You are on page 1of 4

14 ARALIK 2022

DENEME ÇEVİRİSİ
İSLAM HUKUKU

ÇEVİRİ:
İNSTAGRAM: ALASFA_R
BİRİNCİ BÖLÜM

HAVÂLE VE İSLAM HUKUKU İLE AFGAN MEDENİ HUKUKUNDAKİ

YERİ

I. İslam Hukuku İle Afgan Medeni Hukukunda Havâle

A. İslam Hukukunda Havâle

1. Sözlük anlamı:

Arapça teḥavvul kökünden türeyen havâle, sözlükte bir halden başka bir

hâle geçmek anlamı taşımaktadır. Bu kelimenin köküyle benzer anlam taşıyan

tenaḳḳul kelimesi, somut bir eşyanın, bulunduğu yerden başka bir yere

taşınmasını ifade ederken havâle kelimesinin kökenini oluşturan teḥavvul

kelimesi, aynı anlamı da taşımakla beraber daha çok soyut kavramlarda

meydana gelen değişimi anlatmaktadır. Örneğin “İman edip dünya ve ahiret

için yararlı işler yapanlara gelince, onlar için de konak olarak firdevs cennetleri

vardır. Orada ebedî kalacaklardır. Oradan hiç ayrılmak istemezler.” 1 âyetinde

yer alan ve “ayrılmak” anlamına gelen ḥavl kelimesi, konumuzu teşkil eden havâle

kelimesinin kökenini oluşturmaktadır. Cümlede hem geçişli hem de geçişiz

olarak bulunabilen bu kelime, dilde kişinin borcunun başka bir kişiye nakli

bağlamında kullanılmaktadır.2

2. Terim anlamı:

Hanefî mezhebinin önde gelen âlimlerinden Nesefî (ö. 710/1310), havâleyi,

borcun bir kimsenin zimmetinden başka bir kimsenin zimmetine nakledilmesi

şeklinde tanımlamıştır.3 İbnü’l-Hümâm, havâleyi, borcun ödenmesini isteme

(mutâlebe) hakkının borçlunun zimmetinden, kabul edenin zimmetine

nakledilmesi olarak tarif etmiştir.4 Bu tanıma göre borcu istemek, bir araç
1

1
olduğuna göre söz konusu borç, bir kimseden diğerine nasıl geçmiş olur

şeklinde bir soru akla gelmektedir. Tanımda yer alan “isteme hakkı” esasen

borcun kendisini ifade eder. Zira borç, istendiğinde ödenmeyi gerektirir. Bu

bakımdan borçlu bir kimse, zamanı geldiğinde bu borcu ödemesi gerekir.

Tanınmış Hanefî fakihlerinden Bâbertî (ö. 786/1384), havâlenin tanımıyla ilgili

olarak borcun, alacaklının (muhtâl) zimmetinden anlaşma yoluyla havâleyi

kabul eden yeni borçlunun (muhtâl aleyh) zimmetine geçirilmesidir, demiştir. 5

Burada Bâbertî, havâlenin anlaşma yoluyla borcun bir şahsın zimmetinden

diğer bir şahsın zimmetine nakli anlamına geldiğini ifade etmiştir. Buna göre

havâlenin amacı, alacağı zayi olmaktan kurtarmaktır.

Yukarıdaki tanımlarda da görüldüğü üzere havale, genel itibariyle borcun

bir başkasına naklini ifade etmektedir. Fakat İbnü’l-Hümâm, havaleyi, borcun

ödenmesini isteme hakkının nakli olarak görürken Bâbertî, bunu direk borcun

nakli olarak kabul etmektedir. Görünüşte farklı gibi görünen bu iki tanımın

arası şu şekilde uzlaştırılabilir. Birincisi borcun, isteme hakkı olmadan

başkasının zimmetine geçirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle tanımda isteme

hakkını belirtmekle yetinmek mümkün olmuştur. Bu sebeple Mecelle’nin

860’ıncı maddesinde de havale, borcun bir kimsenin zimmetinden başka bir

kimsenin zimmetine nakledilmesi şeklinde belirtilmiş, birincisi zaten ikincisini

zorunlu olarak gündeme getirdiğinden isteme hakkını ayrıca belirtmek ihtiyacı

hissedilmemiştir. Buna karşın Mısırlı hukukçu ve devlet adamı Muhammed

Kadri Paşa (ö. 1306/1888) havaleyi, borcun ve isteme hakkının havâle eden

borçlunun (muhîl) zimmetinden havâleyi kabul eden yeni borçluya (muhtâl

aleyh) nakledilmesi şeklinde tanımlamıştır. 6 Bu tanımıyla Muhammed Kadri

Paşa, borcun, borcun ödenmesini isteme hakkıyla beraber bir kişiden diğerine

geçtiğini ifade etmiştir.

2
***

You might also like