmalara sıklıkla katıldığını gözlemesi
gerekir.

- Grubun çekiciliği çeşitli kaynaklardan gelir. Örneğin, tedavi gruplarında kişiler sorunlarının çözüleceğini,
duygusal baskılarının azalacağını veya günlük hayatlarında daha etkili roller alabilecek düzeyde eğitileceklerini
düşünürler. Uzman, grupta üye için çekici olan şeyin ne olduğunu bilmelidir. Böylece grupta hangi güçleri
kuvvetlendireceğine karar verir.

- Uzman normlar, roller, statü ve hiyerarşiler gibi özellikle yeni kurulmuş gruplarda görülen sosyal kontrol
mekanizmalarını da değerlendirir. Normlar; grupta neyin kabul edilip neyin kabul edilmediğini gösterir. Üyelerin
grup tecrübesinden doyum sağlamasında normların büyük bir önemi vardır. Uygun olmayan normlar, grubun
dağılmasında diğer her şeyden daha önemlidir.

Üyeler grup süreci boyunca çeşitli roller alabilir. Uzman üyelerin hem kendileri, hem de grup için yararlı roller
kazanmalarında yardımcı olur.

Üyelerin rollerini değerlendirmek için çeşitli rol davranışı tipolojileri geliştirilmiştir. Bunlar;

 Gruba karar vermede, seçmede ve görevlerin yerine getirilmesinde alınan roller,


 Grubun ahenk içinde fonksiyon göstermesinde yardımcı roller,
 Kişisel amaçlara yönelik kişisel roller.

Rollerin birçoğunu tanımak, uzman için zor değildir. Eğer bir kaç üye fonksiyonel olmayan rollere sahipse, grup
optimal (en uygun) düzeyde fonksiyon göstermiyor demektir.

Üyelerin kişisel statüleri ve liderin veya diğer grup üyelerinin güçleri grup içindeki sosyal kontrolün gelişmesini
sağlar. Örneğin, her ne kadar yüksek statülü üyeler de grup normlarına ve sürecine bağlıysalar da, grubun
gelişmesinde düşük statülü üyelerden daha çok etkili olurlar. Gruptaki statü hiyerarşisini değerlendirmiş olmak
uzmana, gruba müdahalelerinde üyelerin kabul etmeleri ve reaksiyon göstermeleri konusunda kimden ne
bekleyeceğini sezinleme ve anlama olanağı verir.

39
Üyelerin güç kaynaklarını değerlendirmiş olmak, müdahale stratejisini saptamada da uzman için yararlıdır.

- Grup tarafından ortak olarak benimsenen fikirler, inançlar, değerler ve duyguların çok önemli terapötik yararı
vardır. Grup, belirli davranış kalıplarını içeren bir kültür geliştirir. Başlangıç aşamasında uzman, grup tarafından
geliştirilen kültürü dikkatle izlemelidir. Acaba grup kültürü amacı geliştirici yönde midir? Grup kültürü, diğer grup
dinamiklerinden daha yavaş gelişir. Bir kare gerçekleştikten sonra grup kültürünü değiştirmek çok zordur. Bu
nedenle uzman, henüz grup kültürü oluşmadan kendi görüşlerini grup ile paylaşabilir. Örneğin uzman ilk
toplantılarda üyeler arası iletişimin gelişme odaklı olmayıp sorun odaklı olduğunu fark ederek bu konuyu grup ile
tartışabilir.

4.2.1. Grubu Değerlendirme Yöntemleri

Üyelerin grup fonksiyonlarını yerine getirmelerinde onlara yardımcı olmanın yanı sıra, uzmanın grubun
fonksiyonları hakkındaki sübjektif izlenimlerini saptamasında şu yöntemler yararlı olabilir:

4.2.1.1. İletişim ve Etkileşimi Ölçme

Gruptaki iletişimi ölçmede kullanılan çeşitli yollar vardır. En çok kullanılanlardan biri aşağıda verilen, duyguları
ayırt edici ölçektir.

Bu ölçekte, üyelere bir kişi veya konu için çeşitli başlıklarda yedi seçenekten birini işaretlemeleri istenir. Bu
başlıklar iyi/kötü, aktif/pasif vs. gibi olabilir (Bakınız duyguları ayırt edici ölçek). Bu ölçek ile her bir üye için üç
boyut değerlendirilebilir: Değer, güç ve hareketlilik.

1- Aktivite 2- Potansiyel 3-Değerlendirme

Bu ölçek aracılığıyla uzman, üyelerin birbirini nasıl anladığını öğrenebilir. Örneğin hareketlilik ile ilgili ölçümleri
kullanarak üyeler, bir üye için çok aktif, diğer bir üye için de çok pasif diye bir değerlendirme yapabilirler. Bunun
gibi, grup fonksiyonlarına bağlı olarak, bazı özel konularda üyelerin davranışları için de bu skala kullanılabilir
(kendini ifade etme, liderlik özelliği gösterme, iletişim gücü gibi). Aynı şekilde üyelerin grup görevini veya kendi
sorunlarını nasıl anladıkları konusunda da bu skaladan yararlanılabilir.

Eğer uzman tek tek üyelerin iletişiminden çok grubun içindeki iletişimin dağılımı ile ilgileniyorsa başka bir yol
kullanılabilir.

40
Tablo 2: Duyguları Ayırt Edici Ölçek
AÇIKLAMA: Her bir başlık için duygularınızı en iyi açıklayan seçeneğe (x) işareti koyunuz.
7 6 5 4 3 2 1
Çok Orta Az İkisi Az Orta Çok
arası
Esnek Katı (P)
Değersiz Değerli (D)
Hızlı Yavaş (H)
Soğuk Sıcak (H)
Mutlu Mutsuz (D)
Zayıf Güçlü (G)
İyi Kötü (D)
Gergin Rahat (H)
Sert Yumuşak (G)
Aktif Pasif (H)
Kötümser İyimser (G)
Haklı Haksız (D)

A = ----------- + ------------ + ------------ + ------------- =


3 4 8 10

P= ----------- + ------------ + ------------ + ------------- =


1 6 9 11

D= ------------ + ------------- + ------------ + ------------- =


2 5 7 12
Kaynak: Toseland ve Rivas, 1984: 178.

Şema 1: Grup Etkileşiminin Sıklığını Belirten Çizelge (Toseland ve Rivas, 1984: 179).
Emel (Uzman)
Hasan Devamlı veya örneklemeye dayanan kayıt tutmak
söz konusudur.
/// //////// Taner
Ali /////
///////
Her konuşma kaydedilebilir.
Belirli zaman aralarındaki konuşmalar kaydedilir
/////// ///
/ (Her 10’nun ilk 2’si gibi).
Nesrin Deniz
////// //////

Pelin Güngör

41
4.2.1.2. Çekiciliği Ölçme

Bireylerarası çekiciliği ölçmede sosyometri sık kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntem 1930’larda Moreno tarafından
geliştirilmiştir. Üyeler arasındaki sosyal tercihleri yani birbirlerini tercihlerini gösterir. Sosyometride belirli bir
faaliyete her üyenin o faaliyeti en iyi yapanı tercih etmesi (seçmesi) söz konusudur. Bir üyenin tercih edilmesi ele
alınan konuya göre değişebilir. Örneğin; ergen grubunda “birlikte oyun oynama” faaliyetinde belirli bir üye birçok
grup arkadaşı tarafından seçilebilir. Fakat aynı üye “birlikte bir proje üzerinde çalışma”da çok az arkadaşı
tarafından seçilebilir.

Sosyometride genellikle duygusal ve görev odaklı iki soru sorulur. Her bir soru için de üyelerin “en çok” tercih
ettikleri ile “en az” tercih ettikleri kişilerin isimlerini yazmaları istenir. Grup küçük ise tercihlerini “en çok” dan
başlayarak “en az”a doğru sıralamaları istenir. Her üye kendisi hariç, diğer grup üyeleri için bu işlemi yapar. Her
iki odakta da en çok seçim alan üye seçim yıldızı en az seçilen üye ise itim yıldızı olur.

Not: Çekiciliği yüksek olan gruplarda üyeler birbirlerini daha yüksek oranlarda tercih ederler.

Şema 2: Sosyogram (Toseland ve Rivas, 1984: 181).

S T

N
K

F M

P =Pelin Çekim
T= Tarık
N= Nesrin Karşılıklı Çekim
M= Melek
R= Reşit İtim
F= Fulya
K= Kadir Karşılıklı İtim
S= Selin
Kayıtsızlık

Karşılıklı Kayıtsızlık

42
4.2.1.3. Sosyal Kontrol ve Grup Kültürünü Ölçme

Bir bütün olarak grubu en iyi ölçen, Sharon’un “Grupların Sistematik Çoklu Gözlem” adı verilen ölçüm biçimidir.
Bu gün de grup fonksiyonunu değerlendirmede kullanılan en güçlü araçtır. Grup fonksiyonlarını gösteren
diyagramda, grup üyelerinin üç boyutta tanımı söz konusudur. Koordinatlarda ifade edilen iki değer yanında
isimleri gösteren harflerin etrafına çizilen dairelerin büyüklüğü örneğin dominant olma, çok konuşmayı ifade
edebilir. Öncelikle kişinin kendisini bir yere koyması, sonra diğer grup arkadaşlarını yerleştirmesi istenir. Daha
sonra koordinatları belirleyen davranışlar ve dominantlık açısından “bulunmaya arzu ettiği (1)”, “bulunmasını
gerekli gördüğü (2)”, “bulunmaktan kaçındığı (3), ve “bulunmayı reddettiği (4)” yerleri de işaretlemesi istenerek
kendi değerlerini ortaya koyması sağlanır.

Şema 3: Sharon’un SYMLOG Grup Diyagramı (Toseland ve Rivas, 1984: 182).

Kendini İfade Eden

JALE
(2)
BELMA
(1)

KENDİ
(3) TARIK
Düşmanca DENİZ Dostça

(4)

AYŞE

ED

Kendini İfade Edemeyen

Bu diyagramlar değerlendirmede üniteli amaçlarla kullanılır.

“Her bir yaptığı diyagramın karşılaştırılması söz konusudur. Grupta her bir üyenin konumu hakkında her üyenin
anlayışı aynı mı? Üyenin kendini koyduğu yer ile başkalarının onu koyduğu yer aynı mı? gibi sorular
cevaplandırılır. Ayrıca üyenin kendisini kimlere daha yakın hissettiği, beklenti ve arzularının ne olduğu, kimlerle
özdeşim kurduğu da bu diyagramlar aracılığıyla öğrenilebilir.

Herkesin yaptığı diyagramdan yararlanılarak grup için karma bir diyagram yapılabilir. Böylelikle grubun
fonksiyonunu görebiliriz. Örneğin; en dominant grup üyeleri kim? Hangi üyeler dominant üyeler alt grubuna

43
giriyor? Hangi üyeler, benzer, hangileri farklı görünüyor? Görev lideri kim, etkileşim (duygusal) lideri kim? Böylece
üyeler grup tarafından nasıl anlaşıldıklarını öğrenirler.

Diyagramlar aracılığıyla, üyelerin kendilerine has rolleri de anlaşılabilir. Örneğin; Belma diğerleriyle arkadaş
olamayan yalnız bir üye görünümünde. Hakikaten izole mi edilmiş yoksa şamar oğlanı mı? gibi.

Bu yöntemin iki sınırlaması vardır: 1) Karışık bir yöntemdir ve etkili bir şekilde kullanımı için öğrenmek uzun
zaman alır. 2) Tek başına hazırlamak 2-3 saat alır. Ama zamanı kısıtlı olmayan gruplarda bu sorun olarak
görülmez..

4.3. Grubun Çevresini Değerlendirme

Çevrenin grup üzerindeki etkisini değerlendirirken uzman şu noktalar üzerinde odaklaşır: Kurum veya grubun
kurulduğu ortamın etkisi, kurumlar arası çevre ve toplumsal çevre.

4.3.1. Kurum veya Grubun Kurulduğu Ortam

Grubun amacı, kurum tarafından nasıl etkileniyor? Hangi kaynaklar grup için ayrılmıştır? Kurumun hizmetleri grup
çalışmalarını nasıl etkiliyor? Tüm bu faktörler, grubun fonksiyonları üzerinde etkili olmaktadır. Kurumun idari
amaçları, uzmanın ve üyelerin grubun amacına yönelik fikirlerine ters düşebilir. Genel olarak kurum, uzman ve
grup üyeleri grup için genel bir hedef üzerinde birleşmektedirler.

Uzmanın gruba, kurumun amacını açıklaması gerekir. Grup planını da kuruma yazılı olarak vermesi ve tartışması
yararlı olur.

Kurum kaynakları da grubu etkiler. Uzman, grubun ne gibi kaynaklara ihtiyacı olacağını önceden kurumla
tartışmalıdır (Planlama aşamasında).Toplantı odası, ikram v.s. gibi.

Kurum içindeki uzmanın statüsü de grubu etkiler. Eğer uzman kurum içinde düşük bir statüye sahipse, grup için
kaynak temin etmekte, bu konudaki çabası için kurumu ikna etmekte, grubun amaçlarının kurumun amaçlarıyla
tutarlı olduğuna inandırmakta güçlük çeker. Bu durumda grup çalışmasının yararı konusunda tecrübeleri olan
güvenilir meslektaşlarından yardım isteyebilir.

Kurumun pratikte hizmet verme biçimi de grup çalışması çabalarını etkiler. Uzman kurumun kişi mi yoksa grup
hizmetlerine mi ağırlık verdiğini gözlemelidir. Kişi odaklı hizmet veren kurumlarda grup kurmak isteyen uzman, bu
çalışmanın akılcı nedenlerini kuruma gayet iyi açıklayabilmelidir.

Kurumdaki etkileyici unsurlardan biri de üyelerin gruba alınışı ile ilgilidir. Üyelerin gruba gönüllü olarak mı, zorunlu
olarak mı girdikleri önemlidir. Zorunlu gelen üyeler başlangıçta gruba düşmanca davranabilirler. Uzman, üyelerin
kuruma gelişleri (veya bulunuşları) hakkındaki düşüncelerini, grup çalışmasına katılmalarına yönelik olumlu,
olumsuz fikirlerini öğrenmelidir. Bu bilgiler uzmana, üyelerin reaksiyonlarına hazırlanma fırsatı verir.

44
4.3.2. Kurumlar arası Çevre

Diğer kurumlarda neler yapıldığı da önemlidir. Diğer kurumlarda da benzer gruplar var mı? Diğer kurumlarda,
grup üyelerine yararlı olabilecek bazı hizmetler var mı? Diğer kurumlardaki gruplarla bazı şeyler paylaşılabilir mi?

Eğer diğer kurumlarda, bu kurumda neler yapıldığı bulunmuyorsa, uzmanın kurumları dolaşıp, yeni kurulan grup
hakkında bilgi vermesi gerekir. Bu durum, belki de bu hizmetlerin zaten verildiğini, böyle bir gruba ihtiyaç
olmadığını açığa çıkarabilir. Yahut kurumlar arasında ihtiyaçların karşılanması bakımından koordinasyonun
bulunmadığı ortaya çıkabilir.

4.3.3. Sosyal Çevre

Toplumun kendisinden gelen ve grubu etkileyen sorunlar olabilir. Uzman bunları değerlendirerek, grup tarafından
ele alınan konuya toplumun yaklaşımını öğrenir.

Toplum tarafından kabul edilmeyen davranışlarda bulunanlardan grup oluşabilir: Alkolikler, çocuğunu dövenler,
uyuşturucu kullanan eşler gibi. Bu sorunların çözümünde toplumdan ve toplum içindeki bazı kişilerden
yararlanılabilir.

5. GELİŞME AŞAMASI

Başlangıç aşamasında grubun amacı belirlenmiş, çeşitli toplantılar sonucunda karşılıklı anlaşmalar yapılmış, her
üyenin kişisel amacı saptanmıştır. Buna ek olarak, iletişim ve etkileşim kalıpları oluşmuş, grup çekicilik kazanmış,
sosyal kontrol gerçekleşmiş ve grup kültürü doğmuştur. Üyelerin amaç doğrultusunda harekete geçmeleri ile
gelişme aşaması başlar. Bu dönemi “orta aşama” olarak adlandıranlar da vardır.

Gelişme aşaması, üyelerin birbirleriyle ve dıştaki gruplarla ilişkilere girmeyi denedikleri bir dönemdir. Bu aşamada
anlaşmalar tekrar görüşülebilir ve üyeler birbirlerine karşı pozisyonlarını belirlerler.

Gelişme aşaması, amaca ulaşma üzerinde odaklaşır. Her bir üye grup lideri, grup üyeleri ve tüm olarak grup ile
yaptıkları anlaşmalar üzerinde amaca ulaşmak için hep birlikte çalışırlar. Uzman başlangıç aşamasında nelerin
planlandığı konusunda uyanık olmalıdır. Gelişme aşamasında, grubun gelişim göstermesi, üyelerin ihtiyaçlarının
değişmesi ve grubun fonksiyon gösterdiği çevrenin taleplerinin farklılaşması gibi nedenlerle bazı değişiklikler
yapılabilir. Her ne kadar her grup farklı bir gelişim çizgisi gösterirse de, tedavi gruplarında genellikle dört faaliyet
önem taşır. Uzmanın bu dört faaliyeti şunlardır:

Grup toplantıları için hazırlanma


Grupta yapı oluşturma
Üyelere hedeflerine ulaşmada yardım etme
İzleme ve değerlendirme

45
5.1. Grup Toplantıları İçin Hazırlanma

Bu aşamada devamlı olarak uzman, grubun ve üyelerin ihtiyaçlarını değerlendirmek ve toplantılarda bu ihtiyaçları
gidermek için çaba sarf eder. Değerlendirme değişme, tekrar değerlendirme, amaca ulaşma sürecinde uzmanın
kullandığı yöntemdir. İyi bir uzman, toplantılardaki arayı, yeni toplantının hazırlığı ile geçirir.

Özellikle zaman limiti olan gruplarda uzman gelecek grup toplantılarını planlamada çok zaman harcar. Toplantı
hazırlığı yaparken uzman tartışmayı enteresan ve ilgi çekici hale getirmek için bazı materyaller de hazırlar. Bütün
bunları hazırlarken toplantı için ayrılmış zaman hesaba katmalıdır. Zamanı limitli olmayan gruplarda da toplantı
planı yapmaya gerek vardır.

Uzmanın, grup amaçlarına ulaşmak için program materyali kullanacağı zamanda ön hazırlık gereklidir. Program
materyali kullanmak, grup çalışmasında önemli yeri olan bir uygulamadır. Program materyali; faaliyetler, oyunlar,
grubu neşelendirici alıştırmalar veya belirli hedeflere ulaşmada üyelerin başından geçen olaylar olabilir. Bazen
uzmanlar, sanat, el becerileri veya parti hazırlama gibi program faaliyetlerinin terapi üzerinde odaklaşmadıkları
için grup çalışmasına uygun olmadığını düşünme yanlışlığına düşerler. Fakat dikkatlice seçildiği zaman program
faaliyetleri de terapötik olabilir. Faaliyetlerin terapötik yararı, uzmanın o faaliyeti nasıl kullandığına bağlıdır.

Program faaliyetleri üyelere kişisel beceriler, vücutta koordinasyon, işbirliği halinde çalışma becerisi gibi özellikler
kazandırır. Program faaliyetleri, özel bir tedavi tekniği olarak da kullanılır. Bu faaliyetler, üyelerin katılımını devam
ettirerek grup bütünlüğü, grup normları ve grup kültürünün ortaya çıkmasını sağlar. Grubu üyeler için çekici hale
getirir. Örneğin; çocuk gruplarında uzman, tartışmalar arasında program faaliyetleri koyabilir. Böylece uzman
üyelerin ilgisini uyanık tutar.

Uygun program faaliyetleri seçmek ve grup üyelerinin ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamak önemli bir görevdir.
Üyelerin özellikleri ile program faaliyetlerinin uyuşması gerekir.

Çocuklar, gençler, yetişkinler ve yaşlı kişilere uygun çeşitli programlar söz konusu olduğundan, uzmanların bu
faaliyetleri içeren kataloglar edinmeleri yararlı olur.

Yeni toplantıyı planlamak için, uzman önceki kayıtlardan yararlanır. Gelişime aşamasında geri bildirimlerin etkili
olarak kullanılması grubun ilerlemesini sağlar.

Gündem hazırlama, rol oynama faaliyeti hazırlama, program faaliyetleri seçme, son grup toplantısını gözden
geçirip değerlendirme ve gelecek toplantıların provasını yapma uzmanın yeni toplantılara hazırlık yapma
yollarından bazılarıdır. Yazılı bir program üyelere dağıtılsın veya dağıtılmasın, uzmanların mükemmel bir şekilde
hazırlanmış olmaları gerekir. Böylece uzmanlar, her toplantının amacını ve bu amaca ulaşma yollarını belirlemiş
olurlar.

5.2. Grupta Yapı Oluşturma

Tedavi gruplarının gelişim aşamasında grup çalışma uzmanının en temel faaliyeti, yapı oluşturma ve bu yapı
üzerinde odaklaşmadır. Yapı oluşturma, üyelerin beklenen yönde değişimine yardım etmek için kullanılan planlı,
sistemli ve zaman limitli müdahalelerin tümünü içine alır. İleri derecede yapılanmış müdahale sisteminde,

46
uzmanın rehberliği ve yönlendirmesi birinci plandadır. Az yapılandırılmış yaklaşımda ise amaçlar, hedefler ve
grupta kullanılan müdahalelerin sorumluluğunu almaları için üyeler desteklenir. Uzman grupta üyelerin değişimini
sağlayacak bir yapı oluşturmalıdır.
Bu aşamada uzman, çeşitli faaliyetler kullanabilir. En önemli konulardan biri, her toplantının zamanında başlayıp
biteceğine dair üyelerde fikir birliği oluşturmaktır. İlk toplantı dışında, geç gelenler için konuşulanlar tekrar
edilmeyecektir. Böyle bir davranış, gelecekte üyelerin geç kalmamasına neden olur.

Uzman toplantı sonunda yeni konuların gündeme gelmesini önlemeli, özetleme ve etkileşimin sonuçlanması gibi
bir yapı yaratmalıdır. Yeni konular toplantının bitimine yakın ele alınmamalıdır. Bazen üyelerden biri toplantının
sonunda önemli bir konu getirebilir. Bu konuyu veya programı konuşmak zaman alacaktır. Böyle durumlarda
uzman konuyu gelecek hafta ele almayı teklif eder. Eğer üye bekleyemeyeceğini söylerse, üye ile kişisel
görüşme yapmak üzere zaman belirler.

Grup yapısını belirlemede grubun zamanını bölmek başka bir deyişle gündem oluşturmak yararlıdır. Yazılı veya
sözlü olsun böyle bir gündemin bulunması toplantılarda nelerin ele alınacağı; rol oynama, alıştırma, tanıtım ve
tartışmalara ne kadar zaman ayrılacağı gibi konularda üyelerin bilgi sahibi olmasını sağlar. Bu gündemler grup ile
birlikte hazırlanırsa iyi olur.

Grup yapısı oluşturulurken, iletişim ve etkileşim kalıplarının da belirlenmesi gerekir. Etkileşimin yapısı, bütün
üyelerin katılmasına olanak vermelidir. Yine de bazı üyeler bir toplantıda çok, diğerinde az dikkat çekebilirler.
Örneğin; her üyenin amacına ulaşması için tedavi anlaşmasına girdiği bir tedavi grubunda herhangi bir toplantıda
tek bir üye üzerinde odaklaşılabilir. Böylece bir üyeye toplantıda daha çok zaman ayrılmış olur. Diğer bir durumda
ise, örneğin; eğitim amaçlı bir grupta uzman belirli bir konu üzerinde üyelerin tartışmasını istiyorsa herkese eşit
katılım hakkı vermelidir.

Tedavi anlaşmaları, grupta nasıl bir yapı oluşturulması gerektiği konusunda uzmana fikir verebilir. Örneğin
uzman, mongol çocuğu olan annelerden meydana gelmiş bir grupta, özürlü çocuklarına en etkili şekilde nasıl
davranacaklarını konuşan grup üyelerinin tartışmalarını kolaylaştırıcı bir yönlendirme yapabilir.

Başka bir durumda uzmanın daha yüksek düzeyde müdahalede bulunması gerekebilir. Örneğin; ergen çocukları
ile çatışmanın çözülmesi konusunda bilinçlenmeyi amaçlayan bir grupta uzmanın, her toplantı için çatışmayı
önlemeye yönelik öğretici materyali, ev ödevlerini, rol oynamaya yönelik gözlemleri / kayıtları, fikir üretmeyi ve
geribildirim vermeyi vs. içeren bir ana hat yapması gerekebilir.

Her iki örnekte de uzman, gruptaki yapılanmanın amaca ulaşmayı nasıl etkilediği konusunda bilgilidir. Uzman,
üyelerin karşılaştığı belirli sorunlara ve bir bütün olarak grubun ihtiyaçlarına bakarak bir müdahale yöntemi seçer.

Yapı oluşturma, bugün sosyal hizmette eskisinden daha çok üzerinde durulan bir konudur. Tecrübeler
göstermiştir ki, önceden planlanmış müdahaleler, amaca ulaşmada daha etkilidir. Bazı sosyal hizmet uzmanları
yüksek düzeyde planlanmış belirli sorunları olan üyeler için daha etkili müdahaleleri olduğunu söylemektedir.

Grubu planlamanın diğer bir yöntemi de zaman limiti koymadır. Yüksek düzeyde planlama varsa zamanlama da
vardır. Kısa süreli gruplarda daha çok sıkı bir planlamaya ihtiyaç vardır.

47
Anti-sosyal gençler, tedavi merkezindeki müracaatçılar ve sokak çeteleri gruplar uzun dönemli gruplardır. Çünkü
bunlar, belirli bir hedefe yönelmişlerdir. Amaçlara ulaşmak da uzun zaman alır. Örneğin bu gruplar için kısa
dönemli amaç bazı sosyal beceriler kazanmak; uzun dönemli amaç ise her üyenin toplamda bağımsız olarak
yaşamasını sağlamak olabilir.

Bütün bunlar gösteriyor ki, uzman grupta nasıl bir yapı oluşturacağına karar vermeden önce sorunu dikkatlice
belirlemelidir. Kısa dönemli gruplarda (kilo kaybetme gibi) yüksek düzeyde planlama yararlıdır. Diğer sorunlarda,
grup üyeleri kendi grup yapılarını oluşturabilirler ve bu süreçten de yarar sağlarlar. Bu yaklaşım, uzman için daha
çok zaman ve esneklik gerektirir.

5.3. Üyelere Hedeflerine Ulaşmada Yardım Etme

Tedavi hedefleri için anlaşma, bir gelişme sürecidir. Bu anlaşma grubun planlama aşamasında üye olacaklarla
yapılan ön görüşmelerde tartışılır. Gelişme döneminde de bu anlaşmalar geliştirilir.

Birinciler gerçekleştikten veya ortadan kaldırıldıktan sonra ikinci anlaşmalar yapılır.

Gelişme aşamasında grubun zamanının önemli bir kısmı üyelerin amaçlarına ulaşmalarına yardım etmeye ayrılır.
Üyelere şu konularda yardım edilir:
Amaçlarının bilincine varma
Özel tedavi planı geliştirme,
Tedavi planı üzerinde çalışma ve
Tedavi uygulama.

5.3.1. Amaçların bilincine varma

Üyelerin, üzerinde çalışacakları grup amaçlarını ilk toplantılardan başlayarak belirlemesi gerekir. Belirlenen bu
amaçlar, grup süreci boyunca üyeler tarafından unutulabilir. Bu nedenle uzmanın çeşitli zamanlarda grup amacını
üyelere hatırlatması gerekebilir. Böylece üyeler, uzmanın hala kendi gelişmeleri ile ilgili olduğunu anlamış olurlar.
Bu süreç uzmanın ve üyelerin aynı konu üzerinde halen odaklaştıklarını göstermesi bakımından da önemlidir.
Amaçları hatırlatmak, karışıklığı da önler ve üyeleri yapılan anlaşmada sistemli ve organize bir çalışmaya iter.

Devamlı olarak amaçları saptamak, uzmana grup gelişmesinde yol gösterici olur. Aynı zamanda üyelere tedavi
anlaşmalarını nasıl daha ileri götürecekleri konusunda ki duygu ve düşüncelerini paylaşma fırsatı verir.

Her toplantı sırasında uzman, toplantıda tartışılanların yararlı olup olmadığını sorar. Böylece üyelere yapılanlara
yönelik tepkilerini ifade etme ve gelecek toplantıların daha iyi olması için fikir söyleme fırsatı verilmiş olur.

Üyelerin amaçlar konusunda bilinçli olmalarını sağlamak için her toplantıda sırası ile ayrı ayrı üyelere odaklaşmak
da bir yoldur. Örneğin, alkoliklerden oluşmuş bir grupta uzman kızgınlığını ifade etme konusunda yöntem
geliştirme durumunda olan bir üye ile ikinci anlaşmayı yapmak amacıyla 40 dakika harcayabilir. 2 saatlik grup
toplantısında uzman böyle üç üye ile çalışabilir. Bu durumda herkesin kendini grubun içinde hissedebilmesi için
üyelerin konularını genelleştirmek gerekir. Örneğin üyelere, anlatan üyeninkine benzer konuları veya sorunları
olup olmadığı sorularak grubun dikkati çekilir. Uzman ayrıca diğer üyelerin, sorununu anlatan üyeye yardımcı

48
olmalarını da ister. Bu tip müdahaleler, üyeler arasında karşılıklı yardımlaşma normunun gelişmesine de yardımcı
olur.

Tanımlanmamış bir süreç söz konusu ise bazı üyelerin gelişimi izlenebilir, bazılarının ki izlenemez. İyi bir izleme
yapılmazsa girişken olanlar öne çıkar fakat diğerleri kendilerini ifade edemezler.

Eğer üyeler iki toplantı arasında verilen görevi yerine getirmişlerse ve toplantıda bunu anlatmaya fırsat
bulamazlarsa mutsuz olurlar ve grup anlamsız gelir. Aynı zamanda, uzmanın yeterince organize olmadığını
düşünürler ve grup bir toplantıdan diğerine, gelişmeye yönelik bir fonksiyon gösteremez.
İzleme konusunda sistematik bir yapı bir kere kurulursa, uzman üyelere grupta kendi gelişmelerini anlatmalarını
çok seyrek hatırlatır. Haftalık gelişme raporları, üyelerin motivasyonlarını arttırır. Aynı zamanda kendi
gelişmelerini rapor etmek üyelere bağımsızlık duygusu ve kendi kendine başarıya ulaşma duygusu verir.

5.3.2. Özel tedavi planı geliştirme

Eğer tüm üyeler grupta anlaşmaya yönelik olarak çalışıyorlarsa, uzman bir bütün olarak grup için plan geliştirir.
Örneğin kilo kaybetme grubunda, tıbbi sosyal hizmet uzmanı üyelere günlük alacakları kaloriyi izlemede yöntem
geliştirmelerine yardım eder, iyi beslenme konusunda materyal sunar ve yeme alışkanlıklarını düzenlemede
yöntemler tanıtır. Daha sonra da üyelere kendi özel durumlarına ilişkin özel ihtiyaçlarını tartışmalarında yardımcı
olur ve onlara grupça getirilen özel koşullara uymalarında yardım eder.

Bireysel anlaşmaların farklı olduğu durumlarda uzman, üyeler arasındaki ortak konular, ilgiler ve durumların gruba
getirilmesini sağlayarak sağlıklı bir grup beraberliği yaratmaya çaba sarf eder. Üyeler birbirlerine yardımcı oldukça
grup bütünlüğü artar ve üyeler katılımda bulundukları için doyum sağlarlar.

Uzman özel tedavi planı geliştirmede, üyelere çeşitli şekillerde yardım eder. Plan üzerinde karara varmadan önce
üyelere kendi durumlarına ilişkin gerçekleri keşfetmelerinde ve bu gerçekleri bir araya getirmelerinde yardımcı
olur. Durumun özellikleri, denenebilecek alternatifler ve ortaya çıkmamış olasılıklar gibi konularda yapılan
tartışmalar, üyelerin sorunlarına yönelik müdahale planı geliştirmelerini kolaylaştırır.

Üye, toplantılar arasında uzmanın yardımıyla veya yalnız olarak kendisi hakkında bilgi toplamalıdır. İyi bir tedavi
planı geliştirilmek isteniyorsa üyelerin kendi davranışlarını izlemeleri ve kendi durumlarına yönelik bilgi
toplamaları gerekir. Yeterli bilgi almadan iyi bir hareket planı geliştirilemez. Eğer üye, bu bilgileri toplamada
arzusuz veya yetersiz ise uzman bu konuda sorumluluk alabilir.

Müdahale planı önemli durumların ortaya çıkmasına yol açar. Örneğin, üyenin kendisine yönelik olumsuz
duyguları olabilir. Bu da grup içinde kendisini küçük göstermesine neden olur. Bu durumda müdahale planı kişinin
kendine yönelik olumsuz duygularının, becerileri başarıları ve olumlu yanları ile yer değiştirmesini amaçlar.
Olumsuz yönlerini öne çıkaran üyeden olumlu yanlarının listesini yapması istenebilir. Bir başka toplantıda uzman,
grup üyelerinin bu üye hakkındaki gözlem ve duygularını ifade edecekleri bir ortam yaratabilir. Aldığı geri
bildirimler, üyenin aşağılık duygularını yenmesinde etkili olabilir.

Üyeler kendi hareket planlarını kendileri yaptıkları zaman, planı gerçekleştirmek için çalışmaya daha arzulu
olmaktadırlar.

49
Tedavi hedefleri karmaşık olabilir. Tedavi planı gruptaki çeşitli üyeler tarafından ifade edilen bir dizi faaliyeti
kapsayabilir. Bu durumlarda plan mümkün olduğunca belirgin (açık) bir şekilde tanımlanan adımlar şeklinde ifade
edilir. Örneğin daha girişken olmak için 1) grup tartışmaları ve kitaplar okuyarak, saldırganlık ve girişkenlik
arasındaki farkı belirlemek, 2) hangi koşullarda girişken olmak gerektiğine karar vermek, 3) grupta rol oynama
veya tartışma faaliyetleri sırasında girişken olmayı denemek, 4) grup dışında arkadaşlar arasında veya ailede
girişken olmayı denemek ve 5) gerçek hayatta girişken olmayı denemek.

İdeal olarak her adımı, şu açılardan planlamalıdır: 1) Kim, 2) Ne yapacak, 3) Ne zaman, 4) Nerede, 5) Hangi
sıklıkta, 6) Hangi koşullarda. Tedavi planı uzmanı, üyeyi, kurum personelini ve üyenin ailesini içine alır. Tedavi
planının parçası olan bu kişiler rollerini, sorumluluklarını ve kendilerinden beklenen katkıyı kesin olarak
bilmelidirler.

Kişilere özel tedavi planı geliştirmelerinde yardımcı olan uzman şunlara dikkat etmelidir:

- Uzman, üyenin bu görevin her aşamasını yerine getirebileceğinden emin olmalıdır. Özellikle üyelerin ilk
görevi yerine getirebilmeleri çok önemlidir. Böylece ikinci görevi daha büyük bir istekle alırlar. Amaçlarının
ulaşılabilir olduğuna inanırlar. Ayrıca kendine güven yeterlilik ve kontrol duygusu ve sorunu yenme gücü
kazanırlar.
- Basit görevlerden karmaşıklara gitmek gerekir. Böylelikle zor olanları daha kolay hallederler.
- Üye görevini yeterince yerine getirememişse uzman bunun bir öğrenme tecrübesi olduğunu hatırlatmalıdır.
- Toplantının sonunda her üyeye gelecek toplantıya kadar görevinin ne olduğunu tekrarlatmakta yarar vardır.
Bu karışıklığı ve yanlış anlamayı önler. Böylelikle eksik bırakılan bir görev varsa ortaya çıkar. Herkes
toplantıyı terk ederken, gelecek toplantıya kadar ne yapması gerektiğini bilir. Bunun için bir kayıt formu hem
uzman, hem de üyeler için yararlı olabilir.

5.3.3. Tedavi planı üzerinde çalışma konusunda üyelere yardım etme

Üyelerin amaçlarına ulaşmada üçüncü yol, ilgi ve sorunlar üzerinde çalışma konusunda arzu yaratmaktır. Üyeler,
yaptıkları plan üzerinde çalışırken yardıma muhtaçtır; çünkü hayatlarında değişiklik yapmak onlara güç gelir.
Örneğin, terapi grubunda alkol almayacağı konusunda anlaşma yapan bir üye iki günlük perhizden sonra tekrar
içkiye başlayabilir. Yahut ailesine bağımlı olmamaya karar veren bir üye neden bunu yapamadığıyla ilgili birçok
sebep ortaya koyar. Her iki örnekte de üyeler bazı engeller ortaya koymaktadır. Önce üyenin, bazı engeller ileri
sürdüğünün farkına varması gerekir. Bu uzman ve grup üyelerinin yardımı ile gerçekleştirilir. Üyenin de katılımıyla
amaca yönelik çalışma bazı adımlar şeklinde ele alınabilir:

1.Adım –Tedavi üzerinde çalışmamı neler engelliyor? Burada bütün grup üyeleri kişinin tedavi hedefine
ulaşmasını engelleyen konuyu tartışırlar. Bu hem o üye için hem de diğer üyelerin kendi planlı değişme
gayretlerindeki engelleri ve zıt duyguları yenmelerinde deney yapmalarını sağladığı için yararlıdır.

Engelleri yenmede üyelere yardım ederken uzmanın “niçin” sorusu yerine “nasıl” veya “ne” sorusu üyeyi sorunun
üzerinde odaklaştırır. Örneğin, uzmanın “Sen kızmadan önce ne oldu”, “……..olduğu zaman sen nasıl hissettin?”
gibi soruları gerçek davranışlar veya olaylar anlatılarak cevaplandırılır. “Niçin” sorusu ise daha çok yargı ifade
eder.

50
Anlaşmaları engeller çıkararak gerçekleştirmeme, karşılıklı anlaşmanın iyi yapılmamış olmasından
kaynaklanabilir. Kontrat çeşitli nedenlerle uygun olmayabilir:
- Belirlenen amaçlar çok belirsiz veya evrensel olabilir.
- Belirli bir aşamadan sonra amacı gerçekleştirmek güç veya olanaksız olabilir.
- Uzman ve üye hemen gerçekleşecek kısa süreli amaçlar yerine ulaşılması çok zaman alacak uzun süreli
amaçlar koymuş olabilirler.
- Belirlenen amaçlar üzerinde uzman ve üye arasında yanlış anlaşma vardır.
- Üyenin durumu iyi bir şekilde değerlendirilmeden, uygun olmayan amaçlar belirlenmiş olabilir.
- Sorunların ve durumların zaman içinde değişmesi, tedavi hedeflerinin değişmesini de gerektirir. Bu
değişim sağlanmamış olabilir.

Tüm bu sebepler nedeniyle amaçlarına ulaşmaları için üyelere yardım etme sürecinde, uzmanın anlaşmaları
tekrar açıklaması ve tanımlaması gerekir.

2.Adım –Engelleri yenmek için üyelerin motivasyonunu arttırmaktır. Birçok grup üyesi harekete geçmede
arzuludur, fakat bunu reddederler. Çünkü kendi yetenekleriyle durumu değiştireceklerine inanmazlar. Motivasyon
az ise uzman anlaşmayı tekrar görüşerek yeni bir anlaşma ile üyenin belirli konular üzerinde motivasyonunu
yükseltebilir. Burada üyenin motivasyonunu etkileyen faktörler ve amaca yönelik çalışmalar yapılmazsa ortaya
çıkacak sorunlar da hesaba katılır.

3.Adım- Engelleri yenmek ve tedavi hedeflerini yenilemek için hangi konuda harekete geçmek gerektiğine dair
karar vermedir. Üye, mümkün olduğu kadar fazla kaynak tarafından desteklenmelidir. Örnek: Uzman iki gün
sonra tekrar içki içmeye başlayan üyeden grubun içinde dolanarak gelecek toplantıya kadar içmeyeceğine dair
herkese tek tek söz vermesini isteyebilir. Üyeler onu destekleyici sözler söyleyebilirler yahut bazı tavsiyelerde
bulunabilirler (evdeki bütün içkileri kaldırması gibi). Uzman, üyelerden o hafta bu arkadaşlarına telefon ederek
sözünde durmasını sağlamalarını isteyebilir. Üyeler, aile veya arkadaşlarla da bu konuda ilişki kurabilirler. Akşam
saatlerinde bir gruba katılabilir. Böylelikle üye grup dışındaki çeşitli kaynaklar tarafından da desteklenir.

Sonuç olarak, tüm üyeler, amaçlarına ulaşmak için diğer üyelerden yardım alırlar. Uzmanın görevi kaynakları
harekete geçirmede grubun en üst düzeyde yararlanması için üyelere yardımcı olmaktır. Uzman, üyeleri
engelleyen psikolojik, sosyal ve çevresel faktörleri ve zıt duyguları (ambivalans) çok iyi bilmelidir.

5.3.4. Tedaviyi Uygulamada Üyelere Yardım Etme

Kendi tedavi planı üzerinde çalışırken üyeye yardım etme konusunda uzman beş fonksiyonundan yararlanır.
Bunlar:
- Güç verici / kolaylaştırıcı,
- Aracı,
- Uzlaştırıcı (arabulucu),
- Savunucu ve
- Eğitici fonksiyonlardır.

51
- Güç Verici Fonksiyon: Diğer roller içinde en temelidir. Üyeler kendi tedavi planlarına yönelik ilgilerini ve
duygularını ifade edebilmelidirler. Uzman, grupta cereyan eden ve üyelerin karşılık reaksiyonlarını inceler,
paylaşılacak veya yardımcı olunacak durumları öne çıkarır. Engeller konuşulmuş ve belirlenmiş davranış
kalıplarının değiştirmesinin güçlüğü kabul edilmiştir. Bu şekilde uzman, zor durumda olan üyelere empati yapar.
Aynı zamanda uzman üyelere kendi becerilerini tanımada ve amaca ulaşmada gücünü azaltan engelleri ortadan
kaldırmada yardımcı olur.

Uzman, zor sorunları ortak bir çaba ile ortadan kaldırmak için destekleyici bir grup kültürü geliştirir. Zor soruları
halletmek için üyelerin güçlerini ve kaynaklarını harekete geçirmede üyelere yardım eder.

-Aracı Fonksiyon: Üyelere tedavi planlarını uygulamada yardımcı olacak kaynaklar hakkında bilgi verir. Üyelerin
kendi sorunlarına ilişkin toplumda bulunan hizmetlerden haberdar olmasını sağlar. Örneğin Grup üyelerinden biri,
yaşlı annesinin bakımı dolayısıyla büyük bir baskı altındadır. Bu baskıyı azaltma planının bir parçası olarak
uzman üyeye huzurevi ile ilişki kurmasını söyler. Üye bu kurumla ilişki kurmadan önce, uzman kurumun koşulları,
24 saat faaliyette bulunup bulunmadığı, ne gibi yardımlar verdiği gibi konularda bilgiler verir. Bu bilgilerden sonra
üyeyi randevu aldığı belirli bir kişiye yollar. Hayal kırıklığına uğramaması için üyeyi muhtemel engeller konusunda
hazırlar. Örneğin annesini bu kuruma yatırmak için bir müddet beklemesi gerektiği.

Uzmanın çalıştığı kurumda toplum kaynaklarını, çalışma saatlerini, amaçlarını ve ilişki kurulacak kişileri güncel
olarak gösteren listelerin bulunması çok yardımcı olur.

-Uzlaştırıcı fonksiyon: Uzlaştırıcı (arabulucu) olarak uzman, grup içinde üyeler arasında yahut üye ile dışarıdan bir
kişi veya kurum arasında var olan bazı çatışmaları ve zıt noktaları çözmeye yardım eder. Örneğin, adölesan
grupta boş zaman faaliyetlerine girme konusunda çatışan iki üyeye veya bir başka grupta üyenin gelişim uzmanı
ile arasındaki çatışmayı çözmesine yardımcı olabilir.

Uzmanın bu rolü, etkili bir şekilde oynaması için çatışan iki üyenin her birinin ilgi ve ihtiyaçlarının temelini
tanımalarına yardımcı olması gerekir. Uzman temel değerleri ve ilgileri üyelere tanıtır ve üyelerin kazanma veya
kaybetme kavramlarından kaçınmasını sağlamaya çalışır. Çatışmanın esas nedenini ve ilişkinin bozuk bir şekilde
gitmesinin kazanmak veya kaybetmekten daha önemli olduğunu anlamalarında üyelere yardım eder.

-Savunucu Fonksiyon: Bazen uzmanın aracı rolü ile üyeyi çeşitli kurumlara yollaması başarıya ulaşamaz.
Önerilen kaynak üyenin ihtiyaçlarını karşılamada beklenen düzeyde etkili değildir veya üyenin ihtiyaçlarını
karşılayabilecek hizmet veya kaynak yoktur. Bu durumlarda uzman, grup üyeleri yerine hizmet ve kaynak
bulmaya çalışır. Bu konuda onlara yardım eder. Böylece uzman, üyelerin ilgi ve ihtiyaçlarını temsil eden bir kişi
rolünü üstlenir.

Uzman bir veya birkaç grup üyesi ile birlikte ihtiyaç duyulan hizmetleri karşılamak üzere görüşmeye gidebilir.
Örneğin toplum merkezi ile görüşerek, gençler için bazı faaliyetler planlanmasını isteyebilir, kendisi de orada
çalışan uzmana yardımcı olabilir yahut herhangi bir yeni faaliyete öncülük edebilir.

Grup üyelerinin ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak amacıyla kuruma bazı tavsiyelerde bulunur. Bazı kuralları
değiştirmek için düzenlemeler yapar. Bazı üyeleri destekleyerek, kurumda örneğin yemek dağıtımında bazı
değişikliklerin yapılmasını, dolayısıyla herkesin sıcak yemek yemesini sağlayabilir.

52
Kurumda hizmetler ve kaynaklar ihtiyacı karşılayacak düzeyde yeterli değilse uzman, kurumu karşılanmayan
ihtiyaçlar konusunda uyarmak ve yeni hizmetlerin geliştirilmesini sağlamak için çaba sarf edebilir.

Bu rol, yeni hizmet ve kaynak oluşturmayı da içine alır. Uzman gruba yardımcı olan diğer kişileri, grubun
sorununun önemi ve kapsamı hakkında uyarır. Grubu onlara karşı savunur. Grubun ihtiyacının kurumun amaç ve
hedeflerine nasıl bağlı olduğunu, kendi bilgi ve becerisini de kullanarak kuruma açıklar ve grup üyeleri için yeni
hizmetlerin geliştirilmesinde etkili bir rol alır.

-Eğitici Fonksiyon: Tedavi gruplarında, uzmanın en önemli fonksiyonlarından biridir. Eğitici olarak uzman, üyelerin
yeni geliştirecekleri davranışlara karar vermelerine yardım eder. Rol oyunları, çeşitli uygulamalar ve faaliyetler
aracılığıyla, sorunlara çözüm getirebilecek değişik yeni davranış biçimleri önerir. Güç verici rolden farklı olarak
üyelerin kendi kaynaklarını kullanmalarını sağlar. Eğitici olarak mesleki bilgi ve becerisini kullanarak üyelerin
davranış kalıplarını değiştirmelerini ve yeni bilgi ve beceriler kazanmalarını sağlar.

Eğitimde didaktik modelin yanında göze ve harekete hitap eden teknikler de kullanılır. Video, teyp veya ses
kayıtları üyelerin davranışlarına yönelik yararlı geri bildirimler sağlar.

Motor davranışlar, yeni beceriler kazandırmada en yararlı eğitim tekniğidir. Yeni bir davranış kazanmak için
tartışma veya bilgi vermek yeterli olmaz. Bu nedenle üyelerin yeni davranışları gerçek hayatta denemeden önce,
grup içinde prova etmelerinde yarar vardır. Özellikle üyelere karışık bazı beceriler kazandırılacağı zaman bu
sistem çok gereklidir. Bazen model gösterme, prova, geri bildirim, eğitme ve tekrar prova yapma gibi adımlar,
üyelerin beceri kazanmalarına yardımcı olur.

5.4. İzleme ve Değerlendirme

İzleme ve değerlendirme, üyeler ve uzman için geri bildirimi içerir. Bu geribildirim, bir bütün olarak grubun
fonksiyonlarını ve tedavi planını değiştirme ve geliştirmede yararlıdır. İzleme ve değerlendirme, grup sürecinde
gerçekleşmesi gereken çok önemli aşamalardır.

Gelişme aşamasında üyelerden geribildirim alma konusunda en çok kullanılan yöntemlerden biri, her toplantı
sonunda üyelere bir değerlendirme formu vermektir. Her ne kadar toplantı değerlendirme sorularını biçim olarak
(açık ve kapalı uçlu sorular) belirli bir standart içinde kalırsa da, soruların içeriği gruptan gruba değişir. Soruların
içeriğini hazırlayabilmek için o grup çalışması ile ilgili bilgilere sahip olmak gerekir.

Bazı gruplarda bu formlar her toplantıdan sonra uygulanır. İyi bir şekilde hazırlanmış formların doldurulması,
üyelerin çok az zamanını alır. Üyeler genellikle grupta nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadıklarını uzmana
duyurma fırsatı elde ettiklerinden memnun olurlar.

Diğer gruplarda da uzmanlar iki veya üç haftada bir bu formları uygulayabilirler. İzleme ve değerlendirme
konusunda bu aralıklar grubun gelişmesi için geri bildirimlere duyulan ihtiyaca bağlıdır. Sözlü değerlendirmeler sık
sık yazılı değerlendirmeler yerine kullanılır. Fakat yazılı değerlendirmeler daha nitelikli geri bildirimler verir. Çünkü
üyelerin isimleri değerlendirme formları üzerinde bulunmadığından, sözlü değerlendirmede bulunmayan bir gizlilik
söz konusudur. Bu da ölçümün daha gerçekçi olmasını sağlar.

53
İzleme ve değerlendirmede diğer kullanılan yöntemler ise üyelerin kendilerini izlemeleri ve üyelerin ilgi ve
ihtiyaçlarını bilen diğer kişilerin (diğer uzmanlar ve aile üyeleri gibi) uzmana gelişme kayıtları vermeleridir.
Gelişme aşamasında geri-bildirim almak, grubun ilerlemesi hakkında uzmana fikir verir. Aynı zamanda üyelere
fikirlerinin değerli olduğunu, fikirleri ve ilgilerinin analiz edilerek grubun amacına ulaşmasında kullanıldığını
gösterir. Bu nedenlerle grup gelişimini izleme ve değerlendirme, orta aşamada uzmanın en önemli faaliyetleri
arasındadır.

6. GRUP ÇALIŞMASINI SONLANDIRMA

Grubu sonlandırma, tek toplantı ile sınırlı bir faaliyet olmayıp bir süreçtir. Üyeler bireysel amaçlarına ulaşmaya
başlayıp gruba olan ilgileri azalınca, sonlandırma aşaması başlar. Bu süreç içinde uzman, grup üyeleri ile birlikte
grubun tüm çalışmasını ve üyelerin sağladıkları faydaları değerlendirir. Grup çalışmasından sonra ne
yapacaklarına dair üyelerin plan yapmalarında yardımcı olur.

Sonlandırma, gruptan gruba farklılık gösterir. Sorun çözücü gruplarda sonlandırmada güçlü duygusal reaksiyonlar
görülür. Eğitim amaçlı gruplarda ise, sonuçlarına güçlü duygusal ifadeler olmaz.

Bu durum, grubun açık ve kapalı olmasına da bağlıdır. Kapalı gruplarda sonucu tüm üyeler birlikte yaşar. Açık
gruplarda ise, bazıları sonlandırma aşamasını yaşarken, diğerleri başlangıçtadır.

Sonlandırma, üyeler açısından grubun çekiciliğine göre değişebilir. Grup çekici ise sonlandırma olumlu bir olay
gibi karşılanmaz.

Grubun tedavi veya görev grubu olması da sonlandırmayı etkiler. Tedavi gruplarında üyeler gizliliklerini paylaşmış
olduklarından, kendileri için çok önemli olan ve güven duydukları bir ortamdan ayrılmak onlara zor gelir.

6.1. Sonlandırma Sürecinde Yapılması Gerekenler

Grubu sonlandırma sürecinde şu ödevlerin yerine getirilmesi gerekir.


- Değişme gayretlerini korumak ve genelleştirmek,
- Grubun çekiciliğini azaltmak,
- Sonuçlanma hakkında duygular,
- Geleceği planlama ve
- Havale etme.

6.1.1. Üyelerin Değişme Gayretlerini Korumak ve Genelleştirmek

Olumlu değişimlerin zaman içinde kalıcı olması zordur. Örneğin; çocuk suçlular veya psikolojik sorunları
olanlardan oluşan gruplarda kalıcı etkiler yaratmak çok güçtür.

54
Belirli bir davranışta meydana gelen değişmeler her alanda olmaz. Uzman çoğu zaman bu konuda yanlışlığa
düşer. Örneğin; bir üye belirli bir konuda girişken olmayı öğrendiği halde, başka bir konuda ters bir şekilde
davranabilir.

Eğitici-geliştirici programa yönelik gruplarda kalıcılığın daha çok olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle üyelerin özel
bazı konularda kazandıkları becerileri genelleştirmeye yardım etmek uzmanın görevidir. Uzmanlar bu sonucu
yaratmak için şunları yapabilir.

a) Gerekli durumlar üzerinde çalışmaları için üyelere yardım etme: Bazen üyeler, gerçek ilgi veya sorunlarına
yönelmezler. Zor durumlardan kaçar, kolaylarına yaklaşırlar. Uzman üyeleri gerçek sorunlarla yüz yüze
getirmeye çalışmalıdır.
b) Kendi yeteneklerine güven geliştirmelerinde üyelere yardım etme: Her ne kadar tedavi gruplarında sorunlar,
yani olumsuz konular üzerinde tartışmamak olanaksız ise de, uzmanlar üyelerin kendi yeteneklerinin daha
çok farkına varmalarına yardım etmelidirler. Üyeler grubu terk etmeden önce problem çözmeye yönelik
yetenekleri ve kaynaklarını kullanmaya cesaretlenmelidir.
c) Yeni davranışlar öğrenmelerinde üyelere yardım ederken, değişik durumları ve konuları kullanmak: Üyelerin
değişik durumlar ve kişilerle ilişkide olması gerekir. Değişik üyelerin karşılıklı konuşmaları, deneyler ve grup
faaliyetleri bunu sağlayabilir.
d) Doğal olarak oluşan sonuçlar yaratmak.: Değişim yaratmak için uzman, bu olumlu değişimin sonuçlarını
mümkün olduğu kadar çabuk üyelere göstermelidir. Örneğin; kilo kaybetme grubunda üyelere grup
dışındakilerin iltifat etmesi veya kendilerini nasıl rahat hissettiklerinin dile getirilmesi gibi.
e) Takip seansları yapmak: Grup bittikten sonra genellikle zamanı limitli gruplarda Örneğin ayda bir toplanarak
gelişmeleri ve devam eden sorunları konuşmak yararlı olabilir.
f) Çevrede arzu edilmeyen durumları önlemek: Tedavi gruplarında grup üyesi, çevresinin grupta kazandıklarını
bozmaması için hazırlanmalıdır. Gerekli durumlarda kişinin uzmanla nasıl ilişki kurabileceği de belirlenmelidir.
g) Sorunlarını bağımsızca çözmede üyelere yardım etmek: Üye grup içinde ne kadar çok konuda tecrübe
kazanırsa kazansın, grup dışında grupta denenmemiş birçok sorunla karşılanması muhtemeldir. Bu konuda
uzmanın üyeye yardımcı olması gerekir.

6.1.2. Grubun Çekiciliğini Azaltmak

Grubun sonunda, üyelerin gruba bağımlılığını azaltmak gerekir. Bu süreçte üyelerin neler kazandıklarını ve artık
neden gruba ihtiyaçları olmadığını tartışmaları yararlı olur. Sonlandırma aşamasında şu konular üzerinde
durulmalıdır:

a) Üyelerin gruptan kazandıklarını ifade etmelerine fırsat verme,


b) Grup ve üyeler hakkındaki duygularını ifade etmelerini sağlama,
c) Geleceğe yönelik faaliyetler üzerine konuşma ve
d) Grup katılımını ve bireysel katılımı destekleme

Örneğin; veda için bir akşam yemeği planlamak hem grubun hem de bireylerin katılımını gerektirir. Garvin,
grupların tören ile (parti, yemek gibi) bitmesini önerir. Katılanlara belge verme, üyelerin birbirleriyle ilgili bazı özel
şeyleri yazmaları gibi program faaliyetleri kullanılabilir.

55
6.1.3. Sonlandırma Hakkında Duygular

Bu, grupta geliştirilen ilişkilere bağlıdır. Bu duygular kıskançlık, kızgınlık, üzüntü olabileceği gibi, gelişme
tecrübelerini yansıtan olumlu duygular da olabilir. Genellikle sonlandırmada bu tür duyguların hepsi birden
yaşanır.

Üyelerin özel amaçlarını gerçekleştirmeleri.; onların hayatlarını çevrenin değil de kendilerinin tayin edeceğine
yönelik duyguları, destekleyerek, fikir vererek, bilgi vererek ve geri bildirimlerle başkalarına yardım edebilmenin
doyumu uzmanın başarısını gösteren pozitif duygulardır.

Üyeler sonlandırmada olumsuz negatif duygular da gösterebilirler. Grubun bir an önce bitmesini arzulayan bir
tavır takınabilirler. Yahut grubun başlangıç dönemindeki gibi çekinik bir tavır takınırlar.

Bu ikisi arasında kaybetme ve üzüntü duyma duyguları vardır. Üyeler sıcak destekleyici davranışlarla grubun
devam etmesini isterler.

Uzman kendi duygularından emin olmazsa geri çekilir yahut grubun etkisi altında kalır. Uzman kendi duygularını
üyelerle paylaşmalıdır.

6.1.4. Geleceği Planlama

Zamanı limitli gruplarda bazı üyeler ek bazı hizmetler bekleyebilir. Uzman üyelere devam eden ihtiyaçları,
ulaşmak istedikleri hedefler, yeni hizmet döneminin süresi ve özellikleri ve yeni anlaşmalar yapma gibi konularda
yardımcı olabilir.

Üyeler tekrar bir araya gelmek isteyebilir. Bu durumda uzman, belirli bir zaman dilimi içinde onlara uzmansız
olarak görev verebilir. Uzman üyeleri kendi kendilerine grup yapmak için desteklediğinde, üyeler kendine yardım
grubu oluşturuyorlar demektir. Kurulma aşamasında bu grupların da uzmana ihtiyacı olabilir. Bu sürede uzman
gruba, materyal sağlayarak, yeni üyeler yollayarak ve danışman görevi yaparak yardımcı olur.

Bazı durumlarda, üyelerin tedavilerinin devamını sağlamak için çevreyi planlamak gereklidir. DR. Çocuk grubunu
sonlandırma hazırlıklarında uzmanı bazı ilave hizmetlerin planlanması için ailelerle görüşerek çocuklardaki
gelişmeyi tartışır. Gelecek için ilave hizmetler planlandığında devamsız üyeleri de unutmamak gerekir.

6.1.5. Havale Etme

Üyeleri diğer hizmetlere ve kaynaklara havale etme de söz konusudur. Bazen üyeler kurumdaki başka bir
uzmana havale edilebilir. Diğer durumlarda başka bir kurumdaki uzmana havale söz konusudur.
Bu işlem, üye ile konuşularak yapılmalı ve üye motive edilmelidir. Burada üyeye informal bir yardım gerekir.
Gerekirse üyenin ailesi ve yakınları ile de görüşülür.

Uzman, bunun için toplum kaynaklarını bilmelidir. Ayrıca gönderilen kurum hakkındaki bilgiyi üye ile
paylaşmalıdır.

56
Kurumla ilişki kurarak kurumun adını ve adresini yazıp üyeye vermelidir. Üyenin ilk ziyaretine uzman veya görevli
bir kişi eşlik edebilir.

AÇIK GRUPLARIN GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

Açık grupların gelişme kalıplarının, çeşitli aşamaları içeren kapalı gruplardan farklı olması beklenir. Açık gruplarda
gelişim süreci, üyelerin değişimi ile kesintiye uğrar. Uygulayıcılar açık grupların maksimum potansiyelle
çalışabilmesi için gerekli müdahaleleri yapmak amacıyla bu üye değişiminin grup gelişimine etkisini anlamak
zorundadırlar.

Açık grupların gelişimine etki eden en önemli faktörler, üyelerin değişme sıklığı ile değişme uzunluğu (katıldıkları
toplantı sayısı)dur. Üyeliğin hangi sıklıkla değiştiği, giren ve çıkanların sayısı, üyeler arasındaki ilişkilerin biçimini
ve başarılacak görevi şekillendirir.

AÇIK GRUP TİPLERİ (SIKLIK-SAYI)

Değişme sıklığı, üyelerin gruba girip çıkma sıklığını ifade etmektedir. İkiye ayrılır. Bunlar;

 Çok sık: Üyeler en çok her iki toplantıda bir değişir.


 Daha az sık: üyelerin değişimi en az iki toplantıdan sonra olur.

Değişme uzunluğu üyelerin kaç toplantıya katıldığını gösterir. İki tür değişme uzunluğu ele alınmaktadır. Bunlar;

 Çok sayıda: Yüzde elliden fazla üye değişimi,


 Az sayıda: Yüzde elli veya daha az üye değişimi.

Bu durumda açık gruplar için dört tip tanımlanabilir. Bunlar;

1- Çok sayıda ve çok sık değişme: Üyelerinin hemen her oturumda değiştiği gruplardır. Değişim dramatiktir ve
her zaman için söz konusudur. Her ne kadar bir toplantıdan diğerine kalmış üyeler olursa da grup, her
toplantıda veya iki toplantıda bir yeniden başlar. Grup çalışmacısı bir toplantıyı diğerine bağlayan önemli bir
göreve sahiptir. Bu grupların en sıra dışı olanı tek oturumluk gruplardır. Grup programı her toplantıda devam
eder sadece uzman devamlıdır. Hastanelerin bekleme odalarındaki gruplar, hizmet içi eğitiminde öğle
yemeği grupları örnek verilebilir.

2- Az sık, çok sayıda değişme: Çok sayıda üye değişmekle beraber, gelen üye belli sayıda oturuma katılmak
durumundadır. Dengeli periyotlara rağmen, dramatik bir değişme söz konusudur. Bazı gruplarda, kontrollü
periyotlar oluşturulduğu halde bazılarında buna hiç dikkat edilmez. Örneğin üyelerin farklı zamanlarda gelip,
belirli sürelerde katıldığı açık terapi kampları, giriş ve çıkışların blok periyotlara göre yapıldığı psikiyatri
klinikleri gibi.

57
3- Çok sık, Az sayıda değişme: Az üye değişir, ama gelenler kalmaz, yani değişim hızlıdır. Üyeler çok sık girip
çıkar. Değişme olmayan hiçbir periyot yoktur. Psikiyatrik hastaların ailelerinden oluşturulan gruplar gibi.
Hastalar taburcu oldukça ailelerin de grup üyeliği biter.

4- Az sık, az sayıda gelişme: Az üye değişir ve gelenler kalır. Bu gruplar belirli bir zaman için belli sayıda üye ile
başlar. Grup çalışması literatüründeki kapalı gruplara yakın bir yapısı vardır. Ayaktan terapi grupları, meme
kanseri olan kadınlara destek grubu, bağımlı yaşlılara yardım veren kendine yardım grupları gibi.

Bu dört tip açık grup arasında varyasyonlar yapılabilir. Gruplar değişik şekillerde organize edilebilir. Örneğin
meme kanseri üyelerden oluşan grup sıklık ve değişme genişliği açısından çeşitli kombinasyonlar içinde
uygulanabilir.

AÇIK GRUPLARDA GELİŞME KALIPLARI

Açık gruplarda üye değişiminin sıklığı ve yaygınlığı grubun gelişme aşamasına ne kadar çabuk veya yavaş
ulaştığını gösterir.

1. Çok sayıda ve çok sık değişmenin olduğu gruplarda sınırlı bir hareket vardır. Grubun bahsedilen
aşamalardan geçmesi beklenemez. Her grupta yaygın bir değişim olduğundan oturumun bir kısmı amacın
açıklanması, rollerin ve normların belirtilmesi ve üyelerin tanıştırılması ile geçer.

Belirli koşullar altında bu gruplarda gelişim aşamaları yaşanabilir. Bu koşullar, üyeler arasında hızlı bir
anlaşmaya varılması, grup dışında üyelerin birbirini tanıması ve üyelerin daha önce grup tecrübesi geçirmiş
olmasıdır. Ayrıca grup yöneticisinin, bu grubun sürecine yabancı olmaması ve giderek tecrübe kazanması,
onun her yeni üye kombinasyonunda beklenen müdahaleyi yapabilmesini sağlar. Bu tip gruplarda tüm üyeler
bir bütün olarak grubun gelişimi ile aynı düzeydedir. Her oturumda, kurulmadan sonlanmaya, formal
aşamaların hepsi yaşanır.

2. Az sık ve çok sayıda değişmenin olduğu gruplarda gelişme, periyodik gidiş gelişler biçimindedir. Üye
değişiminin sık olmadığı, fakat her devrin geniş olduğu (üyelerin fazlaca aldığı) gruplarda orta bir değişme
vardır. Bozulma, sıklıktan ziyade düzenli olarak girip çıkanların sayısına bağlıdır. Birlikte gelen üyeler normlar
ve rollerin, grup bağlarının oluşmasına zaman bulurlar ve grup gelişmenin daha sonraki aşamalarına
geçebilir. Üye değişimi olduğunda çok sayıda girişler ve çıkışlar olur. Bu durumda grup geldiği aşamada kalır.
Kalan üyeler daha sonraki aşamaya geçmekte zorlanır, çünkü yeni grupta azınlıkta kalırlar.

3. Çok sık ve az sayıda değişme olduğu gruplarda dairesel bir gelişim izlenir. Bu tipte de orta değişme
potansiyeli vardır, çünkü üye değişimi sık olmakla birlikte çok kalırlar (Üye değ. %50’den az). Her değişimde
küçük oranda değişmeler olur, yapı devam eder, grup üyeleri bizlik duygusu oluşturabilirler, amaca
bilinçlenebilirler, rol ve normları benimseyebilirler. Eski üyeler grubun geleneklerini ve beklentilerini yenilere
aktarırlar. Böylece grup bazen olgunlaşma aşamasına ulaşır. Sık sık yeni üyelerin girmesi tekrar başa
dönmeyi gerektirebilir. Yeni gelenlerin grup hedeflerini, norm ve rollerini benimsemesi, grup kompozisyonuna
uyum sağlamaları durumunda grup bıraktığı aşamaya kısa zamanda ulaşabilir. 3. tip gruplar giren ve çıkan
üyelerin sınırlı olması nedeniyle kurulma aşamasında diğer gruplardan daha kısa kalır. Bunun tersine, az
sıklıkta çok sayıda değişmenin olduğu 2. tip gruplarda üye değişimi olduğu zamanlarda grup kurulma

58
aşamasında uzun kalınabilir. Fakat üyelerin değişmediği sırada hızla diğer aşamalara geçebilir. Bu gruplar
sık sık kesintiye uğrar. Orta değişme grupları dediğimiz her ikisi de (2 ve 3) gelişim aşamalarında benzer
yerlere farklı yollardan ulaşırlar.

4. Az sıklıkta ve az sayıda üye değişimi olan gruplar kesintili bir uyum yaşarlar. Bu gruplar tüm gelişim
aşamalarından geçip olgunlaşma aşamasına ulaşabilir. Sadece yeni üye geldiğinde veya çıktığında tekrar
başa dönebilir. Çünkü değişme seyrek olur ve eski üyeler çoğunluğu teşkil eder. Bu gruplarda eski üyeler
yenilerin hazırlanması görevini üslenir. Yeni bir üye gelişmiş bir gruba geldiğinde grup entegrasyonu,
birleşme arzusu göstermediği takdirde, ayrılık ve itilme hisseder. Fakat grup birleşme arzusu gösterdiğinde,
böyle bir gruba girmek güven ve rahatlık duygusu yaratır.

AÇIK GRUPLARDA UZMANIN ROLÜ

1. Çok sayıda ve çok sık değişmenin olduğu gruplarda, grup üyelerinin sayısı bazen çok az, bazen de fazla
olabilir. Her iki durum da grubun tanıtılması farklı yapılır. Eski üyelerin tanıtımda kullanılması yararlı olur.

Grubun amacına göre uzmanın rolü değişir. Amaç sorun çözme veya bilgi verme olabilir. Her ikisinde de
farklı tanıtım gerekir.

Üyeler amaçlarını kesin bilemeyebilir. Bu nedenle belirgin amaçlar koymak, grubun sınırlarını dikkate
alarak her toplantının amacını açıkça belirlemek, uzmana düşen bir görevdir.

Grupta çatışma çıktığında, uzun uzun uğraşmaya zaman olmadığı için uzmanın çatışmayı kısa sürede
halledip amaca yöneltmesi gerekir.

Üyeler, grup toplantı süreci içinde çözülemeyecek sorunlar üzerinde odaklaşırsa, uzman isteklilerle grup
bittikten sonra görüşme yapılabilir.

2. Değişme az sıklıkta olduğu için gelişme daha ileriki aşamalara ulaşabilir. Çok sayıda üye değiştiği için,
görevler halen az sayıda üyeye ve uzmana düşer. Kalan üyeler yeni gelen üyelerle birlikte oluşan yeni grup
yapısından rahatsız olabilirler.

Uzmanın bu sabit periyotlardaki rolü, grubun ihtiyaçları ve potansiyeli doğrultusunda gelişmesini


sağlamaktır. Ağır geçişlerde yönetici grupta neler olup bittiği ile ilgilenerek, eski üyeleri destekler ve
yenilerine yardımcı olur. Grubun aktifliğini sağlamada eski üyelerin liderliğini motive etme ve göreve
yönlendirmede uzmanın becerisi önem kazanır. Gerek uzman, gerekse eski üyeler grubun yeniden
bütünlük kazanmasının güçlüğünün bilincinde olmalıdırlar. Değişmenin başlangıcında çatışmadan
kaçınılmalıdır. Uyumsuzlukları önlemek amacıyla uzman, güçlü bir lider olmalıdır. Yeni üyelerin gruba kısa
zamanda entegre olması da söz konusudur.

3. Birinci grupta olduğu gibi çok sık değişme, uzman ve grup üyeleri için hoş değildir. Üyeler devamlı yeni
gelenlere ve çıkanlara hazırlanmalıdır. Üyeler yeni gelenlerin grubun ilerlemesini önlediği düşüncesindeyse
grup gelişemez.

59
Az çok üyeliğin dengeli olduğu periyotlarda, sorun çözme sürecinde çatışmalar yaşanabilir. Uzmanın buna
izin vermesi gerekir. Çok yeni üye varsa, çatışmaya izin verilmemelidir.

Eğer üyeler arası güven oluşmuşsa ve koruyucu normlar gelişmişse, üyeler özel duygu ve düşüncelerini ve
tecrübelerini paylaşabilirler. Yeni üyenin gruba uyumunu sağlamak uzmana düşer. İyi bir gözlemci
olmalıdır. Grup sürecini takip etmesi ve gerekli müdahaleleri yapması zor, fakat gereklidir.

4. Yeni üye gruba girdiğinde oluşmuş bir grup yapısına uyumu zor olabilir. Çünkü eski üyeler grubun
faaliyetlerini kesintiye uğratan yeni üyeye hoş bakmayabilirler. Uzman için zorluk, yeni gelen üyeler ile
eskiler arasında bazen çok fark olmasıdır. Yeni gelen üyenin gruba uyum sağlayamaması durumunda
uzman üyenin gruptan çıkmasını sağlayabilir.

Bireysel amaçların planlandığı aşamada yeni üyenin alınması bazen sorun yaratabilir. Grupta varsa
olumsuz duygular yeni üyeye de aktarılabilir. Bu nedenle uzmanın bu aşamada yeni üye almamaya dikkat
etmesi gerekir.

Eski üyelerin ayrılması grupta kriz yaratabilir. Grup önemli bir üyesini kaybettiğini hissedebilir. Uzman, bu
kişinin görevlerini gruba vererek etkili olabilir.

Özetlenecek olursa uzman, müdahalelerinde şu konuları dikkate almalıdır;

 Grubun ne zamandan beri devam ettiği (süre-uzunluk)


 Üyeliğin gönüllü olup olmadığı,
 Yeni gelenlerin ve devam edenlerin özellikleri,
 Yeni gelenlerin hazırlanmasında öncelikler,
 Grubun büyüklüğü,
 Grubun amacı ve hedefi,
 Toplantıların sıklığı,
 Grup normlarının belirgin olup olmadığı,
 Liderlikte değişmeler ve
 Çevresel ve kurumsal durumlar.

GRUP SÜRECİNDE PROGRAM PLANLAMA VE UYGULAMA

Grup çalışmasında program; ilgi ve ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla grubun yaptığı herhangi bir şey veya her şey
anlamına gelir. Vinter programı, “birbirlerine bağlı olan ve çeşitli sosyal davranış şekillerini kapsayan grup
faaliyetlerini içine alan bir işlem” olarak tanımlanır.

Kişiler, başka insanlarla bir arada olmak ve birlikte bir şeyler yapmak için gruba katılırlar. Üye için program, o grup
içinde bulunmasının en önemli nedenidir. Uzman için ise program, kişi ve grubun gelişmesi için bir araçtır.

60
Bir kavram olarak program, faaliyetlerin sıralanışı ve birbiriyle ilişkisini, ilgilerin ve grup ihtiyaçlarının ortaya
çıkabilmesi için düşünülerek planlanmış işlemleri içine alır. Program faaliyetleri; atletizm, sanat, drama, müzik,
dans, özel meraklar, oyun, hikâye, fıkra, grup tartışması vs. olabilir. Gayri resmi fakat planlı grup tartışması, gerek
sosyal, gerekse ekonomik sorunlar üzerinde grubun düşünmesine yardım eden önemli bir araçtır. Grup çalışması
uzmanları yıllar önce “yaparak öğrenme”nin önemini fark etmişler, gruplarını değişik durumlarla doğrudan
doğruya temasa geçirmek için gezileri ve piknikleri bir araç olarak kullanmışlardır.

Kısaca program, uzmanın gruba ve üyelerine dolaylı anlamda etkide bulunmasını sağlar ve amaçlara ulaşmada
kullanılır.

Program Faaliyetlerinin Önemi

Tüm üyeler, aynı tipteki program faaliyetlerinden hoşlanmazlar. Her faaliyetin, kendine has özellikleri vardır.
Faaliyetler aracılığıyla duygular kabul edilen biçimde ifade edilerek rahatlama haline geçilir. Faaliyetler,
kendilerinden ne tip davranışlar beklendiğini üyelere gösterip, onlara güven vererek ve davranışlarını sınırlayıp
onları disipline ederek, sosyal ve duygusal gelişimlerine yardım eder.

Üyeler, faaliyetlere katılım biçimlerine göre kendi kişilik kalıplarını ortaya koyarlar. Program, hem grup çalışması
uzmanının ifade edilen ihtiyaçları anlamasına hem de bu ihtiyaçları karşılamasına yardımcı olur.

Faaliyetler, sevgi ve arkadaşlık duyguları kadar, düşmanlık duygularının da açığa çıkmasını sağlar. Kişiler,
faaliyetlerindeki becerilerine veya bazı projelerde grup ile işbirliği yapma arzularına göre, diğer üyeler tarafından
kabul görür. Grup birliği, faaliyetlerle gerçekleştirilir. Üyeler bir arada iyi vakit geçirdikleri, birlikte bir proje
geliştirdikleri, örneğin, başarılı bir parti verdikleri zaman, grubun morali yükselir.

Grup hayatında üyeler birbirlerinden bilgi edinirler. Herkes, diğerleri ile ilişki kurmak ister, fakat bu ilişkiyi nasıl
kuracağını bilemez. Program, çoğu zaman üyelerin bir araya gelmesine, böylece onların birbirleri ile olan
ilişkilerini geliştirmelerine yardım eder. Faaliyetler, tek başlarına çatışmaları önleme ve kontrol sağlamada etkili
olabilirler.

Bir program planlamak için yapılan tartışmalar, programın kendisinden daha değerlidir. Bu tartışmalar aracılığı ile
uzman, hangi üyenin kişisel desteğe ihtiyaç duyduğunu anlar.

Bütün faaliyetler şu üç ana unsurdan meydana gelir.

1. Fiziksel Alan: Fiziki çevreyi ve faaliyetin fiziki ve sosyal objelerini belirtir. Örnek: Futbol için top, saha, belirli
sayıda oyuncu gerekir.
2. Temel Yetenekler: Faaliyetler için gerekli olan davranışları belirtir. Örnek: Futbolda üyenin koşabilme, topa
vurabilme gücünün ve becerisinin olması gerekir.
3. Tepkisel Davranışlar: Üyelerin harekete geçirilmesidir. Fakat bu hareketler, faaliyete katılımda temel teşkil
etmezler. Örnek: Futbolda konuşmak, alkışlamak, kazanan oyuncuyu tebrik etmek gibi.
GRUP FAALİYETLERİ

61
Grup çalışmasında faaliyetler, amaca ulaşmak için araç olarak kullanılır. Çünkü bu faaliyetler aracılığı ile üyelerin
fizik ve moral açısından güçlenerek arzu edilen kişisel amaçlarına ve grubun amacına ulaşması mümkün olur.

Grup lideri, grup üyelerinin ihtiyaçlarını en iyi karşılayabilecek faaliyetleri nasıl organize edeceğini iyi bilmelidir.
Tabii ki lider grup için her şeyi yapmaz. Tüm faaliyetleri planlayıp gruba sunması yanlış olur. Kendi programlarını
grubun kendisinin geliştirmesi gerekir. Faaliyetlerin seçiminde, karar vermede ve organizasyonunda üyelerin rol
alması gerekir. Faaliyetlerin organizasyonunda özel sorumluluklar almak, faaliyetlerden daha çok yaralanmalarını
sağlar. Bu yararlar şöyle özetlenebilir:

- Üyeler değişik koşullarda nasıl davranacaklarını ve nasıl uyum sağlayacaklarını öğrenirler.


- Diğer üyelerle iletişim kurma becerisini arttırır ve sosyal açıdan yeterlilik kazanmasını sağlar.
- Sorumluluk almakla kendine güven kazanır.
- Kendi ilgilerini keşfeder.
- Sınırlılıklarını öğrenir.
- Bilgi, beceri, yeterlilik, düşünce ve materyallerini paylaşmayı ve işbirliği içinde çalışmayı öğrenir.
- Yenmeyi ve yenilmeyi kabullenebilecek bir olgunluk kazanmalarına yardım eder.
- Grupta çeşitli roller oluşur.

Grup üyeleri faaliyetleri organize ederken, grup lideri bazı faaliyetleri tanıtarak ve faaliyetler hakkındaki fikirlerini
söyleyerek onlara yardımcı olur. Üyelerin kararlarını destekler, kurum ve toplum kaynaklarını kullanmada yol
gösterir, kurumun fonksiyonu, amacı ve politikası hakkında bilgi verir. Burada uzman programı organize eden kişi
değil, yardımcı, olanak sağlayıcı ve destekleyicidir. Grup üyelerinin işlerini kolaylaştırmak için çaba sarf eder.

Diğer taraftan grup faaliyetleri, üyelerin diğerleri ile iletişim kurmaktaki yeteneklerini, psikososyal koşullarını,
davranış ve tutumlarını ve faaliyetleri kullanma ve katılmadaki yeterliliklerini anlamada grup lideri tarafından
kullanılır. Diğer bir deyişle faaliyetler değerlendirme amacı ile de kullanılır. Faaliyetler aracılığı ile üyeler
konuşmadan kendini ifade etme olanağı bulur. Birçok kişi, genellikle çocuklar kendilerini duygularını sözlü olarak
ifade etmekte güçlük çekerler. Grup lideri değişik faaliyet ortamlarında grup üyelerini gözleyerek onların
psikososyal yönleri ve güçlükleri hakkında bilgi edinme fırsatını bulur. Bu bilgileri gruba getirip, grupta
tartışılmasını sağlayabilir. Böylece grup üyeleri de kendilerinin ve diğerlerinin güçlüklerini anlayabilir, bunları
gruba getirebilirler. Diğer bir deyişle grup faaliyetleri grup üyelerinin, bir bütün olarak grubun tartışmalarında
(faydalı) materyal olarak kullanılır. Faaliyetin bitiminde, üyelerin duygularını tartışması yararlıdır:

- Neyi, nasıl, niçin yaptılar?


- Faaliyetler esnasındaki güçlükleri nelerdi?
- Birbirlerine, grup dışındaki kişilere ve grup liderine yönelik tutum ve davranışları nasıldı?

Faaliyetlerin önemli yararlarından biri de “gerçeği test etme”dir. Grup çalışmasında faaliyetler bir nevi
koruyucudur. Gerçeği test etme grup çalışmasında şu nedenle önemlidir: Grup ortamı yapma (oluşturulmuş) bir
ortam olmayıp, gerçek ve önemli olayların olduğu bir ortamdır. Grup üyesi uygun ve güvenli bir atmosfer içinde
kendini test etme fırsatı bulur. Bu durumda grup ortamının gerçek bir ortam olduğunu ve üyelere kendilerini
denemelerine, kafalarında ve davranışlarında neler olup bittiğini, güçlüklerini anlamalarına fırsat verdiğini kabul
edebiliriz.

62
Grup tartışmaları ile grup faaliyetlerinin birbirini tamamladığını söylemek yanlış olmaz. Tek başına ne faaliyetler,
ne de tartışmalar her grup için yararlı olmaz. Faaliyetler üyeler için zorluklarını ifade etmekten kaçındıkları
savunma mekanizmaları olarak kullanılabilir. Fakat faaliyetlerden sonra yapılan grup tartışmalarının grup lideri
tarafından becerili bir biçimde kullanılması, üyelerin terapisinde çok yararlı olabilir.

Özet olarak şunu söyleyebiliriz ki faaliyetlerin, grup üyelerinin tedavisinde araç olarak önemli bir anlamı vardır.
Faaliyetlerin organizasyonunda önemli olan faaliyetlerin kendisi olmayıp; grup içindeki davranışlar, ilişkiler ve
öğrenme ile karar vermede grubun içinde bulunduğu süreçtir.

PROGRAM PLANLARKEN GÖZÖNÜNDE TUTULMASI GEREKEN NOKTALAR

Grup çalışmasında programlar, şu ölçütlere uymalıdır:

1. Program, grup üyelerinin ilgi ve ihtiyaçlarından doğmalıdır.


2. Program, grup üyelerinin yaşları, ekonomik düzeyleri, kültürel gelişimleri ile orantılı olarak hazırlanmalıdır.
3. Program, sağladığı deneyimlerden kişilerin faydalanmasını sağlayacak tipte olmalıdır.
4. Program, çeşitli ihtiyaç ve ilgileri tatmin etmek ve herkesin katılımını sağlayabilmek için esnek olmalıdır.
5. Program, basitten karmaşığa doğru gelişmelidir.
6. Program yaparken grubun büyüklüğü, üyelerin özellikleri, amaç ve motivasyonları hesaba katılmalıdır.
7. Kurumun politikasına aykırı programlar işleyemez.
8. Grubun içinde bulunduğu toplum da program yapılırken göz önüne alınmalıdır.
9. Her programdan sonra faaliyet sonuçları dikkatle değerlendirilmelidir ki, diğer programlarda başarılı
olmayan faaliyetler değiştirilsin.
10. Faaliyetler herkesin katılabileceği ve sorumluluk alabileceği tipten olmalıdır.
11. Üyelerin yeteneklerine uygun ve ayrılan zaman içinde sonuçlanacak cinsten programlar hazırlanmalıdır.

PROGRAM PLANLAMA SÜRECİNİN UNSURLARI

Program sürecinde üç unsur vardır. Bunlar;

- Üyeler
- Grup Çalışması Uzmanı
- Programın içeriği

Grup üyelerinin kendilerine ait ilgi ve ihtiyaçları, özel yetenekleri, birbirleriyle ve uzmanla olan ilişkileri, ailelerinden
veya toplum hayatından kazandıkları değerleri ve normları vardır. Uzman, profesyonel bilgi ve beceriye, özel
yeteneklere, üyelerle ilişki kurma becerisine, kurumun temsilcisi olarak toplumun ve kurumun norm ve değerlerini
yüklenen kişiliğe sahiptir. Program içeriği, üyelerin ilgi ve ihtiyaçlarını karşılayacak potansiyele sahiptir ve grubun
ve toplumun değer ve normlarını değiştirebilecek veya koruyacak güce sahiptir. Bu üç unsur arasındaki etki ve
tepkiler, program planlamada önemlidir. Planlama sürecinde her üçü de önemli bir yer tutar. Bazen bir unsurun
daha ağır bastığı görülür. Bazen grup, bazen uzman, bazen de program içeriği baskın rol alır.

Sosyal hizmet uzmanı, grup dışında da faaliyet gösterir. Grup içinde rahat bir atmosfer yaratmak uzmanın
sorumluluğudur. Uzman, öyle bir atmosfer yaratır ki, üyeler rahatça hayal kurabilsinler. Bu durum, üyelerin

63
yaratıcı gücünü harekete geçirir ve program planlamada fayda sağlar. Uzman, her türlü hayali teklifi dinleyerek,
her üyenin fikirlerini söyleyebilmesini sağlar.

PROGRAM PLANLAMADA SOSYAL HİZMET UZMANININ GÖREVLERİ

1. Program Planlamada Üyelere Yardım Eder:

Her grupta bu yardım farklıdır. Program planlamadaki en önemli ilke, üyelerin programlarını kendilerinin
planlayacağıdır. Bu, “uzman hiçbir şey yapmaz” demek değildir. Uzman üyelerin ilgi ve ihtiyaçlarına göre program
geliştirmelerine yardım eder. Program planlama ve geliştirmede üyelerin becerisi yalnız yaş durumlarına değil,
aynı zamanda fikir verme ve karar vermedeki eski deneyimlerine de bağlıdır. Bir veya iki kişi program planlamada
sorumluluk alamayacak durumda olduğu zaman, bu kişileri gruptan çıkarmak (başka bir gruba havale etmek)
gerekir. Çoğunluk bu durumda olduğu zaman ise, onlara kronolojik yaşlarına göre değil de zeka yaşlarına göre
davranılmalıdır. Fakat üyelerin gelişme seviyesi ne olursa olsun, bir sorumluluk aldıkları takdirde programı
planlama ve yürütmekte başarılı olabilirler.

Yeni okula başlamış olan çocuklar program hazırlarken çeşitli fikirler ve tecrübeler kazanırlar. Fakat karar verme
konusunda pek deneyimleri yoktur. Uzman, çocukların becerilerini geliştirerek bu sorumluluğu yüklenmelerine
yardım eder. Gençlik çağındaki üyelerin bağımsızlık konusunda çelişkili davranışları vardır. Kendi kararlarını
kendileri vermekten hoşlanırlar fakat çoğu zaman yaptıkları seçimlerle insanı şaşırtırlar. Önce bir plan yapıp onu
yürütmeye başlarlar, fakat çok geçmeden ilgileri değişir. Uzmanın bu durumu hissetmesi, planladıkları programı
yürütmeleri için bazı sınırlar koyması gerekir. Çelişkili duyguları ortadan kaldırmak için gençleri daha olgun ve
yetişkin hale getirebilecek şekilde program yapma ve yürütmeye yöneltir.

Genç yetişkinler planlama hakkında küçük tecrübelere sahip olabilirler. Genellikle programa ilgi duyarlar ve
planlarını yürütmekte başarılıdırlar. Burada uzman bir kaynak kişi olarak rehber rolünü oynar. Yetişkin gruplarının
çoğu, uzmandan bu şekilde faydalanır. Genç yetişkin grupları olsun, olgun yetişkin grupları olsun; uzmanı,
kendilerinde yeni fikirler geliştirebilen, program organizasyonunda çeşitli yollar gösteren ve programla ilgili
kaynaklardan haberdar olan bir kişi olarak tanırlar.

Birçok program planlama işlemi, resmi veya gayri resmi tartışmalar sonucu ortaya çıkar. Burada uzmanın öncülük
etmesi gereklidir.

Uzman bütün gruplara geliştirdikleri programın ihtiyacı karşılayacak nitelikte olması, ilgi uyandırması ve devamlı
olması yönünden yardım eder. Çoğunlukla gruplar, programlarını saptadıkları halde ne yapacaklarını bilemezler.
Burada uzman mesleki becerilerini kullanarak grubu harekete geçirir.

Üyelerin birbirleri ve uzmanla ilişkileri planlama şeklini büyük ölçüde etkileyecektir. Grupta statüsü üstün olan
kişilerin fikirleri, düşük statülü fikirleri çok mükemmel olsa bile kabul edilir. Bazen lider veya bir kaç kişi kendi
fikirlerinin kabul edilmesi için çarpışacaklardır. Uzman, esas lider ve alt grubun lideri hakkında bilgili olmalıdır.
Bunların fikirleri, program planlamada etkili olur, fakat ileri attıkları fikirler grubun bütün olarak ihtiyacını
karşılayabilir. Üyelerin davranışları, liderlerin fikirlerini nasıl bulduklarını gösterir. Uzman, gerek grup, gerekse
üyeler için en yararlı seçimi yapmak konusunda yardımcıdır. Üyelerin girişimlerini desteklemek de onun görevidir.

64
Üyelerle kurduğu ilişki, bu açıdan çok önemlidir. Grubun ilerlemesi, demokratik şekilde fonksiyon göstermesi ve
diğer gruplarla başarıyla birleşmesi uzmanın sorumluluğudur.

2. İlgileri Keşfeder ve Uyandırır:

Grubun üyelerinin ilgileri ile ihtiyaçları arasında farklar vardır. İlgi, bir fikir, bir faaliyet veya bir durum üzerinde
dikkatin toplanması eğilimidir. Bu dikkat toplanması gelip geçici olabileceği gibi, uzun süreli de olabilir.

Bununla beraber ihtiyaçların ortaya çıkması o kadar kolay değildir. Psikolojik anlamda ihtiyaç, insanı bir tecrübe
kazanma veya arkadaşlarımızla ilişki kurma isteklerimizdir. Sosyal ilişkilerde mutlu olabilmek için tatmin edilmesi
gerekli birtakım ihtiyaçlarımız vardır. İlgilerle ihtiyaçlar arasındaki ilişki çok yakın olabilir ve ifade edilebilir.
Örneğin, üyelerin kurum dışında bir yere gitmek, yeni yerler görmek gibi ilgileri ve ilgilerini temsil ettikleri ihtiyaçları
araştıran uzman, ilgi ve ihtiyaçlarla ilgili program geliştirilmesinde üyelere yardım eder.

Bir grubun ilgileri hakkında bilgi sahibi olurken üç kaynaktan yararlanmak söz konusudur:

a) Varsayılan (teorik olarak varlığı kabul edilen) İlgiler:

Sosyolojik ve psikolojik incelemeler göstermiştir ki, kişilerin ilgileri yaşlarına, eğitim durumlarına, mesleklerine,
kültürlerine ve ekonomik durumlarına göre değişir. Program planlama bu ilgilere göre olur. Burada ufak bir
tehlikeyi gözden kaçırmamak gerekir. İlgi grubunda ilgi yalnız belirli bir şeye yönelmişse bu, karar verme sürecini
sınırlar. Üyeler kişisel ve sosyal gelişim sağlayamazlar. Burada uzman, onları, esas ihtiyaçlarını tatmin
edebilecekleri yöne yöneltmelidir.

Uzman gelişim psikolojisi bilgisi ile aynı yaşlardaki kişilerin ihtiyaçlarının da benzediğini bilir. Okul öncesi
çocuklarının vücutlarını ve duygularını çalıştıracak ritmik faaliyetlerden, hikâyelerden ve dramatik oyunlardan
hoşlandıklarını, okul çağındaki çocukların kovalama, koşma gibi fiziksel faaliyetleri tercih ettiklerini bilir. 9-10
yaşındaki çocuklar el işleri ve spordan hoşlanırlar. Adölesan çağındaki çocuklar, karşı cinsle ve dansla ilgilenirler;
erkek çocuklar takım halinde oyunlardan, organize spor faaliyetlerinden hoşlanırlar ve karşı cinse ilgiyi kızlardan
daha geç duyarlar. Okula giden veya çalışan gençler seyahatlerle ilgilidirler; kendi kimliklerini bulmak isterler ve
diğerleriyle birleşmek, (karşılaşmak) için fırsat ararlar. Yetişkinler ise eğlenmek isterler, ilgileri kültürel gelişme, ev
düzenlemesi, çocuk psikolojisi ve daha iyi bir toplum hayatı yönündedir.

b) İfade Edilen İlgiler:

Üyeler, program hazırlamak istedikleri zaman, uzun bir faaliyet listesi yaparlar. Bu onların ilgilerinin kelimelerle
ifadesidir. Bu faaliyetler üyelerin hakiki ilgileri olabilir, fakat bunun yanında üyeler belirli faaliyetleri bildikleri için
kurum imkânları o faaliyete uygun olduğu için, başka bir grubun buna benzer faaliyetini beğendikleri için yahut da
aileleri istediğinden o faaliyeti seçmiş olabilirler. Uzman, gerçek ilgileri tespit etmek için sözler kadar hareketlerle
de ilgilenir.

İfade edilen ilgilerin altında ne gibi ihtiyaçların yattığını bilmek uzmanın sorumluluğudur. Çünkü faaliyetler birer
doyum aracıdır. Grup içinde çok kabul gören bir kişi olmak, grubun bir kısmı ile samimi olmak veya alt gruba
katılmak, arkadaşlık ve düşmanlık duygularını ifade etmek, birini cezalandırmak, faaliyetin esas gayesi olabilir.

65
Ayrıca ifade edilen ilgiler toplum içinde saygınlığını arttırmak, o mahallenin adetlerini öğrenmek veya değişik ve
orijinal olmak gibi amaçlara yönelebilir. İfade edilen ilgilerin esas hedefini tayin edebilen uzman, bunların üyeler
ve toplum için daha faydalı olacak şekilde, kabul edilen yollardan yapılması için yardım eder.

c) Hareketlerle gösterilen ilgiler:

Birçok ihtiyaç, kelimelerle direkt ifade edilmediği halde çeşitli şekillerde ortaya çıkar. Eğlence faaliyetleri, çeşitli
ilgilerin ortaya çıkmasına sebep olur. Dramatik oyunlar ve hikâye anlatma, tiyatroya olan ilgiyi belirler. Ritmik ve
müzikal oyunlar ise şarkı ve dansa olan ilgiyi gösterir. Gençlerin düzenledikleri partiler, kız-erkek ilişkisi hakkında
bilgi verir. Bilinçaltı bazı duygular hareketlerden anlaşılabilir. Su, kum ile oynayan çocukların ilgileri yalnız bu
materyallere karşı değildir, vücut hareketleri önemlidir. Oyun odasındaki erkek çocuklarını seyreden kızların esas
ilgisi karşı cinse yöneliktir. Kelimeler pek önemli değildir, hareketler esas ihtiyacı gösterir.

Uzman, ihtiyacı anlamak için hangi faaliyetlerin kullanılacağını bilmelidir. Adölesan çağındaki kızlar erkek
artistlerin resimlerini biriktirirler. Uzman, bu grubun ilgisinin fotoğraf üzerine olduğunu zannedebilir. Hâlbuki
çoğunlukla bu, onların erkek arkadaş ihtiyacından kaynaklanmaktadır.

Çoğu zaman uzman yeni gruplarla çalışmaya başlandığında, nereden başlayacağını bilemez. Grupların “hiçbir
şeyle ilgili olmadıklarını kabul etmek” doğru değildir. Bazı gruplar, çeşitli nedenlerle kendilerini daha yavaş ifade
ederler.

İlk buluşmada uzman ilgileri ortaya çıkarmak için şu tip sorular sorabilir:

 Araştırıcı : “Civardaki grupların ne gibi faaliyetleri var?”


 Tahrik veya teşvik edici: “Gelecek hafta yapabileceğimiz en heyecanlı şey ne olabilir?”
 Fikir edinici: “Şu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?”
 Bilgi edinici: “Kaç kişi bu faaliyeti biliyor?”
 Tercih veya karar soruları: “Bütün bunlar içinden yapabileceklerimiz hangileri olabilir?”

3. Çevreyi Kullanır:

Uzman, yeni program faaliyetleri için çevreden de faydalanır. Kurumda yüzme havuzu, oyun odası, mutfak, müzik
odası, kütüphane, spor salonu gibi imkânlar varsa, üyeler bu olanakları kullanabilecek faaliyetler seçerler.
Kurumun müzik, drama, el işleri konusunda eğitim almış elemanları varsa, o zaman da faaliyetler bu alana
yönelir. Eğer kurumun bu tip imkânları ve personeli yoksa uzman bu tip imkânları toplumdan sağlama yoluna
gider. Ancak kurumun olanakları çok olduğu halde grup faaliyetlerini planlamada güçlük çekebilir. Bu yüzden grup
çalışmasında liderlik, materyal ve imkânlardan daha önemlidir.

Uzman, çevreden çeşitli şekillerde faydalanır. Grup için çevre kaynaklarından yararlanarak materyal sağlanabilir.
Ayrıca, grubun öğrenmeyi arzu ettiği şeyleri bilen kişileri davet edebilir.

Üyeler de çevrenin devamıdır. Grup içinde güzel sesi olan, el işleri bilen vs. kişiler vardır. Bunlar kendi becerilerini
grup arkadaşlarına öğretebilirler. Uzman toplantılarda herkesin becerisini anlayabilir.

66
Aynı zamanda uzman da çevrenin devamıdır. O da özel becerilerinden grubu yararlandırabilir. Çünkü o, kişilerin
ihtiyaçlarını karşılamak için orada bulunmaktadır ve bu konuda tecrübesi vardır. Faaliyetin grubun ihtiyacından
doğmasını sağlamak onun mesleki sorumluluğudur.

4. Gerektiğinde sınırlama yapar:

Kişi ve gruplar bütçe, zaman, materyal ve kurumun hizmetleri yönlerinden sınırlanabilir. Kurumun politikası ve
amacına grup da uymak zorundadır.

a) Materyal ve kurallar açısından sınırlama: Materyal kullanımında çok savurgan veya çok cimri olmamak
gerekir. Faaliyetin kendisi serbest bırakıcı ve sınırlayıcı olmalı, üyenin kendi kendini kontrol etmesine ve
faaliyeti kabul edilir bir şekilde yürütmesine yardım etmelidir.

Her faaliyetin sınırlayıcı bir yönü vardır. Oyunların belli kuralları, şarkıların ritmi vardır. Uzman, faaliyetler
yardımı ile üyeleri sınırlanmaya alıştırır.

b) Bütçe-finansman sınırlaması: Programı finanse etmek de diğer bir sınırlanma şeklidir. Bazı durumlarda
kurum, yapılan masrafları karşılayabilecek durumda olur. Fakat üyeler bu masrafların bir kısmına grup olarak
katılacak olurlarsa, finansman sınırlanması daha doğal bir şekilde oluşur.

c) Zaman sınırlaması: Her grup, belirli bir zaman içinde uzmandan ve kurum materyallerinden faydalanır. Bu
zaman geçince uzman da materyaller de başka gruba ait olurlar. Uzman, grupların zamanlarını iyi
değerlendirmelerini ve diğer grupların zamanlarına saygı göstermelerini sağlar. Böylelikle grup, bazı şeyleri
diğerleri ile paylaşmayı öğrenir. Üyelerin bir faaliyetin ne kadar zaman alacağı konusunda tecrübe
kazanmaları da önemli bir faktördür.

d) Kaynak sınırlaması: Diğer bir sınırlama da grubun projelerini yürütmek için ihtiyaçları olan kaynaktan
faydalanabilme performansıdır. Kurumda veya toplumda ne kadar çok kaynak olursa olsun, çeşitli gruplara
dağılınca yetmeyebilir. Grup üyeleri kaynakları, ihtiyaçları olduğu zaman bulmayı ve kullanmayı öğrenmelidir.

e) Kişilerin kendilerinden kaynaklanan sınırlamalar: Grupta engelli kişiler varsa, engelleri tarafından sınırlanan
kişilerin, becerilerini en iyi şekilde göstermelerine yardımcı olmak, uzmanın görevidir. Uzman bu engelleri
yalnız fiziki yönden değil, kişide meydana getirebileceği ruhsal çöküntüler yönünden de algılamalıdır. Eğer
grup yalnız engelli kişilerden oluşmuşsa, programda ona göre planlanır. Grubun bir kısmı sağlam, bir kısmı
engelli olduğu takdirde, program planlamak güçleşir. Bu durumda uzman, sakat olanların da kendilerine göre
sorumluluk almalarına yardım etmelidir. Faaliyetler, sakat kişilerin diğer uzuvları ile gerçekleştirebilecekleri
faaliyetler olmalıdır. Faaliyetlerin yöntem ve kuralları sakat kişilere göre değiştirilebilir. Örneğin futbol kuralları
değiştirilirse, sakatlar tarafından da oynanabilir, tekerlekli sandalye ile dans edilebilir. Yalnız uzman, bu
yorum faaliyetlerden sonra, dinlendirici faaliyetlere yer vermelidir.

Grup Çalışmasında Uzmanın Program Planlamada Üyelere Yardımcı Olma Biçimleri

1) Gözleyerek, Dinleyerek ve Aktif Rol Alarak:

67
Üyelerin program yaparken kullandıkları kelimeler ve hareketleri onların ihtiyaçlarını ortaya koyar demiştik.
Üyelerin konuşmalarını dinlerken uzman, yalnız söyledikleri şeylerle değil, konuşma tarzları ile de ilgilenir.
Üyeleri, yalnız neler söylediklerini anlamak, nüansları yakalamak için değil kullanmaya alıştıkları kelime ve
deyimleri de öğrenmek için dinler.

Uzman öncelikle üyelerin, eğlence, faaliyetler, arkadaşlık kurma, statü kazanma, fiziki ve ruhsal sağlıklarını
koruma sınırları kabullenme, hissettikleri şeyleri tartışma konularındaki ihtiyaçlarını keşfetmeye çalışır. Bunun
yanında hangi üyelerin program planlamada sorumluluk yüklenebileceklerini de araştırır. Bütün bu bilgileri
elde edebilmesi için, grup toplantılarında dikkatle gözlemesi ve dinlemesi gerekir. Kişilerle tek tek veya alt
gruplarla görüşmek için imkân hazırlar. Toplantıya en önce gelen veya en son terk eden üyelerle yalnız
konuşma imkânı bulur. Ayrıca toplantılarda varlık gösteremeyen üyelerle de yalnız görüşme olanakları arar.
Grup içinde ve dışında üyelerin birbirlerine yönelik davranışlarını inceler. Grup üyelerini çeşitli yerlerde
gözlemeye, ilgilendikleri kişi ve konular hakkında bilgi edinmeye çalışır. Bu tip gözlemler, üyeler hakkında
yeterli bilgiyi uzmana verebilir.

Uzmanın, grubun faaliyetlerine katılması (aktif rol alması) ona yalnız gözlem ve dinlemeden daha çok şey
kazandırır. Örneğin, konusu aile ilişkileri ile ilgili olan filmler hakkındaki konuşmalar, üyelerin kişilikleri
hakkında yol gösterebilir. Böylelikle üyelerin aileleri tarafından sınırlandırılmaya ne derece müsait oldukları
anlaşılabilir. Bazıları filmde gördükleri olayın aksinin daha doğru olacağını düşünürler, bazıları da aynı
düşüncede olduklarını ifade ederler. Kendi yaşayışları ile film arasında benzerlik bulurlar. Bu konuşma ve
tartışmalar sonucu uzman, kimin hangi noktalarda yardıma ihtiyacı olduğunu anlar.

Örnek: Grubun en genç üyesi olan 14 yaşındaki B. toplantıya kirli saçlar ve buruşuk bir elbise ile geldi.
Uzman B’nin annesinin ölümünden sonra, evin sorumluluğunu üzerine aldığını, babasına ve kendisinden
küçük erkek kardeşlerine baktığını biliyordu. B’nin bu işlerin altından kalkabildiği için gururlandığından da
haberi vardı. Uzman, ona yardım edebilmek için fırsat aramaya başladı. Bir gün, grubun en belirgin
üyelerinden birinin, B’nin saçlarını düzelttiğini gördü ve o anda üyelere makyaj ve saç stilini içine alan
konularda faaliyet göstermek isteyip istemediklerini sordu. Bütün grup buna hevesliydi. Ondan sonraki
hafta B. İlk model olarak seçildi, saçları temizlenip taranınca herkes ona iltifat etti. Aynı zamanda B’nin
çok güzel bir teni olduğu da ortaya çıktı. Burada uzman, bütün grup için faydalı olabilecek bir proje
geliştirilmesine yardım etmiş oldu.

Kişisel sorunları olan üyeler, gruba etkili bir şekilde katılmalarına engel olan bu sorunlar ortadan
kaldırılmadıkça sosyal yöndeki ilgilerini açığa vuramazlar. Birçok durumda bu iki konu birlikte ele alınır. Üye,
bir taraftan kendi kişisel sorunları ile uğraşırken, diğer taraftan sosyal faaliyetlere de katılır.

Grupta kişisel sorunu olan veya duygusal yönden uyumsuz olan üyeler bulunduğu zaman hem bu kişilerin
ihtiyaçlarına cevap verecek, hem de diğer grup üyelerinin ihtiyaçlarını karşılayacak programlar
hazırlanmalıdır. Sosyal faaliyetler ve programlar aracılığı ile kişisel sorunları çözümlemek, grup çalışmasının
beceri isteyen en önemli yönüdür.

68
2) Analiz Ederek ve Kayıt Tutarak:

Uzman, gözlemlerine dayanarak grubu analiz eder. Raporlarını yazarken de bazı analizler yapabilir.
Toplantıdaki olayları, üyelerin karşılıklı tepkilerini hatırlar ve programa üyelerin ve bir bütün olarak grubun
ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yön verir.

Uzman rapor yazarken şunların farkına varabilir: Grup, program planlama ile ilgileniyor mu? Üyelerin her biri
ne yapılacağına karar verilirken kendisinin de fikrinin alınacağını biliyor mu? Program nasıl planlandı?
Uzman tarafından mı yoksa bir üye, küçük bir grup tarafından mı? Program planlarken üyelerin yaşları ve
sosyal gelişmeleri göz önüne alındı mı? Kim ne gibi fikirler ileri attı? Bir üyenin fikrinin diğerleri tarafından
kabulünde o üyenin grup içindeki statüsü rol oynadı mı? Üyeler faaliyetleri kendi ihtiyaçlarına göre nasıl
kullandılar? İş bölümü yapılırken başkan rolünü alan kimdi? İlk ve son seçilen kimlerdi? Faaliyete karşı ciddi
bir ilgi var mı? gibi….

Bir grupla çalışmaya başlamadan önce uzman, o grubun geçmiş deneyimleri ile ilgili raporları okur. Böylece
ilgiler, beceriler ve ihtiyaçlar hakkında bilgi edinmiş olur. Eğer raporlar yoksa o zaman bu bilgilerin başka
kaynaklardan toplanması gerekir.

3) Amaçlı Ziyaretler Yaparak:

Uzmanın ilgi ve ihtiyaçları ortaya çıkarma yollarından biri de aile, okul ve diğer toplum kaynakları ile temas
sağlamaktır. Aile ziyaretleri; her üyenin ailesiyle olan ilişkileri, ilgileri, değer ve normları hakkında uzmanın
karar vermesini sağlar. Okul ziyaretleri de üyenin okul çevresini bilmek yoluyla onu daha iyi tanımak imkânı
verebilir. Okulun toplantılarına katılmak uzmanın bir toplumsal kurumu ve olanaklarını tanımasına yardımcı
olur. Bu tür kurumları tanımanın üyelere yardım etme yönünden yararları vardır.

Örnek: 12 yaşındaki C. İlk aylarda liderlik özelliği gösteriyor ve faaliyetlere arzuyla katılıyordu. Bir zaman
sonra C’nin durumu değişti ve toplantılarda faaliyetlerle ilgilenmemeye başladı. Diğer üyelerle araçları
paylaşmakta kavga çıkarıyor ve resimlerinde hep karanlık renkler kullanıyordu. Uzman, çocuğun ev ile ilgili
bir sorunu olduğunu tahmin etti. Bir gün çocukla yaptığı resim hakkında konuşurken C’ye son günlerde
biraz üzgün göründüğünü söyledi. C başını sallayarak annesinin hasta olduğunu, hastanede bulunduğunu
açıkladı. Uzman, kendisini ve babasını evlerinde ziyaret edebileceğini söyleyince C. memnun oldu.

Uzman ev ziyaretine gitmeden önce C’nin ve 15 yaşındaki erkek kardeşinin 6 yıl önce küçük yaşta
yuvadan alındığını, Bayan H’nin öz anneleri olmadığını öğrendi. Hastanedeki psikiyatrik sosyal hizmet
uzmanından Bayan H’nin 6 hafta önce hastaneye yattığını ve bir gelişme görülürse yakında çıkarılacağını
da öğrendi. Psikiyatrik sosyal hizmet uzmanı Bay H’nin karısının hastalığı hakkında anlayışlı davrandığını
belirtti.

Ev ziyaretine gittiğinde Bay H. öğle yemeğini henüz bitirmişti. Bay H. ile konuşmasına, C.’nin sanata olan
ilgisini belirterek başladı. Bay H.’nin gözleri parladı ve kendi çocukları olmadığı için iki kardeşi aldıklarını ve

69
çok sevdiklerini söyledi. Karısının hasta oluşunun kendilerini çok etkilediğini de belirtti. Uzman, karısının
hastalığının Bay H.’i çok üzdüğünü anladı. Bu ziyaret sonunda uzman, babanın C.’nin ihtiyaçlarını
karşılayamadığını, çocuğun kendisine bakacak birine ihtiyacı olduğunu hissetti. Ondan sonraki toplantıda
C. yine fikirler ileri sürmeye, faaliyetlere katılmaya başladı. Uzman, psikiyatrik sosyal hizmet uzmanı ile
görüşerek, Bay H ile meşgul olmasını istedi. Hanımının hastalığına üzülüyordu.

Okula giden uzman, C.’nin okulda arkadaşlarından iki sınıf geride olduğunu öğrendi. Öğretmeni ile görüştü.
Öğretmeni C.’nin derslerinin iyi olduğunu, özellikle sanata ilgi duyduğunu, fakat son zamanlarda derslere
geç geldiğini, bunu kendisine hatırlatınca da kızıp surat astığını söyledi. Uzman C’nin ev durumunu
anlatınca, o günden sonra çocuğa karşı daha anlayışlı olacağını ve yardım edeceğini söyledi.

C. annesi hastaneden çıkınca yine eski durumuna döndü.

4) Öğreterek ve Yol Göstererek:

Uzman faaliyetleri, üyelerin zevk alacakları ve deneyim kazanacakları şekilde yönetir. Çoğu zaman grupta bir
faaliyetin niçin benimsenmediği araştırıldığı zaman, bu faaliyete liderlik eden kişinin sevilmediği ortaya çıkar.
Sevilen lider, faaliyetleri benimsemeyen üyelere dahi benimsetebileceği gibi, benimsenen faaliyetler de lider
sevilmediği zaman kabul edilmez. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere, uzman, faaliyetleri herkesin
anlayabileceği ve zevkle katılabileceği şekilde gruba sunmalıdır. Üyelerin katılımları ile ilgilenmeli, üyeler için
anlamlı olabilecek faaliyet ve yöntemler seçmeli, zamanına göre programda ani değişiklikler yapabilmelidir.

Grup çalışması uzmanı, öğrenme teorilerini dikkate alarak üyelerin bilinenden bilinmeyene, basitten
karmaşığa doğru daha iyi öğreneceklerini bilmelidir. Kişilerin yaparak ve katılarak daha iyi öğrenecekleri
hakkında bilgi sahibi olmalıdır.

Uzman bir bütün olarak grubun ve üyelerin deneyimleri ile eşit olarak ilgilenmek zorundadır. Eğer dikkatini
yalnız gruba çevirirse, kişileri kaybeder; sadece kişilerle ilgilenirse grubun bütün olarak değeri kalmaz. Bu iki
unsur arasında denge kurmalıdır. Uzman, üyeler, program, fikirler, araçlar ve kendi fonksiyonu arasında
denge kurabilmek için bilgisini kullanır.

5) Kişilere Beceri Kazanmada Yardım Ederek:

Üyelerin bir kısmı diğerlerinden az girişimci oldukları için, faaliyetlerin dışında kalırlar. Bu üyelerin grup
içindeki statüleri düşük olur. Diğer üyeler de katılım becerileri nedeniyle statü kazanırlar. Uzman, bu tip
üyelere grup içinde veya dışında yardım eder. Diğer üyelerin de gelişmesine yardım edici programlara
yöneltmek, üyelere tek tek yardım etmekten daha iyidir. Dans etmede bazı üyelere tecrübe kazandırmak için
bir eğlence programı hazırlamak ve bu kişilerle arada ilgilenmek gibi.

6) Üyelere Lider Olmada Yardım Ederek:

70
Uzman, grup lideri ile çalışırken, önce kendi rolü ile grup liderinin rolleri arasındaki farka önem vermelidir.
Grup lideri grubu idare eder, uzman ise yardım eder, önerilerde bulunur. Grup lideri demokratik olmalı ve her
üyenin fikirlerini ifade etmesine fırsat vermelidir. Sorumluluklarını yerine getirebilmesi için grup liderine
yardımcı olur.

Grup lideri ve uzman geçmiş toplantının değerlendirmesini ve gelecek toplantının planını birlikte yapabilirler.

Birçok durumda uzman, çekingen görünen üyenin de liderlik yapmasını sağlar. Bir üyeye veya bir alt gruba
programı yürütmek üzere bir görev verildiği zaman, uzman onlara birinci adımın ne yapılacağını bilmek, ikinci
adımın da diğerlerinin katılımını sağlamak olduğunu hatırlatır.

Faaliyetlere öncülük etmek, kişilerin kendi becerilerine güven kazanmalarını ve çabuk düşünmelerini sağlar.

7) Diğer Alanlardaki Uzmanlarla İlişki Kurarak:

Uzmanlar çeşitli amaçlar için kullanılırlar. Grup, shu’nun bilmediği veya çeşitli nedenlerle liderlik etmek
istemediği bir faaliyeti seçmiş olabilir. Bazen, shu dışarıdan bir kişi getirdiğinde grup üyeleri bu kişiyi iyi
karşılamayabilirler. Faaliyetler grubun ihtiyacından doğduğuna göre, shu bu konuya da grupla birlikte karar
vermelidir. Çok zaman dışarıdan bir uzman çağırma ihtiyacı, grup tarafından hissedilir ve ifade edilir. Bu
durumda üyelerin dışarıdan bir yardımı kabullenecekleri bellidir. Üyeler kendileri de, yardım edecek kişiyi
bulabilirler.

Bir uzmana ihtiyaç olduğu zaman, shu gruba ne tip bir kişinin kendilerine yardım edebileceğini sorar. Grup
gelecek kişinin istedikleri konuda nasıl bilgi edindiğini öğrenmek ister. SHU, onları bu konularda da aydınlatır.
Davet; shu ve bir üye, bir alt grup yahut da bütün grup tarafından yapılabilir. Eğer grup uzmanı bizzat davet
etmek istiyorsa, shu onlara yol gösterir.

Uzman geldiği zaman shu, grubun kendisine yardımcı olmasını sağlar. Kendisi grup üyelerinin durumlarını
bildiği için çekingen üyenin katılmasına çalışır ve saldırgan üyeleri de sınırlar. shu da üye gibi davranır ve
öğretilen faaliyeti diğerleri gibi öğrenir. Bu durum hiçbir zaman uzmanın prestijini azaltmaz, çünkü uzman
shu’nın o konuda bilgisi az olduğu için çağırılmıştır ve herkes her şeyi bilmek zorunda değildir.

8) Başka Konuda Uzman Gibi Davranarak:

Eğer shu grubun istediği bir faaliyet hakkında bilgi sahibi ise, kendisi uzman rolünü oynayabilir. Başka
gruplara da uzman olarak yardım edebilir.

Bu rolü aldığında birinci sorumluluğu faaliyeti öğretmektir. Grup çalışma uzmanı olarak ve sorumlulukları
doğal olarak farklıdır.

ÇEŞİTLİ ALANLARDA PROGRAM GELİŞTİRME FAALİYETLERİ

I. Çocukların bulunduğu kurumlarda grup çalışması

71
Çocuklarla yapılan grup çalışmasının amacı, onlara kendine güven kazandırma, birlikte yaşama konusunu ve
çalışma becerisi kazandırmaktır.

Çocuklarda, oyun faaliyetlerine yer vermek faydalı olur. Çocuk birçok şeyi oyun ile telafi eder. Program
uygulanırken bir takımın kaptanı olamazsa kendi başına kurşun askerlere kumanda eder. Burada oyun
durdurulmuş davranışın yerine konmuş faaliyettir. Çünkü çocuk, oyunda diğer çocukların başına geçmek istediği
halde, bunu gerçekleştiremezse kendi kendine oynar. Bu tip çocuklara işbirliği için fırsat yaratılmalıdır.

Uzman oyun sırasında çocuğun duyguları hakkında bilgi edinebilir. Baskıya uğramış nefret duygusu, oyunda
değişik şekillerde ortaya çıkabilir.

Küçük çocuklar (3-5 yaş) kendileri için oynarlar. Bilye gibi. Başkaları ile yarış etme ihtiyacı duymazlar. 7-8
yaşlarında, oyunda işbirliği yapma arzusu başlar ve kurallara uygulanmaya başlanır. Daha sonra ise oyun, sosyal
bir fenomen olarak kabul edilir ve kurallar yasa yerine geçer.

Çocuklarda gelişme çok süratli olduğundan, program geliştirme sırasında uzman, onların yaşlarını dikkate almak
zorundadır. Örneğin, okul öncesi çocuklar, dramatik oyunlara önem verirler. Bu, çocuğun beceriksizliğinden ve
henüz kabiliyetlerinin gelişmemiş olmasından ileri gelir. Algılama kabiliyeti gelişince, yaptığı şeyle gerçeği
arasında benzerlik kurar (Blok misali).

Okul çağındaki çocuklar ağaç, kayık gibi şeyler yapmaktan zevk aldıkları halde, daha sonra model uçak gibi
şeylerle ilgilenirler.

Okul öncesi çocuklar, kil, kum, boya kalemi, bloklar, tren, araba, el arabası gibi şeylerle oynamayı severler.
Hazırlanacak programlarda onların bu ihtiyaçlarını hesaba katmak gerekir. Erkek çocuklar daha çok fizik
faaliyetleri kapsayan oyunları seçerler. Bu çocuklar için oyuncak çok önemlidir. Aksi takdirde çocuk çekingen olur
veya istenmeyen davranışlar yapar. Daha büyük yaşlarda kahramanlara tapma, okuma zevki, koleksiyon merakı
başlar. Kızlar, deniz kabukları, artist resimleri, erkekler, araba resimleri, pul, oyun kartları biriktirirler. Av
hayvanları ile ilgilenirler. Uzmanın bunları bilmesi ve programda çocukları zorlamaması gerekir.

Ayrıca çocuklarla grup toplantılarında şarkı ve hikâye yarışmalı oyunlar etkili olur. Gezi ve piknikler, çocuklarla
uzman arasındaki ilişkiyi güçlendirir. Çocukların özgeçmişini bilmek uzmana toplantılarda nasıl tavır takınacağı
konusunda yardımcı olur. Sınırlandırma normal olmalıdır. Hiç limit olmaması iyi olmadığı gibi, her şeyi hoş
görmek de zararlı olur.

II. Gençlerin bulunduğu kurumlarda grup çalışması :

Gençler için en önemli şey, bir grup içinde yaşamak ve her faaliyeti birlikte yapmaktır. Bu sebeple bir grup içinde
bulunmaktan hoşlanırlar. Yalnız uzmanın da grup tartışmalarına katılması şarttır. Çünkü gençlerin sessizce
oturup kendilerini seyreden bir kişiye tahammülleri yoktur.

Bu kişiler, aileleriyle ilgili olarak bağımlılık ve bağımsızlık konusunda zorlukları olan kişilerdir. Bu sebeple
planlanan programın onların bu sorunlarının çözümüne yardım etmesi beklenebilir. Çok çabuk karar

72
değiştirdiklerinden, uzmanın gerektiği zaman limit koyması, böylece verdikleri kararda durmalarını sağlaması
gerekir.

Fazla endişeli ve duygusal bozukluğu olanlar yalnız kalmaktan hoşlanırlar. Dokuma, dikiş ve deri gibi
çalışmalardan zevk duyarlar. El işleri projelerinin büyük bir kısmı çabuk bitirilecek cinsten olmalıdır. Yazılmış
piyeslerde rol almak hoşlarına gider, bunu yaparken de kendi istek ve duygularını geniş ölçüde belirtirler. Genç
kızlığın ilk devresinde kızların bütün ilgisi ev işleri, yemek, pasta konularındadır. Ayrıca makyaj, giyim konuları da
ilgilendikleri konular arasındadır. Piyeslerde oynamaktan çok, rolleri için elbiseler uydurmak hoşlarına gider. Bu
tip faaliyetlerde duygularını da başarılı bir şekilde dışarı vururlar.

Özel günleri kutlamaktan ayrıca zevk duyarlar. Eğer bu özel günlerin programı kendi grupları tarafından
hazırlanırsa, o zaman daha çok zevk alırlar. Bu durumda uzman grubun planlama konusunda ne kadar geliştiğini
anlayabilir.

Gençlerin en önemli ihtiyaçlarından biri de serüvendir. Görmedikleri yerler görmek, yeni kişilerle tanışmak onları
tatmin eder. Uzmanla birlikte kurum dışı gezilerin planlanması zor değildir. Bu faaliyetler ayda iki günü kapsasa
bile bağımsızlık duygusu uyandırır ve üzerinde günlerce konuşulacak, program planlayacak bir konu olur. Bilimsel
icatlar ve keşifler hakkında bilgi edinmek de gençler için ilgi çekici bir programdır. Yemeği değişik yerde yemek
veya grup toplantısını değişik yerde yapmak gençleri eğlendirir ve tatmin eder.

Daha organize koleksiyon merakı da gençlikte görülür. Edebiyat ve şiir de gençler için çekici faaliyetlerdendir.

III. Yaşlıların bulunduğu kurumlarda grup çalışması:

Yaşlılar, çocuklarına karşı görevlerini yaptıktan sonra ailedeki karar verme durumları azalır. Ölüm dolayısıyla
arkadaşlarını kaybetmeleri, onların hayatta olan bağlarını azaltır. Yaşlı kişi, kendini yalnız hisseder ve
istenilmediğini, toplum içinde yalnız olduğunu sanır. Kendisi gibi bir yaşlılar grubuna girmesi, kaybettiği arkadaşlar
yerine yenilerini bulmasına yardımcı olur.

Kimseleri olmadığı için kurumda bakılan yaşlıların ise sorunları daha çoktur. Yaşlı, ailesinden ayrı olduğu için
kendisini toplum dışına atılmış hisseder. Bu düşünce, katılım gücünü azaltır ve kendisine saygısı kalmaz.

Yaşlıların bulunduğu kurumlarda grupların kurulması şarttır. Bu grupların amaçları a) Katılanlarda benlik saygısını
arttırmak, b) Kendi küçük toplumlarının bir parçası olmalarına çalışmak mümkün olduğu ölçüde dış çevre ile ilişki
sağlamak, c) Aile ilişkilerinin ve şefkatinin yerini alacak grup bağı kurmak (çocukluğa dönüş).

Yaşlı, hayatı boyunca bir ilgi geliştirmemişse, yeni bir ilgi geliştirmesine yardım etmek gerekir. Grup üyeleri
birbirlerini kabullenirse fazla sorun çıkmaz. Fakat kabul edilmeyen bir üyeyi gruba kabul ettirmek çok güçtür.
Çünkü sabit fikirli olurlar. Program yeteneklere göre düzenlenmeli, fakat bir programa katılmayan yaşlı da grup
dışı edilmeyip, grubun diğer programlarına katılımı sağlanmalıdır. Yaşlılar, geçmişleri hakkında konuşmaktan,
tarihi olayları anlatmaktan zevk alırlar. Kızgınlıkları çoğunlukla, güvensizliklerinden ve hastalıklarından ileri gelir.
Ne kadar olumlu şekilde yaklaşılırsa o kadar olumlu sonuç alınır.

73
Yaşlılarla birlikte yapılan grup çalışmasında şu faaliyetler uygulanabilir: Oyunlar, sanat, el işi, müzik, sinema,
televizyon, günün sosyal ve kültürel olaylarından biri üzerinde tartışma, eğlence faaliyetleri. Bu tip toplantılarda,
genellikle daima bir şeyler yemek ve içmek isterler. Yaşlılar grubunda cinsiyet, ekonomik durum vs. yönünden
ayrım yapılmamalıdır.

IV. Hastaların bulunduğu kurumlarda grup çalışması :

Hasta kişiler tıbbi tedavi dışında da bazı şeyler beklerler. Hasta hastanede borçlarını, işini ve ailesinin nasıl
olduğunu düşünür. Genç hastalar, okullarının yarım kalışına ve sosyal faaliyetlere katılamayışlarına üzülürler.
Kötü bir şey yaptıkları için bu duruma düştüklerini düşünürler.

Hastalarla çalışan uzman, diğer ilgililerle de ilişki halinde olmalıdır. Faaliyetlerin, kişilerin sağlıklarına zarar
vermemesine dikkat edilmesi gerekir. Geliştirilen program hastane politikasına ve kurallarına uymalıdır.

Hastalar, genellikle tıbbi tedaviden korkarlar. Faaliyetlerin, onların bu korkularını ortadan kaldıracak şekilde
planlanması gerekir. Desteğe ve anlaşılmaya ihtiyaçları vardır. Gruplar, sosyal faaliyetler aracılığıyla hastanın
kendini ifade etmesine fırsat tanır.

Psikiyatrik hastalar, uzmandan ebeveyn rolü beklerler. Bu gruplarda öncelikle hastaların birbirleri ile ilgilenmesini
ve konuşmasını sağlamak gerekir. Böylelikle kişiler arası iletişim sağlanır. Olumsuz duygular açığa vurulabilir ve
gerçek sorun ortaya çıkabilir. Uzman, hastalar arasında ilişki sağlamak için onlara hastanenin çeşitli yerlerini
gezdirebilir. Nereye gidileceği ortaklaşa kararlaştırılıp, sonra gördükleri hakkında konuşmaları istenebilir.
Hastaların kendi sorunları da grup tarafından tartışılabilir. Hedefler çok basit düzeyde tutulmalıdır ki her üye buna
ulaşabilsin. Filmler, seslerinin teybe alınması gibi faaliyetlerle çevreye olan ilgileri geliştirilebilsin. Üyeler kişisel ve
grupsal sorumluluk alabilecek duruma geldikleri zaman, yeni ve doyurucu faaliyetler bulmaya teşvik edilebilir.
Üyeler güven kazandıkça eğlence programlarına da yer verilebilir.

Bedensel engellilerin bulunduğu kurumlarda da faaliyetlerin, üyelerin yeteneklerine uygun olarak planlanması
gerekir. Bazı faaliyetlerin kuralları kişilerin yeteneklerine göre değiştirilebilir.

Engelli bireylerin topluma karşı kızgınlıkları vardır. Toplumun kendilerine acımasından nefret ederler. Bu yüzden
kurum dışına çıkmak istemeyenlere bile rastlanabilir. Bu nedenle programlar, onların eksikliklerini unutturabilecek
şekilde planlanmalı ve her üyenin sorumluluk alabilmesi sağlanmalıdır.

Genellikle, işledikleri bir suç sonucu böyle olduklarına inanırlar. Uzman bu konuda onları aydınlatmalı ve bilgi
vermelidir. Aralarında kurulan arkadaşlık ilişkileri engellileri tatmin eder. Çünkü arkadaşına, kendisi gibi
olduğundan daha fazla yakınlık duyar.

Grup faaliyetleri, engellilerin ruhen tatmin sağlayacakları cinsten olmalıdır. Radyo dinleme, televizyon seyretme,
yeteneklerine uygun olarak hazırlanan eğlence programları, el işleri, yaşa göre çeşitli konularda tartışmalar, salon
oyunları engellileri tatmin edebilecek faaliyetler arasındadır.
V. Suçluların bulunduğu kurumlarda grup çalışması:

a. Islahevinde:

74
Çocuklarda ve gençlerdeki serüven ihtiyacı, aileye karşı olan güvensizlik duyguları ile birleşince suçluluk ortaya
çıkabilir. Suçlu çocuklarla yapılan faaliyetlerin sadece oyun gibi zevk vermesi değil, onlara statü de kazandırması
lazımdır. Çünkü bazıları kendilerini ortaya koymak ve kabul ettirmek için suçlu olmuşlardır.

Çocuk gruba katıldığı gün kendisine, istediği kadar orada kalabileceği ve istediği zaman gruptan çıkabileceği
açıkça söylenmelidir. Islahevlerinde gruplar aşağıdaki şekillerde oluşturulabilir:

 Soruna göre: Kuruma giriş nedenleri, kurumdan çıkışa hazırlanma, kurum dışındaki çevreye uyma gibi.
 Kendiliğinden gruplaşma: Devamlı bir arada olan gruplar.

Grup tartışmaları çocukların duyguları üzerinde toplanmalı, teorik olan konulardan uzaklaşmaya çalışmalıdır.
Tabii ki her tartışmanın bir amacı vardır. Uzmanın çocukların duygusal belirtilerini takip etmesi ve söylediklerinden
neyi kastettiğini anlamaya çalışması gerekir. Onları, suçları ile ilgili olarak sorguya çekme durumuna hiçbir zaman
düşmemelidir. Uzman, üyelerle ilişki kurmakla yetinmemeli, üyeler arasındaki ilişkinin de gelişmesine çalışmalıdır.
Çünkü onlar, birbirleri tarafından eleştirilmeyi daha çok kabullenirler. Ayrıca uzman, gerektiği zaman grup
tartışmalarına katılmalı, gerekmediği zaman da susmasını bilmelidir.

Eğer suça sürüklenmiş çocuk yaşadığı kurum ile ilgili düşüncelerini açıklayabileceğini hissederse, kendi rızası
olmadan verilmiş olan kararları da daha kolay kabul edip uyabilir. Lider durumunda olanlar desteklenmeli ve
onların idare ile ilişki kurmaları sağlanmalıdır. Uzmanın bazen toplantıya müdürü de çağırması faydalı olur.
Böylece grup üyeleri kendi düşünceleri ile idarenin yakından ilgilendiğini anlarlar.

Suçlulukları, üyelerin çocuk olduklarını unutturmamalıdır. Böylece çocuklar oyun oynarken, kısa bir süre için de
olsa, suçluluk duygularından kurtulmuş olurlar. Kuvvetli olan suçluluk duygularının yapıcı bir şekilde başka yöne
çevrilmesi gerekir. Bu da üyelerin grupta rahatlamaları ve grupların yaratıcı faaliyetlerde bulunmaları ile olur.

Islahevlerinde başarı ile uygulanacak faaliyetler şunlar olabilir: tahta işleri, kaba fırçalarla parlak renklerle yapılan
resimlerden hoşlanırlar. Suça yönelmemiş çocuk ve gençlerin hoşlandığı faaliyetler, bu grubu da doğal olarak
tatmin edecektir. Uzmanın gözeticiliği altında yapılacak kurum dışı geziler de faydalıdır. Doğrudan doğruya veya
grup üyelerinin ortaya koydukları konular üzerinde tartışma, sosyal ve psikolojik gelişimlerini sağlayacak oyunlar
faaliyetlerin önemli bir kısmını teşkil eder. Çocuğu kurumdan çıkışa hazırlarken dramatik oyunlar faydalıdır.
Çünkü dramatik oyunlar, teorik konuşmalardan daha çok hayata yakındır. Ayrıca dans, bahçede oynanan
oyunlar, kır gezileri, radyo dinleme de ıslah evlerinde uygulanacak faaliyetler arasındadır.

b. Cezaevinde:

Grup hayatı, normal veya suçlu olsun erişkin için diğerleri ile ilişki kurma fırsatı sağlamaktadır. Erişkinlerde grup
bağı güçlü olmakla beraber, ergenlik çağındakiler kadar kuvvetli değildir.

Cezaevlerinde eğlence grupları sadece sıkıcı havayı dağıtmakla kalmayıp, kişiler arasında olumlu ilişki
gelişmesine de yardım eder. Tartışma konularının mümkün olduğu kadar basit tutulması gerekir. Buna ilave

75
olarak, gündelik hayatla ilgili sorunların da grup tartışmalarında konuşulması iyi olur. Tartışma konuları kızgınlığın
ifadesi, aile ilişkileri, kuralların anlaşılması, boş zamanların değerlendirilmesi vs. olabilir.

Uzman, üyelerin cezaevine girmekten dolayı duydukları hoşnutsuzluk duygularını ve hislerini açıklamalarına
müsaade etmelidir. Olumsuz duygulara anlayış göstermesi, suçluların cezaevinde kaldıkları sürede öğrenme ve
gelişmelerine yardım etmelidir. Üyeler arası olumlu ilişkiler yaratmak ve olumlu davranış sağlamak için onlarda
sorumluluk duygusunun kazandırılması da onun görevidir. Tartışmalarda indirekt olarak şu konulara da yer
verilmelidir: Suçluluğun nedeni, endişeler, aile ve iş sorunları, kanunlar v.s.

GRUP ÇALIŞMASINDA KAYIT TUTMA

Kayıt tutma sosyal hizmet mesleğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Sosyal hizmetin bir yöntemi olan grup çalışmasında
da kayıt tutmanın önemi tartışılamaz.

Grup süreci boyunca şu tür kayıtlar tutulur:

1. Grup ve Üyeleri Tanıtma Raporları

Grubun planlama aşaması sonunda oluşturulan bu raporlarda a) Grup önerisinde bir bütün olarak grup
tanıtılır. (Bakınız: Planlama aşaması – Grup önerisi), b) Üye tanıtma raporunda ise her üye tek tek
özgeçmişi, ilgi, ihtiyaç ve sorunları; grubun amacı çerçevesinde gruptan nasıl yararlanabileceği ve grubun
amacını gerçekleştirmede nasıl rol alabileceği açısından tanıtılır. Bu raporlar grup süreci başlamadan
yazılmalıdır.

2. Süreç Raporları

Grup çalışmasında grup süreci başladıktan sonra grubun her toplantısı kaydedilir. Amaç, grup içinde her
kişinin rolünü kavramak için üyelerin faaliyetlere katılımı ve birbirleriyle ilişkilerini ortaya koymaktadır. Grup
çalışmasının gruptaki tüm üyelere ulaşabilmesi için grup süreç raporlarının büyük bir önemi vardır.

Süreç raporu, grup toplantılarının detaylı olarak kaydedildiği bir rapor olup, içeriğinde şunlar bulunur:

- Grubun varsa adı, toplantının tarihi-saati-sayısı-yeri, toplantıya katılan üyelerin adı soyadı, raporun en
başında yer alır. Devamlılığa etki edebilecek ortam özellikleri (hava şartları gibi) de belirtilmelidir.
- Uzmanın grup süreci için yaptığı hazırlıklar ifade edilir.
- Kişilerden, kurum politikası göz önünde bulundurularak adlarıyla yahut rumuz ile bahsedilmelidir. Süreç,
önemli gelişimler ele alınarak sırasıyla yazılmalı, üyelerin birbirleriyle ve uzmanla etkileşimleri belirtilmelidir.
- Uzmanın sağladığı materyal, ileri sürdüğü öneriler, kurum hakkında veya başka konularda yaptığı
açıklamalar gibi gruba yaptığı her türlü katkı ve yönlendirmeler süreç raporunda yer almalıdır.
- Raporun sonunda o toplantının değerlendirilmesi ayrı bir bölüm halinde yazılmalıdır. Bu bölüm bazı yorumları
da içerebilir.
- Gelecek toplantının planı da verildikten sonra süreç raporu sona erer.
3. Grubu ve Üyeleri Değerlendirme Raporları

76
Grup süreci tamamlandıktan sonra, a) Grubu değerlendirme raporunda bir bütün olarak grup dinamik
özellikleri ve amaca ulaşma potansiyeli açısından değerlendirilir. b) Üye değerlendirme raporunda ise her
üye tek tek; grup süreci için de ne tür bir değişme sağladığı ve bireysel amacına ne derece ulaştığı
konusunda uzmanın yönlendirmeleri de hesaba katılarak değerlendirilir.

Kayıt tutmada uzmanın gözlemleri ve analiz etme becerisi çok önemlidir. Zor olan kaydın yazılması değil,
fakat düşünme ve analiz işidir. Olayların yazılması toplantı bitiminden hemen sonra olabilir. Olayların analizi
ise daha fazla düşünme fırsatı vermesi nedeniyle birkaç gün sonra yapılabilir.

Ana hat hazırlamak, rapor yazmakta kolaylık sağlar. Hareketlerle birlikte bunları yapanların isimleri
verilmelidir. Genel deyimlerden kaçınmak gerekir. “Birçok üye”, “üyelerden bazıları” gibi.

Basit dil, kısa cümle ve belli başlı konulara başlık verilmesi, sonradan yapılacak analizleri kolaylaştırır.

Ayrıca, kişilerin ve grupların gelişmesi açısından periyodik özetlerin yapılması, kayıtların kolayca tekrar
gözden geçirilmesini sağlar.

Grup Çalışmasında Kayıt Tutmanın Önemi

Kayıt tutmanın önemi çok çeşitli nedenlerle açıklanabilir. Bunlar şöyle sıralanabilir;

1. Uzmanın kendisi açısından: Kayıtlar aracılığı ile uzman, daha iyi düşünme, analiz ve değerlendirme yapma
olanağı bulur. Dolayısıyla kayıt, grubu anlamaya ve gruba nasıl yardım edileceğini anlamaya yarayan bir
araçtır. Kayıt tutarken uzman, dikkatini grup üzerinde toplama fırsatı bulmaktadır.

Kayıtlar, uzmanın grup üyelerini daha iyi tanımasına yardımcı olur. Bu sayede uzman, kişilerin değişen
ilgilerini, ihtiyaçlarını ve bunların nasıl karşılandığını öğrenir. Sosyal davranışların gelişmesini takip edebilir.
Kişinin gruptan yararlanmasına engel olan özel sorunlarını keşfeder. Alt grupların farkına varmak da kayıt
tutarken kolaylaşır. Ayrıca uzmanın kendi rolünü geliştirmesi, gruba yardımcı olurken yaptığı işlerin
kaydedilmesi ile mümkündür.

2. Uzmanın süpervizörü (danışmanı) yöneticisi ile ilişkisi açısından: Uzman, grubun bulunduğu durumu ancak
kayıt tutarak süpervizörü yöneticileri ile paylaşır. Bu kayıtlar, uzmanla arasında etkileşimin doğmasında aracı
olurlar.

3. Grup çalışmasının diğer gruplarla karşılaştırılması açısından

4. Değerlendirme açısından: Gerek grup çalışmasının üyelere ne derece yararlı olduğunu, değerlendirmede
gerekse uzmanın değerlendirilmesinde kayıtlar önemli bir yer tutar.

5. Yeni uzman tayin edildiğinde: Yeni uzman, grubun kendisinden önce geçirmiş olduğu tecrübeleri, ancak
kayıtlar yoluyla anlar. Gruba daha çabuk oryante olur.

77
6. Havale açısından: Kişilerin toplum kurumlarına havale edilmelerinde kayıtlar önem taşır. Yeni kayıtların
uzman, kurum ve sosyal hizmet açısından önemi vardır. Uzmanın kayıt tutarken üyeler, ilişkiler, etkileşim gibi
konularda dikkatini toplaması gerekir.

Kayıt Tutma İlkeleri

1) Esneklik ilkesi: Kayıtların kurumun amacına uyması gerektiğini ifade eder.


2) Seçkinlik ilkesi: Uzmanın kayıtlara her şeyi dâhil etmeyip, kişi ve grup gelişmesi açısından önemli olanları
seçmesini ifade eder.
3) Anlaşılır olma ilkesi: Rapor şeklinin ve ifadenin açık olmasını ifade eder.
4) Gizlilik ilkesi: Kayıtların mesleki dokümanlar olduğu, dolayısıyla meslek ahlakı ilkelerine göre saklanması
gereğini ifade eder.
5) Uzmanın inancı ilkesi: Uzmanın kayıt tutmanın gereğine inanması ve kayıtların hizmetin kalitesini
yükseltmede önemli olduğunu bilmesi gerektiğini ifade eder.

Kayıtların Kullanılması

Uzman kayıt tutarken, grup ile yaptığı faaliyetleri düşünür. Her grup toplantısından önce kayıtların gözden
geçirilmesi gerekir. Böylelikle uzman, grubun gelişmesinde göze çarpan özellikleri hatırlayacaktır.

İyi tutulmuş kayıtlar uzman ile grup arasındaki ilişkiyi belirler. Ayrıca uzmanın grubu idare etmekteki başarısını
gösterirler. Kayıtlar, grupta uzmanın rolünün nasıl değiştiğini ve grubun karşılaştığı sorunları ortaya çıkarmakta
yardımcı olurlar.
Genel olarak kayıtlar, grup çalışması işleminin değerlendirilmesinde çok yararlı olurlar. Kayıtlar olmadan, kişisel
gelişmeyi ve uzmanın başarısını değerlendirmek olanaksızdır.

KAYNAKÇA
Aktaş, A.M .Küçük Gruplar, Dinamikleri ve Süreci , Mustafa Kitabevi,2001, Ankara.
Andersen,J. Social Work With Groups- A Process Model, Longman, New York, 1997.
Duyan, V. Gruplarla Sosyal Hizmet, Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara, 2007.
Galinsky, M., Schopler, J. “Developmental Patterns in Open-Ended Groups”, Social Work With Groups, Vol 12 (2)
1989.
Kağıtçıbaşı, Ç., İnsan ve İnsanlar, Evrim Basın Yayın Dağ., 8. Baskı, İstanbul, 1988.
Naar, R., Grup Psikoterapilerine İlk Adım, Çev: N.Hisli, Erdem Kitabevi, Ankara
Scharlach, A., “Social Group Work With Elderly A.Role Theory Perspective”, Social Work With Groups, 12 (3),
1989.
Toseland and Rivas, An Introduction to Group Work Practice, McMillan Publishing Comp. Newyork, 1984.
Zastrow, C., Social Work With Groups, Nelson-Hall İnc. USA 1985.

78

You might also like