You are on page 1of 9

Borç İlişkilerinde Özel Durumlar:

Bağlanma Parası: Taraflar arasında sözleşme yapıldığının teyidi amacıyla taraflardan birinin
diğerine ödediği bir miktar paradır. Günlük hayatta buna kapora denir. Bu kaparo bir kanıt
mahiyetindedir.

Eğer sözleşme veya farklı yönde yerel adet yoksa bağlanma parası esas alacaktan düşülüyor.
Eski kanunda bunun tam tersi söyleniyordu. Ancak yeni kanunda böyle düzenlenmiştir.

2. olarak;…

Sözleşmeden dönme hakkı yenilik doğuran bir haktır. Ya kanundan ya da sözleşmenin


taraflarının kararlaştırması ile ortaya çıkabilir.

Cayma Tazminatı: (Pişmanlık Akçesi): Sözleşme kurulurken taraflardan biri diğer tarafa bir
miktar para vermekte ve paranın bu kişide kalması kaydıyla tek taraflı olarak sözleşmeden
dönme hakkı elde etmektedir.

Yani dönme hakkının satın alınması diyebiliriz. Önceden kararlaştırılan bedel peşin olarak
ödenecektir.

Kanun koyucu taraflardan birine bu hakkı tanırken …

178. maddede parayı alan kişiye de dönme hakkı tanınır.

1000Tl

A B

2000Tl

B’nin hakkı kanundan doğmaktadır.

Karşı tarafın … 8.DK

Eğer bir miktar para ödenmiş ise bu bağlanma cayma parası mı? .. 9.DK

Aksine açık düzenleme olmadığı takdirde bir miktar para ödenmesini kapora varsayacağız.

Ceza Koşulu  Borçlunun alacaklıya karşı sözleşmeden doğan yükümlülüğünü gereği gibi ifa
etmesini sağlamaya yönelik ifanın yapılmaması halinde borçlunun ödemeyi üstlendiği
ekonomik bir değer taşıyan edimi ifade eder.

Bir tazminat müessesesi değildir. Temel amaç borçluyu ifaya yönelik olarak zorlamaktır.

Borçlu bir edimi üstlenmiştir, karşı taraf da zamanda ifa ister. Zamanda ifa olmaz ise ne
yapabilecek? 12. DK …..
Sözleşmede karşılaştırılan ceza koşuluna başvurulabilir. (Genellikle para şeklinde)

Asıl borca bağlı olarak kararlaştırılabilir. Feri Borç (Yan Borç) niteliğindedir. Alacaklı
bakımından ise feri hak (bağımlı hak) niteliğindedir.  Bunun sonucu olarak da asıl alacak var
ve geçerli ise ceza koşulu da geçerlidir. Herhangi bir şekilde sona ererse ceza koşulu da sona
erecekti. Ceza koşulu muaccel olduktan sonra bağımsız bir borç haline dönüşecektir.

Faiz, ceza koşulu gibi feri (bağlı) borçlar için, asıl borçların ödenmesi sırasında 17.DK …

Borç ifa edilirken feri borçlar saklı tutulmaz ise asıl alacak ifa edildiği takdirde bağlı olan (feri
olan) haklar da sona erer. Fazlaya ilişkin haklar saklı tutulur ifadesi bu sebeple kullanılır.

Saklı tutulursa sonradan ayrıca talep edilebilir.

Ceza Koşulunun Türleri:

3 Tür karşımıza çıkar. Seçimlik Ceza Koşulu, İfaya Eklenen Ceza Koşulu, Dönme (ifayı
engelleyen) ceza koşulu.

1) Seçimlik Ceza Koşulu: Alacaklı ya asli edimi veya kararlaştırılan ceza koşulunu talep
edebilir. Seçimlik borçlara ilişkin düzenleme … 21. DK

Ya ceza koşulunu seçeceksin ya da asli edimin ifasını talep edip ceza koşulu talep
etmeyeceksin.

Daha çok küçük …

2) İfaya Eklenen Ceza Koşulu: Alacaklı hem asli edim yükümlülüğü yerine getirilmesini hem de
ceza koşulunun ifasını isteyebilecektir.

Özellikle inşaat sözleşmesi, kamu ihale sözleşmesi çok uygulanan bir yöntemdir.

179. madde  Seçimlik ceza koşulunun varlığı konusunda eğer tereddüt varsa bir sözleşme
….. cezanın ifasını isteyebilir. Seçimlik mi yoksa cezaya eklenen …. 25. DK

2. Fıkra ….

3) Dönme – İfayı Engelleyen Ceza Koşulu (179/3’de düzenlenmiştir): Borçlu edimi ifa etmek
yerine sözleşmeden dönme hakkını kullanmak suretiyle kararlaştırılan cezai şartı yerine
getirmektedir.

179/3  Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle
sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.

Dilerse sözleşmeden dönme yerine ifayı …. 28. DK


Cayma tazminatı ile farkı ne?  Cayma tazminatında başlangıçta kararlaştırma söz
konusudur. Ayrıca bedel peşin olarak ödenmektedir. … Kararlaştırma yapılmakta ancak
dönme cezası sonradan ifa edilmektedir.

Dönme ceza koşulu sadece borçluya tanınmakta ancak diğerinde her iki tarafta da var.

Diğer farklılık ise cayma tazminatında indirim yapabilme imkanı yoktur. Ancak ceza
koşulunda kararlaştırılan karar çok yüksek ise indirim yapabilme imkanı var.

Ceza koşulunun hüküm ve sonuçları; Ceza koşulunun talep edilebilmesi için öncelikle asıl
borcun muaccel olması gerekir. İkinci olarak da borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemiş
olması gerekir.

Gereği gibi ifa; ……

Ceza koşulunda miktarı belirleme yetkisi taraflara bırakılmıştır. Taraflar serbestçe


kararlaştırabilirler. 182/1’de buna vurgu yapılmıştır.

Ancak 182/2’de buna sınırlama getirmekte 182/3’te ise hakim aşırı gördüğü ceza koşulunu
kendiliğinden indirir demektedir.

Kural ; adli yargıda borçlar hukuku uygulaması görülecek uyuşmazlıkta tarafların talepleri ile
bağlıdır. Burada istisna vardır. Bu tür bir indirim borçlar … 36. DK

Taraflar tacir ise aşırı görülen ceza koşulu indirilemez.

Miktar çok yüksek ise ve tacirin mahvolmasına sebep olacak düzeyde ise yani tacirin mahvına
sebep olacak düzeyde ise böyle bir durumun 27. Madde bağlamında … kararlaştırılan ceza
koşuluna ahlaka aykırı olarak nitelendirmekte. (Yargıtay diyor ahlaka aykırı diye)

Ve Yargıtay …

Cezai şart ile zarar arasında nasıl bir ilişki var?  Esas olarak ilişki değil cezai şart ile dahi
karşılanamayan bir zarar söz konusu ise m.182 yaz.

Aşan miktar istenebilir acak tazminat istenebilmesi için … 42. DK

181. Madde  ‘’Ceza koşuluna ilişkin hükümler, dönme durumunda ifa edilmiş olan kısmın
alacaklıya kalacağını öngören sözleşmelere de uygulanır.’’ Demektedir. Kısmi ifa
gerçekleştiriyor. Bu ifa sözleşmeden dönersem sende kalsın şeklinde bir kararlaştırma
yaparsan bu tür kararlaştırma ceza koşulu mahiyetinde olur.

182. madde  ‘’Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça
sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası
istenemez.’’ Demektedir. 43.30 DK …

Ceza koşulunun imkansız olması ya da … 44. DK


Borç ilişkilerinde …

Alacağın Devri / Temliki:

Alacağın devri borçlunun rızasına ihtiyaç olmaksızın alacaklı ile 3. Kişi arasında yapılan yazılı
bir sözleşme ile alacağın 3. Bir kişi arasında yapılan yazılı bir sözleşme ile alacağın 3. Bir kişiye
devredilmesini ifade eder.

Burada esas itibariyle alacaklının … 1.40 DK … Alacak hakkı 3. Kişi ….

Alacağın devri için …. Rızasına gerek yoktur.

Şekil öngörülmüştür. Bu şekil yazılı şekil şartıdır.

Taraflar sadece alacağı değil de sözleşme ilişkisini tamamen 3. Kişiye devretmek istiyorlarsa
sözleşmenin devrine ilişkin hükümlere tabi olur.

Kira parası …

Kanuni bir devir ile karşı karşıyayız. Taşınmaz 3. Bir kişiye devredilirse yeni malik sözleşmenin
tarafı haline gelmektedir. Nisbilik ilkesi gereğince … 3. Kişiye …

Dolayısıyla taşınmazın 3. Kişiye devri halinde 3. Kişi kira sözleşmesinden doğan hakkı …

Ancak istisna öngörülmektedir. (310. Madde)

Yeni malik sözleşmenin tarafı haline gelir.

Alacağın devri değil … Alacağın devri kanun ile söz konusu olabiliyor. (TBK m.310)

310. Madde  ‘’ Sözleşmenin kurulmasından sonra kiralanan herhangi bir sebeple el


değiştirirse, yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur.’’ Sözleşmenin devrine örnek.

Alacağın devrine örnek; mirasçılık durumudur. Mirasçılar külli halef sıfatı ile miras bırakanın
yerini alacaklardır.

Bu sebeple alacağın devri açısından kanuni devir söz konusudur.

Müteselsil borçlar bakımından borçlulardan biri kendi payından daha fazla öderse, halef …
devri gerçekleşecektir.

Bu devir kanun sebebiyle gerçekleşiyor.

Devir; kanun, mahkeme kararı veya iradi devir (sözleşme ile devir) ile sözleşme konusu
olabilir.

Aile hukukunda müslif eşin alacaklı olduğu durumlarda hakim eşe ifa değil, diğer eşe ifaya
karar veriyordu.
183. madde / iradi devir  1. Fıkrası : ‘’ Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel
olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye
devredebilir.’’ Bu tür devir sözleşme özgürlüğü çerçevesinde mümkündür.

Devi ile hak 3. Kişiye geçtiği için devir işlemi A bakımından tasarruf işlemi … işlemi yapan
tasarruf ehliyetine ve tasarruf yetkisine sahip olmalıdır.

Eğer bir kimse iflas etmiş ise ve sahip olduğunu devredecek .. (iflasın en önemli hukuki
sonucu tasarruf yetkisinin ortadan kalkmasıdır.)

Alacağın Devrinin Şartları:

1) Alacağın bulunması gerekir.  Alacak mevcut olabileceği gibi henüz muaccel olmamış ya
da şarta bağlı bir alacak da olabilir. Alacağın kaynağının da önemi yok ( sebepsiz
zenginleşme, …. Olabilir.)

2) Temlike / Devire Engel Bir Durumun Bulunmaması Gerekir.  Kanun sebebiyle temlik
yasaklanmış olabilir.

Örneğin : Ödünç alınan şeyin başkasına kullandırılması mümkün değildir.

Ödünç alan ödünç konusunu bir başkasına kullandıramaz.

Medeni kanun manevi tazminata ilişkin devir yasağı: karşı tarafın ancak kabul halinde …

Alacağın temlikini sözleşmeye koyacakları bir hüküm ile kararlaştırabilirler. İyiniyetli 3.


Kişinin buradan olumsuz etkilenmemesi için … 18. DK

Bazen de alacak niteliği gereği devire elverişli olmayabilir. Nafaka alacağı, nafaka
alacaklısının ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla …

Şartlara devam edecek olursak;

3) Kanunda Öngörülen Şekilde Yapılması Gerekir (184. Madde)  Yazılı şekilde yapılmış
olmasına bağlıdır. Burada kastedilen adi yazılı şekildir. Tarafların yapacağı yazılı sözleşme ile
gerçekleştirmeleri mümkündür. Bu devrin yapılması için taahhüt mümkündür. Bu şartlar
sağlandığında alacağın devri gerçekleşir.

Devrin Hüküm ve Sonuçları:

Devir işlem ile birlikte olacak devralana geçecektir. Asıl hak ile birlikte feri haklar da faiz
ceza koşulu rehin veya kefalet gibi feri haklar da alacaklıya geçecektir.

Devredenin Garanti Borcu: Alacağın devri ivazsız (karşılıksız) yapılabileceği gibi ivazlı
olarak da yapılabilir. Eğer devir ivaz karşılığında (edim karşılığında) yapılmış ise bu durumda
devreden kimse alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücünü garanti etmiş sayılır.

İvaz ile gerçekleştiriş ise alacaklı bakımından kanun koyucu bir yükümlülük öngörüyor.

… 24. DK  1) Alacağın varlığını garanti etmiş olur.


Hem de borçlunun ödeme gücünü garanti etmiş olur.

2. fıkrada ‘’ Alacak, bir edim karşılığında devredilmişse devreden, devir sırasında


alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti etmiş olur.’’

Sorumluluğun dayanabilmesi için bir edim … 29. DK

Devrolan ile 3. Kişi arasındaki hukuki ilişki; Borçlunun rızasına gerek yoktur. Ancak temlikin
yapılmasından sonra hemen borçlunun bilgilendirilmesi gerekir. Borçluun borcu eski
alacaklıya … 30.DK bu sebeple derhal haber verilmesi gerekir.

186. Madde  ‘’Borçlu, alacağın devredildiği, devreden veya devralan tarafından


kendisine bildirilmemişse, önceki alacaklıya; alacak birkaç kez devredilmişse, son
devralan yerine önceki devralanlardan birine iyiniyetle ifada bulunarak borcundan
kurtulur.’’ Demektedir.

187. Madde ifadan kaçınma … ‘’ …Dava konusu olan çekişme mahkemece henüz sonuca
bağlanmamış ve borç da muaccel ise, taraflardan her biri borçluyu, edimi tevdi etmeye
zorlayabilir.’’

Borçluya ait savunma imkanları 188. Maddenin ikinci fıkrasında şöyle söylenmiştir: ‘’
Borçlu, devri öğrendiği anda muaccel olmayan alacağını, devredilen alacaktan önce veya
onunla aynı anda muaccel olması koşuluyla borcu ile takas edebilir. ‘’ Takas borcu sana
erdiren hallerden birisidir. Takas için aynı cinsten, muaccel olması ve … olması gerekir.

Borçlunun alacaklıdan alacağı söz konusu ise alacağın sahip olduğu alacaktan devir ve temlik
… 36. DK

189. Madde  ‘’ Alacağın devri ile devredenin kişiliğine özgü olanlar dışındaki öncelik
hakları ve bağlı haklar da devralana geçer.’’

190. Madde  ‘’Alacağın devri ile devredenin kişiliğine özgü olanlar dışındaki öncelik
hakları ve bağlı haklar da devralana geçer.’’

Borcun Üstlenilmesi (Borcun Nakli):

Borcun üstlenilmesi 2. Aşamada gerçekleşen ve borcun borçlu yerine 3. Bir kişi tarafından
yerine getirilmesini sağlayan bir hukuki işlemdir. İki aşamada gerçekleşir; Borçlu ile üçüncü
kişi arasında yapılan iç üstlenilme sözleşmesi ve alacaklı ve üçüncü kişi arasında yapılan dış
üstlenilme sözleşmesi.

Bu ikisi aynı zamanda gerçekleşebilir.

İç üstlenilme ile nakil gerçekleşmiyor … 3. DK

Devirden farklı olarak …

Borçlunun rızasına gerek yok ancak şekil şartı var fakat … Alacaklının muvafakatine …

İç Üstlenilme: 3. Kişi borçluyu borcundan kurtarma yükümlülüğü altına girmektedir.


Borçluya taahhütte bulunuyor. Bu da bir hukuki işlemdir ancak iç üstlenilme borcun nakline
sebep olmuyor. Nakil ancak dış üstlenilme ile meydana gelir.

Üstlenilecek borcun muaccel olmamış olması gelecekte doğacak bir borç olması vea şarta
bağlı bir borç olabilmesi mümkündür … 6. DK ….

2. Fıkra ; Ödemezlik define ilişkin özel hükümdür. …

Edime ifayı hazır olduğu belirtirse … 8.DK

Dış Üstlenilme: 3. Kişi ile alacaklı arasında gerçekleşmektedir. Gerçek anlamda borcun
üstlenilmesi … 9. DK

Öneri ve Kabul bakımından özel hükümler getiriyor;

196. Madde  …

İç üstlenme sözleşmesinin üstlenen veya borçlu tarafından alacaklıya bildirilmesi … 10.20


DK

B tarafından A ya yapılan bildirim öneri mahiyetindedir.

… Ü tarafından kendisine sunulan edimi örtülü edim olarak kabul anlamına gelir.

Önerinin bağlayıcılığı (m.197) - … 10. DK DAN SONRASINI DİNLE!!!

Dış Üstlenilmenin Hüküm ve Sonuçları: (198-199): Borçlu değişmiş olsa bile, asıl alacağa
bağlı ortaya çıkacak haklar … rehin veren … yazılı olarak rıza göstermeleri .. devam eder.

Kefil Olan

A B

Ü Rehin Olan

Dış İç
Üstlenilme Üstlenilme

Kefil ve rehin olanlar …

Kefalet ve rehin bir kişisel teminattır ancak borçlunun ödeme gücünü teminatı olarak
verilmiştir. Bu sebeple bunların tanımadığı 3. Kişilere borcun (iç üstlenilme) ile geçtiği
durumlarda ancak yazılı rızaları ile borç 3. Kişilere geçtiğinde de devam eder.

Rehin, kişinin kendi borcu için ipotek verebileceği için bir başkası için de verebilir. Eğer
borçlu kendi borcu için rehin yani ipotek vermiş ise böyle bir durumda rızaya gerek
olmaksızın rehin devam eder.
İstenilen borca ilişkin … 18. DK

Yani borçlu iş üstlenme ilişkisinden …

Dış üstlenilme sözleşmesi hükümsüz olursa m.200  ‘’ Dış üstlenme sözleşmesi


hükümsüz hâle gelirse, iyiniyetli üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak üzere, eski borç
bütün bağlı borçlarıyla birlikte varlığını sürdürür.
Bundan başka, borcu üstlenen üstlenme sözleşmesinin hükümsüz hâle gelmesinde ve
alacaklının zarara uğramasında kendisine bir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe
alacaklı, önceden sağlanmış güvenceyi yitirmesi yüzünden veya başka herhangi bir
sebeple uğradığı zararın giderilmesini üstlenenden isteyebilir.’’ Demektedir. Herhangi bir
sebeple geçersiz olursa eski sözleşmeye tekrar dönebileceğiz.

202. Madde  Üstlenilme halinin daha özel durumu  Malvarlığının ya da işletmenin bütün
olarak devralınması hali. Şirket birleşmeleri halinde meydana gelebilir. 202. Madde  ‘’…’’

Devralan Devreden

A B

Alacaklı

A – Devralan bunu alacaklılara bildirebilir. (Artık ben sorumluyum vs. şeklinde.)

Ticari işletmeler için ticari sicil gazetesinde ticari olmayan için Türkiye genelinde ilan yapan
ilanla bildirildiği takdirde … 26. DK

Devredenin borcu olacak mıdır? Bununla birlikte iki yıl süre ile …

Yani alacaklıya bildirim ya da duyuru halini esas alıyoruz. İlandan önce X ve D birlikte
müteselsil sorumludur.

2 Yıllık Süre alacaklıların … 28. DK veya ilan tarihinden itibaren başlayacaktır.

Gelecekte … bir borç söz konusu ise …

203. Madde  İşletmelerin birleşmesi veya şekil değişmesi ; Şirket birleşmeleri veya başka
bir şirkete katılmaları durumunda; …

Devreden ve devrolanın ikisi de 2 yıl müteselsil sorumluluk … devam eder.

2 yıllık sürenin başlangıç bildirimi ya da muaccel … 30. DK

Borcun naklinin benzeri tarzda daha önce …


Borca katılma (201. Madde)  Mevcut bir borç ilişkisinin … ve katılanın borçtan … 32. DK

Sözleşmenin Devri ve Sözleşmeye Katılma:

Devri  3. Kişinin katıldığı hukuki işlem mahiyetindedir. Devrolan devreden ve sözleşmede


kalan taraf…

Devrolanın sözleşmenin tarafı olma sıfatını kazandığı bir hukuki işlemdir.

Sözleşmenin geçerliliğinin … 36. DK

Sözleşmeye Katılma (206. Madde)  Borca katılmada sadece borçlu taraf haline
gelebiliyordu. Burada ise hem borçlu hem alacaklı haline gelir.

206. Madde  …

Sözleşmeye katılmanın geçerliliği 38. DK …

You might also like