You are on page 1of 23

07/02/2018

Borçların Hükmü (83-130)Bütün kaynaklardan doğan borçlara uygulanır. Sadece sözleşmeye değil.

83-111Borçların ifası Bu hükümler sadece sözleşmeden doğan borçlara değil,

112-126İfa edilmemesinin sonuçları bütün kaynaklardan(Haksız fiil+ sebepsiz zenginleşme+

vekaletsiz iş görme) doğan borçlara uygulanır.

127-130Borç ilişkisinin 3.kişilere etkisi Ancak özel hüküm varsa önce o uygulanır.

Bu borçların niteliği de bu hükümlerin uygunlanmasına


engel olabilir.

Borçların İfası
İfa borçlanılan edimin yerine getirilmesi.

Ödeme Para borcunun ifasıdır.

İfada Borçlunun Rolü (TBK 83)


-Yedek bir hukuk kuralıdır.

-Sözleşmede bir hüküm yoksa 83 uygulanır.

1) Alacaklının şahsen ifada menfaati varsa borçlu şahsen ifa ile yükümlüdür. Özellikle; yapma borçları( borçlunun
bilgi, beceri, deneyim , kişiliği önemlidir)

TBK- 395(hizmet s.)-471/3(eser s.)-506(vekalet s.)  Şahsen ifa yükümlülüğü getirir.

2)Borcun borçlu veya 3.kişi tarafından ifası alacaklı farksızsa ifa 3.kişiye bırakılabilir.(Buradaki 3.kişiye ikame kişi de
denir, para borcu ve verme borçlarında söz konusu olur)

*Bazen de borcun 3.kişi tarafından ifası, asıl ifa biçimi olarak kararlaştırılırsa( Akreditif) .

Borçlu tarafından ifada göz önüne alınacak hususlar


Borçlunun bir eyleminin veya işleminin ifa oluşturabilmesi için borçlunun ifa amacıyla davranmış olması gerekir mi?
Yani ifanın niteliği nedir? 3 görüş var:

1)İfa daima sözleşme ile olur. Sonucu: Alacaklının rızası yoksa borçlu hiçbir zaman ifada bulunamayacak. Sınırlı
ehliyetsiz borçlunun ifası yasal temsilcisinin onayıyla geçerli olur.

2) İfa daima maddi bir fiile olur. Sonucu: İfanın gerçekleşmiş sayılması için alacaklı ve borçlunun bu konuda anlaşması
şart değildir.

3) Her türlü edim borcunun ifa borcunu kapsayacak genel bir kural getirilmez. Bazı edimler, ifası borçlunun ifa
amacıyla davranmasına hatta alacaklıya sözleşme yapmasıyla ifa edilir. Örneğin; Yapmama borcu, maddi bir fiilin
icrası(malı taşımış, Yerine teslim etmiş)

^Borcun ifası bir hukuki işlemi gerektiriyorsa; borçlunun ifa amacı ile hareket fiil ehliyeti ve tasarruf yetkisi(TMK 199)
aranır. İfayı oluşturan eylem çoğu zaman tasarruf işlemi niteliğindedir.

1
13/02/2018
A. İfada borçlunun rolü
Borçlu tarafından ifada dikkate alınacak hususlar ifa amacıyla

A . Söz görüşü B . Maddi fiil görüşü C . Karma görüş

3.Kişinin ifasında göz önüne alınacak hususlar

3.Kişinin borçlunun borcunu ifa ettiğinden söz edebilmek için 3.Kişinin ifa amacıyla hareketi gerekir.

Gizem-----------------Fırat Ali

1.Fırat Gizem’den 2000 lira borç almıştır. Ali Fırat’ın Gizem’e olan 2000 liralık borcunu öder. Ali ile Fırat arasındaki
hukuki ilişki: hizmet ,vekalet veya borçtan kurtarma olabilir.

2.3.Kişinin(Ali’nin) alacaklıya böyle bir borcun ifasında şahsen ilgisi olabilir. Örneklendirmek gerekirse 3.kişi kefil,
müteselsil borçlu veya rehin edilen malın maliki(ayni hak sahibi) olabilir. Ayni hak: Herkese karşı ileri sürülebilen
hak.

Halefiyet kanun gereği kendiliğinden oluyor

3.Kişinin ifasının sonuçları:

1.Kural olarak 3.kişinin ifası borcu sona erdirir.

2.Halefiyet:Kural 3.kişi tarafından yapılan ifanın borcu sona erdirmesi olmakla birlikte bazı hallerde 3.kişinin ifası
borcu sona erdirmez, bu hallerde borçlu, borçla sorumlu olmaya devam eder ancak alacak hakkı ifayı yapan 3.kişiye
‘kanun gereği’ geçer bu intikale halefiyet denir. Kanunda öngörülen halefiyet halleri dışında bir 3.kişinin alacaklı
yerine alacak hakkını elde etmesi alacağın temliki ile mümkün olabilir.

TBK127/2 Halefiyetin iki durumu

1 .Borcu ödeyen 3.kişi her ne kadar borçtan şahsen sorumlu olmasa da

-borç ödenmezse ayni hak sahipleri olduğu rehin konusu mal satılıp paraya çevrilecek.

2.3.Kişinin alacaklıya halef olacağının -borçlu tarafından alacaklıya bildirilmesidir.

ALİ---3.KİŞİ *Anlaşmaları yetmez, etkilenen tarafa bildirim yapılmalı.

3.Başka halefiyet hallerine örnekler:TBK168,85,596/1 ayrıca TTK’ da özel hükümler var.

Halefiyetin hükmü:
Alacaklıya ödenen alacağın kanun gereği 3.kişiye geçmesini sağlar. Alacakla birlikte alacağa bağlı fer’i haklar ve
alacaklının şahsına bağlı olanlar dışında öncelik hakları(rüçhan hakkı gibi)3.kişiye geçer.

Hatırlatma notu: Borç ilişkisinin içerdiği haklar

2
A)Asli haklar B)Yan(fer’i) haklar genişleten(Faiz, gecikme tazminatı, ceza koşulu) ve garanti eden( hapis hakkı,kefalet
ve rehin) C) Tali haklar y.d.haklar, def’i hakkı ve yönetim hakları..

B. İfada alacaklının rolü


Kural: Borcun alacaklıya veya yetkili kıldığı kişiye ifa edilmesidir. Ancak bu taktirde ifa geçerli olur ve borcu sona
erdirir.

İstisnası: Kanun alacaklının rızasına bağlı olmaksızın, borcun 3.kişiye ifasını istisnaen kabul etmiştir hatta bazı hallerde
ifanın alacaklıya değil 3.kişiye yapılması zorunludur.

Alacaklının yerini tutacak kişiler:

1.Alacaklının yetkili kıldığı kişiler

-3.kişiye temsil yetkisi vermişse

-Alacaklıya havale yaparsa. Havale çift yetki veren bir işlemdir örnek: Ali Veli’nin evinde kiracıdır Ali kirasını Velinin
hesabının bulunduğu Yatırbank’a yapar 3.kişi burada Yatırbanktır Veli’nin parasını Veli adına alır(TBK555).

-3.kişi lehine poliçe ve çek keşide ederse

2.Alacaklının rızası aranmaksızın ifanın 3.kişiye yapılabilmesi imkanı

-Alacaklı mütemerrit ise(TBK 107)

-Alacaklı borçluyu icra yoluyla takibe aldırmıştır ödeme icra dairesine yapılır.

-TBK186

3.İfanın alacaklıdan başkasına yapılması zorunluluğu

3.a.Alacaklının arzusu uyarınca 3.kişi yararına sözleşme

3.b.Kanun gereği olarak

-TMK 198

-Alacaklının iflasında alacak haczedilmişse.

14/02/2018
3.Kişinin ifasının sonuçları: Kural olarak borç sona erer. İstisnai olarak borç sona ermez 3.kişi alacaklının haklarına
halef olur.

1.Taahhüdün ifası: Vekalet, hizmetin yerine getirilmesi ve borcun üstlenilmesi gibi.

2.3.kişi bağışlama kastıyla hareket ederse

-Bağışlama söz

-borçlu bağışı kabul etmezse sebepsiz zenginleşme hükümlerine gidilir

3.Bağışlama kastı yok

-Borçluya karşı yükümlülükte yoksa; vekaletsiz iş görme hükümlerine gidilir.

İstisnası: Borç sona ermez, halefiyet söz konusu olur.

3
İfanın konusu

İfanın edime uygun olması ilkesidir. Borçlu neyi borçlanmışsa onu ifa etmek zorundadır. Borçlu borçlandığı edimden
başka bir şeyi, o şey edimden daha az değerli olsa bile ifaya mecbur olmadığı gibi alacaklı da borçlanılan edimden
başka bir şeyi daha çok değerli olsa bile ifa olarak kabul etmeye mecbur değildir.

ÖRNEK:

1) DENİZ……………….NALAN

(Nalan Denize 500 tl’lik bilezik verecekmiş. Deniz ‘Ben onu istemiyorum. Kolundaki 200 tl’lik saati istiyorum.’ Dese
bile borçlu bunu kabul etmek zorunda değildir.)

2) DENİZ………………NALAN

(Nalan Denize 500 tl’lik kolyesini verecekmiş ancak manevi değerinden dolayı sonrasında o kolyeyi vermek istememiş
ve 1000 tl değerindeki başka bir kolyesini vermek istemiş. Alacaklı bu edimi kabul etmek zorunda değildir.)

İstisnalar: İfa ikameleri

A .Seçimlik yetki B .İfa yerine edim(ifa yerini tutan eda) C .İfa uğruna edim(ifaya yönelik eda)

A .Seçimlik yetki: Edimlerden birinin asıl edim olması yönüyle seçimlik borçtan ayrılır. Seçimlik borçta ise edimlerden
bir imkansızlaşınca diğeri borcun konuş olabilir. Seçimlik yetkide asıl edim imkansızlaşınca borç sona erer. TBK99/2

“Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu
anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir.” diyerek

Sözleşmede ayrıca belirtilmediyse ifa sırasında borcun konusu edimi seçme yetkisi vermektedir.

B .İfa yerine edim: İfa aşamasında asıl borcun yerine başka bir edimin ifa edilerek borcun sona ereceğinin
kararlaştırılmasıdır. İfa yerine edimde ikame edimle borç derhal sona erer.

C .İfa uğruna edim: Yeni edim paraya çevrildiğinde gelen para ölçüsünde borç sona erer. Satıştan gelen para fazla
çıkarsa iadesi eksik çıkarsa tamamlanması gerekir. Borç hesap denkleştirildiğinde sona erer. İfa yerine çek verilmesi
ifa uğruna edimdirTBK192. Vekalet benzeri biri ilişki var.

***İfa yerine edimde borç derhal sona erer. İfa uğruna edimde borç, alacak tahsil edildiğinde sona erer.

***İSVİÇRE FEDERAL MAHKEMESİ DOKTRİNİ: Tereddüt varsa ifa uğruna edimi kabul ediyor.

***Borcun konusu para borcu dışındaysa ifa yerine edim kabul edilip borç sona erdirilebilir.

KISMİ İFA
Bölünebilir bir edimin miktar olarak eksik ifa edilmesidir. Bölünebilirlik; objektif esaslar+ taraf iradelerini gerektirir.

Alacaklı kural olarak kısmi ifayı kabul etmek zorunda değildir. İstisnası: -Sözleşmede hüküm varsa-Alacağın bir kısmı
tartışmalı ise tartışmalı olmayan kısmı kabul külfeti var-kısmi ifayı ret TMK2ye aykırıysa (Örneğin; edim çok büyük
miktarda bölünebilmesine imkan yok.)

Sonuçları;

1. Kısmi ifa borcun ifa edilen kısmını sona erdirir


2. Alacağın tamamım için verilmiş teminat kısmi ifadan sonra da geri kalan kısmın teminatını
oluşturur.TBK100/2

4
Çeşitli edimlerin özellikleri

1 .Çeşit borcu(TBK86)-Parça borcu

2 .Seçimlik borç: Edimin konusunun baştan kesin olarak belirlenmeyip sonradan belirlenmek üzere açık bırakıldığı
edimdir.(TBK 87) Borcun konusu birden çok edim olup yalnız birinin ifası gerekli.

Kural : Seçim yetkisi borçluya ait yenilik doğuran hak.

Örnek: İfa için 2 şey kararlaştırılmış 50.000 tl veya 2005 model bmw borçlu bunlardan biriyle borcu ifa edebilir.

3.TBK 85

4.Para borcunun ifası(TBK 99)

Nominalizm ilkesi: Sözleşme tarihi ile muacceliyet arasındaki değer değişikliğine taraflar katlanır.

20/02/2018

1.Para borçlarının ifası


A. Yabancı para borcu

Tbk99/1 nominalizm ilkesi +borç aksine hüküm yoksa ülke parasıyla ödenir

Sözleşmede aynen ödeme kaydı olmadığında TBK 99/2-3:

“ödeme günündeki rayiç” vade tayin edilmişse vade günündeki kur

Vade tayin edilmemişse TBK90’daki muacceliyet tarihi

Nalan-------------Veysel’den 10 Şubatta 15000 € aldı;

Vade tarihi belirlenmişse borç vade tarihindeki kur değerince Türk lirası ile ya da € olarak ödenebilir seçme hakkı
borçluda.

Vade tarihi belirlenmemişse borçlu borcun doğum anında temerrüde düşer.

Borçlu temerrüde düştüğünde ödeme seçeneğini seçme hakkı alıcıya geçer(para cinsinin belirlenmesi hususu).

Sözleşmede aynen ödeme kaydı varsa borçlanılan para cinsinden ödeme yapılır.

B. Sözleşmeye değer kaydı konulması(altın-döviz)

Para borcu belirli bir miktar olarak kararlaştırılmamıştır. Bir miktar altın veya döviz olarak kararlaştırılmıştır.

C. Birden fazla para borcunun bulunması halinde mahsup TBK101-102

Borçlunun arz ettiği para miktar, zaman ve yer itibariyle borca uygun olmalıdır. Borçlunun ödediği miktar, yer ve
zaman uygun ancak alacaklı almıyorsa alacaklı borçlunun ifasında temerrüde düşer.

Para borçlarında faiz:

Para alacaklısının paradan mahrum kaldığı için kendisine tanınan karşılıktır .

Faiz borcu ancak kanundan veya sözleşmeden doğabilir .Faiz alacağı asıl alacağa bağlı yani fer’i bir haktır ancak
bağımsız da bir haktır . Faiz alacağının doğması için geçerli bir para borcunun doğmuş olması gerekir .Pratik
uygulaması TBK 131-104/2

5
TBK-152 faizin zamanaşımı ile ilgili

-147/b1 faiz alacağı asıl alacaktan daha önce zaman aşımına uğrayabilir. 5 yıllık zamanaşımı var.

-189 faizin fer’iliği ile ilgili

Faiz asıl alacaktan bağımsız olarak talep edilebilir dava edilebilir. Faiz ödemesi yapmak anapara ödemesi yapmak
değildir.

FAİZ TÜRLERİ
1. Anapara faizi 2. Temerrüt faizi

1. a. Akdi anapara faiz 2. a. Akdi temerrüt faiz

1. b. Yasal anapara faizi 2. b. Yasal temerrüt faizi

1. b. a. Adi anapara faizi 2. b. a. Adi temerrüt faiz

1. b. b. Ticari anapara faizi 2. b. b. Ticari temerrüt faizi

1 .Anapara faizi nedir?

Borçlunun, henüz bir borcu ödemede temerrüde düşmediği dönemde ödemesi gereken faizdir. Kanun gereğince bir
paranın faizle ödenmesi kararlaştırılmışsa ve bu faiz temerrüt niteliği taşımıyorsa bu faiz anapara faizidir.TBK229/b.1
ve TTK 20 Kanundan doğan anapara faizinden bahsediyor.

2. Temerrüt faizi nedir?


Para borçlusunun borcunu ifada gecikmesi ve bu gecikmenin temerrüt niteliği taşıması durumunda ödenmesi
gereken faizdir.
3.Akdi faiz nedir?
Faiz ödeme borcu ve oranının sözleşmeden doğmuş olmasıdır.
4.Yasal faiz nedir?
Faiz ödeme borcu ve oranının kanundan doğmuş olmasıdır.
TBK 88/2(anapara faizi) ve 120(temerrüt faizi)de geçen mevzuat terimi 3095 sayılı kanun.
3095s. Kanun md.1 yasal ana para faizinin(88/2deki gibi) %9 olduğundan bunun sözleşmeyle en fazla %50 oranında
arttırılarak %13,5 olabileceğini söylüyor.
3095s. Kanun md.2 yasal temerrüt faizi olan %9un sözleşmeyle %18e kadar çıkarılabileceğini söylüyor.
Alacaklı anapara faizini belirleyip temerrüt faizini belirlemezse anapara faiz oranı temerrüde uygulanır.
Sözleşme olmasa bile ticari işlemlerde temerrüt faizi 3095s. Kanun md.2/2 hükümlerince işletilebilir.
TTK m.8-1-3-4: Ticari işlerde faiz için uygulanır. Sözleşmesel faiz serbestçe belirlenir.
***HGK: Bugünkü durum tacirlerle ilgili işlerde TBK 88 ve TBK 120 sınırlamaları uygulanmaz.

6
21/02/2018
İfa zamanı
Çeşitli anlamları var ilk anlamı muacceliyet ikinci ifa edilebilirlik

Muacceliyet : Alacaklının edimin ifasını isteyebileceği zamanı ifade eder. TBK 90 ve devamında düzenlenmiştir.

İfa edilebilirlik: Borçlunun edimi ifa edebileceği zamanı ifade eder.

TBK madde 96  Erken ifa

Vadeye bağlı borçlarda alacaklı, vadeden önce ifayı talep edemezse de kural olarak borçlu, vadeden önce ifa yetkisine
sahiptir. İfa edilebilirliği durumunda alacaklı ifayı kabul etmiyorsa alacaklı temerrüdü söz konusudur. Kural Vadeden
önce ifa edilebilirliktir, borçlu vadeden önce ifa edebilir ama alacaklı vadeden önce ifa isteyemez. Vade borçlu
lehinedir.

İstisna: Sözleşme özellikleri ve durumun gereği.

1243tl borcun 1 ay vadeyle verilmesi5 Şubat-----------5Mart(erken ifa tarihi)----------15Mart(borcun vade tarihi)

Vadeye bağlı borçlarda: Alacaklı vadeden önce ifayı talep edemezse de kural olarak borçlu vadeden önce ifa yetkisine
sahiptir. İfa edilebilir bir edimi kabul etmemek alacaklı temerrüdünü doğurur.

Vade borçlu lehinedir ama vade alacaklının lehineyse(alınan malı koyacak yeri yoksa veya faizli ödünç sözleşmesi gibi)
artık vadede ifa zorunluluğu var.

İfa zamanının belirlenmesi


Temel ilke TBK90’da belirtilen süreye bağlanmamış borçtur.

İstisna: Borcun bir süreye veya vadeye bağlanmasıdır:

1.İfa zamanı taraflarca belirlenir.

Vade: İfanın gerçekleştirileceği belirli bir zaman dilimidir.

Vadenin gelmesi veya sürenin dolması muacceliyeti doğurur.

Doğrudan vade nedir?

15.04.2018 veya bu ayın son günü gibi.

Dolaylı vade nedir?

Doğum günü vb.

Belirsiz vade nedir?

Gerçekleşeceği kesin ama ne zaman olacağı tam olmayan tarih.

Muacceliyet için alacaklı tarafından borçluya ihtar yapılmak zorunda. Sözleşmeyle taraflardan birine muacceliyeti
belirleme yetkisi verilebilir.

2.İfa zamanı işin niteliğine göre belirlenir.

3.Vadenin tarihini kanun tayin eder TBK 362/1,ifa zamanı sözleşmeyle uzatılabilir TBK95.

Vadenin ve sürenin hesaplanması(91-93):

7
-TBK 91 Aya ilişkin sürelerde vade

-TBK 92 Diğer sürelerde vade

1 Mart-----10 gün vade----11 Mart

21 Şubat Çarşamba----- 2 hafta vade-----7 Mart Çarşamba

-TBK 93 İfa zamanının tatile denk gelmesini düzenliyor.

İfa yeri
Alacaklı, ifa yeri dışında teklif edilen yeri kabul etmek zorunda değildir. Alacaklının rızası olmadan, alacaklının banka
hesabına para yatırılırsa ifa yerini ileri sürmek dürüstlük kurallarına aykırı olur. Alacaklının yerleşim yeri ifa
yeridir(para borçlarında).

İfa yerinin sınıflandırılması:

A. Aranılacak(Alınacak)borçlar(TBK89/2,89/3): Alacaklı gidip almalıdır. İfa yeri borçlunun yerleşim yeri veya malın
olduğu yerdir.

B. Götürülecek borçlar (TBK89/1): Alacaklının yerleşim yerine veya kararlaştırılan ifa yerine borçlu tarafından
götürülmesi gereken borçlardır. Taşıma giderlerine borçlu katlanır.

C. Gönderilecek borçlar(TBK 211): İfa yeri bakımından aranılacak borçlar gibidir ancak borçlu masrafı ve hasarı
alacaklıya ait olmak üzere ifa yerinden başka bir yere göndermeyi üstlenir. Edim fiili borçlunun yerleşim yerinde ve
edim sonucu alacaklının bulunduğu yerde tamamlanır. Gecikme ve hasar alıcıya ait.

27 Şubat 2018
İfanın ispatını sağlayacak önlemler

Alacaklıya Yükletilen hükümler:


Makbuz (TBK 103)
Makbuz bir borcun ödendiğine dair en kuvvetli delildir. Bu belgeyi vermek kanunen zorunluluk değildir. Borç
ilişkisinde belirli bir bedelin(2960tl) üstündeki borçları taraflar yazılı olarak ispatlamak zorundadır. Makbuz yazılı bir
delildir. Alacaklı makbuz vermezse; borçlu ,alacaklının temerrüdünü ileri sürerek ifadan kaçınabilir. Faizler, makbuzla
saklı tutulabilir. Eğer makbuza not düşülmemişse sonradan faiz talep edilemez. Borcu ödeyen 3.kişi olsa bile makbuz
isteyebilir.

Senet
Borç doğurucu bir belgedir. Senet senetten bağımsız bir borç doğurur. Senedin geri verilmemesi durumunda senet
sahibi dava açmalıdır.

8
Senet kaybolmuşsa alacaklı senedin kaybolduğuna dair noterde düzenlenmiş resmi bir belge (Senedin kaybolduğuna
ilişkin) vermelidir. Bunu da yapmazsa borçlu tespit davası açar(TBK105).Borcun tamamı ödenmişse senet istenebilir.
TBK 103 gereğince senedin iptali talep edilebilir. Senet yırtılırsa, üstüne iptal edildiği yazılabilir. Böyle durumlarda
senet iptal edilmiş sayılır.

Kısmi ödemelerde(TBK103/2) borçlu ödemenin senede işlenmesini isteyebilir.

TBK(104/3) borç senedi borçluya geri verilmişse, borç sona ermiş sayılır.(Karine! senedin verilme amacı ispat edilirse
borç devam eder)

Dönemsel borç
Dönem dönem muaccel olan borçtur. Kira borcu taksit borcu gibi. Dönemsel borçlarda verilen makbuz, daha önceki
borçların da ödendiğini ifade eder ama bu karinedir yani aksi ispat edilebilir. Bunu ispat etmek için ödenmemiş
borçların makbuzda belirtilmesi gerekir.

İhtirazi kayıt: Yapılan ödemeyi çekince ile kabul etmedir.

Dönemsel olarak yapılan ödemelerde kısmi ödeme değil dönemsel olarak tam ödeme söz konusudur.

Dönemsel borçların kısmi ödemeden farkı, ayrı ayrı borçlar olmasıdır.

Makbuz mutlaka alacaklı elinden çıkmalı.

İki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde ifa


Her iki tarafa da borç yükleniyor alım satım sözleşmesinde olduğu gibi. Kural sinelagmatik sözleşmelerde borçların
karşılıklı olması.

İstisna: Ücretsiz vekalet sözleşmesinde veya ücretsiz saklama(Vedia) sözleşmesinde

Bazı 2 taraflı sözleşmelerde

Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde ifa sırası

1. Sözleşmeyle taraflar kararlaştırmışsa

2. Kanunla da belirlenmiş olabilir- kira sözleşmesi hizmet sözleşmesi gibi

3. İşin niteliğinden de anlaşılabilir elektrik abonelik sözleşmesi gibi

4. Teamül olarak böyle yerleşmiş olabilir.


Aynı zamanda ifayı gerektiren haller
Kural olarak aynı anda ifa geçerli istisna üstte belirtilen 4 istisna ayrıca satış sözleşmeleriyle alakalı. TBK 207/2’de
“Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir adet bulunmadıkça , satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa
etmekle yükümlüdürler”. Aynı anda ifa, ifa aynı yerde yapılacaksa mümkündür.
Ödemezlik def’i
TBK 97’ye göre “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın sözleşmenin koşullarına ve
özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir”,
yani karşılıklı sözleşmelerde bir tarafın diğerinin borcunu ifaya zorlayabilmesi için, kendi borcunu ifa etmiş veya ifasını
teklif etmiş olması gerekir.
Ödemezlik def’i taraflara, karşı edim ifa edilinceye kadar hiç değilse ifası teklif edinceye kadar, kendi borcu ifadan
kaçınma olanağı sağlamaktadır.
Ö. Def’ini hakim re’sen dikkate alamadığı için ancak yargılama sırasında ileri sürülmesi gerekir.

9
Ö. def’inin şartları: Karşılıklı 2 tarafa borç yükleyen sözleşmelere de uygulanabilir.

Sözleşmenin hükümsüzlüğü söz konusu ise iade taleplerinde de öç def’i söz konusu olur.

Ö. def’i vade kararlaştırılmışsa vadeden sonra ileri sürülebilir.

28/02/2018

Ödemezlik def’inin kullanılması tarzı ve kullanmanın hükmü:


Alacaklının talebine karşı ileri sürülür. Ö. def’i şekle tabi değil alacak dava açılmadan talep edilirse ö. def’i bir beyanla
kurulabilir.

Alacak bir dava ile talep edilirse şekil ve süre bakımından usul kurallarına uyulması gerekir

Ö. def’ini öne süren taraf karşı taraf borcunu ifa edinceye veya ifayı teklif edinceye kadar kendi borcunu ifa etmeme
imkanını kazanır; borcunu ifa etmeyen bir borçlu olmaktan kurtulur. Ö def’ i geçici bir etki sağlar.

Eğer borçlu temerrüt halindeyken ö. def’ini kullanırsa temerrüt, def’in kullanıldığı andan değil, def’in kullanılma
şartlarının gerçekleştiği andan itibaren ortadan kalkar.

Kullanılabileceği an

1mart haksızlaşma

10 mart ödemezlik def’inin kullanma

Ödemezlik def’inin kullanılamayacağını iddia eden taraf kanıtlamak zorunda( davalı- alacaklı)

Bir tarafın borç ödemekte güçsüzlüğe düşmesi(aczi) halinde diğer tarafa tanınan imkanlar

Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde öncelikle ifa yükümlülüğü bulunan taraf karşı edim alacağı karşı tarafın
mali acziyeti sebebiyle imkansızlığa düşmüşse bu hükme başvurulabilir(TBK 98)

1. Borçlu sonradan ifa güçsüzlüğüne düşmelidir

2. Örnekler sınırlı sayım değil madde 98dekiğ tanımdan hareketli.

3. Borçlunun alacağına yeterli teminat varsa bu hak kullanılamaz.

Borçluya verilen haklar TBK 98’in sağladığı imkanlar

1. Teminat verilinceye kadar borcu ifadan kaçınma yetkisi

2. Teminat verilmezse sözleşmeden dönme yetkisi

Borcun alacaklı yüzünden ifa edilememesi(Alacaklı temerrüdü)


Borçlu temerrüdü geç ifanın nitelikli hali

Kötü ifa (gereği gibi ifa etmeme) Hatırlatma

- ayıplı ifa -zaptan sorumluluk

- yan yüküm ihlalleri

Alacaklı temerrüdünün koşulları

10
1. Alacaklının kaçınması

2. Kaçınmanın haklı sebebe dayanmaması

Kaçınma:

1. İfayı kabulden kaçınma

-maddi fiille olur

-Tanıkla kanıtlanır

- Alacaklıya arz edilmiş olması gerekir

- Sözlü teklif yetmez fiili teklif gerekir.

-Alacaklının makbuz vermeyi reddetmesi kaçınma kabul edilir.

2.Kaçınmanın haklı sebebe dayanmaması

-Gereği gibi ifası teklif edilen edimin reddi haklı sayılabilir. İfanın modaletilerine dayanmaması Ayıplı ifa – Ayıp
hükümlerine gidilir.Eksik ifa – Borçlu temerrüdüne gidilir.

- Vadeden önce ifa yetkisi kullanılan hallerde aniden ifa teklif edilmişse alacaklı ifayı hemen kabul etmemekte haklı
sayılabilir.

-Vadeden önce ifanın, icra iflas kanununa göre iptal davasına konu olma ihtimalinde de ifanın reddi söz konusu
olabilir.

3. Hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınmak

-Yapma borcunda borçlunun ifasının engellenmesi.

- İfa yerini alacaklının belirleyeceği hallerde belirlemek

-Seçimlik borçta borcun seçiminin yapılmaması.

Alacaklı temerrüdünün sona ermesi


Kaçınma durumuna son verildiği anda alacaklı temerrüdü sona erer. İfaya kabule hazır olduğunu bildirmesi de bu
kapsamda sayılır. Alacak sona erince veya taraflar yeni bir vade kararlaştırınca da sona erer.

06/03/2018

Alacaklı temerrüdünün sonuçları:


Genel sonuçları:
Bir hakkın alınmasından kaçınma teknik anlamda borç değildir. Sorumluluk doğurmaz tazminat borcu doğmaz.
Alacaklının temerrüdü borcu sona erdirmez istisnası kefalette var(413/2). Alacaklı temerrüdü üzerine malı muhafaza
yükümlülüğü devam eder ama sorumluluk hafifler(TBK 114).

Alacaklı temerrüdü var olan borçlu temerrüdünü sona erdirir. Yapmama borcunda alacaklı temerrüdü olmaz.

Özel sonuçlar:

11
TBK 107 tevdi hakkı= Verme borçlarında mümkündür. İfa yerini hakimi tevdi yerini belirler, hakim tevdi şartlarını
incelemez. Tevdi kararının alacaklıya bildirilmesi gerekir. Borç tevdi ile sona erer. Mülkiyet alacaklı malı alana kadar
borçluda kalır. TBK 109 tevdi konusunu geri alma.

Malı sattırarak bedelini tevdi

TBK 108= Borç satışla değil paranın tevdi edilmesi ile sona erer.

Hasar riski TBK 107/1 tevdi ile alacaklıya geçer.

İstisnalar:

TBK 208/2------- satım sözleşmesinde( alacaklı temerrüdü)------------ Alacaklı temerrüdü hasar anında alacaklıya geçer.

Dönme hakkı TBK 110:


*Sadece yapma borçları için

* İstisna verme borcu için --- seçim hakkı alacaklıda seçimlik borç söz konusu olduğunda.

Kural= Alacaklı temerrüdünün sorumluluğa yol açmamasıdır ancak borcun ifasını kabul; alacaklı için borç sayılabildiği
oranda tazminat istenebilir.

TBK 111İfanın alacaklıdan kaynaklı diğer sebeplerle ifa edilememesi * satışa izin verilmesi.

Borcun ifa edilmemesi


Borca aykırı davranış nasıl gerçekleşebilir? Edim yükümlülüğünün ve yan yükümlülüklerin ihlali söz konusu olabilir.
Bunların ihlali, borca aykırı davranış teşkil eder.

İhlal çeşitleri:
 ihlal: Borcun ifasının kasten imkansız hale getirilmesi.

1. Kusurlu sonraki imkansızlık- İfa mümkün olmadığı için zararın tazminini isteriz

2. Gereği gibi ifa etmeme TBK112

- kötü ifa--- kural olarak ifayı kabul zorunluluğu yok.

-yan yükümlülüklerin ihlali

3. Temerrüt: Geç ifayı kural olarak kabule mecburken, kötü ifa hallerinde yine kural olarak ifayı kabul etmek zorunda
değilim.

Borcun ifa edilmemesinin sonuçları:


1. İfa davası ve cebri icra
İfa davası koşulları:
A. Muaccel olacak

B. İfa mümkün olacak kusur şart değil

Alacaklı ifa mümkünse kural olarak ifadan vazgeçip tazminat isteyemez sözleşmeden dönemez.

İstisnalar: Sözleşme hükümleri veya kanun bunu söylemiş olabilir. Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde b’lu
temerrüdünde bu hak tanınmıştır(TBK 125)

12
CEBRİ İCRA
Mahkeme karar ilamını devlet gücüyle yerine getirilmesini ifade eder.

A. Para borcunda: Borçlunun malları haczedilip satılıp ifa edilir. Para borcunun ifası için ilama gerek yok.

B. Menkul tesliminde zilyetliğin veya mülkiyetin devri İİK 24

C. Taşınmazın tahliye ve teslimi: İcra dairesi eliyle zorla

D: Taşınmaz mülkiyetinin nakil, irtifa hakkı : Taşınmaz tahliyesi ve teslimi icra dairesi eliyle zorla. Cebri icra olmaz
mahkeme kararının kesinleşmesiyle ifa gerçekleşir. Tapuya tescil açıklayıcıdır.

E:Yapma borçlarında: İİK 30

İİK 30/2Şahsen ifa zorunlu değilse

İİK 343  Zorlama hapsi denen olgu

Borçlu rızasıyla yapmazsa aynen ifa imkanı yoktur, tazminat istenir.

F. İrade beyanında bulunma borcuTaşınmaz satış vaadi sözleşmesi(Resmi/Noter)  Vaat taşınmaz satış sözleşmesi
kurmak Bu sözleşmeyi yaptığım zaman benim nihai hedefim taşınmazın üstüme
tescillenmesi.Tescillenmezse1971 YİBK Mahkemenin kararı sadece irade beyanı yerine geçmez aynı zamanda
mülkiyetin devri anlamına gelir.

*Genel olarak irade beyanı bulunma borcunda mahkeme kararı irade beyanı yerine geçer.

 (Hatırlatma) Alacağın temliki: Tasarruf işlemi, bir borçlandırıcı işlemin ifası için yapılır. Alacağın temliki vaadinin
sonucu, alacağın temlikidir. Mahkeme ilanıyla alacak devralana geçmiş oluyor.

2. Tazminat davası
Tazminat davası  TBK 112-51-114-52 *Kusuru ispat yükü borçludadır.

Şartları:
A. Borca aykırı davranış TBK-112

B. Zarar doğacak. Maddi bir zarar olabilir: Bir kişinin malvarlığında görülen azalmadır. Manevi zarar olabilir; Kişinin
kişilik haklarına tecavüzden kişinin duyduğu ruhsal acıdır. Müspet ve menfi zarar da olabilir. Müspet ve menfi zararda
fiili zarar ve yoksun kalınan kar olarak ortaya çıkabilir.

Müspet zarar Borç gereği gibi ifa edilseydi alacaklının uğramayacağı zarardır.

Menfi zarar Hüküm doğurduğuna güvenilen bir sözleşmenin geçersiz olması veya kurulacağına güvenilen bir
sözleşmenin kurulmaması yüzünden uğranılan zarardır. Her ikisi de fiili zarar veya yoksun kalınan kar olarak karşımıza
çıkabilir.

Furkan bir telefon almak istemektedir satıcı Çağrı’ya gider Çağrı değeri 500 lira olan telefonu Furkan’a 300 lira der
Furkan düşüneceğini söyleyerek dükkandan ayrılır Furkan’ın telefon aradığını duyan Halil aynı telefonu Furkan’a 400
lira fiyatla önerir Furkan ise aynı telefona 300 lira fiyat verildiğini söyleyerek teklifi reddeder. Çağrı’nın teklifini kabul
eden Furkan telefonu almak için satıcı Çağrı’ya gider Çağrı ise kardeş kusura bakma bir yanlışlık olmuş sana
gösterdiğim telefon 500 liraydı sözleşmeyi iptal ediyorum der. Furkan gider satıcı Enes’ten aynı telefonu 600 liraya
alır. Furkan’ın uğradığı menfi zarar 200 lira müspet zarar 300 liradır.

*Tazminat olarak ya menfi ya müspet zarar istenebilir. İkisi birden istenemez. Hakim hakkaniyet gereği zararı üst
sınırdan verebilir.

13
Fiili zarar: Fiilen malvarlığında azalma meydana gelmesidir.(Aktifin azalması ya da pasifin artmasıyla meydana
gelebilir)

Yoksun kalınan kar: Malvarlığının artma imkanının kaybedilmesini ifade eder.

C) Uygun illiyet bağı Borca aykırı davranışla doğacak olan zarar arasında uygun illiyet bağı olmalıdır.

Doğrudan zarar: Hukuka aykırı fiil yüzünden araya bir sebep girmeden uğranılan zarardır.(A, B’nin kamyonunu yaktı)

Dolaylı zarar: Hukuka aykırı fiilin mağdura verdiği doğrudan zarara eklenen fiille uğranılan zarardır.( A B’nin
kamyonunu yaktı. Kamyonla birinin yükünü taşıyacaktı. Taşıyamadığından tazminat ödemek zorunda kaldı.

D) Kusur  Kusur karinesi vardır. Kusurun derecesi önem taşımaz. İstisnai hallerde borçlu kusuru olmasa dahi
sorumludur(Yardımcı kişilerin fiillerinden sorumluluk).Akdi sorumlulukta zamanaşımı süresi kural olarak 10 yıldır.

3. Dönme

İfa ihlalleri

A) Sonraki kusurlu ifa imkansızlığı


Borcun doğumundan sonra, borcun ifası imkanının borçlunun kusuruyla kesin olarak ortadan kalkmasıdır.

1. Fiili imkansızlık

-Şahbatur adlı(evet bir boy önde) atın ölmesi

-Tablonun(The lovers tablosu) yanması

2.Hukuki imkansızlık

-İmar yasağı gelmesi(satılacak arsanın arazi olması)

-Kamulaştırma yapılması

B) Gereği gibi ifa etmeme


1. Edim yükümünün ihlali

a. Kötü ifa TBK 112 Tazminat

b. Satıştaki ayıpseçimlik hak koşulları ağır.

2. Yan yükümlerin ihlali

a. İfaya yardımcı

-Aydınlatma

-Bilgi verme

14
b. Koruyucu yan yükümler

-Diğer kişi ve malvarlığı değerleri

-Bütünlük menfaati

*Kusurlu imkansızlık hallerinde tazminat ödemekle yükümlüdür.

*Kusursuzsa borç sona erer.

*Ayıptan doğan sorumluluklar özel olarak düzenlenmiştir.

C)Borçlu Temerrüdü
İfası mümkün ve muaccel bir borcun ifa edilmemesi ifada gecikme niteliği taşır. Bazı ek şartlarla birlikte temerrüt
niteliği taşır.

TBK-147Borçlu temerrüdün koşulları.

Koşulları:

A) İfanın objektif olarak mümkün olması

B) Borcun muaccel olması

C) Borcun ifa edilmemiş olması

D) Alacaklının ihtarı veya ihtara gerek olmayan bir durum olması

E)Borcun ifa edilmemiş olmasının objektif olarak borca aykırı bir davranış niteliği taşıması.

! Borçlunun temerrüdü için borçlunun kusuru şart mıdır?

-Baskın görüş şart olmadığıdır. Ancak, temerrüdün bazı koşulları için kusur aranır.

A)İfanın objektif olarak mümkün olması


İfa mümkün değilse imkansızlık hükümleri uygulanır.

Kusurlu imkansızlık TBK 112

Kusursuz imkansızlık TBK 136

İmkansızlık borçlunun temerrüdün sonra ortaya çıkarsa; temerrüdün sonuçları imkansızlık anına kadar saklı kalır. Bu
tarihten sonra imkansızlık hükümleri uygulanır.

TBK – 119’a göre; borçlu temerrüde düşmede kusuru bulunmadığını kanıtlayamazsa imkansızlıktan sorumlu olur.
Kusuru bulunmadığını borçlu kendisi kanıtlar çünkü kusur karinesi vardır.

B)BORCUN MUACCEL OLMASI-C)BORCUN İFA EDİLMEMİŞ OLMASI

15
Temerrüt, ifa zamanındaki gecikmeyi gerektirir. Bu gecikme de borcun muaccel olmasına bağlıdır. Muacceliyet
alacaklının ifayı talebe yetkili olduğu zamanı ifade eder. Muacceliyetin ne zaman gerçekleşeceği; sözleşmeden,
hukuki işlemden, kanundan veya işin niteliğinden tespit edilir.

Temerrüt ifa zamanındaki geciktirmeyi gerektirir.

D)ALACAKLININ İHTARI VE İHTARA GEREK OLMAYAN HALLER


İhtar alacaklının ifayı talep ettiğine ilişkin irade beyanıdır.

Tespit davası ihbar niteliği taşır mı ? Hayır taşımaz.

Hukuki işlem benzeri bir irade açıklamasıdır.

TBK-117/I’ e göre  önce borç muaccel olacak sonra ihtar yapılacaktır.

İhtarın şekli:
-İhtar kural olarak şekle tabi değildir. İspat için gereklidir.

TTK 18/III  Tacirler arası ihtar için geçerlilik şekli

HMK 200  ispat için kesin delile gerek yoktur.

-İhtar borca uygun olmalıdır.

-İfa davası açma, icra takibi açma ihtar niteliğinde sayılır(Tespit davası ifa istenmediği için ihtar yerine geçmez).

-Fatura gönderilmesi ihtar sayılmaz.

-İhtar borçluya veya yetkili temsilciye yapılabilir (Yetkili temsilci ihtarı kabule yetkilidir).

İhtar yapılan muhatabın fiil ehliyetine sahip olması gerekir. Fiil ehliyeti yoksa ihtar yasal temsilcisine yapılmalıdır.

İhtar yapacak kişinin ayırt etme gücü olması yeterlidir. Tam ehliyet aranmaz.

İhtarın ulaşmasıyla ihtar hüküm doğurur.

İhtarda süre verilmişse temerrüt bu sürenin sonunda gerçekleşir (Süreli ihtar).

TBK 123  Ek süre (Son şans gibidir). İki şartı doğurur:

1- İfadan vazgeçme + müspet zarar

2- Sözleşmeden dönme + menfi zarar

Kesin vadede ek süreye gerek yoktur.

İHTARA GEREK OLMAYAN HALLER


1) Belirli vade (15.04.2018, sözleşme tarihinden itibaren 10 gün içinde, mayıs ayı içinde …)

- Belirli vadede, vade taraflarca belirlenmişse ihtara gerek yoktur. Kanunen belirlenmişse ihtar aranır.

EK BİLGİ: Belirsiz vade nedir?  Bağ bozumu, kuşlar göç ettiğinde …

16
2) Borcun ifa edileceği gün sözleşmede saklı tutularak taraflardan birinin bildirimde bulunmak suretiyle
gerçekleştirilecekse,

3) Haksız fiilden ve sebepsiz zenginleşmeden doğan borçlarda (TBK 117/2)

Haksız fiilde fiilin işlendiği sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş
olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttır.

4) Dürüstlük kuralı gereğince ihtara gerek olmayan haller

-Borçlu borcunu ifa etmeyeceğini açıkça ifade ettiyse ihtara gerek yoktur.

* TTK-1530/II  İhtarsız temerrüt halleri var.

E)İFA ETMEMENİN OBJEKTİF AÇIDAN BORCA AYKIRI DAVRANIŞ SAYILMASI


Borçlunun ö. def’ine dayanarak edimini ifadan kaçınma hakkına sahipse veya alacaklı temerrüdünde ise vade geçse
bile borçlu temerrüde düşmüş olmaz. (Satım sözleşmesinde Alıcı temerrüdü TBK-235 / Satıcı temerrüdü TBK-212)

Borçlu temerrüdü Asli edim yok.

Alacaklı temerrüdüTeknik anlamda borç olmadığı için tazminat yok.

BORÇLU TEMERRÜDÜNÜN SONA ERMESİ


1) Borç ifa edilince

2) Borcun ifası teklif edilince  Borçlunun temerrüdü sona erer. Ancak bununla birlikte borçlunun gecikme
tazminatını da teklif etmesi gerekir.

3) Alacaklının temerrüde düşmesiyle

4) Objektif imkansızlığın gerçekleşmesiyle

5) Sürenin uzatılması ile

6) Borçlunun borcunu ifa etmemesi haklı hale gelirse (Ö. Def’i)

BORÇLU TEMERÜDÜNÜN SONUÇLARI


Genel olarak borçlu temerrüdünün sonuçları; gecikme tazminatı (TBK-118) ve kazadan sorumluluk (TBK-119)’ tur.

1) Aynen ifa: Temerrüdün değil muacceliyedin sonucudur. Borçlu temerrüde düşmeseydi de aynen ifayı
isteyecekti.

17
Kural: Aynen ifadır.

İstisnası: - Sözleşmede kararlaştırılması

- Kanunda yetki verilmişse (TBK-125)

2) Gecikme Tazminatı İsteme: TBK-118


- Geç ifadan doğan zararın tazminini amaçlar. Zamanında ifa edilseydi malvarlığının içinde bulunacağı durumla
şimdiki durum arasındaki fark (müspet zarar): Fiili zarar / Yoksun kalınan kar olarak karşımıza çıkabilir. Örnekleri;

* Alacaklının gecikme nedeniyle yaptığı masraflar:

- Satış konusu makinayı kiralama masrafı

- Depo için boşa harcanan masraf

* Alacaklının borçlu temerrüdü nedeniyle üçüncü kişiye ödeyeceği tazminatlar

* Temerrüt süresince malın değerinin düşmesinden doğan zarar

* Malı zamanında alsaydı elde edeceği kira gelirinden yoksun kalma

 Gecikme tazminatı aynen ifa ile birlikte de istenebilir. Ancak, temerrüt halindeyken borç ifa edilmiş olsa bile
alacaklı gecikme tazminatı da isteyebilir. İhtirazi kaydın ileri sürülmesi zorunlu değildir. İfa davasında istememiş olsan
bile sonradan isteyebilirsin.

Gecikme tazminatı gecikme süresine bağlı olarak sürekli artan bir nitelik taşır.

Gecikme tazminatının koşulları:

-Kusur (Kusur Karinesi)

-Temerrüdün sonucu olarak doğan zarar

3) Beklenmeyen Halden (Kazadan) Sorumluluk:


(TBK-119) Temerrütten itibaren hasarın alıcıya ait olması

Sorumluluktan Kurtulma:

1) Temerrüde düşmede kusurunun olmadığını ispat ederse

2) Borcunu zamanında ifa etmiş olsaydı bile beklenmedik halin ifa konusu şeye zarar vereceğini ispat ederse,
sorumluluktan kurtulur.

 Mal borçlunun elindeyken gerçekleşen kaza ile ifa zamanında yapılsaydı bile alacaklının elindeyken gerçekleşen
kazayla aynı olmalıdır.

4)Para borçlarında temerrüt faizi:


-Temerrüt faizi asıl alacağı bağlı fer’i bir haktır. Talep üzerine temerrüt faizine hükmedilir. Alacaklı temerrüt faizini
istemiş ancak başlangıcını belirtmemişse dava veya takiple istediği kabul edilir.

- Alacaklı ihtirazi kayıtta bulunmaksızın anaparayı tahsil ederse faiz alacağı düşer. (TBK-131/2)

- Kusur ve zarardan bağımsızdır.

18
- Temerrüt faizi ödeme borcu temerrütle başlar, borcun ifasına kadar devam eder. Temerrütle başlamasının istisnası
 TBK-121/I

-Temerrüt faiziyle karşılanmayan zararın tazmini TBK 122 .Alacaklı zararının temerrüt faiziyle karşılanamadığını
ispatla yükümlüdür.

Temerrüt faiz oranı: TBK 120/13095 sayılı kanuna yönlendiriyor

Yasal temerrüt faizi %9 (3095 madde 2)

Sözleşmesel temerrüt faizi120/2

Yasal anapara faizi %9 sözleşme ile(TBK 88) %9+%4,5= 13,5 Sözleşmesel anapara faizi

TAM İKİ TARAFA BORÇ YÜKLEYEN SÖZLEŞMELERDE TEMERRÜT


- Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde asli edim yükümlüklerinde temerrüt için geçerli kurallardır.

- Kural; temerrüt durumunda da aynen ifayı istemektir. Ancak tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde aynen
ifadan vazgeçme yetkisi tanınmıştır.

EK SÜRE
- Amaç borcun ifası için son şans vermektir. Süre içinde de temerrüt devam eder (Temerrüt faizi, kusurluysa gecikme
tazminatı konularında önemlidir).

- Ek süre ihtarla birlikte verilebilir.

- Hukuki işlem benzeri bir irade açıklamasıdır.

- Ehliyet ve temsil bakımından ihtara ilişkin açıklamalar geçerlidir.

- Ek süre uygun bir süre olmalıdır. Ek süre uygun değilse farklı görüşler vardır. Hakim görüş; uygun bir süre boyunca
geçerli olduğudur.

- Ek süre verme beyanı şekle tabi değildir. (TTK-18/3 tacirler arası istisnasıdır.)

Ek Süreye Gerek Olmayan Haller (TBK-124)

- Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağı anlaşılıyorsa

- Borçlunun temerrüdü sonucunda borcun ifası alacaklı için yararsız kalmışsa

- Kesin vade

Hatırlatma: İhtara gerek olmayan haller:1. Belirli vade 2.Sözleşme ile bir tarafa muacceliyeti belirleme imkanı
tanınması 3.Haksız fiil/ sebepsiz zenginleşme 4. Dürüstlük kuralı

Ek Süre Yararsız Geçerse Ya da Ek Süre Verilmesini Gerektirmeyen Durumlar Varsa:

1) Aynen ifa + gecikme tazminatı  ek süre verilmesi de mevcut olan bir haktır.

19
2) ) Sözleşmeden dönme + menfi zararın tazmini

3 (YDH)Aynen ifadan vazgeçme + müspet zararın tazmini

Hakim görüş: Aynen ifadan vazgeçtiğinde ne istediğini tam olarak borçluya derhal bildirmesi gerekir. Bunun sebebi,
borçlu aleyhine spekülasyon yapılmasını önlemektir.

A)Aynen ifaden vazgeçme beyanı ek süre verilirken de yapılabilir. Aynen ifadan vazgeçme yenilik doğuran bir haktır.
Bunun istisnaları vardır. İfadan vazgeçme, borçlunun henüz ifa edilmemiş edimini sona erdirir.

B) İfadan vazgeçme + müspet zararın (tam ve doğru ifaya olan menfaattir) tazmini.

Sözleşme devam eder. Edimin yerini tazminat alır. Müspet zararın kapsamı vazgeçilen edimin değeri, yoksun kalınan
kar, fiili zarar …

! Müspet Zararın Tazmini için alacaklı kendi edimini ifa etmek zorunda mıdır? Bu
konudaki teoriler;
A) Mübadele Teorisi
Her iki edimi ayrı ayrı ele alır. Hükmedilecek tazminatla alacaklının ediminin değiş-tokuş edileceğini kabul eder. Yani
kendi edimini ifa etmek zorundadır.

B) Fark Teorisi(ağırlıklı görüş)


Alacaklının zararı ifa edilmeyen edimin değeri ile kendi karşı ediminin değeri arasındaki farktır.  Trampa
sözleşmelerinde söz konusu olduğu söylenir. Yani söz konusu; malla mal olmalıdır. Malın karşısında para olmamalıdır.
(Yani satış sözleşmesi olmamalıdır) Fark teorisinin kanunda düzenlendiği 2 hal vardır.

1) TBK 213 2) TBK 236

* Müspet zararın tazmini için borçlunun temerrüde düşmede kusuru aranır.

C) Sözleşmeden dönme + menfi zarar


Amacı: Sözleşme öncesi duruma gelmek.

İki etkisi vardır: İfa edilmemiş bütün edimler sona erer. İfa edilmiş edimlerin iadesi geri istenir.

Dönme üzerine doğacak hukuki sonuçlar konusunda 3 teori vardır:

KLASİK TEORİ:

Dönme bildirimi sözleşmeyi kurulduğu tarihten itibaren ortadan kaldırır. Bu sözleşmeden doğan hak ve borçlar da
doğduğu andan itibaren ortadan kalkmış sayılırlar. Bu bozucu yenilik doğuran bir hakkın ortadan kullanılmasıdır.

İade taleplerinin dayanağı konusunda klasik teoriciler ikiye ayrılır

1) Dönülen sözleşme uyarınca vaktiyle yapılan kazandırmalar sebebe bağlı olsa bile dönmeden etkilenmez. Bu
sebeple iade borçlusunun malvarlığındaki artış sebepsiz zenginleşme teşkil eder. Zamanaşımında sebepsiz
zenginleşme zamanaşımına tabidir(2-10 yıl).

20
2) Sebebe bağlı tasarruf işlemi sözleşmeden dönme üzerine geçmişe etkili olarak hükümsüzleşir. Malı istihkak
davasıyla isterim ayni haktır süresizdir.

YASAL BORÇ İLİŞKİSİ TEORİSİ:

TBK-125/3 yasal borç ilişkisi kurar. Sebepsiz zenginleşmedeki kısa zamanaşımı süresini uzatmak için ortaya çıkmıştır.

YENİ DÖNME TEORİSİ:

Dönme işlemi borç ilişkisini ne geçmişe ne de ileriye etkili olarak sona erdirir. Yani dönme sözleşmenin geçerliliğine
dokunmayıp onu bir tasfiye ilişkisine getirir. Bu tasfiye ilişkisinde sözleşmeden doğan borçlar tersine dönerek devam
eder. Bu değiştirici yenilik doğuran bir haktır. Yerine getirilmiş edimler aynı sözleşmeden doğan borçlar olarak iade
borcu haline gelir. Zamanaşımı 10 yıl olur. Klasik teoriden farklı olarak asıl borç için alınan rehin, kefalet devam eder.

* Gecikme zararı daima müspet zarar niteliği taşır.

* Menfi zarar 125/III, 112

Borçlunun muacceliyetten önce ifa etmeme iradesini ortaya koyması


Bana 15 Nisan’da teslim etmesini kararlaştırdığımız üzere borcu var ama bugün 21 Mart borcunu ifa etmeyeceğini
söylüyor.

1. Görüş Alacaklı, vadeyi beklemeden TBK 112’ye göre tazminat istesin.

2. Görüş  Bu duruma kıyasen borçlu temerrüdü hükümleri uygulansın.

3. Görüş Yapma borçlarında( Cebri icrası mümkün olmayan edim borcu) İmkansızlık uygulansın 112’ye göre
tazminat istensin. Cebri icrası mümkün olan verme borcunda alacaklı, vadeye kadar beklesin.

Kısmi temerrüt durumunda

Edimin bir kısmını ifası halinde kural olarak seçimlik haklar sadece temerrüde düşen kısım için uygulanacak.

İstisnası: Daha önce alınan kısım ifa menfaatini karşılamıyorsa ilk kısım olmaksızın tüm sözleşme için bu haklar
kullanılabilir. Art arda teslimli sözleşmeler içinde aynı ilkeler geçerlidir.

Kira sözleşmesi yaptınız, malı kullandınız 6 ay, 7. Ayda temerrüt sebebiyle sözleşmeyi feshetmek istediniz. Dönme
hakkını kullanamıyorum çünkü ifaya başladım ki böyle olsa kullanma hakkımı nasıl geri vereceğim?

TBK 126  Borç ilişkisi ileriye etkili sona erer.

 Fesih anından itibaren ifa edilmeyen kısmı için müspet zarar isteyebilirsin.

Sürekli borç ilişkisinde ifaya başlandıysa  Müspet zarar

Sürekli borç ilişkisinde ifaya başlanmadıysa  Dönme + Menfi zarar

Borca aykırılığın genel sonuçlarından biri de tazminattır. Tazminatın temel ilkelerinden biri de kusurdur. Fakat kusurlu
sorumluluğunda istisnaları vardır TBK 115

Sorumsuzluk antlaşması TBK 115


Borca aykırı davranışla ileride doğabilecek sorumluluğun koşulları değişebilir. Sorumluluk sınırlanabilir.,

21
*Borç doğuran sözleşmenin içinde veya daha sonra bağımsız bir sözleşmeyle yapılması mümkündür ama her
halükarda geçerliliği asıl sözleşmenin geçerliliğine bağlıdır.

*Sorumsuzluk anlaşması zarar doğmadan önce yapılır. Zarar doğduktan sonra yapılan anlaşmalar sulh veya ibra
niteliği taşır.

*Zarar doğduktan sonra yapılacak anlaşmalar her türlü kusur için yapılabilir çünkü serbest irade vardır.

*Sorumsuzluk anlaşması sözleşme niteliğindedir.

Geçerlilik şartları:

1. Borçlunun ağır kusurundan sorumlu olmayacağı anlaşmalar kesin hükümsüzdür.

2. Borçlunun hafif kusurundan sorumlu olmayacağı anlaşmalar kural olarak geçerlidir.

İstisna TBK 115/21İşçi lehine yapılmış sorumsuzluk anlaşmaları geçerli olacak. İşçinin sorumluluğunun kaldırıldığı
sorumsuzluk anlaşmaları geçersizdir.

TBK 115/3 Burada iki şartın beraber gerçekleşmesi gerekiyor. Bankalar ve sigorta şirketleri

Yardımcı kişinin davranışından sorumluluk TBK 116

Gene olarak borcun ifasında veya hakkın kullanılmasında, borçlunun rızasıyla yardımından yararlanılan kişi, yardımcı
kişidir.

Yardımcı kişi

A)İfa yardımcısı

Borçlunun tesisatı çırağına yaptırması, taksici gibi

B) Kullanma yardımcısı

Kiracının aile üyeleri, alt kiracı gibi

*Bir kişinin yardımcı kişi sıfatına sahip olması için borcun ifasına katılmasının borçlunun rızasına dayanması hem
zorunlu hem yeterlidir. Borçlunun rızası yoksa 116 uygulanmaz.

*Yardımcı kişinin, borçlunun emri altında çalışması zorunlu değildir. Tamamen rastlantı sonucu borcun ifasına
katılmış olsa bile borçlunun rızası varsa yardımcı kişi olur.

 İlişkinin akdi, süreli, süresiz olması önemli değildir.

 Haksız fiildeki TBK 66/ adam çalıştıranın sorumlu olabilmesi için otoritesi altında sürekli olarak onunla hizmet
ilişkisi içinde olması gerekiyor.

Sorumluluğun şartları
1) Borçlu ile zarar gören arasında bir borç ilişkisi olacakSözleşmeler en geniş uygulama alanı.

2) Borcun ifasında veya hakkın kullanılmasında yardımcı kişi kullanılmış olmalı.

3) Borcun ifasında yardımcı kişi kullanılması borca aykırı olmamalı borca aykırıysa Genel hüküm olan TBK 112
uygulanır.

4)Yardımcı kişinin borçlunun borcuna aykırı bir davranışla alacaklıya zarar vermiş olması:

22
Bir görüşe göre işi yürüttükleri sırada ifadesiyle kastedilen; Borcun ifası ile zarar arasında işlevsel bir bağlantı
olması İfa sırasında

Diğer görüşe göre ifa, sırasıyla ifa ayrımı terkedilmeli.

5) Yardımcı kişinin davranışının borçluya farazi kusur olarak yükletilebilmesi davranışı borçlu yapsaydı, bu fiil ana
kusur olarak yüklenebilecekse bu şart gerçekleşir.

6) Borçlunun yardımcılarının fiilden sorumluluğunu kaldıran veya daraltan anlaşmanın bulunmaması TBK 116/2-3.

Bu yaklaşık 6.000 kelimelik notun hazırlanmasında yardımda bulunan Emine, Berfin ve Kaan’a teşekkürü bir borç
bilirim. Umarım Borçlar Genel Hukuku sınavında sizlere faydası dokunur.

23

You might also like