You are on page 1of 4

Dillerin doğuşu:

Dil kökeni çok uzak yıllardan beri insanın aklına geçen bir konudur. Hem nasıl ortaya çıktığını bilim adamları
tarafından hep tartışmakta ve araştırmaktadır. Açık ve ispat delilleri olmamasından dolayı kökenlerini
incelemenin zorluğuna yol açmaktadır. Farklı bir ifadeyle, dillerin tarihi eserleri gibi somut değildir, dil nesilden
nesile geçen sözlü bir mirastır.
Dilbilimciler, dillerin doğuşu hakkında farklı teoriler bulur. Bu teorilerden biri “monogenist teori”dir.
Yeryüzündeki bütün dillerin tek bir kökenden doğmaktadır. Bu kurama göre, dil ilahi bir kaynaktan gelmektedir,
”yani yaratıcı, insana dili armağan olarak verdi ve onu üstün kılmıştır” (Beşer,2019). İslam, Hristiyanlık ve
Yahudilik dinleri hatta birkaç dilbilmci ve filozofları bunu yönderir. İkinci teori ise “poligenist teori”dir.
Poligenizim, monogenizimin tersidir, İlahi kaynağa bakılmadan ileri sürülen teorilerden oluşmaktadır. Çeşitli
kaynaklardan kaynaklanmaktadır. Kısaca Şahzade (2007,24) ye göre “polijenistlerin görüşüdür ki dilleri ayrı ayrı
kaynaklardan doğup geliştiklerini ileri sürer”.
Bundan başka dillerin doğüşü konusunda, ister tek bir kökten ister ayrı ayrı kökten doğdukları inanılırdır.Dillerin
doğuşu kelimelerden oluşturmaktadır. Bu, kelime oluşumunun dilin oluşmasına yardımcı olduğu anlamına gelir.
Çünkü kelime bütün dillerden en küçük birliğidir. Bu nedenle dil biginler ilk dilin ya da ilk sözcük kökeni hakkında
birkaç teori öne sürdüler.

Dillerin doğuşu ile ilgili kuramlar :


a) Yansıma Kuramı :
Bu kuram, Alman dilbilimci Max Müller tarafından yapıldı. Düsüncesine göre dil tek bir anda gelmez,
uzun yıllar süren bir devamlılık ile dilin ortaya çıkmıştır. Oysa, ilk insanın doğadaki ve çevresindeki
sesleri taklit etmesi sayesinde, sözcükleri ortaya çıkıp olmuştur. Max Müller, her dilde kelimelerin
insanı doğada kendisini çevreleyen sesleri taklit etmesi sonucu yansıma yoluyla oluştuğuna örnekler
verdi. Dillerdeki çeşitliği nedeniyle, yansıma kelimeler bir dilden diğerine farklılık gösterir. Bunun
nedeni, sözcüklerin dilin yapsına, kendi kültürüne ve tarihine bağlı olmasıdır. Elhamdani’ye (2007,15)
bu fikri şu şekilde açıklamaktadır ‘’Bir kedinin miyavlaması, köpeğin havlaması ve ağaçların
hışırtısı…vb gibi kelimeler doğadaki seslerin taklit edilmesinden kaynaklanmış olabilirdir. Bununla
birlikte’’doğal sesleri imitasyonu bir toplumdan diğeri farklıdır’’. Elhamdani’in bu söylediklerine
göre önce insanoğlu bir şekilde doğadaki varlıkları sesini taklit etmeye yoluna gitmiştir, ağacın
birbirine çarpıştığını görmüştur, onu taklit etmiştir, oradan bir hayvan ses çıkartmıştır, sonra bunu
taklit ederken dili meydana gitirmiştir. Diğer taraftan seslerin taklit edilmesinin bir halktan diğerine
çeşitlilik gösterdiğini açıkladı . Mesela köpek havlaması her dilinde başkadır ; Türk köpeği hav hav ,
Arap aw aw, İngiliz köpeği waf waf havlanır.
Her dilde, yansıma teorisi bulunduğunu açıklanabilir. Yansıma teorisi itirazları ise somut olmayan
sözcükler ve ses olgusuna yoktuğunu yüzünden bu kuram ile açıklamak zordur.

b) Ünlem Kuramı:
Ünlem teorisi, Max Müller'e aittir. 19. yüzyılda "Pooh pooh" ile adı bilenmesidir, sonra Türkçede
"Ünlem" adına çevirlendirildir çünkü bu teorinin temel unsuru ünlemdir. Buna ek olarak dilbilimcilere
göre, insanın duygularını ifade ederken, kişinin davranışları sayesinde ortaya çıktığına inandıkları için
ünlem kuramı olarak adlandırılırdır. Ünlem kurama göre dil,sevinç,heycan,korku,öfke gibi duygularla
ifade edilen insan seslerinden kaynaklanmaktadır. Halbuki duygular seslere sonradan farklı anlamlara
sahip kelimelere evrildi. Örneğin of,uf,ah,vah,hay,hey.Türkçede bazı fiiler üflenek, inlemek gibi misal
söyleyebiliriz.
Alhamdani (2007,15)’a göre . “Bazıları diyor ki, bazı kelimelerin acıya doğal bir tepki olarak ortaya
çıkmış olabileceğini söylüyor, bir Arap acı çektiğinde “Ay“ ve şaşırdığında “Ah“ diyor, ama İngliz acı
çektiğinde “Ah“ ve şaşırdığında “Waw“diyor“. Yani ,insanların kopozisyondaki benzerliğinde rağmen
farklı halkı farklı tepkiler vermektedir’’. Alhamdani bu söylediklerine göre Ünlem, ilk insanın sevinç,
korku, öfke gibi duygularla çıkardıkları seslerden dilin oluşmaktadır. Bunu üstelikle dil, belli bir grubu
diğer gruplardan ayıran özellik ve avantajlara sahip olmasını sağlayan temel unsurdur.
Ünlem kuramı, dili düşüncelerimizi ve duygularımızı ifade etmemize yardımcı olan bir araç olarak
görür. Ayrıca insan davranışını anlamak için dili inceleme ve anlama fikrine dayanmaktadır. Öte
yandan, ünlem teorisine itirazı eden dilbilimciler, dilin sadece isan davranaşından etkilenmedigine,
çünkü genetik faktör gibi dili etkileyen birçok faktör olduğuna inanmaktadır.
C ) İş Kuramı: ( Etkilişim)
İş teorisne göre, insanların iş yaparken çıkardığı seslerden fiiller oluşturduğu düşünülürdür. Fiilerin
ortaya çıktığından sonra kendisine anlamlı kelimeleri oluşturdu. Bununla birlikte“İlk insanın
kazmak, kesmek, vurmak işleriyle uğraşırken çıkardığı bazı seslerden dildeki ilk kelimeler
doğmuştur“(Dillerin doğuşu nasıl olmuştur,2020,5). Bu düşüncu hareketle iş yaparken çıkardıklar
sesleri sonucunda insanların yavaş yavaş kelimeye türetebelirdir . Başka bir efadeyile bu kurama göre
insanlık mutlaka iş yapmalı, eli tutmalı beraber yada toprağa kazmalı beraber bunu yaparken de elbette
birbirlerini bir şeyler ifade etme başladı, bunu neticesinde dil geliştirdi.

D) Güneş Dil Kuramı:


Güneş dil teorisiye göre Türkçe en eski dil sayılmaktadır , bütün diller Türkçeden kökenlenmiş
diyen bir monogenist teorisidir. Bu kuramı 1935 yılında meydana çıkmıştır. Avusturyalı Dr Phill
Hermanım Kvergiç ait eden çalışmasının 41 sayfalık “La psychlogie de Quelques Elements des
Langues Turques” (Türk Dillerindeki Bazı Unsurlar ın Psikolojisi) Mustafa Kemal Atatürk tarafından
incelenmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün bu teorinin açılmasını istemesindeki sebeplerden biri : Avrupa
görüşünü değiştirmek ve Türklerin güvenini artırmak için bu teoriye bir soruşturma dayatmaktır.
Avrupaların Türkler Aydınlanma devrimini yayarak “Türkçe, Taş ve Maden devri gibi çok eski
çağlarda kültür sözcüklerini göç yolu ile tüm dünya dillerine yayan eski, köklü ve büyük bir kültür
dilidir.” Bu görüntü yaratılacaktı.(Meydan Larousse)
Bu kuramda en önemli noktalardan biri Türk dili yeryüzündeki en eski dil olduğunu aynı zamanda
diğer butun diller aslında Türkçeden kaynaklanmıştır. Karakuş’un (2006,s1) bu fikir ilgili şöyle
vurgulanır “Türkler tarihin belirlediği en eski milletlerden biridir ve dolayısıyla Türkçe de tarihin
derinliklerinde meydana gelmiş çok eski bir dil olup pek çok dile kaynaklık etmiş olmalıdır.
Kelimelerin oluşumu da güneşin oluşumu kadar eskidir. Bugün kullandığımız kelimeler aslen
Türkçedir ve diğer dillere de bu kelimeler bizim dilimizden geçmiştir”. Bunlardan hareketle, Türkçe
uzun bir geçmiş olan en eski dillerden biridir, aslında bir kaç dilden kaynakladı. İlk kelimelerin
oluşumunda yardımcı unsur güneş olmuştur. Bunu yanında oluşturduğu kelimeleri günümüzde
hala kullanılır. Ancak Yabancı Dil Kurumu dilbilimcileri bu tezi savunduğu rağmen birçok dilbilimci
bu hipotezi hem gerçek olmadığını belirtilir, hem de onu savunmaz.
Bu gürüşe göre tek önemli olguşu Güneş.Yaani onu asıl kaynağı Güneş’tir “Güneşin ilk insanlar için
her şeyden üstün bir obje olduğu ve dilin zuhûrunda da ilk amilin güneş bulunduğudur” (İnan,
1936; s. 3).Buna göre insanlık güneşe büyük bir önem verir. Bu sebeple güneşin parlığı, şaçtığı ışık,
ateşi gibi özeliklerden dolayı birçok kavram oluşmuştur. Dilin kaynağında, ilk adam güneşe
baktığında, /Aa/ ve /Ağ/ gibi sesleri çıkmıştır, bu sesin sadece Türkçede vardığını vurgulanır. Buna
bağlı olarak, ilk kökenli olmalıdır, a sesinden sonra b, m, p, t, y, g, k, h ve u gibi seslerinin
gelebileceği de teoride anlatmaktadır (Demir,2010,s392).
TDK III:363’ten ‘
’1) ağ+ağ =ağa,
2) öğ+üt=öğüt,
3) uğ+us=us,
4) ağ+aç=ağaç,
 5)ağ+at+ağ =ata,
 6) oğ+ok+uğ=oku..’’
Bu teori üzerinde yapılan tüm çalışmalara rağmen, pek çok dilbilimci Güneş Dili teorisini
eleştirmektedir. 1938 yıllarında Ankara üniversitesinde Türk dilbilimci İbrahim Necmi Dilmen
Güneş Dil teorisi ile ilgili son dersi verdi, ‘’Güneş öldükten sonra onun teorisini nasıl hayatta
kalabilirdi’’ söylerek, Atatürk’ün ölümü nedeniyle bu kuramı ile ilgili çalışmaların durdurulmasını
açıklar.

.
Kaynakça
1. Beşer,E.(2019,04,23),Dillerin Doğuşuna ilişkin Görüşler & Teoriler.Maraşgündem.
https://www.marasgundem.com.tr/makale/dillerin-dogusuna-iliskin-gorusler-teoriler-16913
2. Şahzade,D.(2007).Türkçeyi Doğru Etkili ve Güzel Konuşma Kit-Hapı.İstanbul:Omega
Yayınları.
3. Elhamdani,M .(2007).İlm Nefs Lugha: Min Mendour Maarifi (2baskı).Amman:Dar El-
Masirah .
4. 1.Hafata Dersin İçeriği Dillerin doğuşu nasıl olmuştur.(2020,09Ekim).
https://aydep.ahievran.edu.tr/files/soru/2020-10-235a3a0e0e1223c54aaf426f0a160a90f8.pdf
5. Demircan, Ö. (2012). GÜNEŞ-DİL TEORİSİ . İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi |
Istanbul University Faculty of Communication Journal , 0 (8) , . Retrieved from
https://dergipark.org.tr/tr/pub/iuifd/issue/22883/244769
6. Demir, G. Y. (2010). Türk Tarih Tezi ile Türk Dil Tezinin Kavşağında Güneş-Dil Teorisi . Uludağ
Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi , 11 (19) , 385-396 .
7. KARAKUŞ, İ, Atatürk Dönemi Eğitim Sisteminde Türkçe Öğretimi, Ankara 2006. 22/03/2023
tarihinde https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/gunes-dil-teorisi/?pdf=3638 adresinden
erişilmiştir.
8.  Meydan Larousse, Büyük Lugat ve Ansiklopedi, Güneş Dil Teorisi maddesi
9. İnan,A.(1983), “Güneş-Dil Teorisi Üzerine Notlar I.İstanbul.
10. Geoffrey Lewis, The Turkish language reform: A catastrophic success, 11 Şubat 2002

WEB Kaynakları:
 https://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%BCne%C5%9F-Dil_Teorisi#cite_ref-8
 https://www.edebiyatfakultesi.com/dil/dillerin-dogusu-ortaya-cikisi
 https://www.marasgundem.com.tr/makale/dillerin-dogusuna-iliskin-gorusler-teoriler-16913
 https://democraticac.de/?p=47670#_ftn18

You might also like