You are on page 1of 19

ŞİKAYET ÜZERİNE YAPILACAK İNCELEMENİN

ÖZELLİKLERİ

SÜMEYRA ATEŞ
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER………………………………………………………………………………..I
KISALTMALAR LİSTESİ…………………………………………………………….........II
GİRİŞ………………………………………………………………………………………….1
I. MEMUR MUAMELESİNİ ŞİKAYET KAVRAMI…………………….......2
II. ŞİKAYETİN KONUSU……………………………………………………….3
III. ŞİKAYET ÜZERİNE YAPILACAK
İNCELEME………………………….4
A. Genel Olarak………………………………………………………………...4
B. Şikayet Sebeplerinden En Az Birinin
Gerçekleşmesi………………………..4

1. İşlemin Kanuna Uygun


Olmaması…………………………………………...5

2. İşlemin Hadiseye Uygun


Olmaması………………………………………….5

3. Bir Hakkın Yerine Getirilmemesi……………………………………………


5

4. Bir Hakkın Sebepsiz Sürüncemede


Bırakılması……………………………...6

5. Kamu Düzenine Aykırılık……………………………………………………


6

C. Mahkemenin Görevli ve Yetkili


Olması……………………………………..7

D. Şikayette Bulunanın Taraf Ehliyeti ve Hukuki Yararının


Bulunması………..8

E. Şikayetin Süresi İçerisinde


Yapılması……………………………………….9

I
F. Şikayet İncelemesinde Uygulanacak Yargılama
Usulü…………………….10

SONUÇ………………………………………………………………………………………13

KAYNAKÇA………………………………………………………………………………...14

KISALTMALAR LİSTESİ
a.g.e. : Adı geçen eser

Bkz. : Bakınız

Bs. : Basım

C. : Cilt

E. : Esas

HD. : Hukuk Dairesi

HMK : Hukuk Muhakemeleri Kanunu

İİK : İcra ve İflas Kanunu

m. : Madde
s. : Sayfa

S. : Sayı

TMK :Türk Medeni Kanunu

vd. : ve diğerleri/ve devamı

Y. : Yargıtay

II
YHGK : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

III
GİRİŞ

Hukuk sistemimizde ihhak-ı hak (kişinin hakkını kuvvet kullanarak bizzat alması)
yasaklanmıştır. Alacağına kavuşmak isteyen bir bireyin başvurabileceği yol ise cebri icradır.

Cebri icra, icra teşkilatı aracılığıyla yerine getirilmektedir. İcra teşkilatı içerisinde takip
işlemlerini yürütmekle görevli organ icra-iflas daireleridir. Bütün kurum ve kuruluşlarda
olduğu gibi, icra-iflas dairelerin işlemlerinde de birtakım hata veya eksikliklere
rastlanabilmektedir. Söz konusu hataların düzeltilmesi ve eksikliklerin giderilmesi hukuk
devleti ilkesinin bir gereğidir. Bu gereklilik, İcra-İflas Kanunu’nun 16 vd. maddelerinde
karşılık bulmuştur. Buna göre, icra-iflas dairelerinin olumlu veya olumsuz birtakım
davranışları üzerine şikayet yoluna başvurulabilir.

Şikayet medeni, idari ve cezai yargılamadan farklı, takip hukukuna özgü bir yoldur. Bu
nedenle şikayet hakkında inceleme yapma yetkisi kural olarak, icra-iflas işlerinde görevli özel
mahkeme olan icra mahkemelerine bırakılmıştır.

Bu çalışmada, icra mahkemelerinin şikayeti incelerken göz önünde bulunduracağı hususlar ve


uygulayacağı yargılama usulü incelenecektir.

1
I. MEMUR MUAMELESİNİ ŞİKAYET KAVRAMI

Şikayet kavramı, mevzuatımızda tanımlanmış değildir.

İcra ve İflas Kanunu’nun “Şikayet ve Şartlar” başlıklı 16. maddesi, “Kanunun hallini
mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı
muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından
dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi
gün içinde yapılır. Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede
bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir.” şeklindedir.

Kanunun lafzından hareketle şikayeti, icra ve iflas dairelerinin kanuna veya olaya uygun
olmayan ya da bir hakkı yerine getirilmemesine yahut sebepsiz sürüncemede bırakılmasına
yol açan işlemlerine karşı başvurulabilecek bir imkan olarak tanımlamak mümkündür.

Şikayetin hukuki niteliği hakkında bir görüş birliği bulunmamaktadır. Doktrinde bazı
yazarlar, şikayetin kendine özgü bir kanun yolu olduğu görüşündeyken,1 bazı yazarlar, kanun
yolu niteliği taşımayan bir hukuki çare olduğu kanaatindedirler. 2 Şikayetin idari bir yol
olduğu görüşü de bulunmakla beraber bu görüş Türk doktrini ve uygulamasında kabul
görmemiştir.3 Şikayetin bir dava niteliği taşımadığı konusunda ise doktrinde ve yargı
içtihatlarında görüş birliği mevcuttur.

1
“Şikayet, icra (ve iflas) dairelerinin icra (ve iflas) hukukuna aykırı olan işlemlerinin iptali veya düzeltilmesini
sağlamak için kabul edilmiş kendine özgü bir kanun yoludur.” (Baki KURU, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış
İcra ve İflas Hukuku, Legal Yayıncılık, Eylül 2016 s.63) Kamil YILDIRIM ile Nevhis DEREN-YILDIRIM da
şikayeti “Hukuki Çareler” başlığı altında ele almalarına rağmen, şikayetin bir kanun yolu olduğu
kanaatindedirler (Bkz. Kamil YILDIRIM, Nevhis DEREN-YILDIRIM, İcra ve İflas Hukuku, 6. Bs. , Beta
Yayınları, İstanbul 2015, s.30)
2
“Şikâyet icra ve iflâs hukukunda düzenlenmiş, kendisine özgü hukukî bir çaredir. Şikâyet kendisine özgü bir yol
olup bir dava ve gerçek anlamda bir kanun yolu değildir.”(Hakan PEKCANITEZ vd. , İcra ve İflas Hukuku
Ders Kitabı, On İki Levha Yayıncılık, Altıncı Bası, 2019, s.60; “şikâyet, icra (ve iflâs) dairelerinin icra (ve
iflâs) hukukuna aykırı olan işlemlerinin iptali veya düzeltilmesini sağlamak için kabul edilmiş bir başvuru yolu
veya hukukî çaredir.(…) Bu yol, medenî usul hukukundaki itiraz, istinaf, temyiz gibi kanun yollarına benzemez.
Şikâyet, icra-iflâs hukukunun düzenlediği, kendine özgü bir yoldur. Şikâyet bir dava da değildir. Şikâyet, genel
olarak, icra ve iflâs hukukunda icra organlarının (ve iflâs dairesi, iflâs idaresi gibi iflâs organlarının)
işlemlerine karşı ilgilinin menfaatlerini korumak için başvurduğu bir hukuksal çaredir.” (Ramazan ARSLAN
vd. , İcra ve İflas Hukuku, Yetkin Yayınları, Beşinci Bası, Ankara 2019, s.76)
3
Esma Hande BOZTOSUN, İcra Hukukunda Süresiz Şikayet Sebepleri, Yüksek Lisans Tezi, Maltepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2020, https://tez.yok.gov.tr

2
Kanaatimizce, şikayetin kanun yolu olarak kabul edilmesi, kanun yollarının niteliği ile
bağdaşmamaktadır. Zira kanun yolunda, mahkemeler arasında hiyerarşik bir alt mahkeme-üst
mahkeme ilişkisi bulunmaktadır. Ancak icra-iflas daireleri ile şikayeti inceleyen merci olan
icra mahkemesi arasında böyle bir ilişki söz konusu değildir. Yine, icra mahkemelerinin
kararlarına karşı icra-iflas dairelerinin direnme kararı verme yetkileri bulunmamaktadır. İcra
mahkemesince şikayet hakkında verilen kararların istinaf ve temyiz incelemesine konu
edilmesi de mümkündür. Bu bağlamda şikayetin kanun yolu olarak kabulü, üç aşamalı
yargılama sistemi ile de uyuşmamaktadır. Ayrıca, icra-iflas dairelerince yapılan işlemler bir
yargılama faaliyeti olmadığından, bu işlemlerin şikayet ile kanun yolu denetiminden
geçeceğinin kabulü mümkün değildir. Bu sebeple şikayetin icra-iflas hukukuna özgü bir
hukuki çare olarak nitelendirilmesi yerinde olacaktır.

II. ŞİKAYETİN KONUSU

Şikayetin konusu, icra ve iflas dairelerinin İİK’dan doğan yetkileri kapsamında


gerçekleştirdiği olumlu veya olumsuz davranışlarıdır. Buna göre, şikayetin kural olarak icra
ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı yapılması gerekir. Ancak kanunda başka bazı organların
işlemlerine karşı da şikayet yoluna başvurulabileceği öngörülmüştür. İflas bürosu (m.221),
alacaklılar toplanması (m.225), iflas idaresi (m.227), konkordato komiseri (m.290),
konkordato alacaklılar kurulu kararlarına (m.309) karşı şikayet yoluna başvurulması
mümkündür. Memur muamelesi olmadıkça, takibin karşı tarafının veya üçüncü kişilerin
davranışları şikayete konu edilemez. Yalnızca yapılan bir işlem değil, yapılması gereken
ancak yapılmayan bir işlem de şikayete konu olabilir. Ayrıca söz konusu işlemin, memurun
İİK’dan aldığı yetki kapsamına girmesi gerekmektedir.4

4
PEKCANITEZ vd. a.g.e. , s.60-61

3
III. ŞİKAYET ÜZERİNE YAPILACAK İNCELEME

A. Genel Olarak

Şikayetin dilekçe ile veya sözlü beyanın icra mahkemesinde tutanağa bağlanması suretiyle
yapılması mümkündür. Ancak İİK m. 171 hükmü gereği, kambiyo senetlerine özgü iflas
yoluyla yapılan takiplerde şikayet yalnızca dilekçe ile yapılabilir.5

Şikayet takibi durdurmaz. Ancak şikayette bulunanın talebi olmasa dahi mahkemenin takibin
durmasına karar vermesi söz konusu olabilir. 6

Şikayet incelemesinde öncelikle şikayetin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği incelenir.


Şikayetin koşulları, mahkemenin yetkili ve görevli olması, şikayet edenin hukuki yararının
bulunması ve şikayetin süresi içerisinde yapılmasıdır.7

B. Şikayet Sebeplerinden En Az Birinin Gerçekleşmesi

İİK’nın yukarıda yazılı 16. maddesinde, iki süreli, iki süresiz şikayet sebebi sayılmıştır. Buna
göre işlemin kanuna uygun olmaması ve hadiseye uygun olmaması, işlemin öğrenilmesinden
itibaren yedi günlük süreye tabi şikayet sebepleridir. Bir hakkın yerine getirilmemesi ve
sebepsiz sürüncemede bırakılmasına karşı ise, herhangi bir süreye tabi olmaksızın şikâyet
yoluna başvurulabilir. Ayrıca doktrin ve Yargıtay kararlarıyla gelişen uygulamaya göre, kamu
düzenine aykırı işlemler de süresiz şikâyete tabidir.

Şikayetin incelenebilmesi için bahsi geçen sebeplerden en az birine dayanılması gerekir. Bu


sebepler çalışmanın kapsamı içerisinde kısaca incelenecektir.

1. İşlemin Kanuna Uygun Olmaması

5
ARSLAN vd. , a.g.e. , s.83
6
Hakan PEKCANITEZ, Cemil SİMİL, İcra-İflas Hukukunda Şikayet, 2. Bs. Vedat Kitapçılık, İstanbul 2017,
s. 331-332
7
PEKCANITEZ, SİMİL, a.g.e. , s. 331

4
Kanuna aykırılıktan anlaşılması gereken, teamül hukuku da dahil olmak üzere, hukuka
aykırılıktır.8 Bir kanun hükmünün hiç uygulanmaması, yanlış uygulanması veya maddi bir
olayın hukuki takdirinde hata yapılması kanuna aykırılığa yol açmaktadır. 9

Mehaz İsviçre İcra ve İflas Kanunu’nun aksine 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu, yalnızca bu
kanuna aykırı olan işlemleri değil, icra ve iflas hukukuna ilişkin hükümler içeren tüm kanun,
tüzük ve yönetmelikleri şikayet kapsamına almıştır.10

Kanuna aykırılık genel bir şikayet sebebi olup aşağıda bahsedilen diğer şikayet sebepleri
kanuna aykırılığın özel hallerini oluşturmaktadır.

2. İşlemin Hadiseye Uygun Olmaması

İşlemin hadiseye uygun olmaması, icra müdürünün takdir yetkisini kullanımına ilişkin bir
şikayet sebebidir. İcra hukukunun çok geniş bir alanı kapsaması, bu geniş uygulama alanı
içerisinde her olayın kendine has niteliklerinin bulunması, her olayda aynı katı kuralların
uygulanmasının hakkaniyete aykırı sonuçlara sebep olması ve katı düzenlemelerin hızla
gelişmekte olan uygulamanın ihtiyaçlarına yanıt vermemesi, icra müdürüne takdir yetkisi
verilmesini zorunlu kılmaktadır.11

Kanunun kendisine takdir yetkisi verdiği hallerde icra müdürü, bu yetkisini somut olaya en
uygun şekilde kullanmalıdır. İcra müdürünün bu yetkisini hadiseye uygun olarak
kullanmadığında, işlem şikayete konu edilebilecektir.

3. Bir Hakkın Yerine Getirilmemesi

İcra müdürünün yapmakla görevli olduğu bir işi yapmaması, bir hakkın yerine getirilmemesi
sebebiyle şikayet konusu yapılabilir. İşin yanlış veya kanuna aykırı bir şekilde dahi olsa
yapılması halinde, bir hakkın yerine getirilmemesi değil işlemin kanuna aykırı olması veya
hadiseye uygun olmaması sebepleriyle şikayet yoluna gidilebilir. 12 Bir hakkın yerine
getirilmemesi, icra müdürünün işlemi yapmayacağını açıkça belirtmesi şeklinde

8
YILDIRIM, DEREN-YILDIRIM, a.g.e. , s. 31
9
PEKCANITEZ vd. , a.g.e. , s.61
10
Talih UYAR, “İcra ve İflas Hukukunda Şikayet Sebepleri (I)”, TBB Dergisi, S.50, 2004, s.98
11
Volkan ÖZÇELİK, İcra Müdürünün Takdir Yetkisi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri
2013, s. 9-11, https://tez.yok.gov.tr
12
Ramazan ARSLAN vd. a.g.e. , s.78

5
gerçekleşeceği gibi, herhangi bir yanıt vermeksizin işlemi yapmaktan imtina etmesi şeklinde
de gerçekleşebilir.13

Bir hakkın yerine getirilmemesi süreklilik arz ettiğinden, İİK 16. maddesinde süresiz şikayet
sebebi olarak düzenlenmiştir.14

4. Bir Hakkın Sebepsiz Sürüncemede Bırakılması

İcra müdürü, görevi gereği yapması gereken bir işlemi, kanunda o işlem için öngörülen sürede
veya uygun bir sürede yerine getirmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün geçerli bir sebep
olmaksızın yerine getirilmediği halde icra müdürünün bu olumsuz davranışı bir hakkın
sebepsiz sürüncemede bırakılmasına sebebiyet vermektedir.

Bir hakkın yerine getirilmemesinde de, sebepsiz sürüncemede bırakılmasında da icra


müdürünün olumsuz bir davranışı olduğundan, bu iki sebepten hangisinin meydana geldiğini
tespit etmek her zaman mümkün olmamaktadır. İki sebep arasındaki temel fark işlemi
yapmayan icra müdürünün iradesidir. Buna göre, icra müdürünün iradesi işlemi hiç
yapmamak ise bir hakkın yerine getirilmemesi, işlemi geciktirmek ise sebepsiz sürüncemede
bırakılması söz konusu olmaktadır.

İcra müdürünün işlemi yapmayacağını açıkça bildirmediği durumlarda yaşanan bu belirsizlik


nedeniyle uygulamada iki sebebe birden dayanılmaktadır. 15 Hakkın sebepsiz sürüncemede
bırakılması da yerine getirilmemesi gibi süresiz şikayet sebebi olduğundan, pratikte
doğurdukları sonuç bakımından farklılık arz etmemektedirler.

5. Kamu Düzenine Aykırılık

Kamu düzenine aykırılık kanunda şikayet sebepleri arasında sayılmamıştır. Ancak hem
uygulamada hem de doktrinde kamu düzenine aykırı işlemlerin şikayete konu edilebileceği
kabul edilmektedir.

Tarafların, üçüncü kişilerin veya kamunun menfaatlerini korumak amacıyla getirilmiş


emredici hükümleri ağır bir şekilde ihlal eden işlemler kamu düzenine aykırıdır. 16 Bu
işlemlere karşı süresiz şikayet yoluna başvurulabilir.
13
PEKCANITEZ vd. a.g.e. , s.62
14
POSTACIOĞLU, ALTAY, a.g.e. , s.73
15
PEKCANITEZ vd. a.g.e. , s.63
16
KURU, a.g.e. , s.68

6
Kamu düzenine aykırılığın mahkemece resen gözetilmesi gerektiği kabul edilmektedir.

C. Mahkemenin Görevli ve Yetkili Olması

Şikayet kural olarak icra mahkemesi tarafından incelenir (İİK m. 16). Fakat bazı kanunlar aksi
düzenlemeler içermektedir. Örneğin, kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla yapılan
takiplerde şikayet asliye ticaret mahkemesince (İİK m. 174.), terekenin iflas hükümlerine göre
tasfiyesinde tasfiye memuru işlemlerine karşı yapılacak şikayet sulh hukuk mahkemesince
(TMK m. 634) incelenir. 17
Adi iflas yoluyla yapılan takiplerde ise görevli merci hususunda
kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Yargıtay kararları da çelişkilidir. Yargıtay 12. Hukuk
Dairesi şikayetin icra dairesine yapılacağı görüşündeyken, Hukuk Genel Kurulu icra
mahkemesine yapılması gerektiği görüşünü taşımaktadır. 18 19

Yetkili mahkeme, işlemi yapan icra veya iflas dairesinin bulunduğu yer icra mahkemesidir
(İİK m. 4). Bu kural, kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olduğundan, icra mahkemesi
yetkisizliğini resen gözetir ve yetki itirazında bulunulmasa dahi yetkisizliğine karar verir.

Bunun yanında, İİK m.79 hükmü uyarınca haciz istinabe ile, takibin yürütüldüğü icra
dairesinden başka bir icra dairesi tarafından yapılırsa, bu işleme ilişkin şikayetlerde istinabe
olunan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesi yetkilidir.

Yargıtay’a göre, haczedilecek mallar belirlenmeyip istinabe olunan icra dairesinin haciz
yapması istenmişse talimat haczi, mallar belirlenerek haciz yapılması istenmişse nokta haczi
söz konusu olmaktadır. Şikayet, talimat haczinde istinabe olunan icra dairesinin bağlı
bulunduğu icra mahkemesine, nokta haczinde ise takibin yapıldığı icra mahkemesinin bağlı
olduğu icra mahkemesine yapılmalıdır.20 21
17
Baki KURU, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul 2004, s.105
18
Timuçin MUŞUL, İcra ve İflas Hukukuna; Şikayet, 2. Bs. , Adalet Yayınevi, Ankara 2018, s.540-541
19
Y. 12. HD. , 30.05.2011, E. 2010/12671 , K. 2011/11094 : “İİK’nun 155. maddesine göre iflas yoluyla
takiplerde her türlü itiraz ve şikayetin icra dairesine yapılması gerekir. Borçlunun iflas ödeme emrinin usulsüz
tebliğ edildiğine yönelik şikayetinin de icra dairesine yapılması zorunludur. Anılan şikayetin itirazın iptali ve
iflas davası açılması üzerine ticaret mahkemesince inceleneceği tabiidir.” ; YHGK. , 11.05.2011, E. 2010/12-
724, K. 2011/289 : “...icra dairesi, iflas ödeme emrinin düzenlenmesinde ve borçluya tebliğinde kanuna aykırı
bir işlemde bulunmuş ise, bu halde borçlunun başvuracağı yol, genel haciz yolundaki gibi, icra mahkemesine
şikayet (m.16) yoludur.” (MUŞUL, s. 541)
20
ARSLAN vd. a.g.e, s.83
21
Y. 5. HD 06.12.2021, E. 2021/13414, K. 2021/14443 ; “İİK’nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra
dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra m üdürlüğünün bağlı
bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasal
koşulların oluşması halinde İİK’nın 79 ve 360. maddeleri, bu husustaki yetki ile ilgili istisnalardır. İİK’nın 79.
maddesi gereğince, haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu

7
Yine, haczedilen malların başka bir yerde bulunması halinde satış istinabe suretiyle yapılır.
Bu şekilde yapılan satışlarda artırma ve ihaleye ilişkin uyuşmazlıklarda istinabe olunan icra
dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesi yetkilidir ( İİK m. 360).

Kıymet takdirine ilişkin şikâyetin yetkisiz icra mahkemesine yapılması halinde, icra
mahkemesi evrak üzerinde inceleme yaparak başvuru tarihinden itibaren en geç on gün içinde
yetkisizlik kararı verir ve masrafını gider avansından karşılamak suretiyle dosyayı resen
yetkili icra mahkemesine gönderir (İİK m.128/a).

D. Şikayette Bulunanın Taraf Ehliyeti ve Hukuki Yararının Bulunması

Şikayet konusu işlemin iptal edilmesi, düzeltilmesi veya yapılmasında hukuki yararı olan
gerçek veya tüzel kişiler, şikayet eden sıfatıyla şikayete taraf olabilir. 22 Dolayısıyla, yalnızca
alacaklı veya borçlu değil, hukuki yararları olması şartıyla iflas idaresi ve üçüncü kişiler de
şikayette bulunabilir.

Kamu yararının söz konusu olduğu hallerde, şikayette bulunanın hukuki yararı bulunmasa
dahi yolsuz işlemin iptal edilebileceği savunulmaktadır.

İcra dairesinin kendi yapmış olduğu işleme karşı şikayette bulunması mümkün değildir.
Ancak işlemin yolsuz olduğu kanaatine varan icra dairesi, şikayet süresi içerisinde işlemi
düzeltebilir veya kaldırabilir. Bununla birlikte, şikayet yoluna başvurulduğu takdirde şikayet
süresi dolmamış olsa dahi işlem icra dairesince düzeltilemez veya değiştirilemez. Zira
şikayete konu edilen işlemi inceleme yetkisi icra mahkemesinindir.23

İcra dairesinin şikayete taraf olup olmadığı doktrinde tartışmalıdır. Yargıtay’ın da kabul ettiği
bir görüşe göre, icra dairesi şikayetin tarafı değildir. İcra takibindeki karşı tarafın, şikayette de
taraf olarak gösterilmesi gerekir. Bunun yanında, mahkemenin icra memurunun açıklama
yapmasını takdir etmesi mümkündür.

yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını ister. Bu halde, hacizle ilgili şikayetler, kendisine talimat
yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir. Anılan husus, kesin yetki kuralı olup,
mahkemece re’sen uygulanmalıdır. Ancak, talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3.
kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da, belli bir malın haczini isteyen “nokta
haczi” biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu
icra mahkemesince incelenir. Bir başka deyişle böyle hallerde İİK’nın 79. maddesi hükmü uygulanamaz.”
22
Talih UYAR, Alper UYAR, Cüneyt UYAR, İcra Hukukunda Şikayet, 3. Bs. , Bilge Yayınevi, Ankara 2020,
s. 16
23
Emine HALMAN ÇETİN, İcra-İflas Hukukunda Şikayet ve İcra Mahkemelerinde Yargılama Usulü,
Adalet Yayınevi, Ankara 2010, s. 5-6

8
İkinci görüşe göre, şikayet icra dairesinin işlemine karşı yapıldığı ve karşı tarafın bir dahili
bulunmadığı için icra dairesi şikayetin pasif tarafı olmalıdır.

Bir diğer görüş ise, şikayet bir dava olmadığı gibi, şikayetin tarafları da usul hukuku
anlamında taraf sıfatını haiz değillerdir. Zira şikayet bir iptal prosedürü olup icra
mahkemesinin tarafları dinlemeden karar verme yetkisi dahi bulunmaktadır. Bu nedenle karşı
taraf olarak icra dairesinin veya işlemde yararı olan kişilerin gösterilmesi gerekmez.24

E. Şikayetin Süresi İçerisinde Yapılması

Şikayet süresi kural olarak şikayet konusu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gündür.
Bununla birlikte, kambiyo senetlerine özgü takiplerde, takibe konu senedin kambiyo senedi
niteliğinde olmadığı veya alacaklının takip hakkı bulunmadığına ilişkin şikayette bulunma
süresi beş gündür (İİK m. 168/3, 171/3, 172). Bunların dışındaki haller ise genel şikayet
süresine tabidir.25

Süre işlemin öğrenildiği tarihinden itibaren başlar. İşlemin tebliği zorunluysa süre, tebliğden
itibaren başlayacaktır. İşlemin tebliği zorunlu değilse ancak tebligat yapılmışsa, aksinin ispatı
mümkün olmakla birlikte, karine olarak işlemin bu tarihte öğrenildiği kabul edilir.

Şikayet konusu işlemin şikayette bulunana tebliği gerekmiyorsa, bu kişinin işlemi öğrendiğini
beyan ettiği tarih esas alınır. İlgili kişinin işlemi bu tarihte öğrendiğini ispatlaması gerekmez.
İcra mahkemesi ancak karşı tarafın itirazı üzerine işlemin daha önce öğrenilip öğrenilmediğini
araştırabilir. Bu durumda ispat yükü işlemin daha önce öğrenildiğini iddia eden tarafın
üzerindedir. 26

Bazı hallerde sürenin başlangıcı kanunla belirlenmiştir. Örneğin, ihaleye karşı şikayet süresi
ihale tarihinden başlar (İİK m. 134/2). 27

İşlemin öğrenildiği gün süreden sayılmaz ve bir sonraki günden başlanarak hesaplama yapılır
(İİK m. 19). İcra iflas işlerinde süreler adli tatilde işlemeye devam ettiğinden, sürenin son
gününün adli tatile rastlamış olması halinde HMK’nın 104. maddesi uygulama alanı bulmaz.28

24
PEKCANITEZ, SİMİL, a.g.e. , s. 260-261
25
KURU, a.g.e. , s. 353
26
PEKCANITEZ, SİMİL, a.g.e. , s. 121
27
MUŞUL, a.g.e. , s.248
28
MUŞUL, a.g.e. , s. 225

9
Yine, takibin ertelenmesi veya tatil hallerinde de şikayet süresi işlemeye devam eder. Ancak
sürenin son günü erteleme veya tatil süresi içinde bir güne denk gelirse süre, erteleme veya
tatil süresinin bitiminden itibaren bir gün uzar. 29

Şikayet süresi hak düşürücü süre niteliğindedir. Bu sebeple icra mahkemesi şikayetin
süresinde yapılıp yapılmadığını resen inceler.

Yukarıda açıklandığı üzere, bir hakkın yerine getirilmemesi veya sebepsiz sürüncemede
bırakılması ile kamu düzenine aykırılığın söz konusu olması halinde şikayet süreye tabi
değildir.

F. Şikayet İncelemesinde Uygulanacak Yargılama Usulü

İİK’nın 18. maddesi uyarınca şikayet incelemesi basit yargılama usulüne tabidir.

Basit yargılama usulünde taraflar cevaba cevap veya ikinci cevap dilekçesi veremezler
(HMK m.317/3). Bununla paralel olarak, basit yargılama usulünde iddianın ve savunmanın
genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı davacı bakımından davanın açılmasıyla, davalı
bakımından cevap dilekçesinin verilmesiyle başlar (HMK m.319).

Dolayısıyla şikayet incelemesinde iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı şikayette


bulunulmasıyla, savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin
sunulmasıyla başlayacaktır. 30
Bu aşamadan sonra tarafların dilekçelerine eklemedikleri
delillerini daha sonra ileri sürmeleri mümkün değildir. Buna karşılık, HMK m.145 hükmünde
belirtilen koşulların gerçekleşmesi halinde yeni delil sunulması söz konusu olabilir.31

Kural olarak mahkeme şikayet dilekçesinde öne sürülen sebeplerle bağlıdır. Ancak kamu
düzenine aykırılığın resen gözetileceği ve taraflarca ileri sürülmese dahi bu nitelikteki
işlemlerin iptal edilebileceği kabul edilmektedir.32

Tasarruf ilkesinin sonucu olarak, icra dairesinin işlemlerinin tarafların talebi olmaksızın
mahkemece resen incelenmesi mümkün değildir. Kamu düzenine aykırılık halinde

29
PEKCANITEZ, SİMİL, a.g.e. , s.128
30
MUŞUL, a.g.e. , s.566
31
PEKCANITEZ, SİMİL, a.g.e. , s. 380-381
32
İlhan E. POSTACIOĞLU, Sümer ALTAY, İcra Hukuku Esasları, 5. Bs. , Vedat Kitapçılık, İstanbul 2010,
s.84

10
mahkemenin resen harekete geçerek işlemi iptal edebileceği savunulmaktadır. Ancak bu
yaklaşım Yargıtayca kabul görmemektedir.33

İcra mahkemesi şikayette bulunanın talep sonucuyla bağlıdır. Örneğin, yalnızca usulsüz
tebligata ilişkin şikayette bulunulmuşsa faiz hakkında karar verilmesi, taleple bağlılık kuralını
ihlal etiğinden, verilen karar hukuka aykırı olacaktır.34

İcra mahkemesine arz edilen hususlar ivedi işlerden sayıldığından (İİK m.18), şikayet adli
tatilde de incelenir (HMK m. 103).35

İcra mahkemesi, icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasının yasal


zorunluluk olmadığı hallerde duruşma açılmasına gerek olup olmadığını takdir eder. Duruşma
yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve
gelmeseler bile gereken kararı verir (İİK m.18).

Ancak icra mahkemesinin duruşma açılması hususundaki takdir yetkisi sınırsız ve keyfi bir
yetki değildir. Hakimin takdir yetkisini kullanırken somut olayın özelliklerini, söz konusu
iddia ve delilleri göz önünde bulundurmalıdır.36 Özellikle adil yargılanma hakkının
gerektirdiği hallerde inceleme duruşmalı olarak yapılmalıdır.37

Yargıtay’a göre, şikayette bulunanın ileri sürdüğü olaylar ve karşı tarafın savunması hükme
etkili olacak ise duruşma yapılması zorunludur.38 Yine, sıra cetveline karşı şikayette
bulunulması halinde takdir hakkı duruşma yapılması yönünde kullanılmalıdır. 39 Ayrıca
usulsüz tebligata ilişkin şikayetlerde duruşma açılması gerektiği belirtilmiştir. 40
Bunun
yanında haczedilemezlik şikayetinin41 de duruşma yapılarak incelenmesi gerektiği kabul
edilmektedir.

Duruşma yapılması halinde icra mahkemesi tarafları duruşmaya çağırır. Taraflar duruşmaya
gelmese dahi karar verileceği hususu gönderilen davetiyede yer almalıdır.

33
PEKCANITEZ, SİMİL, a.g.e. , s. 373-374
34
MUŞUL, a.g.e. , s.605
35
KURU, a.g.e. , s.68
36
POSTACIOĞLU, ALTAY, a.g.e. , s. 81
37
PEKCANITEZ,SİMİL, a.g.e. , s.342
38
YHGK 22.10.2003, E. 2003/12-601, K. 2003/607 (MUŞUL, s.581-582)
39
Y23HD 23.10.2013, 3663/6482 (PEKCANITEZ, SİMİL, s.346-347)
40
Y12HD 09.04.2013, E.2013/4649, K. 2013/13389 (MUŞUL, 583)
41
Y12HD 22.03.2010, 24832/6581 (PEKCANITEZ,SİMİL, s.348)

11
Duruşmaya gelmeyen taraf mazeret bildirirse, mazeretin kabulü halinde taraflara yeni
duruşma gününün tebliğ edilmesi gerekir.42 İki taraf da duruşmaya gelmezse şikayetin
akıbetinin ne olacağı tartışmalıdır.

Bir görüşe göre, taraflar duruşmaya gelmese dahi mahkemenin şikayet hakkında hüküm tesis
etmesi gerekir. Yani usulüne uygun şekilde duruşmaya davet edilen tarafların duruşmaya
gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın
işlemden kaldırılacağını belirten HMK m. 150 hükmü uygulama alanı bulmaz. 43 Yargıtay’ın
güncel içtihatları da bu yöndedir. 44
Diğer bir görüşe göre ise, Şikayetin duruşmalı
incelenmesi zorunlu ise, tarafların mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi halinde dosya
işlemden kaldırılmalı, buna karşılık duruşma yapılması hakimin takdirindeyse karar
verilmelidir.45

İİK m.18 hükmü uyarınca, duruşma yapılması gerekmeyen hallerde mahkeme, işin kendisine
geldiği tarihten itibaren en geç on gün içinde kararını verir. Ancak bu sürenin geçirilmesi
kararı geçersiz hale getirmeyecektir.

SONUÇ

İşlemin kanuna aykırı olması, hadiseye uygun olmaması, bir hakkın yerine getirilmemesi, bir
hakkın sebepsiz sürüncemede bırakılması ve kamu düzenine aykırılık sebeplerine dayanılarak
şikayette bulunulabilir.

Şikayet süresi kural olarak 7 gündür. Bir hakkın yerine getirilmemesi, sebepsiz sürüncemede
bırakılması veya kamu düzenine aykırılığın söz konusu olduğu hallerde şikayet süreye tabi
değildir. Nitekim hakkın yerine getirilmemesi veya sebepsiz sürüncemede bırakılması
süreklilik arz etmektedir. Hukuka aykırılık sürekli devam ettiğinden, şikayet süreye

42
PEKCANITEZ,SİMİL, a.g.e. , s. 352
43
“ KURU, a.g.e s.69 , POSTACIOĞLU, ALTAY, a.g.e. , s. 82, PEKCANITEZ/SİMİL, a.g.e. , s.358
44
Y12HD 02.05.2016, 160/12783 (PEKCANITEZ/SİMİL, a.g.e. , s.357)
45
M. Nezir ÖZCENGİZ, Tetkik Mercii, Fon Matbaası, Ankara 1975, s.54

12
bağlanmamıştır. Kamu düzenine aykırılık ise, kanunda bir şikayet sebebi olarak
düzenlenmemiştir. Ancak gerek uygulamada, gerekse doktrinde kamu düzenine aykırı
işlemlerin de süresiz şikayete tabi olduğu kabul edilmektedir.

Süre, işlemin öğrenildiği tarihinden itibaren başlar. Ancak işlemin tebliği zorunluysa süre
tebliğ ile işlemeye başlayacaktır.

Şikayet süresi hak düşürücü süre niteliğinde olup sürenin geçtiği resen göz önünde
bulundurulur. Hak düşürücü süre olduğundan, hiçbir işlem veya vakıa süreyi kesmez veya
durdurmaz.

Kural olarak görevli mahkeme icra mahkemesidir. Ancak aksine düzenlemeler de


bulunmaktadır.
Yetkili mahkeme işlemin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesidir. Bunun
yanında, haczin veya satışın istinabe suretiyle yapılmasında, istinabe olunan icra dairesinin
bağlı bulunduğu icra mahkemesi yetkilidir.
Şikayette bulunanın taraf ehliyetinin ve hukuki yararının bulunması gerekir. Medeni
haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Dolayısıyla
hukuki yararı bulunan gerçek ve tüzel kişiler şikayette taraf ehliyetine de sahiptir. Şikayetin
pasif tarafı hususu ise doktrinde tartışmalıdır.
Şikayet incelemesinde basit yargılama usulü uygulanır. Bu sebeple taraflar cevaba cevap ve
ikinci cevap dilekçesi veremezler.
Yasal bir zorunluluk yoksa duruşma açılıp açılmayacağını hakim takdir eder. İşlemi yapan
memurun dinlenmesi de yine hakimin takdirindedir.

13
KAYNAKÇA

ARSLAN, Ramazan vd. : İcra ve İflas Hukuku, Yetkin Yayınları, Beşinci Bası, Ankara 2019

BOZTOSUN, Esma Hande : İcra Hukukunda Süresiz Şikayet Sebepleri, Yüksek Lisans Tezi,
Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2020

HALMAN ÇETİN, Emine : İcra-İflas Hukukunda Şikayet ve İcra Mahkemelerinde


Yargılama Usulü, Adalet Yayınevi, Ankara 2010

KURU, Baki : İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul 2004

KURU, Baki : İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflas Hukuku, Legal Yayıncılık,
Birinci Bası, Eylül 2016

MUŞUL, Timuçin : İcra ve İflas Hukukuna; Şikayet, 2. Bs. , Adalet Yayınevi, Ankara 2018

ÖZCENGİZ, M. Nezir , Tetkik Mercii, Fon Matbaası, Ankara 1975

ÖZÇELİK, Volkan : İcra Müdürünün Takdir Yetkisi, Yüksek Lisans Tezi, Erciyes
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri 2013

PEKCANITEZ, Hakan / SİMİL, Cemil : İcra-İflas Hukukunda Şikayet, 2. Bs. Vedat


Kitapçılık, İstanbul 2017

PEKCANITEZ, Hakan vd. : İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, On İki Levha Yayıncılık,
Altıncı Bası, 2019

POSTACIOĞLU, İlhan E. / ALTAY, Sümer : İcra Hukuku Esasları, 5. Bs. , Vedat


Kitapçılık,
İstanbul, 2010

UYAR, Talih / UYAR, Alper / UYAR, Cüneyt : İcra Hukukunda Şikayet, 3. Bs. ,
BilgeYayınevi, Ankara 2020, s. 16

UYAR, Talih : “İcra ve İflas Hukukunda Şikayet Sebepleri (I)”, TBB Dergisi, S.50, 2004

14
YILDIRIM, Kamil / DEREN-YILDIRIM,Nevhis : İcra ve İflas Hukuku, 6. Bs. , Beta
Yayınları, İstanbul 2015

Online Kaynaklar:

www.kazanci.com.tr

https://mevzuat.gov.tr/

https://tez.yok.gov.tr

15

You might also like