You are on page 1of 10

10.

DERS: KOMPAKSİYON (SIKIŞTIRMA)

Kompaksiyon (compaction), belirli bir su muhtevasına sahip zeminin (nemli zeminin), tabaka tabaka
(genellikle 0.2-0.4m) serilerek, mekanik araçlar yardımıyla (silindirleme, vibrasyon (titreşim) uygulama,
tokmaklama gibi) sıkıştırılmasına denilir. Bu işlemlerle zemin taneleri birbirine yakınlaşarak boşluk oranı
ve toplam hacim azalır. Pratikte zemin boşlukları arasındaki su sıkışmazdır. Sıkıştırma boşluklardaki
havanın sıkışması veya dışarı çıkması ile boşlukların azalması ile olur. Sıkıştırma ani bir işlemdir.

Toprak zeminin mekanik ve fiziksel özelliklerinin iyileştirilmesi için mekanik bazı araçlar
kullanılarak zeminin bünyesindeki su ve tane hacmi sabit iken, havanın dışarı atılmasıdır.

Kompaksiyon nerelerde kullanılır?

Karayolları, toprak dolgu baraj, istinat yapıları, toprakarme yapılar, hava alanları, dolgu gerektiren
inşaatlar gibi pek çok mühendislik uygulamasında zayıf zeminlerin sıkıştırılarak birim ağırlıklarının
yükseltilmesi gerekmektedir. Ayrıca hareket etmesi istenmeyen istiflenen zeminlerde veya kazılarak
stabilitesi bozulan zeminlerin üzerinde yapılacak imalatlarda kompaksiyon oldukça önem arz eder.

Kompaksiyon faydaları nelerdir?


1. Kompaksiyon yapılmış zeminlerde makaslama dayanımı yani taşıma gücü artar.
2. Zeminin permeabilitesi azalır.
3. Zemin su alarak hacimsel değişme, sürüklenme gibi durumlara karşı daha dirençli (daha kararlı) olur.
4. Çeşitli yükler nedeniyle zeminde oluşacak oturmalar, çökmeler (deformasyonlar) azalır.
5. Zeminlerde kayma direnci yükselir. Erozyona karşı daha dirençli olur
6. Sıkışabilirliği azalır.
7. Şişme-büzülme davranışı kontrol altına alınabilir,
8. Aşınabilirliği azalır veya gecikir,
9. Sıvılaşma yeteneği kaybolabilir,
10. Dondan aşırı etkilenmez.
11. Uzaklaştırılmak istenen malzemenin dolguda kullanılmasının imkanını sağlar.

Kompaksiyon zemindeki hava boşlukların azaltılması demektir su miktarı değişmez.


Konsolidasyonla karıştırılmamalıdır. Konsolidasyon ise zemindeki su muhtevası azaltarak oluşur.

Mimar Sinan

Mimar Sinan’ın 80 yaşındayken ustalık eseri olarak inşaa ettiği Edirne ilimizde bulunan Camidir.
Kubbesi 19 YY öncesi teknoloji ile ulaşılabilecek en geniş sınırlara sahip kubbe olan bu eserde birçok
mühendislik dehası bulunmaktadır. Ayrıca İstanbul’da inşa ettiği Süleymaniye Camiide yine Koca
Sinan’ın en büyük eserlerinden bir diğeridir. Dersimiz ile ilgili olarak bu iki yapı hakkında aktaracağımız
özellik ise zemin sıkıştırmanın en eski bilinen örneklerinden ikisi olmalarıdır.

Özellikle Mimar Sinan, eserini yapmadan önce çok ciddi jeofizik araştırmalar yapmış, kayaçları ve
özelliklerini araştırmış, sanatsal ve geoteknik olarak en uygun bölge tayini yapmıştır. Mimar Sinan'ın
yapıyı oluşturacak noktaya tüm yapı malzemelerini yığıp bir kaç yıl zeminin oturması için beklediği
bilinmektedir. Ayrıca temel yapısına da özen göstermiş, devrilme momentlerinin önüne geçmek için
temellerde ampartmanlar yapmıştır ve temeller çoğu zaman derindeki kayaçlara oturtulana kadar derin
yapılmıştır. Kısaca iyi zemin-kayaç, sıkıştırma ile yapılar temelden güvence altına alınmıştır. Bu nedenle
tarihi eser zeminlerinde sıvılaşma, oturma, kayma, heyelan gibi zemin deformasyonları görülmemektedir.
Süleymaniye Camii Temel derinliği 5.90 m’dir. Malzeme olarak, kaba yonu taşlar ve bağlayıcı olarak
horasan harcı ile geniş derzlerle örülmüşlerdir.

Evliya Çelebi’nin, Süleymaniye Camisi’nde zeminin kazılması ve temellerin hazırlanması ile


ilgili yazısı da bize dönemin yapım teknikleri ile ilgili bilgi vermektedir. Çelebi yazısında, “Toprağın
açılması ve taşların parçalanması için üç sene çalışılmış ve pek sağlam bir şekilde inşa edilmesine itina
edilmiş olan temellerin toprak yüzüne çıkması da ayrıca üç senelik uzun bir çalışmayı icab ettirmiştir.”
der. Ayrıca bu camiide kazıklar belirli bir mesafe kazıldıktan sonra yeraltı su seviyesinin altında olacak
şekilde yerleştirildiğini bilmekteyiz. Bu durum kazıkların çürümeden uzun yıllar hizmet vermesi için planlı
yapılmıştır. Kazıklar ana kayaya oturmaktadırlar Kazıkların üzerine yapılmış rıhtım bugünkü anlamda
taş temel radye niteliğindedir. Radye üzerine ayaklar ve daha sonra tonozlu odalar inşa edilerek bahçe
seviyesine çıkılmıştır. Cami bu alt yapı üzerine inşa edilmiştir. Caminin bodrumunda secde döşemesi
altında on iki adet tonozlu oda bulunmaktadır. Bu odaların hepsi birbirleriyle geçitlerle bağlanmıştır”
Tarihi yapılarda zemin oturmaları o kadar önemsenmiştir ki yapıların binlerce yıl ayakta kalmasının
koşulu olarak görülmüştür diyebiliriz. Mimar Sinan'ın bu zemin oturmalarını haber vermesi için bazı
yapılarına yerleştirdiği alarm görevi gören Döner Sütunlar (Deprem Terazisi) koymuştur. Bu teraziler
yapının oturması veya durabilitesinin bozulduğunu gösterebilmektedir. Ancak sütunların hala dönebiliyor
olması ise gerçek bir mühendislik becerisini göstermektedir.

Kompaksiyon Eğrisi

Sıkıştırılmış bir zeminde kompaksiyonun ölçüsü o zemine ait kuru yoğunluktur. Bir başka deyişle,
sıkıştırılmış yaş bir zemine ait kuru yoğunluk ne kadar büyükse o yaş zemin o yaş zemin o kadar iyi
sıkıştırılmış demektir. Sıkıştırılmış bir zeminin yaş ve kuru yoğunluk bağıntıları yazılıp birbirine
bölünürse kompaksiyonun temel bağıntısı elde edilir.

Bir toprağın sıkışma durumunun ölçüsü → KURU BİRİM HACİM AĞIRLIĞI (γk)’dır.

Sıkıştırılmış zeminin ne kadar iyi sıkıştığını anlamak için kuru yoğunluğuna bakılır demiştik.
Araştırmalarda kuru yoğunluğun su muhtevasına göre artışı yukarıdaki şekildeki gibi olduğu görülmüş,
belirli bir su muhtevasına (optimum su muhtevasına) kadar kuru yoğunluk artış göstermiş daha sonra ise
kuru yoğunluk azalmaya başladığı tespit edilmiştir. Optimum su muhtevası zeminin çeşitli özelliklerine
ve türüne göre değişkenlik gösterir.

Grafik 1. Bölge: Zeminde yeterli su yok. Boşluklar çok fazla. Taneler arası sürtünme kuvveti zemini
sıkışmasını engelliyor. Ancak su muhtevası arttıkça adsorbe su sayesinde taneler arası sürtünme
azaldığından sıkışma değeri de artıyor.

Grafik 2. Bölge: Zeminde bulunan tanelerin etrafını bir film şeridi gibi sarmış olan su en ideal
miktarda bulunmakta (Optimum su muhtevası). Zemin bu su miktarında en yüksek değerlerde sıkışmış
durumdadır.
Grafik 3. Bölge: Su artık boşlukların tamamını doldurmuş hatta daha da artmakta. Pratik olarak
suyun sıkışamama durumu zeminin hacmini de arttırmakta.

Grafiğin en tepe noktasında doygunluk derecesinin yüzde yüz olması teorik olarak olabilir gözükse
de pratikte imkansızdır.

Proktor Testi (Kompaksiyon testi)

Proktor testinin amacı, zeminlerde en iyi sıkışmanın sağlanabileceği (en yoğun durum) karışımda
kullanılacak su muhtevasının belirlenmesidir. Bu su içeriği, optimum su içeriği olarak adlandırılır. Proktor
deneyi bir çarpma kompaksiyonudur. Proktor çekici zemin örneği üzerine çok sayıda düşürülür. Çekicin
kütlesi, düşme yüksekliği, düşme sayısı, zemin seviyesi sayısı ve kalıbın (mold) hacmi standarttır.

Sıkıştırılmış bir zeminin yaş ve kuru yoğunluk bağıntıları yazılıp birbirine bölünürse kompaksiyonun
temel bağıntısı elde edilir.

𝑀𝑡ü𝑚 𝜌𝑡𝑎𝑛𝑒 × (1 + 𝑤)
𝜌𝑛 = =
𝑉𝑡ü𝑚 1+𝑒

𝑀𝑡𝑎𝑛 𝑒 𝜌𝑡𝑎𝑛𝑒
𝜌𝑘 = =
𝑉𝑡ü𝑚 1+𝑒

𝜌𝑡𝑎𝑛𝑒 × (1 + 𝑤)
𝜌𝑛 1+𝑒 𝝆𝒏
= 𝜌𝑡𝑎𝑛𝑒 = 1 + 𝑤 𝑖𝑠𝑒 𝝆𝒌 =
𝜌𝑘 𝟏+𝒘
1+𝑒
Standart Proktor Testi

Deney için kurutulmuş aynı tane özelliklerine sahip birkaç kg zemin numunesi ile gerçekleştirilir.
Zemin numunesine belirli miktarlarda su eklenerek farklı numuneler ayrı ayrı teste tabi tutulur.Yaklaşık
1000 ml iç hacmindeki standart bir kalıp içine toprak, üç tabaka halinde standart bir ağırlığın (genellikle
2,5 kg) 300 mm’den 25 defa düşürülmesi ile sıkıştırılarak yerleştirilir. Sıkıştırma her tabakaya uygulanır.
Daha sonra Standart kalıp tartılarak birim hacim ağırlık belirlenir. Su içeriği de bilindiğinden, yukarıdaki
formül kullanılarak kuru birim hacim ağırlığı hesaplanır. Farklı su içeriklerinde deney tekrarlanarak, su
içeriği-kuru birim hacim ağırlık eğrisinden optimum su içeriği – maksimum kuru birim hacim ağırlığı
belirlenir
Modifiye Proktor Testi

Arazi çalışmalarında sıkıştırma teknolojisi yeterli olmadığı dönemlerde standart Proktor testi ile elde
edilen sonuçlar yeterli olmaktaydı. Kompaksiyon enerjisini veren araçların gelişmesi ile daha yüksek
sıkışmışlık değerlerine ulaşılmaya başlanılınca Proktor testinin bazı özellikleri değiştirilerek aynı
prosedürde deney yapılması kararlaştırılmıştır. Bu deneylere modifiye (değiştirilmiş) Proktor testi
denilmektedir. Normal yapılarda standart Proktor kullanılmasında bir sakınca bulunmamakla beraber, ağı
yüklere maruz kalan havaalanı, otoyol gibi yerlerde modifiye Proktor testi yapılması daha doğru sonuçlar
vermektedir.

Standart proktora göre daha yüksek bir mesafeden daha ağır bir çekicin düşürülmesi ile yapılan
motife Proktor testi ile ilgili karşılaştırmalı bilgi aşağıdaki gibidir.

Arazide Sıkıştırma Çalışmaları

Arazide kompaksiyon (sıkıştırma) için yapılacak çalışmada arazinin (zeminin) durumu yapılacak
yapının özellikleri ve kullanılacak sıkıştırma aracının tipine göre belirli kalınlıklarda zemin tabaka tabaka
serilip sıkıştırılır (Genellikle 0,2-0,4 m serilir). Zeminin serilmesi sırasında kullanılan malzemenin
özelliği bilinir ve gerekirse optimum su muhtevası değerine ulaşabilmesi için bir miktar arazözler
kullanılarak su serpilir. Eğer su fazla ise kurutulması için havalandırma yapılır. (Bu işlemler genellikle
birim fiyatlarda serme/sulama/sıkıştırma olarak pozlandırılmaktadır). Sıkıştırmada önemli olan husus
zemin cinsine uygun bir araç ile uygun sayıda geçişlerle sıkıştırma yapılmasıdır. Sıkıştırma araçları olarak
genellikle üç tip araç kullanılmaktadır;

1. Silindirler (Düz, karma (tandem), keçi ayaklı, lastik tekerlekli vb.)


2. Vibratörler (Silindir plaka, kiriş vb.)
3. Tokmaklar (Sıçrayan kurbağa, vinç tokmak vb.)
Taneli kohezyonsuz zeminlerde genellikle düz silindirler, vibratörler kullanılır. Kohezyonlu
zeminlerde ise keçi ayaklı veya lastik tekerlekli silindirler daha çok tercih edilir. Kule tokmaklar
her iki zemin türü için de uygundur.

GW = İyi derecelenmiş çakıl, SW=İyi derecelenmiş kum, ML=Düşük Plastisiteli Silt CL=Düşük Plastisiteli Kil
SC= Killi Kum, GC=Killi Çakıl, CH=İnorganik Killer, SM=Siltli Kumlar, SP=Çakıllı Kumlar, OH=Organik Killer
Arazide zeminin optimum su muhtevasına getirilip sıkıştırılması için genellikle 3 yöntem kullanılır;

1. Yerinde karıştırma yöntemi; Gerekli kadar su üzerine serpilerek karıştırılır. Tekrar serilip sıkıştırılır.
2. Gezici santral; Hareket eden santrale zemin ve optimum su seviyesine gelene kadar su eklenerek
karıştırılır, serilip sıkıştırılır
3. Sabit santral; Zemin sabit bir santrale taşınır, optimum su seviyesine gelene kadar su eklenir, sonra
geri taşınır, serilir ve sıkıştırılır.

Rölatif Kompaksiyon Değeri

Arazide yapılan kompaksiyonun kalitesi kompaksiyon yüzdesi (rölatif kompaksiyon, göreli


kompaksiyon, izafi kompaksiyon) ile kontrol edilir. Kompaksiyon yüzdesi Rc aşağıdaki gibi hesaplanır;

𝝆𝒌 (𝒂𝒓𝒂𝒛𝒊) 𝜌𝑛 (𝑎𝑟𝑎𝑧𝑖)
𝑹𝒄 = × 𝟏𝟎𝟎 𝐻𝐴𝑇𝐼𝑅𝐿𝐴𝑇𝑀𝐴: 𝜌𝑘 (𝑎𝑟𝑎𝑧𝑖) =
𝝆𝒌𝒎𝒂𝒙 (𝒍𝒂𝒃) 1 + 𝑤(𝑎𝑟𝑎𝑧𝑖)

Rc yüzde ile ifade edilen birimsiz bir sayıdır. Uygulamaya göre değer alır ancak genellikle %90-98
olması istenilir (şartnamelerde genellikle en az %95 istenir). Laboratuvarda standart veya modifiye
proktor testi ile elde edilen değere arazide ne kadar yaklaşıldığının tespiti için yapılır.

HATIRLATMA:

Rölatif sıkılık Dr ile Rölatif Kompaksiyonu Rc karıştırmamak gerekir. Arazi sıkışmasını


değerlendirmek için, arazideki kuru birim hacim ağırlığının bilinmesi gerekir. Bunun için ise su içeriğinin
ve doğal birim hacim ağırlığının belirlenmesi gerekmektedir. Doğal birim hacim ağırlığının belirlenmesi
için 4 nolu ders notumuzda detaylarını anlattığımız aşağıdaki yöntemlerden en uygunu kullanılmalıdır;

1. Silindirik örnek yöntemi


2. Kum ile hacim ölçme yöntemi
3. Lastik balon yöntemi
4. Su taşırma yöntemi.
5. Nükleer Yoğunluk belirleme cihazı.

Yine su muhtevası 4. Ders notunda anlattığımız


etüvde numune kurutma yöntemi ile belirlenir.

ÖZETLERSEK: Araziden alınan numune laboratuvara getirilir. Proktor testlerinden


biri uygulanır ve optimum su muhtevasında oluşan maksimum kuru birim hacim ağırlık
hesaplanır. Daha sonra Arazi numunesinden doğal birim hacim ağırlık ve su muhtevası
bulunur ve formülle kuru birim hacim ağırlık hesabına geçilir. Kuru birim hacim
ağırlıklar karşılaştırılır. Ve laboratuvarda çıkan değerin genellikle %90-95’i arazide de
sağlanması istenilir.
Kompaksiyon, proktor iğnesi adında cihaz ile de değer ölçülebilir. Ancak bu değer eski bir metot
olması ve farklı zeminler için farklı başlık ve kalibrasyon ihtiyacı duyması nedeniyle tercih edilmez.

Sıkışmayı etkileyen Faktörler;

1. Zeminin Türü; Maksimum kuru birim hacim


ağırlık ve optimum su muhtevası üzerinde büyük etkisi
vardır. Genellikle iri taneli zeminler ince tanelilere göre
daha düşük optimum su seviyesinde daha yüksek kuru
yoğunluk değerine ulaşır. Ayrıca iyi derecelenmiş
zeminler kötü derecelnmiş zeminlere göre daha iyi
sıkışırlar. Son olarak aşağıdaki özellikler de sıkıştırma
değerini etkiler;

 Dane çapı dağılımı (Dmax, Cu, Cr)


 Dane birim hacim ağırlığı
 Mevcut kil minerallerinin miktarı ve özellikleri
 Kıvam Limitleri

2. Kompaksiyon Enerjisi; Aynı zemin türleri için kompaksiyon enerjisi ne kadar artarsa o kadar
yüksek maksimum kuru yoğunluk değerine ulaşılır.

3. Su Muhtevası; Suyun teorik olarak sıkışamaz olmasından dolayı sıkıştırılan zeminde ne kadar su
varsa hacim o denli artar, ayrıca yine zeminde suyun az olması da taneler arası sürtünmeyi
artıracağından sıkışmanın sağlanmamasına neden olur. Bu nedenle su muhtevası önemlidir. Ayrıca
boşluk suyu kimyası ve suyun donması da sıkışabilirliği etkiler.

Kalforniya Taşıma Oranı (CBR – California Bearing Ratio)

Özellikle yol ve havaalanı inşaatlarında çok sıklıkla kullanılan bu oranın en


kısa tanımı şöyledir; Bir metal kalıpta sıkıştırılmış bir zemin numunesine daire
uçlu metal çubuğun (D=50 mm) sabit bir hızla (1,25 mm/dak vb.) batırılması için
gerekli olan kuvvet ölçülür. Daha sonra arazide sıkıştırılmış bir zeminden alınan
numune arazi şartlarının sağlandığı laboratuvar ortamındaki zemine aynı şekilde
metal çubuğun batırılması için gerekli kuvvet tespit edilir. Bu iki kuvvetin oranı
CBR değerini verir. Burada önemli olan numuneye metalin ne kadar batırılacağına
karar vermektir. İki kuvvetin hesabında da aynı miktarda batırılması esastır.
Örnek: İç çapı 0,102m iç yüksekliği 0.117 m olan kompaksiyon kabı ile bir zemin üzerinde
kompaksiyon deneyleri yapılmıştır. Kaptaki yaş zeminin kütlesi 1738 gr, su içeriği 0.14 tür. Bu
deneye ait sıkışmışlık verisi olan kuru yoğunluğunu ve doygunluk yüzdesini bulunuz. Zeminin tane
yoğunluğu 2.60 ton/m3’tür.

Çözüm: Önce zemin numunesinin (kalıbın) hacmini hesaplarsak;

V=3,14*0,102²/4*0,117= 9,56*10-8 m³

𝑀𝑦𝑎ş 1738 × 10−6 𝑡𝑜𝑛


𝜌𝑛 = = = 1,82 𝑡𝑜𝑛/𝑚³
𝑉 9,56 × 10−8 𝑚

𝜌𝑛 1,82
𝜌𝑘 = = = 1,59 𝑡𝑜𝑛/𝑚³
1 + 𝑤 1 + 0,14

𝜌𝑠 2,6
𝜌𝑘 = = 1,59 = = 𝑆𝑟 = 0,57 (%57)
𝐺𝑠 × 𝑤 2,6 × 0,14
1+ 1+
𝑆𝑟 𝑆𝑟

Örnek 2: Tane yoğunluğu 2,75 gr/cm3 olan bir toprak dolguda sıkışma kontrolü için açılan bir
çukurdan çıkarılan nemli malzemenin kütlesi 8458 gr olarak belirlenmiştir. Malzeme etüvde
kurutulduktan sonra ise kütlesinin 6792 gr olduğu tespit edilmiştir. Açılan çukurun hacminin
belirlenmesi amacıyla 6183 gr kuru kum çukura boşaltılmıştır. Kumun kuru yoğunluğu 1,47 gr/cm3
olduğuna göre;

a) Sıkıştırılmış zeminin doğal yoğunluğunu,


b) Sıkıştırılmış zeminin kuru yoğunluğunu,
c) Sıkıştırılmış zeminin doygunluk derecesini belirleyiniz.
d) %90 rölatif kompaksiyonun istendiği durum için laboratuvarda belirlenen maksimum kuru
yoğunluk değerini hesaplayınız

Çözüm: Verilenler ρs=2,75 gr/cm³, Myaş=8485 gr, Mkuru=6792 gr Mkum=6183 gr, ρkum= 1,47 gr/cm³

Önce numune alınan çukurun hacmini bulabilmek için verilen kum ağırlığını kum yoğunluğuna böleriz;
𝑀𝑘𝑢𝑚 6183
𝑉𝑘𝑢𝑚 = = = 4206 𝑐𝑚3 ç𝑢𝑘𝑢𝑟𝑢𝑛 ℎ𝑎𝑐𝑚𝑖
𝜌𝑘𝑢𝑚 1,47

𝑀𝑦𝑎ş 8485
a) Hacmi bulduktan sonra doğal yoğunluğu buluruz; 𝜌𝑛 = = = 𝟐, 𝟎𝟏 𝒈𝒓/𝒄𝒎³
𝑉 4206

𝑀𝑠𝑢 (8485−6792)
b) Kuru yoğunluğu bulabilmek için su muhtevasını lazım 𝑤 = 𝑀𝑘𝑢𝑟𝑢 = = 0,245
6792
𝜌𝑛 2,01
𝜌𝑘 = 1+𝑤 = 1+0,245 = 𝟏, 𝟔𝟏 𝒈𝒓/𝒄𝒎³

𝜌𝑠 2,75
c) 𝜌𝑘 = 𝐺 ×𝑤 = 1,61 = 2,75×0,245 = 𝑺𝒓 = 𝟎, 𝟗𝟓𝟏 (%𝟗𝟓, 𝟏)
1+ 𝑠 1+
𝑆𝑟
𝑆𝑟

𝜌𝑘(𝑎𝑟𝑎𝑧𝑖) 1,61
d) 𝑅𝑐 = 0,9 = 𝜌𝑘 (𝑙𝑎𝑏)
=𝜌 𝒊𝒔𝒆 𝝆𝒌 (𝒍𝒂𝒃) = 𝟏, 𝟕𝟗 𝒈𝒓/𝒄𝒎³
𝑘 (𝑙𝑎𝑏)

You might also like