You are on page 1of 1

A

f Cumhuriyet 15 MART 1981 £


S A N A T o E D E B İY A T o M A G A Z İN

10. ölüm yıldönümünde


Cevat Fehmi Başkut...
r ~ — — — - ” ’ ***
Ü Gazetemiz Genel Yayın Müdürlüğünü de yapan, gazeteci - yazar
| Ü Başkut'u 10. ölüm yıldönümünde bir kez daha saygıyla anıyoruz j
İ _ _ ____ ____________ _______ __________ ___ — — ———ı

Hep bir ahlâkın onuru için ...


Doğan HIZLAN
mek fırsatını buldum. O sıralar (sanırım

C
evat Fehmi Başkut'un c/unlan; son kırk yıl­
da toplumumuzdakl yozlaşmalann, çalkantı­
ların panoramasıdır. Bu panoramada, para­
nın nasıl «değer» yargılarını yönlendiren tek «de­
Cevat bey 1962 yılıydı) Iran Şahı Türklye’ys gelmişti.
Ben de zalim Iran Şahı’na verip veriştiren
bir yazı döşenmiştim. Bir süre sonra Cevat
Bey odama geldi-, suç işlemiş de özür dP
İlhan SELÇUK
ğer» olduğu saptanırken, namusla namussuzluğun Ityormuş gibi yumuşak bir sesle:
amansız savaşımı sahneleniyor. Onun oyunları —. Ilhan, dedi. Cumhuriyetin bir kura­
tezli oyunlar sınıfına sokulabilir. lı vardır; yabancı devlet başkanları TûrkP
eçenlerde dostum Raslh Nuri İSeri'y»

A rd ın d a 23 ölümsüz oyun bıraktı


Bir çoğumuzun öğrencilik anılarımızda onun
adı vardır. Nicemiz yıl sonu müsamereierlnde o-
nun oyunlarında rol almışızdır.
Orta sınıftan diye tanımlanan kişilerin namu­
S gitmiştim. Zengin kütüphanesinden bir
cilt çekerek:
— Bak, dedi. Birinci Büyük Millet Meo-
ye’de iken misafirliğe ters düşecek bir ya­
zı yayınlayamayız. Sen bilirsin ama, İster­
sen bu fıkrayı Şah ülkemizden ayrıldıktan
sonra koyalım.
llsl'nln zabıttan...
evat Fehmi Başkut {1905-18 mert 1971, (1942/43), «Ayarsızlar» (1943/44), «Hacı Kap­ sunu, dürüstlüğünü, direncin! ve bütün yozlaşma Gazetenin göreneğini bilemediğim fota
Birinci M eclisin tutanaktan (yokluktan
C doğ. Edirne, ölm. İstanbul) Eyüp RüştP
yesi'nde, İstanbul Sultanlsı'rde okudu.
1928'de başladığı gazetecilik hayatından Cum
tan» (1944/45), «Küçük Şehir» (1945/46), «Ko­
ca Bebek» (1946/47), «Paydos» (1948/49), «Sa­
na Rey Veriyorum» (1950/51), «Soygun (1950/
lor İçinde arılıklarını nasıl koruduklarını onun
oyunlarından öğrenmişizdir.
Karakterlerini çizerken, İçimizden biri olduğu­
ve yoksulluktan olacak) çeşitli kâğıtlara
basılmıştı; renk renk sayfalarla eski bir
bakkal defterini andırıyordu. Ama böyle ol­
bu kez özür dilemek bana düştü. Bu olay
dışında Cevat Fehmi’nin bir başka yazı­
mın bir satırına bile İliştiğini anımsamıyo­
huriyet Gazetesi’nde Yazılşlerl Müdürü İken 51), «Kadıköy İskelesi» (1951/52), «Makine» nu belirtmek İçin şöyle söyler: «Muallim Murtaza, ması, Ulusal Bağımsızlık Savaşt’nı İnsanın rum.
1963'de ayrıldı. Basılan ilk kitabı «Geceleri Bi­ (1953/54), «Harputta Bir Amerikalı» (1955/58), yüzde doksan dokuz onda dokuzumuzun olduğu gözünde daha yüceltiyordu. Cevat Bey, her gün akşama doğru bP
zi Kimler Bekliyor» adlı bir röportaj dizisi ol­ «Kleopatra’nın Mezarı» (1956/57), «Tablodaki kadar sinirlidir.» (Paydos, s. 9). rtnct sayfa mizanpajını avuç tal kadar bir
Oyunlarındaki karşıt tiplerin çarpışması hep Cevat Fehmi Başkut, İşte bu tutanak­
muştur. (1933). «Kadın Bir Defa Sever», «Dişi Adam» (1958/59), «Öbür Gelişte» (1960), «Ha­ kâğıda karalayıp «çocuklara» verirdi. «Ço­
bîr ahlâkın, onurun yüceltilmesi amacına yöne­ ları basan Büyük Millet Meclisi Basımevi'
Aslan» adında iki roman, birkaç da polis ro­ cıyatmaz» (1960), «Göç» (1962), «Buzlar Çö­ nde çalışarak mesleğe girmişti. «Matbaa cuklar» yazılşlerlndekl gençlerdi. O yılların
manı «Valde Sultanın Gerdanlığı* (1954) ya­ zülmeden» (1964), «Hepimiz Birimiz İçin» likti. Paranın tek egemen olduğu yerde kültürün genç kuşağı Cevat Fehmi’nin gazetecilikte­
mürekkebinin kokusunu Kurtuluş Savaşı
yımlanmıştı. Oyun yazarlığına 1942‘de başla­ (1965), «Üzüntüyü Bırak» (1965), «Ayna» (1966), bilginin barınması olanaksızdır. ki ustalığına saygı gösterirdi.
Başkut’un bazı piyesleri çok duygusal olabilir, Ankara’sında almıştı. Cumhurlyet’e Genel
dı. «Küçük Şehir» piyesi İnönü Tiyatro Arma- «Emekli» (1967), «Ölen Hangisi» (1967) ve Yayın Müdürü olması bir rastlantı sayılma­ İstiklâl Harbl'nl yaşamış gazeteci kuşa­
flanı’nı almış (1948), en ünlü oyunu «Paydos» «Dostlar». Sondan birkaçı Ankara'da geri ka­ oysa manevi değerler skalasında duygusallık zo­
sa gerektir. ğının kendine özgü bir ağırlığı ve dünya
lanları da İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oyna­ runlu bir öge değil midir?
(1948), yurt dışında profesyonel sahnelerde Kalın gözlüklerinin ardından İnceleyi­ görüşü oluşmuştu. Bu kuşağın içinde Ce­
nan yapıtlarının hepsi yazarın ölümünden son­ Başkut'un onurlu kahramanları, gerçekten bir
oynanan ilk Türk piyesi olarak Atina’da 85 İnancın simgesidlrler, çünkü yaptıklarının karşılı­ ci bakışlarıyla ve kısık sesiyle Cevat Bey, vat Fehmi hayat okulunda yetişmiş olan­
kez sahneye getirilmişti. Bıraktığı 23 oyun, ilk ra İnkılap ve Aka Kltabevlert tarafından dört gazete İçinde bir disiplin kurmuştu. Duyar­ lardandı. Sanatçı kişiliğini de oyunlarında
ğını hele hele ödüllendirilmeyi hiç beklemezler,
oynanış yıllarıyla şunlardır! «Büyük Şehir» ciltte toptandı. lı bir gazeteci, ilerici bir yazardı. Onunla vurgulamış; bütün yaşamında sanatçılıkla
üstelik aşağılanırlar da. Sahtekâr bakkal Hüsa­
çalıştığım sürede geniş hoşgörüsünü İzle­ gazeteciliği harman edebilmişti.
mettin’in Muallim Murtaza’ya söylediği gibi: «Üm­
meti Muhammedi», çocuklarını zehirlemekten baş­
ka ne iş gördün?» (Paydos, s. 186).
redlllrdl oyunlar, hiç şüphem yok böyle sey­ Geleneklerin, göreneklerin, alışkanlıkların o-

Klasik redilirdi diyordu ve klasik çatının ne oldu­


ğunu uzun uzun «Sana Rey Veriyorum» u
örnek vererek anlatıyordu.
luşturduğu yaşama biçimi ancak kendi ortamın­
da varolabilir. Öze aykırı değişiklikler, onursuz
başkalaşımların, bukalemun yaşamların nedenidir.
Güncelin yazarıydı. Toplumun başından
gecen işleri onun kadar derinlemesine göz­
Küçük Şehlr'de yaşayanlar «uygarlığın, mua­
Yıllar önce
yazarlar
şeret adabının, zarafetin» Büyük Şehir den gele­
leyen bir kişi daha yok edebiyatımızda. Can ceğini umarlar. Oysa tamamen tersi olur. Büyük
alıcı bir noktanın, bir olayın en İlginç yö­ Şehir, Küçük Şehlrln ahlakını, onurlu yaşamını berin beş «N » kuralına uygunluğuna önem
nünü cımbızla çeker alır, oyunlarına koyar­
Said Arif TERZİ OĞLU verir, eksikliklerin tamamlanması için habe­
bozar. Küçük ŞehlrTn tiplerinden Ali, Büyük Şe­
dı. Onun toplumdan aldığı olaylar artık söv hirden gelenler için övücü sözler kullanır: «Mede­ rin kaynağım geceyansı da olsa uyandırıp

soyundan teyeceklerinln bir özeti, bir timsalidir. Onu


seyredenler artık bir Yaratışın, H r olaylar
yoğunluğunun İçindedir. Güncel artık, Baş­
niyet güneşleri... Bize medeniyet getiriyorlar, ir­
fan, nur, ticaret, sanayi, sermaye, teşebbüs...»
(Küçük Şehir, s. 27). K
ısacık pantolonum la Bab-Î A li'ye gel­
diğim de Cevat Fehmi BaşKutlı tara­
m ıştım . Gazeteyi, gazeteciliği,
yare dokunmadan haber yazm ayı»
«zülfi-
ön ce­
doğrulatm ayı isterdi.
Bugün 10. ölüm yılında aram ızdan ayrılı­
şı nedeniyle kendisini saygıyla andığım ı»
Cevat Fehmi gazeteciliği kadar tiyatro ve tP
kut kalemini dokundurduğunda güncellikten Köyden kente göçlerin altında yatan ekono­ yatro yazarlığında da ayrı bir hüneri vardı.
likle Cevat H oca’dan öğrendim . O günler­
Yaşar KEMAL çıkmış, bir doğa parçası gibi zaman enge­ mik nedenden öte bir sürü açmazlara düşürdü­ Yazdığı piyesleri Devlet Tiyatrolarında oy­
de, şim di olduğu gibi gazeteıer öğleden
lini aşmıştır. Doğa parçası dedim de, her ğünü, kaç yaşamın bir daha dengesini bulmamak sonra değil, geceyansm dan sonra sabaha nanmak için Ankara’ya kadar getirir, bizzat
klasik yapıt, biraz da doğa parçasıdır. Yer­ üzere zıvanadan çıktığını sergiler. Trenin gelişini doğru basılırken, Cevat Fehmi en son haber okurdu. Yazar, gazeteci hoca, tiyatro yaza­
li yerine oturmuştur. Yapmacıksızdır. Büyük Belediye Başkanındım işçisine kadar, bayrakları lerin gelişim ini, sayfadaki düzenini hazır­ rı Cevat Fehm i'nin eserlerinde öze! haya­
evat Fehmi Başkut hiç şüphe yok kİ

C Türkiye’nin en büyük piyes yazarıdır.


O, klasik yazarlar Boyundandır. Oyun­
larının kurgusu, çatısı çok sağlamdır. O,
yazar yapmacığı en aza İndiren yazardır da
biraz. Cevat Fehmi Başkut’ta da çok az
yapmacık buluruz.
asm tren geliyor diye karşılayanlar treni buruk­
lukla uğurlarlar. «Büyük şehri yine yalnız g a ­
zetelerde görmek üzere eski hayatımıza dönüyo­
ruz. Kâbus bitti. Sabah başlıyor... Bayrakları asın,
lar, gün ağarırken rotatifin sortisinden ge­
len ilk gazeteyi de gözden geçirdikten son­
ra evinin yolunu tutardı. Sayfa hazırlar­
ken, en son haberin kendisine ulaştırılm a­
tından esintiler bulurdunuz.. Aradan on yıl
geçm esine karşın onun hocalığım , arada
b ir beni tatlı-sert azarlam asını an yor öz­
lüyorum . Bugünlere senin Öğrettiklerinle
düşünceleri, duyguları, gülmeleri, yermeleri, Konular üstünde çok yoğun çalışırdı.
sında hırçın, titiz ve telâşlı olurdu. H er ha­ geldim , hocam . Aydınlıklar içinde yat.
Okur, araştırır, sorar soruştururdu. Çoğu diyorum, tren gidiyor.» (Küçük Şehir, s. 215).
acıları, insan soyunun etkili maceralarını
kez bununla da yetinmez, konusunu günler 1948 yılında İnönü Tiyatro Armağam’nı ka­
bu sağlam çatı, kaneva içinde verir. Cevat
geceler boyu yaşardı. Çocuksu bir kişilikti, zanan Küçük Şehir, Başkut'un İnsanın kişilikleri­
Fehmi'nin oyunları bu yüzden inanılmaz bir
bütün sertliğinin altında ciddiyetinin üstün­ ne, özüne aykırı yaşamlarının bedelini nasıl ağır
ölçüdür. Başkut bütün klasikler gibi geniş
de. Büyük yazarların, bilim adamlarının ço­ ödediklerinin bir belgesidir.
halk kitlelerinin yazarıydı. Başkut’u, gençli­
ğunluğunun böylesl İnsanlardan geldiği göz­ Sanat yapıtlarını, ürünleri değerlendirirken
ğimde seyrettim. Adana’ya, —şimdi anım­
sayamıyorum hangi tiyatro olduğunu— bir
tiyatro Cevat Fehmi Başkut'un «Sana Rey
Veriyorum* oyununu getirmişti. Arif Dlno o
lemlenmiştir.
Bugünlerde Cevat Fehmi Başkut’un o-
yunları sahnelerimizi doldurmuyor o blroz
hiç kuşkusuz yazıldıkları dönemi, dönemin dertle­
rini unutmamalıyız. Yoksa yaratıcıya karşı onul­
maz haksızlıklarda bulunuruz. Cevat Fehmi Baş­
iyi bir halk yazarı
unutulmuş gibi olmuşsa kabahat onun kut’un oyunlarında bugün eskiyen görüşler bula­
zaman Adana’daydı. Bir sabah bana dedi kİ,
yapıtlarında değil, İçinde bulunduğumuz biliriz, ama bu onun eskimeyen özünü zedeleme­ Necati CUMALI
onunla o sıralar her sabah buluşur, resim, yecek kadar azdır. Oyun yazan olarak tiyatro edebiyat»-
edebiyat, politika üstünde akşamlara ka­ değer karmaşasındadır. Ülkemizdeki, özel­
mızda önemli bir yeri olduğu kanısındayım.
dar konuşurduk, çok önemli bir yazarın o- likle yaratılan bu değer karmaşası söndö-

dost evat Fehmi Başkut'u «aygın kişiliğiyle Gazeteci olarak İzlediği yığınla güncel o-
yunu geldi Adana’ya, gidip birlikte seyre­
delim, Gittik, oyunu izleyen halk o kadar
coşmuştu kİ, öylesine gülüyor, kıyameti ko­
rüldüğünde, Cevat Fehmi Başkut gerçek ye­
rine oturacaktır. Gelecek kuşak onun bü­
yüklüğünü, getirdiklerini çok daha iyi anla­
C ansıyorum en çok. Saygın bir kişiliği
vardı. Eski deyimiyle vekar sahibi bir
İnsandı. Oyun yazan olarak sık sık Esen-
lay arasından tiyatro öğelerini kişiliği İle
bulmuş, ayırmış, sahneye getirmiştir. O-
yunlarının büyük seyirci bulmasının önde
parıyordu kİ, İkimiz de şaşırmıştık. Arif Dl­ yacaktır. Tıpkı Arif Dlno'nun tıpkı Muhsin Ercümend Behzat LAV geleni nedeni budur. iyi bir halk yazan ola­
Ertuğrui’un anladığı gibi. tepe'dekl evinde toplanırdık. Emeklilik yılla
no durmadan, eski Yunan’da da böyle sey-
rında kat çıkarak evini büyütmüştü. Anne bilmiştir tiyatroda. Halkla duygu birliği ku­
işiler, yaratılışlarına göre edindikleri dene­ rabilmiş. halktan biri gibi alçakgönüllülük­
K yimlerin etkisiyle İzlenimlerini yaşantıları bo­
yunca olumlu olumsuz yönde sürdürürler.
Kimini övünç ve şımarıklık gülünç hale sokar. Az
sini, eşinin annesini, çocuklarıyla torunla­
rını çatısı altında toplamaktan mutluluk
duyuyordu. Kendisine yakışan bir gülümse­
meyle her fırsatta açığa vurur, dostlarıyla
le yansıtmıştır halkın sorunlannı sahneden.
Bazı oyun yazarlarımızda sanatının etkileri
İzlenebiliyor günümüzde. Bu gerçek de 6-
İnsanda alçakgönüllülüğe rastlanır. Kiminde abar­ paylaşırdı bu mutluluğu. Dileğimiz yoğun nemini ulusal tiyatro edebiyatımızın geliş­
Fehmi Başkut'un en karakteristik klşlllğt tıp ikinci bir karakter görünümüne dönüşür. Bu çalışmayla geçen gazetecilik yıllarından mesinde, özel vazgeçilmez bir yeri olduğu­

Popüler
bence şu noktada toplanır: Türk halkını ve eğilim zamanla mayalanınca söz konusu olanın
Türk toplumunu çok İyi tanımış olması ve sonra uzun sürmesiydi bu mutluluğun, ol- nu kanıtlar. Anısına saygılar, sevgiler.
ruhsal yapısını etkiler. Yaşamını sağduyuyla
böylece oyunlarında olayları ve kişileri en denkleştirebitenler arasında biri, bir gençlik arka­
doğru ve gerçekçi biçimde yansıtabilmesi. daşım vardı kİ — sonraları yakından tanıyanlarca
Cevat Fehmi Başkut bir yaratıcı olarak,

yazar...
hayranlıkla anılmıştır. — bugün aramızda buluna-
Cumhuriyet döneminin «Dramatik edebiyat» mayışınm içimizdeki boşluğunu hiç bir avuntu
He başlayan ve «Ulusal tlyatro»ya yönelen dolduromaz şimdi. O da 1814 kuşağı çilekeşlerin-
uzun devre İçinde, özellikle oyunlarındaki dendi. Çevresinde uyandırdığı hoşgörüyle kendisi­

Selmi AND AK
yeril tipleri çok İyi seçmesini ve yaşatma­
sını bilen bir yazar olarak yaygınlık kazan­
mıştır. Anadolu İnsanından İstanbul İnsanı­
na: Köylüsü, kasabalısı, kentlisi, muhtarı,
ne uzatılan her eli, düşman bile olsa sıkmaktan
çekinmeyen Batı’nin tüm emekçilerine özverili
candaşlığım ödünsüz, çıkarsız bağışlamış olan
İçten davranışlı
arkadaşım Gazeteci ve değerli Oyun Yazarı Ce­
azeteclllk mesleğinin teme* bilgilerini ağası, yoksulu, zengini, çıkarcısı, aldatıla­ vat Fehmi Başkut’u, Cumhuriyetin onun unutul­ Hem de sahne yaşamımda İlk kez denece­
nı, olumsuzu olumlusu bütün bu eski ve
Perihan TEDÜ
ve görev sorumluluğunu, tiyatro eleş- maz anısına ayırdığa bu özel sayfada saygıyla ğim dlyalekll bir Anadolu kadını rolü ila
tirmenllğlnin özelliklerini öğretmiş olan yeni kuşaktan tipler çelişkileriyle karşılaş- anarım. Benim İçin unutulmaz bir anıdır bu. (Buz
ölümsüz Hocamız Cevat Fehmi Başkut’u tırılmıştır. Başkut’un oyunlarında... Bu ne­ lar Çözülmeden) Seyirciyi oyunun İçine o-
iyatroya girdiğimde« bet yana çek kez
şu birkaç satıra sığdırmak çok zor... Ti­
yatro adamı ve oyun yazarı olarak Cevat
denle Cevat Fehmi Başkut milyonların İzle­
diği ölümsüz bir «popüler yazar»dır.
i dolu... T karşılaştım onunla. Ama çok kez ko­
nuştuk. Gariptir sanki akrabalarımdan
biriymiş gibi yakınlık duyardım kendisine.
lıveren güncel espriler akıcı konuşma dü­
zeni He dökütüvertyordu sahneden salona
Bu oyunda yedi yıl sonra. 1972'de aynı ro­
lü yeniden canlandırmak kısmet oldu bana
Nedret GÜVENÇ O kadar sıcak, çevresine güven veren o
Gördüm kİ etkisini hlc yitirmemiş. Gide­
kadar içten davranışlı biriydi.
rek artmış hatta. Oyunla seyirciyi birbiri«
endisiyle Tfk kez İzmir Şehir Ttyatrolan’nda ne yaklaştırması canlı sıcak sevecen ha­
K mesleğe ilk başladığım sıralarda, sanıyorum
Oyunlarından birinde oynamak İster­
dim hep arkadaşlarım gibi. Oynadım d a vası. Tıpkı kendi gibi. Nur İçinde yatsın.

TELEVİZYON
1950 tiyatro sezonunda, «Paydos» İsimli pP
yeste tanıştım. Ve sezon boyunca yaşım gereği
oyundaki bütün genç kız rollerini üstlendim. Da­
ha çok çevirilerin, adaptelerin oynandığı dönem­
lerdi onlar. Türk aydınının, Türk yazarının tiyat­
15.00 AÇILIŞ 21.10 DALLAS romuzu pek önemsemediği dönemler. Ve bu değer
iki bölümden oluşan serüvenin ilki bu ak­ n yazarımızı daha t r yakından tanımak İstedim.
15.01 HABERLER
15.05 LİSELERARASI
BİLGİ YARIŞMASI
şam yayınlanıyor. Cliff Barnes bir arkada­
şının yardımıyla getirildiği Dallas Savcı
Yardımcıltğı’nda İlk olarak, bir süre önce
Aradan birkaç yıl geçti. Bu arada ben İs­
tanbul'a göçmüş ve İstanbul Şehir Tiyatroların­
da çalışmaya başlamıştım. O dönemlerin eok
Mesleğinde güçlü
Ewing Çlftllğl’nln topraklarında bulunan ce­ ünlü bir aktristi Cevat Fehmi Bey tarafından
16.00 TV DE SİNEMA: sedin esrarını araştırmaya girişir. Amacı aP dlr. Cevat Fehmi Başkut bu olanağı, yetenek
bizzat kendisi loln yazıldığı söylenen bir oyunda Reşat ENİS
«LİMON ŞEKERİ» lenen bir açığını yakalamak, öcünü alabil­ — Soygun— hamileliği nedeniyle oynamayacağı­ gördüklerine kıskanmadan sağlayan bir gaze­
17.30 TATİL BİTERKEN mektir. ___ nı bildirmişti. Hemen o günlerde oyunun rejisörü teciydi. Yetiştirdiklerinin bir gün kendisinden
22.05 ZERRİN ÖZER olan rahmetli Talat Artemel’den acele tiyatroya ozetecmğe beşlediğim yıl, «Türkiye'de Ga­ üstün olabileceğini düşünmeyecek kadar hrf
Bülent Özveren ile Cenk Koray’ın sun­
dukları programa Ayla Dikmen, Yaşar özel,
İbrahim Mersinli İkişer parça ile katılıyor.
SÖYLÜYOR
Türk Hafif Müziği Solisti Zerrin özer «Her
gelmemi bildiren bir mesai aldım. Sayın Cevat
Fehmi Soygım’dakl başkadın rolünü kabul eder­
sem çok memnun olacağını bildirmiş. Sevinçten
6 zetecilik Okulu cçılmalı mı?» konusu tar­
tışılıyordu. Bizim Y o k u şta «Açılmalı»
tezini savunanlar vardı. Bundan yana olmayan­
yürekli, mesleğinde güdüydü.
Cağaloğlu’nun en güzel yapısı olan Gaze­
teciler Cemiyeti Sarayt’nı basma kazandıra­
Bu haftanın konukları Turan Oflazoğiu İle şey seninle güzel», «İmkânsız», «Yalan» ve deli gibi tiyatroya koştum ve kendisiyle eski dram lar da... Bir röportaj yapmıştım Usta Gazete­ nın da bu usta gazeteci olduğunu belirtmek
Yalcın Tura. «O yaz» adlı parçalan söylüyor, tiyatromuzun sahnesinde bu kez şahsen tanış­ ci Rahmetli Ahmet Emin Yalman İle... «Gazete­ gerekir.
18.30 SPOR DÜNYASI 22.20 ZOR YILLAR mak şerefine eriştim. Rolü kabul ettiğim İçin ba­ ci okulda değil, gazetede yetişir,» demişti.
19.55 TAŞ DEVRİ Dizinin bu bölümünde Müttefik Kuvvetlerin na teşekkür etti ve başarılar diledi. Kalın camlı Gazetecilik yetenek İşidir kanımca. «Ba­ Birlikte çalıştığımız yıllar tecrübelerinden,
2G.30 HABERLER Almanya içlerine ilerleyişi konu ediliyor. gözlüklerinin gerisinden dostça, sevgi dolu ba­ şarılı gazeteci» kendi kendini yetiştiren kişidir. bilgisinden yararlandığım Cevat Fehmi Baş­
22.50 HABERLER kışlarını bugün gibi hatırlıyorum. O gün bana olan Ancak, bu kişi yetişme olanağım bulabilmeli- kut’un ölüm yıldönümünde saygıyla anıyorum.
20.50 HAVA DURUMU İnancı, meslek hayatımın en önemli aşamaların­
dan birini hazırlamıştır,

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi


Taha Toros Arşivi

You might also like