You are on page 1of 27

Dil nedir?

“Kimse bana sormayınca biliyorum, birine açıklamaya kalkınca da bilmiyorum.”


(Uygur, 2005)
“Anlaşmayı sağlayan tabiî bir vasıta, kendisine ait
kanunları olan ve ancak bu kanunlar çerçevesinde gelişen
canlı bir varlık, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir
gizli antlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş içtimaî bir
müessese” (Ergin, 2007)

Canlı: canı olan, diri, yaşayan (TDK Türkçe Sözlük)


Bir şey hem “doğal bir varlık” hem de
“toplumsal bir kurum” olarak nitelendirilemez.

O halde Dil nedir? sorusuna yanıt ararken “Dil ne


değildir? sorusunu sorarak bu sorulara birlikte
cevaplamaya çalışalım.
● Dil sadece bir iletişim (bildirişim) aracı değil; aynı zamanda
bildirişime konu olan düşüncenin üretilmesinde de en önemli
araçtır.

Bildirişim nedir?

Bildirişim, “Bir gönderici tarafından, öte yandaki bir alıcı üzerinde belli bir etki oluşturmak
amacı ile adına “gösterge” denilen, anlam yüklü birimlerden yararlanarak, karşı tarafa belli bir
bildiri ulaştırma eylemi.” (Gemalmaz, 1982)
BİLDİRİŞİM

Amaçlılık Anlamlı Göstergeler

İnsan neden iletişim kurma ihtiyacı duyar?


Duygu ve düşüncelerimizi aktarmak amacıyla
bildirişimde bulunuruz.

Duygu ve düşüncelerimizi oluşturabilmemeiz için


nesneleri,

algılamamız

tanımlamamız

ve değerlendirmemiz gerekmektedir.
Düşünme Sürecinin Aşamaları

Nesneleri algılama

Nesneleri adlandırma

Benzerlikleri ve/veya farklılıkları fark


etme

Nitelikleri adlandırma

Nesnelerle niteliklerini birleştirme


● Dil doğal bir varlık değil; doğal olan dil yetisi içinde bireysel üretim
ve toplumsal uzlaşmayla oluşturulan bir olgudur.

Dil yetisi tabiî bir varlıktır ve bütün toplumları oluşturan bütün


bireylerde benzer nitelikler göstermektedir.

İnsanlar dil yetileri sayesinde dili oluştururlar.


● Dil canlı bir varlık değil; varlığı insana bağlı bir olgudur.

Dil toplumların yüzyıllar boyu süren deneyimleri ve ihtiyaçları


doğrultusunda sürekli değişmiştir. Bu değişim kimi zaman gelişme ve
yayılmayla; kimi zaman da gerileme ve kaybolmayla sonuçlanmıştır.

Dilin tarih ve coğrafya içindeki bu hareketliliğionun “canlı” olarak


algılanmasına neden olmuştur. Ancak bu değişim dilin kendisinden
çok dil dışı süreçler ve eyleyenlerden kaynaklanmaktadır.
● Dil seslerden kurulu bir göstergeler dizgesidir.

İnsan dilini diğer bildirişim araçlarından ayıran en önemli özellik, dilin


çözümlenebilen insan seslerinden kurulu olmasıdır.

Kendisi dışında bir nesne ya da olgu gösteren


nesne ya da olguya gösterge denir.

Dildeki her birim yalnızca bir göstergedir, temsil


ettiği varlığın kendisi değildir.

İçerik (Gösterilen)
At (Türkçe) Horse (İng.)
Biçim (Gösteren)
● Dil, çift eklemli bir dizge (sistem)dir.

Eklemlilik, bütün dillerin ortak özelliğidir. bildirişim aracının dil olarak


değerlendirilmesi için tek boyutlu (çizgisel) olarak eklemlenmiş olması
gerekir.

Çözümlenebilen bu dil unsurları da ses birim ve anlambirimlerden oluşur.

b, k, a, r, c, l, o: karı, koca, ırak, ocak


Anlamsız seslerden anlamlı sözcükler, sonra da anlamlı sözcüklerden yargı
içeren tümcelerin meydana gelmesi.
● Dil, toplumsal bir olgudur ancak kullanımı bireyseldir.

Ferdinand de Saussure

Dil Söz

Dil, o topluluğun bireylerinin beyinlerindeki dile ilişkin


bilgilerinin tümüdür.

Söz, dilin bireysel yanıdır. Her birey, dil bütününden ancak


bir bölümünü bilir ve kullanır.
● Dil, toplumdan topluma değişir.

Kaynağı aynı da olsa hem kavram işaretleri yani


göstergeler dizisi hem de kavram ilişkileri kurma yani söz
dizimi her dilde farklıdır.
Dil, insanla nesne arasında ilgi kuran, gerçek dünyayı
kurmaca dünyaya aktararak bir toplumun dünyayı
algılama biçimini yansıtan, insanın düşünce oluşturmasını
ve düşüncelerini iletmesini, kendisine iletilen düşünceleri
algılamasını sağlayan, çözümlenebilir insan seslerinden
kurulu bir sistemdir.
Ana Dili

Ana dili, başlangıçta anneden ve yakın aile çevresinden, daha sonra da


ilişkili bulunan çevrelerden öğrenilen, insanın bilinçaltına inen ve
bireylerin toplumla en güçlü bağlarını oluşturan dildir (Aksan, 1982: 81).
Ana dili bireyi birey yapan ve içinde bulunduğu topluma ait olmasını
sağlayan yapıdır.

Ana Dil

Ana dil, belli dil grupları içinde toplum ve akraba oldukları kabul edilen
dillerin kökeni olan dildir (Püsküllüoğlu, 2005: 63)
Dilbilimin Konusu Olarak Dil

Dilbilim, genel olarak dil olayını ele alan, özel olarak da dilin çeşitli gerçekleşmeleri
sayılan doğal dillerin hem belli bir evredeki işleyiş düzenlerini, hem de çeşitli evreler
arasındaki değişimlerini inceleyen bir insan bilimidir.

Dilbilim, olguların nesnel biçimde gözlemlenmesini ya da doğrulanabilir ilkelere


dayalı tümdengelimli bir kuramlaştırma, açıklayıcı, genel nitelikli dilsel örnek
tasarlama etkinliklerinde bulunulmasını gerektirir.
Dilbilimin Konusu Olarak Dil

Dilbilim, yazı diliyle yazınsal dil karşısında sözlü dile öncelik ve üstünlük tanır.

Dilbilim, olgular üzerine öznelliğe yer vermeyen gözlemlerin ürünü olan


varsayımlarla eğilir, verileri bilimsel koşullara uygun ölçütlerle değerlendirir.
Dil Bilgisinin Konusu Olarak Dil

Türkçe sözlükte (TDK, 2005: 529) “Bir dilin ses, biçim ve cümle
yapısını inceleyip kurallarını tespit eden bilim, gramer” dil bilgisi
olarak tanımlanmıştır.

Ana dili eğitimi anlama ve anlatma becerilerine dayanır. Bu beceriler


içerisinde okuma, dinleme, konuşma, yazma becerileri bulunur. Dört temel
dil becerisi olarak adlandırılan bu becerileri dil bilgisi destekler. Dilin
kurallarını bilen birey dile daha hâkim hale gelecektir. Dili bu sayede
tanıyan birey de dilini daha etkili bir şekilde kullanabilecektir.
Güneş’e (2013a) göre dil bilgisi “bir metni okuma, anlama ve
üretmenin en önemli anahtarıdır” (s. 172).

Dil bilgisi; dilin sesten heceye, heceden sözcüğe, kelimeden


cümleye, cümleden metne ve tüm bunların anlamsal boyutlarına
yer veren bir dil bilimi dalıdır.
Dil Bilim ve Dil Bilgisi İlişkisi

Günümüzde, genelde dil, özelde dil bilgisi öğretiminin sorunlarının tam


anlamıyla aşılamamış olmasının temelinde dil bilimin verilerinin yeterince
kullanılmaması da yatmaktadır denilebilir.

Dil bilgisinin daha dar bakış açısıyla değerlendirdiği dili, dil bilimi daha geniş
pencerelerden değerlendirir. Çoğu zaman parçalar irdelenirken parçalar arasındaki
ilişkiler gözden kaçırılır ve bütün görülemez. Bütünün görülemediği, parçalar üzerinde
yapılan bir dil bilgisi öğretimi amacına ulaşamayacağı için bütünselliği esas alan dil
bilimin verilerinden faydalanmak oldukça önemlidir.
Dil Bilim ve Dil Bilgisi İlişkisi

Dil bilgisi, dilin sistematiğinin ve kurallarının öğretimini içeren bir


konular silsilesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Dil bilimsel yaklaşımda ise
temel hedef, kuralların ezberlenişi ve teoriye mahkûm bilgi yığınlarını
bireylerin zihinlerine kazımak değildir. Dil biliminin temel hedefini, dilin
mantığının kavratılması, öğrenilenlerin uygulamaya dönüştürülmesi ve
var olandan öte, olması gerekenleri sorgulayıp yeni bakış açıları
geliştirebilecek yetkinlikte ve hassasiyette bireylerin yetiştirilmesi
oluşturmaktadır.
Dil Bilim ve Dil Bilgisi İlişkisi

Dil bilgisi, dili sitem olma özelliğini koruyarak birtakım kurallarla


açıklamaya çalışmaktadır. Dil bilim ise, “Kendine özgü yöntemlerle
genel olarak dili, özel olarak da doğal dilleri yapıları, işleyişleri, süre
içinde değişimleri vb. açısından inceleyen insan bilimi” (Vardar, 2002).
Dilin İşlevleri

Dil, kullanım durumuna göre çeşitli işlevlere sahiptir. Bu işlevler


şöyle sıralanabilir:
1. Göndergesel İşlev: Bu işlevde temel amaç bilgi vermektir.
Örneğin televizyonda dinlenen haberler vb.
2. Düzeltme İşlevi: Dilin bu işlevi daha çok denetim amacıyla
kullanılmaktadır. Örneğin sözlü veya yazılı emirler, yönergeler
vb.
3. Heyecana Bağlı İşlev: Bu işlevde duygular, heyecanlar söz
konusudur.
Dilin İşlevleri
4. Kanalı kontrol işlevi: İletişim sırasında ileti (mesaj), kanalın iletiyi
göndermeye uygun olup olmadığını öğrenmek amacıyla oluşturulmuşsa
dil, kanalı kontrol işlevinde kullanılmıştır. Bu işlevde, iletişim
kanallarını denetleme amacı güdülür.
“Beni anlıyorsunuz değil mi?”
5. Dil Ötesi İşlevi: Bir ileti (mesaj) dille ilgili bilgi vermek amacıyla
oluşturulmuşsa o iletide dil, dil ötesi işlevde kullanılmıştır.
6. Sanatsal (Şiirsel) İşlev: İletinin (mesajın) iletisi kendinde ise dil
şiirsel işlevde kullanılmış demektir. İleti, bir anlam aktarmaktan çok,
karşı tarafta farklı çağrışımlar uyandırır. İmgesellik esastır.
Bağlam

Sözcükler, farklı ortamlarda cümle içerisinde değişik anlamlar ifade edecek


şekilde kullanılabilir; bu kullanımlara bağlam adı verilir. Bir başka ifadeyle,
sözcüklerin ortama bağlı olarak cümle içerisinde kazandığı anlamlara bağlam
denir.
Örnek: Ellerini yıkamadan sofraya oturma.
Başkasına el açacağına git, çalış ve ekmeğini kendin kazan.
El elin eşeğini türkü söyleyerek arar.
Bir elin nesi var iki elin sesi var.
Biçimbirim

Biçimbirim, biçim birimi veya morfem, dildeki anlamlı en küçük dilsel


birimdir. Kelime ve ekler biçimbirim olabilir. Biçimbirimler bağımlı ve
bağımsız biçimbirim olarak ikiye ayrılırlar. Bağımsız biçimbirimler;
kelimeler, yani sözcük birimlerdir. Bağımlı biçimbirimlerse tek başlarına
anlam ifade edemeyen eklerdir.
Dil Edinimi

Dil öğreniminden farklı olarak, dilin doğal bir ortamda bir eğitim gerektirmeden
kazanılmasıdır.
Chomsky, dilin bütün insanlar için evrensel bir olgu olduğunu yani bütün
insanların dili edinebileceğini savunur .Ayrıca dilin çocuğun genetik
programının bir parçası olduğunu, doğuştan gelen yetenekle dilin edinildiğini
söylemektedir.(Aksan,1995)
Özellikle 1950'lerden itibaren psikodilbilim alanındaki gelişmelerle birlikte dil
edinimi üzerine yapılan araştırmalarda artış göstermiştir.
Dil Edinimi

Dil ediniminin gerçekleşmesi için bazı koşulların mevcut olması gerekmektedir:


Kişide var olması gereken özellikler: Biyolojik olarak konuşma ve işitme
organlarının yeterliliği; algılama, yargılama, sentez vb. beceriler.
Çevresel özellikler: Dil yetisini doğuştan getiren kişinin o dili öğrenebilmesi
için o dilin konuşulduğu ortamda bulunması ve o dili iletişim aracı olarak
kullanması gerekir.
Sonuç olarak dil edinim süreci hem kalıtımsal hem de toplumsal koşulları bir
arada gerektiren eş güdümsel bir süreçtir.

You might also like