You are on page 1of 5

BÖLÜMÜ : ULUSLARARASI TICARET VE FINANSMAN

Diş ticaret
işlemleri ve yönetimi II Dersi Bahar Donemi

Adin-soyadi : zeinab aden guedi


Okul No :210506211

SORU 1

Antalya üretimli deri mamullerinin İtalya’ya sevki için en uygun konteyner limanını
belirleyerek gemide masrafsız teslim modunu sözleşmede olması gerektiği gibi yazınız

Antalya'dan İtalya'ya sevk edilecek deri mamulleri için en uygun konteyner limanı, sevkiyatın
yapılacağı İtalya'nın hangi bölgesine gönderileceğine bağlı olarak değişebilir. Ancak,
genellikle Antalya'dan İtalya'ya sevkiyatların çoğu, Türkiye'nin batı sahilindeki limanlardan
İtalya'nın güneyindeki limanlara yapılır.

Bu nedenle, Antalya'dan İtalya'nın güneyine gönderilecek deri mamulleri için en uygun


konteyner limanı, İtalya'da Napoli veya Salerno limanları olabilir. Bununla birlikte, sevkiyatın
yapılacağı bölgeye ve lojistik ihtiyaçlara bağlı olarak, diğer limanlar da tercih edilebilir.

Gemide masrafsız teslim modu, FOB (Free on Board) şartları altında düzenlenen bir sevkiyat
sözleşmesi ile sağlanabilir. Buna göre, satıcı, malı gemiye yüklediği anda masrafları üstlenir
ve malın gemiye yüklenmesi sırasındaki riskler satıcıya aittir. Alıcı, malın limanda
boşaltılması ve gümrük işlemlerinin tamamlanması için gerekli olan masrafları ve riskleri
üstlenir. Bu şekilde, satıcı ve alıcı arasında belirli bir limanda malın teslim edilmesi ve
masrafların kimin tarafından karşılanacağı konusunda net bir anlaşma sağlanmış olur.

Manisa'dan Birleşik Krallık'a beyaz eşya sevkiyatı için en uygun konteyner limanı, taşıma
süresi, maliyetler ve hedefe en yakın liman gibi faktörlere göre değişebilir. Bununla birlikte,
genellikle İstanbul'daki Ambarlı Limanı veya İzmir'deki Alsancak Limanı, Manisa'dan
Birleşik Krallık'a beyaz eşyaların sevkiyatı için tercih edilen limanlardandır.

Bu sözleşmenin temel hükümleri şunlardır:


1. Teslim Şartları: Satıcı, beyaz eşyaların Birleşik Krallık'ta belirtilen teslim yerine kadar olan
navlun, sigorta ve diğer masraflarını karşılayacaktır. Teslim şartları, "CIF (Belirtilen Liman,
Belirtilen Ülke)" olarak belirlenecektir.
2. Navlun: Satıcı, beyaz eşyaların taşınması için navlunu ödeyecektir.
3. Sigorta: Satıcı, beyaz eşyaların taşınması için gereken sigortayı yapacak ve sigorta bedelini
ödeyecektir.
4. Taşıma Süresi: Taşıma süresi, sevkiyatın yapıldığı limana ve hedefe en yakın limana bağlı
olarak değişebilir. Satıcı, beyaz eşyaların belirtilen teslim yerine kadar taşınması için gereken
süreyi karşılayacaktır.
5. Ödeme Şartları: Ödeme, teslim yerine kadar olan navlun, sigorta ve diğer masrafların
ödenmesinden önce yapılacaktır. Ödeme, belirtilen para birimi cinsinden yapılacaktır.
6. Gecikme Durumunda: Eğer sevkiyat belirtilen teslim süresinde gerçekleşmezse, alıcıya
ödeme iadesi yapılacak ve sözleşme feshedilecektir.
7. Uygulanacak Hukuk ve Yetkili Mahkeme: Bu sözleşmenin uygulanacak hukuku ve yetkili
mahkemesi, Satıcının yerleşim yerindeki hukuk ve mahkeme olarak belirlenecektir.

Yukarıdaki sözleşme maddeleri, Manisa'dan Birleşik Krallık'a beyaz eşya sevkiyatı için
uygun bir şekilde düzenlenmiştir. Ancak, taşıma süresi, masraflar ve limanlar gibi spesifik
detaylar, taraflar arasındaki anlaşmaya bağlı olarak değişebilir.

SORU 2

Politik risk, uluslararası ticaret ve yatırımlar açısından bir ülkenin iç siyasi ve sosyal
koşullarının, hükümet politikalarının veya uluslararası ilişkilerinin neden olduğu bir tehlike
veya belirsizlik durumudur. Politik risk, yatırımcılar ve işletmeler için maliyetli olabilir ve
birçok faktörden kaynaklanabilir.

Bazı örnekler:

 Sosyal ve politik istikrarsızlık: Bir ülkedeki siyasi çatışmalar, toplumsal olaylar veya şiddet
olayları gibi faktörler yatırımcıların ve işletmelerin faaliyetlerini sürdürmelerini zorlaştırabilir.
 Hükümet politikaları: Yabancı yatırımcıları etkileyen hükümet kararları (örneğin, yabancı
yatırımı sınırlandıran yasalar) yatırımların verimliliğini azaltabilir.
 Ekonomik koşullar: Bir ülkenin ekonomik krizleri, para biriminin değer kaybı, enflasyon veya
işsizlik gibi sorunlar yatırımcıların ve işletmelerin faaliyetlerini zorlaştırabilir.

Bu faktörler, yatırımcılar ve işletmeler için potansiyel riskler oluşturur ve politik riski


yönetmek için, yatırımcılar ve işletmeler genellikle dikkatli bir risk analizi yaparlar. Ayrıca,
sigorta, hedging veya yatırımı çeşitlendirme gibi risk yönetimi teknikleri de kullanılabilir.
Politik risk, bir ülkedeki politik istikrarsızlık, çatışma, hükümet politikalarında ani
değişiklikler veya diğer politik olaylar nedeniyle bir işletmenin veya yatırımın karşı karşıya
kalabileceği belirsizlik ve kayıplarla ilgilidir. Aşağıdaki olaylar politik risk olarak
değerlendirilebilir:

1. Seçimler: Bir ülkedeki seçimlerde beklenmedik sonuçlar veya seçimlerin şaibeli bir şekilde
yapıldığına dair endişeler, politik risk oluşturabilir.
2. Terörizm: Terör saldırıları, hükümetlerin çatışmalara müdahalesi veya isyanlar, bir ülkedeki
politik istikrarsızlığı artırabilir ve işletmelerin faaliyetlerini etkileyebilir.
3. Doğal afetler: Doğal afetler, hükümetlerin müdahale etme kabiliyetlerini sınırlayabilir ve
politik istikrarsızlığı artırabilir.
4. Yeni yasalar ve yönetmelikler: Bir ülkedeki hükümetin, yeni yasalar ve yönetmelikler
çıkarması veya mevcut politikaları değiştirmesi, işletmelerin faaliyetlerini etkileyebilir.
5. Sınır çatışmaları: İki ülke arasındaki sınır çatışmaları veya toprak anlaşmazlıkları, politik
istikrarsızlığı artırabilir ve işletmelerin faaliyetlerini etkileyebilir.
6. Hükümet krizleri: Hükümet içindeki krizler, örneğin kabine değişiklikleri, yolsuzluk
skandalları veya hükümetin düşmesi, politik istikrarsızlığı artırabilir ve işletmelerin
faaliyetlerini etkileyebilir.

Bu gibi politik risklere maruz kalmak, işletmelerin karlılığını, finansal performansını ve


operasyonel faaliyetlerini etkileyebilir ve yatırımcılar için yatırım riskini artırabilir.

1. Ukrayna Krizi: 2014 yılında başlayan Ukrayna krizi, Rusya ve Batılı ülkeler arasında gerilim
yaratmıştır. Krizin en önemli sebebi, Ukrayna'nın Rusya ile olan tarihi bağlarına karşın, Batı
yanlısı bir yönetim değişikliği yapmasıdır. Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesi ve Doğu
Ukrayna'daki isyancılara destek vermesi, bölgedeki istikrarsızlığı artırmıştır. Krizin etkisi,
Rusya ile Batılı ülkeler arasındaki ilişkilerin bozulmasına ve uluslararası toplumun güvenlik
endişelerinin artmasına neden olmuştur.
2. Suriye İç Savaşı: 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı, Orta Doğu'da istikrarsızlık
yaratmıştır. Savaşın nedeni, hükümet karşıtı protestoların başlaması ve hükümetin şiddet
kullanarak protestoculara karşılık vermesidir. Savaşın etkisi, milyonlarca Suriyeli'nin evlerini
terk etmek zorunda kalması ve birçok ülkeye göç etmesiyle ortaya çıkmıştır. Ayrıca, savaşın
çevre ülkelerdeki terör gruplarının yükselişine ve uluslararası toplumda Suriye'ye yönelik
çeşitli askeri müdahalelerin tartışılmasına neden olmuştur.
3. COVID-19 Pandemisi: 2019 yılında başlayan COVID-19 pandemisi, tüm dünyayı etkisi altına
almıştır. Pandemi, sağlık sistemlerinin zorlanmasına, ekonomik faaliyetlerin durmasına ve
sosyal hayatın ciddi şekilde sınırlandırılmasına neden olmuştur. Ayrıca, pandeminin küresel
ekonomik büyüme ve işsizlik oranları üzerindeki etkisi de büyük olmuştur. Pandemi, birçok
ülkenin kendi iç sorunlarıyla uğraşmasına neden olurken, uluslararası işbirliğinin de önemini
ortaya çıkarmıştır.

Bu örnekler, politik risklerin dünya çapında ciddi sonuçları olabileceğini göstermektedir.


Krizler, uluslararası toplumun işbirliği ve diyaloğa ihtiyacını vurgularken, bölgesel
istikrarsızlık, ekonomik çöküş ve insan kaynakları kaybı gibi sorunlara da yol açabilmektedir.
Bu nedenle, politik liderlerin krizleri çözmek ve gelecekteki krizleri önlemek için uzun vadeli
çözümler bulması önemlidir.
SORU 3

Bir yerli sanayi kuruluşu 200 milyon ₺ sabit yatırım tutarı maliyetli bir imalat tesisi kurmak
istediğinde, çeşitli yatırım teşvik sistemleri mevcuttur ve bu sistemlerden faydalanmak
mümkündür.

İzmir'de bir yatırım yapacak olan firma, yerli bir sanayi kuruluşu olduğundan, Türkiye'deki
yatırım teşvik sistemi kapsamında çeşitli teşviklerden faydalanabilir. Bunlar arasında, Yatırım
Teşvik Belgesi (YTB) ve Bölgesel Destek Programları (BDP) gibi teşvikler bulunmaktadır.

Yatırım Teşvik Belgesi, yatırım tutarının belirli bir oranında vergi indirimi, gümrük vergisi
muafiyeti, sigorta primi işveren hissesi desteği, kredi faiz desteği, arazi tahsisi ve enerji
desteği gibi teşvikler sağlamaktadır. İzmir, birinci bölge teşvik bölgesi olduğundan, YTB
kapsamında yatırım yapacak olan firma, bu teşviklerden maksimum düzeyde faydalanabilir.

Bölgesel Destek Programları ise, yatırım yapılacak bölgenin sosyo-ekonomik koşulları ve


istihdam durumuna göre belirlenen teşviklerdir. İzmir'de yatırım yapacak olan firma, İzmir
Kalkınma Ajansı'nın (İZKA) Bölgesel Destek Programlarından faydalanabilir.

Özetle, İzmir'de yatırım yapacak olan yerli bir sanayi kuruluşu, Yatırım Teşvik Belgesi (YTB)
ve İzmir Kalkınma Ajansı'nın (İZKA) Bölgesel Destek Programları gibi teşvik sistemlerinden
faydalanabilir. Bu teşvikler, yatırım maliyetini azaltacak ve yatırımın geri dönüş süresini
kısaltacaktır.

Yatırım teşvik sistemi, bir firmanın yeni bir işletme kurması veya mevcut bir işletmeyi
genişletmesi için teşvik sağlayan bir programdır. Bu sistem, birçok avantaj sağlayabilir. İşte
bazıları:

1. Vergi İndirimleri: Yatırım teşvikleri, firmanın yatırımının bir kısmını ya da tamamını


karşılayabilir. Yatırım maliyetlerindeki bu indirimler, firmanın gelir ve kurumlar vergisi gibi
yükümlülüklerini azaltarak, yatırımın geri dönüşünü artırabilir.
2. Daha Düşük Faiz Oranları: Yatırım teşvikleri, firmanın yeni bir işletme kurması veya mevcut
bir işletmeyi genişletmesi için ihtiyaç duyduğu finansmanı daha düşük faiz oranlarıyla
sağlamasına yardımcı olabilir.
3. Kira Yardımı: Yatırım teşvikleri, firmanın yeni bir işletme kurması veya mevcut bir işletmeyi
genişletmesi için gereken arsa veya bina kiralama maliyetlerini azaltabilir.
4. Eğitim ve Danışmanlık: Yatırım teşvikleri, firmanın işletme konusunda eğitim ve danışmanlık
hizmetlerinden faydalanmasını sağlayabilir. Bu hizmetler, firmanın işletme sürecinde daha
başarılı olmasına yardımcı olabilir.
5. İstihdam Teşviki: Yatırım teşvikleri, firmanın yeni bir işletme kurması veya mevcut bir
işletmeyi genişletmesi için ihtiyaç duyduğu işçi sayısını artırması durumunda, istihdam
teşvikleri sağlayabilir.
Bu avantajların yanı sıra, yatırım teşvikleri, firmanın bölgesel ekonomiye katkısını artırmak
ve işletme faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini desteklemek için tasarlanmıştır. Yatırım
teşvikleri, bir firmanın uzun vadede büyümesine ve başarılı olmasına yardımcı olabilir.

SORU 4

Yatırım teşvik sistemi, bir firmanın yeni bir işletme kurması veya mevcut bir işletmeyi
genişletmesi için teşvik sağlayan bir programdır. Bu sistem, birçok avantaj sağlayabilir. İşte
bazıları: Vergi İndirimleri: Yatırım teşvikleri, firmanın yatırımının bir kısmını ya da tamamını
karşılayabilir. Yatırım maliyetlerindeki bu indirimler, firmanın gelir ve kurumlar vergisi gibi
yükümlülüklerini azaltarak, yatırımın geri dönüşünü artırabilir. Daha Düşük Faiz Oranları:
Yatırım teşvikleri, firmanın yeni bir işletme kurması veya mevcut bir işletmeyi genişletmesi
için ihtiyaç duyduğu finansmanı daha düşük faiz oranlarıyla sağlamasına yardımcı olabilir.
Kira Yardımı: Yatırım teşvikleri, firmanın yeni bir işletme kurması veya mevcut bir işletmeyi
genişletmesi için gereken arsa veya bina kiralama maliyetlerini azaltabilir. Eğitim ve
Danışmanlık: Yatırım teşvikleri, firmanın işletme konusunda eğitim ve danışmanlık
hizmetlerinden faydalanmasını sağlayabilir. Bu hizmetler, firmanın işletme sürecinde daha
başarılı olmasına yardımcı olabilir. İstihdam Teşviki: Yatırım teşvikleri, firmanın yeni bir
işletme kurması veya mevcut bir işletmeyi genişletmesi için ihtiyaç duyduğu işçi sayısını
artırması durumunda, istihdam teşvikleri sağlayabilir. Bu avantajların yanı sıra, yatırım
teşvikleri, firmanın bölgesel ekonomiye katkısını artırmak ve işletme faaliyetlerinin
sürdürülebilirliğini desteklemek için tasarlanmıştır. Yatırım teşvikleri, bir firmanın uzun
vadede büyümesine ve başarılı olmasına yardımcı olabilir.
Yatırım teşvikleri, ekonomik büyüme ve işletme faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini
destekleyerek, bölgesel kalkınmaya da katkı sağlayabilir. Yatırım yapan firmalar, yerel
ekonomide iş imkanı yaratarak, işsizlik oranlarının azaltılmasına katkıda bulunabilirler.
Ayrıca, bölgesel ekonomiye katkı sağlayan firmalar, diğer firmaların da bölgeye yatırım
yapmasına öncülük ederek, yerel ekonominin gelişmesine destek olabilirler.

Yatırım teşvikleri ayrıca, birçok ülkede yerel kalkınma ajansları tarafından sağlanır. Bu
ajanslar, yerel işletmelerin büyümesini desteklemek, yeni işletmelerin kurulmasını teşvik
etmek ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlamak amacıyla çalışırlar. Yatırım teşviklerinin
kullanımı, yerel kalkınma ajansları tarafından belirlenen stratejiler doğrultusunda yapılır.

Sonuç olarak, yatırım teşvikleri, bir firmanın başarılı olması için önemli bir faktördür. Yatırım
yapan firmalar, teşvikler sayesinde maliyetlerini azaltırken, işletme faaliyetlerinde daha
başarılı olabilirler. Ayrıca, yerel ekonomiye katkı sağlayarak, bölgesel kalkınmaya da katkıda
bulunabilirler.

You might also like