Professional Documents
Culture Documents
Demir, Ş. (2021) araştırmasında Mardin ilinde 18 yaşından büyük 1609 katılımcı ile anket
üzerinden çalışmıştır. Eğitim düzeyi azaldıkça dinin kimlik üzerindeki etkisinin artış
gösterdiği bulgulanmıştır.’’ Karayiğit (2017), sosyoekonomik düzey, psikososyal gelişim ve
dindarlık ilişkisini ortaya koymaya çalıştığı araştırmada alt ve üst sosyoekonomik düzeyin
dindarlığı genellikle azalttığı, ekonomik olarak ortalarda bulunma halinin de dindarlığı
arttırdığı sonucuna varmıştır. Yine yapılan bazı araştırma bulgularını değerlendiren Kızmaz
(2013, s. 290)‟a göre yoksulluk bireyde saldırganlık ve düşmanlık etmeye dönük davranış ve
tutumları destekler sonuçlar doğurmaktadır’’
Acat, B. (2019) yüksek lisans tezinde 2017 yılında Ekim- Kasım aylarında İstanbul ilinin
farklı ortaöğretim kurumlarında eğitim görmekte olan 236 erkek ve 235 kız olmak üzere
toplam 471 ergen üzerinde anket yöntemiyle araştırma yapmıştır. Araştırma sonucunda
dindarlık ile değerler ve hayat memnuniyeti değişkenleri arasında pozitif yönde anlamlı;
internet bağımlılığı ile değerler ve hayat memnuniyeti arasında ise negatif yönde anlamlı ilişki
tespit edilmiştir.
Aydın, C. (2019) ‘nin çalışmasının amacı dindarlık ile bilinçli farkındalık arasında anlamlı bir
ilişkinin olup olamadığını belirlemek; ikinci olarak ise, katılımcıların bazı demografik
özellikleri ile dindarlık ve bilinçli farkındalık arasındaki ilişkileri incelemektir. Bu amaca
yönelik olarak çalışma; Kişisel Bilgi Anketi, Dini Bağlılık Ölçeği ile Bilinçli Farkındalık
Ölçeği’nin 2019 yılının Ocak, Şubat ve Temmuz aylarında, Sinop ilinde ikamet eden ve
tesadüfî olarak seçilen toplam 467 kişiye uygulanmasıyla gerçekleştirmiştir. Araştırma
sonucuna göre, dindarlık ile bilinçli farkındalık arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki tespit
edilmiştir. Eğitim durumu değişkenine göre, grupların dindarlık düzeyi ortalama puanları
arasındaki fark anlamlı bulunmuştur, iki değişken arasındaki ilişkinin ne beklenen yönde ne
de düzende olduğunu göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, eğitim seviyesi ile dindarlık arasında
pozitif yönlü bir ilişki beklenmekte idi ancak sonuçlara bakıldığında, ortalama puanlar
ilköğretim (=40,96) eğitim düzeyinde yükselmekte sonra lise (=37,73) ve önlisans
(=37,57) düzeyinde düşmekte ardından lisans (=38,54) ve lisansüstü düzeyinde
(=40,51) yeniden artmaktadır.
Acar, M. C. (2019) ‘nin araştırmasının amacı lisans düzeyinde öğrenim gören üniversite
öğrencilerinin öz güven düzeyleri ile dindarlık düzeyleri arasında bir ilişki olup olmadığını
ortaya çıkarmak ve öz güven ile dindarlığın cinsiyet, fakülte ve sınıf değişkenlerine göre
farklılaşma durumlarının belirlemektir. Bu amaç doğrultunda Mardin Artuklu Üniversitesinin
farklı fakülte ve bölümlerinde lisans düzeyinde öğrenim gören 432 öğrenciye Öz Güven
Ölçeği ve Dindarlık Ölçeği uygulanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde ve analizinde T testi,
ANOVA ve basit korelasyon analizleri kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre
dindarlık ile iç öz güven, dış öz güven ve toplam öz güven arasında pozitif yönlü anlamlı bir
ilişki bulunmaktadır.
Yorulmaz, M. (2019) ‘ın lişki arayan tanımlayıcı araştırma ilkelerine uygun olarak yaptığı bu
çalışma, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde 2017- 2018
yıllarında öğrenim gören bireysel ve takım sporlarından en az birinde aktif olarak faaliyet
gösteren 194 erkek 104 kadın olmak üzere toplam 300 sporcuyla yapılmıştır. Veri toplama
araçları olarak; ‘‘Kişisel Bilgi Formu’’, “Dini Hayat Ölçeği” ve ‘‘Buss Perry saldırganlık
ölçeği’’ kullanmıştır.. Araştırma verileri değerlendirilirken; Tek yönlü Varyans Analizi
(ANOVA) gruplar arasındaki farkın belirlenmesi için ise “Bağımsız İki Grup Arası Farkların
Testi’’ (independent samples t-test) değişkenler arasındaki ilişkinin gösterilmesi için pearson
korelasyon testleri kullanmıştır. ‘’Cinsiyet ile dindarlık ve saldırganlık arasında anlamlı
farklılıklar hesaplanmıştır. (p<0,01). Sigara ve alkol kullanımı ile dindarlık ve saldırganlık
arasında negatif yönde bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır (p<0,01). Sporcuların dindarlık
ve saldırganlık düzeyleri arasında negatif yönde bir ilişki olduğu tespit edilmiştir (p<0,01).’’
Yılmaz , E.(2017) ‘nin çalışmasının amacı , kuran kurslarında öğrenim gören yetişkin
kadınlarda benlik saygısı ve dindarlık ilişkisini Bilecik örnekleminde boylamsal olarak
incelemek ve bu iki değişkenin bazı demografik değişkenlerle ilişkisini ortaya koymaktır.
Araştırmanın evrenini, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Bilecik İl Müftülüğüne bağlı olarak
eğitim faaliyetlerini yürüten 30 Kız Kur’an Kursu (53 sınıf) ve bu kurslarda öğrenim gören
800 yetişkin kadın oluşturmaktadır.Bu çalışmada benlik saygısı ve dindarlık iki ana değişken
olarak ele alınmış olup anket yöntemi kullanılmıştır. Dindarlık düzeylerini ölçmek için
Dindarlık Ölçeği, benlik saygısı düzeyini ölçmek için ise Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği
kullanılarak bu değişkenlerin birbirleriyle ilişkileri incelenmiştir. “Kur’an Kurslarında
öğrenim gören öğrencilerin büyük çoğunluğu ev hanımlarından oluşmaktadır.” “Kur’an
kurslarına gelen öğrenciler sosyo-ekonomik açıdan genellikle orta düzeyde olan kimselerden
oluşmaktadır.” “Kur’an Kursunda kayıtlı bulunan yetişkin kadınların büyük çoğunluğu
ilkokul mezunlarından oluşmaktadır.” “Hiç okula gitmemiş kadınların Dindarlık Ölçeği genel
ortalaması diğer kadınlara göre daha yüksek, ilkokul mezunu kadınların Dindarlık Ölçeği
genel ortalaması ise eğitim durumu lise ve üzeri olan kadınlara göre daha yüksektir’’İlkokul
mezunu kadınların Benlik Saygısı diğer kadınlara göre düşüktür. Yüksekokul ve üzeri eğitime
sahip kadınların Benlik Saygısı diğer kadınlara göre yüksektir.
Aynacı, B.(2017) ‘nin çalışmasında kişilerin kaygı düzeyleri üzerinde etkili olduğu düşünülen
cinsiyet, eğitim düzeyi, sosyo-ekonomik düzey, mutluluk algısı ve dindarlık durumu olmak
üzere beş bağımsız değişken ele alınmıştır. İstanbul’un Ataşehir ve Bahçelievler semtlerinde
bulunan iki özel psikolojik danışmanlık ve eğitim merkezi ile Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde
belediyeye bağlı eğitim merkezlerine gelen 129 kişinin, kaygı düzeylerini ölçmek için
düzenlenen Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ) ile dindarlık durumlarını ölçmek için düzenlenen
Dindarlık Eğilimi Ölçeği ve demografik bilgilerini ölçen Kişisel Bilgi Formu uygulanmış.
“Sosyo-ekonomik durum baz alındığında ise; yapılan araştırmalar, sosyo-ekonomik düzeyi
düşük olan çocukların kaygı düzeylerinin, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan çocuklara
nazaran yüksek olduğunu göstermektedir. Varol (1990), anne babaların sahip oldukları
meslekler ile kaygı düzeyleri arasında ne yönlü bir ilişki olduğunu araştırmıştır.
Araştırmalarına göre; baba mesleği çiftçi, esnaf olan öğrencilerin kaygı düzeylerinin, baba
mesleği subay, memur olanlara oranla yüksek olduğunu saptamıştır (Yenilmez ve Özbey,
2006)’’ “ Ruh sağlığının göstergelerinden biri olarak kabul edilen kaygı halinin, kişinin dinsel
yaşamını doğrudan etkilemediği ya da dindarlığın, kaygı düzeyi üzerinde anlamlı biçimde bir
düşüş meydana getirmediği şeklinde yorumlanabilir (Tokat, 2012).’’ “Dinin, çift yönlü bir
işleve sahip olduğu söylenebilir. Dini inanç, bir yandan kaygıyı azaltıcı bir göreve sahipken
diğer yandan kaygı durumunu arttırıcı bir görev üstlenebilir (Acaboğa, 2007). Bütün bu
sonuçlar, araştırmanın yapıldığı grubun çeşitli özelliklerinden kaynaklanabileceği gibi
dindarlık ve kaygının, tanımlanma şekillerinden de kaynaklanabilir (Göcen, 2011)’’
Öztürk, Y. (2017) çalışmasında Samsun ili Çarşamba ilçesinde çeşitli liselerde öğrenim
görmekte olan 540 öğrenciye ulaşmış ve araştırma sürecinde dindarlık ölçeği, ergen öznel iyi
oluş ölçeği ve kişisel bilgi formu kullanmıştır. Verilerin analizinde t testi, varyans analizi,
korelasyon analizi ve regresyon analizi uygulamıştır. “Lise öğrencilerinde dindarlık ile öznel
iyi oluş arasında pozitif yönlü ve anlamlı ilişkiler olduğu ve dindarlığın öznel iyi oluşu tüm alt
boyutları ile pozitif yönlü ve anlamlı düzeyde yordadığı bulunmuştur.’’ Ailenin gelir
düzeyinin lise öğrencilerinin dindarlık özelliklerini sadece duygu ve etki alt boyutları
bakımından farklılaştıran bir etmen olduğu bulgulanmıştır.
Altun, R. (2015) ‘in çalışmasının amacı narsisizm ile içsel dini motivasyon arasındaki ilişkiyi
incelemektir. Çalışmada narsisizm ile içsel dini motivasyon arasındaki ilişkinin yanı sıra
cinsiyet, yaşamının büyük çoğunluğunu geçirdiği yerleşim birimi, algılanan sosyo-ekonomik
durum ve öğrenim görülen fakülte gibi bağımsız değişkenlere göre farklılaşması da
incelenmiştir. Çalışma nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeline göre
tasarlanmış. Çalışmanın veri toplama araçları olarak Atay (2009) tarafından uyarlanan
Narsistik Kişilik Envanteri (NKE) ve içsel dini motivasyonu ölçmek için de Karaca (2001)
tarafından uyarlanan İçsel Dini Motivasyon Ölçeği (İDMÖ) kullanılmış. Çalışmanın
örneklemini Atatürk Üniversitesi’nde öğrenim görmekte olan 244’ü kız 226’sı erkek toplam
470 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda narsisizmin teşhircilik, üstünlük, otorite,
kendine yeterlilik, sömürücülük alt boyutları ile içsel dini motivasyon arasında istatiksel
olarak negatif yönde anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Narsisizmin hak iddia etme alt boyutu
ile içsel dini motivasyon arasında ise istatiksel olarak anlamlı bir ilişki elde edilememiştir.
Özkan, O. (2016) ‘nun araştırmasının örneklemi, Isparta il merkezinde görev yapan, 22-60
yaş grubunda bulunan ve tesadüfî olarak seçilen 305 öğretmenden oluşmaktadır. “Araştırmada
dindarlığı ölçmek amacıyla, Allport ve Ross tarafından geliştirilen, Türkçe uyarlaması Fatma
Gül Cirhinlioğlu tarafından yapılan “Dini Yönelim Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmada öfke
duygusunun hissedilmesi, ifade edilmesi ve kontrol edilmesini ölçmek amacıyla ise
Spielberger, Jacobs, Russel ve Crane tarafından geliştirilen, Türkçe uyarlaması Kadir Özer
tarafından yapılan, “Sürekli Öfke ve Öfke Tarz Ölçeği(SÖÖTÖ)” kullanılmıştır.’’
Araştırmada dindarlık ile öfke kontrolü arasında anlamlı bir ilişki görülmemiştir
Baynal, F. (2015) ‘in araştırmasının amacı yetişkinlerde dindarlık ve ruh sağlığı arasındaki
ilişkiyi cinsiyet, medenî durum, eğitim durumu, sosyoekonomik durum ve yaş gibi
demografik özellikler dikkate alarak, incelemektir. Araştırmanın örneklemini, yaş aralığı 21-
60 olan, İstanbul’da yaşayan 300 yetişkin birey oluşturmuştur. “Katılımcıların 163’ü kadın
(%54,3), 137’si erkek (%45,7)’tir. Anket formu beş bölümden oluşmaktadır: Bunlar;
katılımcıların demografik özelliklerini belirlemeye yönelik sorular, Dindarlık Ölçeği
(Uysal,1995), Sürekli Kaygı Ölçeği (Spielberger ve diğ., 1970), Özsaygı Ölçeği
(Eysenck,Wilson, 1998) ve Beck Umutsuzluk Ölçeği (Beck ve diğ., 1974) ’dir.’’ “ Schafer’in
282 sosyoloji öğrencisiyle yaptığı araştırmasında, dini önemli görenlerde, stresin daha fazla
olduğu görülmüştür (Koenig, Larson, 2001: 70).’’ “Kadınların, psikolojik (Unger, Crawford,
1996: 555) ve fizyolojik (Schwarz, 1971: 188) açıdan erkeklerden farklı olmalarının yanında,
toplumların sunduğu farklı roller nedeniyle (Dowling, 1983: 12-13) sosyolojik açıdan da
farklılıkları vardır (El-Solh&Mabro,1994: 7-8). Kadın ve erkek arasındaki bu farklılıklar dine
yaklaşımlarını ve Tanrı algılarını da etkilemektedir. Örneğin, kadınlar sevgi dolu bir tanrı ve
diğer dini topluluk üyeleriyle daha yakından bir ilişki kurma eğilimindeyken, erkekler
Tanrı’nın kudret ve adaletini öne çıkartma eğilimindedirler. Kadınlar, dini bireysel
yaşamaktan ziyade, ilişkiler ağı olarak algılamaktadır (Ozorak, 1996: 18)’’ Yapılan bu
araştırma sonucunda yapılan analizlerde, anlamlı bir sonuç bulunamasa da, alım gücü iyi
olanların dindarlık düzeyi düşük ve alım gücü az olan grubun ise dindarlık düzeyi yüksek
çıkmıştır. Ayrıca öğrenim düzeyi arttıkça dindarlık düzeyinin azaldığı bulgulanmıştır. Bu
araştırma sonucuna göre dindarlık ve özsaygı arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki
bulgulanmıştır. Dolayısıyla dindarlık düzeyi yüksek olan kişilerin öz saygı düzeyleri
düşüktür.Umutsuzluk ve kaygı ile dindarlık arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
“Katılımcılar içerisinde dindarlığın en düşük olduğu dönem, 31- 45 yaş aralığıdır. Dindarlık
düzeyi en yüksek grubun ise 46-60 yaş aralığı olduğu görülmüştür.’’
Demirci, E. (2014) ‘nin araştırmasının amacı dindarlık ve ahlaki olgunluk arasındaki ilişkiyi
incelemektir. Bu amaca yönelik olarak Bursa ilindeki çeşitli okullarda görev yapmakta olan
öğretmenlerden tesadüfi olarak seçilen 521 öğretmen ile çalışılmış.Bu araştırmada din eğitimi
ve dindarlık bağımsız değişken olarak ele alınırken ahlaki olgunluk bağımlı değişken olarak
ele alınmıştır. “Ayrıca demografik değişkenler (cinsiyet, yaş, sosyo-ekonomik düzey, mezun
olunan lise türü ve medeni durum) ile ahlâki olgunluk arasındaki ilişkiler, dini yönelim
açısından incelenmiştir. Genel tarama modelinde yürütülen araştırmada, veri toplama aracı
olarak, Şengün ve Kaya (2007) tarafından geliştirilen Ahlâki Olgunluk Ölçeği, Allport ve
Rose tarafından geliştirilmiş ve Gürses tarafından Türkçeye uyarlama çalışması yapılmış
Dindarlık Ölçeği ve araştırmacı tarafından geliştirilen Kişisel Bilgi Anketi kullanılmıştır.’’
Araştırma sonucunda iç güdümlü dindarların ahlaki olgunluk düzeyi dış güdümlü
dindarlardan daha yüksek bulunmuştur.
Davarcı, Y., & Kayıklık, H. (2016) ‘ın araştırmasının amacı çocukların aile içinde şiddete
maruz kalmaları ile onların dindarlık durumları arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmaktır. Çok
geniş bir kavram olan şiddet kavramı aile içi şiddet başlığı altında aile içinde çocuğa yönelik
şiddet olarak sınırlandırılmıştır. “ Ebeveynlerinden çocuğa doğru olmak üzere; çocukların aile
içinde maruz kaldıkları şiddet ile onların dindarlıkları arasındaki ilişkinin ne olduğu ya da
olabileceği, çocukların dini yaşantıları ile maruz kaldıkları şiddet durumları arasında bir
ilişkinin olup olmadığı, varsa ne yönde bir ilişki olduğu, bunların birbirini nasıl etkilediği
sorularına cevap aranmıştır.Ölçeklerin güvenilirliğini ölçmek için Cronbach Alpha analizi,
ortaya çıkan değişkenler arasındaki ilişkinin yönü ve anlamlılık düzeyini belirlemek için
Paersonkorelasyon testi, ilişkinin yapısını belirlemek için ise regresyon analizi yapılmıştır.
Karşılaştırmalar için T‐testi ve ANOVA testinden yararlanılmıştır.’’Araştırmanın örneklemini
Adana İlinde lise düzeyinde öğrenim gören 13-18 yaş aralığında 505 öğrenci oluşturmaktadır.
Tarama ve anket yöntemi kullanılan araştırma sonucunda çocuğun dindarlığı ile aile içi
şiddete maruz kalması arasında istatiksel anlamlı bir ilişki bulgulanmamıştır.Araştırma
sonucunda çocukların öznel dindarlık algıları ile maruz kaldıkları aile içi şiddet düzeyi
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Ayrıca çocukların dindarlık
düzeyleri ile maruz kaldıkları aile içi şiddet düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
ilişki bulunamamıştır
Gülmez, Ç. (2014) ‘in araştırmasının amacı birinci olarak evli erkeklerde dindarlık ve ahlaki
çözülme ile kadına yönelik aile içi psikolojik ve fiziksel şiddet davranışları arasında ne tür bir
ilişki olduğunu; ikinci olarak bazı sosyo-demografik özelliklerin (yaş, eğitim, gelir, evlilik
süresi, yaşanılan yer, eşin eğitim düzeyi ve çalışma durumu) ve bazı risk faktörlerinin (şiddete
yönelik olumlu yargılara sahip olma, çocuklukta şiddete maruz kalma, babadan anneye
yönelik şiddete tanık olma, alkol kullanma) kadına yönelik aile içi psikolojik ve fiziksel şiddet
davranışlarıyla ilişkisini incelemektir.Araştırmanın örneklemini Elazığ İlinden elverişli
örnekleme yoluyla seçilen 517 evli erkek oluşturmaktadır. fiziksel şiddet en çok ilköğretim ve
altı düzeyde eğitime sahip olanlarda öne çıkmaktadır. “Araştırma grubundaki katılımcılardan
ilköğretim ve altı düzeyde eğitime sahip olanların %32.1‘i, ortaöğretim düzeyinde öğrenime
sahip olanların %21.5‘i, lisans düzeyinde eğitime sahip olanların %13.0‘ı, lisansüstü düzeyde
öğrenime sahip olanların %4.4‘ü eşine en az bir kez fiziksel şiddet uyguladığını ifade
etmiştir.’’Bu araştırma sonucunda dindarlık ile psikolojik ve fiziksel şiddet arasında negatif
yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
Bağcı, A. (2014) 495 öğrenci örneklemi ile yaptığı araştırmasında dindarlık puanları ile umut
puanları arasında pozitif yönde ve orta düzeyde anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit etmiştir.
Ayrıca düşük sosyoekonomik durumdaki öğrencilerde dindarlık puanı daha yüksektir.
Çamur, Z. (2014) Ondokuz Mayıs Üniversitesi‟nin farklı bölümlerinde öğrenim görmekte
olan, yaşları 16-27 arasında değişen toplam 591 katılımcıyla yürüttüğü araştırmasının amacı
geç ergenlik dönemindeki gençlerde yaşamda anlam ile dindarlık arasındaki ilişkini ortaya
koymaktır. “Analiz sonuçlarına göre yaşamda anlamın varlığı puanları ile dindarlık ölçeğinin
kişi açısından önem, ibadet, duygu, bilgi ve etki boyutları arasında pozitif yönde yüksek
düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir’’
Topuz, İ. (2013) yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde dindarlık tipolojileri ile benlik saygısı
arasındaki ilişkiyi incelediği bu çalışmasında 152 yetişkin ile çalışmıştır. Örneklem grubunun
%34 ‘ü erkek %66 ‘sı kadındır. Dindarlık tipolojilerini ölçmek için “Dindarlık Tipolojilerini
Belirleme Ölçeği” bağımlı değişken olarak kurgulanan benlik saygısını ölçmek için ise
‘Rosenberg Benlik Saygısı” ölçeği kullanılmış.Araştırma sonucunda benlik saygısı ile
dindarlık tipolojileri arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
Kimter, N. (2008) araştırmasında üniversiteli gençlerin benlik saygıları ile dindarlık düzeyleri
arasındaki ilişkiyi incelemeyi hedeflemiştir.Araştırmanın örneklemini Uludağ Üniversitesi ve
Onsekiz Mart Üniversitesi’nde öğrenim gören 632 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma
bulgularına göre ailelerinin dindarlık derecesi öğrencilerin benlik saygısı düzeylerini pek
etkilememektedir.
Kaya, H. (2007) ‘nin araştırmasnın örneklemini Sivas İl Merkezi’ndeki tarikatlara üye olan
kadınlar oluşturmaktadır. Bu araştırmanın amacı tarikata üye olan kadınların sosyoekonomik
yönlerinin nasıl olduğu ile dini tutum ve davranışlarını etkileyen sosyal faktörleri ortaya
çıkarmaktır.Tarikat mensubu kadınların büyük bir kısmını %62.7 lik bir oran ile ev hanımları
oluşturmakta. Eğitim düzeyi açısından bakıldığında %33.3 ile ilköğretim mezunları ilk sırada
yer almaktadır.Ayrıca araştırmaya katılan kadınların %62 oranındaki büyük çoğunluğu
oğlunun çalışan bir kadınla evlenmesini istememektedir. %42 oranında bir kesim ise
kadınların çalışması hakkında olumsuz bir tutum sergilemektedir.
KAYNAKÇA
ACAR, M. C. (2019). Öz güven ile dindarlık arasındaki ilişki: Üniversite öğrencileri üzerine
bir araştırma. Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, (14), 64-78.
Yılmaz, E. (2017). Kur'an kurslarında öğrenim gören yetişkin bayanlarda benlik saygısı ve
dindarlık ilişkisi üzerine bir araştırma (Bilecik örneği)
Öztürk, Y. (2017). Ergenlerde dindarlık ile öznel iyi oluş arasındaki ilişkinin incelenmesi-
Çarşamba örneği (Master's thesis, Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü).
Gülmez, Ç. (2014). Kadına yönelik aile içi şiddet, ahlaki çözülme ve dindarlık
Topuz, İ. (2013). Dindarlık tipolojileri ile benlik saygısı arasındaki ilişki: Yetişkinler üzerine
bir araştırma. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler
Dergisi, 2013(30), 35-50.