You are on page 1of 2

ORTA KRALLIK

1. Siyasi Gelişmeler:
M.Ö. 2050 civarında, bir Teb prensi olan II. Mentuhotep Mısır’ı eski bütünlüğüne
yeniden kavuşturdu. İlgisi iki Mısır’ın birleşmesinden çok daha fazlasına uzandı. Mısır’ın
etkisini, Nübye’ye doğru genişletti. 11. Sülaleden Mentuhotep ve onun 12. Sülaleden ardılları
bölgenin topyekûn tahakkümünü amaçladılar. Güçlerini Nil’in 1. ve 2. çağlayanları arasına
özenle inşa edilmiş bir dizi kale aracılığıyla ifade ettiler. Mentuhotep öldüğünde Orta krallığın
en güzel anıtlarından birine, Teb’in batı kıyısındaki büyük cenaze kompleksine gömülmüştür.
I. Amenemhet’in tahta oturmasıyla 12. sülale dönemi başladı. O ve ardılları Mısır
tarihindeki en başarılı firavunlar arasında sayılırlar. Amenemhet, Orta Mısır’daki Lişt’te yeni
bir başkent kurdu. Öte yandan Teb, Yukarı Mısır’ın yönetim merkezi olarak alıkonuldu.
Amenemhet aynı zamanda, firavunun ölümünde tahtın daha rahat el değiştirmesi için oğlunu
tahta ortak ederek yeni bir gelenek başlattı.
I. Amenemhet’in oğlu I. Senusret (Sesostris), babası öldürüldüğü sırada Batı Çölü’nde
seferde idi. Hızla geri dönerek darbeyi bastırdı ve 45 yıl hüküm sürdü. Katledilen
Amenehet’in oğluna yazdığı talimatları içerdiği öne sürülen belge onun yoluna ışık tutmuş
olmalıdır. Amenemhet’in Talimatları adlı bu belgede baba oğluna hiç kimseye
güvenmemesini salık verir. Firavunların tanrı olarak kudretleri azalmıştı ancak etkin
yöneticiler olarak takdir edilmeyi sürdürüyorlardı. Senusret ülkeyi kontrol etmek için
yolculuklara çıkmış ve onun sıkı denetimi her yerde hissedilmiştir. Dilden dile dolaşan
Sinuhe’nin öyküsünden, firavunun bilge ve cömert biri olarak görüldüğü anlaşılır.
Onun oğlu II. Amenemhet 34 yıllık saltanatında daha çok tarım üretimi ve gıda
stoklarıyla ilgilendi. Nil’in batısındaki Fayyum çukurunun bereketini fark etti. O ve ardılları
binlerce hektarlık kuru toprağı ilk kez yoğun sulamayla beslediler.
Bu dönem Mısır’ında devlet örgütünün gelişmişliği firavun II. Senusret adına Nil ile
Fayyum arasındaki Kahun’da bir piramit inşa etmek için yapı işçilerini bir araya getirmek
amacıyla kurulan 3000 kişilik yapay bir köyden de anlaşılmaktadır. Bu köy Hetep-Senusret
(Senusret Beğendi) adıyla bilinmektedir.
III. Senusret kendini, eyalet valiliğini ortadan kaldıracak kadar güvende hissetti. Ülkeyi
yukarı ve aşağı olmak üzere iki bölüme ayırdı ve her iki bölüme hükümdara bağlı birer vezir
tayin etti. İç güvenliği böylece temin eden III. Senusret, ilgisini kârlı Nübye ticaretine verdi.
Orta krallık firavunları kazançlı fildişi ve altın ticaretini ele geçirmek amacıyla durmadan
güneye ilerliyorlardı. Firavun bu amaçla ikinci çağlayanda bir dizi kale inşa ettirdi.
III. Amenemhet muhteşem Orta krallık firavunlarının sonuncusuydu. Eski krallık
firavunu Snefru’dan sonra ilk kez bir firavun kendisi için iki adet piramit yaptırabildi.
2. İkinci Ara Dönem:
Orta Krallığın çöküşü aşama aşama gerçekleşti. 12. sülalenin sona ermesiyle, kısa
sürelerle hükümdarlık yapan firavunlar dönemi gelmiştir. Bu firavunlar, Mısır’ın
sınırlarındaki hamiyeti yavaş yavaş yitirmeye başladılar. Bu dönemde Filistin’den Doğu
Deltası’na göçebe akını vardı. Bunların daha güçlü bir ülkeden gelen istilacılar mı yoksa
karışıklık döneminin mültecileri mi oldukları açık değildir. Mısırlılar onları “yabancı ülkelerin
önderleri” anlamına gelen Hyksoslar olarak adlandırdılar.
Doğu Deltası’ndaki Avaris’te kendi başkentlerini kurdular. Hyksoslar’ın güneydeki
Nübyeliler’le müttefik olduklarına ve böylece firavunların Teb civarındaki topraklarının
azaldığına dair kanıtlar bulunuyor. Nübye sınırındaki kaleler terk edilmiş, Orta Krallığın
başkenti Lişt de istila edilmişti.
Daha sonraki Mısır firavunları Hyksoslar’ı barbarlar olarak nitelendirdiler. Orta Krallık
dönemi kapalı Mısır dünyasına yapılan böyle bir saldırı çok rahatsız edici olmalıdır. Bununla
birlikte Hyksoslar, Mısır kültürünü yakıp yok eden uygarlaşmamış barbarlar değillerdi.
Beraberlerinde koşumlu atlar, yeni zırh çeşitleri ve dikey tezgâhlardan çıkan dokumalar
getirdiler. Lir ve lavtayı adlı müzik aletlerini de onlar tanıttığı biliniyor. Ayrıca hiyeroglifi ve
Mısır tanrılarını da benimsemişlerdir. Hyksos dönemi aslında kültürel bir zenginlik
dönemidir.
Bu arada Teb’de 17. Sülale ortaya çıkmıştır. Başlangıçta bu yeni sülale firavunları
Hyksoslu yöneticilerle işbirliği yaptılar. Ne var ki M.Ö. 1550 civarında Tebli firavunlar
kuzeye doğru ilerlediler. İlk olarak Hyksoslar’la Nübyeliler arasındaki bağlantıyı kestiler.
Daha sonra I. Ahmose’nin (Kamose) önce Memphis’i ardından Avaris’i ele geçirip,
Hyksoslar’ı Filistin’e sürmesiyle, tekrar Delta’yı elde etmiş oldular.

Bibliyografya:
1. BREWER, Douglas J. – TEETER, Emily, Mısır ve Mısırlılar, Çev.: Nihal Uzan, Ankara,
2011.
2. FAGAN, Brain, Firavunlar Ülkesi Mısır, İstanbul, 2003.
3. FREEMAN, Charles, Mısır Yunan ve Roma Antik Akdeniz Uygarlıkları, Ankara, 2005.
4. WILKINSON, Toby, Eski Mısır. M.Ö. 3000’den Kleopatra’ya Bir Uygarlığın Tarihi,
Çev.: Ü. H. Yolsal, Say Yay., İstanbul, 2013.

You might also like