You are on page 1of 1

Benim Dünyam

Benim Dünyam filmi hem sağır hem de kör olarak doğan Ela adlı bir kızın hayatını ve
onun duymayan kulağı, görmeyen gözu olan hocasını konu alıyor. 8 yaşına dek öylesine,
gelişine göre yaşayan Ela, Aynı durumdaki ablasını trajik biçimde yitiren Mahir Hoca ile
tanışmasıyla Ela'nın hayat mücadelesi başlar.

Film, Ela ve Mahir hoca arasında yaşanan bir nevi aşk ve nefret ilişkisi üzerinden
gidiyor. Görmeyen ve duymayan bir insanın isyanı, yalnızlığı ve algısızlığının bir nevi delilik
olarak algılandığı 1950’li yıllarda başlayan hikaye, Ela’nın çocukluğunu da kapsıyor.
Hissiyatsız bir çocuk olarak gösterilen Ela’nın hocası Mahir’le olan tanışıklığı ve eğtim
süreci de gayet sert bir biçimde ilerliyor. Bu sertlik tepki toplar mı bilinmez ama cesur bir
yanının olduğu kesin! Annenin içgüdüsel olarak bağrına bastığı ama ona yetmediği,
babanın ise gözden çıkarmakta sakınca görmediği Ela, Mahir Hoca’nın ellerinde bir hayli
hırpalanıyor, itilip kakılıyor. Burada bir doz aşımından söz etmek mümkün ama film
duygusal olarak seyirciyi ‘bunlar hep onun iyiliği için’ tarzında bir açıklamayla durduruyor,
zaman zaman bu savaştan keyif alır hale bile geliyorsunuz.

Sonuçta film bir yeniden çevrim olduğu için her şey tıkır tıkır işliyor, geriye atmosferi
ve oyunculukları oturtmak kalıyor ki, o da kısmen başarılmış. Öyle ki Ela’nın kıyafetleri bile
orijinaliyle çok benzeşiyor, gözlüğün ardından hissedilen kar ve benzer başka detaylar
orijinal filmden özenle atlanmadan filme yedirilmiş.

Filmin eksiklerinden biri Ela’nın kızkardeşiyle olan ilişkisinin neredeyse hiç


verilmemiş olması. O yüzden filmin sonundaki kardeşin ‘geri planda kaldım’ patlaması biraz
havada kalıyor. Gerçekten film de çok Ela yörüngeli gidiyor, o yüzden kardeşin serzenişlerini
de ancak araya sızan laf sokuşlarından anlıyoruz. İki kardeşin birbirlerine olan bakış
açısının farklılığı da gönül gözü penceresinden veriliyor!

Filmin ağlatma potansiyeli sonlara doğru çıkıyor; Mahir hocanın bilincini yitirip,
Ela’nın gözü kulağı olmayı kaybettiği, üstelik deli damgası yiyip yalnız kaldığı noktada
patlıyor. Hayatını Ela’nın iyi bir yaşam sürmesi için adayan ama onun başarısını göremeyen
adamın dramı, başarı hikayesinin sonunda izleyiciye daha dramatik yansıyor

You might also like