You are on page 1of 7

PROBLEM TEMELLİ ÖĞRENME VE ÖĞRETMEN

YETİŞTİRME

Özet

Öğretmen yetiştirmede kullanılan birçok yöntem bulunmakla birlikte, var olan bilginin aktarılmasından öteye
gidilememektedir. Öğretmenden beklenen bilgiyi arayıp bulması ve kullanmasıdır. Bunun için düşünmeyi geliştirici
yöntemlerden yararlanılmalıdır. Bu yöntemlerden birisi, problem temelli öğrenme olabilir. Problem temelli
öğrenmenin temel prensibi, öğrencileri meslek içerisinde karşılaşacakları durumlara benzer koşullar ile karşı karşıya
getirerek bu durumları kendisinin çözmesine yardımcı olacak bir öğrenmeyi sağlamaktır.

Öğretmen adaylarının da meslek içinde karşılaşacakları birçok problem bulunmaktadır. Bunların çözümüne yardımcı
olacak bilgi ve becerileri hizmet öncesinde kazanmaları onların daha etkili ve verimli olmasını sağlayacaktır.
Problemlerin daha uygun ve daha kolay çözülmesini sağlayacak becerileri problem temelli öğrenme yöntemi yoluyla
sağlayabilir.

Anahtar Sözcükler: Öğretmen yetiştirme, problem temelli öğrenme

Giriş

Günümüzde meydana gelen gelişmelerin hızı ve boyutu baş döndürücüdür. Bilginin hızla artması, bireyin kendisini
sürekli geliştirmesini ve bunu yaşam boyu sürdürmesini zorunlu hâle getirmektedir. Bu değişim içinde her şeyi bilmek
yerine nasıl yapacağını bilmek önem kazanmaktadır. Bu da ancak aktif öğrenmeyle sağlanabilir. Aktif öğrenmeyi
sağlayacak yöntemlerden birisi problem temelli öğrenmedir.

Problem temelli öğrenme (PTÖ), hızla gelişen ve değişen bilginin öğrenilmesinde esnek, yaratıcı ve bireysel
farklılıkları dikkate alan aktif öğrenme tekniklerinden birisidir. Temel prensibi, öğrencileri meslek içerisinde
karşılaşacakları gerçek durumların bir benzeri sayılabilecek koşullarla karşı karşıya getirmek ve sorunu bireyin
kendisinin çözmesine yardımcı olacak araştırmaları, çalışmaları ve öğrenmeleri sağlamaktır (Elçin, 2000). Problemleri
belirleme, nedenlerini arama, hipotez kurma, hipotezleri kanıtlamaya çalışma için gösterilen çaba ve bilgiyle uğraşma
sonucunda problem çözme yeteneği kazanılmasının yanında elde edilen bilgilerin başka alanlarda kullanılmasına
olanak veren çok yönlü bir yöntemdir (Dicle, 2001).

İlk kez 1976 yılında Kanada McMaster Üniversitesi'nde Howard Barrows tarafından tıp alanında kullanılmaya
başlanan PTÖ 1979 yılında ise Amerika'da New Mexico Üniversitesi'nde uygulamaya konulmuştur. Daha sonraları
mühendislik, sosyal alanlar, hukuk, mimarlık gibi alanlarda da kullanılmıştır (McPhee, 2002; Block, 1997; Bridges ve
Hallinger, 1999).

Dünyadaki hızla meydana gelen değişim içinde bireyden beklenen nitelikler değiştiği gibi onları yetiştirecek olan
öğretmenden beklenen görevler de değişmektedir. Öğretmenlerin, sadece öğretme ve sınıf aktiviteleri yaptırma gibi
geleneksel rolleri program planlayıcısı, karar verici, insan kaynakları ve teknoloji yöneticisi, takım üyesi ve takım lideri
olma gibi rollere dönüşmektedir (Chambers, 2001). Ayrıca öğretmenler, öğrenmede meydana gelen sorunları
araştıran ve çözebilen, bilgiyi arayıp bulan, kullanabilen, yüksek düzeyde düşünme becerisine sahip, analiz, sentez ve
değerlendirme yapabilen bireyler olmak zorundadırlar. Bunun için, hizmet öncesinde öğretmen adaylarının aktif
olarak öğrenme sürecine katılması gereklidir. Gelişen ve değişen şartların bireye olumlu yansımasında öğretmen
yetiştirmede kullanılan yöntemlerin de farklılaşmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu çalışmada aktif öğrenme
yöntemlerinden birisi olarak kabul edilen ve birçok alanda kullanılabilen problem temelli öğrenme yönteminin
öğretmen yetiştirmede de kullanılabilirliği tartışılmıştır.

Problem temelli öğrenme

Sürekli eğitim ve esnek öğrenme üzerinde yapılan çalışmalar, öğrencilerin kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu
alması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Bu gereklilik, Dewey'in eğitimin hedefleri öğrencilerin yaratıcı, araştırıcı ve
doğal içgüdülerini geliştirerek, öğrenmeyi istekli olarak gerçekleştirmektir, görüşüne dayanmaktadır. Bu noktada,
okulun birinci görevi kelime öğretmekten ve bilgi aktarmaktan ileriye giderek, öğrenci kazanımlarını, okul dışında
nasıl uygulayacakları ile ilgili deneyim yaşatmak olmalıdır. Kazandıkları bilgi ve becerilerin okul dışındaki hayata uyum
sağlamalarında öğrencilere ipucu sağlama için dersler onların ilgi ve dikkatleri doğrultusunda ayarlanmalıdır
(Timmins ve Bryant, 1999). Bunun için ise, öğrencileri gerçek hayatta karşılaşacakları durumlarla karşı karşıya
getirmek gereklidir. Böylece öğrenciler bilgiyi kendi kendilerine inşa edebilme yetisi kazanacaklardır. Bilginin elde
edilmesinde oluşturmacı bir yaklaşımı ifade eden bu durum özellikle son on yılda gerçek dünya problemlerinin
çözümünde, kritik düşünme ve problem çözme becerilerini de destekleyen “Problem Temelli Öğrenme” (PTÖ) ile
özel bir uygulama alanı bulmuş ve son zamanlarda oldukça kabul görmüştür (Carlsson vd., 2001).

PTÖ, Dewey'in fikirlerini temel alarak, öğrencileri gerçek yaşamda karşılaşabilecekleri sorunlarla yüz yüze getirmek,
bunların öneminin farkında olmak, sorunları önceden gidermek gibi becerilerin öğrencilerde bulunması gerekliliği
düşüncesinden esinlenmiş, tam ve yeterliğe dayalı öğrenmenin sağlanması görüşüyle ortaya çıkmıştır (Elçin, 2000).
Bir problemden yola çıkılarak problemin çözülmesi esnasında gereksinim duyulan bilgilerin öğrenmenin hedefini
oluşturması ve bu hedefe ulaşmak için öğrencinin aktif bir biçimde araştırmasını içerir. Ancak sadece belirli bir
problemin özümlenmesi yeterli değildir. Problemin çözümü esnasında yeni hedeflerin yani soruların ortaya
çıkarılması ve bunların çözümü için sorgulama, araştırma ve tartışma becerilerinin de kazanılması amaçtır. Bu açıdan
bakıldığında öğrenmeyi öğrenme disiplini olarak da kabul edilen PTÖ genelde aşağıdaki özellikleri kapsar (Johnstone
ve Biggs, 1998; Taner ve Keedy, 1995):

1. Problem (gerçek yaşam problemi) çalışmanın başlangıcını oluşturur.


2. Gerçek olayların içinde temel teknik bilgiyi öğretme amaçtır.
3. Probleme yoğunlaşma önemli ancak katı bir disiplin yoktur.
4. Genel problem çözme becerileri düzenli bir şekilde öğretilir.
5. Öğrenci merkezli öğrenme esastır.
6. Öğrenmenin bireysel sorumluluğunu alır.
7. Öğrenme küçük gruplar içinde gerçekleştirilir.

Bu maddelerden de anlaşılacağı gibi PTÖ öğrencileri merkez alarak problem çözme becerisi ve alanlarıyla ilgili bilginin
öğrenilmesini sağlamaktadır. PTÖ ile öğrenmeyi kolaylaştıracak üç önemli kriter ileri sürülür. Birincisi öğrencinin
aktivitelerine devam ederken diğer öğrencilerden ve eğiticiden dönüt aldığı bir öğrenme çevresi, ikincisi, öğrenci
akranlarının ve arkadaşlarından, destek ve rehberlik sağlaması, üçüncüsü ise gerçek problemlere dayanmasından
dolayı öğrenmenin işlevsel olmasıdır (Peterson, 1997).

PTÖ liderlik kişiliği kazandırma, iyi iletişim kurma, ekip çalışması yapabilme becerisi kazanma, kendini ifade edebilme,
diğerlerinin konuşmalarını dinleme ve anlamlandırma, kendilerinin ve başkalarının haklarını gözetme gibi becerileri
de kazandırmakta ve diğer taraftan da öğrenciler arası ilişkileri güçlendirmektedir. Bu durum bilgiye ulaşma ve
problemi çözebilme konusunda özgürlüklerini artırdığı gibi, onlara mezun olduktan sonra da bilgilerini yenileme
becerisi de kazandırır (Elçin, 2000).

Öğrencilerin problem çözmede ve kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu almada takım çalışmasının önemli olduğu
iddiasıyla genelde 7-14 öğrenciden oluşan bir grup içinde öğrenme gerçekleştirilmeye çalışılır (Sluijsmans vd., 2001).
Öğrenci grupları, haftada bir ya da iki kez bir araya gelerek problemle yüz yüze bırakılır. Bu çalışma grubundan
istenen, önceki bilgilerini aktif hale getirerek problemi tanımlaması, tartışması, açıklaması ve çözmesidir. Grup
tartışmaları şeklinde gerçekleştirilen oturumlarda öğrenciler, özellikle problemin tam ve anlaşılmayan ve
açıklanamayan noktalarında yoğunlaşmaya yönlendirilirler. Anlaşılmayan bu noktalar sorularla ifade edilerek
öğrenmenin hedeflerini oluştururlar. Daha sonraki çalışmalarda açık ve net olarak ifade edilen bu hedefler
açıklanmaya ve sentezlenmeye çalışılır.

PTÖ'de tartışma oturumları sınıfların yerini almıştır ve tüm öğrencilerin bu oturumlarda aktif rol alması gereklidir.
Oturumlarda basit düzeyden daha karmaşık ve detaylı düzeye kadar olabilen ve problem (kurgulanmış bir olgu)
içeren senaryolar kullanılır (Elçin, 2000). Bu problemler öğrencinin düşünme ve problem çözme becerisinin
geliştirilmesi için bir araç olarak, önemli bir konuyu ya da öğrenilecek konu içeriğini oluşturur.

Öğrencilere, öğrenimlerine başladığı ilk günden itibaren karşılaştıkları olgularla gerçek bir problemle karşı karşıya
olduğu ve çözüm için ihtiyacı olan bilgiye ulaşması gerektiği hissettirilir. Problem merak uyandıracak şekilde
yapılandırılabilirse öğrencinin içsel bir motivasyon kazanması ve öğrencinin kendini yönlendirerek öğrenme sürecine
girmesi beklenir. Ancak öğrenme için kapsamlı bir çerçevenin oluşturulması yoğun bilgi kaynağının taranması ve
kullanılması gerekir (D.E.Ü., 18.02.2002). Tüm bu açıklamalardan sonra PTÖ kavramsal olarak şöyle açıklanabilir
(Şekil 1) (Timmins ve Bryant, 1999).

Şekil 1. Problem Temelli Öğrenmenin Kavramsal Yapısı

Şekilde problem temelli öğrenmenin problemin yapısının oluşturulmasıyla başladığı görülmektedir. Bu problem
çeşitli kaynakların incelenmesiyle analiz edilir ve kavramsallaştırılarak yeniden yapılandırılır. Toplanan bilgilerin
uygulanması, ihtiyaç duyulan yeni bilgilerin toplanması sağlanır. Profesyonel ve uzman becerilerin başarılmasına
kadar süreç devam eder. Bu süreç bilişsel yapının içerisinde sürekli devam eden bir döngü oluşturur.

Problem Temelli Öğrenmede Öğrenci ve Öğretmen

Aktif grup çalışmalarının yer aldığı PTÖ'de ortam, geleneksel sınıfa göre farklı yapılandırılır. Öğrencinin bir problemle
karşılaştığında arkadaşlarından ve öğretmeninden destek, öneri ve geribildirim aldığı, öğrenmenin tek yönlü
olmaktan kurtarılıp çok yönlü hale getirildiği ve gerçek bir problemle karşı karşıya bırakılıp çözümlenmeye çalışıldığı
bir ortam oluşturulur. Bu ortamda öğrenci ve öğretmenin rolleri değişmektedir. Öğretmen, tek söz sahibi ve her şeyi
bilen kişi olmaktan çıkarak rehber yol gösterici, destekleyici bir duruma geçerken, öğrencilere önerilerde bulunma,
öğrenci katılımını destekleme, yanlış bilgileri engelleyerek onların doğruya yönelmelerini sağlama gibi görevleri
üstlenir.

Öğrenciler ise, sorunların neler olduğunu, nasıl oluştuğunu, nasıl çözüleceğini kendileri bularak doğrudan öğrenirler.
Dolayısıyla, kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu alarak öğrenmeye aktif olarak katılırlar. Böylece, öğrenci bilgi
eksikliğinin farkına vararak, bu eksikliği ve merak ettiklerini nasıl gidereceği ve hangi kaynaklardan yararlanacağı ile
ilgili kararları kendisi verir. Öğrencilerin öğrenim hedeflerini ve gelecekteki ihtiyaçlarına uygun öğrenme kaynaklarını
seçmeye yönlendirilmeleri kendilerine olan güvenini artırır ve bağımsız öğrenme becerisini kazandırarak daha fazla
motive olmalarını sağlar (Şişman, 1999).

Problem Temelli Öğrenmenin Avantaj ve Dezavantajları

PTÖ'nün öğrenci merkezli olması, teori ile uygulamanın anlam kazanması, grup çalışmalarını desteklemesi,
öğrencinin kendine olan güvenini artırması ve problem çözme yeteneği kazandırması gibi konularda üstünlükleri
bulunmaktadır. Ancak uygulamanın zor olduğu, problem bulma, öğrencileri yönlendirme, grup çalışmalarında
çalışmayan öğrencilerin çalışan öğrencilerin sırtından geçinmesi ve çok iyi bir planlama gerektirmesi gibi konularda
ise sıkıntılar yaşanabilir. Bunun yanında, bu konuda eğitilmiş öğretim elemanının, grup çalışmalarının yapılmasını
sağlayacak yer, zaman ve kaynak bulmaya zorunlu olması uygulamayı zorlaştırmaktadır (Murray-Harvey ve Slee,
2000).

Son zamanlarda dikkati daha çok çeken problem temelli öğrenme öğrencilerin problem çözme ve kritik düşünme
davranışlarını geliştirmede önemli bir etken olarak görülmektedir. PTÖ üzerinde yapılan çalışmalar PTÖ'nün
geleneksel yöntemlere göre öğrenci ilgileri ve değerlendirmelerinde daha iyi olduğunu ortaya çıkarmıştır (McPhee,
2002). Bir öğretim tekniği olarak bakıldığında değişik uygulamalardaki etkisinin nasıl olabileceği tartışılmalıdır. Bu
amaçla, bu çalışmada öğretmen yetiştirmede kullanılabilirliği incelenmiştir.

Öğretmen Yetiştirmede Kullanılabilirliği

Eğitim, genel anlamıyla istendik davranış kazandırma sürecidir. Bu sürecin çoğunlukla okul içinde geçmesi, okul
eğitimini ve okul öğelerini önemli hale getirmektedir. Bu öğelerden birisi olan öğretmen, eğitim programı ile
öğrenciyi karşı karşıya getirme, öğrenciyi akademik ve meslekî açıdan geliştirme, kişilik ve belirli bir yaşam görüşü
kazandırma gibi sorumluluklarının bulunması nedeniyle diğer ögelerden farklı bir yere sahiptir. Önceleri herkesin
yapabileceği bir iş olarak görülen öğretmenlik artık bilimsel akademik ve uzmanlık gerektiren bir meslek olarak kabul
edilmektedir (Yaşar, 2000). Her meslekte olduğu gibi öğretmenlerin yetiştirilmesinde kendine özgü nitelikler
gerektirmektedir.

Öğretmen yetiştirme, hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim olarak iki türlüdür. Eğitimin çağımız gereği yaşam boyu
devam etme zorunluluğu hizmet öncesi eğitimin yetersiz kalmasına neden olmaktadır (Şişman, 1999). Bu noktada
öğretmenlerin öğrenmeyi öğrenme, bilgi eksikliklerini görme ve bunları gidermeye çalışma gibi becerilere sahip
bireyler olarak yetiştirilmeleri gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Hizmet içinde öğretmenler karşılaştıkları farklı durumlar
ile yeni bilgi ve beceriler kazanacak ve bunların yardımıyla problemleri çözebilecektir. Ancak bu zaman ve emek
kaybına neden olacak eğitimin ekonomik olması ilkesi ihlâl edilmiş olacaktır. Dolayısıyla, öğretmenleri adaylık
eğitiminde göreve başladıktan sonra karşılaşabileceği durumlarla ilgili hazırlamak gereklidir.

Öğretmenler hizmete başladıklarında öğrencilerinin öğrenmesini engelleyen birçok problemle karşılaşabilirler. Bu


problemler çözümlenmeden etkili bir öğrenme ortamının hazırlanması ve yüksek düzeyli bir başarı beklentisi
gereksizdir. Bu nedenle öğretmenlerin karşılaşabilecekleri problemlerin neler olacağı ve bunlara nasıl çözüm
getireceğini önceden bilmesi onun etkisini ve başarısını artıracaktır. Bu açıdan bakıldığında problem temelli
öğrenmenin kullanılması öğretmenlerin iyi yetiştirilmelerine yardımcı olacağı söylenebilir. PTÖ yurt dışında öğretmen
yetiştirme programlarında kullanılmaktadır ve yapılan araştırmalarda özellikle öğrencilerin motivasyonunu artırdığı
belirtilmektedir (Simpson vd., 2000; Loght ve Petegern, 2003; Dean, 1998). Kocaeli Üniversitesi Teknik Eğitim
Fakültesi Elektronik-Bilgisayar öğretmenliği bölümünde yapılan bir çalışmada problem temelli öğrenmenin
öğrencilerin beraber çalışmaktan hoşlandıkları ve problemlere daha fazla çözüm ürettikleri, ihtiyaçlarını karşılayacak
mevcut kaynakları daha verimli kullandıkları ortaya çıkmıştır (Bütün ve Şen, 2001) Ancak bazı yazarlara göre PTÖ
öğretmen yetiştirmede geniş bir çerçeve içinde kabul görmemekte ve standart bir yöntem olarak kabul
edilmemektedir (McPhee, 2002).

PTÖ özellikle tıp fakültelerinde ya başlıca öğretim sistemi ya da var olan sistem içerisine yerleştirilmiş serbest çalışma
veya work-shop şeklinde kullanılmaktadır (Elçin, 2000). PTÖ sürekli problem üzerinde yoğunlaşan tıp fakültelerinde
başlıca sistem olarak kullanılabilse de eğitim fakülteleri için bu geçerli değildir. Bunun nedeni PTÖ'nün kendi doğal
yapısı içinde yatmaktadır. PTÖ birçok farklı disiplini kabul etmek ve incelemek anlamına da gelmektedir. Bunu bir
örnek ile açıklamak gerekirse; bir araba kazasında yaralanan bir hastanın durumunu ve yarasını analiz etmek,
araştırmak ve tanımlamak için anatomi, psikoloji, biyokimya gibi alanlarda araştırma yapmaları ve daha sonra uygun
yöntemi ve tedaviyi önerirler. Bu tıp fakülteleri için geçerli ve güvenilir olmasına rağmen henüz öğretmen eğitimi için
yabancı bir yöntem olarak kabul edilebilir (McPhee, 2002). Öğretmen eğitimi de birçok disiplini içine alan ve farklı
görüş açılarının ortaya konup bütünleştirilmesini gerektirir. Öğretmenlerin hizmet içinde karşılabilecekleri
problemler, öğrencilerin motivasyon ve ilgi eksikliği, başarısızlık, sınıf yönetimi vb. noktalardan kaynaklanır. Bu
problemler iyi tanımlanıp yapılandırılabilirse öğrenci kendisine gerekli olan bilgileri bütünlük içerisinde kazanabilirler.
Ancak, öğretmenliğin üç farklı alanı içermesi, özellikle meslek derslerinde farklı yöntem ve teknikleri kullanabilme
(beyin fırtınası, laboratuar, gezi-gözlem, demonsrasyon vb.) yeterliliğini de kazandırması gerekliliği başlıca bir sistem
olarak kullanılmasını engelleyebilir.

Öğrenme ortamındaki etkileşimin çok yönlü ve öğrenme olayına bizzat katılımın başarıyı etkilediği bilinmektedir. PTÖ
çok yönlü iletişimi sağlaması, bilginin öğrenci tarafından bulunması ve kullanılması yoluyla öğrenme olayına aktif
olarak öğrenciyi katması açısından öğretmen eğitiminin niteliğini artıracaktır. Ayrıca, sınıfı pasif durumdan daha aktif
bir duruma getirerek itirazsız ve sessiz öğrencilerin anlamlı kaynaklarla meşgul olması için daha uygun bir yapı olması
kabul edilmektedir. Bu da tüm öğrencilere eşit fırsat ve şans tanımayı sağlar. PTÖ'nün bireye kattığı özellikler ile
öğretmenin meslek içerisinde daha etkili olacağı söylenebilir. PTÖ'nün yaşam boyu öğrenmeyi sağlama, öğrenmeyi
öğrenme gibi sağladığı kazanımlar öğretmene hizmet içinde yardımcı olacağı gibi insana şekil veren bir mesleği icra
eden öğretmenlerin sürekli kendilerini yenilemelerine destek verecektir.

Sonuç

Öğretmen yetiştirme tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de sürekli önemini korumuş bir uğraş alanıdır. Zaman
zaman farklı uygulamalarla programlar değiştirilse de öğretmenlerin niteliği açısından sürekli eleştirilmiştir. Bilindiği
gibi günümüzde artık bilginin üretimi, kullanımı önemli bir güç hâline gelmiştir. Bilginin kullanılması ise büyük oranda
düşünme ve problem çözme becerisine bağlıdır. Eğitim kurumlarının, bu becerileri kazandıracak şekilde
programlarını yeniden düzenlemeleri gerekmektedir. Öğretmenin bilgi aktarma ve öğretme görevi yerini bilgiye
ulaşma için öğrencileri yönlendirme şekline dönüşmelidir. Dolayısıyla öğretmen yetiştirmede farklı yöntem ve
uygulamalar programlara yerleştirmelidir. Bu yöntemlerden birisi problem temelli öğrenmedir.

Geleneksel eğitim sistemi içinde yetişen öğretmenler, hizmet içinde karşılaştıkları çeşitli kaynaklardan gelen
problemleri çözümlemede zorluklar yaşamaktadırlar. Diğer yandan bilginin ezberlenerek öğrenilmesi onun uygun
kullanılmasını da engellemektedir. Bu açıdan bakıldığında PTÖ bilgiye ulaşma yollarını, bilginin nasıl kullanacağını ve
problem çözme becerisini geliştirmesi açısından öğretmenlere yardımcı olacağı söylenebilir. Her ne kadar uygulama
sonuçları PTÖ'nün öğretmen eğitiminde etkili kullanılacağını ifade etse de, yine de etkisinin nasıl olacağı mutlaka
bilimsel araştırmalarla ortaya konmalıdır.

Kaynakça

Alastair D McPhee, “ Problem Based Learning in Initial Teacher Education: Taking the Agenda Forward” , Journal of
Educational Enquiry , Vol. 3, No. 1 2002. 60-78. http://www.education.unisa.edu.au/JEE/Papers/JEEVol3No1
/Paper4.pdf adresinden alınmıştır.

Andrew Anthony Timmins and Sharon Lynne Bryant, “ Enhancing Learning and Understanding In Teacher Education
Using PBL Teams, Singapore” , 2 st Asio-Pasific PBL Conference in 4-7 December 1999 .

Carol Dean, “ PBL and Meeting the Challenges of Teacher Education ”, PBL Insight , Vol. 1, No. 1, 1998, p. 9-10.

Dianne Chambers, “ Problem-Based Learning & It to Support Authentic Tasks in Teacher Education ” Ascilite 2001
Conferences , 2001, p. 25-28.

Dokuz Eylül Üniversitesi, (tarihsiz). Aktif Eğitim, http://tip.deu.edu.tr/aktifegitim.phb web adresinden


18.02.2002'de alınmıştır.

Dominique, M.A.Sluijsmans; George Moerkerke,.; Jeroen J.G. van Merrienboer and Filip J.R.C. Dochy, Peer “
Assessment in Problem Based Learning ”, Studies in Educational Evaluation , sayı:27: 2001, 153-173. Elsevier Science
Ltd.

Doug Simpson, Wynn Egginton, Allan Dittmer and Lori Holland, “ Contextual Teaching and Learning: A Problem-
Based Approach ” National Conference on Teacher Quality-Exemplary Practices in Contextual Teaching and
Learning , US Department of Education ( January 2000), www.ed.gov/inits/teachers/exemplarypractices/c-6.html -
11k adresinden 14 haziran 2004 tarihinde alınmıştır.

Edwin M. Bridges and Philip Hallinger, “ The Use of Cases in Problem Based Learning ”, The Journal of Cases in
Educational Leadership , Vol. 2, Num. 2, (spring 1999).

Erhan Bütün ve Meryem Şen, “ Teknik Eğitimde Problem Tabanlı Öğrenme ”, Uluslar arası Eğitim Teknolojileri
Sempozyum ve Fuarı Bildirileri, Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi Özel Sayı 1 . (28-30 Kasım 2001).

Johnstone and Biggs, (1998). “ Problem Based Learning: Introduction, Analysis, and accounting Curricula Implications
”, Journal of Accounting Education 16 (3-4): 407-427), Elsevier Science Ltd.

Karla J. Block, “ Problem-Based Learning in Medical Education: Issues for Health Sciences Libraries and Librarians ”
Katharine Sharp Review 5 , (summer 1997), www.lis.uiuc.edu/review/5/block.pdf adresinden 28 Haziran 2004
tarihinde alınmıştır.

Karla M. Johnstone and Stanley F. Biggs, “ Problem Based Learning: Introduction, Analysis, and accounting Curricula
Implications ”, Journal of Accounting Education 16 (3-4), 1998, 407-427, Elsevier Science Ltd.

Kenneth C. Taner and John L. Keedy, , “ Problem-Based Learning: Relating The Real World to Principalship
Preparation ”, Clearing House, Vol. 68, Issue: 3, (Jan-Feb 1995), 154-161.

Mehmet Şişman, Öğretmenliğe Giriş, Pegem A Yayıncılık Ankara, (1999).

Melih Elçin (). “ Tıp Eğitiminde Durum, Sistemler ve Yönelimler ” Hacettepe Tıp Dergisi, 31 (4): 2000, s. 370-372.
http://www.tipeğitimi.hacettepe.edu.tr/egitim/tipegitimiyonelim.htm . web adresinden 18.02.2002'de alınmıştır.

Michael Peterson, “ Skills to Enhance Problem Based Learning ”, Med Educ Online , 1997, http://uutmb.edu/meo /

Oğuz Dicle, “ Değişen Tıp Eğitimi ve Probleme Dayalı Öğrenme Yönteminin Temel Felsefesi ”, DEÜ Tıp Fakültesi
Dergisi Özel Sayıs, ı Cilt. 1, No. 1 2001, s. 25-29.

Rolf Carlsson, Roza Dumbraveanu, Ulla Högberg Göran, Karlsson Kungl and Avlar Löfskog, “ Distance Teacher
Education with Problem Based Learning ” Romania, An Erasmus International Conference, 11-18 August 2001.
http://rilw.emp.paed.un[-muenchen.de/2001/papers/dumbraeanu.pdf adresinden alinmistir.

Rosalind Murray-Harvey and Phillip Slee, “ Problem Based Learning in Teacher Education: Just the Beginning ”. Paper
presented at the annual conference of the Australian Association for Research in Education Sydney Australia 4-6
December 2000. http://www.caper.com.au/pbl.htm web adresinden 24.02.2002'de alınmıştır.
Şefik Yaşar, “ Bir Meslek Olarak Öğretmenlik ”, Öğretmenlik Mesleğine Giriş , Anadolu Üniversitesi Yayınları (Editör:
Ersan Sözer), Eskişehir Anadolu Üniversitesi Web-Ofset Tesisleri, 2000, s. 15-26.

Toby De Loght and Peter Van Petegem, “ PBL in a Powerfil Learning Environment: Reporming Techer Education at the
University of Antwerp ” PBL Insight , Vol. 6, No. 1 (spring

You might also like