You are on page 1of 21

TÜRK DİLİ 1

DİL VE DİLİN ÖZELLİKLERİ


1.HAFTA

Öğr. Gör. Hayattullah ŞAN


"Dil" çok eski zamanlardan beri merak edilen bir
konudur.
Bunun için "dil nedir?" sorusunu birçok düşünür
kendine sormuştur.

Keskin (1993, s.131), çeşitli açılardan yapılan dil


tanımlarının sayısının üç yüz ellinin üzerinde
olduğunu belirtmektedir.
Örneğin Adalı (1982, s. 14) dili "İnsan
topluluklarının anlaşma, bildirişme aracı" olarak
kısaca tanımlarken,
2
Aksan (1995, s. 55) "Düşünce, duygu ve
isteklerin bir toplumda ses ve anlam yönünden
ortak olan öğeler ve kurallardan yararlanılarak
başkalarına aktarılmasını sağlayan çok yönlü,
çok gelişmiş bir dizgedir." diyerek daha ayrıntılı
tanımlamıştır.

3
Dilin bazı özellikleri vardır:

• Dil bir anlaşma aracıdır.

• Dilin temeli bilinmeyen bir zamanda atılmıştır.

• Dil bir kurallar dizgesidir.

• Dil sosyal bir kurumdur. İnsan sosyal bir canlıdır.

• Tek başına yaşamaz, yaşayamaz.


4
• Dil kültürün aynasıdır. Dil bir toplumun kültürünün
özelliklerini kendisinde taşır.

• Dil doğal bir araçtır. İnsan kendisinin ürettiği araçlara


istediği biçimi verebilir, onu yönlendirebilir; ama dilin
doğallığı buna engel olur.

• Dil düşünceyi etkilemektedir. Dil zenginliği düşünce


zenginliğinin bir göstergesidir.

• Dil canlı bir varlıktır.


5
Dilin Doğuşu
İnsanın nasıl, ne zaman, hangi dili konuştuğu, ilk
önce hangi sözcüğü söylediği hep merak edilmiştir.
Bu soruların yanıtlanması çok zordur. Yazılı
metinler ancak, yakın bir geçmişin aydınlatılmasına
olanak vermektedir. En eski belgeler sayılan
Sümerce metinler bile bundan 5500 yıl öncesine ışık
tutmaktadır. İlk insanlar ise bundan daha
önceki dönemlerde yaşamışlardır. Dilin doğuşuyla
ilgili kuramlar şunlardır:

6
Yansıtma Kuramı:
Bu kuram konuşmanın insanın doğadaki sesleri
taklit etmesinden doğduğunu savunur. Hav hav, şırıl
şırıl, miyav, me vb. doğada bulunan seslerininsanlar
tarafından tekrarlanması konuşmayı oluşturmuştur.
Bu kurama göre hav hav sesi köpek, şırıl şırıl sesi
su, miyav sesi kedi sözcüklerinin kaynağıdır. Bu ise
ancak kökenbilimin sözcüklerin en eski biçimlerini
araştırmasıyla kanıtlanabilir.

7
İş Kuramı
Bu kurama göre konuşma insanların birlikte iş
yaparken çıkardıkları seslerden doğmuştur. İş
yapılırken tek düzelikten kurtulmak, birlikte
çalışmayı güdülemek, canla başla çalışılmasını
sağlamak için insanların çıkardıkları "ha, hı, he,
ho, hu, eh" gibi bir takım sesler konuşmanın
temelini oluşturur. Bu kuram da konuya tam bir
açıklık getirememektedir.

8
Beden Dili Kuramı
Bu kurama göre insan anlaşmak için el-kol
hareketleri yaparken birtakım sesler de çıkartır.
insan hareketle ses arasında bağlantı kurduğu zaman
konuşma doğmuştur. Bu kuramın temel dayanağı
günümüz insanının bile konuşurken el kol
hareketlerinden yararlanmasıdır.

9
Toplumsal Denetim Kuramı
Bu kuram konuşmanın insanın kendi dışındaki
kişileri denetim altına alarak kişisel gereksinimlerini
karşılama isteği sonucunda doğduğunu ileri sürer.Bu
kuramın ilginç yanı şudur: Konuşma, insanın
coşkusal deneyleri, yaşamı ile rastgele eyleminden
doğmuştur; bu eylem, simgesel bir yoldan, öteki
bireylerin davranışlarını denetim altına almak,
kendi kişisel istekleriyle gereksinmelerini doyurmak
amacına yöneliktir

10
Ünlem Kuramı
Bu kuramı ileri süren Demokritos konuşmanın
insanın duygusal yapısıyla bağlantısı olduğunu
savunmuştur. 1970'lerde bir Sovyet bilim adamı da
bu kuramı savunur. Bu kurama göre dilin temeli,
insanın ilkel coşkularının bilinçsiz anlatımlarıdır.
İlkel insan, coşkusunu bir takım davranışlarla dışa
vururken, bu davranışların coşkusunu anlatmaya
yetmediği yerde sesler çıkartmaya başlamıştır.İşte
bu sesler gelişerek dili oluşturmuştur.

11
Konfüçyüs’ün Dil ile İlgili Düşüncesi
Çinli filozof Konfüçyüs’e sormuşlar: “Bir ülkeyi
idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne
olurdu?”
Konfüçyüs şöyle cevap vermiş: “İşe önce dili
düzeltmekle başlardım. Çünkü, dil bozulursa
kelimeler düşünceleri anlatamaz. Düşünceler iyi
anlatılmazsa, yapılması gereken işler yapılmaz.
Görevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve Düzen
bozulur.

12
Töre ve düzen bozulursa, adalet yoldan sapar. Adalet
yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını,
işin nereye varacağını bilemez.

Bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.”

13
DİL - KÜLTÜR İLİŞKİSİ

14
YÜZYILLAR İÇERİSİNDE, BİR MİLLETİN DİĞER
MİLLETLERDEN FARKLI OLARAK GELİŞTİRDİĞİ DUYGU,
DÜŞÜNCE VE HAYAT GÖRÜŞÜ, KÜLTÜR’DÜR.

KÜLTÜR; MİLLETİN YAŞAMASI İÇİN ŞART OLAN CANLILIK


VE HAREKETLİLİĞİ VERİR.

15
KÜLTÜRÜN EN BÜYÜK AKTARICISI, “DİL” DİR.

DİL OLMAKSIZIN KÜLTÜR AKTARIMI SINIRLI KALIR.

DİL, GEÇMİŞİ BUGÜNE, BUGÜNÜ YARINA BAĞLAR.

16
SORU-1
Aşağıdakilerden hangisi dillerin doğuşuyla ilgili bir
kuram değildir?
A-Yansıtma Kuramı
B-İş Kuramı
C-Toplumsal Denetim Kuramı
D-Ses Kuramı
E-Ünlem Kuramı

17
SORU-2
Aşağıdakilerden hangisi dilin bir özelliği değildir?
A-Dil canlı bir varlıktır.
B-Dil kültürün aynasıdır.
C-Dil sosyal bir kurumdur.
D-Dil en önemli anlaşma aracıdır.
E-Dil yapay bir varlıktır.

18
SORU-3
.
Aşağıdakilerden hangisi yazının gelişim
aşamalarından değildir?
A-İşaret yazısı
B-Resim yazısı
C- Düşünce yazısı
D- Hece yazısı
E- Harf yazısı

19
SORU-4
.
Aşağıdakilerden hangisi dilin bir özelliğidir?
A- Dil kalıcıdır, değişmez
B- Dil sosyal bir kurumdur.
C- Dil yalnız tatmak içindir.
D-Dil toplumun özelliklerini yansıtmaz.
E-Bütün diller tek bir dil ailesinden gelir.

20
Katılımınız için
Teşekkür Ederiz.

You might also like